Yerel Haberler
YEREL HABERLER
Beşiktaş ile Samsunspor 64. randevuda 17 Ocak 2025 Cuma - 10:21:39 Beşiktaş, Trendyol Süper Lig’in 20. haftasında yarın evinde karşılaşacağı Samsunspor ile 64. kez rakip olacak. Trendyol Süper Lig’in 20. haftasında Beşiktaş ile Samsunspor, yarın saat 19.00’da Tüpraş Stadyumu’nda karşı karşıya gelecek. Ligde siyah-beyazlılar, 8 galibiyet, 6 beraberlik ve 4 mağlubiyetle aldığı 30 puan ve averajla 6. sırada yer alıyor. Kırmızı-beyazlılar ise 11 galibiyet, 3 beraberlik ve 4 mağlubiyetle topladığı 36 puanla 3. sırada bulunuyor. 64. randevu Beşiktaş ile Samsunspor, Süper Lig’de bugüne kadar 63. kez rakip oldu. Siyah-beyazlılar söz konusu müsabakalarda 35 defa galip gelirken, kırmızı-beyazlılar ise 11 kez kazandı. 17 mücadele de berabere sona erdi. Geride kalan maçlarda Kartal, 101 kez rakip fileleri havalandırırken, Samsun 58 gol sevinci yaşadı. İki takım arasında ligin ilk yarısında oynanan müsabakada Beşiktaş 2-0’lık skorla kazandı. Ligde son 10 maçta 2 galibiyet Beşiktaş, Süper Lig’de oynadığı son 10 müsabakada 2 kez 3 puan aldı. Ligin ilk 8 haftasında yenilgi yüzü görmeyen siyah-beyazlılar, sonraki 10 haftalık süreçte Galatasaray, Kasımpaşa, Göztepe ve Adana Demirspor’a mağlup olurken, Başakşehir, Hatayspor, Alanyaspor ve Çaykur Rizespor ile de berabere kaldı. Kartal, bu süreçte 15. haftada oynanan derbide Fenerbahçe’yi ve geçtiğimiz hafta da Bodrum FK maçlarını kazandı. Kartal’da 4 eksik Siyah-beyazlılarda Necip Uysal, Gabriel Paulista, Tayyip Talha Sanuç ve Emrecan Terzi, sakatlıkları sebebiyle Samsunspor müsabakasında forma giyemeyecek. Beşiktaş’ta Mert Günok, Ersin Destanoğlu, Al-Musrati, Rafa Silva ve Ciro Immobile sarı kart sınırında bulunuyor. Bu futbolcular, Samsunspor karşısında sarı kart görmesi durumunda gelecek hafta deplasmanda oynanacak Antalyaspor maçında yer alamayacak. Kadir Sağlam yönetecek Beşiktaş ile Samsunspor arasında oynanan müsabakayı hakem Kadir Sağlam yönetecek. Sağlam’ın yardımcılıklarını Deniz Caner Özaral ve Osman Gökhan Bilir yapacak. Karşılaşmanın 4. hakemi ise Fatih Tokail olacak.
17 Ocak 2025 Cuma - 10:18 Çocuklar, Kocaelispor’a doping oluyor Trendyol 1. Lig’in lideri Kocaelispor’da futbolcuların okullarda çocuklarla buluşmaları sürüyor. Öğrencilerle bir araya gelen Kocaelispor’un başarılı oyuncusu Barış Alıcı, "Genç kardeşlerimizin gözlerindeki neşeyi görmek, onlarla vakit geçirmek beni çok mutlu etti" dedi. Trendyol 1. Lig’in lideri Kocaelispor’da "Bu Şehirde Çocuklar Kocaelispor’u Tutar" sloganıyla yaklaşık 3 aydır düzenlenen okul etkinlikleri tüm hızıyla sürüyor. Futbolcularıyla öğrencileri devlet ya da özel ayrımı yapmadan buluşturan ve şu ana kadar 15 okulu ziyaret eden Kocaelispor, bu kez başarılı sağ kanat oyuncusu Barış Alıcı ile özel bir okula konuk oldu. Organizasyonun başladığı günden bu yana birçok okuldan davet alan ve futbolcuların antrenman ve maç programını aksatmadan ilçe ilçe gezerek çocukların gönlünü kazanan Kocaeli ekibinde futbolcular, kendilerine gösterilen ilgiyle doping depoluyor. Çocuklar heyecanla hazırlandı Hayranı oldukları Kocaelisporlu futbolcunun okullarına geleceğini öğrenen öğrenciler, öğretmenler ve idareciler futbolcuları mutlu etmek ve sevgilerini gösterebilmek için heyecanla hazırlık yapıyor. Yüz boyamadan pankartlara, dövizlerden farklı materyallerle okullarını Barış Alıcı için süsleyen ilkokul ve ortaokul öğrencileri de unutamayacakları bir gün geçirdi. Saatler öncesinden hazırlıklar tamamlandı; okula bayraklar asıldı, yüzler yeşil-siyah boyandı. Kocaelispor sevgisinin çocukların yüzüne yansıdığı etkinlikte Barış Alıcı da mutluluğunu gizleyemedi. Herkesin mutlu olduğu buluşmada Alıcı kura çekerek her sınıftan bir öğrenciye sürpriz hediyeler takdim etti. Barış Alıcı: "Gözlerindeki neşe beni çok mutlu etti" Süper Lig’e çıkmak istediklerinin altını çizen Barış Alıcı, "Genç kardeşlerimizin gözlerindeki neşeyi görmek beni çok mutlu etti. Hepsi gerçekten çok iyi Kocaelispor taraftarı ve hepimizi çok iyi takip ediyor. Onlarla vakit geçirmek beni gerçekten çok mutlu etti. Takımdan arkadaşlarım da teker teker okulları ziyaret ediyor. Böyle projelerin devamının gelmesi de bizim için keyifli oluyor. İnşallah bu sene biz de Süper Lig’e çıkarız ve genç kardeşlerimizin desteği bize yardımcı olur" dedi.
