Yerel Haberler
İzmir
24 Eylül 2024 Salı - 18:19 Cevdet Yılmaz: “2025’in ortalarında enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” İzmir İş Dünyası Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” dedi. Bir dizi program için İzmir’e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ikinci durağı İzmir Ticaret Odası (İZTO) oldu. Cevdet Yılmaz, burada İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Buluşmasına katıldı. Programda konuşan Cevdet Yılmaz, “OVP’yi yeniledik. Geçen yıl seçimler oldu, siyasi belirsizlikler bitti. OVP ile politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Politikalarımızı kararlı bir şekilde hayat geçiriyoruz. Güncellediğimiz OVP’de geçen yıldan bugüne birtakım güncellemeler yapıldı. Ana politikamızı 4 başlıkta özetliyorum. Birincisi enflasyonla mücadele, yeniden ülkemizi tek haneli rakamlara düşürmek. 3 yıllık bir perspektif ile tekrar tek haneli rakamlara ulaşmak. Bunun için geçiş, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı olarak 3 dönem belirlemiştik. O dönemleri başarı ile tamamlama sürecindeyiz. İkinci hedef büyüme, enflasyonla mücadele ederken kalkınmakta olan bir ülke olarak büyümeyi belli seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Kalkınma sürecini de eş zamanlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üçüncü başlığımız, sosyal refahı arttırma. Geçici iyileştirmeler değil, enflasyonun düştüğü sürdürülebilir büyümenin sağlandığı ortamda kalkıcı refahı arttırmak nihai amacımız. Geçen yıl OVP’yi yaparken Gazze’de insanlık dramı, bir takım gelişmeler yoktu. Kontrol edemediğimiz birçok unsur bu süreçleri etkiliyor. Büyük oranda OVP’nin gerçekleştiğini, hedeflerimizde ilerlemeler sağladığımızı, bazı alanlarda bir miktar geride olduğumuzu ifade edebilirim. Birçok hedefimizde geçen yıl ortaya koyduğumuz beklentilerden daha iyi durumdayız” diye konuştu. “Bugün ülkemiz dünyanın 17’nci büyük ekonomisi” Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5.1 büyüdüğünü, 14 yıl boyunca kesintisiz büyümesini devam ettirdiğini dile getiren Yılmaz, “Önemli olan uzun süre yüksek büyümeyi sağlamak. Türkiye bunu başaran ülkelerden biri. 2002 yılında dünyanın 21’inci ekonomisiydi ülkemiz, bugün ülkemiz 17’nci büyük ekonomisi. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın 18’inci büyük ekonomisiydi, bugün 11’inci konumunda. Geçen yıl itibariyle milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolar oldu geçen yıl itibariyle. Bu yıl beklentimiz 1,3 trilyon dolar mertebesine çıkması ekonomik büyüklüğümüzün. Kişi başına gelirin de 15 bin dolar seviyesini ilk defa aşmasını bekliyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında büyümemiz yüzde 3,8 oldu. Son 20 yılda ortalamamız 5,4. Ortalamamıza göre düşük diyebilirsiniz ama dünya ile mukayese ettiğinizde küçümsenecek bir rakam değil. Dünya ortalaması 3 ile 3.5 arasında. AB yüzde 1’in altında. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda azımsanacak rakam değil. OVP’de temel çerçevemiz dengeli büyüme. Dış talebin verdiği katkının yükseldiği bir büyümeyi yakalamış durumdayız. 2024’ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı iç talebi aştı. Yıl sonu beklentimiz yüzde 3,5 ile büyüme ile yılı kapatmak. 0.5 civarında aşağı yönlü revizyon yaptık” sözlerine yer verdi. “2024 sonunda 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz” “Gelecek yıla baktığımızda 3 tane olumlu etki görüyoruz” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Politikalar dışında küresel ortam önemli. İhracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen dış pazarlarında büyümedir. Dış pazarlarımız büyüdüğü zaman kur ve olursa olsun ihracatımız artıyor. En önemli 2 bölge Kuzey Afrika Orta Doğu ve Avrupa. Bu ikisi Türkiye’nin ihracatının yüzde 60-70’i. Her iki bölgede de büyüme geçmişe göre daha büyük olacak. Bu da ihracatçılar açısından olumlu. İkinci olumlu eğilim emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesi, bugün daha istikrara kavuştu. Üçüncü unsur FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme süreci başlıyor. Bu faizlerdeki düşüş gelişmekte olan ülkelerde fon akışını hızlandıracak ve ihraç pazarlarımızı olumlu etkileyecek. Bütün bu şartlara baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu ile başaracağımıza inanıyoruz. Büyüme ile enflasyon arasında kısa vadede zorluklar, sıkıntılı tablolar oluşabilir. Ancak enflasyonun düşürülmesi büyüme ortamını da güçlendirir. Enflasyon düştüğü ortamda öngörülebilirlik artar, yatırım ortamı iyileşir, beklentiler güçlenir. Kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Geçmiş dönemlere baktığınız zaman enflasyonun düşük seyrettiği dönemler aslında büyümenin çok daha iyi olduğu dönemler. Önümüzdeki dönemde yüzde 4 büyüme, 2024 sonunda 1.3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz.” “Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek” Bu süreçte enflasyonun yükseleceğini, sonra düşme eğilimine gireceğini söyleyen Cevdet Yılmaz, özellikle 2024’ün ikinci yarısında belirgin bir düşmenin de olacağını söylediklerini kaydetti. Sözlerine devam eden Yılmaz, “Nitekim öyle oldu. Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli program hedefimiz yüzde 41,5. Bunu masa başında oturup yapmadık. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Farklı tahminler her zaman olabiliyor. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz. Gelecek yıl bu zamanlar 20-30 arası bir enflasyon olacak; ancak enflasyon ile mücadelemiz devam edecek. 2025 sonu itibarıyla 20’nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026’da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz” açıklamalarına yer verdi. “Önümüzdeki dönem cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” İstihdamda 1 puan civarında daha iyi bir sonucun çıktığına vurgu yapan Yılmaz, “OVP’yi hesaplarken 10.3 diye tahmin etmiştik, 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde ekonomimiz istihdam üretmiş. Kadın ve genç istihdamı ağırlıklı. Bu politikamızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en kritik durum cari açıktır. Cari açığı kalıcı bir şekilde çözmezsek kalkınma süreci tıkanır. Biz cari açığı çözmek istiyoruz. Cari açık geçen yıl ilk yarıda yüzde 6,9’a kadar yükselmişti. Yılı yüzde 4 ile kapattık. Bugün geldiğimiz noktada haziran ayı itibarıyla 2,2, yıl sonunda da 1,7 gibi bir oranla kapatmayı hedefliyoruz. Cari açığın kapanması demek dövize ihtiyacımızın azalması demek. Cari açığı borçlanma ile finanse edersiniz. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “İhracatımız artıyor, ithalatımız azalıyor” İhracatın artmaya devam etiğini anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ağustos ayında 262 milyar dolara ulaştık. İthalatımız azalıyor. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Dış ticaret açığı 78 milyar dolarlara geldi. Turizmde neredeyse hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. 