SAĞLIK
Kanser hastalarına kolaylık: Çankırı’da tedavi dönemi başlıyor 25 Aralık 2024 Çarşamba - 17:14:54 Sağlık Bakanlığı’nca Çankırı Devlet Hastanesi bünyesinde onkoloji birimi oluşturuldu. İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, kanser hastalarının artık il dışına çıkmadan tedavi olabileceğini açıkladı. Sağlık hizmetlerinin daha erişilebilir hale getirilmesi amacıyla Çankırı Devlet Hastanesine onkoloji uzmanı kadrosu tahsis edildi. İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, bu gelişmenin Çankırı’da bir ilk olduğunu belirterek, "Kanser hastalarımız artık il dışına çıkmadan, kendi illerinde tedavi olabileceklerdir. Çankırı Devlet Hastanesi, bu hizmeti sunarak halkımıza büyük kolaylık sağlayacaktır" ifadelerini kullandı. Dr. Sarıkaya, hastanenin sadece onkoloji alanında değil, diğer branşlarda da eksik uzmanlık kadrolarını hızla tamamladığını vurguladı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ve diğer yetkililere teşekkür eden Sarıkaya, Çankırı Devlet Hastanesinin sağlık hizmetlerini daha üst seviyeye taşıma çabalarının süreceğini ifade ederek, "Değerli Çankırılı halkımız, sağlık alanında hak ettiğiniz kaliteli sağlık hizmetini sunmak adına verdiğimiz gayret ve sizlere müjdelerimiz devam etmektedir. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun ilimize olan destekleriyle Çankırı Devlet Hastanesi bünyesinde hizmet vermek üzere onkoloji uzmanı münhal kadrosu verilmiştir. İkinci basamak olan Çankırı Devlet Hastanesine böyle bir kadro tahsis edilmesi, halkımızın sağlık hizmetine ulaşabilirliği açısından büyük önem arz etmektedir" ifadelerini kullandı. 120 uzman hekim ile vatandaşlara hizmet verdiklerini anlatan Sarıkaya, "Tüm ana dal uzmanlarımızın yanında üçüncü basamak hastanelerimizde yer alan nefroloji, endokrinoloji ve gastroenteroloji gibi yan dal uzmanlık dalları Çankırı Devlet Hastanesi bünyesinde hizmet vermektedir. 9 yıldır aylık geçici görevlendirmelerle yürütülen nefroloji uzman hekimi, 2024 yılında kadrolu olarak göreve başlamıştır. Gastroenteroloji uzmanı, 2016 yılından itibaren yokken 2020 yılında göreve başlamıştır. Endokrinoloji uzmanımız, 2015 yılından itibaren yokken 2022 yılında göreve başlamıştır. Göğüs cerrahisi uzmanımız, 2016 yılından itibaren yokken 2022 yılında göreve başlamıştır" değerlendirmesini yaptı. Sarıkaya, "Son iki yılda eksik branşlarımızı tamamlamak üzere var gücümüzle çalışıyoruz. Hastalarımızın bulundukları ilde sağlık hizmetini almaları, sevk oranlarımızın azalması ana hedefimizdir. Tüm hastalarımızın sağlık hizmetlerine kolay ulaşabilmesi için çabamız devam edecektir. İlimize ilk defa tahsis edilen onkoloji uzmanı münhal kadrosu ile kanser hastalarımız artık onkoloji hekimi için il dışına gitmeyecek, ilimizde tedavilerini olacaklardır" dedi.
25 Aralık 2024 Çarşamba - 17:08 Manisa Şehir Hastanesinde yeni bölümler açıldı Manisa Şehir Hastanesi bünyesinde, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Ünitesi, Fizik Tedavi Ünitesi ve Gebe Polikliniği hizmete açıldı. Manisa Şehir Hastanesi bünyesinde, Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Ünitesi, Fizik Tedavi Ünitesi ve Gebe Polikliniği Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca’nın katılmıyla hizmete açıldı. Açılış töreni öncesinde konuşan Manisa Şehir Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Serkan Saka, Manisa Şehir Hastanesi olarak, sağlık hizmetlerini daha ileriye taşımak için var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Açılışı gerçekleştirilen birimlerin herkese faydalı olmasını dileyen Başhekim Saka, "Manisa Şehir Hastanesi olarak açacağımız Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Ünitemiz, Fizik Tedavi Ünitemiz ve Gebe Polikliniğimiz, sağlık hizmetlerimizi daha nitelikli bir seviyeye taşıma hedefimizin somut birer parçasıdır. GETAT Ünitemiz, geleneksel yöntemlerle modern tıbbı birleştirerek hastalarımıza bütüncül bir yaklaşım sunarken, Fizik Tedavi Ünitemiz son teknoloji cihazlarla donatılmış altyapısıyla hastalarımızın hareket kabiliyetini artırmak ve yaşam kalitelerini iyileştirmek için kapsamlı bir hizmet anlayışıyla çalışacaktır. Gebe Polikliniğimiz ise, anne adaylarımızın sağlıklı ve güvenli bir gebelik süreci geçirmelerini sağlamak ve tıbbi bir zorunluluk olmadıkça normal doğumu desteklemek üzere ‘Her Gebeye Bir Ebe’ anlayışıyla hizmet verecektir." dedi. "Manisamıza hayırlı olsun" Yeni bölümlerin açılışlarını gerçekleştiren Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca ise hastane yöneticilerinin tebrik ederek, Manisa Şehir Hastanesinde bir süre ara verilen fizik tedavi hizmetinin yeniden hizmete sokulduğunu kaydetti. İl Sağlık Müdürü Karaca, "Vatandaşlarımızın bu konuda çok büyük talepleri vardı. Merkezefendi Devlet Hastanemizde de bu hizmetleri yoğunlaştırmıştık. Kapasite olarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmuştuk. Tabii ki yine de yeterli olmuyordu. Şehir Hastanemizde de gerekli çalışmaları yaptık. Tıbbi cihazları, aletleri de kabul ettik, talep ettik ve aldık. Bu hizmetleri de bugün başlatıyoruz. Manisamızın büyük bir ihtiyacı olan fizik tedavi hizmetleri bundan sonra çok güzel bir şekilde kapasitesine uygun verilecektir. Ayrıca hastane bünyesinde bir de Getat ünitesi açıyoruz. O da alternatif tedavilerle ilgili her türlü seçeneği sunuyor. GETAT merkezimizde Akupunktur, Homeopati, Kupa Terapi, Mezoterapi, Ozon tedavi ve Tıbbi hipnoz üniteleri hizmet verecek. Manisamıza halkımıza hayırlı olsun diyorum." dedi. ‘Her Gebeye Bir Ebe’ Açılışı yapılan ve ‘Her Gebeye Bir Ebe’ anlayışıyla hizmet verecek olan Gebe Polikliniğinin ise, anne adaylarının sağlıklı ve güvenli bir gebelik süreci geçirmelerini sağlamak olduğunu ifade eden İl Sağlık Müdürü Karaca, "Gebe Polikliniğimiz, tıbbi bir zorunluluk olmadıkça normal doğumu desteklemek üzere ‘Her Gebeye Bir Ebe’ anlayışıyla hizmet verecektir. Toplum sağlığı, kadın sağlığı sizlerin elinde. Başarırsak sizlerle beraber başaracağız. İnşallah bu normal doğum anlayışını yerleştireceğiz. Sezeryan, bir doğum yöntemi değil, ameliyattır. Bunu gerektiren durumlarda tabii ki yapılacak ama bizim amacımız fizyolojik olan doğal olan normal doğumu özendirmek ve teşvik etmek olacak. Bunun için de bütün ebelerimizle yöneticilerimizle doğum odalarını tanıtıyoruz. Sezaryen konusunda Manisa olarak yüzde 30 seviyelerindeyiz. Amacımız bunu yüzde 15’lere kadar indirmek. Her gebeye bir ebe ile bunu sağlamaya çalışıyoruz. Kadınlarımız, toplumumuz, halkımız, vatandaşımız bizim için önemli. Kadınlara teşekkür ediyorum." diye konuştu.
25 Aralık 2024 Çarşamba - 17:00 Uzmanından kış mevsiminde cilt bakımının püf noktaları Kış aylarının cilt sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Gül Şekerlisoy, “Kış mevsiminde soğuk hava, kuru iklim ve kapalı ortamlardaki ısıtma sistemleri cildin nem dengesini bozabilir. Bu yüzden kışın cilt bakımı için uygulanacak temel adımlar ve minik cilt bakım rutini değişiklikleri ile derimizi korumak önemlidir” dedi. Liv Hospital Samsun Dermatoloji Uzm. Dr. Gül Şekerlisoy Tatar, kışın cilt bakımının önemi hakkında bilgilendirmede bulundu. Uzm. Dr. Şekerlisoy, “Kış mevsiminde soğuk hava, kuru iklim ve kapalı ortamlardaki ısıtma sistemleri, cildin nem dengesini bozabilir. Bu yüzden kışın cilt bakımı için uygulanacak temel adımlar ve küçük cilt bakım rutini değişiklikleri ile derimizi korumak önemlidir” diye konuştu. “Sert rüzgarlar ve ısıtma sistemleri cilt için zorlayıcı olabilir” Kış aylarının cilt sağlığını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Şekerlisoy, “Kış ayları, cildiniz için zorlayıcı olabilir. Düşük nem, sert rüzgârlar ve ısıtma sistemlerinin oluşturduğu kuruluk, cildin doğal nem bariyerini zayıflatabilir. Bu sebeple, kış aylarında cilt bakımı rutininizi güncellemeniz önem taşır” şeklinde konuştu. “Kış aylarında cilt bakımında dikkat edilmesi gerekenler” Uzm. Dr. Şekerlisoy, kış aylarında cilt sağlığını korumak için şu önerilerde bulundu: "Nemlendirici değişikliği yapın: Kış aylarında hafif nemlendiriciler yerine, daha zengin içerikli kremler kullanın. Su bazlı ürünler yerine, cildi yoğun bir şekilde nemlendiren ve hava şartlarına karşı koruyucu bir bariyer oluşturan yağ bazlı ürünleri tercih edin. Yüz nemlendirmesi için karma ve yağlı ciltler daha fazla nemlendirme kapasitesine sahip hyaluronik asit gibi içerikler içeren su bazlı nemlendiricilerden faydalanabilir. Yatmadan önce bakım: Yatmadan önce cildinizi derinlemesine nemlendiren maskeler veya serumlar kullanarak gece boyunca cilt bakımınıza destek olabilirsiniz. Özellikle, hyaluronik asit veya gliserin içeren ürünler cildin nem tutmasına yardımcı olur. Hassas temizleme: Sıcak su ve sert temizleyiciler, cildinizin doğal yağlarını azaltarak daha da kurumasına neden olabilir. Ilık su ve hafif temizleyiciler ile cildinizi nazikçe temizleyin. Güneş kremi kullanımını ihmal etmeyin: Kış aylarında güneşin zararlı etkilerinden korunmak genellikle göz ardı edilir. Ancak, UV ışınları bulutlu havalarda bile cilde zarar verebilir. Bu sebeple UV oranı 2 ve üzerinde olan günlerde güneş kremsiz dışarıya çıkmayın. Kış aylarında ev içinde güneş kremi kullanmamıza gerek yoktur. İçten nemlendirme: Bol su içmek, kış aylarında cildinizin nemli kalmasına yardımcı olur. Ayrıca omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalar tüketmek, cildin nemini korumasına ve esnekliğini artırmaya yardımcı olabilir. Ellerinizi koruyun: Eller, kışın en çok etkilenen bölgelerdendir. Elleri ılık su ile yıkamak ve sık sık el kremi uygulayarak nemlendirmek temel el bakım rutini için yeterliyken dışarıya çıkarken eldiven takarak ellerinizi korumak yine soğuk havalarda alınacak en iyi önlemlerdendir. Odaları nemlendirin: Kışın kullanılan ısıtıcılar hava nemini düşürür. Bir hava nemlendirici kullanarak evinizin nem seviyesini artırmak, cildinizin sağlığı için faydalı olabilir. Özellikle hassas egzamaya yatkın ciltler için oda sıcaklığının çok yüksek olmaması 18-22 derece civarında tutulması önemlidir. Bu önerilerle kış aylarında cildinizin sağlığını koruyabilir ve soğuk hava şartlarının olumsuz etkilerine karşı cildinizi güçlendirebilirsiniz. Unutmayın, sağlıklı bir cilt için düzenli bakım ve uygun ürün kullanımı şarttır."
Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:23 Güney Sudan ile Türkiye arasında sağlık turizminde güçlü işbirliği başladı Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret ederek, iki ülke arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapılması gerektiğini vurguladı. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan’ın Ankara Büyükelçisi Amb. Majok Guandong’ı ziyaret etti. Kabulde Türkiye’nin güçlü sağlık altyapısının büyük bir potansiyel sunduğunu belirten Bay, Türkiye’nin alternatif tıp, termal kaplıcalar ve doğal güzellikler bakımından zengin olduğuna, ayrıca karaciğer nakli, kanser tedavisi, organ nakli ve cerrahi müdahaleler konusunda uzman kadroların bulunduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Aysun Bay, aynı zamanda tıbbi aromatik bitkiler alanında da çalışmalar yürüttüklerini, Güney Sudan Cumhuriyeti ile bu konuda işbirliği yapabileceklerini söyledi. Prof. Dr. Bay, Güney Sudan’da yetişen bitkisel ürünlerin ülkenin ekonomisine katkı sağlamak amacıyla değerlendirilmesi ve bu ürünlerin Türkiye’ye ve diğer ülkelere ihraç edilmesi konusunda Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu üye şirketlerinin girişimlerde bulunmaya hazır olduğunu belirtti. Güney Sudan Devleti’nden Türkiye’ye gelecek hastalara güvenli, sağlıklı ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaya hazır olduklarını dile getiren Prof. Dr. Bay, sağlık yatırımları, hastaneler ve klinikler konusunda da işbirliği yapmak üzere sağlık şirketleri aracılığıyla girişimlerde bulunacaklarını ifade etti. Prof. Dr. Aysun Bay, Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü ikili ilişkilerinin iki ülke arasındaki ilişkileri daha ileri seviyelere taşıdığını belirterek, “Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Yönetim Kurulu olarak iki ülke arasındaki ilişkilerimizin güçlenmesini büyük bir memnuniyetle karşılıyor ve en güçlü duygularımızla destekliyoruz” dedi. Prof. Dr. Aysun Bay, önümüzdeki günlerde Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında işbirliği yapmak üzere Güney Sudan Cumhuriyeti’ne bir ziyaret gerçekleştirmeyi planladıklarını bildirdi. Güney Sudan Büyükelçisi Amb. Majok Guandong ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Prof. Dr. Aysun Bay ve heyetine teşekkür etti. Büyükelçi Guandong, Türkiye ile Güney Sudan arasında her alanda güçlü bir işbirliği olduğunu, iki millet arasında çok eski yıllara dayanan tarihi bağlar bulunduğunu belirterek, “Türkiye ile Güney Sudan arasında sağlık turizmi alanında ilişkilerimizi güçlendirmek amacıyla Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu ile işbirliği yapmaya hazırız” dedi. Büyükelçi Guandong, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit’in girişimleri ve gayretleriyle iki ülke arasındaki ilişkilerin en üst seviyeye ulaştığını vurguladı. Büyükelçi Guandong, Güney Sudan’da yetişen tıbbi aromatik bitkiler hakkında da heyeti bilgilendirdi. Sağlık alanında yapılması planlanan yatırımlar konusunda fikir alışverişinde bulunululan görüşmede büyükelçilik diplomatları da hazır bulundu.
Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı
20 Aralık 2024 Cuma - 13:03 Geçirdiği felç sonrası düzenli sporla ayağa kalktı Konyaaltı Sanat Eğitim Merkezi (KONSEM) kurslarından faydalanan Ahmet Tuğlu, felç sonrası KONSEM eğitimleriyle yeniden sağlığına kavuşarak hayata tutundu. Tuğlu, “Konyaaltı Belediyesi sayesinde hem hayatımı hem de aile huzurumu geri kazandım” dedi. Konyaaltı ilçesinde yaşayan Ahmet Tuğlu, felç geçirdikten sonra vücudunun sağ tarafını kullanamaz hale geldi. Umutsuz olduğu bir dönemde, Konyaaltı Belediyesi’nin sabah sporu etkinliklerini fark ederek iletişime geçti. KONSEM’de Pilates Eğitmeni Cemre İlk ile çalışmaya başlayan Tuğlu, azim ve sabırla yürüttüğü egzersizlerle önce koltuk değneklerini bıraktı, ardından ağrılarından kurtuldu. “Artık kimseye muhtaç değilim” Tuğlu, bu süreçte yaşadıklarını, “Başlarda ayakta duramıyordum, koltuk değnekleri olmadan hareket edemezdim. Ama burada Cemre hocamın desteğiyle adım adım kendimi toparladım. Artık kimseye muhtaç değilim. Daha önce çok karamsardım ama burası hayatımı değiştirdi. Belediyemiz sıcak bir çalışma ortamı ve güler yüzlü personeliyle bize büyük destek sağladı. Şimdi hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok daha iyiyim” sözleriyle anlattı. “Her işini kendi yapabiliyor” Ahmet Tuğlu’nun eğitmeni Cemre İlk ise süreçle ilgili şunları söyledi: “Ahmet Bey’le geçen yaz tanıştık ve çok sıkı bir şekilde çalıştık. Şimdi her işini kendi yapabiliyor. Burada kursiyerlerimizin omurga sağlığını iyileştirmelerine ve hayatlarına dokunmalarına yardımcı oluyoruz. Ücretsiz olarak sunduğumuz bu hizmete ilgi çok büyük.”
’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’
20 Aralık 2024 Cuma - 12:56 ’Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir’ İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, "Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi (kansızlık) olarak tanımlanır. Kulak çınlaması ve baş dönmesi anemi habercisi olabilir" dedi. Liv Hospital Samsun İç Hastalıkları (Dâhiliye) Uzmanı Dr. Önder Özüm Polat, eritrosit (RBC) yüksekliği ve düşüklüğü hakkında bilgilendirmede bulundu. ‘Kırmızı kan hücresi’ olarak bilinen eritrositin vücuttaki birinci fonksiyonunun gaz değişimi olduğunu belirten Uzm. Dr. Polat, "Eritrositler oksijeni akciğerden dokulara taşır ve dokudan da karbondioksit dışarı atılacağı akciğere getirirler. Eritrositler birkaç organel içeren çekirdeksiz hücrelerdir; sitoplazmalarının büyük bir kısmını oksijen taşınmasında rol oynayan demir içerikli hemoglobin adı verilen molekül oluşturur" diye konuştu. Kırmızı kan hücrelerindeki artış Hemoglobinin normal sınırının üzerinde bulunmasına "eritrositoz" veya "polistemi" adı verildiğini dile getiren Uzm. Dr. Polat, "Eritrositoz, hacim başına düşen eritrosit sayısında ve hemoglobinde artış olarak tanımlanır. Kırmızı küre kütlesinde görülen mutlak artış ise polisitemi veya diğer adıyla mutlak eritrositoz şeklinde adlandırılır. Polistemi aynı zamanda eritrosit üretiminde bir artma olduğunu işaret eder" şeklinde konuştu. "Polistemi nedenleri ve risk faktörleri" Polisteminin nedenleri ve risk faktörleri hakkında konuşan Uzm. Dr. Polat, "Polistemi, hipoksemi oluşturan başka hastalıklara bağlı ikincil (sekander) olarak gelişebileceği gibi (sekander polistemi) kanser veya renal hastalığa bağlı yüksek miktarlarda eritropoetin salgılanmasıyla veya tamamen otonom neoplastik bir hastalık (polistemi vera) olarak ortaya çıkabilir. Polistemi vera diğer adıyla polistemi, (rubra vera) krantik myeloproliferatif hastalıklar grubundan bir bozukluktur. Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, görme bozuklukları, eklemlerde karıncalanma ve uyuşma olabilir. Gastroentestrol kanamalar, burun, diş eti kanaması, kardiovasküler semptomlar (angina pektoris, kalp yetersizliği) en sık görülen semptom kaşıntıdır. Hemoglobin değerinin erişkin erkekte 14 gram, erişkin kadında 12 gramın altında olması anemi olarak tanımlanır. Aneminin varlığının gösterilmesinin (teşhis edilmesinin) ardından mutlaka nedeninin aydınlatılması gereklidir" ifadelerini kullandı. 10 önemli hastalık "Eritrosit düşüklüğüne sebep olan 10 önemli hastalığı da belirten Uzm. Dr. Polat, şunları söyledi: "Demir eksikliği anemisi, talesemi, kronik hastalık anemisi, sideroblostik anemi, ranel hastalık anemisi, hipatiroidizm, B12 ve polik asit eksikliği (megalablastik anemi), karaciğer hastası bazı ilaçlar, kanser, HIV, kanama sebebiyle eritrosit düşer. Yangınlık, kalp atışında düzensizlik, çabuk yorulma, nefes almada güçlük, baş ağrısı, baş dönmesi, soluk cilt, bacaklarda kramp gibi belirtilerde eritrosit düşüklüğü tespit edilebilir."
Havalar soğudu, sakatata talep arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 12:29 Havalar soğudu, sakatata talep arttı Kış hastalıklarından korunmak isteyen Sivaslılar, sakatat tüketerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Sivas’ta havaların soğumasıyla birlikte bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinen sakatat tüketimine rağbet arttı. A vitamini, B grubu vitaminleri, demir, çinko, fosfor ve potasyum mineralleri yönünden oldukça zengin olan sakatat ürünleri kış aylarının adeta vazgeçilmez gıdası haline geldi. Bağışıklık sitemini güçlendirdiği bilinen sakatat, kuzu kelle, paça, işkembe, ciğer, böbrek, pöç gibi ürünlerle reyonlarda tüketiciyle buluşuyor. Sakatat tüketimi ile alakalı açıklamalarda bulunan Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, sakatatın düzenli olarak tüketilmesini ifade ederek, gereğinden fazla tüketilirse obeziteye yol açabileceğini söyledi. “Sakatat tüketimini öneriyorum” Uzman Diyetisyen Gülsüm Hazman, soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatatın bağışıklığı güçlendirdiğini belirterek,” Sakatatlar, yüksek ve zengin besin içeriği ile bilinen ve hayvanların iç organlarıyla elde edilen gıdalardır. Sakatatlar demir açısından zengin olup anemi ve demir eksikliği gibi hastalıklara çok iyi gelmektedir. Yüksek B vitamini içeriği ile özellikle unutkanlığa iyi gelmektedir. B12 takviyesi sağlayacağından unutkanlığı olan danışanlarıma düzenli olarak yemelerini tavsiye ediyorum. Sakatatı çocukların tüketmesini de tavsiye ediyorum. Konsantrasyon eksiliğine ve derslere karşı ilgisini artırmak için ayda 2 kez sakatat tüketimini öneriyorum. Özellikle soğuk ve kış aylarında düzenli tüketilen sakatat bağışıklığı güçlendirerek hastalığa yakalanma riskini azaltır. İçeriğinde yüksek A, B vitamini, demir ve B12 açısından zengin olduğu için düzenli tüketilmesini öneririm. Sakatat ile birlikte yüksek C vitamini içeren limonu da kullanırsanız biyoyararlanımı artırırsınız. Gut, tansiyon ve kolesterol gibi hastalıkları bulunan kişilerin sakatattan uzak durmasını tavsiye ediyorum. İçerisinde bulunan yüksek yağ miktarı ile bu hastalıkları bulunan kişilere zarar verir. Bunların dışında kalan kişiler ise ayda 2’den fazla tüketmemeli. Tüketilirken ölçüsü kaçırıldığında obeziteye yol açabilir” dedi. “Kışın talep artıyor” Kasaplık yapan Adem Yıldırım, kış aylarının gelmesiyle sakatata talebin fazla olduğunu ifade ederek, ”Sivas’ta havaların soğumasıyla kış şartları ağır geçiyor. Sakatat faydalı olduğu için de talep daha fazla artıyor. Talebin fazla olmasından kaynaklı yoğunluk oluyor ve yetiştiremiyoruz. Bu yüzden sakatat Sivas’ın önemli bir yiyeceğidir. Paşa, işkembe, böbrek, yürek, ciğer ve mumbar sakatat grubuna girer” diye konuştu.
Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır"
20 Aralık 2024 Cuma - 12:23 Uzmanından ’estetik’ uyarısı: "Estetik de bir ameliyattır ve riskleri vardır" Ünlü estetikçi Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik operasyonları hakkında uyarıda bulunarak, "Her ameliyatta olduğu gibi estetik operasyonlarda da riskler söz konusu olabilir. Estetik operasyon düşünen bir insanın ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır" dedi. FBM Tıp Merkezi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Akbaş, estetik ameliyatlarında bazı riskler oluşabileceğini, estetik operasyon düşünen kişinin ameliyattan önce mutlaka doktoruyla detaylı konuşması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Akbaş, "Estetik ameliyat olmak için bizlere gelen insanların özellikle sorduğu sorulardan bir tanesi şu: ‘Bu ameliyatların riskleri var mı?’ Her ameliyatta olduğu gibi belli ameliyatlarda da riskler söz konusu olabilir. Sonuçta bu da bir ameliyattır. Mutlaka lokal anestezi veya genel anestezi gibi uygulamaların yapılması gerekiyor. Gerek anestezilere bağlı gerek kullanılan ilaçlara bağlı gerekse de ameliyatlara bağlı bazı komplikasyonlar, riskler söz konusu olabilir. Bu yüzden estetik operasyon düşünen bir insanın mutlaka ameliyattan önce hekimiyle ne tür risklerle karşılaşabileceği konusunda bilgi alışverişinde bulunması şarttır” diye konuştu. Prof. Dr. Hayati Akbaş, açıklamasının devamında şunları söyledi: “Ameliyattan önce estetik cerrahlar hastalarına tasvip formlarını gösterirler ve orada hastalar ne ameliyatı oluyorsa o ameliyatla ilgili muhtemel riskler yazılıdır. Hayatta hiçbir eylemin risksiz olması söz konusu değildir. Ameliyat da sonuç olarak bir cerrahi eylemdir. Mutlaka cerrahi bilgi, ekipman, ortam gerektiren yerlerde yapılır. Uzman kişiler tarafından yapılır. Her türlü tedbire rağmen zaman zaman beklenmeyen durumlar olabilir. Bu bir burun estetiği, vücut şekillendirme estetiği olabilir. Bunlarla ilgili ne tür risklerin olacağı konusunda ameliyatı yaptıracak kişi ile ameliyatı yapan arasında mutlaka ameliyat öncesinde detaylı bir görüşme yapılması önemlidir."
Hem aile hekimleri hem de vatandaşlar yeni yönetmelikten memnun
20 Aralık 2024 Cuma - 11:52 Hem aile hekimleri hem de vatandaşlar yeni yönetmelikten memnun Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan yeni aile hekimliği yönetmeliği, sağlık sistemine önemli değişiklikler sağladı. Bu değişiklikler hem aile hekimlerinin çalışma şeklini hem de vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini etkilerken, Manisa’da hem aile hekimleri hem de vatandaşlar genel olarak yeni yönetmelikten memnuniyetlerini ifade etti. Yeni yönetmelik, aile hekimleri için bazı yeni uygulamalar ve teşvikleri de sağlarken, kronik hastalıkların taraması ve takibi, akılcı ilaç kullanımı gibi konulara daha fazla vurgu yapılıyor. Bu hizmetleri sağlayan aile hekimlerinin maaşlarında da bir artış öngörülüyor. Manisa Alaşehir Piyadeler Aile Sağlığı Merkezi’nde görev yapan Aile Hekimi Bedriye Erdağ, yeni yönetmelik ile birlikte hastalarına daha fazla zaman ayırabildiğini ve sağlık durumlarını daha yakından takip edebildiğini ifade etti. Özellikle yaşlı ve kronik hastaların düzenli olarak kan tahlili yaptırabilmesi, hastalıkların erken teşhis ve tedavisi açısından büyük önem taşıdığını kaydeden Dr. Erdağ ayrıca, Türkiye’de yaygın olan gereksiz ilaç kullanımına dikkat çekerek, yönetmeliğin akılcı ilaç kullanımını teşvik etmesi açısından önemli olduğunu ve hastaların akılcı ilaç kullanımı konusunda bilinçlenmelerine de katkı sağladığını belirtti. Erdağ yeni yönetmelikte getirilen teşviklerin maaşına artış olarak yansıdığını belirterek, "Benim maaşımda bir artış oldu, o açıdan memnunum. Daha önce de yaptığım bir uygulamanın pozitif olarak geri dönüşünü almak beni mutlu etti." dedi. Vatandaşlar memnun Manisa’daki vatandaşlar, yeni yönetmelikle birlikte aile hekimlerinin kendilerine daha fazla zaman ayırdığını ve sağlık durumlarını daha yakından takip ettiğini belirterek yönetmelikten memnun olduklarını söyledi. Serkan Edabalı isimli vatandaş, "Aile hekimimiz artık tansiyonumuzu, kan grubumuzu, her şeyimizi düzenli olarak kontrol ediyor. Annemi de getirdim, onun da kontrollerini sağladılar. Aile sağlığı merkezinden çok memnunuz." şeklinde konuştu. Vatandaşlar, özellikle kanser taramaları gibi önemli sağlık hizmetlerinden de faydalandıklarını ve devletin sağlık hizmetlerine verdiği önemi hissettiklerini belirtiyor. Yeni aile hekimliği yönetmeliği, Türkiye’deki sağlık sisteminin daha etkin ve verimli hale getirilmesi, koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması hedefiyle hazırlanırken, Manisa’da hem aile hekimlerinin hem de vatandaşların düşünceleri yönetmeliğin bu hedeflere ulaşma yolunda önemli adımlar attığını gösterdi. Hem aile hekimleri hem de vatandaşlar, yeni yönetmelikten genel olarak memnun kalırken, yönetmeliğin uygulama sürecinde karşılaşılabilecek zorlukların aşılması ve sistemin sürekli olarak iyileştirilmesi, hem vatandaşların sağlık hizmetlerinden daha iyi faydalanması hem de aile hekimlerinin motivasyonunun artması açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
Kepez’in 60 mahallesinde kanser tarama hizmeti
20 Aralık 2024 Cuma - 11:23 Kepez’in 60 mahallesinde kanser tarama hizmeti Antalya’nın Kepez ilçesinde 60 mahallede 595 kişinin rahim ağzı kanseri, 600 kişinin ise meme kanseri taramasından faydalandığı bildirildi. Kepez Belediyesi Mobil Sağlık Merkezi, ilçedeki mahallelerde ücretsiz kanser taraması hizmeti sunmaya devam ediyor. Duraliler Mahallesi’ndeki çalışmaları yerinde inceleyen Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, vatandaşlara sağlık taraması hizmetinden memnun olup olmadıklarını sorarak, istek ve taleplerini dinledi. Kanser tarama hizmetiyle 60 mahalleye ulaşıldı Kepez’de sürdürülen kanser taramaları hakkında bilgi veren Başkan Kocagöz, “İlçe sakinlerimizin sağlığı bizim için çok önemli. Mobil Sağlık Merkezimiz ile mahallelerimize kanser tarama hizmeti ulaştırıyoruz. Mobil Sağlık Merkezimiz bugüne kadar 60 mahallemize ulaştı. 595 vatandaşımız rahim ağzı, 600 vatandaşımız da meme kanseri tarama hizmetinden faydalandı. Kepez’in 68 mahallesinde kanser tarama hizmetlerini sürdürmeye devam edeceğiz. İlçe sakinlerimizin sağlığı bizim için çok önemli. Lütfen sağlığınızı ihmal etmeyin“ dedi. Meme kanseri 40 ile 69 yaş, rahim ağzı kanseri 30 ile 65 yaş aralığı kadınlarda araştırılıyor. Mobil sağlık merkezinde, meme kanseri taraması için mamografi çekimi, rahim ağzı kanseri taraması için smear ve HPV DNA testi gerçekleştiriliyor. Mamografi sonuçları Ulusal Tarama Mamografi Raporlama Merkezi’ne, rahim ağzı kanseri tarama sonuçları Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Daire Başkanlığı Ulusal HPV Laboratuvarı’na gönderiliyor. Tarama sonucunda risk grubuna girdiği tespit edilen hastalar aranarak, konuya ilgili bilgilendiriliyor ve Sağlık Bakanlığının imkânlarıyla tedavi altına alınıyor.
Diş sıkmanın zararları hakkında uzmanından uyarılar
20 Aralık 2024 Cuma - 11:06 Diş sıkmanın zararları hakkında uzmanından uyarılar Diş sıkma, stres ve kaygı gibi psikolojik faktörlerden kaynaklanan yaygın bir alışkanlık haline geldi. Ancak, uzmanlar diş sıkmanın yalnızca estetik sorunlara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda ciddi sağlık problemlerine de sebep olabileceğini belirtiyor. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Münir Demirel, diş sıkmanın vücutta neden olduğu olumsuz etkiler hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Münir Demirel, diş sıkmanın başta çene ekleminde olmak üzere, dişlerde, kaslarda ve diş etlerinde ciddi tahribatlara yol açabileceğini belirtti. “Diş sıkma, özellikle gece uyku sırasında ortaya çıkan bir alışkanlık olup, bu durum çene ekleminde aşırı baskıya neden olur. Çene kasları sürekli gerilim altında kaldığında, baş ağrıları, çene ağrıları, dişlerde aşınma ve kırılmalar meydana gelebilir” dedi. Diş sıkma alışkanlığının tedavi edilmemesi durumunda, uzun vadede çene ekleminde dejeneratif değişikliklere yol açabileceğini vurgulayan Dr. Demirel, bu tür sorunların sadece dişleri değil, tüm vücut sağlığını etkileyebileceğini ifade etti. Stresin rolü büyük Diş sıkmanın en yaygın nedenlerinden biri, stres ve kaygı gibi duygusal durumlar olduğunu belirten Dr. Demirel, “Günümüzde hızla artan stres, bireylerin bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde dişlerini sıkarak bu duygusal gerilimden kurtulmaya çalışmasına neden oluyor. Ancak bu alışkanlık, zamanla fizyolojik problemlere dönüşüyor” diye ekledi. Diş sıkma tedavi yöntemleri Diş sıkma tedavisinde ilk adım, alışkanlığın altında yatan sebepleri belirlemektir. Stres ve kaygı gibi psikolojik faktörler varsa, psikolojik destek ve stres yönetimi teknikleri, tedavinin önemli bir parçası olabilir. Diş hekimleri, gece boyunca dişlerin sıkılmasını engellemek için özel koruyucu diş plağı (gece plağı) önerir. Bu plaklar, çene eklemine ve dişlere binen baskıyı azaltarak, dişlerin aşınmasını ve kırılmasını önler. Ayrıca, kas gevşetici tedaviler ve fizik tedavi de kas gerilimini hafifletebilir. Uzun süreli diş sıkma alışkanlıklarında, çene eklemi sorunlarının tedavisi için cerrahi müdahale gerekebileceğini belirten Dr. Demirel, erken teşhisin ve tedaviye zamanında başlanmasının önemli olduğunu vurguladı. Erken müdahale önemli Diş sıkma alışkanlığının tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Münir Demirel, bu tür sorunların erken teşhisinin önemine dikkat çekti. "Bir diş hekimine danışarak, gece plağı gibi koruyucu tedbirler alınabilir. Ayrıca, stres yönetimi ve psikolojik destek de diş sıkma sorununun önlenmesinde önemli rol oynar" dedi.
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Barutçu SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde
20 Aralık 2024 Cuma - 11:03 Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Barutçu SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Sezgin Barutçu, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde hasta kabulüne başladı. Doç. Dr. Barutçu 1983 yılında İskenderun’da doğdu. 2001 yılında İstiklal Makzume Anadolu Lisesi’nden, 2008 yılında ise Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 2005 yılında “International Federation of Medical Students” bursu ile 1 ay boyunca İspanya’da “Hospital Clinico Universitario Lozano Blesa de Zaragoza” Hastanesi’nde Kardiyoloji rotasyonu için gözlemci olarak bulundu. Dicle Üniversitesi’nden 2013 yılında İç Hastalıkları uzmanlığını alan Doç. Dr. Barutçu, 2017 yılında Gastroenteroloji yan dal uzmanlığını Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Aynı yıl Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından düzenlenen board sınavında başarılı olarak Gastroenteroloji Yeterlik Belgesini almaya hak kazandı. 2019-2023 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı / Gastroenteroloji Bilim Dalı’nda “Doktor Öğretim Üyesi” olarak görev yaptı. 2022 yılında 1 ay süreyle Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Endoskopik Ultrasonografi eğitimi aldı. 2022 yılında Türk Gastroenteroloji Derneği bursu ile Güney Kore’de “CHA University Hospital Digestive Disease Center”da İleri Endoskopik İşlemler (EUS, ESD, EMR, POEM) Eğitimi’ni başarıyla tamamladı. 2023 yılında “Doçent” unvanını aldı. Uluslararası ve ulusal hakemli dergilerde yayınlanmış 40 makale, 8 kitap bölüm yazarlığı, 4 tez yöneticiliği ile uluslararası ve ulusal kongrelerde sunulan 120’den fazla sözlü ve poster bildirisi bulunmaktadır. İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları konusunda uluslararası katılımlı 4 faz çalışmasında baş araştırıcı olarak görev yaptı. 17. Doğu-Güneydoğu Anadolu Hepato-Gastroenteroloji Günleri’nde Kongre Başkan Yardımcısı, 41. Ulusal Gastroenteroloji Kongresi’nde Kurs Koordinatör Yardımcısı olarak görev alan Doç. Dr. Barutçu, birçok ulusal kongrede davetli konuşmacı olarak görev aldı. Halen Türk Gastroenteroloji Derneği tarafından desteklenen Pankreas Çalışma Grubu, Endoskopik Ultrasonografi (EUS) Çalışma Grubu ve ERCP Çalışma Grubu’nda aktif olarak görev almaktadır. Türk Gastroenteroloji Derneği, İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları Derneği, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği ve Avrupa Pankreas Kulübü üyelikleri bulunmaktadır. Doç. Dr. Barutçu’nun ilgi alanları; Yutma güçlüğü, Yemek borusu hastalıkları (Reflü, Akalazya), Endoskopik reflü tedavileri (ARM, ARMA), Mide ve bağırsak hastalıkları (Şişkinlik, gaz, gastrit, ülser, ishal, kabızlık, irritabl bağırsak sendromu), Endoskopi, Kolonoskopi, Karaciğer sirozu, Kronik ve Akut Hepatitler (Hepatit A, B, C, D), İnflamatuvar bağırsak hastalıkları (Ülseratif Kolit, Crohn Hastalığı) ,Çölyak hastalığı, Obezite takip ve tedavisi, Safra kanalı taşları, ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjio Pankreotografi), Pankreas hastalıkları ve komplikasyonları (Akut-kronik pankreatit), Pankreas kistleri tanı ve tedavisi, EUS (Endoskopik ultrasonografi).