SAĞLIK
Sağlık Bakanı Memişoğlu: “Suriyelilere hastane iddiaları dezenformasyon” 27 Eylül 2024 Cuma - 17:55:25 Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Konya’da Suriyelilere özel bir Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi yapılacağı" yönündeki iddiaların dezenformasyon olduğunu belirterek, “Böyle bir durum söz konusu değil” dedi. Konya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Mehmet Koç’un açıklamalarına dayanarak sosyal medyada yayılan iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Kemal Memişoğlu, “Bizler misafirlerimize her türlü hizmeti veririz. Ancak bunu kötü niyetle kullanan ve 5 yıl evvel il müdürümüzün söylediği birkaç ifadeyi kötü niyetli sosyal medyada arkadaşların yanlış yaptığını düşünüyorum. Böyle bir durumumuz olmadığı gibi bunu da anlamlandıramıyoruz” diye konuştu. Memişoğlu, “Özellikle sosyal medyada 5,6 sene evvel o günkü şartlara göre söylenmiş birkaç kelimeyi dezenformasyon şeklinde, sosyal medyada yayan arkadaşlarımızın ne düşünceyle bunu yaptıklarını anlamış değilim” şeklinde konuştu. Kovid-19 salgını döneminde Türkiye’deki sağlık altyapısının ne kadar iyi olduğunu bütün dünya gördüğüne işaret eden Bakan Memişoğlu, “Biz insanlığa sağlık anlamında hizmet etmekle mükellefiz. Aynı zamanda kendi insanımızın da en iyi sağlık hizmetini almaya hakkı olduğunu ve bunu verdiğimizi belirtmek istiyorum. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar çok yaygın, ücretsiz ve altyapısı kuvvetli, insan gücü kaliteli sağlık hizmeti sunulmuyor” ifadelerini kullandı. Ziyaret ettiği Amasya Valiliği’nde görevine yeni başlayan Amasya Valisi Önder Bakan’a başarılar dileyen Memişoğlu, inşasına başlanan 600 yataklı Amasya Devlet Hastanesi binasının 2026 yılının ilk aylarında hizmete açılmasının planlandığını da açıkladı. Ziyarette AK Parti Amasya milletvekilleri Haluk İpek ve Hasan Çilez, Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi ile diğer yetkililer de yer aldı.
27 Eylül 2024 Cuma - 16:50 30 dakikalık işlemle 17 yıllık tansiyon hastalığından kurtuldu İzmir’de, 17 yıldır tansiyon ilaçları kullanan ve son haftalarda tansiyonu düşmeyen 60 yaşındaki hasta, 30 dakikalık anjiyon sonrası hastalığından kurtuldu, ilaçlara veda etti. İzmir’de yaşayan Güneş Laçinkaya (60), yıllardır tansiyon ilaçları kullanıyordu; ancak son üç ayda tansiyonunu ilaçlarla bile kontrol altına almakta zorlandı. Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Polikliniğine başvurduktan sonra doktorlar, Laçinkaya’nın sol böbrek damarında yüzde 90 darlık olduğunu tespit etti. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Oktay Şenöz, bu tıkanıklığın tansiyon sorununa neden olduğunu belirterek, anjiyo ile damarı açmaya karar verdi. 30 dakikalık anjiyo ile sağlığına kavuştu Anjiyo işlemi başarılı bir şekilde gerçekleştirildi ve 30 dakika içinde Laçinkaya’nın böbrek damarına stent yerleştirildi. Bu işlem sayesinde 60 yaşındaki hastanın tansiyonu normale döndü ve artık ilaç kullanmasına gerek kalmadı. Güneş Laçinkaya, işlem sonrası sağlığına kavuştuğunu belirterek, "17 yıldır tansiyon hastasıydım ve sürekli ilaç kullanıyordum. Ancak son aylarda tansiyonum düşmüyordu. Artık tansiyon ilacı kullanmıyorum, çok mutluyum" dedi. "Hipertansiyon dünya çapında bir sorun" Doç. Dr. Oktay Şenöz de, hipertansiyonun dünya genelinde 1,5 milyar insanı etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çekti. Şenöz, "Sessiz katil olarak bilinen bu hastalık, her yıl dünya çapında 10 milyondan fazla kişinin ölümüne neden oluyor. Türkiye’de ise yaklaşık 20 milyon hipertansiyon hastası olduğu tahmin ediliyor ve bu kişilerin yarısından fazlası hastalığının farkında bile değil. Tedavi gören hastaların bile ancak yarısında tansiyon değerleri kontrol altında olabiliyor" dedi. Dr. Şenöz, hipertansiyon hastalarının yaşam tarzlarına dikkat etmeleri gerektiğini de vurguladı. Doç. Dr. Oktay Şenöz, beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi, diyette tuz ve doymuş yağ oranının azaltılması, fiziksel aktivitenin artırılması, kilo kontrolü ve sigaradan uzak durmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Şenöz, tansiyon hastalarının haftada birkaç kez tansiyonlarını ölçmelerini ve düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemelerini önerdi.
