Yerel Haberler
YEREL HABERLER
Fatih Erbakan: "Yeniden Refah, Türkiye siyasetinin en hızlı büyüyen partisi oldu" 25 Eylül 2024 Çarşamba - 18:07:40 ı Allah’a şükürler olsun Türkiye genelinde Yeniden Refah Partimiz 63 belediye başkanlığı kazandı. Türkiye geneli yüzde 7 oy oranına ulaştı ve Türkiye siyasetinin en hızlı büyüyen partisi oldu. Türkiye’nin 3. büyük partisi oldu ve inşallah yapılacak Milletvekilliği-Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine de çok ciddi bir aktör olarak Yeniden Refah Partimiz girecek” dedi. YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, Samsun ziyaretleri kapsamında Vezirköprü ve Ladik ilçelerinin ardından Kavak ilçesine ziyarette bulundu. İlçe parti binası önünde vatandaşlarla selamlaşan Erbakan, Türkiye genelinde olduğu gibi Samsun’da da büyük oy oranı artışları yaşadığına dikkat çekti. Parti binası önündeki kürsüden vatandaşlara seslenen Erbakan, yapılacak genel seçimlere Yeniden Refah Partisi’nin çok ciddi bir aktör olarak gireceğini söyledi. Samsun’da yüksek oy aldıkları ilçelere teşekkür ziyareti gerçekleştirdiklerini ifade eden Erbakan, “Samsun’da teşekkür ziyaretlerimizi yapıyoruz. Ayvacık, Ladik ve Kavak’ta belediye başkanlıklarını kazandık. Belediye başkanlığını kazanamasak dahi diğer pek çok ilçede yüzde 30’un üzerinde oylar alındı. Vezirköprü’de de yüzde 38 oy aldık. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda da yüzde 16’lık bir oy oranına ulaşıldı. Tüm bunlar milletimizin Yeniden Refah Partisi’ne, Milli Görüş’e olan teveccühünü açıkça ortaya koymaktadır. Bu sebeple bizler de Samsun ve Kavak halkına teşekkürü borç bildiğimiz için bu ziyaretleri yapıyoruz. Allah sizlerden razı olsun” diye konuştu. “Erbakan Hocamızın mirası, aldığımız oyda etkili oldu” Milli Görüş yıllarında Erbakan Hoca’nın yaptığı hizmetlerin 31 Mart Yerel Seçimlerinde vefa ve feraset olarak Yeniden Refah Partisi’nde karşılık bulduğuna değinen Fatih Erbakan, “Milletimiz 31 Mart’ta 3 önemli karar verdi. Bir tanesi, ‘mevcut düzenin değişmesini istiyorum’ dedi. ‘Halimden memnun değilim, bunaldım, arık bir değişim gerekiyor’ dedi. Mevcut yönetim anlayışını değiştirmemiz gerekiyor dedi. Rantçı belediyecilik anlayışından kurtulmamız gerekiyor dedi. Bir çıkış yolu aramaya başladı. Burada çıkış yolu olarak da Milli Görüş’ü gördü. İkinci bir kararı da burada verdi. Mevcut durumdan bunaldık, kurtulmak istiyoruz, öyleyse nereye gideceğiz, Milli Görüş’e gitmemiz lazım kararını verdi ki bu en önemli karar. Bu kararı nereden verdi. Rahmetli Erbakan Hocamızın Milli Görüş tarihinde ülkemize, milletimize yaptığı hizmetleri hatırlayarak verdi. Ladikliler halen daha çimento fabrikasını anlatıyor, Erbakan Hoca’ya dua ediyor. Emekli ile karşılaşıyoruz Erbakan Hoca’ya dua ediyor. ‘Bizim maaşımıza yüzde 320 maaş zammı yaptı’ diyor. Türkiye’nin dört bir yanında bu şekilde karşılanıyoruz. Muş’ta şeker fabrikasını, Diyarbakır’da Temsan, Gerede’de Gerkonsan’ı Erbakan Hoca kurdu diyorlar. Bir başka yerde memurla karşılaşıyoruz, ‘Biz memuriyet hayatımızda en büyük maaş zammını Erbakan Hoca döneminde aldık’ diyorlar. Yüzde 200 maaş zammı aldıklarını belirtiyorlar. Dolayısıyla tüm bunlar seçimlerde Yeniden Refah Partimizin aldığı oyda etkisi oldu” şeklinde konuştu. “Yeniden Refah, Türkiye siyasetinin en hızlı büyüyen partisi oldu” Son seçimlerde Türkiye’nin 3. büyük partisi olduklarını vurgulayan Erbakan, “Milli Görüş’ün manevi mirası, Erbakan Hocamızın yıllar boyu canını dişine takarak yaptığı hizmetler ve yine 1989 ve 1994’te Milli Görüş, Refah Partisi belediyeciliğini milletimiz hatırladı, onun için Milli Görüş’e sarılmam lazım dedi. Üçüncü bir kararı daha verdi milletimiz, ‘Madem Milli Görüş’e sarılacağım, hangi partiyi seçmem lazım’ noktasındaki karar. Biliyorsunuz ortada bir sürü parti var. ‘Milli Görüş’e ulaşmak istiyorum ama ona ulaşmak için hangi partiye oy vermem lazım’ kararını da doğru bir şekilde verdi ve ‘Milli Görüş’e ulaşacaksam Yeniden Refah Partisi’ni seçmem lazım’ dedi ve Samsun’da Kavak’ta ve Türkiye genelinde bu oy patlamaları bundan dolayı yaşandı. Burada milletimizin ferasetini görüyoruz, vefa duygusunu görüyoruz. Erbakan Hocamıza duydukları vefa duygusu. Feraset ne? Hem Milli Görüş’te çarenin, çözümün olduğunu fark etmek hem de bu Milli Görüşün de Yeniden Refah’ta olduğunu fark etmek. Bu da ferasetin bir sonucu. Bu sebepler, böyle bir sonuca neden oldu. Cenab-ı Allah’a şükürler olsun Türkiye genelinde de Yeniden Refah Partimiz 63 belediye başkanlığı kazandı. Yüzde 7 Türkiye geneli oy oranına ulaştı ve Türkiye siyasetinin en hızlı büyüyen partisi oldu. Türkiye’nin 3. büyük partisi oldu ve inşallah yapılacak milletvekilliği-Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine de çok ciddi bir aktör olarak Yeniden Refah Partimiz girecek” ifadelerini kullandı. Erbakan ve kurmayları, Kavak ziyaretinde esnafın da nabzını yoklayarak Samsun’daki diğer ilçeleri ziyaret etmek için yola çıktılar.
