SAĞLIK
26 Eylül 2024 Perşembe - 16:45 Medical Point’te HPV Virüsü ve Aşıları Üzerine Eğitim Semineri düzenlendi Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde HPV Virüsü ve Aşıları Üzerine Eğitim Semineri düzenlendi. Medical Point Gaziantep Hastanesi, sağlık alanında farkındalık oluşturmak amacıyla Dr. Öğr. Üyesi Çağdaş Demiroğlu ve Yenilikçi Avukatlar Grubu iş birliğiyle HPV virüsü ve aşıları hakkında kapsamlı bir eğitim semineri düzenledi. Seminer, hastanenin konferans salonunda gerçekleştirildi ve sağlık profesyonellerinin yanı sıra hukuk camiasından birçok katılımcıyı bir araya getirdi. Eğitim seminerinin açılışında konuşan Dr. Öğr. Üyesi Çağdaş Demiroğlu, HPV virüsünün cinsel yolla bulaşan en yaygın enfeksiyonlardan biri olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Çağdaş Demiroğlu, "HPV, birçok kanser türünün, özellikle de rahim ağzı kanserinin başlıca nedenidir. Ancak bu virüsle ilgili bilgi eksiklikleri ve aşıya dair yaşanan tereddütler, toplum sağlığını tehdit etmektedir" dedi. Dr. Demiroğlu, HPV aşısının etkinliği ve güvenliği hakkında güncel verileri katılımcılarla paylaştı. Seminerin bir diğer önemli konusu ise HPV aşılarının yasal boyutu oldu. Yenilikçi Avukatlar Grubu’ndan uzman hukukçular, aşıların zorunlu hale getirilmesi ve bireylerin hakları konusunda bilgi vererek sağlık hizmetlerinin hukuki çerçevesini anlattılar. Katılımcılar, HPV aşısının hukuki düzenlemeleri, sorumluluklar ve aşıya erişim konularında kapsamlı bir şekilde bilgilendirildi. Seminer, katılımcıların aktif katılımıyla zenginleşti. Soru-cevap bölümünde, katılımcılar HPV virüsü ve aşılarıyla ilgili merak ettikleri konuları Dr. Öğr. Üyesi Çağdaş Demiroğlu’na yönelttiler. Dr. Demiroğlu, “Aşılar, sadece bireysel değil, toplumsal sağlık açısından da kritik bir öneme sahiptir. Eğitim ve farkındalık çalışmaları, aşılamanın artması ve HPV ile mücadelede önemli bir rol oynayacaktır” dedi. Ayrıca, seminerin katılımcılar üzerinde olumlu bir etki oluşturduğunu belirtti.
26 Eylül 2024 Perşembe - 14:23 ‘Alzheimer ile nasıl yaşanır?’ sorusu bu konferansta yanıt buldu Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Alzheimer hastalığına önemli bir farkındalık oluşturduğu “Azlehimer Hasta ile Yaşam” konferansında nöroloji uzmanı Doç. Dr. Güzey Aras ve konuşma terapisti Emrah Karacaoğlu, YADEM’in yaşlılarına teşhis sonrasında yapılacaklar ve hasta psikolojisiyle ilgili önemli aktarımlar yaptı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Yaşlı Destek Merkezi (YADEM) günümüzün önemli hastalıklarından biri olan Alzheimer ile ilgili farkındalık oluşturacak bir konferansa imza attı. Yaşlıların önemli bir sınavla karşı karşıya kaldığı ve aileleri için büyük önem arz eden hastalık, Adapazarı Sosyal Gelişim Merkezi’nde (SGM) gerçekleştirilen konferansta anlatıldı. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Yeşim Güzey Aras ve Dil Konuşma Terapisti Emrah Karacaoğlu, YADEM çatısı altındaki yaşlılara hastalıkla ilgili önemli bilgiler verirken ailelere ise muhtemel bir teşhis durumunda ne yapmaları gerektiği konusunda aktarımlar yaptı. Hastalığa karşı farkındalığın artması ve hasta yakınlarının yaşadıkları zorluklara dikkat çeken alanında uzman iki isim, hastalar üzerinden örnekler vererek “Alzheimer ile yaşamak” konu başlığını masaya yatırdı. Konferansı İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir, Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanı Ahmet Öksüzoğlu da takip etti. Sabır, anlayış ve inancın en önemli başlıklar olduğunu vurgulayan uzmanlar, konuyla ilgili ciddi bir motivasyon ortaya koydu. "Sabır ve anlayış doğru yola götürür" Doç. Dr. Yeşim Güzey Aras, “Hastalarımızın yaşam kalitesini artırmak çok önemli bir etken. Alzheimer hastalarının ihtiyaçlarını anlamalı ve onlara uygun bir destek sunmamız çok önemli. Hastalarımızın günlük rutinlerine devam etmesini sağlamak onlar üzerindeki olumlu etkileri ciddi şekilde artıracaktır. Bu noktada bizi sabır ve anlayış huzurlu bir yola iletecektir” dedi. "Etkili iletişim ve doğru yöntemler" Konuşma terapisti Emrah Karacaoğlu ise uygulamalı yöntemler ile bu sorunların nasıl üstesinden gelinebileceği hakkında pratik bilgiler paylaşarak etkili iletişimin stratejik önemini vurguladı. Karacaoğlu, “Hastaların genellikle konuşma bozuklukları ve yutma güçlükleri yaşıyor, bu durumun hem hastanın hem de bakım veren aile yakınlarının yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Hastalarımızla sağlıklı bir iletişim kurarak onları anlamaya ve anlaşmayı sağlamalıyız” ifadelerine yer verdi. Program sonunda uzman isimlere sorular soran YADEM’in yaşlıları tansiyonlarını ölçtürerek farkındalık adımı için teşekkür etti.
Gebelik ve venöz tromboembolizm: Riskler ve korunma stratejileri
20 Ağustos 2024 Salı - 10:06 Gebelik ve venöz tromboembolizm: Riskler ve korunma stratejileri Gebelik döneminin venöz tromboembolizm (VTE) riski açısından kritik bir dönem olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, gebelik ve varislerin oluşturduğu potansiyel sağlık tehditlerine dair uyarılarda bulundu. Bu dönemi hem anne hem de bebek için güvenli hale getirmenin yollarını açıkladı. Çakmak Erdem Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, gebelik döneminin venöz tromboembolizm (VTE) riski açısından ne kadar kritik bir dönem olduğunu vurguladı. Gebelikte varislerin artan risklerini tek tek anlatan Doç. Dr. Betül Sertbaş, “Gebelik, varisli hastalar için ek bir risk faktörü oluşturabilir. Gebeler, varislerin neden olduğu semptomlarda artış yaşarken bu durum hem anne hem de hekim için büyük bir endişe kaynağı olabilir” açıklaması yaptı. Ortaya çıkan şikâyetler Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, gebelik sırasında ortaya çıkan şikâyetleri şöyle sıraladı: “Mavi-mor renkli damarların belirginliğinde ve sayısında artış, Bacaklarda gebelik öncesi dönem veya önceki gebeliklere göre daha fazla ödem, Daha fazla ağrı, dolgunluk ve huzursuzluk hissi, Gece kramplarında artış yer alır.” “Aspirin veya DMAH içeren enjeksiyonlar reçete edilebilir” “Bu belirtilerle en büyük endişe kaynağı toplardamarlarda oluşabilecek pıhtıların hem bacaklarda kalması hem de akciğerlere doğru hareket etmesidir” Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, “Venöz tromboemboli (VTE) adı verilen bu durum, varisi olmayan sağlıklı bireylerde bile tetikleyici sebeplerle ortaya çıkabilir. Ancak gebelikte bu durumu yönetmek daha karmaşık hale gelir. Bu nedenle gebelik süresince pıhtı oluşumunu önlemek amacıyla aspirin veya DMAH içeren enjeksiyonlar reçete edilebilir” dedi. Aspirin ve DMAH Kullanımı: Zorunluluk ve Değerlendirme Varisli hamilelerin aspirin veya DMAH enjeksiyonu kullanımının zorunlu olmadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, “Ancak, varis öyküsü olan gebelerin Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanları tarafından detaylı bir