SAĞLIK
27 Eylül 2024 Cuma - 14:14 “Türkiye, hemofili tedavisinde dünyada ilk 10’da” Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar, "Türkiye, dünyada hemofili hastalarına ücretsiz tedavi sunan 10 ülkeden biri" dedi. 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi İstanbul Üniversitesi rektörlük binasında düzenleniyor. Kongrede Türkiye’den ve dünyadan uzman hekimler, hemofilinin tedavi yöntemlerindeki bilimsel araştırmalar ve yenilikleri çeşitli oturumlar ile ele alıyor. Kongrenin ikinci gününde düzenlenen basın toplantısının açılış konuşmasını Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar yaptı. Toplantıda konuşmacı olarak Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, Hemofili Federasyonu ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Kaan Kavaklı ve Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yeşim Dargaud yer aldı. Türkiye Hemofili Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Zülfikar açılış konuşmasında Türkiye’de hemofili üzerine çalışan 10 klinik araştırma merkezi bulunduğunu söyledi. Ayrıca, Türkiye’nin, yaklaşık 80 bin hemofili hastasına ilaç ve tedaviyi ücretsiz sunan dünyadaki 10 ülkeden biri olduğunu belirtti. Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, İstanbul Üniversitesi Rektörlük binasında düzenlenen toplantıda, dünyada 1 milyondan fazla hemofili hastası bulunduğunu açıkladı. Garrido, "Türkiye’nin hemofiliye olan duyarlılığını 10’un üzerinde klinik araştırma ile gösterdiğini vurguladı" dedi. "Türkiye’de 80 bin bin hemofili hastası var" Prof. Dr. Zülfikar, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Kalıtsal kanama hastalıklarının başında hemofili yer alıyor. Doğuştan başlayan genetik bir bozukluk olan kanamalarla seyreden bir hastalıktır. Vücutta pek çok sistem vardır. Bunlardan bir tanesi de pıhtılaşma sistemidir. Kesi, çarpma veya cerrahi bir müdahale olduğunda vücut oradaki kanayan dokuyu bir süre sonra kapatır. Hemofili hastalarında bunu sağlayan madde veya protein eksik olduğu için kanama durdurulamaz ve orada sızıntı başlar. Dolayısıyla kanamalarla seyreden ve ömür boyu süren bir hastalık olarak bilinir. Hemofili özelinde çalışmalarımız 40 yılı aşkın bir süredir var. Ülkemizde 10 merkez hemofili alanında klinik araştırma yapabilir durumda. Türkiye hemofili hastalarına ilaç ve tedaviyi ücretsiz olarak sağlayan dünyadaki 10 ülkeden bir tanesidir. Türkiye’de hemofili hastalarının dışında taşıyıcıları da eklediğimizde yaklaşık 80 bin olarak adlandırıyoruz. Dünyada ise 1 milyon 200 bin vaka olduğu tahmin ediliyor. Maalesef bunun sadece yarısı kayıtlara geçmiş. Uğraşımız sadece kendi ülkemiz için değil, bu alanda üreteceğimiz ilaçların dünya çapında da karşılığı var. Türkiye sağlık turizmindeki yerini bu alanda da doğru bir şekilde alabilir." "Dünyada 1 milyonun üzerinde hemofili hastasının olduğunu tahmin ediyoruz" 21’inci Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi’ne katılan Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido ise dünya genelinde tanısı konulmuş yaklaşık 340 bin hemofili hastası ve 500 bin tanısı konulmamış hasta bulunduğunu belirtti. Öte yandan, toplamda 1 milyondan fazla hemofili hastası olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Garrido, bu hastalara ulaşma çabası içinde olduklarını ve tedavi alanında son 10 yılda önemli değişiklikler yaşandığını vurguladı. Garrido, konuşmasına şu şekilde devam etti: "Türkiye’de hem dernek hem de devletin hemofili hastalarına sağladığı imkanların çok önemi var. Türkiye hemofili alanındaki kendi araştırmalarıyla ve ilaç erişimiyle beraber geldiği noktada dünyada çok önemli bir rol oynuyor. Bende bu deneyimlerden bilgi alıp faydalanmak için kongreye geldim." 28 Eylül Cumartesi gününe kadar sürecek olan kongrede, alanında uzman doktorların yanı sıra hastalar, hasta yakınları ve 400’ün üzerinde katılımcı yer alıyor.
