Yerel Haberler
İzmir
Seferihisar’da Halk Ekmek 7 lira 11 Ocak 2025 Cumartesi - 11:50:39 Yeni yıl zamlarıyla ekmek fiyatlarının 10 TL’den 12,5 TL’ye yükselmesine rağmen, Seferihisar Belediyesi, kendi tesislerinde ürettiği ekmeği zamsız olarak 7 TL’den satışa sunacak. Seferihisar Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışıyla çalışmalarını sürdürerek vatandaşın yanında olmaya devam ediyor. Belediyeye bağlı Ürkmez, Akarca, Tepecik, Hıdırlık, Turabiye, Hamam Alanı, İlçe Merkezi ve Karakayalar Halk Ekmek noktalarında, ekmek fiyatları zamsız şekilde 7 TL’den satılmaya devam ediyor. Her gün bu noktalardan en az 3 bin 500 ekmek satışı gerçekleştiriliyor. Seferihisar’da ekmeğe zam yok Yeni yıl zamlarıyla ekmek fiyatlarının 10 TL’den 12,5 TL’ye yükselmesine rağmen, Seferihisar Belediyesi, kendi tesislerinde ürettiği ekmeği uygun fiyatlarla halka sunmayı sürdürüyor. Zamlara inat, halk ekmek uygulamasıyla vatandaşın bütçesi korunuyor. Günde 3 bin 500 ekmek tüketiciyle buluşuyor Her sabah yüzlerce vatandaş, bütçesini zorlamadan Halk Ekmek noktalarına geliyor. Günlük ortalama 3 bin 500 ekmek, uygun fiyatlarla tüketicilere ulaşıyor. Seferihisar Belediyesi, bu uygulamanın 31 Mart 2025 tarihine kadar devam edeceğini belirtti. Başkan İsmail Yetişkin: “Dayanışmayı güçlendirmeye devam edeceğiz” Konuya ilişkin bir açıklama yapan Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, şunları söyledi: “Seferihisar Belediyesi olarak, zorlu ekonomik şartlarda halkımızın yanında olmaktan gurur duyuyoruz. Halk Ekmek uygulamamızla yalnızca uygun fiyatlı ekmek sunmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal dayanışma anlayışımızı da güçlendiriyoruz. Vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu dayanışmayı hep birlikte büyütmeye devam edeceğiz.”
11 Ocak 2025 Cumartesi - 11:29 EÜ Rektörü Prof. Dr. Budak, MTÜ’de tarımın önemini anlattı Ege Üniversitesi Rektörü ve Ziraat, Orman ve Su Ürünleri Eğitim Konseyi Başkanı Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye’de tarımsal öğretimin başlamasının 179’uncu yıl dönümü dolayısıyla Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) tarafından düzenlenen Tarım Bayramı etkinliğinde konferans verdi. Malatya ziyareti kapsamında Malatya Valisi Seddar Yavuz’u ve İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat’ı makamlarında ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Budak, sekizinci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’a ait fotoğrafların ve kişisel eşyaların sergilendiği “Turgut Özal Müzesini” de gezerek incelemelerde bulundu. Türkiye’de tarımsal öğretimin başlamasının 179’uncu yıl dönümü dolayısıyla MTÜ Battalgazi Konferans Salonu’nda düzenlenen “Tarım Bayramı” etkinliğine katılan Rektör Prof. Dr. Budak, yaptığı sunumla tarımın önemini anlattı. Programa; MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, EÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlkin Şengün, Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, Malatya İl Protokolü, MTÜ Ziraat Fakültesi üst yönetimi, üniversite personeli ve öğrenciler katıldı. Etkinlikte “Tarıma Genel Bakış” başlıklı bir sunum gerçekleştiren EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Tarımın yapılabilmesi için en önemli unsurlar toprak, su ve tohumdur. Ülkemiz, toprak verimliliği açısından orta verimli bir toprak yapısına sahiptir. Düşünüldüğü gibi toprak yapısı zengin bir ülke değildir. İnsanlık tarihinin en önemli buluşu olan tarımsal üretim, ilk kez Anadolu topraklarında gerçekleşmiştir. Yani toprak yapımız sabanla, pullukla ilk işlenen topraklardır. Ziraat Fakülteleri başta olmak üzere Tarım Bakanlığı, TAGEM Genel Müdürlüğü gibi birçok birim, ülkemiz toprağının ıslahına yönelik çok sayıda Ar-Ge projeleri yapmaktadır. Daha da ileri boyutta ülkemizdeki toprakla tarım sektörü ile birlikte bilimsel üretim de yapılmaktadır” dedi. Suyun, tarımdaki önemine değinen Prof. Dr. Budak, “Bitkisel üretim için su olmazsa olmazdır. Ülkemiz tarımsal üretimini etkileyen su faktörü, ülkemize düşen yıllık bazda düşen yağış miktarı rejimi ile yakın ilişkilidir. Ülkemizde yağış rejimi düzensiz olması nedeniyle su zengini bir ülke değildir. Türkiye, 12. Kalkınma Planı dahil bugüne kadar Cumhuriyet tarihinde yapılan kalkınma planlarında tarımsal kalkınmayı en çok etkileyen su sıkıntısını aşabilmek için devlet su işlerine ve yatırımlarına her zaman özel bir önem vermiştir. Yapılan çalışmalarla Türkiye’de sulanabilir alan miktarı yüzde 81,9’a çıkmıştır” dedi. “Tohum, uluslararası arenada stratejik bir ürün” Tarımsal üretimin verimliliğini ve kalitesini belirleyen ana unsurun tohum olduğunu dile getiren Prof. Dr. Budak, “Tohum, uluslararası arenada stratejik bir üründür. Tohum konusunda ülkemizde Tarım Bakanlığı başta olmak üzere üniversitelerimizde ziraat fakültelerimizin tarla ve bahçe bitkileri bölümünde bitki ıslahı ve genetik kürsüsünde çeşit geliştirme yeni tohum çeşitleri geliştirmek adına çok sayıda ar-ge projesi yapılmaktadır. Türkiye tohum anlamında ciddi bir mesafe kat etmiştir. Özellikle tohum çeşit ıslahı konusunda buğday, çeltik, patates, mısır gibi ülkemizin stratejik ürünlerinde yeterli denebilecek düzeye gelmiştir” dedi. Tarımda iklim değişikliğinin önemli bir faktör olduğunu söyleyen Prof. Dr. Budak, “İklim değişikliği, gerek Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında gerekse ülkemiz 12. Kalkınma Planı’nda çok ciddi şekilde yer verilen bir durumdur. Tarımın, insanın pek fazla kontrol edemeyeceği su gibi, toprak gibi, çevresel iklim değişikliği gibi konular nedeniyle tarımsal üretimden insanoğlu uzaklaşmaktadır. Küresel iklim değişikliği başta olmak üzere çeşitli kısıtlar nedeniyle insanoğlu dijitalleşen, şehirleşen ve bilgi teknolojilerinin hızla geliştiği bu çağda sosyal yaşamı da dikkatine alarak çiftçilikten uzaklaşmaktadır. Ülkemizde çiftçilerin yaş ortalaması 55’tir. Özellikle genç nüfus çiftçilikten uzaklaşmaktadır. Bütün bu zorluklara rağmen devletler vatandaşlarının gıda güvenliğini temin etmek, sağlıklı gıdaya ve yüksek miktarda gıdaya erişebilmeyi sağlamak adına tarım politikalarını özel önem vermektedir. Bu anlamda da Tarım Bakanlığı birçok destekleme politikasıyla çiftçiyi desteklemektedir” dedi. “Dünya nüfusunun sağlıklı beslenmesi tarımsal üretime bağlıdır” Artan dünya nüfusunun sağlıklı yaşam sürmesinin tarımsal üretime bağlı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Budak, “Artan dünya nüfusunun sağlıklı, dengeli beslenmesi tarımsal üretime bağlıdır. Bir taraftan 1 milyon insan obezite ile mücadele ederken diğer bir kısmı açlıkla mücadele ediyor. Bu nedenle FAO gibi uluslararası örgütler dünyada tarımın gelişmesi ve insanların sağlıklı gıdaya ulaşması için çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadır. Özellikle Covid pandemisinden sonra dünyada maddi durumu iyi olan aileler gıda masraflarına çok yüksek miktarda para harcamaya başlamıştır. Dünyanın en zengin olarak belirtilen insanları toprak ve tarlaya yatırım yapmaya başlamıştır. Sağlıklı gıdaya talep her geçen gün artmıştır. Hem zengin hem de yoksul kesimde kırsalda yaşama isteğinde artış görülmüştür” diye konuştu. “Koruyucu hekimlik, tarım ve gıdandan geçer” Sağlık ve tarım ilişkisine dikkat çeken Prof. Dr. Budak, “İnsan ömrünün uzamasında sağlık hizmetlerinin çok büyük önemi ve katkısı var. Ama bunun yanı sıra sağlık hizmeti dolayısıyla ortaya çıkan harcamalar bir devlet için önemli gider kalemlerinden birisi. Gelişmiş ülkeler, sağlık harcamalarını azaltmak adına tarım politikalarına özel bir önem atfediyorlar. Tarladan, bahçeden, ahırdan sofraya kadar oluşan gider zincirindeki doğru ilaçlama, doğru gübreleme, doğru muhafaza ve depolama, doğru pişirmeye kadar bilinçli bir toplum oluşturur ve bunu denetleyebilirseniz sağlıklı bir toplum oluşur, böylelikle sağlık harcamaları azalır. Koruyucu hekimlik, tarım ve gıdandan geçer. Bu politikanın doğru yöntemi de özellikle insan sağlığını bozacak tarımsal uygulamaları denetlemek ve doğru yöntemleri üreticilere sunmak ve bunları desteklemekten geçer. Ülkemiz, Anadolu makro ve mikro klimaları ile her bir köşesi ayrı bir değer. Toprağıyla, suyuyla, tohumuyla ayrı bir değer. Bunun kıymetini bilip geliştirilecek politikaların uygulanmasıyla sağlık kurumlarını azaltan, devlete daha az yük olan, ama aynı zamanda daha sağlıklı bir toplum oluşturma imkanımız var” dedi. “Topraklarımızın kıymetini bilelim” Prof. Dr. Budak, “Sanayi devrimi, bilgi çağı, yapay zeka çağı gibi birçok alan, ekonomik kazanç anlamında tarımın önüne geçmiş durumda. Ancak gıdanın ve tarımın insan için ve bir ülke için ne kadar stratejik olduğunu asla ve asla unutmamalıyız. Bilgiye dayalı üretim olmadığı sürece uluslararası rekabette yol alamayız. Toprak olmadan bitki, bitki olmadan hayvan, hayvan olmadan gıda olmaz. Topraklarımızın kıymetini bilelim. Toprağa yönelik politikaları yerelden genele birlikte hazırlamalıyız. Bunu yapabilecek akademik güce, üniversitelere ve insan kaynağına sahibiz. Bugün geçmişimizi unutmadan bilimin ışığında çalışarak 85 milyon için üreterek daha güçlü bir ekonomiye sahip olabileceğimize inanıyorum. Sözlerime son verirken bugünkü programa bizleri davet eden Rektörümüz Prof. Dr. Recep Bentli başta olmak üzere MTÜ Ziraat Fakültemize teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı. Etkinlik sonunda MTÜ Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, günün anlamına istinaden EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a hediye takdiminde bulundu.
11 Ocak 2025 Cumartesi - 11:15 Altınordulu oyuncular ilk yarıyı ve kampı değerlendirdi TFF 2. Lig ekiplerinden Altınordu’nun başarılı futbolcularından Bahattin Karahan ve Sami Satılmış, Antalya kampını değerlendirerek iyi bir hazırlık dönemi geçirdiklerini ifade ettiler. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, ligin ilk devresini 35 puanla 3. sırada tamamladı. İzmir ekibi, bu süreçte 10 galibiyet, 5 beraberlik alırken, sadece 2 kez kaybetti. Teknik Direktör Olcay Şahan yönetimindeki kırmızı-lacivertliler, ligin ikinci devresindeki performanslarını daha da yükseltmek için çalışmalarını Antalya’da gerçekleştirdiği kampla sürdürmeye devam ediyor. Altınordu’nun başarılı futbolcularından Bahattin Karahan ve Sami Satılmış, kamp sürecini kulüp televizyonuna değerlendirdi. İkinci yarı hazırlık kampının çok iyi geçtiğini dile getiren Bahattin Karahan, Türkiye’ye uyum sağladığını belirterek, “Türkiye’ye alışabildim. İlk devre iyi geçti ama daha da iyi geçebilirdi. Birçok maçta gereksiz berabere kaldık. İkinci devrede daha iyi olması için çalışıyoruz. Kamp yoğun bir kamp ama önemli bir kamp oldu. Eksiklerimizi düzeltmeye çalışıyoruz. İkinci yarıya en iyi şekilde hazırlanıyoruz” dedi. 23 yaşındaki futbolcu, sezonun ilk yarısında attığı 5 gol ve yaptığı 3 asistle dikkatleri üzerinde topladı. Sami Satılmış: “İnşallah sezon sonu şampiyonluğu alacağız” Kampın gayet güzel geçtiğini belirten Sami Satılmış, “Çok uyumlu bir kamp yaşıyoruz. Sıkı çalışıyoruz. Her şey gayet güzel gidiyor. İkinci devreye yoğun bir şekilde hazırlanıyoruz burada. Umarım her şey güzel gider, ikinci devrede bıraktığımız yerden devam ederiz. İkinci devreler her zaman zor geçer. Ama burada iyi hazırlanıyoruz, iddialıyız. İnegöl maçıyla güzel bir giriş yapıp devamını da getireceğiz. Sezon sonu da gittiğimiz yerde inşallah şampiyonluğu alacağız” diye konuştu.
Taksilerde saldırılar artmıştı: Kamera olmayanlar araç muayenesinden geçemeyecek
17 Aralık 2024 Salı - 10:32 Taksilerde saldırılar artmıştı: Kamera olmayanlar araç muayenesinden geçemeyecek Taksi şoförlerine yönelik ardı ardına yapılan saldırılar, taksilerdeki kameraların önemini bir kez daha ortaya koyarken, 1 Mart 2025 itibariyle kamera takılı olmayan ticari taksiler araç muayenesinden artık geçemeyecek. İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, “Kamera olmayan ticari taksilere artık vize verilmeyecek, muayeneden geçemeyecekler. Şoför arkadaşlarımızın güvenliği için bu çok önemliydi” dedi. Son aylarda taksi şoförlerine yönelik saldırılar ciddi manada arttı. Son olarak Manisa’da taksi şoförüne yönelik yaşanan olay, araç içi kameranın önemini bir kez daha ortaya koydu. Şikayet üzerine gözaltına alınan ve serbest kalan bıçaklı saldırgan, kamera görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından tutuklandı. Bu olayın dışında taksilerde yaşanan bir çok olay, kamera görüntüleri sayesinde çözüme kavuştu. Taksilerde araç içi kameralarla ilgili önemli bir gelişme yaşandı. İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Erkan Özkan, 1 Mart 2025 itibariyle kamera olmayan ticari taksilerin araç muayenesinden geçemeyeceğini söyledi. Kameraların şoförlerin güvenliği için önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Erkan Özkan, “1 Eylül 2024 tarihi itibariyle ticari araçlarda kamera, İçişleri Bakanlığının yönetmeliğiyle zorunlu hale getirildi. Bunun paralelinde, 1 Mart 2025’ten itibaren de tüm TÜVTÜRK vize istasyonlarında, kamera olmayan araçlara vize verilmeyecek; yani muayeneden geçemeyecekler. Olaylar yaşandıktan sonra, çözüm konusunda kameranın ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Esnafımız bu konuyla ilgili harekete geçti, kamera taktırmaya başladılar” dedi. İzmir’de taksilere 7/24 takip: Taksici butona basınca anında müdahale Öte yandan İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası, taksilerdeki kamera konusunda önemli bir görev üstleniyor. Başkan Erkan Özkan, haber merkezinde 7/24 bir görevlinin olduğunu, taksicinin muhtemel bir olayda butona basıp yardım istemesiyle hemen harekete geçildiğini ve polis ekipleri vasıtasıyla yardım ulaştırıldığını söyledi. 30 ilçede, 2 bin 915 adet ticari taksinin bin 300 tanesinde kamera olduğunu anlatan Başkan Erkan Özkan, anlık olarak tüm taksilerin takip edildiğini anlattı. Erkan Özkan, “Herhangi bir olay vuku bulduğunda, an ve an haber merkezimizden tespit edebiliyoruz. Tek merkezden olmasının faydasını burada görüyoruz. Haber merkezimizde, bütün İzmir’in taksileri görülebilir. İzmir’in hareket halinde ve duran bütün ticari taksileri, buradaki haber merkezimiz tarafından 7/24, 365 gün takip ediliyor. 30 ilçede, odamıza bağlı üyelerimizin bütün araçlarını takip edebiliyoruz. Manisa’ya da teknik destek veriyoruz. Bu haber merkezinin, bizim odamızın esnafımıza verdiği en güzel hizmetlerden birisi olduğuna ben inanıyorum. Türkiye’de de ilk olduğu için, ben İzmirli şoför esnafı kardeşlerim adına gurur duyuyorum” ifadelerine yer verdi. "Tehlike sinyali geldiğinde emniyete konum bildiriliyor" Başkan Özkan, şöyle devam etti: “Butona basıldıktan sonra, ekranımıza tehlike sinyali geliyor. Bu tehlike sinyali, haber merkezimize geldiği andan itibaren buradaki görevli arkadaşımız, hemen araç içerisindeki kamerayı devreye sokarak, araç içerisinde ne olup bittiğini görüyor. Eğer tehlikeli bir durum söz konusuysa, emniyetle aracın konumu paylaşılıyor. Kamerayı birçok kişi takabiliyor; fakat görüntülere erişilmeyen kameranın kimseye faydası yok. Burada esnafımız, odamızın haber merkeziyle bağlantılı olan bir sistem içerisinde kameraları taktırmışsa, bu kameralar tehlike anında hemen sinyal veriyor ve gerekli kolluk kuvvetlerine durumu bildirebiliyoruz. Gecenin 03.00’ünde, cumartesi, pazar, bayram tatillerinde burası sürekli hizmet veriyor. Odamızda; sürekli vardiya sistemiyle, bu işin ehli olan arkadaşlarımız var.”
