Yerel Haberler
Trabzon
Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem, yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler” 20 Kasım 2024 Çarşamba - 09:34:02 Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen heyelanda 1 kişinin hayatını kaybetmesi, 4 kişinin de yaralanması, “Depremler heyelanı tetikler mi?" sorusunu akıllara getirdi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır" dedi. Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı yaşanan heyelanda 1 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi de yaralandı. Depremlerin heyelanlar üzerinde etkisi olup olmadığı konusunda açıklama yapan Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, Türkiye’nin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır. Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin, daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de 7 ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu. "Rize’deki depreme hiç şaşırmadık" Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesine açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar. Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var. Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil. İnsanlık olarak zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz, hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir. Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır. 6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu. Depremler heyelanları tetikler mi? Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması, eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu. Neler yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın, daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri, hatta tüm bölgeyi kapsayacak şekilde yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip, imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerini kullandı. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre dördüncü derece deprem bölgesinde yer alan Rize’de 15 Ekim’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Rize tarihinde ilk defa büyüklüğü 4’ü aşan bir deprem yaşandığı belirtilirken, Rize’ye en yakın büyük deprem 1892’de Artvin’de büyüklüğü bilinmeyen ancak 6 büyüklüğünde olduğu tahmin edilen deprem ve 1906 yılında Erzurum’un Toprakkale-Oltu bölgesinde yaşanan 6 büyüklüğündeki deprem olarak biliniyor.
20 Kasım 2024 Çarşamba - 09:18 Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın: “Rize’de son yaşanan deprem yağışlar sonrası bölgedeki heyelanları da tetikler” Geçtiğimiz günlerde Rize’nin Hemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen ve 1 kişinin ölümü 4 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan heyelanın ardından acaba “Depremler heyelanı tetikler mi? sorusuna Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü, Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğreti Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın açıklık getirdi. Akın, depremlerin heyelanları tetikleyeceğine dikkat çekerek “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” dedi. "Ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesi" Ülkemizin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çeken Akın, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır. Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de yedi ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu. "Rize’deki depreme hiç şaşırmadık" Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesini açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar. Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var. Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil insanlık zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir. Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay Zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır. 6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl, Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu. Depremler heyelanları tetikler mi? Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. Altı Şubat depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yeraltı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu. "Neler yapılmalı?" Konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri hatta tüm bölgeyi kapsayacak yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerine yer verdi.
19 Kasım 2024 Salı - 18:19 Avrasya Üniversitesi, İran heyetini ağırladı İran İslam Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Naser Mohebati, Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ve beraberindeki heyet, Avrasya Üniversitesi’ni ziyaret ederek Mütevelli Heyet Başkan Ömer Yıldız, Rektör Vekili Prof. Dr. Yavuz Özoran ve Genel Sekreter Gülay Yeniçeri ile görüştü. Başkonsolos Naser Mohebati, ziyarette yaptığı konuşmada, “Bölgenin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Avrasya Üniversitesi’ni de ziyaret ediyoruz. Sizlerle tanışmaları çok önemli, gelecekte yapılabilecek işbirliğinin ilk adımını atmış oluyoruz. Önümüzdeki ay Tahran’da yapılacak önemli bir ticaret zirvemiz var, bu vesile ile sizleri de o zirveye davet ediyoruz" dedi. Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ise ziyarette Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu vurgu yaptı. Garossi, "Ülkemizde çeşitli serbest bölgeler var. Maku İran ile Türkiye’nin sınırında çok önemli bir merkez. Maku’nun en önemli özelliği ise ticaretle bilimsel çalışmaların aynı anda yürütüldüğü bir yer olmasıdır. Çalışmalarımız arasında üniversitelerarası araştırmalar konulu bir başlığımızda bulunuyor. Türkiye’deki TÜBİTAK gibi değerlendirebilirsiniz. Bizde de bilimsel çalışmaları destekleyen bir kurumuz. Bu anlamda Avrasya Üniversitesi ile yapacağımız işbirliği çok önemli" şeklinde konuştu. Yıldız: “İşbirliğine hazırız” Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız da, Başkonsolos Naser Mohebati ve İran’dan gelen Maku Serbest Bölgesi heyetini ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, iki dost komşu ülkenin kurumları olarak işbirliğine hazır olduklarını ifade etti. Yıldız, ”Avrasya Üniversitesi 2010 yılında kurulan şimdiye kadar 13 binden fazla mezun veren bölgenin tek vakıf üniversitesidir. Üniversitemizde İranlı akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz bulunmaktadır. Hedeflerimiz arasında uluslararasılaşma ilk sırayı almaktadır. Uluslararası öğrenciler gerek küresel eğitim diplomasisinin bir parçası olarak gerekse üniversitedeki çok kültürlü akademik, sosyal hayatın parçası olarak yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda dost ülkemiz İran’dan üniversitemize öğrencilerin gelmesi içinde çalışmalarımıza hız vermek istiyoruz. Gerçekleşen ziyaretin önemi çok büyüktür. Misafirlerimize tekrar şehrimize, üniversitemize hoş geldiniz diyor, ziyaretleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
19 Kasım 2024 Salı - 16:45 Minikler atıkları geri dönüştürüp elbise hazırladılar, defile ile emeklerini gösterdiler Trabzon Atık Dünyası Çocuk Defilesi’ne ev sahipliği yaptı. İlkokul öğrencilerinin atık malzemelerden hazırlanan elbiselerle yaptığı defile, ayakta alkışlandı. Kirlilik ve iklim krizine dikkat çekmek amacıyla Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu öğrencilerinin yer aldığı Atık Dünyası Çocuk Defilesi, belediyeye ait Çok Amaçlı Salonunda yapıldı. Defilede atıklardan ve geri dönüştürülebilen malzemelerden hazırlanmış 34 kıyafet sergilendi. Defileye Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale, CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz, Ortahisar Belediyesi Başkan Yardımcıları Mustafa Özer İskender ve Alpaslan Özdemir, birim müdürleri, Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu Müdürü Abdulkadir Uzun, öğretmenler, öğrenci velileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Defilenin açılış konuşmasını yapan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, bu tür etkinliklerin çevre bilincine ciddi katkı sağlayacağını söyledi. “Bütün kirliliklerin, kötü manzaraların kaynağı biziz, yani bilinçli olmayan insanoğlu” diyen Başkan Kaya, “Bu anlamda bir bilincin, bir farkındalığın oluşmasına katkı veren bu etkinliği çok değerli buluyorum. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Dünyanın kaynakları kısıtlı, özellikle temiz su, gıda ve sürdürülebilir enerji kaynakları konusunda bugüne kadarki en kötüye gidiş sürecini, tersine çevirmek zorundayız. Bunu sadece bilim insanları ya da teknik insanların değil aslında bütün insanların yapması gerekiyor. Şu anda insanoğlu doğayla bir savaş halinde. Bu savaşı eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek. Bu meseleye bilinçle bakmamız lazım. Mesela bazen sakın çiğneriz ve o sakızı yere atarız, kuşlar yere atılan o sakızları yiyecek zannediyor, ağzına alıyor, yutmaya çalışırken ölüyor. Küçücük bir kuş ölüyor. Kendi yaşam hakkımıza duyulmasını istediğimiz saygıyı börtünün böceğin, karıncanın yaşamına da duymayı öğrenmek zorundayız” dedi. "Son zamanlarda Trabzon’da ve Türkiye’de görmediğimiz şeyleri, son 15 yıl görmeye başladık" Başkan Kaya’nın konuşan Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak ise kamu kurumlarının çevre kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalarını artırması gerektiğini belirterek, “Son zamanlarda Trabzon’da ve Türkiye’de görmediğimiz şeyleri, son 15 yıl görmeye başladık. Benim yaşım 45. Ben Antalya’da, Zonguldak’ta ve herhangi farklı bir ilimizde hiç hortum görmezdim. Bir bilim adamı dedi ki; ‘Bundan on yıl sonra Türkiye’de bu iklim değişikliğinin sonuçlarını hepimiz yaşayacağız.’ Şu an bölgemizde iklim değişikliğinin en felaket sonuçları yaşanıyor. Yani heyelanlar, seller, büyük afetler yaşıyoruz. Bu noktadan ötürü bu tür çalışmalara çok değer veriyorum. Çevre kirliliği insanlar için çok önemli ve sürekli akılda kalması gereken bir konu. Buna göre yaşamalı, buna göre üretmeli ve tüketmeliyiz. Bölgemiz turizm bölgesi ve insanlar da çevreci kentlerde yaşamak istiyor, bizim bu güzellikleri de artırmamız lazım bu anlamda öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin bu defilesini çok önemsiyorum. Ayrıca Ortahisar Belediyemiz bünyesinde kurulan Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Müdürlüğümüzü de tebrik ediyorum. Belediyelerimizin, kamu yönetimlerinin bundan sonra yapması gereken ilk iş, çevre kirliliğini engellemeye yönelik adımları artırmak olmalıdır” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Bedri Rahmi Eyüboğlu İlkokulu 4. sınıf öğrencilerinden oluşan 34 çocuk, atık malzemelerden üretilen kıyafetleri sergiledi ve çevre kirliliğiyle ilgili anlamlı mesajlar verdi. Davetliler, öğrencileri defile sırasında ayakta alkışladı. Defilenin sonunda Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale ve Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya tarafından çocuklara madalya takıldı.
Trabzonspor, bu sezon ilk kez geri dönüşe imza attı
09 Şubat 2024 Cuma - 10:09 Trabzonspor, bu sezon ilk kez geri dönüşe imza attı Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası son 16 Turu maçında Gençlerbirliği’ne karşı aldığı galibiyet ile bu sezon ilk kez geriden gelerek kazandı. Trendyol Süper Lig’de yaşadığı sıkıntılı süreci atlatarak istikrarlı sonuçlar almayı arzulayan Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası son 16 Turu müsabakasında deplasmanda karşılaştığı Gençlerbirliği’ni 2-1 mağlup ederek çeyrek finale yükseldi. Trabzonspor, bu sezon Süper Lig’de 24 ve Ziraat Türkiye Kupasında ise 3 maç olmak üzere toplam 27 karşılaşmaya çıktı. Karadeniz ekibi ligde oynadığı 24 maçta 11 galibiyet, 4 beraberlik ve 9 mağlubiyet elde etti. 37 puan ile 4. sırada yer aldı. Bordo-mavililer, bu sezon oynadığı maçlarda geriden gelip maç kazanamadı. Başakşehir (1-1) ve Sivasspor (3-3) maçlarında yenik durumdayken sahadan beraberlikle ayrıldı. Kupada geri dönüşe imza attı, yoluna devam etti Bu sezon Trendyol Süper Lig’de hedeflerinin gerisinde kalan Trabzonspor, Avrupa kupalarına katılma hedefiyle Ziraat Türkiye Kupası’nı müzesine götürmeyi hedefliyor. Bordo-mavililer, Ziraat Türkiye Kupası son 16 Turu maçında Gençlerbirliği karşısında Melih Bostan’ın 14. dakikada attığı golle müsabakayı 82 dakika 1-0 yenik sürdürdü. Eren Elmalı’nın 90+6 bulduğu golle eşitliği yakaladı. Uzatma bölümünde ise Trezeguet’in 105. dakikada bulduğu golle sahadan 2-1 galip ayrıldı ve bu sezon ilk kez bir geri dönüşe imza atarak sahadan galip ayrıldı.
