ASAYİŞ - 09 Nisan 2025 Çarşamba 07:59

Maltepe Huzurevi’nde çıkan yangın kontrol altına alındı

A
A
A
00:00
00:00
HD

Sabahın erken saatlerinde Maltepe Huzurevi’nde çıkan yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kontrol altına alınırken içeride bulunan huzurevi sakinleri tahliye edildi. 17 kişi hastaneye kaldırıldı.

Olay, saat 05.00 sıralarında Maltepe Huzurevi’nde meydana geldi. Huzurevinin içerinde bulunan özel bakım ünitesinde, sebebi henüz belirlenmeyen bir nedenle yangın meydana geldi. Paniğe neden olan yangında yapılan ihbarlar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, ambulans, polis, AFAD ve UMKE ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin çalışmaları sonucu yangın kontrol altına alınırken, tedbir amaçlı olarak içerideki 90 kişi kurumun çok amaçlı salonuna tahliye edildi. Öte yandan dumandan etkilenen 17 kişi çevredeki hastanelere kaldırıldı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, "Yangın sırasında huzurevinde 90 kişi bulunmakta olup dumandan etkilenen 17 kişi 112 ekipleri tarafından çevredeki hastanelere sevk edilmiştir. Yangın sırasında binadan tahliye edilen diğer huzurevi sakinleri ise kurumun çok amaçlı salonuna yerleştirilmiştir. Yangının çıkış sebebi, itfaiyenin incelemesinin ardından belirlenecektir." denildi. İtfaiye Daire Başkanı Remzi Albayrak olay yerine gelerek ekiplerden bilgi aldı.

Maltepe Huzurevi’nde çıkan yangın kontrol altına alındı

Ahmet Emin Şentürk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan: "Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir" Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Fidan, "Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir" dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile düzenledikleri ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Orta Asya devletlerinin Kıbrıs bağlamında attıkları son adıma dair görüşlerinin sorulması üzerine Bakan Fidan, "Son yıllarda meydana gelen küresel gelişmeler ve Orta Asya’daki kardeşlerimizin ortaya koyduğu kapasite gelişimi, çalışmalar, ilerlemeler, küresel aktörlerin dikkatini çektiği gibi AB’nin de Orta Asya’ya olan ilgisini malumunuz arttırdı. Bu bizim açımızdan anlaşılabilir bir durum. Ancak bu karşılıklı ilginin AB tarafından istismar edilmeye çalışıldığını gördüğümüz alanlar da var. Elbette biz bu gelişmeleri tüm boyutlarıyla yakından takip ediyoruz. Gerekli girişimleri yapıyoruz. Dostlarımızla temas halindeyiz. Görüş alışverişi halindeyiz, bilgilendirme halindeyiz. Türk dünyası idealimize uygun bir biçimde hareket etmeye devam edeceğiz. Fakat burada başka bir sorunsal var. Bu son olaydan hareketle aramızı bozmak isteyen bazı çevreler bu sorunu bizim açıktan kamuoyunun önünde tartışmamızı istiyorlar. Biz prensip olarak ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih etmiyoruz. Türk dünyasıyla aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları bu açıdan başarılı olmayacak. Buradan hükümetimize yönelik bir negatif not yüklemeye çalışanların çabaları da başarılı olmayacak. Burada attığımız adımlar belli, durduğumuz yer belli. Türk Cumhuriyetleri’nin bizim gittiğimiz istikamet belli. Her türlü konuyu aile meclisimizde ele almaya devam edeceğiz. Bu konudaki pozisyonumuz nettir. Kıbrıs Türkleri de büyük Türk dünyası ailesinin asli ve ayrılmaz bir unsurudur. Bu gerçek de asla değişmeyecek. Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir. Bu konudaki politikalarımızı sabırla sürdüreceğiz. Herkesin aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmesi ailemizi daha da büyütecek ve güçlendirecektir" dedi. "Kıbrıs Türklerinin biz iradesine saygı duyuyoruz" 2017’de Crans-Montana’da gerçekleşen görüşmelerde Rum tarafının Kıbrıs Türkleri ile siyasi gücü ve ekonomik refahı paylaşmayı reddettiğini hatırlatan Bakan Fidan, şöyle devam etti: "Bu Annan Planına ortaya cevabı konurken de böyleydi. 2017’de Crans Montana’da da böyle oldu. Bugün kendileri burada, Sayın Espen Eide de bu son süreci son derece iyi hatırlıyor. Kendisiyle de aslında bu konuyu içeride konuştuk. Kendisi bana o dönem Kıbrıs özel temsilcisi olduğu için o günlere ilişkin tecrübelerini aktardı, vizyonunu anlattı. O günden sonra Kıbrıs Türk tarafı federasyon modelinden çekilmiş durumda. Biz de sonuç vermeyecek müzakerelerle vakit kaybetmeyeceğimizi defaatle ifade ettik. Ondan sonra iki devletli çözüm modeli ortaya konuldu ve biz bu modelin arkasında durmaya devam ettik. Geçtiğimiz mart ayında Cenevre’de yapılan toplantıda federal model BM tarafından telaffuz dahi edilmedi. Bunun yerine biz adadaki iki tarafın iş birliği yapabileceği alanlar üzerinde durduk. Biz Türkiye olarak şunu görüyoruz. Bir taraftan adada bir dondurulmuş sorun var. İki tarafta kendi sınırları içerisinde kendi idarelerinin yönetimi altında yaşamaya devam ediyor. Ama birbirlerine karşı koydukları karşılıklı izolasyon adanın topyekun refahını etkiler bir durumda olmaya başladı. Hele son yıllarda Akdeniz’de meydana gelen jeostratejik, jeoekonomik gelişmeler dikkate alındığında Kıbrıs Adası’nın Rum’uyla, Türkiye’yle giderek daha fazla bölgeden izole olduğu yalnızlaşmaya başlayacağı bir ada haline dönmeye başlayacak. Bunun yerine adadaki iş birliği ruhunun arttırılmasının önemli olduğu konusunda biz Birleşmiş Milletler’in vizyonuyla örtüştüğümüzü söyledik. Rumlar ve Avrupa Birliği ne derse desin tükenmiş federasyon modeli artık masadan kalkmış durumda. Bu modelde biliyorsunuz Rumlar tarafından ortadan kaldırıldı. Kıbrıs Türklerinin daha fazla izolasyonunu hedef alan daha fazla imkansızlıklar içerisinde boğuşmasına sebep olan bir müzakere süreci, bir çözüm süreci, bir anlaşma süreci bizim hiçbir şekilde kabul edeceğimiz bir yaklaşım değildir. Tabii ki Kıbrıs Türklerinin biz iradesine saygı duyuyoruz. Onların kendi seçimleri, kendi tercihleri ortada. Ama biz garantör ülke olarak, ana vatan olarak kendi görüşlerimizi, kendi tavrımızı her zaman büyük bir netlikle ortaya koyuyoruz. Biz bu konuda son derece netiz. Uluslararası toplumun getirdiği bütün çözüm önerilerine bugüne kadar biz hep evet dedik. Bunun arkasında olduk." "Oldu, bittiye izin vermeyeceğimizi zaten herkes biliyor" Ege Denizi ile ilgili Deniz Mekansal Planlamasının hazırlandığını aktaran Fidan, Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerine sunulacağını kaydetti. Bakan Fidan, "Kıbrıs Ege ve Doğu Akdeniz’de tek taraflı herhangi bir adıma veya ‘oldu, bittiye’ izin vermeyeceğimizi zaten herkes biliyor. Her şekilde söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Ama duymayanlara yani kulakları sağırdır, duymazlar, işitmezler yapacak fazla bir şey yok. Propaganda makinesi haline dönüşmüş, belli konuları doğruluğundan bağımsız, gerçekliğinden bağımsız sırf öyle olarak görmek istedikleri için propagandasını yapan insanlara kulak asılmaması fevkalade önemli" diye konuştu.