POLİTİKA
Konya Büyükşehir ve Alanya Belediyesi "Keykubad Göç ve Kervan Yolu Projesi" iş birliği protokolü imzalandı
27 Kasım 2025 Perşembe - 17:39 Konya Büyükşehir ve Alanya Belediyesi "Keykubad Göç ve Kervan Yolu Projesi" iş birliği protokolü imzalandı Anadolu’nun binlerce yıllık tarihini, eşsiz doğasını ve yaşayan kültürünü bir araya getiren Keykubad Göç ve Kervan Yolu Projesinde en önemli bir adım daha atıldı. Konya Büyükşehir Belediyesi ve Alanya Belediyesi arasında "Keykubad Göç ve Kervan Yolu Projesi" kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Uslu ve Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Murat Levent Koçak’ın katılımıyla düzenlenen programda, projenin hayata geçirilmesi ve geliştirilmesi için kapsamlı bir protokole imzalar atıldı. Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ercan Uslu, projenin önemine değinerek, "Konya’nın turizm destinasyonlarına bir yenisini daha eklemiş oluyoruz. Keykubad Yolu, bugün için 405 kilometrelik uzunluğuyla ecdadımızın ayak izinde yeni bir yolculuk güzergahı oluşturuyor. Tarihi bağlarımızın olduğu Alanya ile ortak iş birliği yaparak hem tarihi eserlerin canlandırılması hem turizm güzergahının oluşturulması hem de meraklıları için cazip bir güzergah olmasından dolayı bu konuda heyecanlıyız. Alanya Belediyemizin bizimle iş birliği yapmasına çok memnun olduk. Başkan Yardımcısı Murat beyin şahsında Alanya Belediye Başkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum. Protokolün hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı. "Tarihten gelen göç ve kervan yolları bundan sonra bizi birbirimize daha da sıkı bağlayacak" Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Murat Levent Koçak da imzalanan protokolün hayırlı olmasını dileyerek, "Kadim Selçuklu şehirlerinden iki tanesi Konya ve Alanya, etle tırnak gibi. Alanya dönem dönem Konya vilayetine bağlanmış ve tarihi köklerimiz bizi birbirimizden ayırmayacak derecede de kuvvetli. Bizim Alanyalı yörüklerimizin önemli bir kısmı Konya vilayeti sınırları içerisinde yaylaklarına gelmekte. Tarihten gelen göç ve kervan yolları bundan sonra bizi birbirimize daha da sıkı bağlayacak. Hem ecdadımızın Selçuklu kültürünün ve medeniyetinin izlerini koruyup yaşatacağız hem de turizmimizi çeşitlendirip dünyada son zamanlarda önemi giderek artan doğa sporları ve doğa turizmini biz de kendi beldemizde canlandırmış olacağız" dedi. Tarihe miras bırakılacak Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad’ın iki başkentini birleştiren ve Torosların kalbinden geçen kadim kervan yolu, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Alanya Belediyesi’nin attığı tarihi imzalarla yeniden hayat buluyor. İmzalanan protokol ile 405 kilometrelik "Keykubad Göç ve Kervan Yolu", uluslararası bir kültür ve turizm rotası olarak geleceğe miras bırakılacak. Ortak aklın ve geniş iş birliğinin eseri Keykubad Göç ve Kervan Yolu, kamu, akademi ve sivil toplumun örnek bir iş birliğiyle şekillendi. Konya ve Alanya Belediyeleri ile Valiliklerin himayesinde, Orman Bölge Müdürlüklerinin desteğiyle hayata geçirilen projenin bilimsel altyapısı Prof. Dr. Hasan Bahar, Prof. Dr. Necmi Uyanık, Prof. Dr. Mehmet Hacıgökmen ve Prof. Dr. Osman Doğanay gibi saygın akademisyenlerin çalışmalarıyla oluşturuldu. Antalya Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (ADDK) Başkanı Tuncer Koç ve Arkeolog Osman Yılmaz gibi saha araştırmacılarının tutkulu keşifleri ise unutulmuş patikaları gün yüzüne çıkardı. Gelecek hedefi: 1000 kilometrelik kültür ağı Atılan imzalarla birlikte proje yeni bir evreye geçiyor. Mevcut 405 kilometrelik rotanın, Manavgat-Kubadabad Sarayı, Taşatan ve Akdağ gibi yeni güzergahlarla 1000 kilometreye çıkarılması hedefleniyor. Ayrıca, sadece yürüyüşçüler için değil, bisiklet ve off-road tutkunları için de özel parkurlar oluşturularak bölgenin turizm potansiyelinin çeşitlendirilmesi planlanıyor. Bu tarihi iş birliğinin, bölgeye sürdürülebilir turizm, kırsal kalkınma ve kültürel mirasın korunması gibi alanlarda büyük katkılar sunması bekleniyor. Keykubad Göç ve Kervan Yolu, artık tüm doğa ve tarih tutkunlarını, medeniyetlerin buluştuğu bu eşsiz serüveni keşfetmeye davet ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti besler. Batı’da giderek tırmanan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün tezahürüdür"
27 Kasım 2025 Perşembe - 16:33 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti besler. Batı’da giderek tırmanan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün tezahürüdür" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir, bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir. Bunun için öncelikle Gazze’de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaştırılması gerekiyor" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Cihannüma Salonun’da Davetlilere hitap etti."İnsanlığın ortak vicdanını ilgilendiren güncel meseleleri ele aldık"Papa 14. Leo’yu ve heyetini Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, ülkemizdeki diplomatik misyonların değerli temsilcileri, çok kıymetli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler; sizleri şahsım, ülkem ve milletim adına en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Bir kez de sizlerin huzurunda kıymetli misafirimiz ve heyetine ülkemize hoş geldiniz diyorum" dedi.Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’ nun göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı seyahatini Türkiye’ye gerçekleştirmesini her bakımdan çok anlamlı bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ziyaretin Türkiye ile Vatikan arasındaki köklü ilişkilerin dostluk, iş birliği ve karşılıklı anlayış temelinde güçlenmesine katkı sağlaması temennisinde bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyareti boyunca Türkiye’den verilecek mesajların Türk-İslam dünyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına ulaşacağına, dünyada barış umutlarını daha da artıracağına inandığını kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyaretinin bölgesel ve küresel olaylar bağlamında son derece kritik bir zamana tekabül ettiğini ifade etti.İnsanlığın yön arayışının hızlandığı, küresel düzeyde belirsizliklerin arttığı, Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Doğu Avrupa’ya gerilimlerin tırmandığı bir dönemde gerçekleşen ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Nitekim bugün verimli geçen ikili görüşmemizde küresel barışın ve istikrarın tesisi konusundaki gözlemlerimizi ve ortak beklentilerimizi paylaştık" dedi.Papa 14. Leo ile İkili münasebetlerin yanı sıra insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren güncel meseleleri de ele aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan," Göçe zorlanan insanlara sahip çıkmak kadar, insanları göçe zorlayan sebeplerin ortadan kaldırılmasının da önemine dikkat çektik. Çatışmalar, insani krizler, yoksulluk, adaletsizlik ve iklim değişikliği gibi küresel sınamalar karşısında barışı savunan, adaleti önceleyen, merhameti esas alan bir yaklaşım etrafında buluştuğumuzu görmekten şahsen büyük bir bahtiyarlık duydum" değerlendirmesini yaptı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin üç kıtanın kalbinde doğu ile batıyı birleştiren, farklı kültür ve inançlar arasında köprü olan istisnai bir konuma sahip olduğunun altını çizdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan," Biz her fırsatta vurguladığım gibi ilhamını çift başlı Selçuklu kartalından alan, yüzü ve yönü hem doğuya hem batıya dönük bir ülkeyiz. Bin yıldır vatanımız olan bu topraklarda her ırka, dine, mezhebe, kökene mensup insanlar hiçbir endişe, hiçbir baskı olmadan özgürce yaşamıştır. İstanbul’a, Hatay’a, Mardin’e, Diyarbakır’a, birçok şehrimize gittiğinizde camilerle birlikte kilise ve sinagogları yan yana görürsünüz. İstanbul’da Aya İrini Müzesi ve Neve Şalom Sinagogu, Trabzon’da Sümela Manastırı, Van’da Akdamar Müzesi ve daha nicesi İşte bu ortak yaşam kültürümüzün tanıklarından sadece birkaçı. Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana 100’e yakın kilise, manastır ve ibadethanenin restorasyonunu tamamladık. Bunların bir kısmının açılışına bizzat iştirak ettim. Yıl sonuna kadar beş eseri daha ibadete açmayı hedefliyoruz" açıklamasını yaptı.Kültürel, dini, etnik farklılıkları bir ayrışma unsuru olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak addediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Her bir insanımız dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf vatandaşıdır. Tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz.Bunun temelinde ise "Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven," kainata sevgi ve şefkat nazarıyla bakan medeniyet tasavvurumuz vardır. Bakınız bundan 700 yıl önce Yunus Emre insanlığa nasıl sesleniyordu? "Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir." Aynı şekilde Hazreti Mevlana da Divan-ı Kebir’inde şöyle diyordu: "Bütün insanlarda aynı ruh vardır. Fakat bedenler, tenler yüz binlercedir. Dünyada çeşitli diller, lügatler var. Fakat hepsinin de anlamı birdir." diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyaretinin önemine dikkat çektiği konuşmasında," yüzyıllardır farklı inançlara ait ibadethanelerin kandillerinin aynı semayı aydınlattığı Türkiye’yi ziyareti hem ülkemizin özel konumuna hem de ortak değerlerimize dikkat çeken anlamlı bir vesiledir. Biz de farklı kültür ve medeniyetlerin bir arada, yan yana ve huzur içinde yaşadığı bir tarihin mirasçıları olarak küresel barış ve istikrar ortamının serpilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz ve yapacağız" dedi.Medeniyetler çatışmasının kışkırtıldığı bir dönemde Türkiye ve İspanya olarak ilk adımı atılan, Birleşmiş Milletler çatısı altında ilerleyen Medeniyetler İttifakı Girişiminin bu hassasiyetin en somut örneği olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan," 20. yılını geride bırakan, 160’ı aşkın ülke ve kuruluşun mensubu olduğu Medeniyetler İttifakı’nın ulaştığı seviye sadece ülkemiz adına değil, tüm insanlık adına çok sevindirici ve umut vericidir" ifadelerini kullandı."Dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz"Türkiye’nin tıpkı 20 sene evvel olduğu gibi bugün de çevremizdeki çatışma, kriz ve zulümler karşısında sorumluluk aldığını; kolay olanı değil zor olanı seçerek barış, adalet ve istikrar için elini taşın altına koyduğunu belirterek, Milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz. 13,5 yıl boyunca 3,6 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yaptık. Suriye’de olduğu gibi Ukrayna’da da savaştan kaçan mültecilere, bilhassa savaş mağduru çocuklara kapımızı açtık. Karadeniz tahıl girişiminden esir ve cenaze takaslarına, tarafları ortak bir zeminde buluşturan pek çok adım attık. Son günlerde Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sonlandırmaya dönük hareketliliği yakından takip ediyor, gerekli desteği ve katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Saygıdeğer misafirimizin barış ve diyalog yönündeki çağrıları da diplomatik sürecin başarısı bakımından son derece kıymetlidir. Herkes için adalet, herkes için refah, herkes için barış, herkes için huzur... Bizim gayemiz ve başarmak istediğimiz işte bunlardır. "Sadi Şirazi’nin "Baştan başa bütün dünya bir damla kanın yere dökülmesine değmez" sözündeki hikmetin rehberliğinde adil ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda çalışmaya devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.""İki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir"Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılara hitap ettiği konuşmasında, bölgedeki kalıcı barış ikliminin kalbinde Filistin meselesi olduğunu belirterek," Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Gazzeli’nin katledildiği, iki yılı aşkın süren saldırılarda bu acı hakikate bir kez daha şahit olduk. İsrail hükümeti aralarında kiliselerin, camilerin, hastanelerin, okulların da olduğu sivil yerleşim yerlerini aylardır bombalıyor. İsrail’in vurduğu ibadethanelerden biri de Gazze’deki tek Katolik Kilisesi olan Kutsal Aile Kilisesiydi. Kendilerine bu vesileyle tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Saygıdeğer misafirimiz ve seleflerinin özellikle Filistin meselesine yönelik dirayetli duruşlarını daima takdirle karşıladığımızın bilinmesini isterim. İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncelikle Gazze’de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaştırılması gerektiğinin bir kez daha altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aynı şekilde Kudüs-ü Şerif’teki tarihi statükonun korunmasının çok önemli olduğunu ifade etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Kudüs’ün tarihi kimliğine zarar verecek her türlü mütecaviz eyleme karşı birlikte hareket etmeyi sürdüreceklerine inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye, vatandaşlarının yüzde 99’u Müslüman bir ülke olarak Hristiyan topluluklar dahil tüm inançlara saygıyı her yerde teşvik etmektedir. Ülkemizle birlikte tüm bölgemizde mabetlerin, tarihi eserlerin, kültür ve inanca dayalı kadim mirasın korunmasına büyük önem atfediyoruz. Komşumuz Suriye’nin uzun yıllardır süren çatışmalarının ardından farklı inanç, kültür, mezhep ve etnik kökenlerin barış içinde yaşadığı bir ülke yolunda attığı adımları destekliyoruz" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa 14. Leo2nun uluslararası toplumun Suriye’yi yalnız bırakmaması yönünde yaptığı çağrıyı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek," Şurası bir gerçek ki; tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti ve şiddeti besler. Batıda giderek tırmanan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün birer tezahürüdür" açıklamasını yaptı.Medya, sosyal medya ve popülist siyasetçilerin Müslümanlara yönelik ırkçı ve ayrımcı algıyı bilerek ya da bilmeden körüklemekte olduğunu, çoğu zaman politik kaygılarla görmezden gelinen bu hassas meselenin yarın daha vahim boyutlara ulaşma ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan," Türkiye olarak uzun süredir bu tehdit ve tehlikeye dikkat çekiyoruz. Katolik Kilisesi’nin İkinci Vatikan Konsili sonrasında diğer dinlerin mensuplarıyla iyi ilişkiler geliştirme anlayışını bu bakımdan önemsiyoruz. Müteveffa Papa Fransuva Soğuk Savaş’ın dini çevreleri de etkileyen çatışmacı söylemlerine prim vermemesi mühimdi. Vaktinde kaleme aldığı "insani kardeşlik" belgesi yeni bir çığır açmıştı" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa 14. Leo’nun selefi Papa Fransuva gibi bugün Diyanet İşleri Başkanlığı ve İstanbul’da Sultanahmet Camii’ni ziyaretlerini Müslümanlarla yapıcı ilişkiler geliştirme iradesinin bir işareti olarak değerlendiriyorum. Kendisinin artan tehditler karşısında ailenin korunmasına yönelik güçlü mesajlarını da büyük bir memnuniyetle takip ediyorum. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Cenab-ı Allah insanı bir erkek ve bir kadından yaratmıştır ve birbirleriyle tanışıp kaynaşmaları için soylar, toplumlar olarak var etmiştir. Dolayısıyla aileyi koruyamazsak, bireyi koruyamayız. Bireyi koruyamazsak, insan olma bilincini muhafaza edemeyiz. Bu anlamda hepimize çok önemli görevler düştüğünü bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum.Şüphesiz ortak yanlarımız, benzer yanlarımız; karşıtlıkların ve ayrımların fersah fersah ötesindedir. Hangi inançtan olursak olalım, hepimiz büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz" diye konuştu."Üzerinde yaşanan dünya, biz, Allah’ın kulları için bir imtihan vesilesi olmasının yanı sıra gelecek nesillerin de bize emanetidir." Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bu emanete layıkıyla sahip çıkıp bizden sonraki kuşaklara teslim etmek gibi bir sorumluluğumuz bulunuyor. Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- "İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez" buyuruyor. Merhamet üzerinde her zamankinden daha fazla durmamız gereken bir sürecin içindeyiz. Çevremize, diğer insanlara ve dünyaya merhamet nazarıyla baktığımız ölçüde huzura, güvenliğe, barışa doğru yol alabileceğimize inanıyorum. Bu ziyareti ortak zeminimizi güçlendiren çok önemli bir adım olarak değerlendiriyorum. Katolik aleminin ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’ya nazik ziyaretleri için şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, kendisine ve heyetine tekrar Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum. Bu anlamlı ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, Katolik dünyasına barış, huzur ve esenlik temennilerimi iletiyorum" diye konuştu.Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, tarihçiler İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, dini cemaatlerin temsilcileri, bazı ülkelerin büyükelçileri ile sivil toplum kuruluşlarından temsilciler de iştirak etti.Program, Antakya Medeniyetler Korosu’nun seslendirdiği ’ God is Good’ ve ’Esma Zikri’eserleriyle başladı. Öte yandan, Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti anısına hatıra pulu bastırıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye ziyareti hem ülkemizin özel konumuna ve ortak değerlerimize dikkat çeken anlamlı bir vesiledir. Krizler karşısında sorumluluk alıyor, barış, adalet ve istikrar için elimizi taşın altına koyuyoruz"
27 Kasım 2025 Perşembe - 16:32 Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye ziyareti hem ülkemizin özel konumuna ve ortak değerlerimize dikkat çeken anlamlı bir vesiledir. Krizler karşısında sorumluluk alıyor, barış, adalet ve istikrar için elimizi taşın altına koyuyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir, bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir. Bunun için öncelikle Gazze’de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaştırılması gerekiyor" dedi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Cihannüma Salonun’da Davetlilere hitap etti."İnsanlığın ortak vicdanını ilgilendiren güncel meseleleri ele aldık"Papa 14. Leo’yu ve heyetini Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan," Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo, ülkemizdeki diplomatik misyonların değerli temsilcileri, çok kıymetli misafirler, hanımefendiler, beyefendiler; sizleri şahsım, ülkem ve milletim adına en kalbi duygularımla, hürmetle selamlıyorum. Bir kez de sizlerin huzurunda kıymetli misafirimiz ve heyetine ülkemize hoş geldiniz diyorum" dedi.Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’ nun göreve başladıktan sonra ilk yurt dışı seyahatini Türkiye’ye gerçekleştirmesini her bakımdan çok anlamlı bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ziyaretin Türkiye ile Vatikan arasındaki köklü ilişkilerin dostluk, iş birliği ve karşılıklı anlayış temelinde güçlenmesine katkı sağlaması temennisinde bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyareti boyunca Türkiye’den verilecek mesajların Türk-İslam dünyasına, tüm Hristiyan coğrafyasına ulaşacağına, dünyada barış umutlarını daha da artıracağına inandığını kaydetti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyaretinin bölgesel ve küresel olaylar bağlamında son derece kritik bir zamana tekabül ettiğini ifade etti.İnsanlığın yön arayışının hızlandığı, küresel düzeyde belirsizliklerin arttığı, Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Doğu Avrupa’ya gerilimlerin tırmandığı bir dönemde gerçekleşen ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Nitekim bugün verimli geçen ikili görüşmemizde küresel barışın ve istikrarın tesisi konusundaki gözlemlerimizi ve ortak beklentilerimizi paylaştık" dedi.Papa 14. Leo ile İkili münasebetlerin yanı sıra insanlığın ortak vicdanını ilgilendiren güncel meseleleri de ele aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan," Göçe zorlanan insanlara sahip çıkmak kadar, insanları göçe zorlayan sebeplerin ortadan kaldırılmasının da önemine dikkat çektik. Çatışmalar, insani krizler, yoksulluk, adaletsizlik ve iklim değişikliği gibi küresel sınamalar karşısında barışı savunan, adaleti önceleyen, merhameti esas alan bir yaklaşım etrafında buluştuğumuzu görmekten şahsen büyük bir bahtiyarlık duydum" değerlendirmesini yaptı.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin üç kıtanın kalbinde doğu ile batıyı birleştiren, farklı kültür ve inançlar arasında köprü olan istisnai bir konuma sahip olduğunun altını çizdi.Cumhurbaşkanı Erdoğan," Biz her fırsatta vurguladığım gibi ilhamını çift başlı Selçuklu kartalından alan, yüzü ve yönü hem doğuya hem batıya dönük bir ülkeyiz. Bin yıldır vatanımız olan bu topraklarda her ırka, dine, mezhebe, kökene mensup insanlar hiçbir endişe, hiçbir baskı olmadan özgürce yaşamıştır. İstanbul’a, Hatay’a, Mardin’e, Diyarbakır’a, birçok şehrimize gittiğinizde camilerle birlikte kilise ve sinagogları yan yana görürsünüz. İstanbul’da Aya İrini Müzesi ve Neve Şalom Sinagogu, Trabzon’da Sümela Manastırı, Van’da Akdamar Müzesi ve daha nicesi İşte bu ortak yaşam kültürümüzün tanıklarından sadece birkaçı. Göreve geldiğimiz 2002 yılından bu yana 100’e yakın kilise, manastır ve ibadethanenin restorasyonunu tamamladık. Bunların bir kısmının açılışına bizzat iştirak ettim. Yıl sonuna kadar beş eseri daha ibadete açmayı hedefliyoruz" açıklamasını yaptı.Kültürel, dini, etnik farklılıkları bir ayrışma unsuru olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak addediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan," Her bir insanımız dili, dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin birinci sınıf vatandaşıdır. Tek bir insanımızın dahi ayrımcılığa maruz kalmasına müsaade etmeyiz.Bunun temelinde ise "Yaratılanı Yaratan’dan ötürü seven," kainata sevgi ve şefkat nazarıyla bakan medeniyet tasavvurumuz vardır. Bakınız bundan 700 yıl önce Yunus Emre insanlığa nasıl sesleniyordu? "Cümle yaratılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir." Aynı şekilde Hazreti Mevlana da Divan-ı Kebir’inde şöyle diyordu: "Bütün insanlarda aynı ruh vardır. Fakat bedenler, tenler yüz binlercedir. Dünyada çeşitli diller, lügatler var. Fakat hepsinin de anlamı birdir." diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14. Leo’nun ziyaretinin önemine dikkat çektiği konuşmasında," yüzyıllardır farklı inançlara ait ibadethanelerin kandillerinin aynı semayı aydınlattığı Türkiye’yi ziyareti hem ülkemizin özel konumuna hem de ortak değerlerimize dikkat çeken anlamlı bir vesiledir. Biz de farklı kültür ve medeniyetlerin bir arada, yan yana ve huzur içinde yaşadığı bir tarihin mirasçıları olarak küresel barış ve istikrar ortamının serpilmesi için üzerimize ne düşüyorsa yapıyoruz ve yapacağız" dedi.Medeniyetler çatışmasının kışkırtıldığı bir dönemde Türkiye ve İspanya olarak ilk adımı atılan, Birleşmiş Milletler çatısı altında ilerleyen Medeniyetler İttifakı Girişiminin bu hassasiyetin en somut örneği olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan," 20. yılını geride bırakan, 160’ı aşkın ülke ve kuruluşun mensubu olduğu Medeniyetler İttifakı’nın ulaştığı seviye sadece ülkemiz adına değil, tüm insanlık adına çok sevindirici ve umut vericidir" ifadelerini kullandı."Dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz"Türkiye’nin tıpkı 20 sene evvel olduğu gibi bugün de çevremizdeki çatışma, kriz ve zulümler karşısında sorumluluk aldığını; kolay olanı değil zor olanı seçerek barış, adalet ve istikrar için elini taşın altına koyduğunu belirterek, Milli gelire oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkelerden biriyiz. 13,5 yıl boyunca 3,6 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yaptık. Suriye’de olduğu gibi Ukrayna’da da savaştan kaçan mültecilere, bilhassa savaş mağduru çocuklara kapımızı açtık. Karadeniz tahıl girişiminden esir ve cenaze takaslarına, tarafları ortak bir zeminde buluşturan pek çok adım attık. Son günlerde Rusya-Ukrayna Savaşı’nı sonlandırmaya dönük hareketliliği yakından takip ediyor, gerekli desteği ve katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Saygıdeğer misafirimizin barış ve diyalog yönündeki çağrıları da diplomatik sürecin başarısı bakımından son derece kıymetlidir. Herkes için adalet, herkes için refah, herkes için barış, herkes için huzur... Bizim gayemiz ve başarmak istediğimiz işte bunlardır. "Sadi Şirazi’nin "Baştan başa bütün dünya bir damla kanın yere dökülmesine değmez" sözündeki hikmetin rehberliğinde adil ve kalıcı bir barışın tesisi yolunda çalışmaya devam edeceğiz." değerlendirmesini yaptı.""İki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir"Cumhurbaşkanı Erdoğan katılımcılara hitap ettiği konuşmasında, bölgedeki kalıcı barış ikliminin kalbinde Filistin meselesi olduğunu belirterek," Çoğu çocuk ve kadın 70 binden fazla Gazzeli’nin katledildiği, iki yılı aşkın süren saldırılarda bu acı hakikate bir kez daha şahit olduk. İsrail hükümeti aralarında kiliselerin, camilerin, hastanelerin, okulların da olduğu sivil yerleşim yerlerini aylardır bombalıyor. İsrail’in vurduğu ibadethanelerden biri de Gazze’deki tek Katolik Kilisesi olan Kutsal Aile Kilisesiydi. Kendilerine bu vesileyle tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Saygıdeğer misafirimiz ve seleflerinin özellikle Filistin meselesine yönelik dirayetli duruşlarını daima takdirle karşıladığımızın bilinmesini isterim. İnsanlık ailesi olarak Filistin halkına en büyük borcumuz adalettir. Bu borcu ödemenin yolu ise 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm vizyonunu bir an önce hayata geçirmektir" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncelikle Gazze’de varılan ateşkesin tahkim edilmesi, sivillerin güvenliğinin teminat altına alınması ve insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaştırılması gerektiğinin bir kez daha altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aynı şekilde Kudüs-ü Şerif’teki tarihi statükonun korunmasının çok önemli olduğunu ifade etti.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Kudüs’ün tarihi kimliğine zarar verecek her türlü mütecaviz eyleme karşı birlikte hareket etmeyi sürdüreceklerine inandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye, vatandaşlarının yüzde 99’u Müslüman bir ülke olarak Hristiyan topluluklar dahil tüm inançlara saygıyı her yerde teşvik etmektedir. Ülkemizle birlikte tüm bölgemizde mabetlerin, tarihi eserlerin, kültür ve inanca dayalı kadim mirasın korunmasına büyük önem atfediyoruz. Komşumuz Suriye’nin uzun yıllardır süren çatışmalarının ardından farklı inanç, kültür, mezhep ve etnik kökenlerin barış içinde yaşadığı bir ülke yolunda attığı adımları destekliyoruz" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan Papa 14. Leo2nun uluslararası toplumun Suriye’yi yalnız bırakmaması yönünde yaptığı çağrıyı memnuniyetle karşıladıklarını belirterek," Şurası bir gerçek ki; tahammülsüzlük çatışmayı, çatışma da ayrışmayı, nefreti ve şiddeti besler. Batıda giderek tırmanan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı bu kısır döngünün birer tezahürüdür" açıklamasını yaptı.Medya, sosyal medya ve popülist siyasetçilerin Müslümanlara yönelik ırkçı ve ayrımcı algıyı bilerek ya da bilmeden körüklemekte olduğunu, çoğu zaman politik kaygılarla görmezden gelinen bu hassas meselenin yarın daha vahim boyutlara ulaşma ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan," Türkiye olarak uzun süredir bu tehdit ve tehlikeye dikkat çekiyoruz. Katolik Kilisesi’nin İkinci Vatikan Konsili sonrasında diğer dinlerin mensuplarıyla iyi ilişkiler geliştirme anlayışını bu bakımdan önemsiyoruz. Müteveffa Papa Fransuva Soğuk Savaş’ın dini çevreleri de etkileyen çatışmacı söylemlerine prim vermemesi mühimdi. Vaktinde kaleme aldığı "insani kardeşlik" belgesi yeni bir çığır açmıştı" dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Papa 14. Leo’nun selefi Papa Fransuva gibi bugün Diyanet İşleri Başkanlığı ve İstanbul’da Sultanahmet Camii’ni ziyaretlerini Müslümanlarla yapıcı ilişkiler geliştirme iradesinin bir işareti olarak değerlendiriyorum. Kendisinin artan tehditler karşısında ailenin korunmasına yönelik güçlü mesajlarını da büyük bir memnuniyetle takip ediyorum. Şunu hepimiz çok iyi biliyoruz: Cenab-ı Allah insanı bir erkek ve bir kadından yaratmıştır ve birbirleriyle tanışıp kaynaşmaları için soylar, toplumlar olarak var etmiştir. Dolayısıyla aileyi koruyamazsak, bireyi koruyamayız. Bireyi koruyamazsak, insan olma bilincini muhafaza edemeyiz. Bu anlamda hepimize çok önemli görevler düştüğünü bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum.Şüphesiz ortak yanlarımız, benzer yanlarımız; karşıtlıkların ve ayrımların fersah fersah ötesindedir. Hangi inançtan olursak olalım, hepimiz büyük insanlık ailesinin üyeleriyiz" diye konuştu."Üzerinde yaşanan dünya, biz, Allah’ın kulları için bir imtihan vesilesi olmasının yanı sıra gelecek nesillerin de bize emanetidir." Diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan," Bu emanete layıkıyla sahip çıkıp bizden sonraki kuşaklara teslim etmek gibi bir sorumluluğumuz bulunuyor. Peygamber Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- "İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez" buyuruyor. Merhamet üzerinde her zamankinden daha fazla durmamız gereken bir sürecin içindeyiz. Çevremize, diğer insanlara ve dünyaya merhamet nazarıyla baktığımız ölçüde huzura, güvenliğe, barışa doğru yol alabileceğimize inanıyorum. Bu ziyareti ortak zeminimizi güçlendiren çok önemli bir adım olarak değerlendiriyorum. Katolik aleminin ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo’ya nazik ziyaretleri için şahsım, milletim adına teşekkür ediyor, kendisine ve heyetine tekrar Türkiye’ye hoş geldiniz diyorum. Bu anlamlı ziyaretin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, Katolik dünyasına barış, huzur ve esenlik temennilerimi iletiyorum" diye konuştu.Programa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Sayıştay Başkanı Metin Yener, Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, tarihçiler İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, dini cemaatlerin temsilcileri, bazı ülkelerin büyükelçileri ile sivil toplum kuruluşlarından temsilciler de iştirak etti.Program, Antakya Medeniyetler Korosu’nun seslendirdiği ’ God is Good’ ve ’Esma Zikri’eserleriyle başladı. Öte yandan, Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti anısına hatıra pulu bastırıldı.
Ümit Uysal: "Yörük kültürü yerelden evrensele bizi geleceğe taşıyacak bir değerdir"
27 Kasım 2025 Perşembe - 15:50 Ümit Uysal: "Yörük kültürü yerelden evrensele bizi geleceğe taşıyacak bir değerdir" Antalya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Akdeniz Üniversitesi Yörük Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (YÖRKAM) Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlediği Uygulamalı Yörük Oyunları Çalıştayı’na katıldı. Çalıştayda Börü, Gübüdük, Kös, Aksir, Babıç Yandı, Cıngıldak, Follukfos, Terzi ve Şevt gibi oyunların kuralları, teknikleri, amaçları ve oynanış biçimlerine ilişkin sunumlar gerçekleştirildi. Konuşmacılar oyunların kuşaktan kuşağa aktarılmasının kültürel hafızayı koruma açısından taşıdığı önemi vurgularken Başkan Uysal, çocukların günümüz yaşamında ekran bağımlılığı, obezite gibi sorunlarla sık karşılaştığını belirterek geleneksel açık hava oyunlarının değerine dikkat çekti. Uysal, "Çocuklarımızı bu rahatsızlıklardan korumanın panzehri onlara açık hava oyunlarını öğretmek, bu kültürü aktarmak ve fiziki mekânlarda bu oyunları oynamalarını sağlamaktır" dedi. Muratpaşa Belediyesi’nin her yıl düzenlediği Yörük Çalıştaylarına da değinen Uysal, şöyle konuştu: "Umuyorum ki son 10 yılda yaptığımız Yörük Çalıştaylarına, yazılı kaynakları artırmaya ve temaları derinleştirmeye yönelik çok daha iyileri eklenir. Yörük kültürü, geleceğe miras bırakacağımız; bizi üretken kılan, moralimizi yüksek tutan, gelişmiş toplumların da çekirdeğini oluşturan bir kültürdür. Yerelden evrensele bizi geleceğe taşıyacak bir değerdir Yörük kültürü. Yapacağımız her katkı gelecekle ilgili bizi çoğaltır"