60 milyon turist 60 milyar dolar gelir demiştik. İzmir’in bu konuda performansını takdir ediyoruz ancak potansiyel için arzu edilen noktada değil. Önümüzdeki dönem potansiyelini daha fazla kullandığını görmek istiyoruz.” “2024’te bütçe açığı beklentimiz, yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak” “Son 1 yılda TL’ye olan cazibeyi arttırdık” diyen Cevdet Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye geçici mekanizma oluşturduklarını söyledi. Bu durumu aşama aşama kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl Ağustos’ta KKM 126 milyar dolara ulaşmıştı. Şu an 46,5 milyar dolara düştü. Bunu yaparken bir istikrarsızlığa yol açmadan gerçekleştirdik. Kısa süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Merkez Bankası’nın rezervlerinde iyileşme sağlandı. Geçen sene 96,5 milyar dolara düşmüştü. Bu yıl 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde 90 milyar dolara yakın artış sağlandı. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen son 2 yılda 2 trilyon TL depreme kaynak ayırdık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli seviyede tuttuk. 2023 gerçekleşmesi 5,2 oldu. 2024’te beklentimiz ise yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak. Gelecek yılda yüzde 3’ü hedefliyoruz. Cari açığı kontrol ettiğiniz zaman risk düşüyor. Bu riskleri düşürdüğünüz için piyasaya yansıyor. Özel sektör borçlanırken daha az ve düşük maliyetlerle borçlanıyor” sözlerine yer verdi. “Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü” “Bizim programımız sadece para programı değil. Maliye ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül çerçeve” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Bütünlüğü ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz. Para politikamız yürürken, maliye politikalarımızla ciddi destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. Maliye politikaları kanalıyla enflasyonla mücadeleye ciddi destek sunduk. Para politikası önemli ama kalkınmakta olan bir ülke olarak yapısal reformların üzerinde durmalıyız. Bunu başaracağız ki ülkemizde verimlilik artsın, girişimci bir yapı oluşsun. Geçen yıl ilk defa reform gündemi koyduk. Bu yılda aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 26 tedbir planlamıştık, 20’sini gerçekleştirdik.” “Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” Yapısal reformlarda yer alacak başlıkları da sıralayan Yılmaz, “Yeni sanayi politikasına ihtiyacımız var. Ar-Ge’nin ticarileşmesi, projelerin desteklenmesi, yeşil dönüşüm önemli. Karbon nötr bir ekonomiye gitmeliyiz. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere her alanda başarmalıyız. Kamu altyapı yatırımlarını etkinleştiriyoruz. Özellikle tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyen tek sektör varsa tarımdır. Tarımsal verimliliği arttırmamız enflasyonla mücadeleye çok önemli katkılar sunacak. Planlı tarımı ve suyu esas alan bir destekleme modeli üzerine çalışıyoruz. Enerjide önemli çalışmalar var. Çalışma hayatında reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma sistemini ülkemize getirmek durumdayız. Artık geleceğin ihtiyaçlarını da ön görüp şimdiden eğitimi ayarlamak zorundayız. Yapay zeka ile bir çok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yeni nesil çalışma biçimleriyle eğitim sistemimizin içeriğini örtüştürmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olacak. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye belirtti. Tarımda işbirliği çağrısı 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programda tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması amacıyla önemli hedefler bulunduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesinden genel tarım sayımına, üretim planlamasından sözleşmeli üretimin desteklenmesine, organize tarım bölgelerinin sayısının artırılmasından dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok konuya OVP’de yer verilmiş durumda. Burada en önemli hususlardan birisi, bunları hızla hayata geçirmek. İzmir’in meslek odaları olarak bizler de birlik ve beraberlik içinde sektöre katkı vermeye devam ediyoruz. İzmir Ticaret Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odamız, Ege İhracatçı Birliklerimiz ve Borsamız öncülüğünde ve yereldeki kurumlarımız iş birliğinde, Dikili, Kınık ve Bayındır ilçelerimizde 3 adet Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi amacıyla aralıksız çalışıyoruz. Borsamız öncülüğünde oda, birlik ve özel sektör paydaşlarımızın desteği ile tarımın dijital gelişimine katkı sağlayacak kısaca İTTM olarak adlandırdığımız ülkemizin ilk Tarım Teknoloji Merkezini de birkaç ay içerisinde fiziki yerinde faaliyete geçirmeye hazırız” açıklamalarında bulundu. “OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleridir” Orta Vadeli Program (OVP) ‘nin enflasyonu düşürme programı olduğunu ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede somut iyileşme kaydedilmesi halinde faizlerin yatırım yapılabilir seviyeye gerilemesini sabırsızlıkla bekliyoruz. OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz. Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli verinin, bütçe açık tahminleri olduğunu değerlendiriyoruz. Geçen sene açıklanan OVP, 2024 için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, rakam yüzde 4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için yüzde 3.1 ve 2026 yılı için yüzde 2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Vergi düzenlemeleri ve Merkez Bankası politikalarıyla sıkılaştırmanın hız kazandığını ve kayıt dışılıkla mücadelenin arttığını memnuniyetle izliyoruz. Bütçedeki açığı gidermek için atılacak ilk adımın, kayıt dışı kazançların tespit edilmesi ve vergilendirilmesi olması gerektiğini düşünüyoruz.” “Adalete, eğitim sistemine, kurumlara olan güven zarar görürse kolay düzeltilemez” Konuşmasında yüksek enflasyonun düşürülmesi, mülteci ve sığınmacı politikası, eğitim sistemindeki sorunlar, hukukun üstünlüğü gibi konulara değinen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Bu 4 başlığın aynı anda aktif olması, ülkemizde; Genç ve nitelikli beyin göçü, gelmeyen yabancı yatırımlar, geçici sermaye hareketleri, düşük katma değerli üretim, umutsuz ve ayrışan yoksul bir toplum riskini doğuruyor. Döviz iner-çıkar, ekonomik veriler bozulur ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak, adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle, ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” diye konuştu. “Prime esas ücret tavanı yeniden düzenlenmeli” “OECD ülkeleri arasında en katı istihdam piyasasına sahip ülkeyiz” diyen Yorgancılar, şunları kaydetti: “15 günden 30 güne çıkarılan kıdem tazminatından İstihdam yüklerine, emeklilik primlerinden, iş güvencesi tazminatı ve işsizlik sigortasına kadar rekabet ettiğimiz ülkelerin çok üstünde oranlara sahibiz. Kayıt dışılığa neden olan, rekabet gücümüzü zayıflatan tüm bu maliyetlere ek olarak, tamamlayıcı emeklilik gündemde. Reel sektörün artık yeni bir yüke 1 dirhem gücü kalmamıştır. Bir yanda çalışacak eleman bulamazken, diğer yanda emeklilik sistemi uygulamaları ile de adeta kolumuz kanadımız kırılıyor. Nitelikli elemana ihtiyaç duyarken, mevcut çalışanların sistem dışına çıkışına müsaade edilmemesini bir kez daha vurgulamak isterim. Kısa çalışma ödeneği, 5 puanlık prim teşviki, emek yoğun sektörlere özel ilave istihdam teşviklerine, İş davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan bir yıla indirilmesine ihtiyaç duyduğumuz zor bir dönemden geçiyoruz. Çalışanlarımızın enflasyonist ortamda daha fazla mağdur olmaması adına, gelir vergisi basamakları ve oranları ile prime esas ücret tavanının yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır.” Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve iş adamları katıldı.
24 Eylül 2024 Salı - 16:50 Cevdet Yılmaz: “2025’in ortalarında enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” İzmir İş Dünyası Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” dedi. Bir dizi program için İzmir’e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ikinci durağı İzmir Ticaret Odası (İZTO) oldu. Cevdet Yılmaz, burada İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Buluşmasına katıldı. Programda konuşan Cevdet Yılmaz, “OVP’yi yeniledik. Geçen yıl seçimler oldu, siyasi belirsizlikler bitti. OVP ile politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Politikalarımızı kararlı bir şekilde hayat geçiriyoruz. Güncellediğimiz OVP’de geçen yıldan bugüne birtakım güncellemeler yapıldı. Ana politikamızı 4 başlıkta özetliyorum. Birincisi enflasyonla mücadele, yeniden ülkemizi tek haneli rakamlara düşürmek. 3 yıllık bir perspektif ile tekrar tek haneli rakamlara ulaşmak. Bunun için geçiş, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı olarak 3 dönem belirlemiştik. O dönemleri başarı ile tamamlama sürecindeyiz. İkinci hedef büyüme, enflasyonla mücadele ederken kalkınmakta olan bir ülke olarak büyümeyi belli seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Kalkınma sürecini de eş zamanlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üçüncü başlığımız, sosyal refahı arttırma. Geçici iyileştirmeler değil, enflasyonun düştüğü sürdürülebilir büyümenin sağlandığı ortamda kalkıcı refahı arttırmak nihai amacımız. Geçen yıl OVP’yi yaparken Gazze’de insanlık dramı, bir takım gelişmeler yoktu. Kontrol edemediğimiz birçok unsur bu süreçleri etkiliyor. Büyük oranda OVP’nin gerçekleştiğini, hedeflerimizde ilerlemeler sağladığımızı, bazı alanlarda bir miktar geride olduğumuzu ifade edebilirim. Birçok hedefimizde geçen yıl ortaya koyduğumuz beklentilerden daha iyi durumdayız” diye konuştu. “Bugün ülkemiz dünyanın 17’nci büyük ekonomisi” Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5.1 büyüdüğünü, 14 yıl boyunca kesintisiz büyümesini devam ettirdiğini dile getiren Yılmaz, “Önemli olan uzun süre yüksek büyümeyi sağlamak. Türkiye bunu başaran ülkelerden biri. 2002 yılında dünyanın 21’inci ekonomisiydi ülkemiz, bugün ülkemiz 17’nci büyük ekonomisi. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın 18’inci büyük ekonomisiydi, bugün 11’inci konumunda. Geçen yıl itibariyle milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolar oldu geçen yıl itibariyle. Bu yıl beklentimiz 1,3 trilyon dolar mertebesine çıkması ekonomik büyüklüğümüzün. Kişi başına gelirin de 15 bin dolar seviyesini ilk defa aşmasını bekliyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında büyümemiz yüzde 3,8 oldu. Son 20 yılda ortalamamız 5,4. Ortalamamıza göre düşük diyebilirsiniz ama dünya ile mukayese ettiğinizde küçümsenecek bir rakam değil. Dünya ortalaması 3 ile 3.5 arasında. AB yüzde 1’in altında. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda azımsanacak rakam değil. OVP’de temel çerçevemiz dengeli büyüme. Dış talebin verdiği katkının yükseldiği bir büyümeyi yakalamış durumdayız. 2024’ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı iç talebi aştı. Yıl sonu beklentimiz yüzde 3,5 ile büyüme ile yılı kapatmak. 0.5 civarında aşağı yönlü revizyon yaptık” sözlerine yer verdi. “2024 sonunda 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz” “Gelecek yıla baktığımızda 3 tane olumlu etki görüyoruz” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Politikalar dışında küresel ortam önemli. İhracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen dış pazarlarında büyümedir. Dış pazarlarımız büyüdüğü zaman kur ve olursa olsun ihracatımız artıyor. En önemli 2 bölge Kuzey Afrika Orta Doğu ve Avrupa. Bu ikisi Türkiye’nin ihracatının yüzde 60-70’i. Her iki bölgede de büyüme geçmişe göre daha büyük olacak. Bu da ihracatçılar açısından olumlu. İkinci olumlu eğilim emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesi, bugün daha istikrara kavuştu. Üçüncü unsur FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme süreci başlıyor. Bu faizlerdeki düşüş gelişmekte olan ülkelerde fon akışını hızlandıracak ve ihraç pazarlarımızı olumlu etkileyecek. Bütün bu şartlara baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu ile başaracağımıza inanıyoruz. Büyüme ile enflasyon arasında kısa vadede zorluklar, sıkıntılı tablolar oluşabilir. Ancak enflasyonun düşürülmesi büyüme ortamını da güçlendirir. Enflasyon düştüğü ortamda öngörülebilirlik artar, yatırım ortamı iyileşir, beklentiler güçlenir. Kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Geçmiş dönemlere baktığınız zaman enflasyonun düşük seyrettiği dönemler aslında büyümenin çok daha iyi olduğu dönemler. Önümüzdeki dönemde yüzde 4 büyüme, 2024 sonunda 1.3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz.” “Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek” Bu süreçte enflasyonun yükseleceğini, sonra düşme eğilimine gireceğini söyleyen Cevdet Yılmaz, özellikle 2024’ün ikinci yarısında belirgin bir düşmenin de olacağını söylediklerini kaydetti. Sözlerine devam eden Yılmaz, “Nitekim öyle oldu. Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli program hedefimiz yüzde 41,5. Bunu masa başında oturup yapmadık. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Farklı tahminler her zaman olabiliyor. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz. Gelecek yıl bu zamanlar 20-30 arası bir enflasyon olacak; ancak enflasyon ile mücadelemiz devam edecek. 2025 sonu itibarıyla 20’nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026’da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz” açıklamalarına yer verdi. “Önümüzdeki dönem cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” İstihdamda 1 puan civarında daha iyi bir sonucun çıktığına vurgu yapan Yılmaz, “OVP’yi hesaplarken 10.3 diye tahmin etmiştik, 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde ekonomimiz istihdam üretmiş. Kadın ve genç istihdamı ağırlıklı. Bu politikamızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en kritik durum cari açıktır. Cari açığı kalıcı bir şekilde çözmezsek kalkınma süreci tıkanır. Biz cari açığı çözmek istiyoruz. Cari açık geçen yıl ilk yarıda yüzde 6,9’a kadar yükselmişti. Yılı yüzde 4 ile kapattık. Bugün geldiğimiz noktada haziran ayı itibarıyla 2,2, yıl sonunda da 1,7 gibi bir oranla kapatmayı hedefliyoruz. Cari açığın kapanması demek dövize ihtiyacımızın azalması demek. Cari açığı borçlanma ile finanse edersiniz. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “İhracatımız artıyor, ithalatımız azalıyor” İhracatın artmaya devam etiğini anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ağustos ayında 262 milyar dolara ulaştık. İthalatımız azalıyor. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Dış ticaret açığı 78 milyar dolarlara geldi. Turizmde neredeyse hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. 60 milyon turist 60 milyar dolar gelir demiştik. İzmir’in bu konuda performansını takdir ediyoruz ancak potansiyel için arzu edilen noktada değil. Önümüzdeki dönem potansiyelini daha fazla kullandığını görmek istiyoruz.” “2024’te bütçe açığı beklentimiz, yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak” “Son 1 yılda TL’ye olan cazibeyi arttırdık” diyen Cevdet Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye geçici mekanizma oluşturduklarını söyledi. Bu durumu aşama aşama kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl Ağustos’ta KKM 126 milyar dolara ulaşmıştı. Şu an 46,5 milyar dolara düştü. Bunu yaparken bir istikrarsızlığa yol açmadan gerçekleştirdik. Kısa süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Merkez Bankası’nın rezervlerinde iyileşme sağlandı. Geçen sene 96,5 milyar dolara düşmüştü. Bu yıl 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde 90 milyar dolara yakın artış sağlandı. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen son 2 yılda 2 trilyon TL depreme kaynak ayırdık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli seviyede tuttuk. 2023 gerçekleşmesi 5,2 oldu. 2024’te beklentimiz ise yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak. Gelecek yılda yüzde 3’ü hedefliyoruz. Cari açığı kontrol ettiğiniz zaman risk düşüyor. Bu riskleri düşürdüğünüz için piyasaya yansıyor. Özel sektör borçlanırken daha az ve düşük maliyetlerle borçlanıyor” sözlerine yer verdi. “Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü” “Bizim programımız sadece para programı değil. Maliye ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül çerçeve” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Bütünlüğü ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz. Para politikamız yürürken, maliye politikalarımızla ciddi destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. Maliye politikaları kanalıyla enflasyonla mücadeleye ciddi destek sunduk. Para politikası önemli ama kalkınmakta olan bir ülke olarak yapısal reformların üzerinde durmalıyız. Bunu başaracağız ki ülkemizde verimlilik artsın, girişimci bir yapı oluşsun. Geçen yıl ilk defa reform gündemi koyduk. Bu yılda aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 26 tedbir planlamıştık, 20’sini gerçekleştirdik.” “Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” Yapısal reformlarda yer alacak başlıkları da sıralayan Yılmaz, “Yeni sanayi politikasına ihtiyacımız var. Ar-Ge’nin ticarileşmesi, projelerin desteklenmesi, yeşil dönüşüm önemli. Karbon nötr bir ekonomiye gitmeliyiz. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere her alanda başarmalıyız. Kamu altyapı yatırımlarını etkinleştiriyoruz. Özellikle tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyen tek sektör varsa tarımdır. Tarımsal verimliliği arttırmamız enflasyonla mücadeleye çok önemli katkılar sunacak. Planlı tarımı ve suyu esas alan bir destekleme modeli üzerine çalışıyoruz. Enerjide önemli çalışmalar var. Çalışma hayatında reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma sistemini ülkemize getirmek durumdayız. Artık geleceğin ihtiyaçlarını da ön görüp şimdiden eğitimi ayarlamak zorundayız. Yapay zeka ile bir çok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yeni nesil çalışma biçimleriyle eğitim sistemimizin içeriğini örtüştürmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olacak. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye belirtti. Tarımda işbirliği çağrısı 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programda tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması amacıyla önemli hedefler bulunduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesinden genel tarım sayımına, üretim planlamasından sözleşmeli üretimin desteklenmesine, organize tarım bölgelerinin sayısının artırılmasından dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok konuya OVP’de yer verilmiş durumda. Burada en önemli hususlardan birisi, bunları hızla hayata geçirmek. İzmir’in meslek odaları olarak bizler de birlik ve beraberlik içinde sektöre katkı vermeye devam ediyoruz. İzmir Ticaret Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odamız, Ege İhracatçı Birliklerimiz ve Borsamız öncülüğünde ve yereldeki kurumlarımız iş birliğinde, Dikili, Kınık ve Bayındır ilçelerimizde 3 adet Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi amacıyla aralıksız çalışıyoruz. Borsamız öncülüğünde oda, birlik ve özel sektör paydaşlarımızın desteği ile tarımın dijital gelişimine katkı sağlayacak kısaca İTTM olarak adlandırdığımız ülkemizin ilk Tarım Teknoloji Merkezini de birkaç ay içerisinde fiziki yerinde faaliyete geçirmeye hazırız” açıklamalarında bulundu. “OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleridir” Orta Vadeli Program (OVP) ‘nin enflasyonu düşürme programı olduğunu ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede somut iyileşme kaydedilmesi halinde faizlerin yatırım yapılabilir seviyeye gerilemesini sabırsızlıkla bekliyoruz. OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz. Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli verinin, bütçe açık tahminleri olduğunu değerlendiriyoruz. Geçen sene açıklanan OVP, 2024 için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, rakam yüzde 4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için yüzde 3.1 ve 2026 yılı için yüzde 2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Vergi düzenlemeleri ve Merkez Bankası politikalarıyla sıkılaştırmanın hız kazandığını ve kayıt dışılıkla mücadelenin arttığını memnuniyetle izliyoruz. Bütçedeki açığı gidermek için atılacak ilk adımın, kayıt dışı kazançların tespit edilmesi ve vergilendirilmesi olması gerektiğini düşünüyoruz.” “Adalete, eğitim sistemine, kurumlara olan güven zarar görürse kolay düzeltilemez” Konuşmasında yüksek enflasyonun düşürülmesi, mülteci ve sığınmacı politikası, eğitim sistemindeki sorunlar, hukukun üstünlüğü gibi konulara değinen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Bu 4 başlığın aynı anda aktif olması, ülkemizde; Genç ve nitelikli beyin göçü, gelmeyen yabancı yatırımlar, geçici sermaye hareketleri, düşük katma değerli üretim, umutsuz ve ayrışan yoksul bir toplum riskini doğuruyor. Döviz iner-çıkar, ekonomik veriler bozulur ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak, adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle, ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” diye konuştu. “Prime esas ücret tavanı yeniden düzenlenmeli” “OECD ülkeleri arasında en katı istihdam piyasasına sahip ülkeyiz” diyen Yorgancılar, şunları kaydetti: “15 günden 30 güne çıkarılan kıdem tazminatından İstihdam yüklerine, emeklilik primlerinden, iş güvencesi tazminatı ve işsizlik sigortasına kadar rekabet ettiğimiz ülkelerin çok üstünde oranlara sahibiz. Kayıt dışılığa neden olan, rekabet gücümüzü zayıflatan tüm bu maliyetlere ek olarak, tamamlayıcı emeklilik gündemde. Reel sektörün artık yeni bir yüke 1 dirhem gücü kalmamıştır. Bir yanda çalışacak eleman bulamazken, diğer yanda emeklilik sistemi uygulamaları ile de adeta kolumuz kanadımız kırılıyor. Nitelikli elemana ihtiyaç duyarken, mevcut çalışanların sistem dışına çıkışına müsaade edilmemesini bir kez daha vurgulamak isterim. Kısa çalışma ödeneği, 5 puanlık prim teşviki, emek yoğun sektörlere özel ilave istihdam teşviklerine, İş davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan bir yıla indirilmesine ihtiyaç duyduğumuz zor bir dönemden geçiyoruz. Çalışanlarımızın enflasyonist ortamda daha fazla mağdur olmaması adına, gelir vergisi basamakları ve oranları ile prime esas ücret tavanının yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır.” Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve iş adamları katıldı.
24 Eylül 2024 Salı - 15:34 Seferihisarlı çocuklar için yeni bir festival başlıyor Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında CittaSlow Sunday günleri kapsamında “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenen çocuk festivali 28 Eylül 2024 Cumartesi günü Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleşecek. Teos Çocuk KültürEkoloji Festivali 28 Eylül 2024 cumartesi Seferihisar’da gerçekleştirilecek. Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında gerçekleştirilecek festivalin bu yıl destekçisi AB Sivil Düşün Programı oldu. CittaSlow Sunday günleri kapsamında, “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenecek festivalde çocuklar için birbirinden farklı atölye çalışmaları planlandı. 6-11 yaş arası tüm çocukların davetli olduğu festivalde çocukların, öğrenme, araştırma, sorgulama ve merak duygularını geliştirmeye dönük birçok etkinlik Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleştirilecek. Kültürel Miras, Astronomi, Evrim ve Bilim, Arkeoloji, Çocuk Hakları, Yenilikçi Müzik, Mikrobiyoloji ve Ritim ve Doğa atölyeleri ve daha birçok atölyenin yer alacağı festivalde aynı zamanda çocuklar Muzaffer İzgü ve Nâzım Hikmet hikâyeleri ile tanışacak. Çocuklar yaşadıkları yerin afişini tasarlayacaklar Festivalde yer alan “Hayalimdeki Sakin Şehir için Afiş Tasarlıyorum” atölyesinde çocuklar hayallerindeki Seferihisar için afiş tasarlayacak. Festival sonunda mini bir sergi ile paylaşılacak olan bu afişler bir sonraki festivalde de sergilenecek. Bu arada, atölyelere ücretsiz kayıt olmak için kulturekoloji@gmail.com adresine e-posta göndererek başvuru yapılabileceği duyuruldu.
Selçuk’ta salçalar ailece hazırlanıyor, belediye makine ile destek oluyor
15 Ağustos 2024 Perşembe - 10:58 Selçuk’ta salçalar ailece hazırlanıyor, belediye makine ile destek oluyor Selçuk Belediyesi her yaz olduğu gibi bu yaz da kentin merkez mahalleleri ve köylerine salça makinesi götürüyor. Kış hazırlıkları içinde önemli bir yer tutan salça yapımının kolaylaştığı Selçuk’ta kadınlar ve erkekler domatesleri hazırlıyor, belediye emekçileri makineden geçiriyor. Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in başlattığı ve geçmiş yıllarda kadınların memnuniyeti ile karşılanan salça makinesi bu yıl da kent merkezinde ve köylerde kullanılmaya devam ediyor. Kış hazırlıkları içinde önemli bir yer tutan salça yapımını kolaylaştıran salça makinesi belirtilen tarihlerde köylerde ve merkez mahallelerde yerini alıyor. Köy köy, mahalle mahalle belirlenen tarihlerde yer alan ve Zafer Mahallesi Çamlık Parkı’nda sabit olarak duran salça makineleri, salça sıkım işleminin başladığı ilk günden bu yana vatandaşların kış hazırlıklarını kolaylaştırıyor. Salça yapan vatandaşları görünce onların yanına giderek sohbet eden Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, “Bu işe başlamadan önce kadınların salça hazırlığına çok vakit harcadığını fark ettik. Kadınlar çoğu zaman bu işleri tek başına yapıyor. Dedik ki; bu işleri erkekler de üstlensin, arkadaşlarımız salça makinesi ile onlara yardım etsin. Selçuk’ta kadınlar ve erkekler yıllardır birlikte salça yapıyor aslında. Bereketli olsun, afiyet olsun” dedi. Salça makinesi ile salça yapımının çok kolaylaştığını belirten Selçuklu vatandaşlar, Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’e teşekkür etti.
