POLİTİKA
Milletvekili Tüfenkci: "Malatya’ya yakışır modern bir bölge müdürlüğü inşa ediyoruz" 29 Aralık 2025 Pazartesi - 23:15:29 AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, göreve yeni atanan TCDD 5. Bölge Müdürü Ahmet Sabancı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak, yapımı devam eden bölge müdürlüğü binası, lojmanlar, misafirhaneler ve restorasyonu süren Malatya gar binasında incelemelerde bulundu. AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, 6 Şubat depremleri sonrası TCDD 5. Bölge Müdürlüğü’ne ait bazı binalar ve lojmanların hasar gördüğünü hatırlatarak, Malatya’ya yakışır modern bir bölge müdürlüğü inşa ettiklerini belirtip, "Depremlerden sonra bazı binalarımız hasar gördü. İhalesi yapılan ve yapımına başlanan yeni bölge müdürlüğü binamızla birlikte lojman ve misafirhanelerimizi de inşa ederek personelimizin barınma ihtiyacını karşılayacak önemli bir tesisi Malatya’ya kazandırıyoruz" dedi. Cumhuriyet ile birlikte kurulan ve Malatya’nın simge yapılarından biri olan gar binasının restorasyon çalışmalarına da değinen Tüfenkci, binanın çevre düzenlemesiyle birlikte 2026 yılının ortalarında hizmete alınacağını aktarıp, "Gar binamızın restorasyonu ve çevre düzenlemesini tamamlayarak Malatyalıların hizmetine sunacağız. Yakınında bulunan Ulaştırma Müdürlüğü binasının restorasyonu için de ihale sürecini başlattık" ifadelerini kullandı. Malatya için kritik öneme sahip projelerin yakından takip edildiğini belirten Tüfenkci, Beylerderesi Demiryolu Köprüsü’nün ihale süreci için çalışmaların ise sürdüğünü kaydederek, bakım atölyelerinin şehir dışına taşınarak demiryolu hat uzunluğunun artırılmasının hedeflendiğini bu kapsamda kısa orta ve uzun vadeli planlamaların devam ettiğini söyledi. TCDD 5. Bölge Müdürlüğü’nün hem Malatya hem de bölge için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Tüfenkci, "Türkiye genelinde demiryolu taşımacılığında yük kapasitesinin yaklaşık yüzde 30’u 5. Bölge işletmemiz tarafından taşınıyor. İskenderun-Malatya çift hatlı, hızlandırılmış tren projesinin ihalesi için de çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.
Başkan Kaya: "Onaylamayacağınız yatırımı genel kurul ve komisyondan niye geçirdiniz"
25 Kasım 2025 Salı - 19:28 Başkan Kaya: "Onaylamayacağınız yatırımı genel kurul ve komisyondan niye geçirdiniz" İncirliova’nın Sandıklı Mahallesi başta olmak üzere birçok noktasını ilgilendiren altyapı, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarına ilişkin 1 Milyar 302 Milyon TL’lik yatırım paketinin hayata geçmesini Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP Grubu’nun engellediğini ifade eden İncirliova Belediye Başkanı Aytekin Kaya, "Onaylamayacağınız yatırımı genel kurul ve komisyondan niye geçirdiniz" diyerek tepkisini ortaya koydu. Başkan Kaya, ASKİ’nin yapacağı yatırımlara CHP Grubu’nun genel kurul ve ilgili komisyonda önce ‘evet’ demesine rağmen, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin kullanılacak kredilere garantör olmasına karşı çıkmasını çelişkili bir yaklaşım olarak değerlendirdi. Başkan Kaya, bu tutumun "göz boyamaya yönelik bir tavır" olduğunu belirtti. Başkan Kaya yaptığı açıklamada, alınmış kararların gereksiz usul tartışmalarıyla engellendiğini belirterek, "Siyaset, millete hizmet etmek için yapılır; hizmetin önüne set çekmek için değil. ASKİ Genel Kurulu’nda alınmış ve ilgili komisyonda onaylanmış olan bu yatırım kararı, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP Grubu tarafından başlatılan gereksiz usul tartışmalarına adeta kurban edilmiştir. ASKİ tarafından yapılacak yatırımlar için İller Bankası’ndan kredi kullanımına CHP Grubu’nun ASKİ Genel Kurulu’nda ve komisyonda evet oyu verdikten sonra, kullanılacak krediye Aydın Büyükşehir Belediyemizin garantör olmasına karşı çıkması anlaşır bir tutum değildir" dedi. Başkan Kaya açıklamasında, CHP Grubunun ASKİ’nin kredi kullanımına önce ‘evet’ demesine rağmen, aynı kredi için Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin garantör olmasına karşı çıkmasını çelişkili bir yaklaşım olarak vurguladı. Başkan Kaya, bu tutumun "göz boyamaya yönelik bir tavır" olduğunu söyleyerek, "CHP Grubu mecliste onaylamayacağı bir yatırımı ASKİ Genel Kurulu’ndan ve komisyondan geçirerek göz boyamaya çalışmış, açık açık hizmeti engellemeyi göze alamadığı için vatandaşlarımızın gözü önünde adeta bir tiyatro oyunu sergilemiştir" ifadelerine yer verdi. Komisyonlarda da mecliste de çoğunluğun CHP’de olduğunu hatırlatan Kaya, "Komisyonlarda ve mecliste çoğunluk CHP Grubundadır. Dolayısıyla, hizmete yönelik alınamayan bu kararın da baş sorumlusu CHP Grubu’dur" ifadelerini kullandı. Başkan Kaya, Sandıklı Mahallesi’nin uzun ömürlü ve modern altyapı beklentilerinin siyasi hesaplarla engellendiğini ifade ederek, "Sandıklı Mahallemiz başta olmak üzere, Kurtuluş Mahallemizin kanayan yarası olan Yahya Ümit Orbay Caddemizde, modern ve uzun ömürlü bir altyapı bekleyen vatandaşlarımızın haklı taleplerine karşı sergilenen bu umursamaz yaklaşımın vebali, hizmeti engelleyen CHP’li meclis üyelerinin boynunadır. Aydın Büyükşehir Belediyemizle birlikte Sandıklı Mahallemize yapılacak bu hayati yatırımı siyasi hesaplarla engelleyen CHP Grubu, İncirliova halkına kabul edilemez büyük bir haksızlık yapmıştır." dedi. Başkan Kaya, CHP Grubu’na hizmeti engelleme anlayışından vazgeçme çağrısı yaparak, İncirliova halkının kendisine gelecek hizmeti engelleyenlere gereken cevabı vereceğini belirtti. Son olarak, hizmet üretme kararlılıklarını vurgulayan Başkan Kaya, "Bizler hiçbir engellemeye boyun eğmeden, Aydın Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte İncirliovamız için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar: "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz"
25 Kasım 2025 Salı - 18:56 BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Bayraktar: "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz" BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz. İşte şu an dünyada BAYKAR büyük insansız hava araçlarında dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi bugün" dedi. BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, düzenlenen 11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı’na katıldı. ‘Sağlıkta Tam Bağımsızlık: Milli Teknoloji Hamlesi’nin Yeni Rotası’ başlıklı panelde sunum yapan Bayraktar, ardından konukların sorularını yanıtladı. "Ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz" İnsansız hava araçlarını geliştirdiklerini anlatan Bayraktar, "Biyomedikal alanında çok büyük cihazlar üreten, çok gelişmiş bir teknolojiye sahip değiliz ama medeniyetimizin bize bıraktığı önemli bir vasiyet olan ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışı bu cihazları büyük bir seferberlik ruhuyla üretmeye yöneltti. Bizler dedik ki ülkemizin göklerdeki bağımsızlığı için insansız hava araçları geliştiriyoruz. İşte şu an dünyada BAYKAR büyük insansız hava araçlarında dünyanın en büyük insansız hava aracı şirketi bugün. Yüzde 90’da ihracattan kazanan en yakın rakibinden Amerika Birleşik Devletleri’ndeki rakibinden bile 3 kat daha büyük 37 ülkeye ihracat yapan bir kurum" şeklinde konuştu. "Güçlerimizi birleştirerek ülkemize katkımız en iyi şekilde olur" Teknoloji firmalarının iş birliği içinde büyük işlere imza atacağına dikkati çeken Bayraktar, "Güçlerimizi birleştirerek ülkemize katkımız en iyi şekilde olur ve insanlığa katkımız en iyi bir şekilde olur duygusuyla adeta bir seferberlik haliyle çalışmaya başladık. Bizleri de derinlemesine teknoloji geliştirme kabiliyeti var ASELSAN ile BAYKAR’ın. Dünyaya örnek olacak nitelikte ülkemiz bu cihazları çok kısa sürede seri üretimi hazır hale getirdi. Sadece Türkiye’ye değil binlerce cihazı ihraç etti. İhtiyacı olan ülkelere o dönemde cihaz bulamıyordu. Hatta bir cihaz bile olmayan işte Somali gibi ülkelere de bağışladı. İşte dünyanın ben öleceksem herkes ölsün zihniyetin doğurduğu sonuç bir tarafa, bir tarafta da adeta bu işe insanlığı yaşatabilmek için ruhunu adamış bir şekilde çalışan aynen sağlık çalışanlarımızın yaptığı gibi anlayışın ortaya koyduğu eserler. Şimdi de eserleri hemen sergileme holünde görebilirsiniz" ifadelerini kullandı. "Azmedersek, doğru sinerjiyi doğru kodlarla yakalarsak doğru misyondan başarabileceğimizin bir örneği" Fuaye alanında sağlık alanında geliştirilen teknolojileri görünce gurur duyduğunu dile getiren Bayraktar, "ASELSAN’ın geliştirdiği teknolojileri görünce, kalp akciğer cihazı ve diğer yüksek teknoloji ürünleri açıkçası ben de bu ülkenin bir mühendis evladı olarak gurur duydum. Bu bir seferberlik hikayesini anlatması açısından yani bizler yapamayız değil de azmedersek azami gayreti gösterirsek doğru sinerjiyi doğru kodlarla yakalarsak doğru misyondan başarabileceğimizin bir örneği olmuş oldu. Sağlık Bakanlığımız da o dönemde bu işe liderlik etti. Dünyaya örnek bir mühendislik projesi olarak ve aynı zamanda bir sağlık projesi olarak geçmiş oldu" değerlendirmesinde bulundu. Gelişen yapay zekanın hayatı kolaylaştırdığına da değinen Bayraktar, "Yapay zeka belki bir taraftan da bir balon gibi şişiyor, şişiriliyor ama nihayetinde doğru kullanıldığında da hakikaten insanla özellikle sağlık ve eğitim alanında büyük hizmetler sunabilecek bir alan" diye konuştu.
AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır"
25 Kasım 2025 Salı - 18:50 AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. "Hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor" AK Parti’nin iktidara geldiği günden itibaren özellikle kız çocukların eğitiminden kadınlara dönük şiddete karşı mücadeleye kadar birçok alanda çok yönlü bir mücadele verdiklerinin altını çizen AK Parti Sözcüsü Çelik, "Mücadelenin çok boyutlu olması gerekiyor. Sadece kanunların yapılması yetmiyor. Siyasetin dilinden medya diline, sivil toplumun oluşturacağı hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor. Bütün bunların sağlıklı, değerlerimize uygun yerli yerine oturtulması gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti’nin bir kenti Johennesburg’da düzenlenen G20 Zirvesi üzerine konuşan Çelik, "Afrika’yı sömürenlerin, Afrika’ya kötülük yapmış olanların refahı paylaşmayla ilgili stratejiler noktasında bu kadar cimri davranmasının altını çizmek gerekiyor. Afrika, küresel adalet açısından ve bu zirvede de ifade edilen, ’Afrika ile eşit ve adil ortaklık’ mottosu açısından çok daha fazlasını hak eden bir kıta. Afrika, baskıyla ve zulümle eşitsizliğe mahkum edilmenin, adaletsizliğe mahkum edilmenin yer yüzündeki en büyük sembolü. Onurlu, haysiyetli, insan onuruna yakışır bir yaşamı dünyanın her tarafındaki insanlar hak ediyor ama bundan en çok mahkum bırakılmışların Afrika olduğunu görüyoruz. O ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz, gerçek hikayeleri görüyoruz. Dış politikadaki Afrika yaklaşımımız çıkar odaklı değil insani, güvenlik açısından eşit ortaklık kurma, oraların gelenek ve göreneklerine içten bir saygı gösterme şeklinde olduğunun altını çizmek gerekir" diye konuştu. "Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MKYK toplantısının açılışında Gazze konusuna özel bir önem verdiğini belirten Çelik, "İsrail’in ateşkes başlığı altında bile, ateşkesi ihlal eden davranışlarına dikkat çekti. Bu konudaki küresel inisiyatifin daha da sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gelinen noktada Gazze’de bir ateşkes var ama bu ateşkes her gün İsrail tarafından ihlal ediliyor. Soykırım siyasetine devam ediyor. Bu mutabakatın başlangıcında 600-700 yardım tırının girmesi öngörülüyordu bu henüz 200 düzeyinde veya daha altında tutuyor İsrail. Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" dedi. "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin konuşan Çelik, "Cumhur İttifakı olarak, ne yaptığımızı biliyoruz. Burada biz, devletin terörle mücadele konusunda sert güç unsurları vardır. Aynı zamanda da hukuk devletinin ve demokrasinin imkanları içerisinde yumuşak güç unsurları vardır. Terörü ülke gündeminden çıkarmak için dünyanın her yerinde gelişmiş demokrasiler sert güç unsurlarını kullandığı gibi, hukuk devletinin imkanları çerçevesinde Anayasa’nın çizdiği çerçeve içerisinde yumuşak güç unsurlarını da kullanırlar. Bugün geldiğimiz noktada, hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde yaklaşımlar ortaya koyulmaktadır. Bunun zıttına birtakım işler yapıldığına dair değerlendirmelerin herhangi bir geçerliliği yoktur. Burada odağı kaybetmemek gerekir. Buradaki odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümleyle kimse yetinmiyor. Odak noktası farklı siyasi gündemler değil. Terörsüz Türkiye’nin asıl odak noktası PKK’nın bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" "Terörsüz Türkiye" sürecinde takip edilen yol ve uygulanan yöntemin meşruiyet alanı içinde yer aldığını vurgulayan Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" diye konuştu. "SDG terör örgütü, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu SDG terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi’nin ’İmralı ziyareti" açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Bizim söylediğimiz açıktır. Biz, açıklamalar üzerine yorum yapmıyoruz. Kişilerin söylediği değil, hadiselerin nereye gittiği önemlidir. ’Türkiye için tehdit teşkil etmiyorum’ diyorsa, bizim bunu fiilen görmemiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tertip içinde, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırmak için tahkimat içinde olanları tespit ediyorsak orada biz, ’Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz’un bir anlamı yok. SDG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye koludur ve Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ile Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir barışa ulaşmanın yolları hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere çevrimiçi, ’Gönüllüler Koalisyonu Liderler Zirvesi’ne katılacağını söyledi. 11. Yargı Paketi Cuma günü Meclis Başkanlığına teslim edilecek Çelik, 11’inci Yargı Paketi’nin ne zaman Meclis gündemine geleceğine yönelik, "11’inci Yargı Paketi, bu tartışılan af konuları değil. Haziran ayında infazla ilgili düzenlemeler yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Cuma günü Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek, sonra da komisyona gelecek" dedi. "Adada ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hava savunma sistemlerini geliştirmek üzere İsrail’le işbirliği ve Ada’nın güneyinin silahlandırılmasına yönelik değerlendirmede bulunan Çelik, Rum tarafının müzakere ve barışa ilişkin çabaların silahlanma süreci ile bütün iddialarını yok ettiklerine dikkati çekerek, "Orada bir silahlanma içerisine girdiğini görüyoruz. Fakat Ada’da ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur? Geçmişte Türklere karşı, Kıbrıs Türklerine karşı o zulümler yapıldığında işte ‘Ayşe Tatil’e çıktı’ ve gereği yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarafından en zor koşullarda yapıldı. Şimdi biz Ege’de, Akdeniz’de çatışma istemiyoruz. Herhangi bir şekilde sorunların masa dışında bir yerde ele alınmasını istemiyoruz. Ama yani Yunanistan’ın Türkiye’nin savunma sanayisine dönük yaklaşımını en son askerlerimizin şehit olduğu uçak kazasında o kargo uçağının resmini paylaşarak Yunan Hava Kuvvetleri’nin zihniyetini bir kere daha gördük. Bunlar hastalıklı şeylerdir, normal bir yaklaşım değil. Askeri değerlere de uymuyor, insani değerlere de uymuyor, siyasi değerlere de uymuyor. Askerlik sanatı diye bir şey var, askerlik değerleri diye bir şey var. Dolayısıyla Rum tarafı açısındansa mesele giderek kendilerini tabii Avrupa Birliği üyeliğinin verdiği şımarıklıkla giderek daha marjinal noktalara doğru sürüklüyorlar. O yüzden yapacakları en yanlış iş bu silahlanma yarışına girmektir. Bundan daha yanlış iş bu silahlanma yarışına İsrail’in desteğiyle girmektir. Yani oraya herhangi birinin Siyonizmle bu Siyonist hükümetle bu soykırımcı hükümetle yan yana gelmesi hem insanlığa hakarettir. Hem kendi milletine hakarettir" şeklinde konuştu.
Binali Yıldırım: "Önümüzde büyük bir fırsat var, o fırsat Terörsüz Türkiye"
25 Kasım 2025 Salı - 18:49 Binali Yıldırım: "Önümüzde büyük bir fırsat var, o fırsat Terörsüz Türkiye" Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, "Önümüzde büyük bir fırsat var, o fırsat Terörsüz Türkiye fırsatıdır. Terör insanlığı yok eden bir illettir, terörsüz Türkiye ise, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibinin hayata geçmesidir" dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin son Başbakanı ve Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, bir dizi ziyaret programları kapsamında Tunceli’ye geldi. Kızılay’ın Türkiye çapında yürüttüğü "82 İl 81 Anaokulu" projesi kapsamında Sonay Beyaz Kızılay Anaokulu’nun temel atma programa katılan Başkan Yıldırım, açıklamalarda bulundu. Yıldırım, "Ülkemiz yeni bir sürece girdi. Yeni yüzyıl, yeni bir dönemi de beraberinde getirdi, ‘Terörsüz Türkiye’ terörün ne anlama geldiğini, terörün bize, milletimize neye mal olduğunu en iyi bilen, yaşayan insanlar, Tuncelili hemşehrilerimiz. Maalesef 40 yıl boyunca büyük bedel ödedik. 13 binden fazla güvenlik personelimizi, korucumuzu, polisimizi, askerimizi terörle mücadelede şehit verdik. 34 bin civarında sivil vatandaşımız da terör belasında hayatını kaybetti. Sonunda ne kazandık, hiçbir şey kazanmadık. Üstelik kaybettiklerimiz çok daha fazla. 2 trilyon dolar tutarında da bir maddi kaynağı kaybettik. 2 trilyon dolar dediğimiz bugün Türkiye’nin milli gelirinin neredeyse 2 katı. Demek ki biz terörle mücadeleye bu paraları harcamasaydık bugün bir Türkiye yerine 3 Türkiye’yi konuşacaktık. Yani refahta ve kalkınmışlıkta İtalya’nın da önüne geçecektik. Ama olan oldu. Zamanı geri getiremeyiz. Fakat önümüzde büyük bir fırsat var, o fırsat Terörsüz Türkiye fırsatıdır. Buna bazıları karşı çıkıyorlar ama niye karşı çıktıklarını da ne kendileri biliyor, ne de vatandaş anlıyor. Sürece karşı çıkanlardan beklenen şudur, ortaya bir alternatif koymak. Yani terör bitsin istiyor musun, istemiyor musun, terörle siyaset olmaz. Terör insanlığı yok eden bir illettir, terörsüz Türkiye ise, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibinin hayata geçmesidir" diye konuştu. Tunceli Valisi ve Belediye Başkan Vekili Şefik Aygöl ise, "Kızılay’ımızın Türkiye çapında yürüttüğü ’81 İl, 81 Anaokulu’ projesi kapsamında ilimize kazandırılacak olan Sonay Beyaz Kızılay Anaokulu‘nun temelini atıyoruz. Okul öncesi eğitim, çocuklarımızın geleceğe hazırlanmasında en kritik dönemdir. Kızılay’ımızın bu vizyoner projesi ülkemizin her köşesinde olduğu gibi Tunceli’de de evlatlarımızın nitelikli eğitim imkanlarına erişimini güçlendirmekte, onların özgüvenle, sevgiyle ve bilgiyle büyümesine katkı sunacaktır" şeklinde konuştu. Binali Yıldırım, temel atma töreninin ardından Munzur Üniversitesi öğrencileriyle bir araya geldi.
AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır"
25 Kasım 2025 Salı - 18:26 AK Parti Sözcüsü Çelik: "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır" AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. "Hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor" AK Parti’nin iktidara geldiği günden itibaren özellikle kız çocukların eğitiminden kadınlara dönük şiddete karşı mücadeleye kadar birçok alanda çok yönlü bir mücadele verdiklerinin altını çizen AK Parti Sözcüsü Çelik, "Mücadelenin çok boyutlu olması gerekiyor. Sadece kanunların yapılması yetmiyor. Siyasetin dilinden medya diline, sivil toplumun oluşturacağı hassasiyetlerden aile içi eğitime, erkek çocuklara biçilen rollere kadar birçok şeyin hep beraber ele alınması gerekiyor. Bütün bunların sağlıklı, değerlerimize uygun yerli yerine oturtulması gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Güney Afrika Cumhuriyeti’nin bir kenti Johennesburg’da düzenlenen G20 Zirvesi üzerine konuşan Çelik, "Afrika’yı sömürenlerin, Afrika’ya kötülük yapmış olanların refahı paylaşmayla ilgili stratejiler noktasında bu kadar cimri davranmasının altını çizmek gerekiyor. Afrika, küresel adalet açısından ve bu zirvede de ifade edilen, ’Afrika ile eşit ve adil ortaklık’ mottosu açısından çok daha fazlasını hak eden bir kıta. Afrika, baskıyla ve zulümle eşitsizliğe mahkum edilmenin, adaletsizliğe mahkum edilmenin yer yüzündeki en büyük sembolü. Onurlu, haysiyetli, insan onuruna yakışır bir yaşamı dünyanın her tarafındaki insanlar hak ediyor ama bundan en çok mahkum bırakılmışların Afrika olduğunu görüyoruz. O ülkeler, oraya bakarken yer altı ve yer üstü kaynaklarını görüyor biz ise orada insanları görüyoruz, gerçek hikayeleri görüyoruz. Dış politikadaki Afrika yaklaşımımız çıkar odaklı değil insani, güvenlik açısından eşit ortaklık kurma, oraların gelenek ve göreneklerine içten bir saygı gösterme şeklinde olduğunun altını çizmek gerekir" diye konuştu. "Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MKYK toplantısının açılışında Gazze konusuna özel bir önem verdiğini belirten Çelik, "İsrail’in ateşkes başlığı altında bile, ateşkesi ihlal eden davranışlarına dikkat çekti. Bu konudaki küresel inisiyatifin daha da sıkılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Gelinen noktada Gazze’de bir ateşkes var ama bu ateşkes her gün İsrail tarafından ihlal ediliyor. Soykırım siyasetine devam ediyor. Bu mutabakatın başlangıcında 600-700 yardım tırının girmesi öngörülüyordu bu henüz 200 düzeyinde veya daha altında tutuyor İsrail. Ateşkes son derece kırılgan noktaya gelmiştir" dedi. "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin konuşan Çelik, "Cumhur İttifakı olarak, ne yaptığımızı biliyoruz. Burada biz, devletin terörle mücadele konusunda sert güç unsurları vardır. Aynı zamanda da hukuk devletinin ve demokrasinin imkanları içerisinde yumuşak güç unsurları vardır. Terörü ülke gündeminden çıkarmak için dünyanın her yerinde gelişmiş demokrasiler sert güç unsurlarını kullandığı gibi, hukuk devletinin imkanları çerçevesinde Anayasa’nın çizdiği çerçeve içerisinde yumuşak güç unsurlarını da kullanırlar. Bugün geldiğimiz noktada, hukuk devletinin imkan ve kabiliyetleri içerisinde yaklaşımlar ortaya koyulmaktadır. Bunun zıttına birtakım işler yapıldığına dair değerlendirmelerin herhangi bir geçerliliği yoktur. Burada odağı kaybetmemek gerekir. Buradaki odak, terör örgütünün feshi ve silahların tamamen bırakılmasıdır. Sadece terör örgütünün feshedildiğine dair bir cümleyle kimse yetinmiyor. Odak noktası farklı siyasi gündemler değil. Terörsüz Türkiye’nin asıl odak noktası PKK’nın bütün unsur ve uzantılarıyla fesih ve silah bırakmasıdır" ifadelerine yer verdi. "Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" "Terörsüz Türkiye" sürecinde takip edilen yol ve uygulanan yöntemin meşruiyet alanı içinde yer aldığını vurgulayan Çelik, "Terörsüz Türkiye bir devlet politikasıdır. Terörsüz Türkiye’ye ulaşmak için samimiyetle bir önerisi, eleştirisi olan varsa tabii ki dinliyoruz ama herhangi bir yöntem önerisi olmayıp da topyekun reddiyeci bir tavırla suçlama, etiketleme, hakaret etme ve gayrimeşru bir takım siyasi etiketlemeler yoluyla süreci zehirlemeye çalışanların yaptıklarına müsaade etmeyeceğiz. Bununla da mücadele edeceğiz. Takip ettiğimiz yol, uyguladığımız yöntem meşruiyet alanı içerisindedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik alanı içerisindedir. Devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerleri konusunda taviz veya pazarlık söz konusu değildir" diye konuştu. "SDG terör örgütü, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu SDG terör örgütü elebaşı Mazlum Abdi’nin ’İmralı ziyareti" açıklamalarının sorulması üzerine Çelik, "Bizim söylediğimiz açıktır. Biz, açıklamalar üzerine yorum yapmıyoruz. Kişilerin söylediği değil, hadiselerin nereye gittiği önemlidir. ’Türkiye için tehdit teşkil etmiyorum’ diyorsa, bizim bunu fiilen görmemiz lazım. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı tertip içinde, Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırmak için tahkimat içinde olanları tespit ediyorsak orada biz, ’Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz’un bir anlamı yok. SDG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye koludur ve Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge yaklaşımı çerçevesinde Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkmalıdır" dedi. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ile Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir barışa ulaşmanın yolları hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere çevrimiçi, ’Gönüllüler Koalisyonu Liderler Zirvesi’ne katılacağını söyledi. 11. Yargı Paketi Cuma günü Meclis Başkanlığına teslim edilecek Çelik, 11’inci Yargı Paketi’nin ne zaman Meclis gündemine geleceğine yönelik, "11’inci Yargı Paketi, bu tartışılan af konuları değil. Haziran ayında infazla ilgili düzenlemeler yapılmıştı. Belki onların güncellenmesiyle ilgili bir değerlendirme var. Cuma günü Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek, sonra da komisyona gelecek" dedi. "Adada ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hava savunma sistemlerini geliştirmek üzere İsrail’le işbirliği ve Ada’nın güneyinin silahlandırılmasına yönelik değerlendirmede bulunan Çelik, Rum tarafının müzakere ve barışa ilişkin çabaların silahlanma süreci ile bütün iddialarını yok ettiklerine dikkati çekerek, "Orada bir silahlanma içerisine girdiğini görüyoruz. Fakat Ada’da ev bile yapamayacak kadar adanın her tarafını silahlandırsan ne olur? Geçmişte Türklere karşı, Kıbrıs Türklerine karşı o zulümler yapıldığında işte ‘Ayşe Tatil’e çıktı’ ve gereği yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti tarafından en zor koşullarda yapıldı. Şimdi biz Ege’de, Akdeniz’de çatışma istemiyoruz. Herhangi bir şekilde sorunların masa dışında bir yerde ele alınmasını istemiyoruz. Ama yani Yunanistan’ın Türkiye’nin savunma sanayisine dönük yaklaşımını en son askerlerimizin şehit olduğu uçak kazasında o kargo uçağının resmini paylaşarak Yunan Hava Kuvvetleri’nin zihniyetini bir kere daha gördük. Bunlar hastalıklı şeylerdir, normal bir yaklaşım değil. Askeri değerlere de uymuyor, insani değerlere de uymuyor, siyasi değerlere de uymuyor. Askerlik sanatı diye bir şey var, askerlik değerleri diye bir şey var. Dolayısıyla Rum tarafı açısındansa mesele giderek kendilerini tabii Avrupa Birliği üyeliğinin verdiği şımarıklıkla giderek daha marjinal noktalara doğru sürüklüyorlar. O yüzden yapacakları en yanlış iş bu silahlanma yarışına girmektir. Bundan daha yanlış iş bu silahlanma yarışına İsrail’in desteğiyle girmektir. Yani oraya herhangi birinin Siyonizmle bu Siyonist hükümetle bu soykırımcı hükümetle yan yana gelmesi hem insanlığa hakarettir. Hem kendi milletine hakarettir" şeklinde konuştu. Oğuzhan Halil Özbek  
Bakan Göktaş: "Eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık"
25 Kasım 2025 Salı - 17:05 Bakan Göktaş: "Eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "2026-2030 dönemini kapsayan yeni eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 2026-2030 yıllarını kapsayacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5’inci Ulusal Eylem Planı hazırlık çalışmaları, ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlandı. Eylem planı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Ankara Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda duyuruldu. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve çok sayıda davetli katıldı. Programda, yeni eylem planının tanıtım filmi ile kamu spotu seyredildi. "Dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor" Kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Göktaş, "Bugün ne yazık ki dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda her 25 Kasım, bize üç temel kavramın önemini hatırlatıyor: Farkındalık, güçlenme, adalet. Farkındalık, toplumun tüm kesimlerinde bilincin yükselmesi ile ortaya çıkan değişimin ilk kıvılcımıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede son 23 yılda attığımız adımlar, bu konudaki farkındalığın toplumsal bir refleks haline gelmesini sağladı. Güçlenme, kadınların desteklenmesi yoluyla ülkemizin geleceğine yapılan stratejik bir yatırımdır. Ekonomik güçlenmeden sosyal hizmetlere, yerel desteklerden koruyucu-önleyici adımlara kadar her hamlemiz, kadınların yaşam alanını genişletti. Güçlenen her kadın; ailesini, toplumunu ve ülkesini de güçlendirdi. Adalet, her kadının hakkının devletin güvencesi altında olmasıdır. Böylece hukuki mekanizmalarımızı daha etkin kılan bir adalet iklimi oluşturduk ve faillerin cezasız kalmasına müsaade etmeyen bir sistemi hayata geçirdik" diye konuştu. "İlk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz" ‘Şiddete sıfır tolerans’ ilkesinin toplumun ortak iradesi haline getirildiğine değinen Göktaş, "6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile şiddet mağdurlarını koruyan güçlü bir hukuki zemine sahibiz. Her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddialarını büyük bir titizlikle takip ediyor, 81 ilde avukatlarımızla davalara müdahil oluyoruz. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve dijital olmak üzere şiddetin her türüne karşı mücadelemizi, siyaset üstü bir anlayışla yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi, merkezde ve yerelde oluşturduğumuz koordinasyon kurullarıyla sistematik bir şekilde sürdürüyoruz. Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarımız arasında kurduğumuz veri entegrasyon sistemleri ile şiddetle mücadelede teknoloji altyapısını güçlendirdik. ALO 183, KADES, elektronik kelepçe uygulaması ile şiddet vakalarına anında müdahale ediyoruz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, kadın konukevleri ve Sosyal Hizmet Merkezlerinde bulunan Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları olmak üzere 630 kuruluşumuzla şiddetle mücadelede güçlü bir hizmet ağı oluşturduk. Şiddet döngüsünü kırmak amacıyla şiddetin kök nedenlerine inerek ilk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz" şeklinde konuştu. "Eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık" ‘Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması’nda dijital şiddet ve ısrarlı takibe ilişkin ilk kez kapsamlı veriler elde edildiğini belirten Göktaş, "G20, Birleşmiş Milletler, OECD, Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa Konseyi gibi uluslararası platformlarda kadın alanında etkili politikalar geliştirilmesine katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar edindiğimiz deneyim, şiddetle mücadelemizi yeni dönemde daha da ileri taşıyacak sağlam bir zemin hazırladı. Ulusal Eylem Planlarımız, bizler için her zaman önemli bir yol haritası oldu. 2026-2030 dönemini kapsayan yeni eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık. Bilimsel temele dayalı, katılımcı ve yenilikçi bir yaklaşımla hazırlanan eylem planı, 5 hedef, 15 strateji ve 130 faaliyetten oluşuyor. Hedefimiz bellidir; şiddeti önlemek, hukuki korumayı güçlendirmek, riskli durumlara müdahale etmek, kadınların iyi oluşunu artırmak ve daha güçlü bir toplum bilincini inşa etmek" ifadelerini kullandı. "Bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür" Bakan Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Unutmayalım ki, bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür. İşte o anın kapısını açan şey, güçlü bir dikkat ve dayanışmadır. Şiddet bir kadının dünyasını sessizleştirir, fark et. Şiddet çocukların kalbine korku eker, fark et. Şiddet bir aileyi dağıtır, fark et. Bu nedenle ‘Şiddeti önlemek için asla sessiz kalma, işareti fark et’ diyoruz. Bugün Gazze’nin yangınını yüreğinde taşıyan; sabrı, direnci ve vakarıyla tüm insanlığa onur dersi veren Gazzeli kadınlar, kardeşlerimiz de aramızda. Bu vesileyle şiddetin en zalimine maruz kalan ve bu özel günde bizlerle olan Gazzeli kadınları, tüm Filistinli kardeşlerimi selamlıyorum. Şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak gerekir, şiddetin bahanesi yok. Şiddete asla müsamahamız yok. İşte bu nedenle biz, şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz." Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistinli kadın ressam Yasemin Esad Muhaysin’in yağlı boya tablosunun replikasını takdim etti. Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kampında yerinden edilmiş Filistinli ressam Yasemin Esad Ebu Muhaysin tarafından hazırlanan ‘Hayatta Kalanların Gözyaşları’ isimli tablonun orjinali, halen abluka altında bulunan Gazze’den tüm girişimlere rağmen çıkarılamayınca yağlı boya dokulu replikası hazırlatıldı. Program sonunda ise Filistinli kadın ressam Muhaysin’in gönderdiği video mesaj izlendi. Muhaysin mesajında, "Gazze’nin ve çektiği acıların sesi olan herkese, özellikle de Gazze halkının ve içinde bulunduğu zor durumun her zaman yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a içten teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum" dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir"
25 Kasım 2025 Salı - 16:54 TBMM Başkanı Kurtulmuş: "Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir" TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir" dedi. TBMM’de "Küresel ve Bölgesel Değişimlerin Işığında Türkiye’de Millî Güvenlik Mimarisinin Yeniden Düşünülmesi" Programı düzenlendi. Meclis Tören Salonu’nda gerçekleşen programa konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Ekonomiden siyasete, tarımdan sosyal hayata kadar, her alanda çok köklü değişimlerin yaşandığı bir sürecin içerisindeyiz. Her gün hemen hemen insan hayatını her yönleriyle ilgilendiren konularda büyük değişimleri, büyük alt üst oluşları yaşıyoruz. Gıda güvenliğinden enerji güvenliğine kadar, küresel göç dalgalarından iklim değişikliklerine kadar bütün karşılaştığımız bu durumların hepsinin çok katmanlı ve çok yönlü süreçler olduğunu farkındayız. Bu değişimler sadece bir ülkeyi, sadece bir bölgeyi, sadece bir coğrafyayı etkilemiyor. Dünyanın hemen hemen her yerini etkiliyor ve hiçbir bir ülkenin elindeki güç, potansiyel ne olursa olsun bu değişimlerden kendisini uzakta tutabilmesi, mümkün değil. Öncelikle bizim güvenlik mimariyle ilgili değişim süreçlerinde anlamamız için bu çok yönlü, çok katmanlı süreçlerin farkına varmak ve buna göre tedbirler değiştirmemiz gerektiği ortadadır" ifadelerini kullandı. "Türkiye’nin sahip olduğu bölgesel barış, küresel adalet perspektifidir" Türkiye’nin demokratik olgunluğu, devlet tecrübesi ve bölgesel gelişmelere karşı ortaya koyduğu proaktif yaklaşımlarla hareket eden bir ülke olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Bu değişimlerin içerisinde göz ardı etmemiz gereken bir başka husus ise; Türkiye’nin sahip olduğu bölgesel barış, küresel adalet perspektifidir. Türkiye, bölgedeki bütün çatışmaların durdurulabileceği ya da en azından tehir edilebileceğine inanmaktadır ve bunun için de aktörlerin tamamıyla irtibatını sürdürerek yoluna devam etmektedir. Örneğin hala bir uzlaşma ihtimali bulunan Rusya ve Ukrayna arasındaki krizde Türkiye’nin takındığı tavırdır" dedi. "Türkiye, Türkiye’den ibaret değildir" Türkiye’nin Filistin davasına her zaman destek verdiğinin altını çizen Kurtulmuş, "Türkiye’nin çabaları sayesinde Filistin davasının uluslararası platformalarda konuşulduğunu ve sonuç alındığını dile getirdi. Kurtulmuş, milli güvenlik meselesinin yalnızca silahlı kuvvetlere bırakılamayacağını vurgulayarak, "Türkiye kültürel gücünü özellikle kültürel diplomasi araçları vasıtasıyla yumuşak gücünü dünyanın dört bir tarafında hayata geçirmek için yükümlü hissetmektedir. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; bugün Türkiye’nin, ’Sadece Türkiye’den ibaret olmadığını söylemek’ ütopik bir hayal değildir. Sudan’dan, Libya’dan, Mısır’dan, Filistin’den, Moro, Hindistan, Pakistan, Asya, Balkanlar, Kafkaslar, Afrika’da insanlar; ortak kültürün, ortak medeniyetin, ortak geçmişin çizgisini takip ederek ufukta Türkiye’nin sözünü ve görüntüsünü beklemektedir. Bunun bize ne kadar büyük bir tarihi sorumluluk yüklediğinin de farkındayız. İnşallah bütün bunları kullanarak hem diplomasi alanında hareket edeceğiz hem de diplomasi kurumlarımız vasıtasıyla Asya, Afrika ve Uzak Doğu’daki insanların gönlüne dokunabilecek bir başarıyla Türkiye’yi daha seçkin bir konuma taşıyacağız" şeklinde konuştu. "Türkiye, terör örgütleri vasıtasıyla büyük bedeller ödedi" Türkiye’nin güvenlik önceliklerini yeniden belirlemek zorunda olduğunu ifade eden Kurtulmuş, konuşmasının sonunda Terörsüz Türkiye’ süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak şöyle devam etti: "Türkiye, terör örgütleri vasıtasıyla büyük bedeller ödedi. 2013 yılında bir takım öğretim üyesi arkadaşlarımızla beraber bir çalışma yaptık. Terörün o güne kadar ki alternatif maliyeti 1,3 trilyon dolardı, bugün en azından iki katıdır. Böylesine ağır bir ekonomik maliyet, binlerce genç evladımızın şehit olması, on binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının hayattan koparılması, şehirlerin, mezraların, köylerin tekinsiz yerler haline getirilmesi ve maalesef bir takım dış güçlerin marifetiyle terör örgütünün aparat olarak kullanılmasıdır. Dedik ya, binlerce yıllık devlet aklına sahip olan bu ülke, artık ikinci yüzyılında bu terör belasıyla birlikte yaşayamaz. Bunun için ’Terörsüz Türkiye’ hedefiyle ortaya bir süreç konuldu"