Yerel Haberler
İzmir
22 Eylül 2024 Pazar - 11:44 Selçuk’ta geleceğin tohumlarını ekecek protokol İzmir’in Selçuk Belediyesi, Eylül Ayı Meclis Toplantısında oy birliği ile alınan kararla Karaot Yerel Tohum Derneği ile ortak çalışma ve iş birliği protokolü imzaladı. Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel, “Bu protokolü hayata geçirdiğimizde üretimin ne kadar kıymetli olduğunu ve üretimi ne kadar yayabilirsek o kadar iyi sonuçlar alabileceğimizi de önümüzdeki dönem içerisinde görecek ve keyifli bir üretim sezonuna dahil olacağız. Aslında biz geleceğe yerel tohumu şimdiden ekiyoruz” dedi. Efes Tarlası Yaşam Köyü’ndeki ve kent genelindeki tarımsal faaliyetlerin geliştirilmesi, tohum ve tarımsal ürünlerin üretilmesi, depolanması, dağıtılması için ekolojik tarım ve sağlıklı gıda üzerine çalışmalar yapan Karaot Yerel Tohum Derneği ile imzalanan ortak çalışma ve iş birliği protokolü ile Selçuk Belediyesi üreticiyi desteklemeye devam edecek. Efes tarlası yaşam köyü ve yerel üretici eğitim alacak İmzalanan protokol kapsamında Karaot Yerel Tohum Derneği, Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde ve köylerdeki üreticilere sağlıklı ve doğru tarım uygulamaları, atalık tohum ve fide üretimi, gübre ve su kullanımı gibi tarımsal üretime katma değer sağlayacak konular hakkında köy toplantıları düzenleyerek tarım ürünleri ve tarım metotları hakkında eğitim verecek. Aynı zamanda belediyenin kamusal yeşil alanlarının tamamında yapılacak olan peyzaj ve çevre düzenlemelerine Karaot Yerel Tohum Derneği danışmanlık yaparak Selçuk Belediyesine ait sera ve tarlalarda peyzajda kullanılacak bitkilerin üretimine destek olacak. “Geleceğe yerel tohumu şimdiden ekiyoruz” Karaot Yerel Tohum Derneği ile imzalanan ortak çalışma ve iş birliği protokolü ile keyifli bir üretim sezonuna dahil olacaklarını ve geleceğin yerel tohumlarını şimdiden ektiklerini belirten Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel, “Karaot Derneğinin ilk kurulduğu günden itibaren işin içerisinde olan çok değerli Cevdet Önder ile birlikte geçen ay itibariyle meclisimizden oy birliğimiz ile geçirdiğimiz ortak çalışma ve iş birliği protokolümüzü gerçekleştiriyoruz. Bu şekilde Efes Tarlası Yaşam Köyü, bütün köylerin hepsine dağılacak ve belediyeye ait olan arazilerde üretim tüm hızıyla devam edecek. Bunu yerel tohumla yapacağız. Şu anda bu protokolü gerçekleştirdiğimizde üretimin ne kadar kıymetli olduğunu ve ne kadar yayabilirsek çok daha iyi sonuçlar alabileceğimizi de önümüzdeki dönem içerisinde gerçekleştireceğiz ve keyifli bir üretim sezonuna dahil olacağız. Aslında biz geleceğe yerel tohumu şimdiden ekiyoruz. Ondan sonrasında da bütün köylerimizde bu üretimin hasıl olmasına sebep olacak” dedi.
