Yerel Haberler
İzmir
Depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci
05 Aralık 2024 Perşembe - 11:25 Depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci Kahramanmaraş merkezli 11 ili vuran büyük depreme Hatay’da yakalanan 36 yaşındaki doğuştan sağır ve dilsiz Evrim Derviş Güleryüz, 13 saat boyunca enkaz altında kaldı, sol bacağını kaybetti. Geri kalan hayatına İzmir Çeşme’de bedensel engeli ile devam eden talihsiz kadın, İstanbul’dan İrade Adımları Derneğinin hediye ettiği protez bacak ile yeniden ayağa kalkmanın sevincini yaşadı. Doğuştan sağır ve dilsiz olan Evrim Derviş Güleryüz, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük Kahramanmaraş depremine ailesiyle birlikte Hatay’da yakalandı. Evli ve 1 çocuk annesi talihsiz kadın, oturdukları 4 katlı apartmanın yıkılması sonucu enkaz altında kaldı. Enkaz altında kaldığı 13 saat boyunca bir fayans parçasının sol ayak bileğine denk gelmesi nedeniyle ayağında ciddi bir kesik oluştu. Kurtarıldıktan sonra Adana’daki bir hastaneye kaldırılan Güleryüz’ün yarası zamanla kötüleşince, doktorlar sol bacağını diz üstünden kesmek zorunda kaldı. Protezi ile yeniden hayata tutundu Depremin ardından yaklaşık 5 gün içinde annesi Hülya Derviş (57) ve kızıyla birlikte İzmir’e taşınan Evrim Derviş Güleryüz, burada tedavi için çare arayışına girdi. Bu süreçte, bir tanıdıkları aracılığıyla İstanbul’da bulunan İrade Adımları Derneği’ne ulaştı. Dernek, Güleryüz’e destek sağlayarak protez bacak temin edilmesine yardımcı oldu. Protezine kavuşan Güleryüz, yaşadığı zorlu sürecin ardından hayata yeniden tutunmayı başardı. Şimdi, tüm yaşadıklarına rağmen ailesiyle birlikte yeni bir başlangıç yaptı. “Evrim’e sağlıklı bir hayat diliyoruz” Evrim’in tedavi sürecine dair konuşan Fizyoterapist Renim Elşeyh, “Evrim özel durumuyla barışmış bir insandı. Yıllarca pes etmedi. Depremin ona kaybettirdiği her şeyi kazanmak için çaba gösteriyordu. Hastamız bacağını kaybetti ve protez taktırmak için bizlere başvurdu. Biz de protez süreciyle birlikte, gereken egzersiz ve yürüme eğitimleriyle ilerledik. Kendisine sağlıklı bir hayat diliyoruz” diye anlattı. “Bizi duygulandırdı” Ortez ve Protez Teknikeri Samet Yılmazer ise “Evrim Hanım’ı muayene ettiğimizde güdük formu ve duyusal engellerini de gözeterek, daha güvenli olması açısından pin sistem protez uygulanmasının faydalı olacağını düşündük ve kendisine uygun bir diz eklemi seçerek pin sistem protez uygulaması yaptık. Evrim Hanım’ın derneğimize ilk ziyareti ve tanışmamız esnasında hem sağır hem de dilsiz olmasına rağmen kendisini umut dolu gözlerle ifade ediyor olması bizi derinden etkiledi. Doğal afet sebebiyle uzvunu yitiren bir depremzedenin böylesine güler yüzlü ve istekli yaklaşımı, bizi son derece duygulandırdı” diye vurguladı. “Hayat standartlarının yüzde 80’ini geri kazandı” Evrim ile aralarındaki iletişimi, annesinin yardımları sayesinde sağlayabildiklerini anlatan Yılmazer, “İlk randevularımızda bu durum küçük aksaklıklara yol açsa da sonraki randevularımızda annesinden öğrendiğimiz kadarıyla işaret dili ile birebir iletişim kurabildik ve bu durumdan kendisi de gayet memnun oluyordu. Kendisini derneğimizden yolcu ederken uygulanan protez sayesinde hayat standartlarının yüzde 80’ini geri kazanmış olduğunu görebiliyorduk” şeklinde konuştu. “İmdat diye bağırmamı istiyordu” Deprem anında yaşadıklarını anlatan Güleryüz’ün annesi ev hanımı Hülya Derviş, “Depremde; Evrim, ben, Evrim’in kızı ve oğlumla beraber dördümüz enkaz altında kaldık. Birbirimizle iletişim kuramadık. Evrim yanımdaydı. Evren’in kızı kucağımdaydı. O da üşüyordu. Onun üzerine örttüm. Ayaklarını, ellerini ısıtmaya çalıştım. Evrim, ona bir şeyler anlatmamı istiyordu. Benim ‘imdat’ diye bağırmamı istiyordu. Kendisi de ‘imdat’ diye bağırdı; ama karanlık olduğu için Evrim’le iletişim kuramadım. Eline harfleri yazdım. Evrim beni öyle anladı; fakat Mehmet Ali bağırıyordu, ona dokunamadım, ona yetişemedim, biraz ilerideydi. Beton üzerimize düştü, hiçbir şey yapamadım” diye konuştu. “Acıdan yere yattım” Kendisinin 9, kızı Evrim’in ise 13 saat enkaz altında kaldığını ifade eden anne Hülya Derviş, şunları kaydetti: “Evrim’in kızı benden önce enkazdan çıktı. Oğlum Mehmet Ali ise ertesi güne kadar enkazda kaldı. Daha sonra Evrim’i Adana’da hastaneye götürdüler. Orada ayağını bilekten kestiler. Birkaç gün