Yerel Haberler
Ankara
24 Aralık 2024 Salı - 18:39 Bakan Uraloğlu: “Ulaştırma alanındaki ilişkilerimizle Suriye’nin normalleşmesi daha hızlı temin edilecektir” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Suriye’de atılacak adımlara ilişkin, "Ulaştırma ve haberleşme alanındaki ilişkilerimizle Suriye’nin normalleşmesi daha hızlı temin edilecektir" dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın da katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen Türkiye Yüzyılı’nda Ulaştırma Koridorları ve Transit Taşımacılık Toplantısı’nın açılışına katıldı. Uraloğlu, burada yaptığı konuşmada, ulaştırma koridorlarının kıtalar arası bağların güçlenmesini, transit taşımacılığın lojistik verimliliğin artmasını sağladığını belirtti. Ülkenin, Türkiye Yüzyılı vizyonuyla bölgesel ve küresel ölçekte güçlü aktör olmayı hedeflediğini kaydeden Uraloğlu, "Bu vizyon, sadece hedef değil, büyüyen, üreten ve dünyaya yön veren Türkiye’nin inşasıdır. Ulaştırma sektörü, bu vizyonun en kritik taşıyıcı unsurlarından biridir" dedi. Uraloğlu, Türkiye’nin, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı’ndan Zengezur Koridoru’na kadar birçok projeyle Orta Koridor’un etkinliğini artırmak için çalışma yürüttüğüne dikkati çekerek, Zengezur Koridoru’yla ilgili Azerbaycan tarafıyla görüşmelerin devam ettiğini ifade etti. “Ulaştırma ve haberleşme alanındaki ilişkilerimizle Suriye’nin normalleşmesi daha hızlı temin edilecektir” Türkiye’nin dinamik bir coğrafyada yer aldığını kaydeden Uraloğlu, "Suriye’ye neler yapabileceğimizi düşünüyorduk, şimdi bunu biraz daha ete kemiğe büründürme çalışmalarımız olduğunu söyleyebilirim. Ulaştırma ve haberleşme alanındaki ilişkilerimizle Suriye’nin normalleşmesi daha hızlı temin edilecektir” diye konuştu. Uraloğlu, Mısır ile kara ulaştırmasıyla ilgili anlaşma sürecini de başlattıklarını, fiziksel belgelerin yerini alacak elektronik geçiş belgelerinde de dünyada öncü olduklarının altını çizerek, “Özbekistan’dan sonra Azerbaycan ile de entegrasyon sağladık. Türkiye’nin geliştirdiği model, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki diğer ülkelerde de kullanılmaya başlandı” dedi. "Türkiye’yi lider denizci ülkeler arasında hak ettiği yere ulaştıracağız" Uraloğlu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sürücü temini konusunda sıkıntılar yaşandığının farkında olduklarını belirterek, “Ülkemizde sürücülerle ilgili sıkıntılar olduğunu biliyorum. Biz 69 yaşına kadar önümüzdeki senede de tekrar gerekli işlemlerin yapılmasının olurunu verdik” ifadelerini kullandı. Türkiye’yi lojistik bir güç haline getirme hedefi kapsamında denizcilik sektöründe atılan adımların önemine vurgu yapan Uraloğlu, “2024 yılı, denizcilik sektörümüz açısından önemli projelere imza attığımız bir yıl oldu. Deniz ticareti açısından baktığımızda, bin Groston ve üzeri Türk sahipli ticaret filomuzun dünya sıralamasında 11. sıraya yükselmesi, yılın en önemli gelişmelerindendi. 2025 hedefimiz, bu başarıyı daha da ileri taşıyarak Türkiye’yi dünya sıralamasında ilk 10 ülke arasına çıkarmaktır. Türkiye’yi lider denizci ülkeler arasında hak ettiği yere ulaştıracağız” diye konuştu. Uraloğlu, demir yolu projelerine ilişkin de bilgi vererek, Ankara-İstanbul Süper Hızlı Tren Projesi’ne başladıklarını, saatte 350 kilometre hıza ulaşacak trenleri de 10 yıllık periyod içinde hayata geçirmeyi planladıklarını kaydetti.
