Yerel Haberler
Ankara
22 Eylül 2024 Pazar - 12:57 Başkent’in yanı başında yetişen hünnabın hasadı başladı Hünnap hasadı Ankara’nın Güdül ilçesinde başladı. Genellikle Asya ve Orta Doğu ülkelerinde yetişen hünnap ve Çin hurması olarak da bilinen hünnap meyvesinin hasadı başladı. Başkent’in yanı başında Güdül ilçesinde yetiştirilen hünnaba ilgi büyük. Güney Asya’ya özgü bir meyve olan hünnap elmaya olan benzerliği ve lezzetiyle vatandaşlardan tam not alıyor. Küçük ve yuvarlak bir yapıya sahip olan meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Hünnap meyvesinin kemikleri güçlendirdiği, uykusuzluğa iyi geldiği ve kan dolaşımını düzenlediği belirtiliyor. Doktorların tavsiyesini dinledi bahçesine hünnap ekti Atalarından kalan arsasına hünnap ağaçları diken ve her yıl yüzlerce kilo hasat eden 70 yaşındaki Ruftane Babaoğlu, torunlarının isteğiyle bahçeye çevirdiği arsasından çıkan hünnapları gelire dönüştürüyor. Sabahları ATV sürerek bahçenin bakımlarını yaptığını söyleyen Babaoğlı, “Çocukla istediği için burayı bahçe yaptık, hünnap ağacı diktik. Sabahları geliyoruz, ATV’ye biniyoruz. Hünnap her şeye iyi sağlığa ve şekere iyi geliyor. Doktorlar söylüyor yiyin için diye çok faydalı. Onun için biz de özlendik işte. Diktik, yetiştirdik bu hale getirdik. Benim bahçemde 250-300 kilo çıkıyor. Geçen sene 50 liraya sattık. Bu yıl 75 liraya satıyoruz. Çocuklarım Ankara’ya götürüyorlar. Müşterileri var alıştır artık herkes istiyor” dedi. "Yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar" İlçede yılda 200 tona yakın hünnap hasadı yapıldığını belirten Güdül ilçesine bağlı Yeşilöz mahalle muhtarı Osman Odabaşı, “Bu ağaçları Antalya Kemalpaşa’dan getirdim. Bütün ilçemiz bu ağaçlardan dikti. Bütün meyve satışı mükemmel. Kilosu 75 liradan satılıyor. Toplaması kolay, satması, pazarlaması çok kolay. Tembel işi iki işi istediği kadar hünnap yetiştirebilir. Hünnap bazı hastalıklara iyi geliyor kalp ve şeker gibi hastalıklara iyi geliyor. Şeker hastası olan çoğu kişi bize sipariş veriyorlar. Hünnap yetiştirmek çok kolay ne kadar su verirsen o kadar verim olur. Soğuk vurma derdi olmaz. Güdül ilçemizde yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar. Herkes iyi kötü bu meyveyi Güdül’de yetiştirir. Bu Hünnap elmaya benziyor ama çoğu kişi bu meyveyi bilmiyor. Bunun ana vatanı Amasya’dır. Aroması bol yemesi kolay. Bir dakika 10 tane bile yiyebilirsin” diye konuştu.