27 Eylül 2024 Cuma - 16:16 Diyaliz hastaları için yeni merkez: Artık ilçe değiştirmek zorunda kalmayacaklar Samsun 19 Mayıs İlçe Devlet Hastanesi’nde 5 cihaz kapasiteli diyaliz merkezi düzenlenen törenle açıldı. Diyalize girmek için ilçe değiştirmek zorunda kalan hastalar, yeni merkezle birlikte artık diyalize daha kolay ulaşacaklar. Sağlık Bakanlığı’na bağlı 19 Mayıs İlçe Devlet Hastanesi’nde diyaliz ünitesi hizmete girdi. Diyaliz merkezi, böbrek yetmezliği çeken ilçedeki hastalara daha kolay diyaliz hizmeti alma imkanı sağlayacak. Merkezin açılışında konuşan İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Uras, "19 Mayıs İlçe Devlet Hastanemizde diyaliz ünitesinin açılışını yaptık. İlçede yaşayan diyaliz hastalarımızdan 17’si Bafra’da, 19’u da Samsun’da diyaliz hizmeti almaktaydı. Buradaki hasta yoğunluğunu tespit ettikten sonra insanların daha konforlu ve daha güzel hizmet alması için diyaliz ünitesi açmayı planladık. Şu an için 5 artı 1 olarak diyaliz hizmeti sunmayı planlıyoruz. 16 hastamız diyaliz ünitesinden hizmet almaktadır. Bu rakam hızlı bir şekilde 20’ye çıkartılacak. Daha sonra 2 tane daha diyaliz cihazı alarak burada 28 hastaya diyaliz hizmeti sunmayı düşünüyoruz. Hastalarımız da burada hizmet almaktan çok memnun olduklarını ifade ettiler” dedi. 19 Mayıs Kaymakamı İbrahim Civelek ise "Bugün 19 Mayıs ilçemiz için son derece önemli bir gün. Yeni diyaliz ünitemizle vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine daha hızlı, daha kolay ve daha az zahmetle ulaşmasını sağlayacağız. Böbrek yetersizliği çeken vatandaşlarımız, daha kısa süre içerisinde hastaneye erişmiş olacaklar" diye konuştu. Konuşmaların ardından kurdele kesimi yapıldı. Protokol üyeleri diyaliz hastalarına çeşitli hediyeler verdi. Açılış programına ayrıca Canik Kaymakamı Şeref Aydın, 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu, 19 Mayıs Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mehmet Akif Gün, Bafra Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Alaiddin Domaç ve sağlık çalışanları katıldı.
Ses estetiği operasyonu olan erkek hasta, tiz sesinden kurtuldu
17 Ağustos 2024 Cumartesi - 09:59 Ses estetiği operasyonu olan erkek hasta, tiz sesinden kurtuldu Erkek hastanın çok tiz olan sesi, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde uyanık gerçekleştirilen ‘Larenks’ ameliyatı ile kalınlaştırıldı. Sesi çok tiz olduğu için mutsuz olan 39 yaşındaki erkek hasta, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde geçirdiği ‘Larenks’ ameliyatı ile sesini kalınlaştırdı. Kıbrıs’ta ilk kez gerçekleştirilen ameliyatı Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kulak Burun Boğaz Baş ve Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferhat Erişir ve ekibi gerçekleştirdi. Yaklaşık 45 dakika süren operasyon sırasında, ses tellerinin gerilimi ayarlanarak hastanın arzu ettiği ses tonu elde edildi. Ameliyat boyunca uyanık kalan hasta, başarılı ve sorunsuz geçen ameliyatın ardından istediği ses tonuna sahip oldu. Lokal anestezi altında gerçekleştirilen ‘Larenks’ ameliyatı, hastanın operasyon sırasında sesindeki değişiklikleri anında duymasına imkan tanıyor. Bu sayede, hasta ve hekim birlikte en uygun ses tonuna karar verebiliyor. Ses kalınlaştırma ameliyatı sonrasında, diğer ses değiştirme operasyonlarının aksine, hastanın sesini dinlendirmesine gerek kalmazken hasta hemen konuşmaya başlayıp, aynı gün taburcu ediliyor. Prof. Dr. Ferhat Erişir: “Bu tür operasyonlar kişisel istekler doğrultusunda yapılsa da süreç her