KÜLTÜR SANAT
’Ukraynalı Kadın Ressamların Gözünden Alanya’ sergisi açıldı 18 Kasım 2024 Pazartesi - 19:39:56 Ukrayna’nın farklı şehirlerinden bir grup kadın ressam tarafından hazırlanan “Ukraynalı Kadın Ressamların Gözünden Alanya” sergisi, Kızılkule yanındaki tarihi sarnıçta açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Alanya Belediyesi ve Alanya Müze Müdürlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen sergide, Alanya’nın doğal güzelliklerinin yorumlandığı eserler yer alıyor. 11 sanatçının yağlı boya, sulu boya, akrilik, pastel ve tempera teknikleri kullanılarak hazırladıkları çalışmaların bulunduğu sergi, ilk günden büyük ilgi gördü. 25 Kasım’a kadar açık kalacak Türkiye’nin Kiev Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın farklı şehirlerinden gelerek bir süre Alanya’da kalan sanatçılar, önce Alanya’nın doğal güzelliklerini ve sosyal hayatını gözlemleyip, bu gözlemlerini tuvale yansıttı. İlk sergileri 24 Nisan’da Kızılkule’de düzenlenen sanatçıların ikinci sergileri ise yeni eserleriyle birlikte tarihi sarnıçta açıldı. 25 Kasım’a kadar açık kalacak sergi, ücretsiz ziyaret edilebilecek. Öte yandan serginin Alanya’dan sonra Kiev Büyükelçiliği Kültür ve Tanıtma Müşavirliği aracılığı ile Ukrayna’nın başkenti Kiev’de de tekrarlanması planlanıyor. Serginin Ukrayna’da Alanya’nın tanıtımına önemli katkı sağlaması bekleniyor. Serginin açılışına Kaymakam Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Vekili Engin Alataş, Başkan Yardımcısı Murat Levent Koçak, Belediye Meclis Üyeleri, Müze Müdürü Seher Türkmen, Belediye Yabancılar Meclisi Başkanı Abdullah Karaoğlu, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nimet Hacıkura ile sanatseverler katıldı.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:20 TİKA’nın destekleriyle Afganistan’da “Bilim Yıldızları” programı düzenlendi Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ile Afganistan Bilim Merkezi İdaresi iş birliğiyle başkent Kabil’de düzenlenen programa katılan 35 öğrenci arasından “Bilim Yıldızları” seçildi. İlk aşamada, iller içerisinde gerçekleştirilen sınavlar ve seçmelerde başarı gösteren adaylar arasından birincilik elde edenler 3 gün boyunca Kabil’de TİKA Yerleşkesinde bulunan Sürekli Eğitim Merkezinde (SEM) konaklayarak, buradaki sınavlara katılım sağladı. Düzenlenen sınavlarda Kimya, Fizik, Biyoloji ve Matematik alanlarında değerlendirmeye tabi tutulan Afganistan Bilim Yıldızları arasından, bu alanlarda ilk üçe giren öğrenciler arasından Afganistan Bilim Yıldızları seçimi yapıldı. Afganistan Bilim Yıldızları birinciliğine Herat ilinden katılan Sultan Gıyaseddin Lisesi Öğrencisi Samiullah Mirza ikiciliğe ise Bamyan İlinden katılan Azizullah Ramazan üçüncülüğe ise Kabil’den katılan Hüseyin Kadir Afganistan Bilim Yıldızları olarak seçildi. Program kapsamında düzenlenen törene, Afganistan Eğitim Öğretimden sorumlu Bakan Yardımcısı Şeyh Mevlevi Sahaullah Said, Eğitim Bakanlığı İdare ve Kaynak Bakan Yardımcısı Elhac Mevlevi Sibgatullah Vasil, Ekonomi Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Abdul Latif Nazari, Türkiye’nin Kabil Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Cengiz Aydemir, TİKA Kabil Koordinatörü Fazıl Akın Erdoğan, Afganistan Bilim Merkezi İdaresi Başkanı Dr. Muhammad Omar Dawranzai, veliler, öğrenciler, basın mensupları ve diğer misafirler katıldı. Törende konuşan Dawranzai, düzenlenen programın önemine vurgu yaparak Afganistan Bilim Merkezi olarak ülke genelindeki öğrencilerin gelişmesine katkı sağlamayı amaçladıklarını ülkedeki eğitim seviyesini geliştirmeyi amaçladıklarını belirtti. Koordinatör Erdoğan, TİKA olarak Afganistan’da birçok proje gerçekleştirdiklerini, bunlar arasında en çok eğitim projelerinin yer aldığını belirtti. Afganistan Bilim Yıldızlarını görmekten gurur duyduklarını ifade ederek, “Eğitimin önemini biliyoruz. Gençlerimize başarılar dilerim. Bu başarılı bireyleri yetiştiren değerli velilerimize teşekkür ediyorum.” dedi. Bilim Yıldızları yarışmasında ilk üçe giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Katılım sağlayan tüm öğrencilere sertifika takdiminin ardından program sona erdi.
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:19 Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan, Uluslararası Tasarım Konseyi Başkanı seçildi Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD’un Çin’de yapılan genel kurulu sonucunda, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu Başkanı Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan oldu. Uluslararası Tasarım Konseyi ICoD, 2024-2026 dönemi Yönetim Kurulu’nu belirledi. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi’nin ev sahipliğinde Çin’de Qingdao’da toplanan genel kurul sonucunda Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan başkan seçilirken Ting Xu (Çin, Geçmiş Başkan), Jonas Liugalia (Litvanya) genel sekreter, Annsi Khr (Finlandiya) ve Qin Du (Çin) kurul üyesi olarak belirlendi. Taşcıoğlu’nun yeni yönetimde üstlendiği bu görevle ICoD tarihinde ilk kez Türkiye’den bir temsilci konseyin başkanlığında yer alıyor. “ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor” Konu ile ilgili görüşlerini dile getiren Prof. Melike Taşcıoğlu Vaughan şunları söyledi: “Tasarım farkındalığı, tasarımın önemi, tasarımda etik, profesyonellik gibi konularla bölümümüz ve üniversitemizde ilgili alanlara yönelik eğitimin önemli bir parçası olacak konuların güncel olarak takibi adına ICoD ile birlikte çalışmak büyük önem taşıyor. Tasarımın günlük hayatı yönlendiren temel bir alan olması, teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi alan ve kavramların temelinde tasarımın yatıyor olması günümüzde yadsınamaz bir gerçektir. Bu alanların gelişimiyle ülkenin kültürel ve ticari gücü ve verimliliği, kuşkusuz, önemli derecede artar.”