8 yıl önce temeli atılmıştı, bu yıl sonunda bitirilmesi hedefleniyor
08 Şubat 2024 Perşembe - 11:43 8 yıl önce temeli atılmıştı, bu yıl sonunda bitirilmesi hedefleniyor Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) bünyesinde 8 yıl önce temeli atılan 228 yataklı Çocuk Hastanesi projesinin bu yıl sonunda bitirilmesi hedefleniyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde 2016 yılında ihaleye çıkarak temeli atılan Çocuk Hastanesi projesinde sona gelindi. Farabi Hastanesi’nin yanında hizmet vermesi planlanan 228 yatak kapasiteli hastanenin inşaatında yüzde 85’lik fiziki gerçekleme sağlandı. İçerisinde Çocuk Acil, Ameliyathane, Teşhis Üniteleri, Çocuk İzleme Merkezi, Yeni doğan-38 yatak, Yeni doğan cerrahi-8 yatak, Pediatrik yoğun bakım-23 yatak, KİT Ünitesi-15 yatak ünitelerinin yer alacağı hastanenin 2024 yılı içerisinde bitirilmesi planlanıyor. 2025 yılında hizmete açılması hedeflenen hastane projesi ile ilgili bilgiler veren Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, “Çocuk Hastanesi bizim önem verdiğimiz projelerimizden. Daha önceki yönetim tarafından ihale edildi. Şu anda yüzde 85 oranında bitme durumu söz konusu. Bu yıl bitirmeyi planlıyoruz. Bütçemiz de var. Bu konuda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na teşekkür ediyoruz. Belli bir mali bütçemiz var. Müteahhit tarafında zaman zaman işler aksıyor. Tabii büyük bir yatırım. Hastane 228 yataklı olacak. Bu yıl bitirmeyi düşünüyoruz. Seneye muhtemelen açmayı düşünüyoruz” dedi. Diş Hastanesi projesi yeniden ihaleye çıkacak KTÜ bünyesinde inşaat çalışmaları süren Diş Hastanesi projesinin ise yüzde 85 oranında tamamlandığını belirten Çuvalcı, projenin yeniden ihaleye çıkacağını söyledi. Çuvalcı, “Diş Hastanesi’nde de müteahhit mali sıkıntılardan dolayı ihaleyi iptal ettik. Tekrar ihale hazırlıkları yapıyoruz. Orası da yüzde 85 oranında bitti. Birkaç ay içerisinde tekrar ihaleye çıkacağız. Orayı da daha önce hastane olarak planlamamıştık. Diş Hastanesi Dekanlığa bağlı bir üniteydi. Hastane olarak ihale edeceğiz. Bununla ilgili yeni ihaleye Başhekimlik, Yemekhane gibi birimleri ilave ediyoruz. Muhtemelen bu yıl sonuna doğru veya gelecek yılın başında bitirmeyi düşünüyoruz. Eski yerinden daha nezih ve çağdaş bir Diş Hastanesi’ne kavuşmuş olacağız” ifadelerini kullandı.
Başkan Zorluoğlu’ndan işçilere ek zam müjdesi
07 Şubat 2024 Çarşamba - 15:46 Başkan Zorluoğlu’ndan işçilere ek zam müjdesi Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’ndan işçilere ek zam müjdesi verildi. Geçtiğimiz günlerde işçilere yapılan yüzde 58 oranındaki zam ile birlikte 28 bin lira olan en düşük maaş, imzalanan ek protokol sonrası 31 bin liraya yükseltildi. 5 yıldır işçi-memur ayrımı yapmadan tüm çalışanların yanında olmaya özen gösterdiklerini belirten Başkan Zorluoğlu, “Çalışanlarını memnun etmeyen belediyelerin vatandaşlarını memnun etme imkanı yoktur” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, Hizmet İş Sendikası ile imzalanan ek protokol ile Trabel, Turkuaz, Tulaş, Trabsu, Kent ve Trabitaş anonim şirketlerinde çalışan 2 bin 620 işçinin yüzünü güldürdü. Geçtiğimiz günlerde yansıtılan sözleşme oranı ve enflasyon farkı ile 28 bin lira olan en düşük maaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve Hizmet İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin arasında imzalanan ek protokol ile 31 bin liraya yükseltildi. Maaşlar, personelin yaptığı işin niteliğine, kıdeme ve asgari geçim indirimine göre artış gösterecek. Başkan Zorluoğlu ile uzun yıllardır kurumsal olarak çalıştıklarını belirten Genel Başkan Yardımcısı Keskin, “Kendisi çalışanın ve emekçinin yanında olduğunu bizlere her zaman gösterdi. Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Biz de çalışan arkadaşlarımızın ücretlerini iyileştirme noktasında sözleşmemizin dışında ek protokol talebinde bulunuyoruz. Tabii ki bu taleplerimize olumlu dönüşler yapan belediye başkanlarımız olduğu gibi kulak arkası edenler de olabiliyor. Elhamdülillah Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanımız her zaman olduğu gibi bu talebimize de olumlu karşılık verdi. Hem sendikamız hem de şahsi olarak söylüyorum, Murat Zorluoğlu’nu tanıdığıma çok mutluyum” şeklinde konuştu. “Çalışanını memnun edemeyen vatandaşı memnun edemez” Ek protokol töreninde konuşan Başkan Zorluoğlu, 5 yıldır işçi-memur ayrımı yapmadan tüm çalışanların yanında olmaya özen gösterdiklerini dile getirerek, “5 yıl boyunca temel yaklaşımımız memur ve işçi çalışanlarımıza emeklerinin karşılığını vermek oldu. Bu noktada elimizi, gövdemizi taşın altına koyduğumuz çok zaman oldu. Belediyeler bir yandan yatırımcı kuruluşlar, vatandaşlar hizmet bekliyor. Bir taraftan da çalışanlarını memnun etmeyen belediyelerin vatandaşlarını memnun etme imkânı yok. Bunu her zaman böyle gördüm. Belediyemizde çalışan mesai arkadaşlarımız eğer mutlu değillerse bu doğal olarak işe yansıyor. Mutlularsa performanslarının daha da arttığına hep beraber şahit olduk” diye konuştu. “En düşük maaş 28 binden 31 bin liraya yükseldi” Ek protokolle ilgili detay da veren Başkan Zorluoğlu, “Büyükşehir Belediyesi ve TİSKİ Genel Müdürlüğü iştiraklerinde görevli 2 bin 620 tane çalışanımız var. Bu çerçevede sözleşme enflasyon oranında bir artış öngörüyordu. Ocak ayında tekrar değerlendiririz, enflasyon artışının ötesinde bir artış sağlarız demiştik. En son 18 bin civarında minimum maaşımız vardı, yevmiye 537 liraydı. 1 Ocak 2024 tarihinde yevmiye önce asgari ücret olan 666 liraya, sonra buna enflasyon farkını uygulayınca 917 liraya yükseldi. Böylece minimum maaş 28 bin civarına geldi. Bu halde bile bakıldığında yüzde 58 civarında bir artış oluyordu. Şartlarımızı biraz daha zorladık. Sendika yöneticilerimiz bize durumu anlattı, Genel Sekreterimiz bu işi koordine etti. Geldiğimiz noktada tüm imkânları zorlamak suretiyle geçtiğimiz günlerde 917 olarak açıkladığımız yevmiyeyi, kadrolu işçilerimizin yevmiyesiyle eşitlemek suretiyle 995 liraya çıkararak en düşük şirket çalışanımızın maaşını da 31 bin 100 liraya yükseltmiş oluyoruz. Dolayısıyla daha önce açıkladığımız 28 bin bandını 31 bin bandına yükseltmiş oluyoruz. Buna sorumluluk, kıdem, asgari geçim indirimi eklendikten sonra ücret farklılaşacak” ifadelerini kullandı. Sözlerinin sonunda kadrolu personelle ilgili de çalışma yürütüldüğünü belirten Başkan Zorluoğlu, “Kadrolu işçilerimizi de gayret memnun edecek bir rakamı önümüzdeki günlerde açıklayacağız” dedi. Konuşmaların ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve Hizmet İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin ek protokol imzalandı.
Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Spora başlamadan önce akciğer testi yapılması hayati önemde”
07 Şubat 2024 Çarşamba - 11:56 Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Spora başlamadan önce akciğer testi yapılması hayati önemde” Gerek çocuklarda gerekse de yetişkinlerde düzenli spora başlamadan önce akciğer solunum fonksiyon testinin mutlaka yaptırılması gerektiğini belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Yüzme, futbol, basketbol, voleybol, güreş, boks, atletizm gibi rekabetçi dallarda amatör spora başlayan veya başlamak isteyen kişiler, akciğer sağlığı ve hastalıkları bakımından klinik olarak değerlendirilmeli ve solunum fonksiyonları ölçülmelidir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi’nden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, spor yaparken sorun yaşanmaması adına öncesinde yaptırılması gereken akciğer testleri hakkında bilgilendirmede bulundu. Spor sırasındaki ani ölümlerin yüzde 2’sinin akciğer hastalıklarına bağlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım, KOAH, akciğer sertleşmesi, göğüs duvarının yapısal bozuklukları, bronşektazi gibi akciğer hastalıkları egzersiz performansını azaltabilir. Özellikle rekabetçi sporlarda ciddi sorunlar, hatta hayati tehlike bile ortaya çıkabilir” diye konuştu. “Gençlerin yanı sıra ileri yaştakiler de dikkat etmeli” Solunum testleri ile fonksiyon bozukluklarının derecesinin belirlendiğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Yüzme, futbol, basketbol, voleybol, güreş, boks, atletizm gibi rekabetçi dallarda amatör spora başlayan, başlamak isteyenlerin akciğer sağlığı ve hastalıkları bakımından klinik olarak değerlendirilmesi ve solunum fonksiyonlarının ölçülmesi, spor sırasında/sonrasında solunumsal sorunların yaşanmaması açısından güvenli bir adım olacaktır. Bu, sadece gençler için değil, ileri yaşta spora başlayacak erişkinler için de çok önemlidir. Solunum fonksiyon testleri kolay uygulanabilen, hemen sonuçları alınabilen, akciğerin fonksiyonel kapasitesini gösteren testlerdir. Derin ve güçlü bir nefes alıp verme manevrasıdır. Bebekler ve iletişim kurulamayan küçük çocuklar dışında hemen her yaştaki kişilere solunum testleri yapılabilmektedir. Spirometrik ölçümler, statik ve dinamik akciğer volümlerinin ölçülmesi, diffüzyon ölçümü gibi farklı solunum fonksiyon testleri ile akciğer fonksiyonları değerlendirilmektedir” ifadelerini kullandı. “Olimpiyatlarda derece almış astımlı sporcular var” “Astım gibi bir hastalığım teşhis edilirse spor yapamam” diye düşünerek gerekli sağlık kontrollerinden kaçınmanın yanlış bir kanı olduğunu belirten Prof. Dr. Tevfik Özlü, tanı konulması durumunda bile hekimin önerilerine uyularak spor yapılabileceğini dile getirdi. Prof. Dr. Özlü, “Tedavi ve önerilere uyarak bir akciğer hastalığınız olsa bile, yine de sporunuzu güvenli olarak yapabilirsiniz. Olimpiyatlarda derece almış astım hastası sporcular vardır” şeklinde konuştu.
Hamsi artık kayıplarda
07 Şubat 2024 Çarşamba - 11:28 Hamsi artık kayıplarda Karadeniz’de balıkçılık sezonunda bereketli hamsi avı yaşanırken, son günlerde bu bolluktan eser kalmadı. Trabzon Balık Hali’nde tezgâhlarda hamsinin yerini ağırlıklı olarak istavrit almaya başladı. Dün kilosu 75 TL’den satılan istavrit bugün 60 TL’den satılırken, balıkçılar hamsiden tamamen ümit kestiklerini belirtti. Balıkçı esnafı Cem Yazıcı, hamsinin artık bittiğini kaydederek, "Hamsi tamamen bitti. Şimdi yeni yeni istavrit sezonu başladı diyebiliriz. İstavrit bol, dün fiyatı 75-80 TL idi, bugün 60 TL. İlerleyen günlerde 50 TL’ye kadar geriler diye tahmin ediyorum. Artık bu sene itibarıyla hamsiden ümidimizi kestik. Vatandaşlar bu sezon bol bol hamsi yedi. Bu sezon hamsinin 5 kilogramını 100 TL’ye sattığımız günler bile oldu. Balık çeşitlerimizin fiyatları ise sargan 200 TL, palamut 75- 100 TL. Ramazan’dan sonra sezonu tamamen bitiririz diyebiliriz, ondan sonra yaz balıkçılığı başlar. Bu sezon hamsinin bitmesiyle birlikte sezon bitti diyebiliriz” dedi. Balıkçı esnaflarından Ahmet Çoğalmış ise, hamsinin olmamasının işlerini olumsuz etkilediğini kaydederek, “Hamsi sezonu bitmiş gibi görünüyor. Fiyatlarımız istavrit 60 TL, mezgit 100 TL. Sezon sonuna yaklaştık, sezon bitiminde yaz balıkçılığına devam edeceğiz. Tezgâhların demirbaş balığı hamsidir, hamsi olmadığından dolayı sıkıntı çekeriz” diye konuştu. Balıkçı esnaflarından Gökmen Aydın ise, “Hamsi yavaş yavaş bitiyor. Fiyatlarımız hamsi 100 TL, istavrit 60 TL, uskumru 125 TL, iri istavrit 125 TL, sargan 200 TL, tirsi 150 TL, somon 150 TL, alabalık 125 TL. Artık sezon sonuna doğru yaklaşıyoruz. 15 Nisan’da sezon bitiyor” ifadelerini kullandı.
Trabzonspor kupada moral arıyor
07 Şubat 2024 Çarşamba - 11:04 Trabzonspor kupada moral arıyor Trendyol Süper Lig’de bu sezon beklentilerin gerisinde kalan ve 5 maçtır kazanamayan Trabzonspor, Ziraat Türkiye Kupası’nda Gençlerbirliği karşısında moral arayacak. Trendyol Süper Lig’de galibiyete hasret kalan Trabzonspor, gözünü Ziraat Türkiye Kupası’na çevirdi. Ligde beklentilerin gerisinde kalan bordo-mavililer, Ziraat Türkiye Kupası 16 Turu’nda deplasmanda 1. Lig ekiplerinden Gençlerbirliği ile yarın saat 17.30’da karşılaşacak. Hedef Avrupa Süper Lig’de şampiyonluk umutlarını gelecek sezona bırakan Trabzonspor, bu sezon Avrupa kupalarına katılmayı hedeflerken, diğer taraftan ise Türkiye Kupası’nı müzesine getirmek istiyor. Avcı yönetiminde Süper Lig şampiyonluğu ve Süper Kupa kazanan Karadeniz ekibi, bu sezon Türkiye Kupası’nı kazanmayı hedefliyor. Daha önce 9 kez kazandı Trabzonspor, Türkiye Kupası’nı daha önce 9 kez müzesine götürdü. Bordo-mavililer, Türkiye Kupası’nı ilk olarak 1976-1977 sezonunda kazandı. Çift maçlı eliminasyon sistemine göre oynanan final maçında Trabzonspor, Beşiktaş’ı ilk maçta 1-0 yenerken, rövanş da 0-0 tamamlandı. Bordo-mavililer, 1977-1978, 1983-1984, 1991-1992, 1994-1995, 2002-2003, 2003-2004, 2009-2010 ve son olarak 2019-2020 sezonunda kupa sevinci yaşadı. Avcı’nın eksik kalan kupası Trabzonspor’un başında ilkleri yaşayan Abdullah Avcı, Karadeniz temsilcisiyle Süper Lig şampiyonluğu ve iki kez de Süper Kupa kazandı. Avcı’nın kariyerinde eksik kalan ise Türkiye Kupası. Bu sezon Süper Lig’de zor günler geçiren Avcı, bordo-mavililerin başında kariyerinde eksik kalan kupayı kazanmak isterken, ayrıca kupayı Trabzonspor’un müzesine de 10. kez getirmeyi hedefliyor.