EKONOMİ
Ticaret Bakanlığı’ndan Necibe Batmaz’a ’Ahi Esnaf Beratı’ 19 Eylül 2024 Perşembe - 19:52:39 İstanbul Balat’ta 65 yıldır hizmet veren Balat Aile Kileri dükkanının sahibi Necibe Batmaz’a Ticaret Bakanlığı tarafından ’Ahi Esnaf Beratı’ verildi. İstanbul’un tarihi semtlerinden Balat’ta 65 yıldır hizmet veren Balat Aile Kileri dükkanının sahibi Necibe Batmaz’a Ticaret Bakanlığı tarafından ’Ahi Esnaf Beratı’ verildi. Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Necibe Batmaz’ı dükkanında ziyaret ederek, ’Ahi Esnaf Beratı’nı takdim etti. Çok gururlu olduğunu söyleyen Necibe Batmaz, "Beni bu şekilde takdir ettikleri için çok mutlu oldum. 65 yıldır burada hizmet ediyoruz. Bu işi babam ile birlikte yapıyorduk. Babamı kaybettikten sonra, işimizi bırakmadım. Babamın vasiyeti üzerine bu işletmede hizmet vermeye devam ediyorum. Babamızdan kalan bakkal dükkanımızı ayakta tutmaya çalışıyoruz" dedi. 1963 yılında Necibe Batmaz’ın merhum babası Hüseyin Türkyılmaz tarafından Balat’ta kurulan işletme, halen kurulduğu yerde hizmet vermeye devam ediyor. Henüz 8 yaşındayken babasının yanında işe başlayan Necibe Batmaz tarafından da 40 yıldır işletilen Balat Aile Kileri, yıllardır kapıya gelen muhtaçları boş çevirmeyerek parası olmayanlara veresiye ürün veriyor. Babasının ’kapıya gelen hiç kimseyi boş çevirmeyin’ tavsiyesine uyarak bakkala gelen mahallelinin ihtiyaçlarını veresiye defterine yazarak gideren Necibe Batmaz, bir süre önce işletmeyi kapatma noktasına geldi ancak bir hayırseverin veresiye defterindeki borçları kapatmasıyla hizmetini sürdürmeye devam etti.
19 Eylül 2024 Perşembe - 19:36 ASKON Malatya Şubesinin 2. olağan genel kurulu yapıldı Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Malatya şubesinin 2. Olağan Genel Kurul ve şube açılışı Genel Başkan Orhan Aydın’ın katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya Malatya Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hakan Er, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, ASKON Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, STK temsilcileri ve ASKON üyeleri katıldı. Genel kurulun açılış konuşmasını yapan ASKON Malatya Şube Başkanı Mustafa Şarlak, Malatya’nın tek çarşı modeliyle değil birden fazla çarşı alanının oluşturulması gerekliliğinin altını çizerek, "Depremden çok kısa bir süre önce mikro ölçekte Malatya ekonomisine, makro ölçekte ülke ekonomisine gerek ihracat alanında, gerek imalat sanayinde katkı sunmak, üyelerine vizyonuyla, dürüst, güvenilir, ahlaklı ticaretin öncüsüolmayı hedefleyen bir ruhla milli değerlere önem vererek ışık tutmak amacıyla kurulmuştur. Yaşadığımız elim deprem faciası bizi ilimiz için daha çok kamçılamış, daha çok çalışarak, üreterek, Malatya’mıza değer oluşturmaya odaklanmıştır" dedi. 6 Şıbat depremi sürecine de değinen Şarlak, "Çalışmalar bize göstermiştir ki birinci derecede deprem bölgesinde bulunan ilimizin taviz verilmeksizin güvenli bölgelere taşınması, ticari hayatın olumsuzluklardan etkilenmemesi için geçmişteki gibi tek çarşı modeliyle değil, farklı yerlerde çarşı alanlarının oluşturulması gerekmektedirler. Bunun yanı sıra büyük travma yaşayan vatandaşlarımız için elbette öncelik barınmayla birlikte ilerleyen günlerde donatı alanlarını da önem vererek için Yeşil alanlar ve rekreasyon insanlarının da arttırılması gerekmektedir. Malatya şubemiz tüm üyeleriyle yekvücut olarak şehrin Malatya’nın inşasında bilimsel ve akademik çalışma şehrin sosyolojik ve ekonomik dizaynına devletinin yanında ve destekçisi olacağına söz veriyoruz. Allah’ın izniyle hep birlikte Malatya’mızı inşa edecek ve bu vesileyle ayağa kaldıracağız" ifadelerini kullandı. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Hakan Er, Malatya’daki işçi açığından bahsederek depremler sonrası Malatya’yı 200 bin kişinin terk ettiğini ifade etti. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Er, “Malatya’mız 6 Şubat felaketinde en büyük zararı almıştır. Malatya’da bin beş yüzden fazla bina, deprem esnasında yıkıldı. Otuz altı bin binamız ağır hasarlı duruma geldi. 27 bin 500 bağımsız iş yerimiz kullanılmaz hale geldi. Çarşı diye tabir ettiğimiz bütün alanlar kayboldur. Yüz yirmi bin vatandaşımız halen konteynerlarda hayatlarına devam ediyorlar. Deprem sonrası büyük göç verdik. Vermeye de devam ediyoruz. TÜİK’in en son verilerine göre Malatya’dan 102 bin 621 kişi deprem sonrası başka şehirlere göç etmiş durumda. Bu göç iş yerlerimizi de vurdu" ifadelerine yer verdi. ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın ise Malatya’nın 2022 yılında yaklaşık 455 milyon dolar ihracat yaptığını ancak 2023 yılında yaşanan asrın felaketi nedeniyle bu rakamın 393 milyon dolar seviyesine düştüğünü söyledi. 2024 yılında hızlı bir ivmeyle birlikte ilk sekiz ayda 258 milyon dolar ihracat yapıldığını ifade eden Aydın, "Bu şekilde devam etmekte kaldı ki ihracatın artış dönemi olan bu dönemlerle birlikte 2022 yılındaki 455 milyon doların üzerine bir ihracata ulaşacağını düşünüyoruz. Hatay’dan sonra en fazla yıkımın olduğu Malatya’da bölgenin kalkınması için ne pahasına olursa olsun elimizi taşın altına koyacak ve elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuştu. ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın’a seslenerek 4. Anadolu Zirvesi’ni Malatya’da düzenleme talebinde bulunan AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de Malatya’da ticari hayatın yeniden canlanması için yoğun bir şekilde çalıştıklarını ifade ederek büyük ölçüde hasar gören yerlerin yeniden inşa çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini belirtti. Son olarak söz alan Malatya Valisi Seddar Yavuz ise bilim, sanayi ve teknolojinin olanaklarını daha fazla kullanılması gerektiğini ifade etti. Vali Yavuz, "Tam bağımsız olarak yaşayabilmeniz için stratejik alanlara yatırım yapmak gerekiyor. Ülke olarak bu çalışmaya işlerimizi daha sistematik olarak geliştirmeye ihtiyacımız var” diye konuştu. Yavuz ayrıca deprem sonrası çalışmaların da hızla ilerlediğini belirterek tüm imkanlar ile en kısa sürede Malatya’yı ayağa kaldıracaklarını söyledi.