hastanede kaldı. Sonra Evrim’in ayağı iltihaplandı. Bize ‘ayağını temizleyeceklerini’ söylediler ve Evrim’i ameliyata aldılar. Ayağını diz üstünden kestiler. Ben orada acıdan yere yattım; çünkü hem oğlumu kaybettim hem de kızım bu haldeydi.” “Evrim’i yeniden hayata bağladılar” Depremden bir süre sonra İzmir’e geldiklerini ve kendilerine Çeşme Kaymakam’ının sahip çıktığını belirten Hülya Derviş, “Evrim’in bütün tedavisini karşıladılar. Bir tanıdığımızın aracılığıyla, İstanbul’da İrade Adımları Derneği tarafından protez takıldığını öğrendim. Dernek ile iletişime geçtim ve bizi İstanbul’a çağırdılar. Allah razı olsun. Bizimle çok ilgilendiler. Evrim’in ayağına protez taktılar. Evrim şimdi çok şükür ayağa kalktı. Yürümeye, kendine bakabilmeye ve kendi ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Bize yardım eden herkesten Allah razı olsun. Kızım yürüyebildiği için çok mutluyum. Onu tekrar hayata bağladılar” diye vurguladı. “Yürüyünce çok mutlu oldum” Depremde ayağının kesildiğini ve o an şok içerisinde kaldığını anlatan Evrim Derviş Güleryüz de “Doktora geldim, ameliyat oldum. Protez takılması için İstanbul’a gittim. Protez takılınca eskisi gibi yürümeye başladım. İrade Adımları Derneği’ne çok teşekkür ederim. Yürüyünce mutlu oldum. Kendi ihtiyaçlarımı giderebiliyorum” şeklinde konuştu.
Kursiyer olarak girdikleri Meslek Fabrikası’ndan eğitmen olarak çıktılar
05 Aralık 2024 Perşembe - 11:15 Kursiyer olarak girdikleri Meslek Fabrikası’ndan eğitmen olarak çıktılar İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası’nın açtığı kurslara katılan iki kadın, Başak Bodur ve Serap Kandemir kurs gördükleri kuruma eğitmen olarak döndü. Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu’ndan mezun olan Başak Bodur ile Yaş Pasta Yapımı Kursu’nu tamamlayan Serap Kandemir, sadece mesleki eğitim almakla kalmadı, bilgi birikimlerini yeni meslektaşlarını yetiştirmek için paylaşmaya başladı. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 90. yılında kadınlar artık sadece sahip oldukları demokratik haklarıyla değil, yaşamın her alanında yazdıkları başarı hikâyeleriyle konuşuluyor. Mesleki ve teknik kurslarıyla İzmirlilerin çeşitli sektörlerde istihdam edilmelerine olanak sağlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Meslek Fabrikası, yüzleri gülümseten pek çok örnek öyküye tanıklık ediyor. Ziraat mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra iş arayışına giren ve Meslek Fabrikası’nda Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu’na başvuran Başak Bodur, eğitim aldığı kursta eğitmen olarak çalışmaya başladı. Bir süre muhasebe ve finansman öğretmenliği yaptıktan sonra mesleğini bırakmak durumunda kalan Serap Kandemir ise hobi amacıyla eğitim aldığı Yaş Pasta Yapımı Kursu’nun ardından Meslek Fabrikası’na eğitmen olarak döndü. İçlerinde her zaman öğretme aşkı olduğunu belirten kadınlar, “Hem öğrenmenin hem de öğretmenin yaşı yok” dedirtti. Kurstan mezun oldu, iş başvurusu kabul edildi Meslek Fabrikası’nda yaklaşık 2 yıldır eğitmenlik yapan ziraat mühendisi Başak Bodur, Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra iş arayışına girdiğini ve kendini geliştirmek amacıyla Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu’na kayıt olduğunu anlattı. 2022 yılında Meslek Fabrikası’nda eğitim alan Bodur, kurstan mezun olduktan sonra Meslek Fabrikası İstihdam Birimi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne iş başvurusunda bulundu. Aldığı geri dönüşle büyük bir mutluluk yaşayan Bodur, 2023 yılı başında Meslek Fabrikası Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu’nda eğitmenliğe başladı. Kursiyerlikten eğitmenliğe “Kursiyer olarak geldiğim kurumda eğitmenliğe başladım” diyen Başar Bodur, hem mesleği olan ziraat alanında çalıştığı hem de insanlara dokunan bir iş yaptığı için mutlu olduğunu söyledi. Meslek Fabrikası’nda eğitim alan kursiyerlerin meslek edinmenin yanı sıra finansal özgürlüklerini de kazandığını, bu durumun kendisini daha çok mutlu ettiğini kaydeden Bodur, “İçimde her zaman öğretmenlik yapmak ve öğretme isteği vardı. Bunu kazandığım için çok mutluyum. Bu kursta tıbbi aromatik bitkilerin ekim ve hasat zamanını, nasıl yetiştirileceğini, nasıl depolanacağını ve bitkilerden neler elde edilebileceğini gösteriyoruz. Kursumuz özellikle kadın istihdamını sağlıyor. Genç ve kadın çiftçilerin önünü