Yerel Haberler
Trabzon
Uzungöl beyaz gelinliğini giydi, kar kalınlığı 15 santimetreye ulaştı 28 Aralık 2025 Pazar - 10:08:50 Trabzon’un dünyaca ünlü turizm merkezi Uzungöl, yurdun dört bir yanında etkili olmaya başlayan kar yağışıyla birlikte adeta beyaz gelinliğini giydi. Gece saatlerinden itibaren etkisini artıran kar yağışı, Uzungöl ve çevresini kısa sürede beyaza bürürken, bölgede kar kalınlığı yer yer 15 santimetreye ulaştı. Kartpostallık görüntülerin ortaya çıktığı Uzungöl’de, yoğun kar yağışı doğayla iç içe eşsiz manzaralar oluşturdu. Göl çevresi, ormanlık alanlar ve dağ siluetleri tamamen beyaz örtüyle kaplanırken, bölge kış turizmi açısından da yeniden ilgi odağı haline geldi. Kar yağışının ardından kış mevsiminde Uzungöl’ü görmek isteyen yerli ve yabancı turistler de harekete geçti. Otel ve konaklama tesislerine rezervasyon taleplerinin artmaya başladığı öğrenilirken, bölge esnafı ve turizmciler yoğun bir kış sezonu beklentisine girdi. Bölgede yaşayan işletmecilerden Alibey Aygün karlı bir güne uyandıklarını ifade ederek, "Sezonu bitirdik derken kar sezonu başladı. Burada çok güzel bir hava var. Yerli ve yabancı turistler için de aranıp da bulunamayacak bir güzellikte burası şu anda. Misafirlerimizi buraya bekliyoruz" dedi. Öte yandan Uzungöl’de 23, 24 ve 25 Ocak tarihlerinde kış turizmine yönelik çeşitli etkinlik ve hazırlıkların planlandığı öğrenilirken, Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Çaykara Kaymakamlığı, Çaykara Belediyesi, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve Uzungöl Muhtarlığı gibi bir çok kurumun desteğiyle gerçekleştirilmesi planlanan organizasyonun 3 gün süreceği, festival programına ilişkin detayların ise ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacağı ifade edildi.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 12:49 Trabzon’da belediye ekipleri hasta vatandaşın imdadına yetişti Trabzon Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yüksek kesimlerde karla mücadeleyi sürdürürken, acil durumlarda da teyakkuza geçiyor. Sağlık ekiplerinin hasta bir vatandaşa ulaşabilmesi için kar nedeniyle kapalı olan Maçka ilçesi Güzelyayla Mahallesi yolu ivedilikle ulaşıma açıldı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı ekipleri, yüksek kesimlerde etkili olan kar yağışı nedeniyle kapanan mahalle yollarında karla mücadeleyi sürdürüyor. Ekipler, Çaykara ilçesinde Arpaözü, Demirkapı, Çayıroba ve Yaylaönü, Araklı ilçesinde Yeşilyurt, Erikli, Sulakyurt ve Bahçecik mahalleleri ile Köprübaşı ilçesi Arpalı Mahallesi’nde yol açma çalışmalarına devam ediyor. Maçka’nın Güzelyayla Mahallesi’ndeki hasta bir vatandaşa, yol kar nedeniyle kapandığı için ulaşamayan sağlık görevlileri, Büyükşehir Belediyesi ekiplerinden yardım istedi. Harekete geçen ekipler, yolu ksa sürede açarak hasta vatandaşın imdadına yetişti. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yüksek rakımlı bölgelerde kar yağışının zaman zaman etkisini artırdığı belirtilerek, "Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için ekiplerimiz 24 saat esasına göre görev başındadır. Acil durumlarda gelen ihbarlara öncelik verilmektedir. Yüksek kesimlerde yaşayan vatandaşlarımızın tedbirli olmalarını ve zorunlu olmadıkça yayla yollarını kullanmamalarını önemle rica ediyoruz" denildi.