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:44 GASBEM ev sahipliğinde MYK Bölgesel bilgilendirme semineri gerçekleştirildi Gaziantep Sanayi Odası’nın (GSO) iştiraki, Gaziantep Mesleki Yeterlilik Sınav ve Belgelendirme Merkezi (GASBEM) ev sahipliğinde, GSO Mesleki Eğitim Merkezi’nde düzenlenen Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Bölgesel Bilgilendirme Semineri’nde Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere çevre illerde faaliyet gösteren Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşlarının temsilcileri, Mesleki Yeterlilik Kurumu yetkilileri ile bir araya geldi. Mesleki yeterlilik sistemi, akreditasyon, yetkilendirme, denetim, ölçme ve değerlendirme konularında bilgilendirmenin yapıldığı seminerde, belgelendirme kuruluşlarının sorunları ve çözüm önerileri hakkında değerlendirmelerde bulunuldu. Seminerin ardından Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Başkan Yardımcısı Dr. Mehmet Erdem Güney ile beraberindeki heyet, GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, GSO Yönetim Kurulu Üyesi ve GASBEM Yönetim Kurulu Başkanı Bora Tezel, GASBEM Yönetim Kurulu Üyesi Hüsamettin Selçuk, GSO Genel Sekreteri Yusuf İzzettin İymen, Genel Sekreter Yardımcısı ve Endüstriyel Gelişim Hizmetleri Koordinatörü İbrahim Çalı ve GASBEM ekibi ile bir araya geldi. Gerçekleştirilen istişare toplantısında, GASBEM Yönetim Kurulu Başkanı Bora Tezel, Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yetki kapsamındaki ulusal yeterliliklere göre sınav ve belgelendirme faaliyetlerini yürüten Yetkilendirilmiş Belgelendirme Kuruluşu olan GASBEM’in faaliyetleri hakkında detaylı bilgilendirmede bulundu. Toplantıda ayrıca ulusal mesleki yeterlilik sistemi ile orta ve uzun vadede işsizliğin azalması, istihdamın gelişmesi, verimlilik ve rekabet gücünün artmasıyla ülke ekonomisinin güçlenmesine katkı sağlamak adına yapılabilecek yeni iş birlikleri değerlendirildi.
19 Eylül 2024 Perşembe - 16:27 Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek: ’’OVP’nin en önemli önceliği enflasyonu tek haneye düşürmektir’’ OVP’nin nihai hedefinin sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı olduğunu aktaran Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘Programımızın öncelikli amacı enflasyonu tek haneye düşürmektir. Dezenflasyon süreci hedeflerimize paralel şekilde seyrediyor. Daha dengeli ve sürdürülebilir büyümeye geçiş yapacağız. Yapısal reformlar hızlanacak’’ dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Global Liderler Zirvesi’ne (Global Leader Summit) video konferans yoluyla katıldı. İş insanlarına seslenen Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program’ın (OVP) amaçları ve Türkiye ekonomisine ilişkin sunum gerçekleştirdi. Bakan Şimşek OVP’nin amaçları doğrultusunda gelinen son noktayı kamuoyuyla paylaştı. OVP’nin nihai hedefi sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımıdır diyerek sözlerine başlayan Bakan Şimşek, ’’Sürdürülebilir yüksek büyüme için bizim mutlaka fiyat istikrarını sağlamamız lazım, mali disiplini yeniden tesis etmemiz lazım, sürdürülebilir cari açık olmazsa olmazlarımızdandır, en kritik olan bir diğer madde de yapısal dönüşümdür. Yapısal dönüşüm ile rekabet gücümüzü artıracağız, verimliliği artırarak refah seviyemizi yükselteceğiz’’ dedi. ’’Programımızın en önemli önceliği enflasyonu tek haneye düşürmektir ’’ Programın en önemli hedefinin enflasyonu tek haneye düşürmek olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, ’’Programımızın en önemli önceliği enflasyonu tek haneye düşürmektir. Geçen sene geçiş dönemi yaşadık ve enflasyon Mayıs ayında zirveyi gördü. Bu sen sonu itibariyle Merkez Bankası’nın hedef bandının üst kısmı olan yüzde 41,5 ile bitirmeyi umut ediyoruz. Dezenflasyon süreci hedeflerimize paralel şekilde seyrediyor. Gelecek sene OVP hedefimize göre enflasyonu yüzde 20’nin altına yüzde 17,5’a düşürmeyi hedefliyoruz. 2026 yılı sonunda ise enflasyonu tek haneye düşürmeyi hedefliyoruz. Yazın başlayan dezenflasyon süreci devam edecek, enflasyon hedeflerimizi tutturacağımıza inanıyoruz’’ ifadelerini kullandı. ‘‘Deprem ve EYT nedeniyle bütçe açığımız yüksek seyrediyor’’ Bütçe açığına ilişkin de görüşlerini paylaşan Bakan Şimşek, ‘‘Bütçe açığını kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına çekmeyi hedefliyoruz. Deprem ve EYT nedeniyle bütçe açığımız geçen sene ve bu sene yüksek seyrediyor. Dezenflasyon sürecini desteklemek için bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 3 civarına düşürmeyi hedefliyoruz. Sonraki yıllarda da yüzde 3’ün altına çekerek dezenflasyon sürecine destek vereceğiz’’ diye konuştu. ‘‘Bu sene cari açık öngörümüz yüzde 1,7’’ Cari açığı düşürmek için OVP hedefleri doğrultusunda çalışıldığını belirten Bakan Şimşek, ‘‘Geçen sene cari açık yüzde 4 civarındaydı. Bu sene cari açığı yüzde 1,7 olarak öngörüyoruz. Gelecek sene yüzde 2 civarı bir cari açık öngörümüz var. Sonraki senelerde ise yüzde 1,5 - 2 arası cari açık hedefliyoruz. Cari açığın yüzde 2-2,5’in altında olması demek Türkiye’nin dış borcunun milli gelire oranı düşüyor demektir. Aynı zamanda rezerv birikimine imkan sağlanması demektir’’ dedi. ‘‘Daha dengeli, sürdürülebilir büyümeye geçiş yapacağız’’ Uygulanan politikaların sonucu olarak büyümede geçici bir yavaşlama olacağına dikkat çeken Bakan Şimşek, ‘‘Büyümede yavaşlama sonrasında daha dengeli, sürdürülebilir yüksek büyümeye geçiş yapacağız. Geçen sene büyüme yüzde 5 civarındaydı, bunun 8 puanı iç talep kaynaklıydı. Net ihracatın katkısı da eksi 3 puanın üstündeydi. Bu dengesiz bir büyümeydi ve enflasyonu, cari açığı doğuruyordu. Dezenflasyon programı ile bu sene yüzde 3,5 büyüme öngörüyoruz ama bu büyümenin 1 puanı dış talepten ihracat katkısı ile gelecek, 2,5 puanı da iç talepten gelecek. Gelecek sene büyümeyi yüzde 4 sonrasında ise 4,5 - 5 olarak öngörüyoruz. Dezenflasyonun sürecinin amacı Türkiye’de öngörülebilirliği ve refahı artırmaktır. Büyümede dengelenme bizim önceliklerimizdendi’’ şeklinde konuştu. ‘‘147 milyar dolar civarında brüt rezerve sahibiz’’ Merkez Bankası rezervlerindeki artışa ilişkin de bilgi veren Bakan Şimşek, ‘‘Rezerv yeterliliğine ulaşmak programımızın önceliklerindendi. Son 1 yıl içerisinde brüt rezervlerimiz 48 milyar dolardan fazla arttı. 147 milyar dolar civarında brüt rezerve sahibiz. Net rezervlerdeki artış oldukça dramatik. Swap hariç net rezervimizde 1 yılda 78 milyar dolarlık bir artış oldu. Bu programa olan güvenin en belirgin göstergesidir. Swap hariç net rezervlerimiz uzun bir aradan sonra tekrar pozitife döndü. Şuanda 17,4 milyar dolarlık bir seviyede’’ açıklamasında bulundu. ‘‘Piyasayı bozmadan KKM’den çıkışı sağlamak istiyoruz’’ Kur Korumalı Mevduat’ta (KKM) azalışa da dikkat çeken Bakan Şimşek, ‘‘Geçen sene Ağustos ayında KKM neredeyse 144 milyar dolar seviyesindeydi. Uyguladığımız program sayesinde KKM’yi yaklaşık 96 milyar doların üzerinde azalttık. KKM şuanda 48 milyar doların altına düştü. Hedefimiz piyasayı bozmadan KKM’den çıkışı sağlamak istiyoruz. KKM’nin toplam mevduattaki payı yüzde 10’un altında düştü. TL mevduatın toplam mevduattaki payı yüzde 52’nin üzerine çıktı. Programımız çalışıyor ve güven var. Biz hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz’’ ifadelerini kullandı. ‘‘2024’te 3 derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülkeyiz’’ Kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye’ye yapılan not artışlarıyla ilgili de konuşan Bakan Şimşek, ‘‘2024 yılı içerisinde dünyanın önde gelen 3 derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülkeyiz. Yatırım yapılabilir ülkeler seviyesinden daha uzaktayız ama yatırım yapılabilir seviyeye hemen bir geçiş olmuyor. 1990’da yatırım yapılabilir seviyesini 1993’te Türkiye kaybetmişti. Tekrardan bu seviyeye gelmek tam 20 yıl sürdü. 2013’te bunu sağlamıştık. Önümüzde yapacağımız çok iş var, yatırım yapılabilir seviyeye geçmişe oranla çok daha hızlı şekilde ulaşacağız’’ dedi. ‘‘Yapısal reformlar hızlanacak’’ Yapısal reformların hızlanacağını da belirten Şimşek, ‘‘Yılın ilk iki çeyreğinde yapısal reformlar anlamında öngördüğümüz rakamların yüzde 67’sini tamamladık. Önemli olan bunu sürekli kılmaktır. Önümüzdeki dönemde yapısal reformlar hızlanacak. Siyasi istikrar var, reformlar hızlanacak. Yapısal dönüşümde öncelikli gündemimiz; beşeri sermayenin artırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, kamu maliyesi reformu ve yeşil-dijital dönüşümdür. Tüm bunlar büyüme performansımızı artıracaktır’’ diye konuştu.
ING Türkiye’den genç yeteneklere Practica Kampı ile kariyer imkanı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:49 ING Türkiye’den genç yeteneklere Practica Kampı ile kariyer imkanı ING Türkiye, Uluslararası Yetenek Programı (ING International Talent Programı-ITP) ile geleceğin liderlerini yetiştiriyor. 30 yıldır düzenlenen ve ING’nin faaliyet gösterdiği 13 ülkede uygulanan bu programa başvuran ve değerlendirme sürecini başarıyla tamamlayan adaylar, Practica Kampı’na katılarak ING kültürünü ve çalışmak istedikleri iş kollarını yakından tanıma fırsatı buldu. ING Türkiye, 30 yıldır düzenlenen ve ING’nin faaliyet gösterdiği 13 ülkede uygulanan Uluslararası Yetenek Programı (ING International Talent Program - ITP) ile geleceğin liderlerini yetiştiriyor. Programa başvuran ve global değerlendirme sürecini başarıyla tamamlayan adaylar, ING Türkiye Genel Müdürlük binasında düzenlenen Practica Kampı’na katılarak bankanın kültürünü ve çalışmak istedikleri iş kollarını yakından tanıma fırsatı buldu. Kamptaki değerlendirme adımlarını başarıyla tamamlayan gençler ise bankanın geleceğini şekillendiren yetenekler arasında yerlerini alacak. Genç yetenekler, yurt dışında gerçekleşen eğitim programları, uluslararası geçerliliğe sahip sertifikasyon programları, kısa ve uzun dönem yerel ve global rotasyon fırsatlarını içeren iki yıllık programa dahil olarak kariyerlerine devam edecek. Uluslararası Yetenek Programı’na her yıl binlerce genç başvuruyor Gençlerin ilgiyle takip ettiği Uluslararası Yetenek Programı’na başvuran toplam 6 binin üzerinde genç arasından online değerlendirme aşamalarını başarıyla geçen 73 genç yetenek Practica Kampı’na katılarak kariyer hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Bankandan farklı konuşmacıların adaylarla buluştuğu kampa katılan genç yetenekler bir gün boyunca ING Türkiye yönetimi ve çalışanları ile genel müdürlük binasında bir araya gelirken, kurumu ve iş kollarını yakından tanıyarak kurumsal ve bireysel değerlerin uygunluğunu değerlendirdiler, vaka çalışmalarına katıldılar. “Uluslararası yetenek programımız ile gençlere geleceklerini şekillendirme olanağı sunuyoruz” Uluslararası Yetenek Programı ile ilgili değerlendirmede bulunan ING Türkiye İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Hale Ökmen Ataklı, “Banka olarak genç yeteneklere kendi olabilecekleri, potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri bir çalışma ortamı sunmayı stratejimizde önceliklendiriyoruz. Uluslararası yetenek programımız ile gençlere hem kendi kariyer yollarını belirleme hem de geleceklerini şekillendirme olanağı sunuyoruz. Bu programda yer almaya hak kazanan genç yeteneklerimiz yurt dışında gerçekleşen eğitim programlarını da içeren toplam iki yıllık süreçten sonra ING globaldeki seçeneklerden de faydalanarak kariyerlerine devam edebiliyorlar. Bununla birlikte çalışanlarımızın yeteneklerine uygun bir pozisyonda çalışmalarının başarı için önemli olduğuna inanıyoruz. Bu amaca hizmet eden Practica Kamp da oldukça değer verdiğimiz bir uygulamamız. Bu sene de oldukça güzel bir Practica Kamp geçirdik, ING ailesine katılacak yeni genç yeteneklerimizi aramızda görmek için sabırsızlanıyoruz” diye konuştu.