zaman uzman görüşüyle yönetilmeli” Operasyonu gerçekleştiren Prof. Dr. Ferhat Erişir, “Bu tür operasyonlar kişisel istekler doğrultusunda yapılsa da, her zaman bir kulak burun boğaz uzmanına danışmak ve riskleri göz önünde bulundurmak önemlidir” dedi. Sesin, yaşa, cinsiyete ve fiziksel yapıya uygun olmasının toplumsal ve kişisel algı açısından önem taşıyabileceğini hatırlatan Prof. Dr. Erişir, bu nedenle sesin tonunu değiştirmek için cerrahi veya cerrahi dışı yöntemlerle yapılan ses estetiği uygulamalarının kişilerin hayatını kolaylaştırdığını söyledi. Uzman hekimler tarafından gerçekleştirilen ses estetiği operasyonu öncesinde hastanın ses tellerinin incelendiğini, ses analizi yapıldığını belirten Prof. Dr. Erişir, ‘Laringostroboskopi’ yöntemiyle kişinin ses tellerini görüntülediklerini ifade etti. “Ses inceltme ya da kalınlaştırma yapılacaksa ses kaydı alınır, kişiye uygun frekans belirlenir. Hastaya ses hijyeni ve ses kullanımı hakkında gerekli bilgiler verildikten sonra operasyondan iki hafta önce sigara, alkol ve gazlı içeceklerin kesilmesi istenir” diyen Prof. Dr. Erişir, ameliyatın hasta için en uygun yöntem seçilerek, boyundan yapılan küçük bir kesi tekniğiyle gerçekleştirildiğini belirtti. Prof. Dr. Erişir, “Ses tellerine ulaşarak gerginliği, uzunluğu ve kütlesinin düzenlenmesini sağlıyoruz” dedi. Boyundan yapılan operasyonlarda kesi izinin genellikle aylar içerisinde kaybolduğunu ifade eden Prof. Dr. Ferhat Erişir, “Hastanın bu süreçte doktor kontrollerini aksatmaması, ses tellerini rahatsız edecek şekilde bağırma gibi davranışlardan kaçınması ve vücudu zorlayacak faaliyetlerden uzak durması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ameliyat sonrası sürecin önemine de değinen Prof. Dr. Ferhat Erişir, “İyileşme sürecinde seste hafif değişmeler, kısılmalar ya da geçici kayıplar yaşanması normaldir. Ses estetiği operasyonlarından sonraki ilk 2-3 ayda hedeflenen ses tonuna yakın bir tını elde edilir, ancak istenilen ses tonunun tam olarak ortaya çıkması 6 ila 12 ayı bulabilir” şeklinde bilgi verdi.
Sarıgöl’de sokak hayvanlarına sıcak yuva protokolü
17 Ağustos 2024 Cumartesi - 09:16 Sarıgöl’de sokak hayvanlarına sıcak yuva protokolü Manisa’nın Sarıgöl Belediyesi ile Sarıgöl Ziraat Odası Başkanlığı arasında sokak hayvanlarına barınak yapılması için protokol imzalandı. Sarıgöl Ziraat Odası toplantı salonunda Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz ve Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen arasında ilçeye hayvan barınağı kazandırılması için gerçekleştirilen protokol önümüzdeki hafta içinde hayata geçirilecek. Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz protokol imza töreninin ardından yaptığı açıklamada, "Vatandaşlarımıza bugün bir müjdemiz var. Ülkemizin ve ilçemizin son zamanlardaki kanayan yarası haline gelen sokak hayvanları konusunda hayvan barınağı yapmak için Sarıgöl Ziraat Odası ile protokol imzaladık. Tahsis edecekleri yere önümüzdeki hafta itibariyle hayvan barınağı yapımına başlayacağız. Sokaklarımız güvenli, canlarımız mutlu olacak. Sarıgöl’ümüze şimdiden hayırlı olsun." dedi. Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen ise, "Sokak hayvanlarının yaşam hakları var. Önümüzdeki hafta barınak yapımı için çalışmalar başlayacak. Sarıgöl sokakları daha güvenli olacak. Odamıza ait olan 4 bin metrelik alanı barınak için verdik. Sarıgöl halkına hayırlı olsun." dedi. İki kurum arasında sokak hayvanları için yapılacak olan barınak protokolü ilçede de sevinçle karşılandı.
