Yerel Haberler
İzmir
24 Eylül 2024 Salı - 18:19 Cevdet Yılmaz: “2025’in ortalarında enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” İzmir İş Dünyası Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” dedi. Bir dizi program için İzmir’e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ikinci durağı İzmir Ticaret Odası (İZTO) oldu. Cevdet Yılmaz, burada İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Buluşmasına katıldı. Programda konuşan Cevdet Yılmaz, “OVP’yi yeniledik. Geçen yıl seçimler oldu, siyasi belirsizlikler bitti. OVP ile politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Politikalarımızı kararlı bir şekilde hayat geçiriyoruz. Güncellediğimiz OVP’de geçen yıldan bugüne birtakım güncellemeler yapıldı. Ana politikamızı 4 başlıkta özetliyorum. Birincisi enflasyonla mücadele, yeniden ülkemizi tek haneli rakamlara düşürmek. 3 yıllık bir perspektif ile tekrar tek haneli rakamlara ulaşmak. Bunun için geçiş, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı olarak 3 dönem belirlemiştik. O dönemleri başarı ile tamamlama sürecindeyiz. İkinci hedef büyüme, enflasyonla mücadele ederken kalkınmakta olan bir ülke olarak büyümeyi belli seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Kalkınma sürecini de eş zamanlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üçüncü başlığımız, sosyal refahı arttırma. Geçici iyileştirmeler değil, enflasyonun düştüğü sürdürülebilir büyümenin sağlandığı ortamda kalkıcı refahı arttırmak nihai amacımız. Geçen yıl OVP’yi yaparken Gazze’de insanlık dramı, bir takım gelişmeler yoktu. Kontrol edemediğimiz birçok unsur bu süreçleri etkiliyor. Büyük oranda OVP’nin gerçekleştiğini, hedeflerimizde ilerlemeler sağladığımızı, bazı alanlarda bir miktar geride olduğumuzu ifade edebilirim. Birçok hedefimizde geçen yıl ortaya koyduğumuz beklentilerden daha iyi durumdayız” diye konuştu. “Bugün ülkemiz dünyanın 17’nci büyük ekonomisi” Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5.1 büyüdüğünü, 14 yıl boyunca kesintisiz büyümesini devam ettirdiğini dile getiren Yılmaz, “Önemli olan uzun süre yüksek büyümeyi sağlamak. Türkiye bunu başaran ülkelerden biri. 2002 yılında dünyanın 21’inci ekonomisiydi ülkemiz, bugün ülkemiz 17’nci büyük ekonomisi. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın 18’inci büyük ekonomisiydi, bugün 11’inci konumunda. Geçen yıl itibariyle milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolar oldu geçen yıl itibariyle. Bu yıl beklentimiz 1,3 trilyon dolar mertebesine çıkması ekonomik büyüklüğümüzün. Kişi başına gelirin de 15 bin dolar seviyesini ilk defa aşmasını bekliyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında büyümemiz yüzde 3,8 oldu. Son 20 yılda ortalamamız 5,4. Ortalamamıza göre düşük diyebilirsiniz ama dünya ile mukayese ettiğinizde küçümsenecek bir rakam değil. Dünya ortalaması 3 ile 3.5 arasında. AB yüzde 1’in altında. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda azımsanacak rakam değil. OVP’de temel çerçevemiz dengeli büyüme. Dış talebin verdiği katkının yükseldiği bir büyümeyi yakalamış durumdayız. 2024’ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı iç talebi aştı. Yıl sonu beklentimiz yüzde 3,5 ile büyüme ile yılı kapatmak. 0.5 civarında aşağı yönlü revizyon yaptık” sözlerine yer verdi. “2024 sonunda 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz” “Gelecek yıla baktığımızda 3 tane olumlu etki görüyoruz” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Politikalar dışında küresel ortam önemli. İhracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen dış pazarlarında büyümedir. Dış pazarlarımız büyüdüğü zaman kur ve olursa olsun ihracatımız artıyor. En önemli 2 bölge Kuzey Afrika Orta Doğu ve Avrupa. Bu ikisi Türkiye’nin ihracatının yüzde 60-70’i. Her iki bölgede de büyüme geçmişe göre daha büyük olacak. Bu da ihracatçılar açısından olumlu. İkinci olumlu eğilim emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesi, bugün daha istikrara kavuştu. Üçüncü unsur FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme süreci başlıyor. Bu faizlerdeki düşüş gelişmekte olan ülkelerde fon akışını hızlandıracak ve ihraç pazarlarımızı olumlu etkileyecek. Bütün bu şartlara baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu ile başaracağımıza inanıyoruz. Büyüme ile enflasyon arasında kısa vadede zorluklar, sıkıntılı tablolar oluşabilir. Ancak enflasyonun düşürülmesi büyüme ortamını da güçlendirir. Enflasyon düştüğü ortamda öngörülebilirlik artar, yatırım ortamı iyileşir, beklentiler güçlenir. Kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Geçmiş dönemlere baktığınız zaman enflasyonun düşük seyrettiği dönemler aslında büyümenin çok daha iyi olduğu dönemler. Önümüzdeki dönemde yüzde 4 büyüme, 2024 sonunda 1.3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz.” “Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek” Bu süreçte enflasyonun yükseleceğini, sonra düşme eğilimine gireceğini söyleyen Cevdet Yılmaz, özellikle 2024’ün ikinci yarısında belirgin bir düşmenin de olacağını söylediklerini kaydetti. Sözlerine devam eden Yılmaz, “Nitekim öyle oldu. Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli program hedefimiz yüzde 41,5. Bunu masa başında oturup yapmadık. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Farklı tahminler her zaman olabiliyor. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz. Gelecek yıl bu zamanlar 20-30 arası bir enflasyon olacak; ancak enflasyon ile mücadelemiz devam edecek. 2025 sonu itibarıyla 20’nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026’da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz” açıklamalarına yer verdi. “Önümüzdeki dönem cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” İstihdamda 1 puan civarında daha iyi bir sonucun çıktığına vurgu yapan Yılmaz, “OVP’yi hesaplarken 10.3 diye tahmin etmiştik, 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde ekonomimiz istihdam üretmiş. Kadın ve genç istihdamı ağırlıklı. Bu politikamızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en kritik durum cari açıktır. Cari açığı kalıcı bir şekilde çözmezsek kalkınma süreci tıkanır. Biz cari açığı çözmek istiyoruz. Cari açık geçen yıl ilk yarıda yüzde 6,9’a kadar yükselmişti. Yılı yüzde 4 ile kapattık. Bugün geldiğimiz noktada haziran ayı itibarıyla 2,2, yıl sonunda da 1,7 gibi bir oranla kapatmayı hedefliyoruz. Cari açığın kapanması demek dövize ihtiyacımızın azalması demek. Cari açığı borçlanma ile finanse edersiniz. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “İhracatımız artıyor, ithalatımız azalıyor” İhracatın artmaya devam etiğini anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ağustos ayında 262 milyar dolara ulaştık. İthalatımız azalıyor. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Dış ticaret açığı 78 milyar dolarlara geldi. Turizmde neredeyse hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. 