24 Aralık 2024 Salı - 18:35 RTÜK Başkanı Şahin: "Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" dedi. TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin toplantıya katılarak komisyonu bilgilendirdi. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Cevizoğlu, medyada şiddet haberleri verilirken kadınlara ve erkeklere yönelik kalıplaşmış kavramların olduğunu altını çizerek, "Şiddetin kaynaklarını konuştuk. Biyolojik, psikolojik, ekonomik ve diğer nedenlerin arasında medya önemli bir yer tutuyor ya da medyanın önemli bir yer işgal ettiğine ilişkin yaygın bir algısal inanç vardı, bugün onu göreceğiz. Tüm dünyada olduğu gibi medyamız hem gerçeği iletiyor ya da kendisi bir gerçek üretiyor. Tüm dünyada olduğu gibi toplumsal algılarımızda oluşturulan en önemli aygıtlardan biri medya, kadına yönelik yayınlar konusunda da dil önemli. Medya bu dili kullanıyor. Bu kavramların çoğu doğru ama bunlar arasında yanlışların da yer alması, kitlelerin hangisinin doğru olduğuna inanmasını zorlaştırıyor. Görsel medya da kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda eril yani erkek dili kullanıldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. “Şiddet ile ilgili aldığımız kararların eleştirilmesi haksızlık olur" RTÜK Başkan Şahin de, "Kadına yönelik şiddet karşısında sıfır tolerans ile hareket ediyoruz. Kişisel görüşlerimizde veyahut da RTÜK’ün resmi sayfasında yapmış olduğumuz paylaşımların tamamında, ’Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir. Ayrıca çocuk ve çocuklarla ilgili alınacak olan tüm kararlar kırmızı çizgimizdir’ diyerek yaptığımız açıklamaları görmüşsünüzdür. Peki, bunu uygulamada nasıl yapmaktayız? Uygulamada aslında RTÜK olarak çok eleştirilen bir Üst Kuruluz. Bunun sebepleri var. Bir kısmını şöyle izah edilirim; Ceza veren kuruluşuz ve nihayetinde önemli olan bir mecrayı yönlendirmeye çalışan bir kurumuz. Bu tartışmalardan, eleştirilerden rahatsız değiliz. Her zaman saygımız vardır. Elimize geldiğince de bu tartışmalara ve eleştirilere cevap vermeye çalışıyoruz. Fakat RTÜK’ün özellikle kadına yönelik şiddetle ilgili alınan kararlar veyahut da kadına yönelik şiddetle ilgili bir yapımla ilgili verdiği kararların eleştirilmesini durumunu Üst Kurula haksızlık olur" dedi. "Kadına yönelik şiddet ile ilgili aldığımız ilke kararları tarihidir" Kadına yönelik şiddet içeren dizi veya filmlerin mutlaka ceza aldığını belirten Şahin, "Kadına yönelik şiddetle ile ilgili ilke kararları bence tarihidir çünkü RTÜK’ün yapısı homojen bir yapıya sahip değildir. Bütün partilerin geçmişte temsilciliğini yapmış veyahut da bağımsız olmuş ama bir şekilde önerilmiş ve mecliste grubu olan bütün siyasi partilerin gruplarından gelen arkadaşlarımızdan oluşan bir Üst Kuruluz. Az önce bahsetmiş olduğum ilke kararları tüm arkadaşlarımızın oy birliğiyle çıkmıştır. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 8 maddeden oluşan ve uygulamasını da Ankara da ulusal bir televizyon kanalıyla başlattık. TV kanalına RTÜK ekibi olarak gittik ve kararlarımızı sunumlar yaparak, neyi doğru yaptıklarını, haberlerde veya programlarda neyi yanlış yaptıklarını yerinde inceledik ve bilgilendirme yaparak belki de RTÜK tarihinde bir ilke imza attık" diye konuştu.
24 Aralık 2024 Salı - 18:30 Sağlık Bakanlığından helikopter kaza kırımına ilişkin açıklama Sağlık Bakanlığı, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi heliport kaza kırımına ilişkin, "Ambulans helikopterin uçuşu, Türkiye AIP’si ’Uçuş Planlama’ hükümleri kapsamında ‘görerek uçuş şartları’ (VFR) altında pilot inisiyatifinde gerçekleştirilen bir uçuştur. Yaşanan kaza kırıma ilişkin Bakanlığımızca iki müfettiş görevlendirilmiş olup adli ve idari soruşturmalar, titizlikle yürütülmektedir" açıklamasını yaptı. Sağlık Bakanlığının, ambulans helikopter kaza kırımına ilişkin resmi internet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, “Sağlık Bakanlığı’nın rutin olarak yürütmekte olduğu sağlık hizmetleri ve tedbirleri kapsamında, 15 helikopter ve 1 uçak ambulansımız ülke çapında farklı noktalarda görevler icra etmektedir. Sağlık tedbiri kapsamda faaliyet gösteren bir ambulans helikopterimiz, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi heliport noktasından 10:07’de kalkış yapmasını müteakip söz konusu hastane binasına çarparak düşmüştür. Bu ambulans helikopterin uçuşu, Türkiye AIP’si “Uçuş Planlama” hükümleri kapsamında ‘görerek uçuş şartları’ (VFR) altında pilot inisiyatifinde gerçekleştirilen bir uçuştur. Yaşanan kaza kırıma ilişkin Bakanlığımızca iki müfettiş görevlendirilmiş olup adli ve idari soruşturmalar, titizlikle yürütülmektedir. İnceleme sonuçları ortaya çıktıktan sonra kamuoyu ile paylaşılacaktır” ifadelerine yer verildi.
