ÇEVRE - 17 Ocak 2025 Cuma 10:18

Rize’de yaşandı, Türkiye’ye ders oldu

A
A
A
Rize’de yaşandı, Türkiye’ye ders oldu

Rize’nin Çayeli ilçesi Derecik köyünde 21 Ekim 2024 tarihinde yaşanan heyelanda afet riski nedeniyle önceden boşaltılan 2 evin yıkılması İçişleri Bakanlığı’nı harekete geçirdi. Bakanlık geçtiğimiz günlerde Türkiye geneli bir genelge yayınlayarak valiliklerden daha önce afet riski alan olarak ilan edilen bölgelerdeki boşaltılmış tüm evlerin yıkılmasını, afet nedeniyle önceki konutunu boşaltmayana kendisi için yapılan yeni konutun anahtarı ve tapusu teslim edilmemesini istedi.

Şiddetli yağışların başkenti Rize’de her yağmur yağdığında gözler tepelere, dere yataklarına ve heyelan riski olan dik yamaçlara çevriliyor. Bu alanlarda her ne kadar devlet önlemini almaya çalışsa da yine de kaçak yapı için girişimler de vatandaşlar tarafından sürdürülüyor. Hal böyle olunca da en ufak bir yağışta yamaçlardan kopan topraklar, derelerin getirdiği pislik veya tepelerde yağmura doymuş topraklar yürekleri ağızlara getiriyor.

Rize’de afet riski taşıyan alan olarak ilan edilen ve hatta bu alanlarda yer alan evlerine karşı ev dahi alan bazı hak sahipleri o alanlarda bulunan evleri terk etmemekte geçmişte direndi. Kimi evler terk edildi, metruk bir hal aldı, kimi evler hak sahipleri tarafından "Çay sezonu kullanıyoruz" denilerek kullanılmaya devam etti.

Rize’de yaşandı, Türkiye’ye ders oldu

15 Temmuz 2021 heyelanı sonrası 2 ev boşaltıldı, bölge afet riski taşıyan alan ilan edildi

Rize’nin Çayeli ilçesi Derecik köyünde 15 Temmuz 2021 tarihinde yaşanan heyelan ve seller sonrası köydeki yamaçta bulunan 2 ev heyelanlı alan üzerinde bulunduğu için tahliye edilerek boşaltıldı. Aynı bölgede son olarak geçtiğimiz 21 ekim 2024 tarihinde yine heyelan meydana geldi. Yaşanan heyelandan 3 yıl önce yine bir heyelan sonrası boşaltılan 2 ev ve çevresindeki 10’larca dönüm çay bahçesi adeta dereye aktı. Bölgenin daha önce afet riski alan olarak ilan edilmesi ve evler için tahliye kararı verilmesi can kaybının yaşanmasını önlese de alanda bulunan 2’şer katlı 2 bina tamamen heyelanın altında kalması "Heyelanlı alanlardaki tahliye edilen evlerin yıkılması" zaruretini beraberinde getirdi.

"Derecik köyünde heyelan ibret oldu"

Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı’nın incelemeleri olduğunu ve Rize’de yaşanan bu ibretlik olayın ardından Türkiye’deki tüm illere bu konu hakkında genelge gönderildiğini dile getiren Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, artık hak sahiplerinin boşalttıkları evi yıkmadan tapuları alamayacağını, hatta kendilerine anahtar teslimi dahi yapılmayacağını söyledi. Vali İhsan Selim Baydaş “Bakanlığımız buradaki hadise üzerine Türkiye genelinde bir genelge gönderdi. AFAD’ımız, devletimiz bir yerde afet riski görüyor ve bir konutun boşaltılmasını istiyorsa o kişilere, o vatandaşımıza hak sahibi olarak bir konut yapıyor ve teslim ediyor. Bundan sonra o konut teslim edilirken önceki konutunu boşaltmayana konutun anahtarı ve tapusu teslim edilmeyecek. Uygulama artık bu şekilde gerçekleşecek. Bir kişi hak sahibi olarak konut sahibi olduğunda yeni konutu teslim edilirken eskisini yıkayacak, teslim edecek, ondan sonra anahtar ve tapu alacak” dedi.

Rize’de yaşandı, Türkiye’ye ders oldu

"Geçmişten bugüne Rize genelinde bin 800 adet afet riski nedeniyle hak sahiplerine ev dağıtıldı"

Geçmişten bugüne Rize genelinde bin 800 adet afet riski nedeniyle hak sahiplerine ev dağıtıldığının altını çizen Baydaş “Yaklaşık bin 800 adet civarında geçmişte bu şekilde bu durumda olanlar. O genelge yayınlandıktan sonra bir toplantı yaptık. Onlarında da derecelendirmesini yapıyoruz. Çok eski olanlar var, onlarla ilgili afet bölgesi ilan edilmesi ile ilgili süreci kontrol ediyoruz, evlerin durumlarına bakıyoruz. Bazısı kağıt üzerinde görünüyor ama gerçekten metruk durumda. Bazısı da vatandaşımız ‘Bu duruyor ama benim bunu yıkmaya imkanım, gücüm yok’ diyor. Bazılarında da vatandaşımız ‘Ben bunu sadece çay toplamak için gittiğimde kullanıyorum. Çünkü etrafında çaylağım var’ diyor. Onunla ilgili de çok hızlı işlem yapacaklarımız var. Arada bir geçiş süreci tanıyacaklarımız olacak ve zaten işlem yapmamıza gerek kalmayan, ya vatandaşımızın kullanmadığı veya metruk hale gelmiş olanlar var. O süreci de işleteceğiz inşallah” ifadelerini kullandı.

"Evini yıkmadan afet konutunun tapusunu alamaz"

Hiç kimsenin hayatını riske atamayacaklarını bu nedenle "Evini yıkmadan tapuyu alamaz" kuralının tavizsiz uygulanacağın vurgulayan Baydaş “Bu konu çok önemlidir. Devletimiz bir yere ‘Burası afet bölgesidir ve buradan burada oturmaması lazım gelir’ dediğinde zaten o vatandaşımız için bir konut tahsis ediyor. Bizim öbür tarafı keyfi kullanımda kullanmaya devam etmememiz lazım. Çünkü afet bölgesi ilan edilmiş bir yer. Geçtiğimiz günlerde yaşadık. Biz oradaki hayati tehlikeyi göz önüne alamayız. Vatandaşımızın hayati tehlikesini göz önüne alamayız. Bununla ilgili de süreci başlattık, yürütüyoruz inşallah” şeklinde konuştu.

Hasan Fehmi Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de, İnsansız Deniz Aracı ’OKHAN’ tanıtıldı Mersin’de, Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen İnsansız Deniz Aracı (İDA) ’OKHAN’ tanıtıldı. Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen İnsansız Deniz Aracı (İDA) ’OKHAN’, Mersin sahilinde gerçekleştirilen test sürüşü ile tanıtıldı. Galatasaray Meydanı sahilinde gerçekleştirilen tanıtım etkinliğine Vali Ali Hamza Pehlivan, AK Parti Mersin Milletvekili Nurettin Nebati, İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ercan Atasoy, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Oğuz Bavbek ile Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar da katıldı. Protokol üyeleri, etkinlik kapsamında önce İDA’nın Mobil Kontrol Aracını inceledi. Ardından, OKHAN sahil güvenlik ve polis botu eşliğinde test sürüşü gerçekleştirdi. Vali Pehlivan ve beraberindekiler, aracın performansını izleyerek test sürüşünü takip etti. "Tamamen yerli ve milli olarak üretildi" Projeyi geliştiren savunma sanayi şirketinin genel müdürü Hakan Kayacı, İnsansız Deniz Aracı OKHAN’ın tamamen yerli ve milli olarak üretildiğini belirterek, "İnsansız Deniz Aracı, bizim 10 yıl önce başlattığımız bir proje. İnsansız deniz aracımız, şu anda dünyada ihracat yapabilecek düzeye gelmiş bir ürünümüz. Bu ürüne süreç olarak baktığımızda, teknolojik olarak baktığımızda tamamen yapay zeka, tamamen yerli, tamamen milli üretim. Bu ürünü Mersin’de, bu bölgede ürettik. Biz, Türkiye’de Anadolu Kaplanları şeklinde ilerliyoruz. Çünkü bu bölgede savunma sanayisinin güçlenmesi, vatanımıza ve ülkemize hizmet edebilecek en iyi ürünleri üretebilme çabasını gösterebiliyoruz" dedi. "Ürün tam otonom olarak hizmet veriyor" İnsansız hava raçlarında olduğu gibi ihracatta Türkiye’nin adını duyurabilmek ve savunma sanayinde güçlü bir yere gelebilmek içi ilerlemekte olduklarını vurgulayan Kayacı, "Ürün, Sahil Güvenlik Komutanlığı nezdinde sürekli testler yapılarak ilerlemiş durumda. Tam otonom olarak çalışan ürün, hedefine ulaşabilmek için önüne çıkabilecek engellerden yapay zeka ile rotasını değiştirerek kurtulup, görevini tamamlayıp geri dönüyor. Dört deniz şiddetine karşı güvenli bir şekilde seyir görevlerini yapabiliyor. Gece seyirlerini yapabiliyor. Termal kameralar, üzerindeki radar ve algılayıcılarla ürün tam otonom olarak hizmet veriyor. Bizim buradaki asıl ulaşmayı hedeflediğimiz nokta, İHA’larda olduğu gibi ihracatta Türkiye’nin adını duyurabilmek. Savunma sanayinde çok güçlü yerlere gelebilmek için ilerlemekteyiz. Biz, İHA’lardaki başarının İDA’larda fazlasıyla görülecek şekilde kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz" diye konuştu.