27 Aralık 2025 Cumartesi - 09:50 Altının gram fiyatının artması Trabzon hasırının değerine değer kattı Dünyaca ünlü coğrafi işaretli Trabzon hasır bileziği, son dönemde gram altının fiyatının tarihinin en yüksek zirvesini görmesiyle birlikte değerine değer kattı. Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı, altın gramının 6 bin 250 TL seviyesinde işlem gördüğü bu dönemde, bir takım hasır bilezik fiyatının 600 bin TL’den başladığını belirterek, "Özel siparişlere bakıldığında fiyatlar 3 milyon TL’ye, hatta 6 milyon TL’ye kadar çıkabilmektedir. Özellikle 61 sıra, 81 sıra hasır takımlar; gerdanlık, yüzük ve küpeyle birlikte değerlendirildiğinde toplam maliyetin 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında olduğunu ifade edebilirim" dedi. Altın yükseldiğinde alımların arttığını, altın düşmeye başladığında ise satışların daha fazla olduğunu kaydeden Yazıcı, özellikle yılsonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında altın bozma işlemlerinin arttığını kaydetti. 2025 yılının kuyumcu sektörü için iç piyasada istenildiği gibi geçmediğini dış piyasada ise ihracat rakamlarının 2014’e göre daha iyi olduğunu ifade eden Yazıcı, "2025 yılı, açıkça söylemek gerekirse, iç piyasada 2024 yılına göre biraz daha kötü geçti. Dış piyasaya baktığımızda ise ihracat rakamlarımızın 2024’e kıyasla daha iyi olduğunu, daha olumlu rakamlar ortaya çıktığını söyleyebilirim. Bakanlığın bizlere verdiği bilgilere göre 2024 yılında mücevher ihracatı 7,5 milyar dolar seviyesindeyken, 2025 yılı Ekim ayı itibarıyla bu rakamın 12,5 milyar dolara ulaştığı bilgisi bulunmaktadır. Trabzon hasır bileziği açısından bakıldığında, Trabzon’daki kazaziye ve hasır bilezik ihracatında yüzde 30 payımız olduğu ifade ediliyor. Bu tabloya göre ihracatta bir miktar daha iyi durumdayız; ancak iç piyasada mücevher satışlarında bir nebze zayıflık söz konusu. Buna karşın yatırım amaçlı olarak külçe altın, Cumhuriyet altını ve çeyrek altın satışlarının arttığını, yatırımcıya daha fazla altın satıldığını söyleyebilirim" şeklinde konuştu. Yıl sonlarına doğru altın bozdurma işlemleri artıyor Özellikle yıl sonuna doğru altın bozdurma işlemlerinin arttığına dikkat çeken Yazıcı, "Altın yükseldiğinde alımların arttığını, altın düşmeye başladığında ise satışların daha fazla olduğunu zaman zaman görüyoruz. Özellikle yıl sonlarına doğru, Kasım ve Aralık aylarında altın bozma işlemlerinin arttığını gözlemliyoruz. Bunun nedeni olarak, 2026 yılında vergi usulü ve tapu devri işlemlerinde vergi artışları olacağı beklentisiyle vatandaşların ev ve araba alımı için altın bozdurması gösterilebilir. Alım tarafına bakıldığında ise Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında daha fazla altın alındığını söyleyebilirim. Bu durum, büyük ölçüde vatandaşın ekonomik durumuyla bağlantılıdır" diye konuştu. Yaz sezonu zayıf geçti Bu yıl düğün sezonunun zayıf geçtiğini belirten Yazıcı, "2024 yılının yaz sezonu daha iyiydi. 2025 yılının yaz sezonu ise oldukça zayıf geçti. Ocak ve Şubat aylarında bir miktar hareketlilik olsa da sezonun geneline bakıldığında, özellikle Ağustos ayından sonra ciddi bir düşüş yaşandığını ifade edebilirim. Dolayısıyla 2024 yılı ile 2025 yılı kıyaslandığında yaklaşık yüzde 30’luk bir daralma olduğunu söyleyebilirim" diye konuştu. Trabzon hasırı sektörün göz bebeği Dünyaca üne sahip coğrafi işaretli Trabzon hasırının tarihinin en yüksek fiyatını gördüğünü belirten Yazıcı, "Altının 6 bin 250 TL seviyesinde işlem gördüğü bu dönemde, bir takım hasır bilezik fiyatı 600 bin TL’den başlamaktadır. İnce bir takım bu seviyedeyken, özel siparişlere bakıldığında fiyatlar 3 milyon TL’ye, hatta 6 milyon TL’ye kadar çıkabilmektedir. Özellikle 61 sıra, 81 sıra hasır takımlar; gerdanlık, yüzük ve küpeyle birlikte değerlendirildiğinde toplam maliyetin 3 milyon TL ile 6 milyon TL arasında olduğunu ifade edebilirim. Altının ons fiyatına baktığımızda ise bugün 4 bin 350-4 bin 400 dolar seviyelerinde işlem gördüğünü görüyoruz. Kırk yılı aşkın süredir bu mesleğin içindeyiz ve ilk defa ons fiyatının bu kadar yüksek seviyelere çıktığına şahit oluyoruz. Tarihi bir rekor kırıldığını söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Yeni yıla ilişkin beklentilerini de paylaşan Yazıcı, "İşlerimizin daha iyi olmasını umut ediyoruz. İnşallah dünyada herhangi bir kaos ya da savaş yaşanmaz. Altın piyasasına baktığımızda fiyatların bir miktar daha yukarı gidebileceğini öngörüyoruz; ancak temennimiz, fiyatların aşırı yükselmemesi ve herkesin alım gücünün korunmasıdır. İnşallah 2026 yılının daha iyi olacağına dair umutluyuz. Şu an itibarıyla ev ve araba alımlarının arttığını görüyoruz. Yatırımcıların biriktirdikleri altını, yüksek fiyatlardan bozdurarak bu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla satış yaptıklarını söyleyebilirim. Ocak ayından sonra piyasanın daha durağan bir sürece gireceğini, bu noktadan sonra yeniden altın alımına yöneleceğini düşünüyorum" dedi.
