Yerel Haberler
Ankara
25 Aralık 2024 Çarşamba - 03:48 Bazı bakanlıklara personel alım ilanları ve kadro ihdasları Resmi Gazete’de İçişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı ve Helal Akreditasyon Kurumuna personel alım ilanları ile Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Kadro İhdas edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete’de yayımlandı. İçişleri Bakanlığı tarafından Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile birlikte, İçişleri Bakanlığı Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı’na 65 adet kaymakam adayı alınacak. Kaymakam aday adaylarının fakültelerinin uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, ekonometri, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde seksenine sahip olan diğer bölümlerden ya da hukuk fakültelerinden mezun olması veya; üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım, psikoloji bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde seksenine sahip olan diğer bölümlerden en az dört yıllık lisans eğitimi yapmış ve uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk, maliye ve iktisat alanlarında tezli lisansüstü eğitimini tamamlamış olması gerekecek. Adaylar 1 Ocak 2025 itibariyle 35 yaşının doldurmamış olacak. Sınav, 23 Şubat 2025 tarihinde yapılacak. Adaylara 120 soru için 165 dakika verilecek. Adaylar başvurularını, 10-16 Ocak 2025 tarihleri arasında bireysel olarak internet aracılığıyla yapabilecek. Ticaret Bakanlığına ise sınavla 15 adet Ticaret Uzman Yardımcısı alınacak. Adaylar 35 yaşından büyük olamayacak ve “isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr" adresinden başvurularını yapabilecek. Ayrıca adayların ilgili KPSS türünden 70 ve üzeri puan alması zorunlu olacak. Giriş sınavı için başvurular, 20-31 Ocak 2025 tarihleri arasında yapılabilecek. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında ise 16 sözleşmeli personel alınacak. Adaylardan avukatlık ve mühendislik pozisyonları için ilgili KPSS’den 70 büro personeli pozisyonları için 60 puan almaları beklenecek. Adaylar, 30 Aralık 2024 - 10 Ocak 2025 tarihleri arasında, Cumhurbaşkanlığı Kariyer Kapısı (https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr) üzerinden, e-Devlet şifreleri ile giriş yaparak başvuruda bulunabilecek. Adaylar sadece bir il ve öğrenim durumuna göre bir pozisyon için başvuruda bulunabilecek olup, birden fazla il veya nitelik (öğrenim, pozisyon) için yapılan başvurular geçersiz sayılacak. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığına sözlü giriş sınavı ile 10 TİKA Uzman Yardımcısı alınacak. Müracaatlar 06.01.2025 tarihinde başlayacak olup 17.01.2025 tarihinde sona erecek. Giriş sınavı 03.02.2025-07.02.2025 tarihleri arasında TİKA Başkanlığında yapılacak. Adayların ilgili KPSS türünden en az 75 puan almaları istenecek. Helal Akreditasyon Kurumu’na ise 3 adet Helal Akreditasyon Uzman Yardımcısı alınacak. Başvurmak isteyen adaylar ilgili KPSS türünden en az 70 puan almış olması gerekecek. Adaylar başvurularını 13.01.2025-24.01.2025 tarihleri arasında e-Devlet üzerinde Helal Akreditasyon Kurumu- Kariyer Kapısı Kamu İşe Alım ve Kariyer Kapısı “https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr” üzerinden giriş yaparak, e-Devlet üzerinde belirtilen takvimde aktif hale gelecek olan iş başvuru ekranını kullanarak gerçekleştirebilecek. Adaylar bütün personel alım ilanları için detaylı bilgilere Resmi Gazete’de bulunan ilanlar üzerinden erişebilecek. Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Kadro İhdas edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında 2 adet Daire Başkanı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında 4 adet Daire Başkanı, Kültür ve Turizm Bakanlığında 1 adet Daire Başkanı 3 adet Müdür, Sosyal Güvenlik Kurumunda 13 adet Şube Müdürü ve 13 adet Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığında toplam 200 Uzman ve Müşavir Avukat, Vakıflar Genel Müdürlüğünde 5 adet Şube Müdürü, Diyanet İşleri Başkanlığında 1 adet Daire Başkanı ve 1 adet Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosu ihdas edilecek.
