EKONOMİ
Türkiye-Çin iş birliği derinleşiyor 17 Kasım 2024 Pazar - 12:44:48 Dünyanın en büyük ithalat fuarı ve Çin’in en prestijli fuarlarından biri olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE), 2024 yılında da önemli iş bağlantılarına sahne oldu. Türkiye Milli Katılım organizasyonu, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) liderliğinde gerçekleştirilirken, Türkiye’den 15 firma fuara katıldı. Bu firmaların 13’ü gıda sektöründe faaliyet gösterirken, diğer iki firma farklı sektörlerde Türkiye’yi temsil etti. Dünyanın en büyük ithalat fuarı ve Çin’in en prestijli fuarlarından biri olan Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE), 2024 yılında da önemli iş bağlantılarına sahne oldu. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, "Çin Uluslararası İthalat Fuarı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından bizzat planlanan, önerilen ve teşvik edilen önemli bir etkinlik. Fuarın açılışı Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Qiang’ın katılımı ile gerçekleştirildi. 129 ülkeden 3 bin 496 katılımcı fuarda yer aldı. Türkiye’den Çin’e yapılan ihracat 2024 yılının Ocak – Ekim döneminde yüzde 4,8 artışla 2 milyar 598 milyon dolara yükseldi. Çin’e ihracatımızı uzun vadede 12 milyar dolara çıkarmak istiyoruz. Yüksek Katma Değerli Tarım Ürünleri Ticaretinin Kolaylaştırılması konulu bir toplantıya da katıldık. Bu toplantı, Çin ile tarım ürünleri ticaretinde yeni fırsatların kapısını aralamak adına büyük önem taşıyor. Önümüzdeki yıl milli katılım ile fuara katılan firmalarımızın sayısının artması için devlet desteğinin artırılması, sektör özelinde tanıtımlar yapılması planlarımız var. Kozmetik sektörü bunlardan biri” dedi. Nanjing Belediye Başkanı ile Yiwu Belediye Başkanı ziyareti Fuarda standımızı Nanjing Belediye Başkanı ile Yiwu Belediye Başkan Yardımcısının ziyaret ettiğini ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Yalçın Ertan, “Daha önce İzmir’i ziyaret eden ve çok iyi izlenimlerle ayrıldığını belirten Nanjing Belediye Başkanı ile önümüzdeki aylarda İzmir ile kardeş şehir protokolünün imzalanması için bir ziyaret gerçekleştireceğimizi ilettik. Ayrıca Yiwu Belediye Başkan Yardımcısı, İzmir’i ve Ege Bölgesi’ni çok merak ettiklerini Yiwuli vatandaşlara buralara turistik seyahat düzenlemeleri için teşvik edeceğini belirtti” diye konuştu. Export Bahrain ile iş birliği protokolü Fuar sırasında bir çok kurumla görüşmeler gerçekleştirildiğini, Export Bahrain kurumu ile “Mutabakat Zaptı” imzalandığını açıklayan Başkan Ertan sözlerine şöyle devam etti: “Bahreyn Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olarak 2018 yılında kurulmuş, Bahreynli işletmelerin ticaretini geliştirmeyi amaçlayan Export Bahrain kurumunun üyeleri ile EİB üyeleri arasında ticaret hacminin geliştirmesinin hedeflendiği “Mutabakat Zaptı” ile firmalarımızın Bahreyn’e olan ihracatının artırılmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Canlı yayınlar 1 milyon kişi tarafından takip edildi Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Zandar, “Fortune 500 listesinde yer alan 297 firmanın fuarda stantı vardı. CIIE 2024 katılımcıları tarafından, bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla, toplamda 80,1 milyar dolar değerinde iş bağlantısı gerçekleştirildi. Fuar süresince sosyal medya hesabımızdan katılımcı firmalarımız ve fuar sırasında gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimiz ile ilgili paylaşımlar yaptık. 7 Kasım ve 8 Kasım’da yaptığımız canlı yayınlar 1 milyon kişi tarafından takip edildi. Yıl boyunca EIB sosyal medya hesaplarımız üzerinden firmalarımızın Çin pazarında tanıtımlarını yapmaya devam edeceğiz. Sosyal medya hesaplarımız üzerinden, ekibimiz ve anlaşmalı influencerlarımız ile hazırlayacağımız içerikler sayesinde Türk markalarının değerini Çinli alıcılar ile buluşturmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Fuarın destek tutarı artırılmalı Fuarda 77 ülkeden milli katılım organizasyonunun yer aldığını ifade eden Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı İbrahim Alimoğlu ise “Ülkemizden katılan firma sayısını artırıp, ülke pavyonumuzu daha görkemli bir hale getirmemiz gerekiyor. Diğer 76 ülke karşısında öne çıkmak istiyorsak mutlaka katılımı azami seviyeye çıkarmalıyız. Bunun yolu da firmalarımıza Ticaret Bakanlığınca sağlanan desteği artırmaktan geçiyor” şeklinde konuştu.