22 Eylül 2024 Pazar - 11:30 Bayraklı’da Avrupa Hareketlilik Haftası kutlandı İzmir’in Bayraklı Belediyesi, Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında düzenlediği etkinliklerle çevre dostu ulaşımı ve sağlıklı yaşamı teşvik etmek için farkındalık oluşturdu. "Paylaşımlı Kamusal Alan” teması ve "Sürdürülebilir Yaşam için Birlikte Hareket Edelim" sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikler renkli görüntülere sahne oldu. Yoga, bisiklet turu, spor gösterileri ve yaya güvenliği eğitimlerine katılan vatandaşlar keyifli anlar yaşadı. Bayraklı Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikler birbirinden eğlenceli aktivitelerle coşkuyla gerçekleşti. Sabah yoga seansı ile başlayan programda katılımcılar, uzman eğitmen eşliğinde güne temiz havada hem bedensel hem zihinsel olarak zinde bir başlangıç yaptı. Ardından bisiklet turu ile devam eden etkinliklerde kent içi sürdürülebilir ulaşımı teşvik etmek ve karbon salınımını azaltmak amacıyla 40 bisikletli, Osmangazi Hizmet Binası’ndan Manavkuyu Mahallesi Paten Parkı’na kadar pedal çevirdi. Yaklaşık 5 kilometrelik parkurda güvenli sürüş kurallarına dikkat çeken bisikletliler, çevre dostu ulaşımın önemini vurguladı. Etkinlikler, bisiklet turuyla sınırlı kalmadı. Katılımcılar, uygulamalı ışıksız yaya geçidi eğitimi ile güvenli yaya geçiş kurallarını öğrenme fırsatı buldu. Gün boyunca düzenlenen badminton, zumba ve jimnastik gösterileri, her yaştan katılımcıya sporun ve eğlencenin tadını çıkarma imkanı sundu. Sahne performansları izleyicilerden büyük beğeni topladı. Zumba ve jimnastik gösterileri ise izleyicilere coşku dolu anlar yaşattı. "Hedefimiz daha temiz ve sağlıklı bir gelecek” Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, "Bu yıl "Paylaşılan Kamusal Alan" teması ile gerçekleşen, daha yeşil daha temiz, çevreyi ve geleceği hedefleyen Avrupa Hareketlilik Haftası etkinliklerimize katılan herkese teşekkür ediyoruz. Sürdürülebilir yaşam için birlikte hareket etmeye devam edelim. Karbon salınımının azaltılması, alternatif ulaşım modellerinin geliştirilmesi gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakma açısından oldukça önemli. Yerel yönetim olarak biz de bu konuda imkanlarımız dahilinde üzerimize düşeni yapacağız. Hedefimiz daha temiz ve sağlıklı bir gelecek” dedi.
22 Eylül 2024 Pazar - 11:07 El sanatlarının unutulmuş hazinesi: “Sadekarlık” İzmir Foça’da yaşayan Cihan Bilgen, kuyumculuk sanatının temel taşlarından biri olarak kabul edilen ve kıymetli madenlerin işlenmesiyle mücevherlerin sade kısımlarının oluşturulmasını sağlayan bir Osmanlı dönemi sanatı olan unutulmaya yüz tutmuş Sadekarlık zanaatını, son 10 yıldır yaptığı çalışmalar ile günümüz estetik anlayışıyla harmanlayarak benzersiz tasarımlara imza atıyor. Osmanlı Devleti döneminde saraylarda, padişahın ailesi ve devlet erkânı için özel mücevherler üreten kuyumcu atölyeleri bulunurdu. Bu atölyeler; babadan oğula geçen bir lonca düzeni ile yönetilir ve saray için değerli taşlar, metallerle süslenmiş tören eşyaları, Kur’an-ı Kerim kapları ve dekoratif objeler üretilirdi. Bu eşsiz sanatın ismi ise ‘Sadekarlık’ olarak bilinir, ince işçilik, uzun uğraşlar gerektiren kıymetli bir meslek olarak anılırdı. Çeşitli teknik bilgilerin yanı sıra el becerilerinin gelişmiş olmasının gerektiği Sadekarlık zanaatında; kıymetli metallerin dökümü, şekillendirilmesi ve süslenmesini içeren bir dizi işlem gerçekleştirilir. Bu süreçte metallerin eritilmesi, kalıplara dökülmesi, şekillendirilmesi ve son olarak cilalanması gibi adımlar yer alırdı. Modern dönemde ‘Sadekarlık’ Günümüzde Sadekarlık, geleneksel yöntemlerin yanı sıra modern teknolojilerin de kullanıldığı bir sanat dalı haline geldi. Unutulmaya yüz tutmuş zanaatlardan biri olan Sadekarlık, İzmir’in Foça ilçesinde yaşayan Cihan Bilgen gibi zanaatkarlar sayesinde yeniden hayat buluyor. Bilgen, Son 10 yıldır yaptığı çalışmalarla sadekarlığın estetik ve duygusal boyutunu gözler önüne seriyor. Bilgen’in elinden çıkan takılar, doğal malzemeler, geleneksel tekniklerle bir araya gelerek benzersiz tasarımlara dönüşüyor. “Sadekarlık zanaatını gücüm yettiği yere kadar devam ettireceğim” Bu eski zanaatı günümüz estetik anlayışıyla yeniden canlandırmaya çalıştığını ifade eden zanaatkar Cihan Bilgen, “Üniversiteden mezun olduktan sonra kültür sanat alanında çalışmalarda bulundum. Uzun yıllar çalıştıktan sonra hobi olarak başladığım geleneksel kuyumculuk tekniklerinden sadekarlığı yaşam biçimi olarak benimsedim. 10 yıl önce kurduğum ve tek başıma idare ettiğim bir atölyem var. Ölmekte olan unutulmaya yüz tutmuş ‘Sadekarlık’ zanaatını yaşatmaya çalışıyorum. Osmanlı Devleti döneminden gelen geleneksel kuyumculuk tekniği olan Sadekarlık zanaatını gücüm yettiği yere kadar devam ettireceğim” dedi.