25 Eylül 2024 Çarşamba - 17:55 Aliağa Limanları zirvedeki yerini güçlendiriyor Aliağa Limanları, 2024’ün ilk 8 ayında yüzde 35 konteyner artışıyla dikkat çekerken, net tonda ise Türkiye’nin lider limanı olmayı sürdürüyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi’nin Eylül ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı İsmail Önal’ın başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek ve şube meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının ana gündem maddeleri arasında, Oda faaliyetleri ile Aliağa limanlarında gerçekleşen yük ve konteyner istatistikleri yer aldı. Eylül ayı faaliyet raporunun da paylaşıldığı toplantı, Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek’in değerlendirmeleriyle devam etti. Konteyner Trafiğinde yüzde 35 artış Aliağa limanlarında gerçekleşen yük ve gemi trafiğine ilişkin verileri meclis toplantısında paylaşan Adem Şimşek, “2024 yılı ilk 8 ayında Aliağa Limanlarında TEU bazlı elleçlenen konteyner trafiğine bakıldığında toplam TEU adedi 1 milyon 409 bin 336 olarak gerçekleşmiştir. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 35 artış göstermiş olup, ilk kez Ambarlı ve Kocaeli’nin ardından Tekirdağ’ı geçerek 3. sırada yer aldık” dedi. Şimşek, aynı dönemde Aliağa Limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 4 bin 98 olduğunu, 2023 yılının aynı döneminde bu sayının 4 bin 270 olarak kayda geçtiğini ve yüzde 4 azalma yaşandığını belirtti. Kocaeli’nin ardından 2. sıradaki konumlarını koruduklarını vurguladı. Aliağa Net Ton da Liderliğini Sürdürüyor Adem Şimşek, “2024 yılının ilk 8 ayında toplam gross ton elleçleme miktarı 80 milyon 768 bin 923 ton olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde elleçlenen net ton ise 57 milyon 787 bin 300 ton olup, geçen yıla göre yüzde 8 artış göstermiştir. Bu verilerle Aliağa, net tonda lider konumunu sürdürmektedir” açıklamalarında bulundu. Elleçlemede Aliağa, birinci liman konumunda Yükleme ve boşaltma işlemleri hakkında bilgi veren Şimşek, “2024 yılının ilk 8 ayında Aliağa Limanlarında yükleme net ton 23 milyon 264 bin 826 ton olarak gerçekleşmiş olup Aliağa birinci liman konumundadır. Geçen seneye kıyasla yüzde 12,6 artış kaydedilmiştir. Boşaltma net ton ise 34 milyon 522 bin 474 ton olup, geçen seneye göre yüzde 5 artışla Aliağa en çok boşaltma işlemi yapan ikinci liman konumundadır” açıklamalarında bulundu.
