Yerel Haberler
Ankara
Ayçiçeği yağı ithalatında yöntem belli oldu 20 Eylül 2024 Cuma - 14:20:55 Ticaret Bakanlığı, 2025 yılı yağlık ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağı ithalatında uygulanacak tarife kontenjanının başvuru ile kullanım usul ve esaslarını belirledi. Ticaret Bakanlığı, hasat dönemi başlamadan önce yağlık ayçiçeği tohumunun hasat dönemi ve çiftçi gelirinin korunması gereğini dikkate alarak hem üreticiyi hem tüketiciyi koruyacak şekilde 2025 yılı hasat dönemi öncesinde kullanılmak ve yerli ayçiçeği tohumu alımı yapan firmalara tahsis edilmek üzere 1 milyon ton yağlık ayçiçeği tohumu ithalatında yüzde 8 veya bunun karşılığı 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatında yüze 20 gümrük vergili tarife kontenjanı açmıştı. Karar, Tarım ve Orman Bakanlığı ile birlikte koordine edilerek alınmıştı. 8788 sayılı “Yağlık Ayçiçeği Tohumu ve Ham Ayçiçeği Yağı İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması Hakkında Karar” uyarınca anılan tarife kontenjanının dağıtım yöntemi ile başvuru ve kullanım usul ve esaslarını belirleyen Ticaret Bakanlığı Tebliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu Tebliğ çerçevesinde tarife kontenjanı, yerli üretimin teşvikini teminen 1 Temmuz-30 Kasım 2024 tarihleri arasında yerli ayçiçeği tohumu alımı yapanlar öncelikli olmak üzere ülkede faaliyet gösteren ham ve/veya rafine ayçiçeği yağı üreticisi sanayici firmalara tahsis edilecek.
20 Eylül 2024 Cuma - 14:11 Elektrikli araç ithalatında yeni düzenleme Ticaret Bakanlığı, elektrikli araç ithalatında tüketicinin korunmasına yönelik şartları plug-in hibrit araçları da kapsayacak şekilde genişletti. Elektrikli araçların ithalatında tüketici güvenliği ve satış sonrası hizmet kalitesinin artırılmasına yönelik uygulamaya giren ithalatçının kendisi tarafından 7 bölgede en az 20 servis istasyonu kurulması, araç üreticisinin ülkede yerleşik yetkili temsilcisinin olması, her marka için çağrı merkezi kurulması ve Türk Standardları Enstitüsünden (TSE) belgelendirme gibi şartları içeren düzenlemenin kapsamı, eşya taşıyan elektrikli araçlar ile haricen şarj edilebilir araçları kapsayacak şekilde genişletildi. Yapılan bu değişiklikle Bazı Elektrikli Araçların İthaline İlişkin Tebliğ “İthalat:2024/22” kapsamı, elektrikli binek araçlara ilave olarak tip onayına tabi binek otomobillerin haricen şarj edilebilir hibrit olanlarının ve eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtların elektrikli ve haricen şarj edilebilir hibrit olanlarının da Avrupa Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşması kapsamı menşeli olmayanlarının ithalinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca veya yetki verdiği kurum veya kuruluşça düzenlenen izin belgesi aranacak. Uygulamaya yeni dahil edilen araçların ithalatında mağduriyet yaşanmaması için Tebliğ hükümlerinde 30 günlük geçiş süresi tanındı. Ticaret Bakanlığının piyasaya güvenli ürün arzı ve ürünlerin yaşam döngüsü içerisinde takibi ve tüketicinin korunması doğrultusunda düzenleyici ithalat politikalarını etkin bir şekilde hayata geçirmeye devam edeceği belirtildi.
