SAĞLIK - 17 Mart 2025 Pazartesi 10:17

Yemek yeme süresinden şüphelendi hastalıktan kurtuldu

A
A
A
Yemek yeme süresinden şüphelendi hastalıktan kurtuldu

Konya’da yemek yeme süresinin uzamasından şüphelenen genç kadına kontrol amaçlı gittiği hastanede akalazya hastalığı teşhisi konuldu. Burada yapılan tetkik sonrası yapılan ameliyat ile genç kadın sağlığına kavuştu.


Konya’da okul öncesi öğretmenliği yapan 31 yaşındaki Betül Çiğdem Kozlu, geçtiğimiz ay yemek yemede zorlanmayla başlayan sorunlar nedeniyle farklı hastanelere giderek tedavi olmak istedi. Sorunlarından kurtulamayan Kozlu, Medicana Konya Hastanesine başvuru yaptı. Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka ile görüşen Kozlu’ya endoskopi yapıldı ve akalazya hastalığı teşhisi konularak tedaviye başlandı. Küçük ve başarılı bir ameliyat sonrası yaklaşık 2 haftalık süreçte Betül Çiğdem Kozlu sağlığına kavuştu.



"Yemek yeme sürem uzamıştı artık saatlerce sofrada kalabiliyordum"


Rahatsızlığının yemek yerken takılmalar yaşayarak başladığını anlatan Betül Çiğdem Kozlu, "Takılmalar sıklaşmaya başladı. Her öğünde takılma yaşıyordum ve yemek yeme sürem uzamıştı. Artık saatlerce sofrada kalabiliyordum. Normalde de yavaş yiyen bir insandım ama yavaş yeme oranım gittikçe arttı. Daha sonra ailemin de isteğiyle doktora gidip sıkıntının ne olduğunu öğrenmek için, tedavisi varsa onu yapalım diye geldik. Endoskopi sonucunda tanıyı koydu hocamız. Başka testler de yaptırdık. Onun dışında da sürecin nasıl ilerleyeceğini anlattı bize hocamız. Gayet açıklayıcı bir şekilde ve o şekilde süreci tamamladık. Şu an çok iyiyim. Daha da düzelecek tabii. Şu an kendimi çok daha iyi hissediyorum. Açıkçası öyle çok korku sürecim olmadı. Çünkü gerçekten Bilal hocamın gayet açıklayıcı yaklaştığını düşündüm. Onun dışında zaten ben de araştırmalar yaptım. Çok fazla tehlikeli risk barındıran bir süreç olmadığını, sadece ilerlerse daha çok sıkıntılar yaşayacağımı gördüğüm için en azından hastalığımın çok ilerlemeden bunu fark ettiğim için daha rahat girdim ameliyata. Ameliyattan sonra sıvı gıdalarla başladım. Bir hafta boyunca sıvı gıda tüketmem biraz beni zorladı ama içten yapılan bir işlem olduğu için o bölgeyi de korumak gerekiyordu. Daha sonra taneliye geçtim ve şu an katı gıdaları yemeye başladım. Hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Sadece dikiş yerlerinde biraz acı hissediyorum ama zamanla o da zaten düzelecek. Şu anki süreçten çok memnunum" dedi.



"Su içerek yutmayı sağlayıp tolere edilebilse de üzerinden aylar veya yıl geçtiği zaman bu şikayetler çok daha fazla artar"


Medicana Konya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bilal Toka, Betül Çiğdem Kozlu’nun yutma güçlüğü şikayetiyle geldiğini belirterek, "Özellikle katı gıdaların yemek borusunun alt kısmında takılması, geçmediği için gıdalar üzerine su içme ihtiyacı duyuyordu. Bu şikayetler aylar içerisinde daha fazla artmaya başlayınca artık bir sorun mu var, durum nedir diye anlamak için bize başvurdu. Hastamız bize yutma güçlüğü şikayetiyle başvurdu. Daha önce başka hastanelerde yutma güçlüğü için endoskopik incelemeler yapılmıştı ama net bir sonuç elde edilememişti. Yutma güçlüğünün zamanla artması, özellikle katı gıdaları yedikten sonra üzerine su içme ihtiyacı duyması üzerine bize başvurdu. Öncelikle hastamızı yemek borusu ve mideyi değerlendirdiğimiz endoskopi işlemiyle değerlendirdik, inceledik. Aslında her zaman endoskopi işlemi esnasında akalazya hastalığı tam tanınmayabilir. Yemek borusunun alt kısmındaki geçişteki kapak biraz normalden sıkı görülür ama özellikle hızlı endoskopi yapıldığında bu fark edilmeyebilir. Tabii ki o sırada yemek borusuyla midenin birleştiği kesimde, kapağın biraz normalden daha sıkı olduğunu saptadık. Yaptığımız incelemelerde tipik akalazya olduğunu gördük. Başlangıç aşamasında semptomlar her ne kadar hasta iyi kötü üzerine su içerek yutmayı sağlayıp tolere edebilse de üzerinden aylar veya yıl geçtiği zaman bu şikayetlerin daha fazla arttığını da biliyoruz. Dolayısıyla bunu yeni endoskopik tedavilerden olan poem tedavisiyle hastamızı tedavi edebileceğimizi değerlendirdik ve kendisini bilgilendirdik. Daha sonra bir tür ameliyat olan poem tedavisi ile yemek borusunun alt kısmında aşırı gelişmiş sirküler kasları keserek onların rahat açılmasını sağlayacak hale getirdik ve tedavimizi tamamladık" diye konuştu.



Yemek yeme süresinden şüphelendi hastalıktan kurtuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Öğrenciler müsilaj konusunda bilgilendiriliyor Gemlik Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile ilk ve ortaokul öğrencilerine yönelik "Çevre ve Deniz Kirliliği (Müsilaj)" konulu eğitim seminerleri düzenliyor. Belediye Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Yaşar Demirdirek ve Çevre Mühendisi Çiğdem Polatsivri’nin sunum yaptığı seminerlerde geri dönüşüm süreçlerinin önemi, atık yağlar, geri dönüşüm ve çevreye zarar vermeyen tüketim alışkanlıklarının geliştirilmesi ele alınıyor. Özellikle ilçenin en önemli sorunlarından biri olan deniz kirliliği ve müsilaj tehlikesi hakkında uzman görüşlerine yer verilerek, bilimsel veriler ışığında bilgilendirme yapılıyor. Eğitmenler, iklim değişikliği, denizlerde meydana gelen kirlilik ve deniz suyu sıcaklığının deniz salyalarının oluşumuna sebep olduğunu vurgularken, bu durumun önüne geçebilmek için ilgili kurumların gerekli önlemleri almasının önemine dikkat çekiyor. Müsilajla ilgili fotoğraf ve video görselleri eşliğinde yapılan sunumlarla konunun etkileri gözler önüne seriliyor. Atıkların ayrıştırılması için evlerde ve okullarda basit sistemler kurulabileceği, bu sayede geri dönüşüm süreçlerinin daha etkin hale gelebileceği belirtilirken; plastik kullanımını azaltmak, geri dönüşüm malzemelerini tercih etmek ve doğaya zarar vermeyen ürünleri kullanmanın uzun vadede çevre üzerinde olumlu etkiler oluşturacağı anlatılıyor. Eğitimlerde yapılan görsel sunumlarla öğrencilerin dikkatini çeken uzman eğitmenler, sıfır atık bilincinin günlük hayatın bir parçası haline getirilmesi gerektiği konusunda da ayrıca öğrencileri bilinçlendiriyor.
Ankara Bakan Tunç: "Terörsüz bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz" Ankara’da basın mensuplarıyla iftarda bir araya gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe, hiçbir ayrım yapmadan terörsüz bir Türkiye’yi inşallah hep birlikte inşa edeceğiz" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Dikmen Hakimevi’nde düzenlenen iftar programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Basın mensuplarıyla iftar programında bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirten Bakan Tunç, Ramazan ayının birlik, dayanışma ve kardeşlik ayı olduğuna değindi. Tunç, bu ayda kardeşlik duygularının daha da doruğa çıktığını ifade ederek, "Ben öncelikle mübarek Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Tabii birlik ve beraberlik deyince içinden geçtiğimiz günler önemli. 40 yıldan beri ülkemizin önünde engel olan, ayak bağı olan terör belasından da kurtulma eşiğindeyiz. İnşallah başarıya ulaşır. Tabii İmralı ve DEM heyetinin birkaç görüşmesi sonrasında ortaya çıkan çağrı; terör örgütünün feshine, silahların bırakılmasına yönelik bir çağrı. Bu çok önemli bir çağrı. Etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe, hiçbir ayrım yapmadan terörsüz bir Türkiye’yi inşallah hep birlikte inşa edeceğiz. Bundan şüphemiz yok. Geçtiğimiz gün Van’daydım. Çok büyük bir heyecan içerisinde insanlar. İnşallah bu heyecanlar yarım kalmaz, terör örgütü kendini fesheder, silahlar bırakılır. Bu anlamda da yapılan çalışmaları özellikle takip ediyoruz. Herkese düşen sorumluluklar var" dedi. "Ülkemiz 23 yıldan bu yana güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli aşamalar kaydetti" Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğundan bahseden Bakan Tunç, "Adaletin tesisi, toplumsal barış ve huzurun sağlanmasının ön şartı; adalet varsa orada huzur, barış olur. Bir yerde adalet varsa her şey yerli yerine konulur. Bu anlamda da ülkemiz 23 yıldan bu yana hukuk devletinin tahkimi, adaletin tesisi ve güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında çok önemli aşamalar kaydetti. Anayasa değişiklikleri yapıldı, sessiz devrim sayılan ülkemizi yüksek standartta bir demokrasiye kavuşturma noktasında çok önemli mesafeler aldık. Tabii ki özellikle anayasamızda vesayetçi anlayışın ortadan kaldırılması, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti yolunda daha da ileri adımlar atması noktasında çok önemli reformlara imza attık" ifadelerine yer verdi. "Çok önemli reformları hayata geçirdik" Yönetim sistemindeki değişiklikler, yargı birliğinin sağlanması gibi reformlara imza attıklarını belirten Tunç, "Yargı alanında devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, askeri yargının kaldırılması, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin yapısının daha demokratik, hukuk devleti ilkesine uygun hale getirilmesi gibi çok önemli reformları hayata geçirdik. Tabii düşünce ve ifade özgürlüğü anlamında, basın özgürlüğü anlamında da ülkemiz önemli mesafeler kat etti" diye konuştu. Tunç konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çok önemli reformları hayata geçirdik. Tabii adaletin tesisi önemli dedik, hukuk devleti için adil olmak önemli ama adil olmak kadar adil görünmek de önemli. Dolayısıyla adaleti sağlayan adaletin olmazsa olmaz şartı olan tarafsız ve bağımsız yargının uygulamalarının topluma doğru bir şekilde aktarılması çok önemli. Gerçekten basın demokratik hukuk devleti için olmazsa olmaz şart. Dijital medyanın Basın Kanunu kapsamına alınması gibi özellikle birçok yenilikler hayata geçirildi. Sosyal medyanın etkisiyle dezenformasyonla artık yoğun bir şekilde karşı karşıya kaldığımız bir durum. Dezenformasyon aslında basın özgürlüğünü de tehdit eden bir durum. O nedenle dezenformasyonla mücadele noktasında da mevzuatımızda bazı yenilikler, düzenlemeler gerçekleştirildi. Sosyal medyada dezenformasyonun yazılı basına da teşkil etmesi nedeniyle birtakım sorunlar ortaya çıkabiliyor. O nedenle basın özgürlüğünü korumanın, fikir ve düşünce, ifade özgürlüğünü korumanın en önemli yollarından birisi de yine internet ve sosyal medyanın belli düzene sokulmasıdır." "Türkiye’yi basın özgürlüğü endekslerinde İsrail’in de gerisinde göstermek Türk basını için bir insafsızlıktır" Basın özgürlüğü ile ilgili gelen eleştirilere yanıt veren Tunç, "Basın ülkemizde özgürdür dediğimiz zaman birtakım eleştirilerle karşı karşıya kalıyoruz. Gazetecilerin tutuklandığı vesaire ifadeler söz konusu oluyor. Açıklıkla söyleyelim Türkiye’de herhangi faaliyeti nedeniyle tutuklanan bir gazeteci yoktur. Mesleği gazeteci olabilir ama farklı bir suç nedeniyle yargının soruşturması söz konusu olabilir. Hiçbirimiz bir gazetecinin bir suç soruşturmasına tabi tutulmasını elbette ki istemeyiz. Ama Türkiye’yi basın özgürlüğü endekslerinde gerilerde göstermek, hatta İsrail’in de gerisinde göstermek bir kere Türk basını için bir insafsızlıktır. Dolayısıyla İsrail son bir yılda 200’den fazla gazeteci katleden bir ülkedir. Nasıl Türkiye’nin önünde basın özgürlüğünde yukarıda gösterilebilir, bu mümkün olabilir mi?" ifadelerini kullandı. Ceza adaleti sisteminin artırılmasına yönelik alınacak tedbirler olduğundan bahseden Tunç, "Bu konudaki yargı paketini de hazırlamış durumdayız. Önümüzdeki günlerde milletvekillerimizin takdirine arz edeceğiz. Hukuk yargılamalarındaki etkinliği artırmak, vatandaşlarımızın uzun süren yargılamalardan kurtulması için alacağımız tedbirler var. O da hukukla ilgili paketimiz, o da hazır. Meclis yaz dönemine girmeden ikisi de milletvekillerinin takdiriyle Meclisten geçmiş olacak" dedi. Tunç konuşmasını şöyle noktaladı: "Önümüzde bir Yargı Reformu Strateji Belgesi konumuz var. Özellikle yargının hızlandırılması konusunda çok önemli hedeflerimiz var. Meclis yaz dönemine girmeden milletvekillerimizin takdiri ile geçmiş olacak. Tüm hedefimiz vatandaşlarımızın yargıya güvenini en üst noktaya çıkarmak. Ülkemizin en önemli hedeflerinden bir tanesi de demokratik bir anayasa. Baştan sona yeni yazılmış, sivillerin yazdığı bir anayasa ile yeni Türkiye yüzyılına gireriz. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok önemli reformları hayata geçirdik. Ama çok sayıdaki değişiklikler, yeni kurumların ilave edilmiş olması, anayasadaki iltisaklıyı da bozmuş durumda. Bu noktada yeni bir anayasa, baştan sona yeni yazılmış, sivillerin, milletin temsilcilerinin yazdığı bir anayasa ile Türkiye yüzyılına başlamamız lazım. İnşallah bu konuda Mecliste uzlaşma sağlanır. Meclis Başkanımızın bu konuda başlatmış olduğu bir çalışma var. O çalışma terörsüz Türkiye için yapılan çalışmalar. İnşallah ülkemiz yeni Türkiye yüzyılına başlarken bütün prangalarından kurtularak, demokratik hukuk devleti yolunda emin adımlarla yoluna devam eder." Programın ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç basın temsilcileriyle sohbet ederek, çay içti.