22 Eylül 2024 Pazar - 12:50 Başkent’in yanı başında yetişen ‘ölümsüzlük meyvesi’ hünnabın hasadı başladı ’Ölümsüzlük meyvesi’ olarak bilinen hünnabın hasadı Ankara’nın Güdül ilçesinde başladı. Genellikle Asya ve Orta Doğu ülkelerinde yetişen hünnap ve Çin hurması olarak da bilinen hünnap meyvesinin hasadı başladı. Başkent’in yanı başında Güdül ilçesinde yetiştirilen hünnaba ilgi büyük. Güney Asya’ya özgü bir meyve olan hünnap elmaya olan benzerliği ve lezzetiyle vatandaşlardan tam not alıyor. Küçük ve yuvarlak bir yapıya sahip olan meyvenin faydaları saymakla bitmiyor. Hünnap meyvesinin kemikleri güçlendirdiği, uykusuzluğa iyi geldiği ve kan dolaşımını düzenlediği belirtiliyor. Doktorların tavsiyesini dinledi bahçesine hünnap ekti Atalarından kalan arsasına hünnap ağaçları diken ve her yıl yüzlerce kilo hasat eden 70 yaşındaki Ruftane Babaoğlu, torunlarının isteğiyle bahçeye çevirdiği arsasından çıkan hünnapları gelire dönüştürüyor. Sabahları ATV sürerek bahçenin bakımlarını yaptığını söyleyen Babaoğlı, “Çocukla istediği için burayı bahçe yaptık, hünnap ağacı diktik. Sabahları geliyoruz, ATV’ye biniyoruz. Hünnap her şeye iyi sağlığa ve şekere iyi geliyor. Doktorlar söylüyor yiyin için diye çok faydalı. Onun için biz de özlendik işte. Diktik, yetiştirdik bu hale getirdik. Benim bahçemde 250-300 kilo çıkıyor. Geçen sene 50 liraya sattık. Bu yıl 75 liraya satıyoruz. Çocuklarım Ankara’ya götürüyorlar. Müşterileri var alıştır artık herkes istiyor” dedi. "Yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar" İlçede yılda 200 tona yakın hünnap hasadı yapıldığını belirten Güdül ilçesine bağlı Yeşilöz mahalle muhtarı Osman Odabaşı, “Bu ağaçları Antalya Kemalpaşa’dan getirdim. Bütün ilçemiz bu ağaçlardan dikti. Bütün meyve satışı mükemmel. Kilosu 75 liradan satılıyor. Toplaması kolay, satması, pazarlaması çok kolay. Tembel işi iki işi istediği kadar hünnap yetiştirebilir. Hünnap bazı hastalıklara iyi geliyor kalp ve şeker gibi hastalıklara iyi geliyor. Şeker hastası olan çoğu kişi bize sipariş veriyorlar. Hünnap yetiştirmek çok kolay ne kadar su verirsen o kadar verim olur. Soğuk vurma derdi olmaz. Güdül ilçemizde yıllık en aşağı 200 tona yakın çıkar. Herkes iyi kötü bu meyveyi Güdül’de yetiştirir. Bu Hünnap elmaya benziyor ama çoğu kişi bu meyveyi bilmiyor. Bunun ana vatanı Amasyadır. Çoğu yerde Ölümsüzlük meyvesi derler. Aroması bol yemesi kolay. Bir dakika 10 tane bile yiyebilirsin” diye konuştu.
12 Eylül’de idam edilen ülkücüler Ulucanlar Cezaevi’nde anıldı
12 Eylül 2024 Perşembe - 17:34 12 Eylül’de idam edilen ülkücüler Ulucanlar Cezaevi’nde anıldı 12 Eylül 1980 darbesinde cezaevinde yatan ve ’Taş Medreseli Ülkücüler’ olarak bilinen grup, darbe döneminde idam edilen ülkücüleri Ankara’nın Altındağ ilçesindeki Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde andı. Onlarca kişinin idam edildiği Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde hayatını kaybeden ülkücüler için anma programı düzenlendi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programa Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım ve çok sayıda Taş Medreseli Ülkücü katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda daha sonra Ulucanlar Cezaevi Müzesi’ni gezildi ve saz eşliğinde marşlar okundu. Burada bir konuşma gerçekleştiren MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Ulucanlar Cezaevi’nde 12 Eylül askeri darbesiyle birlikte birçok ülkücünün acı çektiğini söyleyerek, “Burada gerek şuradaki sehpada can veren arkadaşlarımızın, gerek