27 Eylül 2024 Cuma - 13:28 Balıkesir’de afet durumunda kullanılacak sahra hastanesi tanıtıldı Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) tarafından hayata geçirilen 50 yataklı mobil sahra hastanesini Ercan Kıvrak İlkokulu önündeki arazide tanıttı. Afetlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte Ece Kıvrak İlkokulu öğrencileri, sahra hastanesini gezerek acil durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda bilgi aldı. Vali Ustaoğlu sahra hastanesini inceledi Tanıtım sırasında Balıkesir İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Serkan Kadir Keskin, mobil hastaneyi Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu’na gezdirerek hastane hakkında bilgiler verdi. Etkinliğe Balıkesir İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Nurettin Alkan da katıldı. Mobil sahra hastanesinde ameliyathane, acil servis, yoğun bakım üniteleri, yemekhane ve eczane çadırları gibi çeşitli birimler yer alıyor. Ayrıca, arama kurtarma araçları ve sağlık ekipleri de tanıtımda hazır bulundu. Sahta Hastanesi 5 bin metrekarelik alanda kuruldu Vali İsmail Ustaoğlu, hastane kurulum alanını ziyaret ederek şu açıklamalarda bulundu: "Türkiye’nin yüzde 66’sı birinci ve ikinci deprem kuşağında bulunmaktadır. Bu nedenle, zaman zaman ciddi afetlerle karşılaşmamız kaçınılmaz. Bu hastanenin kurulumu 5 bin metrekarelik bir alan üzerine yapıldı ve 336 UMKE personeli bu faaliyeti sürdürmektedir." Ustaoğlu, mobil hastanenin tam donanımlı olduğunu ve acil müdahale, müşahede odaları, yoğun bakım üniteleri, servis odaları ile ameliyathanesi ile sağlık hizmetlerini en üst düzeyde sunacağını ifade etti. "Ülkemiz, hepimizi etkileyen afetlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu tür durumlara hazırlıklı olmak büyük önem taşımaktadır. Burada, öğrencilerimizin de sahra hastanesini görmeleri sağlanıyor. Sağlık personelimiz her türlü afete karşı görev başındadır" dedi. Ustaoğlu, ayrıca en uç noktalarda kullanılmak üzere hazır bekleyen tıbbi araçlar bulunduğunu ve “Her türlü afete hazırlıklı bir şekilde görevde olan tüm sağlık personeline, UMKE ve AFAD ekiplerine teşekkür ediyorum. Umut ediyorum ki bu tür acılar bir daha yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
27 Eylül 2024 Cuma - 13:27 Balıkesir’de afet durumunda kullanılacak sahra hastanesi tanıtıldı Balıkesir İl Sağlık Müdürlüğü, Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) tarafından hayata geçirilen 50 yataklı mobil sahra hastanesini Ercan Kıvrak İlkokulu önündeki arazide tanıttı. Afetlere karşı farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen etkinlikte Ece Kıvrak İlkokulu öğrencileri, sahra hastanesini gezerek acil durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda bilgi aldı. Vali Ustaoğlu Sahra Hastanesini İnceledi Tanıtım sırasında Balıkesir İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Serkan Kadir Keskin, mobil hastaneyi Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu’na gezdirerek hastane hakkında bilgiler verdi. Etkinliğe Balıkesir İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Nurettin Alkan da katıldı. Mobil sahra hastanesinde ameliyathane, acil servis, yoğun bakım üniteleri, yemekhane ve eczane çadırları gibi çeşitli birimler yer alıyor. Ayrıca, arama kurtarma araçları ve sağlık ekipleri de tanıtımda hazır bulundu. Sahta Hastanesi 5 Bin Metrekarelik Alanda Kuruldu Vali İsmail Ustaoğlu, hastane kurulum alanını ziyaret ederek şu açıklamalarda bulundu: "Türkiye’nin yüzde 66’sı birinci ve ikinci deprem kuşağında bulunmaktadır. Bu nedenle, zaman zaman ciddi afetlerle karşılaşmamız kaçınılmaz. Bu hastanenin kurulumu 5 bin metrekarelik bir alan üzerine yapıldı ve 336 UMKE personeli bu faaliyeti sürdürmektedir." Ustaoğlu, mobil hastanenin tam donanımlı olduğunu ve acil müdahale, müşahede odaları, yoğun bakım üniteleri, servis odaları ile ameliyathanesi ile sağlık hizmetlerini en üst düzeyde sunacağını ifade etti. "Ülkemiz, hepimizi etkileyen afetlerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu tür durumlara hazırlıklı olmak büyük önem taşımaktadır. Burada, öğrencilerimizin de sahra hastanesini görmeleri sağlanıyor. Sağlık personelimiz her türlü afete karşı görev başındadır" dedi. Ustaoğlu, ayrıca en uç noktalarda kullanılmak üzere hazır bekleyen tıbbi araçlar bulunduğunu ve “Her türlü afete hazırlıklı bir şekilde görevde olan tüm sağlık personeline, UMKE ve AFAD ekiplerine teşekkür ediyorum. Umut ediyorum ki, bu tür acılar bir daha yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