Bornova 1877’ye Galatasaray patentli sol bek
15 Ağustos 2024 Perşembe - 10:50 Bornova 1877’ye Galatasaray patentli sol bek Bornova 1877, Galatasaray altyapısında yetişen Mustafa Yiğit Turgut’u kadrosuna kattığını açıkladı. TFF 3. Lig 1. Grup ekiplerinden Bornova 1877, yeni sezon hazırlıklarını kapsamında kadrosunu güçlendirme çalışmalarına devam ediyor. İzmir ekibi savunmaya bir hamle yaptı ve Galatasaray altyapısında yetişen 22 yaşındaki sol bek oyuncusu Mustafa Yiğit Turgut’u kadrosuna kattığını duyurdu. Konuyla ilgili kulüpten yapılan açıklamada, “Kulübümüz, Galatasaray altyapısında yetişen Mustafa Yiğit Turgut’la anlaşma sağladı. Ekibimiz 2002 doğumlu sol bek oyuncusu ile üç yıllık sözleşme imzaladı” ifadeleri kullanıldı. Öte yandan Bornova 1877, TFF 3. Lig 1. Grup’taki ilk hafta maçında Bulvarspor’la İzmir’de karşı karşıya gelecek. Bornova 1877’de Hakan Tırıs’la yollar ayrıldı TFF 3. Lig 1. Grup ekiplerinden Bornova 1877, yeni sezon hazırlıklarını Afyon’da gerçekleştirdiği kampla sürdürmeye devam ediyor. İkinci etap çalışmalarını sürdüren İzmir ekibinde flaş bir ayrılık yaşandı. Yeşil-siyahlı kulüpte 1 sezondur Futbol Akademisi Teknik Sorumlusu olarak görev yapan Haktan Tırıs’la karşılıklı anlaşılarak yolların ayrıldığı duyuruldu. Konuyla ilgili kulüpten yapılan açıklamada, “Bornova 1877 Futbol Akademisi Teknik Sorumlusu Haktan Tırıs’la karşılıklı anlaşarak yollarımızı ayırmış bulunmaktayız. Haktan Tırıs’a emekleri için teşekkür ederiz” ifadeleri kullanıldı.
Girişimsel Radyoloji ile daha kısa sürede iyileşme mümkün
15 Ağustos 2024 Perşembe - 10:20 Girişimsel Radyoloji ile daha kısa sürede iyileşme mümkün İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Ahmet Memiş, cerrahi operasyonların yerine sadece bir iğne deliğinden vücuda girilerek gerekli tedavinin yapılmasına imkan sağlayan Girişimsel Radyoloji hakkında bilgiler paylaştı. Prof. Dr. Memiş, “Bu yöntem ile daha kısa sürede, ağrısız şekilde iyileşme mümkün. Üstelik sadece 1-1.5 mm’lik damarlardan açılan küçük deliklerden girilerek” dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü Prof. Dr. Ahmet Memiş, tıp dünyasında yaklaşık 25 yıldır kullanılan ve pek çok hastalığın tedavi edilmesini sağlayan ‘Girişimsel Radyoloji’ hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Ahmet Memiş ultrason, anjiografi, bilgisayarlı tomografi (BT) ya da manyetik rezonans (MR) gibi radyolojik görüntüleme araçları eşliğinde uygulanan ve genellikle cerrahi operasyonların yerine sadece bir iğne deliğinden vücuda girilerek gerekli tedavinin yapılmasına imkan sağlayan Girişimsel Radyoloji’nin beyin, omurilik, damar hastalıkları ve karaciğer tümörleri gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanıldığını söyledi. En fazla 2 gün içinde iyileşme Prof. Dr. Ahmet Memiş, “Girişimsel Radyoloji, yaklaşık 25-30 yıllık bir branş. Girişimsel Radyoloji; insan vücuduna dokunmadan, hiç iğne ilaç vermeden, mümkün olduğunca beden boşluklarını açmadan teşhisi koymak demektir. Bu yöntemle teşhisi, hastaya en az dokunarak ya da mümkünse dokunmadan koymak mümkün. Asıl amaç, hastaya hiç zarar vermemek. Olduğu kadar hiç zarar vermeden, dokuya en saygılı şekilde davranarak, büyük organ boşluklarını açmadan 1- 1.5 mm’lik damarlardan açılan küçük deliklerden, iğne deliklerinden girilerek işlem yapılır. Hastanın hissettiği hiçbir ağrı sızı yoktur. Hemen hemen hiç olmayan ölüm riski ile bu operasyonlar gerçekleştirilir. Hasta için konforlu bir yöntemdir. Hasta en fazla 1-2 gün içerisinde normal hayatına, işine dönebilir” şeklinde konuştu. ‘Felç kalma riskinden kurtarıyoruz’ Girişimsel Radyoloji ile akut inmelerde hastanın felç kalma riskinin ortadan kaldırılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Memiş, “Bizim en çok, başarılı olmaya çalıştığımız, akut inmelerde beyine giden atardamarlar içerisinde pıhtının çıkarılarak hastanın o akut inmesinden felç kalma riskinden kurtarılıp yaşamına dönmesini sağlamak. Bu şekilde çok sayıda operasyon var. Vücudumuzda biliyoruz ki, 160 bin kilometre damar var. O, 160 bin km’ye, artık mikroskobik kateterlerle ulaşabiliyoruz. Ulaştığımız damarlara, mikro invaziv operasyonlar yapabiliyoruz. Bunlar; böbrek damarları, karaciğer, el ve kol damarları yani vücutta ne kadar atardamar, toplardamar varsa onlara yönelik işlemler. Girişimsel Radyoloji ile damar hastalıkları dışında karaciğer hastalıkları, karaciğer tümörleri, safra yolları hastalıkları, böbrek kistleri gibi sayamayacağım yaklaşık 350 farklı prosedürü bu branş ile iyileştiriyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Karaciğere zarar vermeden’ Karaciğer hastalıklarının nasıl tedavi edildiğine dair bilgiler de paylaşan Prof. Dr. Memiş, “Karaciğer içi tümörlerinde ya da karaciğere kalın bağırsak, sindirim sisteminin karaciğere yapmış olduğu metastazlarda, damarın içerisinden girip sadece o tümöre yönelik işlemler yapılıyor. Karaciğere zarar vermeden yapılan bu işlemler, küçük iğne delikleriyle direkt o karaciğer içerisine girerek soğuk ya da sıcakla o tümörü yakıp yok etmek şeklinde oluyor” diye konuştu.
Deniz suyu ısınıyor, Eylül’de tropikal fırtına bekleniyor
15 Ağustos 2024 Perşembe - 10:05 Deniz suyu ısınıyor, Eylül’de tropikal fırtına bekleniyor Su ve hava sıcaklıklarında yavaş yavaş ortalamanın altına düşüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Yaşar, “Eylül ayında eğer bu sıcaklık devam ederse, tropikal fırtınalar ortaya çıkar. Bize çok güzel yağış getirir. Eylül ayında güzel bir yağış alma ihtimalimiz çok yüksek” dedi. İzmir’de 2023 yılı Temmuz ayında deniz suyu sıcaklığında Türkiye rekoru kırılmıştı. 2024 yılı itibarıyla ise deniz suyu sıcaklıklarında geçen yıla oranla düşüş görüldü. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar ise suda soğuma ve ısınmanın sürekli olarak gerçekleştiğini söyleyerek, deniz suyu sıcaklıklarında düşüş görülse de sıcaklığın hala ortalamanın üstünde seyrettiğini aktardı. Prof. Dr. Yaşar, deniz suyu sıcaklığının yüksek olması sebebiyle Eylül ayında soğuk havayla sıcak denizin karşılaşmasıyla tropikal fırtına oluşabileceğinin kaçınılmaz olabileceğini söyledi. “El Ninonun etkileri hala devam ediyor” İklimlerin sürekli değişen doğa olayları olduğunu ve her zaman biriminin içinde bir küresel ısınma bir de soğuma olduğunu aktaran Prof. Dr. Yaşar, şunları kaydetti: “24 saat içerisinde gündüz çok sıcaktır, gece soğur. Biz ya küresel soğumada ya da ısınmada oluruz. Önemli olan trendimiz, bizim çıkış olayımız. Örneğin öğlen saatlerinde su ısınarak gidiyor ama akşamüstüne doğru tekrar yavaş yavaş soğuyacak. Major olarak 18 bin yıldan beri biz küresel ısınmadayız. Zaman zaman çok şiddetli soğumalar da gördük. Geçtiğimiz sene 4 Temmuz’da Dünya Meteoroloji Örgütü, ‘Süper El Nino gelme ihtimali çok fazla’ dedi ve geldi. Çok sıcak geçti. El Ninonun etkileri hala devam ediyor.” “La Lina denilen çok sert soğuma olayını bekliyoruz” Sıcaklıkların yavaş yavaş normale doğru seyrettiğini vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, “Süper EL Nino demek, deniz suyu sıcaklığında yaklaşık 2 derece kadar yukarı çıkmak demek. 14 Temmuz’dan sonra süper El Nino yavaş yavaş azalmaya başladı. Çünkü deniz suyu sıcaklığı 21.1’den 21’lere düştü tüm dünya ortalamasında. Eylül ayı ortalama sıcaklıklarını mevsim normallerine çekti. Sonraki süreçte ‘La Lina’ dediğimiz çok sert soğuma olayını bekliyoruz. Ciddi olarak bu yıl bir soğumanın gerçekleşmesi sürpriz olmayacaktır” diye konuştu. Yağışlı bir Eylül ayı bekleniyor İzmir Körfezi’nde geçtiğimiz sene 20 Temmuz gibi 32.7 ile sıcaklık rekorunun kırıldığını belirten Yaşar, 24 ve 26 Temmuz 2023’te de İzmir’de Temmuz sıcaklığının kırıldığını ifade etti. Bu rekorun hem denizde hem de normal havada kırıldığını söyleyen Yaşar, sözlerine şunları da ekledi: Rekor 43.2 ile kırıldı. Gerçekten çok ısındı. Olağanüstü bir yıl geçirdik. Yavaş yavaş ortalamanın altına düşüyoruz. Eylül ayında eğer bu sıcaklık devam ederse ki edecek gibi, tropikal fırtınalar ortaya çıkar. Bu fırtına Türkiye’ye çok sert vurmaz. Çünkü enerjisini deniz suyu sıcaklığından alır. Enerji bulamayacağı için de Yunanistan kıyılarında kalır. Bize çok güzel bir yağış getirir. Bu Eylül ayında güzel bir yağış alma ihtimalimiz çok yüksek.”
15. Gelinlik Tasarım Yarışması’na başvurular başladı
15 Ağustos 2024 Perşembe - 10:04 15. Gelinlik Tasarım Yarışması’na başvurular başladı IF Wedding Fashion İzmir-Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı kapsamında yapılan 15. Gelinlik Tasarım Yarışması’na başvurular başladı. Bu yıl “Köklere Dönüş” temasıyla düzenlenen yarışmaya, geçen yıl 84 tasarımcı 243 tasarım ile başvurmuştu. Yarışmaya başvurular, 13 Eylül saat 17.00’ye kadar devam edecek. Modanın ve gelinliğin başkenti İzmir’de düzenlenen Avrupa’nın en büyük moda fuarlarından IF Wedding Fashion İzmir-Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı; İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Ege Giyim Sanayicileri Derneği ortaklığında İZFAŞ tarafından 19 - 22 Kasım 2024 tarihlerinde 18’inci kez kapılarını açmaya hazırlanıyor. Fuar İzmir’de gerçekleştirilecek IF Wedding Fashion İzmir, 15. Gelinlik Tasarım Yarışması’yla önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da sektöre yeni tasarımcılar kazandıracak. Sektörü yeni tasarımlarla güçlendirmeyi, uluslararası pazarlarda moda ve trend oluşturabilecek özgün tasarımları ortaya çıkarmayı hedefleyen ve geçen yıl 84 tasarımcının 243 tasarımıyla katıldığı yarışma, bu yıl da genç tasarımcıları sektör profesyonelleriyle bir araya getirecek. Tema “Köklere Dönüş” Bu yıl “Köklere Dönüş” temasıyla düzenlenen yarışma, genç tasarımcılara nesiller boyunca aktarılan kültürel mirası ve gelenekleri keşfetme fırsatı sunarken, modern dokunuşlarla bu unsurları yeniden yorumlama imkanı tanıyor. Tasarımcılar, geleneksel stilleri bugünün trendleriyle birleştirerek geçmişin değerlerini günümüzle buluşturacak. Finalist olarak seçilen yetenekli tasarımcılar, hem geleneği yansıtan, hem de cesur ve modern bir moda anlayışı sunan yenilikçi tasarımlarını sergileyecek. Ön eleme 27 Eylül Yarışmaya başvuran adayların 18 yaşını doldurmuş ve ödül törenine kadar 35 yaşını aşmamış olması, üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinde, moda tasarım bölümlerinde, moda ve tekstil tasarımı meslek yüksekokulları, sahne tasarımı ve uygulamalı bilimler yüksekokulları, olgunlaşma enstitülerinde en az 2 yıllık moda tasarımı bölümlerinde öğrenci veya mezun olması, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı moda tasarımı kurslarından sertifika sahibi olmaları gerekiyor. Yarışmacılar, diğer başvuru şartları ve tüm bilgilere www.gelinliktasarimyarismasi.com.tr adresinden ulaşabilecek. Yarışmaya başvurular, 13 Eylül 2024 saat 17.00’ye kadar devam edecek. Ön eleme ise 27 Eylül’de yapılacak. Yarı finalistler ilan edilip değerlendirme sonucu finale kalan tasarımcılar, tasarladıkları gelinliği sektörde uzman mentörler ile dikme fırsatı bulacak. Genç yetenekler, 19 Kasım’da yapılacak açılış töreni defilesinde tasarımlarını profesyonellere sunma şansı yakalarken, yarışma ödülleri de sahiplerini bulacak. Dereceye girenlere ödüller Yarışmada derece alanlar, sektöre sağlam adımlarla giriş yapmanın yanı sıra özel ödüller de kazanacak. Birinci olacak tasarımcı, 75 bin TL para ödülünün yanı sıra IF Wedding Fashion İzmir 2025’te Performans Defilesi hakkı kazanacak. İkinci tasarımcı 50 bin TL, üçüncü tasarımcı ise 25 bin TL ödülün sahibi olacak. IF Wedding Fashion İzmir podyumu, geçen yılın Gelinlik Tasarım Yarışması birincisi Sercan İzci’nin performans defilesine de ev sahipliği yapacak.