YÖK Başkanı Özvar: "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik"
23 Aralık 2024 Pazartesi - 16:29 YÖK Başkanı Özvar: "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "Akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi. TOBB Türkiye Yükseköğretim Meclisi İstişare Toplantısı, YÖK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda YÖK ile üniversiteler arasındaki işbirliğe dikkat çekildi. Vakıf üniversitelerindeki teknik, fiziki ve akademik problemler de toplantı da masaya yatırıldı. "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik" Toplantıya katılan YÖK Başkanı Erol Özvar, konuşmasında, “Elimizdeki verilere göre akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadesini kullandı. YÖK’ün her bir program için gerekli asgari akademik personel sayısını itinayla belirlediğini ifade eden Özvar, “Eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi, ilgili programın yetkinlik ve kazanımlarının alanından hocalar tarafından öğrencilere verilmesi, eğitim süreçlerinin kalitesi ve sürdürülebilirliği bakımından önem arz etmektedir” diye konuştu. "Öğretim elemanlarının başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu dikkat çekici verilerdir" Özvar, akademik programlardaki öğretim elamanı sayısının ve uzmanlık alanının önemini vurgulayarak, “Kurulumuz tarafından belirlenen asgari öğretim elemanı sayısının bazı programlarda sağlanmadığı, öğretim elemanlarının verdikleri derslerle uzmanlık alanlarının uyumlu olmadığı veya vakıf yükseköğretim kurumlarında tam zamanlı çalışan öğretim elemanlarının aynı zamanda başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu gibi tespitler kayıtlara geçmiş dikkat çekici verilerdir” şeklinde konuştu. Özvar, vakıf yükseköğretim kurumlarının akademik personel eksikliğini muhakkak doldurması gerektiğinin de altını çizerek, bu konuda gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini de söyledi. "Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin devlet üniversitelerindeki akademisyenlerin maaşlarından az olmamalı" YÖK Başkanı Özvar, vakıf üniversitelerinde akademisyenlerin aldığı ücretlere işaret ederek, şunları kaydetti: “Bilindiği üzere, vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin ücretlerinin, 2547 sayılı Kanun’un ek 8. maddesi uyarınca, devlet üniversitelerinde aynı unvanda çalışan akademisyenlerin maaşlarından az olmaması gerekmektedir. Akademik personelin maaşları ve diğer haklarının zamanında ve eksiksiz bir şekilde ödenmesi hem kurumsal itibar hem de eğitimin kalitesi açısından hayati önemi haizdir. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini beklediğimizi ve konuyu dikkatle takip etmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.” "Karşılaştığımız sorunlardan biri öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar" Özvar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başkanlığımıza yapılan başvurular ve gerçekleştirilen denetimlerde, sıklıkla karşılaştığımız sorunlardan birini de öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar oluşturmaktadır. Zaman içinde maliyet artışları yaşandığı ve bunun vakıf yükseköğretim kurumları üzerinde bir baskı oluşturduğu bizlerin de malumudur. Fakat, vakıf yükseköğretim kurumlarının kar amacı güdemeyeceklerine ilişkin mevzuat düzenlenmesi de dikkate alındığında, bu maliyetlerin üniversite yönetimlerince verilen taahhütlere güvenerek tercihte bulunan öğrencilere yüklenmesi eğitim-öğretimin sürdürülebilirliği ve kurumlarının güvenirliliği gibi ilkeleri olumsuz yönde etkilemektedir. Her şartta, öğrencilerin mağdur edilmemesi hepimizin birinci önceliği olmak zorundadır.” Tıp fakültelerinde denetim Tıp fakültelerindeki fiziki ve teknik gereksinimlerin tartışma konusu olduğunu söyleyen Özvar, şu ifadelere yer verdi: “Tıp fakülteleri yükseköğretim sistemimizin en önemli bileşenlerinden biridir. Hali hazırda 32 vakıf üniversitemiz bünyesinde aktif tıp programı bulunmaktadır. Tıp fakültelerinde tıp eğitimi, dönemlere