Kale kazılarında yaşam alanları ortaya çıkıyor: Surlarda 700 yıllık tuvalet bulundu
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:49 Kale kazılarında yaşam alanları ortaya çıkıyor: Surlarda 700 yıllık tuvalet bulundu Mersin’in incisi denizin ortasındaki Kızkalesi’nin karşısında yer alan ve dış kale olarak bilinen Korikos Kalesi’nde yapılan kazı çalışmalarında yaşam alanları ortaya çıkarılmaya başlandı. Yaşam alanlarının yanı sıra surlara 700 yıl önce yapılmış bir de tuvalet çıkması dikkat çekti. Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi Mahallesi sınırlarında yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde Mersin Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şener Yıldırım’ın kazı başkanlığında Korikos Kalesi’nde (dış kale) kazı çalışmaları devam ediyor. Geçmişi 2 bin 200 yıl öncesine dayanan Korikos antik kentinde yer alan ve bin yıl önce ilk kısmı yapıldığı bilinen dış kalede bu yıl devam eden kazı çalışmalarında yaşam alanları ortaya çıkarılıyor. Daha önce bir mescit ile kilisenin ortaya çıkarıldığı kazı alanında, bu sene birçok yaşam alanı ve ilginç olarak kabul edilen surlarda 700 yıl öncesine ait bir tuvalet bulundu. "Surun hemen üzerine inşa edilmiş bir orta çağ tuvaleti" Geçtiğimiz yıllarda bir mescit ile kilise kazısı tamamladıklarını dile getiren Kazı Başkanı Doç. Dr. Şener Yıldırım, "2 yıldır kaledeki konut, yaşam birimlerinin açığa çıkarılması için çalışıyoruz. Bununla birlikte burada nasıl bir yaşam vardı, bunun izlerini takip ediyoruz. Devam eden çalışmalarda konut sayısının çoğalmasıyla beraber gelecek yıllarda veriler kesinleşecek, tahmini bir konutla birlikte bir nüfus tahmini yapacağız. Yaşam birimlerinin dışında surlarla ilgili çalışmalarımız da var. Bu yıl sur dibinde bir mekan açığa çıkardık ve ilginç bir şekilde de tuvalet olduğunu gördük. Surun hemen üzerine inşa edilmiş bir Orta Çağ tuvaleti" dedi. Bakanlığın uyguladığı ’Geleceğe Miras’ projesi kapsamında daha iyi ödeneklere sahip olduklarını ve bu yıl 15 işçi ile çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Yıldırım, etap etap gitmek kaydıyla 4-5 yıl içerisinde iç kaledeki çalışmaları tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. "İlk sur duvarlarının sağlam evresini biz 12. yüzyılın başına tarihlendiriyoruz" Korikos antik kentinin Helenistik dönemden itibaren varlığını bildiklerinin altını çizen Yıldırım, "Sonrasında Roma ve Bizans döneminde varlığını sürdürmüş. 7. yüzyılda Arap istilalarının başlamasıyla beraber bir savunma yapısı yoğunluğu görülür Anadolu’da. 8. yüzyıl içerisinde de buraya bir kale inşa söz konusu olduğunu antik dönem kaynakları bize aktarıyor. Devam eden süreçte kale biraz harap olmuş. Çünkü 12. yüzyılın hemen başında imparatorun verdiği bir emir ile Korikos’taki kalenin onarılması emrediliyor. Buradaki ilk sur duvarlarının sağlam evresini biz 12. yüzyılın başına tarihlendiriyoruz" diye konuştu. "Kentin kuruluşu 2 bin 200 yıl öncesine ait" Kızkalesi denilince akla ilk adadaki kalenin geldiğine değinen Yıldırım, "Biz buradaki kale için Korikos kalesi ismini kullanıyoruz. Bu adadaki kalenin karadaki karşılığı. Birbiriyle bağlantılı ve aynı dönemde inşa edilmiş zaten. Kentin kuruluşu ise yaklaşık 2 bin 200 yıllık bir geçmişe sahip ama kalenin bugünkü durumu 700, ilk yapım evresi bin yıllık" diyerek sözlerini tamamladı.
Osmanlı’nın gizemli mirası: ’Tılsımlı padişah gömleğini’
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:44 Osmanlı’nın gizemli mirası: ’Tılsımlı padişah gömleğini’ Munzur Üniversitesinde görevli Doç. Dr. İlyas Kayaokay, bir müzayedede Osmanlı dönemine ait nadir bir ’Tılsımlı padişah gömleği’ satın aldı. Gömleğin, giyen kişiyi kötülüklerden ve hastalıklardan koruduğuna inanılan önemli bir Osmanlı mirası olduğunu belirten Kayaokay, bu tarihi eseri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim etmek istiyor. Munzur Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. İlyas Kayaokay, bir müzayedede Osmanlı dönemine ait ’Tılsımlı padişah gömleği’ olarak bilinen nadir bir eseri satın aldı. El yazması tarihi eserler üzerine yaptığı çalışmalarla bilinen Kayaokay, Osmanlı Cihan Devletinin en gizemli ve merak uyandıran objelerinden biri olarak kabul edilen padişahlar ve devlet büyükleri tarafından giyildiği düşünülen bu tılsımlı gömleği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a takdim etmek istediğini açıkladı. Gömleği giyen kişiyi kötülüklerden ve hastalıklardan koruduğuna, ona manevi güç verdiğine inanılan bu eserlerden çok azının günümüze ulaştığını ifade eden Kayaokay, yalnızca Topkapı Sarayı gibi bazı müzelerde görülebilen bu gömleği alarak Osmanlı kültürünün manevi mirasını yaşatmayı hedeflediğini ifade etti. ’’Osmanlı’dan kalma objelere karşı ilgim vardı’’ Tılsımlı gömleğin kişiyi koruduğuna inanıldığını ifade eden Doç. Dr. İlyas Kayaokay, ’’Yıllardır el yazması eserler üzerinde çalışmalar yürütmekteyim. Sahaflar, müzayedeler ve el yazması eserleri topluyordum. Ayrıca Osmanlı’dan kalma objelere karşı ilgim vardı. Çeşitli, tılsımlı ve şifalı eserler topluyorum. Bir müzayede de denk geldiğim bir gömlek gördüm ve bu gömlek ilgimi çekti. Bunun başta orijinal olamayacağını düşündüm, alırken de böyle bir niyetle almadım. Eser geldiği zaman gördüm ki, bazı karineler mevcut. Boyalarından, fırça izlerinden, Osmanlı döneminde yapılmış tılsımlı, padişah gömleklerini incelediğimde bunun orijinal olabileceği yönünde bir ihtimal oldu. Bilirkişinin incelemesi gerekiyor. Fakat Osmanlı’da padişah gömleklerinin varlığını biliyoruz. Biz, Cem Sultan, 3. Murat, 2. Selim ve 3. Mehmet adına tılsımlı gömleklerin var olduğunu biliyoruz. Tılsımlı gömleklerin, kişiyi koruduğuna inanılan, şifa veren, savaşlarda onu muzaffer kılan hizmet taşıdığı amacı var. Bu gömlekler tek bir kişini kaleminden çıkmaz. Bunlar aynı zamanda sanat eseri. Bu yapılırken, ilk başta sarayın müneccimleri padişahın eşref saatini tayin etikten sonra gömlek yazılmaya başlanıyor. Cem Sultan için yapılan tılsımlı gömlekte 30 Mart 1477 yılında başlıyor, yine 29 Mart 1480 yılında yapımı tamamlanıyor. Yine Atatürk için yapılan gömleğin varlığı söz konusu’’ dedi. Gömleği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek istediğini dile getiren Kayaokay, ’’Bunlar böyle dervişler, şeyhler, hattatlar, nakkaşlar ve müneccimlerin iş birliği ile hazırlanan eserler. Ayetler seçilir, vefkler yapılır ve gömleğe nakşedilir. Çeşitli kabalistik işaretler yine gördüğümüz şekil ve motifler. Bu çok canlı bir tılsımlı gömlek. Kağıt gibi bir kumaştan (aharlanmış) yapılmış. Bu tür gömlekler tek bir defa giyilir, şifa verdiğine inanılır. Ben bu gömleğin yükünün ağır olduğunu düşünüyorum. Orijinal ise paha biçilemez bir şey. Çünkü örneklerine, Topkapı Sarayı Müzesinde anca rastlayabiliyoruz. Böyle şahısların elinde çok az mevcut. Ben naçizane kendime layık görmüyorum, muhafaza edemem çünkü benim için çok kıymetli. Yapımı ve kesimine de bakıldığında devletimizin tepesindeki Cumhurbaşkanımıza layıktır diye düşünüyorum. Eğer tensip buyururlarsa kendilerine takdim etmek isterim. Aynı zamanda en az 300 senelik olan Kur’an-ı Kerim ile tılsımlı gömleği cumhurbaşkanımıza takdim etmek isterim” diye konuştu.
Zeugma Mozaik Müzesi ziyaretçi akınına uğruyor
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:36 Zeugma Mozaik Müzesi ziyaretçi akınına uğruyor Dünyanın en büyük mozaik müzeleri arasında yer alan Zeugma Mozaik Müzesi, hafta sonları binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Yılın ilk 9 ayında 400 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği müzede özellikle hafta sonları ziyaretçi yoğunluğu yaşanıyor. Gaziantep ile özdeşleşen Çingene Kızı mozaiği, Mars Heykeli ve Fırat Nehri kenarındaki kazılarda bulunan villa taban mozaiklerinin sergilendiği Zeugma Mozaik Müzesi, özellikle hafta sonu ziyaretçi akınına uğruyor. Müzedeki mozaikler, erken Süryani ve Hristiyan ikonografisine ait örnekleri barındırırken, Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan, 2 bin 500 metrekarelik alanı kaplayan mozaiklerin yanı sıra yine Roma dönemine ait heykeller, sütunlar ve çeşmeler ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Yılın ilk 9 ayında 400 bini aşkın kişi ziyaret etti Müzenin en önemli eserlerinden ve kentin simgesi olan, milattan sonra 2’nci yüzyıl tarihli Çingene Kızı mozaiği en çok ilgi gören eserler arasında yer alıyor. Her yıl ziyaretçi sayısını artıran Zeugma Mozaik Müzesi’ni hafta içinin yanı sıra hafta sonu da binlerce kişi ziyaret ediyor. Yılın ilk 9 ayında 400 bini aşkın kişinin ziyaret ettiği Zeugma Mozaik Müzesi, hafta sonu dolayısıyla ziyaretçi akınına uğradı. Vatandaşlar müzeyi gezmek için bilet sırasında uzun kuyruklar oluşturdu. “Hafta sonu olduğundan dolayı bayağı yoğunluk var” Zeugma Mozaik Müzesi’ni ilk defa ziyaret ettiğini belirten ziyaretçilerden Abdulkerim Çan, “Roma dönemi ile ilgili farklı bilgiler edindim. Müzeye ilk defa gelmenin pişmanlığını yaşıyorum. Keşke daha önceden müzeyi ziyarete gelseydim. Müze Roma dönemi ile ilgili bize çok fazla bilgi veriyor. O dönemin yaşantısı, mimarisi ve sanat tarihi hakkında bayağı bilgi veriyor. O yüzden müzeyi bayağı etkileyici buldum. Açıkçası bu kadar yoğunluk beklemiyordum. Hafta sonu olduğundan dolayı bayağı yoğunluk var. Bu yoğunluğun Gaziantep turizmine katkı sağladığını düşünüyorum” dedi. “Mozaikleri çok etkileyici buldum” Hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret ederek değerlendirmek istediklerini ifade eden Alperen Sablak isimli vatandaş da, “Mozaikler çok etkileyici ve insan gerçekten müzeyi gezdiğinde beklediğinden çok fazlasını buluyor. Müzeyi dünyanın birçok ülkesinden ziyaret edenler var. Bu ziyaretçilerin arasında bir Gaziantepli olarak keşke daha önceden müzeyi ziyarete gelseydik. Keşke daha sık müzelerimizi ziyaret etsek iyi olur. Her mozaiğin hikayesini bilsek ve daha çok hakim olsak” şeklinde konuştu. “Tarihi eserleri görmek çok heyecanlı” Arkadaşları ile Adana’dan Zeugma Müzesi’ni görmeye geldiklerini belirten Mervan Zirek ise, “Önceki yıllarda müzeyi ziyaret etmiştim ve bu sefer de müzeyi ziyaret etmek istedim. Bayağı da kalabalık ziyaretçi var. Gaziantep’e gelen herkesin mutlaka Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Çünkü Zeugma Mozaik Müzesi çok güzel bir müze ve her geldiğimde de şaşırıyorum” şeklinde konuştu.
Kale kazılarında yaşam alanları ortaya çıkıyor: Surlarda 700 yıllık tuvalette bulundu
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:30 Kale kazılarında yaşam alanları ortaya çıkıyor: Surlarda 700 yıllık tuvalette bulundu Mersin’in incisi denizin ortasındaki Kızkalesi’nin karşısında yer alan ve dış kale olarak bilinen Korikos Kalesi’nde yapılan kazı çalışmalarında yaşam alanları ortaya çıkarılmaya başlandı. Yaşam alanlarının yanı sıra surlara 700 yıl önce yapılmış bir de tuvalet çıkması dikkat çekti. Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi Mahallesi’nde sınırlarında yer alan Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinesinde Mersin Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Şener Yıldırım’ın kazı başkanlığında Korikos Kalesi’nde (dış kale) kazı çalışmaları devam ediyor. Geçmişi 2 bin 200 yıl öncesine dayanan Korikos antik kentinde yer alan ve bin yıl önce ilk kısmı yapıldığı bilinen dış kale de bu yıl devam eden kazı çalışmalarda yaşam alanları ortaya çıkarılıyor. Daha önce bir mescit ile kilisenin ortaya çıkarıldığı kazı alanında, bu sene bir çok yaşam alanı ve ilginç olarak kabul edilen surlarda 700 yıl öncesine ait bir tuvalet bulundu. "Surun hemen üzerine inşa edilmiş bir orta çağ tuvaleti" Geçtiğimiz yıllarda bir mescit ile kilise kazısı tamamladıklarını dile getiren Kazı Başkanı Doç.Dr. Şener Yıldırım,”2 yıldır kaledeki konut, yaşam birimlerinin açığa çıkarılması için çalışıyoruz. Bununla birlikte burada nasıl bir yaşam vardı, bunun izlerini takip ediyoruz. Devam eden çalışmalarda konut sayısının çoğalmasıyla beraber gelecek yıllarda veriler kesinleşecek, tahmini bir konutla birlikte bir nüfus tahmini yapacağız. Yaşam birimlerin dışında surlarla ilgili çalışmalarımız da var. Bu yıl sur dibinde bir mekan açığa çıkardık ve ilginç bir şekilde de tuvalet olduğunu gördük. Surun hemen üzerine inşa edilmiş bir orta çağ tuvaleti” dedi. Bakanlığın uyguladığı ’Geleceğe Miras’ projesi kapsamında daha iyi ödeneklere sahip olduklarını ve bu yıl 15 işçi ile çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Yıldırım, etap etap gitmek kaydıyla 4-5 yıl içerisinde iç kaledeki çalışmaları tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. "İlk sur duvarlarının sağlam evresini biz 12. Yüzyılın başına tarihlendiriyoruz" Korikos antik kentinin Helenistik dönemden itibaren varlığını bildiklerinin altını çizen Yıldırım,” Sonrasında Roma ve Bizans döneminde varlığını sürdürmüş. 7. Yüzyılda Arap istilalarının başlamasıyla beraber bir savunma yapısı yoğunluğu görülür Anadolu’da. 8. Yüzyıl içerisinde de buraya bir kale inşa söz konusu olduğunu antik dönem kaynakları bize aktarıyor. Devam eden süreçte kale biraz harap olmuş. Çünkü 12. Yüzyılın hemen başında imparatorun verdiği bir emir ile Korikos’ta ki kalenin onarılması emrediliyor. Buradaki ilk sur duvarlarının sağlam evresini biz 12. Yüzyılın başına tarihlendiriyoruz” diye konuştu. "Kentin kuruluşu 2 bin 200 yıl öncesine ait" Kızkalesi denilince akla ilk adadaki kalenin geldiğine değinen Yıldırım,” Biz buradaki kale için Korikos kalesi ismini kullanıyoruz. Bu adadaki kalenin karadaki karşılığı. Bir biriyle bağlantılı ve aynı dönemde inşa edilmiş zaten. Kentin kuruluşu ise yaklaşık 2 bin 200 yıllık bir geçmişe sahip ama kalenin bugünkü durumu 700, ilk yapım evresi bin yıllık” diyerek sözlerini tamamladı.
Deprem sonrası geldiği Rize’de mozaik sanatını icra ediyor
28 Ekim 2024 Pazartesi - 09:20 Deprem sonrası geldiği Rize’de mozaik sanatını icra ediyor Asrın felaketinin ardından Rize’ye gelen Hatice Duran, Hatay’ın kültürü olan mozaik sanatını da peşinde getirdi. Evli ve 3 kız çocuğu annesi olan 42 yaşındaki Hatice Duran asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat 2023 depreminin ardından ailesiyle birlikte Hatay’dan ayrılarak Rize’ye yerleşti. Bir süre Rize’de yaşayan Duran, kendisinin de alanı olan mozaik sanatının Rize’de olmadığını gördü. "Hatay’a gidemiyorsak Hatay’ı buraya getiririz" diyen Duran bu kez kendi kültürlerini Rize’ye taşıdı. Kendisine bir atölye açan Duran burada Rize’ye özgü atmacadan tutun da çay filizine, Çaykur Rizespor amblemine kadar tüm Rize’yi yansıtan figürleri mozaiğe döktü. Rize’ye geldiğinde mozaik sanatının olmadığını gördüğünü ve bir Hataylı olarak bu sanat ile Rizelileri tanıştırmayı boynunun borcu bildiğini dile getiren Duran “Depremden sonra Rize’ye geldik. Rize’de de mozaik sanatının çok olmadığını gördüm. Bir Hataylı olarak Rize’ye bu sanatı katmanın boynumun borcu bildim. Onun için ben bu sanatı tanıtmak istiyorum. Taşların enerjisiyle insanlar tanışsın, taşlarla tanışsın, taşlardan yaptığımız bu ürünlerle tanışsın. Hem kursiyer yetiştirmek adına hem de bu sanatını tanıtmak adına bu atölyeyi açtım” ifadelerini kullandı. Mozaik sanatının Sümerler’den günümüze geldiğine ve sadece bir ile entegre edilmesinin doğru olmadığına, bu nedenle Rize’yi mozaik sanatı ile bütünleştirmek istediğine vurgu yapan Duran “Ben burada hem Hatay’ı yaşıyorum hem Rize’yi yaşıyorum. Yani sanat Hatay’ın sanatı diye bir sanatı bir şehre tamamen de kısıtlamak çok doğru değil. Sanat Sümerler’den bu yana olan bir mozaik sanatı ama Hatay topraklarında daha fazla bulunmuş. Hatay topraklarında daha fazla bulunduğu için orada daha çok tanınıyor daha çok biliniyor. Buraya da geldik. Artık buranın topraklarında da mozaik olacak. Biz buranın kültürünü de kendi eserlerimize yansıtacağız. Çaykur Rizespor gibi, Atmaca gibi, çay bardağı gibi, çay çiçeği gibi, buranın taş köprüsü gibi. Hepsi eserlerimizde yer alacak. İki kültürü birleştireceğiz” dedi. Rize’ye özgü motiflerin mozaik sanatına dökülmüş hallerinin ilgi gördüğünü kaydeden Duran sözlerinin devamında “Burada doğal taşlarla yapılmış olan tablolar çok ilgi görüyor. Çünkü doğal taşın bir enerjisi var. O doğal taş insanı çekiyor. Büyük kuşlu tablo olsun, tavus kuşu olsun. Tabii ki müze replikalarımız da çok ilgi görüyor. Tabii ki Çingene Kızı Antep ve bütünleşmiş. Çingene Kızı da çok rağbet gördü. Kabartmalı, mozaik, Çaykur Rizespor amblemi, tabii ki atmaca figürü çok ilgi gördü. Çay bardağı da çok ilgi gördü. Bu kültürü de burada yaşatacağız inşallah” şeklinde konuştu.