AK Parti’nin 23. kuruluş yıl dönümü İzmir’de kutlandı
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 16:51 AK Parti’nin 23. kuruluş yıl dönümü İzmir’de kutlandı AK Parti’nin 23. kuruluş yıl dönümü, İzmir AK Parti İl Başkanlığında coşkuyla kutlandı. Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde, 14 Ağustos 2001’de Türkiye’nin 39. partisi olarak kurulan AK Parti, siyaset sahnesindeki 23 yılını geride bıraktı. Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi İzmir’de de 23. yaş dolayısıyla program düzenlendi. Burada önemli açıklamalarda bulunan AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, “Bundan tam 23 yıl evvel, zindanlara atarak yolunu keseriz sandıkları genç bir adam vardı. Okuduğu bir şiiri bahane etmişlerdi. Bilmiyorlardı ki Allah’ın planı zalimlerin planından elbet daha muhteşem olacaktı. Bir Recep Tayyip Erdoğan sevgisi ki milletin gönlüne nakşoldu. Bir şiir ki önce Türkiye’nin en ulvi hikayesi, ardından da bir muhteşem destan oldu. İşte o destan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde kurulan AK Parti çatısı altında siyaset literatürüne, dünyanın egemen güçlerine direnen tüm onurlu milletlere ilham ve örnek oldu. Takvimler 2001 yılının ağustos ayının 14. gününü gösterirken bir avuç inanmış insanla Türkiye’nin yeni rotası çizildi” diye konuştu. “Güçlü bir Türkiye var” Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte egemen bir Türkiye’nin olduğunu ifade eden Başkan Saygılı, “Mavi vatandan gök vatana egemen bir Türkiye var. Kendi enerji kaynaklarını bulan, çıkartan ve işleyen bağımsız bir Türkiye var. Terör belasına tarihin en ağır darbesini vuran, Şuşa’da 44 günde zafer kazandıran güçlü bir Türkiye var. Dünya beşten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkün diyen cesur bir Türkiye var. Kendi otomobilini, SİHA ve İHA, helikopter, tank ve diğer milli savunma envanteri üretebilen müreffeh bir Türkiye var. Şehir hastaneleri, sosyal destekleri, bireyi merkeze aldığı gibi aile kurumunu koruyan politikalarıyla önce insan diyen bir Türkiye var. Yeni havalimanları, hızlı tren yolları, köprüler, tüneller, limanlar ve yüksek hızlı internet erişimiyle medeniyet yarışında öncü bir Türkiye var. Kalkışmaları darbecilerin başına geçiren, vesayeti devletin tıkalı damarlarından söküp atan, milleti devletin esas unsuru haline getiren demokratik bir Türkiye var. İşte bu Türkiye AK Parti’nin ve AK Parti’nin mimarbaşı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın eseridir. Bu eser; sadece 23 yılın değil, millete adanmış bir ömrün, Türkiye’ye ve her bir insana vakfedilmiş bir hayatın bedeli ve sonucudur” dedi. “İzmir için çalışıyoruz” İzmir İl Başkanlığı görevine geldiği ilk günden bu yana çok çalıştıklarını dile getiren Başkan Saygılı, “Gündemimize öncelikle İzmir’i alıyor, İzmir ve İzmirlinin haklarını makul, nitelikli ve ahlaklı muhalefet şiarıyla savunuyoruz. İzmir’in “kayıp milyar skandalı” olarak bilinen İZBETON ve kooperatifler arasındaki büyük soygunu her platformda dillendiriyor, takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz. İzmirlinin yıllarını heba eden köhneleşmiş CHP Belediyeciliğine karşı üst perdeden muhalefetimizi sürdürdüğümüz gibi, ulusal ve küresel siyasetteki hassasiyetlerimizden de taviz vermiyoruz” şekline konuştu. “İzmir, Siyonizme kardeş değil karşı olur” İzmir’in alnına sürülmüş kara bir lekeyi de temizlemiş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayan Başkan Saygılı, sözlerini şöyle noktaladı: “Biliyorsunuz İzmir Tel-Aviv’le evvel zaman içinde kardeş şehir ilan edilmişti. Biz, bunu gündeme getirip yoğun bir kamuoyu oluşturduk. Bu iş olmaz dedik. İzmir, çocukları katleden Siyonist sapkınlığın başkentine kardeş olamaz. İzmir o şehre, o sapkın Siyonizme kardeş değil karşı olur. İzmir’in kardeşi Mazlum Filistin halkıdır, mağdur Gazzeli kadınlar, çocuklar ve masum sivillerdir dedik. Artık Tel-Aviv denen teröristanın sözde başkenti ile eşsiz ve güzel İzmir’imiz kardeş şehir değiller.” Öte yandan yıl dönümü kutlamalarına AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ve AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da katılım gösterdi.