açan bir kurs. Bu tür kurslar hem İzmir’e hem de kadınlara büyük katkı sağlıyor” diye konuştu. Meslek aşkını yüksek lisansla pekiştirdi Serap Kandemir ise Meslek Fabrikası’nda Yiyecek İçecek Hizmetleri Kursu’nda 2 yıldır eğitmenlik yapıyor. Meslek Fabrikası ile 2017 yılında tanıştığını ve Yaş Pasta Yapımı Kursu’na hobi amacıyla başladığını ifade eden Kandemir, kurstan mezun olduktan sonra gastronomi alanında çalışmaya karar verdiğini belirtti. Bilgi birikimini bir üst noktaya taşıyarak üniversite sınavlarına girip gastronomi bölümünü kazanan Kandemir, bölümü bitirdikten sonra aynı alanda yüksek lisansa da başladı. Kendini geliştirmesinin ardından Meslek Fabrikası İstihdam Birimi’ne iş başvurusunda bulunan Kandemir, mutfaktaki yeteneğini kursiyeri olduğu kurumda eğitmenliğe başlayarak taçlandırdı. Bir yandan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nde yüksek lisans öğrenciliği devam ederken bir yandan da Meslek Fabrikası’nda eğitmenlik yapan Kandemir, eğitim hayatını aksatmadan çalışabildiği için kurum yöneticilerine teşekkür etti. Öğretmenliğe geri döndü Meslek Fabrikası’nda kurs görmeden önce bir süre muhasebe ve finansman öğretmenliği yaptığını ancak uzun bir süre de ev hanımı olarak yaşamını sürdürdüğünü anlatan Kandemir, “Evdeydim, çalışmıyordum ve çocuklarını büyütmekle meşgul olan bir kadındım. Sosyalleşmek için hobi amaçlı Yaş Pasta Yapımı Kursu’na katıldığımda bu işi çok sevdiğimi gördüm” dedi. Meslek Fabrikası’nda eğitmen olarak çalışmaya başlamasıyla öğrencilerine kavuşan Kandemir, “Öğretmenlik çok kutsal bir meslek. Öğrencilerim benim için çok kıymetli. Burada insanlara iş, ekmek, istihdam sunuyoruz. Benim hikâyemi duyup mesleğe başlayan birçok öğrencim var. Onlara ‘siz de başarabilirsiniz’ diyorum” ifadelerini kullandı.
Altay’dan yatırımcı açıklaması
05 Aralık 2024 Perşembe - 11:12 Altay’dan yatırımcı açıklaması Altay Yüksek Divan Kurulu, siyah-beyazlı kulübe zarar verebilecek yanlış bir bilgi yayılmaması için yatırımcı konusunda bir gelişme olması durumunda resmi hesaplardan duyurular yapılacağını bildirdi. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altay’da Yüksek Divan Kurulu, yatırımcı ve şirketleşme konusuna dair önemli bir yazılı açıklama paylaştı. Kurul, belgeye ve resmi kanıta dayalı olmayan iddiaların tümü, dedikodudan öteye geçmeyen ve kulübe zarar veren içerikten ibaret olduğunu ifade etti. Altay Yüksek Divan Kurulu’nun açıklamasının tamamı ise şöyle: “Son yatırımcı adayı ile sürdürülen görüşmeler, hukuki bir sorumluluk oluşturmayacak ve kimseyi itham etmeyecek şekilde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ancak bugün, iki konunun camiayı üzecek şekilde sosyal medyada yer aldığı görülmüştür: Altay Yönetim Kurulu ve yatırımcı. Bu açıklamaların birbirine karıştırılmaması hususu önemlidir. Yönetim Kurulu’nun icraatı, Altay’ın iç meselesi olup sadece genel kurulda tartışılacak bir gündemdir. Bu süreçte kendilerine bilgi verilmiştir ve bu zor dönemde yıpratılmamaları Altay’ın menfaatinedir. Eğer alternatif yönetim oluşturabilecek kişiler varsa, ilk seçimli genel kurulda göreve talip olabilirler. Belgeye ve resmi kanıta dayalı olmayan iddiaların tümü, dedikodudan öteye geçmeyen ve kulübümüze zarar veren içerikten ibarettir. İspatlı bilgi ve belgeye dayalı her iddia, camiamız tarafından titizlikle takip edilecektir. Yatırımcının paylaşımları kendi görüşleri olup, bu görüşlerin Altay’ın yönetimine müdahil olmasına gerek yoktur. Bu aşamada Yüksek Divan Kurulu, görüşmeleri kulüp adına yürüten Sayın Çoker ve yatırımcı adına yürüten Sayın Gürüz’ü de davet ederek bilgi almış ve bu süreçte inisiyatif alarak Altay’a zarar verecek her türlü mecradaki dedikodu mahiyetindeki paylaşımların sonlandırılması için tüm paydaşları aklıselime davet etmeye karar vermiştir. Altay ailemizin üyelerinin tümünden, dayanaksız açıklamalar yapılmaması hususunda dikkatlerini rica ederiz. Gereken tüm bilgi, gelişme oldukça kulüp tarafından duyurulacaktır. Bundan böyle polemik yaratacak asılsız iddialar dikkate alınmayacak; sadece belge ve kanıta dayalı konular üzerinden bu çaba sürecektir. Taraftarların ajite edilerek yanlış bilgilendirilmesini ve duyumlara dayalı iddiaların önlenmesini sağlamak amacıyla, tüm veriler Yüksek Divan Kurulu’na sunulmuş olup, gerektiğinde yasal zeminde kullanılmak üzere kayıt altına alınmıştır.”
