KÜLTÜR SANAT
Kerkenes Harabeleri’nde Keykavus Kalesi surlarının yanı sıra yeni figürler keşfedildi 14 Kasım 2024 Perşembe - 22:47:33 Yozgat’ın Sorgun ilçesi Şahmuratlı Köyü sınırları içinde bulunan tarihi Kerkenes Harabeleri güncel kazısında yeni figürler keşfedildi. Sorgun Şahmuratlı köyünde yaklaşık 20 gündür devam etmekte olan kazılarda Keykavus Kalesi’ne ait surların bir bölümünün yanı sıra, bir adet ‘Haç’ sembolü ve bir adet de ‘Hayvan başı kabartması’ figürü bulundu. Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan kazı alanında incelemelerde bulunarak bilgi aldı. Özkan, “Sorgun ilçemiz Kerkenes kazı alanı bölgesindeyiz. Bölgede Amerika Florida Üniversitesi’nden bir hocamızın başkanlığında kazı çalışmaları devam ediyordu. Ancak bu sene Kültür ve Turizm Bakanımızın destekleri, hocamızın da koordinasyonu ve talebi ile birlikte İstanbul Üniversite’sinden Prof. Dr. Şevket Dönmez hocamız da burada bu sahada kendi alanında kazı çalışmalarını başlattı. Gerçekten bizler de hayretler içerisindeyiz. Yaklaşık 20 günlük kısa bir süre içinde hocam, kalenin dış duvarlarında hatta bir kısım da eser buluntularıyla birlikte çalışmalarına devam ediyor. Ben bu vesile ile hocamıza, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, emek veren arkadaşlarımıza ve kazıya katkı ve destekleriyle bizlerin yanında bulunan Sorgun Belediye Başkanımıza, Kaymakamımıza ve Kültür Müdürlüğü’ndeki ekip arkadaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi. “15 günlük süreçte 300 metrelik surun, 15-20 metrelik bölümü açığa çıktı” Kerkenes Harabelerinde yapılan güncel kazı çalışması hakkında bilgi veren İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Dönmez, henüz 15 günlük bir süreç olmasına rağmen Keykavus Kalesi’nde, Keykavus Kalesi’ni çevreleyen tahmini 300 metrelik surun yaklaşık 15-20 metrelik bölümü açığa çıkartmayı başardıklarını belirtti. “Konargöçer Türkmenlere ait bulgular var” Prof. Dr. Dönmez, “Bundan sonraki süreçte giriş kapısıyla, kalenin içinde çalışmalara devam edeceğiz. Şu an görünen noktada Roma ve erken Bizans dönemlerini kazıyoruz. Ama kalede bir Selçuklu Dönemi olduğunu biliyoruz. Bizim uzmanlığımız biraz daha Türk dönemi ve bu topraklardaki bizim 1000-1200 yıllık kültürümüzün açığa çıkması. Çünkü Anadolu arkeolojisinde Neolitik dönem, Roma dönemi, Helenistik dönem, Hitit dönemi çok iyi biliniyor ama bizim bu topraklardaki kendi öz kültürümüzü biraz daha açığa çıkararak vurgulamak istiyoruz. Bizi heyecanlandıran buluntular yüzeyde var. Yüzeyde konargöçer Türkmenlere ait çadır destek duvarları var. Yani bu bölge aslında Türkmenlerin de belki 300-400 yıl önce bir yaylak noktası durumunda. Bunları da saptamaya ve belgelemeye başladık” şeklinde bilgi verdi. Prof. Dr. Şevket Dönmez’in aktardığı bilgilere göre kazı esnasında bulunan ‘Haç’ ve ‘Hayvan başı kabartması’ figürü dinsel bir cemaat bulunduğuna ve bu bölgeyi korumak için kendi kültürlerinden, tılsımlardan faydalandıklarına işaret ediyor.
