SPOR - 03 Nisan 2025 Perşembe 20:42

Ole Gunnar Solskjaer’den 2 değişiklik

A
A
A
Ole Gunnar Solskjaer’den 2 değişiklik

Beşiktaş Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskaer, Süper Lig’de son oynadıkları Galatasaray maçının 11’inden 2 değişiklik yaparak Türkiye Kupası’nda Göztepe karşısına çıktı.


Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final maçında Beşiktaş, sahasında Göztepe ile karşı karşıya geliyor. Siyah-beyazlılarda Teknik Direktör Ole Gunnar Solskjaer, Süper Lig’in 29. haftasında iç sahada 1-0 kazandıkları Galatasaray maçının 11’inden 2 değişiklik yaparak sarı-kırmızılı takım karşısına çıktı. Norveçli teknik adam, kalede Mert Günok yerine Ersin Destanoğlu’na görev verirken, savunmada ise Paulista-Tayyip Talha değişikliğine gidildi. Solskajer, Galatasaray müsabakasında olduğu gibi Göztepe mücadelesinde de golcü futbolcu Ciro Immobile’yi kulübede bekletti.


Beşiktaş’ın, Göztepe maçı 11’i şu şekilde:



"Ersin Destanoğlu - Svensson, Tayyip Talha, Emirhan Topçu, Masuaku - Gedson, Chamberlain, Muçi, Rashica, Joao Mario - Rafa Silva."



Serdal Adalı’nın cezası maç öncesinde açıklandı


Beşiktaş Kulübü, Başkan Serdal Adalı’nın Profesyonel Disiplin Kurulu (PFDK) tarafından aldığı cezayı sosyal medya hesabından duyurdu. Henüz Türkiye Futbol Federasyonu tarafından paylaşılmasa da siyah-beyazlılar, Başkan Adalı’nın, 26 Mart 2025 tarihinde kulüp sosyal medya hesabından yayınlanan beyanları sebebiyle 45 gün hak mahrumiyeti ve 1 milyon 500 bin TL para cezası aldığını açıkladı.



Masuaku ‘dalya’ dedi


Siyah-beyazlı takımın Demokratik Kongolu futbolcusu Arthur Masuaku, Göztepe maçıyla birlikte siyah-beyazlı formayı resmi maçlarda 100. kez sırtına geçirdi. Müsabaka öncesinde Asbaşkan Murat Kılıç, Masuaku’ya kartal heykeli ve çiçek hediye etti.


31 yaşındaki futbolcu, geride kalan 99 müsabakada 3 gol, 16 asist ile siyah-beyazlı takıma katkı sağladı.



Ole Gunnar Solskjaer’den 2 değişiklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Proteste hakkı açısından hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz şeylerle gösterilere katılan kişiler gözaltına alınıyor" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması sonrası başlatılan protestolarda bazı öğrencilerin gözaltına alınmasına ilişkin, "Peki kim gözaltına alınıyor? Proteste hakkı açısından hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz şeylerle gösterilere katılan kişiler. Yani bu gösterileri, bu protestoları terörize eden kişiler, protestolara katılan diğer kişilerin de bu anlamdaki demokratik haklarını terörize eden kişiler gözaltına alınıyor" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti TBMM Grup Toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in "cunta" eleştirilerine ilişkin konuşan Tekin, Özgür Özel ve CHP’li siyasetçilerin bu tür söylemlerden uzak durmaları gerektiğini belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan protestolarda bazı öğrencilerin gözaltına alınması hakkında da konuşan Tekin, her eyleme katılan öğrencinin tutuklandığı gibi yansıtıldığını ancak bunun böyle olmadığını belirtti. Özel’in yaptığı "cunta" eleştirilerine cevap veren Bakan Tekin, "Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişinde ve genel başkanları arasında Türkiye’de darbeyi meşru bir hak olarak gören bir genel başkanları var. Yani ’askeri darbe toplumlar için meşru bir haktır’ diyen bir genel başkanları var. Askeri darbeyle yıkılan bir ülkenin lideri için ’O bile kurtulamadı, onu bile kimse kurtaramadı’ diyen bir genel başkanları var. Böyle bir geçmişi olan bir Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın bunları kullanırken daha özenli, daha dikkatli olması gerekir. Kendi geçmişi askeri darbelerle ve cuntalarla büyüyen, yetişen bir siyasi partinin genel başkanının bu dili kullanmaması gerekir. İkincisi, siyasi partiler, hep söylüyorum ülkelerde demokrasiyi konsolide eden, demokratik eğilimler konusunda vatandaşları eğiten, vatandaşlara örnek olan yapılardır. Böyle olması gerekir. Bir anlamda demokrasi okullarıdır. Siyasi partilerin genel başkanlarının askeri cuntaları, askeri darbeleri övmesi, darbelerle ilgili bu tür pozitif cümleler kurması siyasi partinin mantığına da yakışmıyor, demokrasimiz açısından da, ülkemizdeki siyasal yapı açısından da hiç bir faydası yok. Lütfen bu dili kullanmaktan çekinsinler" diye konuştu. "Kim gözaltına alınıyor? Proteste hakkı açısından hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz şeylerle gösterilere katılan kişiler" Protestolara katılan öğrencilerden gözaltına alınanlar hakkında konuşan Bakan Tekin, "Protestolara Türkiye’de kaç öğrenci katıldı? Benim en son okuduğum 800 civarında bir öğrenci gözaltına alındı. Neden? CHP’nin kendi açıklamalarında, verdiği rakamlarda protestolara katılan öğrenci sayısı ile gözaltına alınan öğrenci sayısı arasında bu dediklerinizin doğru olabilmesi için eyleme katılan, protestolara katılan herkesin gözaltına alınmış olması lazım. Öyle değil. Peki kim gözaltına alınıyor? Türkiye’de güvenlik güçlerimizi, yani toplumumuzu güvenli bir ortamda yaşatmak için çaba sarf eden güvenlik görevlilerimize karşı baltalarla ya da benzeri hukuki hiçbir şekilde, demokratik hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz, protesto hakkı açısından hiçbir şekilde izah edemeyeceğimiz şeylerle gösterilere katılan kişiler. Yani bu gösterileri, bu protestoları terörize eden kişiler, protestolara katılan diğer kişilerin de bu anlamdaki demokratik haklarını terörize eden kişiler gözaltına alınıyor. Dolayısıyla böyle bakmak lazım. Ben böyle bakıyorum mevzuya. Şu şekilde sunmak çok yanlıştır; ’Protestoya katılan, protesto eden herkes gözaltına alındı.’ Böyle bir şey yok. Protestolara katılıp demokratik hakkını kullanırken anti demokratik, gayri hukuki şekilde davranan kişiler, hukuk devletinin normal olağan işleyişi içerisinde gözaltına alınacaklar ve hukuk sistemi de bunlarla ilgili eğer bir suçları yoksa herhangi bir ceza vermeyecektir. Ama demokratik hakkını kullanırken başka birisinin temel hak ve hürriyetini, yaşam hakkını elinden alacak şekilde davranan kişiler varsa da, onların hukuk devletinin sınırları içerisinde mutlaka hukuki müeyyidelerle karşı karşıya kalması gerekir" ifadelerini kullandı.
Samsun Öğretmen kızını boğarak öldüren anne tutuklandı Samsun’da rehber öğretmeni kızını boğarak öldüren anne çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Olay, Samsun’un Atakum ilçesi Esenevler Mahallesi’nde önceki gece meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, asker olan ağabeyi 2021 yılında Hakkari’de şehit olan Tuba Günaydın (34), yaşadığı psikolojik sıkıntıdan dolayı aynı dönemde eşinden boşandı. Rehberlik öğretmeni olan Tuba Günaydın, şehit ve gazi yakını kadrosundan Samsun’daki Sakarya İlkokulunda göreve başladı. Gözünden sağlık sorunları yaşayıp sağ ayağı da kısmi felç geçiren Tuba Günaydın, annesi Sultan Günaydın (61) ile yaşamaya başladı. Öğretmen Tuba Günaydın’ın annesi Sultan Günaydın önceki gece 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulunarak kızının banyoda sol bileği kesilmiş halde hareketsiz yattığını ve son dönemlerde psikolojik sorunları olduğunu söyledi. Olayın olduğu eve polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Tuba Günaydın’ın olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Bileğini keserek intihar ettiği değerlendirilen Tuba Günaydın’ın cansız bedeni otopsi için Adli Tıp Kurumu Samsun Grup Başkanlığına gönderildi. Yapılan otopside genç öğretmenin boynunda boğmaya bağlı kırıklar olduğu ortaya çıkınca korkunç gerçek ortaya çıktı ve anne Sultan Günaydın savcının talimatı doğrultusunda Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Polis sorgusunda suçunu itiraf etmek zorunda kalan anne Sultan Günaydın, "Olay gecesi kanepeye uzandım yatıyordum. Kızım da banyoda dişini fırçalıyordu. Beni yanına çağırdı. Yanına gidince bana saldırdı. İttim yere düştü. Kalkıp yine saldırdı. Bu kez kendimi kurtarmak için boğazını sıktım, yere düştü. Hareketsiz yatıyordu. Ölmüştü. Mutfaktan bıçak aldım sol bileğini kesip intihar süsü verip polise haber verdim" dediği öğrenildi. Polisteki sorgusu tamamlanan katil zanlısı anne, Samsun Adliyesine sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren Sultan Günaydın tutuklanarak Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
İstanbul Komşusunu öldürüp televizyon programına röportaj vermişti: Yargılanmasına devam edildi İstanbul’un Esenyurt ilçesinde 2019 yılında komşusu Nazlı Dere’yi hırsızlık yapmak için 12 bıçak darbesi ile öldürdüğü iddia edilen Enes Çetin’in yargılanmasına devam edildi. Esenyurt’ta 2019 yılında meydana gelen olayda 67 yaşındaki Nazlı Dere, üst komşusu 25 yaşındaki Enes Çetin tarafından 12 bıçak darbesi ile öldürülmüştü. Nazlı Dere’nin kim tarafından öldürüldüğünün belirlenmesi için eşi Hasan Dere 2019 yılında bir televizyon programına katılmıştı. Bu programa röportaj veren Enes Çetin, öldürdüğü komşusu için "kimseye zararı yoktu" demişti. Enes Çetin’in hazırlanan iddianame kapsamında ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edilirken ‘konut dokunulmazlığını ihlal etme’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarından ise 7 yıl 2 aydan 15 yıl 4 aya kadar hapis cezası istenmişti. Enes Çetin’in ağabeyi Salih Çetin’in ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame kapsamında Enes ve Salih Çetin’in yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Enes Çetin, tutuksuz sanık Salih Çetin ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada beyanda bulunan maktul Nazlı Dere’nin oğlu müşteki Sadık Dere "Biz babamla olay günü hastaneye gittik. Döndüğümüzde kapı kapalıydı babamla açtık. Eve girince yerde annemin cansız bedenini gördüm. Halı sağa sola kaymıştı. Ben çığlık attım" şeklinde konuştu. Sanıklar Enes ve Salih Çetin’in kız kardeşi tanık Esra Çetin ise, "Ben olay günü saat 10.00 sıralarında uyandım. Evdeki günlük işlerimi yaptım. Dış kapı kapandı. Evdeki kardeşim Enes’in evden çıktığını anladım. Saat 11.00 sıralarında ağabeyim Salih beni arayarak temiz tişört istedi. Ona temiz tişört verdim. Ağabeyim Salih üzerini değiştirerek evin önünden ayrıldı. Ben daha sonra iş görüşmesine giderken maktulün kapısının önünden geçtim bir olumsuzluk görmedim. Akşam annem arayarak apartmanımızda böyle bir olay yaşanmış dedi" şeklinde beyanda bulundu. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Enes Çetin’in tutukluluk halinin devamına karar vererek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 9 Ekim 2019 tarihinde Esenyurt’ta meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, maktul Nazlı Dere’nin olay günü evinde ölü bulunması üzerine soruşturmaya başlanıldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianamede, Nazlı Dere’nin öldürüldüğü evin kapısında herhangi bir zorlama olmadığı ve Dere’nin cansız bedeninin yanında ziynet kutusu, çanta gibi eşyaların bulunduğu belirtildi. Evin duvarlarında kan lekeleri olduğu da aktarılan iddianamede, evin içerisinde dağınık halde bazı eşyaların bulunduğu belirtildi. Soruşturma dahilinde ifade veren Nazlı Dere’nin eşi Hasan Dere olay günü oğlunu hastaneye götürdüğünü ve diğer 2 oğlunun ise işe gitmek için evden çıktığını anlattı. Hasan Dere beyanının devamında "Eve öğleden sonra döndük. Oğlum Sadık içeri girince bağırmaya başladı. Eşimi yerde gördüm. Önce sara hastalığı nedeniyle rahatsızlandığını düşündüm ama sonra boynundaki kesiği gördüm. Bağırmaya başladım. Komşular içeri girdi ve ardından polisler geldi. Oğullarım Murat ve Ahmet kazandıkları paranın bir kısmını eşime veriyorlardı. Eşim bu parayı biriktiriyordu" ifadelerini kullandı. Maktulün oğlu Ahmet Dere ise annesini apartmandan birinin öldürdüğünü düşündüğünü beyan ettiği ifadesinde "Daha önce apartmana hırsız girdi. Annem hırsız ile karşılaştığı için öldürülmüş olabilir. Oturma odasında bardak ve demlik vardı. Annem birini buyur etmiş ve çay içmiş olabilirler. Üst komşumuz ile ara sıra çay içmeye gidip gelirlerdi" dedi. Maktulün bir diğer oğlu Murat Dere ise beyanında "Olayı apartman içinden birisinin gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Bu kişi de Enes Çetin olabilir. Çünkü apartmanın dış giriş kapısının açılması için Enes hep bizim zilimize basardı. Annem de kapıyı Enes’e açardı. Annem çöp atmaya gittiğinde evin kapısını hep aralık bırakırdı hatta babam annemi bu konuda hep uyarırdı. Olaydan bir gün önce annemin üst komşularımıza çay içmeye gittiğini de duydum. Birikimimizden burada bahsetmiş olabilir" ifadelerini kullandı. Hazırlanan iddianamede Nazlı Dere’nin üst komşusu sanık Enes Çetin’in ifade işlemi sırasında sol bileğindeki yara izinin dikkat çektiği belirtildi. Enes Çetin alınan ifadesinde "Olay günü işyerime gitmek için evden çıktım. Gece saat 23.00 sıralarında işim bitti ve 02.00 sıralarında eve geldim. Eve döndüğümde maktulün öldüğünü öğrendim" dedi. Öte yandan sanık Enes ile aynı iş yerinde çalışan bilgi sahipleri ise Enes Çetin’in olay günü gelmesi gerekenden daha geç saatte geldiğini belirtti. 2019 yılında maktulün eşinin katıldığı bir televizyon programındaki röportaja da yer verilen iddianamede, sanık Enes’in maktulün ancak kıyafetleri çıkarıldığında görülebilecek yerlerindeki yaralanmaları net bir şekilde tarif ettiği anlara ait görüntülerin olduğu açıklandı. Enes Çetin’in ağabeyi sanık Salih Çetin ise ifadesinde "Olay günü üzerimdeki kıyafet bunalttığı için değiştirmek amacıyla öğle saatlerinde eve geldim. Eve hiç çıkmadan bana tişört vermelerini istedim. Nazlı Dere’yi kardeşimin öldürdüğünden şüphelendiğimiz için babamla birlikte kardeşimi darp ettik ama bize bir şey söylemedi" şeklinde konuştu. İddianamenin değerlendirme kısmında, Nazlı Dere’nin olay günü evinde yalnızken çöp atmak için çıktığı ve kapıyı aralık bıraktığı belirtildi. Sanık Enes’in ise işe gitmek için evinden aşağı doğru indiği ve kapının aralık olduğunu görmesi üzerine hırsızlık amacıyla konuta girdiği de iddianamede belirtildi. Sanık Enes’in çöpü attıktan sonra eve dönen maktul ile karşılaşması üzerine 12 bıçak darbesi ile Nazlı Dere’yi öldürdüğü, evde bulunan ziynet eşyası ile nakit parayı çalarak olay yerinden ayrıldığı iddianamede ifade edildi. Enes Çetin’in hazırlanan iddianame kapsamında ‘bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Sanık Çetin’in ‘konut dokunulmazlığını ihlal etme’ ve ‘nitelikli hırsızlık’ suçlarından ise 7 yıl 2 aydan 15 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Enes Çetin’in ağabeyi Salih Çetin’in ise ‘suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.