KÜLTÜR SANAT
16 Kasım 2024 Cumartesi - 10:18 Yaylacık Kurtuluş Müzesi Nilüfer’e ödül getirdi Nilüfer Belediyesi, Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nda “Yaylacık Kurtuluş Müzesi” ile proje ödülü almaya hak kazandı. Tarihi Kentler Birliği’nin 23’üncüsünü düzenlediği Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nın sonuçları açıklandı. 30 üye belediyenin toplam 61 projeyle katıldığı yarışmada Nilüfer Belediyesi, “Yaylacık Kurtuluş Müzesi” çalışmasıyla proje ödülüne layık görüldü. Kültürel mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması hedeflenen proje kapsamında Yaylacık Mahallesi’nde bulunan, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli eski karakolhane binası onarılıp, müzeye dönüştürülecek. 19. yüzyıl sonlarında inşa edildiği düşünülen yapı, restorasyon projesi sayesinde özgün tasarımını da korumuş olacak. Müze olarak faaliyete geçecek yapı ile bölgenin bilinirliğinin artması ve gelecek turistlerin bölge halkının kalkınmasına katkı sağlaması bekleniyor. Aynı zamanda yapının geniş bahçesi de Yaylacıklılar’ın buluşma noktası olacak. “Yaylacık Kurtuluş Müzesi” proje uygulamasının 2025 yılında tamamlanması planlanıyor. 22-23-24 Kasım tarihlerinde Muğla’da yapılacak törende ödüller sahiplerini bulacak.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 10:17 Muratpaşa, arkeoloji fuarında Muratpaşa Belediyesi, Antalya Arkeoloji, Kültür ve Sanat Fuarı’nda, Antalya’nın arkeolojinin sınırlarında kalmış bilgilerini hikayeleştirerek anlatıldığı Sarpedon’dan Keykubad’a Bir Zamanlar Antalya kitabını, fuar ziyaretçilerine hediye etti. Arkeologlar Derneği Antalya Şubesi’nin düzenlediği Antalya Arkeoloji, Kültür ve Sanat Fuarı Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde başladı. 17 Kasım’da sona erecek fuarın açılışına katılan Muratpaşa Belediyesi Başkanvekili Canan Keleş, belediyenin başta Kaleiçi olmak üzere Antalya’nın kültürel değerlerini korumaya, yaşatmaya ve hikayelerini dünyayla paylaşmaya yönelik devam eden projeleri hakkında bilgi verdi. Bu çalışmalardan birinin Kaleiçi’nde devam eden Hafıza Mekanları ve Kültürel Miras-Antalya Kaleiçi Evleri projesi olduğunu dile getiren Keleş, “Kaleiçi’nde 61 yapının hikayelerini belgesellerde derledik. Bu belgeseller, Türkçe, İngilizce, Rusça ve Almanca olarak sunulmakta ve yapıların girişlerine yerleştirdiğimiz karekodlar aracılığıyla ziyaretçilerin telefonlarından izlenebilmektedir. Böylece, Kaleiçi’ni ziyaret eden herkes bu yapıların tarihine ve içlerinde yaşanmış hikayelere ulaşabilmektedir” diye konuştu. Keleş, fuar ziyaretçilerine ücretsiz ulaştırılan Sarpedon’dan Keykubad’a Bir Zamanlar Antalya kitabında ise Mimar Zenon’un biricik aşkı Serikli Belkıs için yaptığı Aspendos Antik Tiyatrosunun, depremde yerle bir olan Likya kentlerinin yardımına koşan Kumlucalı hayırsever Opromoas’ın, Troya savaşının Kaş Kınıklı kahramanı Sarpedon’un, ilk kadın belediye başkanı Aksulu Plancia Magna’nın hikayesinin anlatıldığını söyledi. Keleş, kitabın Belediye Başkanı Ümit Uysal’ın önerisiyle kaleme alındığını ve ilk kez 6. Kaleiçi Old Town Festivali’yle okuyucusuyla buluştuğunu hatırlattı. Bunun yanı sıra Antalya’nın doğal güzellikleri ve kültürel mirasını tanıtmak amacıyla belediye güvencesinde Antalya kültür turları başlattıklarını aktaran Keleş, “Bu turlar, yalnızca kentimizin benzersiz tarihini ve doğal zenginliklerini tanıtmakla kalmayacak, aynı zamanda Antalya’yı dünya turizm pazarında önemli bir destinasyon olarak konumlandıracaktır” dedi.
16 Kasım 2024 Cumartesi - 09:34 İstanbul’un semtlerinin isimleri, zengin bir mirasın izlerini taşıyor Tarihin şahdamarı olarak nitelendirilen İstanbul’un semtlerinin isimleri, köklü bir mirasın izlerini taşırken, kendine has anlamı ve bir hikayesi bulunuyor. Semt isimlerinin kökenlerini anlatan Tarihçi Zafer Bilgi,“ İstanbul’un semtlerinin ve sokak isimlerinin ilginç hikayeleri var. Tarih, sokak isimlerinde yaşıyor. Semtlerin isimlerine kulak verip, tarihe yolculuk yapmak gerekiyor. Asıl tarihe sevdalılar, buralardan okumayı çok rahat yapabilirler” dedi. Roma ve Bizans İmparatorlukları ile Osmanlı Cihan Devletine başkentlik yapan İstanbul, tarih boyunca farklı kültürlerin izlerini taşıyan bir şehir oldu. Dünya çapında eşsiz bir öneme sahip olan İstanbul’un semtlerinin isimlerinin, kendine has anlamı ve bir hikayesi bulunuyor. Taksim adını Osmanlı Cihan Devleti döneminde suyun şehre maksem edildiği bölge olmasından aldı. Nişantaşı’nın adı, buradaki ormanlık alanda okların ulaştığı en uç noktayı işaret etmek için dikilmiş nişan taşlarından geldi. Topkapı, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u almak için döktürdüğü büyük top şahinin konulduğu kapı olmasından dolayı tarihe geçti. İstanbul’u fetheden, Fatih Sultan Mehmet’i yad etmek için Fatih semtine adı verildi. İstanbul’un semtlerinin isimlerinin derin kökenlerini Tarihçi Zafer Bilgi anlattı. Öte yandan, isimlerinde tarih gizli olan semtler havadan görüntülendi. “Şehir, semtlerin isimlerinde hala yaşıyor” İstanbul’un semt isimleri hakkında konuşan Tarihçi Zafer Bilgi, “İstanbul’un semtlerinin ve sokak isimlerinin ilginç hikayeleri var. Şehir, semtlerin isimlerinde hala yaşıyor. Şehri adım adım arşınlarken, üniversite öğrencilerimize ben sokak isimlerini gösteririm. Tarih, sokak isimlerinde yaşıyor. ‘Yaşmak Sıyıran Sokak’ dik bir yokuştur. İnsanlara yaşmağını sıyırtıyordur. İsmi oradan gelmiştir. O dik yokuş, bazen merkep bağırtan, deve bağırtan sokağı olarak da geçer. Sokak isimleriyle beraber semt isimlerinde de tarih gizli. Eminönü, deniz eminliğinin önünden geliyor. Deniz eminliğinin önünde, bal, yağ ve un temel ihtiyaçları olduğu için yakınında yemiş iskelesi var. Kuruyemiş orada birikiyor. Oradan Mısır Çarşısı’na gidiyor ve etrafa dağıtılıyor. Kuruyemiş dışında bal, yağ ve un ise kapanlara geliyor yani toptan alışveriş merkezlerinde bulunuyor. Unkapanı, Yağkapanı ve Balkapanı isimleri de oradan geliyor. Alttaki bölgeye ise ‘Tahtakale’ ismi, ‘Taht-ı Kale’den geliyor. Bir kalenin altında olmasından geliyor. Arapça bir kelimedir. Unkapanı’ndan yukarı doğru çıktığımızda bizi karşılayan semtlerden olan ‘Zeyrek’, ince düşünceli, zeki olan Zeyrek Mehmed Efendi’nin medresesini kurmasından geliyor. İleriye doğru ‘Karagümrük’ semti, karanın gümrük noktasıdır. ‘Edirnekapı’ ise Edirne’den gelen kervanların girdiği kapı. O kapıdan içeriye doğru girilip, kara kervanlarının gümrük noktasından Karagümrük ismi geliyor. ‘Topkapı’ ise büyük şahi topunun konulduğu kapıdan geliyor. Bugünkü ‘Topkapı Sarayı’ da yine önüne büyük şahi toplarının konulmasından geliyor. ‘Çatladıkapı’ depremde çatladığı için, ‘Kumkapı’ saraya inşaat kumlarının alınmasından dolayıdır. Böyle ilginç isimler hakikaten yaşıyor. Mesela su kültürü de yaşıyor. Aksaray’daki ‘Horhor’ semti, horul horul akan sudan geliyor. Suyun olduğu maksem de duruyor. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Horhor Çeşmesi maksem yapılmıştır. Maksem suyun toplandığı alandır. ‘Taksim’ suyun taksim edildiği alandır. Bugün Taksim semt ismi de oradan geliyor” ifadelerini kullandı. “Semtlerin isimlerine kulak verip, tarihe yolculuk yapılabilir” Semt isimlerinden tarihin okunabileceğini ifade eden Bilgi, “Fatih, her dediğimizde yabancı bir insan ‘Fatih nedir’ diye soruyor. Biz de diyoruz ki; bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmed’i her seferinde yad etmek adına bu ismi vermişiz. Her seferinde Fatih Sultan Mehmed’i hatırlıyoruz. Topkapı Sarayı’nın hemen yanında gül bahçesi bulunuyor. Sarayın kendi gül bahçesidir. Gülhane ismini oradan alır. Buralar tarihin şahdamarı diyebileceğimiz, insanların kulak verip tarihi dinleyebileceği yerlerdir. Biz bugün buralardan uzaklaşmışız. Uzaklaştığımız için göremiyoruz. ‘Nişantaşı’, okları nişan alınırken konulan taşlardır. Hala Nişantaşı’nda bunlar duruyor. ‘Okmeydanı’da okların atıldığı meydan. Bugün bunları anlayabilmek mümkün değil. Biraz semtlerin isimlerine kulak verip, tarihe yolculuk yapmak gerekiyor. Asıl tarihe sevdalılar, buralardan okumayı çok rahat yapabilirler” diye konuştu.
Kasım kültür sanat etkinlikleri film gösterimi ve söyleşi ile başladı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 14:09 Kasım kültür sanat etkinlikleri film gösterimi ve söyleşi ile başladı Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kasım Kültür Sanat Takvimi çerçevesinde Michael Haneke’nin “Beyaz Bant” filmi beyazperdeye yansıdı. Filmin ardından sinema eleştirmeni ve akademisyen Dr. Doğuşcan Göker, katılımcılarla bir araya geldi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin Kasım Kültür-Sanat Etkinlikleri, sinema tutkunları için keyifle geçen bir etkinlikle başladı. Her sanat takviminde birbirinden değerli sanatçıları, Türkiye’ye yakından tanıdığı önemli isimleri ağırlayan Büyükşehir, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) sinema duayenlerini dikkat çekici bir gösterim ve söyleşide bir araya getirdi. Oscar adayı yönetmen Michael Haneke’nin filmi Beyaz Bant (Das Weie Band) beyaz perdeye yansıtıldı. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Alpay Şirin’in yanı sıra etkinliği çok sayıda sinemasever takip etti. Haneke’nin toplumsal yapılar, baskı ve faşizmin kökenleri üzerine çarpıcı eleştiriler getiren bu ödüllü yapıtı, izleyenlerin beğenisini kazandı. Öte yandan, gösterimin konuğu film eleştirmeni ve akademisyen Dr. Doğuşcan Göker olurken, film üzerine söyleşi gerçekleştirdi. Dr. Doğuşcan Göker, filmde toplumun şiddet dolu yapısı ve baskısının anlatıldığını ve güçlü bir metafor ortaya koyulduğunu ifade ederek, “Haneke, Das Weie Band filminde, şiddet dolu toplum yapısının ve baskının, Almanya’da faşizmin köklerini nasıl oluşturduğuna dair güçlü bir metafor sunuyor” diye konuştu. Ayrıca ‘çocuk ve şiddet’ başlığı altında önemli bir mesaj verildiğini belirten Göker, “Nazi ideolojisinin temelinin bu tarz baskıcı ve itaate dayalı toplumlarda atıldığını ima eder. Çocukların gördükleri şiddet ve bastırılmış duygular, gelecekte daha büyük bir şiddet mekanizması içinde ortaya çıkacaktır. Haneke, bireysel kötülüklerin toplumsal baskının bir yansıması olduğunu göstererek, baskıcı toplumların nasıl bir nesil yetiştirdiğini eleştirir” şeklinde konuştu. Etkinlik, konuşmacı akademisyen Göker’in katılımcıların sorularını cevaplaması ve günün anısına çekilen fotoğraflarla son buldu. Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Kasım Kültür-Sanat Etkinlikleri, ay boyunca film gösterimleri, tiyatro oyunları, sergiler ve edebiyat söyleşileri gibi çeşitli etkinliklerle devam edecek. Programlarımıza tüm sanatseverleri bekliyoruz” denildi.
Büğdüz Boyu’nun 8 asırlık mirası mescit, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:38 Büğdüz Boyu’nun 8 asırlık mirası mescit, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı Tokat’ta Selçuklu mimarisine özgü kubbe ve mihrap detaylarıyla öne çıkan 8 asırlık Büğdüz Mescidi, restorasyonla yeniden gün yüzüne çıktı. Tokat-Sivas kara yolu üzerindeki Çamlıbel beldesinde yer alan ve 13. yüzyıla tarihlendirilen Büğdüz Mescidi, Vakıflar Genel Müdürlüğünün restorasyon çalışmalarıyla yeniden ibadete açıldı. 2020 yılında başlanan restorasyon çalışmaları 2022’de tamamlanırken mescit eski ihtişamına kavuştu. Adını 24 Oğuz Boyu’ndan biri olan Büğdüz’den alan yapı, Anadolu Selçuklu mimarisine özgü kubbe ve mihrap detaylarıyla öne çıkıyor. “Mescit çevresinde butik mesire alanı oluşturulacak” Mescidin 8 asır boyunca kervan ve yolculara hizmet veren önemli bir yapı olduğuna işaret eden Tokat Vakıflar Bölge Müdürü Sebahattin Erdoğan, restorasyon sonrası mescidin özgün yapısının uygun şekilde korunduğunu ifade etti. Proje kapsamında ayrıca, mescidin etrafındaki yaklaşık 3 dönümlük alanda yapılan yeni düzenlemelerle vakıf çeşmesi, tuvalet, abdest alma yerleri, kamelya ve yeşil alanlarla mescit çevresinde butik bir mesire alanı oluşturulacağını belirten Erdoğan, “Geçmişten günümüze emanet olan bu yapıyı koruyarak gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büğdüz Mescidi ve çevresinde yapılan bu düzenlemelerle, hem tarihi mirası yaşatacağız hem de bölge halkının ve yolcuların faydalanabileceği aktif bir alan sunacağız” dedi.
Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:15 Osmanlı’nın sağlıklı mutfak sırları, Alanya Üniversitesi’nde paylaşıldı Alanya Üniversitesi, Osmanlı mutfağının zengin mirasını keşfetmek isteyen öğrenciler ve gastronomi meraklıları için anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinden Şef Yunus Emre Akkor, “Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri” başlıklı sunumunda Osmanlı saray mutfağının inceliklerini ve halk mutfağının derinliklerini öğrenci ve akademisyenlerle paylaştı. “Geleneksel tarifler, günümüz gastronomisiyle buluştu” Alanya Üniversitesi Şebnem Köseoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sunuma, öğrenciler ve akademisyenler yoğun ilgi gösterdi. Sunumunda Türk ve Osmanlı mutfak kültürünün tarihsel yolculuğunu detaylandıran Şef Yunus Emre Akkor, öğrencilere Osmanlı Cihan Devleti’nin çok kültürlü yapısını ve bunun mutfak üzerindeki etkilerini anlattı. Şef Akkor, Osmanlı mutfağına dair tarihi tarifler ve pişirme tekniklerini anlattı, bu değerli mirasın modern mutfaklarda nasıl yeniden yorumlanabileceğine dair ilham verici ipuçları verdi. Şef Akkor, Osmanlı mutfağının sağlıklı yönlerine dair ilginç bilgiler de paylaştı. “Öğrenciler için ilham kaynağı” Ünlü Şef Akkor, söyleşi sonunda genç gastronomi öğrencilerinin sorularını yanıtlayarak, sektöre dair deneyimlerinden yola çıkarak yol gösterici tavsiyelerde bulundu. Genç şef adaylarına mesleğin dinamikleri ve zorlukları hakkında kapsamlı bilgiler aktaran Akkor, geleneksel mutfak kültüründen ilham alarak özgün tarifler geliştirmelerinin önemine dikkat çekti. Alanya Üniversitesi’nin gastronomi bölümüne ait mutfak ve gıda laboratuvarlarını da ziyaret eden Akkor, bölümün eğitim imkanlarını oldukça başarılı bulduğunu ifade etti. Ünlü şef, üniversitenin genç gastronomi öğrencilerine sağladığı modern imkanların etkileyici olduğunu belirterek, bu tür eğitim desteklerinin sektördeki nitelikli iş gücüne önemli katkılar sağladığını vurguladı. “Eğitime kültürel perspektif kazandırıyoruz” Alanya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yazıcı, etkinlikle ilgili görüşlerini dile getirdi. Üniversitede düzenlenen gastronomi etkinliklerinin öğrencilerin eğitimine ve kültürel gelişimlerine katkı sağladığını ifade eden Prof. Dr. Yazıcı, “Üniversitemiz, eğitim anlayışını yalnızca teorik bilgilerle sınırlamayıp öğrencilerimizin alanında önde gelen isimlerle birebir etkileşime geçmesini sağlayan etkinliklere büyük önem veriyor. Yunus Emre Akkor’un katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ‘Bir İmparatorluğun Mutfak Hikayeleri’ etkinliği sayesinde öğrencilerimiz, Osmanlı mutfağının köklü geleneklerini tanıma fırsatı buldu. Bu, hem yerel değerlerimizi sahiplenme hem de bu zenginliği geleceğe taşıma adına onlara ilham verdi” dedi.
En iyi patlıcan yemeği yarışmasının kazananı ‘karnıyarık’ oldu
04 Kasım 2024 Pazartesi - 13:05 En iyi patlıcan yemeği yarışmasının kazananı ‘karnıyarık’ oldu Konyaaltı Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Doyran Patlıcan Şenliği büyük bir katılımla gerçekleşti. Şenlikte, doyran patlıcanından üretilen yemeklerden oluşan yemek yarışmasında birincilik, karnıyarık yemeğine verildi. Konyaaltı Belediyesi tarafından düzenlenen, yerel lezzetleri tanıtmak ve bölge halkını bir araya getirmek amacıyla yapılan Doyran Patlıcan Şenliği, halkın yoğun ilgisi ve renkli görüntülerle gerçekleşti. Şenlikte, doyran patlıcanından üretilen yemeklerden oluşan yemek yarışması düzenlendi. Birbirinden farklı tarif ve sunumların tadımını protokolden oluşan jüri üyeleri değerlendirdi ve her yemeğe ayrı ayrı puan verdi. Yarışma sonunda, yaptığı karnıyarık yemeğiyle jüriden en yüksek puanı alan Saniye Demirkıran yarışmanın birincisi oldu. Şenlikte Konyaaltı Belediyesi Halk Oyunları Topluluğu sergilediği yöresel oyunlarla Doyran halkının beğenisini toplarken, ilerleyen saatlerde sahne alan Neslihan Yılmaz Ören’in seslendirdiği yöresel türküler de bölge halkına coşku dolu bir şenlik yaşattı. “Ulusal pazarda olmasını sağlayacağız” Doyran Yaylası’nda yetişen, hem ülkemizde hem de ulusal anlamda ekonomik değeri olan doyran patlıcanın tanıtımı için bir araya gelindiğini vurgulayan Başkan Kotan, “Konyaaltı’nın ve Antalya’nın güçlü bir yapısı, tarımsal potansiyeli var. Doyran patlıcanı da bunlardan bir tanesi. Soframıza geliyor ve ülke sınırını aşıyor. Bu ürün hem yerel ekonomide hem de ulusal ekonomide değer haline geliyor. Bundan dolayıda çok gurur duyuyoruz” dedi. Başkan Kotan, Antalya’nın güçlü bir tarımsal potansiyeli olduğunu, doyran patlıcanında bunlardan bir tanesi olduğunu söyledi. Kotan, “Bizler bu tarımsal üretimde çiftçilerimize her zaman destek çıkmaya devam edeceğiz’’ diye konuştu. “Doyran patlıcanı gibi tarımsal değerlerimizin yanında olacağız” Tarımsal alanlarının korunması gerektiğini kaydeden Başkan Kotan, “Geçen günlerde HES projesiyle ilgili muhtarlarımız beni ziyarete geldi. Belediye başkanı olarak destek vermemi istediler. Ben de onların yanında yer aldım. Bir dayanışma içinde içinde süreç geçirdik. Bu başarı hepimizin. Bu mücadeleyi hep birlikte kazandık. Bu topraklarımızı korumakla sorumluyuz. Tüm bu değerleri yaşatmaya devam edeceğiz. Atatürk’ün dediği gibi , Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür.” Biz de bu bilinçle köylülerimize destek olmaya devam edeceğiz. Emek en yüce değerdir. Konyaaltı Belediyesi olarak sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Doyran patlıcanı gibi tarımsal değerlerimizin yanında olacağız. Onları destekleyeceğiz. Ulusal pazarda olmasını sağlayacağız ve hak ettiği değeri görmesini sağlayacağız” ifadelerini kullandı. "Eve yaptığım gibi yaptım" Doyran Patlıcan Şenliği yemek yarışmasında birinci olan Saniye Demirkıran ise “Öncelikle böyle bir etkinlik düzenleyip doyran halkının yanında olan Konyaaltı Belediye Başkanımız Cem Kotan’a ve muhtarlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. İlk defa böyle bir şenlik düzenledi. 12 kişinin katıldığı yarışmada birinci oldum. Evde yaptığım gibi yaptım ve yemeği tadanlar çok beğendi. Bizim doyran patlıcanımız çok ünlü. Yurtdışına ihracat yapılıyor. Doyran patlıcanımız üretimde Antalya’da birinci sırada. Bundan dolayı çok gurur duyuyorum” diye konuştu.
Bakan Yardımcısı Alparslan: "En fazla turist kabul eden 5’inci ülke konumundayız"
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:47 Bakan Yardımcısı Alparslan: "En fazla turist kabul eden 5’inci ülke konumundayız" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Türkiye’nin en fazla turist kabul eden 5’inci ülke konumunda olduğunu hatırlatarak, “Turizm gelirlerinde en fazla gelir elde eden 6’ncı ülke konumundayız" dedi. Muğla ve Antalya’daki kamu taşınmazlarının katılım payının belirlendiği müzakereler Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan başkanlığında gerçekleştirildi. ‘Turizm Yatırımcılarına Kamu Taşınmazı Tahsis Şartnamesi 2024/2’ kapsamında başvuruda bulunulan hazine arazileri için sosyal ve teknik altyapıya katılım payının belirlenmesi amacıyla Bakanlığın Emek Hizmet Binası’nda düzenlenen müzakere toplantısına Bakan Yardımcısı Alparslan’ın yanı sıra turizmciler de katıldı. “Kamu arazilerini turizm yatırımcılarına sunarak yeni yatırımların kazandırılması çalışması içerisindeyiz” Alparslan, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin en fazla turist kabul eden 5’inci ülke konumunda olduğunu hatırlatarak, “Turizm gelirlerinde en fazla gelir elde eden 6’ncı ülke konumundayız. Bu sene 61 milyon olarak yenilediğimiz turist sayısı ve 60 milyar dolar turizm gelirimizle daha üst sıralara yükselmeyi beklemekteyiz. Artık Türkiye turizmde en iddialı ülkelerden birisi haline geldi. Kamu arazilerini turizm yatırımcılarına sunarak yeni yatırımların kazandırılması çalışması içerisindeyiz” dedi. Antalya’nın Aksu ilçesindeki Kemerağzı Mahallesi’nde bulunan kamu taşınmazına günübirlik tesis yapmak için başvuran turizm yatırımcısı Hasan Ali Ceylan, müzakereler sonucunda 101 milyon liraya bedeliyle taşınmaza sahip oldu. Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Göl Mahallesi’nde bulunan kamu taşınmazına 900 yataklı 5 yıldızlı otel yatırım yapacak olan Asta Cennetköy Turizm ve İşletmesi A.Ş. ise müzakereler sonucunda 3 milyar 3 milyon lira bedelle taşınmaza sahip oldu.
Antalya Kitap Fuarı’nı 1 milyon 56 bin kişi ziyaret etti
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:41 Antalya Kitap Fuarı’nı 1 milyon 56 bin kişi ziyaret etti Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı, rekor ziyaretçi sayısıyla tamamlandı. Başkan Muhittin Böcek, 14. Antalya Kitap Fuarı’nı 10 gün boyunca 1 milyon 56 bin kitapseverin ziyaret ettiğini söyledi. Başkan Böcek, 15’inci Antalya Kitap Fuarı’nın ise 3-12 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenleneceğini açıkladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen Antalya Kitap Fuarı, son gününde ziyaretçi akınına uğradı. Kültür şöleninin yaşandığı fuarın 10’uncu gününde de ziyaretçiler, sevdikleri yazarları görmek ve kitaplarını imzalatmak için Cam Piramit’i doldurdu. Kitapseverler fuarda gün boyu söyleşiler ve imza günleriyle keyifli bir zaman geçirdi. Kitapseverler takip ettiği yazarlar ile tanışma fırsatı bularak, bol bol sohbet etti. Başkan böcek fuarda okurlarıyla buluştu Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de Antalya Kitap Fuarı’nda hem okurlarıyla hem de vatandaşlarla buluştu. Başkan Böcek, ‘Ben Bu Şehre Aşığım’ ve ‘İkinci Yaşam Siyaset ve İhanet’ kitaplarını imzalayarak, çocuklara ‘Nutuk’ kitabı hediye etti. Fuar alanındaki stantları da ziyaret eden Başkan Muhittin Böcek, yazarlara katılımlarından dolayı teşekkür etti. Gün boyu imza ve söyleşiler 14. Antalya Kitap Fuarı’nın son gününde Türkiye’nin tanınmış yazarları okurlarıyla buluştu. Kitap fuarında, ‘Bugünün Edebiyatı’ konulu söyleşisiyle Tuna Kiremitçi okurlarıyla keyifli bir edebiyat söyleşisi gerçekleştirdi. Sinan Yağmur ‘Neyzen Tevfik’le Hiçlik Anlayışı’, İlkay Buharalı ‘Uyanış ve Tuzakları’, Ayşegül Harputlu ise ‘Misal Alemi ve Rüya’ söyleşisiyle sevenleriyle bir araya geldi. Fuarda İclal Aydın, Sadık Usta, Fatih Tuncay, Anooshirvan Miandji, Mustafa Balbay, Bekir Ödemiş, Erdal Atıcı, Güven Baykan, Saygı Öztürk, Ahmet Telli, Meral Saklıyan, Emel Aslan, Burcu Bahar ve Nilüfer Gülerman gün boyu kitaplarını imzaladı. 15. Kitap Fuarı 3-12 ekim 2025’te Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de fuarın kapanış saatlerine doğru fuar katılımcılarına geleneksel tatlı ikramı yaptı. Başkan Böcek, 14. Antalya Kitap Fuarı’nın 10 günlük serüvenini çok keyifli bir şekilde tamamladıklarını belirterek, “Antalyalı vatandaşlarımız 10 gün boyunca fuarımızı ziyaret ederek, bizleri her zaman olduğu gibi yalnız bırakmadı. Fuarımıza 271 yazar, 225 ulusal ve uluslararası yayınevi ile Antalyalı yerel yazarlarımız katıldı. Bu yıl fuarımızı 1 milyon 56 bin vatandaşımızı ziyaret etti. Cumhuriyeti’mizin 102. yılında 15’inci Antalya Kitap Fuarını 3-12 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştireceğiz. Kitap fuarına destek olan yazar, yayınevi ve Antalyalı hemşehrilerime ve çalışma arkadaşlarıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim” dedi.
Kızılay haftası etkinliklerle kutlandı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:30 Kızılay haftası etkinliklerle kutlandı Zonguldak’ta Kızılay Haftası çeşitli etkinliklerle kutlandı. Zonguldak’ta Kızılay haftası kapsamına Kızılay binası önünde, ‘Kızılay Sokağı’ açıldı. Kızılay sokağının açılışına, Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, İl Jandarma Komutanı Barış Cücen, İl Emniyet Müdürü Sinan Ergen, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Milli Eğitim Müdürü Osman Bozkan, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Kilimli Belediye Başkanı Kamil Altun, Kızılay Genel Müdürü Alper Küçük, Kızılay Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Can, Afad Müdürü Ahmet Güngör, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Sezer Köroğlu, CHP İl Başkanı Devrim Dural, CHP Merkez İlçe Başkanı Osman Zaimoğlu, Şoförler Odası Başkanı Osman Bahar ve davetliler katıldı. Program saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kızılay Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Can, “156 yaşında olan Kızılay’ımızın, bugün açılış vesilesiyle Zonguldak’ta bulunuyoruz. Tüm yurtta bu coşkuyu yaşıyoruz. İyiliğin amiral gemisi Kızılay, 156 yıldır devletimizin ve milletimizin hizmetinde en güzel görevleri yapmaya devam ediyor. Kızılay’ımız afetlerde devletimizin ve milletimizin yanında afet olmayan zamanlarda da sosyal yardımlarıyla en güzel şekilde devletimizin milletimizin yanında bulunuyor. Özellikle kan hizmetlerini en güzel şekilde yürütüyor. Büyün vatandaşlarımızın ve yöneticilerin verdikleri katkılar için teşekkür ediyoruz” dedi. Kurdele kesiminin ardından protokol üyeleri sokağı gezdi. Sokağın içerisinde çocukların yapmış olduğu çeşitli etkinlikler yer aldı. Kızılay tarafından öğrencilere çeşitli ikramlarda bulunuldu. Program son bölümünde Kızılay’a emek verenlere plaket verildi.
Manisa Mesir Macunu Avrupa’dan da coğrafi işaret aldı
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:09 Manisa Mesir Macunu Avrupa’dan da coğrafi işaret aldı Türkiye’nin ve dünyanın en eski gelenek ve festivallerinden birine ev sahipliği yapan Manisa’nın Mesir Macunu Türkiye’nin Avrupa Birliği Coğrafi İşareti alan 28’inci ürünü oldu. Yaklaşık 3 yıllık bir sürecin ardından alınan belge sayesinde Mesir macunun ünü tüm dünyaya yayılmış olacak. Yaklaşık 3 yıllık bir sürecin ardından Avrupa Birliği Coğrafi İşaretini alan Manisa Mesir Macunu Türkiye’nin 28. coğrafi işaretli ürünü oldu. Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, Türkiye’nin ve dünyanın en eski geleneklerinden ve festivallerinden birine ev sahipliği yapan Manisa’nın Mesir Macununun önce UNESCO tarafından 2012 yılında ’Dünyanın Somut Olmayan Kültürel Miras’ listesine alındığını, ardından derneklerinin 5 yıllık bir çalışmasının sonunda 2018 yılında Türkiye’de coğrafi işaret aldığını ve bugün itibariyle Avrupa Birliği tarafından da tescillendiğini açıkladı. Nisan ayında 484’üncüsü kutlanan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivalinde 7 ton macun dağıtan Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneğinin yıllardır süren çabaları sonunda AB tescilinin alınmasının önemine dikkat çeken Dernek Başkanı Ufuk Tanık, "Manisa Mesir macunumuzun UNESCO Somut olmayan kültürel mirasın listesine sokmuştuk. 2018 yılında da coğrafi işaretini almıştık. Bugün itibariyle Avrupa Birliği coğrafi işaret tescilini almış bulunmaktayız. Ben Manisa’mıza hayırlı uğurlu olmasını, mesir macunumuza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bu tabii bizim için çok önemli. Avrupa Birliği tescilini de aldıktan sonra bu geleneğimiz ve dolayısıyla mesir macunu ürünümüz artık tamamıyla bir şekerleme ürünü olmasının dışında gelenek ve ürünün kendisi ile birlikte tescillenmiş oldu. Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerde bu almış olduğumuz belgeyle birlikte yayınlanacak ve ulaşamadığımız birçok kişiye bu şekilde de Avrupa’da da ulaşmış olacağız. Dolayısıyla hem Manisa’mıza hem Türkiye’mizin turizmine ciddi ve tanınırlığına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ben bu konuda destek veren uzun zamandan beri derneğimiz ve Türk Patent Enstitüsü ortak çalışmasıyla bu belgenin alınmasında katkı olan herkese teşekkür ediyorum. Manisa’mıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. 3 yıla yakın bir zamandan beri çalışma yapılıyor. Biz Türkiye’deki coğrafi işaretimizi alırken de 5 yıllık bir çalışma sonucunda 2018’de tescillenmişti. Bunlar tabii ki ve Türkiye’de 28’inci Avrupa tescil belgesi alan ürün oldu mesir macunumuz. Bunlar çok önemli belgeler. Çok önemli tesciller. Her anlamda Manisa’mıza ciddi anlamda katkı sağlayacaktır diye düşünüyoruz." dedi. Mesir Macununun tarihçesi Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın hastalığına çare bulmak için Merkezefendi tarafından yapılan çalışmalar sonunda bir macun elde edilir. Bu macun; 41 çeşit baharat ve otlardan meydana gelir. Dönemin başhekimi Merkez Efendi tarafından elde edilen bu karışımın, Hafsa Sultan’ı iyileştirmesinin ardından Ayşe Hafsa Sultanın tüm halka dağıtılması isteği doğrultusunda; Manisa kent merkezinde bulunan Sultan Camii kubbesinden halka saçılır. Her yıl nisan ayında yapılan festivalin en önemli bölümü, şifa getirdiğine inanılan macunun halka saçılmasıdır. Mesir Macunu Festivali adıyla; UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi’ne 2012 yılında alınmıştı. Mesir Macununun içindeki baharatlar Şifalı mesir macunu içinde yer alan 41 çeşit baharat ise şöyle: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile."
Mersin’de geleceğin ressamları buluştu
04 Kasım 2024 Pazartesi - 12:02 Mersin’de geleceğin ressamları buluştu Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediyesi tarafından düzenlenen 22. Geleneksel Ahmet Yeşil Çocuk Resim Yarışması sona erdi. Yeteneklerini sergileyen geleceğin ressamları dünyaca ünlü Mersinli ressam Ahmet Yeşil ile tanışma fırsatı yakaladı. Sadece Mersin’in değil Türkiye’nin de en seçkin ve prestijli çocuk resim yarışmalarından biri olarak gösterilen Yenişehir Belediyesi Ahmet Yeşil Çocuk Resim Yarışmasının 22.’si yapıldı. Mersinli ressam Ahmet Yeşil’in adını taşıyan ve Yeşil’in de jüri üyesi olarak yer aldığı yarışma, bu yıl da minik ressamları buluşturdu. 6-8, 9-11 ve 12-15 yaş kategorilerinde Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen resim yarışmasında Ahmet Yeşil, Veli Mert, Aynur Sakuçoğlu, İbrahim Tokaslan ve Taner Tunga jüri üyeliği yaptı. “Çocuklarımız sanatla büyüsün istiyoruz” Yenişehir Belediyesi 22. Geleneksel Ahmet Yeşil Çocuk Resim Yarışmasının ödül töreninde konuşan Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, çocukların sanata olan ilgilerinin önemine dikkat çekti. Özyiğit, “Çocuklarımız yarışmadı, güzel bir etkinliğe katıldılar. Hep birlikte renkli bir gün yaşadık. İnanıyorum ki buradan nice Ahmet Yeşil’ler çıkacak ve biz de onların eserlerini galerilerimizde sergilemekten gurur duyacağız. Çocuklarımızın burada olması, onların sanata olan ilgisini gösteriyor. Yenişehir’de, kentimizde bir sanat galerimiz yoktu; bu eksikliği gidermek için Ahmet Yeşil’in de adını yaşattığımız iki galeri kurduk ve bugüne dek 25 sergi açtık. Çocuklarımız da bu galerileri gezerek sanatla buluşuyor. Sanatın onların dünyasında farklı bakış açıları oluşturmasını umuyoruz. Çocuklarımızın sanata olan ilgilerini artırmak, gelecekte onların yaşamında fark oluşturacaktır” dedi. Özyiğit, sanatı ve sporu kapsayan ’hareket’ ilkesine değinerek, belediyenin sanata verdiği önemin altını çizdi. Başkan Özyiğit, “Yenişehir’de yola çıkarken 6 temel ilke belirledik. Bunlardan ilki, sanat ve sporu içeren ‘hareket’ ilkesiydi. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz sanat etkinlikleri oldukça ilgiyle takip ediliyor. Ekim ayında Uluslararası Yenişehir Kültür Festivalimizi düzenledik. Özdemir İnce gibi değerli şairler ve yazarları vatandaşlarımızla buluşturduk. Ardından Uluslararası Mersin Kushimoto Sokak Sanatçıları Festivalimizi gerçekleştirdik" diye konuştu.