Yerel Haberler
Trabzon
15 Kasım 2024 Cuma - 15:25 Trabzon’da ’TRAMAR’ açıldı, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin vatandaşların et ve süt ürünleri ile temel gıda maddelerine uygun fiyatlarla erişebilmesi amacıyla hayata geçirdiği satış merkezi TRAMAR, düzenlenen törenle açıldı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından indirimli et ve süt ürünleri ile temel gıda maddelerinin satışa sunulacağı TRAMAR’ın açılışı yapıldı. Açılışa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı ve Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, Trabzon Milletvekili Vehbi Koç, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan ve çok sayıda kişi katıldı. Açılışta bir konuşma yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, “Belediyecilik bir yönüyle halka bütünüyle hizmet etmektir. Sadece su, altyapı işi değildir; halkımızın yaşamına dokunmaktır. Halkımızın doğumundan ölümüne kadar bütün sorunlarıyla muhatap olmaktır. AK Parti belediyecilik anlayışı, eser ve hizmet siyasetinin yanında sosyal belediyecilik anlayışıdır. Belediyecilik işinin mimarı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ülkemizin her noktasında olduğu gibi şehrimizde de bu anlayışı ortaya koyuyoruz. Göreve geldiğimiz andan itibaren emeklilerimize ve gençlerimize kolaylıklar sağladık. Açılışını yaptığımız TRAMAR ile halkımızın temel gıda maddelerine daha uygun fiyatla erişmesi bu anlamda önemlidir. Attığımız adımlar aynı anlayışla devam ediyor. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürümüzle beraber müzakeresini yaptık, protokolünü imzaladık. Ben huzurlarınızda kendilerine çok çok teşekkür ediyorum. Çok mükemmel bir iş ortaya çıktı. Biz belediyeyiz, bizim işimiz ticaret yapmak değil; esnafımızla rekabet etmek asla değil. Vatandaşımızın uygun şartlarda en azından temel gıda maddelerine ulaşımları konusunda piyasadan daha uygun şartları temin etmeyi ve sunmayı amaçlıyoruz. Şu anda piyasadan en az yüzde 30 gibi bir farkla bu hizmeti vatandaşlarımıza sunacağız. Burada yerli ve organik ürünlerimizi satacağız. Derdimiz vatandaşımıza hizmet etmektir” dedi. Vali Yıldırım: “Çok önemli bir adım” Trabzon Valisi Aziz Yıldırım da projenin önemine vurgu yaparak, “Büyükşehir Belediyemizin halkımıza uygun fiyatlarda temel gıda ürünleri sunarken, bir yandan da piyasayı dengeleyecek bu girişimini son derece kıymetli buluyorum. Bu adım hemşehrilerimizin kaliteli, sağlıklı ve uygun fiyatlı temel gıda ürünlerine ulaşması adına atılmış önemli bir adımdır. Bu girişimle belediyemiz, halkımızın yanında durarak onların günlük hayatını kolaylaştırmak için elini taşın altına koymuş, sosyal sorumluluk anlayışıyla hareket etmiş, sosyal belediyeciliğin çok önemli bir örneğini ortaya koymuştur” diye konuştu. Konuşmaların ardından TRAMAR’ın açılışı gerçekleştirilirken, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
15 Kasım 2024 Cuma - 10:05 Sahil Güvenlik ekipleri Karadeniz’de 7/24 devriyede Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, Karadeniz sularında 7 gün 24 saat aralıksız devriye görevi yapıyor. 1 Eylül itibarıyla başlayan av sezonunda denetimlere ağırlık veren ekipler, yasa dışı ve kayıt dışı balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor. Sahil Güvenlik ekipleri, Türkiye’nin üç tarafını çevreleyen denizlerde 7/24 görev başında. Gece gündüz kesintisiz bir şekilde mavi vatan için nöbet tutan Sahil Güvenlik ekipleri, su ürünleri avcılığı denetimlerine de ağırlık veriyor. Türk sularında bulunan canlı deniz kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdüren Sahil Güvenlik ekipleri, ticari ve amatör balıkçılar ile yasa dışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor. Alkolmetre ile denetim gerçekleştiriliyor Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, 1 Eylül itibarıyla ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılan balıkçıların hem güvenliğini hem de avlanan balıkların boy limitini kontrol ediyor. Arama kurtarma faaliyetleri, deniz güvenliği ve emniyetinin yanı sıra yasa dışı su ürünleri avcılığı ve deniz kirliliği konusunda da gerekli kontrolleri ve denetimleri yapan Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar olan sorumluluk sahası içerisinde su ürünleri denetimlerini saha, zaman, belge kontrolü ve teknik koşulların incelenmesi çerçevesinde icra ediyor. Gerektiğinde ilgililere idari para cezası uygulayan Sahil Güvenlik ekipleri, elde edilen ürün ve av araçlarına su ürünleri mevzuatı kapsamında el koyuyor. Mavi vatanda can güvenliğini korumak için gerekli kontrolleri yapan ekipler, alkolmetre ile denetim de gerçekleştiriyor. TCSG-95 Komutanı Yüzbaşı Deniz Karaduman, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın silahlı bir genel kolluk kuvveti olduğunu belirterek, “2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat Görev ve Yetkileri Yönetmeliği çerçevesinde komutanlığımız arama kurtarma faaliyetleri icra etmek, deniz güvenliğini ve emniyetini sağlamak, düzensiz göçle mücadele etmek, yasa dışı su ürünleri avcılığını önlemek ve gerekli denetimleri yapmak, denizlerimizde yapılan her türlü kaçakçılık faaliyetlerini izlemek ve önlemek, deniz kirliliği konusunda gerekli kontrolleri ve denetimleri yapmak, denizi kirleten tüzel veya gerçek kişilere gerekli adli ve idari yaptırımları uygulamak başta olmak üzere stratejik öneme haiz tesislerin korunması gibi kapsamlı ve kritik görevleri de başarılı bir şekilde yerine getirmektedir. Mavi vatan denizlerimizde veya sahilde bir olayla karşılaştığınızda Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline telefon, telsiz, SG mobil uygulaması ve internet üzerinden ulaşabilirsiniz” dedi. “Mavi vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz” Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı’na bağlı olarak Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar görev sahalarının olduğunu kaydeden Karaduman, “Sadece bu görev sahasıyla yetinmeyip gerektiğinde ve acil durumlarda mavi vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz. Görev periyodumuz, görev yoğunluğuna istinaden değişiklik göstermekle beraber gemi üzerinde bulunan lastik bot ve karada bulunan aracımız her gün görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra ihbar durumunda hazır kontrol tim ekibimiz de bulunmaktadır” şeklinde konuştu. “Alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup, işlem yapabilmekteyiz” Yapılan denetimlerde alkolmetre ile gerekli testlerin uygulandığını söyleyen Karaduman, “Sahil Güvenlik Komutanlığı, 668 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği 25 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca alınan karara istinaden silahlı bir genel kolluk kuvveti olarak doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla kurumumuz diğer kolluk kuvvetlerinin uygulayabileceği yaptırımların hemen hemen tamamını uygulayabilmektedir. Yapmış olduğumuz denetimlerde komutanlığımız bünyesinde bulunan alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup, işlem yapabilmekteyiz” diye konuştu. “Denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz” Mavi vatanın her bir karış toprağı ve güvenliği için tüm gelişmiş sistemleri kullanmaya ve tedarik etmeye devam ettiklerini kaydeden Karaduman, “Şu an envanterimizde bulunan Bayraktar TB2 İHA, İnsansız Sualtı Gözlem Aracı (ROV cihazı), yandın taramalı sonar (YTS), su altı intikal aracı scooter, uzaktan kumandalı insansız cankurtaran aracı (İCA), telsiz, ka bant uydu sistemi, gece görüş termal kameralar ve mobil radarlarımız gibi cihazlar ile gücümüze güç katarak vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Ayrıca bir anayurt güvenlik projesi olarak başlatılan Sahil Güvenlik Yönetim Sistesi (SGYS) kapsamında kurulan sistemlerle denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