İzmir Ekonomi’den 5 yılda 324 proje ile büyük başarı
04 Eylül 2024 Çarşamba - 10:30 İzmir Ekonomi’den 5 yılda 324 proje ile büyük başarı Yapay zeka, afet teknolojileri ve sürdürülebilirlik alanlarına yoğunlaşarak son 5 yıl içinde 324 araştırma projesine imza atan İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), başarısını uluslararası alanda da kanıtladı. İspanya merkezli derecelendirme kuruluşu Scimago Institutions Ranking tarafından yenilikçi bilgi, patentleşme performansı ve teknolojik etki göstergelerinden oluşan ‘inovasyon’ sıralamasında İEÜ, Türkiye’deki üniversiteler arasında 3’üncü sırada yer aldı. İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, “Dünya; teknoloji ve dijitalleşme temelli büyük bir dönüşüm içinde. Üniversite olarak bu dönüşüme önderlik etmek zorundayız. Bu görevi en iyi şekilde yerine getirmek hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Bu yıl yüzde 99.48’lik genel tercih oranına ulaşarak Türkiye’nin en çok ilgi gören vakıf üniversiteleri arasına adını yazdıran İEÜ, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından açıklanan Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Sıralaması’nda da dikkat çekici bir noktaya ulaştı. İEÜ, TÜBİTAK (BİGG) desteğiyle kurulan şirket sayısında Türkiye’deki tüm üniversiteler arasında 9’uncu, vakıf üniversiteleri arasında ise dördüncü sırada yer buldu. Atıf sayısında rekor artış İEÜ’nün bilimsel çıktı hacmi ve araştırma kalitesinin her yıl daha da arttığını belirterek detaylı bilgiler paylaşan Prof. Dr. Abacıoğlu, “2001-2023 yılları arasında üniversitemizde gerçekleşen adresli bilimsel yayın sayısı 2 bin 677 oldu. Bu rakamın yüzde 22.2’si, son iki yılda gerçekleşti. Bilimsel yayınlara 2022 yılında yapılan atıf sayısı 6 bin 185 olurken, bu sayı 2023 yılında 7 bin 1’e yükseldi. Atıf sayıları, bilimsel yayınların kalitesi ve bilim dünyasında gördüğü kabulle ilgili önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. 2001-2023 yılları arasında adresli bilimsel yayınlarımıza yapılan toplam atıf sayısı 36 bin 230 olarak gerçekleşti. Son üç yılda alınan atıf sayısı ise 18 bin 342 ile önceki 20 yıldan daha fazla oldu. Bütün bu rakamlar, son yıllardaki bilimsel çıktımızın hacim ve kalite artışını net bir şekilde ortaya koyuyor” diye konuştu. Dönüştürücü çözümler Üniversite olarak kendilerini sürekli güncellediklerini; dijital okuryazarlığı artırmak için idari personel de dahil olmak üzere herkese hitap eden projeler ürettiklerini ifade eden Prof. Dr. Abacıoğlu, “Evrensel ve çağdaş bilgi birikiminin genç beyinlere sunulduğu, öğrencilerin hayal gücünü harekete geçiren, sürdürülebilir ve inovatif üniversitelere doğru bir eğilim var. Bu doğrultuda biz de kendimizi sürekli güncelliyor; eğitim araçlarımızı, müfredatımızı ve stretejik planlarımızı çağın gerekleri doğrultusunda oluşturuyoruz. Üniversitemizde ‘Herkes İçin Kodlama’ adlı proje başlatarak öğrencilerimize, idari çalışanlarımıza ve akademisyenlerimize yönelik düşük kodlama eğitimi vermeye başladık. Eğitimlerimize katılanlar; basit yazılımlardan karmaşık yazılımlara kadar pek çok konuda bilgi sahibi olacak. Yazılım altyapımızı iyileştiriyoruz. Daha güçlü, daha hızlı ve kullanıcılar açısından kolaylıklar sağlayabilecek bir altyapı dönüşümü içerisindeyiz. Yaratıcı ve dönüştürücü çözümler üreten bir üniversite vizyonumuz doğrultusunda gerekli adımları atmayı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. 30’u uluslararası, 165’i sanayi ortaklığınde İEÜ Proje Geliştirme ve Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Onur Kanyılmaz ise, mühendislikte yüksek teknoloji; sosyal bilimlerde de niteliksel dönüşüm ve toplumsal faydayı ön plana çıkardıklarını belirtti. Kanyılmaz, “Son 5 yıl içerisinde 30’u uluslararası ve 165’i sanayi ortaklığında olmak üzere üniversitemizdeki öğretim üyelerimiz tarafından toplam 324 araştırma projesi gerçekleştirildi. 2024 yılı içerisinde 5 kritik teknoloji için de patent tescili aldık. Tüm bunlar, proje noktasında üniversitemizdeki gelişimin açık göstergesi” dedi.
