POLİTİKA
Milletvekili Tüfenkci: "Malatya’ya yakışır modern bir bölge müdürlüğü inşa ediyoruz" 29 Aralık 2025 Pazartesi - 23:15:29 AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, göreve yeni atanan TCDD 5. Bölge Müdürü Ahmet Sabancı’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak, yapımı devam eden bölge müdürlüğü binası, lojmanlar, misafirhaneler ve restorasyonu süren Malatya gar binasında incelemelerde bulundu. AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, 6 Şubat depremleri sonrası TCDD 5. Bölge Müdürlüğü’ne ait bazı binalar ve lojmanların hasar gördüğünü hatırlatarak, Malatya’ya yakışır modern bir bölge müdürlüğü inşa ettiklerini belirtip, "Depremlerden sonra bazı binalarımız hasar gördü. İhalesi yapılan ve yapımına başlanan yeni bölge müdürlüğü binamızla birlikte lojman ve misafirhanelerimizi de inşa ederek personelimizin barınma ihtiyacını karşılayacak önemli bir tesisi Malatya’ya kazandırıyoruz" dedi. Cumhuriyet ile birlikte kurulan ve Malatya’nın simge yapılarından biri olan gar binasının restorasyon çalışmalarına da değinen Tüfenkci, binanın çevre düzenlemesiyle birlikte 2026 yılının ortalarında hizmete alınacağını aktarıp, "Gar binamızın restorasyonu ve çevre düzenlemesini tamamlayarak Malatyalıların hizmetine sunacağız. Yakınında bulunan Ulaştırma Müdürlüğü binasının restorasyonu için de ihale sürecini başlattık" ifadelerini kullandı. Malatya için kritik öneme sahip projelerin yakından takip edildiğini belirten Tüfenkci, Beylerderesi Demiryolu Köprüsü’nün ihale süreci için çalışmaların ise sürdüğünü kaydederek, bakım atölyelerinin şehir dışına taşınarak demiryolu hat uzunluğunun artırılmasının hedeflendiğini bu kapsamda kısa orta ve uzun vadeli planlamaların devam ettiğini söyledi. TCDD 5. Bölge Müdürlüğü’nün hem Malatya hem de bölge için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten Tüfenkci, "Türkiye genelinde demiryolu taşımacılığında yük kapasitesinin yaklaşık yüzde 30’u 5. Bölge işletmemiz tarafından taşınıyor. İskenderun-Malatya çift hatlı, hızlandırılmış tren projesinin ihalesi için de çalışmalarımız devam ediyor" diye konuştu.
Bakan Güler: "Terörle mücadelemiz, ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir"
26 Kasım 2025 Çarşamba - 12:06 Bakan Güler: "Terörle mücadelemiz, ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir" Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Terörsüz Türkiye’ hedeflerimize ulaşmaya yönelik gayretlerimiz sürerken terörle mücadelemiz, ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir" dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Milli Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesini görüşmek üzere toplandı. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan komisyonda Milli Savunma Bakanlığının 2026 yılı bütçesi, kesin hesap ve Sayıştay raporlarının yanı sıra Akaryakıt İkmal ve NATO Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı Sayıştay raporları da görüşüldü. Komisyonda bir sunum yapan Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Türkiye’nin teminatı olduğunu vurgulayarak, "Bugün ele aldığımız bütçe rakamları ve ilgili kalemleri ifade etmenin ötesinde ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliği ile devletimizin bekasını koruma iradesinin somut bir yansımasıdır. Zira kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yüzyıllardır olduğu gibi bugün de hak ve menfaatlerimiz ile kutsal vatan topraklarımızın korunmasının başlıca teminatıdır. Değerli Komisyonumuza sunmuş olduğumuz bütçe teklifi de bu vazifelerin en güçlü şekilde gerçekleşmesini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır" açıklamasında bulundu. "Terörsüz Türkiye’ hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içindeyiz" ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine dair Bakan Güler, "40 yılı aşkın süredir ülkemizin huzurunu ve güvenliğini tehdit eden terör belasından kurtulmak, milletimizin önüne konulan engelleri ortadan kaldırmak ve evlatlarımızın geleceğini teminat altına almak için ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine doğru kararlı bir yürüyüş içindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyoner liderliğinde ve Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı’nın güçlü desteği ile başlatılan bu tarihi süreç, kardeşliğimizi pekiştirme, milletimizi güvenli ve müreffeh dolu yarınlara ulaştırma iradesinin en açık göstergesidir. Şu hususu da özellikle belirtmek isterim ki; bu süreçte atılacak tüm adımlar şehitlerimizin aziz hatırasına asla leke düşürmeyecek, gazilerimizin onuruna, asaletine ve verdikleri emeklere zarar vermeyecektir. Zira terörle mücadelede elde ettiğimiz başarılarda ve ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimize doğru ilerlememizde en büyük pay başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz ile onların fedakâr ailelerine aittir. Bu yüzden şehit ve gazilerimizin kıymetli hatırasına sahip çıkıyor, başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız olmak üzere devletimizin tüm kurumlarıyla eşgüdüm içinde şehit ve gazilerimizin emaneti değerli aileleri ile kahraman gazilerimizin yanında olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Terörle mücadelemiz, ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir" Başta PKK/PYD/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına ve farklı adlar altında faaliyet yürütmesine izin vermeyeceklerini söyleyen Bakan Güler, "Bir kez daha hatırlatmak isterim. Yakın zamanda taraflar arasında ABD’de yapılan görüşme ve koordinasyonlarda Suriye ve SDG arasındaki entegrasyon sürecinin de hızlı bir şekilde tamamlanmasını bekliyor, halihazırda sahadaki gelişmeleri yakından takip ediyor, her zamanki hassasiyetimizle tüm tedbirlerimizi alıyoruz. Bu çerçevede komşumuz Suriye ile de yakın bir diyalog halindeyiz. Terörle mücadele konusunda komşumuz Irak ve bölgesel yönetimle de son dönemde tesis ettiğimiz iş birliğini yakın bir koordinasyon içerisinde sürdürüyoruz. Sonuç olarak ‘Terörsüz Türkiye’ hedeflerimize ulaşmaya yönelik gayretlerimiz sürerken, terörle mücadelemiz ülkemizin güvenliği, bölgemizin huzur ve istikrarı için tavizsiz bir şekilde devam etmektedir" dedi. Ege’de ve Akdeniz’de de Türkiye’nin güvenliği için çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Bakan Güler, Türkiye’yi veya Türkiye’nin haklarını gasbetme niyeti taşıyan hiçbir projenin gerçekleşemeyeceğini kaydetti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan Türklerin haklarının sonsuza kadar savunulacağını vurgulayan Güler, Ada’da adil ve kalıcı çözüm için tek çıkar yolun Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statünün kabulü olduğunu belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin pek çok ülkede görev üstlendiğini hatırlatan Bakan Güler, bu görevlerin yanı sıra kardeş dost ve müttefik 92 ülkeyle askeri çerçeve eğitim iş birliği ve yardım anlaşmaları imzalandığını açıkladı. "İttifakın planladığı hedef olan yüzde 5 oranına 2035 yılına kadar ulaşacağımızı değerlendiriyoruz" Türkiye’nin içerisinde bulunduğu NATO’da da etkin bir şekilde faaliyetlerine devam ettiğini söyleyen Güler, bu kapsamda arttırılan savunma harcamalarını da şu şekilde açıkladı: "Türkiye, NATO’nun asgari yüzde 2 olan savunma harcamaları hedefine bağlı olarak 2024 yılında bu konudaki taahhüdünü yüzde 2,13 seviyesinde gerçekleştirmiştir. Ülkemiz ayrıca NATO askeri bütçesine katkıda sekizinci sıradan yedinci sıraya yükselmiştir. Sağlanan seviyenin kademeli bir şekilde artırılarak, ittifakın planladığı hedef olan yüzde 5 oranına 2035 yılına kadar ulaşacağımızı değerlendiriyoruz." "FETÖ iltisakı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizden toplam 24 bin 2 şahıs ihraç edilmiş, ayrıca 2 bin 225 şahsın da rütbesi geri alınmıştır" FETÖ ile mücadeleye dair konuşan Bakan Güler, hukuk çerçevesinde ve ilgili kurumlarla yakın bir koordinasyon hâlinde olduklarını söyleyerek, "15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminden itibaren FETÖ iltisakı nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizden toplam 24 bin 2 şahıs ihraç edilmiş, ayrıca 2 bin 225 şahsın da rütbesi geri alınmıştır. Ayrıca Bakanlığımızda ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizde suç işleyen maiyetine kötü davranan veya disiplinsizlik yapan hiç kimseye müsamaha gösterilmemekte, gerekli ceza işlemleri ivedilikle uygulanmaktadır" açıklamasında bulundu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin savaş uçağı alımı hakkında çalışmaların devam ettiğini de söyleyen Bakan Güler, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Savunma sanayiinde önemli gündem maddelerimizden biri de yerli ve milli savaş uçaklarımız KAAN’ımızdır, HÜRJET’imizdir ve KIZILELMA’mızdır. KAAN, HÜRJET ve KIZILELMA’yla ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep gelmektedir. Eurofighter tedariki kapsamında ise Birleşik Krallık ile geçtiğimiz ay 20 adet yeni uçak ile ekipman ve muhtelif mühimmatın tedarik edilmesine dair sözleşme imzalanmıştır. Ayrıca Katar ve Umman envanterinde bulunan Eurofighter uçaklarının temin çalışmaları devam etmektedir. F-16 ve F-35 tedariki ile ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir." "Kahraman ordumuz, Avrupa ordularının aksine hazır olma seviyesini artıran bir güç durumundadır" Avrupa’nın askeri yapılanması ve savunma harcamaları konusunda da konuşan Bakan Güler, "Son üç yıl içerisinde Avrupa’da savunma harcamaları ciddi oranda artsa da bu artış gerçek muharebe kapasitesine aynı hızla yansımamıştır. Bugün birçok Avrupa başkentinde açıkça ifade edilen soru şudur: ‘Tehdit artık yakındır ancak bu tehdide karşı koyabilecek gerçek bir ordu yapımız var mı?’ Bu sorunun cevabı Avrupa’nın savunma mimarisinde başta personel yetersizliği ve donanımsal eksiklikler olmak üzere stratejik bir kırılma yaşandığını göstermektedir. Gerçek şu ki; personel eksikliği yalnızca bir sayı problemi değil, aynı zamanda disiplin, tecrübe, muharebe devamlılığı ve komuta-kontrol kültürünün aşınması anlamına da gelmektedir. Avrupa’daki bu tabloya karşı Türkiye ise çevresindeki çatışma alanlarının sürekliliği ve çeşitliliği nedeniyle stratejik kültürünü saha tecrübesiyle besleyen nadir ülkelerden biridir. Bugün kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklarının yüksek muhariplik seviyesi ve tecrübesi ile üstün harekât etkinliği sayesinde caydırıcılığını her koşulda kararlılıkla ortaya koyan bütünleşik bir güçtür. Nitekim kahraman ordumuz, her türlü arazi ve iklim şartında meskûn mahal özel harekât ve sınır ötesi gibi çok yönlü operasyonlarda yüksek harekât kapasitesine sahip tam teçhizatlı komando tugaylarıyla, NATO standartlarındaki ortak harekât hızlı intikal ve lojistik destek kabiliyetleriyle, personelinin eğitim sürekliliği, disiplin seviyesi ve profesyonel omurgasıyla Avrupa ordularının aksine hazır olma seviyesini artıran bir güç durumundadır. Bu tablo stratejik öngörü, doğru personel politikaları, yerli ve milli teknolojiyle desteklenen modernizasyon sayesinde mümkün olmuştur" diye konuştu. Bakanlığın 2026 bütçe teklifi 822 milyar 930 milyon 177 bin TL Belirlenen bütçe talebine dair bilgi veren Bakan Güler, "Bu savunma bütçesine vereceğiniz destek yarınlara daha güvenle bakan bir Türkiye’nin savunma iradesinin de tezahürü olacaktır. Bu çerçevede her türlü tasarruf tedbirleri ve verimli kullanım esasları gözetilerek hazırladığımız Bakanlığımızın 822 milyar 930 milyon 177 bin TL tutarındaki 2026 yılı bütçe teklifi ile 2024 yılı kesin hesabı takdirlerinize sunulmuştur" dedi.
Bakan Göktaş: "Göçü; insanın, ailenin ve toplumun ruhunu etkileyen önemli bir süreç olarak görüyoruz"
26 Kasım 2025 Çarşamba - 11:48 Bakan Göktaş: "Göçü; insanın, ailenin ve toplumun ruhunu etkileyen önemli bir süreç olarak görüyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Göçü sadece demografik ya da ekonomik bir hareketlilik olarak değil, insanın, ailenin ve toplumun ruhunu etkileyen önemli bir süreç olarak görüyoruz" dedi. Bakan Göktaş, Polis Akademisi Başkanlığı Gölbaşı Yerleşkesinde düzenlenen 4. Uluslararası Göç Konferansı’na katıldı. Burada açılış konuşmasını yapan Bakan Göktaş, programın aileyi merkeze alan daha kapsayıcı bir göç perspektifinin geliştirilmesine imkan sağlayacağına inandığını belirtti. Göktaş, "Göç, sınırların değil, hayatların, hayallerin ve toplumsal dengelerin de değişimi demektir. Milyonlarca insanı ilgilendiren göç, güvenlik, ekonomi gibi yönleriyle tartışılırken, aile üzerindeki etkileri yeterince maalesef görünür değil. Oysa ki göçten en fazla etkilenen, ailenin ta kendisidir. Çünkü aile zayıfladığında en büyük bedeli kadınlar ve çocuklar ödüyor, göçün etkilerini en derinden onlar hissediyor. Aile bütünlüğünün bozulması da, toplumdan başlayıp bütün dünyaya yayılan bir kırılganlık zinciri oluşturuyor. Bu açıdan baktığımızda göçün doğurduğu sebepler, psikolojik, sosyolojik ve iktisadi sonuçlarıyla insanlığın ortak meselesidir. Bu nedenle, en çok desteğe ve korunmaya ihtiyaç duyulan yapı da esasen ailedir" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin konumu gereği göçün tam merkezinde yer aldığını söyleyen Göktaş, Mülteci karşıtlığının arttığı dönemde Türkiye’nin uluslararası toplumda örnek gösterilecek bir insani duruş sergilediğini ifade etti. Göçmenlerin yeni toplumlarla barışçıl ve kalıcı bağlar kurmasının ana şartının ailenin güçlendirilmesi olduğuna dikkati çeken Göktaş, "Çocukların eğitime erişimi, kadınların sosyal hayata katılımı ve sosyal hizmet ağlarına ulaşımı; başarılı bir uyum politikası için vazgeçilmezdir ve bunu sağlamak ancak güçlü bir kurumlar arası iş birliğiyle mümkündür" şeklinde konuştu. "Göçü; insanın, ailenin ve toplumun ruhunu etkileyen önemli bir süreç olarak görüyoruz" Göktaş, kendisinin de göç eden bir ailenin üyesi olduğunu aktararak sözlerini şöyle sürdürdü: "Farklı bir ülkede yaşamanın, farklı kültürler arasında yaşamanın getirdiği zorlukları yakından bilirim. Fakat karşılaşılan zorlukları aşmanın ancak güçlü aile bağlarıyla mümkün olduğunu da çok iyi bilirim. Yeni bir dil, yeni bir düzen, yeni bir toplum aidiyet. Tüm bu değişimlerin ortasında insanı ayakta tutan en sağlam dayanak, yanında duran ailesidir. Göçle birlikte yaşanan kayıpları, belirsizlikleri ve yeniden başlama çabasını en çok aile hisseder. Ama aynı zamanda en büyük direnci ve umudu da aile üretir. Anne-babalar, çocuklar, büyükanneler-büyükbabalar her kuşak göç deneyiminden payını alıyor. İşte bu nedenle, göçü sadece demografik ya da ekonomik bir hareketlilik olarak değil, insanın, ailenin ve toplumun ruhunu etkileyen önemli bir süreç olarak görüyoruz." "Aileyi korumak ve güçlendirmek, en az güvenlik stratejileri kadar önemli bir meseledir" Göktaş, aile yapısının güçlendirilmesinin önemine değinerek, "Ailelerin bu zorlu yolculukta desteklenmesi, yeni bir hayata tutunabilmeleri için sosyal hizmet mekanizmalarının güçlü şekilde devreye almaya önem veriyoruz. Bu konferans vesilesiyle bir kez daha vurgulamak isterim ki aileyi korumak ve güçlendirmek, en az güvenlik stratejileri kadar önemli bir meseledir. Bu anlamda 2025 Aile Yılı kapsamında böylesi önemli bir konunun ele alınmasını çok değerli bulduğumu özellikle belirtmek isterim. Çünkü aile kurumunu ayakta tutmak, toplumsal direncin ve istikrarın garantisidir" diye konuştu.
Başkan Saygılı’dan Sasalı planları müjdesi
26 Kasım 2025 Çarşamba - 10:55 Başkan Saygılı’dan Sasalı planları müjdesi AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, Çiğli Sasalı’nın doğal mirasını güvence altına alan koruma amaçlı imar planlarının bakanlık tarafından yeniden onay sürecine alındığını duyurdu. Saygılı: ’’Mahkeme kararları ve teknik düzenlemeler doğrultusunda plan bütünlüğü sağlanarak, yatırım ve uygulama süreçlerinin önü açıldı. Sasalı’nın geleceğini koruyan bu adım, İzmir’imiz için büyük bir kazanımdır.’’ dedi. AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, yaptığı açıklamada şunları dile getirdi, ’’İzmir’in en önemli doğal ve ekolojik değerlerinden biri olan Çiğli Sasalı bölgesine ilişkin koruma amaçlı imar planlarında uzun süredir devam eden idari süreçte önemli bir aşama başarıyla tamamlanmıştır. Bilindiği üzere, Sasalı Mahallesi’nde 3. Derece Doğal Sit Alanını kapsayan planlar, mahkeme kararları ve ilgili kurum görüşleri doğrultusunda yeniden değerlendirilmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na iletilmişti. AK Parti İzmir İl Başkanlığı olarak, ilgili kurumlarımızla birlikte süreci yakından takip ettik ve bugün Ankara’da bakanlık nezdinde gerçekleştirilen teknik görüşmelerde önemli bir sonuç elde ettik. Bu çerçevede; 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları tüm teknik düzenlemeler ve koruma-kullanma dengesi gözetilerek yeniden onay sürecine alınmıştır. Bakanlık yetkilileri, plan bütünlüğünün sağlandığını belirterek Sasalı’nın doğal kimliğini koruyan ve geleceğini güvenceye alan bu planların en kısa sürede onaylanacağı yönünde olumlu görüş bildirmiştir." Sürecin, Kuş Cenneti’nin ekolojik etkilenme alanında bulunan Sasalı’nın koruma statüsünün güçlendirilmesi, hukuki ve planlama belirsizliklerinin giderilmesi, yatırım ve uygulama süreçlerinin önünün açılması açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Başkan Saygılı, "İzmir’in çevresel mirasını titizlikle korurken aynı zamanda sağlıklı gelişimini sağlayacak olan bu adım, şehrimizin geleceği adına önemli bir kazanımdır. İzmir için çalışmaya, milletimizin her bir değerini korumaya ve güçlendirmeye kararlılıkla devam ediyoruz.’’ diye konuştu.
AK Parti Bursa’ya rekor yeni üye katılımı
26 Kasım 2025 Çarşamba - 10:43 AK Parti Bursa’ya rekor yeni üye katılımı AK Parti Osmangazi İlçe Danışma Meclisi Toplantısı yoğun katılımla gerçekleşti. Osmangazi teşkilatı, yürüttüğü saha çalışmaları, mahalle buluşmaları ve üye faaliyetleriyle 3 ayda 4 bin 484 yeni üyeyi partiye kazandırdı. Toplantıya AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, ilçe yöneticileri, mahalle başkanları, kadın ve gençlik kolları ile çok sayıda teşkilat mensubu katıldı. Üye sayısında rekor, 3 ayda 4 bin 484 yeni üye AK Parti Osmangazi İlçe Başkanı Adnan Kurtuluş, teşkilatın sahadaki dinamizmine dikkat çekerek özellikle son üç ayda yakalanan üye artışı grafiğinin önemine vurgu yaptı. Kurtuluş, "Sadece son üç ayda 4.484 yeni üyeyi teşkilatımıza kazandırdık. Osmangazi, Bursa’da en fazla üye yapan ilçe konumuna ulaştı. Bu başarı, çarşı pazar demeden gönüllere dokunan tüm teşkilat üyeleri mensuplarımızın özverili çalışmasının eseridir" dedi. "Teşkilat sahada umut ve güven dağıtarak bugünlere geldi" Toplantıda konuşan AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, AK Parti teşkilatlarının masa başında değil sahada büyüyen bir hareket olduğunu belirtti. Gürkan, teşkilat mensuplarının sadece bir partiyi değil, Türkiye’nin geleceğini yönlendiren büyük bir davayı omuzladığını vurguladı. "Bursa hizmet beklerken zamlarla karşı karşıya kaldı" Başkan Gürkan, su kesintileri ve yüksek su faturalarına dikkat çekerek, CHP’li Büyükşehir yönetiminin hem kampanya döneminde verdiği sözleri tutamadığını hem de yanlış yönetimle kente yük bindirdiğini vurgulayıp "Seçimde yüzde 25 indirim’ sözü verdiler, bugün ise Bursalıyı yüzde 30’luk zamla ve tarife değişiklikleriyle yüzde 100’ü aşan faturalarla baş başa bıraktılar. Yanlış hesap yapıp vatandaştan özür dilemek yerine bunu savunmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız" dedi. Başkan Gürkan, özellikle son tarife düzenlemeleri ve kademeli sistemle birlikte birçok hanede su faturalarının 500 TL’den 1000 TL’nin üzerine çıkacağını da sözlerine ekledi. "Hizmet üretemeyenler yatırım bütçesini de kıstı" Gürkan, Büyükşehir Belediyesi’nin son meclis oturumunda yatırım bütçesini yaklaşık yüzde 17 oranında düşürdüğünü söyleyerek şehrin adeta "beklemeye alındığını" dile getirdi. Davut Gürkan ayrıca, "Bursa, vizyonsuz adımlarla yönetilemeyecek kadar kadim bir şehir. Ne Osmangazi’de ne Büyükşehir’de hizmet var. Yağmurda susuz kalma, ulaşımda yoğunluk, altyapıda aksaklık, kentsel dönüşümde durgunluk Bursa bunu hak etmiyor" dedi. "Bu şehrin güvencesi yine AK Parti’dir" Gürkan, hükümet eliyle Bursa’ya kazandırılan yatırımlara da değinerek son iki yılda kente 60 milyar TL’den fazla yatırım yapıldığını belirtti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun geçtiğimiz hafta Bursa’da gerçekleştirdiği programı da hatırlatan Gürkan, kente kazandırılan iki önemli hizmete vurgu yaptı. Gürkan, İnegöl giriş kavşağının açılışıyla birlikte Ankara-Bursa hattındaki ulaşım akışının rahatlatıldığını belirtti. Ayrıca, hızlı trenin Gölbaşı (Gaz) bölümünden Şehir Hastanesi’ne kadar uzanacak karayolu bağlantısının temelinin atıldığını hatırlattı. Kamulaştırma sürecinin Büyükşehir Belediyesi tarafından ilerletilmemesi nedeniyle uzun süredir aksayan projede devreye hükümetin girdiğini söyleyen Gürkan, "Ulaştırma Bakanımız sağ olsun, bu kritik yolu karayolları yatırımlarına dahil ederek projeyi ileri taşıdı. Bu bağlantı sayesinde hem Balat ve Hasköy trafiği rahatlayacak hem de hızlı trenle uyumlu bir ulaşım hattı ortaya çıkacak" dedi. Başkan Gürkan, hızlı trenin 2026’nın ilk çeyreği itibarıyla Bursa-Ankara ve Bursa-İstanbul hattında vatandaşlara büyük kolaylık sağlayacağını söyledi. "Osmangazi teşkilatı Türkiye’ye örnek oluyor" Gürkan, Osmangazi teşkilatının üye çalışmaları ve sahadaki dinamizmiyle Türkiye genelinde takip edilen örnek bir performans ortaya koyduğunu belirterek, "Türkiye’nin geleceğini yönlendiren ekip sizlersiniz" diyerek teşkilat mensuplarını tebrik etti. Konuşmaların ardından AK Partiye katılan yeni üyelere İl Başkanı Davut Gürkan tarafından rozetleri takdim edildi
Adalet Bakanı Tunç: "Kadın haklarının güçlendirilmesi gibi çok sayıda düzenleme yapıldı"
25 Kasım 2025 Salı - 22:44 Adalet Bakanı Tunç: "Kadın haklarının güçlendirilmesi gibi çok sayıda düzenleme yapıldı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bugün kadına karşı şiddetle mücadele günü, kadına karşı şiddet konusunda biz de hassasız. Bir tek kadınımızın bile şiddet görmesi bizi yaralar. Kadın haklarının güçlendirilmesi gibi çok sayıda düzenleme yapıldı" dedi. AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçe kesin hesap görüşülmeye başlandı. Komisyonda Bakan Tunç, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Adalet Bakanlığı olarak soru önergelerine en çok cevabı veren bakanlık olduklarını ifade eden Yılmaz Tunç, "Covid düzenlemesiyle ilgili düzenleme 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle bu tarih öncesi suç işleyen kişiler yararlanmıştı. Bu konuda eşitlik ilkesi bakımında serzenişler var. Bu konuyu değerlendirmek gerekir. Bu takdir meclisindir. Bugün kadına karşı şiddetle mücadele günü, kadına karşı şiddet konusunda bizde hassasız. Bir tek kadınımızın bile şiddet görmesi bizi yaralar. Kadın haklarının güçlendirilmesi gibi çok sayıda düzenleme yapıldı. Meclisimizin bu yönde yaptığı birçok değişiklik oldu. Suç mağduru kadınların talepleri halinde ücretsiz avukat görevlendirilmesi yapıldı" dedi. Çocuk yargılamaların çok fazla gündeme getirildiğini söyleyen Tunç şu ifadelere yer verdi: "Çocuklar bizim geleceğimiz. Gerek suç mağdurları gerekse suça sürüklenen çocuklar bakımında birçok düzenleme yapıldı. Çocuk adalet merkezi önemsediğimiz bir konu. Adliyeden ayrı çocukların büyüklerden ayrı yargılanabilmeleri için çocuk adalet merkezlerini faaliyete geçirmek istiyoruz. Çocuk teslim merkezleri gibi birçok yeniliği hayata geçirdik. Kamuoyunda birçok suça sürüklenen çocuk olayları bakımında bu anlamda caydırıcılık anlamında kamuoyunda tartışmalar yaşandı. Çocukların nasıl suça çarptırılacağı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş. Bu yasal düzenlemede caydırıcılık bakımından suça sürüklenme bakımından değerlendirme yaparak, kapsamlı bir değerlendirme yapmak lazım. Asıl suçlu olan suça sürüklenen nedenlerdir. Bu anlamda meclis araştırma komisyonu kuruldu. Meclisimizin raporunu takip edeceğiz." Basın özgürlüğü endeksine tepki gösteren Tunç, "Türkiye basın özgürlüğü endeksinde İsrail’in altında gösteriliyor. Bu nasıl olabilir" ifadelerinde bulundu. "Rojin Kabaiş’in hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturmayı sonuna kadar takip ediyoruz" Rojin Kabaiş’in hayatını kaybetmesine ilişkin başlatılan soruşturma sorusuna Bakan Tunç, "Bunu takip ediyoruz. Adli Tıp İstanbul 1. İhtisas Kurulu ölümün suda boğulma şeklinde gerçekleştirildiğine karar verdi. Maktulenin vücudundan 67 örnek alındı. Burada 2 farklı DNA’yla ilgili. Bu DNA’ların gölden denizden çıkarılırken bir bulaş mı olduğu araştırıldı. Bir eşleşme bulunamadı. Cinsel saldırı bulgusu bulunmadı. Cep telefonunu önemsiyoruz. İspanya’yla görüştük, takip ediyoruz. Cep telefonuyla ilgili görüşmeleri yaptık. Soruşturmayı sonuna kadar takip ediyoruz" dedi.