EKONOMİ - 03 Nisan 2025 Perşembe 09:40

Çiftçilere ’çiçek monilyası hastalığı’ uyarısı

A
A
A
Çiftçilere ’çiçek monilyası hastalığı’ uyarısı

Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, kayısı, şeftali, erik, kiraz ve vişne gibi sert çekirdekli meyveleri etkileyen ’çiçek monilyası hastalığı’na karşı zamanında ve doğru müdahale yapılmazsa ciddi ekonomik kayıpların meydana gelebileceğini söyledi.


’Çiçek monilyası hastalığı’ konusunda üreticileri bilgilendiren İbrahim Sağlam, "Çiçek monilyası hastalığı, kayısı, şeftali, erik, kiraz ve vişne gibi sert çekirdekli meyveleri etkileyen önemli bir fungal hastalıktır. Bu hastalık zamanında ve doğru bir şekilde mücadele edilmediğinde, ciddi ekonomik kayıplara ve zararlara yol açabilir. Hastalığın etmeni olan fungus, kışı hastalıklı dallardaki kanserler üzerinde ve meyve enfekte olmuşsa, ağaçta asılı kalmış mumya meyveler üzerinde de geçirebilir. Hastalık etmeni sporlar, çiçeklere rüzgâr, yağmur veya böcekler tarafından taşınır. İlk belirtiler, çiçeklerde taç yapraklar, erkek ve dişi organlarda kahverengi lekeler olarak görülür. Bu lekeler hızla yayılarak tüm çiçeği ve sapı sarar. Enfekte çiçekleri taşıyan dallarda, çiçek sapı etrafında küçük, eliptik, çökük ve kahverengi kanserler gelişir. Meyvelerde bir veya birden fazla küçük çürük alan bulunabilir. Meyveler, ağaçta veya yere düşmeden önce tamamen çürür ve kuruyarak mumyalaşır. Enfekte meyve taşıyan dallarda bazen küçük kanserler gelişir" dedi.


Hastalığa karşı alınacak olan kültürel ve kimyasal önlemler konusunda açıklamada bulunan İbrahim Sağlam, "Dikim yapılacak alanın dikkatlice seçilmesi gerekmektedir. Bahçenizi gölge, rüzgardan korunmuş ve nemli olmayan bir alanda dikmek, hastalığın yayılmasını engelleyen bir ortam sağlar. Enfekte çiçekler veya kanserler taşıyan dallar budanmalıdır. Sadece hastalıklı kısmı değil, sağlıklı kısımdan da yaklaşık 10 cm kadar kesilmesi önerilir. Kesilen parçalar yakılmalı veya uygun şekilde bertaraf edilmelidir. Ağaçların doğru budama tekniğiyle budanması, bitkilerin havalandırmasını sağlayarak nemin birikmesini engeller. Bu, mantar hastalıklarının yayılmasına karşı etkili bir yöntemdir. Hasat sırasında meyveler dikkatlice toplanmalıdır. Meyve kabuklarının delinmemesi ve aşınmaması için özen gösterilmelidir. Depolama ve taşıma sırasında enfeksiyonların yayılmaması için dikkatli olunmalıdır. Olgunlaştıktan sonra mumyalanmış meyveler hem ağaçtan ve bahçeden uzaklaştırılmalıdır. Bu, hastalığın yayılmasını engellemeye yardımcı olacaktır. İlkbaharda bitki canlılığını desteklemek için sonbaharda toprak analizine uygun olarak gübreleme yapılması gerekir" diye konuştu.


Müdür Sağlam, belirtiler ve müdahaleler hakkında ise şunları söyledi:


"Bahçelerinizde sürekli gözlemler yapmak enfeksiyonun ilk belirtilerinde hızlı bir müdahale şansı sunarak başarı oranınızı arttıracaktır. Kimyasal mücadelede 1 ilaçlama çiçekler yüzde 5-10 açtığında 2. ilaçlama ise çiçekler yüzde 90-100 oranında açıldığında yetkili kişiler tarafından reçetelendirilerek, BKÜ veri tabanında belirtilen ruhsatlı fungusitlerden biri ile uygun dozlarda ve zamanlarda yapılması gerekmektedir. Zirai mücadele esnasında uygun koruyucu ekipman kullanılması, insan ve çevre sağlığını koruyucu tedbirlerin alınması, bitki koruma ürünlerine ait atık ambalajların uygun şekilde bertaraf edilmesi önemlidir."