60 milyon turist 60 milyar dolar gelir demiştik. İzmir’in bu konuda performansını takdir ediyoruz ancak potansiyel için arzu edilen noktada değil. Önümüzdeki dönem potansiyelini daha fazla kullandığını görmek istiyoruz.” “2024’te bütçe açığı beklentimiz, yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak” “Son 1 yılda TL’ye olan cazibeyi arttırdık” diyen Cevdet Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye geçici mekanizma oluşturduklarını söyledi. Bu durumu aşama aşama kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl Ağustos’ta KKM 126 milyar dolara ulaşmıştı. Şu an 46,5 milyar dolara düştü. Bunu yaparken bir istikrarsızlığa yol açmadan gerçekleştirdik. Kısa süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Merkez Bankası’nın rezervlerinde iyileşme sağlandı. Geçen sene 96,5 milyar dolara düşmüştü. Bu yıl 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde 90 milyar dolara yakın artış sağlandı. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen son 2 yılda 2 trilyon TL depreme kaynak ayırdık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli seviyede tuttuk. 2023 gerçekleşmesi 5,2 oldu. 2024’te beklentimiz ise yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak. Gelecek yılda yüzde 3’ü hedefliyoruz. Cari açığı kontrol ettiğiniz zaman risk düşüyor. Bu riskleri düşürdüğünüz için piyasaya yansıyor. Özel sektör borçlanırken daha az ve düşük maliyetlerle borçlanıyor” sözlerine yer verdi. “Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü” “Bizim programımız sadece para programı değil. Maliye ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül çerçeve” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Bütünlüğü ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz. Para politikamız yürürken, maliye politikalarımızla ciddi destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. Maliye politikaları kanalıyla enflasyonla mücadeleye ciddi destek sunduk. Para politikası önemli ama kalkınmakta olan bir ülke olarak yapısal reformların üzerinde durmalıyız. Bunu başaracağız ki ülkemizde verimlilik artsın, girişimci bir yapı oluşsun. Geçen yıl ilk defa reform gündemi koyduk. Bu yılda aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 26 tedbir planlamıştık, 20’sini gerçekleştirdik.” “Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” Yapısal reformlarda yer alacak başlıkları da sıralayan Yılmaz, “Yeni sanayi politikasına ihtiyacımız var. Ar-Ge’nin ticarileşmesi, projelerin desteklenmesi, yeşil dönüşüm önemli. Karbon nötr bir ekonomiye gitmeliyiz. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere her alanda başarmalıyız. Kamu altyapı yatırımlarını etkinleştiriyoruz. Özellikle tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyen tek sektör varsa tarımdır. Tarımsal verimliliği arttırmamız enflasyonla mücadeleye çok önemli katkılar sunacak. Planlı tarımı ve suyu esas alan bir destekleme modeli üzerine çalışıyoruz. Enerjide önemli çalışmalar var. Çalışma hayatında reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma sistemini ülkemize getirmek durumdayız. Artık geleceğin ihtiyaçlarını da ön görüp şimdiden eğitimi ayarlamak zorundayız. Yapay zeka ile bir çok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yeni nesil çalışma biçimleriyle eğitim sistemimizin içeriğini örtüştürmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olacak. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye belirtti. Tarımda işbirliği çağrısı 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programda tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması amacıyla önemli hedefler bulunduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesinden genel tarım sayımına, üretim planlamasından sözleşmeli üretimin desteklenmesine, organize tarım bölgelerinin sayısının artırılmasından dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok konuya OVP’de yer verilmiş durumda. Burada en önemli hususlardan birisi, bunları hızla hayata geçirmek. İzmir’in meslek odaları olarak bizler de birlik ve beraberlik içinde sektöre katkı vermeye devam ediyoruz. İzmir Ticaret Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odamız, Ege İhracatçı Birliklerimiz ve Borsamız öncülüğünde ve yereldeki kurumlarımız iş birliğinde, Dikili, Kınık ve Bayındır ilçelerimizde 3 adet Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi amacıyla aralıksız çalışıyoruz. Borsamız öncülüğünde oda, birlik ve özel sektör paydaşlarımızın desteği ile tarımın dijital gelişimine katkı sağlayacak kısaca İTTM olarak adlandırdığımız ülkemizin ilk Tarım Teknoloji Merkezini de birkaç ay içerisinde fiziki yerinde faaliyete geçirmeye hazırız” açıklamalarında bulundu. “OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleridir” Orta Vadeli Program (OVP) ‘nin enflasyonu düşürme programı olduğunu ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede somut iyileşme kaydedilmesi halinde faizlerin yatırım yapılabilir seviyeye gerilemesini sabırsızlıkla bekliyoruz. OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz. Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli verinin, bütçe açık tahminleri olduğunu değerlendiriyoruz. Geçen sene açıklanan OVP, 2024 için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, rakam yüzde 4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için yüzde 3.1 ve 2026 yılı için yüzde 2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Vergi düzenlemeleri ve Merkez Bankası politikalarıyla sıkılaştırmanın hız kazandığını ve kayıt dışılıkla mücadelenin arttığını memnuniyetle izliyoruz. Bütçedeki açığı gidermek için atılacak ilk adımın, kayıt dışı kazançların tespit edilmesi ve vergilendirilmesi olması gerektiğini düşünüyoruz.” “Adalete, eğitim sistemine, kurumlara olan güven zarar görürse kolay düzeltilemez” Konuşmasında yüksek enflasyonun düşürülmesi, mülteci ve sığınmacı politikası, eğitim sistemindeki sorunlar, hukukun üstünlüğü gibi konulara değinen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Bu 4 başlığın aynı anda aktif olması, ülkemizde; Genç ve nitelikli beyin göçü, gelmeyen yabancı yatırımlar, geçici sermaye hareketleri, düşük katma değerli üretim, umutsuz ve ayrışan yoksul bir toplum riskini doğuruyor. Döviz iner-çıkar, ekonomik veriler bozulur ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak, adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle, ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” diye konuştu. “Prime esas ücret tavanı yeniden düzenlenmeli” “OECD ülkeleri arasında en katı istihdam piyasasına sahip ülkeyiz” diyen Yorgancılar, şunları kaydetti: “15 günden 30 güne çıkarılan kıdem tazminatından İstihdam yüklerine, emeklilik primlerinden, iş güvencesi tazminatı ve işsizlik sigortasına kadar rekabet ettiğimiz ülkelerin çok üstünde oranlara sahibiz. Kayıt dışılığa neden olan, rekabet gücümüzü zayıflatan tüm bu maliyetlere ek olarak, tamamlayıcı emeklilik gündemde. Reel sektörün artık yeni bir yüke 1 dirhem gücü kalmamıştır. Bir yanda çalışacak eleman bulamazken, diğer yanda emeklilik sistemi uygulamaları ile de adeta kolumuz kanadımız kırılıyor. Nitelikli elemana ihtiyaç duyarken, mevcut çalışanların sistem dışına çıkışına müsaade edilmemesini bir kez daha vurgulamak isterim. Kısa çalışma ödeneği, 5 puanlık prim teşviki, emek yoğun sektörlere özel ilave istihdam teşviklerine, İş davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan bir yıla indirilmesine ihtiyaç duyduğumuz zor bir dönemden geçiyoruz. Çalışanlarımızın enflasyonist ortamda daha fazla mağdur olmaması adına, gelir vergisi basamakları ve oranları ile prime esas ücret tavanının yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır.” Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve iş adamları katıldı.