10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı ziyaretçi akınına uğruyor
27 Ekim 2024 Pazar - 18:35 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı ziyaretçi akınına uğruyor Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 10’uncusu düzenlenen Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı, üçüncü gününde de ziyaretçi akınına uğradı. Fuarda imza günü etkinliklerine katılan yazarlar, eserlerini imzaladı. “Kitabın Ruhuyla Yeniden” mottosuyla gerçekleştirilen 10. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı devam ediyor. Fuar alanını gezen kitapseverler, kitap alıyor ve sevdikleri yazarlarla bir araya geliyorlar. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın güzel bir fuarcılık örneği sergilediğini vurgulayan Yazar Ümit Aktaş, “Mana ve Çıra yayınevlerinde kitaplarım yayınlanıyor. Daha çok düşünce, roman ve şiir kitaplarım var. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’na başlangıcından beri katılmaya çalışıyorum. Malatya hakikaten çok güzel fuarcılık örneği sergiliyor. Tabii ki bu konuda istikrarlı olmak da çok önemlidir. Ayrıca depreme ve deprem sonrasında yaşanan sıkıntılara rağmen kitap fuarını bu şekilde düzenli ve özenli bir şekilde yapmak da oldukça mühimdir. Gençlerin ve kitapseverlerin kitaplara olan ilgilerini bu tip fuarlarla desteklemek, okuma serüveni oluşturuyor. Genel anlamda baktığımız zaman Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’na katılım oldukça iyi. Fuar kapsamında birtakım etkinlikler de yapılıyor. Bu organizasyondan dolayı da Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim” dedi. Malatya’nın Türkiye’de önemli kültür şehirlerinden biri olduğunu ifade eden Yazar ve Senarist Tarık Tufan, “Malatya bir kültür şehridir. Malatya fikir, sanat, edebiyat ve siyaset alanlarında Türkiye fikrinin oluşumuna katkı sağlamış derinlikli düşünce, edebiyat ve sanat insanlarıyla bugüne kadar var olmuş bir şehirdir. Dolayısıyla Malatya’ya gelerek kültür insanları, kültür takipçileriyle bir arada olmak benim için çok önemli ve kıymetlidir. Bir yazar olarak Malatya’daki kültürel birikimin bir parçası olmak da önem arz ediyor. Ayrıca gittiğimiz şehirlerde yazar olarak okurlarımızla bir araya geliyoruz ama aynı zamanda o şehrin kültüründen de bir şeyler alarak gidiyoruz. Malatya bu anlamda besleyici ve bereketli bir şehirdir” dedi. “Malatya, kendisini yeniden inşa edebilecek kabiliyette bir şehirdir” Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’nın bir parçası olmaktan memnuniyetini dile getiren Tufan, “6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen illerden biri de Malatya’ydı. Malatya halkı depremin olduğu günden bu yana ayağa kalkmak için çaba sarf etti. Ben Malatya’nın gücünün, hayat duygusunun buna yeteceğini düşünüyorum. Yani Malatya, kendisini yeniden inşa edebilecek kabiliyette, kudrette ve birikimde bir şehirdir. Bizler de edebiyatçılar olarak ‘Bunların bir parçası olabilir miyiz?’ diye kendimize soruyoruz. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı bu açıdan çok önemli bir süreç. Bir taraftan insanlarımızın başlarını sokabilecek konutlar inşa edilirken, bir taraftan da kültürün ve edebiyatın kendini var etmesi için bu tür etkinliklerin yapılmasını önemsiyorum. Yeniden Malatya’da olmaktan ve bu kültürel etkinliğin bir parçası olmaktan da mutluluk ve heyecan duyuyorum. Malatya’daki kitap fuarının kendisini ‘Anadolu Kitap Fuarı’ olarak tabir etmesini de ayrıca değerli buluyorum” dedi. 6 Şubat depremlerinin ardından kitap fuarının yapılmasının önemli bir adım olduğunu vurgulayan Yazar Emre Gül, “Öncelikle böyle bir organizasyona davet edildiğim için Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim. Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’na daha önce birkaç kez gelmiştim ve her seferinde büyük bir coşku ve heyecanla karşılaşıyorum. Bu durum da beni çok mutlu ediyor. Kitap fuarı sayesinde Malatya ile gönül bağım oluştu. O nedenle her fırsatta gelmeye çalışıyorum. Özellikle depremden sonra fuarın yeniden açılması beni çok mutlu etti” dedi. İlk kez Malatya Anadolu Kitap ve Kültür Fuarı’na geldiğini ifade eden Yazar Özge Naz, “Gerçekten fuara çok büyük bir katılım var. Ayrıca fuarı çok beğendimi belirtmek istiyorum. Malatya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen fuarda çok güzel bir şekilde ağırlanıyoruz. Bu durumdan da oldukça memnunum” dedi.