17 Ocak 2025 Cuma - 10:18 Rize’de yaşandı, Türkiye’ye ders oldu Rize’nin Çayeli ilçesi Derecik köyünde 21 Ekim 2024 tarihinde yaşanan heyelanda afet riski nedeniyle önceden boşaltılan 2 evin yıkılması İçişleri Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık geçtiğimiz günlerde Türkiye geneli bir genelge yayınlayarak valiliklerden daha önce afet riski alan olarak ilan edilen bölgelerdeki boşaltılmış tüm evlerin yıkılmasını, afet nedeniyle önceki konutunu boşaltmayana kendisi için yapılan yeni konutun anahtarı ve tapusu teslim edilmemesini istedi. Şiddetli yağışların başkenti Rize’de her yağmur yağdığında gözler tepelere, dere yataklarına ve heyelan riski olan dik yamaçlara çevriliyor. Bu alanlarda her ne kadar devlet önlemini almaya çalışsa da yine de kaçak yapı için girişimler de vatandaşlar tarafından sürdürülüyor. Hal böyle olunca da en ufak bir yağışta yamaçlardan kopan topraklar, derelerin getirdiği pislik veya tepelerde yağmura doymuş topraklar yürekleri ağızlara getiriyor. Rize’de afet riski taşıyan alan olarak ilan edilen ve hatta bu alanlarda yer alan evlerine karşı ev dahi alan bazı hak sahipleri o alanlarda bulunan evleri terk etmemekte geçmişte direndi. Kimi evler terk edildi, metruk bir hal aldı, kimi evler hak sahipleri tarafından "Çay sezonu kullanıyoruz" denilerek kullanılmaya devam etti. 15 Temmuz 2021 heyelanı sonrası 2 ev boşaltıldı, bölge afet riski taşıyan alan ilan edildi Rize’nin Çayeli ilçesi Derecik köyünde 15 Temmuz 2021 tarihinde yaşanan heyelan ve seller sonrası köydeki yamaçta bulunan 2 ev heyelanlı alan üzerinde bulunduğu için tahliye edilerek boşaltıldı. Aynı bölgede son olarak geçtiğimiz 21 ekim 2024 tarihinde yine heyelan meydana geldi. Yaşanan heyelandan 3 yıl önce yine bir heyelan sonrası boşaltılan 2 ev ve çevresindeki 10’larca dönüm çay bahçesi adeta dereye aktı. Bölgenin daha önce afet riski alan olarak ilan edilmesi ve evler için tahliye kararı verilmesi can kaybının yaşanmasını önlese de alanda bulunan 2’şer katlı 2 bina tamamen heyelanın altında kalması "Heyelanlı alanlardaki tahliye edilen evlerin yıkılması" zaruretini beraberinde getirdi. "Derecik köyünde heyelan ibret oldu" Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın incelemeleri olduğunu ve Rize’de yaşanan bu ibretlik olayın ardından Türkiye’deki tüm illere bu konu hakkında genelge gönderildiğini dile getiren Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, artık hak sahiplerinin boşalttıkları evi yıkmadan tapuları alamayacağını, hatta kendilerine anahtar teslimi dahi yapılmayacağını söyledi. Vali İhsan Selim Baydaş “Bakanlığımız buradaki hadise üzerine Türkiye genelinde bir genelge gönderdi. AFAD’ımız, devletimiz bir yerde afet riski görüyor ve bir konutun boşaltılmasını istiyorsa o kişilere, o vatandaşımıza hak sahibi olarak bir konut yapıyor ve teslim ediyor. Bundan sonra o konut teslim edilirken önceki konutunu boşaltmayana konutun anahtarı ve tapusu teslim edilmeyecek. Uygulama artık bu şekilde gerçekleşecek. Bir kişi hak sahibi olarak konut sahibi olduğunda yeni konutu teslim edilirken eskisini yıkayacak, teslim edecek, ondan sonra anahtar ve tapu alacak” dedi. "Geçmişten bugüne Rize genelinde bin 800 adet afet riski nedeniyle hak sahiplerine ev dağıtıldı" Geçmişten bugüne Rize genelinde bin 800 adet afet riski nedeniyle hak sahiplerine ev dağıtıldığının altını çizen Baydaş “Yaklaşık bin 800 adet civarında geçmişte bu şekilde bu durumda olanlar. O genelge yayınlandıktan sonra bir toplantı yaptık. Onlarında da derecelendirmesini yapıyoruz. Çok eski olanlar