Yerel Haberler
Kastamonu
22 Aralık 2025 Pazartesi - 16:36 Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılı sonrası kurulan üniversiteler arasında Türkiye’de ikinci, Karadeniz Bölgesi’nde birinci oldu. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025 yayımlandı. Raporda yer alan göstergeler doğrultusunda Kastamonu Üniversitesi, 12 farklı alanda Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer alırken, 2000 yılından sonra kurulan 74 devlet üniversitesi arasında Türkiye genelinde 2. sırada yer alma başarısı gösterdi. Bu sıralamada ilk sırada İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yer aldı. Rapora göre Kastamonu Üniversitesi, Karadeniz Bölgesi’nde 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında 1. sırada yer alarak, bölge üniversiteleri arasında ilk 20’de en fazla göstergede yer alan üniversite olarak öne çıktı. 12 göstergede Türkiye ilk 20’de yer aldı YÖK tarafından, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ile topluma hizmet ve sosyal sorumluluk başlıkları altında değerlendirilen raporda Kastamonu Üniversitesi, öğrencilerin yaptığı endüstriyel/sektörel projelerin sayısı, Teknokent/TTO projelerine katılan öğrenci sayısı, yarışmalarda alınan ödül sayısı, TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısı, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri, uluslararası değişim programları kapsamında gelen öğretim elemanı sayısı, sosyal sorumluluk projeleri, Engelsiz Üniversite Ödülleri, dezavantajlı gruplara yönelik faaliyetler, erişilebilirlik envanteri gibi 12 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında Türkiye 10’uncusu, üniversite tarafından yürütülen projelerde ise 16’ncı sırada yer aldı. Engelsiz Üniversite Ödülleri göstergesinde 44 ödül ile Türkiye 3’üncüsü oldu. Ar-Ge ve TÜBİTAK desteklerinde Türkiye ilk 10’da Araştırma-geliştirme alanında sanayi-üniversite iş birliğini merkeze alan çalışmalarıyla dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri sayısında Türkiye 9’uncusu oldu. TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısında ise 465 destek ile Türkiye genelinde 7’inci sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu’na ilişkin değerlendirmesinde, Kastamonu Üniversitesi’nin 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi, Karadeniz Bölgesi’nde ise birinci olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Rektör Topal, bu başarının ortaya çıkmasında emeği geçen öğrencilere, akademisyenlere ve idari personele teşekkür ederek, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, topluma hizmet ve uluslararasılaşma alanlarında yürütülen çalışmaların rapor göstergeleri doğrultusunda kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 16:10 Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.
Kastamonu Üniversitesi’nden URAP Türkiye sıralamasında büyük başarı
21 Ekim 2025 Salı - 12:56 Kastamonu Üniversitesi’nden URAP Türkiye sıralamasında büyük başarı Kastamonu Üniversitesi, 2025-2026 URAP Türkiye sıralamasında 2000 sonrası kurulan 126 üniversite arasında 22’nci sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, 2025-2026 URAP Türkiye sıralamasında 198 üniversite arasında 66’ncı sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, 674,30 puanla önceki yıllardaki başarı grafiğini bu yıl da korudu. 2000 yılından sonra kurulan 126 devlet ve vakıf üniversiteleri arasında Kastamonu Üniversitesi 22’nci sırada bulunuyor. Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri sıralamasında 72 üniversite arasında 16’ncı sırada yer aldı. Üniversitelerin akademik performanslarının değerlendirildiği 2025-2026 URAP Türkiye sıralamasında, Clarivate Analytics/InCites ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan veriler kullanıldı. URAP sıralamasında; makale sayısı, atıf, bilimsel doküman, doktora öğrenci sayısı, öğretim üyesi başına düşen öğrenci, uluslararası iş birliği puanı, yurt içi iş birliği puanı, TÜBİTAK proje puanı ve toplam puan gibi göstergeler esas alındı. "URAP sonuçları üniversitemizin akademik çalışmalarını yansıtıyor" Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, URAP sıralamalarında elde edilen sonucun, Kastamonu Üniversitesi’nin son yıllarda araştırma, yayın kalitesi ve proje üretme kapasitesi alanlarında gösterdiği ilerlemenin bir yansıması olduğunu belirtti. Rektör Topal, akademik kadronun özverili çalışmaları, bilimsel üretkenliği ve uluslararası iş birliklerine verilen önemin bu başarıda belirleyici rol oynadığını ifade etti. Ayrıca elde edilen sonuçların, Kastamonu Üniversitesi’nin planlı çalışmaları, nitelikli akademik kadrosu ve gelişen araştırma ortamının bir sonucu olduğunu dile getiren Rektör Topal, elde edilen başarıda katkısı bulunan tüm akademik ve idari personel ile öğrencilere teşekkür ederek başarılarının devamını diledi.
CHP kongresi öncesinde ’hakaret’ tartışması gündem oldu
21 Ekim 2025 Salı - 12:51 CHP kongresi öncesinde ’hakaret’ tartışması gündem oldu CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılacağı CHP Kastamonu İl Başkanlığı 39. Olağan Kongresi öncesinde yaşanan tartışma gündem oldu. Kongre davetine olumsuz yanıt veren köy muhtarı, CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak tarafından kendisine hakaret edildiğini iddia etti. CHP Kastamonu Merkez İlçe Başkanlığı tarafından 17 Ekim Cuma günü mahalle ve köy muhtarlarına, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştirilecek CHP Kastamonu İl Başkanlığı 39. Olağan Kongresine davet mesajı gönderildi. CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak’ın isminin yazılı olduğu mesaja köyündeki düğün merasimi sebebiyle geç cevap veren Merkez ilçeye bağlı Cebeci Köyü Muhtarı Murat Akçaoğlu, kongreye katılmayacağını belirten bir mesaj gönderdi. Akçaoğlu, mesajı gönderdikten bir gün sonra CHP İl Başkanı İlke Karabacak’ın arayarak kendisine hakaret ettiğini iddia etti. "Telefonu kapatmasam kim bilir bana daha neler söyleyecekti bilemiyorum" Merkez Cebeci Köyü Muhtarı Murat Akçaoğlu, "Geçen gün CHP tarafından tarafıma yönelik yapılmış saldırıyla gündeme geldik. Böyle de gündeme gelmekte istemezdim. Bunlara ne yazık ki çok üzülüyoruz. Lakin cuma günü tarafıma gönderilen bir mesaj davetine ’katılmayacağımı’ belirttim. Cuma günü ben bir mesajla davet almıştım. Bu mesaj davetinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Kastamonu programına geleceğini, bizim de muhtar olarak bu kongreye katılmamızı istediler. Ben de tamamen kişisel düşüncem olarak kendilerine aynı yolda yürümediğimi, özgür hür irademle mesaja yanıt vererek belirttim. Ondan sonrasına da bakarız, belki beraber yol yürüyebiliriz diye cümlemi bitirdim. Bu, CHP Merkez İlçe Başkanlığı telefonundan bana gönderilen bir mesajdı. Ben, bu mesaja köyümde düğün vardı. Gece biraz vakit ilerlemişti. Daha sonrasında ben saatin farkında olmadan mesaja yanıt vermişim. Bir gün sonrasında telefonum çaldı. Kendisini Kastamonu CHP İl Başkanı İlke Karabacak olarak tanıtan bir kişi beni aradı. Telefonda ilk konuşmasında yani konuşmaya ilk başladığında bir siyasi partinin il başkanına yakışmayacak şekilde bir üslup ile ’muhtarım, kafan güzeldi herhalde, bu cevabı verdiğine göre’ diye cümleye girdi. Konuya tamamen bu şekildeki girişiyle beni küçük düşürdü. Ardından hadsiz söylemlerle de konuşmasını devam ettirdi. Ben de kendisine konuşmasına dikkat etmesi gerektiğini ve bir makamı temsil ettiğimi, bu şekilde konuşamayacağını söyledim. Lakin benim konuştuklarımı hiç dinlemedi, karşıdan hararetler, tehditler ile konuşmasını devam ettirdi. ’Hanımefendi, ben sizi sevmek zorunda mıyım’ diye sorduğumda da ’sen göreceksin, seni amirlerine arattıracağım’ dedi. Hanımefendinin bir siyasi parti, bir siyasi duruş sergileyemediğini fark ettiğimde telefonu yüzüne kapatarak konuşmayı sonlandırdım. Kendisi güç zehirlenmesine kapılmış, Kastamonu Belediyesini kazanmış olabilir. Bunu daha iyi kullanmaları gerekir diye düşünüyorum. Kastamonu’nun hamisi olduklarını, valisi, cumhurbaşkanı gibi olduklarını sanırım düşünüyorlar. Tamamen güç zehirlenmesine kapılmışlar diye düşünüyorum. Bu arkadaşların bu şekilde gidişatları, bu tür tavırları hiç iyi değil, doğru bir üslup değildir. Sayın Cumhurbaşkanımıza her türlü hakareti kendilerine özgürlük sayıyorlar ve daha sonrasında yerelde de aynı tavırları güderek kendilerinden başkalarına yapılan hakareti özgürlük sayıyorlar. Bir muhtara tehdit, tehditkar tavırlar, küçümseyici konuşmalar, bunlar siyasette yakışık kalmayacak konuşmalardır. Cumhurbaşkanına bunu yapabilenler nitekim biz muhtarlara da yapabiliyorlar. Tüm kamuoyuna, beni destekledikleri için Kastamonu halkına, köylülerime, bürokrasiye, herkese çok teşekkür ediyorum" dedi. "Telefonu kapatmasam tabii ki daha kim bilir bana neler söyleyecekti" CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak’ın kendisine ’haddini bil, hadsiz herif, sen kimsin, sen kim oluyorsun, sen nasıl böyle konuşabiliyorsun’ gibi söylemlerde bulunduğunu iddia eden Akçaoğlu, "Konuşmayı devam ettirsem telefonu kapatmasam tabii ki daha kim bilir bana neler söyleyecekti" diye konuştu. CHP Merkez İlçe Başkanı Damla Yılmaz Özcan ise gündem olan konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, 21 Ekim Salı günü şehrimizde hemşehrilerimizle kucaklaşmak üzere Kastamonu’ya gelecektir. Bu kapsamda düzenlenecek il kongremize tüm muhtarlarımız gibi Cebeci Köyü Muhtarı Murat Akçaoğlu da tarafımdan 17 Ekim Cuma günü saat 18.34’te mesaj yoluyla davet edilmiştir. Ancak Akçaoğlu, davet mesajına, devlet adına görev üstlenmiş bir muhtarın tarafsızlık sorumluluğuna yakışmayacak ifadelerle 18 Ekim Cumartesi günü gece yarısı saat 02.07’de cevap vermiştir. Aynı gün saat 12.48’de İl Başkanımız Sayın Dilek İlke Karabacak ile yaptığı telefon görüşmesinde de bu yakışıksız üslubunu sürdürmüştür. Cebeci Köyü Muhtarı Murat Akçaoğlu’nun, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yapılan nezaket davetini geri çevirmesi kabul edilir; kamu görevine, devlet adabına, temsil ettiği köy halkına yakışmayacak üslup ve saatte davete cevap vermesi kabul edilemez bir tutumdur. Daha vahimi, söz konusu daveti siyasetin üstünde tutması gereken bir kamu görevlisinin, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne başvurarak meseleye siyasi bir boyut kazandırmasıdır. Bu durum, AKP Merkez İlçe Başkanı Şenol Kızılabdullah’ın ’muhtarlarımız siyasetin ve partilerin üstündedir’ yönündeki açıklamasıyla da açık bir çelişki içindedir. Hem Cebeci Köyü Muhtarı’nın hem de bu sürece dair siyasi tutumların samimiyetini Kastamonuluların kendi vicdan terazisinde değerlendireceğine olan inancımız tamdır. Cumhuriyet Halk Partisi, milletin derdiyle dertlenen, kendisine oy veren vermeyen her bir yurttaşımıza eşit, adil hizmet sunmak için çabalayan tüm muhtarlarımızın yanında, omuz başındadır, olmaya da devam edecektir" ifadelerine yer verdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "Türkiye, nadir toprak elementlerini kendisi işleyip dünyaya satabilirse Türkiye yüzyılı hayal olmaz"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 22:25 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "Türkiye, nadir toprak elementlerini kendisi işleyip dünyaya satabilirse Türkiye yüzyılı hayal olmaz" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Türkiye, nadir toprak elementlerini kendisi işleyip dünyaya satabilirse Türkiye yüzyılı hayal olmaz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Kastamonu’da düzenlenen "Dünya Düzeni ve Türkiye" konulu söyleşiye katıldı. Konuşmasında son dönemde yaşanan gelişmeler çerçevesinde ne dünyanın eski dünya ne de Türkiye’nin eski Türkiye olduğunu söyleyen Yalçın, "Bundan 6 ay önce Amerikan Başkanı, ’Gazze’den Gazzelileri gönderelim, hepsi çıksınlar’ diyordu. Bugün aynı Amerikan Başkanı, Gazze’de ateşkes ilanını sağlamaya çalışmakla övünüyor. Ukrayna gibi bir coğrafyada 1990’larda, 1980’lerde böyle bir silahlı çatışma riski bile olmazdı, olduğunda da kimin ne yapacağı çok belli olurdu. Amerika Birleşik Devletleri müttefiklerine, Avrupa’ya destek çıkardı. Avrupalılar da Amerikalıların peşine takılırdı. Bu meselenin kuralları çok belli oldu. Avrupalılar bile artık ’Amerika’nın dostluğuna güvenebilir miyiz, ona inanabilir miyiz, onun içeride olduğu bir dünya üzerinden hesap yapabilir miyiz?’ diyor. Dünya, kimsenin kimseyle dostluk ilişkilerinin garanti altında olmadığı bir dünya. Türkiye’nin etrafına bir bakın. Karabağ’da bir şeyler oldu, Irak’ta bir şeyler oluyor, Suriye’de bir şeyler oldu, Gazze’de bir soykırım oldu, Libya’da savaş. Ortadoğu’nun neredeyse bütün ülkelerinde iç savaşa benzer görüntüler yaşandı. İran ile İsrail arasında savaş diyebileceğimiz bir şey yaşandı. Türkiye’nin neredeyse sınırlarındaki bütün komşuları ya savaş halinde ya iç savaş halinde ya da savaşa teyakkuz halinde duruyor. Yani kimsenin kendi ülkesinde önümüzdeki dönemde ne olacağını bile kestiremediği bir dünya" dedi. "Dünyaya İHA ve SİHA satan bir Türkiye var" Türkiye’nin savunma sanayii alanında kat ettiği yola dikkat çeken Yalçın, "9 yılın içerisinde dünyanın en büyük İHA ve SİHA ihracatçıları sırasında üçüncü sıraya girdik. Dağlarımızda geziyorlar, terörün surlarını tespit ediyorsunuz. Gerektiğinde üzerlerine hedef bulacak füzeler göndererek terörle mücadele ediyorsunuz. Biz Suriye’de üç tane teröre karşı operasyon yaptık. Birincisinde elimizde bir tane İHA vardı, 700 şehit verdik ve 7 ay sürdü. İkincisinde elimizde 20 kadar İHA ve SİHA vardı, 3 ay sürdü ve 70 şehit verdik. Üçüncüsünde elimizde sınırsız İHA, SİHA, KORAL ya da diğer sistemlerimiz vardı, 7 gün sürdü ve sadece 7 şehit verdik. Aradaki farkı görebiliyor musunuz? Biz uzun yıllar bunları yapmayan, yapamayan, yapmaya cesaret dahi gösteremeyen bir ülkeydik. Tabii ki o zaman terörle mücadele veremezsiniz. Terörle mücadeleyi veremezsen ne olur; 2 trilyon dolar harcamışız. PKK terör örgütü, dolayısıyla terörle mücadeleyi veremezsen ekonomini düzeltemezsin. Ekonomini düzeltemezsen hastaneni inşa edemezsin, hastaneni inşa edemezsen üniversiteni inşa edemezsin. Üniversiteni inşa edemezsen bilim ve teknik üretemezsiniz. Bir kısır döngünün içerisinde yaşar gidersin ama kendi başına ayakta durabilen bir ülke olmak, bundan sonra yürümek ve koşmanın da mümkün olduğu anlamına gelir. Herhangi bir şekilde kendi sınırlarının içerisindeki terör örgütüyle bile mücadele veremeyen, çünkü kendi silahını bile üretemeyen bir Türkiye vardı, şimdi dünyaya İHA ve SİHA satan bir Türkiye var" şeklinde konuştu. "Türkiye, nadir toprak elementlerini kendisi işleyip dünyaya satabilirse Türkiye yüzyılı bir hayal değil" Türkiye’deki nadir elementlerin önemine dikkat çeken Yalçın, "Çip denilen bir şey var. Önümüzdeki dönemde dünya bunun üzerinde mücadele edecek. Nasıl soğuk savaş, nükleer teknoloji ve nükleer silahlar üzerine verilmiş bir mücadele varsa önümüzdeki dönemde de çip teknolojileri üzerine verilecek bir küresel mücadeleyle karşılaşacağız. Dünyada üretilen çiplerin yüzde 70’ini Amerikalılar kullanıyor. Dünyadaki üretilen çiplerin en az yüzde 80’ini Tayvan üretiyor. Peki, bu çipler neden üretiliyor; nadir toprak elementlerinden üretiliyor. Dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 90’ı Çin’de. Hammadde Çin’de, üretim Tayvan’da, kullanım Amerika’da. Küresel rekabetin nereye doğru gideceğini biliyor musunuz, anlıyor musunuz? Çin’deki kanıtlanmış rezervler 850 milyon tondur. Türkiye’deki 650 milyon ton. Türkiye, o nadir toprak elementlerini kendisi işleyip dünyaya satabilecek olursa Türkiye için Türkiye yüzyılı bir hayal değil. Tam şurada bir gerçeklik haline dönmüş, Arap coğrafyasında da petrol var dimi. Kendin işleyip satamadığın zaman, başkalarına bağımlı olduğun zaman ne oluyorsun, perişan oluyorsun. Ama eğer onu kendin üretip dünyaya satabiliyorsan bir süper güç haline dönüşür" ifadelerini kullandı. Programın ardından Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette Kastamonu Milletvekili Fatma Serap Ekmekci, AK Parti MKYK Üyeleri ve İnsan Hakları Başkan Yardımcıları Arzu Silin Günaydın ile Mehmet Umur, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu, İl Gençlik Kolları Başkanı İbrahim Türkmenoğlu ve AK Parti Gençlik Kolları İnsan Hakları Başkanı Pırıl Özçelik de yer aldı. Görüşmede, Kastamonu Üniversitesi’nin yürüttüğü çalışmalar ile şehir-üniversite iş birliğine yönelik konular ele alındı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "Kıbrıs’ın Türkiye ilişkilerini, her türlü ilişkilerinden aziz tutacağına inanıyoruz"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 16:41 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "Kıbrıs’ın Türkiye ilişkilerini, her türlü ilişkilerinden aziz tutacağına inanıyoruz" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Kıbrıs’ın Türkiye ile ilişkilerini, her türlü diğer ilişkilerinden aziz tutacağına hepimiz inanıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, Kastamonu temasları kapsamında AK Parti İl Başkanlığı’nda partililerle bir araya geldi. Burada gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yalçın, CHP Kastamonu İl Başkanı İlke Karabacak’ı eleştirerek, "Muhtarlarımızı ziyaret ettiğimizde aslında Kastamonu’nun bir anlamda fotoğrafını çekme şansına da sahip olduk. Muhtarlarımızın Kastamonu’da çeşitli beklentileri dile getirmesine de şahitlik ettik. Bugün geldiğimden bu yana muhtarların çeşitli söylemleri arasında CHP İl Başkanı İlke Karabacak’ın muhtarlara yakışmayacak şekilde hitap ettiğini, onları kendi toplantılarına katılmaya zorladığını duydum. AK Parti’nin topluma yaklaşımıyla CHP’nin topluma yaklaşımı arasında devasa bir farkı tekrar görme şansına sahip oldum. Muhtarlarımıza yönelik kendi toplantılarına katılmaya yönelik baskı kurup sonrasında da o baskıya sonuç alamayınca o insanlara hakaretler etmelerini, küfürler etmelerini ciddiyetle kınıyorum. Kastamonu’nun özellikle ciddi bir kırsal nüfusu, köy nüfusu olması nedeniyle muhtarlar oldukça toplumun önemli bir kısmını temsil ediyor. Bu anlamda onlara yönelik CHP tavrının hoş olmadığını tekrar tekrar dile getirmek isterim" dedi. "Gazze, muhalif partiler tarafından siyasallaştırılmıştır" Filistin meselesinin siyasileştirilmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, "Çevremizde savaşa bulaşmamış, iç savaşa tutuşmamış ülke kalmadı gibi. Bunların arasında Türkiye aslında bir istikrar adası gibi duruyor. O istikrar adası gibi durabilmek için de her zaman daha güçlü, daha birlik ve beraberlik içerisinde olmaya, daha istikrarlı bir siyasi gündemi takip etmeye ihtiyacımız var. Biz, AK Parti olarak aslında baştan itibaren ülkenin istikrarı ve geleceği için bu mimar üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Gazze’de iki yıldır devam eden bir soykırım vardı. O soykırım esnasında biz Türkiye olarak elimizden gelen bütün çabaları Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde sergiledik. Maalesef siyasileştirilmemesi gereken konulardan biri olmasına rağmen Gazze, muhalif partiler tarafından siyasallaştırılmıştır. O iki yıllık süre zarfında başta Gazzelilerin durumuna sahip çıkmak yerine meseleyi idare edici açıklamalar yapanlar, süreç esnasında toplumumuzun Gazze hassasiyetini gördükçe sanki kendilerinin de Gazze’ye dair bir hassasiyeti varmış gibi davranmaktan geri durmadılar. Mesela ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyen Özgür Özel, iki yılın sonunda İsrail’i açıktan suçlayabilme cesaretini gösterdi. Ama bunlar da yetmiyormuş gibi Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’ye yönelik Gazze hassasiyetini sorgulayıcı ifadeler kullanmaya devam ettiler. Biz, onlara bunun doğru bir siyaset yapma biçimi olmadığını uzun süredir anlatmaya çalıştık. Ama görüldüğü gibi cevabı aslında uluslararası arenadan geldi. Gazze üzerine bugün bir ateşkes anlaşması imzalandı. ‘Türkiye ne yapıyor, Türkiye ne yaptı’ diyenler, Türkiye’nin iki yıl boyunca yaptıklarını görmeyenler veya görmezden gelenler, iki yılın sonunda ateşkes anlaşmasını imzalayan taraflardan birinin Türkiye olduğunu gördüklerinde umarım utanacak kadar hassasiyet sahibi insanlardır. Cumhurbaşkanımız Türkiye’yi temsilen uluslararası arenada, Gazze’yi baştan itibaren en samimiyetle ve en güçlü seda ile savunan liderlerin başında gelmiştir. O nedenle Gazze’de bir anlaşma yapılırken Türkiye’yi dışlayan bir anlaşma yapılamazdı. O nedenle Cumhurbaşkanımız, Gazze anlaşmasını imzalayan dört devlet başkanından birisidir. Gördüğünüz gibi o toplantıya Avrupa’dan veya dünyanın geri kalanından birçok devlet başkanı davet edildi. Ama Gazze üzerine bir söz söylenecekse, o sözü söyleyen ülkelerin başında Türkiye gelir. Bunu bilen dünya da aslında o anlaşmada Türkiye’nin yeri olması gerektiğini görmüştür. Bunu Türkiye’deki muhalefete de öğretici olmasını ümit ediyorum" diye konuştu. "Terör örgütü, terörle hiçbir yere varamayacağını en nihayetinde kavramıştır" Terör meselesinin Türkiye’nin gündeminden kalkacağını söyleyen Prof. Dr. Yalçın, "Terör örgütüne tek bir şey söylüyoruz. Ortada bir müzakere, pazarlık gibi bir süreç söz konusu değildir. ’Ey terör örgütü terörle varabileceğin hiç bir yer yoktur, onun için bir an önce silahlarını bırakman senin için de Türkiye için de daha iyi olacaktır. Terörsüz Türkiye temelinde merkezinde bu var. Umuyoruz ki terör örgütü de terörle hiçbir yere varamayacağını en nihayetinde kavramıştır, umuyoruz ki Türkiye’nin ayağında 40-50 yıldır pranga gibi duran terör meselesi artık Türkiye’nin gündeminden kalkacaktır" şeklinde konuştu. "KKTC’nin tüm dünya çapında artık tanınırlığa ulaşması için elimizden geleni yapıyoruz" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman’ı tebrik eden Yalçın, "Seçimlerin tüm Kıbrıs halkına Kıbrıs Türklerine hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyoruz. İnşallah yeni seçilen yönetimle Türkiye’nin bu zamana kadar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde olduğu gibi Türkiye ile oldukça başarılı bir ilişki yürütür. Bu ilişkilerin yürütüleceğine biz canı gönülden inanıyoruz. Özellikle seçilen adayın ilk konuşmasında verdiği mesajlar çerçevesinde hem Dışişleri Bakanımıza hem Cumhurbaşkanı Yardımcımıza hem de Cumhurbaşkanımıza selamlarını ve teşekkürlerini iletmiş olmasını önemli ve kayda değer buluyoruz. İyi bir açıklama, iyi bir başlangıç olarak değerlendiriyoruz. Biz Türkiye olarak Kıbrıs’ı her türlü zor şartta desteklemeye devam etmiş bir devletiz. Bundan sonra da böyle olacaktır. Ama Kıbrıs’ın da Türkiye ile ilişkilerini, her türlü diğer ilişkilerinden aziz tutacağına hepimiz inanıyoruz. İnşallah yeni yönetimin de yaklaşımı bu olur diye tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Kastamonu’da eğitime yapay zeka desteği
20 Ekim 2025 Pazartesi - 13:50 Kastamonu’da eğitime yapay zeka desteği Kastamonu (İHA) – Kastamonu’da Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı kapsamında, KUZKA tarafından sağlanan destekle, eğitimcilerin yapay zeka alanında kendilerini geliştirmesi amacıyla "Eğitimde Yapay Zeka Kastamonu Buluşması" gerçekleştirildi. Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğünün hazırladığı "Mesleki Eğitim Atölyeleri İle İstihdam Yolculuğu" projesi, Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından Sosyal Gelişmeyi Destekleme Programı (SOGEP) kapsamında desteklemeye layık görüldü. 4 milyon 600 bin TL sağlanan destekle hayata geçirilen proje çerçevesinde Kastamonu Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü bünyesinde kurulacak atölyede verilecek mesleki eğitimler aracılığıyla kadın ve gençlerin işgücü piyasasına katılımlarının sağlanması, parça başı üretim modeliyle ürettikleri ürünlerle ekonomik gelir elde etmeleri ve bölgesel ekonomiye katkıda bulunmaları hedefleniyor. Aynı zamanda kursa katılan kursiyerlerin Kastamonu HEM döner sermaye işletmesinde ve diğer istihdam taahhüdü veren firmalarda çalışma imkanı bulmaları amaçlanıyor. Proje kapsamında Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Konferans Salonunda "Eğitimde Yapay Zeka Kastamonu Buluşması" gerçekleştirildi. Eğitimde dijital dönüşüm ve yenilikçi öğrenme yaklaşımlarının ele alındığı etkinlikte yapay zeka desteli robotlar büyük ilgi gördü. Programda konuşan Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Gümüş, "Dünya hızlı bir şekilde teknolojik bir değişim ve dönüşüm süreci içerisindedir. Bu değişim ve dönüşümü etkileyen en önemli unsurlardan biri de yapay zeka sistemidir. Nasıl ki endüstri devrimiyle beraber toplumlar ve bireyler büyük bir değişim yaşadıysa, yapay zeka ile birlikte de toplumların ve bireylerin değişimi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu kadar hızlı bir değişimin içerisinde, geleceği inşa edecek öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin yapay zekanın sunduğu imkanlardan yararlanmasını gözardı etmemiz mümkün değildir. Bu nedenle sizleri bu ve benzeri eğitimlerle buluşturma gayreti içerisindeyiz. Günümüzde artık sadece bilgiye erişmek bir anlam taşımamaktadır. Aynı şekilde yapay zeka ve teknolojik gelişmelerin farkında olmak da tek başına yeterli değildir. Önemli olan, bilgiyi işleyip üretime dönüştürebilmek ve ortaya değerli ürünler çıkarabilmektir. Ülkemizin Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde büyük hedefleri bulunmaktadır. Bu hedeflere ulaşırken insanı merkeze alan, teknolojik gelişmeleri de eş güdümlü şekilde sürdürebilen bir anlayışa sahip olmamız gerekmektedir" dedi. KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç ise yapay zekanın önemine dikkat çekerek, "Eğitim alanına da yapay zekanın dahil olması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nedenle yapay zeka artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. Bizler de Kalkınma Ajansı olarak yapay zeka alanında birçok aracı kullanıyoruz. Bir projenin fikrinin oluşturulmasından geliştirilmesine, uygulanmasına ve takibine kadar birçok aşamada yapay zeka araçlarından yararlanıyoruz. Bu açıdan yapay zeka, geleceğimizin beşeri sermayesi olan gençlerimiz için son derece önemlidir. Gençlerin yapay zekaya olan merakını artırmak ve bu teknolojiyi öğrenmelerini sağlamak, gelecekte illerimizin ve ülkemizin kalkınmasına önemli katkılar sunacaktır. Diğer taraftan gençlerimiz hızlı öğreniyor. Bu nedenle değerli öğretmenlerimizin de gençlere ayak uydurması ve onları bu alanda doğru yönlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Yapay zeka araçları günlük hayatımıza girmiş durumda; ancak bu araçları doğru şekilde kullanmamız gerekmektedir. Kişisel verilerimizi veya gizli bilgilerimizi yapay zeka araçlarında açıkça paylaşmamamız gerektiğini de unutmamalıyız. Bu yönüyle yapay zekanın güvenlik boyutu da son derece kıymetlidir. Bugünkü etkinliğimizin gerçekleştirilmesinde İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün önemli katkıları bulunmaktadır. Bu vesileyle İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze ve proje ekibine teşekkür ediyorum. Etkinliğimizin hepimiz açısından faydalı olmasını diliyor, saygılarımı sunuyorum" şeklinde konuştu. Projeden faydalanan Kastamonu Anaokulu Müdürü Nuray Gül de, "Yapay zeka eğitimlerini okul öncesi eğitimden, temel eğitimde, bütün kademelerde ondan sonra da daha dikkatli bir şekilde kullanmayı düşünüyoruz. Bu faydalı yapay zeka eğitimleri için Milli Eğitim Müdürlüğümüze bizlerle buluşturduğu için çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonra eğitim alanında yapay zekayla ilgili uygulamaları ve uzmanımızın kullandığı ve bize anlattığı tüm alanları kullanmayı düşünüyoruz" diye konuştu. Kurucaören Ortaokulu Müdürü Dilek Turan Ünlü de yapay zekanın eğitimciler için çok önemli olduğunu belirterek, bu alanda kendilerine verilen destekler için teşekkür etti. Etkinlik sonunda Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Samur ve TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, yapak zeka konulu sunum gerçekleştirdi.