26 Aralık 2025 Cuma - 23:11 Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Türkiye orman yangınlarıyla mücadelede alarmda: Risk altındaki alan 12,5 milyon hektar
29 Temmuz 2025 Salı - 09:01 Türkiye orman yangınlarıyla mücadelede alarmda: Risk altındaki alan 12,5 milyon hektar Türkiye’nin yaklaşık 23 milyon hektarlık orman alanının yüzde 55’inin yangın riski taşıdığı belirtildi. Bu oran, yaklaşık 12,5 milyon hektarlık alanın yüksek risk altında olduğunu gösterirken, yangınların çıkış nedeninin yüzde 98 insan kaynaklı olduğu bildirildi. Türkiye’de yıllık ortalama 14 bin hektarlık ormanlık alan yanarken, bu da yılda ortalama 2 bin 200 orman yangınına denk geliyor. Ancak bu yıl, yanan alan miktarının 40 ila 50 bin hektar arasında olduğu tahmin edilirken sadece ormanlar değil, tarım arazileri ve yerleşim yerleri de yangınlardan zarar görüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Mühendisliği Bölümü Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Alperen Coşkuner, Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle orman yangınlarına en açık ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Coşkuner "Ülkemiz, bulunduğu coğrafi konum itibarıyla orman yangınlarına son derece hassastır. Yaklaşık 12,5 milyon hektarlık orman alanı yangın riski altındadır. Özellikle Hatay’dan başlayıp Batı Karadeniz’e kadar uzanan sahil şeridi boyunca bu ormanlık alan, uzun yangın sezonu olarak tanımladığımız dönemde yangınlara açık hale gelir. Mayıs ayından Ekim ayına kadar süren bu dönem, yangın sezonu olarak kabul edilmektedir. Farklı dönemlerde yangınlar çıkmakla birlikte, özellikle 2021 yılında zaman zaman ekstrem hava koşulları yaşanmıştır. Örneğin, Temmuz başı ile Haziran sonu arasındaki periyotta İzmir’in Çeşme bölgesinde ciddi yangınlar meydana gelmiştir. Bu dönemde poyrazın etkisiyle rüzgar hızının 50 kilometrelere, hatta rüzgar hamlesi dediğimiz ani artışlarla 80 kilometreye ulaştığı görülmüştür. Aynı zamanda hava sıcaklıklarının çok yüksek, bağıl nemin ise çok düşük olduğu bu süreçte, yanıcı maddelerin nem oranı da azaldığı için olağandışı ve şiddetli yangınlar meydana gelmiştir" dedi. "Bu yıl tahmini olarak 40-50 bin hektar civarında bir alanın yangınlardan etkilendiğini düşünüyorum" Bu yıl 40-50 bin hektar civarında alanın yangından etkilendiğini belirten Coşkuner, "Ülkemizde toplamda yaklaşık 23 milyon hektarlık orman alanı bulunmaktadır ve bunun yüzde 55’i orman yangınlarına hassastır. Uzun yıllara ait istatistiklere göre, yılda ortalama 14 bin hektarlık orman alanı yanmakta, bu da yaklaşık 2 bin 200 orman yangınına denk gelmektedir. Ancak bu yıl yanan alan miktarının oldukça fazla olduğunu, tahmini olarak 40-50 bin hektar civarında bir alanın yangınlardan etkilendiğini düşünüyorum. Bu alanlara sadece ormanlar değil tarım alanları ve yerleşim yerleri de bu kapsama dâhildir" diye konuştu. Yüzde 98’i insan kaynaklı Yangınların yüzde 98’inin insan kaynaklı olduğunu kaydeden Coşkuner, "Ülkemizdeki orman yangınlarının yüzde 98’i insan kaynaklıdır. Bazı istatistiklerde bu oran yüzde 80-90 arasında gösterilse de, esas