var, onlarla ilgili afet bölgesi ilan edilmesi ile ilgili süreci kontrol ediyoruz, evlerin durumlarına bakıyoruz. Bazısı kağıt üzerinde görünüyor ama gerçekten metruk durumda. Bazısı da vatandaşımız ‘Bu duruyor ama benim bunu yıkmaya imkanım, gücüm yok’ diyor. Bazılarında da vatandaşımız ‘Ben bunu sadece çay toplamak için gittiğimde kullanıyorum. Çünkü etrafında çaylağım var’ diyor. Onunla ilgili de çok hızlı işlem yapacaklarımız var. Arada bir geçiş süreci tanıyacaklarımız olacak ve zaten işlem yapmamıza gerek kalmayan, ya vatandaşımızın kullanmadığı veya metruk hale gelmiş olanlar var. O süreci de işleteceğiz inşallah” ifadelerini kullandı. "Evini yıkmadan afet konutunun tapusunu alamaz" Hiç kimsenin hayatını riske atamayacaklarını bu nedenle "Evini yıkmadan tapuyu alamaz" kuralının tavizsiz uygulanacağın vurgulayan Baydaş “Bu konu çok önemlidir. Devletimiz bir yere ‘Burası afet bölgesidir ve buradan burada oturmaması lazım gelir’ dediğinde zaten o vatandaşımız için bir konut tahsis ediyor. Bizim öbür tarafı keyfi kullanımda kullanmaya devam etmememiz lazım. Çünkü afet bölgesi ilan edilmiş bir yer. Geçtiğimiz günlerde yaşadık. Biz oradaki hayati tehlikeyi göz önüne alamayız. Vatandaşımızın hayati tehlikesini göz önüne alamayız. Bununla ilgili de süreci başlattık, yürütüyoruz inşallah” şeklinde konuştu.
17 Ocak 2025 Cuma - 10:19 Erzincan’da 72 yaşındaki vatandaş, 50 dakika süren kalp masajı ile hayata döndü Geçirdiği kalp krizi ile Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilen 72 yaşındaki Rıdvan Ulusoy, 50 dakika süren kalp masajı ile hayata döndü. İsviçre’de yaşayan ve Erzincan’ın Kemah ilçesindeki köyüne gelen 61 yaşındaki Nuri Esen’de geçirdiği kalp krizi sonrası 10 dakika süren kalp masajı ile yeniden hayata döndü. Erzincan’da geçtiğimiz günlerde yaşanan iki kalp krizi vakası, sağlık çalışanlarının hızlı müdahalesi ve azmiyle başarıyla sonuçlandı. Her iki olayda da, yapılan kalp masajı sayesinde kalp krizi geçiren vatandaşlar yeniden hayata döndü. İlk olayda, 72 yaşındaki Rıdvan Ulusoy kalp krizi geçirerek fenalaştı. Olayın ardından hemen çevresindekiler tarafından sağlık ekiplerine haber verildi ve Ulusoy, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastanede 50 dakika süren kalp masajı ve yapılan müdahale ile Ulusoy’un kalbi yeniden çalışmaya başladı ve hayata tutundu. Diğer bir vakada ise, İsviçre’de yaşayan 61 yaşındaki Nuri Esen, Erzincan’ın Kemah ilçesindeki köyünde aniden kalp krizi geçirdi. Çevredekiler tarafından hızla fark edilen durum sonrası Esen, hastaneye kaldırıldı. Burada 10 dakika süren etkili bir kalp masajı ile Esen yeniden hayata döndürüldü. Kalp krizi geçiren Nuri Esen’in eşi Medine Esen yaptığı açıklamada, “Rahatsızlandı biraz ufak müdahaleler yaptım. Kendimiz özel bir hastaneye geldik Orada bazı şeyler yapıldı ilk müdahale edildi. Ondan sonra müdahale odasına aldılar. Oradan ambulansa alıp araştırmaya geldik. Oradan tekrar kırmızı odayı aldılar, müdahale ettiler. Ondan sonra yoğun bakım bölümüne getirdiler. Çok stres yaşadık Çok üzüldük. Çok korktuk. Ondan sonra çok şükür kendine geldi. Vakaların hastaneye geliş ve müdahale süreçlerini anlatan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, “Hastamızın kendisi cumartesi günü acil servisimize şuur bulanıklığıyla başvurmuştu. Yapılan değerlendirmeler sırasında kalp ritminin kaybolduğunu tespit ettik ve o andan itibaren kalp mesajıyla entübe ederek hayat mücadelesine başladı. Biz de bu konuda destek olduk. Akabinde yaklaşık on dakika kadar kalp masajı, ardından kalp ritmi geri döndü. Kalp ritmi geri döndükten sonra da biz bu süreçte kendisine bir anjiyo yaptık. Anjiyodan sonra da koroner yoğun bakım ünitemize aldık. Bu şekilde kalp atımı sona eren ve hayati fonksiyonları kaybolan bir insanın bizlerin çabasıyla, bizlerin çabasıyla geri dönerek hayata bizimle tekrar bir arada olması bizim için sevinçlerin, mutlulukların en büyüğü. Bu mutluluğumuzu da sizlerle paylaşmak istedik.” şeklinde konuştu. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin ise yaptığı açıklamada, “Bugün gerçekten mutlu bir haberle karşınızdayız. Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanemizde İsviçre’den Türkiye’ye misafirliğe gelen Nuri adlı bir vatandaşımızın Kemah’ta geçirmiş olduğu kalp krizi üzerine merkeze intikali, merkezdeki müdahaleleri ve eğitim araştırma hastanesinde kalp ritminin bozulması üzerine yapılan müdahale ve sonrasındaki mutlu bir tabloyu sizlerle paylaşmak istedik. Gerçekten Erzincan’da iyi bir sağlık hizmeti verdiğimizi buradan rahatlıkla ifade edebilirim” dedi. “50 dakika süren kalp masajı ile hayata döndü” 72 yaşındaki Rıdvan Ulusoy’un 50 dakika süren kalp masajı ile hayata döndürüldüğünü belirten Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız, “Servisimizde yatan bir hastamız, Mucize hastalarımızdan biri diyebiliriz. Kendisi 72 yaşında. Bir cumartesi sabahı maalesef kalbi duruyor ve kalbi durur vaziyette Acil servise yakınları tarafından ambulansla getiriliyor. Orada kırmızı alanda müdahale etmeye başlıyorlar. Yapılan değerlendirmede evet kalp atımı yok. Ve yaklaşık 45 dakika süreyle kalp masajı yapılıyor kendisine. Bu kırk beş dakikanın sonunda artık aileye de bilgilendirme yapmak için hazırlanıyorlar arkadaşlar. Hatta bilgilendiriyorlar. Artık hani son bir on dakika daha fırsat verelim ama ondan sonra eğer kalp atımı dönmezse maalesef işlerimizi, kalp masajımızı bitireceğiz derken Rıdvan amcanın kalbi atmaya başlıyor. Yaklaşık 50 dakikanın sonucunda Rıdvan amcanın kalbi atıyor. Kalp ritmi Geri dönüyor. Anjiyo da alınıyor. Anjiyosu yapıldıktan sonra da biz Rıdvan amcayı 7Aralık’tan itibaren hastanemizin yoğun bakım biriminde takibe başlıyoruz. Orada da yaklaşık bir aylık bir yoğun bakım süreci var. Zaman zaman uyuttuk. Zaman zaman solunum cihazından ayırdık akciğerleri bize bir takım kötü şakalar yaptı. Ondan sonra tekrar solunum cihazına bağlamamız gerekti. Ve ama en nihayetinde Rıdvan amca sağlığına kavuştu ve yoğun bakımda ve yaklaşık bir hafta önce servise çıktı. Bugün de Rıdvan amcayla burada son günümüz. Bu mutluluğumuzda Tekrar sizinle paylaşmak istedik. Şu an gayet kendi sağlıklı. İlerleyen süreçte kalbine bir pil işlemi yapılacak. Ama önce evini çok özledi. Evini bir görsün. Yeme içmesi biraz daha normale dönsün. Ondan sonra da inşallah yine onu misafir edip kalp pili işlemini tekrar inşallah başarıyla yapacağız. Babasına yaklaşık 50 dakika kalp masajı yapılarak hayata tutundurulduğunu belirten Rıdvan Ulusoy’un Oğlu Yusuf Ahmet Ulusoy ise, “Şuan babam biraz yorgun ama inşallah o yorgunluğumuzda eve gidince inşallah atlatacağız. Sabah saatlerinde Annem telefon açtı. Biz acil bir şekilde geldik. Durumun farkına vardıkları zaman direkt ambulansı aramışlar zaten. Ben geldiğim zaman bir iki dakika sonra da ambulans geldi Ambulansla beraber hastane acil bölümüne geldik. Orada zaten normalde evde biraz iyiydi, bilinci yerinde değil ama hastaneye geldikten sonra bilin kaygı da yaşanmaya başladı. Kalbi durduğu an kırmızı alana götürdüler. Orada tabii ki kalp masajı falan yaptılar. Ondan sonra tekrar kalbi çalışmaya başladı.” şeklinde konuştu.
Büyükşehir Hayvan Barınağı’nın kapasitesini artırıyor
16 Ocak 2025 Perşembe - 09:40 Büyükşehir Hayvan Barınağı’nın kapasitesini artırıyor Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde yer alan Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nde yeni bakım merkezleri yapılacak. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Toplamda 10 dönüm arazi üzerinde yer alan Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’mize ek olarak 3.5 dönümlük alana sokak hayvanlarımızın refahı için açık gezinti alanı ilave ederek kapasitemizi 2500’e çıkartacağız” dedi. Erzurum’a yeni hayvan bakımevi yapacağını müjdesini veren Başkan Sekmen, “Mevcut barınağımızın bulunduğu bölgede toplamda 80 dönüm üzerinde ülkemizin en modern Hayvan Barınağı’nı Erzurum’a kazandıracağız. İki yılda tamamlanacak olan merkezimiz Türkiye’de örnek olacak” kaydını düştü. Sekmen ayrıca, barınak bünyesinde yer alan mama üretim merkezinin de önümüzdeki günlerde hizmete açılacağını belirtti. “Sıcacık sevgimizle patili dostlarımızın da daima yanlarındayız” Sosyal medyada ‘Patili dostların toplatılması ve mama bulunmaması’ şeklindeki paylaşım ve yorumların iftira olduğunu ifade eden Başkan Sekmen, şunları kaydetti: “Erzurum’daki her can bize emanet. Erzurum ve bölgeye hizmet eden Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’miz gerek sunduğu hizmet ve gerekse de standartların üzerinde olan altyapısıyla Doğu Anadolu Bölgesi’nin en etkin kurumlarının başında geliyor. Köpek evi, kedi evi, mama üretim merkezi, ameliyathane, yoğun bakım gibi birçok birime sahip olan merkezimizi sosyal medyada yorum ve yalan haberlerle karalamaya çalışan kişileri şiddetle kınıyorum. Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’mizde hayatı paylaştığımız can dostlarımızın daha iyi şartlarda yaşaması için sıcacık sevgimiz ile onların daima yanlarındayız. Hayvan dostlarımızı beslemeye ve sağlıklarını kontrol etmeye büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Güvenli ve sağlıklı bir şekilde barınan sevimli dostlarımızın tedavi ve bakım ihtiyaçlarını titizlikle sürdürüyoruz. Her an, her durumda dostlarımızın yanındayız. Bir yandan şartlarımızı iyileştiriyor bir yandan da iftira atarak merkezimizi karalamaya çalışan şer odaklarıyla mücadele ediyoruz.” “Kedi ve köpeklerimiz emin ve güvenli ellerde” Erzurum Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nde binlerce kedi ve köpeğin tedavi altına alındığını ifade eden Başkan Sekmen, “Erzurum’da patili dostlar emin ve güvenli ellerde” şeklinde konuştu. Sekmen, kentte 10 bin metrekarelik alanda çalışmalarını sürdüren Rehabilitasyon Merkezi’nde sokak hayvanlarının tüm bakım ve tedavilerinin yapıldığını, ergenliğe gelen kedi ve köpeklerin de kısırlaştırıldığını bildirdi. Başkan Sekmen, Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde patili dostlara en iyi hizmeti vermeye devam edecekleri kaydetti. Başkan Sekmen, “Barınağımız halkımızın ziyaretine daima açıktır. Vatandaşlarımız, barınağımıza haksız ithamlarda bulunanlara, iftira atanlara ve sosyal medyadan karalama kampanyası yapanlara asla itibar etmesinler” dedi.
Uludağ’da sömestr öncesi tatilciye müjde
16 Ocak 2025 Perşembe - 09:37 Uludağ’da sömestr öncesi tatilciye müjde Az kar az müşteri ile yılbaşını neredeyse bay geçen Uludağ’da umutlar sömestır tatiline bırakıldı. Yılbaşından ders çıkaran Türkiye’nin en önemli kayak ve kış turizm merkezlerinden Uludağ’da yaklaşan sömestır öncesi fiyatlar yarı yarıya aşağıya çekildi. 1 ay erken başlayan sezonu sömestır tatili ile fırsata çevirmeyi hedefleyen otel işletmecileri yılbaşına oranla fiyatlarında yüzde 50’lik bir indirime gitti. Gecelik 15 bin tl olan otel odaları 5 bin tl fiyatları ile büyük bir bölümü öğrenci olan tatilcilere kiralandı. Sömestırda yüzde 100 doluluk bekleyen işletmeciler 1980’li yılları andıran Uludağ’da uzun bir aranın ardından ilk defa bu kadar yoğun bir sezonun yaşandığını söyledi. Okullar tur üzerine tur düzenliyor Cuma günü tüm okullar sömestır tatiline girmeye hazırlanıyor. Uludağ’daki avantajlı fiyatları kaçırmak istemeyen tur şirketleri okullar genelinde Uludağ’a turlar düzenleyip öğrencilerin uygun fiyatla tatil yapmasını sağlıyor. Somestır tatili için Otobüslerle Uludağ’a gelen öğrenciler Zirvedeki kalabalığın en büyük kısmını oluşturuyor. Sometır tatili boyunca yapılacak gençlik festivalleri ve konserler öğrencilerin bu yıl Uludağ’ı tercih etmesindeki en büyük etkenlerden biri. Ayrıca buna yapılan son fiyat indirimleri ile ucuzlayan konaklama, kayak hizmetleri ve kolay ulaşımda eklenince Uludağ’ı tercih etmek öğrenciler için kaçanılmaz oluyor. Kayak ders ücretlerininde fiyatı düştü Türkiye genelinde 450 tane kayak öğretmeninin 220 tanesi Uludağ’da aktif görev yapıyor. 5 senedir istedikleri yoğunluğa ulaşamadıklarını belirten kayak öğretmenleri bu yıl 1 ay erken başlayan sezonu iyi değerlendirmek için sömestır öncesi diğer kayak merkezlerine oranla fiyatlarında indirime gitti. Yılbaşına oranla fiyatları yüzde 30, yüzde 40 geri çektiklerini anlatan Türkiye Kayak ve Snowboard Öğretmenleri Derneği Başkanı Yahya Usta, "Sömestr tatilinde beklentimiz çok yüksek. Burada işletmecilere ve otelcilere büyük görev düşmekte. İşletmeciler fiyatları çok fazla yükseltmedi. Bizde eğitmenler olarak ülkemizdeki krizi göz önünde bulundurarak ders fiyatlarında çok fazla bir artış yapmadık. Tatilcinin eli devamlı cebine gitmemeli. Hocaya, kayak odasına ve skipassa ayrı ödeme yapmamalı. Biz eğitmenler olarak elimizden geleni yapıyoruz. Fiyat olarak yüzde 30-40 civarında bir oynama oldu. Bunu yapmak zorundayız çünkü sezonu bir daha geri getiremiyorsun" dedi. Uludağ bu yıl 80’li yılları andırıyor Bu yıl Aralık ayında kar yağışının başladığı Uludağ’da son iki gündürde aralıksız kar yağışı devam ediyor. Cuma günü başlayacak somestır tatili öncesi zirvede kar kalınlığı 70 santimetrenin üzerine çıkmış durumda. Uludağ’ın bu sezon Aralık ayında başlayan kar yağışıyla 1980’li yılları hatırlattığını aktaran Yahya Usta, 2 yıl pandemi süreci, daha sonrasında ülkemizde yaşadığımız deprem ve kurak geçen kış sebebiyle olumsuz sezonlar geçirdik. Bu yıl 15 Aralık itibariyle sezon açıldı. Uludağ bize şu an 80’li yılları andırıyor. Kar kalınlığı yaklaşık 70 santim civarında. Saha insanı olarak biz hep en erken kar Uludağ’a düşer, en geç Uludağ’dan kalkar diyoruz. Uludağ 15 Aralık’tan beri bize 80’li yılları hatırlatıyor" dedi. "Otelde konaklayan tatilci kayağa ve skipassa para ödememeli, kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" Kars, Kayseri ve Erzurum gibi diğer kayak merkezlerine gitmek isteyenlerin tüm günlerinin havalanlarında geçtiğini ifade eden Usta, Uludağ’a İstanbul, İzmir, Ankara’dan gelenler günübirlik bile kayak yapabiliyor. Ulaşım masrafları önemli gidiş-dönüş ciddi rakamlara tekabül ediyor. Ulaşım masrafları ile Uludağ’da konaklama yapılabiliyor. Bunlar Uludağ için önemli bir avantaj. Bunun yanında eksiklerimiz de var Uludağ’da en büyük eksikliklerimizin biri ışıklandırmanın az olması. Birkaç noktada ışıklandırma var ama yeterli değil. Otelde konaklama için öğleden sonra geliyorlar. 2 saat kayak kayıyor gün bitiyor. Işıklandırma yeterli seviyede olursa akşama kadar uzatabiliriz. Gelen vatandaşlar tatili doya doya yapmış olur. Skipass, kayak, eğitim için ayrı ayrı ücret ödeniyor. Bu ücretlerin otel konaklaması içerisinde alınması gerekiyor. Bunun örneği şu an Erzurum’da var. Çünkü 2 çocuklu bir aile hepsini ayrı ayrı almak zorunda. Öğretmenler olarak korsan eğitmenler konusunda sıkıntımız var. Biz elimizden geldiğince önüne geçmeye çalışıyoruz. Vatandaşlarımızı da bilinçlendiriyoruz. Sakatlık olunca tekrar geriye dönüşün olmuyor. Günü birlikçilerden şikayet edenler oluyor. Bu ülke hepimizin. Tabi ki günü birlikçiler de olacak. Ama sahaları ayırmak gerekiyor. Bir düzenleme yapılması lazım. Pist güvenliğinin olması gerekiyor. Tesislerde sıra oluşuyor ama düzenli sıralama olursa biz bunun üstesinden geliriz. Kendi insanımızı kendi ülkemizde tutmamız lazım" diye konuştu. Yaklaşık 5 bin yatak kapasiteli otel ve tesislerde yarıyıl tatili için rezervasyon hareketliliği başladı. Uludağ’daki esnaf da hazırlıklarını tamamlayarak misafirlerini beklemeye başladı.
Bulduğu kredi kartıyla borcunu ödeyip market alışverişi yaptı
16 Ocak 2025 Perşembe - 09:34 Bulduğu kredi kartıyla borcunu ödeyip market alışverişi yaptı İstanbul Arnavutköy’de bir kişi yolda bulduğu kredi kartı ile önce veresiye borcunu kapattı daha sonra market alışverişi yaptı. Kart hareketlerinden kadını adım adım takip eden kart sahibi hırsızı yakalayamadı. Olay, 14 Ocak 2025 günü Arnavutköy Yunus Emre Mahallesi’nde gerçekleşti. İddiaya göre kaldırımda yürüdüğü esnada cebindeki kredi kartını yere düşüren Orgun Eyüpoğlu isimli vatandaş, markete gidip alışveriş yaptığı esnada kartının olmadığını fark etti. Cep telefonuna bakan Eyüpoğlu, kartıyla alışveriş yapıldığı bildirimini görünce işyerine doğru ilerledi. İş yerine giden adam, kartı kullanan kadını dakika farklı ile kaçırdı. Adam iş yerinde veresiye borcunu ödediğini öğrenince şoke oldu. “Veresiye borcunu temassız özelliğini kullanarak kapatıyor” Yaşadığı durumu anlatan Orgun Eyüpoğlu, “Çocuğumu okula bıraktıktan sonra kredi kartımı düşürmüşüm. Kredi kartımı bir bayan buluyor ve alışveriş yapıyor. Markete giden şahıs daha sonra bu giyim mağazasına gelip veresiye borcunu temassız özelliğini kullanarak kapatıyor. Buraya geldiği zaman normalde her zaman geldiğinden farklı şekilde gelmiş. Ben markete gidip alışveriş yaptım o esnada kartımın olmadığını fark ettim. Benimle alışveriş yapılan yerler çok yakın ben takip ettim ama yakalayamadım. Kartımı iptal ettirdim, polislerde geldiler kartımı bırakmasını bekledim ama dönüş olmadı” şeklinde konuştu. “Benim bildiğim sağlam bir müşterim sürekli borcunu ödüyor” Veresiye borcunun ödendiği işletmenin sahibi olan Nimetullah Aksoy ise, “Benim bildiğim sağlam bir müşterim sürekli borcunu ödüyor gelip. Sabah geldi borcunu ödeyeceğini söyledi 630 TL borcu vardı kartla ödeyeceğini söyledi bende tamam dedim. Aradan 10 dakika geçmeden bu arkadaş geldi. Benim normalde sürekli müşterim ben hiç şüphelenmedim hava soğuk diye ben yüzünü atkıyla örttüğünü düşündüm” ifadelerini kullandı. Kadının veresiye borcunu ödediği anlar ise güvenlik kamerası tarafından görüntülendi.
Doç. Dr. Erkan Çav: "Sosyoloji, Türkiye’nin düşünce hayatının temel taşlarından biridir"
16 Ocak 2025 Perşembe - 09:31 Doç. Dr. Erkan Çav: "Sosyoloji, Türkiye’nin düşünce hayatının temel taşlarından biridir" Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Erkan Çav, Türkiye’de sosyolojinin tarihi gelişimi ve İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün bu alandaki öncü rolü hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Çav, Osmanlı Devleti döneminde 1914 yılında Darülfünun’da Ziya Gökalp öncülüğünde kurulan İçtimaiyat Kürsüsü’nün Türkiye’deki kurumsal sosyolojinin başlangıç noktası olduğunu belirtti. Bu kürsünün, Cumhuriyet döneminde de önemli isimlerle devam ettirildiğini ifade eden Çav, Necmettin Sadak, Mehmet İzzet, Mehmet Emin Erişirgil, İsmail Hakkı Baltacıoğlu ve Mehmet Ali Şevki Sevündük gibi isimlerin Türk sosyolojisinin kurucu kadrosunu oluşturduğunu dile getirdi. Korkut Tuna’nın sosyolojiye katkıları 1944 doğumlu Korkut Tuna’nın sosyoloji alanındaki katkılarından bahseden Çav, Tuna’nın 1977-2011 yılları arasında İstanbul Üniversite’nde asistanlık ve öğretim üyeliği ile birlikte Sosyoloji Bölüm Başkanı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak da çeşitli görevlerde bulunduğunu belirtti. Korkut Tuna’nın, Cahit Tanyol’un “Türkiye Sosyolojisi” kavramıyla ve yaklaşımıyla ortaya koyduğu “Yerli Sosyoloji” anlayışını geliştirdiğini vurgulayan Çav, “Korkut Tuna Hoca, Batı sosyolojisine karşı yerli ve Türkiye-merkezli sosyolojinin gelişmesinde öncülük eden isimlerden biridir” dedi. Çav, Korkut Tuna’nın, İstanbul Üniversitesi’nin köklü sosyoloji geleneğini bugünlere taşıyan önemli bir isim olduğunu belirterek, kitabının Tuna’nın 80. yaşına bir armağan olduğunu da ifade etti. Kitabın, hocanın “Türkiye Sosyolojisi”ne katkılarını detaylı bir şekilde ele aldığını söyledi. İstanbul sosyoloji geleneğinin etkileri Türkiye’deki sosyoloji bölümlerinin büyük ölçüde İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün sosyoloji geleneğinden etkilendiğini vurgulayan Çav, “İstanbul Sosyoloji Geleneği, Türkiye’deki sosyoloji yaklaşımlarının çekirdeğini oluşturmuştur. Bu gelenek, ülkemizin coğrafyasına, tarihine, kimliğine ve kültürüne dayalı bir düşünce dünyası inşa etmemiz için önemli bir zemin sunmaktadır” diye konuştu. Çav, sosyolojinin Türkiye’nin düşünce hayatının temel taşlarından biri olduğunu belirterek, “Sosyoloji ne kadar yerli ve evrensel özelliklerini geliştirebilirse, Türkiye’nin toplumsal yapısını anlamak ve güçlü bir gelecek inşa etmek o kadar mümkün olacaktır” şeklinde konuştu. Yeni nesil araştırmacılara tavsiyeler Türkiye’nin sosyoloji birikimini ele alan eserler hazırladığını belirten Çav, yeni çıkan “İstanbul Sosyoloji Geleneği (1910-2010) ve Korkut Tuna” başlıklı kitabının da genç araştırmacılar ve sosyoloji öğrencileri için önemli bir kaynak olacağını söyledi. Daha önce hazırladığı “Dramın Aydını Cahit Tanyol” (2011), “Türkiye’de Sosyolojinin Yüz Yıllık Birikimi” (2020) ve “Türkiye Sosyolojisi Temsilcisi Ümit Meriç” (2021) adlı eserlerle de Türkiye sosyoloji tarihine katkıda bulunduğunu ifade etti. Doç. Dr. Erkan Çav, genç araştırmacıların sosyoloji alanındaki bu zengin birikimi daha ileriye taşıyacağına olan inancını dile getirerek konuşmasını sonlandırdı.
Erzincan Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ise sayılı su ürünleri tesisleri arasında yer alacak
16 Ocak 2025 Perşembe - 09:29 Erzincan Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ise sayılı su ürünleri tesisleri arasında yer alacak Erzincan’da Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ise sayılı tesisleri arasında yer alacak olan su ürünleri tesisi kuruluyor. Zengin su kaynakları ile su ürünleri yetiştiriciliği açısından uygun imkanlar sunan Erzincan’da sektöre olan yatırımlar devam ediyor. 21 adet su ürünleri yetiştiriciliği tesis bulunan Erzincan’da su ürünleri sektörüne yatırım yapmak amacıyla 13 adet yeni tesis başvurusu yapıldı. Yeni proje başvurularının onaylanmasının ardından Erzincan’ın yıllık porsiyonluk alabalık üretim kapasitesi 3 bin 335 tona, yavru üretimi ise 247 milyon adede ulaşacak. Su ürünleri sektöründe hızlı gelişmelerin yaşandığı Erzincan’da yeni tesislerin üretime başlamasıyla porsiyonluk alabalık üretimi 2 kat, yavru alabalık üretimi ise 5 kat artmış olacak. Erzincan Tarım İl Müdür Yardımcısı Serkan Kütük, Erzincan Merkeze bağlı Koçyatağı bölgesinde faaliyet gösteren hem porsiyonluk hem de yavru ve yumurta üretimi yapan su ürünleri tesisinde incelemelerde bulundu. Erzincan’da su ürünleri üretiminin hızla geliştiğini vurgulayan Serkan Kütük, Erzincan’da üretimin artarak devam ettiğini ve üretilen balıkların çevre illere sevk edildiğini kaydetti. Konuyla ilgili açıklama yapan İl Müdür Yardımcısı Kütük, Erzincan’ın su ürünleri üretiminde elde ettiği başarıya dikkat çekerek "Erzincan son yıllarda sahip olduğu temiz su kaynaklarını iyi bir şekilde değerlendirerek su ürünleri üretiminde büyük bir gelişme trendi yakalamıştır. Şu an incelediğimiz üretim tesisi, önümüzdeki süreçte gerçekleştireceği kapasite artırımı ile alabalık üretiminde yıllık 248 milyon yavru üretimine ulaşacak. Bu artan kapasite sayesinde Erzincan, özellikle yavru alabalık üretiminde Türkiye’nin ilk sıralarında yer alacak" dedi. Artan üretim kapasitesiyle birlikte Erzincan’ın iç sularının en verimli şekilde değerlendirildiğini vurgulayan Kütük, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Her geçen gün artan üretim ile Erzincan’da iç sularımızı maksimum seviyede kullanmış olacağız. İnşallah 13 tesisimizin de faaliyete geçmesiyle daha iyi bir ivme kazanmış olacağız." Öte yandan Sakaltutan bölgesinde balıkçılık sektörüne önemli katkılar sağlayan 36 yaşındaki işletmeci Ozan Akpolat, dedesinden miras kalan mesleği üçüncü kuşak olarak başarıyla sürdürdüğünü kaydederek işletmelerinde yıllık 10 milyon balık üretimi yaptıklarını belirtti. Akpolat, "Ürettiğimiz balıkların büyük bölümünü Karadeniz’e gönderiyoruz. Burada somon üretimi gerçekleştiriyoruz. Karadeniz’de yetişen bu balıklar, somon olduktan sonra Uzakdoğu ve Avrupa ülkelerine Karadeniz somonu olarak ihraç ediliyor" şeklinde konuştu. Yaklaşık 5 yıllık bir plan çerçevesinde Türkiye ve Avrupa’da liderliği hedeflediklerini dile getiren Akpolat, tesisin, Avrupa’nın en büyük çiftliklerinden biri olacağını, yıllık 200 ton porsiyonluk somon üretimi hedeflendiğini vurguladı. Üretici Akpolat, daha verimli üretim için genetik çalışmaların devam ettiğini, çalışmaların, Küba’daki uzmanlarla iş birliği içinde yürütüldüğünü ve yaklaşık 1-2 yıl süreceğini kaydederek, "Projelerimiz tamamlandı. İnşallah nisan ayından sonra yeni çiftlik çalışmalarına başlayacağız. İlk yıllarda genetik çalışmalar ve tonaj artırma süreçleri nedeniyle üretim hızlı olmayacak, ancak bu hedefimize ulaşmamız için önemli bir adım olacak." dedi.