HPV aşıları yüzde 90’ın üzerinde koruma vadediyor
17 Ağustos 2024 Cumartesi - 09:14 HPV aşıları yüzde 90’ın üzerinde koruma vadediyor Rahim ağzı kanserinin önlenmesi ve erken teşhis edilmesinde tarama testlerinin önemini dile getiren Doç. Dr. Mine Dağgez, HPV aşılarının 9 ile 14 yaş arası kız ve erkek çocuklara doğru şekilde uygulandığında yüzde 90’ın üzerinde bir koruyuculuk vadettiğini söyledi. Rahim ağzı kanseri, HPV virüsünün yüksek riskli türlerinin neden olduğu ve erken aşamada tespit edildiğinde önlenebilir bir kanser türü olarak öne çıkıyor. Biruni Üniversitesi Kadın Hastalıkları Doğum Uzmanı ve Jinekolojik Onkoloji Yan Dal Uzmanı Doç. Dr. Mine Dağgez, tarama testleri ile HPV aşılarının kritik rolü ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç.Dr. Dağgez, HPV‘den korunabilmek için güvenli cinsellik, güçlü bir bağışıklık sistemi, sigaradan uzak sağlıklı bir hayat ve ihmal edilmeden yapılan tarama testlerinin hayati önemini vurguladı. “Sonuçlar normal geldiği takdirde 5 yılda bir test yapılmalıdır” Rahim ağzı kanserinin tarama testi bulunan önlenebilir bir kanser olduğunu belirten Doç. Dr. Dağgez, “Günümüzde rahim ağzı kanseri için tarama testleri 21 yaş sonrası üç yılda bir smear ve 30 yaş sonrası beş yılda bir smear ve HPV testleri şeklinde yapılmaktadır. Tek başına smear, duyarlılığı düşük bir test olduğundan imkan varsa mutlaka HPV testi ile kombinlenmesi önerilir. Sonucu normal geldiği takdirde bu testlerin beş yılda bir yapılması yeterlidir. Çok sık bir yanlış uygulama olarak smear testi 6 ayda bir veya yılda 1 gibi gereksiz sıklıklarla yapılmakta ancak HPV testi yapılmamaktadır. Doğru olan tarama aralığı testler normal geldiği takdirde beş yılda bir bu iki testin kombine bir şekilde yapılmasıdır” dedi. Erken teşhisin önemine vurgu yapan Doç. Dr. Dağgez, “Düzenli taramalarını ihmal etmeyen hastaların rahim ağzı kanseri öncül lezyonları aşamasında tespit edilmesi ve bunların kansere ilerlemeden çok daha küçük girişimlerle iyileştirilebilmesi mümkündür. Yüksek riskli bir HPV tipi (16,18,45 gibi) veya smear testinde yüksek dereceli bir hücre bozulması tespit edilmesi halinde kolposkopi denilen bir işlemle bu alanın detaylı incelenmesi ve uygun doku örneklemesi tecrübeli ellerce uygulanmalıdır” diye konuştu. “Yüzde 90 üzeri bir koruyuculuk vadetmektedir” Tüm dünyada ve ülkemizde uzun yıllardır koruyucu HPV aşıları uygulandığı aktaran Doç. Dr. Dağgez, “Günümüzde henüz kişide tespit edilmiş olan HPV virüsünü temizlemeye yönelik bir tedavi veya tedavi edici bir aşı geliştirilmiş değildir. Uygulamada olan koruyucu HPV aşıları, 9 -14 yaş arası kız ve erkek çocuklarına uygulanmaktadır ve bu şekilde uygulandığında yüzde 90 üzeri bir koruyuculuk vadetmektedir. Ancak tabii ki aşının etkinliği uygulama yaşı ve bireysel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. En iyi koruma için aşının 9 ile 14 yaş aralığında yapılması öneriliyor olsa da, HPV aşıları bir kısmı yaş sınırı olmaksızın bir kısmı ise henüz 45 yaşa kadar onay almış bir şekilde herkese önerilmektedir” ifadelerini kullandı. “HPV aşıları uygun gruptaki tüm kişilere önerilir” HPV aşılarıyla ilgili merak edilenlere açıklık getiren Doç. Dr. Dağgez, “Cinsel aktivitesi olsun veya olmasın hatta HPV pozitifliği öyküsü dahi olsa HPV aşıları uygun gruptaki tüm kişilere önerilir. HPV virüsü pozitif olmama rağmen neden aşı olmalıyım diyorsanız, doğal HPV enfeksiyonu vücutta kalıcı bir bağışıklık sağlayamamaktadır bu nedenle kişi belirli bir süre içerisinde bu virüsü temizleme şansı yakalasa bile tekrar maruz kaldığında aynı virüsle tekrar enfekte olacaktır. HPV pozitifliği olan hastalara da veya karşılaşmış olma olasılığı yüksek olan hastalara da aşı öneriyor olmamızın ana mekanizması bu şekilde açıklanmaktadır” şeklinde konuştu. “15 yaş ve üstü herkese üç doz aşı önerilmektedir” Günümüzde dünyada üç tip aşı mevcut olduğunu söyleyen Dağgez, “Bunlar ikili, dörtlü ve en yeni aşı olan dokuzlu aşıdır. Dokuzlu aşıya ülkemizde de bir süredir ulaşılabilmektedir. 