Yerel Haberler
Trabzon
Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem, yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler” 20 Kasım 2024 Çarşamba - 09:34:02 Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen heyelanda 1 kişinin hayatını kaybetmesi, 4 kişinin de yaralanması, “Depremler heyelanı tetikler mi?" sorusunu akıllara getirdi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır" dedi. Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı yaşanan heyelanda 1 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi de yaralandı. Depremlerin heyelanlar üzerinde etkisi olup olmadığı konusunda açıklama yapan Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, Türkiye’nin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır. Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin, daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de 7 ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu. "Rize’deki depreme hiç şaşırmadık" Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesine açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar. Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var. Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil. İnsanlık olarak zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz, hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir. Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır. 6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu. Depremler heyelanları tetikler mi? Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması, eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu. Neler yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın, daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri, hatta tüm bölgeyi kapsayacak şekilde yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip, imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerini kullandı. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre dördüncü derece deprem bölgesinde yer alan Rize’de 15 Ekim’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Rize tarihinde ilk defa büyüklüğü 4’ü aşan bir deprem yaşandığı belirtilirken, Rize’ye en yakın büyük deprem 1892’de Artvin’de büyüklüğü bilinmeyen ancak 6 büyüklüğünde olduğu tahmin edilen deprem ve 1906 yılında Erzurum’un Toprakkale-Oltu bölgesinde yaşanan 6 büyüklüğündeki deprem olarak biliniyor.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 09:18 Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler” Geçtiğimiz günlerde Rize’nin Hemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen ve 1 kişinin ölümü 4 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan heyelanın ardından acaba “Depremler heyelanı tetikler mi? sorusuna Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü, Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğreti Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın açıklık getirdi. Akın, depremlerin heyelanları tetikleyeceğine dikkat çekerek “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” dedi. "Ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesi" Ülkemizin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken Akın, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır. Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de yedi ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu. "Rize’deki depreme hiç şaşırmadık" Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesini açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar. Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var. Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil insanlık zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir. Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır. 6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl, Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu. Depremler heyelanları tetikler mi? Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. Altı Şubat depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu. "Neler yapılmalı?" Konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri hatta tüm bölgeyi kapsayacak yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerine yer verdi.
19 Kasım 2024 Salı - 18:19 Avrasya Üniversitesi, İran heyetini ağırladı İran İslam Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Naser Mohebati, Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ve beraberindeki heyet, Avrasya Üniversitesi’ni ziyaret ederek Mütevelli Heyet Başkan Ömer Yıldız, Rektör Vekili Prof. Dr. Yavuz Özoran ve Genel Sekreter Gülay Yeniçeri ile görüştü. Başkonsolos Naser Mohebati, ziyarette yaptığı konuşmada, “Bölgenin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Avrasya Üniversitesi’ni de ziyaret ediyoruz. Sizlerle tanışmaları çok önemli, gelecekte yapılabilecek işbirliğinin ilk adımını atmış oluyoruz. Önümüzdeki ay Tahran’da yapılacak önemli bir ticaret zirvemiz var, bu vesile ile sizleri de o zirveye davet ediyoruz" dedi. Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ise ziyarette Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu vurgu yaptı. Garossi, "Ülkemizde çeşitli serbest bölgeler var. Maku İran ile Türkiye’nin sınırında çok önemli bir merkez. Maku’nun en önemli özelliği ise ticaretle bilimsel çalışmaların aynı anda yürütüldüğü bir yer olmasıdır. Çalışmalarımız arasında üniversitelerarası araştırmalar konulu bir başlığımızda bulunuyor. Türkiye’deki TÜBİTAK gibi değerlendirebilirsiniz. Bizde de bilimsel çalışmaları destekleyen bir kurumuz. Bu anlamda Avrasya Üniversitesi ile yapacağımız işbirliği çok önemli" şeklinde konuştu. Yıldız: “İşbirliğine hazırız” Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız da, Başkonsolos Naser Mohebati ve İran’dan gelen Maku Serbest Bölgesi heyetini ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, iki dost komşu ülkenin kurumları olarak işbirliğine hazır olduklarını ifade etti. Yıldız, ”Avrasya Üniversitesi 2010 yılında kurulan şimdiye kadar 13 binden fazla mezun veren bölgenin tek vakıf üniversitesidir. Üniversitemizde İranlı akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz bulunmaktadır. Hedeflerimiz arasında uluslararasılaşma ilk sırayı almaktadır. Uluslararası öğrenciler gerek küresel eğitim diplomasisinin bir parçası olarak gerekse üniversitedeki çok kültürlü akademik, sosyal hayatın parçası olarak yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda dost ülkemiz İran’dan üniversitemize öğrencilerin gelmesi içinde çalışmalarımıza hız vermek istiyoruz. Gerçekleşen ziyaretin önemi çok büyüktür. Misafirlerimize tekrar şehrimize, üniversitemize hoş geldiniz diyor, ziyaretleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
19 Kasım 2024 Salı - 16:45 Minikler atıkları geri dönüştürüp elbise hazırladılar, defile ile emeklerini gösterdiler Trabzon Atık Dünyası Çocuk Defilesi’ne ev sahipliği yaptı. İlkokul öğrencilerinin atık malzemelerden hazırlanan elbiselerle yaptığı defile, ayakta alkışlandı. Kirlilik ve iklim krizine dikkat çekmek amacıyla Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu öğrencilerinin yer aldığı Atık Dünyası Çocuk Defilesi, belediyeye ait Çok Amaçlı Salonunda yapıldı. Defilede atıklardan ve geri dönüştürülebilen malzemelerden hazırlanmış 34 kıyafet sergilendi. Defileye Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale, CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz, Ortahisar Belediyesi Başkan Yardımcıları Mustafa Özer İskender ve Alpaslan Özdemir, birim müdürleri, Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu Müdürü Abdulkadir Uzun, öğretmenler, öğrenci velileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Defilenin açılış konuşmasını yapan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, bu tür etkinliklerin çevre bilincine ciddi katkı sağlayacağını söyledi. “Bütün kirliliklerin, kötü manzaraların kaynağı biziz, yani bilinçli olmayan insanoğlu” diyen Başkan Kaya, “Bu anlamda bir bilincin, bir farkındalığın oluşmasına katkı veren bu etkinliği çok değerli buluyorum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Dünyanın kaynakları kısıtlı, özellikle temiz su, gıda ve sürdürülebilir enerji kaynakları konusunda bugüne kadarki en kötüye gidiş sürecini, tersine çevirmek zorundayız. Bunu sadece bilim insanları ya da teknik insanların değil aslında bütün insanların yapması gerekiyor. Şu anda insanoğlu doğayla bir savaş halinde. Bu savaşı eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek. Bu meseleye bilinçle bakmamız lazım. Mesela bazen sakın çiğneriz ve o sakızı yere atarız, kuşlar yere atılan o sakızları yiyecek zannediyor, ağzına alıyor, yutmaya çalışırken ölüyor. Küçücük bir kuş ölüyor. Kendi yaşam hakkımıza duyulmasını istediğimiz saygıyı börtünün böceğin, karıncanın yaşamına da duymayı öğrenmek zorundayız” dedi. "Son zamanlarda Trabzon’da ve Türkiye’de görmediğimiz şeyleri, son 15 yıl görmeye başladık" Başkan Kaya’nın konuşan Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak ise kamu kurumlarının çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalarını artırması gerektiğini belirterek, “Son zamanlarda Trabzon’da ve Türkiye’de görmediğimiz şeyleri, son 15 yıl görmeye başladık. Benim yaşım 45. Ben Antalya’da, Zonguldak’ta ve herhangi farklı bir ilimizde hiç hortum görmezdim. Bir bilim adamı dedi ki; ‘Bundan on yıl sonra Türkiye’de bu iklim değişikliğinin sonuçlarını hepimiz yaşayacağız.’ Şu an bölgemizde iklim değişikliğinin en felaket sonuçları yaşanıyor. Yani heyelanlar, seller, büyük afetler yaşıyoruz. Bu noktadan ötürü bu tür çalışmalara çok değer veriyorum. Çevre kirliliği insanlar için çok önemli ve sürekli akılda kalması gereken bir konu. Buna göre yaşamalı, buna göre üretmeli ve tüketmeliyiz. Bölgemiz turizm bölgesi ve insanlar da çevreci kentlerde yaşamak istiyor, bizim bu güzellikleri de artırmamız lazım bu anlamda öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin bu defilesini çok önemsiyorum. Ayrıca Ortahisar Belediyemiz bünyesinde kurulan Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Müdürlüğümüzü de tebrik ediyorum. Belediyelerimizin, kamu yönetimlerinin bundan sonra yapması gereken ilk iş, çevre kirliliğini engellemeye yönelik adımları artırmak olmalıdır” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu 4. sınıf öğrencilerinden oluşan 34 çocuk, atık malzemelerden üretilen kıyafetleri sergiledi ve çevre kirliliğiyle ilgili anlamlı mesajlar verdi. Davetliler, öğrencileri defile sırasında ayakta alkışladı. Defilenin sonunda Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale ve Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya tarafından çocuklara madalya takıldı.
Thomas Meunier, Trabzon’da
06 Şubat 2024 Salı - 20:08 Thomas Meunier, Trabzon’da Trabzonspor, Almanya’nın Bundesliga ekiplerinden Borussia Dortmund forması giyen savunma oyuncusu Thomas Meunier’e Trabzon’a getirdi. Trabzonspor, ara transfer çalışmaları kapsamında prensip anlaşmasına vardığı Thomas Meunier’i saat 19.30 sıralarında Trabzon’a getirdi. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Thomas Meunier, havaalanına gelen taraftarlara teşekkür etti. Trabzonspor ile yaptıkları görüşmelerin hep olumlu geçtiğini belirten Meunier, "Buraya gelmeden öncede hocamızla da videolu bir görüşme yaptık. Orada duyduğum kelimeler, hocamızın bana ifadesi ve kulübün projesi beni çok mutlu etti. Projeleri duyduktan sonra çok fazla düşünmeme gerek kalmadı. Daha önce Denswil ile aynı takımda oynamıştık onunla da görüşmelerim oldu. Daha önce Süper Lig maçlarını takip etme fırsatım olmuştu. Takımın iyi bir gruptan oluştuğunun bilincindeyim. Takımımız zirve mücadelesi veren, iki yıl öncede şampiyonluğu kazanmış bir takım. İstanbul takımlarına karşı zirve mücadelesi veren bir takım ve bende burada buna önemli bir şekilde destek vermeye çalışacağım" ifadelerini kullandı. Önemli bir kariyerden sonra Türkiye’yi ve Trabzonspor’u tercih etmesiyle ilgili olarak ise Meunier, "Takımımızın aradığı profil olarak ve takıma liderlik edebilecek, tecrübelerimi genç oyunculara aktarabilecek birini arıyordu. Bende hocamızla yaptığımız görüşmelerde ve takımımızın projesini duyduktan sonra çok fazla soru işareti kafanızda kalmıyor" dedi. Belçikalı futbolcu, taraftarların sevgi gösterileri arasında kendisini bekleyen araca binerek konuklayacağı otele geçti. Oyuncunun sağlık kontrollerinin ardından resmi sözleşmeye imza atması bekleniyor.
Trabzon’da "6 Şubat: Neler Öğrendik" konulu panel düzenlendi
06 Şubat 2024 Salı - 19:03 Trabzon’da "6 Şubat: Neler Öğrendik" konulu panel düzenlendi Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) "6 Şubat: Neler Öğrendik" konulu panel düzenlendi. KTÜ Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Emniyet Müdürü Murat Esertürk, Sahil Güvenlik Doğu Karadeniz Grup Komutanı Binbaşı Aytaç Bayırlı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Panelin açılışında bir konuşma yapan KTÜ Rektörü Çuvalcı, depremden 11 ilde, 14 milyon kişinin etkilendiğini belirterek, “35 bin bina yıkıldı, 300 bin bina da ağır hasarlı. Maddi yıkımdan önce insan kaybı çok önemli. 53 bin şehidimiz var, az değil. Bizim de 7 öğrencimiz rahmetli oldu, 20 yaşında gençler. Biri hatta Suriyeli, yabancı öğrencimizdi. Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun. Yakınlarına sabırlar diliyorum” dedi. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım ise yaptığı konuşmada, “Binlerce insanın hayatını kaybetmesi, binlercesinin sakat kalması ve bu durumun yıllara yayılacak olan psikolojik, sosyolojik ve ekonomik boyutlu etkisi önümüzdeki dönemde toplumda daha çok hissedilecektir. Bu yıkıcı depremler bizleri devlet ve toplum olarak afetler konusunda her an hazırlıklı olmamız gerçeğiyle bir kez daha yüz yüze getirmiştir” diye konuştu. 11 ilde ağır bir yıkıma, on binlerce can kaybına neden olan depremlerin afet yönetiminin önemini bir kere daha ortaya koyduğunu ifade eden Vali Yıldırım, “Yaşadığımız büyük felaket devlet ve millet olarak büyük bir fedakarlık ortaya koymamıza rağmen doğal afet öncesi ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda hâlâ bazı eksikliklerimiz olduğunu, muhtemel afetler konusunda sürekli bir teyakkuz halinde olmamız gerektiğini bizlere bir kez daha göstermiştir. Deprem ve afet kuşağında bulunan ülkemizde; afet bölgesi için büyük önem taşıyan haberleşme ve ulaşımla ilgili sorunların çözümü, merkezi yönetim ve deprem bölgesindeki yerel yönetimler arasında sağlıklı iletişim, altın saatler olarak bilinen ve depremde zarar gören insanların kurtarılması için yaşamsal önem taşıyan ilk saatlerin sağlıklı değerlendirilmesi, yardım için bölgeye ulaşmaya çalışan profesyonel arama kurtarma faaliyetlerinin koordinesi, bölgedeki öncelikli ihtiyaçların belirlenmesi ve bölgeye nakli, her yerden deprem bölgesine akın eden gönüllüler, iş makineleri ve ekipmanın organizesi, yetkili birimler arasında eşgüdüm ve ekip çalışması tecrübesinin geliştirilmesi gibi çok yönlü çalışmaları içeren afet yönetimi konusunda kendimizi sürekli yenilememiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Bugün Karadeniz Teknik Üniversitemizde düzenlenen ‘6 Şubat: Neler Öğrendik’ paneli genel olarak afetler, özel olarak depremler konusunda çok önemli tespit ve çözüm önerilerini bizlere sunacaktır. Bu tespit ve çözüm önerileri inanıyorum ki bizlere afet yönetimi konusunda rehber olacak, ışık tutacaktır” şeklinde konuştu. “Böyle bir büyük devletlik, bakış açısı, anlayış dünyanın hiçbir yerinde yok” 75 bin evin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımlarıyla temsil edildiğini hatırlatan Vali Yıldırım, “Daha binlercesi yapılacak. Orada dışarıda kalan afetzede olmaksızın bunun sağlayana kadar devam edecek. Herkesin başını sokacak bir yuvası olacak. Böyle bir büyük devletlik, bakış açısı, anlayış dünyanın hiçbir yerinde yok. Varsa hodri meydan demiyorum konuşalım bende öğreneyim. 5 tane büyük depremde bizzat çalıştım. 1999 yılından beri deprem çalışıyorum. Japonlarla birlikte çalıştım. Eğitim aldım, eğitim verdim. Şunu gördük ki dünyada afete uğrayan küçük devletler fazla yardımcı olamıyorlar. Başkalarından yardım bekliyorlar. Büyük devletlerde sigorta sistemi üzerine çalışıyor. Birazcık yardım ederse ediyorlar o dönem geçtikten sonra her biriniz başınızın çaresine bakıyorsunuz. Bizim devletimiz öyle değil. Bu aradaki farkın çok iyi anlaşılması lazım. Nereden bu devlet diyenler var ya söyleyebilirler belki ama devlet burada. Her an yanlarında. Her türlü ihtiyaçlar karşılandı” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Dilek Beyazlı’nın moderatörlüğündeki programda AFAD İl Müdürü Ömer Kıratlı, KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Adanur, KTÜ Mimarlık Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ayhan Karadayı, KTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın ve şehir plancısı Berna Kara tarafından sunum yapıldı.
