MAGAZİN
14 Eylül 2024 Cumartesi - 10:43 Gastronomi Festivali’nde Oğuzhan Koç rüzgarı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 3. Bursa Uluslararası Gastronomi Festivali’nin ilk günü, yarışmalardan söyleşilere, rekor denemesinden gösterilere kadar birbirinden keyifli programların ardından Bursalı sanatçı Oğuzhan Koç’un konseriyle sona erdi. Bursa’nın sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak ve dünyaya açmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Damağımdaki Bursa’ temasıyla düzenlenen 3. Gastronomi Festivali, Merinos Parkı’ndaki ilk gününde şehir içinden ve şehir dışından gelen binlerce misafiri ağırladı. Kortej yürüyüşle başlayan festival, hem göze hem de damaklara hitap eden etkinleriyle gastronomi tutkunlarına unutulmaz anlar yaşattı. Çölyak ile Yaşam Derneği’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Glutensiz Süt Helvası Tadım yarışması’nda renkli görüntüler yaşandı. Yarışma sonunda katılımcılara günün anısına hediye verildi. ‘Gastro Söyleşi ve Tadım’ bölümünde ise Şef Dr. Esat Özata moderatörlüğünde Prof. Dr. Fügen Durlu Özkaya ve Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya ‘Sağlıklı yaşamın iksiri zeytinyağı’ konusunda dinleyicilere önemli bilgiler verdi. Karagöz gölge oyunuyla bol kahkahalı anlar yaşayan çocuklar, kendileri için oluşturulan özel alanlarda keyifli anlar yaşadı. Festival alanında oluşturulan ‘Bursa Lezzetleri ve Gastronomi Müzesi’ ise ziyaretçilere görsel şölen yaşattı. ‘Bursa’nın Yaşayan Kültürü’ bölümünde ise Nilüfer Belediyesi Halk Dansları Topluluğu tarafından tavuk alma ritüeli sahnelendi. Bursa’ya özgü geleneklerin yansıtıldığı gösteriye, Bursalılar da oldukları yerden katıldı. 3. Bursa Uluslararası Gastronomi Festivali’nin ilk günü ise Bursalı sanatçı Oğuzhan Koç’un konseriyle sona erdi. Merinos Parkı’nı dolduran binlerce hayranı için sevilen şarkılarını seslendiren Oğuzhan Koç, Bursa’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Konseri eşi Seden Bozbey ile birlikte izleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gece sonunda Oğuzhan Koç’a günün anısına Bursa bıçağı, çini tablo ve çiçek takdim etti. Oğuzhan Koç’un Bursa’nın gururu olduğunu söyleyen Başkan Bozbey, Gastronomi Festivali’nin tüm hızıyla süreceğini belirtti.
13 Eylül 2024 Cuma - 10:02 Şevval Sam yeni plağını Bursa’da tanıttı Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde hayranlarıyla bir araya gelen Sanatçı Şevval Sam, yeni plağının tanıtımını da gerçekleştirdi. Sanatçı Şevval Sam, Bursa’da Downtown Yaşam ve Eğlence Merkezi’nde yeni plağı olan “Rock’ı severiz” tanıtımı için hayranlarıyla buluştu. Söyleşiden önce şarkı söyleyen Sam, hayranlarına ufak bir resital sundu. Hayranlarından büyük ilgi gören Sam, basın mensuplarına yeni çıkan plağı ve ileriki zamanlarda gerçekleştirmek istediği projelerden bahsetti. Yeni çıkardığı albümü ’Rock’ı Severiz’ hakkında konuşan Sam, "Normalde Rock şarkılarında bas gitar klavye varken ben aynı dörtlüyü en klasik ve en minimal halleriyle kanun, keman, klarnet ve ritimle denemek istedim. Hepsini çarkların karizmasını asla çizmeden alaturka formunda deneyimlemek istedim. Şarkıların içine girdim, çıktım. Benim için inanılmaz bir deneyim oldu. Çünkü hangi kıyafeti giydirirseniz giydirin iyi bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Bütün prodüksiyonu başından sonuna kadar üstlendiğim, hayatımdaki en gurur duyduğum projelerden bir tanesi oldu. Umarım dinleyiciler de benim gibi düşünür ve ’Rock’ı Severiz’in keyfini çıkarır" ifadelerini kullandı. Bursa’yı sevdiğini ve burada yaptığı her konserin kendisi için büyük anlam ifade ettiğini söyleyen Sam, "Bursa’yı seviyorum çünkü sanata değer veren, kültürel hassasiyetleri olan insanların yaşadığı bir şehir. Burada yapmış olduğum