9-14 yaş aralığındaki tüm bireylere altı ay arayla olmak üzere iki doz yeterlidir. 15 yaştan gün almış ve üstü herkese üç doz aşı önerilmektedir” ifadelerini kullandı. “Kişinin HPV pozitif olması kanser olduğu anlamına gelmez” HPV pozitif olan kişilerin kanser riski hakkında konuşan Doç. Dr. Dağgez, “Kişinin HPV pozitif olması kanser olduğu veya ilerleyen süreçte kanser olacağı anlamına asla gelmemektedir. Bu virüsün kişinin vücuduna girmesi ile hücrelerde ve dokuda bozulma yapması ve bu bozulmaların da belli bir süreçte kansere ilerlemesi arasında geçen süre 10-15 yıl gibi uzun bir süreçtir. Yani kişi HPV virüsü ile karşılaştığı anda kanser olmamaktadır. Ancak kişinin virüsle ne zaman karşılaştığı da yapılan bu test ile bilinemeyeceğinden, bu kişilerin yaptırması gereken belli işlemleri yaptırması ve takiplerini ihmal etmemeleri gerekmektedir” dedi. “Sigara kullanımı kesinlikle önerilmemektedir” Özellikle 30 yaş altında HPV enfeksiyonunun, kişinin bağışıklık sistemi tarafından temizlenme şansını son derece yüksek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Dağgez, “Menopoz sonrası kadınlarda HPV virüsünün temizlenme şansı giderek düştüğü için bu gruba daha dikkatli yaklaşılması önerilmektedir. Her şekilde HPV 16,18,45 gibi yüksek riskli HPV tiplerinin pozitif olarak tespit edildiği hastalarda alınan smear testi normal dahi olsa mutlaka ileri inceleme işlemi olan kolposkopi ve doku örneklemesi işlemi tecrübeli uzmanlarca yapılmalıdır. Bu virüsün vücuttan temizlenmesinde ana mekanizma bağışıklık sistemi olduğundan bağışıklık sisteminin desteklenmesi ve güçlü tutulması son derece önemlidir. Sigara kullanımı bu hasta grubunda kesinlikle önerilmemektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Karacabey Devlet Hastanesi’ne 12 doktor atandı
16 Ağustos 2024 Cuma - 16:53 Karacabey Devlet Hastanesi’ne 12 doktor atandı Karacabey Devlet Hastanesi’ne 3 pratisyen, 3 acil tıp uzmanı, 2 dahiliye uzmanı, 2 kadın doğum uzmanı, 1 cildiye ve 1 dil ve konuşma terapisti atandı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever, yeni gerçekleşen atamalar ile birlikte Karacabey’de sağlık hizmetlerinin daha da güçleneceğini dile getirdi. Ataması yapılan hekimlerden 8 tanesinin göreve başladığını ve diğer 4 doktorunda en kısa sürede görevlerine başlayacağı bilgisini veren Başkan Saygısever, atamalar ile gelen personellerin, Karacabey Devlet Hastanesi’nin önemli bir ihtiyacını karşılayacağını söyledi. AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever, Karacabey Devlet Hastanesi’nde ihtiyaç duyulan doktor eksikliğinin büyük ölçüde giderildiğini belirtirken, “Girişimler neticesinde Karacabey Devlet Hastanesi’nde ihtiyaç duyulan birimlere 12 doktor ataması yapıldı. Karacabey’de son aylarda ciddi anlamda sıkıntıya sebep olan doktor eksikliğini büyük ölçüde gidermiş olduk. İlçemize hayırlı olsun. Vatandaşlarımız şundan emin olsunlar ki, hizmet noktasında mazeret üretmeden, gayret ve samimiyetle, canla başla çalışıyoruz. Gecemizi gündüzümüze katarak ilçemize ve vatandaşlarımıza hizmet için koşturuyoruz.” dedi. Karacabey Devlet Hastanesi’ne yeni atanan 12 doktordan, Kadın Doğum Uzmanı Halil İbrahim Durak, Cildiye Doktoru Ali Bozdağ, Acil Tıp Uzmanı Emre Acar, Acil Tıp Uzmanı Orhan Çavdar, Dahiliye Uzmanı Büşra Güner Bozdağ, Pratisyen Hekim Meral Altıparmak, Pratisyen Hekim Aysel Denktaş Özdemir ve Dil Konuşma Terapisti Ayça Kurt’un göreve başladığı, ataması yapılan Kadın Doğum Uzmanı Tuğba Akkök Durak, Dahiliye Uzmanı Kader Zeybek Aydoğan, Acil Tıp Uzmanı Aysun Karslı ve Pratisyen Hekim Hüseyin Kılıçarslan’ın en kısa sürede göreve başlaması bekleniyor.
