GÜNDEM - 18 Ocak 2025 Cumartesi 13:43

Bursa İş Dünyası KFA organizasyonuyla Heimtextil fuarında

A
A
A
Bursa İş Dünyası KFA organizasyonuyla Heimtextil fuarında

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), üyelerini uluslararası platformda güçlendirmek adına önemli organizasyonlara imza atmaya devam ediyor. Bursalı ev tekstilcileri BTSO’nun iştiraki KFA Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen program kapsamında Heimtextil Fuarı’na çıkarma yaptı. Bursa iş dünyası temsilcileri sektördeki yenilikleri yerinde incelerken, yeni işbirliklerinin yollarını aradı.


Almanya’nın Frankfurt kentinde düzenlenen ve 3 bine yakın firmanın katıldığı fuarda, 242 Türk firması yer aldı. Söz konusu firmaların 89’u Bursalı firmalar olurken, Türkiye, fuarda katılımcı sayısında dördüncü, metrekare büyüklüğünde ise ilk sıraya yerleşti. BTSO’nun 5. ve 30. Meslek Komiteleri üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen fuar organizasyonu, Bursalı firmalar için önemli iş bağlantıları oluşturma fırsatı sundu.


“Türk tekstil sektörü dünya pazarında gücünü koruyor”


BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türk tekstil sektörünün zorlu ekonomik şartlara rağmen gücünü koruduğunu vurguladı. İbrahim Burkay, “2024, tekstil sektörümüz için zorlu bir yıl oldu. Artan maliyetler ve düşük döviz kurları ihracatımızı olumsuz etkiledi. Ancak Türk tekstil sektörü, tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla dönemsel zorlukları aşacak güce sahip. Ülkemiz, ev tekstili sektöründe hâlâ dünyanın en önemli üretim ve ihracat merkezleri arasında yer alıyor. 2025 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye için zorlu sürecin sona ermesini ümit ediyoruz. İnşallah yılın ikinci yarısında gerek Bursa gerek ülkemiz için çok daha farklı konuları ve olumlu gelişmeleri konuşuyor olacağız.” dedi.


Avrupa fuarlarındaki daralma Türkiye’ye avantaj sağlıyor


İbrahim Burkay, Avrupa’daki fuarlarda son dönemde yaşanan küçülmeye dikkat çekerek, bunun Türkiye’de düzenlenen fuarlara olumlu yansıdığını söyledi. Başkan Burkay, “Heimtextil’de Avrupa’nın katı vize politikalarının ve ekonomik belirsizliklerinin etkisiyle fuarların her geçen yıl küçüldüğünü bir kez daha gözlemledik. Avrupa’daki bu daralma, Türkiye’de düzenlediğimiz HOMETEX gibi fuarların uluslararası alanda daha cazip hale gelmesini sağlıyor. KFA Fuarcılık organizasyonunda ve TETSİAD iş birliğiyle düzenlediğimiz HOMETEX Ev Tekstili Fuarı’mız, her geçen yıl daha da büyüyor. HOMETEX’e ilgi çok yüksek. Mayıs ayında gerçekleştireceğimiz fuarda, 11 holün tamamı şimdiden doldu. Önümüzdeki yıllarda HOMETEX’i çok daha güçlü bir marka haline getireceğiz.” ifadelerini kullandı.


“Made ın Türkiye algısı çok kuvvetli”


BTSO 5. Meslek Komitesi Başkanı Davut Gürkan ise Heimtextil Fuarı’nda 20 yıldan bu yana katılımcı olarak yer aldıklarını belirterek, fuarın son yıllarda ciddi anlamda ziyaretçi kaybettiğini vurguladı. Davut Gürkan, “Bir önceki yıla göre katılımcı firma sayımızda yüzde 15 düşüş var. Buna rağmen bu sene fuarda 240’tan fazla Türk firması var. Ev tekstil sektör temsilcilerimiz, trendleri, koleksiyonları ve ürünleriyle diğer ülkelerden çok farklı bir konumda. Bu fuarda öncü olduğumuzu bir kez daha gördük. Ev tekstili sektöründe ciddi yol kat etmiş öncü firmalarımız var. ‘Made in Türkiye’ algısı çok kuvvetli ve küresel pazarlarda aranan bir unsur oldu. Bunu iyi değerlendirip, kapsayıcı ve potansiyeli yüksek ürünlerle dünya ticaretine yön vermeye devam edeceğimizi düşünüyorum.” dedi.


