Yerel Haberler
İzmir
25 Eylül 2024 Çarşamba - 17:55 Aliağa Limanları zirvedeki yerini güçlendiriyor Aliağa Limanları, 2024’ün ilk 8 ayında yüzde 35 konteyner artışıyla dikkat çekerken, net tonda ise Türkiye’nin lider limanı olmayı sürdürüyor. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi’nin Eylül ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı İsmail Önal’ın başkanlığında, Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek ve şube meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının ana gündem maddeleri arasında, Oda faaliyetleri ile Aliağa limanlarında gerçekleşen yük ve konteyner istatistikleri yer aldı. Eylül ayı faaliyet raporunun da paylaşıldığı toplantı, Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek’in değerlendirmeleriyle devam etti. Konteyner Trafiğinde yüzde 35 artış Aliağa limanlarında gerçekleşen yük ve gemi trafiğine ilişkin verileri meclis toplantısında paylaşan Adem Şimşek, “2024 yılı ilk 8 ayında Aliağa Limanlarında TEU bazlı elleçlenen konteyner trafiğine bakıldığında toplam TEU adedi 1 milyon 409 bin 336 olarak gerçekleşmiştir. Geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 35 artış göstermiş olup, ilk kez Ambarlı ve Kocaeli’nin ardından Tekirdağ’ı geçerek 3. sırada yer aldık” dedi. Şimşek, aynı dönemde Aliağa Limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 4 bin 98 olduğunu, 2023 yılının aynı döneminde bu sayının 4 bin 270 olarak kayda geçtiğini ve yüzde 4 azalma yaşandığını belirtti. Kocaeli’nin ardından 2. sıradaki konumlarını koruduklarını vurguladı. Aliağa Net Ton da Liderliğini Sürdürüyor Adem Şimşek, “2024 yılının ilk 8 ayında toplam gross ton elleçleme miktarı 80 milyon 768 bin 923 ton olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde elleçlenen net ton ise 57 milyon 787 bin 300 ton olup, geçen yıla göre yüzde 8 artış göstermiştir. Bu verilerle Aliağa, net tonda lider konumunu sürdürmektedir” açıklamalarında bulundu. Elleçlemede Aliağa, birinci liman konumunda Yükleme ve boşaltma işlemleri hakkında bilgi veren Şimşek, “2024 yılının ilk 8 ayında Aliağa Limanlarında yükleme net ton 23 milyon 264 bin 826 ton olarak gerçekleşmiş olup Aliağa birinci liman konumundadır. Geçen seneye kıyasla yüzde 12,6 artış kaydedilmiştir. Boşaltma net ton ise 34 milyon 522 bin 474 ton olup, geçen seneye göre yüzde 5 artışla Aliağa en çok boşaltma işlemi yapan ikinci liman konumundadır” açıklamalarında bulundu.
Kuru kayısı sezonu 399 milyon dolarlık ihracatla kapattı
08 Ağustos 2024 Perşembe - 09:20 Kuru kayısı sezonu 399 milyon dolarlık ihracatla kapattı Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru kayısıda 2023/24 sezonu 66 bin 832 ton karşılığında 399 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kuru kayısı ihracatı 2022/23 sezonunda miktar bazında 80 bin 388 ton olurken, döviz karşılığı 434 milyon 272 bin dolar olmuştu. 2022/23 sezonunda kuru kayısının ortalama ihraç fiyatı ton başına 5 bin 402 dolar iken, 2023/24 sezonunda yüzde 10,5’lik artışla 5 bin 967 dolara yükseldi. Bu artış sayesinde kuru kayısı ihracatı miktar bazında yüzde 17 düşerken, döviz getirisindeki azalma yüzde 8 ile sınırlı kaldı. Işık: “2024/25 sezonunda 107 bin ton kuru kayısı ihracatı hedefliyoruz” 2024/25 sezonuna sarı kayısıda ‘Altın yıl’ hedefiyle girdiklerini dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik ve Organik Ürünler Koordinatörü ve Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, 107 bin ton olarak öngörülen rekolte ve 20 bin ton stokla sezona girdiklerini, önümüzdeki sezon 100 bin ton ihracat yaparak ihraç pazarlarını çeşitlendirmeyi, dünya tüketicilerine daha fazla kuru kayısı ulaştırmayı hedeflediklerini kaydetti. “Bu yıl hava koşulları kuru kayısı üretimini artırdı” diyen Işık, “Kuru kayısı antioksidan zengini bir meyve, kolesterolü düşürürken, kasları besliyor, bağırsak dostu ve sindirim sistemini destekliyor. Kuru kayısı da pazarı artıracak hamlelerimiz olacak. Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Avustralya, Çin, Japonya, Brezilya, Güney Kore gibi uzak pazarlarına yoğunlaşacağız. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıdalar listesinde yer alan, üretim ve ihracatında dünya lideri olduğumuz kuru kayısıyı daha çok tüketiciye ulaştıracağımız bir sezon bizi bekliyor. 2013 yılında 117 bin ton ihracat yapmıştık. 100 bin ton bandında ihracat yaptığımız sezonlar var. Aynı başarıyı bu sezonda tekrarlamak için çalışacağız. Türk ihracatçılarının networkü bu ihracata olarak sağlıyor” şeklinde konuştu. “Bu yıl hava koşulları kuru kayısı üretimini artırdı” diyen Işık, “Kuru kayısı antioksidan zengini bir meyve, kolesterolü düşürürken, kasları ve kesimleri besliyor, bağırsak dostu ve sindirim sistemini destekliyor. Kuru kayısı da pazarı artıracak hamlelerimiz olacak. Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Avustralya, Çin, Japonya, Brezilya, Güney Kore gibi uzak pazarlarayoğunlaşacağız. Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı gıdalar listesinde yer alan, üretim ve ihracatında dünya lideri olduğumuz kuru kayısıyı daha çok tüketiciye ulaştıracağımız bir sezon bizi bekliyor. 2013 yılında 117 bin ton ihracat yapmıştık. 100 bin ton bandında ihracat yaptığımız sezonlar var. Aynı başarıyı bu sezonda tekrarlamak için çalışacağız. Türk ihracatçılarının networkü bu ihracata olanak sağlıyor” şeklinde konuştu Türk kayısısını en çok Amerikalılar sevdi Amerika Birleşik Devletleri, 63,6 milyon dolarlık kuru kayısı talebiyle zirvede yer aldı. Ege İhracatçı Birlikleri’nin ABD’de Türk gıda ürünlerinin daha çok talep edilmesi için sürdürdüğü Turkish Tastes isimli TURQUALITY Projesi, kuru kayısımızın ABD pazarındaki ihracatını artırdı. Kuru kayısı ihracatında ikinci sırada 33,7 milyon dolarlık taleple Fransa yer alırken, zirvenin üçüncü sırasında 29,8 milyon dolarlık ihracatla Almanya yer aldı. Bu ülkeleri 18,6 milyon dolarlık taleple Avustralya ve 16,5 milyon dolarla Brezilya takip etti. Türkiye’den kuru kayısı ihracatında Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği 195 milyon dolarlık tutarla lider olurken, Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği 131 milyon dolarlık kuru kayısı ihraç etti. Akdeniz İhracatçı Birlikleri 37 milyon dolarlık kuru kayısı ihracatına imza attı.
Bebekli evlerde klima kullanımına dikkat
08 Ağustos 2024 Perşembe - 09:15 Bebekli evlerde klima kullanımına dikkat İklim krizi ile çöl havasının iyice yerleştiği ülkemizde klima kullanımı artarken, aileler bebeğin uyuduğu odada klima kullanımının zararlı olup olmadığını merak ediyor. Medicana Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.Özge Yendur, uygun şartlar sağlandığı takdirde klima kullanılabileceğini söyledi. Özellikle yüksek sıcaklığın nemle birleştiği kentlerde, bebekli aileler de klima kullanımında endişe yaşıyor. Medicana International İzmir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr.Özge Yendur, “Uygun kullanım koşulları olmak şartıyla, bebekli odalarda klima kullanımının zararlı değil. Ortalama 24 derece ve 45-65 nem aralığında klima kullanımının bebekli odalar için uygun” dedi. Havalandırma önemli Klimanın standart bakımlarının yapılması ve bebeğin üzerine doğrudan hava akımının verilmemesi gerektiğinde dikkat çeken Dr. Yendur, “26 dereceye kadar olan sıcaklık, klimalı oda için uygun bir derece. Ancak burada dikkat edilmesi gereken konulardan biri de nem. 45-65 nem aralığına dikkat edilmediğinde kuru havada hissedilen sıcaklık düşer, bebeğin üşüme ihtimali artar. Uygun sıcaklık ve nem ve 2-3 saatte bir havalandırılan oda ile bebeğin konforlu bir uyku geçirmesini sağlayabilirsiniz. Temiz hava dolaşımı, solunum yolu hastalıklarının önlenmesinde önemli bir rol oynar. Nemlendiriciler veya su kapları kullanarak nem seviyesini dengelemek, bu riski azaltabilir” diye konuştu. Kansızlık olan bebeklere 26-27 derece uygun Dr.Özge Yendur, ülkemizde genel olarak hafif kansızlık sıklığının yüksek olduğuna değinerek, “Özellikle kansızlık görülen bebeklerde 26-27 santigrat dereceye ayarlanmış bir klima, bebekler için daha da uygun olabilir, çünkü bebekler yetişkinlere göre daha düşük sıcaklıklarda rahatsız olabilirler. Klimaların doğrudan bebeğin üzerine hava üflemesi, bebeğin vücut sıcaklığını hızlı bir şekilde düşürebilir ve hipotermi riskini artırabilir. Ayrıca, doğrudan hava akımı, bebeklerin hassas ciltlerinde kuruluk ve tahrişe neden olabilir. Geceleri devamlı çalıştırılma söz konusu ise ince bir pike tarzı örtü ile çocuğun üstü örtülebilir” şeklinde konuştu. Klimaların kullanma talimatlarına uygun üretici firmalarının önerdiği şekilde düzenli bakımın ihmal edilmemesinin önemine değinen Yendur, şu bilgileri verdi: “Hava filtrelerinin temizlenmesi, alerjenlerin ve mikroorganizmaların yayılmasını önler. Yapılan araştırmalar, düzenli bakım yapılan klimaların, özellikle astım ve alerji gibi solunum yolu hastalıklarının önlenmesinde etkili olduğunu gösteriyor. Bu adımlara özen gösterildiğinde küçük çocukların da bulunduğu bir odada klimanın güvenli ve sağlıklı bir şekilde kullanımını sağlayabilirsiniz. Klimalar, doğru kullanıldığında, sıcak yaz günlerinde miniklerimiz ve ailelerimiz için büyük bir rahatlık sağlar ve sağlıklı bir iç ortam oluşturur.”
AB’nin enerji stratejisine Türk imzası
08 Ağustos 2024 Perşembe - 09:12 AB’nin enerji stratejisine Türk imzası Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Emin Selahattin Umdu, Avrupa’nın enerji dönüşümünü desteklemek için araştırma, geliştirme ve inovasyon çalışmaları yürüten Avrupa Teknoloji ve İnovasyon Platformu (ETIP) Akıllı Ağlar ve Enerji Dönüşümü Kurulu’nda (SNET) depolama sektörünü temsilen kürsü başkan yardımcılığı görevine seçildi. Avrupa Teknoloji ve İnovasyon Platformları’nın (ETIP), Avrupa Komisyonu tarafından, enerji sektöründen çok sayıda paydaş ve uzmanın bir araya getirilmesiyle yeni Entegre Yol Haritası Stratejik Enerji Teknolojisi Planı (SET Planı) oluşturulması amacıyla kurulduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Emin Selahattin Umdu, bu yapılanmalarda Türkiye’den temsilcilerin yer almasının son derece önemli olduğunu söyledi. Kalkınma planı Avrupa Teknoloji ve İnovasyon Platformu’nun (ETIP) çalışmaları hakkında bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Emin Selahattin Umdu, “ETIP’in ana amacı Avrupa Birliği’nin orta ve uzun dönemli planlamaları için temel sağlayan vizyonun oluşturulması ve stratejik raporlamaların hazırlanmasını sağlamak. Yani AB’nin öncelik verdiği sektör ve alanların belirlenmesi, bunlarla ilgili gerekli araştırma, altyapı ihtiyaçlarının ve fonların belirlenmesi gibi çalışmalar yapıyor. Bunlara dayanarak AB’de kendi kalkınma planlarını yapıyor. Ben de üyesi olduğum ve çeşitli çalışmalar yürüttüğüm Avrupa Enerji Depolama Birliği tarafından bu Akıllı Ağlar ve Enerji Dönüşümü (SNET) Yürütme Kurulu’na depolama sektörü temsilcisi olarak aday gösterildim ve onaylama süreci ardından kürsü başkan yardımcılığı görevine başladım.” dedi. Türkiye için önemli bir görev Yaşar Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Emin Selahattin Umdu, aday ülke olarak sosyal ve ekonomik açıdan Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ile sürekli bir etkileşim içinde olduğunu, dolayısıyla bu kalkınma politikaları oluşturulurken süreçte görev almamızın çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ülkemizde genelde, AB bir regülasyon değiştirince biz yapacağız diye düşünüyoruz. Oysa yapmamız gereken uyum sağlamanın ötesine geçip, stratejik planlamalar yapılırken süreç içinde olmak. Bu görevinin ülkemiz ve sektörümüz açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.” Kurulda yapılacak çalışmalara da değinen Dr. Öğr. Üyesi Umdu, “Kurulda, enerji şebekeleri ile ilgili depolama alanında hangi teknolojilerin nasıl ve ne şekilde kullanılabileceği konusunda teknolojilerin değerlendirilmesi ve etkilerinin raporlamalarını yürüteceğiz. Komisyon da bizim raporlarımıza dayanarak, bu teknolojileri önceliklendirerek hangi alanda ne kadar hibe ayıracağına, hangi destek mekanizmalarını kullanacağına veya yapılacak yasal düzenlemelere karar verecek.” dedi. Enerji depolamanın önemi “Günümüzde enerji depolanması konusu stratejik önceliklerden biri” diyen Dr.Öğr.Üyesi Umdu şöyle konuştu: “Teknolojinin gelişmesi, enerjiye ihtiyacı da artırıyor. Bu da enerjide dalgalanmalara neden oluyor. Ayrıca yenilenebilir enerji arzı da doğası gereği dalgalanır. O nedenle bu dalgalanmaların tolere edilmesi gerekir. Kısacası enerji fazla geldiğinde bu fazlalığın depolanması ve trafolara yük bindirilmemesi, az geldiğinde de depolanmış olan enerjinin devreye alınması gerekmektedir. Bu dalgalanmaların artması sonucunda daha yüksek enerji maliyetleri ile karşılaşabilir ve hatta 2015 yılında olduğu gibi Türkiye geneli elektrik kesintileri riski ile karşı karşıya gelebiliriz. Bu nedenlerle enerji depolama konusu gelecek yıllarda önemini daha da artıracak.”
Aliağa yolcu iskelesi için çalışmalara başlandı
07 Ağustos 2024 Çarşamba - 17:43 Aliağa yolcu iskelesi için çalışmalara başlandı Aliağa Belediyesi ile İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi iş birliğinde projelendirilen Aliağa Yolcu İskelesi’nde çalışmalara başlandı. Birçok Ege adasına vapur seferlerinin düzenleneceği Aliağa Yolcu İskelesi, Aliağa’yı Kuzey Ege’nin turizmde öncü kentlerinden biri haline dönüştürecek. Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, projenin hem ülke ekonomisine hem de Aliağa esnafına önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Aliağa ile Ege Adalarını deniz yoluyla birbirine bağlayacak vapur seferleri için Yalı Mahallesi Su İskelesi’nde inşaat çalışmalarına başlandı. Aliağa’yı Kuzey Ege’nin cazibe merkezlerinden biri haline getirecek olan proje, Aliağa’nın hem ekonomisine hem de sosyal yaşamına katkı sağlayacak. Toplamda 26 bin 877 metrekarelik proje alanının 5 bin 320 metrekaresi iskele alanı, 8 bin metrekaresi park alanı, 11 bin 151 metrekaresi otopark ve yol alanı, 2 bin 136 metrekaresi fuar, piknik ve eğlence alanı, 264 metrekaresi yeşil alan olarak planlandı. Başkan Serkan Acar: “Aliağa Yolcu İskelesi Aliağamıza Hayırlı Olsun” Proje alanında çalışmaları inceleyen Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, proje hakkında şunları söyledi: “Aliağamıza ulaşmak için artık bir yol daha var. Yalı Mahallesi’nde Su İskelesi olarak bilinen bölgede bugün itibariyle Aliağa Yolcu İskelesi’nin çalışmalarına başladık. Başta Midilli Adası olmak üzere birçok Ege Adasına Aliağamızdan seferler düzenlenecek. Yine bu iskele sayesinde Aliağamıza deniz yolu ile ulaşım da sağlanmış olacak. Aliağa Yolcu İskelesi, hem ülke ekonomisine hem de Aliağa esnafımıza önemli katkılar sağlayacak. 2025 yılının ilk çeyreğinde bitirmeyi hedeflediğimiz projemiz Aliağamıza hayırlı olsun”
İzmir’de korkunç cinayet: Kadının cesedini teknedeki buzlukta saklamış
07 Ağustos 2024 Çarşamba - 13:29 İzmir’de korkunç cinayet: Kadının cesedini teknedeki buzlukta saklamış İzmir Karşıyaka’daki balıkçı barınağında bağlı halde bulunan bir teknenin derin dondurucusunun içerisinde kadın cesedi bulundu. Cesedin kokmaması için şüphelinin tekneye çuval çuval buz taşıdığı öğrenilirken, olayın şüphelisi tekne sahibinin gözaltına alındığı öğrenildi. Olay, dün akşam saatlerinde Karşıyaka’da bulunan Bostanlı İskelesi yakınlarındaki balıkçı barınağında meydana geldi. Teknede ceset olabileceği ihbarını değerlendiren polis ekipleri, zaman kaybetmeden adrese intikal etti. Teknede incelemelerde bulunan ekipler, derin dondurucu içerisinde genç bir kadına ait ceset buldu. Deri dondurucudan çıkarılan ceset, savcının ve olay yeri inceleme ekiplerinin incelemelerinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Ceset kokmasın diye çuval çuval buz taşımış Yapılan çalışmalar sonucunda tekne sahibi şüpheli Şenol A. polis ekiplerince gözaltına alınırken, cesedin Hilmiye Tuğba Esgin’e (26), ait olabileceğinin değerlendirilmesi üzerine yakınlarına haber verildi. İzmir Adli Tıp Kurumu morguna giden Hilmiye Tuğba Esgin’in kız kardeşi, cesedin kardeşine ait olduğunu belirtti. Gözaltına alınan şüphelinin ceset kokmasın diye tekneye çuval çuval buz taşıdığı öğrenilirken, olayla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
Eşrefpaşa Hastanesi ek hizmet binasının temeli atıldı
07 Ağustos 2024 Çarşamba - 12:04 Eşrefpaşa Hastanesi ek hizmet binasının temeli atıldı Türkiye’nin ilk ve tek belediye hastanesi olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi ek hizmet binası temeli atıldı. Türkiye’nin ilk ve tek belediye hastanesi olma özelliği taşıyan İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi ek hizmet binası için temel atma töreni gerçekleştirildi. 11 bin metrekarelik alanda 7 katlı inşa edilecek olan bina içerisinde; acil servis, teknik birimler, morg, kafeterya, 24 yataklı hasta servisi, 26 yataklı kadın doğum servisi, 6 ameliyat salonu ve ameliyathane servisi, yemekhane, toplantı salonları ve merkezi sterilizasyon bölümleri yer alacak. Projenin ihale bedeli ise 549 milyon lirayı buluyor. Törene, CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Şahbaz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Burhan Özfatura, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, Büyükşehir bürokratları, ilçe belediye başkanları, ilçe başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Hastanemiz ruhsatını kaybetme tehlikesi yaşadı” Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, "Eşrefpaşa Hastanesi, İzmir’de farklı dönemlerde yaşamış genç, yaşlı fark etmeden her zaman hayatımızın bir köşesinde oldu. Böylesine özel bir kurumun bu şehirde var olduğunu bildik. Türkiye’de sadece İzmir’de büyükşehrin bir hastanesi var. Bu hastane zorda olan, yardıma ihtiyacı olan herkesin hizmetinde oldu. Felaketlerde, afetlerde üzerine düşeni yapan bir sağlık kuruluşu oldu. 2020’deki depremde hizmet binası hasar gördü ve yenilenme ihtiyacı oldu. Ben 4 aydır başkanım, göreve başladığım zaman yıkım kararı alınmış. İhale aşamasına gelmiş, projesi hazır durumdaydı ancak ilk ihalesinde ihaleye giren olmadı. Hastanemiz ruhsatını kaybetme tehlikesi yaşadı. Çünkü 1 Ağustos’a kadar Bakanlıkla olan sözleşme gereği inşaatının başlaması gerekiyordu. Süreç zordu. O günlerde bize ruhsatı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzu söylediler. Ben doktorum, doktor belediye başkanı olarak benim dönemimde hastane ruhsatının kaybedilmesi demek, benim bu görevi bırakmam demek. Böyle bir şeyi kabul edemem. ‘İhaleyi tekrar yapacağız, birilerinin girmesini sağlayacağız ve bu inşaat başlayacak’ dedim. Her biriyle ayrı ayrı gurur duyduğum bürokratlarımıza ve belediye çalışanlarımıza minnettarım. 8 Temmuz’da yer teslimi yapıldı, o günden bugüne zemin çalışması yapıldı ve bugün temelini atacağız” dedi. “İzmirlilerin hasta olmaması için çalışacağız” Sözlerini sürdüren Başkan Tugay, “Genel başkan yardımcımız ve Parti Meclisi üyemizle sohbet ederken Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin geriye gittiğini konuştuk. Sağlık hizmeti kamu hizmeti olarak insanlara ücretsiz verilmesi gerekir. Bu devletin en temel görevidir. Ancak ihmal edilen sağlık hizmeti, hastalıkları erken aşamada yakalamak ya da hastaları erkenden iyileştirmek. Dolayısıyla koruyucu hekimlik hizmetleri eksik. Bizimle göreve başlayan halk sağlığı Prof. Dr. Pınar Ok Yaylı’nın da verdiği güçle bunu hekim başkan olarak söylemek isterim ki bu bina tamamlana kadar İzmirlilerin hasta olmaması için çalışacağız. Şehrin 4 bir yanında poliklinikler açan bir hale geleceğiz. Bu bizim görevimiz, ülkeye borcumuz, bu güzel şehrin asil insanlarına borcumuz. Bu çalışmanın da bu dönemde olacağını burada söylemek isterim” diye konuştu. “Birlikte çok zorluklar aştık” Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Yavuz Uçar ise “Hastanemiz Osmanlı ve Cumhuriyetimizin sağlık tarihinde birçok ilklere imza atmış ve sağlık hizmetinde her zaman kimsesizlerin kimsesi olmak ilkesini ön planda tutmuştur. Ülkemizin ilk ve tek belediye hastanesi olan Eşrefpaşa Hastanesi, bugün temeli atılacak olan bu yeni bina sayesinde hizmetlerini daha da arttırarak modern ve kaliteli hale getirecektir. Bugünlere kolay gelmedik. Birlikte çok zorluklar aştık. 30 Ekim 2020 depremi sonrası İzmirliler gibi hastanemiz de ağır yara aldı. Hastanenin kalbi sayılacak olan, ameliyathanelerini, acil servisini, doğumhane ve kadın doğum servisini, çocuk sevisini kullanamaz hale geldi. Pandemi tüm dünya gibi bizleri de etkiledi. Hastanemiz tedavi ve aşılama hizmetlerine devam etti. 6 Şubat 2022 Kahramanmaraş merkezli tüm ülkemizi yasa boğan felakette ise ilk günden yardıma koşan hastanemiz Antakya’da 2 ay boyunca sahra hastanesi kurarak gururla hizmet verip bir parça da olsa yaralara merhem olmaya çalıştı. Tüm bu zorluklar içerisinde silkinip ayağa kalkmaya çalışan Eşrefpaşa, yeniden acil servisini açtı. Evde bakım birimlerini açarak dezavantajlı halkımıza evlerine kadar giderek hizmet vermeye başladı” açıklamalarında bulundu.