EKONOMİ
18 Kasım 2024 Pazartesi - 17:47 Metin: “1980’lerde manda sayısı yaklaşık 1 milyondu" Samsun Manda Birliği Başkanı İsmail Metin, 22 bin manda sayısı ile Türkiye’de birinci sırada olduklarını belirterek, “Bu rakamlar geçen yıllara göre kıyaslandığında çok düşük. 1980’lerde bu sayı yaklaşık 1 milyondu. O döneme göre ciddi bir düşüş yaşandı. Manda yetiştiriciliğini geleceğe taşımak için çalışıyoruz” dedi. Türkiye’de en fazla manda yetiştiriciliğinin yapıldığı Samsun’da en çok manda Bafra ilçesinde bulunuyor. Samsun, 22 bin manda sayısı ile Türkiye’de en fazla yetiştiriciliğin yapıldığı il konumunda bulunurken, sadece Bafra ilçesinde yaklaşık 1O bin adet manda mevcut. “Üretim geçen yıllara göre ciddi şekilde azaldı, çalışacak hayvan bakıcısı dahi bulamıyoruz” Samsun Manda Birliği Başkanı İsmail Metin, yaptığı açıklamada, 1980’li yıllarda il genelinde manda sayısının 1 milyona ulaştığını, o günden bu yana ciddi bir düşüş yaşandığını söyledi. Türkiye’de manda yetiştiriciliğinin yeniden canlanmasında, 2008 yılında Samsun’da kurulan Türkiye’nin ilk manda birliğinin ve devlet desteklerinin etkili olduğunu kaydeden Metin, “2009 yılından itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verdiği desteklerle manda sayısında artış yaşandı. Ayrıca Anadolu Islah Projesi gibi çalışmalar da popülasyonun artmasına büyük katkı sağladı. Gençlerimiz, manda yetiştiriciliği gibi zorlu bir işe sıcak bakmıyor. Tarım ve hayvancılık ağır bir iş; sabah-akşam mesaiyle sınırlı değil. Sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar çalışmayı gerektiriyor. Üstelik sosyal hayat da kısıtlanıyor. Bu durum gençlerimizi sektörden uzaklaştırıyor. Kendi çiftliğimde bile çalışacak hayvan bakıcısı bulamıyoruz” diye konuştu. "Genç çiftçilere yönelim teşvikler arttırılmalı" Bu konuda genç çiftçilere verilen teşviklerin arttırılması gerektiğine dikkat çeken Metin, manda ürünlerinin ekonomiye ciddi bir katkısının olduğuna değinerek, “Ürünlerin markalaşması, sektörü kalkındırmak için büyük bir adım. Ancak üretim maliyetleri, yem fiyatları gibi sorunlar nedeniyle bu alanda da sıkıntılar yaşanıyor” ifadelerine yer verdi. Başkan İsmail Metin, sektörün devamlılığı için ellerinden geleni yaptıklarını, bu sektörün gelecek nesillere taşınması gereken bir değer olduğunu da sözlerine ekledi.
Bingöl’den ülke ekonomisine 257 milyon dolarlık katkı
02 Kasım 2024 Cumartesi - 10:09 Bingöl’den ülke ekonomisine 257 milyon dolarlık katkı Bingöl’ün Genç ilçesinde yaklaşık 4 yıl önce inşa edilen Aşağı Kaleköy Barajı ve Hibrit Enerji Santrali’nde 465 bin hane enerji ihtiyacını karşılarken, ülke ekonomisine 257 milyon dolarlık katkı sağlanıyor. Genç ilçesinde kurulan Aşağı Kaleköy Barajı ve Hibrit Enerji Santrali’nde, hidroelektriğe entegre bin 100 dönüm atıl arazide 200 bin fotovoltaik panel bulunuyor. Hidroelektrikten elde edilen enerjinin hibrit teknolojisi kullanılarak güneş santraliyle birleştirildiği ve kurulu gücü 500 megavat olan tesiste, yaklaşık 200 bin panelden de 1 saatte 80 megavat üretim sağlanıyor. Aşağı Kaleköy Barajı ve Hibrit Enerji Santrali’nde kurulduğu günden bu yana 4 milyar kilovatsaat elektrik üretilirken, bununla da 465 bin hanenin enerji ihtiyacı karşılandı ve ülke ekonomisine de 257 milyon dolarlık katkı sağlandı. Hayata geçirilen HES ve GES’lerle ilgili konuşan Kalehan İşletme Müdürü Tahsin Yazıcı, "Hibrit tesisler aynı bağlantı noktasından sisteme bağlı birden fazla kaynak ile su, rüzgar, güneş gibi enerji üreten tesislere hibrit enerji üretim tesisleri diyoruz. Aşağı Kaleköy hibrit tesisimiz su ve güneşten oluşan bir tesis. Hibrit tesislerin en büyük faydası bizim açımızdan ve sistem açısından eksik kapasitemizi tamamlama imkanı buluyoruz. Burada 500 megavat HES üretiminin yanı sıra 80 megavat da GES üretimini bize sunuyor. Fakat bu üretimi aynı anda imkanımız maalesef yok. Kurulduğumuz günden bu yana takriben 4 milyar kilovat saat enerji ürettik. Bununla da 465 bin hane olmak üzere 365 bin kişinin enerji ihtiyacını karşıladık. Ülke ekonomisine de 257 milyon dolarlık katkı sağladık" dedi. "Avrupa ile paralel çalışıyoruz" Avrupa ülkeleriyle paralel çalıştıklarını ifade eden Yazıcı, "Biz bu enerjileri Aşağı Kaleköy’den, Yukarı Kaleköy, Beyhan, Karakoçan, Diyarbakır, ve Tatvan trafo merkezlerine gönderiyoruz. Bu gönderme işlemleri de bin 45 direk ve 450 kilometrelik hatlarla yapıyoruz. Bu sistemle de Bulgaristan’dan 2, Yunanistan’dan 1 hat olmak üzere Avrupa ülkelerine enerji göndermiş oluyoruz. Yani Avrupa Birliği ile paralel çalışıyoruz diyebiliriz" şeklinde konuştu.
Dr. Erkan Kork: ’’Türkiye tarihi yürüyüşünü sürdürüyor’’
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:41 Dr. Erkan Kork: ’’Türkiye tarihi yürüyüşünü sürdürüyor’’ Standard and Poor’s, Türkiye’nin kredi notunu bu sene ikinci kez artırdı. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye’nin kredi notunu ‘B+’ seviyesinden ‘BB-‘ seviyesine yükseltirken, kredi notu görünümünü de ’pozitif’ olarak korudu. İş dünyasının önemli temsilcileri not kararını memnuniyetle karşıladı. Daha önce yaptığı analizlerde not artışlarını öngören ve S&P Global raporuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan BankPozitif Kredi ve Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Kork, Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını yükselten bu not artışının yabancı sermaye ve yatırım girişinin ivmelenmesine katkı sağlayacağını ifade ederek, "S&P Global bu sene ülkemizin notunu ikinci kez artırdı. Daha önce de not artırımının hangi seviyede olacağına ilişkin açıklamamız olmuştu. Ülkemiz tarihi yürüyüşünü kararlılıkla sürdürüyor. Bu sürecin devamlılığıyla artık önümüzdeki dönemde yatırım yapılabilir kategoriye doğru geçiş yapabileceğimizi düşünüyorum. Not artışlarının etkisiyle ülkemize giriş yapan uluslararası doğrudan yabancı yatırımlar da kalıcı hale gelecektir. S&P’nin not artırımı kararında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde uygulanan programlar ve reformlar, Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek’in ve tüm bakanlık bürokratlarımızın kararlı duruşuyla hayata geçirilen finansal disiplin ve maliye politikaları önemli rol oynamıştır" diye konuştu. "Not artışları istikrarın işaretidir" Uygulanan programın somut sonuçlarının her alanda etkisini gösterdiğine vurgu yapan Dr. Erkan Kork, "Bu sene ardı ardına gelen not artışları ülkemizdeki ve yabancı yatırımcı güvenindeki hızlı toparlanmanın ispatı ve sağlanan istikrarın işareti oldu. Para politikası adımlarından maliye politikasına, dezenflasyon sürecinin başlamasından gri listeden çıkışımıza kadar birçok alanda önemli gelişmeler kaydedildi. Merkez Bankası rezervleri tarihi yüksek seviyelerde, cari açıktaki iyileşme ve enflasyondaki belirgin düşüş doğru bir patikada ilerlediğimizi ortaya koyuyor. Makro dengelerin de korunmasıyla not artışlarının devamının geleceğine inanıyorum. Ülkemiz önümüzdeki süreçte bütçe disiplini ve daralan cari açığın da etkisiyle çok daha iyi seviyelere gelecektir" ifadelerini kullandı.
Bayraktar, Bursa’nın İznik ilçesinde zeytin hasat törenine katıldı
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:36 Bayraktar, Bursa’nın İznik ilçesinde zeytin hasat törenine katıldı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Kasım Cuma günü Bursa’nın İznik ilçesinde zeytin hasat törenine katıldı. Bayraktar’ın Ziraat Odaları Başkanları ile birlikte yaptığı basın açıklaması şöyle: “Zeytin, Anadolu coğrafyasında doğmuş ve binlerce yıldır Akdeniz havzasında tarımı geleneğe dönüşmüş bir bitkidir. Kökleri tarihe dayanan ve kutsal kitaplarda yerini bulan zeytinin sıkılması ile elde edilen zeytinyağı içerdiği antioksidanlar, karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık açısından önemlidir. Dünya’da zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 90’ı ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerdedir. Dünyada 2022 verilerine göre yaklaşık 10,9 milyon hektar alanda 21,5 milyon ton zeytin üretimi yapıldı. Dünya sofralık zeytin üretimi aynı seviyede kalırken, zeytinyağı üretimi yüzde 25 arttı. Dünyada ilk sırada gelen İspanya’da sofralık zeytin üretimi azalırken, ülkemizin üretimi arttı. Önceki yıllarda üçüncü sırada olan ülkemiz 2022 yılında dünya sofralık zeytin üretiminde dünya birincisi oldu. Ülkemizi İspanya ve Mısır izledi.” “Sofralık zeytin üretiminde dünya lideriyiz” Bayraktar şöyle devam etti: “Dünya zeytinyağı üretimi ve ihracatının yarısından fazlası İspanya ve İtalya’ya aittir. Zeytinyağı üretiminde de dünyada azalış görülürken ülkemizde artış gerçekleşti. Ülkemiz İspanya’nın ardından dünyada ikinci sıraya yerleşti. Böylece önceki yıllarda dünya sıralamasında dördüncü sırada gelen ülkemiz zeytinciliğini geliştirdi ve zeytinyağı üretiminde kendisine koyduğu dünya ikinciliği hedefine ulaştı, hatta sofralık zeytin üretiminde dünya lideri oldu. Zeytin üretimimiz 2021 yılında 1,7 milyon ton iken, 2022 yılında 2,9 milyon tona yükseldi. 