Son Dakika
|
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya’ya gitti
Sarıyer’de inşaatı 34 yıldır bitmeyen rezidansta yangın
Jake Paul, Mike Tyson’ı mağlup etti
Fenerbahçe, hazırlık maçında Zenit’i 2-1 mağlup etti
Tekirdağ’da korkunç olay
Bozcaada ve Gökçeada’ya yarınki tüm feribot seferleri iptal edildi
Mahra’nın ölümüyle ilgili ihmal davasında ’beraat’ kararı
Annesi tarafından yatağında ölü bulundu
Deniz bisikletinden göle düşen lise öğrencisi kız kayboldu
ABD medyası: “Elon Musk, İran’ın BM Daimi Temsilcisi ile görüştü”
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Hand-Made Shawl Industry of Islampur, Pakistan
Almanya'da terör örgütü PKK yandaşları yürüyüş düzenledi
Kars’ta trafik polislerinden yürek ısıtan hareket
AB büyükelçileri, Çavdarhisar Aizanoi Antik Kenti’ni gezdi
Fransa’da sarı yeleklilerden 6. yıl yürüyüşü: "Macron istifa" sloganları atıldı
Milli Eğitim Bakanı Tekin: "Kendi icat ettiğin bir laikliği bana dayatıyorsun"
Beşiktaş’tan Tayfur Havutçu açıklaması
Gazze'de can kaybı 43 bin 799’a yükseldi
Gürcistan'da muhalefet temsilcisi, Merkez Seçim Komisyonu Başkanı'na siyah boya fırlattı
Marmara’da Poyraz şiddetini arttırdı
EKONOMİ
“Efsane Kasım” tuzaklarına dikkat
17 Kasım 2024 Pazar - 11:20:35
Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, Kasım ayında artan indirim kampanyalarıyla ilgili tüketicilere önemli uyarılarda bulundu. Kasım ayının tüm dünyada indirim ayı olarak bilindiğini belirten Yılmaz, bu dönemin hem tüketiciler hem de satıcılar için fırsatlar sunduğunu ancak dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunduğunu söyledi. Yılmaz, tüketicilerin alışveriş yapmadan önce temel ihtiyaçlarını doğru belirlemesi ve fiyatlar üzerinde detaylı bir sorgulama yapması gerektiğini vurguladı. “Satıcılar, ilk önce fiyatları artırıp ardından indirim uyguluyor. Bu nedenle tüketiciler, indirimli fiyatla 30 gün önceki fiyatın açıkça belirtilmiş halini görmelidir. Hatta gerekirse 30 gün önceki satış faturasını talep edebilirler” dedi. Online alışverişte ürünü satın almadan önce geçmişe dair fiyat araştırması yapılması gerektiğini söyleyen Bursa Tüketiciler Derneği Başkanı Sıtkı Yılmaz, “Bütün dünyada olduğu gibi Kasım ayı, indirim ayı olarak bilinir. Bu ay hem satıcı hem de tüketici açısından bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. İndirimin gerçek olup olmadığına ilişkin tüketicinin sorgulamaları gerekir. Tüketiciler siteleri gezerken karar vermeden önce temel ihtiyaçlarını doğru belirleyip ve bir sorgulama yaptıktan sonra karar vermelidir. Satıcılar açısından baktığımız zaman ilk önce fiyatlar arttırılıp sonrasında indirime tabi tutuluyor. Burada tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken şey indirim fiyatıyla 30 gün önceki fiyatın birlikte okunabilir açık bir şekilde yazılmış halini görmeleri gerekir. Hatta daha ileri gitmek gerekirse 30 gün önceki satış faturasını da tüketici görmek isteyebilir. Satıcılar açısından bakacak olursak yüzde 70’e varan indirimler söz konusu olunca bu indirim ürünlerinin stokla sınırlı olduğu, sadece internet sitelerine çekmek için bir araç olarak kullandığı ve birkaç ürünle sınırlı olan bu indirimlerin dışında asıl diğer ürünlerini satmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu konuda tüketicilerimizin dikkatli olması ihtiyaçlarını doğru belirlemeleri ve detaylı bir araştırma yaptıktan sonra doğru ürüne karar vermeleri gereklidir. Tüketiciler açısından bir diğer önemli husus ise alışveriş yaptığı siteler ile ilgili güvenli ödeme sistemlerinin olup olmadığı, sitenin adres çubuğuna dikkat etmeleri veya mersis numaralarına dikkat ederek satın aldığı ürünün kime ait olduğunu ve kurumsal bir yapı olup olmadığını yarın karşı karşıya geldiklerinde haklarını korumak adına dikkat etmeleri gerekli. İndirim süreçlerinde gerek bakanlığın, belediyelerin veya odaların fiyat indirimleri konusunda denetimlerinin olması tüketiciler için önemli. Yine sitelerde aldatıcı veya yanıltıcı reklamlarla ilgili tüketicilerimizin reklam kuruluna başvurma hakkı olduğunu ve diğer konularda da hakem heyetlerine başvurarak satıcı ve sağlayıcılar hakkında hakem heyetlerinde gidebileceklerini söylemek istiyorum” şeklinde konuştu.
17 Kasım 2024 Pazar - 11:03
Şanlıurfa’da doğal renkli pamuğun hasadı başladı
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, üniversite ve özel sektör arasında imzalanan protokol sonrası deneme amaçlı ekilen doğal renkli pamuk olumlu sonuçlar verdi. Türkiye’nin önemli tarım merkezleri arasında yer alan Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde özel sektör ve üniversite işbirliğinde doğal renkli pamuk AR-GE çalışmaları yapıldı. Yaklaşık 1 yıl süren çalışma neticesinde 15 bin dönüm alana ekilen pamuğun iklim şartlarına uyum sağladığı belirlendi. Proje çerçevesinde tohum geliştirme çalışmasının da yürütüldüğü belirtildi. Hasadına başlanan pamuğun yaygınlaştırılarak tekstil sanayisinde kullanılacağı ifade edildi. Üniversite ile bir proje başlattıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Kübra Yılmaz, “Üniversite ve sanayi işbirliğinin popüler olması, aynı zamanda iklime de ciddi katkıları olması sebebiyle üniversite ile bir proje başlattık. Bu proje üniversite hocalarımızın geliştirdiği renkli pamuklarla alakalı. Küresel iklimin gideceği yeri düşünerek bu tarz projelerin daha çok sektörde sanayi işbirliğine yaranmasını hedefliyoruz. Çok da faydalı olacağını düşünüyoruz. Burada ciddi bir emek verildi. Sezon sonu, pamukların hasadını yapıyoruz. Çok da güzel sonuçlar aldık. Bunların testlerini yapıp değerlerini de göreceğiz çünkü renkli pamuk daha önce çalışılmamış bir alan, heyecanlıyız” dedi. Farklı denemeler yaptıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Engin Gündüz, “Şanlıurfa Ceylanpınar TİGEM bölgesinde başlattığımız Türkiye’nin en büyük projesi olan sürdürebilir pamuk üretim projesinin sonuna geldik. Bu sahada başarılı bir proje gerçekleştirdik. Yaklaşık 15 bin dönüm alanın yanında 80 dekarlık sahalar kurduk. Burada farklı denemeler yaptık” diye konuştu.