değerlendirme yanan alan miktarı üzerinden yapılmalıdır. Yangın sayısı değil, yanan alan daha belirleyicidir. Bu kapsamda sadece yüzde 2’lik bir kısmın yıldırım gibi doğal nedenlerle çıktığını söyleyebiliriz. Geri kalan büyük çoğunluk, maalesef insan hatasından kaynaklanmaktadır. Orman yangınlarını bina yangınlarından ayırmak gerekir. Bina yangınları daha statik, kontrol altına alınabilirken, orman yangınları açık alanda serbest yayılma eğilimindedir ve atmosferik koşullardan doğrudan etkilenir. Eğer yangına ilk müdahale sırasında kontrol sağlanamazsa ve yangının ilerlediği yönde rüzgar etkisiyle birlikte çok miktarda yanıcı madde bulunuyorsa, yangını durdurmak oldukça zorlaşır" şeklinde konuştu. En büyük kayıp: insan hayatları Yangınların en acı yönünün can kayıpları olduğunu ifade eden Coşkuner, "Bu tür olaylarda en büyük sorun, insan kayıplarıdır. Yangını hızlıca kontrol altına almak için mücadele edenler, zaman zaman yangının içinde kalabilmektedir. Yüksek ısı nedeniyle vücut sıcaklığı artar ve kişi fark etmeden bilinç kaybı yaşayabilir. Aynı anda yoğun duman da görüşü engellediğinden, olay öngörülemez bir hale gelir. Genellikle önce dumandan zehirlenme gerçekleşir, ardından bilinç kaybı sonrası yangın bedeni etkiler. Ne yazık ki bu süreç genelde böyle ilerlemektedir" ifadelerini kullandı.
Nöroloji Uzmanı Dr. Ramazan Akpınar: "Doğru alışkanlıklarla beyin sağlığınızı koruyun"
28 Temmuz 2025 Pazartesi - 11:36 Nöroloji Uzmanı Dr. Ramazan Akpınar: "Doğru alışkanlıklarla beyin sağlığınızı koruyun" Beyin sağlığını korumanın yaşam kalitesini artırdığını belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Ramazan Akpınar "Beynimiz vücuttaki kaslara benzer; kullanıldıkça gelişir, kullanılmadığında zayıflar. Beyni formda tutmak için aktif olmak, egzersiz yapmak ve doğru alışkanlıklar geliştirmek gerekir" dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Ramazan Akpınar, beyin sağlığını korumaya yönelik bilgilendirmelerde bulundu. Uzm. Dr. Ramazan Akpınar, uzayan yaşam süreleriyle birlikte beyin sağlığının önem kazandığına dikkat çeken beyin hastalıklarına karşı bireysel farkındalık ve koruyucu önlemlerin büyük rol oynadığını vurguladı. Uzm. Dr. Akpınar, "Beyin sağlığınıza dikkat ederek hem kendi yaşam kalitenizi artırabilir hem de beyin hastalıklarıyla mücadele eden kişilere destek olabilirsiniz" diye konuştu. "Uyku, beyin sağlığı için vazgeçilmezdir" Uyku bozukluklarının Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklar için risk oluşturduğunu ifade eden Uzm. Dr. Akpınar, "Uyku sadece süresiyle değil, kalitesiyle de önemlidir. Kaliteli uyku, Alzheimer hastalarında biriken toksik proteinlerin beyinden temizlenmesine yardımcı olur. Yetişkinlerin her gece 7-8 saat düzenli uyuması beyin sağlığı açısından gereklidir" dedi. "Baş yaralanmalarını hafife almayın" Günlük yaşamda alınacak basit önlemlerin beyin travmalarını önleyebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Akpınar, "Kask kullanımı, emniyet kemeri takılması gibi önlemler, baş yaralanmalarına karşı ilk savunma hattını oluşturur. Küçük gibi görünen kafa travmaları bile uzun vadede ciddi nörolojik sorunlara yol açabilir" diye konuştu. "Egzersiz beyne giden kan akışını artırıyor" Düzenli fiziksel aktivitenin beyin sağlığına olan katkısına değinen Uzm. Dr. Akpınar, "Haftada 150 dakika orta tempolu egzersiz yapmak, beyne giden kan akışını artırır ve hafızayı güçlendirir. Egzersiz, Alzheimer riskini azaltır ve yaşla birlikte gelişen beyin fonksiyonlarındaki gerilemeyi yavaşlatır" ifadelerini kullandı. Beyni formda tutmanın yollarından birinin de zihinsel aktiviteler olduğunu belirten Uzm. Dr. Akpınar, "Beynimizi okumak, bulmaca çözmek, el sanatlarıyla uğraşmak gibi aktivitelerle sürekli meşgul etmeliyiz. Sosyal etkileşimler, hobiler ve yeni şeyler öğrenmek beyin sağlığı için çok değerlidir" dedi. Ruh sağlığının da beyin sağlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Akpınar, "Depresyon ve stres, hafıza sorunlarına yol açabilir. Bu yüzden sosyal ilişkileri güçlendirmek, sanat ve müzik gibi terapötik aktivitelerle uğraşmak önemlidir. Kendimize iyi bakmadan önce beynimize iyi bakmalıyız" açıklamasında bulundu.
Arap turistlerden balığa yoğun ilgi
27 Temmuz 2025 Pazar - 13:06 Arap turistlerden balığa yoğun ilgi Trabzon’da balık tezgahları yaz sıcağına rağmen boş kalmazken, özellikle Arap turistlerin balığa olan ilgisi dikkat çekiyor. Kentte yaz aylarında büyük balıklara gösterilen ilgi balıkçı esnafının yüzünü güldürüyor. Trabzon’da balık tezgahları sezon dışında da hareketli günler yaşıyor. Havanın sıcak olması nedeniyle yerli vatandaşlar balığa beklenen ilgiyi göstermese de, Arap turistler büyük balıklara yoğun talep gösteriyor. Özellikle çupra, levrek ve somon gibi iri balıklar, Körfez ülkelerinden gelen turistler tarafından çok büyük ilgiyle satın alınıyor. Trabzon Balık Hali esnaflarından Turgay Memiş, balık satışlarının yaz döneminde de sürdüğünü belirterek, "Şu an satışlar normal şekilde devam ediyor. Küçük balıklar olan istavrit, mezgit ve seyrek de olsa barbun geliyor. Yetiştirme alabalık, çupra ve levrek de bol miktarda tezgahlarda yerini alıyor. Ancak sıcak havalar nedeniyle vatandaş çok ilgi göstermiyor, balık sezonunu bekliyor. Buna rağmen Arap turistlerin balığa ilgisi oldukça yüksek. Özellikle somon, çupra ve levrek gibi büyük balıklara yöneliyorlar" dedi. Balıkçı esnaflarından Aziz Özsandıkçı ise balık çeşitliliğinin azaldığını ancak Arap müşterilerin ilgisinin artarak devam ettiğini ifade ederek, "Şu an mezgit ve istavrit gibi küçük balıklar az olduğu için fiyatlar yüksek. Vatandaş daha uygun fiyatlı balık için sezonu bekliyor. Ama Arap turistler bu dönemde genelde büyük balıkları tercih ediyor. Tezgahta şu an en fazla mezgit ve somon var. Çupra ve levrek ise özellikle Arap müşterilerin favorisi" diye konuştu. Fiyatların balık türüne göre değiştiği tezgahlarda; istavrit 300-350 TL, mezgit 200 TL, somon 250 TL, alabalık 200-250 TL, çupra ve levrek ise 300-500 TL arasında satışa sunuluyor. Esnaf, yaklaşan sezon öncesi Arap turistlerin gösterdiği bu ilgiden memnun olduklarını dile getirirken, yeni balık sezonunun bereketli geçmesi temennisinde bulundu.
