EKONOMİ - 06 Kasım 2024 Çarşamba 11:39

Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün projesi AB’den hibe kazandı

A
A
A
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün projesi AB’den hibe kazandı

Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün ’Climate Friendly Farmer Guide: Kadın Çiftçiler İçin Uyum Takvimi’ adlı projesi hibe desteği kazandı.


Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, iklim dostu tarımsal faaliyetleri desteklemek amacıyla hazırladığı ’Climate Friendly Farmer Guide: Kadın Çiftçiler İçin Uyum Takvimi’ projesi ile başarıya imza attı. Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Erasmus+ programı kapsamında hibe desteği kazanan proje, Antalya’daki tarımsal faaliyetlere yeni bir soluk getirecek ve bölgedeki kadın çiftçilerin kapasitesini güçlendirecek.



Mobil uygulama da geliştirilecek


Proje, iklim dostu tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve kadın çiftçilerin güçlendirilmesi amacıyla Türkiye genelinde ve sınır ötesi iş birlikleri ile hayata geçirilecek. Proje kapsamında, kadın çiftçilerin iklim değişikliği ile mücadelede daha dirençli hale gelmelerine yardımcı olmak için eğitim ve dijital çözümler sunulacak. Proje çerçevesinde, kadın çiftçilere yönelik özel eğitim programları ve uygulamalı rehberlik çalışmaları gerçekleştirilecek. Ayrıca, iklim değişikliğine uyum sağlamayı kolaylaştıran bir mobil uygulama da geliştirilecek. Bu mobil uygulama sayesinde kadın çiftçiler, iklim değişikliğine uygun tarımsal faaliyetleri planlayabilecek ve kendi bölgelerindeki iklim koşullarına uygun çözümleri öğrenebilecekler.



“Çiftçilerimizin iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitelerini artıracak”


İl Tarım ve Orman Müdürü Fırat Erkal, projenin Antalya’nın tarımsal üretiminde sürdürülebilirliği artırmayı hedeflediğini ve kadın çiftçilerin güçlenmesine önemli bir katkı sağlayacağını belirterek, "Bu proje, çiftçilerimizin iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitelerini artıracak ve tarımsal üretimi daha çevre dostu bir hale getirecek. Kadın çiftçilerimizin bu süreçte daha etkin rol oynaması, sürdürülebilir tarımın geleceği için son derece önemli" dedi.



Projenin etkisi ve yaygınlaştırılması


Projenin detayları kapsamında, kadın çiftçilere iklim değişikliği konusunda farkındalık kazandıracak eğitimlerin yanı sıra, tarımsal faaliyetleri kolaylaştıracak ve verimliliği artıracak dijital çözümler sunulacak. Bu eğitimler, kadın çiftçilerin bilgilerini artırarak onları iklim değişikliğinin etkilerine karşı daha dayanıklı hale getirecek. Böylece, Antalya tarımında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en aza indirmek ve üretim potansiyelini artırmak amaçlanıyor. Proje ile ilgili tüm gelişmeler ve eğitim programları, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından kamuoyuna duyurulacak.



Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün projesi AB’den hibe kazandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Bu seminerde, akran zorbalığı ve dijital bağımlılık tehlikesi anlatıldı Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Akyazı, Geyve, Sapanca ve Karasu SGM’de düzenlenen seminerlerde ailelere akran zorbalığı ve dijital bağımlılık tehlikesini anlattı. Aile danışmanı Tuğba Ayşe Aksoy, “Çocukların teknolojiye erişimi kolaylaştıkça bağımlılık ve akran zorbalığı artıyor” dedi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından ailelere yönelik gerçekleştirilen eğitimlere her gün bir yenisini daha ekliyor. Büyükşehir, Akyazı, Geyve, Sapanca ve Karasu SGM’lerde ailelere yönelik “Akran Zorbalığı ve Dijital Bağımlılık” söyleşisi gerçekleştirdi. Bu seminerler, özellikle dijital bağımlılık ve akran zorbalığı sorunlarının artış gösterdiği son dönemde ailelere kritik bir uyarı niteliği taşıdı. Aile danışmanı Tuğba Ayşe Aksoy, dijital dünyada çocukların karşısına çıkabilecek sorunları, hayatları boyunca iz bırakabilecek travmaları anlattı ve akran zorbalığının oluşum süreçlerini anlatarak onlara doğru ortamın sunulması gerektiğini vurguladı. Aksoy, ayrıca ailelere bu yönde önemli tavsiyeler vererek çocuk yetiştirilmesi konusunda sergilenen birçok yanlışın düzeltilmesine vesile oldu. “Teknolojiye bağımlı çocuklar gerçek dünyadan kopabilir” Çocukların sosyal aktivitelere yönlendirilmesi gerektiğini belirten Ayşe Aksoy, “Çocuklar özellikle oyunlar, sosyal medya, video içerikleri gibi platformlara bağımlı hale gelebilir. Bu bağımlılık çocukların sosyal ilişkilerini, fiziksel sağlıklarını, zihinsel gelişimlerini ve akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, teknolojiye bağımlı çocuklar gerçek dünyadan kopabilir, uyku düzenlerinde bozulmalar yaşayabilir ve odaklanma problemleri geliştirebilirler” dedi. “Teknoloji bağımlılığı ve akran zorbalığı gibi sorunlar da artmaktadır” Ailelere teknolojik cihaz kullanımıyla ilgili çağrı yapan Aksoy, “Dijital bağımlılığı önlemek için ebeveynlerin çocuklara cihaz kullanımı konusunda sınır koymaları, onları sosyal ve fiziksel aktivitelere yönlendirmeleri, örnek davranışlar sergilemeleri ve dijital ortamda geçirdikleri zamanı dikkatle takip etmeleri önerilir. Günümüzde çocukların teknolojik cihazlara erişimi kolaylaştıkça, teknoloji bağımlılığı ve akran zorbalığı gibi sorunlar da artmaktadır. Bu akran zorbalığı çocuklarda özgüven kaybına, stres, kaygı ve depresyona yol açabilir” diye konuştu.
Bartın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da gerçekleşen Ak Parti Merkez İlçe 8. Olağan Kongresinde yaptığı konuşmada, Türk yargı ve adaletine yönelik saldırıların düzenlendiğini belirterek, "Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım" dedi. Ak Parti Bartın Merkez İlçe 8. Olağan Kongresi bartın Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Divan heyetinin seçilmesiyle başlayan kongre, istiklal marşı okunmasının ardından konuşan Merkez İlçe Başkanı Muhammet Kızılayoğlu, "Bu bir bayrak yarışı. Bir süre önce atamayla ilçe başkanım, inşallah tek liste ile gidilen bu seçimde mazbatamı alarak, bayrağı en üste taşımaya devam edeceğiz" diye konuştu. Gelir gider raporları okunduğu ve mevcut yönetimin ibra edildiği kongrede konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ak Parti iktidarlarının 22 yıldır tesis etmeye çalıştığı yargı ve adelet sisteminin kasıtlı olarak saldırıya uğradığını belirterek, "Ülkemizin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşması için çok çalıştık. Reformlar yaptık. Ak Parti reformcu parti. AK Parti bir yandan adaleti savunup, diğer yana kalkınmayı savunur. ‘İkisi birden’ olacak diyoruz. Bunun için yola çıktık. e dolayısıyla güvenilir bir adalet sistemi. Hukukun üstünlüğünden esas alan, gecikmeye ve öngörülebilir adaletsizlikten noktasında çok mesafeler aldık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer biz hukukun üstünlüğünü esas alan bir yargı sistemi tesis etmeseydik, o geçmişte 367 krizlerini çıkaran yargı sistemi, o geçmişte 12 Eylül’lerde darbecilerin yanında duran yargı sistemi, 28 Şubat’larda darbeciler karşısında cübbeleri yerlere seren, onların karşısında hazır olda duran bir yargı sistemi, 27 Mayıs’ta Adnan Menderesleri, bakanları, idama mahkum eden bir yargı sistemi, eğer ülkemizde hakim olsaydı, 15 Temmuz’da bu millet darbecilere karşı olabilmesi mümkün olabilir miydi? İşte milletimizle, beraber o gece evlerinde oturmayan, adliyelere koşan, o vatan hainlerine karşı yakalama kararları çıkaran, gözaltı kararları çıkaran ve onların yargı önünde hesap vermelerini sağlayan bir yargı sistemimiz var. Bugün hazmedilemeyen de bu. Her gün adalete yönelik, her gün hukuka yönelik, her gün yargıya yönelik saldırıların sebebi bu. Vesayetçi anlayışı özleyenler, Yassı ada yargısını özleyenler, geçmişte yargıyı kendilerine arka bahçe yapanlar, bugün yargı milletin yargısı olduğu için hazmedemiyorlar ve sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Biz o saldırılara kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde, ta aşağı sıralarda olduğunu söylemek de, saçmalık. Bunu devamlı tekrar ediyorlar. Amerika Birleşik Devletlerinde eski ABD Barolar Birliği Başkanı’nın kurduğu bir dernek ve bu derneğin yaptığı bir liste. Bilimsel kriterleren uzak, Türkiye gerçekleri ile hiç uyuşmayan, Türkiye’de birkaç muhalif isimden görüş olarak oluşturulan ve bağışlarla ayakta duran, bağış yapanın en ön sıralarda yer aldığı, başta birinci bağışçı Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı, ikinci, üçüncü, dördüncü bağışçının ön sıralarda yer aldığı, hukuka güven endeksinde Türkiye’yi son sıralarda göstermeye çalışıyorlar. Kim yani bunlar? Basın Özgürlüğü Endeksinde Türkiye’yi, daha şu bir yılda 170 gazeteciyi şehit eden, öldüren İsrail’i, Türkiye’nin önünde gösteriyorlar. Böyle bir endekse güvenilir mi? Bunlar tamamen kara propaganda. Ülkemiz için yapılan bir kara propaganda. Ve bu para propaganda bu güvenilmeyen, saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri burada yapmanın gayreti içerisinde. Yargımızın karalanmasına kesinlikle müsaade etmeyiz. Yirmi beş bin hakim ve savcımız gece gündüz büyük bir gayret içerisinde milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışmak istiyorum. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar veren olabilir. Ama onun düzeltme mekanizması, istinapı, temyizi, itirazı mümkün. Ve kendi içerisinde bunlar gerçekleştirilir. Türkiye’nin hak etmediği bu kara propagandaya karşı uyanık olmamız lazım. Ve ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, ve öngörülebilir bir adalet konusunda aldığımız mesafeyi daha ileri taşıyacak, önümüzdeki günlerde yargı reformu strateji belgemizi de Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak ve özellikle toplumu huzursuz eden, suç ve suçluyla mücadelede kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz. Geçtiğimiz 22 yıl boyunca özellikle reform süreci kapsamında kanunlarımızın hemen hemen tamamını değiştirdik, yeniledik. Vatandaşlarımızın ihtiyacına uygun hale getirmenin gayreti içerisinde olduk ve anayasamızda da çok önemli reformlar yaptık. Hak arama yollarını genişlettik. Kadın hakları, çocuk hakları, çocukların korunması ve engelli yaşlı hakları bunları sadece anayasa değişiklikleriyle yaptığımız bu reformları biz aynı zamanda hayata da geçirdik, icraata da dönüştürdük. Temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirdik. Daha da tahkim ettik. Hukuk devletinin seçimini güçlendirdik" dedi. Anayasa çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Tunç, "Bir daha bu ülkede darbeler olmasın, bu ülkede vesayetçi anlayış, milletin önünü bir daha kesmesin diye anayasamızda önemli yapısal reformlar yaptık. Hakimler, Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Askeri Şura, Milli Güvenlik Kurulu tüm bunların yapısını demokratik ilkelere uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Kaldırdık, sizin onayınızla. Milletimizi desteğiyle. Sıkı yönetim gerektiğinde ilan edilebilir diye bir madde vardı, Anayasamızda. Bunların hepsini milletimizin evet oylarıyla değiştik. İç Hizmet Kanunu 35., hep konuşulurdu. Darbelere gerekçe gösterilirdi. Bunların hepsi değişti. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok çalıştık. Milletimiz buna destek verdi ve şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı bunca değişikliğe rağmen hala maddeleri arasında o vesayetçi ruhu taşıyan, bir takım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddelerindeki çelişkileri, ortadan kaldıracak, yektesaplığı sağlayacak, vesayetçi ruhu tamamen ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan, milletvekillerimiz tarafından yapılıp milletimize onaylatılan bir toplum sözleşmesini inşallah hayata geçirmek nasip olur. Türkiye yüz yılına bu yakışır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başladığını bu anlamlı günlerde inşallah mecliste bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye yüzyılına aşlarken ülkemiz demokratik bir anayasayla inşallah yoluna devam eder. Bu yönde mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu. Bakan Tunç, ardından Amasra ilçe teşkilatının kongresi katımak üzere ilçeye hareket etti.
Eskişehir F-4E Phantom uçaklarının Türk Hava Kuvvetleri filosundaki 50. yılı etkinliği Türk Hava Kuvvetleri filosuna 1974 yılında katılan F-4E Phantom uçaklarının 50. yılı dolayısıyla Eskişehir’de etkinlik düzenlendi. Etkinlik, Eskişehir 1. Ana Jet Üs Komutanlığında gerçekleştirildi. ‘Panter Filo’ olarak adlandırılan 1. Ana Jet Üs 111. Filo Komutanlığına bağlı olan 5 uçak geçiş yaparak havalandı. Türk Hava Kuvvetleri filosundaki 50. yılını dolduran F-4E Phantom uçakları, yaklaşık yarım saat süren ikili kol uçuşu sonrası üsse geri döndü. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu’nun kullandığı F-4E Phantom II uçağın gövde bölgesine yer alan Türk bayrağı ve kuyruk bölgesindeki Mustafa Kemal Atatürk çizimleri büyük beğeni topladı. Yaptığı uçuşun ardından piste iniş yapan Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kadıoğlu, katılımcıları selamladı. Kadıoğlu, F-4E Phantom tipi uçağın Türk Hava Kuvvetleri filosuna katıldığı dönemde Filo Komutanı olarak görev yapan emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ergin Celesin’le uçakta fotoğraf çektirdi. Uçuşların ardından Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve beraberindekiler, F-4E uçağının 50. yılı anısına yakıt drobunu imzaladı. F-4E Phantom uçağı ile 2 Eylül 1974’te yaptığı ilk uçuşun Eskişehir semalarında olduğunu belirten Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kadıoğlu, “13 yaşındayken ilk F-4E’leri havada görmüştüm. O zaman şöyle dua ettim; ’Allah’ım beni bu uçakların içerisinde uçurmayı nasip et. Başka da bir şey istemiyorum’. Allah bana 3 bin saat bu uçakların içinde uçmayı nasip etti. Buna vesile olan Sayın Komutanımıza borçluyum. Hava Kuvvetlerine emeği geçen Sayın Komutanlarımıza büyük minnet borcu duyuyoruz. Hava Kuvvetleri bu günlere, onların emekleri sayesinde geldi. Şükranlarımızı arz ediyorum" dedi. F-4E Phantom uçakların Türk Hava Kuvvetleri filosuna katılışının 50. yılı etkinliğine Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, Hava Muharip Komutanı Orgeneral İsmail Güneykaya ve çok sayıda askeri personel ile eşleri katıldı.