Yerel Haberler
İzmir
CHP Genel Başkanı Özel: “İzmir ile helalleşme olacak” 10 Ocak 2025 Cuma - 18:15:26 Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “İthal vekil konusunda teminat benim. İmkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir programı kapsamında Ege Belediyeler Birliği ev sahipliğinde düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü programına katıldı. Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleştirilen programda basın mensuplarıyla bir araya gelen Özel, gazetecilerin gününü kutladı. Burada konuşan Özel, “İzmir benim için çok kıymetli. Hem komşu kentimiz, 20 dakika yolla Bornova Osman Kibar Meydanı’nda olabilecek kadar İzmir’in içindeyim. Genel başkan sıfatıyla da İzmir’in siyasetini İzmir’e borcu olan siyasetçilerin İzmir’e hizmet etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada da adım atmak hepimizin boynunun borcu” diye konuştu. “Terör bitecekse her şeyi yaparım” Tuvaletleri işleten bir şirkette çalışan insanların, belediyede işe alınmadıkları için protesto etiklerini belirten Özel, şunları kaydetti: “Gelir protesto eder, hak bu. Bizi engellemedikten sonra istediği pankartı açar, istediği sloganı atar. Ama Türkiye’de işler böyle yürümüyor. Kollukla iş birliği içinde olması gereken basın, kolluğun yanlışını yazınca dava açılabiliyor. Dezenformasyon yasası diye bir şey var, liderler bunu Putin’den öğrendi. AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcıları ‘Öyle şey olmayacak’ dedi. Ama şimdi gazetecilerin başına ne gelirse bu dezenformasyon yasasından geliyor. Biz 31 Mart seçimlerinden sonra özeleştirilerde hep şunu gördük; ‘Bu bize yakışmaz, öyle bir şey yok. Onların demesiyle terörist mi olacağız’ dendi. Ama öyle bir medya gücü, sosyal medyada harcanan milyarlar ve görevini yapması gerekenlerin elinin armut topladığı dönemde gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu yoktu. Devlet eliyle CHP’nin terör örgütü yakını olduğu yayıldı. Kimse bir şey yapmadı. Seçimden sonra montaj dendi. Gerçeği söyleyenlere şu anda en kolay yoldan terörist damgası vuruyorlar. CHP el sıkınca ‘DEM’lenmek, el sıkan Devlet Bey olunca ‘barış eli uzatıldı’ Tayyip Bey de ‘barış elini taktir etti’ oluyor. Bir anda kürsüye Abdullah Öcalan gelsin, çağrı yapsın. Bir yanda ‘Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır’ dedi. Ben bir şehit az gelecekse, üzerine bin görev düşüyorsa hepsini yaparım. Terör bitecekse her şeyi yaparım. Ama başkasının siyasi oyununun parçası olmam.” “İktidar partisinin Genel Başkanı olarak geleceğim” “Bir daha kimsenin yandaşlaştıramayacağı, tamamına hâkim olamayacağı Gazetecilik Kanunu, Medya Kanunu için çalışacağız” diyen Özel, sözlerine şunları da ekledi: “Örneğin birden fazla gazete sahibi olmanın yasaklanabilir. Beş ve on yıl sonra kamu ihalesiyle meşgul olanların gazete sahibi olamadığı, sarı basın kartının sadece gazetecilik meslek örgütü tarafından dağıtılacak. Basın İlan Kurumu’nun gazeteci meslek örgütü tarafından denetlendiği, siyasi saiklerle ilanların dağıtılmadığı bir düzen istiyoruz. Türkgün ilan alırken Sözcü, Evrensel, Birgün, Korkusuz ilan alamıyor. Ne kadar iktidara yakınsan o kadar ilan alıyorsun. Basının bir daha ele geçirilememesini istiyoruz. Eğer basın zapt edilemeseydi Türkiye bu kadar zapt edilemezdi. İzmir’de birçok sıfatla geldim. Umarım birkaç seneye İzmir’e iktidar partisinin genel başkanı olarak geleceğim.” “İthal vekil konusunda teminat benim” İthal vekil konusunda teminatın kendisi olduğunun altını çizen Özel, “En ağır fatura İzmir’e çıktı. Bazı arkadaşlarımız kendi istekleri dışında geldi. İki genel başkan yardımcımız iki bölgede de birinci sırada oldu. Bir partinin genel başkan yardımcısı, doğal olarak burada performans gösteremiyor. İzmir’de yük birkaç arkadaşımızın sırtında. Keşke imkan olsa İzmir’de seçimi komple yenilesek. Elbette kontenjan vekil olur ama olacaksa bile İzmir ile bağı olan konmalı. Hatta bizim İzmir’e borcumuz var. İzmir ile helalleşme olacak. Belediye başkanlığında gördünüz. Kadın dedik kadın koyduk, genç dedik genç koyduk” ifadelerini kullandı. "Ekonomik darbe girişimi" İzmir’deki 31 ilçenin 31’ni neredeyse alacaklarını, Menemen’de genel seçimde oylarının çok önde olduğunu ifade eden Özel, “Bizim İzmir’e borcumuz büyük. İlk yılın zorluklarını yaşadık. Finansal bir toplanma için İzmir’e 1,7 milyarlık saldırıda bulundular. Bu yapılanı askeri yolla yapsalar askeri darbe olurdu. Yaptıkları mali darbe. Belediyeye maaş ödettirmemeye çalışıyorlar. Otobüs çalışmasın, çöp toplanmasın, oradan siyaset yapacak. Bu ekonomik darbe girişimi. Askeri darbe gibi anayasal suçu olmasa da vicdanen bence şiddete bulaşmamakla birlikte zihniyet olarak aynı kötücül aklın ürünü” diye sözlerine ekledi. "Basın şehitlerimizi saygıyla anıyorum" Ege Belediyeler Birliği Başkanı ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ise “Bugün buraya sadece basın toplantısı için değil demokrasimizin can damarını oluşturan basın özgürlüğünü savunma mücadelesine destek vermek için geldik. Gazetecilerin çalışanı çalışmayanı olmaz. Ama 10 Ocak Gazeteciler günü, basın tarihinde çetin bir mücadelenin günüdür. 1961 yılında yürürlüğe giren 212 sayılı kanunla, çalışma şartlarını iyileştiren, yasal zemine oturtan gazetecilerin ülkemize örnek direnişin günüdür. Tüm basın şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Basın susturulmak ve mahkûm edilmek isteniyor ancak basın ulusun sesidir. Basın özgürlüğü, sadece basın emekçilerinin meselesi değildir. Tarafsız ve korkusuz basın demokratik bir toplumun teminatıdır. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasiye sıkı sıkı sarılmaktır. Özgür bir basın olmadan demokratik bir toplum inşa edilemez. Basını susturmak halkı susturmaktır. Sansüre hayır diyenlerin göreve gelmesi zorunluluktur. Basın hürdür, asla sansür edilemez. Halkın çıkarlarını savunmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Biz basın özgürlüğünü sadece hak değil ulusal bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Türkiye’nin geleceği gazetecilerimizin kalemiyle, mikrofonuyla ve cesaretiyle şekillenecektir. Hep birlikte özgürlüklerin genişletildiği adaletin sağlandığı bir Türkiye’yi inşa edeceğimizden şüphem yoktur” açıklamalarına yer verdi. "İzmir basınının yanındayız" Hem CHP’liler olarak hem de İzmirlilerin sorumluluk verdiği yerel yöneticileri olarak, namusla ahlakıyla, toplumun vicdanına ses olmak için gecesini gündüzüne katan gazetecilerin her zaman yanında olduklarını anlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, şöyle konuştu: "İzmir’imizin yerel basının güçlenmesi için her zaman yanında olacağız. Bunu İzmir’de gazetecilik yapan değerli arkadaşlarımız biliyor. Gazetecilik ne kadar özgür yapılıyorsa o ülkede demokrasi o kadar iyi işler. Halkın bilinçli olması da o derece sağlanır. İçinde yaşadığımız dönem maalesef yandaş olmayan herkesin baskı altında olduğu bir dönem. Burada yandaş olarak tabir edilen kötü örnekler bir yerde gazeteciliği kirletiyor. Bunlardan kendimizi korumak için tarafsız bir şekilde görevini yapan basın emekçilerinin her zaman yanındayız. Biz İzmir olarak bu duruşu göstermeye devam edeceğiz. Umuyorum, önümüzdeki yıllarda CHP iktidarıyla gazetecilerimiz çok daha özgür bir şekilde görevlerini yerine getirdiği, işsiz olmadıkları, güvencesiz olmadıkları bir ortamı hep beraber sağlayacağız.”