Odunpazarı’nda 2 önemli festivalin açılış programı yoğun katılımla gerçekleşti
27 Ekim 2024 Pazar - 17:13 Odunpazarı’nda 2 önemli festivalin açılış programı yoğun katılımla gerçekleşti Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen Ulusal Lületaşı Festivali ve Uluslararası Cam Festivali’nin resmi açılış törenine yoğun katılım gösterildi. Odunpazarı Belediyesi’nce Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’nci kuruluş yıl dönümüne özel 2 büyük festival düzenleniyor. Bu çerçevede; 27 Ekim - 2 Kasım 2024 tarihleri arasında yapılacak olan Ulusal Lületaşı Festivali ve Uluslararası Cam Festivali’nin resmi açılış töreni bugün saat 14.00’da Kurşunlu Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Açılış, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan Tesisleri’ne yönelik yapılan terör saldırısıyla ilgili konuşmanın ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sonrasında, lületaşı ve cam sanatı hakkında katılımcılara detaylı bilgiler aktarıldı. Programın devamında açılış konuşmaları yapılırken, sanatçılara ödülleri ile belgeleri takdim edildi. Halk dansları gösterileri ve cam sanatçılarının çalışmalarının canlı olarak seyredilmesiyle açılış programı sonra erdi. "Artık biz de Türkler olarak camda gümbür gümbür geliyoruz" Denizli’den gelen cam sanatçısı Ömür Duruerk, "Bizim camda en çok kıymet verdiğimiz şey, bir sanatçının elini görmektir. Çünkü biz bakarak öğreniyoruz. Bu anlamda, bu festivali çok kıymetli buluyorum. Yurt dışından farklı sanatçıların Eskişehir’e gelmesi ve bugün tüm cam sanatçılarıyla bir arada toplanması, bir kültür alışverişinin oluşması ve bilgi aktarımı anlamında çok kıymetli. Bu imkânı Türk cam sanatçılarına sunduğu için kıymetli başkanımıza ve belediyeye çok teşekkür ediyorum. Karşımda, 2011 yılından beri öğrenciliklerini bildiğim arkadaşlarımla sanatçı olarak aynı platformda yer almamız beni çok gururlandırıyor. Artık, bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde başlayan cam sanatçılarının böyle kitleler hâlinde yurt dışındaki festivallerde gösteriler yapması, Eskişehir’den mezun arkadaşımızın Amerika’daki bir fabrikadan teklif alması gibi gelişmelerle ’Artık biz de Türkler olarak camda gümbür gümbür geliyoruz’ deme gururunu yaşıyorum. Yüzüm kara çıkmayacak diye inanıyorum" dedi. "Lületaşı dünya mirası olma özelliğine sahip" Prof. Dr. Can Ayday, "Emekçiler, sanatçılar burada bu hazineye sahip olmalılar; bu sanatı gözleri gibi korumalılar. Bu, dünya mirası olma özelliğine sahip. Hani duyuyoruz ya, ’Kula’da dünya mirası var, şurada burada dünya mirası var.’ Pamukkale mesela, burası da orası gibi bir dünya mirası olabilir. Çok açık ama bu durduk yerde olmayacaktır. Bu dünya mirası bir seferde gelip burnunu oynattığı zaman sihirbaz gibi ’Küt’ diye ’Dünya mirası ol’ denmeyecektir. Burası jeoturizme açılacaktır, jeomirastır. Bu nedenle kıymeti bilinmelidir diyoruz" şeklinde konuştu. "Cumhuriyeti coşkulu bir biçimde sonsuza kadar kutlamalıyız" Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise, cumhuriyetin 101’inci yıl dönümünü kutlayarak şunları söyledi: "Biz bugün Türkiye’de ne varsa cumhuriyete borçluyuz. Cumhuriyet olmasaydı bunlar olmazdı. O nedenle cumhuriyeti coşkulu bir biçimde sonsuza kadar kutlamalıyız, kutlayacağız. Buna hiçbir güç engel olamaz. Odunpazarı Belediyesi olarak lületaşını Eskişehir’in kültürel bir mirası olarak kabul ediyoruz, bunun altını çiziyorum. Odunpazarı, Eskişehir’de lületaşına sahip çıkıyor. Niye? Belediye Kanunu diyor ki, ’Belediyeler, bulundukları beldenin kültürel değerlerine sahip çıkmak zorundadır. Bu mirası korumak zorundadır.’ Biz bunu her türlü engellemeye rağmen yapıyoruz, bunun altını da çizeyim. Cam sanatı da Odunpazarı’nın sembolü hâline geldi. Bizden önceki dönemde başladı ve biz iyi şeyleri sürdürüyoruz, devam ettiriyoruz. Türkiye’de cam atölyesi olan tek belediye Odunpazarı Belediyesi ve bu atölyeyi geliştirerek Eskişehirlilerin cam sanatına olan ilgisini artırmak da bizim en önemli görevlerimizden birisi. Bu nedenle, Cumhuriyetimizin 101. yılında her iki festivalimizi birlikte yaparak coşkulu bir kutlama sürecine girmek istiyoruz." Programa Başkan Kurt’un yanı sıra Sivrihisar Belediye Başkanı Habil Dökmeci; Saatçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sema Ersoy, yerel ve yurt dışından gelen yabancı sanatçılar ile vatandaşlar yoğun katılım sağladı.
Esenyurt’ta 400 kişi Cumhuriyet’in 101. yılını zeybek oynayarak kutladı
27 Ekim 2024 Pazar - 17:10 Esenyurt’ta 400 kişi Cumhuriyet’in 101. yılını zeybek oynayarak kutladı Esenyurt Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’ndan oluşan 400 kişilik dev dans ekibi, Cumhuriyet’in ilanının 101. yıl dönümüne özel sergilediği zeybek gösterisi ile izleyicileri hem coşturdu hem de duygusal anlar yaşattı. Esenyurt Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Düzenlenen etkinlik kapsamında gösterilerin başlangıcında belediyenin halk dansları topluluğu, özel makyaj teknikleri ile kendisini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e benzeten dans eğitmeni Mustafa Gümüş eşliğinde zeybek oynadı. Esenyurt’ta bir AVM meydanında gerçekleşen gösteriyi yaşlı ve genç olmak üzere her kesimden vatandaş, büyük ilgiyle izledi. Esenyurtluların hem gururlandığı hem de duygusal anlar yaşadığı etkinlikte dansçılar alkış yağmuruna tutuldu. “400 dansçımızla birlikte hem Atatürk’ü andık hem de Cumhuriyet’imizin ruhunu buraya taşıdık” Gösteriyi hazırlayan Esenyurt Belediyesi Halk Oyunları Eğitmeni Mustafa Gümüş, “Cumhuriyet’imizin 101. yılına yakışır bir kutlama programı organize ediyoruz. 400 dansçımızla birlikte hem Atatürk’ü andık hem de Cumhuriyet’imizin ruhunu buraya taşıdık. Bizleri her koşulda destekleyen, kültür ve sanata hayat şansı tanıyan, imkanlarımızı sunan Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’e teşekkür ediyorum” dedi. “Burada olmak bizim için çok gurur vericiydi” Esenyurt Belediyesi Halk Oyunları kursiyeri Nilgerin Yılmaz, “Öncelikle Başkanımız Ahmet Özer’e ve Mustafa Gümüş hocamıza çok teşekkür ediyorum. Bugün burada olmak bizim için çok gurur vericiydi. Böyle güzel bir gösteri sergilediğimiz için çok mutluyuz” diye konuştu. “Cumhuriyet’i karşılamanın sevincini yaşıyoruz” Cumhuriyet’in 101. yılını gururla karşıladıklarını söyleyen Funda Mert ise, “Bugün 400 yüz kişilik bir halk oyunları grubumuz ve Mustafa Gümüş hocamızla Cumhuriyet’i karşılamanın sevincini yaşıyoruz. Bu imkanı bize sağlayan Prof. Dr. Ahmet Özer’e çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. Cumhuriyet coşkusu üç gün boyunca sürecek Esenyurt Belediyesi’nin üç gün boyunca devam edecek olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, 28 Ekim Pazartesi günü saat 19.30’da Esenkent Rıfat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu’nda Cumhuriyet Defilesi etkinliği, ardından halk müziğinin sevilen sesi Gökhan Gökmen sahne alacak. 29 Ekim Salı günü saat 19.30’da eski belediye bahçesinden Cumhuriyet Meydanı’na yapılacak fener alayının ardından 20.30’da ise sanatçı Ece Seçkin sahneye çıkarak Esenyurtlular ile buluşacak.
Odunpazarı’nda 2 önemli festivalin açılış programı yoğun katılımla gerçekleşti
27 Ekim 2024 Pazar - 17:08 Odunpazarı’nda 2 önemli festivalin açılış programı yoğun katılımla gerçekleşti Eskişehir’de Odunpazarı Belediyesi tarafından düzenlenen Ulusal Lületaşı Festivali ve Uluslararası Cam Festivali’nin resmi açılış törenine yoğun katılım gösterildi. Odunpazarı Belediyesi’nce Türkiye Cumhuriyeti’nin 101’nci kuruluş yıl dönümüne özel 2 büyük festival düzenleniyor. Bu çerçevede; 27 Ekim - 2 Kasım 2024 tarihleri arasında yapılacak olan Ulusal Lületaşı Festivali ve Uluslararası Cam Festivali’nin resmi açılış töreni bugün saat 14.00’da Kurşunlu Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Açılış, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) Ankara Kahramankazan Tesisleri’ne yönelik yapılan terör saldırısıyla ilgili konuşmanın ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Sonrasında, lületaşı ve cam sanatı hakkında katılımcılara detaylı bilgiler aktarıldı. Programın devamında açılış konuşmaları yapılırken, sanatçılara ödülleri ile belgeleri takdim edildi. Halk dansları gösterileri ve cam sanatçılarının çalışmalarının canlı olarak seyredilmesiyle açılış programı sonra erdi. "Artık biz de Türkler olarak camda gümbür gümbür geliyoruz" Denizli’den gelen cam sanatçısı Ömür Duruerk, "Bizim camda en çok kıymet verdiğimiz şey, bir sanatçının elini görmektir. Çünkü biz bakarak öğreniyoruz. Bu anlamda, bu festivali çok kıymetli buluyorum. Yurt dışından farklı sanatçıların Eskişehir’e gelmesi ve bugün tüm cam sanatçılarıyla bir arada toplanması, bir kültür alışverişinin oluşması ve bilgi aktarımı anlamında çok kıymetli. Bu imkânı Türk cam sanatçılarına sunduğu için kıymetli başkanımıza ve belediyeye çok teşekkür ediyorum. Karşımda, 2011 yılından beri öğrenciliklerini bildiğim arkadaşlarımla sanatçı olarak aynı platformda yer almamız beni çok gururlandırıyor. Artık, bir elin parmaklarını geçmeyecek şekilde başlayan cam sanatçılarının böyle kitleler hâlinde yurt dışındaki festivallerde gösteriler yapması, Eskişehir’den mezun arkadaşımızın Amerika’daki bir fabrikadan teklif alması gibi gelişmelerle ’Artık biz de Türkler olarak camda gümbür gümbür geliyoruz’ deme gururunu yaşıyorum. Yüzüm kara çıkmayacak diye inanıyorum" dedi. "Lületaşı dünya mirası olma özelliğine sahip" Prof. Dr. Can Ayday, "Emekçiler, sanatçılar burada bu hazineye sahip olmalılar; bu sanatı gözleri gibi korumalılar. Bu, dünya mirası olma özelliğine sahip. Hani duyuyoruz ya, ’Kula’da dünya mirası var, şurada burada dünya mirası var.’ Pamukkale mesela, burası da orası gibi bir dünya mirası olabilir. Çok açık ama bu durduk yerde olmayacaktır. Bu dünya mirası bir seferde gelip burnunu oynattığı zaman sihirbaz gibi ’Küt’ diye ’Dünya mirası ol’ denmeyecektir. Burası jeoturizme açılacaktır, jeomirastır. Bu nedenle kıymeti bilinmelidir diyoruz" şeklinde konuştu. "Cumhuriyeti coşkulu bir biçimde sonsuza kadar kutlamalıyız" Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ise, cumhuriyetin 101’inci yıl dönümünü kutlayarak şunları söyledi: "Biz bugün Türkiye’de ne varsa cumhuriyete borçluyuz. Cumhuriyet olmasaydı bunlar olmazdı. O nedenle cumhuriyeti coşkulu bir biçimde sonsuza kadar kutlamalıyız, kutlayacağız. Buna hiçbir güç engel olamaz. Odunpazarı Belediyesi olarak lületaşını Eskişehir’in kültürel bir mirası olarak kabul ediyoruz, bunun altını çiziyorum. Odunpazarı, Eskişehir’de lületaşına sahip çıkıyor. Niye? Belediye Kanunu diyor ki, ’Belediyeler, bulundukları beldenin kültürel değerlerine sahip çıkmak zorundadır. Bu mirası korumak zorundadır.’ Biz bunu her türlü engellemeye rağmen yapıyoruz, bunun altını da çizeyim. Cam sanatı da Odunpazarı’nın sembolü hâline geldi. Bizden önceki dönemde başladı ve biz iyi şeyleri sürdürüyoruz, devam ettiriyoruz. Türkiye’de cam atölyesi olan tek belediye Odunpazarı Belediyesi ve bu atölyeyi geliştirerek Eskişehirlilerin cam sanatına olan ilgisini artırmak da bizim en önemli görevlerimizden birisi. Bu nedenle, Cumhuriyetimizin 101. yılında her iki festivalimizi birlikte yaparak coşkulu bir kutlama sürecine girmek istiyoruz." Programa Başkan Kurt’un yanı sıra Sivrihisar Belediye Başkanı Habil Dökmeci; Saatçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sema Ersoy, yerel ve yurt dışından gelen yabancı sanatçılar ile vatandaşlar yoğun katılım sağladı. (EE-
Esenyurt’ta 400 kişi Cumhuriyet’in 101. Yılını zeybek oynayarak kutladı
