EKONOMİ - 03 Nisan 2025 Perşembe 10:10

Sanayi esnafının ara eleman sıkıntısı: "Korkmayın, sabredin ve altın bileziği takın"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Samsun’da sanayi esnafı, ara eleman bulma konusunda yaşanan sıkıntının giderek arttığını belirterek, gençlere sanayi sektöründen ’korkmamaları’ çağrısında bulundu. Ustalar, meslek öğrenmenin ‘altın bilezik’ olduğunu vurgulayarak, sanayinin giderek modernleştiğini ifade etti.

Sanayi ve üretim sektöründe usta-çırak ilişkisiyle gelişen mesleklerin giderek kaybolduğuna dikkat çeken sanayi esnafı, gençlerin sabırsız davrandığını ve kısa sürede iş bıraktığını dile getirdi. Ustalar, gençleri daha cesaretli ve istekli olmaya davet ederek, sanayinin korkulacak bir yer olmadığını vurguladı.

"Sektörlerini iyi seçmeli ve sabırlı olmalılar"

Orta Karadeniz Otomobil Servisleri Derneği Başkanı Fatih Özkan, gençlere sanayiden korkmamaları gerektiğini söyledi. Özkan, "Sanayide seçici olmaları lazım. Çünkü her işletme, her usta aynı değil. Yapacakları sektörü iyi seçmeli ve sabırlı olmalılar. Çocuklar genellikle işe başladıktan kısa süre sonra pes ediyor. Bir hafta, 10 gün içinde bırakıyorlar. Oysa sabırlı olurlarsa, birkaç yıl içinde mesleğe adapte olup başarılı olabilirler. Gençlerimizin daha cesaretli ve istekli olması gerekiyor" dedi.

Sanayi esnafının ara eleman sıkıntısı:

"Meslek öğrenmek altın bilezik gibidir"

Sanayide boya dükkanı işleten Ayhan Çelik, sanayi sektöründe eleman sıkıntısının her geçen yıl arttığını belirterek, "Gençler, işleri zor veya pis olarak görüyor ama sanayi artık modernleşti. İş güvenliği ve maaş şartları iyi. Meslek sahibi olmak altın bilezik gibidir. Sanayi sektörü artık daha modern ve güvenli bir hale geldi" diye konuştu.

"Otomotiv sektörü yok olmayacak bir alan"

Sanayide çalışan 18 yaşındaki Efe Haydar Özkan ise sanayinin gelişmekte olan bir sektör olduğunu vurgulayarak, "Sanayi işleri genellikle ‘pis iş’ olarak görülüyor ama aslında öyle değil. Çalışma şartları artık düzenli ve güvenli. Otomotiv sektörü her zaman var olacak bir alan. Gençler mesleki eğitimle bu sektörde başarılı olabilir" ifadelerini kullandı.

Furkan Abrek Ünal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ankara’da barajlarda kullanılabilir su seviyesi yüzde 16,20’ye düştü Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (ASKİ) yayımladığı son verilere göre ildeki barajlarda doluluk oranı yüzde 26,19, aktif kullanılabilir su miktarı ise yüzde 16,20 seviyesine düştü. Ankara’daki barajlarda su seviyeleri, son verilere göre endişe verici bir şekilde düşüş gösterdi. Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin yayımladığı son verilere göre barajlardaki toplam doluluk oranı yüzde 26,19, aktif kullanılabilir su miktarı ise yüzde 16,20 seviyesinde kalıyor. İvedik, Pursaklar ve Çubuk gibi ana su arıtma tesislerinden verilen su miktarları, şehre sağlanan toplam suyun önemli bir kısmını oluşturuyor. Ancak barajlardan gelen su miktarları yıl boyunca oldukça değişkenlik gösteriyor. Barajların genel durumu incelendiğinde Çamlıdere, Kurtboğazı ve Kesikköprü gibi büyük barajların su seviyeleri düşük kalmaya devam ediyor. Yetkililer, su tasarrufu ve alternatif su kaynaklarına yönelme konusunda vatandaşları uyarıyor. "Tüm illerde yağış geçişleri görülecek" Meteoroloji Uzmanı Kenan Yüksel, İHA muhabirine Ankara ve yurt genelinde beklenen hava durumuna ilişkin açıklama yaptı. Yüksel, yurt genelinin önümüzdeki günlerde yağışlı sistemin içerisine gireceğini belirterek, "Bugün itibarıyla tüm illerde yağış geçişleri görülecek. Bugün Marmara’nın doğusu, İç Ege’den başlayıp iç ve doğu bölgelerinin tamamında yağış geçişleri bekliyoruz. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Günün ilerleyen saatlerinde geceye doğru yağışın cinsinin karla karışık yağmura ve daha yükseklerde kara dönüşmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Yağışların kara dönüşmesini bekliyoruz" Perşembe günü yurdun kuzey ve iç kesimlerinde de yağışın beklendiğini aktaran Yüksel, "Yağışlar perşembe günü de yağmur ve sağanak şeklinde ancak iç bölgelerde soğuma ile birlikte yağışların karla karışık yağmur ve kara dönüşmesini bekliyoruz" dedi. "Cuma günü yağışlar ülkenin tamamında görülmeye devam edecek" Yüksel, "Cuma günü ise yağışlar ülkenin hemen hemen tamamında yine görülmeye devam edecek. Cuma günü hava soğuyacak. Bu soğumayla birlikte Marmara ve kıyılar hariç iç ve doğu bölgelerde yağışın karla karışık yağmur ve kar şeklinde görülmesini bekliyoruz" diye konuştu. "Hafta sonu yağışlı hava etkisini sürdürmeye devam edecek" Yüksel, "Hafta sonu yağışlı hava etkisini sürdürmeye devam edecek. Cumartesi günü iç ve doğu kesimlerde, pazar günü ise iç kesimlerde yağışlar ara ara devam edecek" ifadelerini kullandı. "Ankara’da yağışların ara ara devam etmesini bekliyoruz" Ankara’da beklenen hava durumuna da değinen Yüksel, şunları kaydetti: "Ankara’da yağışların yağmur şeklinde ara ara devam etmesini bekliyoruz. Perşembe günü yağış yok, hava çok bulutlu. Cuma günü ise sabah ve öğlen saatlerinde Ankara’da kar yağışı bekliyoruz. Merkezde kışın görmediğimiz kar yağışını 6 ila 8 saatlik periyotta görebiliriz. Çatı üzerinde ve yerde birkaç santimlik kar kalıntısı olabilir."
İzmir Avrupa’daki turizm kısıtlamaları Türkiye için fırsat olabilir Prof. Dr. Orhan İçöz, Avrupa ülkelerinde fiyatlar yükselirken, Türkiye’nin benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabileceğini söyledi. Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Orhan İçöz Avrupa’nın turistten yorulduğunu, getirilen ek vergi ve ziyaretçi kotalarının bunun göstergesi olduğunu belirterek, Türkiye’nin benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabileceğini belirtti. Prof. Dr. İçöz Türkiye’nin, fiyat-performans açısından avantajlı bir konumda olduğunu belirterek şunları söyledi: "Avrupa’da aşırı turist yoğunluğu nedeniyle yerel halkın tepkileri artarken, Venedik, Barselona, Amsterdam ve Dubrovnik gibi şehirlerde günlük ziyaretçi kotaları, ek vergiler ve konaklama sınırlamaları uygulanmaya başlandı. Bu durum, turistlerin farklı destinasyonlara yönelmesine neden olabilir ve Türkiye bu değişimi fırsata çevirerek turist akışını kendine çekebilir. Özellikle Avrupa’da turist vergileri ve konaklama fiyatlarının artması, gezginleri daha uygun fiyatlı destinasyonlar arayışına itebilir. Türkiye, fiyat-performans açısından avantajlı bir konumda bulunuyor. İspanya ve İtalya gibi ülkelerde fiyatlar yükselirken Türkiye benzer kalitede hizmeti daha uygun fiyata sunarak turistler için cazip bir alternatif olabilir." Ülkemizde bu tür uygulamaların sıkı günlük kotalar yerine daha çok ücretlendirme ve dönemsel kısıtlamalar şeklinde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Orhan İçöz, "Örneğin, Kapadokya’da balon turlarına uçuş izinleri ve kapasite düzenlemeleri getirilerek aşırı kalabalık kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Antalya’daki antik kentlerde (Olympos, Aspendos vb.) yoğun dönemlerde girişlerde bazı düzenlemeler uygulanıyor, Bunun yanında, Türkiye’de 2023 yılında yürürlüğe giren konaklama vergisi, otel ve pansiyon konaklamalarında yüzde 2 oranında uygulanarak turistik altyapıya katkı sağlanması amaçlanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerinin giriş ücretleri sürekli güncellenirken, özel koruma alanlarında da bazı ücretlendirme uygulamalarına geçildi. Örneğin, Salda Gölü’nün belirli bölgeleri giriş ücretli hale getirilerek yapılaşma sınırlandırıldı. Ayrıca, İztuzu, Patara ve Belek gibi Caretta-Caretta kaplumbağa yuvalama alanlarında turist yoğunluğu yuvalama döneminde belirli saatlerde sınırlandırılıyor. İstanbul’da, Airbnb gibi platformların yaygınlaşmasıyla birlikte kısa dönem kiralamalarla ilgili düzenlemeler gündeme geldi" diye konuştu. Sürdürülebilir turizm Avrupa’da yaşanan bu doygunluk karşısında Türkiye bu turist potansiyelini lehine değerlendirebileceğini anlatan Prof. Dr. Orhan İçöz, "Avrupa’daki yoğunluğa ve kalabalıklara alternatif olarak Türkiye, daha sakin, butik ve lüks tatil seçenekleri sunabilir. Mavi yolculuk, özel villa konaklamaları, şarap bağları turları ve gastronomi deneyimleri gibi lüks ve kişiselleştirilmiş turizm hizmetleri ön plana çıkarılabilir. Avrupa’daki turizm politikalarının sıkılaşmasıyla birlikte Türkiye, daha erişilebilir, ekonomik ve kaliteli bir destinasyon olarak kendini konumlandırabilir. Ancak bu turist akışını kontrolsüz bir büyümeye değil, sürdürülebilir turizme yönlendirmek de büyük önem taşıyor" dedi. Yeniz destinasyonlar Prof. Dr. Orhan İçöz, farklı destinasyonların ön plana çıkarılabileceğini ifade ederek şöyle devam etti: "Turizmin en fazla yoğunlaştığı Türkiye’nin sadece İstanbul, Antalya ve Kapadokya gibi popüler destinasyonlardan ibaret olmadığı vurgulanmalı ve alternatif turizm bölgeleri ön plana çıkarılmalıdır. Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da eko-turizm, doğa turizmi ve gastronomi turizmi gibi seçenekler daha fazla tanıtılmalıdır. Ayrıca, Datça, Akyaka, Assos ve Bozcaada gibi az bilinen sahil kasabaları ile Pamukkale ve Afyon gibi termal turizm bölgeleri de Avrupalı turistler için iyi birer alternatif oluşturabilir. Avrupa’daki turistlerin büyük bir kısmı tarihi ve kültürel mirasa ilgi duyan gezginlerden oluştuğu için, Türkiye bu alanda da kendini daha fazla tanıtabilir. Roma, Bizans, Osmanlı ve Selçuklu mirası, Avrupalı turistler için ilgi çekici olabilir. Efes, Bergama, Göbeklitepe ve Nemrut Dağı gibi UNESCO miras alanları, Avrupa’daki turist yoğunluğuna karşılık daha sakin ve etkileyici alternatifler sunabilir."
Eskişehir Emekli askerin ilginç prensibi Eskişehir’de prensip gereği 30 yıldır saat 13.00 olmadan önce hiçbir şekilde çay içmeyen hava assubayı emeklisi Yılmaz Türkmen, "Kendime çok dikkat ediyorum, şimdiye kadar hiç doktora gitmedim. Sadece 5 defa aşı vuruldum, onun dışında ilaç kullanmadım" dedi. 93 Yaşındaki emekli vatandaş Yılmaz Türkmen, ilginç prensibi ile dikkat çekiyor. Her gün bir derneği ziyaret eden Türkmen, saat 13.00 olmadan önce hiçbir şekilde çay içmiyor. Emekli assubayın bu alışkanlığına dernek mensupları da hassasiyet gösteriyor. Çocukluğundan beri beslenmesine çok dikkat ettiğini belirten Yılmaz Türkmen, şimdiye kadar hiç doktora gitmediğini ve neredeyse hiç ilaç kullanmadığını öne sürüyor. "Kendime çok dikkat ediyorum, şimdiye kadar hiç doktora gitmedim" İlginç prensibiyle ilgili açıklamada bulunan Türkmen, "Bir derneğe üyeyim ve aşağı yukarı her gün lokale geliyorum. Yaklaşık 30 senedir prensibim nedeniyle saat 13.00’a kadar çay içmiyorum. Birkaç dalda derecesi olan eski bir amatör sporcuyum. Çok eski rekorlarım var. Çocuk yaşımdan beri yeme ve içme konusunda titizimdir. Kendime çok dikkat ediyorum, şimdiye kadar hiç doktora gitmedim. Sadece 5 defa aşı vuruldum, onun dışında ilaç da kullanmadım. Aynı yaş grubunda zaten kimse kalmadı. Bana göre biraz daha genç olanlarla bir araya gelip vakit geçirmeye çalışıyoruz. Bildiğim kadarıyla Eskişehir’de asker kökenli en yaşlı kişi benim" dedi.