17 Kasım 2024 Pazar - 09:57
Gümüşhane’nin yöresel lezzeti “pestil” Dubai çikolatasıyla buluştu
Gümüşhane’nin coğrafi işaretli ürünü pestil, Dubai çikolatasıyla birleşerek e-ticaret dünyasında büyük bir başarıya imza attı. 2016’dan bu yana yöresel ürünlerin satışını yapan bir firma yeni ürünüyle talebe yetişmekte zorlanıyor. 2016 yılında Gümüşhane’nin yöresel tatlarını e-ticaret yoluyla Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmak amacıyla kurulan firma pestili ve son dönemin popüler ürünü Dubai çikolatasını bir araya getirerek yepyeni bir lezzet oluşturdu. Firma yetkilisi Mustafa Akbulut, yenilikçi ürünleriyle Gümüşhane’yi uluslararası pazarda daha görünür kılmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirtti. Akbulut, ar-ge çalışmaları sonucu dünyada talep patlaması yaşanan Dubai Çikolatasıyla Gümüşhane’nin dünyaca ünlü coğrafi işaret tescilli pestilini birleştirdiklerini belirterek, ürünün tanıtımı sonrası taleplerde patlama yaşandığını söyledi. “Şu an taleplere yetişmeye çalışıyoruz” Pestille yaptıkları muska ürününü çikolatayı sıvayarak değişik bir tat ortaya çıkardıklarını kaydeden Akbulut, “Duyurularımızdan sonra taleplerimizde patlama oldu. Şu an taleplere yetişmeye çalışıyoruz. Umarız gönderdiğimiz müşterilerden olumlu dönüşler sonucu satışlarımızı daha da yükseltiriz. Şu an Türkiye’de bir talep var Dubai Çikolatası büyük bir reklam yapmış, güzel satıyor. Her yere kendi ürünlerine uygun olarak bunu yapmaya çalışıyor. Biz de pestilimizle bunu birleştirdik. Pestilimize çikolatayı sıvayarak çalışmalarını yaptıktan sonra değişik bir tat ortaya çıkardık. Bir Dubai çikolatamız, bir de Gümüşhanemizin muska çikolatasını yaptık ve satışa sunduk. Çok güzel talepler ve dönüşler aldık. Devam ediyoruz satışına” dedi. “Pestilimizle birlikte çikolatayı sunduk” Dubai çikolatasının Türkiye’de talep edilen, kuyruğa girilen bir ürün olmasından hareketle böyle bir girişimde bulunduklarını kaydeden Akbulut, “Biz de bu ürüne Gümüşhanemizin pestilini katarak cevap vermeye çalıştık. Bizimki sadece çikolata değil, pestile çikolatayı kaplayarak elde ettiğimiz bir ürün. Pestilimizle birlikte çikolatayı sunduk. Şu an geri dönüşler çok güzel” diye konuştu. Akbulut, iki farklı çeşitle satışa sundukları ürünlerin büyük ilgi gördüğünü belirterek, “Antep fıstıklı olanı ‘Dubai’ ismiyle sunduk ve yoğun talep aldı. Fındıklı çeşidimizi ise Gümüşhane Muskası olarak müşterilerimizin beğenisine sunduk” ifadelerini kullandı. Kuruluşunda 8 ürünle başladıklarını ve bugün ürün çeşitliliğini artırarak 23 farklı ürünle hizmet verdiklerini kaydeden Akbulut, “2016 yılında başladığımızda 8’ olan ürün çeşidimiz şu an 23’e çıktı. Adetlerini çoğalttık, tatları değiştirdik. Halkın damağına göre yapmaya çalıştık. Olumlu sonuçlar aldıklarımızla satışa devam ediyoruz. Türkiye’nin bütün illerine gönderiyoruz. Yurt dışında bütün ülkelere açığız. Yurt dışı kargo firmalarıyla da anlaşmalarımız var. ABD’den Yeni Zelanda’ya isteyen her yere mal yetiştiriyoruz” dedi.
17 Kasım 2024 Pazar - 09:43
SANKON Antalya ve Akdeniz Bölge Başkanlığı’na atama
Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu (SANKON), Antalya İl Başkanlığı ve Akdeniz Bölge Başkanlığı görevine iş insanı Gülay Yando’yu atadı. Konuya ilişkin SANKON Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, Genel Başkan Yardımcısı Nisa Özfidan, “Kuruluşumuzun Antalya İl Başkanlığı ve Akdeniz Bölge Başkanlığı’na Sayın Gülay Yando atanmıştır. Kendisine ve ekibine olan güvenimiz tamdır.” ifadelerine yer verdi. Atama kararının ardından Gülay Yando’nun, Antalya ve Akdeniz Bölgesi’nde SANKON’un faaliyetlerini daha ileri taşımak için çalışmalarına başlaması bekleniyor. Yando’nun, bölgedeki iş dünyasına katkı sağlayacak projeler geliştireceği belirtildi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
15 Kasım 2024 Cuma- 19:38
Ucuz altın kuyruğu
2
15 Kasım 2024 Cuma- 17:18
Deriner Barajı’nda ilk Türk somonu hasadı yapıldı
3
16 Kasım 2024 Cumartesi- 03:10
Enerji fiyatlarında sübvansiyon değişikliği kararı Resmi Gazete’de
4
15 Kasım 2024 Cuma- 23:46
Mehmet Şimşek'ten Asgari Ücret Açıklaması: 'Enflasyona Ezdirmedik, Ezdirmeyeceğiz'
5
16 Kasım 2024 Cumartesi- 09:38
Palandöken: “Efsane kasım değil efsane pazarlama taktiği”
06 Kasım 2024 Çarşamba - 16:34
Amasya’da takviye edici gıda denetiminde 118 ürüne el konuldu
Amasya’da takviye edici gıda adı altında satışa sunulan ürünlere yönelik denetimler yapıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerinin gerçekleştirdiği denetimlerde 118 ürününe el konulduğu ve imha edileceği bildirildi. İl genelinde takviye edici gıda adı altında satışa sunulan ürünlere yönelik öncelikle akaryakıt istasyonlarının market bölümleri olmak üzere tekel bayileri, aktarlar ve bu ürünlerin bulunduğu diğer satış yerlerine yönelik 127 işletmede gıda kontrol görevlilerince eş zamanlı olarak denetim yapıldı. Denetime ilişkin Amasya İl Tarım ve Orman Müdürlüğünden yapılan açıklamada, “Toplam 118 adet ürün muhafaza altına alınmıştır. Muhafaza altına alınan ürünlerin mülkiyeti kamuya geçirilecek ve imha edilecektir” ifadelerine yer verildi. İl müdürü Gürol Çetin, “Tüketici sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sürdürülmesi amacıyla denetimlerimiz istikrarla devam edecektir” dedi.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 16:27
Ordu kivisi, ilin ekonomisine yaklaşık 300 milyon TL katkı sağlayacak