13 saat boyunca enkaz altında kalan depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci
05 Aralık 2024 Perşembe - 11:02 13 saat boyunca enkaz altında kalan depremzede Evrim’in sessiz dünyasında protez sevinci Kahramanmaraş merkezli 11 ili vuran büyük depreme Hatay’da yakalanan 36 yaşındaki doğuştan sağır ve dilsiz Evrim Derviş Güleryüz, 13 saat boyunca enkaz altında kaldı, sol bacağını kaybetti. Geri kalan hayatına İzmir Çeşme’de bedensel engeli ile devam eden talihsiz kadın, İstanbul’dan İrade Adımları Derneğinin hediye ettiği protez bacak ile yeniden ayağa kalkmanın sevincini yaşadı. Doğuştan sağır ve dilsiz olan Evrim Derviş Güleryüz, 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük Kahramanmaraş depremine ailesiyle birlikte Hatay’da yakalandı. Evli ve 1 çocuk annesi talihsiz kadın, oturdukları 4 katlı apartmanın yıkılması sonucu enkaz altında kaldı. Enkaz altında kaldığı 13 saat boyunca bir fayans parçasının sol ayak bileğine denk gelmesi nedeniyle ayağında ciddi bir kesik oluştu. Kurtarıldıktan sonra Adana’daki bir hastaneye kaldırılan Güleryüz’ün yarası zamanla kötüleşince, doktorlar sol bacağını diz üstünden kesmek zorunda kaldı. Protezi ile yeniden hayata tutundu Depremin ardından yaklaşık 5 gün içinde annesi Hülya Derviş (57) ve kızıyla birlikte İzmir’e taşınan Evrim Derviş Güleryüz, burada tedavi için çare arayışına girdi. Bu süreçte, bir tanıdıkları aracılığıyla İstanbul’da bulunan İrade Adımları Derneği’ne ulaştı. Dernek, Güleryüz’e destek sağlayarak protez bacak temin edilmesine yardımcı oldu. Protezine kavuşan Güleryüz, yaşadığı zorlu sürecin ardından hayata yeniden tutunmayı başardı. Şimdi, tüm yaşadıklarına rağmen ailesiyle birlikte yeni bir başlangıç yaptı. “Evrim’e sağlıklı bir hayat diliyoruz” Evrim’in tedavi sürecine dair konuşan Fizyoterapist Renim Elşeyh, “Evrim özel durumuyla barışmış bir insandı. Yıllarca pes etmedi. Depremin ona kaybettirdiği her şeyi kazanmak için çaba gösteriyordu. Hastamız bacağını kaybetti ve protez taktırmak için bizlere başvurdu. Biz de protez süreciyle birlikte, gereken egzersiz ve yürüme eğitimleriyle ilerledik. Kendisine sağlıklı bir hayat diliyoruz” diye anlattı. “Bizi duygulandırdı” Ortez ve Protez Teknikeri Samet Yılmazer ise “Evrim Hanım’ı muayene ettiğimizde güdük formu ve duyusal engellerini de gözeterek, daha güvenli olması açısından pin sistem protez uygulanmasının faydalı olacağını düşündük ve kendisine uygun bir diz eklemi seçerek pin sistem protez uygulaması yaptık. Evrim Hanım’ın derneğimize ilk ziyareti ve tanışmamız esnasında hem sağır hem de dilsiz olmasına rağmen kendisini umut dolu gözlerle ifade ediyor olması bizi derinden etkiledi. Doğal afet sebebiyle uzvunu yitiren bir depremzedenin böylesine güler yüzlü ve istekli yaklaşımı, bizi son derece duygulandırdı” diye vurguladı. “Hayat standartlarının yüzde 80’ini geri kazandı” Evrim ile aralarındaki iletişimi, annesinin yardımları sayesinde sağlayabildiklerini anlatan Yılmazer, “İlk randevularımızda bu durum küçük aksaklıklara yol açsa da sonraki randevularımızda annesinden öğrendiğimiz kadarıyla işaret dili ile birebir iletişim kurabildik ve bu durumdan kendisi de gayet memnun oluyordu. Kendisini derneğimizden yolcu ederken uygulanan protez sayesinde hayat standartlarının yüzde 80 ini geri kazanmış olduğunu görebiliyorduk” şeklinde konuştu. “İmdat diye bağırmamı istiyordu” Deprem anında yaşadıklarını anlatan Güleryüz’ün annesi ev hanımı Hülya Derviş, “Depremde; Evrim, ben, Evrim’in kızı ve oğlumla beraber dördümüz enkaz altında kaldık. Birbirimizle iletişim kuramadık. Evrim yanımdaydı. Evren’in kızı kucağımdaydı. O da üşüyordu. Onun üzerine örttüm. Ayaklarını, ellerini ısıtmaya çalıştım. Evrim, ona bir şeyler anlatmamı istiyordu. Benim ‘imdat’ diye bağırmamı istiyordu. Kendisi de ‘imdat’ diye bağırdı; ama karanlık olduğu için Evrim’le iletişim kuramadım. Eline harfleri yazdım. Evrim beni öyle anladı; fakat Mehmet Ali bağırıyordu, ona dokunamadım, ona yetişemedim, biraz ilerideydi. Beton üzerimize düştü, hiçbir şey yapamadım” diye konuştu. “Acıdan yere yattım” Kendisinin 9, kızı Evrim’in ise 13 saat enkaz altında kaldığını ifade eden anne Hülya Derviş, şunları kaydetti: “Evrim’in kızı benden önce enkazdan çıktı. Oğlum Mehmet Ali ise ertesi güne kadar enkazda kaldı. Daha sonra Evrim’i Adana’da hastaneye götürdüler. Orada ayağını bilekten kestiler. Birkaç gün hastanede kaldı. Sonra Evrim’in ayağı iltihaplandı. Bize ‘ayağını temizleyeceklerini’ söylediler ve Evrim’i ameliyata aldılar. Ayağını diz üstünden kestiler. Ben orada acıdan yere yattım; çünkü hem oğlumu kaybettim hem de kızım bu haldeydi.” “Evrim’i yeniden hayata bağladılar” Depremden bir süre sonra İzmir’e geldiklerini ve kendilerine Çeşme Kaymakam’ının sahip çıktığını belirten Hülya Derviş, “Evrim’in bütün tedavisini karşıladılar. Bir tanıdığımızın aracılığıyla, İstanbul’da İrade Adımları Derneği tarafından protez takıldığını öğrendim. Dernek ile iletişime geçtim ve bizi İstanbul’a çağırdılar. Allah razı olsun. Bizimle çok ilgilendiler. Evrim’in ayağına protez taktılar. Evrim şimdi çok şükür ayağa kalktı. Yürümeye, kendine bakabilmeye ve kendi ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Bize yardım eden herkesten Allah razı olsun. Kızım yürüyebildiği için çok mutluyum. Onu tekrar hayata bağladılar” diye vurguladı. “Yürüyünce çok mutlu oldum” Depremde ayağının kesildiğini ve o an şok içerisinde kaldığını anlatan Evrim Derviş Güleryüz de “Doktora geldim, ameliyat oldum. Protez takılması için İstanbul’a gittim. Protez takılınca eskisi gibi yürümeye başladım. İrade Adımları Derneği’ne çok teşekkür ederim. Yürüyünce mutlu oldum. Kendi ihtiyaçlarımı giderebiliyorum” şeklinde konuştu.
İzmir’de 2 kardeş yangından son anda kurtuldu, aileye valilik sahip çıktı
05 Aralık 2024 Perşembe - 10:31 İzmir’de 2 kardeş yangından son anda kurtuldu, aileye valilik sahip çıktı İzmir’i Tire ilçesinde, 6 ay önce eşini kanserden kaybeden Pembe Bacaksız, rahatsızlanınca hastaneye giderken 2 çocuğunu yanına alıp 2 çocuğunu da evde bıraktı. Elektrik kontağından çıkan yangın sonucu iki kardeş yangına uykuda yakalandı ve alevlerin arasından son anda kurtuldu. Ev ve eşyalar küle dönerken, İzmir Valiliği talimatı ile aileye barınmaları için ilk olarak konteyner tahsis edildi, prefabrik ev yapımına ise hızla başlanıldı. Edinilen bilgiye göre, 6 ay önce eşi Mevlüt Bacaksız’ı kolon kanseri hastalığından dolayı kaybeden, 1’i zihinsel engelli 4 çocuk annesi Pembe Bacaksız (43), Tire Kireli Mahallesi’ndeki evinde geçtiğimiz günlerde rahatsızlandı. C.B. (11) ve A.B.’yi (15) evde bırakan anne Pembe Bacaksız, zihinsel engelli kızı S.B. (19) ile B.B. (4)’yi yanına alarak, kendisini hastaneye götürmesi için aynı mahallede yaşayan annesi Ayten Ceyhan’ın yanına gitti. İki kardeş yangında uyuyakaldı 2 kardeş C.B. ve A.B., evde uyudukları esnada elektrik kontağından yangın çıktı. Alevler evin içerisini sararken, son anda durumu fark eden 2 kardeş, kendilerini zar zor evin dışarısına attı. Ev çıkan yangında küle dönerken, anne ve 4 evladı kullanılamaz hale gelen evlerinin ardından gözyaşları döktü. Yaşanan olayın ardından 4 çocuğunu da yanına alan anne Pembe Bacaksız, yakınlarının yanına yerleşti. Devletin şefkatli eli aileye uzatıldı Olayın adından Tire AK Parti İlçe Başkanı Kadir Uğurlu, aileye yardımcı olmak için harekete geçti. Durumun Tire Kaymakamlığı ve İzmir Valiliğine bildirilmesi üzerine yetkililer, hızla olaya müdahil oldu. İzmir Valisi Süleyman Elban’ın talimatıyla, AFAD tarafından aile için mahallede konteyner tahsis edildi. Anne ve 4 çocuğu konteynere yerleşirken, prefabrik ev yapımına ise hızla başlanıldı. Ayrıca, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü de aileye destek sağladı. “Allah, devletimden razı olsun” 4 çocuğu ile tekrar hayata sarılan anne Pembe Bacaksız, yaşanan olayın ardından yaptığı açıklamada, “Kısa süre önce eşimi kaybettim, ardından evsiz kaldım. Yangında çocuklarımın kılına zarar gelmediği için çok mutluyum. Allah, devletimden razı olsun. Bizi aç ve açıkta koymadı” ifadeleri kullandı. Yangının ardından çok kez aileyi ziyaret eden Tire AK Parti İlçe Başkanı Kadir Uğurlu ise “Devletimizin gücü ve şefkatiyle, Tireli ailemize sahip çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bacaksız ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.
Rektör Prof. Dr. Budak ’Akşam Çayı’nda engelli öğrencilerle bir araya geldi
05 Aralık 2024 Perşembe - 09:51 Rektör Prof. Dr. Budak ’Akşam Çayı’nda engelli öğrencilerle bir araya geldi Ege Üniversitesinde ortak akıl ve istişare kültürünün yaygınlaşması amacıyla Rektör Prof. Dr. Necdet Budak tarafından başlatılan ve geleneksel hale gelen “Rektörle Akşam Çayı” programları devam ediyor. Rektör Prof. Dr. Budak, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında, akşam çayında Ege Üniversitesinde eğitim gören engelli öğrencilerle bir araya geldi. Programa üniversite üst yönetimi, senato üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Ege Üniversitesinin “Engelsiz” bir üniversite olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz; Tam Akredite, Öğrenci Odaklı, Sağlık Temalı bir Araştırma Üniversitesi olmanın yanında aynı zamanda ‘Engelsiz’ bir üniversite. Üniversitemizde 152 ön lisans ve lisans, 14 lisansüstü olmak üzere toplam 166 engelli öğrencimiz eğitim görüyor. Üniversitemiz kampüsünün her bir noktasını ‘Engelsiz Ege Üniversitesi’ mottosu ile tüm öğrencilerimiz ve personelimiz için erişilebilir kılmak adına önemli çalışmalar yürüttük. Başta ortak kullanım alanları olan sosyal tesisler, barınma, beslenme mekânları olmak üzere bünyemizde bulanan tüm birimleri, engellilerin daha rahat, daha verimli faydalanmaları, daha iyi eğitim almaları ve tüm imkânlara kolaylıkla ulaşabilmeleri adına hem fiziki hem de teknik anlamda uygun hale getirdik. Binalarımızın ve kampüs içerisindeki yollarımızın fiziki koşullarını engelli öğrencilerimiz ve personellerimize yönelik iyileştirmeler yaptık. Kütüphanemize görme engellilere yönelik seslendirilmiş eserler kazandırdık. Dijital uygulamamız olan EGEDERS sistemimizi hayata geçirerek tüm öğrencilerimizin eğitim öğretim materyallerine her yerden kolayca ulaşılmasını sağladık. Engelsiz Bilgilendirme Asistanı (EBA) uygulamasını Türkiye’de uygulayan ilk üniversite olduk. YÖK tarafından gerçekleştirilen 2024 Engelsiz Üniversite Ödül Töreni’nde ‘Engelsiz Program Nişanı’ kategorisinde iki programımız program nişanı ödülü alırken, üç alanda 14 bayrak ödülüne layık görüldük.” dedi. “Dijital ortamda erişimi kolaylaştıran uygulamalar” Engelli öğrencilere eşit koşullarda eğitim hakkı sunmak ve uluslararası standartlarda eğitim almalarını sağlamak için sürekli yeni uygulamaları hayata geçirdiklerini belirten Prof. Dr. Budak, “ Üniversitemizde bu hafta Web işaret dili eklentisi ve Web Erişilebilirlik Aracı uygulaması aktif olarak kullanılmaya başlandı. Web işaret dili eklentisi ile işitme engelli ve sağır bireyler, web sitesinde yer alan bilgilere yapay zeka destekli işaret dili ile erişebiliyor. Erişilebilirlik aracı ile az gören, kısıtlı görme engeli olan bireylere yönelik metin boyutları, satır aralıkları ve yükseklikleri ayarlanabilir hale getirildi. Ekran okuyucu ses sistemi ile ekrandaki veriler sesli şekilde kullanıcıya aktarılıyor. Tam görme engelli bireyler için ise resim betimleme, aktifleştirme ve bağlantı vurgulama gibi özellikler kullanılıyor. Renk körü bireyler için kontrast ayarı değiştirilerek içeriğe daha net ulaşım sağlanıyor. Disleksi ve dikkat dağınıklığı olan bireylere 3 farklı imleç kullanımı ve font değişikliği imkanı sunuluyor. Otizmli ya da panik atak yaşayan bireyler için web sitelerinde aniden beliren reklamlar, animasyonlar veya pop-up’lardan bireyin tetiklenmesini önlemeye yönelik animasyon durdurma özelliği bulunuyor. Bu özellik sayesinde bu bireyler web sitelerinden daha kolay yaralanma fırsatı elde ediyor” dedi. “Engelleri hep birlikte aşacağız” Engelli öğrencileri mezun olduktan sonra da yalnız bırakmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Budak, “Öğrencilerimize engelsiz bir üniversite yaşamı sunmanın yanı sıra mezuniyet sonrası da onlara destek vermek için de çabalıyoruz. Öğrencilerimizin başarılarıyla her zaman gurur duyuyoruz. Bugün aramızda mezun öğrencilerimiz de var. Ege Üniversitesi Emel Akın Yüksekokulu Moda Tasarım Bölümü’nden mezun olan öğrencimiz Selin Durgut, bu hafta JCI TOYP Türkiye tarafından verilen ‘Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’ alanında ‘JCI Türkiye Senatosu Özel Ödülü’ ile ödüllerine bir yenisini ekleyerek bizi yeniden gururlandırdı. Ege Üniversitesi olarak topluma katkı misyonumuz doğrultusunda yapacağımız çalışmalarla toplumun tüm kesimlerinde farkındalık oluşturarak, beyinlerdeki, kalplerdeki hep birlikte engelleri aşacağız” diye konuştu.
Alman firmaları ile 350’nin üzerinde ikili iş görüşmesi
05 Aralık 2024 Perşembe - 09:30 Alman firmaları ile 350’nin üzerinde ikili iş görüşmesi Almanya Federal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği, İzmir Ticaret Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odası iş birliğiyle düzenlenen “Türk-Alman Yatırım ve İş Birliği Günü Toplantısı”, rekor bir katılımla gerçekleşti. İki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi için yapılan ikili iş görüşmelerinde 250 İzmirli firma 32 Alman firmasıyla 350’nin üzerinde ikili iş görüşmesi yaptı. İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleşen “Türk - Alman Yatırım ve İş Birliği Günü” Toplantısı, Almanya Federal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg, T.C. Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Yeşim Kebapcıoğlu, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ile Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye - Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) Ticaret Çalışma Grubu Eş Başkanı Ender Yorgancılar’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Sorg: "İzmir, Alman yatırımcıların dikkatini çekiyor" İzmir’in coğrafi konumu, kentten Almanya’ya olan direkt uçuşlar ve modern altyapısı ile Alman yatırımcıların dikkatini çektiğini belirten Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçisi Sibylle Katharina Sorg, “Çok sayıda Alman şirket, İzmir’de uygun iş koşulları bulduğu için İzmir ile yakından ilgileniyor. İzmir ekonomisi inşaattan enerjiye, teknolojiden telekomünikasyon ve gıdaya kadar geniş bir yelpazede şekilleniyor. Bu geniş yelpaze de Alman firmaların dikkatini çekiyor. İzmir, Türkiye ve Almanya ilişkilerinde önemli bir role sahip. İzmir’de bağımsız bir Başkonsolosluğumuz olması bu ilişkilerin ne denli önemli olduğunun da bir göstergesi. Türkiye’de 8300’den fazla Alman sermayeli şirket faaliyet göstermektedir. Bu şirketlerin önemli bir kısmı ise otomotiv ve yenilenebilir enerji sektörlerine ilgi duymaktadır” dedi. Kebapcıoğlu: "Almanya’daki Türkler ilişkilerimizi özel yapan başlıca unsur" Almanya ile ilişkilerin yoğun ve çok boyutlu olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Yeşim Kebapcıoğlu, “İki yakın ortak ve müttefikiz. Dış ilişkilerimiz açısından Almanya’nın, aramızdaki bağların çeşitlilik ve zenginliği bakımından ön sıralarda yer aldığını söylemek mümkün. Almanya’daki Türk toplumu ilişkilerimizi özel yapan başlıca unsurdur. Almanya’da yaşayan ve toplumun her kesiminde bilimden spora, üretimden pazarlamaya kadar başarılı ve üstün faaliyet gösteren Türkler ilişkilerimizin geliştirilmesinde de önemli rol oynamaktadırlar. Aynı şekilde Türkiye’de faaliyet gösteren Alman şirketlerinin ve aramızda yaşayan Alman vatandaşlarının ülkemize olumlu katkılarını da önemsediğimizi belirtmek isterim” diye konuştu. Özgener: "Almanya en önemli ekonomik partnerimiz" Almanya ile ekonomik, siyasi ve kültürel bağlar açısından köklü ve uzun bir geçmişe sahip olunduğunu vurgulayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Almanya; birçok alanda ülkemizin en önemli ekonomik partnerleri arasında yer alıyor. Ülkemizin toplam ihracatında Almanya’nın payı %12 seviyelerinde. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde Almanya’ya yapılan ihracatımız 15.3 milyar dolar, ithalatımız ise 19.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2024 yılı sonunda ihracatımızın; geçmiş üç yılda 17-19 milyar dolar bandında gerçekleşen rakamları geride bırakacağını öngörüyoruz” dedi. Özgener, yatırımların ve ticaretin karşılıklı geliştirilmesine yönelik çabaların önündeki en büyük engelin iş insanlarının vize sorunu olduğunu belirtti. Berlin modeli İzmir’e taşınacak İki ülke arasında dijital dönüşüm, lojistik, otomotiv ve makine sektörlerinde ortak projeler üreterek mevcut iş birliğinin geliştirebileceğini ifade eden Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz Eylül ayında Berlin Yapay Zeka ve Dijitalleşme Merkezi’nde yeni teknolojileri yerinde inceledik ve Yapay Zeka Berlin Modelini İzmir’e taşımaya karar verdik. Dijital çağın öne çıkan temalarından biri olan dijital ikizler projesi ile Almanya’nın tecrübelerinden yola çıkarak İzmir’in kentsel planlamasına ve afet yönetimine de katkı sunmayı arzu ediyoruz” İzmir olarak tedarik zincirinin güçlü bir parçası olabiliriz Türkiye’nin Almanya firmaların değer zincirinde önemli bir tedarikçi olduğunu söyleyen Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye - Almanya Ortak Ekonomik ve Ticaret Komitesi (JETCO) Ticaret Çalışma Grubu Eş Başkanı Ender Yorgancılar, “Türkiye, Almanya firmaların değer zincirinde önemli bir tedarikçidir. Türkiye ve İzmir olarak, tüm avantajlarımızla küresel tedarik zincirlerinin güçlü bir parçası olmaya adayız. Türkiye’nin batıya açılan kapısı İzmir’de, toplam 2.300 ürün üretilmekte olup, bu veri tabanına kayıtlı ürünlerin %58,6’sına denk gelmektedir. Bu ürün çeşitliliğinin yanında sektör çeşitliliği de, İzmir’de üretim kabiliyetini göstermesi açısında çok önemlidir. Diğer yandan, net ihracatçı bir şehir olup, ülke sanayisinin %8’i, ihracatının %9,3’ü İzmir’de gerçekleştiriliyor. Almanya, Türkiye’deki en önemli yabancı yatırımcı ülkedir. Türkiye’de de 7 bin üzerinde Alman firması faaliyet gösteriyor. Bugün Almanya’da 80 bin Türk girişimci, yıllık 50 milyar avro ciro yapıyor. 500 bin civarında istihdam sağlıyor” dedi. Yorgancılar: "Vize sıkıntılarının çözülmesi için destek bekliyoruz" Yorgancılar sözlerini şöyle sürdürdü: “Ticaret hacmimizi karşılıklı olarak büyütmek için de vize sorununu çözümlememiz öncelik arz ediyor. Vize için randevu alma süreci maalesef ki çok uzun, randevu alabildikten sonraki bekleme süreci de uzuyor, vize alabilenlerin çoğu kısa süreli vize alabiliyor veya red görüyor. Üyelerimiz fuarlara gidemiyor, teknik ekiplerimiz makine kurulumu için vize alamıyor. Almanya vize red oranı ile listemizde 7. sırada. Ve Almanya’dan en fazla red yiyen şehir; Almanya’nın 1. sıradaki ticaret partneri olan İzmir. Bremen-Frankfurt İzmirimiz ile kardeş şehir. En fazla fuarlara katılım sağladığımız ülke Almanya. İthal ürünleriniz ile ihraç ürünleri en fazla kesişen şehirlerdeniz. O nedenle, Sayın Büyükelçimizden ricamız, iş insanlarımızın bu vize sıkıntısının hızla çözümlenmesi yönündeki kıymetli desteğidir” 4 önemli sunum yapıldı AHK Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Ersoy, TD-IHK Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Okan Özoğlu, GTAI Germany Trade and Invest Türkiye Temsilcisi Katrin Pasvantis ile BASF Türkiye CEO ve TÜSIAD Almanya Çalışma Grubu Başkanı Tolga Demirözü’nün katılımcılara bilgi verdiği toplantıya, Almanya Federal Cumhuriyeti İzmir Başkonsolosu Ralf Schröer, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Gökhan Arıkan, Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir ile meclis üyeleri katıldı.