kızıl kurşunlarla can veren arkadaşlarımızın, gerekse cezaevinde işkenceyle canlanan arkadaşlarımızın, darbecilerin coplarla öldürdükleri arkadaşlarımızın ve eceliyle ölen arkadaşlarımızın hepsinin hatırasını aziz bir şekilde anıyoruz. Allah hepsine rahmet eylesin. Onlar bir devrin insanlarıydılar, tarih yazdılar ve o tarihi yeni jenerasyona, hediyelerle ettiler” açıklamasında bulundu. “12 Eylül’ün amacı Türkiye’nin bağımsız ve egemen bir ülke olmasının önüne geçmektir” Yıldırım, 12 Eylül 1980 yılında yapılan darbeyle beraber sadece ülkücülere değil Türkiye’nin bağımsızlığının da önüne geçilmeye çalışıldığını ifade ederek, “12 Eylül’ün amacı Türkiye’nin bağımsız ve egemen bir ülke olmasının önüne geçmektir. Bunun da yolu Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçilerini yerle bir edip bir daha bellerini doğrultamayacak bir şekle getirene kadar zulmetmek, işkence etmek, hayattan bezdirmektir. 12 Eylül gecesi tankların ilk gittiği yer TRT değildir. Darbe olunca nereye gider darbeci? İlk gittikleri yer Bahçelievler 3. Cadde 41 numara, Milliyetçi Hareket Partisi’nin genel merkezidir. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’nin haricinde hiçbir siyasi partiye tank gitmemiştir. Hiçbir siyasi partinin etrafı çevrilmemiştir. Hiç kimse Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Rahmet-i Rahman’a kavuşan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’ten uzun hapis yatmadı. Yani darbeciler önce Milliyetçi Hareket Partisi’ni, Türk milliyetçilerini, ülkücüleri topladı, bir kenara soydu” değerlendirmesinde bulundu. “Hedef Türk milliyetçiliğinedir” 12 Eylül darbesinin yurt dışı etkileri de olduğunu da dile getiren Yıldırım, “Kenan Evren NATO’dan ihraç edilmiş olan Yunanistan’ı bir ay sonra tekrar NATO’ya almıştır. Hedef Türk milliyetçiliğinedir. Niye Türk milliyetçileridir? Her zaman söylüyorum. Bu ülkeye eğer birinin bir kastı varsa Türkiye düşmanlığı yapıyor ise önce ülkücüleri, Milliyetçi Hareket Partilileri ve Türk milliyetçilerini halletmesi lazım. Onlara bir şey olmadan bu ülkeye kimse bir şey yapamaz. 44 gün evvel de böyle olmuştur, 44 yıl sonra da Allah’ın izniyle olacak. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın” ifadelerine yer verdi. Yıldırım, 1986’da soruları çalarak Kuleli Askeri Lisesi ve Işıklar Askeri Lisesine girenlerin bir kısmının daha sonra okuldan atıldığını, bir kısmına ise af geldiğini kaydederek, "İşte 1986’da, darbecilerin yönetimi halihazırda devam ederken Kuleli Askeri Lisesine çalınan soruyla giren o teğmenler, Kuleli Askeri Lisesinin talebeleri, 15 Temmuz gecesinde darbeyi yapanlardır" diye konuştu. "Genel başkanımız, şehitlerimizi unutmamıştır" MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de hayatını kaybeden ülkücüleri unutmadığını dikkati çeken Yıldırım, "Türkiye’de ’Ülkücü Şehitler Anıtı’ ve ’Taş Medreseliler Hatıra Ormanı’nın haricinde hiçbir siyasi anıt, hiçbir ideolojik anıt yoktur. Allah, Sayın Genel Başkanımızdan razı olsun. Genel Başkanımız, şehitlerimizi unutmamıştır. Anıtı yaptırmıştır. Parasını verip arsayı da almıştır. Yine orası ’Taş Medreseliler Hatıra Ormanı’ da olmuştur” şeklinde konuştu.
Ayhan Bora Kaplan davasında dinlenen tanık: “Erkan Doğan’ın ağzında kan görmedim”