Deprem bölgesinde fay hattı üzerindeki karayolları ve havalimanlarını inceledi, rapor hazırladı
06 Şubat 2024 Salı - 11:12 Deprem bölgesinde fay hattı üzerindeki karayolları ve havalimanlarını inceledi, rapor hazırladı Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin etkili olduğu illerde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, fay hattı üzerindeki karayolları ve havalimanlarında incelemelerde bulunarak bir rapor hazırladı. Hasarlı binaların yanı sıra fay hattı üzerindeki karayolu ve havaalanlarında inceleme yapan Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, "Depremlerde gündeme sadece binaların gelmesi beni biraz üzüyor. Diğer alt yapılarında deprem bölgelerinde ivedikli olarak tamir görüp hizmete açılması deprem yaralarımızı önemli ölçüde saracaktır” dedi. 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ilde büyük yıkıma neden olurken, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden uzman akademisyenler deprem bölgelerinde incelemelerde bulundu. Fay hattı üzerindeki karayolu ve havalimanlarını incelemelerde bulunarak rapor hazırlayan Prof. Dr. Muhammet Vefa Akpınar, “Deprem bölgelerindeki yapıların gündemde olması bence depremin çok küçük parçası. Yapılar sadece binalardan betonarme, kerpiç, tuğla binalardan değil aynı zamanda ulaşım ağlarından bahsetmek istiyorum. Özellikle bu konuda Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Müdürlüğü’nün çok güzel çalışmaları var. Son yıllarda yaptıkları güzel çalışma var biz de onların bir parçasıyız. Havaalanları, beton kaplamalar, lojistik merkezler, demiryolları için bire bir ölçekli yapılan tek tesisti Türkiye’de ve dünyada sayılı tesislerden birisi kurduk. 2009 yılından beri faaliyetteyiz. Farklı üniversitelerle ama özellikle Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Genel Müdürlüğündeki arkadaşlarımızla ortak çalışmalarımız var. Antakya’daki havaalanımız yaklaşık bir hafta kapalıydı. Burada acil eylem planlaması yapılmış olsaydı bir hafta boyunca ağır yaralılar ivedilikle olarak en yakınındaki tam teşkilatlı hastanelerimize gidebilecekken birçok insanımız kurtulacakken bu havaalanımızda orta kısımlarındaki hasardan dolayı hiçbir uçağımız inemedi. Dolayısıyla depremlerde gündeme sadece binaların gelmesi beni biraz üzüyor. Diğer alt yapılarında deprem bölgelerinde ivedikli olarak tamir görüp hizmete açılması deprem yaralarımızı önemli ölçüde saracaktır. Bizim bu konuda çok güzel çalışmalarımız var özellikle havaalanı kaplamalarında. Havaalanlarında üç saat gibi kısa zamanda bozulan arızalanan yerleri biz trafiğe açabiliyoruz. Antakya’daki deprem bölgesinde yaptığımız çalışmalarda özellikle karayollarımız neredeyse ortadan karpuz gibi yarılmıştı. Antakya’dan Reyhanlı’ya giden ana yolumuz tamamen fay hattına yakın olduğu için bozulmuştu, hizmet dışı kalmıştı. Birçok yaralılar bu hastanelere gidemedi. Ulaşım alt yapılarındaki tasarımlar teknik şartnameler deprem yönetmenliğinden daha ziyade Amerikan teknik şartnamesindeki apaklar, formüller, tablolar kullanılarak yapılmakta. Bu konuda önemli bir eksiklik görmekteyim. Ulaştırmadaki bu yapıların üst yapı alt yapının deprem analizlerine göre yeniden teknik şartnameler vize edilmesi durumunda burada bizim üniversite hocalarına büyük görev düşüyor. Üniversite hocalarımız maalesef bu konuda depreme dayanıklı yolların tasarımı üzerine çok çok az çalışma var. Biz bu çalışmamızı 2009 yılından beri yapıyoruz. O konuda farklı üniversitedeki hocalarımızla iş birliğimiz var. Havaalanları bizim özel ilgi alanlarımız” şeklinde konuştu. “Depremlerden inşallah ders almışızdır; Maalesef Elazığ, Van, Kocaeli buralardan ders aldığımızı düşünmüyorum” Deprem bölgelerindeki bilirkişi heyetlerinin hazırladıkları raporlarda soru işaretleri olduğuna dikkat çeken