İzmir’de Duygu Bölükbaş’ın ölümüyle ilgili erkek arkadaş hakim karşısında
16 Aralık 2024 Pazartesi - 19:34 İzmir’de Duygu Bölükbaş’ın ölümüyle ilgili erkek arkadaş hakim karşısında İzmir’in Bornova ilçesinde bir kadının evindeki havlupana asılı halde ölü bulunması olayında cinayet şüphesiyle tutuklanan erkek arkadaşı, hakim karşısına çıktı. Mahkeme, “Katil değilim, üzerime düşeni yaptım" diyen sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. Tekstil firmasında müdür olarak görev yapan ve erkek arkadaşı E.T. (28) ile aynı evde yaşayan Duygu Bölükbaş (33), 3 Kasım 2022 tarihinde Bornova ilçesinde lüks bir sitede bulunan evinde banyoda havlupana asılı halde ölü olarak bulundu. Bölükbaş’ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T. polise verdikleri ilk ifadede, genç kadını banyoda ölü bulduklarını iddia etti. Genç kadının erkek arkadaşı ifadesinde, Duygu’nun intihara meyilli olduğunu, yaşadıkları tartışmanın ardından banyoya girdiğini, çıkmayınca da halası S.T.’ye kontrol etmesini istediğini ve ardından Duygu Bölükbaş’ın cansız bedenini bulduklarını öne sürdü. Yapılan çalışmaların ardından hazırlanan iddianamede E.T.’nin Duygu Bölükbaş ile yaşadığı tartışmanın ardından kadını sert bir cisimle kafasından yaraladığı, devamında da bir cisim ile Bölükbaş’ın boğazını sıkarak öldürdüğü yer aldı. Başlatılan soruşturma kapsamında İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Biyoloji İhtisas Dairesi’nden alınan raporda Duygu’nun tırnak örneklerinde ve tişörtünde E.T.’nin DNA’sının bulunduğu belirtildi. Bölükbaş’ın ailesi ve yakınları da verdikleri ifadelerde, Bölükbaş’ın intihara meyilli biri olmadığını belirtti. Öte yandan site güvenlik görevlilerinden alınan tutanaklarda da E.T.’nin daha önce elinde bıçakla eve girmeye çalıştığı ortaya çıktı. Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde soruşturma konusu olayın intihar değil kasten öldürme suçu olduğunun değerlendirilmesi üzerine şüpheli E.T. hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. E.T., olaydan yaklaşık 1,5 yıl sonra 22 Mart’ta tutuklandı. Olaya ilişkin savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Bölükbaş’ın çarşaf ile kendini asmasının mümkün olmadığı, havlupanın bulunduğu duvar ve bu duvara bitişik yaklaşık 1 metre yükseklikte ahşap banyo tezgahı olduğu düşünüldüğünde maktulün kendini asması için yeterli yüksekliğin olmadığına vurgu yapıldı. Bölükbaş’ın kendini serbest bıraktığında ayak uçlarının, dizlerinin ve hatta kalça kısmının tezgah üstüne temas edeceği de iddianamede yer aldı. Savcı, E.T. için ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanığın halası S.T. için ise ’yalan tanıklık’ suçundan 4 yıla kadar hapis cezası talep etti. İddianame İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. "Katil değilim" Olayla ilgili bugün görülen duruşmada sanık E.T. hakim karşısına çıktı. İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutuklu sanık E.T. ve tutuksuz sanık S.T’nin yanı sıra Bölükbaş’ın annesi Nuriye Bölükbaş, babası Selahattin Bölükbaş, kardeşleri, aile avukatı Levent Kahya, sanık avukatı Muhammet Emre Tayyar ile Bekir Sıtkı Hastürk salonda hazır bulundu. Celsede kendisine yöneltilen suçlamaları reddeden sanık E.T., “Katil değilim. Üzerime düşeni yaptım. Rahmetli eşim kendini asınca kurtarmak için her şeyi yaptım. Olay günü taşınıyorduk, aramızda sorun yoktu. Arkadaşım Uğur da taşınma işlemi için yardım ediyordu. Ondan temizlik malzemeleri istedim. Kova ve paspas getirdi. Halam taşınma işleri için yardıma geldi. Duygu’yu sordu ve lavaboda olduğunu söyledim. Birkaç kez kapıyı çaldı. Ses gelmeyince şüphelendim ve kapıyı söküp içeri girdim. Duygu’nun cesedini gördüm. Yaşatma mücadelesine girdim" dedi. Mahkeme başkanının Bölükbaş’ın havlupanla nasıl intihar ettiğini sorması üzerine sanık E.T., “Havlupanın en köşesinden kendini astığını düşünüyorum. Onu kaldırmak isterken oradaki temizlik malzemelerine kafasını çarptı. Yara da o yüzden oldu. 112’yi ben aradım” dedi. Tutuksuz sanık S.T. ise, “Kapıyı çaldım E. açtı. Duygu’yu sordum, ‘Tuvalette’ dedi. Birkaç kez kapıyı çaldım, açılmadı. E. kapıyı açınca kendini astığını gördüm. Tüm gücümle apartmanda bağırdım, yardım istedim” ifadelerine yer verdi. "Kızıma sürekli baskı uyguluyordu" Duruşmada söz verilen acılı anne Nuriye Bölükbaş, sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, “E. ile tanıştıktan sonra kızımı vazgeçirmeye çalıştım. Birlikte kafe açmışlardı. E. orada uyuşturucu sattığı için kavga ettiklerini söylemişti. Bir gün yanımıza geldiğinde yüzünde bıçak izi vardı. İzmir’e dönmemesi için yalvardım ama arkadaşıma gidiyorum diyerek döndü. Sanık, kızıma sürekli baskı uyguluyordu” diye konuştu. Duygu’nun babası Selahattin Bölükbaş ise, “Bir gece yarısı bilmediğim bir numaradan ‘Kızınızı gelip alın. Ölümü elimden olacak’ diye bir mesaj geldi. Numarayı tanımıyordum. E. olduğunu öğrendim. Sonrasında bu ilişkiye karşı çıktım. Kızım hep şiddet görmüş ve bizden saklamış. Allah kimseye yaşatmasın. Haberi aldık yıkıldık. Şikayetçiyim” ifadelerini kullandı. Tanık ifadeleri dinlendi Sanıkların ve müştekilerin ardından tanıklara da söz verilirken, sitenin güvenlik görevlisi Ü.G, “Kavga anonsu olarak ihbar geldi. Sanığın ‘Karım intihar etti yetişin’ diye sesini duydum. Kapıyı çaldık. Bilinci kapalıydı. Solunum ve nabzı yoktu. Kalp masajına başladım. Alnında kesi şeklinde yara vardı. Sağlık ekiplerine teslim ettim. Daha önce de kavga şikayetleri geliyordu. Birkaç nöbetimde bana denk geldi” dedi. Tanık olarak dinlenilen Duygu’nun halası N.K. de yeğeninin sürekli şiddet gördüğünü ve sanık tarafından oğluna zarar vermekle tehdit edildiğini söyledi. Olay günü orada bulunan tanık U.E., “Duygu ve E.’nin iş yerinde çalışıyordum. Sanık, olay günü benden yiyecek, içecek ve temizlik kovası ile paspas istedi. Evin taşınmasına yardım etmemi istedi. Dışarda işim bitince yukarı çıktım. Çıktığımda Duygu abla apartmanın koridorunda yerde yatıyordu” diye konuştu. Sanık ve tanıkların savunmalarının ardından taraf avukatları söz aldı. Sanık avukatı Muhammet Emre Tayyar, müvekkilinin beraatını talep ederek, “Olayın cinayet olmadığı otopsi raporuyla sabittir. Ayrıca söz konusu olayda havlupan ve zemin arasında ası için yeterli mesafe vardır” diye konuştu. Ailenin avukatı Levent Kahya ise, “Cinayet için dosyada her şey mevcut. Fizik bilimine göre maktulün kendini asması mümkün değil. Ortada bir şüphe yok” dedi. Savunmaların ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine hükmedip, duruşmayı 27 Şubat 2025’e erteledi.
Karşıyaka Belediyesinin 218 milyon liralık araç ihalesine suç duyurusu
16 Aralık 2024 Pazartesi - 14:37 Karşıyaka Belediyesinin 218 milyon liralık araç ihalesine suç duyurusu AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanlığı, Karşıyaka Belediyesinin temizlik şirketine yaptığı araç kiralama ihalesinde usulsüzlükler olduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulundu. Karşıyaka Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Hasan Ünal, “İhaleye 7 firma teklif veriyor fakat her ne hikmetse 6 firma ihaleye giriş teminatını yanlış yatırıyor. Bu sebeple 6 firma eleniyor ve bir firmanın teklifi geçerli oluyor. 24 aylığına, 218 milyon+KDV gibi yüksek miktar adrese teslim ihaleyle bir firmaya veriliyor” dedi. AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanlığı, Karşıyaka Belediyesinin geçtiğimiz günlerde temizlik şirketine yaptığı araç kiralama ihalesiyle ilgili suç duyurusunda bulundu. Karşıyaka Adliyesi önünde basın açıklaması yapan AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Selahattin Köse, “İhalede burnumuza pis kokular geldi” dedi. "Burası sizin babanızın şirketi değil. Burada 350 bin Karşıyakalının hakkı var" Adrese teslim bir ihale yapıldığını iddia eden Başkan Köse, “Biraz araştırdığımızda; milletin parasının çarçur edildiği, adrese teslim ihale yapıldığını, rekabet ortamının ortadan kaldırılarak, Karşıyakalının parasının birilerine peşkeş çekildiği kanaatine vardık” diye konuştu. Köse, “Biz ne Karşıyakalıların ne de bu milletin parasını birileri mutlu olsun diye, onlara peşkeş çekilmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Karşıyaka’nın zarar görmemesi adına, elimizden ne geliyorsa yapmaya gayret göstereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Karşıyaka sahipsiz değildir. Karşıyaka Belediye Başkanı Behice Yıldız Ünsal’a sesleniyorum; burası sizin babanızın şirketi değil. Burada 350 bin Karşıyakalının hakkı var” ifadelerine yer verdi. 24 aylığına 218 milyon+KDV araç ihalesi “Sizlere trajikomik bir ihaleden bahsetmek istiyorum” diyen Karşıyaka Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Hasan Ünal da, dikkat çeken ihale detaylarını paylaştı. Temizlik şirketi için araç kiralama ihalesine çıkıldığını aktaran Ünal, 24 aylığına, 218 milyon+KDV gibi yüksek miktara ihale yapıldığını söyledi. Hasan Ünal, “Trajikomik diyorum; çünkü ağlanacak halimize Belediye Başkanı Yıldız Ünsal sayesinde acı acı gülüyoruz. Temizlik hizmeti için bir araç kiralama ihalesine çıkıyor belediye başkanı. Bütün belediyeler, artık kendi öz sermayesi ve bütçesi ile kiralamaktan vazgeçerken, bizim belediye başkanı her ne hikmetse araçları kendi alacağına, kiralama tercihinde bulunuyor. Üstelik 24 aylık kiralama fiyatının yarısına bu araçları demirbaş olarak kazandırma imkanı varken; yani daha uygun ve az bütçeyle kendi bünyesine katmak yerine, araçları dışarıdan daha yüksek fiyata kiralama tercihinde bulunuyor. Yaklaşık 218 milyon gibi fahiş bir rakamla; şoförü olmayan, yakıtı olmayan, bir anlamda modeli bile belli olmayan, belki de; eski, ömrünü ve miadını doldurmuş araçlara sadece 24 aylığına 218 milyon + KDV gibi yüksek miktarı adrese teslim ihaleyle bir firmaya veriyor” diye konuştu. "İhaleye 7 firma teklif veriyor, 6 firma ihaleye giriş teminatını yanlış yatırıyor" Ünal, son olarak şöyle devam etti: “İhaleye 7 firma teklif veriyor fakat her ne hikmetse 6 firma ihaleye giriş teminatını yanlış yatırıyor. Bu sebeple 6 firma eleniyor ve bir firmanın teklifi geçerli oluyor. Rekabet şartları oluşmadığı halde sayın başkan, ‘Bu firmaya ihaleyi vermek zorunda kaldık’ şeklinde aciz bir açıklama yapıyor. Üstelik meclis kürsüsünden, ’elenen 6 firma 1 TL ile 5 TL arasında teminat yatırmış’ diyor. Ağlar mısınız? Güler misiniz? Yoksa isyan mı edersiniz? İşte biz burada Karşıyakalıların bize verdiği denetleme görevini yerine getiriyoruz.”
Bengisu Avcı’dan 3 altın madalya
16 Aralık 2024 Pazartesi - 11:33 Bengisu Avcı’dan 3 altın madalya Okyanus Yedilisi’nde beş parkuru geçen ilk Türk kadını ve IWSA Kış Yüzme Dünya Şampiyonası rekortmeni Bengisu Avcı, Amsterdam’da düzenlenen IISA Uluslararası Buz Yüzme Şampiyonası’nda üç altın madalya kazandı. Bengisu Avcı, Amsterdam’da düzenlenen IISA Uluslararası Buz Yüzme Şampiyonası’nda üç altın madalya kazandı. 19 ülkeden 256 sporcunun katıldığı şampiyonada 5 derecenin altındaki suda, önce bin metrede birincilik kürsüsüne çıkan İzmirli sporcu, ikinci gün ise 100 metre kurbağalamada birinci oldu. 4x50 metrede de Bengisu Avcı, Egor Tropeano, İrem Damar ve Berker Göker’den oluşan ekip tüm rakiplerini geride bıraktı. Avrupa’nın en prestijli kış yüzme şampiyonaları arasında yer alan IISA’da Egor Trepeano 100 metre kurbağalamada birinci, bin metrede üçüncü, Manş Denizi’ni geçen Berke Göker, 500 metre serbestte, Açık Su Avrupa üçüncüsü İrem Damar 50 metre serbestte ikinci oldu. Çok zorlu bir şampiyonayı başarıyla geride bıraktıklarını belirten Bengisu Avcı, “Ege ve Marmara gibi sıcak sularda antrenman yapıp kuzey Avrupa’da, buz gibi suda yarışmak gerçekten çok zordu. Rakiplerimize karşı oluşan dezavantajı kırmak için çok ciddi antrenmanlar yapıyoruz. Çanakkale’deki soğuk su kampımız sayesinde vücudumuzu 5 derece altındaki ekstrem soğuklarda yüzmek için alıştırdık. Antrenmanlarımızın sonuç verdiğini gördüğümüz için çok mutluyuz. Ocak ayında Molveno-İtalya’da yapılacak Buz Dünya Şampiyonası öncesi iyi bir yarışma süreci geçirip güzel sonuçlar elde ettik” dedi.