24 Eylül 2024 Salı - 16:50 Cevdet Yılmaz: “2025’in ortalarında enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” İzmir İş Dünyası Buluşmasında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz” dedi. Bir dizi program için İzmir’e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın ikinci durağı İzmir Ticaret Odası (İZTO) oldu. Cevdet Yılmaz, burada İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen İzmir İş Dünyası Buluşmasına katıldı. Programda konuşan Cevdet Yılmaz, “OVP’yi yeniledik. Geçen yıl seçimler oldu, siyasi belirsizlikler bitti. OVP ile politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Politikalarımızı kararlı bir şekilde hayat geçiriyoruz. Güncellediğimiz OVP’de geçen yıldan bugüne birtakım güncellemeler yapıldı. Ana politikamızı 4 başlıkta özetliyorum. Birincisi enflasyonla mücadele, yeniden ülkemizi tek haneli rakamlara düşürmek. 3 yıllık bir perspektif ile tekrar tek haneli rakamlara ulaşmak. Bunun için geçiş, dezenflasyon ve kalıcı fiyat istikrarı olarak 3 dönem belirlemiştik. O dönemleri başarı ile tamamlama sürecindeyiz. İkinci hedef büyüme, enflasyonla mücadele ederken kalkınmakta olan bir ülke olarak büyümeyi belli seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Kalkınma sürecini de eş zamanlı bir şekilde hayata geçirmeliyiz. Üçüncü başlığımız, sosyal refahı arttırma. Geçici iyileştirmeler değil, enflasyonun düştüğü sürdürülebilir büyümenin sağlandığı ortamda kalkıcı refahı arttırmak nihai amacımız. Geçen yıl OVP’yi yaparken Gazze’de insanlık dramı, bir takım gelişmeler yoktu. Kontrol edemediğimiz birçok unsur bu süreçleri etkiliyor. Büyük oranda OVP’nin gerçekleştiğini, hedeflerimizde ilerlemeler sağladığımızı, bazı alanlarda bir miktar geride olduğumuzu ifade edebilirim. Birçok hedefimizde geçen yıl ortaya koyduğumuz beklentilerden daha iyi durumdayız” diye konuştu. “Bugün ülkemiz dünyanın 17’nci büyük ekonomisi” Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 5.1 büyüdüğünü, 14 yıl boyunca kesintisiz büyümesini devam ettirdiğini dile getiren Yılmaz, “Önemli olan uzun süre yüksek büyümeyi sağlamak. Türkiye bunu başaran ülkelerden biri. 2002 yılında dünyanın 21’inci ekonomisiydi ülkemiz, bugün ülkemiz 17’nci büyük ekonomisi. 2002 yılında satın alma gücü paritesine göre dünyanın 18’inci büyük ekonomisiydi, bugün 11’inci konumunda. Geçen yıl itibariyle milli gelirimiz ilk defa 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştı. Kişi başına gelirimiz 13 bin 243 dolar oldu geçen yıl itibariyle. Bu yıl beklentimiz 1,3 trilyon dolar mertebesine çıkması ekonomik büyüklüğümüzün. Kişi başına gelirin de 15 bin dolar seviyesini ilk defa aşmasını bekliyoruz. Bu yılın ilk 6 ayında büyümemiz yüzde 3,8 oldu. Son 20 yılda ortalamamız 5,4. Ortalamamıza göre düşük diyebilirsiniz ama dünya ile mukayese ettiğinizde küçümsenecek bir rakam değil. Dünya ortalaması 3 ile 3.5 arasında. AB yüzde 1’in altında. Enflasyonla mücadele ettiğimiz bir ortamda azımsanacak rakam değil. OVP’de temel çerçevemiz dengeli büyüme. Dış talebin verdiği katkının yükseldiği bir büyümeyi yakalamış durumdayız. 2024’ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı iç talebi aştı. Yıl sonu beklentimiz yüzde 3,5 ile büyüme ile yılı kapatmak. 0.5 civarında aşağı yönlü revizyon yaptık” sözlerine yer verdi. “2024 sonunda 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz” “Gelecek yıla baktığımızda 3 tane olumlu etki görüyoruz” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Politikalar dışında küresel ortam önemli. İhracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen dış pazarlarında büyümedir. Dış pazarlarımız büyüdüğü zaman kur ve olursa olsun ihracatımız artıyor. En önemli 2 bölge Kuzey Afrika Orta Doğu ve Avrupa. Bu ikisi Türkiye’nin ihracatının yüzde 60-70’i. Her iki bölgede de büyüme geçmişe göre daha büyük olacak. Bu da ihracatçılar açısından olumlu. İkinci olumlu eğilim emtia fiyatlarının ılımlı seyretmesi, bugün daha istikrara kavuştu. Üçüncü unsur FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme süreci başlıyor. Bu faizlerdeki düşüş gelişmekte olan ülkelerde fon akışını hızlandıracak ve ihraç pazarlarımızı olumlu etkileyecek. Bütün bu şartlara baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonu ile başaracağımıza inanıyoruz. Büyüme ile enflasyon arasında kısa vadede zorluklar, sıkıntılı tablolar oluşabilir. Ancak enflasyonun düşürülmesi büyüme ortamını da güçlendirir. Enflasyon düştüğü ortamda öngörülebilirlik artar, yatırım ortamı iyileşir, beklentiler güçlenir. Kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Geçmiş dönemlere baktığınız zaman enflasyonun düşük seyrettiği dönemler aslında büyümenin çok daha iyi olduğu dönemler. Önümüzdeki dönemde yüzde 4 büyüme, 2024 sonunda 1.3 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklük, 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz.” “Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek” Bu süreçte enflasyonun yükseleceğini, sonra düşme eğilimine gireceğini söyleyen Cevdet Yılmaz, özellikle 2024’ün ikinci yarısında belirgin bir düşmenin de olacağını söylediklerini kaydetti. Sözlerine devam eden Yılmaz, “Nitekim öyle oldu. Enflasyon, mayıs ayında 75,5’a kadar çıktı. Haziran’dan bugüne 23,5’lik bir düşüş var. Ağustos’ta yüzde 52’yi gördü. Eylül enflasyonu 50’nin altına inecek. 40’lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda ise orta vadeli program hedefimiz yüzde 41,5. Bunu masa başında oturup yapmadık. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyoruz. Farklı tahminler her zaman olabiliyor. 2025’in ortalarında ise enflasyondan bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz. Gelecek yıl bu zamanlar 20-30 arası bir enflasyon olacak; ancak enflasyon ile mücadelemiz devam edecek. 2025 sonu itibarıyla 20’nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026’da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz” açıklamalarına yer verdi. “Önümüzdeki dönem cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” İstihdamda 1 puan civarında daha iyi bir sonucun çıktığına vurgu yapan Yılmaz, “OVP’yi hesaplarken 10.3 diye tahmin etmiştik, 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde ekonomimiz istihdam üretmiş. Kadın ve genç istihdamı ağırlıklı. Bu politikamızı sürdürmeye kararlıyız. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en kritik durum cari açıktır. Cari açığı kalıcı bir şekilde çözmezsek kalkınma süreci tıkanır. Biz cari açığı çözmek istiyoruz. Cari açık geçen yıl ilk yarıda yüzde 6,9’a kadar yükselmişti. Yılı yüzde 4 ile kapattık. Bugün geldiğimiz noktada haziran ayı itibarıyla 2,2, yıl sonunda da 1,7 gibi bir oranla kapatmayı hedefliyoruz. Cari açığın kapanması demek dövize ihtiyacımızın azalması demek. Cari açığı borçlanma ile finanse edersiniz. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla cari açığı yüzde 2’nin altında tutmayı hedefliyoruz” diye konuştu. “İhracatımız artıyor, ithalatımız azalıyor” İhracatın artmaya devam etiğini anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ağustos ayında 262 milyar dolara ulaştık. İthalatımız azalıyor. Ticaret dengemiz iyileşiyor. Dış ticaret açığı 78 milyar dolarlara geldi. Turizmde neredeyse hedeflerimizi gerçekleştireceğiz. 60 milyon turist 60 milyar dolar gelir demiştik. İzmir’in bu konuda performansını takdir ediyoruz ancak potansiyel için arzu edilen noktada değil. Önümüzdeki dönem potansiyelini daha fazla kullandığını görmek istiyoruz.” “2024’te bütçe açığı beklentimiz, yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak” “Son 1 yılda TL’ye olan cazibeyi arttırdık” diyen Cevdet Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat (KKM) diye geçici mekanizma oluşturduklarını söyledi. Bu durumu aşama aşama kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz, “Geçen yıl Ağustos’ta KKM 126 milyar dolara ulaşmıştı. Şu an 46,5 milyar dolara düştü. Bunu yaparken bir istikrarsızlığa yol açmadan gerçekleştirdik. Kısa süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Merkez Bankası’nın rezervlerinde iyileşme sağlandı. Geçen sene 96,5 milyar dolara düşmüştü. Bu yıl 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde 90 milyar dolara yakın artış sağlandı. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen son 2 yılda 2 trilyon TL depreme kaynak ayırdık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli seviyede tuttuk. 2023 gerçekleşmesi 5,2 oldu. 2024’te beklentimiz ise yılı 5’in altında bir açıkla kapatmak. Gelecek yılda yüzde 3’ü hedefliyoruz. Cari açığı kontrol ettiğiniz zaman risk düşüyor. Bu riskleri düşürdüğünüz için piyasaya yansıyor. Özel sektör borçlanırken daha az ve düşük maliyetlerle borçlanıyor” sözlerine yer verdi. “Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü” “Bizim programımız sadece para programı değil. Maliye ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül çerçeve” diyen Yılmaz, şöyle konuştu: “Bütünlüğü ortaya koyuyor ve şekillendiriyoruz. Para politikamız yürürken, maliye politikalarımızla ciddi destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. Maliye politikaları kanalıyla enflasyonla mücadeleye ciddi destek sunduk. Para politikası önemli ama kalkınmakta olan bir ülke olarak yapısal reformların üzerinde durmalıyız. Bunu başaracağız ki ülkemizde verimlilik artsın, girişimci bir yapı oluşsun. Geçen yıl ilk defa reform gündemi koyduk. Bu yılda aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 26 tedbir planlamıştık, 20’sini gerçekleştirdik.” “Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” Yapısal reformlarda yer alacak başlıkları da sıralayan Yılmaz, “Yeni sanayi politikasına ihtiyacımız var. Ar-Ge’nin ticarileşmesi, projelerin desteklenmesi, yeşil dönüşüm önemli. Karbon nötr bir ekonomiye gitmeliyiz. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere her alanda başarmalıyız. Kamu altyapı yatırımlarını etkinleştiriyoruz. Özellikle tarımı stratejik bir sektör olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyen tek sektör varsa tarımdır. Tarımsal verimliliği arttırmamız enflasyonla mücadeleye çok önemli katkılar sunacak. Planlı tarımı ve suyu esas alan bir destekleme modeli üzerine çalışıyoruz. Enerjide önemli çalışmalar var. Çalışma hayatında reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma sistemini ülkemize getirmek durumdayız. Artık geleceğin ihtiyaçlarını da ön görüp şimdiden eğitimi ayarlamak zorundayız. Yapay zeka ile bir çok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Yeni nesil çalışma biçimleriyle eğitim sistemimizin içeriğini örtüştürmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olacak. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye belirtti. Tarımda işbirliği çağrısı 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Programda tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması amacıyla önemli hedefler bulunduğunu belirten İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Ekilebilir ve sulanabilir alanların genişletilmesinden genel tarım sayımına, üretim planlamasından sözleşmeli üretimin desteklenmesine, organize tarım bölgelerinin sayısının artırılmasından dijitalleşme, yapay zekâ ve veriye dayalı iş modelleriyle akıllı tarım uygulamalarının yaygınlaştırılmasına kadar birçok konuya OVP’de yer verilmiş durumda. Burada en önemli hususlardan birisi, bunları hızla hayata geçirmek. İzmir’in meslek odaları olarak bizler de birlik ve beraberlik içinde sektöre katkı vermeye devam ediyoruz. İzmir Ticaret Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odamız, Ege İhracatçı Birliklerimiz ve Borsamız öncülüğünde ve yereldeki kurumlarımız iş birliğinde, Dikili, Kınık ve Bayındır ilçelerimizde 3 adet Tarım İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin faaliyete geçmesi amacıyla aralıksız çalışıyoruz. Borsamız öncülüğünde oda, birlik ve özel sektör paydaşlarımızın desteği ile tarımın dijital gelişimine katkı sağlayacak kısaca İTTM olarak adlandırdığımız ülkemizin ilk Tarım Teknoloji Merkezini de birkaç ay içerisinde fiziki yerinde faaliyete geçirmeye hazırız” açıklamalarında bulundu. “OVP’deki en önemli veri, bütçe açık tahminleridir” Orta Vadeli Program (OVP) ‘nin enflasyonu düşürme programı olduğunu ifade eden İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede somut iyileşme kaydedilmesi halinde faizlerin yatırım yapılabilir seviyeye gerilemesini sabırsızlıkla bekliyoruz. OVP’nin gerçekçi bir yaklaşım sergilemesinin olumlu olduğu kanaatindeyiz. Dezenflasyonist süreç açısından OVP’deki en önemli verinin, bütçe açık tahminleri olduğunu değerlendiriyoruz. Geçen sene açıklanan OVP, 2024 için Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 6.4’ü bir bütçe açığına işaret ediyordu. Bu sene, rakam yüzde 4.9 olarak revize edildi. 2025 yılı için yüzde 3.1 ve 2026 yılı için yüzde 2.8’lik bütçe açığı hedefleniyor. Vergi düzenlemeleri ve Merkez Bankası politikalarıyla sıkılaştırmanın hız kazandığını ve kayıt dışılıkla mücadelenin arttığını memnuniyetle izliyoruz. Bütçedeki açığı gidermek için atılacak ilk adımın, kayıt dışı kazançların tespit edilmesi ve vergilendirilmesi olması gerektiğini düşünüyoruz.” “Adalete, eğitim sistemine, kurumlara olan güven zarar görürse kolay düzeltilemez” Konuşmasında yüksek enflasyonun düşürülmesi, mülteci ve sığınmacı politikası, eğitim sistemindeki sorunlar, hukukun üstünlüğü gibi konulara değinen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Bu 4 başlığın aynı anda aktif olması, ülkemizde; Genç ve nitelikli beyin göçü, gelmeyen yabancı yatırımlar, geçici sermaye hareketleri, düşük katma değerli üretim, umutsuz ve ayrışan yoksul bir toplum riskini doğuruyor. Döviz iner-çıkar, ekonomik veriler bozulur ama en kötü orta vadede düzelir. Ancak, adalete, eğitim sistemine, ülkeye, kurumlara olan güvenin zarar görmesi çok kolay düzeltilemez. Bu nedenlerle, ilk 20 büyük ekonomi arasında olmamıza rağmen, birçok uluslararası endekste dünya ortalamasının çok gerisindeyiz. Bu tesadüf olamaz” diye konuştu. “Prime esas ücret tavanı yeniden düzenlenmeli” “OECD ülkeleri arasında en katı istihdam piyasasına sahip ülkeyiz” diyen Yorgancılar, şunları kaydetti: “15 günden 30 güne çıkarılan kıdem tazminatından İstihdam yüklerine, emeklilik primlerinden, iş güvencesi tazminatı ve işsizlik sigortasına kadar rekabet ettiğimiz ülkelerin çok üstünde oranlara sahibiz. Kayıt dışılığa neden olan, rekabet gücümüzü zayıflatan tüm bu maliyetlere ek olarak, tamamlayıcı emeklilik gündemde. Reel sektörün artık yeni bir yüke 1 dirhem gücü kalmamıştır. Bir yanda çalışacak eleman bulamazken, diğer yanda emeklilik sistemi uygulamaları ile de adeta kolumuz kanadımız kırılıyor. Nitelikli elemana ihtiyaç duyarken, mevcut çalışanların sistem dışına çıkışına müsaade edilmemesini bir kez daha vurgulamak isterim. Kısa çalışma ödeneği, 5 puanlık prim teşviki, emek yoğun sektörlere özel ilave istihdam teşviklerine, İş davalarında zaman aşımı süresinin 5 yıldan bir yıla indirilmesine ihtiyaç duyduğumuz zor bir dönemden geçiyoruz. Çalışanlarımızın enflasyonist ortamda daha fazla mağdur olmaması adına, gelir vergisi basamakları ve oranları ile prime esas ücret tavanının yeniden düzenlenmesi faydalı olacaktır.” Toplantıya, İzmir Valisi Süleyman Elban, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve iş adamları katıldı.
24 Eylül 2024 Salı - 15:34 Seferihisarlı çocuklar için yeni bir festival başlıyor Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında CittaSlow Sunday günleri kapsamında “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenen çocuk festivali 28 Eylül 2024 Cumartesi günü Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleşecek. Teos Çocuk KültürEkoloji Festivali 28 Eylül 2024 cumartesi Seferihisar’da gerçekleştirilecek. Kültürel ve Ekolojik Hayatı Koruma Derneği (KültürEkoloji) ve Seferihisar Belediyesi ortaklığında gerçekleştirilecek festivalin bu yıl destekçisi AB Sivil Düşün Programı oldu. CittaSlow Sunday günleri kapsamında, “Haklarımız Var!” temasıyla düzenlenecek festivalde çocuklar için birbirinden farklı atölye çalışmaları planlandı. 6-11 yaş arası tüm çocukların davetli olduğu festivalde çocukların, öğrenme, araştırma, sorgulama ve merak duygularını geliştirmeye dönük birçok etkinlik Seferihisar Çocuk Belediyesi’nde gerçekleştirilecek. Kültürel Miras, Astronomi, Evrim ve Bilim, Arkeoloji, Çocuk Hakları, Yenilikçi Müzik, Mikrobiyoloji ve Ritim ve Doğa atölyeleri ve daha birçok atölyenin yer alacağı festivalde aynı zamanda çocuklar Muzaffer İzgü ve Nâzım Hikmet hikâyeleri ile tanışacak. Çocuklar yaşadıkları yerin afişini tasarlayacaklar Festivalde yer alan “Hayalimdeki Sakin Şehir için Afiş Tasarlıyorum” atölyesinde çocuklar hayallerindeki Seferihisar için afiş tasarlayacak. Festival sonunda mini bir sergi ile paylaşılacak olan bu afişler bir sonraki festivalde de sergilenecek. Bu arada, atölyelere ücretsiz kayıt olmak için kulturekoloji@gmail.com adresine e-posta göndererek başvuru yapılabileceği duyuruldu.
Çeşme’deki sakız ağaçlarında hasat hazırlıkları devam ediyor
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 14:21 Çeşme’deki sakız ağaçlarında hasat hazırlıkları devam ediyor İzmir’in Çeşme ilçesinde coğrafi işaretli sakız ağaçlarında hasat hazırlıkları sürüyor. Çeşme Meteoroloji İlçe Müdürlüğü bahçesindeki sakız ağaçlarında hasat öncesi ağaç çizim işlemi gerçekleştirildi. AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Çeşme Kaymakamı Mehmet Maraşlı, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, Çeşme İlçe Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Keçeci, Çeşme Meteoroloji Müdürü Ezher Zengin, Çeşme Ziraat Odası Başkanı Süleyman Özer, Çeşmeli sakız üreticileri Hasan Ege Tütüncüoğlu, İbrahim Topal’ın da katılımıyla Çeşme Meteoroloji Müdürlüğü bahçesinde bulunan 28 yıllık sakız ağaçları, sakız hasadı için çizildi. Sakız ağaçlarını çizmeden önce kısa bir açıklama yapan AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Çeşme’nin sadece turizm ile değil, tarımıyla da adından söz ettireceğini vurgulayarak, "Tarım ve Orman Bakanlığımızın, İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzün ve İlçe Tarım Müdürlüğümüzün yapmış olduğu çalışmalar neticesinde, burada Meteoroloji İlçe Müdürlüğümüzün bahçesinde, sakız ağacının gelişip, çoğalması için koruma altına alınan bir projenin içindeyiz. Yarımadada, farklı ilçelerde de üreticilerimizi bu sektörün içerisine almak için biz de iktidar olarak çalışmaktayız. Sakız çok kıymetli. Hem sağlık alanında, gıdada, kozmetikte, içecekte, gastronomide, farklı alanlarda kullanılıyor. Sakızı yaşatmak, sakızla beraber katma değerli ürünler üretmek için hep beraber, el ele canla başla çalışacağımızı söylemek isterim. Çeşme, bundan sonra turizmin yanında gastronomisiyle, tarımıyla, burada üreteceğimiz ürünlerle anılacak. Karşıdaki Sakız adası, bütün adanın gelirini sakızdan karşılıyor. İnanıyoruz ki biz de burada katma değerli işler yapacağız" diye konuştu. Yapılan konuşmanın ardından Milletvekili Bölünmez Çankırı ve İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Şahin, bir sakız ağacını çizerek, hasat için hazırladı. Bölünmez Çankırı ve Şahin, havai köklendirme yöntemiyle elde edilen bir sakız fidanını da toprakla buluşturdu. Çeşme’deki sakız ağaçlarının tamamı kayıt altına alınacak Etkinlik öncesinde basın mensuplarına sakız ağaçları ve yaptıkları çalışmalar hakkında kısa bir bilgi veren Çeşme İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde görevli Ziraat Teknisyeni Mesut Emre, "Burası bizim gen kaynağımız. Bu ağaçlarda havai köklendirme usulü fidan elde ederek, üreticilere anaç fidan sağlayacağız. Köklendirilen fidanların geriye dönük izlenebilirliğini sağlamak amacıyla bir kayıt sistemi oluşturduk. Her ağacımızı numaralandırdık. Hangi ağaçtan, hangi yıl, kaç fidan alınmış, hangi üreticimize verilmiş, hatta hangi ada ve parseldeki araziye dikilmiş, bütün bunların takibini yapacağız. Tüm Çeşme’yi parsel parsel gezerek, sakız ağacı tespitini yapacağız. Sakız, bir endemik tür, buraya ait. Dolayısıyla sakız ile ilgili çalışmayı daha detaylı yapacağız. Bütün sakız ağaçlarını numaralandıracağız. Ağacın yaşını, verim miktarını tespit edeceğiz. Sakız ağacını kaç derecelik açıyla çizmemiz gerektiğini bile araştırıyoruz" dedi. "Sakız ağacı sayısının artması için çalışıyoruz" Sakız’ın tıbbi aromatik bir bitki olduğunu vurgulayan Emre, "Özellikle sağlık sektöründe kullanılan bir bitki. Gıda sektöründe de kullanılıyor. Bugüne kadar bir şekilde gerçek değeri ortaya çıkarılmamış, sakızın sadece cikletlerde kullanılan bir ürün olduğunu öne çıkararak bir algı oluşturmuşlar. Dolayısıyla sakız üretimi hep ötelenmiş. Halbuki sakız, tıbbi aromatik bir bitkidir. Ülser gibi mide rahatsızlıkları ve bütün sindirim sistemine faydalı olan bir bitki. Yeteri kadar sakız üretimi yapabilirsek, ciddi artı değer elde edebiliriz. Yetiştirme alanlarımız Yunanistan’dan daha fazla. Sakız ağacının öneminin bilincindeyiz. Sakız ağacı sayısının artması için çalışıyoruz" diye konuştu. Öte yandan Çeşmeli sakız üreticileri Hasan Ege Tütüncüoğlu ve İbrahim Topal, havai köklendirme yöntemiyle elde ettikleri 30 bin sakız fidanının dikim için hazır olduğunu belirterek, bu yıl içinde toprakla buluşturacaklarını, ayrıca her yıl 15 bin yeni fidanı toprakla buluşturmayı hedeflediklerini ifade ettiler.
Karaciğer metastazında “fil dozu” kemoterapi tedavisi
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 11:47 Karaciğer metastazında “fil dozu” kemoterapi tedavisi Kanser tedavisinde her geçen gün yeni tedaviler hastalara umut oluyor. Son yıllarda kemosaturasyon tedavisi karaciğer metastazlarının tedavisinde dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşmaya başladı. Medicana International İzmir Hastanesinde Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Utku Mahir Yıldırım tarafından uygulanan işlemde, sadece kanserli bölgeye “fil dozu” denen yüksek doz kemoterapi ile nokta atışı tedavi yapılıyor. Yaygın karaciğer metastazlarında, kemosaturasyon tedavisi sıkça başvurulan bir yöntem haline gelmeye başladı. Medicana International İzmir Hastanesinde Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Utku Mahir Yıldırım ve uzman ekip tarafından uygulanan işlemde, tüm karaciğere yüksek doz kemoterapi ile nokta atışı tedavi yapılıyor. “Yan etkilerin önüne geçiliyor” Lokal olarak uygulanan kemoterapi ilacı vücuda karışmadan önce özel filtreler ile temizleniyor. Nokta atışı kanser tedavilerinden biri olan kemosaturasyon yöntemi ile karaciğerdeki sıçrama odakları hedefleniyor. Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Utku Mahir Yıldırım, “Kemosaturasyon, son yıllarda kanser tedavileri arasında en çok merak edilen tedavilerden biri. Bu tedavide ana hedefimiz, “fil dozu” diye tarif edebileceğimiz yüksek doz kemoterapi ilacının karaciğer içerisine hapsetmek ve ilacın tümör hücrelerine daha fazla nüfuz etmesini sağlamak. Tüm karaciğere uygulanan yüksek doz kemoterapi ilacı, bu yöntem sayesinde karaciğer dışında başka organlara gitmesi önleniyor, böylece vücudun diğer alanlarında kemoterapiye bağlı yan etki oluşmasının önüne geçiliyor. Yaygın karaciğer metastazlarında daha etkili bir kemoterapi hedefleniyor” dedi. Cerrahi kesiye ihtiyaç duyulmuyor Dr. Mahir Yıldırım, anjiyografi ünitesinde uygulanan kemosaturasyon tedavisini şöyle anlattı: “Özel bir balonlu kateter ile karaciğerdeki toplardamarladan gelen kan vücuttan ayırılıyor. Daha sonra karaciğerin atardamarından yüksek doz kemoterapi ilacı veriliyor. Karaciğere giden kana kemoterapi verip gelen kan filtreler ile temizlenmiş oluyor. Böylelikle kemoterapi ilacının vücutta kalarak yan etki oluşturması engelleniyor. İşlem ortalama 2 saat sürüyor. Hasta 2 gece hastanede yatıyor. Bu seans yeterli gelmezse, kanserli bölgenin durumuna göre 6 hafta arayla birkaç sefer uygulanabiliyor.” FDA Onaylı Kemosaturasyon tedavisinin Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA onayı olan bir tedavi olduğunu belirten Yıldırım şunları söyledi: “Bu yöntemle, melanom, meme ve kolon gibi kanserlerin karaciğer metastazlarında yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. Medicana International İzmir Hastanesinde uyguladığımız kemosaturasyon tedavisi mutlak bir ekip çalışması gerektiriyor. İşlemin yapılabilmesi için akreditasyon ve sertifikasyon aşamaları gerekiyor. Anestezi, girişimsel radyoloji ve Onkoloji doktorları ile deneyimli perfüzyonist ve kan merkeziyle birlikte ve uyumlu çalışarak, İzmir’de bu alanda bir merkez olmayı başardık.”
İzmir Ekonomi Üniversitesinden yüzde 99.48’lik tercih başarısı
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 11:03 İzmir Ekonomi Üniversitesinden yüzde 99.48’lik tercih başarısı İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), başarılarına bir yenisini daha ekleyerek yüzde 99.48’lik genel doluluk oranına ulaştı. 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre ön lisansta yüzde 100’lük, lisansta ise yüzde 99.26’lık doluluk oranı yakalayan İEÜ’yü, toplamda 2 bin 509 öğrenci tercih etti. Rektör Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin genel doluluk oranının yüzde 89.35 olduğuna dikkat çekerek, üniversite olarak zirve yürüyüşünü kararlılıkla sürdürdüklerini ifade etti. 2024 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte milyonlarca genç için heyecanlı bekleyiş sona erdi. İzmir Ekonomi Üniversitesi, tercih dönemindeki başarısını bu sene de tekrarlayarak gençlerin en çok ilgi gösterdiği üniversiteler arasına adını yazdırdı. Teknolojik altyapısı, güçlü akademisyen kadrosu ve uluslararası bağlantılarıyla ön plana çıkan İEÜ, gençlerin beklentilerine cevap vererek farkını ortaya koydu. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, sadece İzmir ya da Ege değil, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce gencin, tercihini İEÜ’den yana kullandığını vurguladı. Son yıllarda olduğu gibi bu sene de yüzde 100’e yakın bir tercih oranına ulaşarak başarıyı tekrarladıklarını aktaran Prof. Dr. Abacıoğlu, “Türkiye genelindeki vakıf üniversitelerine baktığımızda, tercih oranlarının ön lisansta yüzde 96.39, lisansta ise yüzde 83.88 olduğunu görüyoruz. Genel doluluk oranı da yüzde 89.35. Üniversite olarak genel ortalamanın çok üzerindeyiz. Elbette bunun haklı gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Belirli bir stratejik hedef doğrultusunda çalışmalarımızı yürütüyor; fiziki şartlarımızı, akademisyen kadromuzu, öğrencilerimize sunduğumuz tüm imkanları geliştiriyoruz. Önemli olan, bizim yaptığımız çalışmaların gençlerimiz tarafından fark edilmesi, benimsenmesi. Sonuçlar gösteriyor ki, bunda da başarılıyız. Türkiye’nin yanı sıra Avrupa’nın en iyi üniversiteleri arasına girmek hedefiyle zirve yürüşümüzü kararlıkla sürdüreceğiz” diye konuştu. Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerimiz, bizim geleceğe bırakacağımız en değerli mirasımız. Bu nedenle tüm gençlerimizi çok önemsiyor, onları en iyi şekilde yetiştirmenin temel görevimiz olduğunu biliyoruz. Aramıza katılan yeni öğrencilerimizle daha da güçlendik, ailemizi geliştirdik. Öğrencilerimize ‘İzmir Ekonomi Üniversitesi Ailesi’ne hoş geldiniz’ diyor, hepsini yürekten kutluyorum. Ailelerimizi de tebrik ediyorum. Gençlerimize çok güveniyor, inanıyorum. Onlar da bize güvensinler. Hep birlikte büyük başarılara imza atacağız.”
Karşıyaka, transferde gaza bastı
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 10:51 Karşıyaka, transferde gaza bastı Karşıyaka, son olarak Çorum FK forması giyen orta saha oyuncusu Hakan Barış’ı kadrosuna kattığını açıkladı. Böylece yeşil-kırmızılılar, 8. transferini gerçekleştirmiş oldu. TFF 3. Lig 1. Grup’ta şampiyonluğun en büyük favorilerinden birisi olan Karşıyaka, kadrosunu güçlendirme çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. Geçtiğimiz sezonun tamamlanmasıyla birlikte birçok oyuncusuyla yollarını ayıran yeşil-kırmızılılar, yeni sezonda hata yapmamak için tecrübeli ve mücadele gücü yüksek genç oyunculara yöneldi. 2023-2024 futbol döneminde takımlarıyla bir üst lige çıkma sevinci yaşayan Metin Peker, Sinan Gayla, İshak Kurt ve Hakan Canbazoğlu transfer eden İzmir ekibi; Abdulkadir Öksüz, Aygün Özışıkyıldız, Mert Yusuf Torlak ve Kadir Bakırtaş gibi genç oyuncuları da kadrosuna katmayı başardı. Yeşil-kırmızılılar, orta sahaya bir hamle daha yaptı ve kariyerinde TFF 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig şampiyonlukları bulunan orta saha oyuncusu Hakan Barış’ı bünyesine kattığını duyurdu. Konuyla ilgili kulüpten yapılan açıklamada, “Tecrübeli orta saha oyuncusu Hakan Barış ile bir yıllık sözleşme imzalamış bulunmaktayız. Hakan’a hoş geldin diyoruz ve takımımızla birlikte başarılar diliyoruz” ifadeleri kullandı. Öte yandan Karşıyaka’nın, geçtiğimiz sezon 1461 Trabzon FK forması giyen stoper Tarık Tekdal ve yine geçtiğimiz sezon Sarıyer forması giyen orta saha oyuncusu Erdal Öztürk ile görüşmeler gerçekleştirdiği öğrenildi.
Altınordulu gençlerin hedefi şampiyonluk
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 10:47 Altınordulu gençlerin hedefi şampiyonluk TFF 2. Lig ekiplerinden Altınordu’nun genç futbolcularından Arif Şimşir ve Furkan Emin Kaçmaz, yeni sezon öncesi kamp çalışmalarının iyi geçtiğini ve hedeflerinin şampiyonluk olduğunu ifade etti. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, yeni sezon öncesinde kamp çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Kırmızı-lacivertlilerin genç oyuncularından Arif Şimşir (19) ve Furkan Emin Kaçmaz (18) da, kulübün resmi sitesine yapılan bu antrenmanları değerlendirdi. U19 Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonasının kamp kadrosunda yer aldıktan sonra takımla çalışmalara başlayan 19 yaşındaki Arif Şimşir, “A Takımımız ile tempolu ve yoğun şekilde idmanlarımız devam ediyor. Sezona en iyi şekilde hazırlanıyoruz. Hedefimiz bu sezon şampiyonluğa oynamak, en kötü play-off hattında ligi bitirip öyle şampiyon olmak. Yeni hocamızla çalışmalara başladık, gayet uyumlu ve güzel bir şekilde idmanlarımızı sürdürüyoruz. Umarım sezona iyi başlarız ve güzel bir şekilde bitiririz” dedi. Takım içindeki uyumun beklediğinden daha iyi olduğunu dile getiren genç kaleci, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sezon kadromuza yurt dışından ve başka takımdan gelen arkadaşlarımız oldu. Altyapıdan çıkan oyuncularımız var. Karma bir takımız ama beklediğimden çok iyi bir uyum var takımda. Bu sezon formayı alıp güzel maçlar geçirip iyi bir yere transfer olmak istiyorum.” Furkan Emin Kaçmaz: “İyi bir sezon geçirmek istiyoruz” Akademiden bu sezon A Takım kadrosuna dahil edilen Furkan Emin Kaçmaz da, yeni sezon öncesi kampın gayet iyi geçtiğini dile getirerek, “Yeni gelen abilerimiz var, kardeşlerimizle beraber burada hep beraber uyum sağlıyoruz ve çok iyi gidiyor çalışmalarımız. Performansımız ve tempomuz çok yüksek. İnşallah çok iyi bir sezon geçiririz. Dokuz yıldır Altınordu Akademi’deyim, orda çok şey öğrendim. Bu öğrendiklerimi A takımda sürdürmek istiyorum. Bulduğum forma şanslarını çok iyi değerlendirmek istiyorum” diye konuştu. Furkan Emin Kaçmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sezon takımımızı bir üst düzeye çıkarmak istiyoruz, sonrasında da Süper Lig’e çıkarmak istiyoruz. Bunda benim emeğimin olmasını çok istiyorum. Çünkü dokuz yıldır bu kulüpteyim. Çok fazla emek harcadık, çok fazla çaba sarf ettik. Bu sene emeklerimizin karşılığını almak istiyoruz.”
Gençlerin tercihi Yaşar Üniversitesi oldu
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 10:33 Gençlerin tercihi Yaşar Üniversitesi oldu Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları açıklandı. Yaşar Üniversitesi, ÖSYM’nin verilerine göre tercihlerde yüzde yüze yakın doluluk oranına ulaştı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu belirterek ,‘’Yeni öğrencilerimizin aramıza katılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Onlara içtenlikle “hoş geldiniz’ diyor, başarılı ve keyifli bir akademik yıl geçirmelerini diliyoruz’’ dedi. Üniversite adaylarının büyük bir merakla beklediği tercih sonuçları ÖSYM tarafından açıklandı. Yaşar Üniversitesi, ÖSYM verilerine göre, Türkiye’de yüzde yüze yakın yerleştirme oranıyla en çok tercih edilen vakıf üniversitelerinden biri olarak bu yıl da üst sıralarda yer aldı. “Özgün ve donanımlı bir yükseköğretim kurumunda eğitim son derece önemli” Yaşar Üniversitesinin gençlere verdiği nitelikli eğitimle birlikte; bilimsel araştırma ve projeler, kültür-sanat faaliyetleri, spor aktiviteleri ve sosyal organizasyonlarda da başarıyla yer aldığını vurgulayan Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilginin çok hızlı değiştiği ve küresel rekabetin hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir ortamda farklı niteliklere sahip, özgün ve donanımlı bir yükseköğretim kurumunda eğitim son derece önemli. Hedefimiz; öğrencilerimizi ihtiyaçları olan farklılığı oluşturacak şekilde, akademik-mesleki bilgiyle donanımlı, özgüvenli, sosyal sorumluluk bilincine sahip, sanatsal duyarlılığı olan bireyler olarak yetiştirebilmek. Onları hayallerinin gerçekleşeceği kariyer hayatlarına en iyi şekilde hazırlamak.” “Öğrencilerimizle büyüdük, büyümeye devam edeceğiz’’ Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller de üniversite olarak yükseköğrenime katkı koymaya devam edeceklerini belirterek, “Yenilikçilik ve girişimciliğin geliştirilmesi, akademik çıktıların ekonomiye ve topluma değer sağlaması için çalışıyoruz. Üniversitemizde, gündemdeki gelişmelere ve dönüşümlere hizmet eden önemli çalışmalar yürütüyoruz. Her akademik yıl aramıza yeni katılan öğrencilerimizle büyüdük, büyümeye devam edeceğiz’’ dedi. Gurur tablosu Yaşar Üniversitesinin son dönemde elde ettiği önemli uluslararası başarılardan bazıları şöyle sıralanıyor: - İngiltere merkezli Times Higher Education (THE) Üniversitelerin Etki Sıralaması 2024 Raporu’nda Birleşmiş Milletler ’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini temel alan listesinde Yaşar Üniversitesine yer verdi. - Yaşar Üniversitesi İnsan Kaynakları Müdürlüğü, AB Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezi tarafından Avrupa Komisyonu’nun Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü. - Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr Yiğit Kazançoğlu, Prof. Dr. Meltem Gürel, Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Doç. Dr. Banu Yetkin Ekren, Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh ve Prof. Dr. Duygu Türkmen Özmen; Stanford Üniversitesinin hazırladığı dünyadaki en etkili bilim insanları listesine girdi.
Beyin tümörünü burundan çıkardılar
14 Ağustos 2024 Çarşamba - 10:19 Beyin tümörünü burundan çıkardılar İEÜ Medical Point Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi ile Kulak Burun Boğaz bölümü ekiplerince yapılan başarılı bir operasyonla, hastanın beynindeki tümör kafatası açılmadan burnundan çıkarıldı. Yeniden sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu belirten Şerafettin Kasap (78), “Sağlığım gayet yerinde. 2 günde kendime geldim. Kafamda şekil bozukluğu olsun istemediğim için bu yöntemi tercih ettim” dedi. Uşak’ta yaşayan Şerafettin Kasap, görme şikayetiyle İEÜ Medical Point Hastanesine başvurdu. Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünden Doç. Dr. Gökhan Gürkan tarafından yapılan tetkiklerde Kasap’ın beyninde tümör olduğu, bu tümörün de göze yaptığı baskı sebebiyle görmede azalma olduğu belirlendi ve ameliyat kararı alındı. Doç. Dr. Gökhan Gürkan ve KBB Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Erdem Eren tarafından yapılan ortak ameliyatla hastanın beynindeki tümör, hastanın kafatası açılmadan burnundan çıkarıldı ve Kasap sağlığına kavuştu. "Bu yöntem hasta için çok daha konforlu” Başarılı bir ameliyatla hastanın sağlığına kavuştuğuna vurgu yapan Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümünden Doç. Dr. Gökhan Gürkan, “Hastamız görmede azalma şikayetiyle bize geldi. MR’da görme sinirlerine basan bir tümöre rastladık. Hastamızı bilgilendirdik. Hastamıza KBB bölümüyle birlikte yapacağımız ameliyatla tümörü burnundan çıkarabileceğimizi söyledim. Hastamız bunu kabul edince KBB bölümünden Prof. Dr. Erdem Eren ile birlikte başarılı bir ameliyat gerçekleştirip tümörü çıkardık” dedi. Gerçekleşen ameliyatın klasik ameliyata göre hasta için daha avantajlı olduğuna da vurgu yapan Gürkan, “Klasik ameliyatta kafatasını kaldırarak beyinden inerek tümöre ulaşabilirdik. Ancak büyük bir yara olacaktı ve beyin dokusuna dokunmuş olacaktık. Bu yöntem hasta için çok daha konforlu. Hem pansuman ihtiyacı yok hem de yan etkileri daha az” diye konuştu. "Endoskopi bize çok geniş bir alan sunuyor” Hastanın yatış süresinin azaldığının altını çizen KBB Hastalıkları bölümünden Prof. Dr. Erdem Eren, “İki branşın başarılı bir çalışması oldu. Hastaya burundan kamerayla girip dışarıdan kesi yapmadan hipofiz denen hormon salgılayan beze ulaştıktan sonra tümörü çıkardık. Kapamaları da burun içinden yapabiliyoruz. Böylece hasta daha çabuk ayağa kalkabiliyor. Biz genelde endoskop kullanıyoruz. Burun içinden giriyoruz. Normalde bu ameliyatı beyin cerrahları endoskopla da yapabiliyorlar ya da mikroskop altında burundan girip de yapabiliyorlar. Ancak endoskop bize çok geniş bir alan sunuyor. Daha ayrıntılı bir görüş sağlıyor. Tüm bunların neticesinde hasta için daha konforlu oluyor” ifadelerini kullandı. “Sağlığım gayet yerinde” Sağlığına kavuşan Şerafettin Kasap ise “Gökhan Hoca beynimdeki kitlenin alınması gerektiğini ve gözüme baskı yaptığı için durumun körlüğe dahi gidebileceğini söyledi. İki ameliyat seçeneği sundu ve ben burnumdan ameliyatı tercih ettim. Erdem Hocamızla birlikte ameliyatımı yaptılar. Sağlığım gayet yerinde. 2 günde kendime geldim. Büyük bir başarı. Kafamda şekil bozukluğu olsun istemediğim için bu yöntemi tercih ettim” diye belirtti.