25 Aralık 2024 Çarşamba - 02:58 Nüfus Politikaları Kurulu’nun kurulması hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü’nün kurulması hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayımlanan kararname ile nüfus politikalarının eşgüdüm içerisinde bütüncül bir yaklaşımla oluşturulması ve daha etkin uygulanmasını sağlamak, demografik yapıdaki gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek üzere Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde Nüfus Politikaları Kurulu kuruldu. Kurul, Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlığında; Adalet Bakanı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Gençlik ve Spor Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Sağlık Bakanı, Diyanet İşleri Başkanı, İletişim Başkanı, Strateji ve Bütçe Başkanı ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanından oluşacak. Cumhurbaşkanı Yardımcısının katılamadığı hallerde kurula Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı başkanlık edecek. Kurul toplantılarını 6 ayda bir gerçekleştirecek ancak başkan tarafından gerekli görülmesi halinde daha sık toplantılar yapılabilecek. Başkan tarafından gerekli görülmesi halinde kurul toplantılarına gündemle ilgili bakanlar ve kamu görevlileri ile özel sektör, sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, sendikalar ve üniversite temsilcileri davet edilebilecek. Kurul çalışmalarını yürütmek için komiteler çalışma grupları oluşturabilecek. Kurul doğurganlığın azalmasına tedbir alacak Kurul, nüfus politikaları alanında genel koordinasyonu sağlamakla yükümlü olacak. Nüfus politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında görev ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği sağlayacak, politikalar ile ilgili yürütülen ulusal ve uluslararası çalışmaları izleyecek ve değerlendirecek. Kurul, demografik yapıda meydana gelen değişimler ve doğurganlık oranının azalmasına neden olan faktörleri inceleyecek ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayacak. Ayrıca doğurganlık hızının nüfusun yenileme seviyesinin üzerinde tutulması ve aile kurumunun güçlendirilmesi suretiyle sağlıklı ve dinamik nüfus yapısının korunması için kısa, orta ve uzun vadeli politikalar oluşturacak. Kurul için sekretarya kurulacak Kurulun sekretarya hizmetleri için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca bir bakan yardımcısı ve yeterli sayıda personel görevlendirilecek. Sekretarya, kurulun görev alanına giren politika ve program önceliklerini yansıtan eylem planının hazırlık, uygulama ve izleme çalışmalarını ilgili kurumla koordine ederek yönetecek. Kurul toplantılarına yönelik üyelerin gündem önerilerini başkana sunacak. Toplantıların davetlerini yapacak ve gündeme ilişkin bilgileri üyelerle paylaşacak ve kurulda alınan kararların uygulanmasına yönelik izleme ve değerlendirme sonuçlarını kurula sunacak. Aile Enstitüsü’nün kurulması hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzası ile yayımlanan bir başka kararname ile ise Aile Enstitüsü kurulacak. Enstitü; Aile yapısının ve değerlerinin güçlendirilmesi, ailenin sosyal refahının artırılması, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını, gazi ve gazi yakınları ile ilgili politikalarla ilgili araştırmalar üzerine çalışacak. Ayrıca sosyal hizmetlerin iyileştirilmesi için uzmanlık ve sertifika programları ile seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenleyebilecek. Enstitü teşkilatı Genel Müdürlük, Yönetim Kurulu ve Danışma Kurulundan oluşacak. Genel Müdürlükte daire başkanlarının sayısı 4’ü geçemeyecek. Yönetim Kurulu Başkanı bakan olacak ve yönetim kurulu 9 üyeden oluşacak. Kurul en az 2 ayda bir toplanacak. Danışma kurulu ise 15 üyeden oluşacak.
24 Aralık 2024 Salı - 22:03 Darbedilmesinin ardından ölen adamın davası mahkemeler arasındaki uyuşmazlık nedeniyle görülemiyor Ankara’da geçen sene darbedilmesinin ardından ölen 24 yaşındaki gencin babası ve ailenin avukatı, davanın vefat raporundaki yanlışlıktan dolayı asliye ceza mahkemesi ile ağır ceza mahkemesi arasında kaldığını söyledi. Yargılama sürecinin, iki mahkeme tarafından da verilen ’görevsizlik’ kararı nedeniyle ertelendiği belirtildi. Olay, 9 Eylül 2023 tarihinde Sincan’da meydana geldi. İddialara göre, Fatih Sürücü (24), davet edildiği evde buluştuğu M.Ö.’nün yakınları tarafından demir sopalarla darp edilmesi sonrası hayatını kaybetti. Sürücü’nün babası, para için oğluna kumpas kurulduğunu ileri sürerken, olayla ilgili başlatılan soruşturmada saldırıyı gerçekleştirdiği tespit edilen H.Ö., H.B., A.K. ve N.K. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hazırlanan ölüm raporunda ise Sürücü’nün, ’uyuşturucu madde kullanımına bağlı kalp krizi’ nedeniyle vefatının tespiti üzerine 4 şüpheli serbest bırakıldı. İtiraz üzerine yeniden ölüm raporu çıkarıldı Ailenin itirazı üzerine aynı komisyon tarafından tekrar hazırlanan raporda Sürücü’nün bu kez darbedilerek öldürüldüğü belirtildi. Baba İbrahim Sürücü ile avukat İbrahim Dönmez ise rapordaki yanlışlıktan dolayı davanın görülemediğini savundu. Asliye ceza mahkemesinin ikinci raporu esas alarak ’görevsizlik’ kararı verdiğini ve davayı ağır ceza mahkemesinin görmesi gerektiğini söyleyen baba Sürücü ile avukatı, ağır ceza mahkemesinin ise ilk raporu esas aldığını belirtti. İki mahkeme arasındaki uyuşmazlıktan dolayı yargılama sürecinin başlatılamadığını dile getiren Avukat Dönmez, durumdan dolayı ölen gencin ailesinin mağdur olduğunu ifade etti. "Dosya mahkemeler arasında dolaşıyor ama kimse tutuklanmıyor" Durumla ilgili konuşan İbrahim Sürücü, "Oğlum, kız arkadaşıyla onun evinde buluşmuş. Ardından da kızın ailesi tarafından darp edildi. Hastaneye götürülen oğluma basit bir tıbbi müdahale yapılmış. Ardından da karakola götürülmüş ve orada vefat etmiş. Olayla ilgili 4 kişi tutuklandı. Adli Tıp Kurumundan çıkan raporda, oğlumun uyuşturucu madde bağımlılığına bağlı kalp krizi nedeniyle öldüğü belirtildi. Bunun üzerine de 4 zanlı serbest bırakıldı. Biz duruma itiraz ettik. Bir rapor daha çıktı. İkinci raporda oğlumun darp edilmesi sebebiyle öldüğü belirtildi. Zanlıların tekrar tutuklanmasını istedik. Asliye ceza mahkemesi, olayın cinayet olmasından dolayı davayı ağır ceza mahkemesine gönderdi. Ağır ceza mahkemesi de ilk raporu esas alarak davanın tekrar asliye ceza mahkemesinde gönderilmesine karar verdi. Biz mağduruz. Dosya mahkemeler arasında dolaşıyor ama kimse tutuklanmıyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Ağır ceza mahkemesi görevsizlik kararı verdi. İkinci raporu görmüyor mahkeme. Adalet istiyoruz" dedi. "Karar sonucu tutuklu 4 sanık o gün itibarıyla serbest bırakıldı" Avukat İbrahim Dönmez ise, "Savcılık aşamasında alınan adli tıp ve otopsi raporlarının değerlendirilmesi sonucunda ölümün sebebini uyuşturucu madde etkisi sebebiyle kalp krizine bağladılar. Bu karar sonucu tutuklu 4 sanık o gün itibarıyla serbest bırakıldı. Yaptığımız itirazlar reddedildi ve dosya asliye ceza mahkemesinde açıldı. İlk duruşmadan itibaren biz bu raporun şaibeli olduğunu ve ek rapor alınması gerektiğini belirttik. Verilen ek raporda haklı bulunduk. Saldırıya uğrayan kişinin, ’darbeye bağlı 5. dereceden kafatası kemiği kırığı’ nedeniyle vefat ettiği tescillenmiş oldu. Bu gelişmenin ardından asliye ceza savcısı görevsizlik kararı verdi ve dosyanın ağır ceza mahkemesine ait olduğu kararı verildi. Karşı taraf bu karara itiraz etti. İtirazları reddedildi. Dosya, Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Ağır ceza mahkemesi ise görevsiz olduklarını iddia etti. Savcılık tarafından ilk rapor dikkate alındığı için ağır ceza mahkemesinin görevsiz olduğu ve davaya asli ceza mahkemesinin bakması gerektiği belirtildi. Dosya her iki mahkemenin de görevsiz olmasını belirtmesi üzerine incelenmek ve hangi mahkemede görülmesinin tespiti için bölge adliye mahkemesine gönderildi" diye konuştu.
YÖK Başkanı Özvar: "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik"
23 Aralık 2024 Pazartesi - 16:29 YÖK Başkanı Özvar: "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "Akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi. TOBB Türkiye Yükseköğretim Meclisi İstişare Toplantısı, YÖK Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda YÖK ile üniversiteler arasındaki işbirliğe dikkat çekildi. Vakıf üniversitelerindeki teknik, fiziki ve akademik problemler de toplantı da masaya yatırıldı. "Vakıf üniversitelerin sorunu akademik personel sayısındaki yetersizlik" Toplantıya katılan YÖK Başkanı Erol Özvar, konuşmasında, “Elimizdeki verilere göre akademik personel sayısındaki yetersizlik, vakıf yükseköğretim kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadesini kullandı. YÖK’ün her bir program için gerekli asgari akademik personel sayısını itinayla belirlediğini ifade eden Özvar, “Eğitim öğretim faaliyetlerinin sağlıklı yürütülmesi, ilgili programın yetkinlik ve kazanımlarının alanından hocalar tarafından öğrencilere verilmesi, eğitim süreçlerinin kalitesi ve sürdürülebilirliği bakımından önem arz etmektedir” diye konuştu. "Öğretim elemanlarının başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu dikkat çekici verilerdir" Özvar, akademik programlardaki öğretim elamanı sayısının ve uzmanlık alanının önemini vurgulayarak, “Kurulumuz tarafından belirlenen asgari öğretim elemanı sayısının bazı programlarda sağlanmadığı, öğretim elemanlarının verdikleri derslerle uzmanlık alanlarının uyumlu olmadığı veya vakıf yükseköğretim kurumlarında tam zamanlı çalışan öğretim elemanlarının aynı zamanda başkaca kurumlarda SGK kaydının bulunduğu gibi tespitler kayıtlara geçmiş dikkat çekici verilerdir” şeklinde konuştu. Özvar, vakıf yükseköğretim kurumlarının akademik personel eksikliğini muhakkak doldurması gerektiğinin de altını çizerek, bu konuda gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini de söyledi. "Vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin devlet üniversitelerindeki