her konser, her etkinlik benim için ayrı bir anlam ifade ediyor. Temmuz ayının ortasında aşkı bulacaksınız konseri ile burada bulunmuştuk. Umarın yakın zamanda Rock’ı Severiz konseri ile buralarda oluruz" şeklinde konuştu. İmza günlerini ve hayranlarıyla bir araya gelmeyi sevdiğini söyleyen Sam, "İmza günleri benim için çok kıymetli. D&R bunun öncüsü oldu. Ben göz göze gelmeyi seven bir insanım. Her imza gününde dinleyiciyle temasa geçiyoruz. İmza günlerimiz devam edecek. D&R’ın bugün kurdelesini keseceğiz. Ülke çapında 224 tane dükkanı olan, 8.’sini Bursa’da olan 3 tane de kafe açmış bir kurumdur. Bana vermiş oldukları destek için hepsine çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Son olarak yapmak istediği projeler hakkında da konuşan Sam, "Ben genelde konsept projeleri yapmayı seviyorum ama iki farklı büyük proje arasında ufak tefek sürprizler olabilir. Bazen bir şarkı söylemek istiyorum. Günümüz internet ve teknoloji dünyası bize bu imkanı veriyor. Önümüzdeki günlerde ufak ufak bir şarkı paylaşabilirim. Onun dışında benim artık kendi şarkılarımı paylaşmam gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Manisa Şehir Tiyatrosu ekim ayında perdelerini açıyor
12 Eylül 2024 Perşembe - 16:06 Manisa Şehir Tiyatrosu ekim ayında perdelerini açıyor Ünlü oyuncu Kubilay Penbeklioğlu yönetimindeki Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, hafızalardan silinmeyecek bir oyunla tiyatroseverlere “Merhaba” diyecek. Perde, Shakespeare’in en çok sahnelenen ve en çok izlenen oyunlarından ’Bir Yaz Gecesi Rüyası’ ile ekim ayında açılacak. Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu yeni sezonda, birbirinden güzel oyunlarıyla izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Ünlü oyuncu Kubilay Penbeklioğlu yönetimindeki tiyatro ekibi, provasını sürdürdükleri Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunla Ekim ayında start verecek. William Shakespeare’in aşk ve rüyalar üzerine kaleme aldığı en büyük komedisi olan oyun, tiyatroseverlere unutulmaz anlar yaşatacak. "Yepyeni isimlerle, yepyeni oyunlarla Manisalıların karşısında olacağız" Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak, kültürel etkinliklere ekim ayında tiyatro ile daha fazla renk katacaklarını belirten Genel Sanat Yönetmeni Kubilay Penbeklioğlu, şu açıklamalarda bulundu, “Manisa Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu olarak, bu yıl Ekim ayının ilk haftasında William Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı oyunuyla perdelerimizi açacağız. Yeni oyunlar, yeni izleyicilerle yeni hedeflere koşacağız. Eminim ki bu kadar genç, enerjik ve yetenekli arkadaşlarımızla çok daha iyi yerlere varacağız. Belediyemiz destekleriyle bizi şımarttı. Biz de bunun karşılığını vermek için canla başla çalışıyoruz. Manisa’ya yeni bir soluk getireceğiz. Manisalıların yeniden tiyatroyla buluşmalarını sağlayacağız. Yepyeni isimlerle, yepyeni oyunlarla Manisalıların karşısında olacağız. Manisa’yı çok seviyoruz, her şey Manisa için.” Hem komik hem fantastik William Shakespeare’in merkezine bir aşk hikayesini yerleştirdiği ’Bir Yaz Gecesi Rüyası’ isimli komedyası, bu aşk hikayesi üzerinden döneminin toplumsal değerlerini de gözler önüne seriyor. Ana teması aşk ve evlilik olan oyun, Antik Yunanistan’da bir düğün şenliğinde geçiyor. Karışık ilişkiler üzerinden bu iki kavramın komikliğine vurgu yapıldığı Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda “Karşılıklı sevginin önüne kim nasıl bir engel koyabilir?” sorusu irdeleniyor. Her şeyin geçiciliğinin yanında aşkın kalıcılığı ve er ya da geç bütün yanlışların üstesinden gelebilme gücünün eğlenceli bir dille izleyiciye aktarıldığı oyunda, hem gerçek hem de hayali öğelere yer verilirken, mitolojik öğelere de çokta başvuruluyor.