değerlendirmeye alınması gereklidir” diyerek bu sürecin nasıl işlediğini şöyle açıkladı: “Gebelik sürecinde varislerin yönetimi, kapsamlı bir klinik muayene gerektirir. Hekimler, hastanın şikayetlerini ve sağlık geçmişini değerlendirir. Özellikle pıhtı öyküsü olan hastalar için varislerin klinik durumu ve gerekli tetkiklerin sonuçlarına göre, uygun tedavi yöntemleri belirlenir.” Kritik Bilgiler: Neler Sorgulanmalı? “Gebe kalma öyküsü (kendiliğinden veya tedavi ile), VTE öyküsü (kişisel veya ailede), VTE’nin ortaya çıkış şekli ve damar alanları, Tekrarlayan VTE öyküsü, Ailede tekrarlayan veya şiddetli VTE öyküsü, Genetik pıhtılaşma faktörleri, Çoğul gebelik öyküsü, Gebelikle ilgili risk faktörlerinden ötürü yatak istirahati gerekliliği, Gebenin yaşı, boy ve kilosu.” Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, her gebeliğin kendine özgü olduğunu ve tedavi planlarının kişiye özel olarak oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kaygıyı Azaltmanın Anahtarı: Bilinçli takip ve önlem Gebelikte yaşanan kaygının sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için bilinçli bir yaklaşım şarttır. Yrd. Doç. Dr. Betül Çelikol Sertbaş, “Gebelikte potansiyel riskleri bilmek ve kişiye özel sağlık durumunu doğru değerlendirmek, güvenli bir gebelik süreci sağlar. Varis öyküsü veya pıhtılı hastalık öyküsü bulunan gebelerin Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlarıyla görüşmeleri elzemdir” şeklinde konuştu. Son olarak, “Varisleri olan ve gebelik planlayan kadınların, gebelik öncesi muayenelerini ciddiyetle yaptırmaları ve sağlık durumlarını düzenli olarak takip etmeleri büyük önem taşır. Bu yaklaşım, daha rahat ve sorunsuz bir gebelik ve doğum süreci geçirmelerini sağlayacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.
Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Solmaz: “Sağlık taramaları erken ölümleri önleyebilir”
20 Ağustos 2024 Salı - 10:03 Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Solmaz: “Sağlık taramaları erken ölümleri önleyebilir” Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, belirgin semptomlar ortaya çıkmadan önce muhtemel sağlık sorunlarını tespit etmek için yapılan sağlık taramalarının önleyici sağlık açısından önemli kontroller olduğunu söyledi. Acıbadem Adana Hastanesi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, kan basıncı ve kolesterol seviyelerinden kanser belirtilerine ve genetik yatkınlıklara kadar bir dizi test ve muayeneyi içeren sağlık taramalarının erken teşhis ve yaşam kalitesini artırmada etkili olduğunu belirtti. Sessizce ilerleyen ve herhangi bir semptom ortaya çıkmadan önce önemli hasara neden olabilen hipertansiyon, diyabet ve bazı kanserlerin bu taramalar sayesinde erkenden tespit edilebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Solmaz, “Hastalık tespitinin ötesinde, taramalar risk değerlendirmesinde önemli bir rol oynar. Birçok kronik hastalığın aile geçmişi, yaşam tarzı seçimleri ve çevresel maruziyetler gibi tanımlanabilir risk faktörleri vardır. Kapsamlı taramalar yoluyla, bireyler kişisel risk profilleri hakkında önemli tıbbi bilgiler elde edebilirler. Bu bilgilerle yaşam tarzı değişiklikleri, önleyici tedbirler ve erken müdahale stratejileri hakkında bilinçli kararlar alabilirler” diye konuştu. “Taramalar hızlı ve acısızdır” Bu taramaların daha sağlıklı bir nüfusa katkıda bulunduğuna değinen Doç. Dr. Solmaz, kronik hastalıkları belirlemenin ve