Çiftçilere ’çiçek monilyası hastalığı’ uyarısı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun OMÜ Rektör Yardımcı Kurnaz: "Samsun 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yaptı" Samsun’da düzenlenen Sağlık Turizmi Paneli’nde konuşan Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, "2024 yılında ülkemiz, 2 milyona yakın sağlık turistini misafir etmiş. Samsun özelinde konuşacak olursak, ilimiz 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yapmış, bu rakamlarla Türkiye genelinde önemli bir yer edinmiştir" dedi. OMÜ Uzaktan Eğitim Merkezi’nde Sağlı Turizmi Paneli yapıldı. Panelde birçok panelist on-line ve yüz yüze kendi alanları ile ilgili bilgi verdi. Panele on-line olarak bağlanan Prof. Dr. Hakan Hakeri "tıp hukuku", Behlül Ünver "sağlık turizmi destekleri", Dr. Ezgi Canpolat ise "sağlık turizmi" ile ilgili konuşma yaptı. Panelin ikinci bölümünde salonda konuşan OMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Çetin Kurnaz, "Günümüzde sağlık turizminin ortaya çıkışının en temel sebeplerinden biri, bireylerin sağlık hizmetlerine daha kaliteli, daha hızlı ve daha ekonomik koşullarda ulaşma arayışıdır. Birçok ülkede hastalar, kendi ülkelerinde ulaşamadıkları ya da çok uzun süre bekledikleri tedavilere başka ülkelerde daha uygun şartlarda ulaşabilmektedirler. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi bölgelerde bu durum ciddi bir soruna dönüşmüş durumdadır. Örneğin Kanada’da bir hastanın sağlık hizmetine erişim süresi ortalama 2,5 ay, İngiltere’de ise bu süre yaklaşık 18 haftadır. Dünyada 2024’te insanlar sağlık anlamında bir ülkeden başka bir ülkeye gitmek için yaklaşık 100 milyar dolar harcamış. Bu tutar 2028’de 125 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Bu küresel tablo içerisinde Türkiye, sağlık alanındaki güçlü altyapısı, yüksek kalitedeki hizmet anlayışı, alanında uzman sağlık profesyonelleri ve rekabetçi fiyat politikasıyla öne çıkmakta; her yıl milyonlarca hastayı ağırlamaktadır. 2024 yılında ülkemiz, 2 milyona yakın sağlık turistini misafir etmiş. Samsun özelinde konuşacak olursak, ilimiz 2024 yılında yaklaşık 30 bin yabancı sağlık turistine ev sahipliği yapmış, bu rakamlarla Türkiye genelinde önemli bir yer edinmiştir. Samsun’da hali hazırda 61 sağlık tesisi sağlık turizmi yetki belgesi ile hizmet vermektedir. Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak bu vizyonun önemli bir paydaşı olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bizler Ondokuz Mayıs Üniversitesi olarak yalnızca tedavi değil, aynı zamanda konfor, güven, etik değerler ve akademik güvenceli sağlık hizmeti sunmayı amaçlıyoruz. Sağlık turizminde Türkiye’yi global ölçekte bir cazibe merkezi haline getirme vizyonuna katkı sağlamak için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Çok güzel bir şey yapabiliriz ama bunu sunamıyorsanız bir şey ifade etmiyor" FBM Tıp Merkezinden Prof. Dr. Hayati Akbaş, "Bu sağlık turizminin en önemli ayaklarından bir tanesi de kendinizi ifade etmek ve tanıtmaktır. Benim kendimi tanıtmam yetmez, ben kendi yaşadığım yeri de tanıtmam lazım dedim. Türkiye’nin Miami’si bir slogan oluşturdum. Samsun’u paylaşmaya başladım. Attığım her videoyu minimum 100 bin, maksimum 100 milyon kişi izledi. Şunu demek istiyorum; biz sağlık turizmi yapıyorsak, öncelikle işimize hakim olacağız. İşimizi severek yapacağız. Ne kadar iyi yaptığımızı, o yaptığımız işi göstermemiz lazım. Benim motivasyonum hiçbir zaman para olmadı. Ben Samsun üzerinden, Türkiye’yi dünyaya tanıtacağım. Tanıtım olmadan turizm olmaz. Sizi kimse bilmek zorunda değil. Çok güzel bir şey yapabiliriz ama bunu sunamıyorsanız bir şey ifade etmiyor. Sağlık turizmi yaparken Türkiye’ye ne kazandırıyoruz? Birincisi para kazandırıyoruz. İkinci Türkiye aşığı oluyor" şeklinde konuştu. İnsanların Samsun’u tercih etme sebepleri OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut, "Neden insanlar Samsun’u tercih ediyor? İlk sırada hekimlerimiz çok iyi. İkinci sırada uygun bir maliyetimiz var. Üçüncü sırada tıbbi anlamda güvenilir hekim son derece önemli. Bir diğeri ise Samsun yaşanabilir bir şehir. Sahil şehri, liman kenti olması, şehir içi ulaşımın kolay olması hakikaten önemli. Zincirin tüm halkalarının aynı pay etrafında toparlanması lazım ki biz burada söz sahibi olabilelim" ifadelerini kullandı. "Bir masanın etrafında onları oturtturmak bir başarıdır" Sivil toplum örgütlerinin ve sağlık turizm derneklerinin öneminden bahseden Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Prof. Dr. Fatih Özkan, "Türkiye’de 170 bin civarında sivil toplum örgütü var. Hepimiz bir meslek sahibiyiz. Bu yapı içerisinde bulunduğumuz zaman kendi sorunlarımızı bir arada yaşayabileceğiz. Sağlık turizmi hem Sağlık Bakanlığı ile ilgili hem Turizm Bakanlığı ile ilgili bir şeydir. 2 tane büyük paydaşı bir araya getirmek istiyorsanız, sağlık turizmi dernekleri bunu yapabilirler. Özel sektör hem dosttur hem de rakiptirler. Bir masanın etrafında onları oturtturmak bir başarıdır. Bunu yapacak olan Sivil toplum örgütlerinin o toplayıcı gücüdür" ifadelerini kullandı. Panelde Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Süleyman Demirtaş da bir konuşma yaptı. Panel toplum fotoğraf çekimi ile sona erdi.