göre teorik ve uygulamalı eğitimlerden oluşmaktadır. Verilen eğitimle tıp fakültesi öğrencilerinin asgari bilgi, beceri ve yetkinliklerle donanımlı olarak mezun olmalarını sağlamak esastır. Bu çerçevede, tıp fakültesi kontenjan sayılarına göre ihtiyaç duyulan derslik, laboratuvar, kütüphane gibi eğitim alanlarının fiziki imkanları ile anabilim dalları bazında gerekli öğretim üyesi sayısı ve dağılımına ilişkin asgari kriterler kesin bir şekilde belirlenmiştir. Tıp fakültelerine yönelik bütün denetimler bu kriterler kapsamında takip edilmektedir.” "Tıp fakültesi bulunan vakıf üniversitelerinin kendi hastanelerinin olması şartı getirilmiştir" YÖK Başkanı Erol Özvar, konuşmasına şöyle devam etti: “Ayrıca tıp eğitiminin önemli bir parçası olan uygulama eğitiminin de en iyi şekilde verilmesi ve takip edilmesi önem arz etmektedir. Malumunuz olduğu üzere, kanun düzenlemesi ile tıp fakültesi bulunan vakıf üniversitelerinin kendi hastanelerinin olması şartı getirilmiştir. Eğitim hastanelerinin veya sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin -hasta potansiyeli, vaka sayısı ve çeşitliliği, ilgili branştaki hastaya gözlem altında tıbbi müdahale yetkinliklerinin kazandırılması dahil bir tıp fakültesi öğrencisinin mezun olması için gereken şartları ve asgari yeterlilikleri karşılaması gerekmektedir.” Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerindeki şikayetler Özvar, “Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki yapılan yerinde inceleme ve denetimlerde, özellikle iş birliği yapılan özel hastanelerde vaka sayısı ve çeşitliliğinin yetersiz olduğu, öğrencilerin hasta başı eğitimlerini yeterince aktif gerçekleştiremediği ve hastanelerdeki mevcut eğitim alanlarının fiziksel şartlarının öğrenciler için uygun olmadığı, hastane yönetimleri ile üniversite yönetimlerinin uyum içerisinde çalışamadığı yönünde fevkalade şikayetler gitmektedir” diye konuştu. Vakıf yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrenci sayılarını artırma yönündeki çabalarını devam ettirmesi gerektiğini ifade eden Özvar, başta uluslararası fuarlar çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini aktardı. Özvar, vakıf üniversitelerin ulaşılabilir olması gerektiğini belirterek, internet sitelerini ve sosyal medya adreslerini uluslararası öğrencilere hitap edecek şekilde her zaman güncel ve aktif tutulması gerektiğini de vurguladı. Özvar, uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye gelmesi kadar bunun sürdürülebilir olması gerektiğini de söyleyerek, uluslararası öğrencilerin öğrenim ücretlerine de dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. "Yapay zeka hayatımıza daha fazla entegre oluyor" TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise açıklamasında, “Teknoloji, dijitalleşme, yapay zeka ve inovasyon her geçen gün hayatımıza daha fazla entegre oluyor. Ancak bu entegrasyon, yalnızca teknolojik araç ve altyapının sağlanmasından ibaret değildir. Eğitim sistemimizin de insan odaklı şekilde yeniden şekillenmesini mecbur kılmaktadır” ifadelerini kullandı. "Üniversitelerimiz uluslararası alanda da adından söz ettiren kurumlar haline gelmiştir" Amaçlarının teknolojik gelişmelere hızla ayak uydurabilmek olduğunu ve bunu katma değere dönüştürecek donanımlı insanlar yetiştirmeyi hedeflediklerini aktaran Hisarcıklıoğlu, “Bu rekabette biz de varız diyorsak, bunu ancak; donanımlı insan gücüyle ve bu insanları yetiştirecek kurumsal ve kaliteli hizmet verebilecek yükseköğretim sektörüyle yapabiliriz. Yükseköğretim sistemimizin en dinamik ve yenilikçi unsurlarını oluşturan üniversitelerimiz, yalnızca ülkemizde değil, uluslararası alanda da adından söz ettiren kurumlar haline gelmiştir” şeklinde konuştu. Araştırma ve inovasyon alanında önemli atılımlar gerçekleştirildiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, “Eğitimde sürdürülebilir bir gelişim sağlamak için, üniversitelerimizin ekonomik açıdan, hem de toplumsal sorumluluk bakımından güçlü bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Vakıf üniversitelerimiz bu sistemin önemli bir paydaşı olarak, kamusal maliyetin önemli bir kısmını üstlenmekte, devletin taşıdığı sorumluluğu da paylaşmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. "TOBB olarak, vakıf üniversitelerinin potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için yanındayız" Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz de TOBB olarak, vakıf üniversitelerinin bu potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için onların her zaman yanındayız. 2006 yılında kurulan Türkiye Yükseköğretim Meclisimiz, vakıf üniversitelerimiz ile kamu sektörü arasında köprü vazifesi görmektedir. Dolayısıyla Meclisimiz, özel sektörün taleplerini, kamu ile birlikte değerlendirdiği ortak bir zemindir. Sektörün gelişmesini teşvik edecek proje ve faaliyet önerilerinin geliştirildiği bir platformdur. Bu açıdan, YÖK ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu toplantıları çok kıymetli buluyorum.” YÖK’ün sektör ile işbirliğine verdiği öneme vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, “Dolayısıyla konuşmaların ardından Vakıf Üniversitelerimizin Mütevelli Heyet Başkanları ve Rektörlerimiz, sektörümüzü ileriye taşıyacak konuları YÖK Başkanımıza sunacaklar. Bu vesileyle işbirliğimizin gelişerek süreceğine inanıyorum ve bu güzel çalışma kültürünü bizlere sunan Prof. Erol Özvar hocamıza teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel gelişimini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:49 Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel gelişimini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel ve sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor. ‘Kuvvetli Çocuklar Güçlü Yarınlar’ sloganıyla Fitkids projesini başlatan Gölbaşı Belediyesi, 6-10 yaş arası çocuklar için başlatılan proje ile eğlenceli ve öğretici egzersiz programları düzenleyerek çocukların sosyal bağlarının güçlendirilmesi ve fiziksel sağlıklarının iyileştirilmesini amaçlıyor. Projede egzersiz programları, eğilme, çömelme, sıçrama, atma ve tutma gibi günlük yaşamda kullanılan temel hareketlerin doğru şekilde öğretilmesini kapsayacak. Ayrıca voleybol, futbol, basketbol, fitness ve jimnastik gibi branşlara yönelik temel düzeyde eğitimler de verilecek. Bu aktivitelerle, çocukların metabolik sağlıklarını, kardiyovasküler performanslarını, iskelet sistemlerini ve hareket becerilerini geliştirmenin yanı sıra kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltılması hedefleniyor. “Sağlıklı bir geleceğin temelini atıyoruz” FitKids projesinin çocukların geleceğine yapılan önemli bir yatırım olduğunu belirten Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Gölbaşı Belediyesi olarak çocuklarımızın fiziksel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacak, onların hayatını olumlu yönde değiştirecek projeler üretmeyi görev biliyoruz. FitKids, çocuklarımızın sağlıklı bir geleceğe adım atmaları için attığımız önemli bir adım. Bu proje ile çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren hareket alışkanlığı kazanmalarını, sosyal becerilerini geliştirmelerini ve gelecekte daha güçlü bireyler olarak toplumda yer almalarını hedefliyoruz” dedi. Bugün teknoloji çağında büyüyen çocukların daha az hareket ettiğini ve sosyal etkileşimden uzak bir yaşam sürdüğüne dikkati çeken Odabaşı, “Çocuklarımız, hem fizyolojik hem de kültürel nedenlerle daha fazla olumsuz etki altında kalıyor. Bu proje, onların sağlıklı bir bedene, güçlü bir özgüvene ve yüksek bir yaşam kalitesine sahip olmalarını sağlamayı amaçlıyor” diye konuştu. Odabaşı, bu tür projelerin toplumun geleceğini şekillendireceğine inandıklarının altını çizdi. Şehit Demet Sezen Spor Merkezi’nde verilecek Fitkids kursları için başvurular, 26 Aralık’ta belediye ana merkez binasında alınacak. Kurslar, 4-5 Ocak tarihinde başlayacak. Kontenjanla sınırlı kurslar için 2018 Aralık öncesi doğumlu olma şartı aranacak.
Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:27 Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle sezonun ilk seferine çıktı. Turistik Doğu Ekspresi, 2024-2025 sezonunun ilk seferi için Tarihi Ankara Garı’ndan uğurlandı. Uğurlama töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Kelimenin gerçek anlamıyla da mecazi anlamıyla da hizmete başladığı 2019 yılından bu yana ülkemiz turizm sektörünün lokomotifi haline gelen Turistik Doğu Ekspresi’ni uğurluyoruz. Bizim için güzel ve önemli bir gün" dedi. Bakan Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’nin sadece bir tren yolculuğu değil, aynı zamanda Anadolu’nun kadim kültürünü, doğal güzelliklerini ve zengin tarihini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bir zaman yolculuğu olduğunu kaydetti. "10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz" Gençler, doğa tutkunları ve fotoğraf çekmek isteyen gruplar başta olmak üzere her yaştan yolcuya yüksek kalitede, farklı bir tatil seçeneği imkânı sağladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "2019 yılında ilk sefere konulduğundan bugüne kadar 71 bin yolcumuz seyahat etti. Bugün başlayan yeni sezonunda da Ankara-Kars yönünde 30, Kars-Ankara yönünde de 30 olmak üzere toplam 60 sefer gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz." Uraloğlu, trenin Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saatlik, Kars-Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat 30 dakika, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saatlik duruşla eşsiz bir gezi ve manzara şöleni sunacağını da dile getirdi. "4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek" Erzurum’un, 2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından Turizm Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Uraloğlu, "Yine, Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından da Avrupa Kış Sporları Başkenti seçildi. Erzurum’a 2025 yılında böylesine önemli iki etkinliğe başkentlik etmesi de ayrı yakıştı ve güzel bir tesadüf oldu doğrusu. 4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek trenimizin de Erzurum’a ayrı bir hareket getireceğine ve trenle seyahat eden yolcularımızın Erzurum’da gerçekleşecek aktivitelerden bazılarına doğrudan katılabilme ayrıcalığı yakalayacaklarına inanıyorum" dedi. "Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var" Turistik Doğu Ekspresi’ne yoğun talep olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, "Dolayısıyla bilet bulmakta güçlükler yaşayabiliyorlar ve bu durum özellikle Ankara’dan Kars istikametine yola çıkan trenlerimizde oluyor. Oysa aynı güzergâh üzerinde Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var. Talep biraz daha az olduğu için bu istikamette bilet temin etmek kısmen daha kolay. Vatandaşlarımız Ankara’dan trenle yola çıkıp Kars’tan başka ulaşım modları ile dönebilecekleri gibi aynı işlemi önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönerek gerçekleştirebilirler" ifadelerini kullandı. "Turistik Diyarbakır Ekspresimizin bilet satışları bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak" Turistik Doğu Ekspresi’nden sonra yoğun talep üzerine Turistik Diyarbakır Ekspresi, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresi, Ankara-Tatvan Turistik Ekspresi gibi turizme hizmet sunan yeni rotaları da hayata geçirdiklerini dile getiren Uraloğlu, şunları kaydetti: "Hatta Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Ankara-Diyarbakır yönüne ait seferlerinin bilet satışları da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak. Bildiğiniz üzere Turistik Diyarbakır Ekspresi, Time Dergisi tarafından her yıl düzenli hazırlanan Dünyanın En Harika Yerleri özel sayısında, gezilecek en güzel 100 yer arasında yer aldı. En az Turistik Doğu Ekspresi kadar dikkat çeken ve ilgi uyandıran bir ekspresimiz." Turistik Diyarbakır Ekspresi toplam 8 sefer yapacak Bakan Uraloğlu, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni 2025 döneminde; Ankara-Diyarbakır ve Diyarbakır-Ankara yönlerinde 4 gidiş, 4 dönüş olmak üzere toplam 8 tren seferi olarak planladıklarını da sözlerine ekledi. Uraloğlu, "Bu trenimizde Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ Yolçatı’da 4 saat turizm amaçlı duracak. Yine, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresimizde 12 gidiş 12 dönüş olmak üzere toplam 24 adet tren seferi, Turistik Tatvan Ekspresi’nde ise 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere toplam 4 adet tren seferi gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu. "İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yolcu seyahat etti" Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotalarının bulunduğunu belirten Uraloğlu, "Avrupa’ya ulaşmanın en keyifli ve ekonomik yollarından biri olan İstanbul-Sofya Ekspresiyle Avrupa’ya konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz. 2024 yılında da İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yerli ve yabancı turist seyahat etti" dedi. Turistik ekspreslerin, aynı zamanda Türkiye’nin turizm haritasında yeni bir sayfa açtığını ve uluslararası tanıtımına katkı sağladığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bu trenlerimiz dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ülkemize çekerek, kültürel etkileşimi güçlendirerek hoşgörü tohumlarını da yeşertmektedir. Peki bunu nasıl başardık? 2002 yılından bu yana demiryollarına gerekli yatırımları yapmasaydık, bugün turistik trenlerden, yenilikçi demiryollarından, tren kültüründen bahsetmek de mümkün olmayacaktı." "Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryollarında yeni bir dönem başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, "22 yıl içerisinde 10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak hızlı tren ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., dünyanın 8. yüksek hızlı tren işletmecisi yaptık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren yaklaşık 93 milyon yolcuya hizmet verdik. Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı ve dinamik bir yapıya kavuştu" diye konuştu. 2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 2053 yılına kadar da 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını anlatan Uraloğlu, "Sadece 48 saatte hızlı trenlerle yapılan rüya gibi bir yolculukla bütün Türkiye’ye ulaşacağımız bir vizyon çiziyor ve bunun için çalışıyoruz" dedi.
Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:16 Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle sezonun ilk seferine çıktı. Turistik Doğu Ekspresi 2024-2025 sezonunun ilk seferi için Tarihi Ankara Garı’ndan uğurlandı. Uğurluma töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kelimenin gerçek anlamıyla da mecazi anlamıyla da hizmete başladığı 2019 yılından bu yana ülkemiz turizm sektörünün lokomotifi haline gelen Turistik Doğu Ekspresi’ni uğurluyoruz. Bizim için güzel ve önemli bir gün” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’nin sadece bir tren yolculuğu değil, aynı zamanda Anadolu’nun kadim kültürünü, doğal güzelliklerini ve zengin tarihini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bir zaman yolculuğu olduğunu kaydetti. “10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz” Gençler, doğa tutkunları ve fotoğraf çekmek isteyen gruplar başta olmak üzere her yaştan yolcuya yüksek kalitede, farklı bir tatil seçeneği imkânı sağladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “2019 yılında ilk sefere konulduğundan bugüne kadar 71 bin yolcumuz seyahat etti. Bugün başlayan yeni sezonunda da Ankara-Kars yönünde 30, Kars-Ankara yönünde de 30 olmak üzere toplam 60 sefer gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz.” Uraloğlu, trenin Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saatlik, Kars-Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat 30 dakika, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saatlik duruşla eşsiz bir gezi ve manzara şöleni sunacağını da dile getirdi. "4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek" Erzurum’un, 2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından Turizm Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Uraloğlu, “Yine, Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından da Avrupa Kış Sporları Başkenti seçildi. Erzurum’a 2025 yılında böylesine önemli iki etkinliğe başkentlik etmesi de ayrı yakıştı ve güzel bir tesadüf oldu doğrusu. 4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek trenimizin de Erzurum’a ayrı bir hareket getireceğine ve trenle seyahat eden yolcularımızın Erzurum’da gerçekleşecek aktivitelerden bazılarına doğrudan katılabilme ayrıcalığı yakalayacaklarına inanıyorum” dedi. "Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var" Turistik Doğu Ekspresi’ne yoğun talep olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Dolayısıyla bilet bulmakta güçlükler yaşayabiliyorlar ve bu durum özellikle Ankara’dan Kars istikametine yola çıkan trenlerimizde oluyor. Oysa aynı güzergâh üzerinde Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var. Talep biraz daha az olduğu için bu istikamette bilet temin etmek kısmen daha kolay. Vatandaşlarımız Ankara’dan trenle yola çıkıp Kars’tan başka ulaşım modları ile dönebilecekleri gibi aynı işlemi önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönerek gerçekleştirebilirler" açıklamasında bulundu. “Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Bilet Satışları Bugün Saat 15.00 İtibarıyla Başlayacak” Turistik Doğu Ekspresi’nden sonra yoğun talep üzerine Turistik Diyarbakır Ekspresi, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresi, Ankara-Tatvan Turistik Ekspresi gibi turizme hizmet sunan yeni rotaları da hayata geçirdiklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Hatta Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Ankara - Diyarbakır yönüne ait seferlerinin bilet satışları da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak. Bildiğiniz üzere Turistik Diyarbakır Ekspresi, Time Dergisi tarafından her yıl düzenli hazırlanan Dünyanın En Harika Yerleri özel sayısında, gezilecek en güzel 100 yer arasında yer aldı. En az Turistik Doğu Ekspresi kadar dikkat çeken ve ilgi uyandıran bir ekspresimiz.” Turistik Diyarbakır Ekspresi toplam 8 sefer yapacak Bakan Uraloğlu, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni 2025 döneminde; Ankara - Diyarbakır ve Diyarbakır - Ankara yönlerinde 4 gidiş, 4 dönüş olmak üzere toplam 8 tren seferi olarak planladıklarını da sözlerine