SAĞLIK
24 Aralık 2024 Salı - 22:18 Maltepe Belediyesinden kadınlara ‘Menopoz ve Sağlıklı Beslenme’ paneli Maltepe Belediyesince Maltepeli kadınlara yönelik “Menopoz ve Sağlıklı Beslenme” paneli düzenlendi. Maltepe Belediyesi ve İstanbul Onkoloji Hastanesi iş birliğiyle Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele kadınlar büyük ilgi gösterdi. Panelin açılış konuşmasını yapan Maltepe Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürü Gülay Kılıç, menopozun kadınlığın en güzel zamanlarının yaşandığı dönemlerden biri olduğunu belirterek kadınların bu dönemde düzenli sağlık kontrollerini yaptırmalarının önemine işaret etti. Operatör Dr. Işıl Şafak Yıldırım, menopozun her şeyin bittiği bir dönem değil kendilerini ön plana koyabilecekleri bir dönem olduğuna işaret etti. Menopozun en çok kemik sağlığını etkilediğine işaret eden Yıldırım, bu dönemde mutlaka kalsiyum, magnezyum ve D vitamini alarak hafif ağırlık içeren direnç egzersizleri yapılmasını önerdi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Yüksel Esra Aydın ise menopozda toplam vücut yağ yüzdesinde artış, yağsız doku kütlesinde azalma olduğunu, hormonal değişimin vücut yağ dağılımını etkilediğini özellikle karın bölgesinde yağlanmanın arttığını ve kilo almanın geliştiğini söyledi. Bu dönemde yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmenin oldukça önemli olduğunu ifade eden Aydın besin çeşitliliğinin sağlanmasının, besleyici değeri yüksek besinlerin tüketilmesinin önemine işaret etti.
24 Aralık 2024 Salı - 19:04 Bitlis’te hayatını kaybeden vatandaşın organları iki kişiye umut oldu Bitlis’te beyin ölümü gerçekleşen 44 yaşındaki hastanın iki böbreği Diyarbakır’daki iki hastaya umut oldu. 5 gün önce evinde iki defa epilepsi nöbeti geçiren vatandaş, Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavisine başlanıldı. Durumu kritik olan 44 yaşındaki erkek hasta bir süre yoğun bakımda kaldıktan sonra beyin ölümü gerçekleşti. Bunun üzerine hayatını kaybeden vatandaşın yakınları hastane yönetimine başvuruda bulunarak organların bağışlanmasını istediler. Hemen harekete geçen hastane yönetimi Sağlık Bakanlığı ile gerekli yazışmaları yaparak Diyarbakır Dicle Üniversitesinden gelen Prof. Dr. Mehmet Yılmaz tarafından yapılan başarı bir operasyonla hastanın her iki böbreği alındı. Konuyla ilgili olarak gazetecilere açıklamalarda bulunman Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, böbreklerin birinin Dicle Üniversitesinden diğerinin ise Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki hastalara nakledileceğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, “Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi’nde 44 yaşında erkek hastamızın beyin ölümü teşhisi konulması sonucu Sağlık Bakanlığına bilgi verilmesi sonucu her iki böbreğini çıkarttık. Hastanemizin hekim arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. Çünkü beyin ölümü teşhisi koymak bir sağlık hastanesinde sağlık hizmetlerinin en yüksek seviyede yapıldığının göstergesidir. Organ bağışı hayat kurtarıyor çünkü sonuçta organlarımız toprak oluyor veya karbonhidrojen moleküllerine ayrılıyor. Bu yüzden organ bağışına katkıda bulunmak insanlık adına bir borç olarak görüyoruz. Beyin ölümü gerçekleşmiş olan hastamızın her iki böbreğini Dicle Üniversitesi ve Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesinde böbrek bekleyen hastalarımıza nakledilecek. Yakınlarının gösterdiği bu candan bağış insanlar için umut oluyor ki bu ülkemizde yaygın bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz. Batı ülkelerinde bu organ naklinin yüzde 90’ı kadavradan sağlanmakta ülkemizde ise tam tersi bir oran mevcut” diye konuştu. Bitlis-Tatvan Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Gökmen Reyhanlı, hayatını kaybeden hasta yakınlarına bu duyarlı davranışlarından ötürü teşekkür ederek organ bağışının ne denli önemli olduğuna değindi. Reyhanlı, "Organ nakli sağlık durumları nedeniyle organ yetmezliği yaşayan insanların hayatını kurtarmanın en etkili yollarından biridir. Bu işlem, yalnızca tıbbi bir