Yerel Haberler
Çankırı
Dr. Sarıkaya: “Glisemik indeksi düşük besinler daha uzun süre tok tutuyor” 17 Ocak 2025 Cuma - 12:02:27 Glisemik indeks ile ilgili bilgiler veren Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken, bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmakta olduklarını söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, glisemik indeks ile ilgili önemli bilgiler verdi. Glisemik indeksi düşük besinlerin, bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağladığını belirten Dr. Sarıkaya, bu oranın yüksek olduğu besinlerin ise kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte, bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişinin besin almasına rağmen hızla acıkacağını söyledi. Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin pankreas dengesini bozacağını kaydeden Dr. Sarıkaya, diyabet, hipertansiyon ve damar sertliğine de yol açabileceğini söyledi. “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinlerde ise hızla acıkmaktadır” Glisemik indeksinin yüksek olduğu besinlerin kandaki insülin miktarının hızla yükselteceğine değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi düşük besinler bireylerin daha uzun süre tok kalmalarını sağlarken bu oranın yüksek olduğu besinler kandaki insülin miktarını hızla yükseltmekte ve bunun sonucunda da kan şekerinin hızla düşmesine neden olmakta ve kişi besin almış olmasına rağmen hızla acıkmaktadır. Bu, bir yandan ani yükselen kan şekerinin vücutta depolanmasının beraberinde getirdiği yağlanma yani kilo almaya, bir yandan da durumu dengelemek isteyen pankreasın aşırı ve dengesiz çalışmayla insülin üretmesine ve sonuçta kan şekerindeki bu ani değişikliklerin yıllar içinde genetik yatkınlığı olan kişilerde diyabetin ortaya çıkmasına, hipertansiyona, damar sertliğine yol açmaktadır. Gıdaların glisemik indeksi, gıdaların yapısında bulunan maddelere ve miktarlarına bağlı olarak, besinlerin depolanma süresine bağlı olarak, gıdanın pişirilme süresine ve pişirilme yöntemine göre, yiyeceklerin hazırlanma aşamalarında görmüş olduğu işlemlere göre, gıdanın birlikte tüketildiği diğer gıda ve içeceklere göre, gıdanın tüketildiği sıcaklığına göre, besin maddesinin tüketilme hızına bağlı olarak, yiyeceklerin tazeliğine ve olgunluğuna bağlı olarak, gıdaların yetiştirildiği toprak ve iklim özelliklerine göre ve besinlerin bağırsaklarda sindirilme süresine bağlı olarak değişkenlik gösterir” dedi. Glisemik indeksinin yüksek ve düşük olduğu besinlere değinen Dr. Sarıkaya, “Glisemik indeksi yüksek besinler; beyaz ekmek, glikoz, haşlanmış patates, karpuz, kavun, mayasız buğday ekmeği, mısır gevreği, patates kızartması, patates püresi, haşlanmış pirinç, pirinç cipsi, pirinç krakeri, pirinç lapası, pişmiş havuç ve şekerli mısır. Glisemik indeksi düşük besinler ise fındık, badem, ceviz, baklagiller, kepekli pirinç, meyve, sebze, tam buğday ekmeği ve yoğurttur” diye konuştu.
15 Ocak 2025 Çarşamba - 14:21 Rektör Çiftçi: "ÇAKÜ Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" Son dönemde uluslararası alanda yaptığı projelerle dikkat çeken Çankırı Karatekin Üniversitesi, farklı ülkelerle yaptığı iş birlikleri ile akademik alanda önemli başarılara imza atıyor. Üniversitenin önemli bir tecrübeye sahip olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, "Üniversitemiz sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır" dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin (ÇAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, son dönemde üniversitenin ön plana çıktığı uluslararasılaşma çalışmaları ile ilgili bilgi verdi. Rektör Çiftçi, Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliğinin insan odaklı ve dönüşüme açık olması olduğunu belirtti. 2021 yılında göreve başladıklarında akredite edilmiş hiçbir programın olmadığına değinen Çiftçi, 12 programın akredite edildiğini söyledi. ÇAKÜ’nün uluslararasılaşma noktasında ciddi bir potansiyelinin olduğunu kaydeden Çiftçi, sadece Afrika’da değil, Suriye’nin yapılanması noktasında akademik destek sağlayabileceklerini ifade etti. “12 programımız akredite edilmiş oldu” Akredite oranlarının daha da yükseleceğini söyleyen Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin en önemli özelliği, insan odaklılığının yanında, dönüşüme en açık olan üniversitelerden birisi. Akreditasyon süreçleri ile ilgili yükseköğretim kurumlarında bir hareketlenme başladı. Göreve geldiğimiz 2021 yılında akredite edilmiş programımız yokken, bugün 12 programımız akredite edilmiş oldu. 7 programımız ön lisans düzeyinde. Onların da belgelerini aldık. 5 programımız ise lisans düzeyinde, onlarında belgelerini inşallah değerlendirmeler tamamlanınca yakın bir süreçte alacağız. Biz ortaya ciddi hedefler koyuyoruz. Üniversitemizin odağına baktığımızda, sağlık alanındaki öğrenci sayımız ve çeşitliliği oldukça fazla. Bu yüzden sağlık alanında da bir cazibe merkezi olması için önümüzdeki yıl tüm sağlık ile ilgili programlarımızı akredite etmek istiyoruz. Akreditasyon, eğitimin niteliğini ve kalitesinin en önemli özelliği. Bu vesile ile eğitimimizin niteliği noktasında kendimizi ifade etmek istersek, akreditasyon belgelerini mümkün olduğu kadar bölümlere yaymak zorundayız. Özellikle birçok kurumsallaşmış ve eskiye dayalı üniversitelere baktığımızda, akreditasyon yüzdeleri yüzde 10 civarında. Şu anki süreçte bile bizim akreditasyon oranımız yüzde 15’lerde. Tabii bu oranları ilerleyen süreçlerde yüzde 40’lara kadar çıkartmak istiyoruz. Bizim avantajımız ise üniversiteye nitelikli öğrenci gelecek. Ayrıca, öğrenciler burada belge sahibi olunca Avrupa’nın birçok yerinde geçerliliği olacak” dedi. “Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacağız” İhtiyaç halinde çeşitli ülkelerin akademik anlamda yanlarında olabileceklerini belirten Çiftçi, “Ayrıca üniversitemiz, birçok hedeflerini gerçekleştirmenin mutluluğunu da yaşamakta. Özellikle, üniversitemizde fiziki altyapılar noktasında ciddi yatırımlar var. Birçok yatırımın bir sonraki dönemlere ertelendiği süreçte, bizim üniversitemizde sanki yeni bir üniversite açılıyormuşçasına inşaatlarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. Üniversiteler toplumla buluşmalı, toplum ile iç içe olmalıdır. Bu yüzden üniversitemizi insanlara yakın bir duruma da getirmek istiyoruz. Başta Sudan olmak üzere Cibuti, Etiyopya, Somali gibi bize ihtiyaç duyulan her ülkenin yükseköğretim kurumları olarak yanlarında olmak zorundayız. Dolayısıyla bu alanda tecrübesi olan Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin de bu işi seve seve yapacağını da ifade etmek isterim. ÇAKÜ sadece Afrika ülkeleri değil, Orta Doğu’da, Suriye’nin yeniden yapılanması noktasında, bir yükseköğretim seferberliği içerisinde de olacaktır. Uluslararasılaşma noktasında da üniversitemizin ciddi bir potansiyeli var. Uluslararasılaşmanın sadece gelen öğrenciler ve akademisyenler için değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde etkinlikler ve kongreler düzeyinde de olması için çaba sarf ediyoruz” diye konuştu.
14 Ocak 2025 Salı - 09:41 Bakır bazlı hidrazon bileşiği ile meme kanserine karşı yeni umut Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerin bir araya geldiği ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezleyerek meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceğini ortaya koydu. Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi akademisyenlerden oluşan bir ekip, bakır bazlı yeni bir hidrazon bileşiği sentezledi. Araştırma sonucunda, bu bileşiğin meme kanseri tedavisinde potansiyel bir ilaç olarak kullanılabileceği tespit edildi. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmada, meme kanserine yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınan insan hücreleri test edildi. Yapılan testte, hücrenin büyümesinin engellenmesi gözlemlendi. Sentezledikleri bakır bazlı bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olabileceğini belirten Çankırı Karatekin Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, hem meme kanserine umut, hem de yerli ilaç portföyünün genişletilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önemini vurguladı. “Bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz” Bakırın çinko ve demirden sonra gelen önemli bir element olduğunu kaydeden Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Çankırı Karatekin Üniversitesi ve Ahi Evran Üniversitesi’nden kimyager, biyolog ve fizikçi arkadaşlarımızla bir ekip oluşturduk. Uzun zamandır bu konular üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Hidrazon ve metal kompleklerinin antibakteriyel ve antikanser çalışmaları üzerinde önemli bir yeri olduğunu biliyoruz. Biz de bu sebeple hidrazon bileşiğini içeren bakır bazlı yeni bir bileşik sentezledik. Bu sentezimiz ile Dünya Sağlık Örgütü’nün insan sağlığını ciddi anlamda tehdit eden ve birden fazla antibiyotiğe direnç gösteren bakteri türlerine etkisini inceledik. Ardından ise antikanser çalışmalarına odaklandık. Aslında bakır, insan vücudunda çinko ve demirden sonra gelen üçüncü önemli bir element. Bakır komplekslerinin yan etkileri oldukça düşük ve hücresel direnç gösterme riski az. Bu yüzden bakır komplekslerinin meme kanseri tedavisinde önemli bir yer aldığını düşünüyoruz. Biz de bakır komplekslerini içeren bir birleşik sentezleyerek aslında yeni bir ilaç ve meme kanserini tedavi edici bir potansiyel oluşturacağını düşünüyoruz. Yaptığımız bileşiği, insan hücresi olan MDA-MB-231 meme kanseri hücre hattı üzerinde test ettik. Bu, geç evrede ortaya çıkan güçlü, negatif ve agresif kanser hücresi. Çalışmalarımızda bu birleşiklerimizin sitotoksisite sonuçları kontrol grubuna kıyasla bileşiğin kanser hücrelerindeki büyümeyi, düşük dozlarda bile durdurduğunu ortaya koyuyor” dedi. “Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var” Yapılan testler sonucunda hücrenin büyümesinin engellendiği görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çiğdem Yüksektepe Ataol, “Aslında yaptığımız bileşiğin potansiyel bir yerli ilaç olması yönünde yenilikçi bir alternatif oluşturduğunu düşünüyoruz. Meme kanserinin tedavi yöntemleri var. Ama tabii ki gerekli testlerin yapılması lazım. Bizim yaptığımız bu çalışma sadece laboratuvar ortamında. Ama insan hücresi üzerinde, kansere yakalanmış 50 yaşındaki bir kadından alınmış olan kanser hücresi üzerinde çalışmalar yaptık. Biz sadece laboratuvar ortamındaki etkisini gördük. Daha fazla denemelere ihtiyacımız var. Daha fazla denemeler yapıldıktan sonraki amacımız, patentli üretim aşamasına taşımak. Bu yüzden ekibimiz ile bir TÜBİTAK projesi içerisindeyiz. TÜBİTAK’ın öncelikli alanları arasında yer alıyor, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma amaçlarına katkı sağlıyor. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir. Bu çalışmanın ülke ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Yerli ilacın üretimi ile Türkiye ilaç portföyüne yüksek katma değerli ürünlerin dahil edilmesi gerekiyor. Böyle ürünlerin dahil edilmesi ile beraber yerli ilaç üretimi teşvik edilecek ve maliyette düşecek. Bizim test sonuçlarımızda hücrenin büyümesini engellemesine dair sonuçlarımız var. Tabii ki klinik sonuçlarda da yan etkileri ve detayına bakılması gerekir” diye konuştu.
İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir"
10 Mayıs 2024 Cuma - 10:48 İl Sağlık Müdürü Dr. Sarıkaya: "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" Dünya İnme Farkındalık Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, "Kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir" dedi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, ’Dünya İnme Farkındalık Günü’ çerçevesinde açıklamalarda bulundu. İnmenin çok hızlı tedavi gerektiren bir durum olduğunu belirten Dr. Sarıkaya, inme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmek olduğunu ve kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demek olduğunu söyledi. İnmenin çok hızlı tedavi gerektirdiği kaydeden Dr. Sarıkaya, "İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir durumdur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir. İnme sonrasında doktor tarafından talep edilen ileri tetkikler de yaptırılmalıdır. Bu tetkikler, inmenin nedeninin belirlenmesi ve doğru tedavinin planlanması adına gereklidir. İnmeye neden olan risk faktörlerinin bilinmesi, doktorun tavsiyelerine uyulması ve sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve sürdürülmesi çok önemlidir. Bu hususta, yüksek tansiyon hastalarının tansiyonunun kontrol altına alınması, beslenmedeki doymuş yağ miktarı ve kolesterolün azaltılması, sigara kullanımı varsa bırakılması, diyabet yönetimi diyet ve egzersiz ile fazla kiloların verilmesi önemlidir. Bunun yanında meyve sebzeler açısından zengin bir beslenme de bu dönemde alınabilecek önlemler arasındadır. Hareketsiz bir yaşam yerine düzenli bir egzersiz rutini, birçok yönden felç riskini azaltır.Yapılan egzersizle kan basıncı düşürülebilir, kan damarları ve kalp sağlığı iyileştirilebilir. Sağlıklı beslenerek, kilo kontrolü sağlayarak fiziksel aktivite yaparak inme riskinizi azaltın" ifadelerini kullandı.
Üniversite öğrencileri sınav stresini kurdukları futbol takımıyla atıyor
09 Mayıs 2024 Perşembe - 09:33 Üniversite öğrencileri sınav stresini kurdukları futbol takımıyla atıyor Çankırı’da eğitim gören üniversite öğrencileri, yaklaşan sınavların stresini kurdukları futbol takımı sayesinde atıyor. Çankırı’da Hukuk Fakültesinde eğitim gören geleceğin avukatları, yaklaşan sınavların stresini atmak için futbol takımı kurdu. Öğrenciler kurdukları takımla halı saha maçları yaparak sınav stresini atma fırsatı buluyor. Öğrenciler, kurdukları takımla sosyal ilişkilerini de geliştiriyor. Kurdukları takım sayesinde motivasyonlarının arttığını belirten öğrenciler, sınavlara daha rahat hazırlanabildiklerini kaydetti. “Sınav stresini kurduğumuz halı saha takımı ile hafifletiyoruz” Turnuvanın hakemliğini yapan Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet İçöz, “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 günlük kısa bir zaman kaldı. Haliyle öğrencilerin sınavlara çalışma stresini atmasını gerekiyor. Burada 30 yaşında da 18 yaşında da arkadaşlarımız var. Kimisi final sınavlarına kimisi de mesleğe giriş sınavlarına hazırlanıyor ve çok yüksek seviyede sınav stresimiz oluyor. Biz de bu sınav stresini kurduğumuz takımı ile hafifletiyoruz. Ben de bu turnuvada hakemlik yapıyorum. Burada bir dayanışma içerisinde sınav stresini yenebileceğimiz bir ortam oluşturduk ve bu ortam gayet başarılı ilerliyor” dedi. “Stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor” Kurulan takımda oynayan Hukuk Fakültesi öğrencisi Ömer Efe “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 gün kaldı. Sayılı günler kala sınav stresimizi bir nebze azaltmak için burada bir sporsal faaliyet gerçekleştiriyoruz. Geçen sene de aynı şekilde etkinlikler yapmıştık. Bu şekilde sosyal etkinliklerde bulunmanın öğrencilik açısından da bize çok faydası oluyor. Öğrenci arkadaşlarımızla stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor. İnşallah bu tür etkinlikleri sürekli devam ettiririz” dedi. Bedirhan Göksu
Üniversite öğrencileri sınav stresini kurdukları futbol takımıyla atıyor
09 Mayıs 2024 Perşembe - 09:30 Üniversite öğrencileri sınav stresini kurdukları futbol takımıyla atıyor Çankırı’da eğitim gören üniversite öğrencileri, yaklaşan sınavların stresini kurdukları futbol takımı sayesinde atıyor. Çankırı’da Hukuk Fakültesinde eğitim gören geleceğin avukatları, yaklaşan sınavların stresini atmak için futbol takımı kurdu. Öğrenciler kurdukları takımla halı saha maçları yaparak sınav stresini atma fırsatı buluyor. Öğrenciler, kurdukları takımla sosyal ilişkilerini de geliştiriyor. Kurdukları takım sayesinde motivasyonlarının arttığını belirten öğrenciler, sınavlara daha rahat hazırlanabildiklerini kaydetti. “Sınav stresini kurduğumuz halı saha takımı ile hafifletiyoruz” Turnuvanın hakemliğini yapan Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet İçöz, “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 günlük kısa bir zaman kaldı. Haliyle öğrencilerin sınavlara çalışma stresini atmasını gerekiyor. Burada 30 yaşında da 18 yaşında da arkadaşlarımız var. Kimisi final sınavlarına kimisi de mesleğe giriş sınavlarına hazırlanıyor ve çok yüksek seviyede sınav stresimiz oluyor. Biz de bu sınav stresini kurduğumuz takımı ile hafifletiyoruz. Ben de bu turnuvada hakemlik yapıyorum. Burada bir dayanışma içerisinde sınav stresini yenebileceğimiz bir ortam oluşturduk ve bu ortam gayet başarılı ilerliyor” dedi. “Stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor” Kurulan takımda oynayan Hukuk Fakültesi öğrencisi Ömer Efe “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 gün kaldı. Sayılı günler kala sınav stresimizi bir nebze azaltmak için burada bir sporsal faaliyet gerçekleştiriyoruz. Geçen sene de aynı şekilde etkinlikler yapmıştık. Bu şekilde sosyal etkinliklerde bulunmanın öğrencilik açısından da bize çok faydası oluyor. Öğrenci arkadaşlarımızla stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor. İnşallah bu tür etkinlikleri sürekli devam ettiririz” dedi. (BG-MK-
Enflasyona savaş açtı: 200 gram ekmeğin fiyatını 8 TL’den 5 TL’ye indirdi
06 Mayıs 2024 Pazartesi - 12:13 Enflasyona savaş açtı: 200 gram ekmeğin fiyatını 8 TL’den 5 TL’ye indirdi Çankırı’da bir fırın işletmesi, 200 gram ekmeği piyasanın altında satarak vatandaşların yüzünü güldürüyor. Çankırı’da bir fırın işletmesi il genelinde 8 TL’ye satılan 200 gram ekmeği 5 TL’ye satılıyor. Gramajında hiçbir değişiklik yapılmadan piyasanın altına satılan ekmek, öğrenciler ve emeklilerden yoğun talep görüyor. Çankırı’nın farklı mahallelerde yaşayan vatandaşlar da ekmeğin 5 TL’ye satıldığı fırını tercih ediyor. Fırın işletmecisi Ali Karabaş, yaptıkları indirimden vatandaşların büyük memnuniyet yaşadığını ifade etti. “Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor” Ekmeği uyguna sattığı için taleplere yetişemediğini söyleyen Ali Karabaş, “İlimizde ekmek 8 TL’yken biz halkımıza destek olmak için 5 TL’ye satıyoruz. İyi tepkiler de kötü tepkiler de alıyoruz. Diğer fırıncı arkadaşlarımız bize gönül koyuyor ama imkanlarımız el verdiği sürece satmaya devam edeceğiz. Uygun verdiğimiz için taleplerimiz fazla, üretime yetişemiyoruz. Yıllardır bu işi yapıyorum, yıllardır fırıncılar arasında rekabet var. İnsanların alım gücü az olduğu için dua edenler bile oluyor. Gramaj hiçbir şekilde değişmiyor. Müşteriler bilinçli kendisi bile tartıyor. Ekmek ucuz olduğu için başka mahallelerden de vatandaşlarımız buraya ekmek almaya geliyor” dedi. “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor” Ekmeğin ucuz olduğu için sürekli ekmek almaya geldiğini belirten öğrenci Mehmet İçöz, “Emeklilere ve öğrencilere çok büyük faydaları dokunuyor. Diğer mahallelere gittiğimizde ekmek 8 TL’yken, hatta diğer illere baktığımız da en az 10 TL. Ama burada 5 TL’ye alabiliyoruz. Bir öğrenci olarak harcamalarımızın haddi hesabı yok. Sabit bir gelirimizde olmadığı için ekmek alırken bile bazen düşünmemiz gerekiyor. O yüzden bu fırının bize yaptığı iyilik gerçekten çok büyük. Emeklilerin ve öğrencilerin çok büyük duasını alıyor” diye konuştu.