yönetmenin, sağlık sisteminin yükünü azaltıp, sağlık bakım maliyetlerini düşürerek önemli bir fayda da sağlayabileceğini dile getirdi. Kalp hastalığı ve felç gibi durumların erken tespiti ve tedavisinin, erken ölümleri ve sakatlıkları önleyebileceğinin altını çizdi. Bu taramaların “gereksiz veya zaman alıcı” olduğuna dair yanlış bir algı bulunduğuna işaret eden Doç. Dr. Solmaz, faydalarının rahatsızlıklarından çok daha fazla olduğunu; pek çok taramanın hızlı ve acısız olduğunu, genellikle sigorta tarafından karşılandığını söyledi. Taramaların etkisini artırmak için bireysel ihtiyaçlara ve risk faktörlerine göre uyarlanması gerektiğini belirten Solmaz, “Uzmanlar yaşa, cinsiyete ve aile geçmişine göre uygun taramaların neler olabileceği konusunda kişiye bilgi verirler. Bu taramalar yapıldıktan sonra kişinin taramaların faydalarını tamamlamak için dengeli bir diyet, düzenli egzersiz ve zararlı maddelerden kaçınmaya özen göstermesi gerekir” diye konuştu. “Yaygın olarak yapılan taramalardan biri kolesterol” Taramalar arasında yaygın olan kolesterole değinen Doç. Dr. Solmaz, “En yaygın olarak bilinen iki kolesterol, "kötü" kolesterol (LDL) ve "iyi" kolesterol (HDL) taraması kan testiyle yapılır. Kolesterolü yüksek olanlarda kalp damar hastalıkları riski daha yüksektir. Çalışmalar, yüksek kolesterolünü düşüren kişilerin kalp hastalığı riskini azaltabileceğini göstermiştir” dedi. “Sık görülen kanserlerden birisi olan Kolon Kanseri taraması ihmal edilememeli” Dışkıda kan bulunmasının kalın bağırsak (kolon) kanserinin habercisi olabileceği bilgisini veren Doç. Dr. Solmaz, bunun aynı zamanda belirli ilaçlar veya yiyecekler, gastrointestinal kanama veya hemoroidler gibi kanser ile ilgisi olmayan hastalıklardan da kaynaklanabileceğini; 50 yaşından itibaren test yapılması gerektiğini ifade etti. “65 yaş altı kadınlara Pap Smear testi yapılmalı” Kadınlara uygulanan Pap Smear testi hakkında konuşan Doç. Dr. Solmaz “Kadınlarda serviks (rahim ağzı) kanserini gösteren hücresel değişiklikleri aramak için serviksten alınan hücre örnekleridir. Pap smear, 65 yaş altı cinsel olarak aktif kadınlarda, genellikle hiçbir semptomun olmadığı bir aşamada kanseri tespit etmek için önemli bir tarama testidir. Bazı kuruluşlar ayrıca Pap smear sırasında belirli popülasyonlarda HPV (insan papilloma virüsü) DNA taraması önermektedir” ifadelerini kullandı. “Meme, kolon ve prostat taramaları yapılmalı” Erkeklerde en sık görülen prostat kanserine karşı kandaki prostat spesifik antijen (PSA) seviyesini ölçen kan testinin prostat kanserine dair bir veri sunacağını belirten Doç. Dr. Solmaz, PSA seviyesinin kanser dışındaki nedenlerden dolayı da yüksek çıkabileceği uyarısında bulundu. Bu nedenle 50 yaş sonrası PSA testinin her yıl yapılmasını ve bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Aile geçmişi veya diğer risk faktörleri varsa daha erken olmak üzere 50 yaşında herkes için kolon kanseri veya kolon polipleri için tarama öneren Solmaz, “Bunun dışında 50 yaşından sonra her 1 ila 2 yılda bir meme kanseri için mamografi taraması önermektedir. Bu test, klinik meme muayenesi ile birlikte yapılır. Amerikan Diyabet Derneği (ADA), kilodan bağımsız olarak tüm yetişkinlerin 45 yaşında diyabet veya prediyabet için taranmasını önermektedir. Ek olarak, diyabet semptomları olmayan kişiler aşırı kilolu veya obez ise ve bir veya daha fazla ek diyabet risk faktörüne sahipse taranmalıdır” diye konuştu.
Medical Point Gaziantep Hastanesi klinik araştırmalar 1. yılında
20 Ağustos 2024 Salı - 10:02 Medical Point Gaziantep Hastanesi klinik araştırmalar 1. yılında Sağlık sektöründeki yenilikçi yaklaşımıyla tanınan Medical Point Gaziantep Hastanesi, klinik araştırma bölümünün 1. yılını coşkuyla kutladı. Modern tıbbın gelişimine katkıda bulunmak amacıyla 19 Ağustos 2023’te faaliyete geçen bölüm, bir yıl boyunca önemli başarılara imza atarak tıp alanındaki ilerlemelere katkıda bulundu. Medical Point Gaziantep Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekber Şahin 1. yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Bir yıl önce bu önemli bölümü kurarken amacımız, sağlık alanındaki yenilikleri takip etmek ve bilimsel araştırmalarla tedavi süreçlerimize değer katmaktı. Bugün, bu hedeflerimizin ötesinde bir başarıya imza attık. Klinik araştırma bölümümüz, sağlık bilimleri alanında önemli adımlar atarak, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkat çekici projelere ev sahipliği yapmaktadır” dedi. “Klinik araştırmaların temel amacı, toplum sağlığını geliştirmektir” Prof. Dr. Alper Sevinç, “Klinik araştırmaların temel amacı, toplum sağlığını geliştirmektir. Bu hedef doğrultusunda çalışan Medical Point Gaziantep Hastanesi, araştırma sonuçlarını sağlık uygulamalarına entegre ederek hastalarına daha etkili ve güvenli tedavi seçenekleri sunmaktadır” ifadelerini kullandı. “Bu önemli dönüm noktasında, tüm ekibe ve destekçilerine başarılarının devamını diliyoruz” Medical Point Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hayrullah Kubba ise, "Klinik Araştırma Bölümü’nün 1. yıl dönümü, sağlık sektöründe bilimsel ilerlemeyi teşvik etme ve hastalara daha iyi hizmet sunma konusundaki kararlılığını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu önemli dönüm noktasında, tüm ekibe ve destekçilerine başarılarının devamını diliyoruz” diye konuştu.
"Adetinizi geciktirmek isterken sağlığınızı riske atmayın"
20 Ağustos 2024 Salı - 09:21 "Adetinizi geciktirmek isterken sağlığınızı riske atmayın" Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, adet geciktirici ilaçların hekime danışılmadan kullanılmaması gerektiğini belirterek, “Adet geciktirici ilaçlar, özellikle tatiller, sınavlar ve düğün gibi özel etkinlikler öncesinde tercih edilen bir yöntemdir. Ancak gebelik şüphesi olanlar, emziren anneler ve kronik hastalığı olan kişilerin bu hapları kullanmaması gerekir” dedi. Medical Park Ordu Hastanesi’nde görevli Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Sevda Karakaya, adet geciktirici ilaçlar hakkında açıklamalarda bulundu. Adet döngüsünün kadınların üreme sağlığı açısından önemli bir süreç olduğunu ancak bazı durumlarda bu döngüyü kontrol altına almak gerekebileceğini dile getiren Opr. Dr. Karakaya, “Adet geciktirici ilaçlar, özellikle tatiller, sınavlar veya düğün gibi özel etkinlikler öncesinde tercih edilen bir yöntemdir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır. Bu hapları gebelik şüphesi olanlar, emziren anneler ve kronik hastalığı olan kişilerin kullanmaması gerekir. Adet geciktirici ilaçları hekiminize danışmadan kullanmayın” diye konuştu. Adet geciktirici ilaçlar nedir? Bu ilaçların genellikle progesteron hormonu içeren ve kadınların adet görmesini geçici olarak erteleyen ilaçlar olduğuna dikkat çeken Opr. Dr. Karakay, “Bu ilaçlar, vücutta doğal olarak üretilen progesteron hormonuna benzer şekilde çalışır. Progesteron hormonu, rahim iç tabakasını (endometriyum) kalınlaştırır ve adet kanamasını geciktirir” ifadelerine yer verdi. Kullanımı ve dikkat edilmesi gerekenler Adet geciktirici ilaçların doktor tavsiyesi olmadan kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Opr. Dr. Karakaya, her kadının sağlık durumunun farklı olduğunu ve adet geciktirici ilaçların kullanımının bazı durumlarda risk oluşturabileceğine dikkat çekti. Karakaya, özellikle dikkat edilmesi gereken durumları şöyle sıraladı: “Hamilelik şüphesi: Hamile olan veya hamilelik şüphesi bulunan kadınların bu ilaçları kullanmaması gerekir. Kronik hastalıklar: Kalp hastalığı, karaciğer rahatsızlıkları, migren gibi kronik hastalığı olan bireylerin doktorlarına danışmadan bu ilaçları kullanmaları önerilmez. Düzenli kullanım: Adet geciktirici ilaçlar, sürekli olarak kullanılmamalıdır. Sadece özel durumlarda, kısa süreli kullanım için uygundur.” “Doktor tavsiyesi ile hareket edilmeli” Adet geciktirici ilaçların kullanımı sonrası baş ağrısı, mide bulantısı, göğüslerde hassasiyet, ruh hali değişkenlikleri, adet sonrası kanama düzensizlikleri gibi yan etkilerin olabileceğini, doktor tavsiyesi ile hareket edilmesi gerektiğini ifade eden Opr. Dr. Sevda Karakaya, bu ilaçların uygun kullanımının genellikle güvenli olduğunu ancak bir yan etki veya rahatsızlık durumunda hemen bir uzmana başvurulması gerektiğini söyledi. Karakaya, “Adet geciktirici ilaçlar, kadınların belirli dönemlerde yaşamlarını kolaylaştırmak için başvurdukları bir yöntemdir. Ancak bu ilaçların kullanımı konusunda dikkatli olunması, doktor tavsiyesi ile hareket edilmesi önemlidir. Sağlığınız her şeyden önce gelir; bu nedenle, bu tür ilaçları kullanmadan önce mutlaka bir uzmana danışınız” şeklinde konuştu.