17 Kasım 2024 Pazar - 12:31 Yalova aronyası üreticisinin yüzünü güldürdü Yalova’nın coğrafi işaretli meyvesi aronya oluşan talep ve fiyatıyla bu sene üreticisinin yüzünü güldürdü. İçindeki antioksidan miktarı nedeniyle süper meyve olarak bilinen aronyanın Türkiye’de ilk üretimine başlandığı kent olan Yalova’da, bu yıl yaklaşık 200 ton rekolte gerçekleştirildi. Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’nde 2012 yılında adaptasyon çalışmalarına başlanan sağlık deposu meyvenin ilk bahçesi ise Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 2017 yılında kentte kurulmuştu. O günden bu yana kentte üretilmeye başlanan aronyanın da 2021 yılında coğrafi işareti alınmıştı. Anavatanı Kuzey Amerika olan aronya meyvesi, Yalova’da 150 çiftçiyle 510 dekar alanda üretimi gerçekleştiriliyor. Birim alanda katma değeri yüksek ürün Yalova Tarım ve Orman İl Müdürü Selçuk Yaman, kentteki bahçelerin tam verime geçmesiyle yıllık üretimin 500 tona çıkmasını hedeflendiklerini söyledi. Yalova’da aronya, kestane balı, kivi ve kıvırcık koyununun coğrafi işaretli ürünleri olduğunu belirten Yaman, "Yalova tarım arazileri çok küçük yapıda olan bir ilimiz. Yalova’da yüzde 72,5’ü 5 dekar ve altında arazilerimiz bulunmakta. Bu da böyle olunca bize de Yalova’da katma değeri yüksek ürünler üretme mecburiyeti doğuyor. Böyle olunca da aronya birim alandan getirisi yüksek bir ürün olduğu içi aronya tercih ediliyor" dedi. Diğer illere göre 2-3 kat daha yüksek fiyatlarda alıcı buldu Yaman, Yalova’daki ürünün farklı olduğunu ve coğrafi işaretin öneminin de burada ortaya çıktığını belirterek, "Diğer illerdeki rakamların 2-3 katı rakamlara Yalova aronyası olarak coğrafi işaretli ürün olarak pazarlanıyor. Bu sene bir kadın kooperatifimiz ulusal bir marketle anlaşarak yaklaşık 12-13 ton civarında bir ürününü buraya sundu. Yalova aronyası olarak tercih edilen bir ürün. O yüzden de çiftçilerimiz memnun. Yaklaşık 40 çiftçimizle de organik üretim yapmaktayız. Bunun sertifika ücretleri de bakanlığımız bütçesinden karşılanmakta. Hem organik hem coğrafi işaretli ürün olduğu zaman değerine bir kat daha değer katan bir ürün" diye konuştu.
17 Kasım 2024 Pazar - 11:20 “Efsane Kasım” tuzaklarına dikkat Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, Kasım ayında artan indirim kampanyalarıyla ilgili tüketicilere önemli uyarılarda bulundu. Kasım ayının tüm dünyada indirim ayı olarak bilindiğini belirten Yılmaz, bu dönemin hem tüketiciler hem de satıcılar için fırsatlar sunduğunu ancak dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunduğunu söyledi. Yılmaz, tüketicilerin alışveriş yapmadan önce temel ihtiyaçlarını doğru belirlemesi ve fiyatlar üzerinde detaylı bir sorgulama yapması gerektiğini vurguladı. “Satıcılar, ilk önce fiyatları artırıp ardından indirim uyguluyor. Bu nedenle tüketiciler, indirimli fiyatla 30 gün önceki fiyatın açıkça belirtilmiş halini görmelidir. Hatta gerekirse 30 gün önceki satış faturasını talep edebilirler” dedi. Online alışverişte ürünü satın almadan önce geçmişe dair fiyat araştırması yapılması gerektiğini söyleyen Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, “Bütün dünyada olduğu gibi Kasım ayı, indirim ayı olarak bilinir. Bu ay hem satıcı hem de tüketici açısından bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. İndirimin gerçek olup olmadığına ilişkin tüketicinin sorgulamaları gerekir. Tüketiciler siteleri gezerken karar vermeden önce temel ihtiyaçlarını doğru belirleyip ve bir sorgulama yaptıktan sonra karar vermelidir. Satıcılar açısından baktığımız zaman ilk önce fiyatlar arttırılıp sonrasında indirime tabi tutuluyor. Burada tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken şey indirim fiyatıyla 30 gün önceki fiyatın birlikte okunabilir açık bir şekilde yazılmış halini görmeleri gerekir. Hatta daha ileri gitmek gerekirse 30 gün önceki satış faturasını da tüketici görmek isteyebilir. Satıcılar açısından bakacak olursak yüzde 70’e varan indirimler söz konusu olunca bu indirim ürünlerinin stokla sınırlı olduğu, sadece internet sitelerine çekmek için bir araç olarak kullandığı ve birkaç ürünle sınırlı olan bu indirimlerin dışında asıl diğer ürünlerini satmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu konuda tüketicilerimizin dikkatli olması ihtiyaçlarını doğru belirlemeleri ve detaylı bir araştırma yaptıktan sonra doğru ürüne karar vermeleri gereklidir. Tüketiciler açısından bir diğer önemli husus ise alışveriş yaptığı siteler ile ilgili güvenli ödeme sistemlerinin olup olmadığı, sitenin adres çubuğuna dikkat etmeleri veya mersis numaralarına dikkat ederek satın aldığı ürünün kime ait olduğunu ve kurumsal bir yapı olup olmadığını yarın karşı karşıya geldiklerinde haklarını korumak adına dikkat etmeleri gerekli. İndirim süreçlerinde gerek bakanlığın, belediyelerin veya odaların fiyat indirimleri konusunda denetimlerinin olması tüketiciler için önemli. Yine sitelerde aldatıcı veya yanıltıcı reklamlarla ilgili tüketicilerimizin reklam kuruluna başvurma hakkı olduğunu ve diğer konularda da hakem heyetlerine başvurarak satıcı ve sağlayıcılar hakkında hakem heyetlerinde gidebileceklerini söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.
17 Kasım 2024 Pazar - 11:03 Şanlıurfa’da doğal renkli pamuğun hasadı başladı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, üniversite ve özel sektör arasında imzalanan protokol sonrası deneme amaçlı ekilen doğal renkli pamuk olumlu sonuçlar verdi. Türkiye’nin önemli tarım merkezleri arasında yer alan Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde özel sektör ve üniversite işbirliğinde doğal renkli pamuk AR-GE çalışmaları yapıldı. Yaklaşık 1 yıl süren çalışma neticesinde 15 bin dönüm alana ekilen pamuğun iklim şartlarına uyum sağladığı belirlendi. Proje çerçevesinde tohum geliştirme çalışmasının da yürütüldüğü belirtildi. Hasadına başlanan pamuğun yaygınlaştırılarak tekstil sanayisinde kullanılacağı ifade edildi. Üniversite ile bir proje başlattıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Kübra Yılmaz, “Üniversite ve sanayi işbirliğinin popüler olması, aynı zamanda iklime de ciddi katkıları olması sebebiyle üniversite ile bir proje başlattık. Bu proje üniversite hocalarımızın geliştirdiği renkli pamuklarla alakalı. Küresel iklimin gideceği yeri düşünerek bu tarz projelerin daha çok sektörde sanayi işbirliğine yaranmasını hedefliyoruz. Çok da faydalı olacağını düşünüyoruz. Burada ciddi bir emek verildi. Sezon sonu, pamukların hasadını yapıyoruz. Çok da güzel sonuçlar aldık. Bunların testlerini yapıp değerlerini de göreceğiz çünkü renkli pamuk daha önce çalışılmamış bir alan, heyecanlıyız” dedi. Farklı denemeler yaptıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Engin Gündüz, “Şanlıurfa Ceylanpınar TİGEM bölgesinde başlattığımız Türkiye’nin en büyük projesi olan sürdürebilir pamuk üretim projesinin sonuna geldik. Bu sahada başarılı bir proje gerçekleştirdik. Yaklaşık 15 bin dönüm alanın yanında 80 dekarlık sahalar kurduk. Burada farklı denemeler yaptık” diye konuştu.
L’Oréal Türkiye’den ’Yanındayız’ Kanser Destek Programı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:46 L’Oréal Türkiye’den ’Yanındayız’ Kanser Destek Programı L’Oréal Türkiye, kanserle mücadele eden çalışanlarına destek olmak amacıyla ’Yanındayız’ Kanser Destek Programı’nı başlattı. L’Oréal Türkiye, kanserle mücadele eden çalışanlarına her aşamada destek olmak amacıyla ’Yanındayız’ Kanser Destek Programı’nı başlattı. ’Yanındayız’ Kanser Destek Programı; çalışanların fiziksel, mental, finansal ve sosyal ihtiyaçlarını gözeten kapsamlı bir yol arkadaşlığı sunuyor. Ev hizmetleri, sağlıklı beslenme ve tıbbi destek gibi çok farklı konuları kapsayarak maddi ve manevi destek sağlayan bu program, çalışanların maaş ve yan haklarını da kesintisiz olarak sürdürme sözü veriyor. L’Oréal Türkiye tedavi süreci sonrası hibrit çalışma modeline ek olarak uzaktan çalışma imkanıyla da çalışanların yeniden iş hayatına başlangıcını kolaylaştırmayı hedefliyor. L’Oréal Türkiye Ülke İnsan Kaynakları Direktörü ve Ülke Çeşitlilik, Hakkaniyet, Kapsayıcılık Lideri Murat Yüksel, programla ilgili duygularını şöyle dile getirdi: “L’Oréal Türkiye olarak, çalışanlarımızın sağlığını her zaman en ön planda tutuyoruz. Bu alanda en iyi desteği sunmak için çaba gösteriyor; yeni projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu anlayışla, kanser tanısı almış ve bu zorlu bir süreçten geçen çalışma arkadaşlarımıza destek olmak amacıyla "Yanındayız" adlı kanser destek programımızı başlattık. Şu ana kadar hazırlanmış en kapsamlı kanser destek programlarından birini hayata geçirdik. Kanserle mücadelenin, sadece fiziksel bir savaş değil, aynı zamanda duygusal bir yolculuk olduğunu da biliyoruz. Bu yolculukta çalışanlarımızla beraber yürüyerek ’Yanındayız’ demekten mutluluk duyuyoruz.” ‘Yanındayız’ Kanser Destek Programı’ kapsamında sağlanan imkanlar Çalışan Destek Programı başlığı altında psiko-onkoloji danışmanlığı, sağlıklı beslenme danışmanlığı, fizyoterapi danışmanlığı, ‘Yanındayız’ meditasyon içeriği sunulurken Özel Sağlık Sigortası Poliçesi kapsamında Kemoterapi ve Radyoterapi tedavileri, yılda 1 kez Mamografi ve PSA tarama hizmeti de sağlanıyor. Ek olarak riskli hastalıklar sonrası evde bakım hizmeti de yine bu pakete dahil edildi. Ofise Zinde Dönüş Planı kapsamında ise uzaktan çalışmaya uygun roller için 3 aya kadar uzaktan çalışma imkânı, özel hazırlanmış oryantasyon süreci, işe dönüş kutlaması ve La Roche-Posay “Yanındayız” Paketi yer alıyor. L’Oréal Türkiye aynı zamanda çalışanın tedavi sürecinde yalnızca sağlığına odaklanabilmesi için, ev hizmetleri ve sağlıklı beslenme gibi konularda ek maddi destek sağlıyor ve sigorta kapsamı dışındaki diğer gerekli ihtiyaçlar için de finansal destek sunuyor.
Türkiye, 120 ülkeye 506 milyon dolarlık altın sıvı ihraç etti
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:30 Türkiye, 120 ülkeye 506 milyon dolarlık altın sıvı ihraç etti Zeytinyağı sektörü kısıtlama ve kotalarla geçirdiği zorlu 2023/24 sezonunda 70 bin 750 ton zeytinyağı ihraç ederek 506 milyon 374 bin dolar dövizi Türkiye’ye kazandırdı. 2023/24 sezonunda prina yağı ihracatı da 11 bin 38 ton karşılığı 48 milyon 59 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Eylül ayı sonunda biten sofralık zeytin ihracat sezonunu 210 milyon dolarla geride bırakan Türk zeytincilik sektörü, 2023/24 sezonunu 765 milyon dolarlık döviz getirisiyle geride bırakmış oldu. Türk zeytincilik sektörü olarak 2022/23 sezonunda 932 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını hatırlatan Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Uygun, 2023/24 sezonunda, 2022/23 sezonuna göre ihracatta zeytinyağı kaynaklı yüzde 18 kayıp yaşadıklarını belirtti. Türk zeytinyağı sektörünün, çetin geçen 2023/24 sezonunda 70 bin 750 tonluk ihracatının 54 bin 405 tonluk dilimini ambalajlı ihraç ettiğini paylaşan Uygun, “Aslında ambalajlı zeytinyağı ihracatının çok büyük kısmı büyük ambalaj olarak yapıldı ve dökme zeytinyağı ihracatının yerini aldı. Son dönemde kota verilmesi ve kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte dökme ve varilli zeytinyağı ihracatımız 100 milyon dolar oldu” şeklinde konuştu. Zeytinyağı dolar bazında yüzde 54 değer kazandı Altın sıvı olarak tabir edilen zeytinyağı 2023/24 sezonunda altın gibi ihraç edildi. EZZİB Başkanı Emre Uygun, zeytinyağının 2022/23 sezonunda ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolar olduğunu, 2023/24 sezonunda dolar bazında yüzde 54’lük artışla 7,16 dolara ilerlediğini vurguladı. Uygun şöyle devam etti; “Zeytinyağı ihracatında miktar bazında düşüş yüzde 52’ye ulaşırken, ortalama ihraç fiyatındaki artış sayesinde döviz getirisindeki gerileme yüzde 29’la sınırlı kaldı.” 2024/25 sezonunda ihracat hedefi 200 bin ton Türkiye’nin 2024/25 sezonunda 475 bin tonluk zeytinyağı rekoltesiyle İspanya’nın ardından dünya ikincisi olacağı bilgisini veren EZZİB Başkanı Emre Uygun, “Rekolteyi katma değere dönüştürebilmek, üreticilerimizin emeklerinin karşılığını alması sağlamak için 2024/25 sezonunda 200 bin ton zeytinyağı ihracatı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı. ABD, zeytinyağı ihracatında lider 2023/24 sezonunda Türkiye, 120 ülkeye zeytinyağı ihraç ederken zirvede 135 milyon dolarlık tutarla Amerika Birleşik Devletleri yer aldı. İspanya 110 milyon dolarla ikinci olurken, İtalya’ya 42,8 milyon dolarlık altın sıva ihraç edildi. Türk zeytinyağı sektörünün son yıllarda güç kazandığı ihraç pazarlarından Japonya’ya 2023/24 sezonunda ihracatı yüzde 19’luk artışla 28 milyon dolardan 33,5 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin zeytinyağı sektöründe geleneksel ihraç pazarlarından Suudi Arabistan’a 15,7 milyon dolarlık zeytinyağı ihraç edildi. Rusya 14 milyon dolarlık Türk zeytinyağı talep ederken, Almanya’ya 7,7 milyon dolar, Portekiz’e 7,4 milyon dolar, Brezilya ve Avustralya’ya 6’şar milyon dolarlık altın sıvı ihraç edildi.
Başkan Çolakbayrakdar: “Kırsal kalkınma projelerimiz hem şehrimize hem de ülkemize büyük katkı sağlayacak”
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:29 Başkan Çolakbayrakdar: “Kırsal kalkınma projelerimiz hem şehrimize hem de ülkemize büyük katkı sağlayacak” Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, muhtar buluşmasında Kayseri’yi hak ettiği şekilde daha ileri noktalara taşımak için yoğun gayret sarf ettiklerini vurgulayarak, “Bölgemizdeki kalkınma için gösterdiğimiz kararlılık ve gayret, yalnızca şehrimize değil, tüm ülkemize önemli ekonomik katkılar sağlayacaktır. Özellikle kırsal bölgelerdeki projelerimiz, tarım, ziraat ve hayvancılıkta büyük bir dönüşüm oluşturacak” dedi. Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, ilçedeki merkez mahalle muhtarlarının ardından kırsal mahalle muhtarlarıyla da bir araya geldi. Belediye encümen salonundaki toplantıda muhtarlarla tek tek sohbet eden ve onların taleplerini dinleyen Başkan Çolakbayrakdar, toplantının asıl amacının 2025 yılı için yapılacak belediye faaliyetlerinde, mahallelerin temsilcisi olan muhtarların fikir ve taleplerini almak olduğunu söyledi. "Vatandaşların refah seviyesini yükseltmek ve Kocasinan’da yaşamaktan mutlu olabilmeleri için gece gündüz demeden çalışıyoruz" Kocasinan Belediyesi olarak vatandaşların refah seviyesini yükseltmek ve Kocasinan’da yaşamaktan mutlu olabilmeleri için gece gündüz demeden çalıştıklarına dikkat çeken Çolakbayrakdar, “Bölgemizdeki 88 mahallemizin muhtarlarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantıların sonuna geldik. Her bir mahallemizin ihtiyaçlarını ve taleplerini dinleme fırsatımız oldu. Şükürler olsun ki, bu zamana kadar birçok talep ve eksiklik yerine getirildi. Şartlar değiştikçe yeni taleplerin oluşması da oldukça doğal. Ancak önemli olan bu taleplerin yerine getirilmesindeki kararlılığımız ve vatandaşa en iyi hizmeti sunma gayretimizdir. Bu noktada, her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çünkü sizler, vatandaşlarımızla olan iletişimimizde en güçlü yol arkadaşlarımızdan birisiniz. Özellikle kırsal mahalle muhtarlarımız, vatandaşla bire bir temas kurarak onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlayan ve sorunları yerinde tespit edenlerdir, 7/24 vatandaşın arasında yer alıyor ve kırsalın sorunlarını en iyi bilenlerdir. Bu düşüncede, kırsal bölgeler için yoğun bir gayret gösteriyoruz. Bölgeyi kalkındırmak ve vatandaşlarımızın köy yaşamına geri dönüşümünü sağlamak amacıyla birçok çalışma yürütüyoruz. Rutin belediyecilik faaliyetlerinin ötesinde, tarım, hayvancılık ve ziraat alanlarında artış sağlamak için projeler geliştiriyor ve her zaman destek veriyoruz. Bu noktada Düver ve Elmalı bölgelerindeki jeotermal kaynaklarla birlikte SERA OSB, şehrimiz ve ülkemiz için ciddi bir ekonomik kalkınma sağlayacaktır. Bu kalkınma sadece Elmalı ve Düver ile sınırlı kalmayacak Himmetdede ve diğer komşu köyler de bu gelişmelerden etkilenecek ve bölgedeki kalkınmaya önemli katkılar sunacaktır. Bu büyük potansiyeli en iyi şekilde değerlendirerek, ülkemizin, şehrimizin ve çiftçilerimizin menfaatine olacak şekilde bu yapılanmanın önünü açmak için elimizden geleni yapacağız. Önümüzdeki yıllarda, bu bölgenin kalkındığını, tarımsal altyapısının güçlendiğini ve şehrimizin giriş kapısı olan bu bölgenin ciddi ekonomik getiriler sağladığını hep birlikte göreceğiz. Bu çalışmaların bereketli olmasını diliyor, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. İnşallah, bundan sonraki süreçte de bugüne kadar olduğu gibi yoğun bir şekilde çalışarak 2025 yılında bir önceki yıla göre daha fazla başarıya imza atacağız” ifadelerini kullandı. Toplantı, Çolakbayrakdar’ın muhtarların sorularını cevaplamasıyla sona erdi.
Samsun, manda varlığında Türkiye’de 1. sırada
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:15 Samsun, manda varlığında Türkiye’de 1. sırada Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Samsun, manda varlığında Türkiye’de 1. sırada yer alıyor. Türkiye’de manda yetiştiriciliği, özellikle süt ve süt ürünleri üretiminde önemli bir yer tutuyor. Bu alanda Samsun, manda popülasyonu açısından öne çıkıyor. Ülke genelindeki manda nüfusunun yaklaşık yüzde 12,37’si, Samsun’daki sulak alanlarda bulunuyor. Samsun, toplam 20 bin 9 adet manda varlığı ile Türkiye’de en fazla manda popülasyonuna sahip il olma özelliğini taşıyor. Manda sütü, içerdiği yüksek besin değerleriyle sağlıklı beslenme alışkanlıkları açısından büyük önem taşıyor. Özellikle manda sütünden üretilen yoğurt, peynir ve kaymak gibi ürünler, yerel mutfakta sıklıkla tercih ediliyor. Son veriler ışığında Samsun, Türkiye’deki büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Samsun’da toplamda 345 bin 545 adet büyükbaş hayvan bulunurken, bunların 20 bin 9’u mandadan oluşuyor. Büyükbaş hayvancılıkla birlikte, Samsun’daki küçükbaş hayvan varlığı da dikkat çekiyor. İlde 24 bin 798 keçi ve toplamda 250 bin 502 küçükbaş hayvan mevcut. Kanatlı hayvan varlığı bakımından da oldukça zengin olan Samsun’da son kayıtlara göre 1,8 milyon et tavuğu, 1,7 milyon yumurta tavuğu, 9 bin 397 hindi, 31 bin 693 kaz, 22 bin 8 ördek ve beç tavuğu olmak üzere toplam 3 milyon 675 bin 812 adet kanatlı hayvanı bulunuyor. Ayrıca 97 bin 448 adet arılı kovanı bulunan Samsun’da yılda 999 ton bal üretiliyor.
Aşısı olmayan riskli hayvana sahip çiftçilere uyarı: "Destek alamayacaklar"
06 Kasım 2024 Çarşamba - 11:59 Aşısı olmayan riskli hayvana sahip çiftçilere uyarı: "Destek alamayacaklar" Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, aşısız hayvanların hem hastalık riski taşıdığını hem de çiftçilerin Bakanlık tarafından sağlanan desteklerden faydalanamayacağını belirtti Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda aşının hayati önem taşıdığını belirtti. Aşı yapılmayan hayvanların ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabileceğini vurgulayan Dr. Düzgün, hastalık risklerini en aza indirmek için hayvanların hastalanmadan önce aşılatılması gerektiğinin söyledi. Dr. Düzgün, "Aşılanmış hayvanlar, hastalığı minimum etkilerle atlatır" diyerek aşının önemine dikkat çekti. Aşı ve kimliklendirme işlemi yapılmayan hayvanlar için cezai işlemlerin uygulanacağını hatırlatan Dr. Düzgün, bu durumda Tarım ve Orman Bakanlığı desteklerinden de yararlanılamayacağını ve çiftçinin de ekonomik zarar yaşayabileceğini aktardı. "Aşısız hayvanlar çiftçiyi zarara uğratabilir" Dr. Düzgün, "Bilinçli üretimin hayvancılıkta en büyük kazançlarından birisi de, hayvan hastalanmadan öncesinde kontrol edilerek önlemi alınmasıdır. Çiftçilerimizin ahırlarına giderek şap ve çeşitli aşılar yapıyoruz. Üreticilerimize destek şartlarımızdan birisi de küçükbaş ve büyükbaş hayvanlara aşı yapılması ön şartı. Hayvanlara aşı yapılmadığında cezai işlem ve Tarım ve Orman Bakanlığımızın desteklerinden faydalanamayacak ve en önemlisi de hayvanı hasta olduğunda mağdur olacak. Allah’a şükür şap hastalığı başta olmak üzere ilimiz genelinde bulaşıcı hastalıklarda ciddi bir gelişme kaydettik. İlimizde uzun süredir şap hastalığı görülmedi. Bu durum, yetiştiricilerimizin duyarlı olması ve sağlık personelimizin gayretidir" diye konuştu. "Aşısı yapılmayan hayvanlarda ciddi kayıp yaşanabiliyor" Dr. Düzgün, "Aşısı yapılmamış hayvanlarda ciddi hastalık ve kayıp yaşanabiliyor. Aşısı yapılan hayvanlar ise minimum derecede hastalanıp durumu atlatmış oluyor. Çiftçiyi de zarara uğratmıyor. Biz, tüm köylerimize giderek gereken işlemleri yapıyoruz. Bizim çabamız, vatandaşımızın birim hayvandan maksimum geliri elde etmesi. Girdiğimiz ahırda yetiştiricilerimize tavsiyeler ve hayvanların bulunduğu ortamdaki ve hayvanların problemlerini aktarıyoruz" dedi.
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün projesi AB’den hibe kazandı
06 Kasım 2024 Çarşamba - 11:39 Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün projesi AB’den hibe kazandı Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ’Climate Friendly Farmer Guide: Kadın Çiftçiler İçin Uyum Takvimi’ adlı projesi hibe desteği kazandı. Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, iklim dostu tarımsal faaliyetleri desteklemek amacıyla hazırladığı ’Climate Friendly Farmer Guide: Kadın Çiftçiler İçin Uyum Takvimi’ projesi ile başarıya imza attı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Erasmus+ programı kapsamında hibe desteği kazanan proje, Antalya’daki tarımsal faaliyetlere yeni bir soluk getirecek ve bölgedeki kadın çiftçilerin kapasitesini güçlendirecek. Mobil uygulama da geliştirilecek Proje, iklim dostu tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve kadın çiftçilerin güçlendirilmesi amacıyla Türkiye genelinde ve sınır ötesi iş birlikleri ile hayata geçirilecek. Proje kapsamında, kadın çiftçilerin iklim değişikliği ile mücadelede daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olmak için eğitim ve dijital çözümler sunulacak. Proje çerçevesinde, kadın çiftçilere yönelik özel eğitim programları ve uygulamalı rehberlik çalışmaları gerçekleştirilecek. Ayrıca, iklim değişikliğine uyum sağlamayı kolaylaştıran bir mobil uygulama da geliştirilecek. Bu mobil uygulama sayesinde kadın çiftçiler, iklim değişikliğine uygun tarımsal faaliyetleri planlayabilecek ve kendi bölgelerindeki iklim koşullarına uygun çözümleri öğrenebilecekler. “Çiftçilerimizin iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitelerini artıracak” İl Tarım ve Orman Müdürü Fırat Erkal, projenin Antalya’nın tarımsal üretiminde sürdürülebilirliği artırmayı hedeflediğini ve kadın çiftçilerin güçlenmesine önemli bir katkı sağlayacağını belirterek, "Bu proje, çiftçilerimizin iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitelerini artıracak ve tarımsal üretimi daha çevre dostu bir hale getirecek. Kadın çiftçilerimizin bu süreçte daha etkin rol oynaması, sürdürülebilir tarımın geleceği için son derece önemli" dedi. Projenin etkisi ve yaygınlaştırılması Projenin detayları kapsamında, kadın çiftçilere iklim değişikliği konusunda farkındalık kazandıracak eğitimlerin yanı sıra, tarımsal faaliyetleri kolaylaştıracak ve verimliliği artıracak dijital çözümler sunulacak. Bu eğitimler, kadın çiftçilerin bilgilerini artırarak onları iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale getirecek. Böylece, Antalya tarımında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirmek ve üretim potansiyelini artırmak amaçlanıyor. Proje ile ilgili tüm gelişmeler ve eğitim programları, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından kamuoyuna duyurulacak.
Pegasus Hava Yolları’na ‘Yılın Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ ödülü
06 Kasım 2024 Çarşamba - 11:31 Pegasus Hava Yolları’na ‘Yılın Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ ödülü Pegasus Hava Yolları; CAPA’dan 2023 yılında aldığı bölgesel ödülün ardından, CAPA Sürdürülebilirlik Ödülleri 2024 kapsamında ‘Yılın Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ ödülüne layık görüldü. “Rotamız Sürdürülebilir Bir Gelecek” sloganıyla havacılığın sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen Pegasus Hava Yolları, havacılık ve seyahat endüstrisi için en güvenilir pazar analizi kaynaklarından biri olan CAPA (Centre for Aviation) tarafından düzenlenen 2024 CAPA Asya Havacılık Zirvesi ve Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde ‘Yılın Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ ödülüne (Global Environmental Sustainability Airline of the Year Award) layık görüldü. Pegasus Hava Yolları Başhukuk Müşaviri ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ali Uzun, ödülü Hong Kong’da düzenlenen törende şirket adına aldı. 2023 yılında CAPA Sürdürülebilirlik Ödülleri kapsamında ‘Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Ödülü’nü alan Pegasus Hava Yolları, bu yıl havayolu emisyon verilerinin bağımsız değerlendirmesinin ardından başarısını küresel boyuta taşıdı ve ‘Yılın Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ ödülünü aldı. Çeşitli kategorilerde ödül alan havayolu şirketleri, CAPA tarafından CAPA-Envest Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Araştırma Raporu’nun çalışmasına dayanarak, bağımsız olarak elde edilen ve analiz edilen veriler kullanılarak seçildi. Ödülle ilgili açıklama yapan Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk, “Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) bağlamındaki sürdürülebilirlik çabalarımızı her düzeyde yönlendiren yoğun çalışma ve bağlılığın bir kanıtı olan bu özel ödülü CAPA’dan almaktan büyük onur duyuyoruz. Sektörümüzün 2050 Net Sıfır emisyon hedefi doğrultusunda çalışarak; İklim Dönüşümü Yol Haritamız doğrultusunda yeni nesil uçaklara stratejik yatırımlar yapıyor, sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) kullanımımızı genişletiyor ve yenilikçi teknolojileri hayata geçiriyoruz. Şirketimizde daha sürdürülebilir bir gelecek için birlikte kararlılıkla çalıştığımız tüm çalışma arkadaşlarıma en içten teşekkürlerimi iletiyorum” şeklinde konuştu. Ödül töreninde konuşma yapan Pegasus Hava Yolları Başhukuk Müşaviri ve Sürdürülebilirlik Direktörü Ali Uzun, “Geçtiğimiz yıl EMEA bölgesi ödülünü aldıktan sonra, daha fazla ilerleme kaydederek aynı takdiri küresel ölçekte elde etmek bizim için büyük bir mutluluk. Tüm havayollarının, uluslararası havacılıkta hem ekonomik hem de çevresel açıdan daha verimli ve sürdürülebilir bir gelecek için sınırları zorlamaya devam edeceğine inanıyorum. Bu zorlu mücadeleye liderlik etmekten büyük mutluluk duyuyoruz ve orta ve uzun vadeli emisyon hedeflerimize ulaşmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Pegasus Hava Yolları gibi başarılı bir organizasyonun bir parçası olmaktan gurur duyuyorum” dedi. CAPA - Havacılık Araştırma Merkezi Başkanı Simon Elsegood ise şöyle konuştu: “CAPA, sektöre öncülük eden emisyon performansı, mükemmel operasyonel verimliliği ve sürdürülebilirliği her alanda ilerletme konusunda benimsediği stratejik yaklaşımın birleşimi sayesinde, Pegasus Hava Yolları’nı ‘2024 Yılının Küresel Çevresel Sürdürülebilirlik Havayolu Şirketi’ olarak ödüllendirmekten mutluluk duyuyor. Şirket, sürdürülebilirlik girişimlerini kurum kültürünün bir parçası ve bir karar alma etkeni haline getirmenin bir havayolu işletmesinin verimlilik performansını olumlu yönde nasıl dönüştürebileceğini vurgulama konusunda küresel anlamda öne çıkıyor.” Operasyonlarını ve faaliyetlerini “sürdürülebilir çevre” anlayışıyla yöneten şirket; ESG stratejisi ve İklim Dönüşümü Yol Haritası kapsamında, birim yolcu kilometre başına (RPK) düşen uçuş kaynaklı karbon (CO2) emisyonunu 2030 yılına kadar 2019 yılına kıyasla yüzde 20 azaltmayı ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı hedefliyor. Şirketin sürdürülebilirlik stratejisinin temel dayanakları arasında; yeni nesil uçaklara yatırım, yakıt verimliliği ve SAF kullanımının yaygınlaştırılmasına yönelik hedefler, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda elektrikli yer hizmetleri araçlarının kullanımının artması gibi operasyonel verimliliği artıracak çözümler yer alıyor.