14 Kasım 2024 Perşembe - 22:10 Bodrum’da "Guletlerin Babası" anısına heykel yapıldı Muğla’nın Bodrum ilçesinde “Guletlerin Babası” ve “Çolak” lakabıyla tanınan efsane ustalardan Erol Ağan’ın anısına Heykeltıraş Selçuk Yazıcı tarafından yapılan heykelin açılışı gerçekleştirildi. Türkiye’nin denizcilik tarihinde bir dönüm noktası olan, Bodrum’un Gulet Kültürü’nü dünyaya tanıtan usta denizci Erol Ağan’ın heykeli, bugün öğle saatlerinde Ağanlar Tersanesi’nde düzenlenen törenle açıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Erol Ağan’ın oğlu Erdem Ağan, "Bugün bir evlat için konuşması çok zor. Ben İnci Ağan ve Erol Ağan’ın bir evladı olarak daha büyük bir şeref duyamazdım. Eminim ki ağabeylerim de aynı hisler içerisindedir. Bizler de inşallah çocuklarımızda aynı hislerle bu dünyadaki vaktimizi tamamlarız. Katılan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Törende konuşan Deniz Ticaret Odası Bodrum Şube Başkanı Orhan Dinç, Bodrum’da yat imalat sektörünün ülke turizmi ve ekonomisine katkılarını anlatırken Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Bodrum guletlerine coğrafi işaret alındığını hatırlattı. Erol Ağan’ın 11 yaşında sağ elini kaybetmesine rağmen asla denizciliğe küsmediğini ve ideallerinden vazgeçmediğini ifade eden Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Ağan’ın Bodrum denizciliğine yaptığı katkıları anlattı. Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit ise, “Erol Ağan çok güzel evlatlar bıraktı. Onlar da babalarının sanatlarını devam ettiriyorlar. Ben onlara da teşekkür ediyorum. Bodrum’da yatçılığın, denizciliğin en iyi boyutlara gelmesini temenni ediyorum” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da, “Dedelerimiz, atalarımız bize bu güzel günleri hediye etmiştir. Hele hele Bodrum gibi dünyanın en güzel köşelerinden birinde ve denizcilik kültürüyle yoğrulmuş böyle bir coğrafyada Erol Ağan gibi aramızda daha nice ustalarımız var. Hepsine büyük bir minnet ve şükran duyuyoruz. Onlar sayesinde Bodrum bugünlere geldi, bu kadar tanındı" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından heykelin açılışı gerçekleştirildi. Törene, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, oda ve STK başkanları, Ağan Ailesi, denizcilik camiasının önemli isimleri, dostları ve sevenleri katıldı.
14 Kasım 2024 Perşembe - 21:53 Sinop’ta 5. Lakerda Festivali başladı Sinop’ta gastronomi turizmine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Geleneksel Lakerda Festivali’nin beşincisi, Sabahattin Ali Kültür Merkezi’nde yoğun bir katılımla başladı. Açılış programına Sinop Valisi Mustafa Özarslan ve eşi Reva Beray Özarslan, İl Emniyet Müdürü Sibel Kılıçarslan, İl Jandarma Komutanı Hakan Başaklıgil, Belediye Başkanı Metin Gürbüz, CHP İl Başkanı Av. Aykut Cem Yalçınkaya, Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş, Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Saim Gürbüz, kurum müdürleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Sinop Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Saim Gürbüz, yaptığı açılış konuşmasında Sinop’un kültürel değerlerinin tanıtılması ve turizm ile ticari potansiyelin artırılması amacıyla bu festivale verilen desteklerin önemini vurgulayarak, “Sinop’un bir değeri üzerinden Sinop’un bütün değerlerini tanıtmak ve bundan turizm ile ticari değerleri artırmak amacıyla yaptığımız bu festivalin geldiği nokta bizi çok mutlu ediyor. Bu yüzden öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığımızın destekleri, sayın belediye başkanımızın ve Sinop Belediyesinin ilk günden beri yanımızda olması, tüm etkinliği beraber düzenlememiz ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) bu festivale her yönüyle inanması bizi çok mutlu ediyor. Bu yıl ana sponsorumuz Vira Otel’e de çok teşekkür ediyorum. Çıktığımız yolda verdiğimiz mücadelede bu destekler bizim için çok önemli. Hepinize tekrar teşekkür ediyorum" dedi. Sinop Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Salim Akbaş, yaptığı konuşmada Sinop’un balıkçılıkta daha geniş bir marka haline gelmesi yönündeki hedeflerini belirterek, “Meydanda ‘Lakerda’nın Başkenti’ yazısını gördüm. Umarım birkaç sene sonra ‘Balığın Başkenti’ diye yazacağız. Ben tekrar, değerli katılımcılara, nitelikli etkinlikler düzenleyen herkese ve bu etkinliği ulusal ve uluslararası arenaya taşıyacak olan tüm emeği geçen arkadaşlara teşekkür eder, dört gün boyunca güzel bir festival geçirmenizi dilerim. Hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz ise lakerda gibi köklü bir kültürel değerin bu festivalle geçmişten geleceğe aktarılacağını söyleyerek, "Sinop bir liman kenti, bir balıkçı ve denizci kenti, ama aynı zamanda tarihi bir kent. Turizmde eğer bir hikayeniz yoksa pay alamazsınız. Bizim lakerda gibi köklü bir hikayemiz var. Bu kentin kuşaktan kuşağa aktarılan çok sayıda anısı var ve lakerda da bu anılardan biri. Bu festival sayesinde lakerda, geçmişten geleceğe aktarılacak bir değer olacak. Bu yıl balıkçılık bereketli geçti; lakerda yapımında gerekli olgunluk ve yağ oranına erişti. Dolayısıyla birçok vatandaşımız lakerda yaparak bu lezzeti sofralara kazandırdı” diye konuştu. Sinop Valisi Mustafa Özarslan da konuşmasında, geçen yıl düzenlenen festivalin lakerda satışlarına olumlu katkıda bulunduğunu vurgulayarak, “Şimdi bizde bir söz vardır: ’Attığımız taş, ürküttüğümüz kuşa değdi mi, değmedi mi?’ Geçen seneki Lakerda Festivali’nin sahada ne kadar memnuniyet oluşturduğunu, biraz esprili bir ifadeyle, paraya dönüşüp dönüşmediğini merak ettim ve bunu araştırdım. Muhammet Yıldırım isminde bir kardeşimiz var; kendisi Sinop Lakerda markasını kullanıyor. Ona dedim ki, ’Kusura bakmayın, bu isim aslında bize ait, ama sahibini biliyoruz.’ Sağ olsun, bana ’Sayın Valim, festival geçen sene gerçekten çok iyi geçti. Hem internet üzerinden hem de yüz yüze satışlarımız çok başarılıydı, yetiştirmem mümkün değil. Bu gelir, büyümeye devam edecek gibi görünüyor’ dedi. Bu ifadeyi birkaç kişiden daha teyit ettim. Özetle, Sinop Kültür ve Turizm Derneği’nin öncülüğünde, belediyemizin katkılarıyla, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın, İl Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın maddi destekleri ve sponsorlarımızın yardımlarıyla bu noktaya gelen festivali yürüten, organize eden herkesi tebrik ediyorum. Sağ olun, var olun” dedi. Açılış konuşmalarının ardından protokol üyeleri ve davetliler, hazırlanan resim sergilerini gezdiler. Sergi turunun ardından, misafirlere ikramlar sunuldu. 4 gün sürecek olan festival, vals gösterisi, stant gezisi, söyleşi ve piyano konseri gibi etkinliklerle devam etti.