Ordu’da, fındığın yanında ek gelir sağlamak amacıyla üretilen kivide hasat başladı. 2024 yılında yaklaşık 8 bin 600 ton olarak gerçekleşmesi beklenen rekolte ile Ordu ekonomisine yaklaşık 300 milyon TL katkı sağlanması hedefleniyor. Ordu Valisi Muammer Erol, Altınordu ilçesi Kökenli Mahallesi’nde Tarık Tercan adlı üreticinin bahçesinde yapılan kivi hasadına katıldı. Beraberinde, Altınordu Kaymakamı Erkan Karahan, İl Tarım ve Orman Müdür Kemal Yılmaz, Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça ile birlikte kivi bahçesine giden Vali Muammer Erol, kivi hasadı yapan bahçe sahibine ve işçilere kolay gelsin dileklerini ileterek, ürünlerinin bol ve bereketli olması temennisinde bulundu. “Kivi üretiminin artması için çalışmalar devam ediyor” Ordu İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, kivi hasadında yaptığı açıklamada, “Kivi yetiştiriciliği, ilimizde fındığın yanında ek gelir getirici ürünler arasında en önemli yeri tutmaktadır. Kivi bundan 30 yıl önce İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzdeki meslek büyüklerimizin yoğun gayretleri ile ilimizde yetiştirilmeye başlanmıştır. O zamanlar oldukça küçük alanlarda yetiştirilen kivide bugün bu küçük alanların yerini daha büyük modern kivi bahçeleri almıştır. Özellikle sahil ve orta kesiminde yer alan bahçelerimiz üreticilerimize ciddi manada gelir sağlamaktadır. Kivi birim alan getirisi yüksek olan aynı zamanda pazar problemi olmayan bir üründür. Özellikle ilk tesis masrafları yüksek olan kivi yetiştiriciliğinde üreticilerimize İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce bu yönde desteklemeler yapılmakta ve kivi üretiminin arttırılmasına yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir” dedi. “Ordu ekonomisine 300 milyon TL katkı sağlaması hedefleniyor” Yılmaz, gerek bakanlık kaynakları, gerekse yerel kaynaklar kullanılarak son 5 yılda yaklaşık bin dekar yeni modern kivi bahçeleri kurularak, ildeki kivi alanlarının 3 bin 914 dekara çıkarıldığını ifade ederek, “Yıllar itibarı ile değişiklik gösteren rekoltemizin 2024 yılında yaklaşık 8 bin 600 ton olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. Elde edilen bu rekolte ile ilimiz ekonomisine bu yıl yaklaşık 300 milyon TL katkı sağlanmış olacaktır. Yeni tesis bahçelerimizin de tam verime geçmesi ile birlikte rekoltemizin 12 bin tonun üzerine çıkması hedeflenmektedir” şeklinde konuştu. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün girişimleriyle 2019 yılında coğrafi işaret alınan Ordu Kivisi’nin kendine has aroması ve depo ömrünün uzun oluşuyla öne çıktığını vurgulayan Yılmaz, erken hasattan kaçınılması gerektiğine de dikkat çekti. Kivi üreticisi Tarık Tercan, 4 yıl önce kivi yetiştirmeye karar verdiğini söyleyerek, 5 dönüm alanda 3 ton kivi yetiştirdiğini, hedefinin ise 20 ton olduğunu ifade etti.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 16:18
TZOB Başkanı Bayraktar: "Pancar üretiminde dünyada 5’inci, Avrupa’da 4’üncü sırada yer alıyoruz”
Pancar hasadına katılmak üzere Aksaray’a gelen Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin pancar üretiminde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Ülkemiz, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Dünyada 5’inci, Avrupa’da 4’üncü sırada yer alıyor” dedi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar Aksaray’da şeker pancarı hasadına katıldı. Burada üreticilerle görüşüp çalışmalar hakkında bilgiler alan Bayraktar, pancar üretimiyle ilgili bilgiler verdi. Türkiye’nin pancar üretiminde ülke genelinde önemli bir noktada olduğuna değinen Bayraktar, “Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değeri, yüksek istihdam imkânı sağlaması, diğer tarım ürünlerinin ve hayvancılığın gelişmesindeki rolü, biyoetanolün en verimli hammaddesi olması gibi özellikleriyle sosyal ve ekonomik yaşam üzerinde tüm dünyada stratejik önemi olan bir üretim koludur. Dünyadaki coğrafi yapı gereği Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya, Ukrayna ve ülkemiz şekeri pancardan; Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin gibi ülkeler hem pancardan hem kamıştan; Brezilya, Hindistan, Meksika, Tayland, Avustralya başta olmak üzere birçok ülke de şekeri kamıştan üretiyor. Ülkemiz, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Dünyada 5., Avrupa’da 4. sırada yer alıyor. Dünya genelinde kamış ve pancardan şeker üreten ülkeler arasında da 12. sıradadır. Şeker pancarı tarımı, Doğu Karadeniz, Ege ve Akdeniz’in sahil şeridi ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi dışındaki tüm bölgelerde her yıl üreticilerle yapılan ‘Şeker pancarı üretim sözleşmesi’ esaslarına göre yapılıyor. Sözleşmeli üretimin ilk örneklerinden biri olup, tarımın sanayiye entegre olmasını sağladı. Ülkemizde şeker pancarı üretimi, her yıl belirlenen şeker kotalarına bağlı olarak şirketler tarafından programlanıyor. Şeker üretiminde ve dolayısıyla pancar üretiminde kota uygulaması ülke kaynaklarının optimum düzeyde verimli ve etkin kullanımını sağlıyor. Ülkemizin yıllık şeker ihtiyacının yüzde 95’i pancar şekeri, yüzde 5’i ise nişasta bazlı şeker ile karşılanmak üzere programlanıyor. 7103 sayılı kanun ile 2019/2020 pazarlama yılından itibaren her yıl cumhurbaşkanı kararı ile nişasta bazlı şeker kotası ülke toplam A kotasının yüzde 2,5’i oranında belirleniyor” dedi. “Türkiye’de 58 ilde şeker pancarı üretiliyor” Başkan Bayraktar, “Ülkemizde 58 ilde şeker pancarı üretiliyor. Üretimde Konya, Yozgat, Afyonkarahisar, Kayseri, Eskişehir ve Aksaray ilk sıralarda geliyor. Geçtiğimiz sezon Aksaray’da 1 milyon 178 bin 458 ton şeker pancarı üretildi. Bu üretim rakamıyla ülke üretiminden yüzde 4,7 pay alarak 6’ncı sırada yer alıyor. Tarım topraklarımızın 3,6 milyon dekarını şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz. Yıllar itibarıyla değişmekle birlikte son 10 yılda ortalama yıllık 19,5 milyon ton şeker pancarı üretimi yapıldı. 2023 yılında 3,6 milyon dekarda 25 milyon 250 bin ton şeker pancarı üretildi. 