Akpınar, “Bilirkişilik hususu çok önemli bir konu. Üç farklı zamanda giden bilirkişi heyetlerinin farklı raporları olabiliyor. İlk gelenler genelde ağır hasar verdiklerini sonra gelen orta daha sonra gelenler ise hafif hasarlı rapor verebilmektedir. O konuda da çok ciddi soru işaretimiz var. Neyi referans alaraktan bir binanın ağır hasarlı olduğuna karar vermek önemli bir husus. Biz istiyorum ki, bunlar uygulanabilirliğini kanıtlamış olması lazım. Bu konuda inşaat mühendisleri odalar birliği, üniversiteler, Bakanlığımızın ortak çalışmalarıyla belki de çok hızlı bir binanın hasar durumunu tespit edecek bir yazılım programı olmasında fayda var. Çünkü araziye giden bilirkişilerin tecrübesi kadar rapor değer kazanıyor. Yapıda çok sayıda uzman hocamız da var uzman mühendislerimiz de var. Fakat buradaki abakların formüllerin teknik şartnamenin gerçekte ne kadar ağır hasarı doğru tespit ettiği üzerine ciddi çalışmalar ihtiyaç var diye düşünüyorum. Benim çalıştığım konu ise ulaştırma kısmı bizim çalışmalarımız bire bir. İki tane TÜBİTAK projemizden aldığımız cihazlarla bir yol havaalanı kaplamasınınım deprem yükleri etkisi altında birebir ölçekli simile edip bunda teknik şartnamenin hangi konularda eksiklikler var tespit edip bunları güçlendirme yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Depremlerden inşallah ders almışızdır. Maalesef Elazığ, Van, Kocaeli buralardan ders aldığımızı düşünmüyorum. Almış olsaydık şu an özellikle Antakya, Hatay bölgemizde bu karmaşalık olmayacaktı diye düşünüyorum. Kendi açımdan açıkçası sistematik bir çalışma göremedim. Devletimiz gerçekten güçlü, elinden gelen tüm imkânları seferber etti çok muazzam para harcandı. Çok kısa zamanda yapıldı. Bunların yurt dışında bu kadar hızlı yapılacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
Trabzonspor camiasında hakemlere tepki dinmiyor
06 Şubat 2024 Salı - 11:00 Trabzonspor camiasında hakemlere tepki dinmiyor Ankara Trabzonsporlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği Başkanı Süleyman Adanur, Beşiktaş-Trabzonspor maçının hakemlerine eleştiride bulunarak, "Gördüklerini değil, zihinlerindekini uygulayan bu hakemlerden Türk futbolu bir an önce kurtulmalı" dedi. Trendyol Süper Lig’in 24. haftasında deplasmanda Beşiktaş’a 2-0 mağlup olan Trabzonspor’da, maçın hakemi Arda Kardeşler ile VAR’da görev alan Alper Çetin’e tepkiler sürüyor. Ankara Trabzonsporlu İş İnsanları ve Bürokratları Derneği Başkanı Süleyman Adanur da Beşiktaş - Trabzonspor karılaşmasının ardından açıklamalarda bulundu. Trabzonspor’un son haftalarda bilinçli bir organizasyonla karşı karşıya kaldığını aktaran Adanur, "Sahada gördüklerini değil zihinlerindekini uygulayan bu hakemlerden Türk futbolu bir an önce kurtulmalı. Hakemlerin göz göre göre Trabzonspor’u katletmesinin cezası ömür boyu yeşil sahalardan men olmalı. Hakemler adeta Trabzonspor’u daha da aşağıya çekmek için sahaya çıkmışlar. Kuralları işletmeyen, gördüklerini çalamayan, yalnızca kafasına göre düdük çalan bir hakem oluşumu, yapılan tüm emekleri gasp ediyor" ifadelerini kullandı. "Trabzonspor bu geçiş dönemini güçlü bir şekilde atlatacaktır" TFF yöneticilerine istifa çağrısında bulunan Adanur, "Ekonomik olarak bu kadar harcamanın yapıldığı ligde hakem kararlarının bu kadar tartışılması yatırım yapan kulüpleri de mali yönden çıkmaza sokuyor. Bu hakemlerle Türk futbolunun marka değeri yukarıya değil aşağıya doğru inmeye mahkumdur" şeklinde konuştu. Trabzonspor’un yaşadığı sıkıntılı dönemlerden her zaman çıkmasını bildiğini de belirten Süleyman Adanur, "Trabzonspor bu geçiş dönemini güçlü bir şekilde atlatacaktır. Yapılan hatalardan dersler çıkarılmıştır. Camia olarak zor günler geçiren takımın yanında olarak desteğimizi her zamankinden daha çok vermeliyiz "ifadelerini kullandı.