Kurkumin ve piperin ile beyninizi koruyun
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 09:12 Kurkumin ve piperin ile beyninizi koruyun Medipol Üniversite Hastanesi’nden Diyetisyen Beyza Tağraf, son günlerde popüler hale gelen kurkumin ve piperinin nörolojik hastalıklarla ilişkisini açıkladı. Diyetisyen Tağraf konuyla ilgili, “Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, kurkumin ve piperinin nörodejeneratif dediğimiz insan beynindeki nöronları etkileyen bir dizi hastalıkların tedavisinde umut vaat eden doğal bileşikler olabileceğini ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı. Kurkumin zencefil kökünden elde edilirken yapılan araştırmalarda piperinin ise karabiberde doğal olarak bulunduğu ortaya çıktı. Beyinle ilgili çalışmalar toplumun dikkatini her zaman çekerken son yıllarda özellikle kurkumin ve piperinin beyin sağlığı üzerindeki olumlu etkileri insanlarda büyük merak uyandırıyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Hafıza Merkezi Diyetisyeni Beyza Tağraf, kurkumin ve piperinin beyin sağlığı üzerinde büyük faydaları olduğunu ifade etti. Diyetisyen Tağraf, kurkuminin özellikle Alzheimer hastalığında beta-amiloid plak birikiminin azalttığını ve bu sayede sinir hücrelerini koruma potansiyeli olduğunu ifade ederken, piperinin ise hem sinir hücrelerine iyi geldiğini hem de kurkuminin sindirimini kolaylaştırdığını belirtti. Kurkumin: Beyin sağlığında umut veren bileşik Kurkuminin zencefilden elde edildiğini belirten Tağraf, “Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, kurkumin ve piperinin nörodejeneratif dediğimiz insan beynindeki nöronları etkileyen bir dizi hastalıkların tedavisinde umut vaat eden doğal bileşikler olabileceğini ortaya koymaktadır. Kurkumin, zencefilden elde edilen bir polifenol olup antienflamatuar, antioksidan ve nöroprotektif özellikleri ile bilinmektedir. Özellikle Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklarda, beyindeki beta-amiloid plakların birikmesi ve nöronal inflamasyonun artması önemli rol oynamaktadır. Yapılan son araştırmalar, kurkuminin bu süreçleri etkileyebileceğini incelemektedir. Kurkuminin antioksidan özellikleri sayesinde, beyindeki oksidatif stresi azaltarak sinir hücrelerini koruma potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir” diye konuştu. Karabiberde doğal olarak bulunuyor Piperinin ise karabiberde doğal olarak bulunduğuna dikkati çeken Diyetisyen Tağraf, şöyle devam etti: “Piperinin sinir hücrelerinde antienflamatuar etkiler gösterdiği ve nörodejeneratif süreçlerin ilerlemesini yavaşlatabileceği bilinmektedir. Piperinin nöronal inflamasyonu azalttığını ve bu sayede sinir hücrelerinin sağlığını koruma potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir. Bütün bunlara ek olarak, kurkumin vücut tarafından emilmesi zor bir maddedir. Piperin varlığında daha iyi emildiği kanıtlanmıştır. Dolayısıyla piperin ile birlikte tüketimi en etkili yoldur.” Uzman desteği şart Kurkumin ve piperinin faydaları olduğu kadar yan etkilerinden korunmak için uzman desteğine ihtiyaç olduğunu dile getiren Diyetisyen Tağraf, “Her ne kadar önemli bulgular elde edilmiş olsa da kurkumin ve piperinin etkin dozları, uzun vadeli etkileri ve olası yan etkileri hakkında uzman desteği şarttır. Sonuç olarak, kurkumin ve piperin gibi doğal bileşiklerin nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde potansiyel olarak yeni bir yaklaşım sunabileceği düşünülmektedir” dedi.
Uzmanı uyardı: “Güneş çarpması olan çocuğunuza sakın soğuk duş yaptırmayın”
18 Ağustos 2024 Pazar - 17:17 Uzmanı uyardı: “Güneş çarpması olan çocuğunuza sakın soğuk duş yaptırmayın” Pediatrist Aysel Açıkgözoğlu, güneş (sıcak) çarpması açısından özellikle 5 yaş altı çocuk ve bebeklerin daha yüksek risk altında olduğunu söyledi. Aşırı sıcakların sürdüğünü, bu yüzünden ebeveynlerin hem dikkatli hem de muhtemel bir güneş çarpmasında doğru ilk yardım uygulamalarını bilmeleri gerektiğini belirten Uzm. Dr. Açıkgözoğlu, “Sıcak çarpması olan çocukta ilk yapılması gereken vücut ısısının düşürülmesidir. Ancak bunun için soğuk suya daldırma yöntemini titremeye ve ajitasyona neden olduğu için mecbur kalmadıkça tavsiye etmiyoruz” dedi. Bebek ve çocuklar risk grubunda Doktorlar özellikle güneşin en dik geldiği 11.00-15.00 saatleri arasında güneşe çıkılmaması, dikkatli olunması uyarılarını sürekli tekrarlarken, Acıbadem Kent Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aysel Açıkgözoğlu, güneş çarpması vakalarında artış olduğunu ifade etti. Sıcak çarpmasının uzun süreli yüksek sıcaklık veya güneş ışınlarına maruz kalındığında en hassas grupta olan bebek-çocuk ve yaşlılar ile kronik rahatsızlıkları olanları etkilediğini hatırlatan Uzm. Dr. Açıkgözoğlu, şöyle konuştu: “Güneş sadece sıcağıyla değil ışınıyla da çarpıyor. Ölüme varan ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Sıcak aşırı terlemeye, aşırı terleme sıvı ve tuz kaybına, bu da kan basıncının düşmesine neden oluyor. Güneş ışınlarına direkt maruz kalındığında sıcak çarpmasına bir de ışınların olumsuz etkisi ekleniyor. Güneş çarpması dediğimiz bu durumda ultraviyole ışınları beyindeki termoregülasyon (beden ısısı ayarlama merkezi) merkezini etkileyip bozabiliyor. Sıcak karşısında terlemeyi ve buharlaştırmayı artırarak vücut ısısının düşmesini sağlayan bu merkez çocuk da yetişkin de olsa işlevini yapamaz hale geliyor ve vücut soğutulamıyor. Güneş (sıcak) çarpması dediğimiz tablo ortaya çıkıyor. Bu tabloda; vücut ateşi yükselir, terlemede değişiklikler gözlenir. Ciltte kuruluk, kızarıklık oluşur, kusma bulantı görülür. Nabız yükselir, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, sersemlik hali olur. Nefes alma değişir. Zihin karışıklığı, bayılma diğer önemli belirtilerdir. Uzun süredir devam eden aşırı sıcaklardan her yaş grubu az ya da çok etkileniyor. Ancak sıcak çarpması açısından özellikle 5 yaş altı çocuk ve bebekler daha fazla risk altındadır. Bu belirtiler konusunda anne babalar dikkkatli olmalı, benzer belirtiler gördüklerinde doğru ilk yardımı uygulamalıdır.” sıcak çarpmasında ilk yardım “Sıcak çarpması olan çocukta ilk yapılması gereken vücut ısısının düşürülmesidir” diyen Uzm. Dr. Açıkgözoğlu şu uyarı ve önerilerde bulundu: “Bebek ya da çocuğun ateşini düşürmek için soğuk duş yaptırma yöntemini titremeye ve ajitasyona neden olduğu için mecbur kalmadıkça tavsiye etmiyoruz. Öncelikle klima ve fanlarla oda ısısı düşürülmeye çalışılıp, bebeğin ve çocuğun kıyafetleri çıkarılmalı. Ilık su ile ıslatılmış bezler ile koltuk altlarına kasıklara ve alına uygulama yapılmalı, ılık su püskürtülmeli. Çocuğun şuuru açık, kendinde ise su veya varsa tuzlu ayran içirilebilir. Bilinci kapalı bir çocuğa ağızdan sıvı verilmemelidir. Eğer bilinci kapalı ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.” Öte yandan Uzm. Dr. Açıkgözoğlu güneş çarpmasına karşı alınacak önlemleri de hatırlattı. Güneş çarpmasına karşı genel kuralların yetişkinler için de benzer olduğunu belirten Açıkgözoğlu, şunları söyledi: “Bebek ve çocukların D vitamini sentezi için sabah 10’dan önce çıplak tenle güneşlenmesi sağlanabilir. 11.00-16.00 saatleri arasının riskli olduğu unutulmamalı. Dışarı çıkıldığında gölge yerler tercih edilmeli, şapka kullanılmalı. Giysiler pamuklu, ince, açık renkli olmalı. Yeterli sıvı tüketimi sağlanmalı, gün içinde imkanlar ölçüsünde ılık duş almaları sağlanmalı. Küçük çocuklarda sıcak çarpması ve ısıya bağlı ölümler, anne babaların eğitimi ile önlenebilir.” Yazın kapalı arabaların içinin hayati risk oluşturacak kadar ısındığını hatırlatan Dr. Açıkgözoğlu “Küçük çocukların kapalı arabada yalnız bırakılmasının riskinin bilinmesi gerekir. Camlar çatlamış veya araba gölgede olsa bile, sıcak havalarda bir kişiyi park edilmiş bir arabada bırakmak güvenli değildir. Arabanız park edildiğinde, bir çocuğun içeri girmesini önlemek için kilitli tutun” diye konuştu.
Yoğun bakım genişletiyor, kalp merkezi hazırlanıyor
18 Ağustos 2024 Pazar - 14:52 Yoğun bakım genişletiyor, kalp merkezi hazırlanıyor Atatürk Devlet Hastanesi’nde palyatif ve yoğun bakım yatak sayısının artırılması amacıyla yoğun bakım servisi genişletiliyor. Ayrıca kalp merkezinin altyapısının hazırlıkları da devam ediyor. Düzce’de sağlık hizmetleri hız kesmeden devam ediyor. Bu çerçevede, Atatürk Devlet Hastanesi’nde servis ve bölümlerin genişletilmesi çalışmaları da sürüyor. Daha önce birçok servisin eklendiği veya genişletildiği Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’nde şimdi de palyatif ve yoğun bakım yatak sayısını artırmaya yönelik fiziki genişletme çalışmaları yapılıyor. Yeniden düzenlenen yoğun bakım servisinde çalışmaları tamamlandığında yatak sayısı artırılmış olacak. Ayrıca hastanede yakın zamanda hizmete girecek olan kalp merkezi için altyapı çalışmaları hızla devam ediyor. AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı ve Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, sosyal medya hesabından Düzce Atatürk Devlet Hastanesi’nde yapılan çalışmaları paylaşarak, İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz’a Düzceliler adına teşekkür etti. Ayşe Keşir paylaşımında şu ifadelere yer verdi: "Daha iyi ve kapsamlı sağlık hizmeti sunmak için durmadan çalışıyoruz. Atatürk Devlet Hastanesi’nde genişletme ve yenileme çalışmalarımız sürüyor. Palyatif ve yoğun bakım yatak sayısını artırıyor, hizmete sunacağımız kalp merkezinin altyapısını hazırlıyoruz. İnşaat çalışmalarında emek verenlere ve Düzce Sağlık Müdürlüğü’ne, hemşehrilerimiz adına teşekkür ediyorum"
Oğuzeli’nde sağlıkta büyük başarı
18 Ağustos 2024 Pazar - 12:25 Oğuzeli’nde sağlıkta büyük başarı Deprem sonrası 284 çelik konstrüksiyon üzerine kurulan ve 9 şiddetine kadar dayanıklı olan Yeni Oğuzeli Devlet Hastanesi tamamlanarak hizmete girdi. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerden hasar alan Oğuzeli Devlet Hastanesi, Başhekimi Dr. Ögr. Sedat Özdemir’in azmi ve çabaları sonucu 12 bin 114 metrekare kapalı alana 284 demir konstrüksiyon üzerine 7 ay gibi kısa bir sürede tekrar inşa edildi. 9 şiddetindeki depreme dahi dayanıklı hale getirilen hastane Türkiye’nin yaşadığı asrın felaketinin ardından Oğuzeli ilçesinde sağlık hizmetleri kesintisiz hizmet vermeyi hedefliyor. Depremin hemen sonrasında hastane ekibi, hızla harekete geçerek ilçede bulunan bir okulda sağlık hizmeti vermeye başladı. Bu süreçte, Japon sağlık ekiplerinin de yardımlarıyla okul bahçesinde kurulan çadırlarla acil sağlık hizmeti sağlandı. Geçici olarak verilen bu hizmetlerin ardından, eski hastane arazisine NATO tarafından kurulan konteyner hastane ile bölgedeki sağlık hizmetlerine devam etti. Ancak hastane inşaatının başlamasıyla birlikte NATO konteyner hastanesi boşaltılarak, sağlık hizmetleri Şehit Halil Ejder Polat Kışlası’na taşındı. Yaklaşık bir yıl da bu alanda hizmet veren Oğuzeli Devlet Hastanesi, yeni yapılan alana geçerek hasta kabulüne başladı. Yeni Oğuzeli Devlet Hastanesi, 19 poliklinik, 24 acil servis müşahede alanı, 68 yatak kapasitesi, 12 erişkin yoğun bakım, 4 yenidoğan yoğun bakım, 6 palyatif bakım yatağı, 5 yataklı diyaliz merkezi ve 3 ameliyathanesiyle ilçeye hizmet sunmaya başladı. Hastane yapısında kullanılan 284 foley kazık ile binanın sağlamlığı ön planda tutularak depreme karşı dayanıklı bir yapı inşa edildi. “9 şiddetindeki depreme kadar dayanıklı” Hastane hakkında bilgi veren Oğuzeli Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Öğr. Sedat Özdemir, hastanenin 9 şiddetindeki depreme kadar dayanıklı inşa edildiğini söyledi. Dr. Öğr. Özdemir, “Hastanemiz deprem sonrası 7-8 ay gibi kısa bir sürede 284 çelik konstrüksiyon üzerine inşa edildi. Bizim firmadan ve yetkililerden aldığımız bilgilere göre hastanemiz 9 şiddetindeki depreme kadar dayanıklı. Şuan hizmete başladık. Toplamda 90 yatağımız var. Bunların 68’i hasta yatağı geri kalanı ise yoğun bakım ve palyatif servislere ait. Bununla beraber 3 tane ameliyathane ve 6 tane diyaliz ünitesi mevcut. Ayrıca vatandaşlarımızın sağlık hizmeti için 19 tane de poliklinik hizmetimiz mevcut. Burada Oğuzelili hemşerilerimize çok güzel hizmet vermek için varız” dedi. “İlk etapta aylık yaklaşık 30 bin kişilik hasta kapasitesi mevcut” Oğuzeli Devlet Hastanesi’nin Oğuzeli ilçesi için büyük önem taşıdığını söyleyen ve ilk etapta 30 bin kişilik hasta kapasitesinin olduğunu aktaran Başhekim Dr. Öğr. Sedat Özdemir, “Oğuzeli merkez bir ilçe. Oğuzelili vatandaşlar uzun zamandır böyle bir hastaneyi bekliyordu. Şuan için Oğuzeli’nin büyük ihtiyacını karşılayabilecek bir kapasiteye sahip. İnşallah en kısa zamanda tam kapasiteyle aktive olduğumuzda Oğuzeli’nin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitede olacağız. Şu anda ilk etapta aylık yaklaşık 30 bin kişilik hasta kapasitesi mevcut. İlerleyen zamanlarda bu sayıyı da arttıracağız. Biz güzel hizmetler vermek için halkımızı bekliyoruz. Biz de hem merkez Oğuzeli ilçemizden hem de diğer ilçelerimizden de hastalarımız gelecektir. Biz tüm Gaziantep halkı ve çevre illere de hizmet vermek istiyoruz” diye konuştu. Oğuzeli Devlet Hastanesi, yenilenen yüzüyle ilçede ve çevresinde önemli bir sağlık merkezi haline gelerek, bölge halkına yüksek standartlarda sağlık hizmeti sunmaya devam edecek. Başhekim Dr. Öğr. Sedat Özdemir’in bu başarı hikayesi ise bölgenin yeniden ayağa kalkması ve toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden biri oldu.
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “Mide gribi mevsimsel gripten farklı bir hastalıktır”
18 Ağustos 2024 Pazar - 11:41 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: “Mide gribi mevsimsel gripten farklı bir hastalıktır” Mide gribi ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, “Her ne kadar ‘grip’ terimi kullanılsa da mide gribi, influenza virüsünden kaynaklanan mevsimsel gripten farklı bir hastalıktır” dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, mide gribi ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu. Mide gribinin kontamine su, yiyecek veya enfekte kişilerle temas yoluyla bulaştığını belirten Dr. Sarıkaya, bu hastalığın mevsimsel gripten farklı olduğuna dikkat çekti. Dr. Sarıkaya, mide gribine genellikle norovirüs ve rotavirüs gibi virüslerin yol açtığını ifade ederek, hastalığın çoğu zaman kendi kendine iyileşebileceğini belirtti. Ancak özellikle dehidrasyon (vücudun aşırı su kaybetmesi) riski taşıyan bireylerde tıbbi müdahalenin gerekli olabileceğini vurguladı. Mide gribinin nedenleri ve bulaşma yolları Mide gribinin mevsimsel gripten farklı olduğunu kaydeden Dr. Sarıkaya, “Mide gribine en sık neden olan virüsler arasında norovirüs ve rotavirüs bulunur. Hastalık, kontamine su, yiyecek veya enfekte kişilerle temas yoluyla bulaşır. Enfeksiyon, mide ve bağırsaklarda inflamasyona yol açarak sindirim sistemi belirtilerine neden olur. Her ne kadar ’grip’ terimi kullanılsa da mide gribi, influenza virüsünden kaynaklanan mevsimsel gripten farklıdır” dedi. Mide gribinin önlenmesi hakkında bilgiler veren Dr. Sarıkaya, “Mide gribi çoğu zaman kendi kendine iyileşir ve birkaç gün içinde belirtiler hafifler. Ancak bazı durumlarda, özellikle dehidrasyon riski taşıyan bireylerde tıbbi müdahale gereklidir. Hijyen standartlarının yükseltilmesi, salgınların önlenmesinde önemli bir rol oynar. Eller sık sık yıkanmalı, özellikle tuvalete gitmeden önce ve sonra, yemek hazırlama ve yeme öncesinde eller temizlenmelidir. Norovirüs enfeksiyonu geçiren bir kişinin bulunduğu ortamlarda temizlik ve dezenfeksiyon titizlikle yapılmalıdır” diye konuştu.
