EKONOMİ
Palandöken: "Yılbaşında merdiven altı ürünlere dikkat" 27 Aralık 2025 Cumartesi - 09:06:36 Yeni yıl öncesi merdiven altı üretimin yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Bu nedenle bildiğiniz, tanıdığınız, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır" dedi. Yılbaşı alışverişlerinde merdiven altı ürünlere karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Palandöken, "Bildiğiniz üzere zehirlenme olaylarının birçoğu maalesef bu gecelerde, bu özel günlerde yaşanıyor. Özellikle merdiven altı ürünlere, akşam karanlığında arabanın arkasında satılan kuru yemiş veya karışık kuru yemiş adı altında sunulan, nerede ve ne şekilde muhafaza edildiği bilinmeyen ürünlere karşı çok dikkatli olunmalı. O anda ısıtılmış, cazip gösterilen ve gerçek fiyatının çok altında sunulan bu ürünler ciddi risk taşıyor. Hele hele şarküteri ürünleri bu noktada çok daha önemli. Midye, ciğer, tavuk sote gibi ya da farklı malzemelerden yapılmış, içeriği belli olmayan ürünlere de özellikle dikkat etmek gerekiyor. Aksi halde hem kendinizin hem de misafirlerinizin, konuklarınızın sağlığını riske atmış olursunuz. Bunun için yapılması gereken tek şey; dikkatli olmak, kontrollü davranmak ve tanıdığınız, bildiğiniz, güvendiğiniz esnafa yönelmeniz sizin için en doğru tercih olacaktır. Bilindiği üzere pastırma, sucuk gibi şarküteri ürünleri; balık, ciğer gibi çabuk bozulabilen gıdalar ve sütlü ürünler çok hassas ürünlerdir. Bu ürünlerde ekstra dikkatli olunması gerekir. Fiyat olarak ekonomik gibi görünebilir ama sağlığınızdan olabilirsiniz" diye konuştu. "Yılbaşı gecesi taksici esnafımız 24 saat hizmet verecek" Öte yandan yeni yılda sevdiklerine ulaşmak için yola çıkacak vatandaşlara da uyarıda bulunan Palandöken, "O gece dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli konu da trafiktir. İnsanlar alkol alabiliyor, alkollü sürücüler trafiğe çıkabiliyor. Yorgunluk ve yılbaşı gecesinin karmaşasıyla kaza riski de artıyor. Bu nedenle mümkünse toplu taşıma araçlarını kullanmak ya da 24 saat hizmet veren taksi duraklarımızdan faydalanmak en doğru tercih olacaktır. Aracınızı kullanmak yerine, güvenli bir şekilde bu hizmeti veren arkadaşlarımızla yolculuk yapabilirsiniz. Sizin sağlığınız, geleceğiniz ve ailenizle birlikte bulunduğunuz aracın içindeki huzurun bozulmasını kimse istemez. Ancak maalesef bu tür olumsuzluklarla sık sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle yiyeceğimize, içeceğimize, alacağımız hediyelere ve bu hediyelerin niteliklerine dikkat etmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu. "2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Herkese huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileyen Palandöken şu ifadelere yer verdi: "Bu ürünlerin insan sağlığına zararlı olup olmadığını kısa sürede anlamak her zaman mümkün olmayabilir. Günler azaldıkça korsan satıcıların, insan sağlığını hiçe sayan bu tür kişilerin sayısı da maalesef artıyor. Birincisi, trafik kurallarına mutlaka riayet edilmeli; mümkünse o gece araç kullanılmamalı, toplu taşıma ya da 24 saat nöbetçi olan taksi durakları tercih edilmelidir. Şimdiden 2026 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağlıklı, huzurlu ve ailenizle birlikte arzu ettiğiniz şekilde bir yılbaşı geçirmenizi temenni ediyorum."
26 Aralık 2025 Cuma - 21:17 Prysmian işçileri Mudanya’da yürüdü Bursa’da Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi Prysmian fabrikası işçileri, MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecine ilişkin alınan eylem kararları kapsamında Mudanya’da yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Edinilen bilgilere göre, Prysmian fabrikasından çıkan işçiler Mudanya BUDO Meydanı’na kadar yürüyerek eylemlerini sürdürdü. Yürüyüşün ardından meydanda toplanan işçiler, taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Eyleme; Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, Genel Örgütlenme Sekreteri Fehmi Elmacı, Bursa Şubesi yöneticileri, Prysmian İşyeri Sendika Başkanı Ekrem Şaş, işyeri temsilcileri ve çok sayıda sendika üyesi katıldı. Yürüyüş boyunca işçiler, "Metal işçisi direnişin simgesi", "İşçiler açken patronlara huzur yok", "Direne direne kazanacağız" ve "Sadaka değil, toplu sözleşme" sloganları attı. Birleşik Metal-İş Sendikası, yürüyüş ve basın açıklamasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 24 Aralık’ta açıklanan eylem kararlarının kararlılıkla sürdürüldüğünü belirtti. Açıklamada, Genel Başkan Özkan Atar’ın, metal işçilerinin patronların dayattığı sefalet şartlarına boyun eğmeyeceğini, kazanılmış hakların gasp edilmesine izin verilmeyeceğini ve haklı talepler için mücadelenin sonuna kadar sürdürüleceğini vurguladığı ifade edildi. Eylem, yapılan basın açıklamasının ardından olaysız şekilde sona erdi.
26 Aralık 2025 Cuma - 19:04 Kadın Mühendis Okulu ile sanayiye kadın eli değiyor Kadın mühendislerin sanayi ve teknoloji alanlarında daha güçlü rol üstlenmesini hedefleyen Kadın Mühendis Okulu, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) koordinasyonunda yürütülen örnek uygulamalarıyla istihdama doğrudan katkı sunuyor. Program kapsamında önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalar, Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında düzenlenen toplantıda ele alındı. Toplantıya OKA Genel Sekreteri Mehlika Dicle, Merkez OSB Müdürü Hakan Tütüncüoğlu, Yeni OSB Müdürü Oğuz Keleş, Samsun Model Fabrika Müdürü Onur Berberoğlu, OKA Rekabetçi Ekonomi ve Dönüşüm Birimi Başkanı Fatih Ege ile Kadın Mühendis Okulu’nda eğitim alan kadın mühendisler katıldı. Görüşmelerde, kadın mühendislerin sanayideki etkinliğini artıracak yeni adımlar istişare edildi. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası(TSO) ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu arasında imzalanan "Kadın İstihdamı ve Kadın Girişimciliği İş Birliği Protokolü" çerçevesinde hayata geçirilen Kadın Mühendis Okulu, üniversite öğrencisi ve yeni mezun kadınlara uygulamalı sanayi deneyimi kazandırmayı amaçlıyor. Program, işletmelerde dijital dönüşüm ve yalın üretim süreçlerinde kadın istihdamının artırılmasına odaklanıyor. Nisan ayında düzenlenen açılış töreniyle başlayan eğitim sürecinde programa kabul edilen 15 kadın mühendis, dört hafta boyunca yalın üretim teknikleri ve dijital dönüşüm başlıklarında kapsamlı eğitim aldı. Teorik içeriğin yanı sıra saha uygulamaları, sanayi örnekleri ve vaka analizleriyle desteklenen eğitimlerde, katılımcıların pratik becerilerinin güçlendirilmesi hedeflendi. Kadın mühendislere ayrıca YODA Analizi eğitimi verilerek organizasyonel olgunluk düzeylerini değerlendirme, güçlü ve gelişime açık yönleri tespit etme ve sürekli iyileştirme süreçlerine katkı sağlama yetkinlikleri kazandırıldı. Bu kazanımlar, Orta Karadeniz Bölgesi’nde beş işletmede yürütülen Öğren-Dönüş Projeleri kapsamında sahaya taşındı. Samsun Büyükşehir Belediyesi, Merkez OSB, Bafra OSB, Kavak OSB ve Merzifon OSB’deki işletmelerde toplam 10 hafta süren uygulamalar gerçekleştirildi. Öğren-dönüş sürecinin ardından katılımcılar, OKA ve OSB müdürlükleri ile sanayi yapıları ziyaret edilerek kariyer yönetimi, ilin sanayi altyapısı ve yatırım ekosistemi hakkında bilgilendirildi. Program sonunda kursiyerlerden yedisi çeşitli OSB’lerde "Yalın Üretim ve İş Geliştirme Sorumlusu" olarak istihdam edilirken, bir mühendis Samsun Model Fabrika’da, bir mühendis uluslararası bir e-ticaret firmasında, üç mühendis ise bölgede imalat sanayine yönelik faaliyet gösteren özel sektör işletmelerinde göreve başladı. 22 Eylül 2025’te gerçekleştirilen mezuniyet töreniyle birlikte Kadın Mühendis Okulu’nun ikinci dönem lansmanı da yapıldı. İkinci dönem için alınan başvurular arasından farklı mühendislik disiplinlerinden 17 yeni kadın mühendis adayı programa dâhil edildi. Kadın Mühendis Okulu, TR83 Bölgesi’nde kadın mühendislerin sanayiye entegrasyonunu güçlendiren bir model olarak öne çıkarken, yalın ve dijital dönüşüm süreçlerinde bölgesel ölçekte etki oluşturmaya devam ediyor.
26 Aralık 2025 Cuma - 17:42 Zeytin üreticileri için destek ve markalaşma önerisi Aydın Ziraat Odaları, zeytin üretiminde artan maliyetler ve kuraklığın etkileri karşısında çiftçilerin desteklenmesi ve zeytin ile zeytinyağının markalı ürün olarak pazarlanmasına yönelik önerilerde bulundu. Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, zeytin üretiminde yaşanan sorunlara ilişkin yaptığı açıklamada, üreticilerin desteklenmesi ve zeytin ile zeytinyağının markalı ürün olarak pazarlanmasının önemine dikkat çekti. Açıklamada çözüm önerileri kapsamında, çiftçilerin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi desteklenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca zeytin ve zeytinyağının ham madde olarak değil, paketli ve markalı ürünler şeklinde pazarlanmasının üretici gelirini artıracağı ifade edildi. Üreticinin desteklenmesinin aynı zamanda tüketiciye de katkı sağlayacağına dikkat çeken Aydın Ziraat Odaları’ndan yapılan açıklamada "Ülkemizde zeytin üretimi Ege, Akdeniz, Marmara, Güney Anadolu bölgelerinde, Akdeniz iklim kuşağında yapılmaktadır. Üretimim bir kısmı yağ, bir kısmı dane zeytin olarak değerlendirilmektedir. Zeytin kutsal kitaplarda bile ismi geçen ender ürünlerden birisidir. Tıp uzmanlarınca da sağlık açısından tüketilmesi önerilmektedir. Zeytin üretimi yapılan yerlerde de üreticilerimiz için en önemli gelir kaynaklarından biridir. Üretimi çok zahmetli, meşakkatli bir üründür. Genelde aile ziraatı olarak göze çarpar. Eğer aile ziraatı olmaz ise ürünlerin büyük kısmı ağaçlarda hasat edilmeden kalır. Son zamanlarda işçilik anormal derecede artış göstererek erkek işçi yevmiyesi 3 bin, 3 bin 500 TL, kadın işçi yevmiyesi ise bin 500 TL bulmaktadır. Tarımsal kuraklıktan zeytin de etkilenerek hem rekoltede hem de kalitede (danelik) kayıplar yaşanmaktadır. Girdi maliyetlerinde son yıllarda başta akaryakıt, gübre, zirai ilaç olmak üzere büyük artışlar yaşanmakta buda üreticilerimizi çok zorlamaktadır. Son iki yıla baktığımızda zeytinyağı fiyatları dünyada da düşmekte ancak zeytin üretimi yapılan Avrupa birliği ülkelerinde (İspanya, İtalya, Yunanistan) üreticiler 1,5 Euro’ya varan paralarla desteklenmektedir. Ülkemizde ise üretici birlikleri imkanları ölçüsünde kooperatifler vasıtası ile üreticilerimizden hem zeytin hem zeytinyağı alımı yaparak piyasada regüle vazifesi yapmakta, fiyatların dengede kalması için gayret içerisinde olmaktadırlar. Enflasyonun sebebi üretici olamaz. Çünkü ne aldığının ne sattığının fiyatını kendi belirleyememektedir. Oluşan fiyatlardan ne üretici memnun ne de tüketici. Üreten kazanamıyorum diye dertleniyor, bağırıyor, tüketici ise çok pahalı alamıyorum diye dertleniyor, ses yükseltiyor. Bunun çaresi gelişmiş olarak adlandırdığımız ülkelerdeki gibi çiftçilerin desteklenmesi, ürettiklerimizin ham olarak değil kutulu, markalı olarak satılabilmesi. Eğer üretici tam anlamıyla desteklenir ise bundan tüketici de faydalanır. Üreticiye destek aynı zamanda tüketiciye destek demektir" ifadeleri yer aldı.
Kocasinan Jeotermal Sera OTB’de 333 milyon TL’lik altyapı ihalesi yarın
11 Aralık 2025 Perşembe - 11:03 Kocasinan Jeotermal Sera OTB’de 333 milyon TL’lik altyapı ihalesi yarın Kayseri Ticaret Borsası (KTB) tarafından hayata geçirilen Jeotermal Kaynaklı Sera OTB Projesi, olumlu sonuçlar vermeye devam ederken çalışmalar da yoğun bir tempoyla hızla sürüyor. Son olarak sondaj çalışmalarında altıncı kuyuda da verimli sonuçlar elde edildi. Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Recep Bağlamış; Kayseri’nin tarım ve istihdam hedeflerini yukarıya taşıyacak Kocasinan Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesi (OTB) projesinde gelinen son durumu paylaştı. Başkan Bağlamış, hem jeotermal kaynak aramalarındaki başarılı ilerlemeyi hem de altyapı ihalesinin detaylarını duyurdu. OTB’nin en kritik unsuru olan jeotermal kaynak çalışmalarının Maden Tetkik Arama (MTA) Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hızla sürdüğünü belirten Bağlamış, sahada eş zamanlı çalışan üç sondaj makinesi ile yoğun bir mesai yürütüldüğünü aktararak şunları söyledi; "Planladığımız on kuyudan altıncısına ulaştık. Son sıcak su sondaj kuyumuzda 60 derece sıcaklıkta ve 85 litre/saniye debide, seralarımızın ısıtma ihtiyacını karşılayacak yüksek verimli bir kaynağa eriştik. Bu sonuç, bölgenin enerji ihtiyacının sürdürülebilir ve düşük maliyetli şekilde karşılanacağını kanıtladı. Sahada emek veren tüm ekiplere teşekkür ediyorum." 333 milyon TL’lik altyapı ihalesi 12 Aralık’ta Projenin fiziki olarak hayata geçmesi için en önemli aşamalardan biri olan altyapı ihalesinin yarın gerçekleştirileceğini duyuran Bağlamış, şu bilgileri verdi; "Toplam 1.237 dekar alanda kurulacak yatırımın altyapı ve elektrik dağıtım şebekesi yapım işi ihalesi, 12 Aralık 2025 Cuma günü saat 10.30’da T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nde yapılacaktır." Yaklaşık 333 milyon TL keşif bedeline sahip ihale; yol, su, atık su hatları, SCADA sistemleri ve elektrik dağıtım şebekesi gibi bölgenin tüm modern altyapı ihtiyaçlarını kapsıyor. Proje takviminde herhangi bir gecikme olmadığını vurgulayan Bağlamış, hedeflenen tarihlere kararlılıkla ilerlediklerini ifade ederek; "Kocasinan OTB’de çalışmalar planlandığı gibi devam ediyor. Altyapının tamamlanmasıyla birlikte 2026 yılının üçüncü çeyreğinde yatırımcılarımız modern seralarını Elmalı bölgemizde kurmaya başlayacak. Bu proje ile Kayseri’nin tarımsal üretim hacmini üç katına çıkarmayı ve yaklaşık 1.500 kişilik yeni istihdam oluşturmayı hedefliyoruz. İstihdamın büyük bölümünün kadınlardan oluşması ise önceliklerimiz arasında" şeklinde konuştu. Başkan Recep Bağlamış; AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’a, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’e, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç’a ve projede emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.
Samsun’da sağlıklı gıda için sıkı denetim
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:53 Samsun’da sağlıklı gıda için sıkı denetim Samsun’un İlkadım Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri işletmelerde hijyen ve ruhsat; pazarlarda ise fiyat-etiket ve gramaj denetimi gerçekleştirdi. İlkadım Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, vatandaşların daha sağlıklı ve güvenilir gıdaya ulaşması için denetimlerine devam ediyor. İlçede hizmet veren işletmelerde ruhsat ve hijyen denetimi yapan zabıta ekipleri, pazar yerlerinde ise fiyat-etiket ve gramaj denetimleri gerçekleştirdi. Denetimlerde uygunsuzluk tespit edilen işletme ve esnaflara ise yasal işlemler uygulandı. "Denetimler devam edecek" Denetimlerin kararlılıkla devam edeceğini söyleyen İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Vatandaşlarımızın sağlıklı, güvenilir ve gönül rahatlığıyla tüketebileceği gıdaya ulaşabilmesi için denetimlerimize aralıksız devam ediyoruz. Denetimlerimizde en çok dikkat ettiğimiz husus; temiz, hijyenik ve güvenilir gıdanın vatandaşa ulaştırılmasıdır. Bu kurallara uymayan işletmelerimize yasal çerçevede gerekli uyarıları ve cezai işlemleri uyguluyoruz. Bunun yanı sıra işletmelerimizin ruhsatlarını da denetliyor, uygunsuzluk tespit edilmesi ve ruhsat olmaması durumunda yasal işlemleri anında başlatıyoruz. Pazarlarımızda da aynı şekilde denetimlerimiz devam ediyor. Vatandaşların alışverişlerinde mağdur olmamaları için fiyat-etiket ve gramaj denetimlerimiz kararlılıkla devam ediyor. Vatandaşlarımızın evlerine götürdükleri gıdaların güvenilir ve sağlıklı olduğunu bilmeleri ve bu gıdaları gönül rahatlığıyla tüketebilmeleri için denetimlerimize kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
Tasarruf sahibi her 5 kişiden 1’i hisse senedi, borsa veya fonları tercih ediyor
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:47 Tasarruf sahibi her 5 kişiden 1’i hisse senedi, borsa veya fonları tercih ediyor ING Türkiye, Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2025 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, her iki katılımcıdan birinin tasarrufu bulunuyor. 18-24 yaş grubunda tasarruf sahipliğinin, önceki çeyreğe göre 10 puan artarak yüzde 47’ye ulaştığı görülüyor. Tasarrufun en önemli nedeni ise ’geleceğe yatırım’. Tasarrufu olmayanların içinde yakın zamanda tasarruf etmeyi planlayanların oranı yüzde 27 iken; kadınlarda bu oran erkeklere göre daha yüksek. Tasarruf sahibi her 5 kişiden 1’i hisse senedi, borsa veya fonları tercih ediyor. ING Türkiye, sürdürülebilirlik stratejisi kapsamında finansal sağlığa katkıda bulunmak amacıyla 2011 yılından bu yana gerçekleştirdiği Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması’nın 2025 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarını yayınladı. NielsenIQ iş birliğiyle gerçekleştirilen araştırmanın sonuçları, yüzde 54,3 oranı ile her iki kişiden birinin tasarrufu olduğunu gösteriyor. Tasarruf sahipleri içinde, daha önceki iki çeyreğe kıyasla kayda değer bir toparlanma gösteren 18-24 yaş grubu dikkat çekiyor. Bu yaş grubunda tasarruf sahipliğinin, önceki çeyreğe göre 10 puan artarak yüzde 47’ye ulaştığı görülüyor. Tasarrufun en önemli motivasyonu "geleceğe yatırım" Tasarruf sahipleri arasında düzenli tasarruf yapabildiğini belirtenlerin oranı yüzde 82 ile bir önceki döneme benzer bir seyir izliyor. Düzenli tasarruf yapabildiğini belirtenler arasında gelirinin yüzde 10’undan azını tasarruf edebilenlerin oranı, bir önceki çeyreğe kıyasla 7 puan düşüşle yüzde 19’a gerilerken, yüzde 20’si ile 30’u arasını tasarruf edenlerin oranı da 3 puan artışla yüzde 29’a ulaşıyor. Gelirinin yüzde 10’u ile yüzde 20’si arasında bir miktarı tasarruf edenlerin oranı ise önceki çeyrekle benzer şekilde yüzde 42 seviyesinde gerçekleşiyor. Araştırmada, bireylerin tasarruf motivasyonları da soruluyor. Sonuçlara göre; özellikle genç yaş grupları tarafından önceliklendirilen "geleceğe yatırım", yüzde 37 ile en yüksek tasarruf gerekçesi olarak tüm katılımcılar arasında öne çıkıyor. "Beklenmedik risklere karşı güvence ihtiyacı" ise yüzde 22 ile ikinci sıradaki tasarruf nedeni. Tasarrufu olmayanların içinde yakın zamanda tasarruf etmeyi planlayanların oranı yüzde 27 olarak öne çıkıyor. Kadınlarda bu oran önceki çeyreğe göre 6 puan artarak yüzde 31’e ulaşırken, erkeklerde ise bu oran yüzde 22. Genç yaş grubunda ise diğer yaş gruplarına kıyasla yakın gelecekte tasarruf eğilimi daha yüksek. Ayrıca eğitim seviyesiyle birlikte geleceğe yönelik tasarruf isteği de artıyor. Tasarruf sahibi her 5 kişiden 1’i hisse senedi, borsa veya fonları tercih ediyor Tasarruf araçları tercihlerinde ise yastık altı altın yüzde 40 ile ilk sırada, yastık altı nakit yüzde 25 ile ikinci sırada yer alıyor. Bu araçları önceki çeyreğe göre yükselerek yüzde 23 oranına ulaşan TL vadeli hesap ve yüzde 18 oranıyla hisse senedi, borsa takip ediyor. Altın veya değerli taş, metal hesaplarının da yüzde 18 oranında tercih edilen tasarruf aracı olduğu görülüyor. Vadesiz hesap yüzde 8 oranında tercih edilirken, fonların oranı da yüzde 5 olarak gerçekleşiyor. Bu kapsamda tasarruf sahibi her 5 kişiden 1’i hisse senedi, borsa veya fonları kullanıyor. Kadınlar yastık altı birikimi, altın hesabını ve vadesiz hesap araçlarını erkeklere göre daha fazla tercih ederken; erkeklerde ise TL vadeli hesap, hisse senedi, borsa ve kripto para birimlerinin daha çok kullanıldığı görülüyor. Tasarrufları için hisse senedi ve borsayı tercih edenlere bakıldığında, yüzde 25 seviyesinde bir oranla 18-34 yaş grubu öne çıkıyor, bu grubu da yüzde 22 ile 35-44 yaş grubu takip ediyor. Fonları ise 45 yaş altı kitle daha çok tercih ediyor. Yatırım ürünleri hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 40 Yatırım ürünleri hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyenlerin oranı genel katılımcı kitlesi içinde yüzde 40 seviyesinde gerçekleşiyor. Yaş grupları açısından değerlendirildiğinde, 25-44 yaş arasındakiler yüzde 49 ile en çok bilgili olduğunu belirten grup iken, bunu yüzde 43 ile 18-24 yaş grubu ve yüzde 38 ile de 45-54 yaş grubu takip ediyor. Erkeklerde bu oran kadınlara göre 13 puan daha yüksek. Ayrıca araştırmaya göre; katılımcıların yüzde 93’ü bankacılık hizmetlerinden yararlanırken, son bir ayda internet ya da mobil bankacılık üzerinden hizmet alanların oranı yüzde 92’ye ulaşıyor. "İnovatif ürünler hayata geçiriyor, dijital yeniliklerimizle yatırımı daha kolay hale getiriyoruz" Araştırmaya göre tasarruf sahipliğinin istikrarlı şekilde sürdüğüne değinen ING Türkiye Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Tuğçe Bora Kılıç, "Tasarruf araçlarına baktığımızda Türkiye’de bireyler ortalama iki araç üzerinden tasarruf ediyor. Ayrıca yastık altı birikimler tercihlerde ilk sıralarda yer alırken; hisse senedi, borsa ya da fonların da yüzde 23 oranında tercih edildiğini gözlemliyoruz; bu oranın daha da yükselebileceğine inanıyoruz. Tasarrufun sağlıklı bir şekilde çeşitlendirilmesi için hem finansal bilgi düzeyinin artması hem de farklı yatırım araçlarına erişimin kolaylaştırılması önemli. Biz de bu vizyonla inovatif ürünler hayata geçiriyor, dijital yeniliklerimizle yatırımı herkes için daha kolay hale getiriyoruz. Bu kapsamda ING Mobil yatırım fonksiyonlarını yeniledik. Müşterilerimiz, artık portföylerini dijitalden zahmetsizce takip edebiliyor, farklı yatırım fonlarını anında karşılaştırabiliyor ve takip listeleri oluşturarak favori yatırım araçlarının performanslarını izleyebiliyor" dedi. Araştırmaya göre gençlerdeki tasarruf sahipliğinin önceki çeyreğe göre artış gösterdiğini aktaran Kılıç, "Bu oranın daha da yükselmesi için gençlerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış ürün çeşitliliğinin artması gerektiğine inanıyoruz. Bu yaklaşımla 1996-2012 yıllarında doğanların yatırım yapabildiği Z kuşağına özel GNZ fonu ve Turuncu Genç Hesap’ı hayata geçirdik. Bu hesaba sahip gençlerin yatırım ürünlerine daha kolay erişebilmesi için döviz ve altın alım-satım işlemlerinde özel kur avantajı, hisse senedi işlemlerinde ise komisyon avantajı sunuyoruz" diye konuştu.
Dünyada 300 milyar dolarlık pazara ulaşırken, Türkiye’de denetimi yok
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:41 Dünyada 300 milyar dolarlık pazara ulaşırken, Türkiye’de denetimi yok Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YUCİTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, coğrafi işaret tescilli ürünlere ilişkin denetim yönetmeliği çıkarılması gerektiğini belirterek, "Bu konu Türkiye için çok önemlidir. Coğrafi işaretler iyi bir sistemle Türkiye’yi ayağa kaldıracak potansiyele sahiptir. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi sağlıklı bir denetim olmalı. Coğrafi işretler enstitüsü kurulması lazım" dedi. Tekelioğlu, yaptığı açıklamada, coğrafi işaretlerin küresel bir olgu olduğunu belirterek, dünya genelinde 300 milyar dolarlık satış değerine ulaştığını kaydetti. Avrupa Birliğinde ise 100 milyar avroluk bir satış rakamının olduğunu dile getiren Tekelioğlu, "Özellikle gıda krizleri ve kovid pandemisi nedeniyle küresel olgu haline dönüştü ve çok hızlı gelişiyor" dedi. Coğrafi işaretli ürünlerin korunması gerektiğini, tescilin sahtelerinden koruduğunu vurgulayan Tekelioğlu, şöyle konuştu; "Tescil, tüketicileri de üreticileri de koruyor. Tüketicileri yönlendiriyor ve haksız rekabeti önlüyor. Yasa tescil sahibinin haklarını belirtiyor ama görevlerini belirtmemiş. O nedenle tesciller alındıktan sonra sertifikalar duvarlara asılıyor. Özdenetim, üretenin, üreticinin iyi niyetli dürüst şekilde kurallara göre üretmesidir.  Dış denetim ise son derece önemlidir. AB kriterlerine göre akredite olmamış donanımlı bağımsız özel sertifikasyon kuruluşları tarafından yapılır. Türkiye’de bu konuda maalesef mesafe alamadık. Tarım ve Orman Bakanlığı gıda meddelerinden sorumlu ama 30 yıldır coğrafi işaretlerle ilgili denetim yönetmeliği çıkarılamadı." Türkiye’de özellikle denetimle ilgili eksikliklerin bulunduğunu, yasal boşluk giderilmediği için tescilli ürünlerde katma değer oluşturulamadığını belirten Tekelioğlu, "1800 tescilden 5-10’u AB’dekiler gibi çalışıyor. Kaliteli ürünler ve bunları korumamız lazım.  Yönetişimle ilgili yasal boşluklar giderilmelidir" dedi. Coğrafi işaret tescilli ürünlere ilişkin denetim yönetmeliği çıkarılması gerektiğini dile getiren Tekelioğlu, "Türkiye için çok önemlidir. Coğrafi işaretler iyi bir sistemle Türkiye’yi ayağa kaldıracak potansiyele sahiptir. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir potansiyel yok. Bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi sağlıklı bir denetim olmalı. Ayrı müstakil bir kurumun olması lazım. Coğrafi işretler enstitüsü kurulması lazım" diye konuştu.
Mersin kan portakalında hedef AB tescili
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:15 Mersin kan portakalında hedef AB tescili Mersinden Kadın Kooperatifi’nin girişimiyle coğrafi işaret alan Mersin kan portakalı, nesli tehdit altındaki yerel bir tarım mirası olarak korunurken, Avrupa’da da tescillendirilmesi için çalışmalar başladı. Şehrin simge tarım ürünlerinden biri olan kan portakalı, Mersinden Kadın Kooperatifinin başvurusu ve öncülüğünde coğrafi işaret tesciline kavuştu. Kooperatifin 2022 yılında yaptığı başvuru, 2024 yılında sonuçlanarak tescil alırken, ürünle ilgili denetim ve izleme süreçleri de başarıyla tamamlandı. Bu süreçlerin bundan sonraki yıllarda düzenli olarak devam ettirilmesinin planlandığı belirtildi. Tescil çalışmaları Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Mersin Ziraat Odası iş birliğiyle yürütüldü. Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Kurucusu ve Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu ve ekibi de sürece bilimsel katkı ve rehberlik sundu. Coğrafi işaretin resmi başvuru ve hak sahibi ise Mersinden Kadın Kooperatifi oldu. "Bu değeri koruma altına aldık" Mersinden Kadın Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Meral Seçer, tescil sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, "Mersin kan portakalı, bu kentin topraklarında yetişen çok özel, besin değeri yüksek ve korunması gereken bir tarımsal mirastır. 2022 yılında başladığımız coğrafi işaret sürecini; yerel yönetimlerimiz, tarım teşkilatımız, ziraat odamız ve YÜCİTA’nın bilimsel rehberliğiyle birlikte yürüttük. 2024 yılında tescilimizi alarak bu değeri resmen koruma altına aldık" dedi. "Kendi değerimize sahip çıkıyoruz" Seçer, Mersin kan portakalının tescillenmesinin, 12-18 Aralık Yerli Malı Haftası ile güçlü bir anlam bağı taşıdığını vurguladı. Yerel ürünlerin korunması, üreticinin desteklenmesi ve kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi açısından coğrafi işaretin kritik bir araç olduğuna dikkat çeken Seçer, Mersin kan portakalının tescilinin bu hafta ile birlikte daha da anlam kazandığını söyledi. Seçer, "Hedefimiz, Mersin kan portakalını Avrupa’da da tescilli bir marka haline getirmek üreticimizi güçlendirmek, kentimizin markalaşmasına katkı sağlamak ve ülkemizin tarımsal mirasına sahip çıkmaktır. Yerli Malı Haftası, bu değerleri hatırlamak ve desteklemek için önemli bir fırsattır" ifadelerine yer verdi.
Gayrisafi Yurt İçi Hasıladan 2024 yılında en yüksek payı yüzde 29,2 ile İstanbul aldı
11 Aralık 2025 Perşembe - 10:04 Gayrisafi Yurt İçi Hasıladan 2024 yılında en yüksek payı yüzde 29,2 ile İstanbul aldı İl düzeyinde cari fiyatlarla Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) hesaplamalarına göre; 2024 yılında İstanbul 13 trilyon 10 milyar 693 milyon TL ile en yüksek GSYH’ye ulaştı ve toplam GSYH’den yüzde 29,2 pay aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (ITÜİK), 2024 yılı İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla verilerini açıkladı. Buna göre, il düzeyinde cari fiyatlarla Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) hesaplamalarına göre; 2024 yılında İstanbul 13 trilyon 10 milyar 693 milyon TL ile en yüksek GSYH’ye ulaştı ve toplam GSYH’den yüzde 29,2 pay aldı. İstanbul’u, 4 trilyon 672 milyar 844 milyon TL ve yüzde 10,5 pay ile Ankara, 2 trilyon 562 milyar 758 milyon TL ve yüzde 5,7 pay ile İzmir izledi. İl düzeyinde GSYH hesaplarında son üç sırada 41 milyar 875 milyon TL ile Gümüşhane, 35 milyar 502 milyon TL ile Ardahan ve 28 milyar 137 milyon TL ile Bayburt yer aldı. GSYH’den en yüksek payı alan ilk beş il, 2024 yılında toplam GSYH’nin yüzde 53,0’ını oluşturdu. İstanbul, kişi başına GSYH’de 2024 yılında 802 bin 669 TL ile ilk sırada yer aldı Kişi başına GSYH’de 2024 yılında, İstanbul 802 bin 669 TL ile ilk sırada yer aldı. İstanbul’u 788 bin 873 TL ile Kocaeli ve 788 bin 859 TL ile Ankara izledi. İl düzeyinde kişi başına GSYH hesaplamalarında, 203 bin 49 TL ile Van, 194 bin 660 TL ile Ağrı ve 188 bin 144 TL ile Şanlıurfa son üç sırada yer aldı. Kişi başına GSYH, 2024 yılında on bir ilde Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşti. İstanbul, "tarım, ormancılık, balıkçılık" ve "diğer hizmet faaliyetleri" hariç, tüm faaliyetlerde en yüksek payı aldı GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2024 yılında cari fiyatlarla GSYH’den en yüksek payı alan İstanbul; tarım, ormancılık, balıkçılık ile diğer hizmet faaliyetleri dışındaki faaliyetlerde de ilk sırada yer aldı. İstanbul’un bilgi ve iletişim faaliyetleri toplamından aldığı pay yüzde 64,0, finans ve sigorta faaliyetleri toplamından aldığı pay yüzde 59,3, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri toplamından aldığı pay yüzde 39,0, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri toplamından aldığı pay yüzde 39,8, inşaat sektörü toplamından aldığı pay yüzde 27,8 olarak gerçekleşti. Konya yüzde 5,6 pay ile tarım, ormancılık, balıkçılık sektöründe 81 il içinde ilk sırada yer alırken, Ankara yüzde 44,9 pay ile diğer hizmet faaliyetlerinde ilk sırada yer aldı. İstanbul’un toplam GSYH’si içinde en yüksek payı yüzde 33,9 ile ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri aldı İstanbul, 2024 yılında ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri toplamından yüzde 39,8 pay alırken, ilin toplam GSYH’si içinde bu faaliyetin payı yüzde 33,9 olarak gerçekleşti. İstanbul’un toplam GSYH’si içinde sanayi sektörü yüzde 15,1 pay ile ikinci sırada iken mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 7,2 pay ile üçüncü sırada yer aldı. Zincirlenmiş hacim endeksiyle GSYH, 46 ilde, bir önceki yıla göre Türkiye ortalamasının üzerinde büyüdü Yıllık GSYH, zincirlenmiş hacim endeksiyle 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3,3 artarken, 46 ilde Türkiye ortalamasının üzerinde artış gerçekleşti. Bir önceki yıla göre 2024 yılında en yüksek artış gösteren ilk üç il sırasıyla yüzde 31,4 değişim oranı ile Adıyaman, yüzde 17,1 ile Bayburt ve yüzde 17,0 ile Malatya oldu. Bir önceki yıla göre en yüksek azalış gösteren üç il ise sırasıyla yüzde 2,4 ile Bilecik, yüzde 5,7 ile Kırşehir ve yüzde 7,9 değişim oranı ile Erzincan oldu. İstanbul yüzde 0,62 ile, 2024 yılı Türkiye GSYH büyümesine (yüzde 3,3) en fazla katkı sağlayan il oldu Yıllık GSYH’nin, zincirlenmiş hacim endeksiyle bir önceki yıla göre yüzde 3,3 artışına en fazla katkı veren il yüzde 0,62 ile İstanbul oldu. İstanbul’u yüzde 0,44 ile Ankara ve yüzde 0,16 ile Hatay izledi. Yıllık GSYH büyümesine 2024 yılında negatif yönlü katkı veren illerin başında yüzde 0,017 ile Erzincan, yüzde 0,012 ile Kırşehir ve yüzde 0,011 ile Adana yer aldı.
Amasya’nın asfalt plenti ve konkasör tesisiyle yılda 55 milyon TL’den fazla tasarruf sağlanacak
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:58 Amasya’nın asfalt plenti ve konkasör tesisiyle yılda 55 milyon TL’den fazla tasarruf sağlanacak Amasya’da 170 milyon TL harcanarak kurulan asfalt plenti ve konkasör tesisi yıllık 55 milyon TL’den fazla tasarruf sağlatacak. Amasya İl Özel İdaresi’nin dışarıdan asfalt ve taş malzemesi alım ile kiralamaları da son bulacak. Tesisle birlikte 3bin109 kilometre köy yolu ağı bulunan kentte bitümlü sıcak karışım (BSK) asfalt projeleri hızlanacak. Tesis Yüzbeyi köyünde Yüzbeyi köyünde Amasya İl Özel İdaresine ait taş ocağı şantiyesinde yapımı tamamlanan taş kırma ve asfalt üretimi tesisi yol altyapısı ile asfaltlama çalışmalarını daha verimli hale getirecek. Son teknolojiyle donatılan tesiste asfalt üretim ve taş işleme faaliyeti tam otomatik şekilde gerçekleştirilecek. "Daha kaliteli ve uzun ömürlü yollar yapılacak" Bitümlü sıcak karışım (BSK) asfalt üretiminin yapılacağı plentin saatte 240 ton, taş kırma tesisinin de yıllık 395 bin ton üretim kapasitesinin bulunduğunu belirten Amasya İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Erdin Acar, "Köylerimizde yapılan alt yapı yatırımlarının maliyetlerinin düşürülmesi, yol konforu, trafik güvenliğinin artırılması, aynı bütçe ile daha kaliteli ve uzun ömürlü yolların yapılması planlanmaktadır" dedi. Dışarıdan alım ve kiralamalar son bulacak Dışarıdan alım ve kiralamaların da son bulacağının altını çizen Acar, yıllık tahmini 55 milyon TL’den fazla tasarrufun sağlanacağı tesisin maliyetini yaklaşık iki yılda amorti etmesini öngördüklerini söyledi.
Türkerler Enerji Grubu’ndan Türkiye’nin En Büyük Rüzgâr Yatırımı: Sivas’ta 500 MW YEKA RES 2025 Projesi
11 Aralık 2025 Perşembe - 09:54 Türkerler Enerji Grubu’ndan Türkiye’nin En Büyük Rüzgâr Yatırımı: Sivas’ta 500 MW YEKA RES 2025 Projesi Türkerler Enerji Grubu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen YEKA RES 2025 yarışmasında Sivas’ta 500 MW kapasiteli rüzgâr enerjisi sahasının ihalesini kazanarak, Türkiye’de tek fazda hayata geçirilecek en büyük rüzgâr enerjisi projesine imza atıyor. Tam kapasite devreye girdiğinde yılda 1,75 TWh temiz elektrik üretmesi beklenen proje, yaklaşık 650 bin hanenin yıllık enerji tüketimine karşılık geliyor. Böylece, Türkiye elektrik şebekesi dikkate alındığında yılda 1,1 milyon tonun üzerinde CO emisyonunun önlenmesi hedefleniyor. Türkerler Enerji Grubu CEO’su Ali Kındap, yatırımın Türkiye’nin enerji dönüşümünde kritik bir aşama olduğunu belirterek şu değerlendirmede bulundu: "Bu büyük rüzgâr yatırımıyla Türkiye’nin düşük karbonlu büyüme sürecine önemli bir katkı sağlıyoruz. Rüzgârın doğal gücünü rekabetçi maliyetlerle elektrik üretimine dönüştürerek enerji arz güvenliğine, dışa bağımlılığın azalmasına ve iklim hedeflerine destek veriyoruz." Kındap, YEKA RES 2025 Sivas projesinin Türkiye’de tek fazda gerçekleştirilen en büyük rüzgâr yatırımı olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: "Küresel rekabette karbon yoğun üretim giderek dezavantaj oluşturuyor. Türkiye’nin güçlü konumunu sürdürebilmesi, yenilenebilir enerji kapasitesini hızla artırmasına bağlı. Sivas YEKA RES 2025 ile hem 2053 net sıfır vizyonuna destek sunuyor hem de sanayimize sürdürülebilir ve öngörülebilir maliyetli enerji sağlıyoruz." Proje kapsamında, yılda 1,1 milyon tonun üzerinde CO salımının önlenmesi, 650 bin haneye denk temiz enerjinin şebekeye aktarılması, Bölge ekonomisine yüzlerce kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam sağlanması, Yerel tedarikçiler için yeni iş fırsatları oluşturulması hedefleniyor. Projede, en yüksek verim ve çevresel standartları önceleyen ileri rüzgâr türbini teknolojileri kullanılacak; çevresel ve sosyal etki yönetimi ise ulusal mevzuat ile uluslararası en iyi uygulamalar doğrultusunda yürütülecek.