akademisyenlerin maaşlarından az olmamalı" YÖK Başkanı Özvar, vakıf üniversitelerinde akademisyenlerin aldığı ücretlere işaret ederek, şunları kaydetti: “Bilindiği üzere, vakıf üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerin ücretlerinin, 2547 sayılı Kanun’un ek 8. maddesi uyarınca, devlet üniversitelerinde aynı unvanda çalışan akademisyenlerin maaşlarından az olmaması gerekmektedir. Akademik personelin maaşları ve diğer haklarının zamanında ve eksiksiz bir şekilde ödenmesi hem kurumsal itibar hem de eğitimin kalitesi açısından hayati önemi haizdir. Bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini beklediğimizi ve konuyu dikkatle takip etmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.” "Karşılaştığımız sorunlardan biri öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar" Özvar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başkanlığımıza yapılan başvurular ve gerçekleştirilen denetimlerde, sıklıkla karşılaştığımız sorunlardan birini de öğrenim ücretlerine yapılan yüksek oranlı zamlar oluşturmaktadır. Zaman içinde maliyet artışları yaşandığı ve bunun vakıf yükseköğretim kurumları üzerinde bir baskı oluşturduğu bizlerin de malumudur. Fakat, vakıf yükseköğretim kurumlarının kar amacı güdemeyeceklerine ilişkin mevzuat düzenlenmesi de dikkate alındığında, bu maliyetlerin üniversite yönetimlerince verilen taahhütlere güvenerek tercihte bulunan öğrencilere yüklenmesi eğitim-öğretimin sürdürülebilirliği ve kurumlarının güvenirliliği gibi ilkeleri olumsuz yönde etkilemektedir. Her şartta, öğrencilerin mağdur edilmemesi hepimizin birinci önceliği olmak zorundadır.” Tıp fakültelerinde denetim Tıp fakültelerindeki fiziki ve teknik gereksinimlerin tartışma konusu olduğunu söyleyen Özvar, şu ifadelere yer verdi: “Tıp fakülteleri yükseköğretim sistemimizin en önemli bileşenlerinden biridir. Hali hazırda 32 vakıf üniversitemiz bünyesinde aktif tıp programı bulunmaktadır. Tıp fakültelerinde tıp eğitimi, dönemlere göre teorik ve uygulamalı eğitimlerden oluşmaktadır. Verilen eğitimle tıp fakültesi öğrencilerinin asgari bilgi, beceri ve yetkinliklerle donanımlı olarak mezun olmalarını sağlamak esastır. Bu çerçevede, tıp fakültesi kontenjan sayılarına göre ihtiyaç duyulan derslik, laboratuvar, kütüphane gibi eğitim alanlarının fiziki imkanları ile anabilim dalları bazında gerekli öğretim üyesi sayısı ve dağılımına ilişkin asgari kriterler kesin bir şekilde belirlenmiştir. Tıp fakültelerine yönelik bütün denetimler bu kriterler kapsamında takip edilmektedir.” "Tıp fakültesi bulunan vakıf üniversitelerinin kendi hastanelerinin olması şartı getirilmiştir" YÖK Başkanı Erol Özvar, konuşmasına şöyle devam etti: “Ayrıca tıp eğitiminin önemli bir parçası olan uygulama eğitiminin de en iyi şekilde verilmesi ve takip edilmesi önem arz etmektedir. Malumunuz olduğu üzere, kanun düzenlemesi ile tıp fakültesi bulunan vakıf üniversitelerinin kendi hastanelerinin olması şartı getirilmiştir. Eğitim hastanelerinin veya sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinin -hasta potansiyeli, vaka sayısı ve çeşitliliği, ilgili branştaki hastaya gözlem altında tıbbi müdahale yetkinliklerinin kazandırılması dahil bir tıp fakültesi öğrencisinin mezun olması için gereken şartları ve asgari yeterlilikleri karşılaması gerekmektedir.” Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerindeki şikayetler Özvar, “Ancak üzülerek ifade etmek isterim ki yapılan yerinde inceleme ve denetimlerde, özellikle iş birliği yapılan özel hastanelerde vaka sayısı ve çeşitliliğinin yetersiz olduğu, öğrencilerin hasta başı eğitimlerini yeterince aktif gerçekleştiremediği ve hastanelerdeki mevcut eğitim alanlarının fiziksel şartlarının öğrenciler için uygun olmadığı, hastane yönetimleri ile üniversite yönetimlerinin uyum içerisinde çalışamadığı yönünde fevkalade şikayetler gitmektedir” diye konuştu. Vakıf yükseköğretim kurumlarının uluslararası öğrenci sayılarını artırma yönündeki çabalarını devam ettirmesi gerektiğini ifade eden Özvar, başta uluslararası fuarlar çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini aktardı. Özvar, vakıf üniversitelerin ulaşılabilir olması gerektiğini belirterek, internet sitelerini ve sosyal medya adreslerini uluslararası öğrencilere hitap edecek şekilde her zaman güncel ve aktif tutulması gerektiğini de vurguladı. Özvar, uluslararası öğrencilerin Türkiye’ye gelmesi kadar bunun sürdürülebilir olması gerektiğini de söyleyerek, uluslararası öğrencilerin öğrenim ücretlerine de dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. "Yapay zeka hayatımıza daha fazla entegre oluyor" TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise açıklamasında, “Teknoloji, dijitalleşme, yapay zeka ve inovasyon her geçen gün hayatımıza daha fazla entegre oluyor. Ancak bu entegrasyon, yalnızca teknolojik araç ve altyapının sağlanmasından ibaret değildir. Eğitim sistemimizin de insan odaklı şekilde yeniden şekillenmesini mecbur