Selçuk’ta okullarda temizlik alarmı
04 Eylül 2024 Çarşamba - 10:21 Selçuk’ta okullarda temizlik alarmı Selçuk Belediyesi, 2024-2025 eğitim öğretim yılı öncesinde kent merkezinde ve köylerde bulunan okullarda kapsamlı bir temizlik çalışması başlattı. 9 Eylül 2024 tarihinde başlayacak olan yeni eğitim öğretim dönemine hazırlık amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında ilk olarak Selçuk Belediyesi Park Bahçe ekipleri tarafından okul bahçelerinde bulunan yeşil alanların düzenlemesi, bakımları ve ağaç budamaları büyük bir titizlikle yapılmaya başlandı. Selçuklu öğrencilerin daha temiz ve güvenilir bir ortamda eğitim görmeleri aynı zamanda okul bahçeleri öğrencilerin kullanımına uygun bir hale getirilmesi için başlatılan çalışmada Efes Selçuk Belediyesi Temizlik İşleri ekipleri, okul bahçelerini ve bahçelerde bulunan spor alanlarını basınçlı ve köpüklü su araçlarıyla temizliyor. Her fırsatta eğitime destek olan ve önem veren Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel; “Efes Selçuk’ta eğitim gören her öğrenci ve buna olanak sağlayan tüm okullarımız bizim için çok değerli. Tüm öğrencilerimiz, çocuklarımız, gençlerimiz Efes Selçuk’un ve bizim geleceğimizdir. Çocuklarımızın temiz ve güvenli okullarda eğitim görmeleri, okul bahçelerinde gönül rahatlığıyla zaman geçirmeleri, koşturmaları ve spor yapabilmeleri için çalışmak da Efes Selçuk Belediyesi olarak bizim görevimiz. Bunun için de hem temizlik hem park bahçe ekiplerimiz yoğun bir şekilde çalışıyor. Yeni eğitim öğretim yılı için şimdiden hem öğrencilerimize hem de öğretmenlerimize başarılar dilerim” dedi.
Çağatay bebek, halasından aldığı organla hayata tutundu
04 Eylül 2024 Çarşamba - 10:13 Çağatay bebek, halasından aldığı organla hayata tutundu İzmir’de acil nakil olması gereken 5 kilo ağırlığındaki henüz 10 aylık olan Çağatay bebeğin imdadına üniversite öğrencisi halası Yasemin Topçu (19) yetişti. Karaciğerinden nakledilen bir parça ile hızla iyileşen yeğenini bağrına basan genç hala, “Yeğenim hayata döndü ya dünyada benden mutlusu yok. Sınavlara giremedim, dönem kaybettim ama yeğenimi kazandım” dedi. Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan ev hanımı Arife Topçu (30) ile güvenlik görevlisi Okan Topçu (31) çifti oğulları Çağatay 23 Ekim 2023’de kucaklarına aldı. Sorunsuz bir hamilelikten sonra 2 bin 550 gram ağırlığında dünyaya gelen bebek doğumdan sonra sararmaya başladı. Geçici yeni doğan sarılığı sanılan sorun bebek iki aylık olduğu halde geçmeyince çift soluğu doktorda aldı. Datça’dan Marmaris’e oradan İzmir’e üniversite hastanesine yönlendirilen bebeğin tetkiklerinde karaciğer enzimleri yüksek çıktı. Bilier atrezi (safra kanalları yokluğu) tanısı koyulan bebeğin sarılığının bu yüzden geçmediği ortaya çıktı. Karaciğerden safra akışının sağlanması için bebeğe 61 günlükken kasai ameliyatı yapıldı. Bu operasyondan sonra birkaç ay iyi olan bebeğin sağlığı tekrardan bozulmaya başladı. Kilo veren, sürekli ağlayan, sarılığı ve ağrıları artan bebek için anne babası zor ve korku dolu günler yaşarken kontrolünde oldukları çocuk gastroenteroloji uzmanı tarafından Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli Bölümü’ne yönlendirildi. Durumu iyice kötüleşen bebeğe acil nakil kararı alındı. Anne, baba, amca, hala gönüllü oldu ancak içlerinden tek uygun verici hala Yasemin Topçu çıktı. Muğla Üniversitesi Sıtkı Koçman Üniversitesi İİBF Fakültesi Kamu Yönetimi bölümü 1. sınıf öğrencisi hala, hiç tereddüt etmeden nakil masasına yattı. Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Opr. Dr. Kamil Kılıç, Opr. Opr. Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekibin geçtiğimiz 24 Haziran’da gerçekleştirdiği nakil sonrasında Çağatay bebek hızla iyileşmeye başladı. Nakilden birkaç gün sonra verici hala, bir haftası yoğun bakımda bir ay sonra da Çağatay bebek şifayla taburcu edildi. Nakil olmasaydı üç ay içerisinde kaybedebilirdik Bilier atrezi tanısıyla getirilen bebeğin nakile girerken sağlık durumunun çok kötü olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Kılıç, şöyle konuştu: “Bebek bize gelmeden aylar önce, 61 günlükken safra yolları için ameliyat olmuş ancak fayda etmemiş. Bize geldiğinde 10 aylık, 5 kilo ağırlığındaydı. Nakile girerken oldukça belirgin karaciğer yetmezliği ve büyüme, gelişme geriliği vardı. Karaciğer yetmezliğine bağlı olarak akciğerleri de etkilenmişti (hepatopulmoner sendrom). Bu durum büyüme ve gelişme geriliğini ağırlaştırıyordu. Nakil olmasa 3 ay içinde kaybetmemiz söz konusu idi. 6 kg. altında çocuklarda naklin riski yüksek olduğu için normal şartlarda bebekleri biraz daha büyütmek için bekliyoruz ama bu bebekte hastalığın ağırlığından dolayı beklemeye tahammülümüz olmadığından acil şartlarda nakil yaptık. Hastamız çok gecikmeden zamanında bir nakil ile sağlığına kavuştu. Halası verici oldu. Bilindiği gibi ülkemizde kadavra bağışlar çok az. Özellikle bekleyemeyecek durumda olan hastalarımıza canlı vericili nakiller yapıyoruz. Bizde aile bağları çok güçlü. Böyle bir durumda anne babaların yanı sıra büyük anneler, büyük babalar, halalar, teyzeler, dayı ve amcalar neredeyse verici olmak için yarışıyorlar. Bu vakamızda bunun en canlı örneklerinden birisi. Bu bebeğimiz acil nakil olmak zorundaydı ve halası ona bu imkanı sağladı. İkisi de iyi, şifayla taburcu ettik.” Halası oğlumun ikinci annesi oldu Sarılıkla başlayan nakille biten süreçte hastaneler, doktorlar arasında mekik dokuduklarını, bilinmezliklerle aylar geçirdiklerini belirten anne Arife Topçu, “Bebeğim çok zayıfladı, bir deri bir kemik kaldı. Ve gece gündüz sürekli ağlayan, hiç susmayan bir bebekti. Ağrıları vardı, ağlıyordu ama biz neden olduğunu anlayamıyorduk. Delirme noktasına gelmiştik. 10 aydır ağlayan bir çocuk vardı. Ama şu an Allah aşkına şükür sadece gülüyor. Hızla kilo aldı. Şimdi anne baba olduğumuzu, çocuk büyüttüğümüzü anladık. Çok mutluyuz. Bu mutluluğu görümcem, üniversite öğrencisi Yasemin’e ve doktorlarımıza borçluyuz. Yasemin yeğeni hayat vermek için sınavlarına girmedi, dönem kaybetti. Ama bir gün olsun ah demedi, yüzünü asmadı. O artık oğlumun ikinci annesi” diyerek duygularını dile getirdi. Büyük ders aldık Baba Okan Topçu da oğlunun sağlığına kavuşmasının mutluluğunu yaşarken, bu sürecin kendilerine büyük bir ders verdiğini söyledi. Topçu, “Öncelikle kardeşime çok teşekkür ediyorum. Bu yaşına kadar doktor, hastane görmemiş kardeşim hiç tereddüt etmeden bu büyük ameliyata girdi, oğluma hayat verdi. Hem ona hem doktorlarımıza sonsuz teşekkürler ediyorum. Bu süreç bize önemli ders verdi. Ne yazık ki bunlar başımıza gelmeden kan vermenin bile öneminin farkında değilmişiz. Eşim de ben de organlarımızı bağışlayacağız.” dedi. Hala olduğum için çok mutlu olmuştum Çağatay’ın hayat kahramanı olan hala Yasemin ise duygularını şöyle dile getirdi: “Çağatay dünyaya geldiğinde çok mutlu olmuştum. İlk defa halalık duygusunu onunla tadacaktım. Ama rahatsızlığını öğrendiğimiz günden beri çok mutsuzduk ailece. En çok da yengemle ağabeyim. Onların bu durumunu gördükçe kendimi çok kötü hissediyordum. Çağatay zaten hiç durmuyordu, sürekli ağlıyordu. Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyordu. O halini görmemek içim evlerine gitmek bile istemiyordum. Nakil için yengem ve ağabeyimin verici olamayacaklarını öğrendiğimiz gün ikisinin de yüz ifadesini ömür boyu unutmayacağım. O an hiç düşünmeden ben veririm, dedim. İyi ki de vermişim. Şimdi Çağatay’ı gördükçe dünyalar benim oluyor. Onu çok seviyorum. Birilerinin hayatına dokunabilmek çok güzel bir duygu. Herkesi organ bağışına davet ediyorum. Şu an çok mutluyuz ve tüm Acıbadem ailesine çok teşekkür ediyorum.”
Otuz yıl sonra yenilenen kardeşlik
04 Eylül 2024 Çarşamba - 09:48 Otuz yıl sonra yenilenen kardeşlik İzmir Ticaret Odasının (İTO) en eski kardeş odaları arasında yer alan Küba Ticaret Odası ile 1994 yılında yapılan anlaşma, tam 30 yıl sonra İzmir’de yeniden imzalandı. İki ülke arasındaki iş birliklerinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen organizasyon kapsamında İzmir Ticaret Odası’nı ziyaret eden 11 Kübalı firma ile İzmirli firmalar 65 iş görüşmesi gerçekleştirdi. 93. İzmir Enternasyonal Fuarı özel konuğu Küba’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Alejandro Francisco Diaz Palacios, İstanbul Başkonsolosu Ral Ernesto Madrigal Crdenas ve Küba Ticaret Odası Genel Sekreteri Omar de Jess Fernandez Jimenez İzmir Ticaret Odası’nı ziyaret etti. Ziyarete İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş ev sahipliği yaptı. Küba heyetinde yer alan Küba Cumhuriyeti Roma Büyükelçiliği Turizm Ataşesi Janet Mora Ferguson da turizm ile ilgili konuları görüşmek üzere İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş ve Meclis Üyesi Kıvanç Meriç ile bir araya geldi. Toplantıda, İzmir’in turizm ve sağlık turizmine ilişkin bilgilendirme yapıldı. Küba ve İzmir arasında başta sağlık turizmi olmak üzere işbirliği yapılmasına ilişkin görüşmeler gerçekleştirildi. 30 yıl sonra yeniden İki ülke arasındaki iş birliklerinin değerlendirildiği makam ziyareti sonrasında, “Küba Cumhuriyeti ile İş Yapma Toplantısı” düzenlendi. Açılış konuşmasında, Küba’nın Türkiye, İzmir ve İzmir Ticaret Odası için özel öneme sahip bir ülke olduğuna dikkat çeken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Özkardeş, “Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mahmut Özgener hem yerelde hem de ulusalda kurumlar arasında “birlikte iş yapma kültürünün” gelişmesini çok önemsiyor. Bizler de bu vizyon doğrultusunda ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Küba Ticaret Odası, Odamızın en eski kardeş Odaları arasında yer alıyor. Küba Ticaret Odası ile 1994 yılında ilk temasları kurduk, ilk kardeş Oda anlaşmamızı da yine aynı yıl imzaladık. Anlaşmamızın 30. yılı sebebiyle, Odalarımız arasındaki iş birliklerinin daha da derinleşmesi amacıyla anlaşmamızı yenileyeceğiz” dedi. Küba ile Türkiye arasında "sağlık" iş birliği Küba ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin artması gerektiğini vurgulayan Özkardeş sözlerini şöyle sürdürdü: “Küba; sağlık sektörü ve özellikle kanser tedavisi konusunda dünya çapında başarılar elde etmiş bir ülke. Küba’nın geliştirdiği aşılar, akciğer kanseri tedavisinde önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Biz de İzmir Ticaret Odası olarak “sağlık turizmi” ni çok önemsiyoruz. Bu noktada, ülkelerimiz arasında sağlık alanında iş birlikleri geliştirebiliriz. Türkiye’nin sağlık alanındaki sahip olduğu saygın kimliği, güçlü akademik altyapısı ve başarılı sağlık profesyonelleri ile tıp alanındaki mükemmeliyet anlayışının, Küba’nın inovatif bakış açısıyla birleşmesi halinde yeni ve etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sunabileceğimiz kanaatindeyiz” Büyükelçiden destek mesajı Konuşmasına iki ülke arasındaki bağları güçlendirmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Küba Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alejandro Francisco Diaz Palacios, “Türk ve Kübalı şirketler arasındaki ilişkileri geliştirmek için elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Yatırımların devamının gelmesi konusunda da sonuna kadar destek vereceğiz. Ben, şu anki iş birliği çalışmalarının sonuçlarını yakında beraber göreceğimize inanıyorum. Misafirperverliğiniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Burada sizler huzurunda bulunmaktan gurur duyuyoruz. Bugün pekiştireceğimiz Küba-Türkiye ikili iş görüşmelerinin meyvelerini yiyeceğimiz günü iple çekiyoruz” dedi. 65 ikili iş görüşmesi Açılış konuşmalarının ardından Küba Ticaret Odası Genel Sekreteri Omar de Jess Fernndez Jiménez bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda Küba’nın özellikle sağlık alanında yaptığı çalışmalar anlatıldı. Ülkedeki yatırım fırsatları hakkında bilgilendirme yapıldı. İzmir Ticaret Odası ile Küba Ticaret Odası arasında işbirliği anlaşması imzalandıktan sonra yapılan ikili iş görüşmelerinde ise, 11 Kübalı firma ile İzmirli firmalar 65 iş görüşmesi gerçekleştirdi.
Tarihi Sümerbank Bez Fabrikası’nın anısını yaşatan projeye ödül
04 Eylül 2024 Çarşamba - 09:36 Tarihi Sümerbank Bez Fabrikası’nın anısını yaşatan projeye ödül Genç mimarlar, Tarihi Kayseri Sümerbank Bez Fabrikası’nın anısını yaşatmak için proje tasarladı, ulusal mimarlık yarışmasında 3. oldu. Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi yeni mezun öğrencileri Sertaç Erbilgin, Gökalp Kalfa ve Zehra Çelik hazırladıkları proje ile “ERKUT 1935 Giriş Mekanları ve Yakın Çevresi Ulusal Öğrenci Fikir Yarışması’nda 85 proje arasında 3’üncü oldu. 30 üniversiteden mimarlık öğrencilerinin projeleriyle katıldıkları yarışmada, 1935 yılında kurulan Sümerbank Bez Fabrikası’nın anısının, fabrika alanının karşısında bulunan “Erkut 1935 Projesi” ile yaşatılarak “Geçmişe Bir Pencere, Geleceğe Bir Bakış” teması çerçevesinde ele alınması amaçlandı. Geçmişe bir pencere, geleceğe bir bakış Sertaç Erbilgin, Gökalp Kalfa ve Zehra Çelik’in üçüncülük alan projesi, Kayseri’nin tarihi dokusundaki kumaşı konut projesinde yenilikçi bir biçimde yansıtmasıyla dikkat çekerek ödüle layık görüldü. Üçüncülük ödülü alan projeleri ile ilgili bilgi veren genç mimarlar, “Kayseri’de 1935 yılında kurulan Sümerbank Bez Fabrikası hem tarihi hem de kültürel önemiyle öne çıkan bir yapı. Bu alanın karşısında yer alan yeni bir konut projesi kapsamında, fabrikanın anısını yaşatmak ve “Geçmişe Bir Pencere, Geleceğe Bir Bakış” teması doğrultusunda mekansal düzenlemeler yapılması amaçlanmıştı. Biz de projemizi geliştirirken, Sümerbank Bez Fabrikası’na atıfta bulunarak, peyzaj alanlarında ve giriş sirkülasyon alanlarında çeşitli dokuma ve kumaş temaları kullanılarak tasarladık. Projenin en önemli noktalarında kumaş malzemesine yer verdik. Peyzaj alanında çocuk oyun alanları, kamusal amfi, dikey tarım alanları ve çoklu kullanım küpleri gibi çok çeşitli kullanım alanları tasarladık. Bu alanlar hem sosyal etkileşimi artırmak hem de sürdürülebilir yaşam tarzlarını teşvik etmek amacıyla düşünüldü” dedi.
Aliağa’da balık sezonu, Balık Ekmek Şenliği ile kutlandı
03 Eylül 2024 Salı - 18:51 Aliağa’da balık sezonu, Balık Ekmek Şenliği ile kutlandı Aliağalı balıkçılar, ülke genelinde 1 Eylül tarihine başlayan 2024-2025 balık av sezonunu organize ettikleri balık ekmek şenliği ile kutladı. Etkinlikte vatandaşlara balık ekmek ikramları yapılırken çocuklar için yüz boyama etkinlikleri ile pamuk şeker ikramları miniklere mutlu anlar yaşattı. Canlı müzik, halk oyunları ve su gösterileri ise izleyenlerden büyük alkış aldı. Su ürünleri kooperatifi tarafından balıkçı barınağında organize edilen şenliğe Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, Aliağa İlçe Jandarma Komutanı Yusuf Can Gökgöz, Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr.Erdoğan Akyüz, Aliağa İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mazlum Selim Aksakal, Aliağa Amatör Balıkçılar ve Deniz Sporları Derneği (ALDER) Naci Biçer ve yönetimi, S.S. Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hakan Şengül ve yönetimi, birim müdürleri, siyasi parti temsilcileri, balıkçılar ve vatandaşlar katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Aliağa S.S. Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hakan Şengül, 2024-2025 balık av sezonunun bereketli geçmesi temennisinde bulundu. "Balık popülasyonunun artırılması için çalışmalarımız sürüyor" Aliağa’da balıkçılığın desteklenmesi ve Aliağa körfezinde balık popülasyonunun artırılması için yoğun caba sarf ettiklerini belirten Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, etkinlikte yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Aliağamız geçmişte önemli bir balıkçı kasabasıyken 1964 yılında ağır sanayi bölgesi ilan edildi. Aliağa, bununla birlikte sanayisi ile ön plana çıkan bir şehir haline geldi. Sanayileşmenin en fazla etkilediği alanlardan biri de balıkçılık oldu. Sanayileşmeyle birlikte bölgemizde özel güvenlik alanları oluşturuldu. Bu da maalesef körfezimizde balık popülasyonun azalmasına sebep oldu. Bu şartlarda gerek su ürünleri kooperatifimiz gerekse amatör balıkçılar derneğimiz balıkçılarımızı ayakta tutabilmek için elinden gelen mücadeleyi vermeye çalışıyor. Bizler de su ürünleri kooperatifimize destek olabilmek, şehrimizde balıkçılığın tamamen kaybolmasının önüne geçmek adına, geçtiğimiz yıl ilçe tarım müdürlüğümüz ile birlikte körfezimizde balık popülasyonunu artırılması amacıyla yapay resif çalışması yaptık. Geçtiğimiz yıldan bugüne Aliağa körfezine 200’e yakın yapay resif attık. Bu sayıyı yıl sonuna kadar 600’e çıkaracağız. Bu sayede birkaç yıl içinde Aliağa körfezindeki balık popülasyonunu artırmış olacağız. Önümüzdeki süreçte kooperatifimizle birlikte çekek yerimizi de genişleterek daha büyük teknelerin tamiratına imkan sağlayacağız. En büyük sorunlarımızdan biri olan barınağımızdaki yer sıkıntısını da yüzen iskele ile çözme cabasındayız. Balıkçılarımızı tüm imkanlarımızla desteklemeye devam ediyoruz. Her ne kadar sanayi şehri olsak da denizimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün bu organizasyonu düzenleyen su ürünleri kooperatifimize ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. 2024-2025 yılı av sezonunun bereketli olmasını diliyorum. Vira Bismillah” "Yapay resifler için Aliağa Belediyesi’ne teşekkür ediyorum" Balık tüketiminin önemine değinen Aliağa Kaymakamı Zekeriya Güney, “2024-2025 balık avı sezonunu 1 Eylül tarihi itibariyle açtık. Av sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılarımız ucuz ve bol miktarda balığın sofralara taşınmasında önemli bir görev üstleniyor. Bu çerçevede denizlerimizin temiz tutulması gerekliliğini de ayrıca vurgulamak istiyorum. Aliağa körfezine atılan yapay resifler için Aliağa Belediyesi’ne, bu güzel organizasyonun bayram havasında geçmesi için emek sarf eden su ürünleri kooperatifine de ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.