27 Ekim 2024 Pazar - 17:08 Esenyurt’ta 400 kişi Cumhuriyet’in 101. Yılını zeybek oynayarak kutladı Esenyurt Belediyesi Halk Dansları Topluluğu’ndan oluşan 400 kişilik dev dans ekibi, Cumhuriyet’in ilanın 101. yıl dönümüne özel sergilediği zeybek gösterisi ile izleyicileri hem coşturdu, hem de duygusal anlar yaşattı. Esenyurt Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla birbirinden renkli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Düzenlenen etkinlik kapsamında gösterilerin başlangıcında belediyenin halk dansları topluluğu, özel makyaj teknikleri ile kendisini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e benzeten dans eğitmeni Mustafa Gümüş eşliğinde zeybek oynadı. Esenyurt’ta bir AVM meydanında gerçekleşen gösteriyi yaşlı ve genç olmak üzere her kesimden vatandaş, büyük ilgiyle izledi. Esenyurtluların hem gururlandığı hem de duygusal anlar yaşadığı etkinlikte dansçılar alkış yağmuruna tutuldu. “400 dansçımızla birlikte hem Atatürk’ü andık hem de Cumhuriyet’imizin ruhunu buraya taşıdık” Gösteriyi hazırlayan Esenyurt Belediyesi Halk Oyunları Eğitmeni Mustafa Gümüş, “Cumhuriyet’imizin 101. yılına yakışır bir kutlama programı organize ediyoruz. 400 dansçımızla birlikte hem Atatürk’ü andık hem de Cumhuriyet’imizin ruhunu buraya taşıdık. Bizleri her koşulda destekleyen, kültür ve sanata hayat şansı tanıyan, imkanlarımızı sunan Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer’e teşekkür ediyorum” dedi. “Burada olmak bizim için çok gurur vericiydi” Esenyurt Belediyesi Halk Oyunları Kursiyeri Nilgerin Yılmaz, “Öncelikle Başkanımız Ahmet Özer’e ve Mustafa Gümüş hocamıza çok teşekkür ediyorum. Bugün burada olmak bizim için çok gurur vericiydi. Böyle güzel bir gösteri sergilediğimiz için çok mutluyuz” diye konuştu. “Cumhuriyet’i karşılamanın sevincini yaşıyoruz” Cumhuriyetin 101. yılını gururla karşıladıklarını söyleyen Funda Mert ise, “Bugün dört yüz kişilik bir halk oyunları grubumuz ve Mustafa Gümüş hocamızla Cumhuriyet’i karşılamanın sevincini yaşıyoruz. Bu imkanı bize sağlayan Prof. Dr. Ahmet Özer’e çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. Cumhuriyet coşkusu üç gün boyunca sürecek Esenyurt Belediyesinin üç gün boyunca devam edecek olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında, 28 Ekim Pazartesi günü saat 19.30’da Esenkent Rıfat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu’nda Cumhuriyet Defilesi etkinliği, ardından halk müziğinin sevilen sesi Gökhan Gökmen sahne alacak. 29 Ekim Salı günü saat 19.30’da eski belediye bahçesinden Cumhuriyet Meydanı’na yapılacak fener alayının ardından 20.30’da ise sanatçı Ece Seçkin sahneye çıkarak Esenyurtlular ile buluşacak.
Hataylılar, Kağıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Hatay Tanıtım Günlerinde’ buluştu
27 Ekim 2024 Pazar - 16:47 Hataylılar, Kağıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Hatay Tanıtım Günlerinde’ buluştu Kağıthane Belediyesi tarafından, Hasbahçe’de düzenlenen Hatay Tanıtım Günleri ile Hatay’ın kültürü, tarihi ve lezzetleri İstanbullularla buluştu. 24-27 Ekim tarihleri arasında düzenlenen etkinlikte renkli gösteriler, eşsiz tatlar ve zengin kültürel performanslarla ziyaretçilere keyifli anlar sundu. Kağıthane Belediyesi tarafından Hatay’ın benzersiz tarihi, kültürel ve gastronomik mirasını İstanbullularla buluşturmak amacıyla düzenlenen Hatay Tanıtım Günleri, İstanbul Hatay Dernekler Federasyonu iş birliğiyle 24-27 Ekim tarihleri arasında Hasbahçe’de gerçekleşti. Etkinlik çerçevesinde İstanbullular, dört gün boyunca Hatay’ın kültürünü görme ve yöresel lezzetlerini tatma fırsatı buldu. Tanıtım günleri boyunca Hatay’ın el sanatlarından, doğal güzelliklerine, kültürel mirasından unutulmaz tatlarına kadar birçok unsur İstanbulluların beğenisine sunuldu. Ayrıca Hatay’ın yerel müzikleri eşliğinde el sanatları ve yöresel ürünler de sergilendi. “6 Şubat tarihinde yaşadığımız depremden etkilenen esnaflarımız da burada” Etkinliklerin açılış programında konuşan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, “Hatay’a selam olsun, Hatay’ı çok seviyoruz. Hepimiz hoş geldiniz. Kağıthanemiz de Sivaslı ve Giresunlu hemşerilerimiz ile birlikteydik. Bugün de Hataylılar ile özel lezzetler günlerinde birlikteyiz. Önümüzdeki hafta Bitlisli hemşerilerimiz ile ondan sonra da Kastamonulu hemşerilerimizle beraber olacağız. Özellikle geçen yıl 6 Şubat tarihinde yaşadığımız depremden etkilenen esnaflarımız da burada. Bu etkinliğimiz ile onları da desteklemiş oluyoruz. Bugün de kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Hatay’da ki deprem konutlarını teslim ediyor. Katılımınız için teşekkür ederim’’ dedi. “Burada kendi markamızı, Hatay’ın kendi ürünü, dibek kahvesini tanıtıyoruz” Etkinliğe esnaf olarak katılan Emrah Kovan, "Öncelikle Kağıthane Belediyesi’ne çok teşekkür ederiz bizi, Hatayı İstanbul’a getirdiği için, bizleri buraya çağırıp, memleketlilerimiz ile buluşturduğu için çok teşekkür ederiz. Biz burada kendi markamızı, Hatay’ın kendi ürünü, dibek kahvesini tanıtıyoruz. Süt ve şeker kullanmıyoruz sadece suyla ve kahveyle yapıyoruz. Türk kahvesi gibi kaynatıp karıştırıyoruz. İçerisinde katkı maddesi yoktur ve yedi karışımdır. Süt ve şekere karşıyız. Kimseye de önermiyoruz. Hataylıları, Kağıthane Belediyesi’nin düzenlediği organizasyona bekliyoruz" dedi. “Hatay’ın bütün ilçelerine ait ürünlerimiz var” Etkinliğe esnaf olarak katılan İnayet Göktaş ise, "Kağıthane Belediyesi tarafından davet üzerine geldik. Biz de davete icabet ettik. Antakya yemeklerini ve Antakya kültürünü tanıtmaya geldik. Hatay’ın bütün ilçelerine ait ürünlerimiz var. Standımız oldukça zengin. Bütün misafirlerimizi bekliyoruz efendim. Hatay sevenleri, herkesi bekliyoruz buraya" diye konuştu.