25 Eylül 2024 Çarşamba - 17:54 Bakan Güler: “Şanlı ordumuz terörle mücadelede destansı başarılar elde ediyor” Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Şanlı ordumuz terörle mücadelede destansı başarılar elde ediyor” dedi. Şırnak’taki 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığında inceleme ve denetlemelerde bulunan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, sınır ötesinde görev yapan birlik komutanlarıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirdi. “Şanlı ordumuz terörle mücadelede destansı başarılar elde ediyor” Video telekonferans toplantısında konuşan Bakan Güler, Türkiye’nin çevre coğrafyası başta olmak üzere dünya genelinde, birbiri ardına gerginlikler ve krizler yaşandığını hatırlatarak, “Belirsizliklerin arttığı, risk ve tehditlerin çok boyutlu bir hâle geldiği böylesine hassas bir ortamda, Millî Savunma Bakanlığı olarak ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için gece gündüz demeden azim ve kararlılıkla görevlerimizi yerine getiriyoruz. Bu kapsamda; şanlı ordumuz, sizlerin kahramanlık ve fedakârlıklarıyla son bir asrın en kapsamlı, en yoğun ve en etkili faaliyetlerini gerçekleştirerek; özellikle terörle mücadelede destansı başarılar elde etmektedir. Son yıllarda, terör tehdidinin kaynağında yok edilmesi stratejisi ile Irak’ın kuzeyindeki terör unsurlarını hedef alan başarılı operasyonları icra ettik” ifadelerini kullandı. “Gabar’da, güvenli bir şekilde petrol çıkartılabiliyorsa Mehmetçiğimizin sayesindedir” Geçmişte yürütülen sınırlı hedeflere yönelik kısa süreli operasyonların yerine, bugün artık, ‘kaynağında, sürekli ve kapsamlı’ operasyonlar icra ederek terör örgütlerine büyük darbeler vurulduğunu kaydeden Bakan Güler, “Şu an, eğer orada olmasaydık; örgütün sınırlarımıza yönelik saldırıları, daha önce olduğu gibi devam edecekti ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Bugün, güvenlik ve huzur ortamının tesis edildiği Şırnak’ta yatırımlar tüm hızıyla devam ediyorsa Türkiye’nin en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Gabar’da, güvenli bir şekilde petrol çıkartılabiliyorsa bunlar hep, Mehmetçiğimizin en başta sınırlarımızın ötesindeki mücadelesi sayesindedir” diye konuştu. “Terör örgütüne darbe vurmayı sürdüreceğiz” Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu süreçte 23’üncü Piyade Tümen Komutanlığımız ve onun siz değerli mensuplarının, yüksek vazife şuuru ve sorumluluk bilinci ile ortaya koyduğu üstün gayretler, her türlü takdirin üzerindedir. Ordumuzun seçkin birliklerinden biri olan 23’üncü Piyade Tümenimiz; şu anda dahi Pençe Kaplan, Pençe Şimşek ve Pençe Kilit bölgelerindeki yüksek mücadele azmi ile vatan topraklarımızı büyük bir güvenle koruyor. Bundan sonra da terör örgütüne hak ettiği ağır darbeleri vurmayı sürdüreceğiz. Bu kapsamda komşumuz Irak ile son dönemde önemli bir gelişim kaydeden ilişkilerimizi oldukça önemli görüyoruz. Nitekim hain terör örgütü, Irak’ın egemenliğine de zarar vermekte; çarşı, pazar yerlerini kundaklamakta, bölge halkını zorla yerinden etmektedir. Terör örgütünün bölgedeki varlığının sonlandırılması için Irak ile imzaladığımız Güvenlik İş Birliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı çerçevesinde somut adımları da atmaya başladık. Şuna eminim ki hiçbir terörist, kahraman Mehmetçiğimizin çelik yumruğu altında ezilmekten kurtulamayacaktır.” Hudut güvenliğine dikkati çeken Bakan Güler, “Teröre karşı verdiğimiz başarılı mücadelenin yanı sıra, hudutlarımızın güvenliğini de personel sayısı ve teknoloji bakımından en güçlü ve en kapsamlı tedbirlerle sağlamaktayız. Aynı şekilde Mavi ve Gök Vatanımızda hak ve menfaatlerimizi de tavizsiz korumaktayız. Bu faaliyetlerimizle eş zamanlı olarak; karada, denizde ve havada büyük ve etkili tatbikatları icra etmekte; her geçen gün, en yenilerini envantere kazandırdığımız yerli ve millî savunma sanayisi ürünü silah sistemleriyle, şanlı ordumuzun imkan ve kabiliyetlerini daha da artırmaktayız” şeklinde konuştu. “Şanlı ordumuz barışın da yılmaz bir savunucusu” Kaotik gelişmelerin yaşandığı küresel güvenlik ortamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Türkiye’nin uluslararası arenadaki ağırlığının her geçen gün arttığını vurgulayan Bakan Güler, “Çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer alan ülkemiz, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok kapsamlı girişimlerde bulunmaktadır. Tüm bu girişimler, Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü; müzakere masalarının ve güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi hâline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır. Türkiye’nin etkisini böylesine artırdığı bir dönemde doğal olarak faaliyet sahaları artan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de Azerbaycan, Libya, Kosova, Bosna-Hersek, Katar, Somali, Suriye ve Irak ile daha birçok coğrafyada barış ve istikrarın tesisi için büyük gayret sarf etmektedir. Bu kapsamda özellikle vurgulamak gerekir ki şanlı ordumuz; güvenliğimizi en üst seviyede sağlarken aynı zamanda barışın da yılmaz bir savunucusudur. Bugün Türkiye olarak ulaştığımız bu üstün seviyeyi Silahlı Kuvvetler olarak aynı anda birçok görevi başarıyla icra edebilme kabiliyetimizi çok iyi idrak etmemiz gerekmektedir. Bu başarı hikâyesinde sizler de, mühim bir rol üstlenmektesiniz. Çok iyi biliyoruz ki elde ettiğiniz başarılar; sahip olduğunuz fizik gücü ve teknik harp araçları ile değil yüreğinizdeki vatan sevgisinden de kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı. Bakan Güler konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sizler; cesaretin en önde gelen temsilcileri olarak yüreğinizdeki vatan ve millet sevgisiyle burada görev yapıyorsunuz. Bu aşk, her zorluğun üstesinden gelmenizi sağlamaktadır. Sizlerin de gayretleriyle şu ana kadar her alanda elde ettiğimiz başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması temel önceliğimizdir. Bu kapsamda, siz değerli silah arkadaşlarımdan da hangi görevi üstlenirseniz üstlenin, elinizden gelenin en iyisini yapmanızı bekliyorum. Çünkü size kıymet kazandıracak yaptığınız işlerdir. Bir işi başarmak için, azim de en önemli unsurlardan biridir. Azim olmadan, insan başarıya varamaz. Bunların yanı sıra takım çalışmasını ihmal etmeyin. İnsanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip hâlinde çalışmasıdır. Nasıl ki bir orkestrada tüm grup üyeleri aynı amaçta birleşmezse, istenilen performans sergilenmez; askerî ortamda da hedef birlikteliği olmazsa, başarı elde edilemez. Dolayısıyla görevlerin başarıya ulaşması için, takım ruhu ve birlikte çalışabilme becerisi hayati önemdedir. Bu esasları rehber edineceğine inandığım siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımın; Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görev ve sorumluluklarınızın ifasında üstün bir gayret göstereceğinize; yapacağınız çalışmalar ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gücüne güç katacağınıza yürekten inanıyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladığımız bu tarihî dönemde ’Türkiye Yüzyılı’ vizyonu ile hedeflerimize emin adımlarla yürüyoruz. Bu süreçte bizlere düşen, başta savunma ve güvenlik alanı olmak üzere elimizden gelen her konuda ülkemiz ve asil milletimiz için en üstün gayretle çalışmaktır. Sözlerime son verirken; Mete Han’dan Sultan Alparslan’a Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyor; aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.”
Eniştesini öldüren sanığa müebbet hapis talebi
24 Eylül 2024 Salı - 16:21 Eniştesini öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde defalarca ablasını darp ettiğini ve çıkan kavgada kendisine bıçakla saldırdığını öne sürdüğü eniştesini tabancayla ateş ederek öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 2 Eylül 2023 tarihinde Yenişehir Mahallesi Ahmet Ziya Sokak’ta bulunan 3 katlı binanın 2. katında meydana geldi. İddiaya göre, Recep A. ile eniştesi Hüseyin Yaşar arasında ablasına şiddet uyguladığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Recep A. silahla, Hüseyin Yaşar’a ateş açtı. Hüseyin Yaşar kanlar içinde yere düşerken, Recep A. ise kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Yaşar kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından yakalanan Recep A. gözaltına alındı. İfadesi alınan Recep A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Müebbet hapis talebi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Recep A., önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Cumhuriyet savcısı mütalaasında sanığın, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. "Bıçakla üzerime yürüdü" Recep A. ilk duruşmadaki savunmasında, "Sanık ablamı darp ediyordu. Bu sebeple son günlerde ablam gelip bende kalmaya başladı. Olay günü ablamın eşyalarını almak için eve gittik. Eniştem sürekli emir vererek konuşuyordu. Hangi eşyaları alacağımızı söylüyordu. Eniştem ablama ’Sen benim evime bu kıyafetlerle mi geldin, bunlar benim paramla alındı’ diye yere atıyordu. Sesler yükselince yanlarına gittim. Elinde bıçak vardı ve bana ’Sen benim evime karışamazsın’ dedi. Üzerime yürüdü. Balkona, daha sonra salona ve çıkış kapısına kaçtım. Eniştem tekrar bıçakla peşimden gelince kendimi korumak amacıyla ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi korku ve panik halinde olmam nedeniyle hatırlamıyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Manisa Valisi Enver Ünlü’den Manisalılara veda mesajı
24 Eylül 2024 Salı - 16:21 Manisa Valisi Enver Ünlü’den Manisalılara veda mesajı Son yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Valiler Kararnamesi ile Mülkiye Başmüfettişliğine atanan Manisa Valisi Enver Ünlü bir veda mesajı yayımlayarak Manisalılara veda etti. Vali Ünlü Manisa gibi önemli bir kente hizmet etmiş olmanın şerefini yaşadığını söyledi. Manisa Valisi Enver Ünlü yayımladığı mesajında, “19 Ağustos 2023 tarihinden itibaren büyük bir onurla yürüttüğüm Manisa Valiliği görevimden, 19 Eylül 2024 tarihinde yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Vali-Mülkiye Başmüfettişliği görevine atanmama binaen ayrılıyorum. Gönül coğrafyamızın kutup yıldızlarından Hazreti Mevlana’nın ‘Kâmil odur ki koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser’ sözünden hareketle, vazife icra ettiğimiz süre zarfında, adaletli ve hakkaniyetli bir şekilde sevgi, hoşgörü, tarafsızlık ve eşitliği gözetme hassasiyetinden taviz vermeyen bir gayretle çalıştık. İrfan medeniyetimizin, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarını merkezine alan bir üslupla çalışmalarımızda, devletimizin kudretten ibaret olmadığını aynı zamanda bir baba şefkatinin de olduğunu, kimsesizlerin kimsesi olmaya, vatan yolunda şahadete eren şehitlerimizin kıymetli aileleri ve kahraman gazilerimizin her daim yanında olmaya gayret ederek gösterme azminde olduk. Görevin boyunca, ülkemizin göz bebeklerinden biri olan, birçok medeniyete ev sahipliği yapan kadim şehrimizin bereketli topraklarının, gelişmiş sanayisinin ve kültürel mirasının kıymetini bilerek, önemli bir potansiyeli olan Manisa’ya katkı sağlayacak çalışmalar yapmaya gayret gösterdik. Tamamlayabildiklerimizin yanı sıra, çok istememize rağmen tamamlayamadığımız projelerimiz için bizden esirgemediğiniz engin hoşgörünüze sığınıyorum. Bir bayrak yarışı olarak addettiğimiz millete hizmet faaliyetlerinin eksilmeden devam edeceğine olan mutlak inancımla, Manisalı hemşehrilerimin daha güzel hizmetlere layık olduğunu ifade etmek istiyorum.” dedi. Saruhan Bey’in ebedi Türk yurdu kıldığı, Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çağ kapatıp çağ açan padişahların yetiştiği, tarım, sanayi, turizm başta olmak üzere her alanda yüksek bir potansiyele sahip Manisa’da Gediz Ovasının çalışkan insanlarına hizmet etmenin kendisi için büyük bir şeref olduğunu kaydeden Vali Ünlü mesajını şu ifadelerle tamamladı: “Bu vesileyle Manisa’ya hizmet etmiş tüm valilerimize yapmış oldukları hizmetler dolayısıyla teşekkür ediyor, ebediyete irtihal eden valilerimizi rahmetle, hayatta olanları minnet ve şükranla yâd ediyorum. Görevi devralacak olan Valimiz Vahdettin Özkan’a da başarılar diliyorum. Görevimden bugün itibariyle ayrılmak durumunda olmam sebebiyle vedalaşamadığım değerli hemşehrilerimin hoşgörüsüne sığınıyorum. Her daim gönül kapınızın bana açık olduğunu hissettiren siz değerli hemşehrilerime benim de kapımın her zaman açık olduğunu hassaten belirtmek isterim. Şehzadeler şehri güzel Manisa’mızda yaşayan herkese gönül borcumuz olduğunu, ailemle birlikte bu kadim şehri değerli kılan siz yüce gönüllü Manisalı hemşehrilerimizi çok sevdiğimizi ve sevmeye devam edeceğimizin beyanıyla arz-ı veda ederim. Haklarınızı helal edin. Allah’a ısmarladık.”
Eniştesini öldüren sanığa müebbet hapis talebi
24 Eylül 2024 Salı - 16:18 Eniştesini öldüren sanığa müebbet hapis talebi Kocaeli’nin İzmit ilçesinde defalarca ablasını darp ettiğini ve çıkan kavgada kendisine bıçakla saldırdığını öne sürdüğü eniştesini tabancayla ateş ederek öldüren sanık hakkında müebbet hapis cezası talep edildi. Olay, 2 Eylül 2023 tarihinde Yenişehir Mahallesi Ahmet Ziya Sokak’ta bulunan 3 katlı binanın 2. katında meydana geldi. İddiaya göre, Recep A. ile eniştesi Hüseyin Yaşar arasında ablasına şiddet uyguladığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle Recep A. silahla, Hüseyin Yaşar’a ateş açtı. Hüseyin Yaşar kanlar içinde yere düşerken, Recep A. ise kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Yaşar kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Polis ekipleri tarafından yakalanan Recep A. gözaltına alındı. İfadesi alınan Recep A., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Müebbet hapis talebi Olaya ilişkin açılan davanın duruşması Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık Recep A., önceki ifadelerini tekrar ettiğini söyledi. Cumhuriyet savcısı mütalaasında sanığın, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis ve "ruhsatsız silah bulundurma" suçundan ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi. "Bıçakla üzerime yürüdü" Recep A. ilk duruşmadaki savunmasında, "Sanık ablamı darp ediyordu. Bu sebeple son günlerde ablam gelip bende kalmaya başladı. Olay günü ablamın eşyalarını almak için eve gittik. Eniştem sürekli emir vererek konuşuyordu. Hangi eşyaları alacağımızı söylüyordu. Eniştem ablama ’Sen benim evime bu kıyafetlerle mi geldin, bunlar benim paramla alındı’ diye yere atıyordu. Sesler yükselince yanlarına gittim. Elinde bıçak vardı ve bana ’Sen benim evime karışamazsın’ dedi. Üzerime yürüdü. Balkona, daha sonra salona ve çıkış kapısına kaçtım. Eniştem tekrar bıçakla peşimden gelince kendimi korumak amacıyla ateş ettim. Kaç kez ateş ettiğimi korku ve panik halinde olmam nedeniyle hatırlamıyorum" ifadelerini kullanmıştı.
Uzmanlardan sosyal medya bağımlılığı uyarısı
24 Eylül 2024 Salı - 16:19 Uzmanlardan sosyal medya bağımlılığı uyarısı Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülçin Elboğa, sosyal medya bağımlılığının, diğer bağımlılıklardan farklı olmadığını ve benzer şekilde ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Sosyal medya bağımlılığı, dijital çağın en önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın sadece teknolojiye aşırı bağlılık olmadığını, aynı zamanda bireylerin psikolojik ve sosyal hayatlarında ciddi bozulmalara yol açtığını belirtiyor. Dijital platformlara sürekli bağlı kalma isteği, kaygı, depresyon ve dikkat dağınıklığı gibi ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Özellikle gençler arasında yaygın olan sosyal medya bağımlılığı, kişisel ilişkilerin zayıflamasına, akademik ve mesleki başarıların düşmesine, hatta fiziksel sağlığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın diğer bağımlılıklardan farkı olmadığını, kontrol edilmediğinde yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere neden olduğunu vurguladı. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülçin Elboğa, sosyal medya bağımlılığının, diğer bağımlılıklardan farklı olmadığını ve benzer şekilde ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Elboğa, sosyal medya bağımlılığı konusunda önemli uyarılarda bulunarak, bu tür bağımlılıkların bireylerin ruhsal ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Elboğa, "Sosyal medya bağımlılığı diğer bağımlılıklardan çok ayrışmıyor. Sosyal medya bağımlılığında biz bağımlı olduğu durumla ilişkili artan bir miktarda zaman ve efor harcadığını görüyoruz, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi. Bunun dışında sosyal medyaya ulaşamadığında sıkıntı yaşaması, ruhsal çöküntü hali, kaygı, depresyon gibi bir takım psikolojik sorunların eşlik ettiği durumları görüyoruz. Sosyal medyayla kişi sürekli zihinsel bir aşırı uğraş içerisinde oluyor. Çevrim içi veya çevrim dışıyken bir sonraki yapacağı etkinliği planlama, aldığı beğenileri takip etme, alınan yorumları izleme, ’Acaba bir şeyin gerisinde kaldım mı?’ gibi sürekli zihinsel aşırı uğraşın olduğunu görüyoruz. Bazen çevresinin de belki eleştirileriyle, kendinin de farkına varmasıyla sosyal medyadan bir miktar uzaklaşmak istese de artık bunun azaltılmadığını, yani başarısız bir girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Tüm bu noktalarda kişiye dijital bağımlı diyoruz. Çünkü kişi bunun artık zararlı etkilerini görmeye başlamasına rağmen bir türlü kendisini geriye çekemiyor. Artık bu kişinin sosyal ilişkileri bozuluyor, arkadaş ilişkileri bozulmaya başlıyor, zamanında sözlerini tutamayabiliyor, ödevlerini yapamayabiliyor. Geceleri, özellikle öğrenciler, o kadar vakit geçiriyor ki, artık gece uykusuzluğu başlıyor. Bu sefer gündüz uykululuk haline dönüyor. Tüm bunlar, aile, okul, iş ve çevresel ilişkilerini ve başarısını etkilemeye başlayarak kısır bir döngüye neden oluyor" dedi. Elboğa, bağımlılıkların tedavisinde en önemli adımın önleyici tedbirler almak olduğunu ifade ederek, "Tüm bağımlılık hastalıklarında amacımız oluşmadan önlemektir. Burada da hem aileye hem okula, birinci koruma dediğimiz, bağımlılık oluşmadan sürecin farkındalığıyla ilişkili çalışmalar yapmak ve kişilere sağlıklı teknolojiyi kullanmayı öğretmek en büyük önem arz ediyor. Tüm bunlara rağmen bir bağımlılık söz konusuysa, zaten incinebilir olan aile ilişkileri çok da hırpalamamak gerekiyor. Bağımlı kişiye yaralayıcı ifadeler kullanıldığı zaman sürece faydası olmuyor. Bu tür durumlarda bir profesyonelden yardım almakta fayda var" şeklinde konuştu. Elboğa, dijital bağımlılığın genellikle daha masum görüldüğünü, ancak madde veya alkol bağımlılığından farklı olmadığını vurgulayarak, "Aileler dijital bağımlılığı genellikle hafife alıyor. Madde veya alkol bağımlılığında aileler her an tetikte olabiliyor, önlem alabiliyor, hemen önünü kesebiliyor ancak dijital bağımlılık biraz daha masum görülüyor, oysaki diğer bağımlılıklardan çok farkı yok ve benzer işliyor. Dijital bağımlılığı hafife almamak gerekiyor. Gün geçtikçe zamanın daha fazla harcanması ya da ulaşılmadığında ruhsal anlamda sıkıntı yaşanması, depresyon, anksiyete, kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi birçok ruhsal bozukluğu beraberinde görüyoruz. Ruhsal bozukluklar, bağımlılığın başlamasına sebep olabiliyor, bazen sürmesine, bazen de bir sonucu oluyor. Kısır döngüyü kırmadan etkili bir tedavi uygulayamıyoruz" ifadelerini kullandı.
Tunceli’de, 2024 yılının ahisi belli oldu
24 Eylül 2024 Salı - 16:15 Tunceli’de, 2024 yılının ahisi belli oldu Tunceli’de yılın ahisi belli oldu. Ahilik Haftası kapsamında Tunceli’de yılın ahisi belli oldu. 2024 yılı Tunceli ahisi Düzgün Duman olurken, yılın kalfası Cem Biter ve yılın çırağı da Baran Kudat olarak belirlendi. Dereceye giren isimleri Tunceli Ticaret İl Müdürü Kayahan Topal, Tunceli Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hıdır Belice ve Tunceli Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Ali Ateş iş yerlerinde ziyaret ederek tebrik etti. Heyet üyeleri Bakanlık tarafından hazırlanan onurluk ve plaketleri de seçilen isimlere takdim ederek sohbet etti. Konuya ilişkin açıklama yapan Tunceli Ticaret İl Müdürü Kayahan Topal, ’’Hıdır Belice Başkanım ve Hasan Hüseyin Coşkun Başkanımızın şahsında tüm esnaflarımızın bu önemli haftasını tebrik ediyorum. İki isimde şehrimizin gelişmesi ve kalkınması adına gayret gösteriyorlar. Ahinin eli, sofrası ve kapısı herkese açıktır. Yoksullara, düşkünlere ve misafirlere yemek yedirilen bir vakıf anlayışına sahiptir. Ahiler, oluşturdukları bu sistem ile adeta kimsesizlerin kimsesi olmuşlardır. Kapısı açık olanın, gönlü de açık olur düsturu, ahiliğin toplumsal yardımlaşma anlayışını en iyi özetleyen sözlerden biridir. Bu vesileyle 2024 yılında belirlenen isimlerimizi iş yerlerinde ziyaret edip çaylarını içerek hasbihal ettik. Bizlere eşlik eden Hıdır Belice Başkanımıza ve Ali Ateş Başkanımıza da bu vesileyle teşekkür ediyorum, yine mesleki yaşantılarındaki örnek çalışmalarından dolayı da bu yıl şehrimizde dereceye giren Düzgün Duman, Cem Biter ve Baran Kudat’ı da tebrik ediyor, haftamızın hayırlı olmasını temenni ediyorum’’ dedi.
Başkanın sözü şehit kızını mutlu etti: Bilgisayar hediyesi verildi
24 Eylül 2024 Salı - 16:10 Başkanın sözü şehit kızını mutlu etti: Bilgisayar hediyesi verildi Ordu’nun Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Şehit Polis Memuru Osman Bodur’un kızı Emine Bera’ya doğum gününde verdiği bilgisayar sözünü yerine getirdi. 2016 yılında Van’da zırhlı polis aracının geçişi sırasında PKK’lı teröristlerin yola döşenen el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmeleri sonucu şehir olan Osman Bodur’un kızı Emine Bera, ailesiyle beraber geçen Pazar günü Ünye Şehir Stadı’nda oynanan Ünye Kadın Spor Kulübü ile Fenerbahçe Petrol Ofisi karşılaşmasını izledi. Maç sonrası şehidin kızına Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı ile Ünye İlçe Emniyet Müdürü Celal Sarıyor, doğum günü sürprizi yaptı. Stadyum odasına getirilen yaş pasta ile doğum günü kutlanan Emine Bera, mutluluğunu herkesle paylaşarak teşekkür etti. Ünye İlçe Emniyet Müdürü Celal Sarısoy ve Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, doğum günü pastasını kesen Emine Bera’nın yeni yaşını kutlayarak mutluluğuna ortak oldu. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Emine Bera’ya doğum günü hediyesi olarak bilgisayar sözü verdi. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, Emine Bera’ya verdiği sözü tutarak makamında bilgisayarı teslim etti. Tavlı yaptığı açıklamada, “Şehidimizin emaneti, bizim emanetimizdir. 31 Mayıs 2016 tarihinde şehit olan polis memuru Osman Bodur’un kızı Emine Bera evladımızı misafir ederek Emniyet Müdürümüz Celal Sarısoy ile birlikte laptop ve Ünye Kadın Spor Kulübü forması hediye ettik” dedi.
“Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” Ankara’da başladı
24 Eylül 2024 Salı - 16:11 “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu” Ankara’da başladı Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu’na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kur’an, getirdiği hüküm, ilke ve değerlerle hem akılları hem de kalpleri inşa etmiştir. Şahsiyet sahibi bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini bütün boyutlarıyla insanlığa öğretmiştir” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Mevlid-i Nebi Haftası” etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası” temalı “Uluslararası Mevlid-i Nebi Sempozyumu”na katıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış programında konuşan Erbaş, “Yüce dinimiz İslam’ın izzetini her şeyin üstünde tutan, din, iman, vatan, Kur’an ve mukaddesat uğrunda mücadele eden, i’la-i kelimetullah için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum” ifadesini kullandı. “Çağımızın en belirgin özelliği her alanda meydana gelen küreselleşmedir” Erbaş, değişim ve dönüşümün baş döndürücü boyutta seyrettiği bir hız ve hırs çağında yaşandığına dikkati çekerek, “Bu çağın en belirgin özelliği, hayatın her alanında meydana gelen büyük ve hızlı bir küreselleşmedir. Bu sürecin belirgin özelliği ise ülkelerin kendi sınırlarını aşarak birçok alanda sergiledikleri amansız bir yarış halidir. Kıyasıya sürdürülen bu yarış, ilk bakışta bilim, teknoloji ve ekonomi gibi alanlarda cereyan ediyor görüntüsü verse de bu mücadelenin lokomotifi olan asıl unsur daha başkadır” diye konuştu. “İnsanlık, gitgide derinleşen bir dünyevileşme girdabına düçar olmaktadır” Küreselleşmenin ana mecrasının kültürel küreselleşme olduğunu belirten Erbaş, şöyle konuştu: “Çok yönlü ve kapsamı oldukça geniş olan kültür, kanaatimce bilim ve teknolojiden sanata, dil ve edebiyattan gelenek, göreneklere ve dine kadar her alanda yaşanan küreselleşmenin temelini teşkil etmektedir. Böyle bir süreçte öncelikle insani değerler, ahlaki erdemler, insanı insan yapan manevi özellikler, maalesef alabildiğine örselenmektedir. İnsanlık, egemen kültürlerin baskısı ve dönüştürücü etkisiyle gitgide derinleşen bir dünyevileşme girdabına düçar olmaktadır. Nitekim dünyevileşmenin körüklediği çıkar çatışmalarından dolayı merhameti unutan insanlık, vicdanını kaybetme noktasına gelmiştir. İnsanlığı çepeçevre kuşatan pragmatizm sebebiyle aklın ve idrakin alamayacağı güç gösterileri, şiddet olayları dünyayı zindana çevirmektedir. Küresel ölçekte yaşanan kaotik süreçte insanlığın içine düştüğü bunalımlar, maruz kaldığı tehlikeler ve toplumların geleceğini tehdit eden sorunlar, maalesef günden güne artmaktadır.” “Filistin, Kudüs şimdilerde çağın en trajedik olaylarına sahne olmaktadır” Erbaş, bugün yeryüzünün kitlesel bir şiddet sarmalıyla çevrilmiş durumda olduğunu dile getirerek, “Asırlarca esenlik yurdu olmuş coğrafyalar, kan ve gözyaşı gölüne dönüşmüş vaziyettedir. Bilhassa yaklaşık bir asırdır sistemli bir işgal altında varoluş mücadelesi veren selam yurdu Filistin, Kudüs şimdilerde çağın en trajedik olaylarına sahne olmaktadır. Filistin toprakları şimdi garip, kutsal emanet olan Kudüs garip, yerle bir edilen Gazze garip, soykırıma uğrayan Filistin halkı gariptir. O bereketli topraklarda şimdi vahşi bir zulüm, katliam ve soykırım kol gezmektedir. Dünyanın birçok yerinde yaşanan işgaller, savaşlar, şiddet olayları, bir taraftan hayatı zindana çevirirken, aynı zamanda insani, ailevi, ahlaki ve içtimai değerlerin ötelenmesine de yol açarak, insanlığın bugününü ve geleceğini tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı. “Kurtuluş İslam’dadır, kurtuluş Kur’an’dadır” Erbaş, konuşmasının devamında, “Belirsizliklerle dolu bu zorlu süreçten İslam dünyası da nasibini almakta; ideoloji, mezhep, meşrep ve benzeri ayrıştırıcı tartışmaların sebebiyet verdiği karmaşanın, kaosun içinde bocalamaktadır. Bu olumsuz atmosferden kurtuluşun yegane yolu, Kur’an’ın övgüsüne mazhar olmuş Peygamber Efendimizin (s.a.s.) güzel ahlakını kuşanmak, O’nun şahsiyetini örnek alarak yaşamaktır. Başka bir yol, başka bir çözüm yoktur. Kurtuluş İslam’dadır, kurtuluş Kur’an’dadır, takip edilecek yol Peygamber Efendimizin (s.a.s.) yoludur” dedi. “Kur’an-ı Kerim, insanlarda sarsılmaz bir şahsiyet inşa eder” İslam’ın, bir ahlak düzeni ve hayat nizamı olduğunu kaydeden Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Bünyesinden neşet eden değerleri kuşanan herkes için, dünya hayatında emin adımlarla yürüme imkanı sunan en güvenilir yoldur. Hiç şüphesiz İslam, insana yol ve yön çizen, her konuda rehberlik eden ve onu istikamet üzere sabitkadem kılacak bir şahsiyet inşa eden ana unsurdur. İslam’ın ana kaynağı olan Kur’an-ı Kerim, bir şahsiyet inşa mektebidir. Kur’an-ı Kerim, yaratılmışların en kıymetlisi olan insan için sarsılmaz bir şahsiyet inşa etmektedir. Getirdiği mesajlarla insanın varlığa ve hayata dair idrak seviyesini yükselterek inançlı, erdemli, ahlaklı ve faydalı bir şahsiyet olmasını hedefler. Bu anlamda insanları olgunluk ve kemale sevk etmek için irşadın öneminden, hayatı düzene sokmak, toplumu fesattan uzak tutmak için ıslahın gerekliliğinden bahseder. Huzurlu bir toplum inşasının yollarını gösterir. Kur’an, getirdiği hüküm, ilke ve değerlerle hem akılları hem de kalpleri inşa etmiştir. Şahsiyet sahibi bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini bütün boyutlarıyla insanlığa öğretmiştir. Hayatı Kur’an ile inşa olan son Peygamber, alemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.s.) ise mümtaz şahsiyetiyle tüm insanlığa en güzel örnek olmuştur.” “Peygamber Efendimiz (s.a.s.), hakikat ışığı arayan insanlık için kurtuluş umudu olmuştur” Erbaş, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) örnek hayatının, 14 asırdır Müslümanın kimlik ve kulluk şuurunun önündeki engelleri kaldıran yegane umut ve ufuk merkezi olduğunu kaydederek, “Peygamber Efendimiz (s.a.s.), yolunu kaybeden, yönünü şaşıran, zihni savrulmaların girdabında bocalayan ve bir hakikat ışığı arayan insanlık için kurtuluş umudu olmuştur. O’nun (s.a.s.) nübüvveti, tüm insanlık için karanlıklardan aydınlığa, zulmetten nura geçişin vesilesi olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. 2 gün sürecek sempozyumun açılış programında, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Diyanet Akademisi Başkanı Doç. Dr. Enver Osman Kaan, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Kahraman, I. Hukuk Müşaviri Selami Açan ile Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Dr. Fatih Mehmet Aydın da hazır bulundu.