Ege Üniversitesi ’En Çevreci Üniversite’ ödülüne layık görüldü
16 Aralık 2024 Pazartesi - 11:25 Ege Üniversitesi ’En Çevreci Üniversite’ ödülüne layık görüldü Boğaziçi Üniversitesi Elektroteknoloji Kulübü ve IEEE Öğrenci Kolu tarafından düzenlenen Boğaziçi Çevre Ödülleri sahiplerini buldu. Çevre ve sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma amacıyla bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yarışmada Ege Üniversitesi “En Çevreci Üniversite” ödülüne layık görüldü. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “İklim değişikliği, temiz enerji, su tasarrufu, atık geri dönüşümü, yeşil ulaşım ve sürdürülebilirlik gibi konularda attığımız önemli adımlar hem ulusal hem de küresel ölçekte yapılan değerlendirmeler sonucunda takdir ediliyor. Tam akredite, öğrenci odaklı, sağlık temalı, araştırma üniversitemiz, geçen hafta kamuoyuyla paylaşılan; 95 ülkeden 1477 üniversitenin değerlendirildiği Yeşil Üniversite Endeksi Platformu (UI GreenMetric) 2024 sıralamasında, Türkiye’deki devlet üniversiteleri arasında 4’üncü, Ege Bölgesinde 1’inci dünyada ise 88’inci sırada yer aldı. Üniversitemiz, şimdi de Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen 2024 Çevre Ödülleri yarışmasında halk ve jüri oyları sonucunda ‘En Çevreci Üniversite’ seçildi. Ege Üniversitesi ailesi olarak daha sürdürülebilir bir dünya için çalışmalarımızı tüm paydaşlarımızla birlikte sürdüreceğiz. Bu başarılarımıza katkı sunan birimlerimize ve mensuplarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Çevre ve sürdürülebilirlik temasıyla Boğaziçi Üniversitesi Elektroteknoloji Kulübü ve IEEE Öğrenci Kolu tarafından düzenlenen 4. Boğaziçi Çevre Ödülleri halk ve jüri oylamasıyla belirlenen 15 farklı kategoride dağıtıldı. EÜ Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇEVMER) tarafından hazırlanan Ege Üniversitesinin çevre dostu projelerinin yer aldığı kapsamlı dosya; internet üzerinden yapılan halk oylaması ve jüri komitesinin değerlendirmesi sonucunda ödül almaya hak kazandı. “En Çevreci Üniversite” ödülüne layık görülen Ege Üniversitenin ödülünü ÇEVMER Müdürü Prof. Dr. Armağan Kınal aldı.
Ava giderken avlandı, sıkıştığı otomobil panjurunda 345 kilometre yol yaptı
16 Aralık 2024 Pazartesi - 11:20 Ava giderken avlandı, sıkıştığı otomobil panjurunda 345 kilometre yol yaptı Bursa’dan İzmir’e gelen bir aracın kaput panjuruna sıkışan şahin, Balçova Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından kurtarıldı. Tedavi altına alınan şahinin Bursa’dan İzmir’e kadar 345 kilometrelik yolu, kaput panjurunda geldiği tahmin ediliyor. Bursa’nın Karacabey ilçesinden kiraladığı araçla Balçova ilçesine gelen Yusuf Mol, kedilerin garip davranışlarını fark etmesi üzerine araçta detaylı inceleme yaptı. Araç kaputunun ön kısmındaki panjur bölümünde şahini gören Mol, şaşkına döndü. Hemen Balçova Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü’nü arayan Mol, durumu anlatıp yardım istedi. Verilen adrese ulaşan ekipler de gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Şahinin yaklaşık 345 kilometrelik yolu, kaput panjurunda geldiği tahmin ediliyor. Ankara’ya kayıtlı Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri, polis ekiplerinin tutanak tutması sonrasında şahini bulunduğu yerden kurtardı. Ayağında bulunan bileklikten Ankara’da kayıt altına alındığı belirlenen şahin, Balçova Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü Küçük Hayvan Polikliniği’ne teslim edildi. Burada tedavi edilecek olan şahin, ardından Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkililerine teslim edilecek.