2023 yılında 9 milyon dekar zeytinlik alanda 1 milyon 520 bin ton üretim gerçekleşti. Bu miktarın yüzde 68’i yani 1 milyon tonu yağlık, yüzde 32’si yani 490 bin tonu sofralık zeytindir. Son 5 yılda dane zeytin üretimimiz yüzde 2,7 artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bitkisel üretim 2. tahminine göre 2024 yılında dane zeytin üretimi yüzde 136,8 artışla 3 milyon 600 bin ton olması bekleniyor.” “Bu yıl rekor bir üretim gerçekleşmesi bekleniyor” 2022 yılında zeytinyağı üretimi 422 ton, sofralık zeytin üretimi ise 736 bin ton ile rekor seviyeye ulaştığını kaydeden Bayraktar," 2024 yılı için yapılan rekolte tahmininde sofralık zeytin üretimi 750 bin ton, zeytinyağı üretimi ise 475 bin ton olarak tespit edildi. Bu tüm zamanların en yüksek üretimi olacak ve 2024 yılında yeni bir rekor üretim gerçekleşecektir. Üretimdeki artışla birlikte zeytin ve zeytinyağı ihracatımız da artıyor. Zeytinyağı ihracatımız 2021 yılında 50 bin ton, 154 milyon dolardan, 2022 yılında 86 bin ton, 317 milyon dolara, 2023 yılında da 135 bin ton 675 milyon dolara yükseldi. Dünyada azalan zeytin ve zeytinyağı üretimi nedeniyle ihracatımızda önemli artış görüldü. İç piyasada kontrolü sağlamak için 1 Ağustos 2023’ten itibaren dökme ve varilli zeytinyağı ihracat yasağı getirildi, daha sonrasında Ticaret Bakanlığı, 04 Haziran’da ise 1 Kasım 2024 tarihine kadar 50 bin ton dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına izin verdi. İhracatın arz-talep dengesine göre yapılması önemlidir. Üreticilerimizin ve tüketicilerimizin korunması gerekiyor. Özellikle Türk markalı ve ambalajlı ihracatta yeni pazarlara girme fırsatını iyi değerlendirmemiz büyük önem taşıyor. Rekoltedeki artışa paralel olarak ihracatın artarak devam etmesi sektör için önemlidir” ifadesini kullandı. “Bursa 96 bin 498 ton sofralık zeytin üretimiyle ülkemizde ikinci sıradadır” Bayraktar şunları kaydetti: “Zeytin üreticilerimiz bu sezonda da tüm zorluklara karşı üretmeye devam ediyor. Zeytinyağında dünya ikinciliği, sofralık zeytinde dünya liderliği konumunda olmamız zeytin sektörü için büyük başarıdır. Bu başarıda zeytin üretiminde önemli bir ilimiz olan Bursa’nın da katkısı büyüktür. Nitekim Bursa 96 bin 498 ton sofralık zeytin üretimiyle Ülkemizde ikinci sıradadır. Bursa’da üretilen zeytinin yüzde 26’sı olan 25 bin 78 tonunu İznik ilçemiz üretiyor. Ancak üreticilerimiz bu seneki rekor üretimden memnuniyet yaşamakla birlikte aynı zamanda ürün artışının fiyatlara yansımaması nedeniyle yeterli geliri elde edemeyeceği endişesi içindedir.” “Marmarabirlik açıkladığı fiyatı revize etmelidir” Geçtiğimiz günlerde Marmarabirlik zeytin avans fiyatlarını açıkladığını hatırlatan Bayraktar şu değerlendirmeyi yaptı: " Açıklanan avans fiyatlarda; tavan fiyatta yüzde 13,6 artış varken, taban ve yağlık zeytin fiyatları aynı kaldı. Açıklanan bu fiyatlar üreticilerimizin beklentisinin altındadır. Özellikle işçilik maliyetlerinin artmasıyla birlikte maliyetlerin yükselmesi ve enflasyon dikkate aldığında açıklanan zeytin fiyatının yetersiz olduğunu görüyoruz. Marmarabirlik sektör için, üreticilerimiz için önemli bir birliktir. Marmarabirliğin açıkladığı fiyat piyasaya yön veriyor. Marmarabirliğin düşük kalan bu fiyatları açıklaması ne yazık ki piyasada oluşan fiyatları geri çekmiştir. İri dane zeytin fiyatı 165 lira seviyelerine kadar çıkmışken, bu günlerde fiyatlar 55 lira ila 140 liraya kadar geriledi. Yağlık zeytin fiyatı tüccar alımlarında 28 lira seviyesindedir. Bu fiyatlar kabul edilebilir değildir. Marmarabirliğin açıkladığı fiyatların avans fiyat olduğunu biliyoruz. Marmarabirliğin fiyatları üreticilerimizin beklentisi doğrultusunda tekrar ele almasını bekliyoruz. Marmarabirlik bu sene kota dâhilinde ürün alımı yapacak. Rekoltenin bu sene yüksek olduğu göz önüne alındığında üreticilerimizin ürünlerini birliğe verebilmesi için kotaların artırılması şarttır. Tariş ve Tarım Kredi Kooperatifleri henüz alım fiyatı açıklamadı. Bir an evvel üreticilerimizin yeterli gelir elde edebileceği bir fiyatın açıklamasını bekliyoruz. Rekoltenin yüksek olması nedeniyle üreticilerimizin ürünlerini ederinden satamama endişesi taşımasını istemiyoruz. Sağlıklı beslenmede büyük bir önemi ve yeri olan zeytin ve zeytinyağında üreticilerimizin ürünlerini değerinden satması için herkesin elini taşın altına sokması şarttır. Zeytin üretiminin devam etmesi için üreticilerimiz mutlaka desteklenmelidir. Sektöre hak ettiği değer verilmeli, üreticilerimizin üretimde kalması, zeytinliklerin korunması sağlanmalıdır.” “Taklit ve tağşiş üreticilerimizi olumsuz etkiliyor” “Sektörün yıllardır devam eden en önemli sorunlarından biri taklit, tağşişdir" diyen Bayraktar, "Özellikle son yıllarda sıkı denetim yapılmasına rağmen taklit ve tağşiş engellenemiyor. Bu durum üreticilerimizi de olumsuz etkiliyor. Son aylarda yapılan denetim sonrasında Bakanlığımızca kamuoyuyla paylaşılan taklit ve tağşişli gıda listesi de zeytinyağında yaşanan sahtekarlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Taklit ve tağşişli olduğu tespit edilen 705 adet ürünün 331 tanesi zeytinyağıdır. Üreticilerimizin bin bir emekle ürettiği ürünü korumak, her türlü hile ve sahtekârlığa karşı çıkmak gerekiyor. Üreticilerimizin ürünü sofralarımıza içeriğinde ne olduğu belli olmayan yağ olarak girmemelidir. Markasız veya sahte markalı üretimlere yönelik denetimler daha da sıklaştırılmalı ve cezalar mutlaka caydırıcı nitelikte olmalıdır. İthalatta sektörün önemli bir sorunu Afrin’den ihraç kaydı ile getirilen ve serbest bölgelerde işlendikten sonra ihraç edilmesi gereken zeytinyağının; iç piyasaya arz edilmesidir. Bu durum haksız rekabet oluşturmakta ve yüksek üretim maliyetleri ile üretim yapan üreticilerimizi de etkilemektedir. Bugün burada yapacağımız zeytin hasadımızın tüm üreticilerimize hayırlı olmasını diliyor, emeklerinin karşılıklarını alacağı bereketli bir sezon diliyorum” şeklinde konuştu.
Balıkesir Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:33 Balıkesir Tarım ve Hayvancılık Fuarı kapılarını açtı Balıkesir’de “İklime Uygun Tarım Projesi” kapsamında düzenlenen Tarım ve Hayvancılık Fuarı, kapılarını ziyaretçilerine açtı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek fuarların daha güçlü ve sayıca da artacağını belirterek, yeni fuar merkezi talepleriyle ilgili olarak “Valiliğimizin öncülüğünde Büyükşehrimiz, odalarımız, borsamız beraber Balıkesir’imize güzel bir fuar merkezi kazandıracağız” dedi. Balıkesir’de “İklime Uygun Tarım Projesi” kapsamında 1-5 Kasım günleri arasında düzenlenecek Tarım ve Hayvancılık Fuarı, kapılarını ziyaretçilerine açtı. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (BASİAD), Balıkesir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Balıkesir Ticaret Borsası ve Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın iş birliğinde Ali Hikmet Paşa Spor Tesisleri’nde bu yıl ilki düzenlenen fuarın açılış törenine Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Cumhuriyet Başsavcısı Abdülkadir Akın, Altıeylül Belediye Başkanı Hakan Şehirli, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, BASİAD Başkanı Selçuk Savaş, Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Çetin, Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Ali Bilcanlı, sektör temsilcileri, akademisyenler ve çiftçiler katıldı. Bu yıl ilki düzenlenen fuarın Balıkesir’deki tarım ve hayvancılık sektörünün kalkınmasına önemli katkılar sunacağını söyleyen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, şehrin fuar alanı ihtiyacını gidermek için , “Valiliğimizin öncülüğünde Büyükşehrimiz, odalarımız, borsamız beraber Balıkesir’imize güzel bir fuar merkezi kazandıracağız” dedi. Fuar merkezi kazandıracağız İlki gerçekleşen fuarın Balıkesir için çok önemli olduğuna vurgu yapan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, “Tarım ve hayvancılığın başkenti diyoruz. Ama tarım ve hayvancılıkla ilgili fuarların öne çıktığı ve örnek olan bir fuar organizasyonuna ihtiyacımız vardı. Bu birincisidir. İkincisi çok daha güçlü olacak. Daha sonra da bu devam edecek. Ve inşallah Balıkesir’imize yakışır bir fuar alanıyla da taçlandıracağız. Hep birlikte beraberlik içerisinde Valiliğimizin öncülüğünde Büyükşehrimiz, odalarımız, borsamız beraber Balıkesir’imize güzel bir fuar merkezi kazandıracağız” dedi. Tarım ve hayvancılık kırmızı çizgimiz Balıkesir’in geniş coğrafyasıyla büyük ve zenginliklere sahip olduğunu belirten Akın, “Balıkesir’imiz tarım sektörü açısından ülkemizin öncü kentlerinden bir tanesi. Pek çok coğrafi işarete sahip tarımsal ürünümüz var. Büyükbaş ve küçükbaşta bölgemizde ve ülkemizde önemli bir konumdayız. Dünya çapında ödüllü ballarımız var. Dünyanın en kaliteli zeytinleri bölgemizde yetişiyor. Biz de bu öncü rolümüzün bilinciyle kentimizin tarım potansiyelini çok daha ileriye taşımak için hep birlikte çalışıyoruz. Balıkesir olarak, tarım ve kırsal kalkınma konusunda yapacağımız çalışmalarla eminim ki ileriye doğru çok daha iyi bir noktaya hep birlikte geleceğiz.” dedi. Şehirlerin kalkınmasında planlamanın hayati önem taşıdığına değinen Akın, bu anlamda Balıkesir’de Planlama ve Kalkınma Ajansını kurduklarını söyledi. Yapılan ve hayata geçirdikleri tüm projelerde tek amaçlarının çiftçinin toprağını terk etmemesi sağlamak olduğunu ifade eden Akın, “Göreve geldiğimizden bugüne kadar Balıkesir’de tarım ve hayvancılık sektörüne hayat vermek için birçok adım attık. Tarımın ve hayvancılığın önemine de dikkat çekiyoruz. Çünkü kentimizdeki sürdürülebilir tarım ve hayvancılık bizim kırmızı çizgilerimizden bir tanesi” şeklinde konuştu. Bamyadan sonra sıra humus, elma ve kırmızı meyvelerde Üreticinin devamlılığını sağlamak ve pazar sorununu ortadan kaldırmak için Çiftçimize Destek Programını parça parça hayata geçirmeye başladıklarını aktaran Akın, “Bu kapsamda üreticimize, belirli destekler sağladık, sağlamaya da devam ediyoruz. Üreticimizden piyasa fiyatının üzerinde satın aldığımız ürünleri katma değeri yüksek ürünlere çevirip ihraç ediyoruz. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi bamyaydı. Şimdi Gönen’de humusla devam edeceğiz. Bugünlerde de çiftçimizin susam, kırmızı meyveler ve elmalarını satın alarak Balıkesir’de çiftçimizle sözleşmeli tarımla çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu şekilde maalesef toprağını terk eden, köyünü boşaltan, artık topraktan uzaklaşan vatandaşlarımızı tekrar toprağına dönmeye ve orada üretip kazanmaya teşvik etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Fuar, önemli yere sahip Türkiye’de tarım ve hayvancılık sektörünün gelişimi açısından büyük önem taşıyan Balıkesir’de bu yıl ilki düzenlenen fuarın açılış töreninde konuşan Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, “Balıkesir, tarım, tarih kültür şehri diyoruz. Ama en önemlisi de Balıkesir Türkiye’yi doyuran tarım şehri diyoruz. Durum böyle olunca böyle bir şehre yakışan bizim de bu anlamda Balıkesir’imize çok önemli marka değer katacak olan bu tip organizasyonlar bu tip fuarlardır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. DEVA Partisi Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın ise “Yaşadığımız dönemde tarımın, gıdanın, suyun ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Önümüzdeki dönemde savaşların da, uluslararası rekabetin de bu çerçevede gerçekleşeceğini unutmamamız lazım diye düşünüyorum” dedi. Başkan Akın’a teşekkür Fuarın gerçekleştiği Ali Hikmet Paşa Spor Tesisleri’nin kentte bulunan en iyi fuar alanı olduğunun fakat bunun yeterli olmadığını belirten BASİAD Başkanı Selçuk Savaş, “Bu fuarın gerçekleşmesi ve şehrin fuarı olması için bizleri heyecanıyla destekleyen ve de sahiplenen Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın Beyefendiye teşekkür ederiz.” şeklinde konuşurken, Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Ali Bilcanlı “Bu fuar şehrimiz için çok büyük bir önem arz etmektedir” dedi. Balıkesir Ticaret Odası Başkanı Rahmi Kula, düzenlenen fuarın önemli olduğunu ifade ederken, Balıkesirli üreticilerin her şeyin en iyisini hak ettiğini söyledi. Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Çetin “Bu fuar tarım sektöründe yeni bakış açıları geliştirecektir.”
Doğalgazda yüzde 30’a kadar tasarruf uyarısı
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:28 Doğalgazda yüzde 30’a kadar tasarruf uyarısı Konya’da hava sıcaklıkları düşerken, uzmanlar kullanılmaya başlayan kombilerin bakımının zamanında yapılmasıyla doğalgaz faturalarında yüzde 30’a kadar tasarruf sağlanabileceği uyarısında bulundu. Hava sıcaklıklarının düşmeye başladığı şu günlerde kış hazırlığı listesinin başında kombi bakımı da bulunuyor. Ev ve iş yerinde kombi kullanan vatandaşlar ısınmak için cihazını açmaya başladı. Uzmanlar, her yıl düzenli olarak kombi bakımlarına dikkat çekiyor. Kombi bakımları yaptırılmadığı takdirde faturalar daha da kabarabiliyor. “Tüketici için çok sağlıklı ve ekonomik anlamda da fayda göreceğine inanıyoruz” Her yıl bakımların periyodik olarak yapılmasında fayda olduğuna dikkat çeken Konya Sıhhi Tesisat ve Kaloriferciler Odası Başkanı Mehmet Ünlügül, “Bakım yapıldığı takdirde yüzde 30 gibi faturaya tasarruf olarak yansıyacağını sizler de göreceksiniz. Kalorifer petek temizlemeleri, kombi bakımlarımızı her yıl yapmamızda fayda var. Tüketici için çok sağlıklı ve ekonomik anlamda da fayda göreceğine inanıyoruz. Suyumuz da kireçli olduğu için etkiler. Petek temizliği de kesinlikle her yıl yapmamız gerekiyor. Bu temizlikleri yetkili servislere yaptırmak gerekir, korsan olmayan kişilere yaptırmamız gerekiyor. İnternet arama motorlarında böyle reklam verenler oluyor hiçbir şekilde merdiven altı diye tabir ettiğimiz kişiler tarafından yapılmaması gerekiyor. Yapıldığı takdirde kombiye de zarar vermiş oluyor ve hiçbir şey yapılmamış oluyor. Bunu yetkili kişilere yaptırmak gerekiyor. Vatandaşlarımız odamızdan gerekirse destek alabilirler. Vatandaşlarımız, odamızı arayarak bu kişilerin iletişimini bizden temin edebilirler” dedi. “Bakım yapılmazsa cihaz zarar görüp daha fazla bir maliyetle zarar görebilirler” Oda Başkanı Mehmet Ünlügül, “Kombilerin içinde eşanjörler var, kartlar var, hafıza kartları var. Bunlarla alakalı kombi bakımlarının güvenilir kişilere yaptırılması gerek. Aksi takdirde bunlar zarar görüp daha fazla bir maliyetle zarar görebilirler. O yüzden her yıl bakım yapılması için önerilerimiz bu yüzden. Kombimizin uzun vadeli gidebilmesi için kartların uzun vadeli kullanılması ve daha güzel ısı alabilmeleri açısından özellikle her yıl bakımların yapılmalarını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu. “Bakımın yapılmamasında yakıtta özellikle yüzde 30 gibi tasarruf etmemiş oluruz” Kombi bakımının cihazın daha rahat ve verimli çalışmasında büyük etkisi olduğuna dikkat çeken Kombi Bakım Uzmanı Mustafa Tunaşam da, “Kombi bakımında yapılması gereken bunların plakalı eşanjörü, filtresi, yanış ayarları ve genleşme tankının havasının kontrolleri yapılması gereken önemli işlemler. Bunlar yapılmadığı takdirde ve tesisatın kirlilik durumuna göre tesisatın suyunu boşaltıp tekrar su basıp ve koruyucu ilaçlarımız var bu ilaçların kullanılmasında fayda var tesisatın temiz kalması adına. Tesisat temizliğinden sonra bu ilacı da uygulama yaparsak cihazımız ve peteğimiz daha uzun ömürlü olur. Kışın ortasında arıza oranı cihazın yükselir. Yani gece saatinde, pazar günü cihaz arıza verir ve bu da kışın soğukta kalmanıza neden olur. Teknisyen arkadaşlarımızın yoğunluğundan dolayı gecikmeler olabilir. Buna maruz kalmamak için kış tam anlamıyla girmeden önce yaptırmanızı tavsiye ediyoruz. Gaz kaçakları kontrolü olmamış olabilir, gaz kokusuyla karşılaşabiliriz. Allah korusun daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalabiliriz. Artı kışın ortasında veya gece yarısında su kaçaklarıyla mücadele ediyor olabiliriz. O yüzden dolayı bunlara itina göstermemizde fayda var. Bakımın yapılmamasında yakıtta özellikle yüzde 30 gibi tasarruf etmemiş oluruz. Peteklerde ısınmama gibi şikayetlerle karşı karşıya kalınabilir. Bunları yaptırırsak hem evimiz daha rahat ısınır, hem de kombimiz rahat çalışır. Yakıttan da tasarruf etmiş oluruz” diye konuştu.
Palandöken: “İnternetten kendini usta gibi tanıtanlara dikkat”
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:28 Palandöken: “İnternetten kendini usta gibi tanıtanlara dikkat” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, dijital platformalar üzerinden kendini usta olarak tanıtanlara karşı vatandaşın dikkatli olması gerektiğini belirtti. Palandöken, “Son yıllarda, internet üzerinden hizmet sunan birçok uygulama sayesinde ustalar, müşterilere kolaylıkla ulaşma imkânı buluyor. Ancak, bu durum vatandaş ve esnafımız için beraberinde bazı mağduriyetleri de getiriyor. Bazı vatandaşlarımız internet üzerinden tamir ya da bakım için çağırdıkları kişilerin işlerinin ehli olmaması ve daha fazla hasara yol açmasından şikayetçi. Özelikle çilingir, elektronik eşya tamiri, havaların soğumasıyla birlikte talep gören doğalgaz bakımları gibi mesleklerde fırsatçı kişiler bu işlerin ortalama fiyatını bilerek çok daha aşağısında işçilik ücreti gösterip uzman olmadığı bir işte vatandaşı kandırabiliyor. Öte yandan Meslek Odası kaydı olmayan ve kendini usta diye tanıtan kişiler haneye alındığında güvenlik riski de oluşturuyor. Vatandaşlarımız bu konuda hassasiyet göstermeli” dedi. “Vatandaşlarımız ustalık hizmeti alırken bilinçli olmalı” İnternet üzerinden hizmet almak pratik görünse de Oda kaydı dikkate alınmadığında çok sayıda mağduriyet yaşanabileceğine dikkati çeken Palandöken, “Tabii ki günümüzde internetin önemi büyük. Buradan ekmek parası kazanan çok sayıda vatandaşımız var ve ülke ekonomisine katkı sunuyorlar. Fakat bunu suiistimal edenlere karşı dikkatli olunmalı. İnternetten hizmet satın alınırken referans, ücret kıyaslaması, sözleşme, güvenilirlik ön planda tutulmalı. Ucuz diye fiyata aldanılmamalı. Aksi takdirde kendini usta gibi tanıtıp Meslek Odası kaydı olmayanlara denk gelip malınızdan da olabilirsiniz. Bu tür sorunların önüne geçmek için vatandaşlarımızın ustalık gerektiren hizmetlerde tanıdıkları, güvendikleri esnafımızı tercih etmesi çok önemli. Çünkü işin ehli olan ustalarımız, sağladıkları hizmetin arkasında durarak, müşteri memnuniyetini ön planda tutmakta ve iş garantisi sunmaktadır. Esnafımızın referansı ekmek kapısı olan dükkanıdır. Dükkan, sadece bir iş yeri değil; aynı zamanda güvenin ve kalitenin simgesidir. Esnafımız, her zaman işinin arkasında durarak, sunduğu hizmetin kalitesini artırmak için özen gösterir” şeklinde konuştu. “Özellikle kilit değişimlerinde ustalık belgesi çok önemli” Özellikle ustalık belgesi olmayanlara kesinlikle anahtar teslim edilmemesi gerektiğini vurgulayan Palandöken, “Anahtar çoğaltma makineleri bugün internet sitelerinde her önüne gelene satılıyor. Bu makineler mesleği yapanlara zimmetli olarak verilmeli. Ruhsatı olmayan kişilere anahtar çoğaltma makinesi satılmamalı. Vatandaşlarımız ev ve iş yerlerinin kilit değişiminde ve anahtar çoğaltma işlemlerinde mutlaka Oda kaydı olan, ustalık belgesi bulunan ve işini layıkıyla yapan anahtarcı esnafını tercih etmeli. Özellikle internet üzerinden ulaştıkları, mobil çalışarak kilit değiştirenlere ya da ek iş olarak anahtarcılık yapanlara itibar edilmemeli” diye konuştu.
Hem pekmez ihtiyaçlarını karşılıyorlar hem de kendilerine ekonomik gelir sağlıyorlar
02 Kasım 2024 Cumartesi - 09:26 Hem pekmez ihtiyaçlarını karşılıyorlar hem de kendilerine ekonomik gelir sağlıyorlar Soğuk kış günlerinin vazgeçilmez besin kaynaklarından biri olan pekmez yapımı, Giresun’un Çanakçı ilçesine bağlı Şadı köyünde imece usulü devam ediyor. Bahçelerinde yetiştirdikleri elmaları geleneksel yöntemlerle pekmeze dönüştüren aileler, hem ekonomik gelir sağlıyor hem de kışa hazırlık yapıyor. Bahçeden topladıkları ekşi ve tatlı elmaları önce temizleyen daha sonra kaynatıp süzen ve sonra tekrar saatlerce odun ateşinde kaynatarak pekmeze dönüştüren köylüler bahçedeki her bir ürünün değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Komşularına yardım ettikten sonra pekmez yapımı sırasının kendine geldiğini anlatan Ayşegül Cındık, hem kendi ihtiyaçlarını karşıladıklarını hem de ihtiyaç fazlasını satarak aile ekonomilerine katkı sağladıklarını söyledi. Herkesin hazır almaya alıştığı günümüzde meyvelerin yeterince değerlendirilemediğinden yakınan Cındık, “Köylerimiz çok verimli ne ekersen, ne dikersen ürün veriyor. Becerikli olan çarşıdan, pazardan almadan her türlü ihtiyacını karşılayabilir. Biz de köyümüzde komşularımızla yardımlaşarak bahçelerimizden topladığımız elmaları pekmeze dönüştürüyoruz. Ancak artık eskisi gibi yapabilen yok. Herkes hazıra alışmış. Ancak bizim gibi çok az kişi hala geleneksel yöntemlerle imece usulü pekmez yapımını sürdürüyor. Bugün pekmez yapım sırası bende. Topladığımız elmalarla kış boyunca yetecek pekmezimizi yapmış olacağız. Eşe, dosta dağıttıktan sonra artanı da satıp, ihtiyacımız olan başka şeyler alacağız” dedi. Pekmez yapımının aşamalarını da anlatan Cındık, “Elmanın içerisindeki çürükleri ayırarak elmaları önce temizliyoruz. Daha sonra haşlanma süreci var, haşlanan elmaları şirahneye koyuyoruz, oradan süzülen suyu tekrar tülbentle süzüyoruz, süzdükten sonra da tekrar tavaya kaynamaya koyuyoruz ve bir müddet kaynadıktan sonra dinlenmeye bırakılarak pekmezi elde ediyoruz" diye konuştu.
Bilecik nar üretiminde Türkiye’de 16’ncı sırada
01 Kasım 2024 Cuma - 23:03 Bilecik nar üretiminde Türkiye’de 16’ncı sırada Bilecik’in İnhisar ilçesinde her yıl düzenlenen geleneksel nar hasat şenliği bu yıl da yapılırken, kentin nar üretiminde Türkiye’de 16’ncı sırada olduğu kaydedildi. Bilecik Valisi Şefik Aygöl’ün katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, İnhisar’ın verimli topraklarında yetişen narların hasadı büyük bir heyecanla yapıldı. Nar hasat şenliği, hem üreticilere moral verirken hem de bu lezzetli ve sağlıklı meyvenin tanıtımına katkı sağlıyor. Şenlikte nar sıkma ve nar dizme yarışması ile keyifli anlar yaşandı. Şenlikte konuşma yapan Bilecik Valisi Şefik Aygöl, İnhisar’ın tarım potansiyelinin önemine vurgu yaptı. Aygöl, “Bu güzel topraklarda nar gibi kıymetli ürünlerimizin yetişiyor olması, İnhisar ve Bilecik adına büyük bir gurur kaynağıdır. Üreticilerimizin emeği ve özverisiyle, her yıl binlerce ton nar ülkemize kazandırılıyor. Bu toprakların bereketi, sizlerin çalışkanlığı ve azmi sayesinde meyvesini veriyor” dedi. Ayrıca Bilecik’in kendine özgü tarımsal ürünleriyle dikkat çektiğini belirten Vali Aygöl, “Nar gibi ürünler, yalnızca Bilecik’in değil, ülkemizin de zenginlikleri arasında yer alıyor. Çiftçilerimizin emeği, bu toprakların bereketiyle birleşerek büyük bir değere dönüşüyor. Bu değeri geleceğe taşımak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğu” diye ekledi. Vali Aygöl, şenliğin İnhisar’ın tanıtımına katkı sağladığını belirterek, emeği geçen herkese teşekkür etti. Türkiye genelinde nar üretiminde 16’ncı sırada yer alan Bilecik, yılda ortalama 3 bin 900 ton nar üretirken, bunun 3 bin 500 ton gibi büyük bir kısmı İnhisar’dan sağlanarak Bilecik’in tarımsal gücüne önemli bir katkı sunuyor.
19. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali’nde ilk hasat Barbun’un Çiftliği’nde gerçekleşti
01 Kasım 2024 Cuma - 21:34 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Festivali’nde ilk hasat Barbun’un Çiftliği’nde gerçekleşti “Turizmin Değeri, Zeytinyağının Başkenti” sloganıyla Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir Ticaret Borsası, Ayvalık Belediyesi, Ayvalık Ticaret Odası, Ayvalık Ziraat Odası, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile ATO Duyusal Analiz Laboratuarı tarafından düzenlenen 19. Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali çerçevesinde ilk hasat, Barbun’un Çiftliği’nde gerçekleşti. İlk hasatta; Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman, Belediye Başkanı Mesut Ergin, Ayvalık Cumhuriyet Başsavcısı Onur Yavuz, Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, Ayvalık Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Melih Çakırca, ATOLAB Başkanı Cafer Çaylan, daire amirleri, sektör temsilcileri ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu. “Gelecek; toprağına, suyuna, üretimine ve üreticisine sahip çıkanlar için güzel olacaktır” İlk hasat etkinliğinin açılış konuşmasını yapan Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal, zeytinde bu yılki rekoltenin yüksek olduğunu vurgulayarak, “Zeytinde var yılı dediğimiz bir sezonun içindeyiz. En büyük temennimiz üründeki bolluğun, çiftçilerimizin gelirlerinde de yaşanmasıdır. Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz hepimizin malumudur. Bunun yanında etrafımızda yaşanan savaşlarında etkisiyle üretim maliyetlerimiz neredeyse ikiye, üçe katlamış durumda. Zeytin ve zeytinyağı fiyatlarında ise geçen yıla göre büyük bir düşüş yaşanmış durumda. Var yılı nedeniyle yaşanacak üretim artışı ile birlikte bu fiyatların daha da düşme riski var. Üretici fiyatlarının daha da düşmemesi için zeytin ve zeytinyağının stratejik ürün kapsamında tutularak devlet tarafından taban fiyat uygulamasına geçilmesi, yine devlet desteklerinin üreticilerimizin zararını karşılayacak düzeyde arttırılması, zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılarak tüm yıl boyunca açık olması, devletimizin de desteğiyle yeni pazarlara girilmesi büyük önem arz etmektedir. Üretici fiyatları ile raflardaki fiyatlar arasındaki uçurumun kapanması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, aracıların değil üretenlerin kazandığı bir sistem kurulmalıdır. Şunu asla unutmayınız. Tarımın olmadığı yerde hayat da olmaz. Gıda üretiminin ve üreticilerimizin koruma altına alınması demek geleceğimizin koruma altına alınması demektir. Yine hepimizin bildiği üzere küresel ısınma nedeniyle yağışların azalması, yer altı sularının çekilmesi, tarım alanlarının imara açılması gibi sayabileceğimiz birçok nedenle tarım alanlarımız maalesef çok ciddi tehdit altında. Tüm bunların yanında tarımsal üretimi tehdit eden birçoğumuzun farkında dahi olmadığı çok önemli bir sıkıntımız var. Tarımda çalışan ve üreten nüfus her geçen gün azalıyor ve yaşlanıyor, gençlerimiz tarımdan uzaklaşıyor. Tarımdaki genç iş gücü yok denecek kadar azalmış durumda. Ayrıca sektörde çalışacak işçi bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Tarım sektörünü daha cazip hale getirmeliyiz. Tüm çiftçilerimiz adına şunu özellikle belirtmek isterim ki, sizin için üretenlere hak ettiği değeri vermezseniz; sonunda siz kaybedersiniz. Çünkü gelecek; toprağına, suyuna, üretimine ve üreticisine sahip çıkanlar için güzel olacaktır” dedi. “Sektörde çözüm bekleyen pek çok sorun var” Etkinlikte konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ise, zeytincilikte çözüm bekleyen pek çok sorunun olduğunu belirterek, “Zeytinliklerin maden sahalarına sunulmak istenmesi, bir yandan önüne geçilemeyen taklit ve tağşiş meselesi, bir yandan kuru geçen mevsimler. En önemlisi de zeytinyağı tüketiminin yetersiz olması. Bu sorunları çözmedikçe zeytincilikte daha ileriye gitmek çok güç olacak. Zeytin ve zeytinyağı üretiminde lider ülke olmamız gerekirken ülke olarak bu tür sorunlarla yatıp kalkıyoruz. Şöyle bir bakalım; bu sezon ülke genelinde 475 bin ton yağ ve 750 bin ton sofralık zeytin rekoltesi bekleniyor. Zaten son dönemde özellikle kuraklık nedeniyle zeytinler 6-7 kilogramda 1 kilogram zeytinyağı üretiyor. Ortalama yani bütün sezon düşündüğünüz zaman bu oranın 6’da 1 olduğunu görüyoruz. Toprağımıza, suyumuza ağacımıza sahip çıkıldığında, zeytinlik alanlara dokunulmak bir yana her yıl daha çok zeytin fidanı dikerek ülkemiz neden dünya lideri olmasın, neden ülkenin dört bir yanında insanlar bolca zeytinyağı tüketmesin. Sonuç olarak; tekrar ifade etmek istiyorum toprağın üstündeki zeytin toprağın altındaki madenlerden daha değerlidir” diye konuştu. Ayvalık Kaymakamı Hasan Yaman da ilçenin en önemli ekonomik değerleri olan zeytin ve turizm sektörüne yönelik yapılan çalışmalardan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, tüm zeytin üreticisine bereketli hasatlar diledi. Konuşmaların ardından yılın ilk zeytin hasatı yapıldı. Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal’a ait Barbun’un Çiftliği’ndeki animasyon gösterimleri ve müzik eşliğindeki hasat etkinliğine katılan konuklara, ilk sıkım zeytinyağından yapılan keşkek, pilav ve ayranın yanı sıra irmik helvası ikramında bulunuldu. Etkinliğe katılanların hep birlikte zeytin ağaçlarından hasat yapılması ve toplanan zeytinlerin bekletilmeden sıkılmasının ardından ilk zeytinyağının sıkımından elde edilen zeytinyağından konuklara tadım ikramları da yapıldı. Etkinlik konserle sona erdi.