“Katı vize politikası ziyaretçi sayısını düşürüyor”


Fuarın ziyaretçi sayısındaki düşüşte Almanya’nın vize uygulamalarının da etkili olduğunu belirten Davut Gürkan, “Bu politika böyle devam ettikçe ziyaretçi sayısı daha da düşecek. Vize sorunları dolayısıyla gelemeyen katılımcı firmalarımız oldu. Ortadoğu ve Rusya’dan müşteriler de buraya gelemiyor. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Önümüzdeki süreçte sektörümüzün dünya çapındaki organizasyonu olan HOMETEX’in çok daha kapsamlı bir şekilde büyütülmesi fuarı vazgeçilmez yapar. HOMETEX’in önümüzdeki süreçte daha kıymetli hale geleceğini düşünüyorum.” diye konuştu.


“Sakin geçen bir fuar oldu”


BTSO 30. Meslek Komitesi Başkanı Burak Anıl, Heimtextil’in bu yıl sakin geçtiğini söyledi. Ev tekstili sektöründe yaşanan maliyet sorununa değinen Anıl, “Maliyetler yükseldi ama kurlar artmadı. Bu durum bizi döviz bazında daha pahalı hale getirdi. Buna bağlı olarak müşteri talepleri de düşmeye başladı. Kurların maliyetlerle dengelenmesi bizim için çok önemli. Türkiye sonuçta Asya ülkelerine göre zaten pahalı bir ülkeydi. Üretim kalitesindeki farkımız bizi öne geçiriyordu ancak mevcut şartlar nedeniyle zorlanıyoruz. 2025, üreticiler için zor bir yıl olacak.” dedi.


“Heimtextil kan kaybediyor”


BTSO Meclis Üyesi Erdoğan Akyıldız, Heimtextil’de Türk firmalarının katılımında ve ziyaretçi sayısında düşüş olduğunu söyledi. Akyıldız, “Bu sene fuar organizasyonu ve düzeninde sıkıntılar oldu. Vize konusunda katılımcı firmalarımız bile ciddi sorunlarla karşılaştı. Bu gelişmeler fuarın kan kaybetmesine sebep oluyor. Bu fuarın ilerde yapılamama muhtemel olduğunu düşünüyorum. Bu durum İstanbul’daki HOMETEX Fuarı’nı doğrudan etkileyecek.” dedi. 2024’ün tüm dünya için zorluklarla dolu bir yıl olduğunu belirten Akyıldız, “Avrupalı müşterilerimiz de yüksek enflasyon ve faizden bahsediyor. 2025 yılının ilk yarısından sonra daha iyi bir ortam görmeyi bekliyoruz. Ülkemizde ve Avrupa pazarında bir toparlanma olacaktır. İlk 6 ay biraz sabırlı olmamız lazım. Bu süreci atlatıp ikinci yarıya en güçlü şekilde hazırlanmalıyız.”


“Avrupa fuarlarındaki düşüşten ders çıkarmalıyız”


BTSO Meclis Üyesi Necip Şahin, “Heimtextil’de ziyaretçi sayısı ve iş hacmi bakımından önemli bir ivme kaybı var. Bu sene ziyaretçi giriş sayılarında geçen yıla kıyasla yüzde 20 düşüş olduğunu söyleyebiliriz. Buradan ders çıkarıp, Türkiye’de düzenlenen fuarları canlandırmak için gerekli stratejileri hızla devreye almamız gerekiyor. Mayıs ayında düzenlenecek HOMETEX bu açıdan önemli. Avrupa fuarları epey kan kaybetti. Vize sorunları, bölgesel savaşlar fuarları etkiliyor. Burada müşterilerimiz geliyor ancak yeni müşteri bulmakta sıkıntı yaşıyoruz.” diye konuştu.