Maymun Çiçeği Virüsünden korkutan detaylar
16 Ağustos 2024 Cuma - 16:46 Maymun Çiçeği Virüsünden korkutan detaylar Gaziantep Özel Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Nagihan Demir, Afrika kıtasında görülen ve maymun çiçeği olarak da bilinen Mpox Virüsü ile ilgili bilgi vererek, uyarılarda bulundu. Dünyayı etkisi altına alan salgın hastalıklara bir yenisi daha eklendi. COVID-19 sonrasında şimdi de, Maymun Çiçeği (Mpox) virüsü patlak verdi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Mpox virüsü ile ilgili acil durum çağrısı yaptı. Dünyada hızla yayılan maymun çiçeği virüsüne ilişkin Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu da açıklama yaptı. Bakan Memişoğlu, virüsün ülkemizde yaygın olmadığını, ancak ihtimal bir salgına karşı gerekli önlemlerin alındığını ve şu anda herhangi bir alarm durumunun söz konusu olmadığını vurguladı. Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Nagihan Demir, hastalık ile ilgili bilgi vererek alınacak önlemleri sıraladı “Virüs, sağlıklı kişilere ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler veya solunum sistemi aracılığıyla girer” Dr. Demir, “Tam koronavirüs ’etkisi geçti hayat normale döndü’ derken bu sefer de maymun çiçeği virüsü ile karşı karşıyayız. Mpox hastalığı, insana, enfekte hayvan, enfekte insan veya virüsle kirlenmiş cansız maddeler (giysiler, havlu, çarşaf vb.) ile yakın temas sonucunda bulaşmaktadır. Virüs, sağlıklı kişilere ciltteki gözle görülemeyecek çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz) veya solunum sistemi aracılığıyla girer. Enfekte hayvandan insanlara (zoonotik) bulaşma ısırık, tırmalama, hayvanın kan ve vücut sıvılarıyla veya etiyle temas, lezyonlara direkt temas veya tüm bunlarla kirlenmiş cansız materyalden indirekt yolla gerçekleşebilmektedir. Virüsün insandan insana bulaşmasının esas olarak enfekte insanın vücut sıvılarına, cilt lezyonlarına doğrudan temasla direkt olarak veya yine bunlarla kirlenmiş cansız maddelerle temasla, dolaylı olarak cilt ve mukozalar yoluyla olduğu bilinmektedir. Mpox hastalığı ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntülere) neden olur. Yakınmalar virüsle temas ettikten sonra ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar. Ciltteki döküntüler ateş başladıktan sonra 1-3 gün içinde ortaya çıkar; gövdeden çok yüzde, kollarda ve bacaklarda görülür. Avuç içi ve ayak tabaklarında, ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde lezyon tespit edilebilir. Deri döküntüleri 2-4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde hastalık ağır seyredebilir” dedi. “Yüz yüze ve yakın temastan kaçınılmalı” Hastalığın hafife alınmaması gerektiğini dile getiren Anka Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzm. Dr. Nagihan Demir, “ Mpox virüsünden korunmak için mesafeye dikkat edilmesi gerekmektedir. Yüz yüze ve yakın temastan kaçınılmalı. Hasta kişiler veya etrafı ile temas edecek kişilerin eldiven ve maske kullanması önemli. Hijyene önem verilmeli, eller sık sık yıkanmalıdır. Mpox virüsü , öpüşme, temas, cilt teması ve damlacık yolu ile yayılabilen bir hastalıktır. Ayrıca, virüslü bir kişinin temas ettiği giysiler, çarşaflar, havlular gibi eşyalarla da bulaşabilir. Henüz Mpox hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Ancak genellikle, 2 ila 4 hafta içinde döküntüler geçtiğinde hastalık sona erer. Bu hastalığa karşı alınacak önlemler hayati önem taşımaktadır. Kişisel tedbirler ve toplumsal farkındalıkla hastalığın yayılması engellenebilir. Eğer hastalıkla ilgili bir belirti yaşarsanız, bir sağlık kuruluşuna başvurarak doktor kontrolünden geçebilirsiniz. Hastalığın erken evrede tespiti bulaşıcılığını önlemek için oldukça önemlidir” diye konuştu.
Maymun Çiçeği hastalığı hakkında önemli açıklamalar
16 Ağustos 2024 Cuma - 16:01 Maymun Çiçeği hastalığı hakkında önemli açıklamalar Gaziantep Medıcal Poınt Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Vuslat Keçik Boşnak, Maymun Çiçeği (Monkeypox) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Boşnak, Maymun Çiçeği’nin genellikle Afrika’nın tropikal bölgelerinde bulunan ve nadiren Avrupa ile Amerika kıtalarında görülen bir zoonotik virüs hastalığı olduğunu belirtti. Bu hastalığın, özellikle maymunlar ve diğer hayvanlardan insanlara geçebileceğini ifade etti. “Maymun Çiçeği virüsü, insandan insana da geçebilir” Maymun Çiçeği virüsü, insandan insana da geçebileceğini belirten Doç. Dr. Boşnak, “Maymun Çiçeği virüsü, insandan insana da geçebilir. Ancak bu geçiş genellikle yakın fiziksel temas, salgıların paylaşılması veya kontamine olmuş yüzeyler aracılığıyla olur. Bu nedenle, hijyen kurallarına dikkat etmek hastalığın yayılmasını önlemek açısından oldukça önemlidir. Hastalığın belirtilerinin grip benzeri semptomlarla başladığını ve genellikle yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinin şişmesi ve ciltte döküntüler ile kendini gösterdiğini açıklayan Boşnak, döküntülerin sıklıkla kabarcıklar şeklinde olduğunu ekledi. “Döküntüler, vücudun çeşitli bölgelerinde ortaya çıkabilir ve genellikle kaşıntılıdır. Bu belirtileri fark eden kişilerin bir sağlık kuruluşuna başvurmaları önemlidir” dedi. “Erken teşhis ve tedavi, hastalığın yayılmasını önlemek açısından kritik öneme sahiptir” Doç. Dr. Boşnak, “Erken teşhis ve tedavi, hastalığın yayılmasını önlemek açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, hastalığın belirtilerini fark eden kişilerin derhal bir sağlık profesyoneline başvurmaları gerekmektedir. Halkımızın, hastalığın yayılmasını önlemek ve sağlığını korumak için resmi sağlık otoritelerinin ve sağlık profesyonellerinin tavsiyelerine uyması büyük önem taşıyor. Ayrıca hijyen kurallarına dikkat edilmesi, hastalığın yayılmasını engellemede etkili bir yöntemdir” diye konuştu.