10 Ocak 2025 Cuma - 16:47 Yerli ve milli 100 adet zırhlı araç güvenlik güçlerine teslim edildi Türk mühendisleri tarafından üretilen 100 adet taktik tekerlekli zırhlı araç, Türk Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığına teslim edildi. Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Prof. Dr. Haluk Görgün, “3 bin 600’ün üzerinde araç şu anda güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuldu. Hali hazırda sözleşme altında olan 5 bin üzerinde aracımızla yine üretiliyor ve teslimata hazır hale gelecek” dedi. Türk mühendislerince tasarlanan, ilk seri üretim yerli ve milli motorlu ‘taktik tekerlekli zırhlı araçlar’ için teslim töreni gerçekleştirildi. İzmir Pınarbaşı’ndaki tesiste düzenlenen törenle, BMC tarafından partiler halinde üretilen 100 adet aracın teslimatı Türk Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığına yapıldı. Törende konuşan Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, “Genel anlamda yüzde 80’lik bir yerlilik oranı yakaladığımız savunma sanayi sistemindeki kara araçlarından zırhlı kara araçlarında yüzde 95’lik yerlilik oranını yakaladığımız yerli motorlar teslim edeceğimiz bu anlamlı günde, inşallah üzerine kararlılıkla durduğumuz tüm platformlarımız için yayla motorlarımızı geliştirmeye ve birlikte teslim etmeye devam edeceğiz. Allah’a çok şükür yaptığımız teslimatlarla birlikte 7.1 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık. 6.5 milyar dolar hedefimiz vardı. Bunu yüzde 29 üzerinde gerçekleştirerek, 7.1 milyar dolara ulaştık. Sadece son 2 yılda Türk savunma sanayi şirketlerinin imzaladığı ihracat sözleşmelerinin miktarı 20 milyar dolar. Birbirinden yetenekli firmalarımız var. BMC, kullanıcılarımızın ihtiyaçlarını en iyi şekilde, en hızlı karşılama noktasında çok fazla araç verildi. 3 bin 600’ün üzerinde araç şu anda güvenlik güçlerimizin kullanımına sunuldu. Hali hazırda sözleşme altında olan 5 bin üzerinde aracımızla yine üretiliyor ve teslimata hazır hale gelecek. Dünyaya baktığımızda Türkiye’deki yerli milli firmaların 40’ın üzerindeki ülkeye yaklaşık 5 bin araç teslim ettiğini de bu vesileyle söylemek isterim. Bugünkü töreni anlamlı kılan, yerli ve milli motorlar ailesine bakıldığında, biz bu motorların sadece burada teslimatını sağladığımız araçlar değil kullanabilecek her türlü platformda kullanılması için Savunma Sanayi Başkanlığı olarak da resmi senede desteklerimizin olduğunu, arkasında durduğumuz ve bunu sağlayacağımızı bu şekilde ifade etmek isterim. Yerli motor üretilmesi, platformlarda, sistemlerde kullanılması konusunda kararlılığımız devam ediyor" ifadelerini kullandı. “Yerlilik oranı yüzde 95’e yükseldi” SSB Karaaraçları Daire Başkanı Ahmet Raci Yalçın, "Biz bu proje altında bir araç testini yapmadık, bir araç ailesi geliştirdik. Bunu sahaya teslim ettik diyebiliriz. Operasyonların yoğun olarak devam ettiği süreçlerde ve biz bir an evvel sahaya araçlarımızı teslim etmek zorundayız. 2018 yılı itibariyle sahaya araçlarımızı teslim etmeye başladık. Yüzde 60 olarak başladığımız yerlilik oranı yüzde 95’e yükseldi" dedi. “Yerli ve milli tank projesi için geri sayım başladı” BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ise şunları kaydetti: "Türkiye’nin geleceğine yön verecek projelerin güç ve aktarma teknolojilerinin yüzde 100 Türk mühendisliğiyle üreten BMC, Ankara’daki üretim üssüyle aynı zamanda Türkiye’nin küresel savunma sanayindeki rekabet gücünü de arttıracak. 2025 yılı ortasında aktif hale getirmeyi hedeflediğimiz zırhlı araç üretim fabrikamızda ise aylık 8 adet Altay tankı ve aylık 10 adet, 8 çarpı 8 seri üretim kapasitesi bulunuyor. Aynı alanda tam ve diğer bölme araçları farklı arazi şartlarında testlerin yapılacağı bir test lazım dı tasarladık ve tamamladık. Araç test alanımız dünyadaki örnekleriyle kıyaslandığında en gelişmiş seviyede ve zırhlı araç içerisinde ihtiyaç duyulan her türlü modern test imkanlarına sahiptir. Tam kapasiteye ulaştığımızda bin 500’ün üzerinde mühendis ve işçimizden oluşan bir AR-GE ve üretim ekibi olacak. Özellikle 2025 hayalimiz olan yerli ve milli tank projesinde seri üretim için geri sayıma başladığımızın da müjdesini vermek istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin talepleri doğrultusunda yeni ihtiyaçlara uygun olarak tamamen baştan tasarladığımız yeni Altay’ı, seri üretime hazır hale getirdik. İşte tüm bu sizlerle paylaştığım ileri teknoloji ve AR-GE’ye dayalı yatırımların bir sonucu olarak bugün ilk seri üretim yeri ve milli motorlu taktik tekerlekli zırhlı araçların, Türk Silahlı Kuvvetlerimize teslimini gerçekleştiriyoruz. Yerli ve milli tam bağımsız savunma sanayi elemleri doğrultusunda, BMC tarafından üretilen 100 adet yerli motorlu taksit tekerlekli zırhlı aracın teslimatı bizim için büyük bir gurur ve onur. Çünkü bu tarihi teslimat ülkemizin savunma sanayisinde yerlileşme oranının arttırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması hedeflerine yönelik çok önemli bir adım. Bugün itibariyle BMC tarafından üretilen ’kirpi ve vuran’ araçlarında motorla beraber yerlilik oranı, yüzde 95 seviyesine çıkmış bulunmakta. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin taktik ihtiyaçlarına tam yanıt verecek şekilde göreve hazır hale getirilen bu araçların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum." “Acılarımızı en aza indireceğimize inanıyorum” Başarının sadece sayılardan ibaret olmadığını dile getiren Jandarma Genel Komutanı Org. Ali Çardakçı, “100’üncü motorumuz her bir çalışanın emeği, azmini, alın terini ve bu ülkeye duyduğu hizmet aşkını simgelemektedir. Bu üretim sadece bir hedefin tamamlanması değil, aynı zamanda yeni umutların kapısını aralayan bir dönüm noktasıdır. Teslim aldığımız araçlarımız bu görevleri daha etkin ve güvenli bir şekilde yerine getirmemiz için büyük bir güç ve motivasyon kaynağı olacaktır. Savunma sanayimiz, yerli ve milli üretimi önceleyen politikalarla büyük bir ilerleme yaşamış, ülkemizin bağımsızlık mücadelesine teknolojik bir üstünlük kazandırmıştır. Vuran araçlarımız, üstün zırh koruma özelliği ve operasyonel kabiliyetiyle personelimizi hem görev esnasında hem de muhtemel saldırılara karşı koruyarak güvenli bir şekilde hizmet sunmalarına imkan sağlamaktadır. Bu araçların, kahraman personelimizin güvenliğini artırarak acılarımızı en aza indireceğine inanıyoruz” diye konuştu. “NATO’nun en seçkin Kara Kuvvetleri Komutanlığıyız” Teslim töreninde olmaktan mutluluk duyduğunu dile getiren Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Selçuk Bayraktaroğlu, “Türkiye’nin küresel bir aktör, güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir unsuru ve uluslararası ortamda artık bir oyun kurucu olduğu bu hassas ve kritik dönemde, yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle donatılmış, güçlü ve yaygın bir orduya sahip olmak bir zorunluluktur. Kara harekatının önemli manevra unsurlarından biri olan taktik tekerlekli zırhlı araçlar; sürat, zırh koruması, keşif gözetleme ve ateş kabiliyetiyle, muharebe sahasının ana unsurlarından biri olmaya devam etmektedir. Bu ihtiyaç doğrultusunda 2011 yılından itibaren Kirpi-1 aracıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine alınmış, müteakip dönemde elde edilen tecrübelerden istinaden araçlara ilave yetenek ve sistemler eklenerek yeni modeller geliştirilmiştir. Şu anda halen envanterimizde bin, bin 500 civarında zırhlı araç olduğunu kabul edersek, bugün Kirpi’sinden Vuran’ına, nesil devriye araçlarından yeni nesil taktik zırhlı araçlara kadar özellikle Irak’ın kuzeyinde ve Suriye hareket alanında icra edilen, operasyonun yükünü taşıyan, bunlara olumlu katkı sağlayan, onların sağlığını en iyi şekilde muhafaza etmesini sağlayan bir sistem olduğu hepimiz tarafından görülmektedir. Gayretlerimizin somut sonucu olan, bugün yerli motoruyla donatılmış 100’üncü taktik tekerlekli zırhlı aracı da envanterimize kazandırıyoruz. Sıra, Türk mühendislerinin ve Türk Savunma Sanayii ürünü olan Kara Kuvvetlerinin ana muhabere tankı Altay’dadır. 2 bin 234 yıllık tarihiyle dünyanın en seçkin, NATO’nun en seçkin Kara Kuvvetleri Komutanlığıyız” şeklinde konuştu. Törene; Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, SSB Karaaraçları Daire Başkanı Ahmet Raci Yalçın, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Ali Çardakçı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral İrfan Özsert, AK Parti milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi, Ceyda Bölünmez Cankırı, Yaşar Kırkpınar, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanoğlu katıldı. Program, teslim belgesi ve maket takdimiyle son buldu.
10 Ocak 2025 Cuma - 15:31 CHP Genel Başkanı Özel, İzmir’de iktidara kırmızı kart gösterdi CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de iktidarı eleştirerek, “Emekliyi sefalet ücretine mahkum edenlere, 14 bin 500 lira diyenlere kırmızı kart. Bu kırmızı kart bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu her yerde, her toplantıda, her sokakta, her pazarda, her işçi servisinde, tarlalarda, köylerde, bahçelerde, nereye gidiyorsak, ayak basıyorsak o yerde, 973 ilçede sandık gelene kadar ayağa kalkıyoruz ve kırmızı kartlarımızı gösteriyoruz. Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz” dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 3 gün boyunca çeşitli programlara katılmak üzere İzmir’e geldi. İlk olarak Kemalpaşa Ulucak’taki Hasan Türkmen Anadolu Lisesinin açılışını yapan Özel, daha sonra Kemalpaşa Belediyesinin toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Özel, açılışta yaptığı konuşmada iktidarı eleştirdi. “Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz. Bu iktidara kırmızı kart gösteriyoruz” diyen Özel, alanda bulunanlardan ellerindeki kırmızı kartları kaldırmalarını istedi. "Bir büyük mücadeleyi başlatmaya kararlıyız" Özel, “Emekliyi bu kadar ezerken emekli sussun istiyor, asgari ücretli bu kadar dardayken asgari ücretli sussun istiyor. Biz onları susturmamaya, onları meydanlara çağırmaya, bir büyük mücadele etmeye ant içtik, yemin ettik. Durmadan bu meydanları doldurmaya, emeklileri, emekçileri buraya çağırmaya ve bir büyük mücadele başlatmaya kararlıyız” dedi. "Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz" Özel, “Birileri sosyal medyadan, birileri oturdukları sıcak evlerinden burun büküp ’Ne yapacaksınız?’ diyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkıp, kadına karşı şiddeti artıranlara kırmızı kart. Emekliyi sefalet ücretine mahkum edenlere, 14 bin 500 lira diyenlere kırmızı kart. Asgari ücrete yüzde 30 zam verip, cebimizin her birinden 8’er bin lira alanlara, 30 bin asgari ücret yapmayanlara var mısınız kırmızı kart? Tayyip Erdoğan’a emekliyi yok saydığı için kırmızı kart gösteriyoruz; asgari ücretliyi yok saydığı için, çiftçiyi yok saydığı için kırmızı kart gösteriyoruz. Bu kırmızı kart bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin olduğu her yerde, her toplantıda, her sokakta, her pazarda, her işçi servisinde, tarlalarda, köylerde, bahçelerde, nereye gidiyorsak, ayak basıyorsak o yerde, 973 ilçede sandık gelene kadar ayağa kalkıyoruz ve kırmızı kartlarımızı gösteriyoruz. Geçim oluyorsa o zaman ‘sorun yok’ dedik. Sarı kartı 31 Mart’ta gördünüz dedik ama sizi duymadılar, sizin sesinizi söyleyen bizi dinlemediler. Bundan sonra ondan bir şey istemek yok. Geçim olmazsa, geçim yoksa seçim var. Seçim gelene kadar bundan sonra kırmızı kartlarımızla seçim istiyoruz. Kim şikayet ediyorsa, kim seçim istiyorsa kartını kaldırsın. Bu iktidara kırmızı kart gösteriyoruz” diye konuştu. "İnsanların bir gün tatil hakkı yok, bir gün güzel geçirecek parası yok" CHP Genel Başkanı Özel, “İstediği kadar engellesinler, biz parkta yapacağız, kreş de yapacağız, okul da yapacağız, kent lokantası da yapacağız ve yardımları da sürdüreceğiz. Ankette ‘En çok neden memnunsun?’ diye sorulduğunda, ‘Yapılan konserlerden’ diyor insanlar. Neden konsere saldırdı? Konserler israfmış. İnsanların bir gün tatil hakkı yok, bir güzel gün geçirecek parası yok. Aldığı maaşı kiraya verse aç kalıyor, karnını doyursa sokakta kalıyor; insanların umudu yok, neşesi yok ve ilk 9 ayda yapılan işlere bakınca anneye yapılan katkılar, çocuklara yapılan katkılar, öğrenciye yapılan katkılar, sosyal yardımlar çok değerli. Ama en çok da gençler diyorlar ki ’Ücretsiz konserler de çok önemli.’ O yüzden birisi hasetlik yapıyor diye, kıskançlık yapıyor diye yaptığımızdan asla geri durmayacağız” dedi. "Asgari ücretli iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, şimdi 3.5 çeyrek altın alabildi" Özgür Özel, belediyelerin SGK borçlarına da değinerek, “Parayı hesapta gördüğü zaman saldırıyor, alıyor. Borcu kim yaptı? Vallahi Sosyal Güvenlik Kurumunun dünya kadar borcu, alacağı var. Yüzde 10 belediyelerin, yüzde 90’ı şirketlerin. Ben gittiğim şehirde kuyumcu gördüm mü giriyorum, hesap makinesini alıyorum hesap yapıyoruz; emekli maaşı kaç altın ediyor AK Parti gelmeden önce, şimdi kaç kaç altın ediyor? Asgari ücret kaç altındı, şimdi kaç altın ediyor diye. Bu hesapları yapınca çıldırıyor. Çünkü Tayyip Bey gelmeden önce bir emekli, en düşük emekli maaşıyla 8 çeyrek altın alıyordu. Son verdiği emekli maaşıyla emekli 2,5 çeyrek altın alıyor. 14 bin 500 lira yapacak, 2.8 çeyrek altın alacak. Bu iktidardan önce 8 çeyrek altın, şimdi 3 çeyrek bile almıyor. Her ay 5 çeyrek altından fazlası kayıp. Asgari ücretli bu iktidar geldiğinde 7 çeyrek altın alıyordu, geçen ay verdiği maaşla ancak 3.5 çeyrek altın alabildi. Şimdi, verdiği maaşla ocak sonunda maaşlar ödenene kadar altın artmasa bile 4.5 çeyrek altın alacak. Yine her asgari ücretli 2.5 çeyrek altın kayıpta AK Parti’de” ifadelerini kullandı. "6 ayda bir SGK’nın alacakları açıklanır ama açıklayamıyor" "Asgari ücretliye zam vermek yerine cebinden para aldılar” diyen Özgür Özel, şöyle devam etti: “Gerçek enflasyon yüzde 80. TÜİK’in hesabı 46 ama yüzde 30 verdiler, emekliye ise 15 bin TL verdiler. Emekliye, memur emeklisine seyyanen zam şart. En düşük emekli maaşının bir asgari ücret olması şart. Asgari ücretin en az 30 bin lira olması şart. Emekliler Tayyip Bey geldiği gün 1.5 asgari ücret alıyordu, bugünkü hesapla 33 bin lira. Şimdi 14 bin 500 lira; yani bu aradaki farkı görmek lazım. Ben bunları söyleyince çıldırıyor. SGK’nın bütün alacağını altın hesabına vurdum; SGK’nın toplam 10 kamyon 270 ton altın alacağı var. Bunun 30 tonu belediyelerden, 240 tonu şirketlerden. 30 tonluk belediyenin üçte biri AK Partili belediyelerin 10 tonu, üçte ikisi; CHP, İYİ Parti, DEM Parti, Yeniden Refah bütün belediyelerin. Bu üçte ikinin de yarısı AK Partililerden kalmış borç ve faizler; yani 10 kamyonun bir kamyonu belediyelerin, kamyonun da üçte ikisi AK Parti’nin yaptığı borç. Kanun diyor ki 6 ayda bir SGK’nın alacakları açıklanır ama açıklayamıyor. Niye? Hepsi yandaş şirket.” Toplu açılış törenine ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, CHP’li milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Olcay Şahan: “Devreyi 3 puanla tamamlamak istiyoruz”
20 Aralık 2024 Cuma - 11:07 Olcay Şahan: “Devreyi 3 puanla tamamlamak istiyoruz” Altınordu Teknik Direktörü Olcay Şahan, 22 Aralık Pazar günü deplasmanda Afyonspor’u mağlup ederek sezonun ilk yarısını üç puanla kapatmak istediklerini söyledi. TFF 2. Lig Beyaz Grup ekiplerinden Altınordu, 17. hafta mücadelesinde Afyonspor’la deplasmanda karşı karşıya gelecek. Pazar günü oynanacak müsabaka saat 14.00’te başlayacak. Altınordu Teknik Direktörü Olcay Şahan da hem Afyonspor maçını hem de geçtiğimiz hafta iç sahada 1-1 berabere kaldıkları Sarıyer maçını değerlendirdi. Sarıyer maçında futbolcularının ortaya koyduğu performanstan memnun olduğunu dile getiren Olcay Şahan, “Taraftarlarımızın ayağına sağlık ; bizi Sarıyer maçının son düdüğüne kadar desteklediler. Çok güzel bir maç oldu. Bu karşılaşmadan sonra oyuncularımı verdikleri mücadeleden dolayı tebrik ettim ve alkışı hak ettiler. Güçlerinin son damlalarına kadar tüm mücadeleyi verdiler. Bundan ötürü çok mutluyuz. Sarıyer maçını kazanabilirdik. Rakibe bu ligde şu ana kadar fazla önde baskı yapılmadı ama biz oyun felsefimiz doğrultusunda baskılar yaptık, pozisyonlara girdik ve mücadelemizi gösterdik” dedi. Afyonspor maçının hazırlıklarının sürdüğünü dile getiren genç teknik adam, “Şu anda tek odağımız Afyonspor maçıdır. O maçı kazanıp sezonun ilk yarısını üç puanla kapatmak istiyoruz” diye konuştu. Altınordu 101. yaşını büyük bir coşkuyla kutlayacak Öte yandan Cumhuriyet ile yaşıt kulüplerden Altınordu, 101.Yılını Kutlama hazırlıklarına başladı. İzmir ekibi, bu sezon 101. Kuruluş yıl dönümü etkinliklerinde genç sporcularına “Mesleğe Geçiş Yemin Töreni” gerçekleştirecek. 101. Kuruluş Yıl dönümü etkinlikleri 26 Aralık Perşembe sabahı 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda çelenk bırakılması ve buradaki tören ile başlayacak. Öğleden sonra 12.00’de ise Altınordu U17 Takımı’nda forma giyen 22 futbolcu için İzmir Ekonomi Üniversitesi Konferans Salonu’nda ailelerin de katılımıyla “Profesyonelliğe Geçiş Yemin Töreni” gerçekleştirilecek.
Aliağa FK’dan transfer açıklaması
20 Aralık 2024 Cuma - 11:06 Aliağa FK’dan transfer açıklaması Aliağa FK, son dönemlerde çıkan transfer haberleriyle ilgili olarak bir açıklama yaparak, “Bazı basın organlarında ve sosyal medya platformlarında çıkan transfer haberleri gerçeği yansıtmamaktadır” ifadelerini kullandı. TFF 3. Lig 3. Grup’ta ilk 15 hafta itibarıyla yenilgisi bulunmayan Aliağa FK, 25 puanla 4. sırada yer alıyor. Ara transfer döneminin açılmasına kısa bir süre kala İzmir ekibi, son dönemlerde çıkan transfer haberleriyle ilgili bir açıklama yaptı. Aliağa FK, bazı basın organlarında ve sosyal medya platformlarında çıkan transfer haberlerinin gerçeği yansıtmadığını duyurdu. Konuyla ilgili kulüpten yapılan açıklama şöyle: “Son günlerde Aliağa Futbol Kulübü’müzle ilgili olarak bazı basın organlarında ve sosyal medya platformlarında çıkan transfer haberleri gerçeği yansıtmamaktadır. Kulübümüzün transfer politikaları, planlamaları ve resmi anlaşmaları yalnızca kulübümüzün resmi iletişim kanalları aracılığıyla duyurulmaktadır. Taraftarlarımızdan ve spor kamuoyundan, doğruluğu teyit edilmemiş haberlere itibar etmemelerini önemle rica ederiz. Kulübümüz hakkında en güncel ve doğru bilgilere ulaşmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilirsiniz. Kadro hazırlıklarımız Transfer Komitemiz ve Teknik Direktörümüz Polat Çetin tarafından planlandığı gibi itinayla yürütülmektedir.”
Bayraklı’da yılbaşı öncesi denetimler arttı
20 Aralık 2024 Cuma - 11:06 Bayraklı’da yılbaşı öncesi denetimler arttı Bayraklı Belediyesi, yeni yıl öncesi vatandaşların sağlıklı ve güvenli bir şekilde alışveriş yapabilmelerini sağlamak amacıyla ilçedeki işletmelere yönelik denetimlerini sıklaştırdı. Zabıta ekipleri, özellikle market, manav, pastane, fırın ve gıda üretimi yapan işletmelerde ruhsat, hijyen ve fiyat etiketleri konusunda detaylı incelemeler gerçekleştirdi. Yıl boyunca düzenli denetimler yapan Bayraklı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, gıda yüksek mühendisi eşliğinde yılbaşı öncesinde denetimlerini daha da yoğunlaştırdı. Ekipler, market, manav, pastane, fırın ve gıda üretimi yapan işletmelerde güvenilir gıda sağlanması amacıyla titiz bir çalışma yaptı. Denetimlerde, işletmelerin hijyen koşulları, gıda ürünlerinin son kullanma tarihleri, fiyat etiketlerinin doğruluğu ve ruhsatlarının geçerliliği gibi önemli unsurlar kontrol edildi. Kurallara uymayan işletmelere gerekli uyarılar yapıldı ve eksikliklerin giderilmesi için süre tanındı. Yapılan denetimler vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılanırken, işletme sahipleri de daha bilinçli bir şekilde hizmet verme konusunda teşvik edildi. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, "Vatandaşlarımızın sağlıklı ve güvenilir ürünlere ulaşmasını sağlamak öncelikli görevlerimizden biri. Zabıta ekiplerimiz yıl boyunca özveriyle denetimlerini sürdürüyor. Yılbaşı öncesinde de bu çalışmaları yoğunlaştırarak vatandaşlarımızın yeni yıla sağlıklı ve güvenle girmesi için çaba gösteriyoruz. Ekiplerimiz yeni yılda da denetimlerini düzenli olarak sürdürecek" dedi.
Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı
20 Aralık 2024 Cuma - 10:19 Çiğli Eğitim ve Araştırma’ya "Anne Dostu Hastane" unvanı İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, anne adaylarının ve bebeklerin konforlu ve güvenli bir doğum deneyimi yaşamalarını sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından "Anne Dostu Hastane" unvanıyla ödüllendirildi. Bu önemli başarı, hastanenin anne ve bebek sağlığına verdiği değerin bir kanıtı olarak büyük bir gururla karşılandı. Doğum Üniteleri, annelerin doğum sürecini tamamen kendi tercihlerine göre yaşamalarına olanak tanıyor. Refakatçi desteği, özel tasarlanmış doğum yatakları ve kişisel kullanım alanlarıyla anneler, kendilerini evlerinde gibi hissediyor. Ayrıca, yenidoğan bakımının anne yanında yapılması, anne ve bebek bağını güçlendiren önemli bir detay olarak öne çıkıyor. Anneler için daha iyi bir deneyim Hastane Başhekimi Doç. Dr. Adnan Yamanoğlu, alınan bu unvanın hastane için taşıdığı öneme dikkat çekerek şunları söyledi: "Anne Dostu Hastane unvanı, hastanemizin sağlık hizmetlerindeki kararlılığını ve anne-bebek odaklı yaklaşımını ortaya koyuyor. Annelerimizin gebelikten lohusalığa kadar geçen süreçte en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Modern doğum ünitesi odalarımızla onların hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarına yanıt veriyoruz. Hastane yönetimi, anne dostu hastane kriterlerine uyum sağlamak için yoğun bir çaba sarf etti. Sağlık çalışanlarının sürekli eğitimlerle donatıldığı ve hizmet kalitesinin düzenli olarak değerlendirildiği bu model, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ni bölgenin sağlık merkezi haline getiriyor." Doç. Dr. Yamanoğlu, bu süreçte emeği geçen sağlık personeline teşekkür ederek, "Bu başarı, sadece hastanemizin değil, aynı zamanda bölgedeki tüm ailelerin bir zaferidir," diye ekledi. Mahremiyet ve konfor bir arada Hastanenin Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Tuba Zavaroğlu da, anne dostu hizmet anlayışını şu sözlerle vurguladı: "Anne adaylarımızın kendilerini güvende ve rahat hissetmeleri bizim önceliğimiz. Doğum Ünitesi odalarımız, hem modern tıbbi donanımlarla hem de sıcak ve mahremiyet esasına dayalı bir ortamla hizmet veriyor. Doğum sürecini bir aile deneyimi haline getirerek anne ve bebeğin ilk anlardan itibaren bağ kurmasını destekliyoruz. Anne ve bebek odaklı hizmet anlayışı, sadece doğum anını değil, geleceğin sağlıklı nesillerini inşa etme vizyonunu da yansıtıyor. İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bu yaklaşımıyla hem bölge halkına hem de tüm İzmir’e örnek olmaya devam ediyor." Anneler için yepyeni bir standart belirleyen bu unvan, İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sağlık hizmetlerinde öncü bir rol üstlendiğini gösteriyor. Her annenin hak ettiği güvenli, konforlu ve saygılı doğum deneyimi için atılan bu adım, gelecekteki başarıların da habercisi niteliğinde.
Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:53 Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor Türkiye’nin bazı illeri alışılmışın dışında güne kebapla başlasa da, İzmir’in Tire ilçesindeki vatandaşlarda kuyu kebabını yiyip çorbasını tatmadan işlerine gitmiyor. Odun ateşinde ve sadece tuğlanın sıcaklığında pişen helva kıvamındaki etler, çorbasının sunumuyla farklı illerden de yoğun ilgi görüyor. Genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye’nin bazı illerinde yaşayan vatandaşlar güne kebapla başlıyor. Ege’nin incisi İzmir’de de bu gelenek var. İzmir Tire’de yapılan kuyu kebabı ve tandır çorbasıyla vatandaşlar güne “merhaba” derken, kuzudan yapılan yöresel lezzet yıllardır sabahların vazgeçilmezi oldu. Halk arasında adı "tak tak" kebabı İlçede halk arasında “tak tak” kebabı olarak bilinen bu kebabın hazırlığı geceden başlıyor. Kuyuya yerleştirilen odunlar, köz haline geldiğinde kepçeler yardımıyla alınıyor. Çengellere asılan kuzular, kuyuda ateş gibi olan tuğlanın sıcaklığıyla 2 saat boyunca pişiyor ve adeta bir helva kıvamını alıyor. Kuyudaki kazanda çorbası pişiyor: En geç 11.00’de bitiyor Kuyuya yerleştirilen kazanda ise pirinç ve su yardımıyla tandır çorbası da yapılıyor. Çengellere asılan kuzunun yağları piştikçe bu çorbanın içine damlıyor. Pişen çorbanın buharı da, kuyunun içindeki etlerin yumuşak olmasına ayrıca katkı sağlıyor. Sabah 06.30 gibi servise hazır olan tak tak kebabı ve tandır çorbası, yoğun ilgiden dolayı saat 11.00’e kadar bitiyor. Kuyuda ısıtılan sıcacık pideler yardımıyla servis edilen bu geleneksel lezzeti tatmak için; Ankara, İstanbul, Aydın ve Ege’nin diğer illerinden gelenler bile var. İşte lezzetin sırrı Kebap ustası Hasan Sanlı (54), kuyu kebabı ve çorbasının asırlara dayandığını söyledi. Tirelilerin güne kebapla başladığını anlatan Sanlı, hazırlıkların gece saat 02.00’de başlayıp 06.30’da servise çıktıklarını, kebap ve çorbanın saat 11.00’e kadar bittiğini söyledi. Sanlı, “Genellikle Güneydoğu’da etin sabah tüketildiği düşünür; ama Tire’de de bu gelenek yıllardır var. Kuzunun her yerinden kebap yapılıyor. 2 saat civarında, etin yoğunluğuna göre pişme süresi var. Et ateşte değil, tuğlada pişiyor; ateş tuğlası değil, normal dolu tuğla. Odunlar köz halini aldığında biz onları alıyoruz. Kuyunun içinde yine tandır çorbası kazanımız var. Çorba kaynarken, kuyunun içi buharla kaplanıyor. Yumuşak olmasının nedeni işte oradan çıkan buhar. Etler piştikçe de o çorbanın içine akıyor. Lezzeti buradan geliyor” dedi. "Her gün İzmir dışından insanlar gelir" Kebabın sadece bir gün değil her sabah yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Hasan Sanlı, şöyle devam etti: “Her gün İzmir dışından insanlar gelir. Önceleri daha erken başlardı servis; baba mesleği zaten. Babam Ali usta, her gün gece 00.00’da gelir, gece 03.00’te kebap hazır olurdu; ama gün geçtikçe artık süre uzadı ve bizde 06.30’da servise başlıyoruz. Öğlene doğru en geç saat 11.00 gibi biter kebap ve çorba.” Kebabı tadan vatandaşlarda, bu yöresel lezzet için Tire’ye geldiklerini ve farklı bulduklarını söyledi.
Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:50 Sadece Güney Doğu’da değil İzmir’in o ilçesi de güne kebapla başlıyor Türkiye’nin bazı illeri alışılmışın dışında güne kebapla başlasa da, İzmir’in Tire ilçesindeki vatandaşlarda kuyu kebabını yiyip çorbasını tatmadan işlerine gitmiyor. Odun ateşinde ve sadece tuğlanın sıcaklığında pişen helva kıvamındaki etler, çorbasının sunumuyla farklı illerden de yoğun ilgi görüyor. Genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye’nin bazı illerinde yaşayan vatandaşlar güne kebapla başlıyor. Ege’nin incisi İzmir’de de bu gelenek var. İzmir Tire’de yapılan kuyu kebabı ve tandır çorbasıyla vatandaşlar güne “merhaba” derken, kuzudan yapılan yöresel lezzet yıllardır sabahların vazgeçilmezi oldu. Halk arasında adı "tak tak" kebabı İlçede halk arasında “tak tak” kebabı olarak bilinen bu kebabın hazırlığı geceden başlıyor. Kuyuya yerleştirilen odunlar, köz haline geldiğinde kepçeler yardımıyla alınıyor. Çengellere asılan kuzular, kuyuda ateş gibi olan tuğlanın sıcaklığıyla 2 saat boyunca pişiyor ve adeta bir helva kıvamını alıyor. Kuyudaki kazanda çorbası pişiyor: En geç 11.00’de bitiyor Kuyuya yerleştirilen kazanda ise pirinç ve su yardımıyla tandır çorbası da yapılıyor. Çengellere asılan kuzunun yağları piştikçe bu çorbanın içine damlıyor. Pişen çorbanın buharı da, kuyunun içindeki etlerin yumuşak olmasına ayrıca katkı sağlıyor. Sabah 06.30 gibi servise hazır olan tak tak kebabı ve tandır çorbası, yoğun ilgiden dolayı saat 11.00’e kadar bitiyor. Kuyuda ısıtılan sıcacık pideler yardımıyla servis edilen bu geleneksel lezzeti tatmak için; Ankara, İstanbul, Aydın ve Ege’nin diğer illerinden gelenler bile var. İşte lezzetin sırrı Kebap ustası Hasan Sanlı (54), kuyu kebabı ve çorbasının asırlara dayandığını söyledi. Tirelilerin güne kebapla başladığını anlatan Sanlı, hazırlıkların gece saat 02.00’de başlayıp 06.30’da servise çıktıklarını, kebap ve çorbanın saat 11.00’e kadar bittiğini söyledi. Sanlı, “Genellikle Güneydoğu’da etin sabah tüketildiği düşünür; ama Tire’de de bu gelenek yıllardır var. Kuzunun her yerinden kebap yapılıyor. 2 saat civarında, etin yoğunluğuna göre pişme süresi var. Et ateşte değil, tuğlada pişiyor; ateş tuğlası değil, normal dolu tuğla. Odunlar köz halini aldığında biz onları alıyoruz. Kuyunun içinde yine tandır çorbası kazanımız var. Çorba kaynarken, kuyunun içi buharla kaplanıyor. Yumuşak olmasının nedeni işte oradan çıkan buhar. Etler piştikçe de o çorbanın içine akıyor. Lezzeti buradan geliyor” dedi. "Her gün İzmir dışından insanlar gelir" Kebabın sadece bir gün değil her sabah yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Hasan Sanlı, şöyle devam etti: “Her gün İzmir dışından insanlar gelir. Önceleri daha erken başlardı servis; baba mesleği zaten. Babam Ali usta, her gün gece 00.00’da gelir, gece 03.00’te kebap hazır olurdu; ama gün geçtikçe artık süre uzadı ve bizde 06.30’da servise başlıyoruz. Öğlene doğru en geç saat 11.00 gibi biter kebap ve çorba.” Kebabı tadan vatandaşlarda, bu yöresel lezzet için Tire’ye geldiklerini ve farklı bulduklarını söyledi. (HG-
İzmir’de 5 ton mandalina örnek iş birliği ile dağıtılıyor
20 Aralık 2024 Cuma - 09:49 İzmir’de 5 ton mandalina örnek iş birliği ile dağıtılıyor Menderes Belediyesine ait bahçelerde yetiştirilen 5 ton mandalina İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılıyor. Araçlarla yola çıkan Büyükşehir ekipleri mandalinaları sisteme kayıtlı hanelere dağıtırken, çocukları, kadın sığınma evlerinde kalan kadınları ve huzurevleri sakinlerini de unutmadı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Menderes Belediyesi iş birliği ile ihtiyaç sahibi aileler için örnek bir çalışmaya daha imza atıldı. Giderek artan ekonomik kriz ve derinleşen yoksulluk karşısında belediyeler aracılığı ile kentte sosyal yardımlar artırıldı. Menderes Belediyesi yetiştirdiği 5 ton mandalinayı ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile birlikte harekete geçti. Mandalinalar, İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki personel ve lojistik ekiplerinin koordinasyonuyla dağıtılmaya başlandı. “Sosyal destek projeleri çoğalarak devam edecek” İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Sosyal Hizmetler ve Yardımlar Şube Müdürlüğü’nde görevli Sosyal İnceleme Şefi Gamze Kocadağ, belediyeler arası iş birliği ile kaynakların sosyal yardımlara ayrıldığına dikkat çekti. Kocadağ, “Toplanan 5 ton mandalina ihtiyaç sahibi ailelerin yanı sıra ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin oyun odası ve atölyelerinde bulunan bin 602 çocuğumuza, kadın sığınma evlerinde kalan kadınlarımıza, 11 Dayanışma Noktası’ndan sıcak yemek hizmeti alan vatandaşlarımıza ve huzurevi sakinlerimize sunuluyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ailesi olarak Başkanımız Sayın Dr. Cemil Tugay’ın sosyal belediyecilik anlayışı doğrultusunda bu çalışmalar devam edecek ve sosyal destek projeleri arttırılacak” ifadelerini kullandı.
Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun"
20 Aralık 2024 Cuma - 09:35 Karaciğer nakilli uzman psikologdan hastalara öneri: "Güçlü ve pozitif olun" Henüz 4 yaşındayken karaciğer nakli olan abisi Mustafa’yla aynı kaderi paylaşan Uzman Psikolog İbrahim Keskin (28), kadavradan bağışlanan karaciğerle nakil olup yeni bir hayata başladı. Organ beklemenin çaresizliğini umutsuzluğunu da, ameliyathane kapısında bekleyenlerin kaygılarını da en iyi anlayanlardan biri olduğunu belirten Keskin, “Bu kolay bir süreç değil. Güçlü olmak gerekiyor hem kendimiz hem sevdiklerimiz için. Ben de çok zor günler geçirdim. Ancak düşüncelerimiz hayatımızı etkiliyor. Olumsuz düşüncelerimizi olumluya çevirdiğimizde hayatımızı pozitif anlamda etkiliyoruz. Ben böyle yaptım ve başardım. Umudunuzu hiçbir zaman yitirmeyin” dedi. Afyonkarahisar’da yaşayan İbrahim Keskin’in abisi Mustafa Keskin’e henüz 9 yaşındayken bakır metabolizmasının bozulması sonucu oluşan genetik bir hastalık olan Wilson Hastalığı (WH) tanısı koyuldu. Bu hastalık, abi Keskin’in karaciğerini iflas ettirdi. Sonucunda abi Keskin, İzmir’de bir üniversite hastanesinde karaciğer nakli oldu. Nakil sonrasında aile fertlerinde yapılan tetkik sonucu kardeş İbrahim Keskin’e de Wilson tanısı koyuldu. İlaç tedavisiyle hayatını sürdüren İbrahim Keskin okudu, uzman klinik psikolog oldu. Rutin muayenelerini aksatmayan Keskin 2023 Nisan’daki doktor kontrolünde beklenen sonun geldiğini öğrendi. O günlerde nişanlısı Gülçin Keskin ile evlilik hazırlıkları yapan genç psikolog, doktorunun karaciğer nakli olması gerektiğini söylemesi üzerine büyük bir şok yaşadı ancak evlilik planlarını bozmak istemedi. Keskin, 13 Ağustos 2023 tarihinde nişanlısı Gülçin ile dünya evine girdi. Düğün öncesi hazırlıklar sırasında rahatsızlığı iyice ilerleyen, bir iki saat bile ayakta kalmakta zorlanıp acillik olan genç adamın sağlığı düğünden sonra da iyice kötüleşti. Yaşamının en mutlu günlerini hastalıkla mücadeleyle geçiren Keskin, doktorlarının önerisiyle karaciğer nakli için Acıbadem Kent Hastanesi’ne başvurdu. Annesi Safiye Keskin şeker, tansiyon hastası olduğu, kız kardeşi Defne’nin yaşı tutmadığı için donör adayı olamazken, baba Mehmet Keskin de yapılan tetkikler sonucunda uygun bulunmadı. Onca olumsuzluklara karşın umudunu hiç yitirmeyen Keskin kadavra listesine adını yazdırıp, çaresizliğine çare olacak bağışı beklerken, kanında amonyak yükselmesi sonucu yataktan kalkamayacak hale geldi. Eşinin ve ailesinin desteğine onlara “ben nakil olup ayağa kalkacağım, merak etmeyin” diyerek karşılık ve moral veren Keskin, beklediği müjdeyi 5 Kasım 2023 tarihinde, evliliğinin üzerinden 3 ay bile geçmeden aldı. Kadavradan çıkan bağış üzerine hastaneye çağrılan Keskin, uçarcasına İzmir’e geldi. Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Cahit Yılmaz, Dr. Kamil Kılıç, Dr. Rasim Farajov, Doç. Dr. Mert Akan, Uzm. Dr Alihan Pirim ve Uzm. Dr. Özgür Bolat’tan oluşan ekibin gerçekleştirdiği nakil sonrasında ikinci hayatına “merhaba” dedi. "Dolandırıcılardır diye telefonu az daha açmayacatım" Nakil sonrasında hızla iyileşip, eşiyle birlikte kötü geçen günlerin acısını çıkartan Keskin, yaşadığı süreci hem hasta hem de bir psikolog gözüyle anlattı. Çok zor günler geçirdiğini vurgulayan Keskin şöyle konuştu: “Kadavradan bağış beklerken, kuzenim, arkadaşlarım donör olmak istediler. Tetkikler için hastaneden randevu aldık. Randevudan iki gün önce telefonum çaldı. Numarayı tanımıyordum, dolandırıcılardır diyerek açmayacaktım. İyi ki de açmışım. Bağış çıktığı müjdesini aldım, eşimle yaşadığımız sevinci anlatamam. Çok kötü durumdaydım, sürekli acile gidiyordum. Konuşamama, yutkunamama, bilinç kaybı gibi sorunlar yaşıyordum. Hastaneye olabilecek en kısa sürede geldik ve ameliyatım başarıyla gerçekleşti. Öncelikle bana yeni bir hayatın kapılarını açan bağışçıma rahmet, ailesine ve hekimlerime sonsuz teşekkürler ediyorum.” "Umudurmu hiç yitirmedim" Öte yandan bu zor süreçleri umudunu hep canlı tutarak geçirdiğini belirten Psikolog Keskin, “Kesinlikle hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Tabii ki bir psikolog olarak da bilinçliydim ama umudumuzu kaybettiğimiz zaman gerçekten her şey bitiyor. Çünkü hayatımızı yönlendiren aslında düşüncelerimiz. Olumlu düşünürsek, olumlu devam ederiz. Güçlü, azimli olmak zorundayız.” dedi. Ameliyat öncesi ve sonrasında hem kendisi hem sevenleri için iyi olmak zorunda olduğunu ve bunun gereklerini yerine getirdiğini belirten Keskin, “Bu hayat şansı bir kere gelir kaybetmemek gerekir. Güçlü olacaksınız, hem kendiniz hem aileniz için. Üstelik ben şu an tek kişi değilim, bir emanet taşıyorum. Bu emanete ne kadar sahip çıkarsam o kadar iyi yaşayacağım, o kişiyi de ailesini de mutlu edeceğim. Evet, umut azalabilir, yağmur damlasından bile az olabilir ama tükenmez. Organ nakli adayları, organ bekleyen hastalar isterlerse onlarla deneyimlerimi paylaşabilirim. Onları en iyi anlayacak olan hastalardan biriyim. Gönüllü yol göstericiliğe hazırım.” "Eşim çok azimli bir hastaydı" Eşinin müthiş bir yaşam savaşçısı olduğunu belirten Gülçin Keskin, “Çok azimliydi. Organ çıkacağına, nakil olacağına inancı, umudu çoktu. Bize de moral veren, iyileşmek için azami çaba harcayan o oldu. Şimdi güzel günler başladı.” dedi. Keskin’in Wilson hastalığına bağlı karaciğer sirozu nedeniyle nakil olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Kılıç da şunları söyledi: “Bu hastalık dokularda bakır birikimine yol açan genetik bir hastalıktır. Normalde karaciğer vücuttaki fazla bakırı safrayla sindirim sistemine atar ve dışkılamayla fazla bakır vücuttan atılmış olur. Wilson hastalığında karaciğerin safraya çok az bakır bırakır ve atılamayan bakır vücutta birikir. Bu birikim özellikle karaciğer ve beyinde hasara yol açar. Hastamızda karaciğer yetmezliği çok ileri safhada idi, beyin etkilenmemişti. 3-6 ay içinde yüzde 50 ölüm riski vardı. Zamanında çıkan bir organ ile hayata tutundu. Şimdi sağlığı iyi ve kontrollere gidip geliyor. Hastamızın ağabeyi de aynı nedenle nakil olmuştu. ”
Ziraat Türkiye Kupası: Bucaspor 1928: 0 - Göztepe: 4
19 Aralık 2024 Perşembe - 21:58 Ziraat Türkiye Kupası: Bucaspor 1928: 0 - Göztepe: 4 Ziraat Türkiye Kupası 5. Eleme Turu’nda Bucaspor 1928, konuk ettiği Göztepe’ye 4-0 yenilerek kupaya veda etti. Maçtan dakikalar 2. dakikada sağ kenardan kullanılan kornerde karambol oluştu ve Matsuki ceza sahası içinde topu filelere gönderdi. 1-0 8. dakikada ceza sahasında topla buluşan Tijanic, rakibini geçtikten sonra çaprazdan şutunda meşin yuvarlak ağlara gitti. 2-0 28. dakikada sağ kanattan yapılan ortada Yasin’den seken topu arka direkte Selahattin tamamla ancak top üstten dışarı çıktı. 50. dakikada Tijanic’in yerde kaldığı pozisyonda Göztepe serbest vuruş kazandı. Topun başına geçen Romulo, topu doğrudan filelere gönderdi. 3-0 61. dakikada Göztepe’de sol kenarda Tijanic topu ceza sahasına gönderdi, topu alan Hugo’nun etkili şutunu kaleci Bayram son anda çıkardı. 79. dakikada Matsuki’nin penaltı noktasına gönderdiği topu kontrol eden İzzet Furkan, düzgün bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu. 4-0 Hakemler: Ümit Öztürk, Bilal Gölen, Emrah Ünal Bucaspor 1928: Bayram Olgun, Doğan Can Otman, Cebrail İrtürk, Şerif Doğan (Buğra Akçagün dk. 75), Nizamettin Çalışkan (Muzaffer Buğra Hotur dk. 90), Osman Işıklı (İsmail Haktan Odabaşı dk. 46), Selahattin Seyhun (Kerem Aktürk dk. 90), Mehmet Sak, Yılmaz Özeren, Çağrı Ortakaya, Yasin Öztekin (Mecit Deniz dk. 83) Yedekler: Berkin Özgür, Efe Doğan, Efecan Çakaldere, Ali Aydepe, Arda Yılmaz Teknik Direktör: Nihat Yılmaz Göztepe: Arda Özçimen, İsmail Köybaşı, Koray Günter, Lasse Nielsen, Ogün Bayrak, Anthony Dennis (Victor Hugo dk. 55), Novatus Miroshi (Malcom Bokele dk. 55), Doğan Erdoğan (Heliton dk. 71), Kuryu Matsuki, David Tijanic (Djalma Silva dk. 76), Romulo (İzzet Furkan Malak dk. 55) Yedekler: Emircan Seçgin, Mateusz Lis, Nazım Sangare, Ömer Samet Akın, Efe Yavman Teknik Direktör: Stanimir Stoilov Goller: Kuryu Matsuki (dk. 2), David Tijanic (dk. 8), Romulo (dk. 50), İzzet Furkan Malak (dk. 79) (Göztepe) Sarı kartlar: David Tijanic (Göztepe), Mehmet Sak (Bucaspor 1928)
Evi sanıp mağazanın camını kırdı, yatakta polisler uyandırdı: "Neden geldiniz"
19 Aralık 2024 Perşembe - 16:41 Evi sanıp mağazanın camını kırdı, yatakta polisler uyandırdı: "Neden geldiniz" İzmir’in Karabağlar ilçesinde, eğlence mekanında alkolün dozunu fazlaca kaçıran ve ne yaptığını hatırlamayan adam, evi sandığı mağazanın kapısını önce anahtarıyla açmaya çalıştı, sonrada tekmelerle camı kırıp içeri girdi ve yatakların birinde sızıp kaldı. Sabah polislerin uyandırdığı adam, “Hayırdır neden geldiniz? Sizin ne işiniz var evimde?” diye yanıt verirken, şahsın kötü niyetli olmadığını öğrenen iş yeri sahibi şikayetçi olmadı. Filmlere bile konu olacak ilginç olay, Karabağlar ilçesinde yaşandı. Bir eğlence mekanında alkolün dozunu fazla kaçıran İrfan Kayın, sabaha karşı evine gitmek için mekandan ayrıldı. Evine geldiğini sanan Kayın, Niron yatak mağazasının önünde durdu, iş yerinin kapısını dakikalarca anahtarıyla zorladı. İddialara göre ne yaptığını dahi hatırlayamayan Kayın, tekme darbeleriyle camı kırıp içeri girdi. Üstünü çarşafla örttü, yatakların birinde sızıp kaldı Mağazanın içerisine girdiğinde bir çarşaf ve yastık bulan adam, daha sonrada üzerini örttü, yatağın birine kıvrılıp yattı. Sabah mağazaya gelen çalışan, camın kırıldığını görünce önce hırsız girdi sandı. Komşularıyla içeri doğru bakan genç kız, yatakta bir kişinin yattığını görünce şoka girdi. İhbarla iş yerine gelen ve içeri giren polisler, sızıp kalan ve adeta kendinden geçen adamı güçlükle uyandırdı. Polisler uyandırdı: "Sizin ne işiniz var evimde?" Uyanıp etrafa bakan ve polisleri gören İrfan Kayın, “Hayırdır neden geldiniz? Sizin ne işiniz var evimde?” diye yanıt verdi. Tüm bu ilginç anlar ise iş yerinin güvenlik kameraları tarafından da saniye saniye kaydedildi. Niron Grup sahibi Eren Çağlar Niron, olayın hırsızlık olmadığını öğrenince İrfan Kayın’dan şikayetçi olmadı. Eren Çağlar Niron, “Ben olaydan sabah saat 09.30 sıralarında haberdar oldum. Aradılar, ‘dükkana girilmiş, vitrin kırılmış’ diye. İçeride biri olduğunu başta bilmiyorduk. Onların hepsini sonradan öğrendik. Videoyu izleyince, arkadaşın gerçekten bizim yataklarda yatmak için girdiğini, hiçbir şeye ellemediğini görünce şikayetçi olmaktan vazgeçtik. Sabaha karşı girmiş, videolarda da sabit yatağa yatmış. Polisler gelene kadarda kalkmamış, polisler uyandırmış. Yattığı yatağı da kendisine hediye ettik. Polisler ilk geldiğinde, ‘ne yapıyorsun burada?’ deyince, o da ‘siz ne yapıyorsunuz burada’ diye karşılık vermiş. Kendi evinde olduğunuzu zannediyordu herhalde” dedi. "Çok mahcubum. Uyuduğum yatağı bana hediye etti" Çok mahcup olduğunu anlatan İrfan Kayın, hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Kayın, olayı şöyle anlattı: “Ben sabaha karşı buraya gelmişim; fakat ben hiç hatırlamıyorum. Ben kendi evime geldim zannediyorum. Hatta; kapıyı açmaya çalışıyorum, anahtarımı çıkartıyorum. Kapıyı açamadığım içinde tekmeliyorum. Çarşaf alıyorum, yastık alıyorum; yatakta konforluydu olunca uyumuşum. Sabah bir baktım polisler var başımda. Bana dediler, ‘ne yapıyorsunuz burada?’ Bende, ‘siz ne yapıyorsunuz?’ dedim. Ben kendimi evimde zannediyorum. Abi çok anlayışlı bir insan çıktı. Şikayetçi olmadı benden. Yattığım yatağı da sağolsun hediye etti bana. Daha sonra evime gönderecek.” İş yeri çalışanı Coşku Kayalarlıoğulları da, sabah geldiğinde camın kırık olduğunu görünce iş yeri sahibini aradığını, içeride birisinin uyuduğunu sonradan gördüklerini söyledi. Kayalarlıoğulları, “Polisleri aradım. Daha sonrada polisler gelince uyandı” ifadelerine yer verdi.