Turist diyaresi çocuklarda hayati risk oluşturabilir
18 Ağustos 2024 Pazar - 10:59 Turist diyaresi çocuklarda hayati risk oluşturabilir Tatil dönüşü artan turist ishalleri, özellikle çocuklarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Medipol Sağlık Grubu’ndan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, sıvı kaybı ve beslenme bozukluklarına karşı aileleri uyardı. Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte, turist ishalinin çocuklarda görülme sıklığı artış gösterdi. Medipol Bahçelievler HastanesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, havuzlar, denizler, iyi yıkanmamış taze sebze ve meyveler ile bozulma eğilimli gıdaların bu durumun başlıca nedenleri arasında olduğunu belirterek özellikle çocukların yaz tatili boyunca sık tükettiği ketçap ve mayonez gibi yiyeceklerin derisk oluşturduğunu dile getirdi. Turist ishalinin, genellikle karın ağrısı, kusma, bulantı, halsizlik ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Güzel, bu durumun seyahat esnasında olduğu gibi eve dönüş sonrasında da ortaya çıkabileceğini ifade etti. Bu şikayetlerin artış gösterdiği de son günlerde gözlemleniyor. “Besin ve sıvı gıdalarını almış olması çok önem arz ediyor“ Turist diyaresinin çocuklarda kusma, bulantı, halsizlik ve ateş gibi semptomlar ile görülebileceğini vurgulayan Medipol Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, “Son günlerde tatil dönüşüyle beraber toplumda sıklıkla artan turist diyareleriyle çokça karşılaşmaktayız. Havuzlar, denizler, iyi yıkanmamış taze sebze ve meyveler, onun dışında bozulma eğilimli bazı gıdalar, ketçap, mayonez gibi çocukların yaz tatili boyunca en sık tükettiği yiyecekler bunlar arasında yer almakta. Peki turist diyaresi dediğimiz olay nedir? Genellikle ishal ataklarıyla kendisini gösterir. Çocuklarınızda özellikle karın ağrısı, kusma, bulantı, halsizlik, ateş gibi durumlar söz konusu olabilir. Böyle bir durum seyahat esnasında olduğu gibi eve dönüşten sonra da ortaya çıkabilir. Peki böyle bir çocukla karşılaştığımızda biz nelere dikkat etmeliyiz? Özellikle besinlerini almış olması, sıvı gıdasını almış olması çok önem arz ediyor” diye konuştu. “Bakteriler, parazitler ve viral enfeksiyonlar sebep olabiliyor” Özellikle 2 yaş altı çocuklarda hayati tehlike oluşturabilecek noktalara gidebileceğini ifade eden Prof. Dr. Güzel, böyle bir durumda mutlaka çocuk hekimine başvurulması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Güzel, “Dehidratasyon dediğimiz sıvı kaybı çocuklarda vücudun direncinin daha da düşmesine neden olabiliyor. Böyle bir durumla karşılaşırsak ilk yapacağımız şey çocuğumuzun beslenmesini sağlamak. Kusma atakları, ateşler, karın ağrısı ve krampların fazla ve besin gıdasının giderek azaldığı durumlar söz konusu olduğunda bir çocuk hekimine mutlaka başvurmalısınız ve gereken tedaviyi almalısınız. Bunların içerisinde turizm yerlerinde neden olan etkenleri düşündüğümüzde bakteriler, parazitler, viral enfeksiyonlar daha ön planda çıkıyor. Özellikle 2 yaş altı çocuklarda sıvı kaybının, ateşin ve kusmanın, beslenmenin hayati tehlikeyi arz edebilecek durumlara kadar gelebilecek olmasından dolayı buna önem vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. (EK-
Aldıkları ilk yardım eğitimi sayesinde hayat kurtarıyorlar
18 Ağustos 2024 Pazar - 10:52 Aldıkları ilk yardım eğitimi sayesinde hayat kurtarıyorlar Gaziantep’te sağlık kurumlarının yanı sıra emniyet ve jandarma personeli de aldıkları ilk yardım eğitimi ile vatandaşların hayatlarına dokunuyor. Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğünün yeni hizmet binasında Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığına bağlı “İlk Yardım Eğitim Merkezi” açıldı. Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı’na bağlı “İlk Yardım Eğitim Merkezi”nde İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı kurumların personelinin yanı sıra İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve diğer kamu kuruluşlarının personeline gelen talepler doğrultusunda sertifikalı ilk yardım eğitimleri ücretsiz veriliyor. Merkezde katılımcılara yaşanabilecek muhtemel ilk yardım durumuna müdahale edebilmeleri amacıyla teorik eğitimlerin yanı sıra uygulamalı eğitim veriliyor. Son 1 yılda 932 kişiye eğitim verildi Bu kapsamda son bir yıl içerisinde Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü tarafından sağlık kurumları dışında emniyet ve jandarma başta olmak üzere 506 kişiye ilk yardım eğitimi ve 426 kişiye de ilk yardım farkındalık eğitimi verildi. Yeni ilk yardım eğitim merkezinin hem fiziki şartlarının daha uygun olması hem de ulaşımın daha rahat olmasıyla verilecek eğitim ve kursiyer sayısının artması hedefleniyor. Merkezde eğitimler ise ilk yardım eğitmen sertifikasına sahip sağlık personeli tarafından veriliyor. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı “İlk Yardım Yönetmeliği”ne göre “test ve uygulamalı” olarak verilen eğitimler sonucunda yapılan sınavlarda başarılı olanlara “İlk Yardımcı Belgesi” sertifikası veriliyor. Okullar başta olmak üzere birçok alanda ilk yardımın hayat kurtardığını söyleyen Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, emniyet ve jandarma personeli ile kamu kuruluşlarındaki personele ilk yardım eğitimi vererek toplumda farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını söyledi. Öncelikli olarak İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı personeline, ayrıca gelen talepler doğrultusunda diğer kamu kuruluşlarının personeline de sertifikalı ilk yardım eğitimlerinin ücretsiz olarak verildiğini bildiren Şahin, “Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü yeni hizmet binamızda Acil Sağlık Hizmetleri Başkanlığı’na bağlı ‘İlk Yardım Eğitim Merkezi’ni kapasitesini artırarak açtık. Merkezimizde emniyet ve jandarma personelimize 2 gün sürecek hem teori hem pratik eğitimleri veriyoruz” dedi. İlk yardımın, herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren durumlarda sağlık görevlileri gelinceye kadar hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini engellemek amacıyla olay yerinde tıbbi araç gereç olmadan yapılan ilaçsız uygulamalar olduğunu belirten Şahin, bu kapsamda verilen eğitimler ile doğru ilk yardım müdahalelerinin öğretildiğini belirtti. Kaza yerinde ilk 5 dakika içerisinde uygulanacak etkili bir ilk yardım ile ölümlerin ve hayati risklerin önlenmesinin mümkün olduğunu ifade eden Şahin, “İlk yardım istenmeyen durumlara karşısında profesyonel sağlık ekibi gelinceye kadar mevcut şartlar içerisinde ilaçsız yapılabilecek bir takım işlemler ve uygulamaları içeriyor. Yapılacak o basit işlemlerin ne kadar basit gibi görünse de aslında hayat kurtaracak ciddi sonuçlara vesile olacak uygulamalardır. Daha çok toplumla iç içe olan kalabalık ortamlarda bulunan kurumlarımıza biz ücretsiz olarak bu eğitimleri yaygınlaştırarak veriyoruz” diye konuştu. Münifpaşa Ortaokulu Müdürü Cengiz Temiz de aldığı eğitim sayesinde okullarındaki bir öğrenciye müdahale ettiklerini söyledi. Öğrencilerinden yemek sırasında birinin nefes borusuna kaçan yemek nedeniyle boğulma tehlikesi yaşadığını anlatan Temiz, hızla gelişen duruma anında müdahale ettiğini ve ilk yardım eğitimi sayesinde heimlich manevrasını başarıyla uygulayarak öğrencisini kurtardığını ifade etti. Eğitime İl Emniyet Müdürlüğünden katılan İbrahim Bey ise merkezdeki eğitimlerin önemli olduğunu ve herkesin ilk yardım eğitimi alması gerektiğini belirtti.
Vitamin ve mineral eksikliği birçok hastalığa sebep olabiliyor
18 Ağustos 2024 Pazar - 10:46 Vitamin ve mineral eksikliği birçok hastalığa sebep olabiliyor İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdal Baysal, görme bozukluğu, kansızlık, stres, uykusuzluk, cilt problemleri ve sinir hastalıkları gibi vücutta meydana gelen ani değişimler ve anlam verilemeyen hastalıkların vitamin eksikliklerinden kaynaklanabileceğini söyledi. Medicana Bursa Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdal Baysal, sağlıklı beslenen kişilerde genellikle vitamin ve mineral eksikliğinin pek gözlenmediğini ifade ederken, sağlıksız beslenenlerde ise metabolizma için gerekli maddelerin eksiklikleriyle beraber değişik şikâyetler ortaya çıkabileceğine dikkat çekti. Vitamin ve minerallerin vücudun kendi yapamadığı, gıdalarla veya değişik preparatlar şeklinde dışarıda alındığını ifade eden Dr. Serdal Baysal, "A vitamini, vücutta eksikliği oluşursa, ciltte kuruluk, yüksek tansiyon, saç ve tırnak kırılmaları, görmede bozukluk, halsizlik ve enfeksiyonlara karşı dirençsizlik oluşabilir. B1 vitamini eksikliğinde dolaşım sistemi, sinir sistemi, sindirim bozukluğu ve halsizlik oluşabilir. B6 vitamini eksikliğinde de sinir sistemi ve halsizliğin yanı sıra böbrek taşı oluşumu ve kansızlık görülebilmektedir. B12 vitamininin eksikliğinde ise alzaymır gibi kalıcı sinir sistemi bozuklukları ortaya çıkabilir" dedi. Magnezyum eksikliğinin sık rastlanan bir sağlık sorunu olmadığını ifade eden Baysal, "Şeker hastalığı, kronik alkolizm, sigara kullanımı, kanser, mide bağırsak sistemi hastalıkları, böbrek hastalıkları ve bazı ilaçların kullanımı magnezyum eksikliğine sebep olur. Magnezyum ihtiyacını karşılamak için ise koyu yeşil sebzeler, tam tahıllı ekmek, fındık, fıstık, badem, susam, muz, maden suyu, soya fasulyesi ve kuruyemiş gibi besinler tüketilmelidir. Demir minerali eksikliği ise iç hastalıkları polikliniklerinde en sık karşılaşılan sorunlardan bir tanesidir. Demir eksikliği anemisi halk arasında kansızlık olarak da bilinir. Demir eksikliği anemisi başta mide bağırsak sistemi kanserleri olmak üzere pek çok önemli hastalığın ilk belirtisi olabilir. Kırmızı et, kuru baklagiller, tavuk eti, balıketi, yumurta, kuruyemiş, yeşil yapraklı sebzeler ve meyveler tüketilmeli. Kahve, çay, süt, posalı gıdalar demir emilimini bozdukları için demir eksikliğine sebep olurlar" diye konuştu.