kılmaktadır” ifadelerini kullandı. "Üniversitelerimiz uluslararası alanda da adından söz ettiren kurumlar haline gelmiştir" Amaçlarının teknolojik gelişmelere hızla ayak uydurabilmek olduğunu ve bunu katma değere dönüştürecek donanımlı insanlar yetiştirmeyi hedeflediklerini aktaran Hisarcıklıoğlu, “Bu rekabette biz de varız diyorsak, bunu ancak; donanımlı insan gücüyle ve bu insanları yetiştirecek kurumsal ve kaliteli hizmet verebilecek yükseköğretim sektörüyle yapabiliriz. Yükseköğretim sistemimizin en dinamik ve yenilikçi unsurlarını oluşturan üniversitelerimiz, yalnızca ülkemizde değil, uluslararası alanda da adından söz ettiren kurumlar haline gelmiştir” şeklinde konuştu. Araştırma ve inovasyon alanında önemli atılımlar gerçekleştirildiğine dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, “Eğitimde sürdürülebilir bir gelişim sağlamak için, üniversitelerimizin ekonomik açıdan, hem de toplumsal sorumluluk bakımından güçlü bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Vakıf üniversitelerimiz bu sistemin önemli bir paydaşı olarak, kamusal maliyetin önemli bir kısmını üstlenmekte, devletin taşıdığı sorumluluğu da paylaşmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. "TOBB olarak, vakıf üniversitelerinin potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için yanındayız" Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz de TOBB olarak, vakıf üniversitelerinin bu potansiyelini en iyi şekilde değerlendirebilmesi için onların her zaman yanındayız. 2006 yılında kurulan Türkiye Yükseköğretim Meclisimiz, vakıf üniversitelerimiz ile kamu sektörü arasında köprü vazifesi görmektedir. Dolayısıyla Meclisimiz, özel sektörün taleplerini, kamu ile birlikte değerlendirdiği ortak bir zemindir. Sektörün gelişmesini teşvik edecek proje ve faaliyet önerilerinin geliştirildiği bir platformdur. Bu açıdan, YÖK ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu toplantıları çok kıymetli buluyorum.” YÖK’ün sektör ile işbirliğine verdiği öneme vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, “Dolayısıyla konuşmaların ardından Vakıf Üniversitelerimizin Mütevelli Heyet Başkanları ve Rektörlerimiz, sektörümüzü ileriye taşıyacak konuları YÖK Başkanımıza sunacaklar. Bu vesileyle işbirliğimizin gelişerek süreceğine inanıyorum ve bu güzel çalışma kültürünü bizlere sunan Prof. Erol Özvar hocamıza teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel gelişimini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:49 Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel gelişimini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi, çocukların fiziksel ve sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla "FitKids" projesini hayata geçiriyor. ‘Kuvvetli Çocuklar Güçlü Yarınlar’ sloganıyla Fitkids projesini başlatan Gölbaşı Belediyesi, 6-10 yaş arası çocuklar için başlatılan proje ile eğlenceli ve öğretici egzersiz programları düzenleyerek çocukların sosyal bağlarının güçlendirilmesi ve fiziksel sağlıklarının iyileştirilmesini amaçlıyor. Projede egzersiz programları, eğilme, çömelme, sıçrama, atma ve tutma gibi günlük yaşamda kullanılan temel hareketlerin doğru şekilde öğretilmesini kapsayacak. Ayrıca voleybol, futbol, basketbol, fitness ve jimnastik gibi branşlara yönelik temel düzeyde eğitimler de verilecek. Bu aktivitelerle, çocukların metabolik sağlıklarını, kardiyovasküler performanslarını, iskelet sistemlerini ve hareket becerilerini geliştirmenin yanı sıra kronik hastalıklara yakalanma riskini azaltılması hedefleniyor. “Sağlıklı bir geleceğin temelini atıyoruz” FitKids projesinin çocukların geleceğine yapılan önemli bir yatırım olduğunu belirten Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, “Gölbaşı Belediyesi olarak çocuklarımızın fiziksel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacak, onların hayatını olumlu yönde değiştirecek projeler üretmeyi görev biliyoruz. FitKids, çocuklarımızın sağlıklı bir geleceğe adım atmaları için attığımız önemli bir adım. Bu proje ile çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren hareket alışkanlığı kazanmalarını, sosyal becerilerini geliştirmelerini ve gelecekte daha güçlü bireyler olarak toplumda yer almalarını hedefliyoruz” dedi. Bugün teknoloji çağında büyüyen çocukların daha az hareket ettiğini ve sosyal etkileşimden uzak bir yaşam sürdüğüne dikkati çeken Odabaşı, “Çocuklarımız, hem fizyolojik hem de kültürel nedenlerle daha fazla olumsuz etki altında kalıyor. Bu proje, onların sağlıklı bir bedene, güçlü bir özgüvene ve yüksek bir yaşam kalitesine sahip olmalarını sağlamayı amaçlıyor” diye konuştu. Odabaşı, bu tür projelerin toplumun geleceğini şekillendireceğine inandıklarının altını çizdi. Şehit Demet Sezen Spor Merkezi’nde verilecek Fitkids kursları için başvurular, 26 Aralık’ta belediye ana merkez binasında alınacak. Kurslar, 4-5 Ocak tarihinde başlayacak. Kontenjanla sınırlı kurslar için 2018 Aralık öncesi doğumlu olma şartı aranacak.
Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:27 Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle sezonun ilk seferine çıktı. Turistik Doğu Ekspresi, 2024-2025 sezonunun ilk seferi için Tarihi Ankara Garı’ndan uğurlandı. Uğurlama töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Kelimenin gerçek anlamıyla da mecazi anlamıyla da hizmete başladığı 2019 yılından bu yana ülkemiz turizm sektörünün lokomotifi haline gelen Turistik Doğu Ekspresi’ni uğurluyoruz. Bizim için güzel ve önemli bir gün" dedi. Bakan Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’nin sadece bir tren yolculuğu değil, aynı zamanda Anadolu’nun kadim kültürünü, doğal güzelliklerini ve zengin tarihini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bir zaman yolculuğu olduğunu kaydetti. "10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz" Gençler, doğa tutkunları ve fotoğraf çekmek isteyen gruplar başta olmak üzere her yaştan yolcuya yüksek kalitede, farklı bir tatil seçeneği imkânı sağladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "2019 yılında ilk sefere konulduğundan bugüne kadar 71 bin yolcumuz seyahat etti. Bugün başlayan yeni sezonunda da Ankara-Kars yönünde 30, Kars-Ankara yönünde de 30 olmak üzere toplam 60 sefer gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz." Uraloğlu, trenin Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saatlik, Kars-Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat 30 dakika, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saatlik duruşla eşsiz bir gezi ve manzara şöleni sunacağını da dile getirdi. "4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek" Erzurum’un, 2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından Turizm Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Uraloğlu, "Yine, Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından da Avrupa Kış Sporları Başkenti seçildi. Erzurum’a 2025 yılında böylesine önemli iki etkinliğe başkentlik etmesi de ayrı yakıştı ve güzel bir tesadüf oldu doğrusu. 4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek trenimizin de Erzurum’a ayrı bir hareket getireceğine ve trenle seyahat eden yolcularımızın Erzurum’da gerçekleşecek aktivitelerden bazılarına doğrudan katılabilme ayrıcalığı yakalayacaklarına inanıyorum" dedi. "Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var" Turistik Doğu Ekspresi’ne yoğun talep olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, "Dolayısıyla bilet bulmakta güçlükler yaşayabiliyorlar ve bu durum özellikle Ankara’dan Kars istikametine yola çıkan trenlerimizde oluyor. Oysa aynı güzergâh üzerinde Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var. Talep biraz daha az olduğu için bu istikamette bilet temin etmek kısmen daha kolay. Vatandaşlarımız Ankara’dan trenle yola çıkıp Kars’tan başka ulaşım modları ile dönebilecekleri gibi aynı işlemi önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönerek gerçekleştirebilirler" ifadelerini kullandı. "Turistik Diyarbakır Ekspresimizin bilet satışları bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak" Turistik Doğu Ekspresi’nden sonra yoğun talep üzerine Turistik Diyarbakır Ekspresi, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresi, Ankara-Tatvan Turistik Ekspresi gibi turizme hizmet sunan yeni rotaları da hayata geçirdiklerini dile getiren Uraloğlu, şunları kaydetti: "Hatta Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Ankara-Diyarbakır yönüne ait seferlerinin bilet satışları da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak. Bildiğiniz üzere Turistik Diyarbakır Ekspresi, Time Dergisi tarafından her yıl düzenli hazırlanan Dünyanın En Harika Yerleri özel sayısında, gezilecek en güzel 100 yer arasında yer aldı. En az Turistik Doğu Ekspresi kadar dikkat çeken ve ilgi uyandıran bir ekspresimiz." Turistik Diyarbakır Ekspresi toplam 8 sefer yapacak Bakan Uraloğlu, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni 2025 döneminde; Ankara-Diyarbakır ve Diyarbakır-Ankara yönlerinde 4 gidiş, 4 dönüş olmak üzere toplam 8 tren seferi olarak planladıklarını da sözlerine ekledi. Uraloğlu, "Bu trenimizde Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ Yolçatı’da 4 saat turizm amaçlı duracak. Yine, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresimizde 12 gidiş 12 dönüş olmak üzere toplam 24 adet tren seferi, Turistik Tatvan Ekspresi’nde ise 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere toplam 4 adet tren seferi gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu. "İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yolcu seyahat etti" Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da tren rotalarının bulunduğunu belirten Uraloğlu, "Avrupa’ya ulaşmanın en keyifli ve ekonomik yollarından biri olan İstanbul-Sofya Ekspresiyle Avrupa’ya konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz. 2024 yılında da İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yerli ve yabancı turist seyahat etti" dedi. Turistik ekspreslerin, aynı zamanda Türkiye’nin turizm haritasında yeni bir sayfa açtığını ve uluslararası tanıtımına katkı sağladığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şöyle devam etti: "Bu trenlerimiz dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ülkemize çekerek, kültürel etkileşimi güçlendirerek hoşgörü tohumlarını da yeşertmektedir. Peki bunu nasıl başardık? 2002 yılından bu yana demiryollarına gerekli yatırımları yapmasaydık, bugün turistik trenlerden, yenilikçi demiryollarından, tren kültüründen bahsetmek de mümkün olmayacaktı." "Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryollarında yeni bir dönem başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, "22 yıl içerisinde 10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak hızlı tren ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., dünyanın 8. yüksek hızlı tren işletmecisi yaptık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren yaklaşık 93 milyon yolcuya hizmet verdik. Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı ve dinamik bir yapıya kavuştu" diye konuştu. 2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 2053 yılına kadar da 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını anlatan Uraloğlu, "Sadece 48 saatte hızlı trenlerle yapılan rüya gibi bir yolculukla bütün Türkiye’ye ulaşacağımız bir vizyon çiziyor ve bunun için çalışıyoruz" dedi.
Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:16 Turistik Doğu Ekspresi sezonun ilk seferine çıktı Turistik Doğu Ekspresi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı törenle sezonun ilk seferine çıktı. Turistik Doğu Ekspresi 2024-2025 sezonunun ilk seferi için Tarihi Ankara Garı’ndan uğurlandı. Uğurluma töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Kelimenin gerçek anlamıyla da mecazi anlamıyla da hizmete başladığı 2019 yılından bu yana ülkemiz turizm sektörünün lokomotifi haline gelen Turistik Doğu Ekspresi’ni uğurluyoruz. Bizim için güzel ve önemli bir gün” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, Turistik Doğu Ekspresi’nin sadece bir tren yolculuğu değil, aynı zamanda Anadolu’nun kadim kültürünü, doğal güzelliklerini ve zengin tarihini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir deneyim sunan bir zaman yolculuğu olduğunu kaydetti. “10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz” Gençler, doğa tutkunları ve fotoğraf çekmek isteyen gruplar başta olmak üzere her yaştan yolcuya yüksek kalitede, farklı bir tatil seçeneği imkânı sağladıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “2019 yılında ilk sefere konulduğundan bugüne kadar 71 bin yolcumuz seyahat etti. Bugün başlayan yeni sezonunda da Ankara-Kars yönünde 30, Kars-Ankara yönünde de 30 olmak üzere toplam 60 sefer gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 10 bin 500 seyahat tutkununa hizmet vereceğiz.” Uraloğlu, trenin Ankara-Kars yönünde Erzincan’da 2 saat 30 dakika, Erzurum’da 4 saatlik, Kars-Ankara yönünde ise İliç’te 3 saat 30 dakika, Divriği’de 2 saat 30 dakika ve Sivas’ta 3 saatlik duruşla eşsiz bir gezi ve manzara şöleni sunacağını da dile getirdi. "4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek" Erzurum’un, 2025 yılında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı tarafından Turizm Başkenti olarak seçildiğini hatırlatan Uraloğlu, “Yine, Avrupa Spor Başkentleri ve Şehirleri Federasyonu tarafından da Avrupa Kış Sporları Başkenti seçildi. Erzurum’a 2025 yılında böylesine önemli iki etkinliğe başkentlik etmesi de ayrı yakıştı ve güzel bir tesadüf oldu doğrusu. 4 saatlik bir duruşla Erzurum’da mola verecek trenimizin de Erzurum’a ayrı bir hareket getireceğine ve trenle seyahat eden yolcularımızın Erzurum’da gerçekleşecek aktivitelerden bazılarına doğrudan katılabilme ayrıcalığı yakalayacaklarına inanıyorum” dedi. "Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var" Turistik Doğu Ekspresi’ne yoğun talep olduğunu kaydeden Bakan Uraloğlu, “Dolayısıyla bilet bulmakta güçlükler yaşayabiliyorlar ve bu durum özellikle Ankara’dan Kars istikametine yola çıkan trenlerimizde oluyor. Oysa aynı güzergâh üzerinde Kars’tan Ankara istikametine yola çıkan dönüş trenlerimiz de var. Talep biraz daha az olduğu için bu istikamette bilet temin etmek kısmen daha kolay. Vatandaşlarımız Ankara’dan trenle yola çıkıp Kars’tan başka ulaşım modları ile dönebilecekleri gibi aynı işlemi önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönerek gerçekleştirebilirler" açıklamasında bulundu. “Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Bilet Satışları Bugün Saat 15.00 İtibarıyla Başlayacak” Turistik Doğu Ekspresi’nden sonra yoğun talep üzerine Turistik Diyarbakır Ekspresi, Bölgesel Turistik Kars-Erzurum Ekspresi, Ankara-Tatvan Turistik Ekspresi gibi turizme hizmet sunan yeni rotaları da hayata geçirdiklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Hatta Turistik Diyarbakır Ekspresimizin Ankara - Diyarbakır yönüne ait seferlerinin bilet satışları da bugün saat 15.00 itibarıyla başlayacak. Bildiğiniz üzere Turistik Diyarbakır Ekspresi, Time Dergisi tarafından her yıl düzenli hazırlanan Dünyanın En Harika Yerleri özel sayısında, gezilecek en güzel 100 yer arasında yer aldı. En az Turistik Doğu Ekspresi kadar dikkat çeken ve ilgi uyandıran bir ekspresimiz.” Turistik Diyarbakır Ekspresi toplam 8 sefer yapacak Bakan Uraloğlu, Turistik Diyarbakır Ekspresi’ni 2025 döneminde; Ankara - Diyarbakır ve Diyarbakır - Ankara yönlerinde 4 gidiş, 4 dönüş olmak üzere toplam 8 tren seferi olarak planladıklarını da sözlerine ekledi. Uraloğlu, “Bu trenimizde Ankara-Diyarbakır seferinde Malatya’da 3 saat, Diyarbakır-Ankara seferinde ise Elazığ Yolçatı’da 4 saat turizm amaçlı duracak. Yine, Bölgesel Turistik Kars - Erzurum Ekspresimizde 12 gidiş 12 dönüş olmak üzere toplam 24 adet tren seferi, Turistik Tatvan Ekspresi’nde ise 2 gidiş 2 dönüş olmak üzere toplam 4 adet tren seferi gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu. "İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yolcu seyahat etti" Sadece yurtiçinde değil, yurtdışında da tren rotalarının bulunduğunu belirten Uraloğlu, “Avrupa’ya ulaşmanın en keyifli ve ekonomik yollarından biri olan İstanbul- Sofya Ekspresiyle Avrupa’ya konforlu bir yolculuk yapabiliyorsunuz. 2024 yılında da İstanbul-Sofya güzergahında 37 bin yerli ve yabancı turist seyahat etti” dedi. Turistik ekspreslerin, aynı zamanda Türkiye’nin turizm haritasında yeni bir sayfa açtığını ve uluslararası tanıtımına katkı sağladığını söyleyen Uraloğlu sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu trenlerimiz dünyanın dört bir yanından gelen turistleri ülkemize çekerek, kültürel etkileşimi güçlendirerek hoşgörü tohumlarını da yeşertmektedir. Peki bunu nasıl başardık? 2002 yılından bu yana demiryollarına gerekli yatırımları yapmasaydık, bugün turistik trenlerden, yenilikçi demiryollarından, tren kültüründen bahsetmek de mümkün olmayacaktı” “Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde demiryollarında yeni bir dönem başlattıklarının altını çizen Uraloğlu, “22 yıl içerisinde 10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak Hızlı Tren Ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Türkiye’yi Avrupa’nın 6., Dünya’nın 8. Yüksek Hızlı Tren işletmecisi yaptık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren yaklaşık 93 milyon yolcuya hizmet verdik. Demiryollarımız çağın gerektirdiği değişimi yakaladı ve dinamik bir yapıya kavuştu” diye konuştu. 2028 yılına kadar demiryolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 2053 yılına kadar da 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını anlatan Uraloğlu, “Sadece 48 saatte hızlı trenlerle yapılan rüya gibi bir yolculukla bütün Türkiye’ye ulaşacağımız bir vizyon çiziyor ve bunun için çalışıyoruz.” dedi.
Belgrad Ormanındaki işletmeler artık DKMP tarafından işletilecek
23 Aralık 2024 Pazartesi - 15:12 Belgrad Ormanındaki işletmeler artık DKMP tarafından işletilecek Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) sorumluluk alanında bulunan Belgrad Ormanındaki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının işletmeciliği bugünden itibaren İBB yerine DKMP tarafından işletilecek. DKMP’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Belgrad Ormanındaki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının işletmeciliğinin 14 Haziran 2023 tarihinde İBB’ye verildiği ve 13 Ekim 2023 tarihinde işletme süresinin dolduğu hatırlatılarak, “İdaremizin tahliye talebine karşılık İBB tarafından açılan dava 12 Aralık 2024 tarihinde lehimize sonuçlanmıştır. İBB’nin ilgili alanlardan tahliyesine ve işletmeyi tarafımıza teslim etmesine dair talep idaremizin 16 Aralık 2024 tarihli yazısı ile Sarıyer Kaymakam’lığına bildirilmiş, Kaymakamlık tarafından da İBB’ye 19 Aralık 2024 tarihli yazıyla, bugüne kadar tahliye işlemlerini gerçekleştirmeleri için süre verilmiştir. Dolayısıyla, bazı haberlerde geçen 20 Aralık günü mesai bitimine 1 saat kala İBB’ye bildirildiği şeklindeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerine yer verildi. Belgrad Ormanı içerisindeki Bentler, Neşetsuyu, Kömürcübent Tabiat Parkları ile Bahçeköy ve Kurtkemeri Giriş Kapılarının bugünden itibaren DKMP tarafından işletileceği belirtilen açıklamada, ihtiyaç duyulan temizlik ve güvenlik hizmetleri için tüm hazırlıkların tamamlandığı vurgulandı. Söz konusu durumun, Belgrad Ormanı’nın Milli Park olarak ilan edilmesi süreciyle herhangi bir ilişkisi bulunmadığı kaydedilen açıklamada, Belgrad Ormanı’na ziyaretçi girişinin açık olup, ziyaretçi girişinin engellendiği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekildi.