Yerel Haberler
Ankara
30 Aralık 2025 Salı - 23:57 BAE, Yemenli taraflar arasında yaşanan gerginliğe adının karıştırılmasını kesin bir dille reddetti BAE Ankara Büyükelçiliği, "Birleşik Arap Emirlikleri, Yemenli taraflar arasında yaşanan gerginliğe adının karıştırılmasını kesin bir dille reddetmekte; kardeş Suudi Arabistan Krallığı’nın güvenliğini haleldar edecek veya sınırlarını hedef alacak askeri operasyonlar yürütmesi için herhangi bir tarafa baskı yaptığı veya yönlendirdiği yönündeki iddiaları şiddetle kınamaktadır" açıklamasını yaptı. BAE Ankara Büyükelçiliği resmi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, "Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), kardeş Suudi Arabistan Krallığı tarafından yayımlanan bildiride yer alan ifadelerden ve BAE’nin Yemen Cumhuriyeti’nde devam eden olaylardaki rolüne ilişkin içerdiği temel yanılgılardan derin üzüntü duyduğunu ifade eder. Birleşik Arap Emirlikleri, Yemenli taraflar arasında yaşanan gerginliğe adının karıştırılmasını kesin bir dille reddetmekte; kardeş Suudi Arabistan Krallığı’nın güvenliğini haleldar edecek veya sınırlarını hedef alacak askeri operasyonlar yürütmesi için herhangi bir tarafa baskı yaptığı veya yönlendirdiği yönündeki iddiaları şiddetle kınamaktadır. Birleşik Arap Emirlikleri; kardeş Suudi Arabistan Krallığı’nın güvenlik ve istikrarına olan daimi bağlılığını, egemenliğine ve milli güvenliğine duyduğu tam saygıyı vurgular. İki ülke arasındaki kardeşlik ve tarihi ilişkilerin bölge istikrarının temel direği olduğuna olan inancıyla, Krallığın veya bölgenin güvenliğini tehdit edecek her türlü eylemi reddeder. BAE, Suudi Arabistan’daki kardeşleriyle her zaman tam bir koordinasyon içinde olma kararlılığını sürdürmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri, Hadramut ve El-Mahra vilayetlerindeki olayların başlangıcından bu yana sergilediği tutumun; durumu kontrol altına almak, sükunet yollarını desteklemek ve güvenlik ile istikrarın korunmasına, sivillerin muhafaza edilmesine katkı sağlayacak anlayış birliğine varılması için çaba göstermek olduğunu ve tüm bunları Suudi Arabistan Krallığı’ndaki kardeşleriyle koordinasyon içinde yürüttüğünü teyit eder" denildi. Açıklamada, "Koalisyon Güçleri Askeri Sözcüsü tarafından Mukalla Limanı’ndaki askeri operasyona ilişkin yapılan açıklamada yer alan hususlarla ilgili olarak; BAE Dışişleri Bakanlığı, Yemen çatışmasını körüklediğine dair iddiaları tamamen reddettiğini ve söz konusu açıklamanın Koalisyon üyesi ülkelere danışılmadan yapıldığını vurgular. Bakanlık, söz konusu sevkiyatın herhangi bir silah içermediğini ve indirilen araçların herhangi bir tarafın kullanımı için değil, Yemen’de görev yapan BAE kuvvetlerinin kullanımı için gönderildiğini teyit eder. Bu konudaki iddiaların sevkiyatın gerçek mahiyetini veya amacını yansıtmadığını belirten Bakanlık; bu araçlar hakkında BAE ile Suudi Arabistanlı kardeşler arasında üst düzey koordinasyon sağlandığını ve araçların limandan çıkarılmaması konusunda mutabık kalındığını, ancak BAE’nin Mukalla Limanı’ndaki bu araçların hedef alınmasıyla şaşkınlığa uğradığını ifade eder" ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, "Dışişleri Bakanlığı, BAE’nin Yemen’deki varlığının, meşruiyetin yeniden tesisi ve terörle mücadele amacıyla, Yemen Cumhuriyeti’nin egemenliğine tam saygı ilkesine bağlı kalarak, meşru Yemen hükümetinin daveti üzerine ve kardeş Suudi Arabistan Krallığı liderliğindeki Arap Koalisyonu bünyesinde gerçekleştiğini vurgular. BAE’nin Koalisyon operasyonlarının başlangıcından bu yana büyük fedakarlıklar yaptığını ve kardeş Yemen halkını her aşamada desteklediğini hatırlatır. Bakanlık; El Kaide, Husiler ve Müslüman Kardeşler de dahil olmak üzere terör gruplarıyla bağlantılı tehditlerin ve mevcut güvenlik zorluklarının dikkate alınması gereken bir dönemde, bu gelişmelerin, sürecin yönetimi ve yansımaları hakkında meşru sorular doğurduğunu belirtir. Bu durumun, terör ve aşırıcılıkla mücadeleye yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde en yüksek düzeyde koordinasyon, itidal ve sağduyu gerektirdiğini ifade eder. Dışişleri Bakanlığı, son gelişmelerle ilgili sürecin; güvenlik ve istikrarı koruyacak, ortak çıkarları muhafaza edecek, siyasi çözüm yolunu destekleyecek ve Yemen’deki krizi sona erdirecek şekilde, sorumluluk bilinciyle, gerilimi önleyecek bir anlayışla ve güvenilir gerçekler ile ilgili taraflar arasındaki mevcut koordinasyon temelinde yürütülmesi gerektiğini teyit eder" denildi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan: "Yerli ve milli yazılım sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda hepimiz için bir bağımsızlık meselesidir"
11 Aralık 2025 Perşembe - 13:07 Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan: "Yerli ve milli yazılım sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda hepimiz için bir bağımsızlık meselesidir" Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, "Yerli ve milli yazılım ekosistemlerinin güçlendirilmesi bizim için temel hedef. Bu sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda hepimiz için bir bağımsızlık meselesidir diyoruz" dedi. Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Konferans Salonu’nda "Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi" düzenlendi. Programda konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, zamanın artık yazılımı sanayiye entegre etme zamanı olduğunu aktararak, "Zirvenin bu yılki konusu olan yazılımın sanayileşmesi konusu ise ülkemizin kalkınmasındaki en itici güçlerden biri haline gelen yazılımın önemini bir kez daha en güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Bugün adeta yazılım eşittir her şey. Sabah uyandığımızda çalan alarm da yazılım, telefonumuza gelen mesaj da yazılım, belli bir düzene göre yanıp sönen trafik lambaları da, bankada sıra aldığımız sistem de, markette çalışan kasanın fiyatları okuması, navigasyonun bizi adım adım yönlendirmesi, hatta evdeki kombinin suyu ısıtıp belirli bir sıcaklıkta sabit tutması bile yazılım" diye konuştu. Yazılımın endüstrileşmesinin önemine değinen Sayan, "Daha hızlı, daha güvenli, daha ucuz ve daha sürdürülebilir hale geldi. Bu dönüşüm neden önemli diye düşündüğümüzde; artık bankalara, ulaşıma, sağlığa kadar hayatımızın her kritik alanı yazılımla yönetiliyor. Yazılım ne kadar endüstrileşirse biz o kadar güvenilir bir dijital dünyaya doğru koşuyoruz" dedi. "Yerli ve milli yazılımın ekosistemlerinin güçlendirilmesi bizim için temel hedef" Yerli ve milli yazılım ekosistemlerinin güçlendirilmesinin temel hedefleri olduğunu aktaran Sayan, "Dünyada en hızlı büyüyen ilk 20 yazılım pazarının 12’sinin orta gelirli ülkelerden oluşması, bu ülkelerin yazılım ve bilgi teknolojilerine ağırlık verdikçe ne kadar hızlı gelişebildiğini ortaya koyuyor. İşte tam bu nedenle ülkemizin artık geri dönülmez bir yola girdiğini biliyoruz. Yerli ve milli yazılım ekosistemlerinin güçlendirilmesi bizim için temel hedef. Bu sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda hepimiz için bir bağımsızlık meselesidir diyoruz" ifadelerine yer verdi. "Kullanıcısı olduğumuz birçok ürünün ve hizmetin artık üreticisi haline geldik" TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez ise, çok hızlı gelişen bir çağda bulunulduğunu belirterek, "Ayak uydurmak kolay değil, rekabet çok fazla. Türkiye’de son 15-20 yılda yaşanan Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında yaptığımız, sadece kullanıcısı olduğumuz birçok ürünün ve hizmetin artık üreticisi haline geldik. Sadece kendi ihtiyaçlarımız için değil, yurt dışına da ihraç edebilir hale geldik. Bunlar sevindirici. Böyle bir kabiliyetimiz ve kapasitemiz var. Bu gücü iyi planlamak gerekiyor. Stratejimizi iyi belirlemek gerekiyor. 2022 yılında Yapay Zeka Strateji Belgesi, Cumhurbaşkanlığı tarafından çıkartıldığında da bu konulara değinilmişti. Orada da 5 tematik konu belirlenmişti. Birisi eğitim, sağlık, dijital finans teknolojileri, tarım, enerji ve sürdürülebilir hukuk gibi bir 5-6 başlık belirlenmişti. Bu alanlarda rekabeti zorlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu işin tabii ham maddesi aslında veri. Güvenilir veriye ihtiyacımız var. Yaklaşık 90 milyon insanın yaşadığı, özellikle sağlık alanında e-Nabız bence dünyadaki birçok uygulamanın ilerisi bir seviyede. Sağlık verilerini tabii kişisellikten kurtararak, kişisel verilerin korunması kanunu var. Onu da kurtararak, anonimleştirerek başka bir ifadeyle bu teknolojiyi geliştiren, yazılımı yapan firmalara bu bilgileri kontrollü bir şekilde açmamız gerekiyor. O açıdan orada güçlü bir altyapımız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. "Ankara sanayisi ‘yerli ve milli dijital yolculuğunu’ kararlılıkla sürdürüyor" Ankara’nın yalnızca bürokrasi şehri olmadığını aktaran Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da, "Ankara, savunma sanayiinin, yüksek teknolojinin, yazılım girişimlerinin, teknoparkların, Ar-Ge merkezlerinin yoğunlaştığı bir merkez haline geliyor. Bugün Ankara Sanayi Odası öncülüğünde ikinci defa düzenlenen bu zirve, bize şunu gösteriyor: Ankara sanayisi ‘yerli ve milli dijital yolculuğunu’ kararlılıkla sürdürüyor. Türkiye ekonomisinde GSYH’nin yaklaşık yüzde 55’ini oluşturan hizmetler sektörü içinde yazılım ve bilişim giderek daha güçlü bir konuma geliyor. Sektör, 2025 yılı için ihracat hedefini 15 milyar dolara çıkarmış durumda. Hizmet İhracatçıları Birliği’nin strateji planına göre telekomünikasyon alanında 2 buçuk milyar dolar, yazılımda 2 milyar dolar, oyun sektöründe 5 milyar dolar, finansal teknolojilerde 2 buçuk milyar dolar ve savunma sanayiinde de yılda 2 buçuk milyar dolar ihracat hedefleniyor. Bu büyüme istihdama da yansıyor" ifadelerini kulandı. "2 milyon 750 bini aşan kullanıcı sayısıyla BTK Akademi bir bilgi üssü haline geldi" BTK olarak yerli çözümlerle 7 gün 24 saat görev başında olduklarını dile getiren Karagözoğlu, bu süreçte yapay zeka uygulamalarını kullandıklarını belirtti. Karagözoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yazılımın sanayileşmesi demek, yalnızca kod satırı demek değil. Bu ekosistemin asıl bileşeni, gençlerimiz ve nitelikli insan kaynağımız. Türkiye’de de genç nüfusumuzla birlikte önemli bir potansiyel taşıyoruz. Biz BTK olarak, BTK Akademi üzerinden gençlerimizi yazılım, yapay zeka, siber güvenlik gibi alanlarda destekliyoruz. Atölyeler, sertifika programları, yarışmalar, hackathonlar, datathonlar ile yazılım kültürünü bir hobi değil, bir meslek, bir gelecek vizyonu haline getirmeye çalışıyoruz. Bugün 2 milyon 750 bini aşan kullanıcı sayısıyla BTK Akademi, bir bilgi üssü haline geldi. Böylece BTK Akademi, gençlerimizin dijital dünyaya hazırlanması için güçlü bir platform oluşturuyor. Gençlerimiz burada siber güvenlik, yapay zeka, veri bilimi ve yazılım alanlarında eğitim alıyor. Her bir kursu, her bir sertifikayı Türkiye’nin dijital geleceğine eklenen bir tuğla olarak görüyoruz. Çünkü biliyoruz ki teknoloji ancak bilinçli ellerde milli bir değere dönüşür" diye konuştu. Programa Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez, ASO Başkanı Seyit Ardıç, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu katıldı.
MHP "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu
11 Aralık 2025 Perşembe - 12:04 MHP "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin komisyon raporunu TBMM Başkanlığı’na sundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu raporunu partisinin adına TBMM Başkanlığı’na sundu. Yıldız, raporu sunmadan önce basın mensuplarının sorularını cevapladı. Raporun 120 sayfadan oluştuğunu belirten Yıldız, "Daha çok siyasal değerlendirme sonunda hukuken yapılacak şeyler var. Hukuken yapılacak şeyler şarta bağlı. Örgütün tamamen dağıtılması, silahların teslimi, bu hususun da güvenlik güçleri tarafından tespit edilmesine bağlı. Örgüt üyeleri önce de açıklandığı gibi TCK’nın 221. maddesi belli. Suça karışmamış olanların teslim olmaları halinde ceza görmeyecekleri ancak herhangi bir cezaya muhatap olmama manasında değil bu, tamamen beraat şeklinde anlaşılmaması lazım, denetimli serbestliğe de tabi olacaklar" dedi. "İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak" Rapor konusunda bir araya gelip komisyon olarak ortak bir karar vereceklerini söyleyen Yıldız, "Herkesin raporu birbirine benzemeyebilir. Bizim düzenlememiz başka. Komisyondaki tüm partiler mutlaka raporu ortaklaştıracağız. CHP, AK Parti, DEM ve diğer partiler, hatta grubu olmayan, rapor hazırlayan arkadaşların da görüşlerinden faydalanacağız. Ortak rapor çıkacak ancak dediğim gibi kanuni düzenleme için örgütün tüm kuruluşlarıyla birlikte -PYD de dahil buna tabi- dağıtılması, bunun da devletin yetkili organları tarafından ilan edilmesi. Bu kimdir mesela; MİT, TSK’dır, emniyet birimleridir. Bu birimler açıkladıktan sonra kanun yapmak kolay. İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak. Ceza indirimini af şeklinde anlamayın. Zaten bizim infaz kanunumuz yeni baştan ele alınmalıdır. Yamalı bohçaya dönmüştür. İnfaz kanunu, anayasa, siyasi partiler kanununun ele alınıp yazılması lazım" şeklinde konuştu.
Uzmanından uyar: "Erteleme özgüveninizi tüketiyor, 5 dakika kuralıyla döngüyü kırın"
11 Aralık 2025 Perşembe - 11:10 Uzmanından uyar: "Erteleme özgüveninizi tüketiyor, 5 dakika kuralıyla döngüyü kırın" Güven Çayyolu Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Hilal Savaş, erteleme sebebiyle ortaya çıkan sorunlara dair uyarılarda bulunarak 5 dakika kuralıyla döngünün kırılacağını açıkladı. Uzman Klinik Psikolog Hilal Savaş, zamanla gelişen yetersizlik, uykusuzluk, yorgunluk ve motivasyon kaybının sebebinin ‘ertelemek’ olduğu ile ilgili uyarılarda bulundu. Savaş, ertelemenin yalnızca zamanı değil, özgüveni de tüketebildiğini belirterek; stres, kaygı ve mükemmeliyetçilikle bağlantılı bu alışkanlığın, küçük adımlar ve ‘5 dakika kuralı’ ile değiştirilebileceğini, kronikleşen durumlarda ise profesyonel destek alınmasının önem taşıdığını vurguladı. Uzman Klinik Psikolog Savaş, herkesin zaman zaman sorumluluk alması gereken konularda erteleme davranışına başvurduğunu ifade etti. "Psikolojide erteleme, kaçınma davranışı olarak görülür" Hilal Savaş, aynı zamanda şu ifadelere yer verdi: "Psikolojide erteleme, aslında bir tür kaçınma davranışı olarak görülür. Zor, sıkıcı ya da kaygı uyandıran bir işe başlamak yerine başka bir şeyle meşgul oluruz. O anda kendimizi daha rahat hissetsek de bu durum beynimizde kısa süreli ödül sistemini harekete geçirir. Sonuç olarak iş tamamlanmaz, biz de sürekli arka planda ‘yapmam lazım’ düşüncesini taşırız. Bu da zihinsel yükümüzü ve stresimizi artırır." "Mükemmeliyet yerine ‘yeterince iyiyi’ hedeflemek kaygıyı azaltacaktır" Erteledikçe kaygının büyüdüğünü, bu kaygının uyku problemlerine, yorgunluğa ve motivasyon kaybına yol açtığını belirten Savaş, "Ayrıca kişi kendine kızmaya başladığında ‘yetersizlik’ duyguları devreye girer. Yani erteleme sadece zamanı değil, özgüvenimizi de tüketebilir. Çoğunlukla mükemmeliyetçilik, başlama güçlüğü, zamanı yanlış algılama ya da duygulardan kaçma nedeniyle erteleriz. Bir işi kusursuz yapamayacağımızı düşündüğümüzde başlamak zorlaşır. Halbuki mükemmeliyet yerine ‘yeterince iyiyi’ hedeflemek kaygıyı azaltacaktır" diye konuştu. "Erteleme bir zayıflık değil, öğrenilmiş bir davranıştır" Büyük görevleri küçük adımlara bölmek gerektiğini dile getiren Savaş, "5 dakika kuralı dediğimiz yöntemle, sadece birkaç dakika başlamaya niyet etmek bile çoğu zaman devamını getirmemizi sağlayabilir. Gün içinde zaman blokları ayırmak ve küçük ilerlemeleri kutlamak motivasyonu artırabilir ve en önemlisi, ertelemenin tembellik değil; stresle başa çıkmak için geliştirilmiş bir strateji olduğunu fark etmektir. Bu farkındalık, kendimize daha şefkatle yaklaşmamızı sağlayacaktır. Unutmayın; erteleme bir zayıflık değil, öğrenilmiş bir davranıştır. Küçük adımlarla bunu değiştirmek ise oldukça mümkün" dedi. Savaş, erteleme davranışının kronikleşmesi durumunda profesyonel destek alınmasının önemine de dikkati çekti.
Keçiören Belediyesi’nden pazarlara teknolojik denetimler
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:15 Keçiören Belediyesi’nden pazarlara teknolojik denetimler Keçiören Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından pazarlarda sürdürülen yaka kameralı denetim uygulaması, hem vatandaştan hem de esnaftan tam not aldı. Keçiören Belediyesi, denetimlerine devam ediyor. Bu kapsamda ilçe genelindeki pazar yerleri ve işletmelerde uygulanan kamera destekli denetim; şeffaflık, güven ve etkin kontrol sağlandı. Zabıta ekipleri sahada gerçekleştirdikleri tüm işlemleri anlık olarak kayıt altına alırken, denetim süreçleri hem personel hem de vatandaş için daha güvenilir hale geliyor. Şeffaflık ve güvenliği artırıyor Uygulamanın devreye alınmasından bu yana denetim süreçlerinde önemli bir kolaylık sağlanırken, ses ve görüntü kaydı alan yaka kameraları özellikle esnaf, zabıta ve vatandaş ilişkilerinde objektifliği artırıyor. Uygulama; semt pazarlarında, marketlerde, fırınlarda ve çeşitli işletmelerde yapılan kontrollerde yaşanabilecek tereddütlerin ve anlaşmazlıkların hızlıca çözümlenmesine de imkan tanıyor. Zabıta ekipleri, yaka kameralı denetimler kapsamında hijyen şartları, tezgah düzeni, ürün etiketleri, işgaliye kurallarına uyum ve ürün uygunluğu gibi birçok başlıkta kontrol gerçekleştiriyor. "Keçiören zabıtası, huzur ve güven için artık 7/24 kayıtta" Yaka kameralı denetim sisteminin zabıta personeli, vatandaş ve esnaf güvenliği açısından önemine dikkat çeken Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, "Keçiören zabıtası huzur ve güven için artık 7/24 kayıtta. Vatandaşlarımızın pazarda güvenle ve sağlıklı alışveriş yapabilmesi için hayata geçirdiğimiz kameralı sistemle, terazi denetimlerinden sağlıklı ürün satışına kadar tüm kontrolleri titizlikle yapıyor, standartları koruyor, mağduriyetlerin önüne geçiyoruz" ifadelerine yer verdi.
Türkerler Enerji Grubu’ndan Türkiye’nin En Büyük Rüzgâr Yatırımı: Sivas’ta 500 MW YEKA RES 2025 Projesi
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:54 Türkerler Enerji Grubu’ndan Türkiye’nin En Büyük Rüzgâr Yatırımı: Sivas’ta 500 MW YEKA RES 2025 Projesi Türkerler Enerji Grubu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen YEKA RES 2025 yarışmasında Sivas’ta 500 MW kapasiteli rüzgâr enerjisi sahasının ihalesini kazanarak, Türkiye’de tek fazda hayata geçirilecek en büyük rüzgâr enerjisi projesine imza atıyor. Tam kapasite devreye girdiğinde yılda 1,75 TWh temiz elektrik üretmesi beklenen proje, yaklaşık 650 bin hanenin yıllık enerji tüketimine karşılık geliyor. Böylece, Türkiye elektrik şebekesi dikkate alındığında yılda 1,1 milyon tonun üzerinde CO emisyonunun önlenmesi hedefleniyor. Türkerler Enerji Grubu CEO’su Ali Kındap, yatırımın Türkiye’nin enerji dönüşümünde kritik bir aşama olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Bu büyük rüzgâr yatırımıyla Türkiye’nin düşük karbonlu büyüme sürecine önemli bir katkı sağlıyoruz. Rüzgârın doğal gücünü rekabetçi maliyetlerle elektrik üretimine dönüştürerek enerji arz güvenliğine, dışa bağımlılığın azalmasına ve iklim hedeflerine destek veriyoruz." Kındap, YEKA RES 2025 Sivas projesinin Türkiye’de tek fazda gerçekleştirilen en büyük rüzgâr yatırımı olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: "Küresel rekabette karbon yoğun üretim giderek dezavantaj oluşturuyor. Türkiye’nin güçlü konumunu sürdürebilmesi, yenilenebilir enerji kapasitesini hızla artırmasına bağlı. Sivas YEKA RES 2025 ile hem 2053 net sıfır vizyonuna destek sunuyor hem de sanayimize sürdürülebilir ve öngörülebilir maliyetli enerji sağlıyoruz." Proje kapsamında, yılda 1,1 milyon tonun üzerinde CO salımının önlenmesi, 650 bin haneye denk temiz enerjinin şebekeye aktarılması, Bölge ekonomisine yüzlerce kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam sağlanması, Yerel tedarikçiler için yeni iş fırsatları oluşturulması hedefleniyor. Projede, en yüksek verim ve çevresel standartları önceleyen ileri rüzgâr türbini teknolojileri kullanılacak; çevresel ve sosyal etki yönetimi ise ulusal mevzuat ile uluslararası en iyi uygulamalar doğrultusunda yürütülecek.
Ankara’da zorunlu kış lastiği denetimi
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:50 Ankara’da zorunlu kış lastiği denetimi Ankara’nın Akyurt ilçesinde trafik polislerinin zorunlu kış lastiği denetimi uygulaması başladı. Ekipler, kamyonetleri ve tırları çevirerek kış lastiği, ehliyet ve kimlik kontrolü yaptı. Akyurt ilçesinde kış lastiği zorunluluğu kapsamında trafik ekipleri tarafından denetimler gerçekleştiriliyor. İlçe giriş ve çıkış noktalarında uygulama yapan polis ekipleri, tırlarda ve kamyonetlerde kış lastiği kullanımını kontrol etti. Denetimlerde sürücülerin lastik diş derinlikleri ölçülürken, kış lastiği bulunmayan araçlara ilgili mevzuat gereği idari para cezası uygulandı. Kış lastiği denetiminin yanı sıra kimlik ve ehliyet kontrolü de yapıldı. Ekipler ayrıca sürücülere güvenli sürüş, doğru lastik kullanımı ve kış şartlarına hazırlık konusunda bilgilendirme yaptı. Trafik ekipleri, olumsuz hava şartlarının etkisini artırdığı kış aylarında kazaların önüne geçmek için denetimlerin ilçe ve il genelinde aralıksız devam edeceğini belirtti. Ekipler, kış lastiğinin bir zorunluluk değil mecburiyet olduğunu da belirtti. "Şartlara uyulması gerekiyor" Murat Şekerci adlı sürücü, kış lastiği denetiminin gerekli bir uygulama olduğunu belirterek, "Güzel bir uygulama. Kış sezonu geldi ve şartlara uyulması gerekiyor. Kış lastiklerim sıfır. Trafik polislerimize başarılar diliyorum. Denetimler İç Anadolu Bölgesi’nde yeterli. Kış lastiklerinin takılması lazım. Bu denetimler bize de faydalı" diye konuştu. "Cezaları yeterli bulmuyoruz" Trafik cezalarının yeteri kadar caydırıcı olmadığını, cezaların artırılması gerektiğini ifade eden Ahmet Çaptuk ise, "Cezaları yeterli bulmuyoruz ve bu yüzden kazalar oluyor. Denetimler artırılsın" dedi. "Denetimlerden memnunuz" Zorunlu kış lastiği denetimi uygulamasının kazaları önlemek için önemli bir olduğunu söyleyen Yunus Belin, "Denetimlerden memnunuz. Bu denetimler bizim güvenliğimiz için. Kışa hazırız, lastiklerim sıfır. Denetimler olumlu. Ayrıca kötü yol şartları için de olumlu bir denetim. Kontrollerden gayet memnunuz" ifadelerini kullandı. Denetimde kendisine ceza yazılan vatandaş, denetimlerin olması gerektiğini ve bu durumun asayiş açısından önemli olduğunu vurgulayarak, "Denetimler iyi bir şey. Kırıkkale’den geliyorum. Denetimler benim için olumlu. Her şey bizim sağlığımız için" dedi.
Bakan Bolat ile CHP’li milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı tartışması
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:01 Bakan Bolat ile CHP’li milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı tartışması Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2026 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifleri görüşüldü. Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri arasında akaryakıt kaçakçılığı yapan bir firmaya antrepo verildiği iddiasıyla tartışma yaşandı. Bakan Bolat, CHP milletvekillerinin iddialarına ilişkin, "Belediyelerdeki iddialara cevap verirsiniz. Veli Ağbaba Bey kendinizi bizimle karıştırmayın. Sen kendini bizimle karıştırma. Veli Ağbaba’nın şecerisi de belli, bizim şecerimiz de belli" ifadelerini kullandı. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise kendilerinin ev sahibi olduğunu söyleyerek, kaçakçıya antrepo veren bir bakanın, bakanlık makamında oturamayacağını söyledi. Başarır, Bolat’ı istifaya davet etti. Ağbaba ise kaçakçılık yapan şirketin 2020-2021 döneminde 42 milyar liralık kaçak akaryakıt işi yaptığını ve devletin 18 milyar lira zarara uğradığını belirtti. Ağbaba, ismi geçen şirkete 2023 yılında antrepo verildiğini iddia etti. AK Parti Milletvekli Muhammet Emin Akbaşoğlu ise söz alarak Eski CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ’CHP, iftiralar ve yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz, derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir’ sözlerini hatırlatarak CHP’nin her türlü hırsızlık ve yolsuzluktan arınmasını istedi.