20 Eylül 2024 Cuma - 13:19 Emine Erdoğan, ABD ziyaretinde lider eşleriyle temasta bulunacak ve köklü Türk geleneklerini tanıtacak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kuruluna katılmak üzere ABD’ye gidecek olan Emine Erdoğan, katılımcı ülke liderlerinin eşleriyle bir araya gelerek yoğun temaslarda bulunacak. Emine Erdoğan, ABD’nin New York şehrinde düzenlenecek BM 79. Genel Kurulu görüşmelerine katılmak üzere 21-25 Eylül tarihlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik edecek. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, ABD ziyaretinde, BM Genel Kuruluna katılan liderlerin eşleriyle bir araya gelecek olan Emine Erdoğan’ın bir dizi programa ev sahipliği yapacak, ikili görüşmeler ve kabullerde bulunacak. Köklü geleneksel Türk çeyiz kültürünü dünyaya tanıtacak Emine Erdoğan, Türk giyim kültürü ve geleneksel el sanatlarını araştıran, arşivleyen, asıllarına sadık kalarak yeni projelerle gelecek nesillere aktaran Olgunlaşma Enstitülerinde 2021 yılında değişim-dönüşüm süreci başlatmış ve Bohça markasının kurulmasına vesile olmuştu. Erdoğan’ın, binlerce yıllık el sanatları kültürünü korumak, araştırmak, geliştirmek, güçlendirmek ve toplumsal farkındalık oluşturarak kuşaktan kuşağa aktarmak amacıyla başlattığı dönüşümün ardından Olgunlaşma Enstitüleri yenilenen yüzüyle Türkiye’nin yumuşak diplomasisi kapsamında öncü olmasını sağlamıştı. Geçmişten günümüze köklü Türk aile kültürünün önemli parçalarından çeyiz geleneğinin unutulmaması ve taşıdığı izlerin gelecek kuşaklara miras olarak aktarılmasını amaçlayan çalışmaları gönülden destekleyen Erdoğan’ın, New York’taki Türkevi’nde Olgunlaşma Enstitüleri tarafından düzenlenecek "Gelin Hazineleri: Osmanlı ve Anadolu Çeyizlerinde Bir Yolculuk" programına ev sahipliği yapacağı bildirildi. Afrika kıtasının lezzetleri Türkevi’nde lider eşleriyle buluşacak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Afrika’ya yaptığı resmi ziyaretlerde sosyal sorumluluk projelerine katılmasının ardından Afrika kıtası ve insanlarıyla derin bir duygusal bağ kuran Erdoğan, bu seyahatlerdeki hatıralarını "Afrika Seyahatlerim" adlı kitabında ölümsüzleştirmişti. Kitabında 2015 yılındaki Etiyopya ziyareti sırasında Afrikalı çaresiz kadınların el emeklerinin 1 dolar karşılığında alınıp Batı başkentlerindeki butiklerde çok yüksek bedellerle satıldığını öğrendiğine değinen Erdoğan, gördüğü bu manzara karşısında, üzerine düşen görevi yerine getirmek istediğini belirtmişti. Emine Erdoğan, bir Müslüman, Türk kadını ve anne olarak bu sömürü zincirini kırmak üzere Türkiye’deki Afrikalı kadınların emeklerinin karşılıklarını alması ve el emeği ürünlerinin adil bir şekilde satılması için Ankara’da Afrika Kültür Evi’ni kurmuştu. Afrika kıtası ile bağını hiç koparmayan ve kıtanın yemek kültürünün tanınması için çalışmalarına hız kesmeden devam eden Erdoğan’ın, Türkevi’nde düzenlenecek "Afrika’nın lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şölen" programında lider eşleri ile bir araya geleceği aktarıldı. Aynı program kapsamında, insanlığın bilinen ilk kıtası olması sebebiyle sahip olduğu kültürel çeşitlilik ve zenginlik ile dünya üzerinde eşsiz bir konuma sahip olan Afrika kıtasının yemek kültürünü anlatan "Afrika Yemek Kültürü" kitabının lansmanının da yapılacağı öğrenildi. Gönül Elçileri Projesi’yle koruyucu aile konusu gündeme getirilecek Emine Erdoğan, Koruyucu Aile Hizmet Modeli’nin yaygınlaştırılması için 2012 yılında Türkiye’de aile bakımından yoksun her çocuğa sevgi dolu bir yuvanın verilmesi hedefiyle Gönül Elçileri Projesi’nin hayata geçirilmesini sağlamıştı. Erdoğan’ın himayelerinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yürütülen ve 12. yılını geride bırakan projeyle, sayısı 10 bini aşkın çocuk koruyucu aile yanında şefkatle büyümüştü. Daha önce Azerbaycan ve Özbekistan başta olmak üzere pek çok ülkenin dikkatini çeken ve takdir toplayan "Koruyucu Aile" hizmet modeli ile ilgili işbirliklerine öncülük eden Emine Erdoğan’ın UNICEF Genel Merkezi’nde düzenlenecek "Bir Deniz Yıldızı Hikayesi: Gönül Elçilerine Küresel Davet" programına katılacağı edinilen bilgiler arasında yer aldı. Koruyucu aile hizmet modelinin, diğer ülkelerin cumhurbaşkanı eşlerine, bakanlarına, BM’nin ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının üst düzey yetkililerine aktarılacağı etkinlikte, koruyucu aile konusunda küresel anlamda seferberlik çağrısı da yapılacağı ifade edildi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşecek Emine Erdoğan’ın öncülüğüyle Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 2017’de başlatılan Sıfır Atık Projesi, kurulduğu günden bu yana büyük takdir toplamış ve uluslararası alanda da bilinirliğini artırarak, Birleşmiş Milletler (BM) seviyesinde destek görmüştü. BM Genel Kurulunda, 14 Aralık 2022’de Türkiye’nin ana sunucusu, 105 ülkenin de ortak sunucu olduğu "sıfır atık" kararı, oylamayla kabul edilmiş ve 30 Mart, "Uluslararası Sıfır Atık Günü" ilan edilmişti. 30 Mart 2023’te BM’nin New York’taki Genel Kurul Salonu’nda ilk kez kutlanan "Uluslararası Sıfır Atık Günü"nün ardından, kurulan "BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu" başkanlığını Emine Erdoğan üstlenmişti. "Dünya Ortak Evimiz" bakış açısıyla ilk kez Emine Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres arasında 77. BM Genel Kurulu esnasında New York’ta Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı imzalanmıştı. Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı geçen yıl küresel olarak imzaya açılmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan BM 78. Genel Kurulu marjında New York ziyaretleri esnasında Küresel Sıfır Atık Hareketine Doğru isimli programda beyanın ilk imzacısı olmuştu. Dünya çapında yankı bulan ve uluslararası ödüllere layık görülen projesiyle her zaman iklim değişikliğinin etkileri ve çevre kirliliğiyle mücadele çağrısı yapan Erdoğan’ın, bu yıl BM Zirvesi kapsamındaki programlarında BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı olarak Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşeceği bilgisine ulaşıldı. Görüşme ve temasların ardından lider eşleri ve ülkelerin üst düzey temsilcilerinin, Emine Erdoğan’ın öncülük ettiği Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalamaları bekleniyor.