ekledi. Uraloğlu, “Bu trenimizde Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ Yolçatı’da 4 saat turizm amaçlı duracak. Yine, Bölgesel Turistik Kars - Erzurum Ekspresimizde 12 gidiş 12 dönüş olmak üzere toplam 24 adet tren seferi, Turistik Tatvan Ekspresi’nde ise 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere toplam 4 adet tren seferi gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu. "İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yolcu seyahat etti" Sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da tren rotalarının bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Avrupa’ya ulaşmanın en keyifli ve ekonomik yollarından biri olan İstanbul- Sofya Ekspresiyle Avrupa’ya konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz. 2024 yılında da İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yerli ve yabancı turist seyahat etti” dedi. Turistik ekspreslerin, aynı zamanda Türkiye’nin turizm haritasında yeni bir sayfa açtığını ve uluslararası tanıtımına katkı sağladığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu trenlerimiz dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ülkemize çekerek, kültürel etkileşimi güçlendirerek hoşgörü tohumlarını da yeşertmektedir. Peki bunu nasıl başardık? 2002 yılından bu yana demiryollarına gerekli yatırımları yapmasaydık, bugün turistik trenlerden, yenilikçi demiryollarından, tren kültüründen bahsetmek de mümkün olmayacaktı” “Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryollarında yeni bir dönem başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, “22 yıl içerisinde 10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak Hızlı Tren Ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., Dünya’nın 8. Yüksek Hızlı Tren işletmecisi yaptık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren yaklaşık 93 milyon yolcuya hizmet verdik. Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı ve dinamik bir yapıya kavuştu” diye konuştu. 2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 2053 yılına kadar da 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını anlatan Uraloğlu, “Sadece 48 saatte hızlı trenlerle yapılan rüya gibi bir yolculukla bütün Türkiye’ye ulaşacağımız bir vizyon çiziyor ve bunun için çalışıyoruz.” dedi.
Belgrad Ormanındaki işletmeler artık DKMP tarafından işletilecek
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:12 Belgrad Ormanındaki işletmeler artık DKMP tarafından işletilecek Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) sorumluluk alanında bulunan Belgrad Ormanındaki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının işletmeciliği bugünden itibaren İBB yerine DKMP tarafından işletilecek. DKMP’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Belgrad Ormanındaki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının işletmeciliğinin 14 Haziran 2023 tarihinde İBB’ye verildiği ve 13 Ekim 2023 tarihinde işletme süresinin dolduğu hatırlatılarak, “İdaremizin tahliye talebine karşılık İBB tarafından açılan dava 12 Aralık 2024 tarihinde lehimize sonuçlanmıştır. İBB’nin ilgili alanlardan tahliyesine ve işletmeyi tarafımıza teslim etmesine dair talep idaremizin 16 Aralık 2024 tarihli yazısı ile Sarıyer Kaymakam’lığına bildirilmiş, Kaymakamlık tarafından da İBB’ye 19 Aralık 2024 tarihli yazıyla, bugüne kadar tahliye işlemlerini gerçekleştirmeleri için süre verilmiştir. Dolayısıyla, bazı haberlerde geçen 20 Aralık günü mesai bitimine 1 saat kala İBB’ye bildirildiği şeklindeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerine yer verildi. Belgrad Ormanı içerisindeki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının bugünden itibaren DKMP tarafından işletileceği belirtilen açıklamada, ihtiyaç duyulan temizlik ve güvenlik hizmetleri için tüm hazırlıkların tamamlandığı vurgulandı. Söz konusu durumun, Belgrad Ormanı’nın Milli Park olarak ilan edilmesi süreciyle herhangi bir ilişkisi bulunmadığı kaydedilen açıklamada, Belgrad Ormanı’na ziyaretçi girişinin açık olup, ziyaretçi girişinin engellendiği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekildi.