GÜNDEM - 25 Kasım 2024 Pazartesi 12:49

Kadına yönelik şiddete siyah gelinlikle dikkat çektiler

A
A
A
Kadına yönelik şiddete siyah gelinlikle dikkat çektiler

İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, kadına yönelik şiddete dikkat çekerek toplumsal farkındalık oluşturma amacıyla, IF Wedding Fashion İzmir Fuarı kapsamında siyah gelinlik tasarladı. “Kadınların varlığına kasteden bir zihniyet insanlığın yüz karasıdır” mesajıyla sergilenen tasarım, fuar ziyaretçilerinden de ilgi gördü.


İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, İZFAŞ tarafından organize edilen ve Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde düzenlenen IF Wedding Fashion İzmir Fuarı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde dikkat çeken bir sergiye ev sahipliği yaptı. Fuarın destekçileri arasında yer alan ve Gelinlik Tasarım Yarışması’nda genç tasarımcılara mentörlük yapan İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, üyelerinin tasarımları ile gelinlik, damatlık ve abiye kıyafetlerin yer aldığı bir sergi düzenledi. Serginin en dikkat çekici parçası ise kadına yönelik şiddeti ve toplumdaki şiddeti kınamak, dikkat çekmek amacıyla tasarlanan siyah gelinlik oldu.



Şiddeti kendi dilimizle kınadık


Dernek Başkanı Esin Özyiğit, “Dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçinin yer aldığı, modanın ve zarafetin simgesi haline gelen bu fuarda; kadına, çocuğa, hayvana aslında kısaca insanın insana uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddete dikkat çekmek amacıyla bu fikir ortaya çıktı. Şiddete karşı kendi dilimizce imgesel bir form oluşturmak istedik. Ziyaretçilerin de ilgisiyle karşılandı. Geçmiş yıllarda Gelinlik Tasarım Yarışması’nda birincilik ve derece alan dernek üyelerimiz Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir tarafından hayata geçirildi” dedi.



Mağdur kadınların sesi oldular


Taner Tabaklı ve Ezgi Mahir, “Tasarımımızın, geleneksel gelinlik anlayışını tersine çevirerek, şiddet mağduru kadınların sesi olmasını amaçladık. Normalde saflık ve masumiyeti simgeleyen beyaz gelinliklerin aksine, siyah gelinlik, şiddetin ve kadına yönelik olumsuz tutumların karanlık yüzünü temsil ediyor. Tasarımda, modern teknikler kullanılarak farklı bir estetik oluşturuldu; üst kısmında dikiş olmadan mumyalama ve sıvama tekniği, etek kısmında ise 50 metre kumaş kullanıldı. Modayı yalnızca güzellik ve estetikle ilişkilendirmek yerine, toplumsal sorunlara duyarlı bir araç haline getirmeyi amaçladık. Kadına yönelik şiddet, dünyanın her yerinde karşımıza çıkan bir sorun ve bu projeyle bu sorunun ciddiyetini vurgulamak istedik. Bu tasarım, toplumun her kesiminde kadına şiddetle mücadele etme bilincini artırmayı hedefliyor” diye konuştu.



Kadına yönelik şiddete siyah gelinlikle dikkat çektiler

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Marmara Denizi’nde müsilaj alarmı: Prof. Dr. Mustafa Sarı’dan çarpıcı görüntü Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununa dikkat çekmek için çarpıcı bir video ve açıklama paylaştı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Marmara Denizi’nde derin deşarj yöntemiyle yapılan atık boşaltımlarına tepki gösteren Prof. Dr. Sarı, belediyelerin ve danışmanlarının sorumluluğuna işaret etti. 20 metre derinlikte kaydedilen bir görüntüyle açıklamalarına yer veren Prof. Dr. Sarı, ön arıtmadan geçirilen atıkların derin deşarj yöntemiyle Marmara Denizi’nin alt akıntısına bırakılmasının ciddi bir hata olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Sarı, “Arıtılmamış atıkların denize boca edildiği bir sahneyle karşı karşıyayız. Ancak denizin, suyun dili yok ki yapılanı söyleyebilsin! Dışarıdan bakıldığında bir şey görünmüyor, ama müsilaj Marmara’ya karşı işlediğimiz suçları açık etti” dedi. Prof. Dr. Sarı, derin deşarj uygulamasının, kirliliği azaltmak yerine ertelediğini belirterek, ileri biyolojik arıtma yapılmadan atıkların denize bırakılmasının Marmara’nın hassas ekosistemine zarar verdiğini söyledi. “1 litre bile atık, arıtılmadan Marmara Denizi’ne verilemez. Derin deşarj yalnızca ileri biyolojik arıtma yapılmış atıklar için kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı. Müsilajın kirliliğin bir sonucu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, “Müsilajın tek kontrol edilebilir tetikleyicisi kirliliktir. Kirliliği durdurmadan, Marmara Denizi’ni koruyamayız” diyerek yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulundu. Marmara Denizi’nin korunması için daha kapsamlı önlemler alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sarı’nın açıklamaları, çevre bilincinin artırılması ve deniz ekosisteminin sürdürülebilirliği açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Sivas Sivas’ta tedirgin eden koku, AFAD bölgede inceleme yaptı Sivas’ta kent merkezinde aylardır çözülemeyen gizemli koku vatandaşları tedirgin etti. AFAD bölgede ölçüm yaptı. Sivas’ta Mehmetpaşa Mahallesi İhramcızade Sokak’ta yaklaşık 2 aydır hissedilen esrarengiz koku mahalle sakinlerini tedirgin ediyor. Mazota benzeyen kokudan dolayı, kimyasal sızıntı ihtimaline karşı AFAD ekipleri bölgede inceleme yaptı. Edinilen bilgiye göre, AFAD ekipleri bölgede kimyasal veya nükleer sızıntı izine rastlamadı. Mahallede ikamet edenler ve iş yeri bulunanlar, kokudan dolayı ev ve iş yerlerinde duramaz hale geldiklerini belirttiler. Asım Murat Kadıoğlu yaptığı açıklamada, “Doğalgaz kokusunu andırıyor. İnsanın genzini tıkayan kimyasal bir koku geliyor aynı zamanda. Bu durum mahallemizde birkaç sefer daha oldu. Şimdi gelen ekiplerde durumu araştırıyorlar. Yukarıdan gelen yoğun bir koku var. Atık bir şey mi atıldı tam olarak bilmiyoruz. İnsanın nefesini tıkayan keskin bir koku geliyor. Amonyak, mazota benzeyen bir koku hissediyoruz. Daha önce belediye ve doğalgaz ekiplerini de aradık ama herhangi bir şey yapılmadı. Yoğun kokudan dolayı evlerimizde duramıyoruz." Dedi. Hüseyin Avşar ise açıklamasında kokunun rögarlardan geldiğini belirterek, "Bu kokunun üçüncü defa ortaya çıkışı. Kesin bir neden ve çözüm yok. Aileler çocuklarını alarak dışarı çıkıyorlar. Doğalgaz kokusu zannettik, ekipler gelip ilgilendiler. Kendileriyle alakalı olmadığını, rögardan geldiğini söylediler. Çözümünün bulunmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kilis Kilis’te 42 yıllık ayakkabı tamircisi baba mesleğini sürdürüyor Kilis’te ayakkabı tamirciliği mesleğini 42 yıldır sürdüren İsmail Dağaçıkan, neredeyse yarım asırdır baba mesleğini devam ettiriyor. Henüz 6 yaşındayken mesleğe adım atan Dağaçıkan, yılların tecrübesiyle kentteki vatandaşların ayakkabılarını onarıyor. Kilis’te yaşayan 48 yaşındaki İsmail Dağaçıkan, 6 yaşındayken babasından öğrendiği ayakkabı tamirciliği mesleğini 42 yıldır sürdürüyor. Mesleğin zorluklarına rağmen severek yaptığını belirten İsmail Dağaçıkan, “Baba mesleğini sürdürüyorum. 42 yıldır ayakkabı tamirciliği işindeyim. Çocuk yaşta başladım ve hâlâ devam ediyorum. Ancak ne yazık ki çırak bulmakta zorlanıyoruz. Günümüzde gençler bu tür mesleklere ilgi göstermiyor” dedi. "Çırak bulamıyorum, oğlum yetiştiriyorum" Ayakkabı tamirciliği mesleğini yaşatmak isteyen İsmail Dağaçıkan, 15 yaşındaki oğlu Emre Dağaçıkan’ı da yanına alarak yetiştirmeye başladığını ifade etti. Dağaçıkan, “Çırak bulamıyoruz, bu yüzden kendi oğlum Emre’yi mesleğe kazandırmaya çalışıyorum. Eğer o devam etmek isterse, mesleği bir sonraki kuşağa aktarabileceğiz” şeklinde konuştu. Ayakkabı tamirciliği gibi zanaat ve el emeği gerektiren mesleklerin giderek daha az ilgi gördüğünü belirten ayakkabı tamirci ustası İsmail Dağaçıkan, "Bu iş sabır ve özveri isteyen bir meslek. Günümüzde insanlar hızlı ve kolay para kazanmanın peşinde. Zanaat işleri, uzun vadeli öğrenme süreci ve emek gerektirdiği için yeni nesil bu tür mesleklere yanaşmıyor. Bu da sadece bizim işimizi değil, tüm zanaatkar meslekleri tehdit ediyor” diye konuştu.