başarı değil, aynı zamanda insanlığın dayanışma ve yardımlaşma duygusunun somut bir ifadesidir. Bugün hastanemizde beyin ölümü gerçekleşen bir vatandaşımızın iki böbreğini başka vatandaşlarımıza umu olduğuna vesile olduğumuz için muyluyuz. Ekiplerimiz dün geceden beri özveri ile çalışıyor. Gerekli yazışmalardan sonra bakanlığımızdan da onayları alarak ve yine bakanlığımızın gönderdiği bir ekip sayesinde başka insanlara umut ve sağlık olmanın gururunun yaşadık. Ülkemizde ve dünyada binlerce insan organ bağışı sayesinde ikinci bir yaşam şansı elde ediyor. Ancak ne yazık ki organ bağışına duyulan ihtiyaç bağış oranlarından çok daha yüksek durumda. Her bağış bir hayatın kurtulması, ve bir ailenin umutla dolması anlamına gelmektedir. Organ bağışı hem bilimsel hemde etik açıdan son derece güvenli bir süreçtir. Üstelik bağışçı olmak için sadece birkaç dakika ayırmak yetiyor. Bugün buradan herkesi organ bağışı için bilinçlenmeye ve bir adım atmaya davet ediyorum. Daha önce hastanemizde son birkaç yılda 10-15 beyin ölümü tanısı koyduk. Ancak ilk defa bir organ nakline vesile oluyoruz. Bu duyarlı davranışları sebebi ile hayatını kaybeden vatandaşımızın ailesine şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı
20 Aralık 2024 Cuma - 10:19 Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, anne adaylarının ve bebeklerin konforlu ve güvenli bir doğum deneyimi yaşamalarını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Anne Dostu Hastane" unvanıyla ödüllendirildi. Bu önemli başarı, hastanenin anne ve bebek sağlığına verdiği değerin bir kanıtı olarak büyük bir gururla karşılandı. Doğum Üniteleri, annelerin doğum sürecini tamamen kendi tercihlerine göre yaşamalarına olanak tanıyor. Refakatçi desteği, özel tasarlanmış doğum yatakları ve kişisel kullanım alanlarıyla anneler, kendilerini evlerinde gibi hissediyor. Ayrıca, yenidoğan bakımının anne yanında yapılması, anne ve bebek bağını güçlendiren önemli bir detay olarak öne çıkıyor. Anneler için daha iyi bir deneyim Hastane Başhekimi Doç. Dr. Adnan Yamanoğlu, alınan bu unvanın hastane için taşıdığı öneme dikkat çekerek şunları söyledi: "Anne Dostu Hastane unvanı, hastanemizin sağlık hizmetlerindeki kararlılığını ve anne-bebek odaklı yaklaşımını ortaya koyuyor. Annelerimizin gebelikten lohusalığa kadar geçen süreçte en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Modern doğum ünitesi odalarımızla onların hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarına yanıt veriyoruz. Hastane yönetimi, anne dostu hastane kriterlerine uyum sağlamak için yoğun bir çaba sarf etti. Sağlık çalışanlarının sürekli eğitimlerle donatıldığı ve hizmet kalitesinin düzenli olarak değerlendirildiği bu model, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni bölgenin sağlık merkezi haline getiriyor." Doç. Dr. Yamanoğlu, bu süreçte emeği geçen sağlık personeline teşekkür ederek, "Bu başarı, sadece hastanemizin değil, aynı zamanda bölgedeki tüm ailelerin bir zaferidir," diye ekledi. Mahremiyet ve konfor bir arada Hastanenin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Tuba Zavaroğlu da, anne dostu hizmet anlayışını şu sözlerle vurguladı: "Anne adaylarımızın kendilerini güvende ve rahat hissetmeleri bizim önceliğimiz. Doğum Ünitesi odalarımız, hem modern tıbbi donanımlarla hem de sıcak ve mahremiyet esasına dayalı bir ortamla hizmet veriyor. Doğum sürecini bir aile deneyimi haline getirerek anne ve bebeğin ilk anlardan itibaren bağ kurmasını destekliyoruz. Anne ve bebek odaklı hizmet anlayışı, sadece doğum anını değil, geleceğin sağlıklı nesillerini inşa etme vizyonunu da yansıtıyor. İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bu yaklaşımıyla hem bölge halkına hem de tüm İzmir’e örnek olmaya devam ediyor." Anneler için yepyeni bir standart belirleyen bu unvan, İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sağlık hizmetlerinde öncü bir rol üstlendiğini gösteriyor. Her annenin hak ettiği güvenli, konforlu ve saygılı doğum deneyimi için atılan bu adım, gelecekteki başarıların da habercisi niteliğinde.
Sağlık-Sen’den 112’deki yoğunluğu azaltacak öneri: "Dişi ağrıyan, dizi sızlayan hastaya ambulans gitmesin"
20 Aralık 2024 Cuma - 09:54 Sağlık-Sen’den 112’deki yoğunluğu azaltacak öneri: "Dişi ağrıyan, dizi sızlayan hastaya ambulans gitmesin" Sağlık-Sen tarafından yayınlanan “112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalıştayı Sonuç Raporu”nda 112’deki yoğunluğun azaltılması için gelen çağrılar içinde eleme yapılması gerektiği belirtilerek, “112 çalışanlarının yükünü hafifletmek ve sürdürülebilir bir sistem için objektif kriterlerle puanlama sisteminin uygulandığı vaka eleme sistemine geçilmelidir. Dişi ağrıyan, dizi sızlayan hastaya ambulans gitmemeli” önerisinde bulunuldu. 112’de görev yapan çalışanların yaşadığı sorunları tüm boyutlarıyla ele alan Sağlık-Sen, 112 Acil Sağlık Hizmetleri Çalıştayı Sonuç Raporu’nu yayımladı. Raporda 112 acil sağlık hizmetlerinde görev yapanların yaşadığı sorunlara dikkat çekilerek, çözüm önerileri ortaya konuldu. Raporda en dikkat çeken konulardan biri de “112’ye gelen çağrılar içinde vaka elemesi yapılması” oldu. Her gelen çağrıya ambulans çıkışının yapılmaması gerektiğine vurgu yapılan raporda, “112 ekiplerinin gerçek hastaya ulaşabilmesi için 112’ye gelen çağrılar içinde vaka elemesi yapılmalıdır. 112 çalışanlarının yükünü hafifletmek ve sürdürülebilir bir sistem için objektif kriterlerle puanlama sisteminin uygulandığı vaka eleme sistemine geçilmelidir. Dişi ağrıyan, dizi sızlayan hastaya ambulans gitmemelidir. Aksi takdirde kalp krizine, trafik kazasına gidecek ambulans bulamama sorunu ile karşılaşılacak” denildi. “Yemek ücretleri artırılmalı” 112 çalışanlarının risk, nitelik ve zorluk bakımından 2. ve 3. basamak sağlık hizmetlerine eşdeğer iş yaptıkları halde hak ettikleri ek ödemeyi alamadıkları belirtilen raporda, teşvik ek ödemelerinin artırılması talep edildi. Raporda yemek ücretlerinin de günümüz ekonomik şartlarına göre düşük olduğu belirtilerek, yemek ücretlerinin artırılması gerektiği ifade edildi. Ambulans şoförlüğü görevinde bulunan ATT, paramedik ve sağlık memuruna verilen sürücü farkının artırılması istenilen raporda, ayrıca ambulansların kasko/sigorta işlemlerine araçların değer kaybının da dahil edilmesi gerektiği ifade edildi. Raporda yer alan diğer talepler ise şu şekilde sıralandı: "112 acil sağlık hizmetlerindeki mevzuatın uygulamaya yönelik eksiklikleri gözden geçirilerek yeniden düzenlenmeli, günün şartlarına ve çalışma koşullarına uygun şekilde güncellenmelidir. Gerek komuta merkezi gerekse istasyonların iş yükünün azaltılmasına yönelik önlemler alınmalı, yoğun bölge ve istasyonlarda istihdam sağlanmalıdır. Gerekli yerlerde ise ek istasyonlar kurulmalıdır. Hem komuta merkezi hem de istasyonlardaki fiziki şartlar düzeltilmeli, kullanılan ekipmanlar iş sağlığı ve güvenliğine uygun hale getirilmelidir. 112 çalışanlarının kıyafetleri mevsime, bölgeye ve bedene uygun şekilde uyarlanmalıdır. 112 acil sağlık çalışanlarına kontrol merkezi ve istasyon ayrımı yapılmaksızın yıpranma payı verilmelidir. 112 çalışanlarının beklentilerine uygun olarak gösterge rakamlarının artırılması sağlanmalı ve nöbet ücretleri artırılmalıdır."
Oğlunun kucağında geldiği doktordan yürüyerek çıktı
20 Aralık 2024 Cuma - 09:41 Oğlunun kucağında geldiği doktordan yürüyerek çıktı Adana’da sinirlerindeki sıkışmadan dolayı yürüyemeyen ve şiddetli ağrılar çeken 74 yaşındaki yaşlı kadın mikrocerrahi yöntemle yapılan ameliyatla sağlığına kavuştu. Oğlunun kucağında doktora gelen yaşlı kadın, “Şimdi yürüyerek çıkıyorum. Rahatladım. Tatlı bir uykuya kavuştum” dedi. Adana’da yaşayan skolyoz hastası 74 yaşındaki Gülşen Güler, her iki bacağına vuran şiddetli ağrılar nedeniyle bacaklarını kullanamaz hale geldi. Düşme sonucu kaburga kemiği de kırılan yaşlı kadın için oğlu, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’e ulaşarak annesinin durumunu iletti. Doktorların yüksek riskli görüp ameliyat önermediği Güler, Prof. Dr. Şen’in tetkikleri inceleyerek riskleri anlatmasının ardından ameliyat olmaya karar verdi. 2 saatlik ameliyatta omurga darlığındaki sinire baskı yapan kemik alınarak baskı ortadan kaldırıldı. Başarılı geçen ameliyat sonrası Gülşah Güler artık yürüyebiliyor, geceleri ağrısız uyuyabiliyor. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, hastasına belde dar kanal nedeniyle mikrocerrahi yolla ameliyat yaptıklarını belirterek, “Hastanın ameliyattan önce sağ kalçadan bacağa vuran ağrı fazla olmak üzere her iki kalçadan da bacağa vuran ağrı, geceleri uyutmuyordu. Yürüyemiyordu. Ayakta dahi duramıyordu. Rotoskolyoz ve dar kanalı vardı. Bir müddet önce de bir düşme öyküsü vardı. Düşme rotoskolyoz dar kanalı olanlarda sinirde sıkışmayı arttırıyor. Buna bağlı olarak ağrı ve kuvvet kaybı gelişiyor. Felçlik gelişiyor. Kendisini gezdirmişler haklı olarak meslektaşlarımız da yüksek risk vermişler. ’Masada kalır’ demişler. Ama bunun oranlarını iyi anlatmak gerekiyor” diye konuştu. “Riski anlatıp, riski almak gerekiyor” Aile ile her türlü riskleri uygun bir dille konuştuktan sonra cerrahi tedavi yapmayı uygun gördüğünü söyleyen Şen, “Aileler bu konularda çaresiz. Hiçbirimizin hiç kimseyi yatalak bırakmaya hakkı yok. Riski anlatıp, riski almak gerekiyor yaptığımız şey bu. Uygun bir dille anlattık. Bütün ilgili branşlara da gösterdik. Ve ameliyatını da mikrocerrahi yoluyla yapıp herhangi bir titanyum vidaları koymadan ayağa kaldırdık. Oğlunun kucağında ihtiyaçlarını karşılarken, dahi tekerlekli sandalye ile getirilip götürülüyordu. Kendisinin ifadesi ’çok şükür uyuyorum, ayaktayım, yürüyorum’ diyor dua ediyor. Biz de mesleğimizi aşkla yapmanın onurunu, mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu. “’Masada mı kalırım acaba’ diyordum ama şimdi iyiyim” 74 yaşındaki Gülşen Güler de doktorunun sayesinde ayağa kalktığını söyleyerek, “Bir türlü yatamıyordum, ayakta duramıyordum. Hele sağ ayağım felçti resmen. Ayaklarıma iğne dürtüyorlardı yine hissetmiyordum. Şimdi çok iyiyim. Rahatım Allah’ıma binlerce şükürler olsun. Şimdi yürüyerek çıkıyorum. Rahatladım. Tatlı bir uykuya kavuştum. Korkuyordum ameliyat olmaktan ’ne olur ne olmaz’ diye. ’Masada mı kalırım acaba’ diyordum ama şimdi iyiyim Allah’ıma binlerce şükürler olsun” dedi.
Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun"
20 Aralık 2024 Cuma - 09:35 Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun" Henüz 4 yaşındayken karaciğer nakli olan abisi Mustafa’yla aynı kaderi paylaşan Uzman Psikolog İbrahim Keskin (28), kadavradan bağışlanan karaciğerle nakil olup yeni bir hayata başladı. Organ beklemenin çaresizliğini umutsuzluğunu da, ameliyathane kapısında bekleyenlerin kaygılarını da en iyi anlayanlardan biri olduğunu belirten Keskin, “Bu kolay bir süreç değil. Güçlü olmak gerekiyor hem kendimiz hem sevdiklerimiz için. Ben de çok zor günler geçirdim. Ancak düşüncelerimiz hayatımızı etkiliyor. Olumsuz düşüncelerimizi olumluya çevirdiğimizde hayatımızı pozitif anlamda etkiliyoruz. Ben böyle yaptım ve başardım. Umudunuzu hiçbir zaman yitirmeyin” dedi. Afyonkarahisar’da yaşayan İbrahim Keskin’in abisi Mustafa Keskin’e henüz 9 yaşındayken bakır metabolizmasının bozulması sonucu oluşan genetik bir hastalık olan Wilson Hastalığı (WH) tanısı koyuldu. Bu hastalık, abi Keskin’in karaciğerini iflas ettirdi. Sonucunda abi Keskin, İzmir’de bir üniversite hastanesinde karaciğer nakli oldu. Nakil sonrasında aile fertlerinde yapılan tetkik sonucu kardeş İbrahim Keskin’e de Wilson tanısı koyuldu. İlaç tedavisiyle hayatını sürdüren İbrahim Keskin okudu, uzman klinik psikolog oldu. Rutin muayenelerini aksatmayan Keskin 2023 Nisan’daki doktor kontrolünde beklenen sonun geldiğini öğrendi. O günlerde nişanlısı Gülçin Keskin ile evlilik hazırlıkları yapan genç psikolog, doktorunun karaciğer nakli olması gerektiğini söylemesi üzerine büyük bir şok yaşadı ancak evlilik planlarını bozmak istemedi. Keskin, 13 Ağustos 2023 tarihinde nişanlısı Gülçin ile dünya evine girdi. Düğün öncesi hazırlıklar sırasında rahatsızlığı iyice ilerleyen, bir iki saat bile ayakta kalmakta zorlanıp acillik olan genç adamın sağlığı düğünden sonra da iyice kötüleşti. Yaşamının en mutlu günlerini hastalıkla mücadeleyle geçiren Keskin, doktorlarının önerisiyle karaciğer nakli için Acıbadem Kent Hastanesi’ne başvurdu. Annesi Safiye Keskin şeker, tansiyon hastası olduğu, kız kardeşi Defne’nin yaşı tutmadığı için donör adayı olamazken, baba Mehmet Keskin de yapılan tetkikler sonucunda uygun bulunmadı. Onca olumsuzluklara karşın umudunu hiç yitirmeyen Keskin kadavra listesine adını yazdırıp, çaresizliğine çare olacak bağışı beklerken, kanında amonyak yükselmesi sonucu yataktan kalkamayacak hale geldi. Eşinin ve ailesinin desteğine onlara “ben nakil olup ayağa kalkacağım, merak etmeyin” diyerek karşılık ve moral veren Keskin, beklediği müjdeyi 5 Kasım 2023 tarihinde, evliliğinin üzerinden 3 ay bile geçmeden aldı. Kadavradan çıkan bağış üzerine hastaneye çağrılan Keskin, uçarcasına İzmir’e geldi. Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Dr. Kamil Kılıç, Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekibin gerçekleştirdiği nakil sonrasında ikinci hayatına “merhaba” dedi. "Dolandırıcılardır diye telefonu az daha açmayacatım" Nakil sonrasında hızla iyileşip, eşiyle birlikte kötü geçen günlerin acısını çıkartan Keskin, yaşadığı süreci hem hasta hem de bir psikolog gözüyle anlattı. Çok zor günler geçirdiğini vurgulayan Keskin şöyle konuştu: “Kadavradan bağış beklerken, kuzenim, arkadaşlarım donör olmak istediler. Tetkikler için hastaneden randevu aldık. Randevudan iki gün önce telefonum çaldı. Numarayı tanımıyordum, dolandırıcılardır diyerek açmayacaktım. İyi ki de açmışım. Bağış çıktığı müjdesini aldım, eşimle yaşadığımız sevinci anlatamam. Çok kötü durumdaydım, sürekli acile gidiyordum. Konuşamama, yutkunamama, bilinç kaybı gibi sorunlar yaşıyordum. Hastaneye olabilecek en kısa sürede geldik ve ameliyatım başarıyla gerçekleşti. Öncelikle bana yeni bir hayatın kapılarını açan bağışçıma rahmet, ailesine ve hekimlerime sonsuz teşekkürler ediyorum.” "Umudurmu hiç yitirmedim" Öte yandan bu zor süreçleri umudunu hep canlı tutarak geçirdiğini belirten Psikolog Keskin, “Kesinlikle hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Tabii ki bir psikolog olarak da bilinçliydim ama umudumuzu kaybettiğimiz zaman gerçekten her şey bitiyor. Çünkü hayatımızı yönlendiren aslında düşüncelerimiz. Olumlu düşünürsek, olumlu devam ederiz. Güçlü, azimli olmak zorundayız.” dedi. Ameliyat öncesi ve sonrasında hem kendisi hem sevenleri için iyi olmak zorunda olduğunu ve bunun gereklerini yerine getirdiğini belirten Keskin, “Bu hayat şansı bir kere gelir kaybetmemek gerekir. Güçlü olacaksınız, hem kendiniz hem aileniz için. Üstelik ben şu an tek kişi değilim, bir emanet taşıyorum. Bu emanete ne kadar sahip çıkarsam o kadar iyi yaşayacağım, o kişiyi de ailesini de mutlu edeceğim. Evet, umut azalabilir, yağmur damlasından bile az olabilir ama tükenmez. Organ nakli adayları, organ bekleyen hastalar isterlerse onlarla deneyimlerimi paylaşabilirim. Onları en iyi anlayacak olan hastalardan biriyim. Gönüllü yol göstericiliğe hazırım.” "Eşim çok azimli bir hastaydı" Eşinin müthiş bir yaşam savaşçısı olduğunu belirten Gülçin Keskin, “Çok azimliydi. Organ çıkacağına, nakil olacağına inancı, umudu çoktu. Bize de moral veren, iyileşmek için azami çaba harcayan o oldu. Şimdi güzel günler başladı.” dedi. Keskin’in Wilson hastalığına bağlı karaciğer sirozu nedeniyle nakil olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Kılıç da şunları söyledi: “Bu hastalık dokularda bakır birikimine yol açan genetik bir hastalıktır. Normalde karaciğer vücuttaki fazla bakırı safrayla sindirim sistemine atar ve dışkılamayla fazla bakır vücuttan atılmış olur. Wilson hastalığında karaciğerin safraya çok az bakır bırakır ve atılamayan bakır vücutta birikir. Bu birikim özellikle karaciğer ve beyinde hasara yol açar. Hastamızda karaciğer yetmezliği çok ileri safhada idi, beyin etkilenmemişti. 3-6 ay içinde yüzde 50 ölüm riski vardı. Zamanında çıkan bir organ ile hayata tutundu. Şimdi sağlığı iyi ve kontrollere gidip geliyor. Hastamızın ağabeyi de aynı nedenle nakil olmuştu. ”
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde son 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı
19 Aralık 2024 Perşembe - 18:57 Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde son 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli doktorlar, 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapmayı başardı. Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünde 2024 yılında 400. açık kalp cerrahisini yapmayı başaran doktorlar için Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonunda plaket töreni düzenlendi. Plaket töreninde konuşan doktorlar, 1 yıl içerisinde yapılan 400 açık kalp ameliyatından dolayı gururlu olduklarını söylediler. İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras ise 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapıldığını açıkladı. "3 tane sıfır anjiyo cihazımız açılmadan bekliyor" Düzenlenen törende konuşan Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Samsun Üniversitesi akademisyenleri ile Eğitim Araştırma Hastanesi hekimleri 400’üncü açık kalp ameliyatlarını gerçekleştirmişlerdir. 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapıldı. Bunlar maalesef bazı zorluklar altında oldu. Şehir Hastanesi süreci ile yaklaşık 2 katı bir büyüme olacak. 3 tane sıfır anjiyo cihazımız açılmadan bekliyor. Sayımız 6’ya çıkacak. Ameliyathane yetmiyordu. Şu an 14 tane olan ameliyathane salon sayısı Şehir Hastanesi ile 41’e çıkacak. Hibrit ameliyathane olarak kalp damar cerrahisi hizmet verecek. Bizler Samsun halkına en iyi hizmeti vermeyi amaçlıyoruz" dedi. "Kardiyoloji ile birlikte çok işler yapıyoruz" Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Serkan Tulgar, “Kalp damar cerrahi bölümünde en az görünenlerden biriyim. Fakat bizler klinik olarak kalp damar cerrahisinde gerçekten kardiyoloji ile birlikte çok işler yapıyoruz. Tek bir hedefimiz var. Hastanın daha konforlu ve güvenli bir şekilde ameliyatının tamamlanması, sağlığına kavuşması ve taburcu olmasıdır. Bunun içinde elimizden geleni yapıyoruz. Yıllardan beri gelen kalp damar cerrahisi anestezi sistemi var. Bizler son 2 yılda girişimsel radyoloji yöntemleri ekledik. Emeği geçen herkese teşekkür ederim“ diye konuştu. "2024 yılında 10 kişiden bir kişiyi kardiyoloji kliniğinde muayene etmişiz" Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Karagöz, “Kardiyoloji kliniği, müstakil kamu kurumu kadar fazla kişinin istihdam edildiği çok büyük bir kliniktir. 24 yataklı yoğun bakım ünitesi, 30 yataklı servisi, 14 yataklı günübirlik yatış ünitesi, 2 koroner anjiografi laboratuvarı, 1 ekokardiyografi laboratuvarı, 6 poliklinik, 1 heyet polikliniği, ek mesai polikliniği, 1 efor testi ile holter ünitesi, 1 kalp pili ölçüm odasıyla oldukça büyük bir kliniktir. Karadeniz’in en büyük kliniği diyebiliriz. Kardiyoloji kliniğimizde 31 hekim görev yapıyor. Toplamda 221 kişinin çalıştığı kliniktir. 2024 yılı kardiyoloji için bir önceki yıla göre daha iyi geçmiş. 2022 yılında polikliniklerde 97 bin 409 hasta muayene edilirken, 2023’te bu sayı 139 bin 156’ya çıkmış, 2024 yılında da 142 bin 771’e çıkmış. 2024 yılında 10 kişiden bir kişiyi kardiyoloji kliniğinde muayene etmişiz" şeklinde konuştu. "Ameliyat sayıları artmakla beraber ameliyatların zorlukları da artmaya başlıyor” Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Ereren, "Pandemiden öyle bir çıktık ki inanılmaz bir hasta yükü ile karşılaştık. Hasta sayıları korkunç şekilde arttı. Çok ciddi kalp, aort ve şah damarı hastalıklarıyla karşılaşmaya başladık. Bizim ameliyat sayılarımız son 3 yıl içerisinde hep bin 100, bin 200 civarında olmaya başladı. Bakanlığımız tarafında kalp merkezi olma sınırı 100 ameliyattır. Bir merkez yılda 100 tane açık kalp ameliyatı yapıyorsa buraya kalp merkezi ruhsatı verilebiliyor. Bizimki bunun 4 katına ulaşmış durumdadır. Bu 400 hastanın 60’ı özellikle kompleks hastalıklar olan özellikle hem kalp damar hastalıkları olan hem kalp kapak hastalığı yani birden çok prosedürün bir araya getirildiği ameliyatla olması bakımından önemlidir. Ameliyat sayıları artmakla beraber ameliyatların zorlukları da artmaya başlıyor” ifadelerini kullandı. Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, "Samsun’da hiçbir zaman kalp damarda ciddi bir başarı sağlayamadık. Geçmiş hocalarımız vardı. Onlar da birkaçı gittikten sonra maalesef Samsun, özellikle kalp damar hastalıklarının tedavi noktasında çok ciddi sıkıntı yaşamaya başladı ve buradaki hastalar Ankara, İstanbul gibi şehirlerde tedavi olmak zorunda kaldılar. Göreve başladığımda ilk hedefimiz iyi kalp merkezi kurmaktı. Çok şükür bunu başardık" açıklamasında bulundu. CHP Samsun Milletvekili Dr. Murat Çan ise şunları söyledi: "Samsun aslında bugün anlatınla son 10’lu 20’li yılların çok ötesinde bütün bölgeye hizmet üreten bir sağlık kentidir. Bu durum son yıllarda özel sağlık sektörü ile birlikte ciddi anlamda kuvvetlendi. Kalp damar cerrahisinin son yıllarda artan bir ivme ile verilen bu hizmetin artarak devam edeceğini görüyorum ve hissediyorum." Törenin sonunda Samsun Vali Yardımcısı Vekili Canik Kaymakamı Şeref Aydın, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, doktorlara plaket verdi. Toplu fotoğraf çekimi ile program son buldu.
Kalp doktorlarından son 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı
19 Aralık 2024 Perşembe - 18:55 Kalp doktorlarından son 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli doktorlar, 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapmayı başardı. Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümünde 2024 yılında 400. açık kalp cerrahisini yapmayı başaran doktorlar için Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonunda plaket töreni düzenlendi. Plaket töreninde konuşan doktorlar, 1 yıl içerisinde yapılan 400 açık kalp ameliyatından dolayı gururlu olduklarını söylediler. İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras ise 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapıldığını açıkladı. "3 tane sıfır anjiyo cihazımız açılmadan bekliyor" Düzenlenen törende konuşan Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, "Samsun Üniversitesi akademisyenleri ile Eğitim Araştırma Hastanesi hekimleri 400’üncü açık kalp ameliyatlarını gerçekleştirmişlerdir. 3 yılda bin 200 açık kalp ameliyatı yapıldı. Bunlar maalesef bazı zorluklar altında oldu. Şehir Hastanesi süreci ile yaklaşık 2 katı bir büyüme olacak. 3 tane sıfır anjiyo cihazımız açılmadan bekliyor. Sayımız 6’ya çıkacak. Ameliyathane yetmiyordu. Şu an 14 tane olan ameliyathane salon sayısı Şehir Hastanesi ile 41’e çıkacak. Hibrit ameliyathane olarak kalp damar cerrahisi hizmet verecek. Bizler Samsun halkına en iyi hizmeti vermeyi amaçlıyoruz" dedi. "Kardiyoloji ile birlikte çok işler yapıyoruz" Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Serkan Tulgar, “Kalp damar cerrahi bölümünde en az görünenlerden biriyim. Fakat bizler klinik olarak kalp damar cerrahisinde gerçekten kardiyoloji ile birlikte çok işler yapıyoruz. Tek bir hedefimiz var. Hastanın daha konforlu ve güvenli bir şekilde ameliyatının tamamlanması, sağlığına kavuşması ve taburcu olmasıdır. Bunun içinde elimizden geleni yapıyoruz. Yıllardan beri gelen kalp damar cerrahisi anestezi sistemi var. Bizler son 2 yılda girişimsel radyoloji yöntemleri ekledik. Emeği geçen herkese teşekkür ederim“ diye konuştu. "2024 yılında 10 kişiden bir kişiyi kardiyoloji kliniğinde muayene etmişiz" Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Ahmet Karagöz, “Kardiyoloji kliniği, müstakil kamu kurumu kadar fazla kişinin istihdam edildiği çok büyük bir kliniktir. 24 yataklı yoğun bakım ünitesi, 30 yataklı servisi, 14 yataklı günübirlik yatış ünitesi, 2 koroner anjiografi laboratuvarı, 1 ekokardiyografi laboratuvarı, 6 poliklinik, 1 heyet polikliniği, ek mesai polikliniği, 1 efor testi ile holter ünitesi, 1 kalp pili ölçüm odasıyla oldukça büyük bir kliniktir. Karadeniz’in en büyük kliniği diyebiliriz. Kardiyoloji kliniğimizde 31 hekim görev yapıyor. Toplamda 221 kişinin çalıştığı kliniktir. 2024 yılı kardiyoloji için bir önceki yıla göre daha iyi geçmiş. 2022 yılında polikliniklerde 97 bin 409 hasta muayene edilirken, 2023’te bu sayı 139 bin 156’ya çıkmış, 2024 yılında da 142 bin 771’e çıkmış. 2024 yılında 10 kişiden bir kişiyi kardiyoloji kliniğinde muayene etmişiz" şeklinde konuştu. "Ameliyat sayıları artmakla beraber ameliyatların zorlukları da artmaya başlıyor” Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Emrah Ereren, "Pandemiden öyle bir çıktık ki inanılmaz bir hasta yükü ile karşılaştık. Hasta sayıları korkunç şekilde arttı. Çok ciddi kalp, aort ve şah damarı hastalıklarıyla karşılaşmaya başladık. Bizim ameliyat sayılarımız son 3 yıl içerisinde hep bin 100, bin 200 civarında olmaya başladı. Bakanlığımız tarafında kalp merkezi olma sınırı 100 ameliyattır. Bir merkez yılda 100 tane açık kalp ameliyatı yapıyorsa buraya kalp merkezi ruhsatı verilebiliyor. Bizimki bunun 4 katına ulaşmış durumdadır. Bu 400 hastanın 60’ı özellikle kompleks hastalıklar olan özellikle hem kalp damar hastalıkları olan hem kalp kapak hastalığı yani birden çok prosedürün bir araya getirildiği ameliyatla olması bakımından önemlidir. Ameliyat sayıları artmakla beraber ameliyatların zorlukları da artmaya başlıyor” ifadelerini kullandı. Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, "Samsun’da hiçbir zaman kalp damarda ciddi bir başarı sağlayamadık. Geçmiş hocalarımız vardı. Onlar da birkaçı gittikten sonra maalesef Samsun, özellikle kalp damar hastalıklarının tedavi noktasında çok ciddi sıkıntı yaşamaya başladı ve buradaki hastalar Ankara, İstanbul gibi şehirlerde tedavi olmak zorunda kaldılar. Göreve başladığımda ilk hedefimiz iyi kalp merkezi kurmaktı. Çok şükür bunu başardık" açıklamasında bulundu. CHP Samsun Milletvekili Dr. Murat Çan ise şunları söyledi: "Samsun aslında bugün anlatınla son 10’lu 20’li yılların çok ötesinde bütün bölgeye hizmet üreten bir sağlık kentidir. Bu durum son yıllarda özel sağlık sektörü ile birlikte ciddi anlamda kuvvetlendi. Kalp damar cerrahisinin son yıllarda artan bir ivme ile verilen bu hizmetin artarak devam edeceğini görüyorum ve hissediyorum." Törenin sonunda Samsun Vali Yardımcısı Vekili Canik Kaymakamı Şeref Aydın, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, doktorlara plaket verdi. Toplu fotoğraf çekimi ile program son buldu.
NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi bir ilke daha imza attı
19 Aralık 2024 Perşembe - 16:44 NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi bir ilke daha imza attı Son teknoloji altyapısı ve uzman kadrosu ile tıp ve teknoloji alanında yaşanan gelişmeleri takip ederek vatandaşların sağlık hizmeti taleplerine karşılık veren Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi, Konya’da bir ilke daha imza attı. Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Kliniği Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Celalettin Vatansev ve Dr. Öğr. Üyesi Alper Varman tarafından, TOETVA (Transoral Endoskopik Tiroidektomi Vestibüler Yaklaşım) yöntemiyle gerçekleştirilen tiroidektomi ameliyatı ile 24 yaşındaki hasta vücudunda herhangi bir iz kalmadan sağlığına kavuştu. Gerçekleştirilen başarılı ameliyatın NEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği’nin yenilikçi cerrahi uygulamalardaki liderliğini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Alper Varman, “24 yaşındaki kadın hastamızın, ameliyat öncesi polikliniğe başvurusunda yapılan değerlendirmede hastalığın durumu ve hastanın anatomik yapısı itibariyle TOETVA yöntemine uygun olduğu tespit edildi. Hastanın da görünür yara izi olmayan kapalı tiroit ameliyat yöntemini tercih etmesi üzerine gerekli ön hazırlıklar tamamlanarak ameliyat başarıyla gerçekleştirildi. TOETVA yöntemi, Konya’da ilk kez kliniğimizde başarıyla uygulanmıştır. Hastamız ameliyat sonrası hızla toparlandı ve günlük hayatına döndü. Bu tür yenilikçi cerrahi tekniklerle hastalarımıza en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Hastanın ameliyat sonrası sağlık durumu iyi ve kendisini çok iyi hissediyor. TOETVA yöntemi, özellikle estetik nedenle veya mesleki kariyer planı (askerlik, polislik) nedeniyle görünür yara izi istemeyen hastalar için modern cerrahinin sunduğu önemli bir seçenek olarak öne çıkıyor’’ dedi. TOETVA yöntemi nedir Tiroit bezi ameliyatları genellikle boyun bölgesinden yapılan bir kesi ile gerçekleştirilirken, TOETVA yönteminde ise ağız içinden yapılan küçük kesilerle kapalı yöntemle uygulanıyor. Bu yenilikçi teknik sayesinde ameliyat sonrası hastanın estetik kaygıları ortadan kalkıyor ve iyileşme süreci çok daha konforlu geçiyor.
Büyükşehirden çölyak ve fenilketonüri hastalarına destek
19 Aralık 2024 Perşembe - 16:03 Büyükşehirden çölyak ve fenilketonüri hastalarına destek Manisa Büyükşehir Belediyesi, çölyak ve fenilketonüri hastalarına özel gıda desteğine başladı. Glutensiz ve düşük proteinli gıda paketleri, başvurular onaylandıktan sonra ihtiyaç sahiplerine iki ayda bir düzenli olarak ulaştırılacak. Manisa Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışı kapsamında önemli bir projeyi hayata geçirdi. çölyak hastaları için glutensiz, fenilketonüri hastaları için ise düşük proteinli gıda paketleri dağıtılmaya başlandı. Vatandaşlar, Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin internet sitesindeki sosyal yardım modülünden başvuru yaparak bu destekten faydalanabiliyor. Başvuru sırasında ’düşük proteinli’ veya ’glutensiz gıda paketi’ seçeneğini işaretleyen vatandaşlara ekipler tarafından bilgi veriliyor ve paketler teslim ediliyor. İhtiyaç sahipleri, iki ayda bir düzenli olarak bu desteği alabilecek. Üstelik sadece bir kez başvuru yapmaları yeterli olacak. Çölyak hastası bir çocuğun annesi olan Nalan Gürçay, glutensiz beslenmenin başlangıçta zorlayıcı olduğunu ancak zamanla alıştıklarını belirtti. Gürçay, “Başkanımıza bu yardımları için çok teşekkür ederiz. Glutensiz ürünler bulmak zor ve bulunsa bile fiyatları çok pahalı. Bu destek bizim için çok kıymetli,” dedi. Fenilketonüri hastası oğlu Ahmet Aras Aşan için düşük proteinli beslenme düzenini sürdüren Arzu Aşan ise günlük hayatlarında yaşadıkları zorluklara değindi. Aşan, “Oğlum sadece sebze ve meyve tüketebiliyor. Ürünleri genelde internet üzerinden alıyoruz ve hem pahalı hem de ulaşılması zor. Başkanımızın bu yardımı sayesinde çok mutlu olduk. Kutu ağırdı, içinde çok güzel ürünler olduğuna eminim” ifadelerini kullandı.