DÜNYA - 24 Aralık 2024 Salı 23:19 | Son Güncelleme : 24 Aralık 2024 Salı 23:20

Katar’dan Gazze’de ateşkes açıklaması: "Anlaşmaya varmak için hiçbir boşluk bırakmayacağız"

A
A
A
Katar’dan Gazze’de ateşkes açıklaması: "Anlaşmaya varmak için hiçbir boşluk bırakmayacağız"

Katar Dışişleri Bakanlığı, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması için yapılan görüşmelerin başkent Doha'da devam ettiğini belirterek, “Anlaşmaya varmak için hiçbir boşluk bırakmayacağız" açıklamasını yaptı.

Katar’dan İsrail ile Filistin arasındaki ateşkes müzakerelerine ilişkin açıklama geldi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması için yapılan görüşmelerin Mısırlı, Katarlı ve Amerikalı arabulucularla iş birliği içerisinde başkent Doha'da devam ettiğini belirtti. El-Ensari, ateşkesin Noel'den önce sağlanacağına dair söylentilerin “spekülasyon” olduğunu söylerken, “Bir anlaşmaya varmak için hiçbir boşluk bırakmayacağız" dedi.

"Suriye'ye yaptırımlar kalkmalı"

Basın toplantısında uluslararası topluma Suriye’ye yönelik yaptırımların mümkün olan en kısa sürede kaldırılması çağrısında bulunan el-Ensari, “Bunun nedeni önceki rejimin suçlarıydı ve o rejim tüm yetkileriyle birlikte artık yürürlükte değil, dolayısıyla bu yaptırımların nedenleri bugün artık mevcut değil” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Otobüste kan donduran cinayete ilişkin yeni detaylar Kocaeli’de yeğeniyle kaçarak evlenen genci özel halk otobüsünde defalarca bıçaklayarak öldüren sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. Müebbet hapisle cezalandırılması talep edilen sanık, iddianamede yer alan ifadesinde pişman olduğunu söyleyerek, "Amacım öldürmek değildi, niyetim onu korkutmaktı" dedi. Olay, geçtiğimiz 9 Ekim’de Karamürsel’den İzmit’e giden özel halk otobüsünde meydana geldi. Otobüste yolculuk yapan Enes Yiğithan Toraman (29), 4 Temmuz Mahallesi’nde otobüse binen eşinin dayısı Volkan A. (39) tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Yolcuların gözü önünde Toraman’ı defalarca bıçaklayan zanlı, cinayetin ardından arka kapıdan inerek kaçtı. Hastaneye kaldırılan Toraman, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kaçan şahsı yakalamak için harekete geçen polis ekipleri, Volkan A’yı başka bir otobüsle İzmit’e giderken Gölcük’te yakaladı. Gözaltına alınan şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Enes Yiğithan Toraman ile eşi Kübra’nın gönüllü olarak kaçarak evlendikleri, bu olaydan sonra aileler arasında başlayan husumetin barış ile neticelendiği, Toraman çiftinin de bir bebeklerinin bulunduğu öğrenildi. "Dayanamayıp onu bıçakladım" Cinayete ilişkin hazırlanan iddianame, Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, Enes Yiğithan Toraman’ın kalbi başta olmak üzere vücudunda toplam 15 bıçak darbesi bulunduğu bilgisi yer aldı. İddianamede, tutuklu sanık Volkan A.’nın ifadesine de yer verildi. İfadesinde, Enes’in yeğeni Kübra’nın eşi olduğunu söyleyen Volkan A., "Enes ile Kübra’nın evlilikleri sıkıntılıydı ve bu nedenle ayrıldılar ancak daha sonra barıştılar. Olay günü Kübra’nın Enes ile barışmasının Kübra’nın rızası ile olup olmadığını öğrenmek istedim. Bunun için Enes’in iş yeri olan Karamürsel’e gittim. Enes’in iş yerinin tam olarak nerede olduğunu bilmediğim yeri bir süre aradım, bulamayınca Karamürsel’den İzmit’e dönmek için otobüse bindim. Otobüste Yiğit’i görünce yeğenime ve ailemize yaptıkları aklıma geldi, dayanamayıp onu bıçakladım" dedi. "Korkutmak istedim" Enes Yiğithan Toraman’ın tabanca taşıdığını ve bu sebeple korktuğunu iddia eden Volkan A., "Ben de Karamürsel’e giderken yanıma bıçak aldım. Bıçağı, İzmit’te bir çay ocağından bıçağı almıştım. Bıçakladıktan sonra kaçtım, başka otobüse binmeden önce yeğenimin babası Ali Bilge’yi arayıp Enes’i yaraladığımı söyledim. Bunu söylememin nedeni Enes’in ailesinin Kübra’ya zarar vermesinden korktuğum içindi. Tekrardan İzmit’e gitmemin nedeni ise ailemle vedalaşmaktı ancak kolluk kuvvetleri beni yakaladı. Karamürsel’e gideceğinden arkadaşım H.Ç.’nin haberi vardı. H.Ç.’ye de yeğenimi merak ettiğimi, bu sebeple Karamürsel’e gideceğimi söylemiştim. Maktulün ailemi ve yeğenimi tehdit etmesi, yeğenim ve ailemin Enes’ten korkup onun tehditleri önüne geçememesi nedeniyle kendisini bıçakladım. Amacım öldürmek değildi, niyetim onu korkutmaktı. Yaşanan olay nedeniyle pişmanım" diye konuştu. İddianamede sanığın, "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
Osmaniye Kastabala Antik Kenti’nde depremde yıkılan sütunlar yeniden ayağa kaldırılıyor Osmaniye’deki Kastabala Antik Kenti’nde bulunan tarihi sütunlu caddede depremde hasar alan ve yıkılan sütunlar yeniden ayağa kaldırılıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Osmaniye’de bulunan Kastabala Antik Kenti’ndeki tarihi sütunlu caddede depremde hasar alan ve yıkılan sütunlar yeniden ayağa kaldırılıyor. Çukurova’nın Efes’i olarak bilinen 2 bin 700 yıllık Kastabala’da "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi iş birliğinde yürütülen projede depremde yıkılan sütunlar tekrar yerine konulurken hasarlı sütunlarda sağlamlaştırma ve restorasyon çalışması yapılıyor. Kastabala Antik Kenti’yle alakalı kazı ve restorasyon çalışmalarının devam edeceğini söyleyen Osmaniye İl Kültür ve Turizm Müdürü Burhan Torun, "Geleceğe miras projesi kapsamında Kültür Turizm Bakanlığımız, Kültür Varlıkları Müzeleri Genel Müdürlüğümüz ve üniversitemizle ortak yürütülen bir çalışma içerisinde. Burada şu anda hemen sütunlu yolu görüyoruz arkamızda. Sütunlu yolda depremde hasar almış ve depremde yıkılan olan sütunları arkadaşlarımız, kazı başkanımız ekibi ve müze müdürlüğü ekibimiz ayağa kaldırmakta ve yine burayla ilgili zarar görmüş olan yerlerle ilgili restorasyon projesi devam etmekte. Burayla ilgili çevre düzenlemesi, kazı çalışması, proje çalışması ve restorasyon çalışmalarıyla ilgili yaklaşık alanda 45 işçimizle birlikte arkadaşlar çalışmalarına devam etmekte" diye konuştu. "Kastabala Antik Kenti’nde konserler ve etkinlikler düzenleyeceğiz" Antik kentte bir takım etkinlikler yapacaklarını söyleyen Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, "Çukurova’nın Efes’i olarak nitelendirilen bu bölge gerçekten gözde bir turizm bölgesi olacak. Özellikle tarih turizmi açısından da bölgemizin çok önemli bir katkı yapacağını burada düşünüyoruz. Bölgedeki çevre düzenlemesi çalışmaları ve arkeolojik kazı alanının düzenlenmesi çalışmaları bittikten sonra da burada bir takım faaliyetler yapmamız da mümkün olacak. Buradaki tiyatro çok önemli ve bölgedeki en iyi durumda olan antik tiyatrolardan birisi ve burada da inşallah yakın zamanda konserler ve diğer etkinlikler yapma imkanımız da ortaya çıkacak. Üniversitemizde bu süreçte katkılarını artırarak devam edeceğini düşünüyorum ben de ve bütün tarih sever ve bölgeye ilgisi olan kardeşlerimizi, dostlarımızı da buraya bekliyoruz" dedi.
Eskişehir Yeni yıl tebrik kartları Tepebaşı Kağıt Geri Dönüşüm Atölyesi’nden Tepebaşı Belediyesi Kağıt Geri Dönüşüm Atölyesi’nde, atık kağıtların yeniden dönüşümü ile 2025 yılı için ‘Barış’ temennisiyle 3 bin adet tebrik kartı üretildi. Tepebaşı Belediyesi, atık kağıtları yeniden dönüştürerek değerlendirirken, tebrik kartı kültürünü de yaşatmaya devam ediyor. Her yıl özgün bir tasarım ile oluşturulan yılbaşı tebrik kartları, Tepebaşı Belediyesi’nin değerlerini yansıtacak mesajlarla, özel üretim süreçlerinden geçerek hazırlanıyor. Tepebaşı Belediyesi hizmet binasında ofislerde kullanıldıktan sonra çıkan kağıt atıklar ve başkanlığa gelen buket çiçeklerin değerlendirildiği Kağıt Geri Dönüşüm Atölyesi’nde atık kağıtlar ve kuru çiçekler, bazı fiziksel işlemlerden geçirilerek önce kağıt hamuru daha sonra el yapımı kağıda dönüştürülüyor. Ofis ve doğa atıklarından geri dönüştürülerek üretilen kağıtlardan 2025 yılı için de özel bir görsel hazırlandı. “2009’dan bu yana geri dönüşüm ile ürettiğimiz kart sayısı 200 bine ulaştı” Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da 15 yıldır gerçekleştirilen yılbaşı tebrik kartı üretimini incelemek üzere Kağıt Geri Dönüşüm Atölyesi’ni ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgiler aldı. Ziyaretinde tebrik kartı uygulaması hakkında değerlendirmede bulunan Başkan Ataç, geleneksel hale gelen yeni yıl kartlarının 15 yıldır devam ettiğini kaydetti. Başkan Ataç, “Yılbaşı tebrik kartlarımızın sayısı bu yıl 3 bin adet oldu. 2009’dan bu yana geri dönüşüm ile ürettiğimiz kart sayısı da 200 bine ulaştı. Amacımız cep telefondaki mesajları protesto etmek. Bu seneki kartlarımızda ‘Barış’ temennisine yer verdik. Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü imzasıyla tebrik kartlarımıza yazdık. Umarız 2025 yılında savaşlar dursun ve dünya barışa kavuşsun. Emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Eline ulaşan vatandaşlarımızın da emek dolu bu kartları saklamasını temenni ediyorum. 2025’in 2024’ten çok daha iyi geçmesini, Türkiye’nin şartlarının daha iyi olması, hiçbir insanın gece aç yatmaması, çocukların, kadınların güvende olduğu bir ülke olması, aydınlık ve barışın olması en büyük dileğimizdir” ifadelerini kullandı. Başkan Ataç ayrıca, çocuklara geri dönüşüm bilincinin oluşturulması için atölyeler düzenlendiğini ve bu atölyelere 35 bine yakın çocuğun katıldığını da sözlerine ekledi.
Adana Kış aylarında sinüzit vakalarını tetikleyen 5 etken Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, sinüzitin kış döneminde daha yaygın hale gelmesinin altında yatan nedenlerin çevresel faktörlerden bağışıklık sistemi zayıflığına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsadığını söyledi. Kış ayları, soğuk havanın ve değişken çevresel şatların etkisiyle sağlık sorunlarının daha sık görüldüğü bir zaman dilimi olarak öne çıkıyor. Bu dönemde özellikle sinüzit vakalarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Sinüzit ise sinüs boşluklarının iltihaplanması sonucunda gelişiyor ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, sinüzitin en bilinen belirtileri arasında burun tıkanıklığı, baş ağrısı, yüz bölgesinde basınç hissi ve burun akıntısı geldiğini belirterek, “Bu hastalığın kış döneminde daha yaygın hale gelmesinin altında yatan nedenler çevresel faktörlerden bağışıklık sistemi zayıflığına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor” dedi. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, bu etkenleri anlatarak şu korunma önerilerinde bulundu: 1. Soğuk havanın etkisi Kış aylarında düşen sıcaklıklar, sinüslerdeki mukusun kurumasına ve yoğunlaşmasına neden olur. Bu durum, sinüs kanallarının tıkanmasına yol açarak bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca soğuk hava damarların daralmasına neden olduğu için sinüslerin kendini temizleme mekanizması da zayıflar. Bu nedenle sinüzit oluşma riski kış aylarında artış gösterir. 2. Üst solunum yolu enfeksiyonları Gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu hastalıkları kışın çok daha sık görülür. Bu hastalıklar, sinüs kanallarında iltihaplanmayı tetikleyerek sinüzitin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Özellikle viral enfeksiyonlar, sinüzitin en yaygın nedenlerinden biri olarak bilinir ve bu enfeksiyonların kış aylarında zirve yapması sinüzit vakalarını da artırır. 3. Kapalı alanlarda fazla zaman geçirme Soğuk havalar nedeniyle insanlar, daha fazla kış aylarında kapalı alanlarda zaman geçirir. Kalabalık ortamlarda virüs ve bakterilerin yayılma ihtimali artar. Bunun yanı sıra, yetersiz havalandırma ve kuru hava da sinüslerin kurumasına ve tahriş olmasına yol açablir. Bu durum, sinüslerin enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelmesini kolaylaştırır. 4. Bağışıklık sisteminin zayıflaması Kış döneminde bireylerin bağışıklık sistemi genellikle yılın diğer aylarına göre daha zayıf olur. Güneş ışığına daha az maruz kalma, düşük D vitamini seviyelerine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına kapı aralar. Bağışıklığın düşmesi ise sinüslerin enfeksiyonlara karşı direncini azaltır ve sinüzit vakalarının artmasına katkı sağlar. 5. Kış mevsimine özgü alışkanlıklar Kış aylarında kullanılan ısıtıcılar ve klima gibi cihazlar, ortam havasını kurutarak sinüs mukozasının tahriş olmasına neden olabilir. Ayrıca, kışın sık görülen ani sıcaklık değişimleri, sinüslerin dengesini bozarak enfeksiyon riskini artırır. Bu nedenle kışa özgü yaşam tarzı alışkanlıkları, sinüzit gelişimine istemeden de olsa zemin hazırlar. Korunmak için neler yapılabilir? Kaypak, sinüzit tedavisinin genellikle burun spreyleri, ağrı kesiciler ve bol sıvı tüketimini içerdiğini ancak kronik vakalarda antibiyotik veya daha ileri tedavi yöntemleri de gündeme gelebildiğini söyledi. Kaypak, hastalıktan korunmak için şu önlemlerin alınması gerektiğini söyledi: “Gribal bir enfeksiyon durumunda tedavinizi geciktirmeyin. Burnunuzu sürekli açık tutmaya çalışın ve düzenli olarak temizleyin. Alerjiye neden olabilecek etkenlerden kaçının. Islak saçlarla açık havaya çıkmayın. Doğrudan rüzgara maruz kalmamaya özen gösterin. Yaşadığınız ortamı nemlendirin.”