Petrol Ofisi Madeni Yağlar Lubricant Expo’da ilgi gördü
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:43 Petrol Ofisi Madeni Yağlar Lubricant Expo’da ilgi gördü Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarının önde gelen firmalarından Petrol Ofisi Madeni Yağlar, 17-19 Eylül’de Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen ve dünya genelinden birçok madeni yağ markasını bir araya getiren Lubricant Expo’da geniş ürün portföyünü ve yenilikçi çözümlerini 3. kez sergiledi. Dünya genelinden birçok madeni yağ markasının buluştuğu "Lubricant Expo", Almanya’nın Düsseldorf kentinde bulunan Messe Düsseldorf fuar alanında gerçekleşti. Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarının önde gelen firmalarından Petrol Ofisi Madeni Yağlar da bu yıl 3. kez katıldığı fuarda, geniş ürün portföyünü ve yenilikçi çözümlerini misafirlerle buluşturdu. 2021 yılından bu yana düzenlenen fuar, her geçen yıl artan ilgi ve katılımcı sayısı nedeniyle bu yıl Almanya’nın Essen kentinden Düsseldorf’a taşındı. 5 binden fazla ziyaretçinin bir araya geldiği fuar, madeni yağ çözüm sağlayıcıları ile son kullanıcıların yanı sıra tüm kimyasal ve ekipman tedarik zincirini bir araya getirdi. Ziyaretçiler madeni yağlar, katkı maddeleri, otomasyon sistemleri, veri teknolojileri, son kullanıcı uygulama sistemleri ve daha fazlasını içeren teknolojileri yerinde görüp deneyimleme fırsatını yakaladı. Petrol Ofisi Grubu Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, fuara katılımları hakkında yaptığı açıklamada, "Lubricant Expo, sektörümüzün kıymetli paydaşlarının bir araya geldiği ve Petrol Ofisi’nin global görünürlüğünü güçlendirdiğimiz etkinliklerden biri. Türkiye madeni yağlar ve kimyasallar pazarının 2010’dan beri geleneksel lideri olarak yenilikçi çözümlerimizi ve yüksek kalite standartlarımızı bu prestijli platformda 3. kez sergilemiş olmaktan mutluluk duyduk. Aynı zamanda bu yıl Türkiye’nin madeni yağ tüketiminin yarısını sağlayan firma apoletiyle burada bulunmak da bizim için ayrı bir gurur kaynağı oldu. Bu fuar ülke sınırlarımızın ötesinde global pazardaki varlığımızı daha da güçlendirmemiz için benzersiz fırsatlar sundu. Lubricant Expo’da hem mevcut hem de potansiyel iş ortaklarımızla bir araya gelerek sektördeki en son gelişmeleri ve trendleri değerlendirme imkanı bulduk” dedi.
Elma ve elma suyu ihracatı 321 milyon dolara ulaştı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:36 Elma ve elma suyu ihracatı 321 milyon dolara ulaştı Türkiye’nin yıllık yaklaşık 5 milyon tonluk üretimle dünya üçüncüsü olduğu elma ve elma suyunda Ocak-Ağustos döneminde ihracatı yüzde 27’lik artışla 321 milyon dolara yükseldi. Sonbahar mevsiminde narenciye ürünlerinin en büyük eşlikçisi elmada hasat zamanı. Türkiye bir yandan 5 milyon tonluk elma rekoltesini hasat ederken, bir yandan da ihracat için pazarlama çalışmalarını başarıyla sürdürüyor. Rekolte ve kalite açısından güzel bir sezona girdikleri bilgisini veren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde Türkiye geneli elma suyu ihracatımız yüzde 33’lük artışla 181 milyon dolara çıkarken, Türkiye geneli taze elma ihracatı yüzde 21 artışla 140 milyon dolara ilerledi. Elma ve elma suyunda Ocak - Ağustos döneminde toplam ihracatımız yüzde 27’lik artışla 321 milyon dolara yükseldi. Hindistan 53 milyon dolarla en çok elma ihraç ettiğimiz ülkeler sıralamasında ilk sırada yer aldı. Irak 38 milyon dolarlık elma ihracatıyla ikinci sırada yer alırken, Rusya’ya 18 milyon dolarlık elma ihraç ettik.” dedi. Başkan Uçak, “Elma ihraç ettiğimiz ülke sayısı 70 olarak kayıtlara geçti. Elma suyu ihracatında Amerika Birleşik Devletleri 96 milyon dolarlık taleple zirvenin sahibi olurken, Türkiye’den en çok elma suyu ithal eden ikinci ülke 16 milyon dolarla Hollanda oldu. Zirvenin üçüncü basamağına 7 milyon dolarlık taleple İtalya adını yazdırdı. Elma ve elma suyu ihracatında 2024 yılı sonunda 500 milyon dolar, 2025 yılında 550 milyon dolar ihracat hedefimiz var.” diye konuştu. Türkiye elma üretimi ne kadar? 2023 yılı dünya elma üretimi tahmini 78 milyon tondur. En büyük elma üreticileri Çin, ABD, Türkiye, Polonya, Hindistan ve İran’dır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kayıtlarına göre 60 milyon adet dikili elma ağacımız var. Dünyada elma üretiminde üçüncü sırada bulunan Türkiye’nin yıllık elma üretimi 4.8 milyon ton. Elma üretiminde yıllık 1.2 milyon ton ile Isparta açık ara önde.
Para kazanmanın unutulmuş sırlarını ANTİAD üyelerine anlattı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:33 Para kazanmanın unutulmuş sırlarını ANTİAD üyelerine anlattı Antalya İş İnsanları Derneği (ANTİAD) tarafından düzenlenen ‘Sektör Toplantıları’nın konuğu Yatırım Uzmanı Mert Başaran oldu. Başaran ANTİAD üyelerine ‘Para Kazanmanın Unutulmuş Sırları’nı anlattı. Antalya İş İnsanları Derneği’nin (ANTİAD), üyeler arasındaki kaynaşmayı ve iş birlikteliklerini güçlendirmek amacıyla düzenlediği ‘Sektör Toplantıları’ etkinliğinin konuğu Yatırım Uzmanı Mert Başaran oldu. Kent merkezinde bulunan bir otelde gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda ANTİAD üyesi katıldı. ANTİAD Başkanı Bilal Köleoğlu, faiz politikaları, tasarruf tedbirleri ve bunlarla ilgili ekonomik gelişmeleri görüşmek ve değerlendirmek amacıyla toplandıklarını belirten ANTİAD Başkanı Bilal Köleoğlu, “Yeni bir sezona başlıyoruz. Yaz döneminden sonra ilk etkinliğimizi Mert Başaran’la yapıyoruz. Türkiye’de gerçekten gündemde ses getiren, takip edilen bir ismi ağırlamaktan onur duyuyoruz. Bu tür etkinliklerin üyelerimizin yaptığı ticari alanlarda ve faaliyetlerde özellikle enflasyonist ortamda üyelerimiz kendini nasıl koruma altına almalı, ne tür yatırımlar yapmalı bununla ilgili hem bir bilgilendirme toplantısı, aynı zamanda bir kaynaşma toplantısı şeklinde yüksek bir katılımla gerçekleştiriyoruz” dedi. Yoğun talep ve ilgi gördü İlerleyen zamanlarda Türkiye gündeminde görüşleri ve fikirleriyle gündeme oturan birçok konuğu ‘ANTİAD Buluşturuyor’ etkinliklerinde ağırlamaya devam edeceklerini söyleyen Köleoğlu, “Sadece üyelerimizden değil, bugün yaptığımız etkinlikte dış katılımdan oldukça yoğun talep aldık. İnsanlar içinde şu anda ekonomik anlamda ne tür yatırımlar yapması gerektiği merak konusu, iş dünyası elbette bilgi, birikim ve tecrübesiyle kendi yol haritasını çiziyor. Ama farklı görüşler ve fikirler alarak bu görüşleri biraz daha perspektifini genişletmek amacındayız. Ülke olarak kapsamlı bir ekonomik program yürütülürken buna destek olacak şekilde gelecek yıllara ilişkin her türlü üretim ve bilişim sektörünün değerli olduğunu ifade etmek isterim. Haziran ayı sonunda Türkiye’nin gri listeden çıkarılması ülkemiz için umut verici bir gelişmedir. Bu gelişmenin dış finansman şartlarının iyileşmesine ve şirketlerimizin yurt dışında itibar ve değerlerinin artmasına yol açacağı düşündeyiz. Ancak gri listeden çıkmak fiili olarak tüm sorunların bittiği anlamına gelmemektedir. Hepimiz biliyoruz ki Ekonominin düzelmesi ve kalkınma sadece doğru para politikasıyla sağlanmaz. Doğru para politikasının yapısal reformlar ile de desteklenmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı. “Nitelikli eleman sıkıntısı yaşanıyor” Sektör Sohbetleri etkinliklerinde en çok üzerinde durulan sorunların, istihdam, tahsilat ve finansman sorunları olduğunun altını çizen Köleoğlu, “Enflasyonla mücadele amacıyla faizlerin arttırılması, döviz kurlarının hızlı yükselişini durdurmuş olsa da özellikle esnaf ve KOBİ’lerin krediye ulaşma imkanını kısıtlamış aynı zamanda turizm ve ihracat sektörünü olumsuz etkilemiştir. 2024 yılında kapanan şirket sayısının yeni kurulan şirketlerden daha fazla olması ve karşılıksız çıkan çeklerdeki artış dikkat çekmektedir. Eğitim sistemi ekonomik gelişmenin en önemli unsurudur, son yıllarda işletmelerin yaşadığı ara eleman istihdamı sorununun çözümü için meslek liselerinin nicelik ve nitelik olarak arttırılması gerektiği kanısındayız. Tarımsal kalkınmanın en önemli şehri olan Antalya’mızda önemli sıkıntılar yaşıyoruz, turizmin başkenti olarak bilinen şehrimiz turizmde isteğimiz payı ve hizmeti alamamaktadır. İmarlı alanlardaki alt ve üst yapı sorunları inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş insanlarımızı ve yatırımcıları olumsuz etkilemektedir. Liman, hızlı tren ve en önemlisi her gün şehir içi ve şehirlerarası olarak nitelendirilen yollarda ulaşımla alakalı ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır” şeklinde konuştu. Para kazanmanın unutulmuş sırlarını anlattı Antalya’da bulunmaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Yatırım Uzmanı Mert Başaran’da, “Antalya çok değerli bir bölge, hem turizm var, hem ticaret ve hem de tarım var. Ben bugün burada ne anlatacağım derseniz, Türkiye’de unutulmuş ticaretin bazı sırları var. Özellikle tasarruf çok unutturuldu. Özellikle de yeni büyüyen nesle, gençlere bu çok unutturuldu. Hem buradaki iş insanlarına ve çocuklarına faydası olsun, hem de gelecekte şirketlerin devamlılığı açısından tasarrufun önemini, nereye yatırım yapmak gerekir, geleceğimizi nasıl yönlendirmemiz lazım, nasıl yatırımlar yapmamız lazım, bunları anlatacağım. Bu aralar insanlar genelde maalesef ticareti değil de borsayı merak ediyorlar. Kısa vadede biraz daha paramızı çoğaltırız, bu enflasyon ortamında paramızı nasıl koruruz, bunu konuşuyorlar. Büyük ihtimalle sorular borsadan gelecek veya diğer yatırımlardan ama sanki borsadan gelecek gibi görülüyor. Parayı mevduata yatırmak çok riskli, çünkü enflasyonun olduğu yerde sattığınız şeyi yerine koyamazsınız. Dolayısıyla mecbur değilseniz yapmayın. Türkiye’de mevduata para koyan uzun vadede ev veya arsa satıyorsa yerine koyamamıştır. Yarın bir gün faizler düşer, ekonomi toparlanır, her şey çok hızlı artar, yerine koyamazsınız. Programın ismi ’Para Kazanmanın Unutturulmuş Sırları’. Umarım güzel vakit geçirirler” dedi. Başaran’ın üyelere sunumu ile devam eden programda ayrıca 10. yılını dolduran üyelerden Cemal Yıldız ve Nuri Avcı’ya plaket verildi.
Rönesans Holding’in Hollanda’daki iştiraki Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları tasarlıyor
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:29 Rönesans Holding’in Hollanda’daki iştiraki Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları tasarlıyor Rönesans Holding’in 2015 yılında bünyesine kattığı, Avrupa’nın en büyük inşaat ve taahhüt şirketlerinden biri olan Hollanda merkezli Ballast Nedam, sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle küresel inşaat sektöründe öne çıkıyor. Şirketin öncelikli hedefi, topluma katkı sağlayan sürdürülebilir ikonik yapılar inşa ederek, geleceğin yaşam alanlarını şekillendirmek. İklim değişikliğinin çevre, ekosistemler ve toplumlar üzerindeki kapsamlı etkileri, enerji, su, kentsel gelişim, ulaşım ve sanayi gibi temel sektörlerde dönüşümü zorunlu kılıyor. İnşaat, taahhüt ve gayrimenkul sektörlerinin sürdürülebilirlik odağındaki dönüşümüne öncülük eden Hollanda merkezli Ballast Nedam, Rönesans Holding çatısı altında Avrupa, Karayipler, Afrika ve Asya’daki faaliyetlerini artırarak uluslararası varlığını güçlendirmeyi hedefliyor. Köprü, tünel, kamu binası, liman, konut ve otoyol inşaatı gibi farklı projeleri hayata geçiren şirket, ekonomik kalkınma, hareketlilik ve erişilebilirliği artırmak amacıyla sunduğu yenilikçi çözümlerle sürdürülebilir yaşam alanları oluşturuyor. Hedef, 2040’ta enerji nötr inşaat 2024 yılı boyunca enerji, su, konut, ulaşım ve sanayi gibi temel sektörlerde sürdürülebilir dönüşümleri hayata geçirerek büyümeyi hedefleyen şirket, temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, iklim krizine karşı dirençli sistemler kurmaya odaklanıyor. Şirket, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda, 2030 yılına kadar şantiyelerde yüzde 100 karbon nötr olmayı, 2040 yılına kadar ise ‘enerji nötr inşaat’ hedefini gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Yenilikçi projelerle dönüşen altyapılar Hollanda’nın temel altyapısını yenileme konusunda önemli adımlar atan Ballast Nedam, Rijkswaterstaat ile iş birliği içinde, DEME ve Macquarie konsorsiyum ortaklığıyla A24 Blankenburgverbinding yol bağlantısı projesini hayata geçiriyor. Rotterdam bölgesinde erişilebilirliği ve ulaşımı geliştirmeyi, sürdürülebilir altyapı yoluyla bölgenin geleceğini güvence altına almayı hedefleyen proje kapsamında, iki kavşak, bir kara tüneli ve Scheur Nehri’nin altından geçen bir tünelin tasarımı, inşası, finansmanı ve 20 yıllık bakımı üstleniliyor. Tünel parçalarının suyun altına yerleştirilmesi gibi karmaşık ve hassas bir operasyon gerektiren Maasdeltatunnel projesi, Ballast Nedam’ın 2023 yılına attığı başarılı bir imza olarak değerlendiriliyor. Hollanda’da bir ilk olarak kabul edilen bu operasyon, dünya çapında önemli bir teknik başarı olarak görülüyor. Bölgedeki trafiği rahatlatmak ve ekonomik büyümeyi desteklemek açısından önemli bir role sahip olacak tünelin inşasının 2024 yılı sonunda tamamlanması planlanıyor. Proje Direktörü Patrick van Os, proje hakkında şöyle konuştu: “Bu proje, üstün teknik yetenek ve yenilikçi düşünce gerektiren bir çalışmaydı. Çığır açan bu projeyi başarıyla tamamlayan ekibimizle büyük gurur duyuyorum. BAAK ve Rijkswaterstaat yetkilileri, danışmanlar, çok sayıda alt yüklenici ve Rotterdam Liman İdaresi gibi paydaşlar da dahil olmak üzere yüzlerce kişi bu projenin gerçekleşmesini mümkün kıldı. Ballast Nedam çalışmalarımızın 2024 sonunda kullanıma girdiğini görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bizi en çok heyecanlandıran, Rotterdam bölgesinin erişilebilirliğini geliştirmek ve ekonominin büyümesine katkıda bulunmak.” Cartesius: Kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştiriyor Ballast Nedam, sürdürülebilir yaşam alanları kurma hedefi kapsamında, yenilenebilir enerjiye yönelik küresel stratejisini de genişletiyor. Bu stratejinin bir parçası olan Cartesius projesi, dünya genelinde insanların daha uzun, mutlu ve sağlıklı yaşadığı “Mavi Bölgeler” biliminden esinlenerek hayata geçirildi. Mavi Bölgeler bilimi, modern kentleşme projelerinde ve sürdürülebilir yaşam alanlarının tasarımında ilham kaynağı olarak kullanılıyor. Proje, yoğun kent yaşamını sürdürülebilirlik ve refah ile birleştirirken, modern ulaşım yöntemlerini de entegre ediyor. Cartesius’taki tüm evler, düşük enerji tüketimi ve yeniden kullanılabilir malzemelerle inşa edilerek çevresel etkiler minimize ediliyor. Sıcak su ve ısıtma, ortak toprak enerji kaynağı ve güneş panelleri aracılığıyla sağlanırken, binalar iklimle uyumlu beyaz çatılarla donatılarak yaz aylarında soğutma ihtiyacı azaltılıyor. Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp’in, projeye yönelik değerlendirmeleri şöyle: “Amacımız, yaşam alanları ile sürdürülebilirliği bir araya getiren, kendi kendine yeten, akıllı ve yeşil binalar inşa etmekti. Ballast Nedam’ın bu alandaki global başarılarından ve sürdürülebilirlik odaklı yürüttüğü öncü çalışmalardan büyük gurur duyuyoruz.” Hidrojenle güçlenen gelecek Ballast Nedam, sürdürülebilirlik taahhüdünü bir adım daha ileri taşıyarak, kablo kanallarından temellere ve çatıya kadar tamamı sürdürülebilir malzemelerle inşa edilen çok işlevli bir hidrojen istasyonu geliştirdi. Hollanda’nın ilk 700 bar hidrojen dolum istasyonu olan Mexicostraat Hidrojen İstasyonu, hidrojen üretimini yerinde elektroliz yöntemiyle gerçekleştiriyor. Bu yenilikçi tesis, otomobillerden otobüslere, kamyonlardan teknelere kadar geniş bir yelpazede taşıma araçlarının fosil yakıtlar yerine hidrojenle dolum yapmasına olanak tanıyor ve temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor. Jonas Projesi Şirket, Rönesans Holding ile birlikte, bu yıl Edie Ödülleri’nde Jonas Projesi ile finalistler arasında yer alırken, SEAL Sürdürülebilirlik İş Ödülleri’nde ise Yılın Sürdürülebilir Ürün Ödülü’nü kazanarak, önemli bir başarıya imza attı. Amsterdam’ın IJburg bölgesinde yer alan bu yeni ikonik bina, sağlıklı yaşam, sürdürülebilir malzeme kullanımı ve enerji verimliliği esas alınarak tasarlandı. Projede ahşap ve sürdürülebilir beton gibi çevre dostu malzemeler kullanılırken, yapı yüzde 97’lik atık ayırma oranına ulaşarak sürdürülebilirlik alanında en yüksek BREEAM sertifikasına layık görüldü. Jonas Projesi, modern şehir yaşamının gereksinimlerini karşılayan, çevresel etkiyi en aza indiren ve geleceğe yön veren bir model olarak öne çıkıyor.
Keşan’da çeltik hasadı başladı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:16 Keşan’da çeltik hasadı başladı Edirne’nin Keşan ilçesinde ilk çeltik hasadı başladı. Keşan ilçesine bağlı Kılıçköy’de çeltik ektiği arazilerde hasada başlayan çeltik üreticisi Mehmet Emin Meriç, hasadın tüm üreticilere hayırlı ve bereketli olmasını diledi. Üreticilerin aylardır gözleri gibi baktıkları çeltik ürününde emeklerinin karşılığını almanın zamanının geldiğini kaydeden Meriç, “Bismillahirrahmanirrahim diyerek çeltik hasadına başladık. İnşallah hedeflediğimiz noktalara geliriz. Fiyatlar maalesef beklediğimiz doğrultuda oluşmadı. Orta tanedeki 65 randımanlı çeltiğin 25 TL fiyatlı çeltiğin maliyeti, dekarda ortalama 750 kilo verim hesabımız tutar ise dekarında 2 bin TL gibi bir zarar görünüyor” dedi. “750 kilo ile 800 kilo arasında değişebilir” Mehmet Emin Meriç, verim konuşmak için henüz erken olsa da ekili alanlarda yapılan incelemelerde, dekardan 750 ile 800 kilogram arasında bir verim beklentisi oluştuğunu ifade ederek, “Beklentimiz bu düzeyde ama maliyetlerdeki yükseliş kazancın önüne geçiyor. İnşallah verim ve kalite beklentilerin üzerine çıkar ve öyle de devam eder. İcar fiyatları daha şimdiden 10 bin TL’nin üzerinde seyrediyor. Su ve ilaç maliyetleri çeltik üretiminin önemli gider kalemleri ve gelecek yıl ne olacak bilmiyoruz. Malımızı alınca seviniyoruz. Rakamları gördüğümüz zaman da aslında sevinmemiz lazım. İnşallah desteklemeler vaktinde ödenir ve zararımızı kurtarmış oluruz. Tekrardan tüm çiftçilerimize hayırlı olsun” diye konuştu.