15 Kasım 2024 Cuma - 09:50 Sahil Güvenlik ekipleri Karadeniz’de 7/24 devriyede Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri Karadeniz sularında 7 gün 24 saat aralıksız devriye görevi yapıyor. 1 Eylül itibariyle başlayan av sezonunda denetimlere ağırlık veren mavi vatanın kurtarıcı elleri huzur ve emniyet için yasa dışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor. Sahil Güvenlik ekipleri, Türkiye’nin 3 tarafını çevreleyen denizlerde 7/24 görev başında. Gece-gündüz kesintisiz bir şekilde Mavi Vatan için nöbet tutan Sahil Güvenlik ekipleri su ürünleri avcılığı denetimlerine de ağırlık veriyor. Türk sularında bulunan canlı deniz kaynaklarının gelecek nesillere aktarılması için çalışmalarını sürdüren Sahil Güvenlik ekipleri, ticari ve amatör balıkçılar ile yasa dışı, kayıt dışı ve düzenlenmemiş balıkçılık yapanlara göz açtırmıyor. Alkolmetre ile denetim gerçekleştiriliyor Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, 1 Eylül itibariyle ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılan balıkçıların hem güvenliğini hem de avlanan balıkların boy limitini kontrol ediyor. Arama kurtarma faaliyetleri, deniz güvenliği ve emniyetinin yanı sıra yasa dışı su ürünleri avcılığı ve deniz kirliliği konusunda da gerekli kontrolleri ve denetimleri yapan Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı ekipleri, Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar olan sorumluluk sahası içerisinde su ürünleri denetimlerini saha, zaman, belge kontrolü ve teknik koşulların incelenmesi çerçevesinde icra ediyor. Gerektiğinde ilgililere idari para cezası uygulayan Sahil Güvenlik ekipleri, elde edilen ürün ve av araçlarına su ürünleri mevzuatı kapsamında el koyuyor. Mavi Vatan’da can güvenliği korumak için gerekli kontrolleri yapan ekipler, alkolmetre ile denetim de gerçekleştiriyor. Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı’nda TCSG-95 Komutanı Yüzbaşı Deniz Karaduman, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın silahlı bir genel kolluk kuvveti olduğu belirterek, “2692 sayılı Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu ve Sahil Güvenlik Komutanlığı Teşkilat Görev ve Yetkileri Yönetmeliği çerçevesinde komutanlığımız arama kurtarma faaliyetleri icra etmek, deniz güvenliğini ve emniyetini sağlamak, düzensiz göçle mücadele etmek, yasa dışı su ürünleri avcılığını önlemek ve gerekli denetimleri yapmak, denizlerimizde yapılan her türlü kaçakçılık faaliyetlerini izlemek ve önlemek, deniz kirliliği konusunda gerekli kontrolleri ve denetimleri yapmak, denizi kirleten tüzel veya gerçek kişilere gerekli adli ve idari yaptırımları uygulamak başta olmak üzere stratejik öneme haiz tesislerin korunması gibi kapsamlı ve kritik görevleri de başarılı bir şekilde yerine getirmektedir. Mavi vatan denizlerimizde veya sahilde bir olayla karşılaştığınızda Sahil Güvenlik Komutanlığı personeline telefon, telsiz, SG mobil uygulaması ve internet üzerinden ulaşabilirsiniz” dedi. “Mavi Vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz” Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanlığı bağlısı olarak Ordu-Giresun il sınırından Gürcistan sınırına kadar görev sahalarının olduğunu kaydeden Karaduman, “Sadece bu görev sahasıyla yetinmeyip gerektiğinde ve acil durumlarda Mavi Vatanımızın her yerinde görev yapabiliriz. Görev periyodumuz, görev yoğunluğuna istinaden değişiklik göstermekle beraber gemi üzerinde bulunan lastik bot ve karada bulunan aracımız her gün görev yapmaktadır. Bunun yanı sıra ihbar durumunda hazır kontrol tim ekimizde bulunmaktadır” şeklinde konuştu. “Alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup işlem yapabilmekteyiz” Yapılan denetimlerde alkolmetre ile gerekli testlerin uygulandığını söyleyen Karaduman, “Sahil Güvenlik Komutanlığı 668 sayılı kanun hükmünde kararname gereği 25 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca alınan karara istinaden silahlı bir genel kolluk kuvveti olarak doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanmıştır. Dolayısıyla kurumumuz diğer kolluk kuvvetlerinin uygulayabileceği yaptırımların hemen hemen tamamını uygulayabilmektedir. Yapmış olduğumuz denetimlerde Komutanlığımız bünyesinde bulunan alkolmetre ile sorumluluk sahamızda bulunan şahıslara gerekli testleri uygulamakta olup işlem yapabilmekteyiz” diye konuştu. “Denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz” Mavi Vatan’ın her bir karış toprağı ve Mavi Vatan’ın güvenliği için tüm gelişmiş sistemleri kullanmaya ve tedarik etmeye devam ettiklerini kaydeden Karaduman, “Şu an envanterimizde bulunan Bayraktar TB2 İHA, İnsansız Sualtı Gözlem Aracı (ROV cihazı), yandın taramalı sonar (YTS), su altı intikal aracı scooter, uzaktan kumandalı insansız cankurtaran aracı (İCA), telsiz, ka bant uydu sistemi, gece görüş termal kameralar ve mobil radarlarımız gibi cihazlar ile gücümüze güç katarak vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam ediyoruz. Ayrıca bir anayurt güvenlik projesi olarak başlatılan Sahil Güvenlik Yönetim Sistesi (SGYS) kapsamında kurulan sistemler ile denizlerimizi zaman mefhumu gözetmeksizin 7/24 esasına göre takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Trabzon’un derelerinin su kaynakları temiz çıktı
01 Haziran 2024 Cumartesi - 09:18 Trabzon’un derelerinin su kaynakları temiz çıktı Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü önderliğinde Trabzon’da özellikle su ürünleri üreme ve istihsal sahası olarak ilan edilen alanların kirlilikten korunması amacıyla derelerin temizliği kontrol edildi. Toplam 11 ilçede 11 su kaynağından alınan numunelerin yapılan tahlillerinde herhangi bir kirliliğe rastlanılmadı. Yapılan çalışma ile ilgili bilgi veren Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürü İsa Kaplan, alıcı ortam su kirliliği izleme çalışmalarının su kaynakları ve su ürünleri sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla su ürünleri istihsal yerleri olan derelerde özellikle atıkların alıcı sudaki zararlı etkisinin tespiti için Mayıs ve Ekim ayları olmak üzere yılda iki kez yapıldığını söyledi. Su ürünleri üreme ve istihsal sahası olarak ilan edilen alanların kirlilikten korunmasını hedefleyen çalışmalar kapsamında teknik personelleri tarafından Beşikdüzü, Vakfıkebir, Çarşıbaşı, Akçaabat, Ortahisar, Maçka, Yomra, Arsin, Araklı, Sürmene ve Of ilçeleri olmak üzere belirlenen toplam 11 su kaynağından su numuneleri alındığını kaydeden Kaplan "Belirlenen su kaynaklarında sıcaklık, oksijen, renk ve koku analizleri yerinde yapılıp alınan su numuneleri Tokat Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünde kimyasal analizleri yapılmak üzere gönderilmektedir. Elde edilen analiz sonuçlarının Su Ürünleri Yönetmeliğinde yer alan parametrelere uygunluğu kontrol edilerek Su Ürünleri Bilgi Sistemi’ne kaydedilmektedir. İlimizdeki su kaynaklarından alınan su numunelerin analiz sonuçları, su kaynaklarımızda kirliliğin bulunmadığını gösterirken, sonuçlar bizi memnun etmiştir. Trabzon halkına su kaynaklarımıza gösterdikleri özen için teşekkür ederiz. Çalışmalarımız her yıl düzenli olarak devam edecektir" dedi.
Trabzon’da sürdürülebilir turizm için dijital dönüşüme imza attılar
31 Mayıs 2024 Cuma - 18:32 Trabzon’da sürdürülebilir turizm için dijital dönüşüme imza attılar Trabzon’da turizm sektörü çalışanları ile paydaşlarının sürdürülebilir turizm uygulamaları ve dijital pazarlama becerilerini geliştirilmesi amacıyla hazırlanan ‘Turizm Sektörü Çalışanları ve Paydaşlarının Sürdürülebilir Turizm ve Dijital Pazarlama Becerilerinin Geliştirilmesi Projesi’ne ilişkin sözleşme bugün imzalandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Trabzon Bölge Müdürü Murat Güler ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) Genel Sekreteri Kemal Akpınar tarafından imzalanan sözleşmeye göre, Trabzon’daki turizm sektörü çalışanları, basın mensupları ve kamu kurumu enformasyon görevlilerine yönelik "Sürdürülebilir Turizm Haberciliği", "Sürdürülebilir Turizm İçin Sosyal Medyada İçerik Üretimi", "Sürdürülebilir Turizmde Dijital Pazarlama", "Yapay Zeka Atölyesi" ve "Uygulamalar ve Strateji" konularında kapsamlı bir danışmanlık programı sunulacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Trabzon Bölge Müdürü Murat Güler, "Turizm sektörünün dijitalleşmesi ve sürdürülebilir uygulamaların hayata geçirilmesi için çok önemli bir proje başlatıyoruz. Bu proje sayesinde Trabzon ve Doğu Karadeniz bölgesindeki turizm paydaşlarının kapasiteleri güçlenecek ve bölgenin rekabet gücü artacak" dedi. DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ise "Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı olarak, turizm sektörünün gelişimine verdiğimiz destek kapsamında bu önemli projeyi hayata geçiriyoruz. Turizm çalışanlarının ve işletmelerinin dijital dönüşümünü hızlandırmayı ve sürdürülebilir turizm uygulamalarını desteklemeyi amaçlıyoruz" açıklamasında bulundu.
Ferrero Grubu’ndan hedeflerine ulaşma noktasında önemli ilerleme
31 Mayıs 2024 Cuma - 16:15 Ferrero Grubu’ndan hedeflerine ulaşma noktasında önemli ilerleme Ferrero Grubu, sürdürülebilirlik yolculuğunda kat ettiği ilerlemeyi, yayımladığı 15. Sürdürülebilirlik Raporu ile kamuoyuyla paylaştı. Ferrero Grubu, şirketin temel sürdürülebilirlik yapıtaşları olan "Çevreyi Korumak", "Sorumlu Bileşen Tedariki", "Sorumlu Tüketimi Teşvik Etmek" ve "İnsanları Güçlendirmek" alanlarında önemli bir ilerleme kaydettiğini raporladı. Raporu değerlendiren Ferrero Grubu İcra Kurulu Başkanı Giovanni Ferrero, “Ferrero Grubu olarak gelecek nesiller için doğayı koruma konusunda kritik bir rol oynadığımızın farkındayız. Sürdürülebilirliğin Ferrero’nun uzun vadeli stratejisinin bir parçası olduğunu, elde ettiğimiz güçlü sonuçlarla bir kez daha teyit etmiş olduk. Sürdürülebilirlik çerçevemizi oluşturan dört yapıtaşı, aldığımız her stratejik karara rehberlik ediyor. Ferrero olarak büyümeye ve ürün portföyümüzü çeşitlendirmeye devam ederken, kurduğumuz uzun vadeli ortaklıklarımıza, özellikle de faaliyet gösterdiğimiz ve hammaddelerimizi tedarik ettiğimiz topluluklara değer vermeyi sürdürüyoruz. İlerleme kaydetmek, sektörümüzün sosyal ve çevresel gündemini ileriye taşımak ve toplumsal değer oluşturmak için ortaklıklar kurmanın önemine inanıyoruz" dedi. 2022-2023 mali yılını kapsayan Sürdürülebilirlik Raporu’nda Ferrero’nun sorumlu tedarik yaklaşımı doğrultusunda, temel bileşenlerin tedarik zincirinde daha fazla şeffaflık sağlamaya yönelik çalışmaları öne çıkıyor. Fındık tedarik zincirinde yüzde 90 izlenebilirlik sağlayan Ferrero, bir önceki yıl yüzde 79 olan izlenebilirliği, sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik etmek ve paylaşmak için üreticiler, tedarikçiler, kurumlar, üniversiteler ve araştırma merkezleriyle birlikte yürüttüğü çalışmalar sayesinde artırmayı başardı. Ferrero, içerik tedarik ettiği bölgelerdeki tedarik zincirlerinde meydana gelen ormansızlaşma gibi sorunların çözümü için kurduğu ortaklıklarla, sahada yürütülen çalışmalara destek oldu. Bu çalışmalar kapsamında uydu haritalama sisteminin kullanılmasıyla, kakaonun çiftlik düzeyinde izlenebilirliği 2022/23 döneminde yüzde 93’e çıktı. İleri teknolojiyle kapsamlı çalışmalar yürüten Ferrero, aynı zamanda Dünya Kakao Vakfı (WCF) ve Uluslararası Kakao Girişimi (ICI) üyesi. Ferrero, fındık tedarik zincirinde Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile iş birliği yapıyor. Ferrero Grubu’nun Sürdürülebilirlik İlerleme Raporu’nda öne çıkan diğer önemli veriler ise şöyle: "Ferrero ambalajlarının yüzde 90,7’si geri dönüştürülebilir, yeniden kullanılabilir veya kompostlanabilir şekilde tasarlandı. Bir önceki yıl bu oran yüzde 88,5’ti. Suyu azaltma ve yeniden kullanma girişimleri sayesinde, Ferrero tesislerinde su yoğunluğunda yüzde 20 azaltma kaydedildi (2017-2018 temel yılına kıyasla). 2021-2022 yılına kıyasla ise yüzde 9,6 azalma sağlandı."
Prof. Dr. Tevfik Özlü: "Yaşamınıza 15-20 yıl eklemek için sigarayı bırakın"
31 Mayıs 2024 Cuma - 14:15 Prof. Dr. Tevfik Özlü: "Yaşamınıza 15-20 yıl eklemek için sigarayı bırakın" Herkesin sigarayı bırakırken bir takım zorluklar yaşamasının doğal olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Sigarayı bıraktığınızda 15-20 gün biraz zorluk çekeceksiniz, ama 15-20 yıl yaşamınıza eklenecek. Çünkü sigara, günde 20 adetten fazla sigara içenlerin yaşamından bu kadar yıl çalmaktadır" dedi. Tüm tiryakilere 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla çağrıda bulunan Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Sigarayı bırakmak istiyorsanız bırakabilirsiniz. Sigarayı bırakamayan kişi olmaz, bırakamayacağına inanan kişi olabilir. Araştırmaların sonuçlarına göre, Fransa’da bir yıl içinde (2016-2017) bir milyon kişinin ve yine İngiltere’de 2020’nin ilk 6 ayı içinde bir milyon kişinin sigarayı bıraktığı anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı. "İstekli olmak ilk adımdır" "Milyonlarca kişinin yapabildiği bir işi sizin yapamayacağınızı düşünmeniz kendinize haksızlık yapmaktır" diyerek sözlerine devam eden Prof. Dr. Özlü, "Sigarayı bırakmak için öncelikle bırakma isteğiniz olmalı. İstekli olmak ilk adımdır ve çok önemlidir. Ardından bırakma kararı vermelisiniz. Kararlı olmak sigara bırakma eylemi sürecindeki en büyük gücünüz olacaktır. Sigarayı bırakmanız gerektiğine dair güçlü nedenleriniz varsa, bunları tek tek düşünmeli ve bırakma sürecinde hatırınızda tutmalısınız. Sigaraya devam etmeniz durumunda kaybedeceklerinizi de aklınızda bulundurmalısınız. Hatta bunları yazıp her gün göreceğiniz bir yere asabilir veya telefonunuza sesli uyarı verebilirsiniz" diye konuştu. "Hekim desteğine ihtiyacınız olabilir" Kişilerin sigarayı bırakma konusunda hekim desteğine ihtiyaçları olabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Özlü, "İnsanların sigara içme davranışı birbirinden farklı olabilir. Örneğin, bazıları stresli olduğu zamanlarda, bazıları ise keyifli anlarında içer. Bazıları yemeğin üzerine, bazıları sabah uyandığında aç karnına içer. Kimi yalnız kaldığında, kimi de sosyalleştiğinde içer. Sizin sigara içme profilinize uygun bir bırakma planlamasını bu konuda eğitimli ve deneyimli bir hekimle birlikte yapabilirsiniz" şeklinde konuştu. "15 gün zorluk çekeceksiniz ama 15 yıl yaşamınıza eklenecek" Sigara bırakmanın zorluklarına da değinen Prof. Dr. Özlü, "Unutmayın, sigarayı bıraktığınızda 15-20 gün biraz zorluk çekeceksiniz, ama 15-20 yıl yaşamınıza eklenecek. Çünkü sigara, günde 20 adetten fazla içenlerin yaşamından bu kadar yıl çalmaktadır. Sigaradan kurtulduktan sonra şaşırıp bir tane içeyim demeyin. Eğer sigarayı bıraktıktan sonra nikotin yoksunluk belirtileri -sinirlilik, huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, iştah artışı vb. ile aşırı sigara içme arzusundan muzdarip iseniz, hekiminiz size tıbbi tedaviler önerebilir. Unutmayın, eğer istiyorsanız sigarayı bırakabilirsiniz, ‘kendi başıma yapamam’ diyorsanız, biz hekimler size yardımcı olmaya hazırız" diyerek sözlerini sonlandırdı.
Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal: "Laboratuvar ortamı dışında taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmek çok zor"
31 Mayıs 2024 Cuma - 08:45 Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal: "Laboratuvar ortamı dışında taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmek çok zor" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Maçka Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, tüketicinin taklit ve tağşişe uğramış tereyağını ayırt etmesinin laboratuvar ortamı dışında çok zor olduğunu söyledi. Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketicileri korumak, ürünlerdeki taklit ve tağşişi önlemek amacıyla "Türk Gıda Kodeksi Tereyağı ve Sadeyağ Tebliğ Taslağı"nı hazırlayarak görüşe sundu. Düzenlemeyle tereyağı ve sade yağın tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, muhafazası, ambalajlanması, depolanması, taşınması ve pazarlanması için gerekli özelliklerin belirlenmesi amaçlandı. Bu çerçevede, tuz ilave edilmeyen tereyağının süt yağı oranının ağırlıkça en az yüzde 82 olması kriteri getirildi. Konuyla ilgili konuşan Karadeniz Teknik Üniversitesi Maçka Meslek Yüksekokulu Gıda İşleme Bölümü Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, "Genel olarak tereyağın bileşimi ile ilgili herhangi bir değişim söz konusu değil. Tereyağı en az yüzde 80 süt yağı, yüzde 2’si protein ve diğer kuru maddeler, yüzde 16’sı da su içerikli olarak tebliğde tanımlanmaktaydı. Tebliğde kalan yüzde 2’lik kısım ile ilgili tuz mu yoksa süt yağı mı olması konusunda net bir bildirim yoktu. Dolayısıyla kar amacı güden bazı ticari işletmeler bu yüzde 2’lik kısım için ya yüzde 2 süt yağı ya da tuz kullanarak üretimlerini gerçekleştiriyordu. Bu belirsizlik genel olarak piyasada taklit ve tağşiş konusunda sorunlar oluşturduğundan Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tebliğe yeni bir düzenleme getirdiğini düşünüyorum. Tuz ilaveli olmayan tereyağlarında süt yağı oranı mutlaka yüzde 82’ye çekildi ki totalde yüzde yüz bileşim tamamlanmış oldu" dedi. Vatandaş taklit ve tağşişe uğramış tereyağını anlayabilir mi? Son yıllarda taklidi en fazla yapılan ürünler arasında olan tereyağı ile ilgili, orijinal ve taklit tereyağı arasındaki farka da değinen Er Kemal, "Aslında tereyağının en az yüzde 82’lik süt yağı oranı temelli bir ürün olması; süt yağı dediğimiz şeyin de inek, manda, keçi ve koyun sütlerinden elde edilen yağların temelini oluşturması. Taklit ve tağşiş durumlarının en çok bitkisel yağ ilavesi ile gerçekleştirildiğinin bunun yanında patates nişastası kullanımı da görülür. Biz laboratuvarlarımızda fiziksel ve kimyasal ayırt edici metotlar kullanıyoruz ancak tüketicinin bıçak testi ve sürülebilirlik gibi bir takım denemeleri ile tereyağın sahte mi, taklitli ve tağşişli mi olduğunu anlama olasılığı maalesef yok. Ama tereyağının kendine has bir görüntüsü, kokusu ve tadı olmalı. Vücut sıcaklığında eriyebilmeli. Eğer bir tereyağına bitkisel yağ katkısı yapıldıysa ürün daha çabuk eriyebiliyor ve bir miktar yağ sızması gözlenebiliyor. Bu tarz durumlarda çıkarım yapılabilir elbette. Ama bunun dışında direkt ’Bu tereyağını erittim, şunu gördüm. Bu ürün taklit bir ürün’ gibi bir yorumu tüketici yapamaz. O yüzden akredite ya da Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda kontrol laboratuvarlarında numuneler analiz edilmeli" diye konuştu. "Tonya tereyağının Osmanlı Devleti dönemlerine dayanan bir tarihi var" Trabzon’un Tonya ilçesinde üretilen ve coğrafi işaret de alan Tonya tereyağının ülkemizde önemli bir yeri olduğunu dile getiren Er Kemal, "Aslında Karadeniz Bölgesi hem coğrafi şartları hem de fazla yağış aldığı için bitki örtüsünden kaynaklı hayvancılığa oldukça uygun. Yaylacılık kültürü de çok fazla. Osmanlı Devleti dönemlerinden bile Tonya tereyağının oldukça meşhur olduğu biliniyor. Türkiye’de tereyağı adına tescil alan ilk bölge Tonya. Bu anlamda Türkiye’de duyulabilirliği ve gündemde oluşu her zaman devam ediyor. Bunun yanında bu bölgenin peynir çeşitleri de oldukça fazla gündemde. Ama tereyağı deyince Trabzon tereyağı akla geliyor. Tonya’daki tereyağının farklı oluşu ya da ayırt edici özelliği tamamen aslında bölgenin sanayiye yakın bölgelerden uzak olması, dolayısıyla daha bakir oluşu ve insanlar tarafından kirliliğe maruz kalmaması, yağmur aldığı için otlak ve meraların hayvan beslenmesi için oldukça iyi olması ve buna bağlı olarak ineklerin çok doğal bir şekilde beslenebilmesinden kaynaklanıyor. Direkt olarak A vitamini ve beta karoten açısından zengin otlarla beslenen hayvanların sütleri ve süt yağının renginin sarı olması bu bölgedeki otlarla beslenmesiyle ilgilidir. Hayvanların tükettiği otlar ile beta karoten ve dolayısıyla sarı renk tereyağına da geçiyor. Tonya tereyağının diğer tereyağlarından farklı oluşunu bu şekilde açıklayabiliriz" dedi. "İyi bir etiket okuyucusu olun" Tüketicilere de çağrıda bulunan Öğr. Gör. Dr. Mehtap Er Kemal, "İyi bir etiket okuyucusu olmak çok önemli. Gıda güvenliğini ve halk sağlığını düşündüğümüzde Bakanlık tarafından belirlenen tebliğ ve bazı parametreler mutlaka var. Bakanlık bu konuyla ilgili mutlaka takip ve analiz yapıyor. Ancak biz de tüketiciler olarak iyi bir etiket okuyucusu olursak, aldığımız ve tükettiğimiz şeyin içeriği ne, ne kadar, menşei ne, nerden elde edilmiş, nasıl bir ürün diye araştırırsak bu tarz problemlerin kalacağını çok fazla düşünmüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.
Rayyan Baniya: "Trabzonspor’a gelmek benim için bir üst seviyeye geçmek demekti"
30 Mayıs 2024 Perşembe - 13:16 Rayyan Baniya: "Trabzonspor’a gelmek benim için bir üst seviyeye geçmek demekti" Trabzonspor’un annesi Türk babası İtalyan Beninli oyuncusu Rayyan Baniya bu sezon 3-0 kazanılan Beşiktaş maçını unutamadığını söyledi. Trabzonspor’un 25 yaşındaki defans futbolcusu Rayyan Baniya Trabzonspor Dergisine röportaj verdi. Trabzonspor’un çok büyük bir kulüp olduğunu, Karagümrük’ten ilk geldiğinde bunun kendisi için bir üst seviyeye geçmek demek olduğunu ifade eden Baniya, "Çok heyecanlıydım ve bu heyecanı hiç kaybetmiyorum. Hedefim bu güzel kulüpte iyi oynamak, kendimi ve yeteneklerimi gösterebilmek, faydalı olmak. Bunu başaracağım mutlaka. Ayrıca bu kulüpte kupalar kazanmak çünkü Trabzonluların kupa kazanmayı ne kadar arzuladıklarını biliyorum. Annem Türk, babam Beninli. Ben de İtalya’da doğdum. Bu üç ülke arasında hayat tarzım İtalya’ya benziyor ve çünkü çocukluğum orada geçti, 22 yaşına kadar orada yaşadım. Öte yandan annem bana Türk adetlerini aktardı. Düşünce tarzım yemek zevkim ise Türk gibi çoğunlukla. Babam Afrikalı, Beninli ve her yaz oraya giderim. Doğa güzelliği İtalya ile Türkiye birbirine eşit derecede bence, ikisi de harika. Bu iki ülke insanı da misafirperver, anlaşılması kolay. Ayrıca gülmeyi seven insanlar. Türkiye’ye gelince şunu fark ettim; Türkler hayvanları çok seviyor. İtalya’daki gibi evlerinde besliyorlar, değer veriyorlar ve bu çok güzel. Benin halkı ise çok doğaldır. Ama tabii ki aynı ekonomiye sahip değiller. İnsanlar çok az şeye sahip olsalar bile mutlular ve hep pozitif oluyorlar. Akıllarını kurcalayan çok fazla düşünce yok, özgür yaşıyorlar" dedi. "Küçükken boyum uzayınca savunma oyuncusu oldum" Futbol hayatında hep bu mevkide mi oynadın sorusuna cevap veren Baniya, "13-14 yaşlarındayken kanat oyuncusuydum çünkü şu anda olduğum gibi uzun boylu değildim. Çok hızlıydım ve antrenörümüz de koşmam için beni kanada koydu. Hızımla fark yaratıyordum ve çok da gol attım. 17-18 yaşlarında birden boyum uzamaya başladı. Bunun üzerine teknik direktörümüz beni savunmada denedi, orada başarılı olunca kalıcı hale geldi. Ama uzun boylu olsam da aynı zamanda hızlı olduğumu söyleyebilirim. Uzun boy avantajlar da sağlıyor bana aynı zamanda" diye konuştu. "Irkçılıktan hoşlanmıyorum" Sebepsiz yere insanların başkalarına saygısızlık yapmasından hoşlanmadığını ifade eden savunma oyuncusu, "Elbette ırkçılıktan asla hoşlanmıyorum, çünkü birinin siyahi olması ya da başka bir ırktan geliyor olması nedeniyle dışlanması ve saygısızlığa uğraması bence çok kötü. Bazen rakip hücum oyuncuları psikolojik açıdan sizinle oynamaya çalışır. Rahatsız edici şeyler söyleyerek beni kızdırmaya çalışırlar ama bu bende işe yaramaz. Bunu denediklerini ve dikkatimi dağıtmaya çalıştıklarını biliyorum ve oyunlarına gelmiyorum. Bundan hoşlanmıyorum gerçi ama aynı zamanda tuzağa da düşmüyorum. Çünkü onlardan daha akıllıyım, aksi halde her iki maçta bir kırmızı kart görürdüm. 5 yıl önce İtalya’da Mantova’da oynuyorum ve adrenalinin yüksek olduğu bir maçta gol atmıştım. O hırsla rakip taraftara yönelik sus işareti yapmıştım. Ama sonra bundan dolayı onları üzdüğümü ve kızdırdığımı anladım ve çok pişman oldum. Böyle bir harekete gerek yoktu. Bu tek hareketimdi ve daha sonra asla tekrarlamadım" şeklinde konuştu. "Bu sezon evimizdeki Beşiktaş maçını unutamıyorum" En unutmadığın maç sorusuna ise, "Bu sezon Beşiktaş’la oynadığımız ve 3-0 kazandığımız maç harikaydı. Hem iyi oyun, hem güzel skor ve hem de müthiş bir taraftar vardı. Böyle tezahüratları ve ateşli taraftarı daha önce görmedim. Sadece kazandığımız o gece değil, hafta boyunca o atmosferi düşündüm, çok etkilendim" ifadesinde bulundu. "Örnek aldığım oyuncu Varane" Örnek aldığı oyuncu ile ilgili de konuşan Baniya, "Her zaman Raphael Varane. O zamanlar Real Madrid’deydi ve sürekli takip ederdim. Şimdi Manchester United’da. Hızlı ve karizmatik. Sergio Ramos da var ama Varane çok iyi" dedi. Takım arkadaşları ile ilgili de konuşan oyuncu en yetenekli Pepe, en çalışkan Trezeguet, en tembel Taxiarchis Fountas, en komik Trezeguet, en sinirli Bero (Berat), en centilmen Benkoviç, en yakışıklı Uğurcan, en iyi giyinen Denswil, en sert sahada kendisinin olduğunu söyledi. En iyi 11’i Bir takım oluştursan nasıl bir kadro 11 kurarsın sorusuna ise Baniya, "Neuer, Cafu, Ramos, Puyol, Marcelo, Ronaldinho, Zidane, Pirlo, Kaka, Cristiano Ronaldo, Ronaldo Nazario" cevabını verdi.