12 Eylül 2024 Perşembe - 17:14 Ayhan Bora Kaplan davasında dinlenen tanık: “Erkan Doğan’ın ağzında kan görmedim” Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 18’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Duruşmada dinlenen tanık, “Dişleri çekilmiş birisinin dudakları çöker, bakınca anlarsın. Ben öyle bir şey görmedim, ağzında kan da görmedim” dedi. Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 18’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Bora Kaplan, Barış Kurt, Adnan Kaplan, Fethi Koyuncu, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ile diğer sanıklar ve avukatlar yer aldı. Barış Kurt tanık dinlenmesini mahkeme heyetinden talep etti. Talebi değerlendiren mahkeme oy birliğiyle tanıkların dinlenmesine karar verdi. Huzurda dinlenen tanık S.S. şu beyanda bulundu: “Ben olayın olduğu gün Taurus’un orda ki binadaydım. Ses duyduk, önce önemsemedik, sonra baktık. Olay son aşamaya gelmişti. 2 polis vardı. Erkan Doğan’ı çekiyorlar, o da, ‘Beni bırakın’ diye bağırıyordu. Tedirgin bir hali vardı. Polisler asansöre mi bindirmeye, aşağıya mı indirmeye çalışıyordu bilmiyorum ama bağırıyordu.” “Erkan Doğan’ın ağzında kan görmedim” Erkan Doğan’ın dişlerinin çekildiği iddiasına ilişkin ise tanık S.S., “Dişleri çekilmiş birisinin dudakları çöker bakınca anlarsın. Ben öyle bir şey görmedim, ağzında kan da görmedim” ifadelerinde bulundu. Barış Kurt’un ikinci tanığı olarak HTS kayıtları hakkında uzman raporu hazırlayan bilirkişi tanık S.Y. dinlendi. Barış Kurt’un avukatı Nazmi Kobal’ın talebi doğrultusunda dosyaya uzman mütalaası hazırlayan bilirkişi S.Y., bilişim uzmanı T.Z. ile birlikte bu raporu hazırladıklarını belirtti. Tanık S.Y. özetle söz konusu HTS kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporunda hatalar olduğu vurgulayarak, "Mesela Erkan Doğan tarafından Barış Kurt aranıyor. Ancak polis tutanaklarında tam tersi yazıyor. Barış Kurt’un Ayhan Bora Kaplan ile aynı yerde baz verip verilmediği soruldu. Aralarında 10 kilometrelik bir mesafenin olduğunu tespit ettik" dedi. Sanık Bora Kaplan, mahkemenin belirlediği bilirkişinin sunduğu rapordaki çelişkileri anlatan tanığa, “Onlar hata yapmıyor, bilinçli yapıyor” dedi. Sanık ve tanık beyanlarının ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.
ASKİ Spor Kulübü’nde ’Gazi Paşa’yı Anma Yağlı Pehlivan Güreşleri’ öncesi basın toplantısı düzenlendi
12 Eylül 2024 Perşembe - 17:06 ASKİ Spor Kulübü’nde ’Gazi Paşa’yı Anma Yağlı Pehlivan Güreşleri’ öncesi basın toplantısı düzenlendi Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Spor Kulübü’nde ’Gazi Paşa’yı Anma Yağlı Pehlivan Güreşleri’ öncesi basın toplantısı düzenlendi. Keçiören Bağlum Stadyumu’nda bu sene ikincisi düzenlenecek olan ’Gazi Paşa’yı Anma Yağlı Pehlivan Güreşleri’ öncesi ASKİ Spor Kulübü’nde basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya ASKİ Spor Kulübü Başkanı Yüksel Arslan, Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ve milli güreşçiler Taha Akgül ile Rıza Kayaalp katıldı. 60 başpehlivan ve 700 pehlivanın katılacağı organizasyona ilişkin toplantıda konuşan ASKİ Spor Kulübü Başkanı Arslan, “Bizim altyapıda bine yakın çocuğumuz var. Onlarda katılacaklar. Yağlı güreşte, serbestte ve grekoromen de altyapıya daha çok önem vereceğiz” diye konuştu. Arslan’ın konuşmasının ardından söz alan Keçiören Belediye Başkanı Mesut Özarslan ise, “2.’sini düzenleyeceğimiz Gazi Paşa’yı anma güreşlerinden ve bu güreşlere ilişkin ülkemizin beklentileri yönünde sizinle bu basın açıklamasını yapmaktan onur ve gurur duyuyorum. Bir şeyin sürekliliğini sağlamak her şeyin ötesinde bir durum. Biz bu yağlı güreşlere önem veriyoruz. Geçmiş dönemlerde Karakucak Güreşleri yaptık” değerlendirmesinde bulundu. Güreş organizasyonu 15 Eylül 2024 Pazar günü saat 10.00’da başlayacak.