“Dijital Benim İşim” projesi 4 yılda 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer üretti
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:07 “Dijital Benim İşim” projesi 4 yılda 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer üretti Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Vodafone Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen “Dijital Benim İşim” projesi, kadınları ekonomik ve sosyal hayata kazandırmaya devam ediyor. Projenin başından bu yana 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer elde edilirken, bu yıl proje için yapılan her 1 TL’lik yatırım 14 TL’nin üzerinde sosyal getiri sağladı. Toplumun dijitalleşmesine katkıda bulunmak, kadınların gelişimini desteklemek ve iş gücüne katılımını artırmak amacıyla hayata geçirilen “Dijital Benim İşim” projesi 3’üncü yılını tamamladı. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ve Vodafone Vakfı iş birliğiyle hayata geçirilen projede bugüne kadar 20 ilde 35 bine yakın kadın kursiyere Dijital Okuryazarlık ve Dijital Pazarlama eğitimleri verildi. Projenin etkisini ölçmek için hazırlanan sosyal etki analiz raporuna göre, bu eğitimlerle 43 milyon TL’yi aşkın sosyal değer elde edilirken, bu yıl proje için yapılan her 1 TL’lik yatırım bir önceki döneme kıyasla 1,5 katına çıkarak 14 TL’nin üzerinde sosyal getiri sağladı. Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Cengiz Mete, şöyle konuştu: “Millî Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü olarak, "Hayata mutlu bireyler hazırlamak için her zaman, her yerde, herkese eğitim" anlayışıyla çalışıyoruz. Bünyemizde Türkiye genelinde faaliyet gösteren 1000 halk eğitimi merkezi ve 31 olgunlaşma enstitüsünde 3 bin 741 adet yaygın eğitim kurs programıyla örgün eğitimin içinde veya dışında kalan bireylere yönelik açılan genel, meslekî ve teknik alanlardaki kurslar ve diğer faaliyetlerle hayat boyu öğrenme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Ayrıca paydaşlarımızla, kursiyerlerimizin mesleki, sosyal, kültürel olarak geliştirilmesi amacıyla çeşitli projeler yürütüyoruz. Vodafone Vakfı ile hayata geçirdiğimiz Dijital Benim İşim Projesi de dijital dünyanın gücünü, kadınların potansiyeliyle buluşturmak üzere kamu ve özel sektör birlikteliğinin başarılı örneklerinden. Proje kapsamında eğitim verdiğimiz on binlerce kadının dijital alanda farkındalığının, bilgi ve becerilerinin artmasının mutluluğunu yaşıyoruz. Bu faydanın kadınların özgüvenine, motivasyonuna da yansıdığını görmek çok kıymetli.” Konu hakkında değerlendirmede bulunan Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, “Amaç odaklı bir şirket olarak, dijital geleceğin toplumdaki her kesimi kapsaması için çalışıyoruz. “Dijital Benim İşim” de bu vizyonla hayata geçirdiğimiz bir proje. Temel amacımız, kadınları dijital dünyayla tanıştırarak onlara dijital okuryazarlık becerileri kazandırmak, kadınların sosyal hayatta güçlenmelerini sağlamak ve onları potansiyel dijital iş olanaklarıyla buluşturmak. Bu projeyle bugüne kadar 20 ilde 35 bine yakın kadına dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama eğitimleri verdik. Projemizin etkisini de düzenli olarak ölçümlüyoruz. Son dönem sosyal etki raporumuza göre, projemiz kadınların yalnızca dijital bilgi ve becerilerini artırmıyor, aynı zamanda özgüven ve motivasyonlarının artmasında, dijital dünyanın önemine dair farkındalık kazanmalarında ve destekleyici ilişkiler geliştirmelerinde önemli rol oynuyor. Diğer yandan, projeye yaptığımız her 1 TL’lik yatırımın geçen döneme kıyasla 1,5 katına çıkarak 14 TL’nin üzerinde değer oluşturduğunu gördük. Tüm veriler, proje hedeflerine uygun ve yüksek etkili sonuçlar elde edildiğini gösteriyor. Vakıf olarak, kadınların yanında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Dijital bilgi ve becerilerde artış Yapılan açıklamaya göre, “Dijital Benim İşim” projesi kapsamında dijital okuryazarlık katılımcılarındaki en büyük değişim yaklaşık yüzde 44 ile bilgi ve becerilerindeki artış oldu. Projede görev yapan eğiticiler dijital okuryazarlık kursiyerlerindeki en büyük değişimin yüzde 67 ile dijitalleşmenin önemine dair farkındalık başlığı altında yaşandığını belirtti. Diğer yandan, dijital pazarlama kursiyerlerinin gözünden kendilerindeki en büyük değişim yüzde 43 oranında dijital pazarlama konusundaki bilgi ve becerilerindeki artış olurken, ikinci en yüksek değişim yüzde 32 ile iş geliştirmeye yönelik motivasyon alanında oldu. Eğiticiler, dijital pazarlama kursiyerlerindeki en büyük değişimin yüzde 75 ile destekleyici ilişkiler ve yüzde 70 ile özgüven ile dijitalleşmenin önemine dair farkındalık alanlarında yaşandığını belirtti. Projenin eğiticiler üzerinde de etkisi oldu. Buna göre, hem dijital pazarlama hem de dijital okuryazarlık eğiticilerinde en yüksek değişim bilgi, beceri ve yetkinlik gelişimi başlığında gerçekleşti. Dijital alışkanlıklarda değişim Analiz kapsamında Dijital Pazarlama Kampanya Yarışması finalistleriyle yapılan görüşmeler, yarışmanın itibar kazanma, özgüvenin güçlenmesi, planlama ve istikrarlı çalışma motivasyonu, iş büyütme, satış ve takipçi artışı gibi alanlarda olumlu etkiler oluşturduğunu ortaya koydu. Katılımcıların dijital beceri ve alışkanlıklarındaki değişimlere yönelik etki değerlendirildiğinde, davranış bazında en büyük gelişimin dijital araçların etkin kullanımı ile mobil platformlar ve internet üzerinden satış yapabilme konularında olduğu görüldü. Deprem bölgesine özel eğitim “Dijital Benim İşim” Projesi kapsamında verilen eğitimlere bu yıl ayrıca “Dijital Dünyaya Giriş” seminerleri eklendi. Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinden etkilenen kadınların iyi olma hallerine katkı sağlanması amacıyla bölgenin koşullarına uygun olarak geliştirilen seminer, halk eğitimi merkezleri ve konteyner kentlerde kadınlarla buluştu. 8 binin üzerinde kadına ulaşılan seminerlerle kadınların gündelik hayatlarında kullanabilecekleri dijital araçlar hakkında bilgi verildi. Katılımcıların en büyük gelişimi, yüzde 19 oranında bankacılık işlemlerini dijital araçlar üzerinden yapabilme konusunda olurken, cep telefonu ve internet üzerinden satış yapabilme başlıklarında ise yüzde 18’lik artış yaşandı. Seminerlerden sonra internet üzerinden alışveriş yapan kadınların sayısında önemli bir artış sağlanırken, e-Devlet ve e-Nabız gibi devlet kurumlarıyla ilgili işlemlerini dijital araçlar aracılığıyla yapan kadınların oranı ise yüzde 94’e çıktı. Seminerlere katılan kadınların yüzde 56’sı aldıkları eğitimden sonra internet ve cep telefonu ile yeni uygulamaları öğrenme ve kullanma isteklerinde artış olduğunu belirtti. Yatırımın Sosyal Getirisi (SROI) metodolojisi kullanıldı “Dijital Benim İşim Projesi Sosyal Etki Analizi” kapsamında uygulanan Yatırımın Sosyal Getirisi (SROI) metodolojisi, sosyal temelli projelerin oluşturduğu sosyal değerin hesaplanması için kullanılıyor. SROI yolu ile değişim, bu değişimi yaşayan ya da ona etki eden paydaşları kapsayacak şekilde hesaplanıyor. SROI analizinde, saha çalışmaları yolu ile paydaşlar üzerinde oluşturulan sosyal değişimi anlamak hedefleniyor ve bu değişimin, finansal değerler kullanılarak yansıtılması yolu ile değişimin hikayesi anlatılmaya çalışılıyor. Bu sayede, sosyal kazanım ve maliyetleri yansıtacak bir oranın hesaplanması mümkün oluyor. Buna göre, 2:1 oranında bir etki, 1 birimlik yatırımın 2 birimlik sosyal değer oluşturabildiğini dile getiriyor.
Keşan’da çeltik hasadı başladı
19 Eylül 2024 Perşembe - 11:04 Keşan’da çeltik hasadı başladı Edirne’nin Keşan ilçesinde, ilk çeltik hasadı başladı. Keşan ilçesine bağlı Kılıçköy’de çeltik ektiği arazilerde hasada başlayan çeltik üreticisi Mehmet Emin Meriç, hasadın tüm üreticilere hayırlı ve bereketli olmasını diledi. Üreticilerin aylardır gözleri gibi baktıkları çeltik ürününde emeklerinin karşılığını almanın zamanının geldiğini kaydeden Meriç, “Bismillahirrahmanirrahim diyerek çeltik hasadına başladık. İnşallah hedeflediğimiz noktalara geliriz. Fiyatlar maalesef beklediğimiz doğrultuda oluşmadı. Orta tanedeki 65 randımanlı çeltiğin 25 TL fiyatlı çeltiğin maliyeti, dekarda ortalama 750 kilo verim hesabımız tutar ise dekarında 2 bin TL gibi bir zarar görünüyor” dedi. “750 kilo ile 800 kilo arasında değişebilir” Mehmet Emin Meriç, verim konuşmak için henüz erken olsa da, ekili alanlarda yapılan incelemelerde, dekardan 750 ile 800 kilogram arasında bir verim beklentisi oluştuğunu ifade ederek, “Beklentimiz bu düzeyde ama maliyetlerdeki yükseliş kazancın önüne geçiyor. İnşallah verim ve kalite beklentilerin üzerine çıkar ve öyle de devam eder. İcar fiyatları daha şimdiden 10 bin TL’nin üzerinde seyrediyor. Su ve ilaç maliyetleri çeltik üretiminin önemli gider kalemleri ve gelecek yıl ne olacak bilmiyoruz. Malımızı alınca seviniyoruz. Rakamları gördüğümüz zaman da aslında sevinmemiz lazım. İnşallah desteklemeler vaktinde ödenir ve zararımızı kurtarmış oluruz. Tekrardan tüm çiftçilerimize hayırlı olsun” diye konuştu.
Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te sürdürülebilir çözümlerini paylaştı
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:44 Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te sürdürülebilir çözümlerini paylaştı Akcoat, Sustainable Brands Türkiye 2024’te; inovasyon, sürdürülebilirlik ve ileri Ar-Ge’ye dayalı deneyim ve başarılarını katılımcılarla paylaştı. Akcoat, 17-18 Eylül tarihlerinde düzenlenen Global Sürdürülebilir Markalar Topluluğu’nun Büyük Türkiye Buluşması Sustainable Brands Türkiye 2024’te ‘Activation Hub’ sponsoru olarak yer aldı. Markaların sürdürülebilirliğin nabzını tutmak ve güncel gelişmelerini paylaşmak için bir araya geldiği etkinlikte emaye, seramik, cam, yapışmaz dekoratif kaplamalar ve pigment ürün grubunda kaplama malzemeleri üreticisi Akcoat, inovasyon, sürdürülebilirlik ve ileri Ar-Ge’ye dayalı deneyim ve başarılarını katılımcılarla paylaştı. Etkinlik kapsamında, “Net Sıfır Gelecek İçin Bir Rota Çizmek: Tedarik Zinciri Evrimi” başlıklı panelde Akcoat Ar-Ge Direktörü Selçuk Yazan konuşmacı olarak yer aldı. Şirketin tedarik zincirindeki sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını ürün geliştirme sürecinden enerji verimliliğine kadar hayatın her aşamasına nasıl entegre ettiklerine dikkat çekti. Yazan, sürdürülebilirlik vizyonları doğrultusunda yenilikçi yaklaşımlarını katılımcılara aktararak, sektörün geleceğine dair önemli bilgiler paylaştı. Sustainable Brands Türkiye 2024’te yer almak ve Akcoat’un sürdürülebilirlik vizyonunu paylaşmanın önemli bir fırsat olduğu değerlendirmesinde bulunan Akcoat Genel Müdürü Burç Yıldırım, “Etkinlik boyunca ziyaretçilerle bir araya gelerek, sürdürülebilirlik stratejilerimizi ve çevresel etkileri azaltma konusundaki yenilikçi çözümlerimizi tanıtma imkanı bulduk. Akcoat olarak, sürdürülebilir bir gelecek için atacağımız adımları ve sektöre katkılarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Paneli destekleyen standıyla yalnızca ürünlerini değil, aynı zamanda enerji verimliliği, atık yönetimi ve karbon emisyonlarını azaltma gibi alanlarda sunduğu yenilikçi çözümleri de ziyaretçilere deneyimleme fırsatı sunan şirket, katılımcıların dikkatini çekerken, geleceğe dair heyecan uyandırdı.
Net UYP açığı 357,7 milyar dolara yükseldi
19 Eylül 2024 Perşembe - 10:22 Net UYP açığı 357,7 milyar dolara yükseldi Net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 316,2 milyar ABD doları iken 2024 Temmuz sonunda eksi 357,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Temmuz ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Temmuz sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,8 oranında artışla 348,8 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 8,9 oranında artışla 706,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 316,2 milyar ABD doları iken 2024 Temmuz sonunda eksi 357,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2023 yıl sonuna göre yüzde 4,9 oranında artışla 147,8 milyar ABD doları, diğer yatırımlar kalemi yüzde 3,9 oranında artışla 129,1 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 6,9 oranında artışla 49,7 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2023 yıl sonuna göre yüzde 15,3 oranında artışla 222,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları 2023 yıl sonuna göre yüzde 29,1 oranında artışla 123,8 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2023 yıl sonuna göre yüzde 33,6 oranında artışla 39,5 milyar ABD doları olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 399,2 oranında artışla 13,2 milyar ABD doları, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 4,1 artışla 44,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2023 yıl sonuna göre yüzde 0,1 oranında artarak 360,7 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2023 yıl sonuna göre yüzde 5,3 oranında azalarak 40,9 milyar ABD doları olurken, TL mevduatı yüzde 36,4 oranında artarak 23,2 milyar ABD doları oldu. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 10,1 oranında artarak 68,8 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 0,8 oranında azalarak 100,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.