KÜLTÜR SANAT - 27 Ekim 2024 Pazar 16:47

Hataylılar, Kağıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Hatay Tanıtım Günlerinde’ buluştu

A
A
A
Hataylılar, Kağıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Hatay Tanıtım Günlerinde’ buluştu

Kağıthane Belediyesi tarafından, Hasbahçe’de düzenlenen Hatay Tanıtım Günleri ile Hatay’ın kültürü, tarihi ve lezzetleri İstanbullularla buluştu. 24-27 Ekim tarihleri arasında düzenlenen etkinlikte renkli gösteriler, eşsiz tatlar ve zengin kültürel performanslarla ziyaretçilere keyifli anlar sundu.



Kağıthane Belediyesi tarafından Hatay’ın benzersiz tarihi, kültürel ve gastronomik mirasını İstanbullularla buluşturmak amacıyla düzenlenen Hatay Tanıtım Günleri, İstanbul Hatay Dernekler Federasyonu iş birliğiyle 24-27 Ekim tarihleri arasında Hasbahçe’de gerçekleşti. Etkinlik çerçevesinde İstanbullular, dört gün boyunca Hatay’ın kültürünü görme ve yöresel lezzetlerini tatma fırsatı buldu. Tanıtım günleri boyunca Hatay’ın el sanatlarından, doğal güzelliklerine, kültürel mirasından unutulmaz tatlarına kadar birçok unsur İstanbulluların beğenisine sunuldu. Ayrıca Hatay’ın yerel müzikleri eşliğinde el sanatları ve yöresel ürünler de sergilendi.



“6 Şubat tarihinde yaşadığımız depremden etkilenen esnaflarımız da burada”


Etkinliklerin açılış programında konuşan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, “Hatay’a selam olsun, Hatay’ı çok seviyoruz. Hepimiz hoş geldiniz. Kağıthanemiz de Sivaslı ve Giresunlu hemşerilerimiz ile birlikteydik. Bugün de Hataylılar ile özel lezzetler günlerinde birlikteyiz. Önümüzdeki hafta Bitlisli hemşerilerimiz ile ondan sonra da Kastamonulu hemşerilerimizle beraber olacağız. Özellikle geçen yıl 6 Şubat tarihinde yaşadığımız depremden etkilenen esnaflarımız da burada. Bu etkinliğimiz ile onları da desteklemiş oluyoruz. Bugün de kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Hatay’da ki deprem konutlarını teslim ediyor. Katılımınız için teşekkür ederim’’ dedi.



“Burada kendi markamızı, Hatay’ın kendi ürünü, dibek kahvesini tanıtıyoruz”


Etkinliğe esnaf olarak katılan Emrah Kovan, "Öncelikle Kağıthane Belediyesi’ne çok teşekkür ederiz bizi, Hatayı İstanbul’a getirdiği için, bizleri buraya çağırıp, memleketlilerimiz ile buluşturduğu için çok teşekkür ederiz. Biz burada kendi markamızı, Hatay’ın kendi ürünü, dibek kahvesini tanıtıyoruz. Süt ve şeker kullanmıyoruz sadece suyla ve kahveyle yapıyoruz. Türk kahvesi gibi kaynatıp karıştırıyoruz. İçerisinde katkı maddesi yoktur ve yedi karışımdır. Süt ve şekere karşıyız. Kimseye de önermiyoruz. Hataylıları, Kağıthane Belediyesi’nin düzenlediği organizasyona bekliyoruz" dedi.



“Hatay’ın bütün ilçelerine ait ürünlerimiz var”


Etkinliğe esnaf olarak katılan İnayet Göktaş ise, "Kağıthane Belediyesi tarafından davet üzerine geldik. Biz de davete icabet ettik. Antakya yemeklerini ve Antakya kültürünü tanıtmaya geldik. Hatay’ın bütün ilçelerine ait ürünlerimiz var. Standımız oldukça zengin. Bütün misafirlerimizi bekliyoruz efendim. Hatay sevenleri, herkesi bekliyoruz buraya" diye konuştu.




Hataylılar, Kağıthane Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Hatay Tanıtım Günlerinde’ buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’in tescilli lezzeti beyran, soğuk havaların vazgeçilmezi oldu Gaziantep’in meşhur lezzetlerinden olan ve yapımı 12 saat süren beyran, son günlerde havaların iyice soğumasıyla birlikte daha çok rağbet görmeye başladı. Gaziantep mutfağının en sevilen yemeklerinden olan beyran, kemik suyu, et, pirinç ve baharatlarla hazırlanan bir şifa kaynağı olarak biliniyor. Beyran, özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklığı güçlendirici özelliğiyle nezle ve grip gibi hastalıklara karşı doğal bir koruyucu olarak tercih ediliyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi dalında şehirler ağına dahil edilen Gaziantep’in tescilli lezzetleri arasında yer alan beyran kışın soğuk algınlığı yaşayanlar için de yardımcı özelliği taşıyor. Hazırlanışı saatler süren beyran, içerisindeki kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar ile kış aylarında vatandaşların vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Gaziantep’te hemen her lokanta ve restoranın menüsünde yer alan beyranı hazırlamak 12 saat sürüyor. Grip ve nezle gibi solunum yolu hastalıklarına iyi gelmesiyle bilinen ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği için soğuk havalarda büyük ilgi gören beyran, son günlerde havaların soğumasıyla daha çok tercih edilmeye başladı. Gaziantep’teki beyran ustalarından Ahmet Çadır, özellikle sonbaharın gelmesiyle ve kış mevsiminin de yaklaşmasıyla birlikte vatandaşların beyrana olan ilgisinin arttığını belirtti. “Beyran 12 saat boyunca ilikli kemik suyu ile pişer” Beyranın özellikle kış aylarında doğal antibiyotik niteliğinde olduğunu belirten Çadır, “Havaların soğumasıyla beyrana olan ilgi arttı. Beyranın içinde antibiyotik olan sarımsak ve yoğun protein var. Beyran 12 saat boyunca ilikli kemik suyu ile pişer. Beyrana rağbet artıyor. Sebebi ise bağışıklık sistemini güçlendirici, nezle ve gripten koruyucu bir kalkan gibi insanların vücuduna giriyor ve şifa dağıtıyor. Beyran yöresel yemeğimizdir. Beyran UNESCO tarafından da koruma altındadır. Beyran çok zahmetli bir yemektir. Beyranın içinde ilikli kemik ve et suyu vardır. Kuzunun gerdan kısmından aldığımız eti 12 saat aralıksız kaynatarak yapıyoruz. Et didikleyerek tane tane oluyor, haşlanmış pirinç ve haşlanmış kuzu etini yüksek ateşte bakır tabaklarda pişirip servis ediyoruz” dedi. “Kış hastalıklarından korunmak isteyenler beyran tüketiyor” Gaziantep mutfağının en önemli yemekleri arasında yer alan beyranın 12 saat boyunca haşlanan et, kemik suyu ve çeşitli baharatların harmanlanmasıyla hazırlandığını belirten Çadır, “Beyran Gaziantep’in doğal antibiyotiğidir. Her derde devadır ve şifadır. Beyran yılın 12 ayı tüketilir ama kışın daha çok tüketilmesinin nedeni ise bütün soğuk algınlıklarına iyi gelir. Beyran tamamen şifa deposudur. Havalar soğuyor, insanların bağışıklığı düşüyor. Vatandaşlarımız bağışıklığını güçlendirmek için beyranı tercih ediyor. Müşterilerimiz içerisinde kemik suyu, et ve sarımsak bulunan beyranı hava değişiminden dolayı ve doğal antibiyotik olduğundan dolayı son zamanlarda daha çok tüketmeye başladı” şeklinde konuştu. Çevre illerden de vatandaşların beyran yemek için Gaziantep’e geldiğini belirten Çadır, beyranın herkes tarafından ilgi gördüğünü söyledi. Beyran yemeye gelen vatandaşlar ise nezle ve grip gibi hastalıklardan korunmak için beyranı doğal bir koruyucu olarak tercih ettiklerini dile getirdiler.