Duayen ressam Mustafa Ayaz son yolculuğuna uğurlandı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:04 Duayen ressam Mustafa Ayaz son yolculuğuna uğurlandı Ankara’da 86 yaşında hayatını kaybeden ressam Mustafa Ayaz, Ankara Kocatepe Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedildi. Dün Ankara’da tedavi gördüğü hastanede 86 yaşında hayatını kaybeden ressam Mustafa Ayaz için Kocatepe Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene ailesi, dostları, güzel sanat fakültelerinden öğretim üyeleri, Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği (BRHD) yönetici ve üyeleri, Tüm Sanat Galerileri Derneği (TÜSGAD) yöneticileri ve üyeleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü yetkilileri, gazeteciler ve sanatseverler katıldı. Ayaz, Kocatepe Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mustafa Ayaz kimdir? 1938’de Trabzon’un Çaykara ilçesinin Kabataş köyünde doğan Mustafa Ayaz’ın çocukluğu, yoksulluk ve hastalıklarla geçtiğinden ilkokula 10 yaşında başladı. 1953’te Erzurum Pulur Köy Enstitüsü ortaokul son sınıfta resim yeteneğiyle hocalarının dikkatini çeken Ayaz, İstanbul Çapa Öğretmen Okulu Resim Bölümü sınavlarını kazandı. Mezuniyetinin ardından bir yıl ilkokul öğretmenliği yapan Ayaz, 1960’ta Gazi Eğitim Enstitüsü’nün resim bölümüne girdi ve buradan 1963’te mezun oldu. Ayaz, sonrasında 3 yıl Çorum’da resim öğretmenliği ve atölye şefliği yaptı.
Türk savunma sanayiinden ‘eğitim’ ihracatı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 15:01 Türk savunma sanayiinden ‘eğitim’ ihracatı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Türk savunma sanayisinin üç ülkeyle eğitim ve akademi programları üzerine ihracat görüşmelerinin devam ettiğini ve bir ülkeye ihracat yapıldığını söyledi. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen “Milli Yetkinlik Hamlesi" lansman programında Türk savunma sanayisinin gelecek dönemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Savunma sanayiindeki gelişimin yalnızca salt rekabet yerine sistematik bir düzen içerisinde olması gerektiğine vurgu yapan Görgün, “Bağımsız savunma sanayiinin gerekliliği olan tüm teknolojilerde bir sistematik dahilinde kazanmaya devam ederken, yarının teknolojilerine de bugünden odaklanmaya başladığımızı, bu alanda faaliyetler gösterdiğimizi de ifade etmek isterim. Savunma sanayimizin yeni dönem gelişimini salt rekabetten ziyade ekosistemin yetenek, yetkinlik, performans, potansiyel ve kapasite olarak birbirlerini tamamlamaları üzerine gayret gösteriyoruz” dedi. Şirketlerin icra kurullarıyla toplantılar gerçekleştirdiklerini ve mutabakatlar oluşturulduğunu dile getiren Görgün, “Şirketlerle alanları netleştirerek birbirlerini tamamlama yönünde çalışmaların önünü açacak politikalar üretiyoruz. Şirketlerimizin stratejilerini, birbirlerinin eksikliklerini ya da yetenek açılımlarını tamamlamaya yönelik oluşturdukları iş birliği imkanları da doğal olarak artacak” ifadelerini kullandı. Görgün ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı’nın sahip olduğu beceri ve deneyimlerin kişiler yerine sistemde kalmasını sağlayacak çalışmaları olduğunu da kaydetti. Görgün konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yaptığımız ihracat teslimatlarla birlikte vurguladığımız bir hususta teslimatlardan daha fazla yeni sözleşmeler de imzalıyoruz. Bakiye siparişimiz de her geçen gün artarak devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 5,5 milyar teslimat, 10,2 milyar değerinde sözleşme imzalamıştık. Bu sene hem teslimatta hem sözleşme imzası bakımından 2023’e göre çok daha iyi bir sonucu sizlerle paylaşacağımı tekrardan ifade etmek istiyorum.” Savunma sanayiinden eğitim ihracatı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, ayrıca ‘eğitim’ ihracatı gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Bu çerçevede üç ülkeyle savunma sanayii alanında eğitim ve akademi programları üzerine ihracat görüşmelerinin devam ettiğini dile getiren Görgün, ayrıca bir ülkeye ihracat yapıldığını kaydetti.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Küçük: “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:57 Savunma Sanayii Araştırmacısı Küçük: “İsrail bu cihazlar üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda patlayıcı madde yerleştirdi” Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile ilgili, "Bir diğer iddia bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu" dedi. Lübnan’da Hizbullah mensuplarının haberleşme amacıyla kullandığı çağrı cihazlarının eş zamanlı patlatılması ile şu ana kadar 9 kişinin ölümüne, 2 bin 750 kişinin yaralanmasına yol açan saldırının yankıları sürüyor. Lübnan’da gerçekleşen saldırıda çağrı cihazlarına müdahale edilip patlatılmasına ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayii Araştırmacısı Fatih Mehmet Küçük, Lübnan’da gerçekleştirilen saldırıda Hizbullah’ın güvenli iletişim aracı olarak gördüğü yaklaşık 95 gram ağırlığında küçük çağrı cihazları kullanıldığını belirterek, “Büyük ihtimalle Hizbullah, kendi ekosistemi içerisindeki insanlarla güvenli haberleşme için kullanıyordu. Kuvvetle muhtemel çağrı cihazına sinyal giden kişi, güvenli iletişim cihazından ulaşması gereken ilgili yere ulaşıyordu. Aslında kendi güvenliğini sağlamak için kullandığı bir yöntemdi, fakat İsrail Hizbullah’ın bunu üçüncü parti tedarik hattından temin ettiğini fark etti. Hizbullah’ın adını vermeden bir alıcı bu tarz cihazları alır ve teslim eder. Bir diğer iddia da bu cihazların İran üzerinden tedarik edildiği. İran da aynı yöntemle bu cihazları tedarik edecektir. İsrail bunu tespit ettikten sonra bu cihazlar ya üretilirken ya da üretildikten sonra çok düşük miktarda ancak gelişmiş bir patlayıcı madde konuldu. Çeşitli uluslararası gazetelerde bunların içine ’20 gramlık gelişmiş patlayıcının entegre edildiği’ bilgileri var ancak doğruluğunu bilemeyiz” dedi. “Saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu” Saldırının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Küçük, Hizbullah’ın otonom hareket edebilme kabiliyetinin zarar görmesinin İran’a olan bağımlılığını artırdığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Bu tarz idari ve lojistik taraftaki beyin takımı adamlarını yok ettiğiniz zaman Hizbullah, İran’a daha bağımlı oluyor. Bu aslında görece bakımından İran’ın da işine gelebilecek bir durum. Dolayısıyla İran’dan cihazlar geldi, İran’ın içinde istihbarat zafiyetleri var ya da yok ayrı bir tartışma konusu. MOSSAD’ın 7 Ekim’de ciddi bir yara aldığını biliyoruz. MOSSAD imaj olarak yara aldı. Çünkü yıllarca MOSSAD propagandası yapıldı, ‘MOSSAD düşmanı dünyanın neresinde olursa bulup öldürür, her türlü bilgiyi önceden ele geçirir’ gibi ama burnunun dibindeki saldırıyı görememişti. Bu da büyük bir imaj kaybıydı. Bu saldırı MOSSAD’ın imajını tekrar düzeltmek için büyük bir fırsat oldu.” “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir” Sivil kullanımdaki iletişim cihazlarında böyle bir durumun görülme ihtimalinin düşük olduğunu dile getiren Küçük, “Marketten alınan bir üründe böyle bir patlama olması, devasa markaların çok büyük para kaybetmesine, ekonomide yıkıcı etkilere sebep olabilir. Buna da kimsenin kolay kolay cesaret edebileceğini zannetmiyorum” dedi. Saldırıda patlayan cihazlarda aşırı ısınma yaşanması durumunda güvenlik hattı bulunan lityum bataryalar kullanıldığını dile getiren Küçük, “Batarya ısındığı zaman işlemcinin frekansını kesmek, elektrik akımını kontrol etmek gibi bir önlem oluyor. Bu önlemi kaldırırsanız bataryanın ısınmasını sağlayıp patlayıcıyı da harekete geçirebilirsiniz. Ürünün sağlam halini görmediğimiz için şu an bir yorum yapamıyoruz” dedi. Saldırıda Hizbullah üyelerinin yanı sıra sivil kaybının da yaşandığını belirten Küçük, İsrail doğrudan hastaneyi vurduğunda bile uluslararası kamuoyunun harekete geçildiğini görülmediğini hatırlattı.
Sigorta Shop Voleybol Takımı, Keçiören Belediyesi ismiyle mücadele edecek
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:50 Sigorta Shop Voleybol Takımı, Keçiören Belediyesi ismiyle mücadele edecek Sigorta Shop Kadın Voleybol Takımı, Voleybol Sultanlar Ligi’nde “T.C. Keçiören Belediyesi Sigorta Shop Spor Kulübü” olarak boy gösterecek. Voleybol Sultanlar Ligi ekiplerinden Sigorta Shop ile Keçiören Belediyesi güçlerini birleştirdi. Sigorta Shop Kadın Voleybol Takımı, yeni sezonda “T.C. Keçiören Belediyesi Sigorta Shop Spor Kulübü” olarak müsabakalarda boy gösterecek. Belediye binasında gerçekleşen imza törenine Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve voleybol takımının yöneticileri ile oyuncuları katıldı. Tören öncesi Özarsalan oyuncularla sohbet etti. Törende konuşan Özarslan, “Bugün Keçiörenimiz için gerçekten de çok özel bir adımı hep birlikte atacağız. Onun için toplanmış bulunmaktayız. Keçiören Belediyemiz olarak sporun birleştirici ve geliştirici gücüne biz her zaman inandık. Ve bunu desteklemeye karar verdik. Sağ olsun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş beyefendi de bu noktada hassasiyet göstermekte. Ve bizim desteklemiş ve içinde olduğumuz bütün faaliyetlere kendisi birebir hem destek vermekte, hem de ciddi katılım göstermektedir. Biz de olan desteğe hem de gerçekten de kadının gücüne çok inanıyoruz. Bu noktada da biliyorsunuz filenin sultanları, Türkiye’nin gerçekten de kalbi durumuna gelmiş vaziyette” dedi. “Kız çocuklarımız bizden voleybol direkleri, fileleri istiyorlar” Son dönemlerde ilköğretim ve lise hocaları ile çok kez görüştüğünü söyleyen Özarslan “Belediyeye geliyorlar. Kız çocuklarımızın ihtiyacı olan voleybol direkleri, fileleri istiyorlar. Kızlar inanılmaz derecede bu işe gönül vermiş durumda. Sebebi de voleybol takımımız çok iyi sevdirdi. Bu iş önem arz ediyor. Göreceksiniz biz elimizden gelen bütün desteği vereceğiz. Ama lafta değil. İcraatta vereceğiz. Yeter ki biz bu işe gönül verelim” diye konuştu.
2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:47 2 bin 500 yıllık bronz sedir Getty Müzesi’nden Türkiye’ye iade edildi Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri sonucu M.Ö. 530 yılına tarihlenen nadir bronz sedir, J. Paul Getty Müzesi tarafından Türkiye’ye iade edildi. M.Ö. 530 yılına ait bronz sedir, 1982 yılında J. Paul Getty Müzesi tarafından İsviçreli bir sanat tacirinden satın alındı. Tacir, sedirin 1920’lerden bu yana Avrupa’da koleksiyonlarda yer aldığına dair sahte kanıtlar sundu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve J. Paul Getty Müzesi’nin yürüttüğü kapsamlı araştırmalar, bu iddianın asılsız olduğunu ortaya koydu. Yapılan bilimsel çalışmalar, bronz sedirin 1980’lerin başında Manisa yakınlarındaki bir mezardan kaçak kazılarla çıkarıldığını ve yasadışı yollarla ülke dışına kaçırıldığını kanıtladı. Bakanlık ve Getty Müzesi’nin bilimsel iş birliği ile yürütülen incelemelerde, sedirin üzerine yapışmış olan keten parçaları, Türk arkeologlar tarafından mezarda bulunan ahşap ve bronz levha parçaları ile mezarın tarihlendirilmesine yardımcı olan mermer ve seramik kalıntılarıyla birebir örtüştü. Böylece sedirin kökeni ve tarihi bağlamı net bir şekilde ortaya konmuş oldu. İadesi gerçekleştirilen sedir, günümüzde oldukça nadir rastlanan bir mobilya türü olarak dikkat çekiyor. Tarihi resimlerde ve o döneme ait kap kacak üzerindeki tasvirlerde görülen bu tür sedirler, antik dönemde günlük yaşamda dinlenme ve yemek yeme amacıyla kullanılıyordu. Dökme bronz ayak ve raylara sahip, demir bir iskelet üzerine inşa edilen sedir, delikli bakır levhalardan oluşuyor. Tornalanmış ayakları, köşelerde çıkıntılı zıvanaları ve minderleri destekleyen kafesli yüzeyiyle o dönemde yaygın olarak ahşaptan üretilmiş sedirlerin bronzdan bir örneğini temsil ediyor. Kültürel mirasın geri kazanılmasında büyük adım Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, eserin iadesinin sadece bir kültürel varlığın geri kazanılması anlamına gelmediğini, aynı zamanda kültürel miras kaçakçılığına karşı önemli bir zafer olduğunu vurguladı. Yazgı, “Anavatanından yasadışı yollarla çıkarılan her kültür varlığının iadesi, kültürel miras kaçakçılarına güçlü bir mesaj gönderir. Bronz sedir, yasa dışı bir şekilde evinden alınmış nadir bir arkeolojik eserdir. Türkiye ve Getty Müzesi arasında yeniden başlayan diyalog sayesinde artık ait olduğu yerde korunacak” dedi. Kültür varlıklarının iadesi konusunda Getty Müzesi ile farklı görüşlere sahip olunduğunu belirten Yazgı, bu iade ile birlikte her iki tarafın da birbirlerinin bakış açılarını anlamaya çok daha yakın olduğunu ve kültür varlığı kaçakçılığı ile mücadeleyi hedefleyerek gelecekte yakın işbirlikleri kurulabileceğini söyledi. Getty Müzesi Maria Hummer-Tuttle ve Robert Tuttle Direktörü Timothy Potts ise, bu iadenin Türk ve Amerikalı akademisyenler arasında uzun süredir devam eden bir araştırmayı sonuçlandırdığına dikkat çekti. Potts, “Türk arkeologlarının çalışmaları, bu istisnai objenin arkeolojik ve tarihi bağlamının ortaya çıkarılmasına yardımcı oldu. Getty konservatörleri de malzeme ve üretim tekniğini analiz etti” dedi. Potts ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı ve Türkiye’de çalışan arkeolog, küratör ve diğer meslektaşlarıyla yapıcı ilişkiler kurmaya devam etmek istediklerini belirtti. Bu iade ile birlikte 2024 yılında Türkiye’ye getirilen eser sayısı 36’ya ulaştı. 2018 yılından bu yana sadece son 6 yılda toplam 7 bin 840 eserin ülkemize iadesi sağlandı. 2002 yılından bu yana ise toplamda 12 bin 155 eser Türkiye’ye geri kazandırıldı. Bu başarılar, Türkiye’nin kültürel mirasın korunmasındaki kararlılığını ve uluslararası alanda elde ettiği kazanımları bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yörük Festivali’nde Keçiören standına büyük ilgi
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:22 Yörük Festivali’nde Keçiören standına büyük ilgi Keçiören Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’ne stant açarak katılım sağladı. Festivale ilişkin konuşan Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, “Belediyemizin standı, özellikle kıl çadırlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. Keçiören Belediyesi, Türk kültürünün zengin mirasını tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak adına festivalde aktif bir rol oynayarak Keçiören’i en iyi şekilde temsil etti” dedi. Keçiören Belediyesi, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nde stant açtı. Stantta yer alan kıl çadır ziyaretçilerden yoğun ilgi görürken, ikram edilen tuluk ayranı büyük beğeni topladı. Seymen ekibinin sergilediği gösteri de izleyicilerden tam not aldı. "Zengin mirasımızı gelecek nesillere aktaracağız" 3. Uluslararası Antalya Yörük Türkmen Festivali’nde açtıkları standın büyük ilgi gördüğünü belirten Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan, “Belediyemizin standı, özellikle kıl çadırlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekti. Keçiören Belediyesi, Türk kültürünün zengin mirasını tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak adına festivalde aktif bir rol oynayarak Keçiören’i en iyi şekilde temsil etti. Kültürel bağlarımızı güçlendiren bu tür etkinliklere katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen misafirler, Yörük kültürünü yansıtan rengarenk kıyafetlerle göç yaptı. Davul ve zurnalar eşliğinde develer ve atlar üzerinde göçlerini yapan Yörükler, yol boyunca büyük ilgi gördü. Festivale Keçiören Belediye Başkanı Özarslan’ı temsilen Belediye Başkan Yardımcıları Atila Zorlu ve Serkan Bedirhanoğlu katıldı.
Ticaret Bakanlığı: “İsrail için gümrük sistemi kapalıdır”
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:11 Ticaret Bakanlığı: “İsrail için gümrük sistemi kapalıdır” Ticaret Bakanlığı, 2 Mayıs 2024 tarihinden sonra Türkiye’den İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesi veya İsrail’den Türkiye’ye ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmadığını bildirdi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, 2 Mayıs 2024 tarihinde İsrail’le ihracat ve ithalatın tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulduğu hatırlatıldı. Bazı basın organlarında bu konuda yapılan haberlerin gerçek olmadığı kaydedilen açıklamada, “Esasen ülkemiz, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail’in insanlık dışı saldırılarının durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması için en üst düzeyde girişimlerde bulunmuş, diplomasinin tüm araçlarını en yoğun çaba ile kullanmış ve Filistin’e en çok insani desteği sağlayan ülke olmayı sürdürmüştür. Bununla birlikte hükümetimiz, İsrail’in saldırılarını durdurmaya yönelik politikalarının bir devamı olarak da İsrail ile ticareti 7 Ekim tarihinden sonra aylık ticaret rakamlarından görülebileceği gibi önce yavaşlatmıştı. Akabinde 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren 54 grupta bin 19 farklı ürünlerde Türkiye’den İsrail’e ihracatı durdurmuştuk. Nihayet aşamalı bir şekilde hayata geçirdiğimiz bu adımların bir devamı olarak, İsrail hükümetinin uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakması ve Gazze’nin içine insani yardımlarımızı engellemesi üzerine hükümetimiz 2 Mayıs 2024 tarihinde İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini tamamen durdurmuştur” ifadeleri yer aldı. “İsrail’den ülkemize ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmamaktadır” Alınan kararın İsrail’in Gazze’de derhal ve kalıcı ateşkes ilan edinceye kadar kararlı bir şekilde uygulanacağı kaydedilen açıklamada, “2 Mayıs 2024 tarihinden sonra ülkemizden İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesi veyahut İsrail’den ülkemize ulaşan hiçbir İsrail sevkiyatı bulunmamaktadır. İsrail için gümrük sistemi kapalıdır. İhracat ve ithalat rakamları her ay Türkiye İstatistik Kurumu tarafından da şeffaf olarak yayınlanmaktadır. Diğer taraftan Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının onay verdiği ve Filistin topraklarındaki ihtiyaçlara yönelik sevkiyat, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde ve Filistin