Miss Turkey 2024 birincisi belli oldu
12 Eylül 2024 Perşembe - 11:39 Miss Turkey 2024 birincisi belli oldu Miss Turkey 2024’te dereceye girenler belli oldu. Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu 24 yaşındaki İdil Bilgen yarışmanın birincisi oldu. Miss Turkey 2024’de mücadele eden 20 genç kız birincilik için podyuma çıktı. Önceki akşam İstanbul’da bir otelde gerçekleştirilen final gecesinde jüri üyelerinin en fazla oyunu alan İdil Bilgen Türkiye’nin en güzel kızı oldu. Yarışmanın birincisi İdil Bilgen Türkiye’yi Miss World yarışmasında temsil edecek. Türkiye’yi uluslararası arenada temsil edecek olan genç kızların belirlendiği “Miss Turkey 2024” finali İstanbul’da gerçekleşti. Geceye; sanat, cemiyet ve iş dünyasından pek çok ünlü isim katıldı. Konuklar, Türkiye’nin tescilli en güzel kızlarının belirlendiği gecede heyecana ortak oldu. Sunuculuğunu Pınar Altuğ Atacan’ın üstlendiği gecede konukları selamlayan Miss Turkey Başkanı Can Sandıkçıoğlu, “Bugün, Türkiye’yi yurt dışında en iyi şekilde temsil edecek donanımlı Türk kızlarını seçiyoruz” dedi. Can Sandıkçıoğlu, Sabit Akkaya, Cihan Nacar, Alex Arslan, Selen Soyder, Neşe Erberk, Berfu Yenenler, Amine Özil, Gizem Karaca ve Gürhan Sayar’dan oluşan jüri üyeleri, "Miss World" ve "Miss Supranational" yarışmalarında Türkiye’yi temsil edecek yarışmacıyı seçmek için oy kullandı. Yarışmada 20 genç kız dereceye girebilmek için mücadele etti. Miss Turkey spor giyim sponsoru VDR ve modacı Cihan Nacar’ın tasarladığı kostümlerle podyumda yürüyen yarışmacılar davetlilerin beğenisini topladı. Jüri değerlendirmesinde ilk 10’a giren adaylar arasında daha sonra ilk 5 belirlendi. Üçüncü aşama değerlendirmede ise 2 numaralı İdil Bilgen Miss Turkey birincisi seçildi. Miss World’te Türkiye’yi Temsil edecek İdil Bilgen’e tacını Nursena Say taktı. Miss Supranational’da Türkiye adına yarışacak ikinci güzel ise 8 numaralı 26 yaşında, Paris Scholl Of Business Uluslararası Pazarlama ve İş Geliştirme Yüksek Lisans son sınıf öğrencisi Cemre Üker oldu. Cemre Üker’e tacını Selin Erberk Gurdikyan takdim etti. Miss Turkey final gecesi Youtube kanalından canlı olarak yayınlandı. Miss Turkey 2024’te yeni uygulamalar “Miss Turkey” bu yıl birçok ilke de imza attı. Yarışmada üst yaş sınırının daha önce 27 olduğunu belirten Miss Turkey Başkanı Can Sandıkçıoğlu, “Miss World ve Miss Supranational’ın aldığı karara biz de uyarak bu yıl yaş aralığımızı 18-30 olarak belirledik. Hiç evlenmemiş ve çocuğu olmamış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartımız devam etti” dedi. Mayolu geçiş olmadı Miss Turkey’de mücadele eden yarışmacılar ilk kez mayolu geçiş yapmadı. Bu durumun Miss World’ün aldığı bir karar olduğunu belirten Can Sandıkçıoğlu, “Kızlarımız sadece spor ve abiye kıyafetlerle yürüdüler. Böylece fiziklerinden ziyade donanımlarını ortaya çıkartabileceğimiz mülakat sürecine daha fazla vakit ayırdık” dedi. “Miss Universe’’ seçilmedi Bu yıl yaşanan bir diğer ilk ise "Miss Universe" yarışmasında Türkiye’yi temsil edecek olan genç kızın seçilmemesi oldu. Miss Universe’nin yeni bir formata geçmesi nedeniyle bu kararı aldıklarını belirten Can Sandıkçıoğlu, önümüzdeki yıldan itibaren yine üç güzel kızın seçildiği yarışmalarda yer alınacağını söyledi.
Çivi yazısı çözüp 4500 yıllık parfümü yeniden yaptılar
10 Eylül 2024 Salı - 10:47 Çivi yazısı çözüp 4500 yıllık parfümü yeniden yaptılar 1929 yılında Mezopotamya’da bulunan 4500 yıllık Sümerce çivi yazısı tableti inceleyen Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve öğrencisi, yazıların bir parfümün tarifi olduğunu fark etti. Asırlar önce Mezopotamya’da kullanılan parfüm, formüldeki hammaddelerin birleştirilmesi sonucu yeniden yapıldı. Mezopotamya’da 1929 yılında bulunan Sümerce çivi yazılı tablet ilk kez Alfred Pohl tarafından 1937 yılında tercüme edilmiştir. Bugün Hilprecht Collection, University of Jena, Jena Germany da muhafaza edilmektedir. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve 5 yıldan beri öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksel ile yazmaya devam ettiği koku kitabının çalışmaları esnasında tabletteki bilgileri fark etti. Önceden beri koku ve parfüm yapma konusunda deneyimi olan doktora öğrencisi Meryem Karakurt Göksel, tabletteki bazı hammaddelerin karışımından parfüm yaptı. Bu parfüm 4500 yıllık parfümün yeniden yapılışı olarak ortaya çıktı. Böylece Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve Doktora öğrencisi Meryem Karakurt Göksel yapmış olduğu çalışmanın adını “ Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” koydular. Bu kokuyu seri üretime geçme çalışmalarını sürdürürken bu konu hakkında yardım istediklerini belirttiler. “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç, öğrencisiyle yapmış olduğu koku kitabı esnasında inceledikleri Sümerce tablette 17 ayrı parfüm maddesinin fark ettiklerini ve bunun bazılarını bir araya getirerek bir katı parfüm elde ettiler. Yapmış oldukları katı parfümün adını ise “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” koyduklarını belirten Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Öğrencim Meryem Karakurt ile birlikte bir koku kitabı yazarken daha önce bulunmuş bir Sümerce tablete rastladık. Bu Sümerce tablete baktığımız zaman 17 ayrı parfüm maddesinin yazılı olduğunu fark ettik ve bu maddelerden bazılarını bir araya getirerek burada bir katı parfüm yaptık. Sonrasında da bunun sıvı parfümünü yaptık. Parfümümüzün adını “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” olarak koyduk. Böylece kokumuzu ortaya çıkardık. Bunu çıkarttıktan sonra Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tarafından bize İstanbul’a Emine Erdoğan’ın himayesinde yapılan bir toplantıya çağırdılar. Orada da sergimizi ve sunumumuzu yaptık. İnşallah devam ederse biz bu parfümü hayata geçirip 4500 yıllık Sümer Parfümünü yeniden canlandırmak istiyoruz” dedi. “Şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre dünyanın en eski parfümü” Prof. Fr. Yusuf Kılıç, şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre şuanda dünyanın en eski parfümün olduğu ve Sümer Kraliçesi Puabi’nin ve Sümer halkının sıkça kullandığını belirtti. Ayrıca 4500 yıllık parfümün yapılması çok büyük bir şans olduğunu bunu tam teşekkürlü bir şekilde hayata geçirerek tarihi ve kültürel değerin yanında ekonomik değerin olacağını belirten Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Elimizdeki şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre şuanda dünyanın en eski parfümü diyebiliriz. Bu parfümden daha öncesi şuana kadar yok. O dönemde bu parfümün özellikle kadınlar tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını biliyoruz. Yoğun bir şekilde kullanıldığını biliyoruz çünkü Sümer Kraliçesi Puabi’nin mezarına yapılan kazılarda çeşitli makyaj malzemesinin yanı sıra çeşitli koku şişeleri de bulunmuştu. Ayrıca erkekler tarafından da kullanıldığını biliyoruz. Tabii kokuyu genellikle ritüellerde de kullanıyorlar o dönemde kokusu güzel olduğu için bir nevi kutsallık şeklinde de oluyor. Yanı sıra ölü hediyesi olarak kullanıyorlar. Öteki dünyada da kullanılsın diye koyuyorlar. 4500 yıllık bu parfüm tabletinin elimize geçmesi çok büyük bir şans. Eğer biz bunu yeniden tam teşekkürlü bir şekilde hayata geçirirsek tabi tarihi ve kültürel değerin yanında bir de ekonomik değerin oluşturacağına inanıyorum” ifadelerinde bulundu. 4500 yıl önce Sümer insanları katı parfümü nasıl kullanıyordu? Ayrıca Sümer insanlarının katı parfümün nasıl kullandığını anlatan Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Sümerli insanlar 4500 yıl önce bu katı parfümü eline alıp önce kulunç elinin damar kısmına sürdükten sonra iki damarı üst üste getiriyormuş. Ardından sürdüğü yerden almış ve kulaklarının altındaki 2 önemli damara sürmüş. Özellikle damara sürdüğü zaman parfümün kokusu daha kalıcı oluyor ve kokusunu daha erken hissediyorsunuz” şeklinde kullanıldığını belirtti. “Gerekli destek geldiği takdirde seri üretime geçeceğiz” 4500 yıllık katı parfümün yanı sıra içinde parfüm olduğunu düşünülen şişelerinde olduğu söyleyen ve seri üretime geçmek için gerekli destek sağlanması karşılığında seri üretime geçmeyi planladığını belirten Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Bizim bu 4500 yıllık tabletimizde tespit ettiğimiz ham maddelerin bazılarını kullanarak böyle katı bir parfüm yaptık. Aynı zamanda şişelerde bulduk ama bu şişelerin içinde de sıvı parfümlerin olduğunu biz tespit ettik. Bizde o dönemin geleneğini devam ettirerek katı parfüm ve sıvı parfüm yapmaya başladık. İnşallah biz bunu seri bir şekilde üretmek için gerekli destek sağlandığında seri üretimleri geçeceğiz” dedi. “Binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak o dönemlerin hislerini bugüne taşımayı amaçlıyoruz” Çalışmaları yaparken çeşitli anabilim dallarını kullanarak çalıştıklarını ve bu çalışmanın asıl amacı binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçladıklarını belirten Akdeniz Üniversitesi Doktora Öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksal, “Çalışmalarımıza devam ederken Tarih, Eski Çağ Tarihi, Coğrafya, Botanik, Arkeobotanik gibi bütün anabilim dallarıyla beraber disiplinli bir şekilde bir çalışma yapıyoruz. Burada 4500 yıllık bir kokuyu rastladığımızda elbette çok heyecanlandık. Deneysel arkeoloji metoduyla binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçlıyoruz. Amacımızı da eriştiğimizi düşünüyorum. Yaklaşık iki ay çalışmalarımız var fakat gerisinde beş yıllık bir çalışmayla biz bunları devam ettirdik. Bu kokuyu da yeniden doğuş olarak adlandırmamızın de Antik dönemde kullanılıp binlerce yıl sonra Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve tarafımca yapılan çalışmalarla beraber yeniden kazandırılmasını borçlu olduğumuza belirtmek isterim” şeklinde konuştu. “4500 yıllık parfüm; Gül, safran, misk, amber gibi tarz kokular barındırıyor” 4500 yıllık parfümün özellikleri deyiyen ve parfümün içinde gül, safran, misk, amber gibi tarz kokuların barındığını belirten Doktora Öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksal, “Parfüm özellikleri içerik olarak ham maddelerinde o dönemde nasıl kullanıldıysa yani antik dönemden bugüne yansıyan kokuların aslında zaman ve mekan değişse de kokunun ve kokuyu oluşturan ham maddelerin hiçbir zaman değişmiyor. Kullanım alanlarının o dönemdeki insanların da çok iyi bildiğini yapılan çalışmalar sonucunda öğrendik. İçerisindeki ham maddeler bugün lüks olarak adlandırabilecek gül, safran, misk, amber bu tarz kokuların barındırdığını belirtmek isterim” dedi.
Kuşadası’nda renkli köpek şöleni: ’International Dog Show’ sona erdi
09 Eylül 2024 Pazartesi - 11:52 Kuşadası’nda renkli köpek şöleni: ’International Dog Show’ sona erdi Kuşadası Belediyesi’nin katkılarıyla Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu (KIF) tarafından düzenlenen ’Kuşadası International Dog Show’ sona erdi. Üç gün süren yarışmada, sahipleri tarafından özenle hazırlanan köpekler ringe çıkıp, hünerlerini sergiledi. Kuşadası Belediyesi’nin desteğiyle Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu tarafından kentte bu yıl ilk kez düzenlenen ’Kuşadası International Dog Show’ yarışması tamamlandı. Renkli görüntülere sahne olan yarışmaya Türkiye’nin yanı sıra Rusya, İspanya, Gürcistan, Azerbaycan ve Bulgaristan’dan sahipleriyle birlikte toplam 217 köpek katıldı. Yarışma alanı dışında yürüyüş ve duruş çalışan köpekler, ırklarına ve yaşlarına göre farklı klasmanlarda yarışarak hakemler tarafından Kinoloji Federasyonu’nun belirlediği standartlar doğrultusunda değerlendirmeye tabi tutuldu. Yarışma sonunda dereceye giren köpeklere mama, sahiplerine de kupa verildi. Ödül törenine Kuşadası Belediye Başkan Vekili Tibet Özer de katıldı. Kuşadası’nda düzenledikleri etkinlikle aynı zamanda çocuklara hayvan sevgisi de aşıladıklarını belirten Köpek Irkları ve Kinoloji Federasyonu (KIF) Başkanı Ozan Belkıs, "Öncelikle bize destek olan Kuşadası Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Kuşadası’nda, köpek ırklarının standartlarını yeniden kayıt altına almış olduk. Yarışmayı izlemeye gelen çocuklara küçük kitapçıklar da dağıtarak köpek bakımı ve hayvan sahibi olmanın gerektirdiği sorumlulukları anlattık" dedi. Türkiye Köpek Eğitmenleri Derneği Başkan Yardımcısı Turgay Demir ise, "Köpeklerin ırk standartlarını belirlemek doğru ve yeterli sayıda üremeleri açısından çok önemli. Burada gerçekleştirilen etkinlikle aslında insanları sokak hayvanlarının sahiplenilmesine de teşvik etmiş oluyoruz. Köpekler bizlerin en yakın ve sadık arkadaşlarıdır" diye konuştu.