Hatay Sıfır olarak satın aldığı sıfır aracındaki lastik oyununu lastiğin patlamasıyla fark etti HATAY (İHA) – Hatay’da bayiden sıfır olarak satın aldığı Citroen marka aracın stepnesinin ve araç üzerindeki lastiklerinin farklı markalar olduğunu fark eden Mehmet Polattaş, 10 bin TL’ye yakın zararı olduğunu belirterek, sıfır araç alacak vatandaşları araçların lastiklerini kontrol etmelerini konusunda uyardı. Antakya ilçesinde yaşayan Mehmet Polattaş, 15 Ağustos 2024 tarihinde Citroen marka Berlingo model araç satın alarak kullanmaya başladı. İddiaya göre; sıfır araç satın aldıktan birkaç ay sonra aracının lastiği patlayan ve lastiği değiştirmek isteyen Polattaş, aracının üzerindeki lastiklerle stepnenin başka marka olduğunu fark etti. Durum üzerine Adana’da aracı satın aldığı bayiyle görüşen Polattaş’a durum normal olduğu söylendi. Geçmişte de sıfır araç aldığını fakat aracın üzerindeki ve stepne lastiğinin aynı olduğunu ve 10 bin TL zararı olduğunu dile getiren Polattaş, sıfır araç alacak vatandaşları araç lastiklerine dikkat etmeleri konusunda uyardı. “Araç alanlara tavsiyem bütün lastiklere bakmalarını öneriyorum” Aracın lastiğinin patlamasıyla lastiklerin farklı marka olduğunu anladığını söyleyen Mehmet Polattaş, “Bu arabayı bu yıl 15 Ağustos’ta aldım. Arabamın markası Citroen, modeliyse Berlingo. Bu arabayı Adana’daki Onatça bayisinden aldım. Geçen gün arabamın lastiği patladı. Stepne lastiğini takmak istedim. Lastiği değiştirirken stepne lastiğimin markası başka, aracımın lastiği başka bir markaydı. İkisi de farklı bir marka. Ben daha önceden sıfır araba aldım ama bütün lastikleri aynı markaydı. Bu arabanın lastiklerini görünce şaşırdım. Bunun üzerine bayiyi aradım. Durumu bayiye anlattığımda bundan sonra lastikler böyle geliyor dediler. Böyle söyleyerek beni geçiştirdiler. Ben onların dediklerine inanmadım. Bütün lastiklerin aynı olması lazımdır. Firmalar lastik markalarıyla anlaşıyorsa bu lastikler toptan geliyordur. Hepsinin aynı markada olması gerekiyordu. Araba lastiklerinden dolayı 8 - 10 bin TL zararım oldu. Araç alanlara tavsiyem bütün lastiklere bakmalarını öneriyorum. Ben daha önceden de sıfır araba aldım ve bütün lastikler aynı markaydı. Böyle bir şey hayatta aklıma gelmezdi” ifadelerini kullandı.
Edirne Evini kedilere verdi Edirne’de 44 yaşındaki Sevgül Durgit, evinin bir odasını sokak kedilerine yuva yaptı. Yedi kedisi bulunan Durgit, ayrıca bahçeye gelen kediler için de balkonun altında yuva oluşturup, elleriyle besliyor. Kocasinan Mahallesi’ndeki bir apartmanın giriş katında yaşayan 2 çocuk annesi Sevgül Durgit, bahçesine gelen kedilerin bakımını üstlendi. Hayvan sayısının çoğalması üzerine üşümesinler diye evinin bir odasını sokak kedilerine açan Durgit, onlara gözü gibi bakıyor ve çocuklarından ayırmıyor. Yedi kedisi bulunan Durgit, ayrıca bahçeye gelen kediler için de balkonun altında yuva oluşturup, elleriyle besliyor. Veterinere götürüp bakımlarını da yaptıran Durgit, onları ciğer, kuru ve yaş mama ve tavuk ile besliyor. Kedilerin rahat bir yaşam sürdürmeleri için onlara yuvalar yapan, oyuncak ve minderler ören Durgit, hayvan sevgisi ile çevredekilere de örnek oluyor. "Sokak kedilerine yaşam alanı oluşturdum" Evini sokak hayvanlarına açtığını söyleyen Durgit, boş olan bir odasını sokak kedilerine yaşam alanı oluşturduğunu belirtti. Sepetlerden yuvalar yaptığını anlatan Durgit, "Sepetlerin içine oyuncaklar ve yataklar örüyorum. Mamaları var, beslemesini yapıyorum. Hepsinin yediği farklı bir şey var. Kimisi kuru mama, kimisi yaş mama yiyor. Tavuk seven var, ciğer seven var. Hepsine ayrı ayrı bir şeyler almaya çalışıyorum" dedi. Çalıştığı iş yerinin bahçesinde bulduğu yaralı kediyi alıp veterinere götürdüğünü ve bakımını yaptırdıktan sonra eve aldığını belirten Durgit, o günden bu yana Boncuk ismini verdiği kediyi elleriyle beslediğini söyledi. "Aramızda çok büyük bir bağ oluştu, onları evlatlarımdan ayırmıyorum" Evini açtığı sokak kedileriyle arasında çok büyük bir bağ oluştuğunu ve onları evlatlarından ayırmadığını dile getiren Durgit, "Ben gündüz öğlende de kalksam onlar da benimle birlikte kalkıyorlar. İnsan gibi yetiştiler evin içerisinde. Aramızda çok büyük bir bağ oluştu. Beraber oyun oynuyoruz. İsimleri de var. Balım, Karakız, Boncuk, İnci, Çakıl, Maya ve Osman. Evin içerisinde 7, dışarıdakilerle beraber 12 tane kedi besliyorum. Bir yere de gitsem benim evde kedilerim var diyorum duramıyorum. Markete giderken bile peşime takılıyorlar. Çok seviyorum ve evlatlarımdan ayırmıyorum onları" ifadelerini kullandı. Sitenin bahçesine gelen kedilere de camda besleme yaptığını aktaran Durgit, sokakta baktığı kedilere soğuk hava şartlarından etkilenmemeleri ve sıcak yerde yatmaları için yuvalar yaptıklarını belirtti.