“Hızlı üretim hızlı teslimat önem kazanıyor”


BTSO Meclis Üyesi Ali Güzeldağ, ev tekstili sektörünün dünyadaki en kapsamlı fuarları arasında yer alan Heimtextil’in bu sene kan kaybettiğini söyledi. Yeni dönemde fuarlarla birlikte artık hızlı ürün hızlı teslimat trendinin ön plana çıkacağını ifade eden Güzeldağ, “HOMETEX Fuarı’nda bu hazırlığı en iyi şekilde yapmamız gerekiyor. Ürün kalitesi artık tüm dünyada herkesin ulaşabileceği, sonuç alabileceği bir noktaya geldi. Türkiye zaten bu konuda iyi bir konumdaydı. Bu süreçte hızlı ürün hazırlama ve hızlı teslimat ile rekabetçiliğimizi daha da güçlendirebileceğimize inanıyorum. Zorlu bir süreçten geçerken, yakın coğrafyamızdaki savaşlar, kaos sona erince ciddi bir taleple de karşılaşabiliriz. Bu gelişmeler de ticaretimize olumlu yansıyacaktır.” dedi.


“Koridorlar tenha, şehir sakin”


Vanelli Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Erol Türkün, 2024 yılının ev tekstili açısından zor bir yıl olduğunu ifade ederek, “Dünyadaki kriz, çevremizde yaşanan savaşlar, seçim süreçleri, Trump’ın gelişi piyasaları çok karıştırdı. Bunlar her ne kadar politik gelişmeler olsa da sektörümüze etki ediyor. Dünyada artık bu krizler çok sık yaşanıyor. Bu süreçte ihracatçı için en sıkıntılı konu kurların olması gerektiği gibi artmaması. Bu maliyetlerimizi olumsuz etkiledi. Türkiye artık maalesef pahalı üretici konumunda. Tekstil bizim için stratejik önemi olan bir sektör, mutlaka desteklenmeli.” dedi. Heimtextil Fuarı’na büyük bir heyecanla geldiklerini belirten Türkün, “Fuarda koridorlar, şehirde taksiler, oteller ve restoranlar tenha. Diğer taraftan Almanya’da seçim hazırlıkları var ve ülkede belirsizlik hâkim. Tüm bu gelişmelerle fuarın bu sene ivme kaybettiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.


Öte yandan Frankfurt Başkonsolosu Nagihan İlknur Akdevelioğlu da fuarda firmalarla bir araya gelerek, incelemelerde bulundu. Fuarda ayrıca BTSO 5. Meslek Komitesi Başkanı Davut Gürkan, Meclis Üyeleri Erdoğan Akyıldız ve Ali Güzeldağ, Kestel Kaymakamı Recep Öztürk ile birlikte Bursalı firmaları ziyaret ederek çalışmaları değerlendirdi.



Bursa İş Dünyası KFA organizasyonuyla Heimtextil fuarında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Marmara Denizi’nde müsilaj alarmı: Prof. Dr. Mustafa Sarı’dan çarpıcı görüntü Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj sorununa dikkat çekmek için çarpıcı bir video ve açıklama paylaştı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Marmara Denizi’nde derin deşarj yöntemiyle yapılan atık boşaltımlarına tepki gösteren Prof. Dr. Sarı, belediyelerin ve danışmanlarının sorumluluğuna işaret etti. 20 metre derinlikte kaydedilen bir görüntüyle açıklamalarına yer veren Prof. Dr. Sarı, ön arıtmadan geçirilen atıkların derin deşarj yöntemiyle Marmara Denizi’nin alt akıntısına bırakılmasının ciddi bir hata olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Sarı, “Arıtılmamış atıkların denize boca edildiği bir sahneyle karşı karşıyayız. Ancak denizin, suyun dili yok ki yapılanı söyleyebilsin! Dışarıdan bakıldığında bir şey görünmüyor, ama müsilaj Marmara’ya karşı işlediğimiz suçları açık etti” dedi. Prof. Dr. Sarı, derin deşarj uygulamasının, kirliliği azaltmak yerine ertelediğini belirterek, ileri biyolojik arıtma yapılmadan atıkların denize bırakılmasının Marmara’nın hassas ekosistemine zarar verdiğini söyledi. “1 litre bile atık, arıtılmadan Marmara Denizi’ne verilemez. Derin deşarj yalnızca ileri biyolojik arıtma yapılmış atıklar için kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı. Müsilajın kirliliğin bir sonucu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sarı, “Müsilajın tek kontrol edilebilir tetikleyicisi kirliliktir. Kirliliği durdurmadan, Marmara Denizi’ni koruyamayız” diyerek yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulundu. Marmara Denizi’nin korunması için daha kapsamlı önlemler alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sarı’nın açıklamaları, çevre bilincinin artırılması ve deniz ekosisteminin sürdürülebilirliği açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Sivas Sivas’ta tedirgin eden koku, AFAD bölgede inceleme yaptı Sivas’ta kent merkezinde aylardır çözülemeyen gizemli koku vatandaşları tedirgin etti. AFAD bölgede ölçüm yaptı. Sivas’ta Mehmetpaşa Mahallesi İhramcızade Sokak’ta yaklaşık 2 aydır hissedilen esrarengiz koku mahalle sakinlerini tedirgin ediyor. Mazota benzeyen kokudan dolayı, kimyasal sızıntı ihtimaline karşı AFAD ekipleri bölgede inceleme yaptı. Edinilen bilgiye göre, AFAD ekipleri bölgede kimyasal veya nükleer sızıntı izine rastlamadı. Mahallede ikamet edenler ve iş yeri bulunanlar, kokudan dolayı ev ve iş yerlerinde duramaz hale geldiklerini belirttiler. Asım Murat Kadıoğlu yaptığı açıklamada, “Doğalgaz kokusunu andırıyor. İnsanın genzini tıkayan kimyasal bir koku geliyor aynı zamanda. Bu durum mahallemizde birkaç sefer daha oldu. Şimdi gelen ekiplerde durumu araştırıyorlar. Yukarıdan gelen yoğun bir koku var. Atık bir şey mi atıldı tam olarak bilmiyoruz. İnsanın nefesini tıkayan keskin bir koku geliyor. Amonyak, mazota benzeyen bir koku hissediyoruz. Daha önce belediye ve doğalgaz ekiplerini de aradık ama herhangi bir şey yapılmadı. Yoğun kokudan dolayı evlerimizde duramıyoruz." Dedi. Hüseyin Avşar ise açıklamasında kokunun rögarlardan geldiğini belirterek, "Bu kokunun üçüncü defa ortaya çıkışı. Kesin bir neden ve çözüm yok. Aileler çocuklarını alarak dışarı çıkıyorlar. Doğalgaz kokusu zannettik, ekipler gelip ilgilendiler. Kendileriyle alakalı olmadığını, rögardan geldiğini söylediler. Çözümünün bulunmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kilis Kilis’te 42 yıllık ayakkabı tamircisi baba mesleğini sürdürüyor Kilis’te ayakkabı tamirciliği mesleğini 42 yıldır sürdüren İsmail Dağaçıkan, neredeyse yarım asırdır baba mesleğini devam ettiriyor. Henüz 6 yaşındayken mesleğe adım atan Dağaçıkan, yılların tecrübesiyle kentteki vatandaşların ayakkabılarını onarıyor. Kilis’te yaşayan 48 yaşındaki İsmail Dağaçıkan, 6 yaşındayken babasından öğrendiği ayakkabı tamirciliği mesleğini 42 yıldır sürdürüyor. Mesleğin zorluklarına rağmen severek yaptığını belirten İsmail Dağaçıkan, “Baba mesleğini sürdürüyorum. 42 yıldır ayakkabı tamirciliği işindeyim. Çocuk yaşta başladım ve hâlâ devam ediyorum. Ancak ne yazık ki çırak bulmakta zorlanıyoruz. Günümüzde gençler bu tür mesleklere ilgi göstermiyor” dedi. "Çırak bulamıyorum, oğlum yetiştiriyorum" Ayakkabı tamirciliği mesleğini yaşatmak isteyen İsmail Dağaçıkan, 15 yaşındaki oğlu Emre Dağaçıkan’ı da yanına alarak yetiştirmeye başladığını ifade etti. Dağaçıkan, “Çırak bulamıyoruz, bu yüzden kendi oğlum Emre’yi mesleğe kazandırmaya çalışıyorum. Eğer o devam etmek isterse, mesleği bir sonraki kuşağa aktarabileceğiz” şeklinde konuştu. Ayakkabı tamirciliği gibi zanaat ve el emeği gerektiren mesleklerin giderek daha az ilgi gördüğünü belirten ayakkabı tamirci ustası İsmail Dağaçıkan, "Bu iş sabır ve özveri isteyen bir meslek. Günümüzde insanlar hızlı ve kolay para kazanmanın peşinde. Zanaat işleri, uzun vadeli öğrenme süreci ve emek gerektirdiği için yeni nesil bu tür mesleklere yanaşmıyor. Bu da sadece bizim işimizi değil, tüm zanaatkar meslekleri tehdit ediyor” diye konuştu.