Başkan Çetin Akın’dan SMA Hastası Feyyaz Alperen’e destek
16 Ağustos 2024 Cuma - 15:31 Başkan Çetin Akın’dan SMA Hastası Feyyaz Alperen’e destek SMA Tip-2 hastalığıyla mücadele eden Turgutlulu Feyyaz Alperen Cantekin için yardım gecesi düzenlendi. Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın ve eşi Sabriye Akın canlı yayın konuğu olarak destek verdi. Turgutlu’da SMA Tip-2 hastası Feyyaz Alperen Cantekin’in tedavisi için yardım gecesi düzenlendi. TUTSO Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlik, duygusal anların yaşandığı ve dayanışmanın güçlü bir şekilde sergilendiği bir geceye ev sahipliği yaptı. Canlı olarak düzenlenen yardım gecesine Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, eşi Sabriye Akın ve gönüllüler telefonlara bakarak destek sundu. Canlı yayına Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’de bağlanarak 100 bin TL’lik destek sundu. Ayrıca; hayırseverler, Turgutlulu vatandaşlar ve Turgutlu Belediyesi personeli de bağlanarak kampanyaya bağışta bulundu. Feyyaz Alperen Cantekin için 2 milyon 776 bin TL bağış toplandı. Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, kampanyası başarıyla tamamlanan Turgutlulu İrem Nur Çakto’nun zorlu sürecinde etkin rol oynarken düzenlenen tüm etkinliklerde İrem Nur’a destek çağrısında bulunmuş ve kampanyanın Türkiye’de, dünyada duyulmasına katkı sağlamıştı. Başkan Çetin Akın ayrıca tedavisi yine olumlu sonuçlanan Manisalı Duru Sağlık’a da gerekli desteklerini sunmuştu. “Feyyaz’ımız bağışlarınızla hayata tutunacak” Turgutlu Belediye Başkanı Çetin Akın, “SMA Tip-2 hastalığıyla mücadele eden Turgutlulu evladımız Feyyaz Alperen için düzenlenen bağış gecesinde eşim Sabriye Akın ve gönüllülerimiz ile birlikte bağış topladık. Yüreği güzel Turgutlulu hemşehrilerimize, destek olan tüm hayırseverlerimize ve Turgutlu Kadınlar Kulübü Yardımlaşma Derneğine teşekkür ederim. Kampanyamız devam ediyor. Lütfen yardımlarınızı esirgemeyin. Feyyaz’ımız bağışlarınızla hayata tutunacak” dedi. Vatandaşlar, SMA Tip 2 hastası Feyyaz Alperen Cantekin için başlatılan valilik onaylı yardım kampanyasına Feyyaz Alperen Cantekin adına açılan TR230001009010667126305001 numaralı hesap üzerinden destek verebilecek.
Sakarya’da ‘Maymun çiçeği’ iddiasına Sağlık Müdürlüğü’nden açıklama
16 Ağustos 2024 Cuma - 15:29 Sakarya’da ‘Maymun çiçeği’ iddiasına Sağlık Müdürlüğü’nden açıklama Sakarya’da görüldüğü iddia edilen maymun çiçeği vakasına ilişkin İl Sağlık Müdürlüğü’nden açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, "Hasta, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanları tarafından değerlendirilmiş olup, iddialarda belirtilerin M çiçeği (mpox) olarak bilinen hastalıkla uyumlu olmadığı anlaşılmıştır" ifadeleri yer aldı. Dünya Sağlık Örgütü, Afrika kıtasında görülen ve maymun çiçeği olarak da bilinen virüs sebebi ile küresel halk sağlığı acil durumu ilan etmişti. Vücudunda oluşan lekeler sebebi ile Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran Senegal uyruklu bir kadın paniğe sebep oldu. Tedbir amaçlı özel bir odaya alınan kadının uzun bir süredir Kelebek Hastalığı (Lupus) taşıdığı öğrenildi. Yaşananların ardından Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü yazılı açıklama yaptı. Sağlık Müdürlüğü’nden açıklama Yapılan açıklamada, “Çeşitli medya organlarında yer alan ‘Sakarya’da maymun çiçeği şüphesi ile bir kişi karantinaya alındı!’ başlıklı haberlerin ardından kamuoyunu bilgilendirmek üzere açıklama yapma gereği görülmüştür. Basında yer alan habere konu olan Senegal uyruklu Hastanın öyküsünde iki yıldır devam eden ve halk arasında Kelebek Hastalığı olarak da bilinen Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) hastası olduğu belirlenmiştir, hastanın SLE tedavisi devam etmektedir. Hasta, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanları tarafından değerlendirilmiş olup, iddialarda belirtilerin M çiçeği (mpox) olarak bilinen hastalıkla uyumlu olmadığı anlaşılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi.
Esenyurt’ta polis, uyuşturucu madde ticareti yapan ve aranan şahıslara yönelik çalışma yapıldı
16 Ağustos 2024 Cuma - 14:48 Esenyurt’ta polis, uyuşturucu madde ticareti yapan ve aranan şahıslara yönelik çalışma yapıldı İstanbul Esenyurt’ta çok sayıda adreste torbacı olarak bilinen uyuşturucu satıcılarına ve aranan şahıslara yönelik çalışma yapıldı. Yapılan operasyonlarda çok sayıda silah ve narkotik madde ele geçirildi 21 yıl 4 ay ve 8 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan 2 kişi de yakalandı. Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince uyuşturucu ticareti yapan ve aranan şahıslara yönelik çalışma yapıldı. Çalışmalar kapsamında geçtiğimiz Salı günü Fatih Mahallesi’nde ihbar üzerine polis ekipleri şüpheli Osman Burak P. ye üst araması yaptı. Yapılan aramada şahsın üzerinde uyuşturucu madde, şahsi telefon ve bir miktar para bulundu. Şahıs, ekiplere uyuşturucu maddeleri sakladığı yeri gösterirken polis ekipleri tarafından 319.4 gram kubar maddesi, bir adet telefon, 1030 TL nakit para ve çok sayıda şeffaf kilitli poşet tespit edildi. Osman Burak P.’ye Uyuşturucu Madde Ticareti suçundan işlem yapılırken yapılan Genel Bilgi Taraması (GBT) sonucunda şahsın Dolandırıcılık suçundan da aranması olduğu tespit edildi. Şahıs, işlemlerinin yapılması için polis merkezine götürüldü. Aynı gün Necip Fazıl Kısakürek Mahallesi’nde yapılan çalışmada ihbar üzerine adrese sevk edilen polis ekiplerince şüpheli Çağlar Y. ve Gülistan S. isimli şahıs yakalanırken binanın bodrum katında satışa hazır halde paketlenmiş 38 fiş ile toplam 156 gram uyuşturucu madde ve bir adet telefon tespit edildi. Çağlar Y. ve Gülistan S. isimli şahıslara Uyuşturucu Madde Ticareti yapma şuçlarından işlem yapılırken iki şahıs ekiplerce polis merkezine götürüldü. Kesinleşmiş 8 Yıl 4 Ay hapis cezası ile aranan şahıs yakalandı Yapılan çalışmalar kapsamında geçtiğimiz Çarşamba günü ise Zafer Mahallesi’nde evde uyuşturucu madde satışı yapıldığı ihbarı üzerine adrese polis ekipleri sevk edildi. Adreste Berkay T. ve Doğa Yıldız M. yapılan incelemelerin ardından Uyuşturucu Madde Ticareti suçundan, Mehmet Sait Ç. ise Uyuşturucu Madde Kullanımı suçundan işlem gördü. Evde yapılan arama çalışmalarında ise bir adet şeffaf kilitli poşette 13.6 gram Metanfetamin, hassas terazi, bir adet ruhsatsız tabanca, 4 adet fişek, 6 adet cep telefonu, 2 adet bilgisayar, 1 adet tablet ve birçok flaş bellek bulundu. Ekiplerin incelemelerinde Berkay T.’nin Uyuşturucu/ Uyarıcı Madde Ticareti ve Hırsızlık suçlarından 8 Yıl 4 Ay Hapis Cezası ile arandığı tespit edilirken şahıslar işlemleri yapılması üzerine polis merkezine götürüldü. Çok sayıda narkotik madde ve silah ele geçirildi 12 - 15 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen diğer çalışmalarda ise birçok şüpheli şahıs ve adrese yapılan aramalarda 1 Adet Pompalı Tüfek, 9 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda fişek ve narkotik madde bulundu. Yapılan GBT kontrollerinde ise A.C.S. isimli şüphelinin Uyuşturucu Uyarıcı Madde Ticareti Yapmak suçundan 21 yıl 4 ay B.K. isimli şahsın Silah Ticareti yapmak suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile arandığı tespit edildi. Şahıslar gerekli işlemler için polis merkezine götürüldü.