Dışişleri Bakanlığından Özbekistan’la yapılan üçlü toplantıya ilişkin açıklama
12 Eylül 2024 Perşembe - 16:37 Dışişleri Bakanlığından Özbekistan’la yapılan üçlü toplantıya ilişkin açıklama Dışişleri Bakanlığı, Özbekistan’la gerçekleştirilen üçlü toplantıya ilişkin, "Terör ve aşırıcılık, düzensiz göç ve kaçakçılık gibi sorunlarla ortak mücadele yolları istişare edilmiştir" açıklamasında bulundu. Dışişleri Bakanlığı, Özbekistan’la yapılan üçlü toplantı hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’ın, 12 Eylül 2024 günü Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te karşıtlarıyla üçlü formatta bir araya geldiği hatırlatıldı. Açıklamada, "İlk kez bu formatta yapılan görüşmelerde, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in ortaya koyduğu irade çerçevesinde, ikili ve çok taraflı iş birliği konuları ele alınmıştır. Bölgesel meselelerin yanı sıra, terör ve aşırıcılık, düzensiz göç ve kaçakçılık gibi sorunlarla ortak mücadele yolları istişare edilmiştir. Görüşmelerin neticesinde, iki ülke arasındaki somut iş birliğinin kurumsallaşması ve sistematik olarak sürdürülmesini sağlayacak yol haritası üzerinde mutabık kalınmış ve söz konusu metin katılımcılar tarafından imzalanmıştır. Yol haritası, siyasi iş birliği ve parlamenter diplomasi; ticaret, ekonomi ve yatırım; savunma, güvenlik ve içişleri başlıkları ile kültürel ve insani alanlarda atılacak somut adımları içermektedir. Kardeş ülke Özbekistan’la olan kapsamlı stratejik ortaklığımızı daha da derinleştirmek için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi bu yıl ikinci dönem mezunlarını verdi
12 Eylül 2024 Perşembe - 15:44 Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi bu yıl ikinci dönem mezunlarını verdi Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda hayata geçirilen Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi (DDYM) bu yıl ikinci dönem mezunlarını verdi. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi bünyesinde hayata geçirilen Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi (DDYM) bu yıl ikinci dönem mezunlarını verdi. Bu yıl ikinci dönem mezunlarını veren DDYM bünyesinde mühendislik, sosyal ve beşerî bilimler, iktisadi ve idari bilimler gibi farklı disiplinlerde eğitim gören gençler, atölyelerde alan uzmanlık bilgilerini geliştirerek disiplinler arası projelere imza atıyor. Mezuniyet töreninde konuşan Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkan Vekili Yusuf Tancan, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi bünyesinde hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi ile, gençlerimizin geleceğin dünyasına daha donanımlı bir şekilde hazırlanmalarını hedefliyoruz. Apple in Education ortaklığında kurmuş olduğumuz ve kamuda bir ilk olma özelliğini taşıyan Swift Kodlama Atölyesi ile Oyun Teknolojileri geliştirmeye yönelik kurmuş olduğumuz Oyun Atölyesine ek olarak bu sene ilk defa ve Yapay Zekâ eğitimlerini başlattık ve ilk mezunlarımızı bugün veriyoruz. İleri teknoloji odaklı eğitimlerle, gençlerimizi dijital çağın gereklerine uygun becerilerle donatmayı amaçlıyoruz” dedi. Tancan, konuşmasının ardından eğitim gören 46 öğrenciye katılım sertifikası verdi. DDYM bünyesinde eğitim gören Ostim Teknik Üniversitesi Bilgisayar programcılığı bölümünde okuyan Hasan Hüseyin Alıcı, “Burada bize oyun girişimi kurmayı öğrettiler. Bunları nasıl yapabileceğimiz hakkında eğitimler verdiler. Bizim de aklımıza yattı. Açıkcası bir çoğumuz bu konuda adımlar atmaya çalışacağız. Eğitimlerden gayet memnun kaldık. Kesinlikle üniversite öğrencisi olsun olmasın herkesin bu tarz eğitimlere gelmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yunus Emre Enstitüsü yeni dönemine Romanya Parlamento Sarayında organize ettiği “Türk Kültür Ayı” etkinlikleriyle başladı