Başkan Ekim seçim gezilerini sürdürüyor
06 Şubat 2024 Salı - 10:14 Başkan Ekim seçim gezilerini sürdürüyor Akçaabat Belediye Başkanlığı’na yeniden aday gösterilen mevcut Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, seçim çalışmalarına hızlı başladı. Akçaabat Belediye Başkanı olarak görev yaptığı süre içerisinde temel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra sık sık vatandaşlarla, esnafla, genç yaşlı, kadın erkek tüm Akçaabatlılarla bir araya gelen Başkan Ekim, seçim çalışmalarına Akçaabat’ın Akçakale, Mersin ve Darıca mahallelerinden başladı. Akçakale, Mersin ve Darıca Mahallelerinde yediden yetmişe mahalle sakinleriyle bir arada gelen Başkan Ekim’e AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, AK Parti Trabzon İl Başkanı Sezgin Mumcu, AK Parti Akçaabat İlçe Başkanı Muhammet Ali Yılmaz ve AK Parti Akçaabat İlçe Teşkilatı eşlik etti. Adaylığının açıklandığı günün ertesi gününde mahalle ziyaretlerine kaldığı yerden devam eden Başkan Ekim’i gittiği her yerde büyük bir kalabalık karşıladı. Mahalle ziyaretlerinde vatandaşlarla Hasbihal eden Başkan Ekim, “Biz, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açtığı yoldan azim ve gururla yürümeye gayret ediyoruz. Kutlu davamıza da Akçaabat’ımıza da gönül verdik; gönül belediyeciliğini halkımızla buluşturduk. Biz, belediyeciliği 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanımız, Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’dan öğrendik. Bu minvalde geride bıraktığımız 5 yılda, şehrinizin gelişimine tüm hemşehrilerimiz tanıklık etti. Alt yapıdan üst yapıya, kültürden sanata, spordan turizme, ulaşımdan tarıma ve eğitime kadar bir çok alanda Akçaabat’ımıza mega projeler kazandırdık; kazandırmaya da devam edeceğiz. Şehrimizin en ücra köşesine dahi hizmet götürmeye, çalınmadık kapı bırakmamaya hemşehrilerimize söz verdik. Görev sürem boyunca verdiğim sözleri bir bir yerine getirme çabası içerisinde oldum. Kıymetli hemşehrilerim, önümüzde 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Yerel Seçimleri var. Bu seçimlerde sizlerin teveccühü ile yeniden ‘Bismillah’ diyeceğiz. Tüm işlerimizi tamamlayacağız; daha fazlasını da şehrimize kazandıracağız. Bizim gücümüz halkımız; sevdamız Akçaabat’ımız. Sizlerin sevgisi ve desteğiyle Allah’ın izniyle şehrimiz için hep ileriye daima ileriye” dedi.
Trabzon’da "Tarımsal Üretimin Planlaması" konuşuldu
05 Şubat 2024 Pazartesi - 13:23 Trabzon’da "Tarımsal Üretimin Planlaması" konuşuldu Trabzon Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ev sahipliğinde Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın katıldığı "Tarımsal Üretimin Planlaması" konulu bir toplantı düzenlendi. Tarımsal üretim planlamasının uygulanmasına yönelik “Tarımsal Üretimin Planlanması Yönetmeliği” 14 Eylül 2023’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. Yönetmelik kapsamında bitkisel üretim, hayvansal üretim ve su ürünleri alanlarında üretim planlaması çalışmalarına başlanmasıyla beraber yerelden merkeze bir yaklaşım ile kurgulanan planlama sürecinde illerdeki tarımsal üretimle ilgili tüm paydaşların temsil edildiği il teknik komiteleri kuruldu. Bu sebeple Tarım ve Orman Bakanlığı merkez birimleri ile üretim planlamasının uygulayıcısı olarak görülen taşra teşkilatlarının birlikte hareket etmesinin planlama sürecinin başarısı önemli bir yer kapsıyor. Bu bağlamda Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz’ın katılımıyla Trabzon’da "Tarımsal Üretimin Planlaması" konulu bir toplantı düzenlendi. "Türkiye’nin çölleşme haritalarına göre Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bir su sorunu önümüze çıkacak" Toplantının ardından değerlendirmelerde bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik, "Önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğini ve ihracat odaklı ürünleri de baz alarak bir üretim planlaması yöntemine gideceğiz. Onun için de saha çalışmalarımızı 31 Mart’a kadar bitirip sonrasında da üretim planlamasını tamamen planlamış ve uygulamaya geçirmiş olacağımızı düşünüyoruz. Şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de su sorunu çok önemli. Türkiye’nin çölleşme haritalarına göre Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, bir su sorunu önümüze çıkacak. Onun için o bölgelerde su ile ilgili fazla su tüketmeyen bitkisel üretim ve hayvancılıkla alakalı da fazla su tüketmeyen ırklar ya da küçükbaş hayvanlar ile ilgili projelerimiz var. Bu projeleri 2024 yılında işleme sokacağız ve böylelikle biz de iklim değişikliğine Tarım ve Orman Bakanlığı olarak da hazırlıklı olarak girmeyi düşünüyoruz" dedi. "Hayvanlarda çiçek hastalığı tehdit oluşturmuyor" Artvin’de son dönemde artan hayvanlarda görülen çiçek hastalığının Türkiye’de geneli için bir tehdit oluşturmadığını işaret eden Çelik, "Hayır bir tehdit oluşturmaz. Bakanlığımıza bağlı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’müzdeki arkadaşlarımız sürekli sahadalar. Şap hastalığı ile ilgili söylentiler de daha önce çıkmıştı. Ancak bu yıl Sayın Bakanımızın açıklamasına göre 2024 yılında her yıl iki dönem yapılan şap aşısını üç dönem olarak yapmayı planlıyoruz ve bunun yanında da tabii ki çiçek aşısı sürekli sahada veteriner hekim arkadaşlarımız tarafından uygulanan bir aşıdır. Bunlar münferit olaylardır. Bize zaten bu ihbarlar geldiği anda hemen tedbir alıp gerekli işlemleri yapıyoruz" diye konuştu. Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak görülen Jersey ırkı süt sığırları ile ilgili de çalışmaları olduğunu kaydeden Çelik, "Jersey bizim için çok önemli. Karadeniz Bölgesi’nde yapı olarak küçük olmasından ve fındık bahçelerinde yayılmasından dolayı, biz Trabzon’un da içinde bulunduğu 8 ilde cinsiyeti belirlenmiş spermayı ücretsiz olarak veriyoruz etki projesi kapsamında. Yine proje ile Jersey ırkının daha verimli hale gelmesi için ve cinsiyeti belirlenmiş spermaya da devam edeceğiz ve bakanlık olarak da destekleyeceğiz. Buradaki dişi Jersey sayısını gün geçtikçe artırıyoruz yani saf ırkı artırıyoruz ki böyle olunca da buradaki meşhur olan Trabzon tereyağının çok daha kaliteli olacağını düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Karadeniz Somonu da gerçekten bizim için çok önemli" Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz ise "Türkiye’de su ürünleri bölgesel ve iller bazında çok dinamik bir yapıya sahip. 2000 yılından bu zamana kadar baktığımızda yüzde 750 büyüyen, aynı zamanda ihracatta da yüzde 850 büyüyen bir sektör. 110 ülkeye su ürünlerini ihraç ediyoruz. Kendisini teknolojik olarak ve gıda sağlığı anlamında sürekli yenileyebilen bir sektör. Karadeniz bizim için çok önemli bir lokasyon. Karadeniz’deki hamsinin yüzde 90’nını Türkiye alıyor. Bu bizim için hem stratejik hem de ekonomik bir ürün. Karadeniz Somonu da gerçekten bizim için çok önemli. Şu anda Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz Bölgesi arasında 2026 yılına kadar 300 bin ton civarında bir üretim potansiyelimiz söz konusu. Şu an 75-80 bin ton civarlarında üretim yapıyoruz. Bu ürünümüzü yurt dışına da ihraç ediyoruz. Karadeniz Somonu bir marka değeridir, gelecekte de bu devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Trabzonspor kazanmayı unuttu
05 Şubat 2024 Pazartesi - 12:29 Trabzonspor kazanmayı unuttu Trendyol Süper Lig’de deplasmanda Beşiktaş’a 2-0 mağlup olan Trabzonspor, kazanmayı unuttu. Bordo-mavililer, en son üst üste 4 mağlubiyeti 2015 yılanda yaşamıştı. Sezona büyük umutlarla başlamasına rağmen aradığı istikrarı bir türlü yakalayamayan Trabzonspor, 9 yıl sonra benzer bir tablo ile karşı karşıya kaldı. Lig’de 5 maçtır kazanamayan son 4 maçtır da mağlubiyet alan Karadeniz ekibi, en son 2015 yılında üst üste 4 mağlubiyet almıştı. Bordo-mavililer, söz konusu dönemin ardından bu yıl benzer tabloyu yaşıyor. İlk yarıda 11 maçta 24 puan Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, deplasmanda oynanan Adana Demirspor maçı sonrası yolların ayrıldığı Nenad Bjileca’nın ardından takımın başına geçmişti. İlk yarının bitimine kadar olan bölümde bordo-mavili takım, Avcı yönetiminde oynadığı 11 maçta 7 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak 24 puan toplamıştı. İkinci yarı kazanmayı unuttu Trendyol Süper Ligde ikinci devreye deplasmanda 1-1 berabere kaldığı Antalyaspor müsabakasıyla başlayan Trabzonspor, ardından çıktığı 4 maçı puansız tamamladı. Karadeniz ekibi, Galatasaray’a sahasında 5-1, Çaykur Rizespor’a deplasmanda 1-0, Kasımpaşa’ya evinde 3-2 ve Beşiktaş’a da deplasmanda 2-0 kaybetti. Son 5 maçta 4 mağlubiyet ve 1 beraberlik alan bordo-mavililer, bu süreçten yalnızca 1 puan çıkarabildi. Ligde 4. sıraya geriledi Trabzonspor, deplasman en yakın rakibi Beşiktaş’a 2-0 mağlup olunca üçüncülük koltuğunu ise devraldığı rakibine kaptırdı. Ligin 15. haftasında Beşiktaş’tan üçüncü sırayı devralan bordo-mavili takım, 24. haftada siyah-beyazlı takıma kaybedince 4. sıraya geriledi. Avcı, Trabzonspor’un başında bir ilk yaşadı Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, 3 sezon bulunduğu Karadeniz ekibi başında ilk kez üst üste puan alamadığı dönemi yaşıyor. Avcı, bordo-mavili takım ile 2 Süper Kupa ve 1 şampiyonluk kupası sığdırdığı kariyerinde 4 maç kaybederek bir ilk yaşadı. Avcı, teknik adamlık kariyerinde ise 2010-2011 sezonunda Başakşehir’in başında olduğu dönemde 5 maçlık mağlubiyet serisi elde etmişti.
Gürcistan Başkonsolosundan Trabzon-Tiflis direk uçak seferlerine destek
05 Şubat 2024 Pazartesi - 11:02 Gürcistan Başkonsolosundan Trabzon-Tiflis direk uçak seferlerine destek Gürcistan’ın Trabzon Başkonsolosu Nikoloz İashvili, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nı (TTSO) ziyaret ederek iş birliği konularında görüş alışverişinde bulundu. İashvili, TTSO’nun Tiflis - Trabzon direkt uçak seferleriyle ilgili çalışmalarını takdir ettiğini ve çok olumlu bulduğunu belirterek, “Bu konuda elimizden gelen desteği vermeye hazırız” ifadesini kullandı. Trabzon’da bir süre önce göreve başlayan Gürcistan Başkonsolosu Nikoloz İashvili, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret ederek Başkan Erkut Çelebi, Meclis Başkanı Şadan Eren, meclis başkanlık divanı ve yönetim kurulu üyeleriyle görüştü. TTSO Başkanı Erkut Çelebi, Başkonsolos İashvili’ye yeni görevinde başarılar dileyerek “Gürcistan, Trabzon ticaretinde gerçekten önemli bir yere sahip. Son olarak başlattığımız sağlık turizmi çalışmalarının da en önemli hedef ülkeleri arasında. Bu anlamda Trabzon - Tiflis direkt uçak seferleri koyulması için Gürcistan firmasıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Çok verimli bir hat olacağını düşünüyoruz. Bakü - Trabzon hattı konusunda da çekinceler vardı ancak aylardır çok verimli şekilde çalışıyor ve sefer sayılarını artırmayı düşünüyorlar. Yine İran’dan direkt uçak seferleri konusunda görüşüyoruz. Bu anlamda Trabzon önemli bir destinasyon ve direkt uçuşlarla bölgeler arasındaki turizm de hareketlenebilir. Tiflis - Trabzon direkt uçak seferleriyle Gürcistan’ın Acaristan haricindeki uzak bölgeleriyle de yakın bir ilişki sağlanabilir, sağlık turizmi, turizm ve ticaret konularında birlikte çalışma imkanı artar” dedi. Başkan Çelebi, Sarp Sınır Kapısındaki işleyişin hızlandırılması için alan genişletme çalışmalarıyla ilgili bazı adımların atılacağını da vurgulayarak, “Bu anlamda Gürcistan tarafıyla da koordineli çalışmayı arzuluyoruz. Gerçekten çok yoğun olan Sarp Sınır Kapısındaki işleyişi hızlandırmak için iş birliği şarttır” ifadesini kullandı. Ziyarette ayrıca Başkonsolos İashvili’den, Gürcistan’a giden Türk firmalarına ait tur otobüslerine yazılan trafik cezalarının sebebinin belirtilmemesinden kaynaklanan sorunların giderilmesi ve Batum merkezde tur otobüsleri için yeni park noktaları oluşturulması konusunda destek istendi. Gürcistan Başkonsolosu Nikoloz İashvili, TTSO’nun direkt uçak seferleriyle sağlık turizmi ve ticareti artırma çalışmalarıyla ilgili yaklaşımını çok olumlu bulduğunu ve takdim ettiğini ifade ederek, “Biz de başkonsolosluk olarak Tiflis - Trabzon seferlerinin faydalı olacağını görüyorum ve bu konuda yapılacak çalışmalara her desteği vermeye hazırım. Ayrıca başkonsolos olarak her türlü konuda iş birliği ve diyaloğa da açık olduğunu vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.
Trabzonspor, MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu’nun istifasını istedi
04 Şubat 2024 Pazar - 22:28 Trabzonspor, MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu’nun istifasını istedi Trabzonspor, Trendyol Süper Lig’in 24. haftasında deplasmanda oynadığı ve 2-0 mağlup olduğu Beşiktaş karşılaşması sonrası sert açıklama yaparak MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu’nun istifasını istedi. Bordo-mavili kulüpten yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Beşiktaş ile oynadığımız karşılaşmada belki de bugüne kadar örneğine rastlanmamış hakem rezaletiyle karşı karşıya kaldık. Bu rezaletin arkasında başta MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu ve Tolga Özkalfa olmak üzere orta hakem Arda Kardeşler ile VAR’daki Alper Çetin bulunuyordu. Oyuncumuz Bardhi’ye yapılan penaltıyı veremeyen, pozisyonun hemen ardından yediğimiz golden önce Mendy’nin formasından çekilmesini es geçen bu güruhun; Dolmabahçe’ye adaleti sağlamak için değil takımımızı katletmek için çıktığı aşikardı. Tolga Özkalfa tarafından son derece deneyimsiz hakemlerin atandığı VAR odasında keyif çatılırken, sahada da kuralı kitaba göre değil kafasına göre uygulayan bir art niyetli VAR’dı. Bu çıkmaz sokaktan çıkışın tek yolunun MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu’nun istifası ardından da hakemlik müessesesinin yeniden dizayn edilmesiyle mümkün olacağını bir kez daha vurgulamak istiyoruz." Açıklamada, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye de göndermede bulunan bordo-mavili kulüp, "TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’ye de soruyoruz: Hemen hemen her hafta tekrarlanan Trabzonspor düşmanlığını daha ne kadar arkanızı dönüp seyredeceksiniz?" ifadeleri kullandı.