SAĞLIK - 27 Kasım 2024 Çarşamba 11:28

İğne deliğinden ameliyatla dalağını kaybetmeden sağlığına kavuştu

A
A
A
İğne deliğinden ameliyatla dalağını kaybetmeden sağlığına kavuştu

Karaciğer, dalak ve mideye giden 3’lü atardamar sisteminin tam ortasında büyük bir anevrizma (damar balonlaşması) bulunan Erkut Recehan, İEÜ Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü ve Girişimsel Radyoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Memiş tarafından yalnızca 2 milimetrelik delikten yapılan ameliyatla şifa buldu.


İzmir’de yaşayan Erkut Recehan, tesadüf eseri karaciğer, dalak ve mideye giden 3’lü atardamar sisteminin tam ortasında büyük bir anevrizma (damar balonlaşması) olduğunu öğrendi. İEÜ Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü ve Girişimsel Radyoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Memiş tarafından hastanın bacak atardamarından açılan 2 mm’lik bir delikle mide, dalak ve karaciğer ortak atardamarına girilip ameliyat gerçekleştirildi ve hasta sağlığına kavuştu. Rahatsızlığını tesadüfen öğrendiğini aktaran Erkut Recehan, “Çalıştığım şirketin anlaşmalı olduğu bir sağlık kuruluşuna genel sağlık taraması için kan örneği verdim. Sonuç olarak karaciğer değerlerim yüksek çıktı. Gastroenteroloji bölümüne geldim. Sonrasında karaciğer değerlerim normale dönerken ultrasonda atardamarlarımdan birinde anevrizma (damar balonlaşması) tespit edildi.” dedi.



‘Tespit edilmesi bile şans’


Yaptığı araştırmalar neticesinde Prof. Dr. Ahmet Memiş’i bulduğunu belirten Recehan, “Buna müdahale için çok araştırdım ve girişimsel radyoloji bölümüne tedavi olmak gerektiğini öğrendim. Ancak Medical Point’te bölümün olduğunu bilmiyordum 7-8 farklı profesör ile görüştüm. Yaptığım araştırmalarda bu işin uzmanının, tedavi olduğum gastroenteroloji bölümünün hemen yanında odası olan Prof. Dr. Ahmet Memiş olduğunu öğrendim. Hemen kendisiyle tanıştım. Öğrencisi gibi her şeyi tek tek anlattı ve sonrasında organ feda etmeyeceklerini belirtip ameliyatımı gerçekleştirdi. Ahmet hocam bana organımı tekrar bağışladı ve sağlığıma kavuştum. Herkese tavsiyem yılda bir veya iki kez rutin kontrol yaptırsınlar. Ben öylesine kan verdim ve böyle bir durumla karşılaştım. Hiçbir şeyim yoktu. Tespit edilmesi bile şanstı.” ifadelerini kullandı.



‘Hasta için en iyi tedaviyi uygun gördük’


İEÜ Medical Point Hastanesi Tıbbi Direktörü ve Girişimsel Radyoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Memiş, zor bir vaka ile karşılaştıklarını ancak hasta konseyinde en doğru kararı aldıklarını belirtti. Memiş, “Karaciğer, dalak ve mideye giden 3’lü atardamar sisteminin tam ortasına yerleşen kompleks ve büyük bir anevrizma vardı. Hastaya hiçbir zarar vermeden, hiçbir organın kaybına sebep olmayacak şekilde operasyonu planlamamız gerekiyordu. Vakayı konseyde görüştük. Sadece anevrizmayı kapatacak, patlamasını engelleyecek bir yöntem seçmekte karar kıldık. Eğer atardamar bağlanırsa dalağı kaybetme ihtimalimiz vardı. Karaciğeri bağlarsak orada da sorun yaşanabilirdi. Hasta çok gençti ve hiçbir organını kaybetmemesi için hasta için en basit bizim için en kompleks tedaviyi uygun gördük.” diye konuştu.



‘Organlara zarar verilmedi’


Ameliyatı çok küçük bir delikten girerek yaptıklarının altını çizen Prof. Dr. Memiş, Hastanın bacak atardamarından açılan sadece 2 mm’lik bir delikle mide, dalak ve karaciğer ortak atardamarına girildi. Anevrizmanın boynuna stent konuldu. Stendin yan deliklerinden girilerek platinden yapılmış çok özel mikro sarmallarla anevrizma içi dolduruldu. Genellikle tek tek uygulanan bu tedavi yöntemi kombine uygulanarak kompleks, zor anevrizmanın tedavisi girişimsel radyolojik olarak sağlanmış oldu. Hasta ameliyattan bir gün sonra taburcu ettik. Organlarına ve dokularına zarar vermeden sağlığına kavuşturduk.” dedi.



‘Hastalar fark edemiyor’


Anevrizmaların hastalar tarafından patlamadan fark edilmesinin çok zor olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Ahmet Memiş, “Aort dediğimiz en büyük atardamarda çok sıklıkla gördüğümüz bir şey. Dünyadaki en büyük fizikçi Einstein da anevrizma patlamasından şikayet vermeden başka organların şikayetleriyle teşhis edilebiliyor. Balonlaşmayı öncelikle hissetmek genellikle pek mümkün olmuyor. Genellikle hastalar anevrizma patlayıp kan akmaya başladıktan sonra hastaneye gidiyor. Büyük kanamalara sebep olduğunda acil hastaları tedavi etmek için bizim gibi birçok ekibin bir arada tedavileri yapabildiği, yüksek ihtisas cerrahi hastanelerine ihtiyaç var. Bu türlü hastanelerde en acil durumda bile bu hastaların tedavisini birlikte yapabiliyoruz. Bu hastada da olsaydı karın içine çok fazla miktarda kan akma olurdu ve ölümle sonuçlanabilirdi.” dedi.



İğne deliğinden ameliyatla dalağını kaybetmeden sağlığına kavuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Alkollü otomobil sürücüsünün çarptığı motosikletli genç hayatını kaybetti Çorum’da otomobilin çarptığı motosikletli genç, yaklaşık 250 metre sürüklendiği aracın altında can verdi. 2.77 promil alkollü olduğu tespit edilen otomobil sürücüsü gözaltına alındı. Kaza, Mehmet Akif Ersoy 3. Cadde’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İ.G. (40) idaresindeki 06 BSR 534 plakalı BMV marka otomobil, caddede seyir halinde olan Mert Ali Y. (16) yönetimindeki motosiklete çarptı. Otomobilin altına giren Mert Ali Y. yaklaşık 250 metre sürüklendi. M.A.Y.’nin aracın altında sıkıştığı kazayı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, sağlık ve Çorum Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Hayatını kaybettiği belirlendi Olay yerine gelen itfaiye ekipleri aracın altında sıkışan Mert Ali Y.’yi kurtarmak için çalışma başlattı. Ekiplerin çalışması neticesinde aracın altından çıkartılan Mert Ali Y.’nin hayatını kaybettiği belirlendi. Mert Ali Y.’nin cenazesi olay yerinde yapılan incelemelerin ardından Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Morgu’na kaldırıldı. Öte yandan, polis ekipleri tarafından olay yerinde incelemelerde bulunuldu. Ekipler tarafından yapılan kontrollerde otomobil sürücüsü İ.G.’nin 277 promil alkollü olduğu belirlendi. İ.G. polis ekiplerince gözaltına alındı. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.
İstanbul Adalet Bakanı Tunç: “PKK terör örgütünü de inşallah tarihe gömeceğiz" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Milli İrade Platformu tarafından "Türkiye Yüzyılında Adalet" başlığıyla düzenlenen programda konuştu. Bakan Tunç yaptığı konuşmada, “PKK terör örgütünü de inşallah tarihe gömeceğiz. Terörsüz bir Türkiye’yi inşa edeceğiz” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eyüpsultan’daki Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) binası içerisinde Milli İrade Platformu tarafından "Türkiye Yüzyılında Adalet" başlığıyla düzenlenen Milli İrade Buluşmaları Programı’nda konuştu. Programda Bakan Tunç’un dışında, Önder İmam Hatipler Derneği Başkanı Abdullah Ceylan, Kadem Başkanı Saliha Okur Gümrükçü ve Milli İrade Platformuna bağlı Sivil Toplum Kuruluşlarının üyeleri de katıldı. Bakan Tunç yaptığı konuşmada, "Darbeci, vesayetçi anlayışı ortadan kaldırmak için anayasamızdaki özellikle yargısal kurumların, yargıyı temsil eden gerek Yüksek Yargı gerekse de diğer kuruluşların da yapısını dönüştürmek gerekiyordu. Milli Güvenlik Kurulu’nun yapısı, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı, tüm bunların sivilleşmesi. Oturum düzenlerinden tutun da mevzuatına varıncaya kadar bunlar değiştirildi. Yargı birliğinin sağlanması, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin kaldırılması, Askeri Yargıtay’ın, Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri’nin kaldırılması, yargı alanında, Anayasa Mahkemesi’nin yapısının ve hakimler, savcılar kurulunun yapısının, demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun hale getirilmesi gibi çok sayıda sessiz devrim sayılabilecek reformları, o güçlükleri aşarak, aştığımızda milletimize gittik. Milletimiz ’Evet sizin buna ihtiyacınız var’ dedi ve o referandumlarda evet oylarıyla bunlar hayata geçti" ifadelerini kullandı. "Terörsüz bir Türkiye’yi inşa edeceğiz" Terörsüz bir Türkiye’yi inşa edeceklerini söyleyen Bakan Tunç, "Özellikle 40 yıldan bu yana ülkemizin başına bela olan ve binlerce vatandaşımızın şehit olmasına, askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin şehit olmasına neden olan PKK terör örgütünü de inşallah tarihe gömeceğiz. Terörsüz bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Terörün her türlüsünü ülkemizden defetmek istiyoruz. Şehit ailelerimizin emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu ülkenin birlik ve beraberliğini, huzurunu bozmak isteyenlere hiçbir zaman fırsat vermeyeceğiz. Milli birlik ve kardeşlik içerisinde bunu gerçekleştireceğiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle ırkı ne olursa olsun biz hep beraber bu ülkenin vatandaşlarıyız. Ve hiçbir ayrımcılık yok ülkemizde. Geçmişte ’Kürt sorunu’ olarak bilinen sorunu da ortadan kaldırdık. Onların her türlü haklarının, o kısıtlanmış geçmiş yıllardaki haklarını iade edilmesi noktasındaki çabalarımızı onlarda biliyor" dedi. "Artık bundan sonra hakim adaylığını kaldırdık" Hukuk kontenjanlarının kademeli olarak düşürülmesi gerektiğini söyleyen Bakan Tunç, ’Yeni yargı reformu’ stratejisini açıklayan Bakan Tunç, "Yeni Yargı Reformu Stratejisi belgemizle beraber alacağımız yeni tedbirler var. 23 Ocak Perşembe günü, önümüzdeki hafta Sayın Cumhurbaşkanımız, Yeni Yargı Reformu Strateji belgemizi kamuoyuyla paylaşacak. Yeni bir sisteme geçtik. Artık bundan sonra hakim adaylığını kaldırdık. 2 yıl süren bir hakim adaylığı sistemi vardı. Artık 3 yıl süren hakim-savcı yardımcılığı sistemine başladık. Geçen sene yaptığımız sınavla birlikte göreve başlayan hakim, savcı yardımcılarımız bin 75 civarında. Bu sene yaptığımız sınavla da bin hakim, savcı yardımcımızda göreve başlayacak. Bunlar 2 yıl değil 3 yıl sürecek. 1 yıl Adalet Akademisi’nde, 2 yılı tecrübeli hakim ve savcıların yanında adeta usta çırak ilişkisi içerisinde yetişecekler ve kürsüye daha güçlü bir şekilde çıkacaklar. Tabi diğer yandan savunmanında kalitesi önemli. Avukatlık sınavını avukatlık stajına başlayabilmek için hukuk meslekleri giriş sınavını kazanmak gerekiyor. Onun da uygulamasına bu yıldan itibaren başladık. Eylül ayında yapmıştık. Tabii burada sınav sonunda kazanamayan arkadaşlarımız var. Yılda 2 kere yapılacak. O sınavı kazananlar avukatlık stajına başlayabiliyor. O sınavı kazananlar hakim, savcı yardımcılığı sınavına girebiliyor. Dolayısıyla burada hukuk fakültelerimizin eğitim kalitesini daha da arttırmamız lazım. Bu sınavlarda gençlerimizin başarılı olabilmesi için hukuk eğitiminin özellikle çok daha nitelikli yapılmasıyla ilgili mücadelemiz de var. Hukuk kontenjanları 125 bine yükseltilmişti. Bunu kademeli olarak 100 binin altına düşürerek, Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin belki puan sistemini de yeniden konuşmakta fayda var. Puan sistemine de bundan sonra Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) beraber, hocalarımızla burada konuşmakta fayda olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye Yüzyılı’nın Adalet’in de Yüzyılı olması için inşallah çalışacağız" Yargı reformunda 2 yeni paket olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Yargı reformu belgemizdeki hedefler önümüzdeki 4 yılı kapsayacak. Ceza adalet sistemiyle ilgili beklentileri karşılayacak bir yargı paketimiz olacak. Özellikle toplumun huzurunu bozmaya yönelik bazı suçlar bakımından cezaların alt ve üst sınırlarıyla ilgili bir değerlendirme yapmamız gerekiyor. Tutuklama sebepleriyle ilgili, özellikle toplumda infial oluşturan hususlar, denetimi serbestlikle ilgili birtakım yakınmalar, tüm bunları karşılayacak ceza adalet sistemini hem soruşturma hem kovuşturma hem de infaz bakımından daha adil noktaya getirecek bir yargı paketinin inşallah hemen yargı reformu strateji belgesi açıklandıktan sonra da ülkemizin gündemine, milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz. 2’nci paketimiz hukuk yargılamaları ve idari yargıyla ilgili olacak. Orada da birçok konuda sadeleştirme göreceksiniz. Duruşmasız yapılabilecek işler çoğalacak, noterlere devredebileceğimiz bazı çekişmesiz yargı işleri var. Tüm bunlar özellikle sadeleştirmeyi de gerçekleştirerek uzun süren duruşmaların önüne geçmemiz lazım. Duruşmaların 6 ay 1 yıl sonrasına değil de 2 aydan fazla ertelenmemesi gibi bir düşüncemiz var. Tüm bunları sayın Cumhurbaşkanımız inşallah perşembe günü açıkladığında biz de o açıklama doğrultusunda oradaki hedefleri birer birer meclisimizle, idari teşkilatımızla beraber yerine getirmenin gayreti içerisinde olacağız. Ve Türkiye Yüzyılı’nın Adalet’in de Yüzyılı olması için inşallah çalışacağız" dedi.