14 Kasım 2024 Perşembe - 21:01 ATO’dan "TRAVELEXPO Ankara Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı" resepsiyonu Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından "Travel Expo 7. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı" resepsiyonu düzenlendi. ATO, “Travel Expo 7. Uluslararası Ankara Turizm ve Seyahat Fuarı” kapsamında, ATO Meclis Üyeleri, 35 ülkeden 80 yabancı konuk ve Ankara’nın sağlık turizmi temsilcilerinin yer aldığı bir resepsiyon düzenledi. “Turizm çeşitlerinin gelişmesinde öncü bir rol üstleniyor” Etkinlikte bir konuşma yapan ATO Başkan Vekili Temel Aktay, “Bugün sabah açılışını gerçekleştirdiğimiz TRAVELEXPO Ankara, turizm sektörümüze, şehrimize, ülkemize çok önemli değerler katan ve artık marka olmuş bir organizasyon. Fuar, turizm sektörünün uluslararası alandaki önemli paydaşlarını bir araya getirerek, verimli iş birlikleri, yeni iş fırsatları ve bilgi paylaşımı için kıymetli bir platform imkânı sunuyor. Kültür turizminden sağlık turizmine, kongre turizminden eğitim, iş, spor turizmine, turizm çeşitlerinin gelişmesinde öncü bir rol üstleniyor. Bu akşam gerçekleştirilen galada, Fuarın amacına uygun olarak, şehrimizde misafir ettiğimiz yurt dışından gelen sektör paydaşlarını, Başkentimizin sağlık sektörü temsilcileri ile buluşturarak, sağlık turizminin gelişimine zemin oluşturuyor” diye konuştu. “Devasa bir ekonomi oluşturuyor” Sağlık konusunun kıymetli bir alan olduğunu belirten Aktay, “Sağlık, pandemi süreciyle birlikte daha çok konuşulan ve hayatımızda daha geniş yer tutan bir konu haline geldi. Bireyler, sağlıklı olabilmek, ülkeler ise sağlıklı bir toplum oluşturabilmek için çalışıyor. İnsanlar tedavi olabilmek için dünyanın bir ucundan bir ucuna seyahat ediyor. Bu yaklaşım, sağlık turizmini de geliştirdi. Sağlık, sektör olarak, küresel ekonominin önemli yapı taşlarından biri durumunda. Medikal ürün ve ilaç üretimi, doktoru, hemşiresi, sağlık tesisi ve sigortasına kadar devasa bir ekonomi oluşturuyor” açıklamasında bulundu.
Gençler bu programda edebiyat yolculuğuna çıktı
08 Kasım 2024 Cuma - 13:18 Gençler bu programda edebiyat yolculuğuna çıktı Sakarya Büyükşehir Akademi’de Yazarlık Atölyesi’nin son dersinde gençlerle buluşan edebiyatçı Güray Süngü, yazı yeteneğini geliştirmek için öneriler verirken ‘Kalemi vücudunuzun bir parçası olarak taşıyın’ vurgusu yaparak, “Yazmak, sadece bir ilham meselesi değil, hayatın her anında gözlem yapmak, düşünmek ve hissetmekle beslenen bir süreçtir” ifadelerine yer verdi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nın düzenlediği Büyükşehir Akademi’de dersler devam ediyor. Yazarlık atölyesi dersinde katılımcılar Yazar Güray Süngü’nün rehberliğinde edebiyat yolculuğuna çıktı. Süngü, gençlere yazarlığın gözlem, düşünme ve hissetme ile beslenen bir süreç olduğunu anlatırken, bir meslek olmadığına değindi. Eğitimci ve edebiyatçı Süngü, inatçıların bıkmadan usanmadan bir şeyler yazıp, yazılan denemelerinde keşfedilmesi için zamanını beklemesi gerektiğini ifade etti. Güray Süngü, yazarlığın bir ilham meselesi olduğunu söyleyerek kalemin yazarın ruhunda taşınması gerektiğini vurguladı ve “Kalem taşıyın, o artık sizin bir parçanız olsun” diyerek aklımıza gelen fikirlerin kaçırılmaması gerektiğine değindi. Süngü, “Sanal alemde kaybolmamak için not alın, biriken fikirler yazarın gücüdür” sözleriyle not almanın önemine değindi. “Kitap taşımak, beyaz giymek gibidir” diyen Süngü, bu basit alışkanlığın bile yazarlık yolculuğunda önemli bir rol oynadığını belirterek, “Kitaplar sadece hikaye değil, düşünce ve bakış açısı sunar, iyi bir kitap insana derinlik katar. Her dil kendine özgü bir dünya sunar ve bu çeşitlilik hayranlık vericidir Dil bizim mirasımız; onu iyi kullanmak yazarlığın özüdür” şeklinde konuştu. Süngü, ders sonunda öğrencilerin sorularını cevapladı.
Keçiören’de Karabağ zaferine özel etkinlik
08 Kasım 2024 Cuma - 13:08 Keçiören’de Karabağ zaferine özel etkinlik Azerbaycanlı ressam Pervana Aliyeva’nın ‘Keçiören’in Renklerinde Azerbaycan’ adlı resim sergisi, Keçiören Belediyesi Estergon Türk Kültür Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Keçiören Belediyesi ve Azerbaycan Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı iş birliğinde Karabağ’ın Zafer Günü dolayısıyla Estergon Türk Kültür Merkezi’nde resim sergisi açıldı. Azerbaycanlı ressam Pervana Aliyeva’nın ’Altın çember’ temalı ‘Keçiören’in Renklerinde Azerbaycan’ adlı resim sergisi, sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sanatçının bireysel çalışmalarının yanı sıra Azerbaycan kültürünü yansıtan çalışmalarının da yer aldığı serginin açılışında, iki ülke arasındaki dostluğu ve kültürel bağları güçlendirme mesajı verildi. “Azerbaycan ile ortak tarihimiz, ortak kültürümüz var” Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Atila Zorlu, iki ülke arasındaki dostluk, tarih ve kültürel bağları vurgulayarak, "Azerbaycan deyince aklımıza ilk gelen söz ’iki devlet, tek millet’ ifadesidir. Azerbaycan ile ortak tarihimiz, ortak kültürümüz var. Karabağ’ın kurtuluşunun dördüncü yıl dönümünü kutluyorum. Keçiören Belediyesi olarak bütün Türk dünyası yetkililerinin projelerini kendi projemiz gibi görüyoruz. Yapacağımız çalışmalarla birliğimizi daha da güçlendireceğiz" dedi. “Türkiye’nin desteği unutulmaz” Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinde yaşadığı zorlukları dile getiren Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşat Memmedov, "Biz bağımsızlık mücadelemizde çok zor dönemlerden geçtik, çok büyük hüzünlerle karşılaştık. Topraklarımız işgal altında kaldı, vatandaşlarımız hayatlarını kaybetti. Bu yaşananlar sırasında kimin dost olduğunu iyi tanıdık. Türkiye’nin desteği unutulmaz. Bugün Karabağ’ın kurtuluşu olan bu özel günde bizleri buluşturan Keçiören Belediyesine ve sanatçımız Pervana Aliyeva’ya çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Ressam Parvana Aliyeva, eserlerini Azerbaycan için özel bir gün olan Karabağ Zafer Günü’nde sanatseverlerle buluşturan Keçiören Belediyesine teşekkür etti. Azerbaycan kültürünü ve tarihini sanatsal bir bakış açısıyla yansıtan sergideki birbirinden güzel eserleri görmek isteyenler, 11 Kasım’a kadar sergiyi ücretsiz ziyaret edebilecek. Programa Keçiören Belediye Başkan Yardımcısı Atila Zorlu, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşat Memmedov, Azerbaycan Kültür Merkezi Başkanı Samir Abbasov, Kazakistan’ın Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Dinara İzanova, Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi Mehmet Kutluhan Yayçılı ve büyükelçilik yetkilileri katıldı.
Kalem tutkunları PenFest’te buluşuyor
08 Kasım 2024 Cuma - 11:06 Kalem tutkunları PenFest’te buluşuyor Dünyaca ünlü prestijli kalemlerin buluşma noktası PenFest, bu yıl 9-10 Kasım tarihleri arasında 5’inci kez düzenleniyor. Festival; geçmiş yıllarda olduğu gibi markaların son koleksiyonlarına, tüm yazı gereçlerine ve butik kalem tasarımcılarının özel ürünlerine ev sahipliği yapacak. Dünyanın en prestijli kalem markalarının, seçkin kalem, mürekkep ve kalem aksesuarları üreticilerinin, kalem koleksiyoncularının, kalem ucu ustalarının (nibmasters) ve kalem tamircilerinin katılımıyla uluslararası bir organizasyona dönüşen PenFest’in 5’incisi bu yıl da Çırağan Sarayı’nda markakalem.com tarafından gerçekleştirilecek. İlki 2018 yılında yapılan festival, vintage kalem ürünlerine de ev sahipliği yapacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da kalem markalarının yarışmalarıyla gün boyu farklı etkinliklerin sergileneceği PenFest’in açılış organizasyonu Fatih Türkmenoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşecek. Kalem ve yazı arasındaki yolculuğa dair mini sohbetler ve yarışmaların yapılacağı festivalde katılımcı firmaların kalem severler için hazırladığı sürprizlerle daha da renklenecek. Her yıl ücretli olarak yapılan festivali ziyaretçiler telefonlarına gelen karekod ile 2 gün boyunca ziyaret edebilecek. PenFest bu yıl daha da renkli Festivalin ev sahipliğini yapan markakalem.com kurucusu Faruk Atalar, bu yıl 5’incisini gerçekleştirdikleri festivale ilginin her geçen yıl daha da arttığını söyledi. Atalar, ’’Kalem öyle bir dünya ki onu ancak büyüsüne kapılıp gidenler anlayabilir. Festivalde bugüne kadar farklı ülkelerden sanat ve siyaset dünyasının pek çok ünlü ismini ağırladık ve hepsinde kalem deyince gördüğümüz tek şey tutku oldu. Yıllardır kalemlerin gizemli dünyasında yer alan biri olarak bu rengârenk dünyanın, eşsiz kimyasını, dokusunu yakından görmek, hissetmek isteyenler için festival güzel bir fırsat. Teknolojinin gelişmesiyle yazmanın giderek azaldığı günümüzde, 4 yıldır düzenlediğimiz festivalde yaptığımız gözlemler sonucunda aslında her şeyin aksine yazmayı çok seven, hayal gücünü ve yeteneklerini bu doğrultuda geliştiren önemli bir kitlenin var olduğunu görüyoruz. Her yıl pek çok insanla bir araya geldiğimizde bu kitlenin daha da arttığını görmek bir sonraki yıllar için bize müthiş ilham veriyor’’ dedi. Verilen bilgiye göre, bu yıl toplam 51 firma, 7’si yurt dışından olmak üzere toplam 8 vintage kalem koleksiyoneri, 1 çizim sanatçısı & yazar, 2’si yurt dışından olmak üzere toplam 3 kalem ucu ustası (nibmaster), 2 kalem tamircisi, toplamda 70 markanın yer alacağı festivalde kalem üreticileri, dolmakalemler, cam kalemler, yüzlerce çeşit yazı aksesuarı, kalem kutuları & kılıfları, kaligrafi ürünleri, defterler yer alacak. ABD, Almanya, İtalya, Hırvatistan, Yunanistan, İngiltere, Hindistan, İran’dan koleksiyonerlerin de katılacağı festivalde, mücevher kalemler ve özel el yapımı tasarım kalemlerin de ilgi görmesi bekleniyor. Festivale katılacak markaların yanı sıra Nibmaster Ahmet Çarpık, Thomas Ang, Phillip Landsiedel, Kalem Tamircileri Hakan Ünal ve Murat Sünmez, Vintage kalemleri kalem severlerle buluşturacak Abdullah Özdemir, An Tran, Dr. Osman Sümer, Letizia Iacopini, Michael Donald Daigle, Miroslav Tischler, Ulrich Krüner, Waldemar Susemihl gibi isimler de festival boyunca ziyaretçilerle bir arada olacak.
Lösemili Çocuklar Haftası’nda tiyatro gösterisi
08 Kasım 2024 Cuma - 11:03 Lösemili Çocuklar Haftası’nda tiyatro gösterisi VM Medical Park Samsun Hastanesi’nde lösemili hastalar ve kemik iliği ve nakil ünitesinde tedavi gören çocuklar için düzenlenen etkinlikte, çocuklar için “Okumaz Yazmaz Krallığı” isimli tiyatro oyunu sahne aldı. Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında, VM Medical Park Samsun Hastanesi, lösemili hastalar ve kemik iliği ve nakil ünitesinde tedavi gören çocuklar için anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında “Okumaz Yazmaz Krallığı” isimli tiyatro oyunu, Cumhur Kocaoğlu ve ekibi tarafından VM Medical Park Samsun Hastanesi Beyaz Toplantı Salonu’nda sahnelendi. Oyun çocukların ilgisini çekti Tiyatro gösterisi, çocuklara moral aşılamak ve hastane ortamında farklı bir deneyim sunmak amacıyla gerçekleştirildi. Öykü adında bir masal anlatıcısının krallığa gelişiyle değişen bir ülkenin hikâyesini anlatan oyun, çocukların büyük ilgisini çekti. Oyun boyunca renkli sahneler ve etkileyici performanslar, minik kahramanların yüzlerinde gülümseme oluşturdu. Etkinlik, çocukların moral ve motivasyonlarını yükseltmenin yanı sıra, toplumda lösemi konusunda farkındalık oluşturma amacını da taşıdı. “Mutlu olmak için bir gülüş yeter dedik” Etkinlikte konuşan Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Davut Albayrak, “2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’nda lösemi tedavisi olan çocuklarımızı sevindirmek ve onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek istedik. Lösemi tedavi edilebilir ve şifa oranı yüksek bir hastalıktır. Tanının konulması sonrası, hastanın takip ve tedavinin düzenli alınması imkânını sağlayacak, ailenin ve çocuğun rahat iletişim kurabileceği bir çocuk hematoloji bölümünde tedavinin yürütülmesi önemlidir. Biz hastalarımızın hastaneye uyumunu ve isteyerek gelmelerini sağlamak için bu yıl lösemili çocuklar haftasını bir tiyatro oyunu ile kutladık. Tiyatro grubunun hastanemizde oynadığı oyuna çocuklarımız “Her masal bir umut, her çocuk bir kahraman” sloganı ile oyunculara cevaplar vererek, hayatın içinde imiş gibi katıldılar. Bu hem bizi hem hastaları hem de anne babalarını mutlu etti. Mutlu olmak için bir gülüş yeter dedik. Sağlıklı nice güzel günlere” dedi. “Moral etkinlikleri tedavi sürecine olumlu katkı sağlıyor” Çocuk Hematoloji ve Onkolojisi Uzmanı Dr. Mustafa Bilici ise bu tür etkinliklerin tedavi süreçlerine olumlu katkı sağladığını ve çocukların umutla geleceğe bakmalarına yardımcı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Çocukluk çağı lösemisinde hastalar halsizlik, ateş, enfeksiyonlar, kemik ağrıları, solukluk, vücutta morarma, lenf bezlerinde büyüme ve karaciğerde/dalakta büyüme gibi şikâyetlerle doktora başvururlar. İlk inceleme olarak yapılan tam kan sayımında düşüklük ya da yükseklikler (lökositoz, lökopeni, anemi, trombositopeni) ile lösemiden şüphelenilir, ileri incelemeler (kemik iliği aspirasyonu) ile tanı konulur. Lösemi tedavisi için dünyada ortak çalışmalar sonucunda protokoller geliştirilmiştir ve kemoterapi ile tedavi edilmektedir. İlk 6-7 ay yoğun kemoterapi verildikten sonra, 2 yıla kadar kemoterapi devam etmektedir. Ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde tedavi başarısı yaklaşık yüzde 90 oranında sağlanabilmektedir. Maalesef bazı hastalar tedaviye yanıtsız olabilmekte ve kemik iliği nakil tedavisi gerekebilmektedir. Bir hastanın lösemi tanısı alması demek, bir ailenin bu yolculuğa çıkması demektir. Ailenin hayat planları ertelenebilmekte, hastalık ile birlikte yaşamayı öğrenmekteler. Bu süreçte hastalarımızın ve ailelerimizin yanlarında olduğumuzu bilmelerini, hissetmelerini sağlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftasında ‘Her masal bir umut, her çocuk bir kahraman’ tiyatro gösterisi ile farkındalık oluşturmak istedik. Etkinlikte çocuk hastalarımız ve ailelerinin mutluluklarını görmek çok güzeldi."
Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda 45 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı
08 Kasım 2024 Cuma - 10:33 Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda 45 yeni mezar gün yüzüne çıkarıldı Anadolu’nun en büyük Türk İslam mezarlıklarından biri olan Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla 100 mezar taşı restore edilirken, 45 yeni mezar da gün yüzüne çıkarıldı. Ortaçağ Dönemine ait Anadolu’nun en büyük Türk İslam mezarlığından biri olan ve yaklaşık 50 bin metrekarelik bir alanı kaplayan Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda bugüne dek tespit edilen mezar taşlarının sayısı 750’yi buluyor. Birçoğu 14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen mezarlıktaki mezar taşları ise Ahlat mezar taşlarından farklı olarak ‘beyaz kalker’ taşından yapıldı. Türk tarihi ve sanatı açısından büyük bir öneme sahip olan mezarlıkta bulunan şahide ve sandukaların tüm yönleriyle gün yüzüne çıkarılması ve hak ettiği değere kavuşturulması amacıyla 3 yıl önce restorasyon çalışmaları başlatıldı. Van Müzesi başkanlığında, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Çalış’ın bilimsel danışmanlığında yürütülen kazılarda, alanında uzman 25 kişilik ekip görev alıyor. Alanda şu ana kadar yürütülen çalışmada, tahrip olan 100 mezar taşı restore edilirken, şahideli (baş ve ayak kısmında üzerinde yazı ve süslemelerin yer aldığı dikili taşın bulunduğu mezar) ile şahidesiz (baş ve ayak kısmında dikili taş olmayan mezar) 45 mezar ortaya çıkarıldı. “Taşları adeta esaret altından kurtardık” Konuya ilişkin konuşan Van YYÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercan Çalış, Gevaş Selçuklu Mezarlığı’nda üç dönemdir kazı ve restorasyon çalışması sürdürdüklerini belirtti. Alanda şu ana kadar tahrip olan 100 mezar taşının blokaj işlemlerinin tamamlandığını ifade eden Doç. Dr. Çalış, “Mezar taşları tamamen eğrilmiş, kırılmış ve toprağa gömülüyken bunların tekrar ayağa kaldırması oldukça önemlidir. Yine aynı şekilde bu ayağa kaldırılan taşlar üzerinde ikinci bir işlem olarak liken temizliği yapıldı. Liken, taş yüzeyinde biyolojik bir bozulma oluşturan tabakadır. Taşların yüzeyini bu tabakadan arındırarak adeta onları esaretten kurtardık” dedi. "Melik İzzeddin Şir’in oğlu Cafer’in mezarı bulundu" Mezar taşlarının kitabelerini çözümlerken Melik İzzeddin Şir’in oğlu Cafer’e ait bir mezar taşını tespit ettiklerini ve bu keşfin çalışmalar açısından çok önemli olduğunu dile getiren Çalış, “Bu tespit bizim için çok önemliydi. Mezar taşlarına baktığımızda dikkat çeken bir başka nokta da, o dönemde insanların ölülerine ne kadar büyük bir saygı gösterdiğidir. Mezarların bir yanında muhteşem Artos Dağları, diğer yanında ise Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün kıyısında bu mezarlığın kurulması o dönemde insanların ölülerine ve büyüklerine ne kadar değer verdiğini gösteriyor” diye konuştu. “Topraktan tarih fışkırdı” Yapılan çalışmalarda 45 mezar taşını tamamen toprak altından gün yüzüne çıkarıldığını belirten Çalış, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mecazen ‘Topraktan tarih fışkırdı’ derler. Ama bizim burada kelimenin tam anlamıyla topraktan tarihin fışkırdığını gördük. Bu açıdan toprak altından çıkarılan yaklaşık 45 mezar taşı bizim için oldukça önemli bir bulgu olmuştur. Van Valisi Ozan Balcı başta olmak üzere, Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Van Kültür Turizm İl Müdürlüğü ve Van Müze Müdürlüğünün katkılarıyla bu mezarlığın tekrar ayağa kaldırmanın mutluluğunu ve gururunu yaşamaktayız.”
Film karakterleri üniversite öğrencileri ile vücut buldu
08 Kasım 2024 Cuma - 09:55 Film karakterleri üniversite öğrencileri ile vücut buldu Konya’da üniversite öğrencilerinin kostüm giyip makyaj yaparak film karakterlerini canlandırdığı canlı sergi ilgi çekti. Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencileri tarafından Alaaddin Keykubat Kampüsü’nde canlı sergi düzenlendi. Düzenlenen canlı sergide öğrenciler, uzun hazırlık süreci sonrası kostüm ve makyajlarıyla seçtikleri film karakterine benzedi. Oluşturulan sergi diğer öğrenciler tarafından ilgiyle karşılandı. Canlı serginin hedefinin sosyalleşme olduğunu belirten öğrenciler, sanatı ve edebiyatı insanlara bu şekilde aktarmak istediklerini ifade etti. “Sergimizde aslında bir yandan sosyalleşme bir yandan da sanatı ve edebiyatı insanlara aktarma hedefimiz var” Serginin düzenlenmesine başkanlık eden Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü 2. sınıf öğrencisi Hüseyin Akçay sergiye uzun süre hazırlandıklarını ifade ederek, “Sergideki amacımız, insanlara edebiyat ve sanatı aşılamaktır. Sergiyi düzenlemek için evrelerimiz var. Provalardan geçiyoruz. Replik ve karakter seçiyoruz. Bu insanların o karaktere uygun olup olmadığına bakıyoruz. Makyajların ardından da böyle bir görsel şölen oluşturuyoruz. Toplam 19 kişilik bir ekibiz. Bu sergimizde aslında bir yandan sosyalleşme bir yandan da sanatı ve edebiyatı insanlara aktarma hedefimiz var” dedi. İlk görüşte yadırgandıklarını ifade eden Akçay, “İlk görenler ilk başlarda yadırgıyor. ‘Bunlar ne yapıyor’ tarzında sorular soruyorlar. Sonrasında film ve eserler olduğu için hemen anlıyorlar” ifadelerini kullandı. "Herkes çok beğeniyor" Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümü 3. sınıf öğrencisi Ezgi Tuğçe Gök, “Sergimizde dizi ve film karakterlerini canlandırıyoruz. Bu sergideki amacım ise; hem edebiyat hem sanat açısından kendime ve arkadaşlarıma bir şeyler katabilmek” şeklinde konuştu.
Mersin 1,5 milyon misafiri ağırladı: En çok Cennet ve Cehennem obrukları ziyaret edildi
08 Kasım 2024 Cuma - 09:50 Mersin 1,5 milyon misafiri ağırladı: En çok Cennet ve Cehennem obrukları ziyaret edildi Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden olan Mersin, bu sene 1,5 milyon misafiri ağırladı. Zeus’un yüz başlı ejderhayı etkisiz hale getirip Cehennem çukurunda tuttuğu gibi birçok mitolojik hikayesi ve içinde bir kitabe olan ’Cennet ve Cehennem’ obruklarını ise 350 bin kişi ziyaret etti. Türkiye’nin turizm noktalarından Mersin, hem deniz hem de kültür tatili için gelenleri ağırlıyor. Erdemli’de bulunan Kızkalesi’nden Silifke’de yer alan Cennet ve Cehennem obruklarına kadar birçok tarihi mekanı barındıran kente gelenlerin sayısı ise her geçen yıl artarak devam ediyor. Bu sene ilk 10 ayda kent 1,5 milyon misafiri ağırladı. Geçmiş yıllara göre yaklaşık yüzde 30 artan ziyaretçiler, hem deniz tatili yaptı hem de ören yerleri başta olmak üzere birçok tarihi mekanı ziyaret etti. Kültür gezilerinde en çok ziyaret edilen yer ise birçok mitolojik hikayeye konu olan ve içinde bir de kitabe bulunan ’Cennet ve Cehennem’ obrukları oldu. Obrukları bu sene 350 bin kişi ziyaret etti. Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan da obrukları gezerek, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay ile yetkililerden bilgi aldı. "350 bin kişi ziyaret etti, hedef 500 bin" Cennet ve Cehennem obruklarının en çok ziyaret edilen ören yeri olduğunu belirten Vali Pehlivan, ”Ülkemiz genelinde de en çok ziyaret edilen yerlerden birisi. Bu yıl 10 aylık sürede yaklaşık 350 bin kişi Cennet-Cehennem ören yerimizi ziyaret etti. Bir önceki yılla kıyasladığımızda yaklaşık 70 bin kişilik bir artış olduğunu görüyoruz. Tabii bu bizi sevindiriyor” dedi. Ören yerinin hem hikayeleri hem de jeolojik yapısı ile ilgi uyandırdığını belirten Vali Pehlivan, yıl sonunda 500 bin ziyaretçiyi hedeflediklerini kaydetti. "Geceleri de ziyarete açılacak" Gece müzeciliğinin Cennet ve Cehennem ören yerinde yapılmasını planladıklarını aktaran Pehlivan, ”Mersin’imizin sıcak bir iklimi var. Gece ziyaretleri daha münasip oluyor. Bizim de gece müzeciliğini burada uygulama imkanımız var” diye konuştu. Cennet Obruğu olarak tabir ettikleri mekana inmek için 452 basamak inildiğini belirten Vali Pehlivan, engelli, yaşlı ve sağlık sorunları olanlar için de asansör olduğunu dile getirdi. "Zeus yüz başlı ejderhayı Cehennem çukurunda tutmuş" Obruğun jeolojik özelliklerinin yanı sıra mitolojik birçok hikayesinin olduğunun altını çizen Vali Pehlivan, ”Zeus Tapınağı’nın burada olduğu varsayılıyor. Özellikle Cehennem çukurunda Zeus’un 100 başlı ejderhayı etkisiz hale getirdiği ve Etna Yanardağı’na hapsetmeden önce Cehennem çukurunda tuttuğu rivayet edilir. Tabii bunlar mitolojik hikayeler” ifadelerini kullandı. Kent 1,5 milyon misafiri ağırladı Kente gelen ziyaretçi sayısı ile ilgili de bilgi veren Pehlivan, ”Toplamda 10 ören yerimiz, sayısız tarihi eserimiz var. 321 kilometre Akdeniz’e sahil bandımız ile Toroslar’da doğal güzelliklerimiz var. Bunları ziyarete gelen sayısı da her geçen yıl artıyor. Mersin bu yılın ilk 10 ayında yaklaşık 1,5 milyon misafir ağırladı. Bu da önceki yıllara göre yüzde 30’a yakın bir artışa tekabül ediyor. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bu daha da artacaktır. Geçtiğimiz ağustos ayında Çukurova Uluslararası Havalimanımız açıldı. İlimize ulaşım hızlı ve konforlu standartlara erişmiş oldu" dedi. Konya’dan gelerek ören yerini ziyaret eden Barış Köse, "Cehennem çukurunda kafamız dönse de Cennet çukuru çok güzel, oksijeni bol. Herkes gelip görsün" ifadelerini kullandı. İzmir’den gelen Ahmet Güzel ise, "Önce Cehennem çukuruna yukarıdan baktım, cam teras yapılmış gayet güzel. İlk 29-30 sene önce gelmiştim, çok kötüydü burası. Şimdi gayet iyi olmuş" diye konuştu.