12 Eylül 2024 Perşembe - 15:41 Yunus Emre Enstitüsü yeni dönemine Romanya Parlamento Sarayında organize ettiği “Türk Kültür Ayı” etkinlikleriyle başladı Romanya Parlamentosunun ev sahipliğinde, Yunus Emre Enstitüsünün organizasyonu ile düzenlenen “Türk Kültür Ayı”nın açılış töreni Romanya Parlamento Sarayının Constantin Brancusi Sergi Salonunda gerçekleşti. “Türk Kültür Ayı” etkinlikleri, yoğun katılımlı bir açılış ile misafirlerine kapılarını açtı. Bir ay boyunca Romanya Parlamento binasında sürecek olan etkinlikte, Rumenlerden büyük beğeni alan çeşitli geleneksel Türk sanatları tanıtılacak. Türk Kültür Ayı içinde Rumenler ve Romanya’da yaşayan Türk vatandaşları geleneksel Türk sanatlarını tanıyacak ve ilgi duydukları sanatlarla ilgili düzenlenecek atölyelere katılıp yeteneklerini test edebilecekler. Açılış törenine, başta Türkiye Cmhuriyeti Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan, Kazakistan Cumhuriyeti Bükreş Büyükelçisi Ali Yerlik, Milletvekilleri, Romanya Müftüsü, Romanya Kültür Bakanı Danışmanı ve bakanlık temsilcileri, Devlet Sekreterleri, birçok akademisyen, STK temsilcileri ve Romanya’da mukim vatandaşlar katıldı. Milli marşların okunmasıyla başlayan törende Yunus Emre Enstitüsü Romanya Koordinatörü Mustafa Yıldız ve Türkiye Cumhuriyeti Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan birer konuşma yaptı. Yunus Emre Enstitüsü Romanya Koordinatörü Mustafa Yıldız: “Kadim Türk kültürü her zaman paylaşmayı, olanda olup olmayana vermeyi, birbirini sevmeyi ve saymayı öğütlemiştir. Bunları da zamanla sanatla iç içe geçirmiş ve hayatın her anına yaymıştır. Toplumların hafızalarını yazdıkları yer her zaman kültür olmuştur. Kültür ise toplumun hafızasını yansıtan en önemli araçtır. Yunus Emre Enstitüsü olarak bizler de Türk kültürünün bu değerlerini bulunduğumuz ülkelerde isteyen herkese organize ettiğimiz faaliyetlerle ve yürüttüğümüz projelerle taşımaya ve yansıtmaya gayret ediyoruz” dedi. Ardından faaliyetin organizasyonunda Türk mutfağı için Kral Catering’e, Ebru Sanatı için Rodica Parvan’a, faaliyetin hazırlanmasında emek veren Enstitü çalışanlarına, Parlamento yetkililerine ve katılımcılara teşekkür etti. Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan ise Romanya ile Türkiye’nin gerek ekonomik gerek askerî gerekse sosyokültürel birçok konuda çok büyük anlaşmalarının ve ortaklıklarının olduğunu ifade etti. Düzenlenen bu etkinliklerle Romanyalı dostlarının Türk kültürünü daha yakından tanıma fırsatına sahip olacaklarını belirtti. Konuşmaların ardından açılış törenine katılan büyükelçiler ve davetliler sembolik olarak açılış kurdelesini keserek “Türk Kültür Ayı” etkinliklerini başlattılar. Bir ay boyunca devam edecek faaliyetlerde açılış törenine özel olarak “Türk Mutfağı” tanıtımı gerçekleştirildi. Kral Catering’in katkılarıyla düzenlenen Türk mutfağı atölyesinde ve tanıtımında ‘kavurma, pilav, içli köfte, kısır, çiğ köfte, peynirli börek, poğaça, şekerpare ve cevizli baklava’ gibi Türk mutfağından lezzetler tanıtıldı. Katılımcılar Türk mutfağındaki bu lezzetlerin hazırlanmasında şeflere yardımcı oldular. Hazırlanan ikramlar katılımcılara sunuldu. Aynı mekânda devam eden faaliyetlerde, Ebru Sanatı atölyesine katılan misafirler kendi ebrularını yapma fırsatı buldular. Yunus Emre Enstitüsünün uzun yıllardan beri devam eden kurslarına katılan kursiyerlerin eserleri de yapılan etkinlikte sergilendi. Bunların yanında, Yunus Emre Enstitüsü bünyesinde bulunan Türk Evleri Sergisi misafirlerin beğenisine sunuldu. Türklerin, Türkistan’dan Avrupa’ya kadar yaşadıkları coğrafyanın özelliklere göre inşa ettikleri evlerin modellerini oluşturan sergi büyük beğeni topladı. Törene katılan yaklaşık üç yüz misafir ebru sanatı yapıp Türk mutfağından sunulan lezzetleri tattılar. Yunus Emre Enstitüsü tarafından organize edilen “Türk Kültür Ayı”nda Eylül ayı boyunca her gün farklı bir atölye çalışması ve ay boyunca beğeniye sunulan sergiler olacak. Türk mutfağı, Ebru, misk sabunu, seramik, cam üfleme, ipek kozasından lale yapımı, kırkyama ve resim atölyelerinin yanı sıra; Türk Evleri, Ebru Sanatı, Resim ve İslam Sanatı Sergileri düzenlenecek.