varışlı olduğu teyit edilerek gerçekleşmektedir. Bu malların münhasıran Filistin tarafından kullanıldığı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı tarafından da müteaddit defalar açıklanmış bulunmaktadır. Söz konusu malların Filistin ile ticaretimize ait olduğu ticaret verilerimizden de anlaşılmaktadır” denildi. “Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır” Filistin’e yönelik zulme karşı dünyada ticaretini durduran yegane ülkenin Türkiye olduğu bildirilen açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu kararlı uygulamamız İsrail tarafından uluslararası kuruluşlar nezdinde de ülkemize karşı bir propaganda malzemesi olarak kullanılmaya çalışılmakta, Türkiye’nin ticareti durdurması İsrail tarafından dahi tenkit edilmektedir. Hal ve gerçek böyle iken, aksi yöndeki haberlerin, açıklamaların, bilgilerin tamamı Filistin davasıyla ya da temel insani değerlerle alakalı olmayan ve itibar edilmemesi gereken yalanlardan ibarettir. Yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı zaman zaman ortaya atılan bu yalanların asıl amacının Türkiye’nin genel dış ticaretine ve ekonomik gelişmesine sekte vurmaya çalışmak olduğunun farkındayız. İsrail Hükümeti derhal ve kalıcı ateşkes ilan edene, Gazze’ye yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye ve Gazze’de yeniden imar faaliyetleri başlayıncaya kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır. Bununla birlikte Filistin davasının ve zulüm altındaki mazlum coğrafyaların her daim yanında olan ülkemizin bu duruşunun maksatlı yalan haberler ve İsrail’e hizmet eden kara propagandalarla gölgelenmesine izin verilmeyecektir.”
Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığına adaylığını açıkladı
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:08 Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığına adaylığını açıkladı Trabzonlu iş insanı Suat Hekimoğlu, Türkiye Boks Federasyonu başkanlığı için adaylığını açıkladı. İş insanı Suat Hekimoğlu Türkiye Boks Federasyonu başkanlığına adaylığını ilan etti. Ankara’da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Hekimoğlu Yönetim Kurulu üyelerini tanıttı. Boks camiasına emek vermiş olan birçok ismin de katıldığı buluşmada Hekimoğlu konuşma yaparak açıklamalarda bulundu. Bir baba olarak oğlunu şampiyon bir boksör olarak yetiştirdiğini ve sporun birçok branşı ile iç içe olduğunu fakat boks sporunun hayatındaki yerinin çok farklı olduğunu ifade eden Hekimoğlu, “Yıllardır boks sporunun içinde olan birisi olarak çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere devletimiz ve Gençlik ve Spor Bakanlığımız Türk sporunun hak ettiği başarılara ulaşması için her türlü imkanı sağlamaktadır. Ancak mevcut yönetimin verilen bu imkanları Türk sporuna ve sporcusuna gerektiği gibi kullanmaması camiamızda bir çok probleme neden olmaktadır” şeklinde konuştu. “Ailelerimiz çocuklarını şampiyonalarına gönderebilmek için arabasını satmaya mahkum edildi” Avrupa ve dünya şampiyonasına gidecek şampiyonların federasyon yönetiminden ihtiyaç duydukları maddi ve manevi desteği göremediklerini belirten Hekimoğlu, “Sporcularımız kendi imkanları ile bu şampiyonalara katılmak zorunda kalmışlardır. Bir baba geçimini sağladığı ineğini satarak oğlunu Avrupa Şampiyonasına göndermiş ve bu sporcumuz Avrupa 3.’sü olmuştur. Ailelerimiz çocuklarını Avrupa ve Dünya şampiyonalarına gönderebilmek için traktörünü, arabasını satmaya, bankalardan kredi çekmeye, iş adamlarına el açıp para toplamaya mahkum edilmiştir. Mevcut yönetim bu tutumu ile spora ve sporcuya çok büyük destekler veren Devletimizi camiamızın gözünde sporcumuzu şampiyonalara gönderemeyecek kadar aciz bir devlet durumuna düşürmüştür. Sizlerin huzurunda tüm boks ailemize sesleniyorum. Federasyonumuz, kulüplerimiz, hakemlerimiz, antrenörlerimiz ve değerli sporcularımız ile birlik ve beraberlik içerisinde çalıştığımız sürece başarı kaçınılmaz olacaktır” ifadelerini kullandı. Hekimoğlu sözlerine başkanlığa seçildiği takdirde yapmayı planladıkları çalışmaları anlatarak devam etti. Hekimoğlu, “Türk boksunun vizyonunu zirveye çıkarmak, şu an yok sayılan erkek boksunu Dünya’nın zirvesine çıkarmak, kadın boksuna daha çok katkılar vererek yeni şampiyonlar çıkarmak, antrenörlerimizi ve hakemlerimizi uluslararası camiada marka haline getirmek, hakemlerimizi uluslararası arenada etkin hale getirmek, herkesin rahatlıkla ulaşabileceği Türkiye Boks Federasyonu Televizyonu’nu kurmak, Sporcularımızın sağlık verilerini doğru işeyen, tutan ve en üst düzeyde çözüm üreten her kategoride sağlık ve performans ekibi kurmak, tüm kurullarımızı alanında uzman kişilerden oluşturarak etkin hale getirmek kısacası yıllardır yapılmayan ve yapılması gereken her şeyi hatta daha fazlasını yapmak için ben ve yönetim kurulumuzda ki birbirinden değerli arkadaşlarımız ile birlikte 12 Kasım 2024 tarihinde yapılacak olan Türkiye Boks Federasyonu Olağan Genel Kurulunda 81 ilimizin Türkiye Boks Federasyonu Başkanı Adayı olduğumu siz değerli basın mensupları huzurunda ilan ediyorum” dedi.
Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini hizmete sundu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 14:00 Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini hizmete sundu Yakup Odabaşı’nın göreve gelmesiyle birlikte ilçedeki temizlik sorununu ortadan kaldırmak için seferberlik başlatan Gölbaşı Belediyesi, yeni çöp konteynerlerini ilçenin dört bir yanına yerleştirdi. Gölbaşı Belediyesi, çevre temizliği ve halk sağlığını koruma çalışmaları kapsamında ilçenin belirli noktalarına yeni çöp konteynerleri yerleştirdi. Modern ve çevre dostu konteynerler, vatandaşların atıklarını daha düzenli ve hijyenik bir şekilde bertaraf etmelerini sağlayacak. Yerleştirilen konteynerler atık toplama sürecini de hızlandıracak. “Çöp toplama hizmetlerini daha verimli hale getireceğiz” “Çevremizin korunması ve temiz tutulması, belediyemizin en önemli önceliklerinden biri” ifadelerini kullanan Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Bu kapsamda, temiz bir Gölbaşı için çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Yeni çöp konteynerleri, ilçemizin dört bir yanına yerleştirildi. İlçemizdeki çöp toplama sistemini daha verimli hale getirmek ve vatandaşlarımıza daha temiz bir çevre sunmak için bu adımı attık. Bu sayede hem çevremizin temiz kalmasına katkıda bulunacağız hem de çöp toplama hizmetlerini daha verimli hale getireceğiz. Yeni konteynerler, çevre kirliliğini önleme ve hijyen koşullarını artırma hedeflerimize önemli katkı sağlayacak” diye konuştu. İlçedeki temizlik işlerinin daha hızlı ve etkin yapılabilmesi için belediye ekiplerinin sahada 7 gün 24 saat çalıştığına dikkat çeken yetkililer, Gölbaşı’nın her köşesini temiz tutmak için vatandaşlardan da destek beklediklerini vurguladı.
Avukat Ağdemir Ankara 2 Nolu Barosu Başkan adayı oldu
18 Eylül 2024 Çarşamba - 13:51 Avukat Ağdemir Ankara 2 Nolu Barosu Başkan adayı oldu Geçmişte Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2.Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Serbest Avukat Gökhan Ağdemir, Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı oldu. Ankara 2 Nolu Barosunun 2. Olağan Genel Kurulu, gerekli çoğunluğun oluşması halinde 5 Ekim Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek. Ankara 2 Nolu Baro Organları Seçimi ise 6 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek. Gerekli çoğunluğun oluşmadığı halde ise seçim 19 Ekim Cumartesi günü, Baro Organları Seçimi ise 20 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek. Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2 Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Serbest Avukat Gökhan Ağdemir ise 2. Olağan Genel Kurulunda Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı olacağını açıkladı. Gökhan Ağdemir Kimdir Ağdemir, Hukuk Lisans eğitimi üzerine, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Yüksek Lisansı ve İşletme Yönetimi Doktorası ile hukuki ve akademik yetkinliğiyle Ankara’da serbest avukatlık yapıyor. 20 yıllık meslek hayatının öncesinde de Ülkücü Hareket’in her kademesinde çeşitli görevler üstlenerek davaya hizmet eden, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu üyeliği, Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkan Yardımcılığı, Ankara 2 Nolu Baro Yönetim Kurulu Üyeliği yapan Ağdemir, Ekim’de yapılacak baro seçimleri için Ankara 2 Nolu Barosu Başkan Adayı oldu. Mesleğinde hak, adalet, savunma hakkının kutsallığı, vekalette kul hakkı ve meslek etiği ilkelerine daima sadık kalan Ağdemir, Milliyetçi muhafazakar görüşü yanında düşünceye saygılı demokrat tutumu ile de meslek ve özel yaşamında, saygın ve sağlam ilişkiler içerisinde bulunuyor.