Niğde Belediyesi’nden sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı hizmeti
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 17:57 Niğde Belediyesi’nden sağlıklı beslenme ve diyet danışmanlığı hizmeti Niğde Belediyesi, halk sağlığını ön planda tutan projelerine bir yenisini daha ekleyerek, "Sağlıklı Beslenme ve Diyet Danışmanlığı" hizmetini hayata geçirdi. Vatandaşların sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla sunulan bu hizmet, sağlıklı bir yaşamın kapılarını aralamayı hedefliyor. Bu kapsamda sunulan hizmetler arasında kilo alma ve verme, kilo yönetimi, gebelik öncesi, gebelik ve emzirme döneminde beslenme gibi önemli başlıklar yer alıyor. Sporcu beslenmesi, hastalık dönemlerinde beslenme ve yaşlılıkta beslenme gibi hayatın farklı evrelerinde sağlığı korumaya yardımcı olacak rehberlik hizmeti verilen birimde uzman diyetisyenler, sadece kilo yönetimi konusunda değil, aynı zamanda sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturulması için de çalışmalar yapıyor. Sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de büyük önem taşıyan beslenme alışkanlığının sağlıklı büyüme ve gelişme süreçlerinde etkin rol oynadığı ve doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması için uzman diyetisyenler çocukların ihtiyaçlarına uygun, dengeli bir beslenme programı sunuyor. Niğde Belediyesi tarafından verilen "Sağlıklı Beslenme ve Diyet Danışmanlığı" programında Inbody 270 profesyonel tartı cihazı sayesinde, vücudun kas, yağ ve su oranları gibi önemli değerler öğreniliyor ve bu verilere göre en uygun beslenme planı oluşturuluyor. Sağlıklı Beslenme ve Diyet Danışmanlığı hizmeti ile ilgili açıklama yapan Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, "Niğde Belediyesi olarak, vatandaşlarımızın sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi en büyük önceliğimizdir. Bu hizmetimizle, sağlıklı beslenme konusunda uzman desteği sağlıyoruz. Hemşerilerimizin sağlığı için attığımız bu adım, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmada önemli bir rol oynayacaktır. Tüm vatandaşlarımızı bu hizmetten yararlanmaya davet ediyoruz. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam, doğru beslenme ile başlar. Niğde Belediyesi, bu yolculukta sizinle birlikte.” dedi.
Göğüs ağrısı şikayetiyle gitti, kalp kapağı tamir edildi
19 Ağustos 2024 Pazartesi - 17:07 Göğüs ağrısı şikayetiyle gitti, kalp kapağı tamir edildi Antalya’nın Alanya ilçesinde 72 yaşındaki Hüseyin Aydoğan, göğüs ağrısı şikayetiyle başvurduğu hastanede kalp kapağında sorun olduğu belirlendi. Minimal kesi tekniği ile kap kapağı tamir edilen Aydoğan başarılı geçen operasyon sonrası sağlına kavuştu. Alanya’da yaşayan Hüseyin Aydoğan (72), şiddetli göğüs ağrısı şikayetiyle Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu kalp kapağında sorun olduğu saplanan Aydoğan, ameliyata alındı. Hastanede ilk kez gerçekleştirilen minimal kesi tekniği ile açık kalp ameliyatıyla kalp kapağı tamir edilen Aydoğan, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ümit Duman, Doç. Dr. Dolunay Odabaşı tarafından gerçekleştirilen başarılı operasyonun ardından eski sağlığına kavuştu. Yapılan ameliyat hakkında bilgi veren Op. Dr. Duman, ”Ameliyat sonrası hastalarımızın hem kozmetik açıdan daha küçük yara izleri oluşmasını hem de ameliyat sonrası daha az acı hissetmesi ve kısa süre içinde yeniden sosyal yaşamlarına dönebilmesini sağlıyoruz. Geleneksel açık kalp ameliyatları gibi göğüs kemiği acıkmadığı için hastalarımız 1 hafta sonra normal yürüyüşlerine başlamakta hayata atılması çok erken olmaktadır. Bu operasyonu; kalp kapak ameliyatlarının tamir ve değişiminde, durumunu değerlendirdiğimiz az sayıda koroner vakaları için yapılabilmektedir“ dedi. Bu ameliyatlar ülkemizde sayılı sağlık merkezinde yapıldığının altını çizen Doçent Dr. Odabaşı şunları söyledi: “Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği olarak inşallah bu tür operasyonları başarıyla yapmaya devam edeceğiz. Bu hastanede bu ameliyatın ilk defa yapılması gurur vericidir. Bize bu imkânları sağlayan Sağlık Bakanlığımıza, İl Sağlık Müdürümüze, Başhekimimize ve katkılarından dolayı ekip arkadaşlarıma teşekkür ederim”. Hüseyin Aydoğan ise ameliyatını yapan hekimlerine ve hastane yönetimine teşekkür etti.