POLİTİKA - 10 Ocak 2025 Cuma 15:31

CHP Genel Başkanı Özel, İzmir’de iktidara kırmızı kart gösterdi

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özel, İzmir’de iktidara kırmızı kart gösterdi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de iktidarı eleştirerek, “Emekliyi sefalet ücretine mahkum edenlere, 14 bin 500 lira diyenlere kırmızı kart. Bu kırmızı kart bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu her yerde, her toplantıda, her sokakta, her pazarda, her işçi servisinde, tarlalarda, köylerde, bahçelerde, nereye gidiyorsak, ayak basıyorsak o yerde, 973 ilçede sandık gelene kadar ayağa kalkıyoruz ve kırmızı kartlarımızı gösteriyoruz. Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz” dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 3 gün boyunca çeşitli programlara katılmak üzere İzmir’e geldi. İlk olarak Kemalpaşa Ulucak’taki Hasan Türkmen Anadolu Lisesinin açılışını yapan Özel, daha sonra Kemalpaşa Belediyesinin toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Özel, açılışta yaptığı konuşmada iktidarı eleştirdi. “Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz. Bu iktidara kırmızı kart gösteriyoruz” diyen Özel, alanda bulunanlardan ellerindeki kırmızı kartları kaldırmalarını istedi.



"Bir büyük mücadeleyi başlatmaya kararlıyız"


Özel, “Emekliyi bu kadar ezerken emekli sussun istiyor, asgari ücretli bu kadar dardayken asgari ücretli sussun istiyor. Biz onları susturmamaya, onları meydanlara çağırmaya, bir büyük mücadele etmeye ant içtik, yemin ettik. Durmadan bu meydanları doldurmaya, emeklileri, emekçileri buraya çağırmaya ve bir büyük mücadele başlatmaya kararlıyız” dedi.



"Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz"


Özel, “Birileri sosyal medyadan, birileri oturdukları sıcak evlerinden burun büküp ’Ne yapacaksınız?’ diyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıp, kadına karşı şiddeti artıranlara kırmızı kart. Emekliyi sefalet ücretine mahkum edenlere, 14 bin 500 lira diyenlere kırmızı kart. Asgari ücrete yüzde 30 zam verip, cebimizin her birinden 8’er bin lira alanlara, 30 bin asgari ücret yapmayanlara var mısınız kırmızı kart? Tayyip Erdoğan’a emekliyi yok saydığı için kırmızı kart gösteriyoruz; asgari ücretliyi yok saydığı için, çiftçiyi yok saydığı için kırmızı kart gösteriyoruz. Bu kırmızı kart bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu her yerde, her toplantıda, her sokakta, her pazarda, her işçi servisinde, tarlalarda, köylerde, bahçelerde, nereye gidiyorsak, ayak basıyorsak o yerde, 973 ilçede sandık gelene kadar ayağa kalkıyoruz ve kırmızı kartlarımızı gösteriyoruz. Geçim oluyorsa o zaman ‘sorun yok’ dedik. Sarı kartı 31 Mart’ta gördünüz dedik ama sizi duymadılar, sizin sesinizi söyleyen bizi dinlemediler. Bundan sonra ondan bir şey istemek yok. Geçim olmazsa, geçim yoksa seçim var. Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz. Kim şikayet ediyorsa, kim seçim istiyorsa kartını kaldırsın. Bu iktidara kırmızı kart gösteriyoruz” diye konuştu.



"İnsanların bir gün tatil hakkı yok, bir gün güzel geçirecek parası yok"


CHP Genel Başkanı Özel, “İstediği kadar engellesinler, biz parkta yapacağız, kreş de yapacağız, okul da yapacağız, kent lokantası da yapacağız ve yardımları da sürdüreceğiz. Ankette ‘En çok neden memnunsun?’ diye sorulduğunda, ‘Yapılan konserlerden’ diyor insanlar. Neden konsere saldırdı? Konserler israfmış. İnsanların bir gün tatil hakkı yok, bir güzel gün geçirecek parası yok. Aldığı maaşı kiraya verse aç kalıyor, karnını doyursa sokakta kalıyor; insanların umudu yok, neşesi yok ve ilk 9 ayda yapılan işlere bakınca anneye yapılan katkılar, çocuklara yapılan katkılar, öğrenciye yapılan katkılar, sosyal yardımlar çok değerli. Ama en çok da gençler diyorlar ki ’Ücretsiz konserler de çok önemli.’ O yüzden birisi hasetlik yapıyor diye, kıskançlık yapıyor diye yaptığımızdan asla geri durmayacağız” dedi.



"Asgari ücretli iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, şimdi 3.5 çeyrek altın alabildi"


Özgür Özel, belediyelerin SGK borçlarına da değinerek, “Parayı hesapta gördüğü zaman saldırıyor, alıyor. Borcu kim yaptı? Vallahi Sosyal Güvenlik Kurumunun dünya kadar borcu, alacağı var. Yüzde 10 belediyelerin, yüzde 90’ı şirketlerin. Ben gittiğim şehirde kuyumcu gördüm mü giriyorum, hesap makinesini alıyorum hesap yapıyoruz; emekli maaşı kaç altın ediyor AK Parti gelmeden önce, şimdi kaç kaç altın ediyor? Asgari ücret kaç altındı, şimdi kaç altın ediyor diye. Bu hesapları yapınca çıldırıyor. Çünkü Tayyip Bey gelmeden önce bir emekli, en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alıyordu. Son verdiği emekli maaşıyla emekli 2,5 çeyrek altın alıyor. 14 bin 500 lira yapacak, 2.8 çeyrek altın alacak. Bu iktidardan önce 8 çeyrek altın, şimdi 3 çeyrek bile almıyor. Her ay 5 çeyrek altından fazlası kayıp. Asgari ücretli bu iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, geçen ay verdiği maaşla ancak 3.5 çeyrek altın alabildi. Şimdi, verdiği maaşla ocak sonunda maaşlar ödenene kadar altın artmasa bile 4.5 çeyrek altın alacak. Yine her asgari ücretli 2.5 çeyrek altın kayıpta AK Parti’de” ifadelerini kullandı.



"6 ayda bir SGK’nın alacakları açıklanır ama açıklayamıyor"


"Asgari ücretliye zam vermek yerine cebinden para aldılar” diyen Özgür Özel, şöyle devam etti:


“Gerçek enflasyon yüzde 80. TÜİK’in hesabı 46 ama yüzde 30 verdiler, emekliye ise 15 bin TL verdiler. Emekliye, memur emeklisine seyyanen zam şart. En düşük emekli maaşının bir asgari ücret olması şart. Asgari ücretin en az 30 bin lira olması şart. Emekliler Tayyip Bey geldiği gün 1.5 asgari ücret alıyordu, bugünkü hesapla 33 bin lira. Şimdi 14 bin 500 lira; yani bu aradaki farkı görmek lazım. Ben bunları söyleyince çıldırıyor. SGK’nın bütün alacağını altın hesabına vurdum; SGK’nın toplam 10 kamyon 270 ton altın alacağı var. Bunun 30 tonu belediyelerden, 240 tonu şirketlerden. 30 tonluk belediyenin üçte biri AK Partili belediyelerin 10 tonu, üçte ikisi; CHP, İYİ Parti, DEM Parti, Yeniden Refah bütün belediyelerin. Bu üçte ikinin de yarısı AK Partililerden kalmış borç ve faizler; yani 10 kamyonun bir kamyonu belediyelerin, kamyonun da üçte ikisi AK Parti’nin yaptığı borç. Kanun diyor ki 6 ayda bir SGK’nın alacakları açıklanır ama açıklayamıyor. Niye? Hepsi yandaş şirket.”


Toplu açılış törenine ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP’li milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.



CHP Genel Başkanı Özel, İzmir’de iktidara kırmızı kart gösterdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da dijital sektörlerde NEET’lerin istihdamının arttırılması projesi sona erdi Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Bilim Eğitim Vakfı tarafından yürütülen "Dijital Sektörlerde NEET’lerin İstihdamının Arttırılması Projesi"nin kapanış etkinliği, yerel kurumlar, STK’lar ve gençlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan DTSO Bilim Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya, kent ekonomisinin geleceği olarak gördükleri genç nüfusa daha iyi eğitim verilemediğini ve istihdama katılımda zorlanıldığını belirtti. Kaya, “Gençlerimiz iş aramaktan vazgeçiyor, işletmeler ise nitelikli iş gücüne ulaşamıyor. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Hele ki gittikçe dijitalleştiğimiz, yeni nesil işlerin geliştiği günümüzde gençlerin ekonomiye katılımı çok önemli. Bunun için yerelde yeni modeller çalışmalıyız ve özel politikalar geliştirilmesi için de girişimlerde bulunmalıyız” şeklinde konuştu. DTSO Proje Birimi Uzmanı Lezgin Yalçın ise, Karacadağ Kalkınma Ajansı ve Gençlik ve Değişim Derneği ortaklığında, Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü ve Diyarbakır İşkur İl Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen projede 1.200 gence ulaşıldığını, bunlardan 177’sine uzun süreli eğitimler ve iş arama destekleri verildiğini belirtti. Yalçın, eğitim programlarının yanı sıra yarışmalar ve eşleştirme çalışmalarının da yapıldığını ifade etti. Saha çalışmasının sonuçlarını da DTSO Genel Sekreter Yardımcısı Meryem Özdemir Ok tarafından paylaşıldı. 18-29 yaş arasındaki 627 genç ile yapılan görüşmelerde, gençlerin iş bulmada zorluk çektikleri, eğitim aldıkları alanların iş bulmalarını kolaylaştırmadığı ve ekonomik sorunlar nedeniyle eğitim ve sosyal etkinliklere katılamadıkları ifade edildi. Ayrıca, gençlerin büyük bir kısmının mesleki yeterliliğe sahip olmadığı vurgulandı. Etkinlik, yerel kurumlar, belediyeler, STK’lar ve gençlerin değerlendirme konuşmalarıyla sona erdi.
Tunceli CHP’li Erol’dan korkutan deprem uyarısı: "Bingöl’de muhtemel 7.4’lük deprem Tunceli’de 10 büyüklüğünde hissedilecek" CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol başkanlığında 23 milletvekilinden oluşan heyet, deprem konusunda inceleme ve görüşmeler yapmak için Tunceli’ye geldi. Milletvekili Erol, deprem bilimci Naci Görür’ün kendilerine yaptığı sunumda Bingöl’de meydana gelebilecek 7.4 büyüklüğündeki depremin Tunceli merkezin bazı mahallelerinde 10 büyüklüğünde hissedilebileceğini söylediğini ifade etti. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol başkanlığında 23 milletvekilinden oluşan çalışma grubu, Elazığ ve Tunceli’de muhtemel depreme hazırlık raporu oluşturmak için temaslarda bulunuyor. Elazığ ziyaretinin ardından Tunceli’ye gelen heyet, Vali Bülent Tekbıyıkoğlu’nu ziyaret ettikten sonra Moğultay Mahallesi’nde bulunan Hüseyin Güntaş Kültür Merkezinde sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşlarla bir araya geldi. CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, yaptığı konuşmada, "Buraya gelmeden önce Naci Görür hocayı Ankara’ya davet ettik. Kendisi heyetimizi muhtemel Bingöl depremi hakkında bilgilendirdi. Çok detayına girmek istemem ama yaptığı sunumda tüylerimiz diken diken oldu. Yani dört fay hattının arasındayız. Muhtemel bir depremin Tunceli’nin bazı bölgelerine yansıması çok daha şiddetli olacak. Yani Bingöl depremi eğer 7.4 olursa Tunceli merkezin bir çok mahallesinde bu on büyüklüğünde hissedilecek. Ve böyle bir depremde taş üstünde taş kalmama riski var. Zeminin kötü, sulu oluğu bölgede çok büyük risk var. Ama biz Tunceli’yi bu süreçte sahipsiz bırakmayacağız. Tunceli ile ilgili heyet olarak bakanlıklar ve bürokratlarla gerekirse sayın Cumhurbaşkanı ile görüşeceğiz. Tunceli’de, ölümleri, enkazları engelleyeceğiz. Yani deprem olduktan sonra geçmiş olsun demek için gelmeyin, Tunceli’ye hizmet getirin diyeceğiz" dedi. Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu ile Ankara’da kentin depreme hazırlanması konusunda bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiklerini kaydeden Erol, "Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanına gittik. Belediye ile ilgili çöp araçları, ödemeler, arsa takasları, yeni belediye binası yapımı, kentsel dönüşüm konusundaki talepler iletildi. Bakan bu konuda talimat verdi. İlk aşamada 375 köy konutunun ihale talimatı verildi. Buradaki köy konutları prefabrik değil iklim koşullarından dolayı betonarme yapılacak. Kentsel dönüşüm kapsamında 280 dairenin hemen yapılması talimatı verildi. Yeni belediye binası, rezerv alanı, şehir meydanı gibi çalışmalar da ardından gelecek. Yani hem depreme yönelik sağlamlaştırma hem de şehri yeni bir vizyon katma anlamında çalışmalar yapılacak" diye konuştu. Tunceli Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu’nun depreme hazırlık konusunda önemli çalışmalar yaptığını hatırlatan Milletvekili Gürsel Erol, CHP grubu olarak kendilerinin de depremin faciaya dönüşmemesi ve deprem dirençli kent haline getirilmesi konusunda ellerini taşın altına koyduklarını kaydetti. Konuşmaların ardından heyet üyeleri, sivil toplum ve meslek kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlardan gelen soruları yanıtladı.
İzmir CHP Genel Başkanı Özel: “İzmir ile helalleşme olacak” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “İthal vekil konusunda teminat benim. İmkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında Ege Belediyeler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen programda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özel, gazetecilerin gününü kutladı. Burada konuşan Özel, “İzmir benim için çok kıymetli. Hem komşu kentimiz, 20 dakika yolla Bornova Osman Kibar Meydanı’nda olabilecek kadar İzmir’in içindeyim. Genel başkan sıfatıyla da İzmir’in siyasetini İzmir’e borcu olan siyasetçilerin İzmir’e hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da adım atmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu. “Terör bitecekse her şeyi yaparım” Tuvaletleri işleten bir şirkette çalışan insanların, belediyede işe alınmadıkları için protesto etiklerini belirten Özel, şunları kaydetti: “Gelir protesto eder, hak bu. Bizi engellemedikten sonra istediği pankartı açar, istediği sloganı atar. Ama Türkiye’de işler böyle yürümüyor. Kollukla iş birliği içinde olması gereken basın, kolluğun yanlışını yazınca dava açılabiliyor. Dezenformasyon yasası diye bir şey var, liderler bunu Putin’den öğrendi. AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcıları ‘Öyle şey olmayacak’ dedi. Ama şimdi gazetecilerin başına ne gelirse bu dezenformasyon yasasından geliyor. Biz 31 Mart seçimlerinden sonra özeleştirilerde hep şunu gördük; ‘Bu bize yakışmaz, öyle bir şey yok. Onların demesiyle terörist mi olacağız’ dendi. Ama öyle bir medya gücü, sosyal medyada harcanan milyarlar ve görevini yapması gerekenlerin elinin armut topladığı dönemde gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu yoktu. Devlet eliyle CHP’nin terör örgütü yakını olduğu yayıldı. Kimse bir şey yapmadı. Seçimden sonra montaj dendi. Gerçeği söyleyenlere şu anda en kolay yoldan terörist damgası vuruyorlar. CHP el sıkınca ‘DEM’lenmek, el sıkan Devlet Bey olunca ‘barış eli uzatıldı’ Tayyip Bey de ‘barış elini taktir etti’ oluyor. Bir anda kürsüye Abdullah Öcalan gelsin, çağrı yapsın. Bir yanda ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır’ dedi. Ben bir şehit az gelecekse, üzerine bin görev düşüyorsa hepsini yaparım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama başkasının siyasi oyununun parçası olmam.” “İktidar partisinin Genel Başkanı olarak geleceğim” “Bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, tamamına hâkim olamayacağı Gazetecilik Kanunu, Medya Kanunu için çalışacağız” diyen Özel, sözlerine şunları da ekledi: “Örneğin birden fazla gazete sahibi olmanın yasaklanabilir. Beş ve on yıl sonra kamu ihalesiyle meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, sarı basın kartının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından dağıtılacak. Basın İlan Kurumu’nun gazeteci meslek örgütü tarafından denetlendiği, siyasi saiklerle ilanların dağıtılmadığı bir düzen istiyoruz. Türkgün ilan alırken Sözcü, Evrensel, Birgün, Korkusuz ilan alamıyor. Ne kadar iktidara yakınsan o kadar ilan alıyorsun. Basının bir daha ele geçirilememesini istiyoruz. Eğer basın zapt edilemeseydi Türkiye bu kadar zapt edilemezdi. İzmir’de birçok sıfatla geldim. Umarım birkaç seneye İzmir’e iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim.” “İthal vekil konusunda teminat benim” İthal vekil konusunda teminatın kendisi olduğunun altını çizen Özel, “En ağır fatura İzmir’e çıktı. Bazı arkadaşlarımız kendi istekleri dışında geldi. İki genel başkan yardımcımız iki bölgede de birinci sırada oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısı, doğal olarak burada performans gösteremiyor. İzmir’de yük birkaç arkadaşımızın sırtında. Keşke imkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Elbette kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Hatta bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak. Belediye başkanlığında gördünüz. Kadın dedik kadın koyduk, genç dedik genç koyduk” ifadelerini kullandı. "Ekonomik darbe girişimi" İzmir’deki 31 ilçenin 31’ni neredeyse alacaklarını, Menemen’de genel seçimde oylarının çok önde olduğunu ifade eden Özel, “Bizim İzmir’e borcumuz büyük. İlk yılın zorluklarını yaşadık. Finansal bir toplanma için İzmir’e 1,7 milyarlık saldırıda bulundular. Bu yapılanı askeri yolla yapsalar askeri darbe olurdu. Yaptıkları mali darbe. Belediyeye maaş ödettirmemeye çalışıyorlar. Otobüs çalışmasın, çöp toplanmasın, oradan siyaset yapacak. Bu ekonomik darbe girişimi. Askeri darbe gibi anayasal suçu olmasa da vicdanen bence şiddete bulaşmamakla birlikte zihniyet olarak aynı kötücül aklın ürünü” diye sözlerine ekledi. "Basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum" Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için geldik. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla, çalışma şartlarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü, sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye’nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” açıklamalarına yer verdi. "İzmir basınının yanındayız" Hem CHP’liler olarak hem de İzmirlilerin sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak, namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduklarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle konuştu: "İzmir’imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir’de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum, önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız.”