Arap turistlerden balığa yoğun ilgi
27 Temmuz 2025 Pazar - 13:02 Arap turistlerden balığa yoğun ilgi Trabzon’da balık tezgahları yaz sıcağına rağmen boş kalmazken, özellikle Arap turistlerin balığa olan ilgisi dikkat çekiyor. Kentte yaz aylarında büyük balıklara gösterilen ilgi balıkçı esnafının yüzünü güldürüyor. Trabzon’da balık tezgahları sezon dışında da hareketli günler yaşıyor. Havanın sıcak olması nedeniyle yerli vatandaşlar balığa beklenen ilgiyi göstermese de, Arap turistler büyük balıklara yoğun talep gösteriyor. Özellikle çupra, levrek ve somon gibi iri balıklar, Körfez ülkelerinden gelen turistler tarafından çok büyük ilgiyle satın alınıyor. Trabzon Balık Hali esnaflarından Turgay Memiş, balık satışlarının yaz döneminde de sürdüğünü belirterek, "Şu an satışlar normal şekilde devam ediyor. Küçük balıklar olan istavrit, mezgit ve seyrek de olsa barbun geliyor. Yetiştirme alabalık, çupra ve levrek de bol miktarda tezgahlarda yerini alıyor. Ancak sıcak havalar nedeniyle vatandaş çok ilgi göstermiyor, balık sezonunu bekliyor. Buna rağmen Arap turistlerin balığa ilgisi oldukça yüksek. Özellikle somon, çupra ve levrek gibi büyük balıklara yöneliyorlar" dedi. Balıkçı esnaflarından Aziz Özsandıkçı ise balık çeşitliliğinin azaldığını ancak Arap müşterilerin ilgisinin artarak devam ettiğini ifade ederek, "Şu an mezgit ve istavrit gibi küçük balıklar az olduğu için fiyatlar yüksek. Vatandaş daha uygun fiyatlı balık için sezonu bekliyor. Ama Arap turistler bu dönemde genelde büyük balıkları tercih ediyor. Tezgahta şu an en fazla mezgit ve somon var. Çupra ve levrek ise özellikle Arap müşterilerin favorisi" diye konuştu. Fiyatların balık türüne göre değiştiği tezgahlarda; istavrit 300-350 TL, mezgit 200 TL, somon 250 TL, alabalık 200-250 TL, çupra ve levrek ise 300-500 TL arasında satışa sunuluyor. Esnaf, yaklaşan sezon öncesi Arap turistlerin gösterdiği bu ilgiden memnun olduklarını dile getirirken, yeni balık sezonunun bereketli geçmesi temennisinde bulundu.
Başkan Genç : "Şehir trafiğini rahatlatmak için çalışıyoruz"
27 Temmuz 2025 Pazar - 11:39 Başkan Genç : "Şehir trafiğini rahatlatmak için çalışıyoruz" Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, otopark sorununun çözüleceğini vurgulayarak, "Meydan kısmımız trafik yönüyle en çok sıkışan lokasyonlarımızdan bir tanesi. Çalışıyoruz, UKOME kararı alacağız. Şu anda belediyemiz ve odamız süreci paylaşıyor. Tespit yapıldıktan sonra kararımızı alıp, uygulayacağız" dedi. Dolmuşların depolama süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Genç, "Meydan kısmımız trafik yönüyle en çok sıkışan lokasyonlarımızdan bir tanesi. Pazarkapı’da yeni yaşam alanımızı yaptıktan sonra bir tarafından doğu dolmuşlarımızı bir tarafında batı dolmuşlarımızı konuşlandıracak şekilde ortaya bir projeksiyon koyduk. Şimdi hem Meydan bölgesinde viyadük altındaki dolmuşlarımıza hem de postane bölgesinde sıkışık bir ortam oluşmasına neden olan dolmuşlarımıza nihai olarak Pazarkapı’da depolama alanı oluşturmak için hazırlığını yapıyoruz. Meydan duraklarımızla ilgili bir alternatif doğdu, onu da değerlendiriyoruz. Odamızın ve vatandaşlarımızın talebi şu: mutlaka meydan bölgemizde dolmuşumuz hangi yönden gelirse gelsin yolcu indirme ve bindirme olsun. Trafik oluşturacak ama bir ihtiyaç, temin etmemiz lazım. Diğeri postane bölgesinde özellikle batı dolmuşlarının indirme ve bindirme yeri olsun, bu da haklı bir talep. Bu işe de vaziyet ediyoruz. Tur otobüslerimize de bu vesileyle alan açmış olacağız. Bu bölgemizi yeniden düzenlemiş olacağız. Şu anda çalışıyoruz, bununla ilgili UKOME kararı alacağız. Şu anda belediyemiz ve odamız süreci paylaşıyor. Tespit yapıldıktan sonra kararımızı alıp, uygulayacağız" diye konuştu. Dolmuşlardaki klima sorunu Dolmuşlardaki klima sorunu ve yığılmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Genç, "Dolmuşlarımız bizim önemli bir esnaf kesimimiz, vatandaşlarımıza erişim ve ulaşım hizmeti veriyorlar. Murat Zorluoğlu Başkanımız 2019-2020 yıllarında bir dönüşüm çalışması başlattı. O zaman ben şunu savundum: burada rehabilitasyon mu yapmalıyız? Yoksa radikal bir dönüşüm mü yapacağız. Rehabilitasyon yapacaksak on kişilik minibüsü 12 kişi yapacağız, ayakta yolcu almayacağız. Benim savunduğum radikal bir dönüşüm. Dolmuş 17 kişi olacak, hem trafiğimizi daha kontrol altına alacağız, aracı eksilttiğimiz için trafik yoğunluğumuzu kontrol altına alacağız hem de kart okuma sistemi ile olmasıydı. Ama bu gerçekleşmedi mevcut hali ile dönüşüm oldu. Şu anda ciddi eğitimler veriyoruz, 6 binin üzerinde esnafımıza Büyükşehir Belediyesi olarak eğitimler verdik ve eğitimlere gitmeyip sertifikasını almayanlara sürüş izni vermiyoruz. Çünkü vatandaşın memnuniyeti benim asıl sorumluluğumdur. Denetim yetkisi Büyükşehirdeyse vatandaş memnuniyeti asıldı. Odamızla karşılıklı anlayışla bu süreci yürütüyoruz ifadelerini kullandı. "Usulsüz parklar en önemli sorunumuz" Otopark sorunu ile ilgili konuşan Başkan Genç, "Usulsüz parklar önemli bir konumuz ve sorunumuz. Özellikle Tanjant aksımızı Emniyet Müdürümüz görüştüm, Sayın Valimize de teşekkür ediyorum, tedbir aldılar. Şu anda Trabzon’da trafik çok yoğun, çok sayıda araç var şehrimizde. Gurbetçiler ve ziyaretçilerin olması ayrı bir yük getiriyor. Karşılama kapasitesi olarak zorlanıyoruz; ancak şunu da istemiyoruz: Meydan bölgesinde otopark talebi demek o bölgede trafik oluşturmak demek aynı zamanda. Farklı ya da yabancı şehirlerde, meydan bölgelerinin belli bir mesafelerinde veya merkezlerinde trafik olmaz, kenarlarında otoparklar olur. Bu manada Trabzon’da biraz zayıfız. Gerek emniyetimiz gerek zabıtamız işe vaziyet ediyorlar. İnşallah dolmuş yönetimimiz yerleşkelerimize geçtikten sonra özellikle meydan kısmındaki yoğunluğu biraz hafifleteceğiz. Postane ve Maraş Caddesi kısmındaki yoğunluğumuz biraz hafifleyecek" şeklinde konuştu.
Tabelası büyük, muhtarlığı küçük
26 Temmuz 2025 Cumartesi - 09:39 Tabelası büyük, muhtarlığı küçük Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı Özdil Mahallesi’ni ülke gündemine taşıdı. Eski belde belediye binasının en üst katına asılan "Muhtarlık" tabelası binanın tamamının muhtarlık ofisi olarak kullanıldığı izlenimini doğurdu. ‘Şato’ görünümlü muhtarlık binası şeklinde tepkilere yol açan 5 katlı binanın yalnızca bir odasının muhtarlık ofisi olarak kullanıldığı ortaya çıktı. Trabzon’un 2014 yılında Büyükşehir statüsüne kavuşmasının ardından belde statüsü sona eren Özdil’de, o dönem belediye binası olarak kullanılan 5 katlı yapı boşaltıldı. Yaklaşık 10 yıl boyunca atıl durumda kalan bina, 2024 yerel seçimlerinde mahalle muhtarı seçilen Sami Apaydın’ın girişimiyle yeniden değerlendirilmek üzere adım atıldı. Mahallede bir muhtarlık ofisi olmaması nedeniyle atıl durumda kalan 5 katlı binanın değerlendirilmesini isteyen Muhtar Apaydın’ın bu talebi İlçe Belediyesi tarafından olumlu karşılandı. 10 yıl boyunca adeta çürümeye yüz tutan binaya sahip çıkan Apaydın, binanın bakımını üstlenerek, yalnızca bir odasını ofis olarak kullanmaya başladı. Ancak binanın en üst katına asılan "Muhtarlık" tabelası, sosyal medyada "5 katlı bina muhtarlığa tahsis edildi" algısına neden oldu. Sosyal medyada paylaşılan fotoğraf kısa sürede viral olurken, gerçeğin farklı olduğunu ortaya çıktı. "Amacım devletimizin atıl surumda olan binasına sahip çıkmak" Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Özdil Mahalle Muhtarı Sami Apaydın, asıl amacının devletin atıl durumda kalan binasına sahip çıkmak olduğunu söyledi. Apaydın, binada yalnızca bir odanın muhtarlık ofisi olarak kullanıldığını diğer odaların ise boş durumda olduğunu belirterek "Burası Özdil Belde Belediye binasıydı. Büyükşehir yasamızdan dolayı 11 yıl önce belediyemiz kapatıldı. Belediye kapandıktan sonra burası adeta enkaza dönüşmeye başladı. Burada çok güzel bir sosyal alan var. Burada kötü bir görüntü oluşturuyordu. Allah nasip etti 2024 yerel seçimlerinde Özdil Mahalle Muhtarı olarak seçildim. Belediye kapandıktan sonra burada bir muhtarlık ofisi yoktu. Halka hizmet edebilmek için bir muhtarlık ofisi lazımdı. İlçe belediyesine müracaat ettiğimizde bize muhtarlık ofisi yapıp tahsis edecekti. Devletimize yük olmamak için buradaki enkaz durumuna düşen yapıyı değerlendirmek istedim. İlçe belediye başkanımızdan 5 katlı binada yalnızca bir oda talep ettik ve aldık. Burada asıl amacımız devletimizin, milletimizin kaybolan parasına sahip çıkmak. Ben bunu muhtar olarak koruyamazsam Özdil’in sokaklarında gezemem. Onun için bir odada muhtarlık kurdum. Her gün temizlik yapıyorum. Tek başına mücadele ediyorum. Ben muhtarlığı buraya şato kurmak için yapmadım. Ben bu koltukta bir gün oturmuş değilim. Özdil için her gün sahadayım. Terk edilmiş yapıya sahip çıkmaya çalışıyorum. Devlet büyüklerinden bu binanın değerlendirilmesini istiyorum. Huzurevi, 2 yıllık üniversite kurmak gibi halkın hizmet göreceği yerlerde bunu değerlendirmek istiyoruz ama bir türlü sonuç alamadık. Devletimizin bu binayı değerlendirdiği gün benim devletimin malımı koruma görevim biter. Binayı boşaltıp devletimize teslim ederim" dedi. "Bu binayı da atıl halden kullanılabilir hale getirdi" Mahalle sakinlerinden Ahmet Albayrak ise, belediye kapatılınca binanın atıl vaziyette kaldığını kaydederek, "Buranın belediye olduğunu belki daha önce bilmeyenler vardır. Bu binayla alakalı farklı söylemler olabilir. Doğru, biz de uzaktan görsek yazıdan dolayı hepimiz muhtarlık binası olarak tanımlarız. Burası daha önce belediye binasıydı. Belediyemiz kapanınca bina atıl vaziyette kaldı. Eleştirenlerin öncesini de görmesi lazım. Muhtarımız Sami Apaydın büyük bir özveriyle çalışarak çok güzel hizmetler yaptı. Bu binayı da atıl halden kullanılabilir hale getirdi. Bir odanın kendisine tahsil edilmesini sağladı. Bu çok güzel bir şey. Muhtarımızı destekliyoruz" şeklinde konuştu. "Muhtar sanki bir şatoda duruyormuş gibi anlaşıldı " Mahalle sakinlerinden Hüseyin Adanur da, Muhtar Sami Apaydın’ın atıl durumda kalan binaya sahip çıktığını vurgulayarak, "Yanlış anlaşılmış bir durum söz konusu. Burada 5 katlı muhtarlık binası olması söz konusu değil. Geçmişte burası belde olduğu için Büyükşehir’den sonra beldeler kapatılınca burası atıl vaziyette kaldı. Boş olduğu için her gün bir tarafı dökülüyor ve yıkılıyordu. Muhtarlık bu işe el attı. Bir kısmını muhtarlık ofisi olarak kullanırken, diğer taraflarında bakımını fahri olarak üstlenmiş oldu. Binanın sadece bir odasında muhtarlık var diğer katları boş duruyor. Muhtar sanki bir şatoda duruyormuş gibi anlaşıldı" ifadelerini kullandı.