2023 yılında rekor bir üretim ile şeker pancarı üretimimiz ilk defa 25 milyonu geçti. Türkiye İstatistik Kurumu Bitkisel Üretim 2. Tahminine göre 2024 yılında üretimin yüzde 8,9 oranında azalarak, 23 milyon ton olacağı tahmin ediliyor” diye konuştu. “Şeker pancarı üretimi yapan çiftçi sayısı azalıyor” Şeker pancarı üretimi yapan çiftçi sayısının yıllar itibarıyla önemli ölçüde azaldığını ifade eden Başkan Bayraktar, “Son 10 yılda pancar üreten çiftçi sayısı yüzde 19,8 oranında azalarak 99 bin 714’e düştü. Şeker tüketimimiz ise artıyor. 2021 yılında kişi başına şeker tüketimimiz 30,7 kilogram iken 2022 yılında 33,6 kilograma yükseldi. 1 yılda yüzde 9,4 artan kişi başı tüketimimizle şekerdeki yeterlilik oranımız düştü. 2022 yılında şeker yeterlilik oranımız 91,1 olarak gerçekleşti. 85 milyonu geçmiş genç, dinamik ve artış hızı yüksek bir nüfusa sahibiz. Ülkemizde 5 milyonu aşkın mülteci, sığınmacı ve yabancı yaşıyor. Yıllık 55 milyon turist ülkemizi ziyaret ediyor. Bütün bunlar şeker talebini önemli ölçüde artıran unsurlardır. Bu talebin karşılanması gerekiyor. Talebin karşılanması için de şeker pancarı üretiminin devam etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. “Şeker dışa bağımlı olunacak bir ürün değil, stratejik bir üründür” Şeker sektörünün şeker pancarı üreticileri ve şeker fabrikalarıyla birlikte bir bütün olduğuna işaret eden Başkan Bayraktar, “Fabrikalar teknoloji açısından güçlendirilmeli, verimli çalışması sağlanmalı, istihdam artırılmalı ve gerekli yatırımlar yapılmalıdır. Şeker sektörünün çiftçi, fabrika çalışanı ve tüketici ayağı bulunuyor. Oluşturduğu katma değer ve kamu yararı unsuru da göz ardı edilemez. Şeker üretim tüketim dengesine, artan nüfusa bakıldığında, hem şeker pancarı hem şeker üretiminin artırılması gerekiyor. Açıklanan şeker pancarı fiyatları üreticinin yeterli gelir elde etmesini sağlayacak düzeyde olması ve üretim motivasyonunun artırması fevkalade önemlidir. Tarımsal üretimin tüm kollarında üretimin devam etmesi elzemdir. Türkşeker’in açıkladığı şeker pancarı alım fiyatları yıllar itibarıyla artış gösterdi. 2023 yılında ton başına kota tamamlama primi dahil bin 855 lira olan şeker pancarı alım fiyatı 2024 yılında yüzde 28’lik artışla 2 bin 375 lira oldu. Açıklanan fiyat artmış olsa da yeterli değildir. Tarımsal girdilerdeki artışlar ve ödemekte zorlanılan borç yükü her geçen gün üretimi zorlaştırıyor. Fiyatların hasat başlamadan açıklanması gerekiyor. Bu sene de şeker alım kampanyası eylülün 4’ünde başlamış olmasına rağmen fiyat açıklaması 24 Eylül’de geldi. Fiyat açıklamasının gecikmesi üreticilerimizi endişelendiriyor. Birçok üründe maliyet seviyesinde fiyat açıklaması yapıldı. Fiyatların hasattan önce artan girdi fiyatları ve üretim maliyetleri göz önüne alınarak, üreticilerin geçimlerini sağlayacakları ve üretimlerini devam ettirebilecekleri seviyelerde açıklanması şarttır. Kırsalımız yaşlanıyor. Yaş ortalaması 58’e yükseldi ve gençlerimizi kırsalda tutamıyoruz. Çiftçilerimizin ödedikleri prim gün sayısında adalet sağlanmasını istiyoruz. Çiftçilerimiz diğer sigortalılar gibi prim gün sayısının 7200 güne indirilmesini bekliyor. Gençlerimiz primlerinin devlet tarafından ödenmesini talep ediyor. Bugün burada yapacağımız şeker pancarı hasadımızın tüm üreticilerimize hayırlı olmasını diliyor, emeklerinin karşılıklarını alacağı bereketli bir sezon diliyorum” ifadelerini kullandı. Açıklama sonrası Bayraktar pancar hasadı yaparak üreticilerle sohbet etti.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 15:50
Türkiye’de yılın ilk 10 ayında 58 il ihracatını artırdı
Ticaret Bakanlığı, yılın ilk 10 ayında 29 ilin 1 milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirdiğini, 58 ilde ise ihracatın arttığını bildirdi. Ticaret Bakanlığı, bu yılın ocak ve ekim ayları arasındaki döneme ilişkin ‘illere göre ihracat’ verilerini açıkladı. Bakanlık tarafından açıklanan verilere göre, İstanbul ekimde 5 milyar 81 milyon dolarla en fazla ihracat yapan il oldu. Kentin ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 6,9 azaldı. İstanbul’u 2 milyar 841 milyon dolar ve yüzde 15,9 artışla Kocaeli, 1 milyar 758 milyon dolar ve yüzde 15’lik azalışla İzmir takip etti. Ayrıca ocak-ekim döneminde 29 il 1 milyar doların üzerinde ihracat yaparken, 58 il ihracatını artırdı.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 15:18
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse etmesi ideal bir sistem”
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği sistem en ideal bir sistem. Bugün EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor” dedi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ Akademi tarafından Türkiye’deki emeklilik sisteminin sorun ve çözüm önerilerinin ele alındığı ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’nu düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Arslan, HAK-İŞ Akademi’nin sosyal güvenlik sistemiyle ilgili aylık bağlama sisteminin enflasyonlu dönemdeki durumu, emeklilik sistemi ve sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu sorunlar ve çözümleriyle ilgili bir çalışma gerçekleştirdiğini kaydetti. HAK-İŞ olarak sosyal güvenlik sistemiyle ilgili pek çok platformda birçok sorunu gündeme getirdiklerine dikkati çeken Arslan, “Sosyal güvenlik sistemimizin içinde bulunduğu şartları iyileştirme konusunda HAK-İŞ hep yapıcı bir rol üstlenmiştir. Hep sorunun sadece ortaya konması değil, çözümlerini de birlikte ortaya koymuştur” açıklamasında bulundu. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1999’da, 2008’de ve sonrasında yapılan bazı çalışmalarla bütün olumsuzluklara rağmen önemli başarılar da yakaladığını belirten Arslan, 2002 yılında yüzde 70’lerde olan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamının 89’lara ulaştığını dile getirdi. “Sosyal güvenlik sistemimize ciddi bir kaynak aktarmıyor” Arslan, gayri safi milli hasıladan emeklilerin aldığı payın 2009 yılında yüzde 7,6 olduğunu hatırlatarak, “2023’te 6,4’e düşüyor, 2024’te ise 6,8’e ağustos itibarıyla. Dolayısıyla aslında Türkiye’nin genel olarak milli geliri artmasına rağmen sosyal güvenlik harcamalarımızda 2023’te yüzde 6,4’a düşüyor, 2025’te 6,8. Bu şunu gösteriyor; maalesef sosyal güvenlik sistemimize diğer gelişmelere paralel olarak ciddi bir artış, ciddi bir kaynak aktarmıyor demektir” ifadelerini kullandı. “Aktüeryal dengemizi kayıt dışı istihdam bozuyor” Kamuoyunda sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini EYT’nin ve emekli maaşlarının bozduğu algısı olduğunu belirten Arslan, “Bu doğru değil. Aslında aktüeryal dengemizi iki tane temel konu bozuyor. Birincisi kayıt dışı istihdam. Hala Türkiye, OECD ülkelerinin iki katı -OECD ortalamaları yüzde 15 esas kabul edersek- yüzde 30 kayıt dışı istihdam sorunuyla karşı karşıya. Kayıt dışı istihdam demek prim almama demektir, vergi almama demektir. Dolayısıyla Türkiye’nin emeklilikle ilgili en temel sorunu emekli maaşları değil, en temel sorunu kayıt dışı istihdamdır” dedi. “Prim gelirlerinin tahsil edilmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor” Aktüeryal dengeyi bozan ikinci konunun ise prim gelirlerinin tahsil edilememesi olduğuna işaret eden Arslan, “Elimizde 2023 yılı verileri var. Toplam baktığınız zaman Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor. 600 milyarlık bir priminiz olsa bugünkü emekli maaşlarını yüzde 50 artırma şansınız var. Üstelik ciddi bir kayıt dışını da ortadan kaldırmayı da koyduğunuz zaman bu rakamlar 1,5 trilyonu bulan rakamlar oluyor. Dolayısıyla kayıt dışı istihdamı ortadan kaldırırsak veya asgariye indirirsek, prim alacaklarımızı tahsil edersek, aslında sosyal güvenlik kurumumuzun kamuoyunda algı oluşturmaya çalışılan ’kötüdür, batmıştır, yok olmuştur’ gibi algıları da değiştirmiş olacağız” diye konuştu. “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem” Arslan, emeklilik sistemindeki aktif-pasif dengesine ilişkin ise, “Dünyadaki primli sistemlerde aktif-pasif dengesinin 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir modelden bahsediyoruz. Fakat dünyanın hiçbir yerinde bu model 4’te bir değil. Olsa bu ideal bir şey. Evet, 4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem. Fakat bunu hiçbir zaman biz yakalayamadık. Bugün de sistemden önce yani bu EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif-pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor. EYT’den kaynaklı oldu. Dolayısıyla bizim 1,82 çalışanımız bir emekliyi finanse etmek zorunda. Bu da aslında çanların çaldığı ciddi bir sıkıntıyı işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu. “Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak sorunları çözüyoruz” Avrupa İstatistik Ofisi’nin verdiği rakamlara göre Avrupa Birliği ortalamasında aktüeryal dengenin 1,93 olduğunu belirten Arslan, neredeyse hiçbir demokratik ülkede 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir rakamın yakalanamadığını dile getirdi. Arslan, “Türkiye bununla övünmeli mi? Elbette değil. Ama bunu sadece EYT’nin üzerine yıkmak büyük bir haksızlık. Biz HAK-İŞ olarak eğer Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak, sendikal örgütlülük yüzde 15 değil de yüzde 50’lere ve daha yukarıya çıkarsa üç tane temel sorunu çözüyoruz” ifadelerini kullandı. Sendikalı örgütlülüğün önünün açılması halinde toplu sözleşme sisteminin genişletileceğini aktaran Arslan, gelir dağılım adaletsizliğini önlemek için önemli bir aşamayı kaydedeceklerini vurguladı. “Sistem enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan yapılmış” Arslan, 2025 yılında emekli olacaklara enflasyondan kaynaklı olarak daha az maaş bağlamasından ötürü yaşanan mağduriyete değinerek, “HAK-İŞ olarak bu sorunu köklü bir çözüm olarak görüyoruz. Bugün konjonktürel olarak önümüze gelen 2024 yılında emekli olan bir işçi, eğer 2025 yılında emekli olursa yüzde 35’e varan gelir kaybını, maaş kaybını tartışmaktan öteye büyük bir reformdan bahsediyoruz. Konjonktürel olarak bu sene bu sorunu çözmek gelecek yıl için başka sorunları gündemimize getiriyor. Sistem 2008 yılında reform gerçekleştirilirken maalesef enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan o günkü konjonktüre göre yapılmış bir hesaplama, bugün gelip duvara tost attı bizi” dedi. “Emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır” Emeklilik sisteminde köklü bir düzenleme yapılması gerektiğini kaydeden Arslan, şu ifadelere yer verdi: "Bizim düzenlememiz şu; sistemde kalan yani emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır. Bu eşyanın tabiatı da bu olması gerekiyor. Daha fazla prim ödeyip, daha az maaş almak; bu gerçekten doğru bir tutum değil. Bundan vazgeçilmeli. Hükümetimiz neden bundan vazgeçti? Niçin bu kritik sorunun çözümü konusunda beklemeye geçtiler bilemiyoruz. Henüz iki ayımız var. Kasım ve aralık ayı. Belki aralık ayının sonuna kadar bir düzenleme yapılabilir. Beklentimiz var. Eğer yapılmazsa bir taraftan erken emekliliği eleştirenler, EYT’yle sosyal güvenlik sistemimize yeni yük getirildi diyenler, emeklilerle ilgili sendikaları suçlayanlar, ki bizi de suçluyorlar EYT’yi savunduğumuz için, ülkeyi bir krize soktuğumuz için.” Arslan’ın konuşmasının ardından İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Sadettin Orhan, ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’na ilişkin sunum gerçekleştirdi. Orhan, kısa vadede 2024 sonrası aylık kayıplarının önlenmesi, orta vadede emekli aylığı hesaplama ve güncelleme sisteminin revize edilmesi, Sosyal Politika Koordinasyon Kurulu oluşturulması, uzun vadede ise Sosyal Güvenlik Şurası zemininde sosyal güvenlik sisteminin reforme edilmesi gerektiğini vurguladı.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 15:13
Eskişehir’in Ocak-Ekim ihracatı 3 milyar doları aştı
Eskişehir’in 2024 yılı Ocak-Ekim dönemi ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14,78 artarak 3,7 milyar dolara ulaştı. Sadece ekim ayında Eskişehir’den yapılan ihracat ise 421 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ülke genelinde Ocak-Ekim dönemi ihracatı yüzde 3,2 oranında artarak 216,4 milyar dolar oldu. İhracat, geçtiğimiz yıl yakaladığı ivmeyi bu yılın ilk 10 ayında da sürdürmüş ve en yüksek aylık ihracat değerine ulaşmış oldu. İhracatta finansmana erişim kolaylaştırılmalı İhracatta yaşanan başarının devamı için finansman destek beklediklerini belirten Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, “Küresel ekonomide, emtia ve enerji fiyatlarında yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye ihracatı büyümeye devam etmekte. Ekonominin tüm aktörlerinin bu zorlu dönemde sorumluluk alması oldukça önemli. Özellikle finans sektörünün elini taşın altına sokması, kaynakların mutlaka imalat sektörüne yönlendirilmesi gerekmekte. Bankaların daha çok sorumluluk almalarını, özellikle Eximbank kredilerinde genişleme ve cazip şartlar sağlanmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu. Ekonomik istikrar için dış ticaret açığı kapanmalı Açıklanan ihracat rakamlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Kesikbaş, "İhracat konusunda özellikle sanayicilerimizin gayretleriyle önemli rakamlara ulaşıyor ve rekorlar kırmaya devam ediyoruz. Bununla birlikte, dış ticaret açığında yaşanan düşüşü de makroekonomik istikrar ve ekonomik büyümeye olan pozitif katkısı açısından değerli buluyoruz. Küresel ekonomideki durgunluğa rağmen dış ticaret açığında yakalanan düşüş ivmesinin önümüzdeki süreçte Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleriyle birlikte hızlanarak devam etmesini beklemekteyiz” dedi.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 14:35
Turkcell’den tedarikçi ekosisteminde ‘yerlilik’ hedefi
Yerli ve yenilikçi teknolojileri desteklemek amacıyla Turkcell tarafından düzenlenen Tedarikçi Zirvesi 2024, İstanbul’da gerçekleşti. Zirvede altyapı, yazılım ve teknoloji ürünlerinde ekosistemi geliştirme hedefi öne çıkarken, başarılı tedarikçiler ödüllendirildi. Turkcell, yerli ve yenilikçi teknolojileri destekleyerek, ekosistemde güçlü bir iş birliği oluşturmak amacıyla her yıl düzenlediği Tedarikçi Zirvesi’ni gerçekleştirdi. 170 tedarikçi firmanın katılımıyla İstanbul’da düzenlenen zirvede, Turkcell’in vizyon ve stratejileri iş ortaklarına aktarılırken, “Tedarikçi Eksenli İnovasyon ve Yerlilik Programları” kapsamında başarılı firmalara da ödülleri verildi. "Yerliliği artırmayı önemsiyoruz" Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç zirvede yaptığı konuşmada yerli teknolojilerin geliştirilmesinde ve altyapı projelerinde yerlilik oranının artırılmasını vurguladı. Koç, "Bu zirvedeki temel motivasyonumuz, yenilikçi ve verimli projelerin geliştirilmesi için uygun ekosistemin oluşmasına katkıda bulunmak. Bunun yanı sıra yerli tedarikçilerimizin Turkcell’e rekabet avantajı sağlayacak teknolojiler geliştirmesinin de önünü açmak. Altyapı çalışmalarında ve yeni geliştirilen ürünlerde yerlilik oranını artırmayı da çok önemsiyoruz. Her yıl düzenlediğimiz Tedarikçi Zirvesi, teknoloji ekosisteminde kilit bir rol oynayan KOBİ ve start-up’lara destek sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda Turkcell’in vizyon ve stratejilerini aktarmak için önemli bir fırsat sunuyor" dedi. “Tedarikçi ekosistemimizle ortak hedeflere ulaşıyoruz” Turkcell İnsan ve İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Erkan Durdu, “Turkcell olarak, 2 binin üzerinde tedarikçiye sahip bir ekosistemi yönetiyoruz. Tedarikçi ekosistemimizle ortak hedeflere ulaşmak, sürdürülebilir büyüme için güçlü bir temel oluşturuyor” dedi. Durdu, zirvenin iş dünyası trendlerini şekillendirecek teknolojileri tedarikçilerle birlikte keşfetmek ve rekabet avantajı sağlayacak yenilikçi çözümleri hayata geçirmek adına uygun bir zemin oluşturduğunu belirtti.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 14:19
Hal esnafını şafak vaktinde dinlendi
DENİZLİ(İHA) – Denizli Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB), Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Ticaret İl Müdürlüğü yetkileri, Denizli Toptancı Yaş Sebze ve Meyve Halinde esnaf ve çalışanları yerinde dinledi. Esnaflar, fiyat ve rekabet konusunda yaşadıkları zorlukları dile getirirken, yetkililer hal sonrası denetim ve rekabet standartlarının sağlanması için yeni adımlar atılacağı açıkladı. Denizli Toptancı Yaş Sebze ve Meyve Hali, önemli bir ziyarete ev sahipliği yaptı. Denizli Ticaret İl Müdürü Cahit Özdemir, Tarım İl Müdürü Şakir Çınar ve Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Mehmet Ali Erbeği, Denizli Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği (DEMESKOM) Başkanı Halil Öztürk ile birlikte hal esnafıyla buluşarak yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ziyaret esnasında hal esnafının talep ve önerileri dinlenirken, sektörde yaşanan güncel gelişmeler de değerlendirildi. Hal esnafı haksız rekabetin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Denizli İl Tarım Orman Müdürü Şakir Çınar, meyve sebze haline gelen pazarcı esnafının portakal ve mandalina alırken kaç TL olduğunu ve satış fiyatını sordu. Pazarcı 40 TL’ye aldığını 50 TL’ye ise vatandaşa satacağını belirtti. “Alım, satım yapıyoruz ki yemek için çalışıyoruz” Yerli tropikal meyvelerin fiyatı ve satışı hakkında esnaftan bilgi alan İl Tarım Orman Müdürü Çınar ve Ticaret İl Müdürü Özdemir, ejder meyvesinin halden kilogramı 150 TL’den satışa çıkarıldığını pazarda ise boyutlarına göre ayrıldıktan sonra tane bazında 70 TL’den başladığını öğrendi. Müdür Çınar ve Özdemir ile sohbet eden Sarayköy’lü Meryem İkizmen, “Halciler gibi bende sabah erkenden geliyorum. Alım, satım yapıyoruz ki yemek için çalışıyoruz. Şu ana kadar her an gibi bir sıkıntı yaşamadık. 2010 Yılından bu yana pazarcılık yapıyoruz” dedi. Halde çalışan Tülay Ural, “Sabah buraya saat 5’de geldik. Soğanların çürüklerini alıyoruz ızgarada temizliyoruz. Daha sonrasında bu soğanları kasaya yerleştiriyoruz” diye konuştu. “Halde bir borsa gibi günlük bir fiyat oluşur” Hal içerisinde bulunun meyve ve sebzelerin kalitelerine göre ayrıldığını ve buna göre fiyatların oluşturulduğunu belirten hal esnaflarından Hakan Emen, “Sarımsaklar Kastamonu’dan geliyor. Bunların fiyatı kilogram olarak 200 ile 250 TL arasında boyutlarına göre değişim gösteriyor. Pazarda ise bunlar 300 ile 400 TL arasında boyutlarına ve kalitesine göre değişkenlik gösteriyor” şeklinde belirtti. Meyve satışı gerçekleştiren esnaf Ali Ege, “Burada halde bir borsa gibi günlük bir fiyat oluşur. Fakat iyi ürünler örneğin mandalina gibi bir ürün 40-45 TL arasında satılır. Kalitesine göre fiyatlar değişkenlik gösteriyor. Ürünler küçük yada kalın kabuklu olursa o zaman 10 TL’ye kadar düşüyor. Burada mandalina satışımız 40 TL ama pazarcının buradan gelip aldığı miktara da bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Kaliteli mandalina pazarda ise 50-60 TL arasında satışa sunuluyor” dedi. “Hal esnafını çok memnun etti” Denizli Toptancı Yaş Sebze ve Meyve Hali içerisinde esnaflar ile görüşmelerin ardından açıklama yapan Denizli Meyve ve Sebze Komisyoncuları Derneği (DEMESKOM) Başkanı Halil Öztürk, “Denizli halinde çalışma saatleri gece saat 2’de 3’te başlayan bir işyeridir. Ticareti yerinde görmeleri biz hal esnafını çok memnun etti ve dolayısıyla kendilerine çok teşekkür ederiz” şeklinde ifade etti. “Dertlerini ve sorunlarını not almaya geldik” Tarım alanında çok daha iyi planların oluşturulduğunu bahseden Tarım İl Müdürü Şakir Çınar, “Çiftlikten sofralara kadar süren gıdaların serüvenin de çiftçinin alın terinin katma değerli hale geldiği, değer kazandığı para çevrildiği yerdeyiz. Görevimiz nedeniyle üretim alanlarının tümünde çalışıyoruz. Üreticimize destekler veriyoruz, çalışmaları kontrol altına alıyoruz. Ama bugünde esnaflarımızı dolaştık. Onların dertlerini dinledik. 2025 Yılından itibaren başlayan 3 yıllık destekleme modelimizi üretim planlamamızı bahsettik. Dünya ticaretinde tarımsal hasılata baktığımızda 4.4 Trilyon dolarlık bir alana sahibiz. Biz ülkemizden daha büyük coğrafyalar varken bu coğrafyalardan biz dünya üzerinde ilk 10’un içerisindeyiz. Avrupa’da ki tarımsal liderliğimizi biliyoruz. Tarımda mahiriz, becerikliyiz. Tarım Bakanlığı olarak dersimize iyi çalışıyoruz. Bu ürünlerin hale kadar gelme sürecinde bizler, halden sonraki kısmına ise ticaret boyutuna ise Ticaret Bakanlığımız görev almaktadır. Bugün iki il müdürü olarak sizlerin dertlerini ve sorunlarını, yaşayacağı problemleri not almaya geldik” dedi. Denizli Ticaret İl Müdürü Cahit Özdemir de “Halden sonraki işin denetimi, kontrolü, standartların sağlanması, mevzuata uyumun yeterli ve yerinde yapılması amacıyla bizimde bir takım hedeflerimiz var. Hem hal esnaflarımızla hem de başkanımızla birlikte ortak hareket ediyoruz. Bizler için önemli bir görüşme oldu. Esnaflarımızın sorunlarını dinledik. Standartların sağlanmasına, üreticimizin haklarının korunmasına yönelik serbest rekabetin, doğru rekabete nasıl daha iyi yürütüleceğine dair bir takım notlar aldık. Bundan sonraki çalışmalarımızı hep birlikte yürüteceğiz” diye konuştu. Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Mehmet Ali Erbeği ise “Temelden, üretimden gelen hale giren ve pazara, markete giden hep beraber ortak noktalarımız var. Biz burada DEMESKOM Başkanı Halil Öztürk nezdinde buluştuk. Esnaflarımızla bir bir konuştuk. Bundan sonraki aşamada esnaflarımıza ceza kesmektense eğitmek daha güzel olacak. Bir birimizi üzmeden Denizli’mizi Türkiye’ye örnek göstereceğiz” dedi.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:30
ETSO’dan yatırımcılara yönelik kamu destek ve teşvik eğitim programı
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası, mevcut yatırımcılar ile yeni yatırım yapacak müteşebbislere yönelik ihracat süreçleri ve devlet destekleri konusunda bir eğitim programı düzenliyor. Ticaret Bakanlığı ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası İşbirliği ile düzenlenecek programda, Bakanlık yetkilileri tarafından yatımcılara sağlanan destekler konusunda detaylı bilgiler verilecek. Eğitim programında şu konular hakkında bilgiler verilecek, ‘’Mal ihracatına yönelik sağlanan devlet destekleri, KOBİ ve kümeleme destekleri, fuar destekleri, markalaşma ve tasarım destekleri, e-ihracat destekleri / kolay ihracat platformu, hizmet ihracatına yönelik sağlanan devlet destekleri, yeşil mutabakata uyum projesi destekleri ‘responsible’ programı, Ticaret Bakanlığı destek yönetim sistemi.’’ Elazığ’ın ekonomik alanda gelişmesi, yeni yatırım alanları, ihracat ve Ticaret Bakanlığa başta olmak üzere diğer kamu kurumlarının verdiği desteklerden, mevcut ve yeni yatırımcıları bilgilendirmek amacıyla Ticaret Bakanlığı ve Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği ile düzenleyecekleri eğitim programının yatırımcılar açısından önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Elazığ TSO Başkanı Alan, ‘’Elazığ, üretim ve ihracatı ile son yıllarda önemli bir atılım yaşayan şehir konumunu her yıl daha da pekiştiriyor ve daha ötelere taşıyor. Birinci OSB’den sonra ikinci OSB’miz olan TEKNOVA’da parsellerimizin kısa bir süre içerisinde yoğun bir talep görmesi ve üretime başlaması da gösteriyor ki ilimiz üretim ve ihracat yolunda istikrarlı bir büyüme yaşıyor. Mevcut iş insanlarımızın yatırımlarını daha da genişletmeleri, yeni ve genç girişimcilerimizin de Ticaret Bakanlığı ve diğer devlet kurumlarımız tarafından sağlanan teşvikler konusunda düzenleyeceğimiz eğitim programına tüm yatırımcılarımız davetlidir’’ dedi. 7 Kasım 2024 Perşembe günü Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda saat 09.00’da başlayacak eğitim programına katılım sağlayanlara Bakanlık onaylı katılım sertifikası verilecek.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:08
İlhan: “Şartlar ne olursa olsun üreteceğiz”
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, Fırat Kalkınma Ajansı ve Ticaret Bakanlığı ortaklığında “Ticaret Bakanlığı İhracat Süreçleri ve Devlet Destekleri Eğitim Programı" düzenlendi. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen Ticaret Bakanlığı İhracat Süreçleri ve Devlet Destekleri Eğitim Programında konuşan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Basri İlhan, “İş dünyası olarak üretim ve ihracatın ülke ekonomisi için ne anlama geldiğini biliyoruz, sorumluluğumuzun farkındayız. Şartlar ne olursa olsun, üretmeye devam edeceğiz” dedi. Eğitim programının açılış konuşmasını yapan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Basri İlhan, “Ülke ve bölge ekonomisinin gelişmesine, ihracat yönüyle döviz girdisi sağlanmasına ve sanayileşmeye sağladığı katkılarla Malatya’mız, bölgemizin çekim merkezi konumundadır. Şehrimizin sahip olduğu bu stratejik konumun farkındayız. Bu nedenle, hedefimiz ihracatçı üyelerimizin sayılarının artması. Üyelerimizin yeni pazarlar bulmaları, ihracat kapasiteleriniz artırmaları ve ihracat yapmayan üyelerimizin de ihracata yönelmelerini önemsiyoruz. Bu kapsamda Odamızda kurduğumuz Dış Ticaret Birimi aktif bir şekilde çalışıyor. Gerek odamızda düzenlediğimiz ihracat eğitimleri, gerekse URGE projeleri ile şehrimizin ihracatı her geçen yıl artıyor. Deprem öncesinde yıllık 455 Milyon dolar olan ihracatımız, depremin etkisiyle 2023’te yüzde 13 düşüşle 392 milyon dolar olarak gerçekleşti. Ancak, ihracatımızın yeniden ivme kazandığını söyleyebilirim. Hemen rakamlarla ifade etmek isterim. 2024’ün ilk 10 ayında geçtiğimiz yıla göre yüzde 9,6 artışla 347 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik” şeklinde konuştu. “İş dünyası olarak üretim ve ihracatın ülke ekonomisi için ne anlama geldiğini biliyoruz, sorumluluğumuzun farkındayız” diyen İlhan, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Şartlar ne olursa olsun, üretmeye devam edeceğiz. Şehrimizin ana ihracat kalemi kuru kayısı olsa da farklı sektörlerde ihracat yapan firmalarımız da var. Küresel ihracatın daraldığı bu dönemde inovatif ve yüksek katma değerli ürünleri ihracat kalemlerimize katmamız kaçınılmaz. Yükte hafif, pahada ağır ürünlerin ihracatını gerçekleştirecek firmaların sayılarını arttırmamız gerekiyor. Sanayiciler olarak en zayıf olduğumuz alanın, yenilikçi buluş, inovasyon kapasitesi ve AR-GE kültürü olduğunun farkındayız. Bugünkü eğitimlerin bu anlamda şehrimiz ihracat kültürüne önemli bir katkı sunacağına gönülden inanıyoruz. Sanayimiz için önemli bir konu olan Yeşil Mutabakat konusuna da değinmeden geçmek istemiyorum. Zaman daralıyor. 2026 yılında tamamen uygulanmaya başlanacak olan Yeşil Mutabakat ve Sınırda Karbon Düzenlemesi, özellikle AB ülkelerine ihracat yapan firmalarımızı yakından ilgilendiriyor. Bugünkü eğitimler arasında Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği konusu da var. Sanayicilerimizin bu eğitimi kaçırmamalarını diliyorum.” Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Mükerrem Aksoy ve Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mehmet Şirin Budancamanak da birer konuşma yaptı. Konuşmalarda eğitimin faaliyetlerinin önemine vurgu yapıldı. Konuşmaların ardından Ticaret Bakanlığı Uzmanları tarafından TSO üyelerine sunum gerçekleştirildi.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 13:02
Halk pazarında fiyatlar yükseldi
Zonguldak’ta halk pazarında fiyatların yüksek olması nedeniyle ilgi düştü. Zonguldak’ta halk pazarında fiyatların yüksek olması alım gücünü düşürdü. Zonguldak’ta her hafta Çarşamba ve Cumartesi günleri Soğuksu semtine kurulan halk pazarında yoğunluk yaşandı. Vatandaşların ilgi gösterdiği pazarda fiyatların yüksek olması alım gücünü düşürdü. Tezgahlarda, domates 70 lira, salatalık 60 lira, marul 30 lira, patates 15 lira, soğan 15 lira, patlıcan 20 lira, limon 50 lira, karnıbahar 70 lira, fasülye 60 lira, kabuska 50 liradan alıcı buldu.
06 Kasım 2024 Çarşamba - 12:57
Göynük kapalı pazar yerine kavuşuyor
Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu’nun “Her mahalleye bir kapalı pazar yeri” projesi kapsamında Göynük Mahallesi’ndeki kapalı pazar yeri Cuma günü açılıyor. Çalışmaları tamamlanan pazar yerinde tezgah açacak olan esnaf, yarın kura çekimlerini yapacak ve Cuma günü saat 11.00’de açılış töreni gerçekleştirilecek. Kemer Belediye Başkanı Necati Topaloğlu yaptığı açıklamada, “Seçimlerden önce verdiğimiz sözleri yerine getirmeye devam ediyoruz. Daha önce Kuzdere, Arslanbucak ve Çamyuva kapalı pazar yerlerimizi vatandaşlarımızın kullanımına kazandırmıştık. Göynük mahallemizde de pazar yerimizin çalışmalarını tamamladık ve Cuma günü açılışını gerçekleştireceğiz. Artık pazar esnafımız yağmur, soğuk ve sıcaktan daha korunaklı olan yeni yerlerinde tezgahlarını açabilecek. Kemer’imize hayırlı olsun” dedi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder