Yerel Haberler
Antalya
19 Aralık 2025 Cuma - 15:23 Büşra Özdemir: "Konaklı Atıksu Arıtma Tesisi’nin Alanya’ya uzun yıllar güvenle hizmet edecek bir kapasiteye gelecek" Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, kapasite artırma çalışmaları devam eden 200 milyon TL yatırım bedelli Alanya Konaklı Arıtma Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Özdemir, yürütülen çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Konaklı Atıksu Arıtma Tesisi’nin Alanya’ya uzun yıllar güvenle hizmet edecek bir kapasiteye geleceğini söyledi. Alanya ziyareti kapsamında Konaklı Arıtma Tesisi’nde incelemelerde bulunan Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Büşra Özdemir, Alanya Belediye Başkanı Tarık Özçelik ile birlikte yetkililerden bilgi aldı. ASAT Genel Müdür Yardımcısı Ümit Daban ve ASAT Atıksu Arıtma Dairesi Başkanı Murat Mert Otuzaltı "Konaklı Atıksu Arıtma Ön Arıtma Ve Havalandırma Havuzu Ünitelerinin Revizyonu Yapım İşi" kapsamında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Daban, geçmiş yıllarda yaşanan yapısal sorunlar nedeniyle 2021 yılında 1 ve 2 numaralı havalandırma havuzları yenilenen Konaklı Arıtma Tesisi’nde, 3 ve 4 numaralı havalandırma havuzlarının yenileme çalışmalarının devam ettiğini söyledi. "Alanya’nın ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar sürüyor" Başkan Vekili Özdemir, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve ASAT Genel Müdürlüğünün her geçen gün büyüyen ve nüfusu artan Alanya’nın artan ihtiyaçlarına cevap vermek üzere çalışmalara kararlılıkla devam ettiğini söyledi. Bu kapsamda Konaklı Arıtma Tesisi’nde kapasite artırımı yapıldığını ifade eden Başkan Vekili Özdemir, "Yürütülen çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte Konaklı Atıksu Arıtma Tesisi, günlük 30 bin m tam kapasiteyle, kesintisiz, verimli ve çevreye duyarlı bir şekilde hizmet vermeye devam edecek. Kalan imalatların da kısa süre içerisinde tamamlanmasıyla birlikte tesisimiz Alanya’mıza uzun yıllar güvenle hizmet edecektir" dedi. Yatırım bedeli 200 milyon TL Toplam 200 milyon TL yatırım bedelli yapım işi kapsamında; 3 ve 4 numaralı havalandırma havuzları yıkılarak yeniden inşa edildi. Tüm elektromekanik ekipmanlar tamamen yenilendi. Bu çerçevede hava hatları, blowerlar, difüzörler ve karıştırıcılar modern teknolojiye uygun şekilde tesis edildi. Ayrıca ön arıtma ünitesine koku giderim sistemi kurularak, tesis içi atıksu ve çamur iletim hatları da kapsamlı şekilde modernize edildi.
Antalya Sağlıkspor, 24. Geleneksel Futbol Turnuvası’nın şampiyonu oldu
10 Aralık 2025 Çarşamba - 14:54 Antalya Sağlıkspor, 24. Geleneksel Futbol Turnuvası’nın şampiyonu oldu Antalya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından bu yıl 24’üncüsü düzenlenen "Sağlık için Sahadayız" Geleneksel Futbol Turnuvası, renkli anlara sahne olan final müsabakasıyla sona erdi. Kepez Spor Tesisleri 1 No’lu Sahada oynanan finalde Antalya Sağlıkspor, rakibi SGK Antalya İl Müdürlüğü takımını 11-2 mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı. Turnuvanın ikincisi SGK Antalya İl Müdürlüğü, üçüncüsü ise üçüncülük karşılaşmasında Şehir Hastanesi Pre Ex takımını 4-3 yenen Eczacılar Odası takımı oldu. Final karşılaşması öncesi tüm sporcular ve yetkililer, 1-7 Aralık Acil Sağlık Haftası kapsamında "Kalp Durduğunda Siz Durmayın, OED Cihazı Kullanın" pankartıyla sahaya çıkarak Acil Sağlık Hizmetlerinin önemine vurgu yaptı. Karşılaşmayı FIFA kokartlı eski hakem Metin Suyabakan yönetti. Şampiyonluğa ulaşan Antalya Sağlıkspor, kupa ve madalyalarını Antalya İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Behzat Özkan’ın elinden aldı. Özkan, turnuvaya katılan tüm takımlara teşekkür ederek sağlıklı yaşam için sporun önemine dikkat çekti. Turnuva ikincisi SGK Antalya İl Müdürlüğü takımına ödülleri, SGK İl Müdürü Mehmet Tanrıöver tarafından verildi. Turnuva üçüncüsü Eczacılar Odası takımı ise kupa ve madalyalarını Antalya İl Sağlık Müdürlüğü Destek Hizmetleri Başkanı Sadettin Güzel’den aldı. Turnuvada ayrıca; En Centilmen Takım: Antalya İl Sağlık Müdürlüğü Destekspor, En Centilmen Futbolcu: Kadir Divarcı, Gol Kralı: Fevzi Çetinkaya, En İyi Kaleci: Mehmet Çarkçı olarak belirlendi. Organizasyona katkı sağlayan tüm kişi ve kurumlara turnuva anısına plaket takdim edildi.
Eyüp Bülent Miran: "Emperyalist güçler, insan hakları kavramını büyük bir yalana dönüştürdüler"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 14:07 Eyüp Bülent Miran: "Emperyalist güçler, insan hakları kavramını büyük bir yalana dönüştürdüler" Dünyada yaşanan hak ihlalleri ve zulümleri işaret eden Memur-Sen Antalya Temsilcisi Eyüp Bülent Miran, "Emperyalist güçler, insan hakları kavramını kendi siyasi, ideolojik, ekonomik çıkarları için kullandıkları büyük bir yalana dönüştürmüştür" dedi. Memur Sen-Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen-Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününe yönelik açıklamada bulundu. Emperyalistlerin en büyük yalanının insan hakları olduğunu belirten ve İsrail’in Gazze’de yaptığı zulmü işaret eden Miran, "Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere küresel hak, hukuk ve barış örgütleri, ya bütün bu olup bitenlere seyirci kalmakta ya da katliamlar da dâhil doğrudan zalimlerin zulmüne ortak olmakta, destek vermektedir. Hakların, barışın teminatı için teşekkül etmiş BM, bugün maalesef çare üretememekte, çaresiz insanlara sığınak olamamaktadır. Adalet mekanizmaları zulme ortak olunca, mazlumların hak ve özgürlük mücadelesi daha da zorlaşmaktadır" şeklinde konuştu. "İhlalleri sınırsızca ve sorumsuzca sürdürüyorlar" 77 yıllık geçmişi olan ve dünya barışını sağlamak için ülkelerin kabul ettiği Temel Haklar Beyannamesinin, haksızlıkları önlemede yeterli olamadığını belirten Miran, Politik ve askeri destek bulan zorbaların, katliamlara varan ihlallerini sınırsızca, sorumsuzca sürdürebildiğini söyledi. Miran, "İnsan ve medeniyet değerlerinden yana nasipsiz olan kişi, kurum ve yapılar, şahsi, siyasi veya ideolojik amaçlarına ulaşmak için baskı ve şiddete başvurmaktan geri durmuyorlar. Emperyalist güçler, insan hakları kavramını kendi siyasi, ideolojik, ekonomik çıkarları için kullandıkları büyük bir yalana dönüştürmüştür" diye konuştu. "Batı dünyası, kendi yalanının duvarına çarparak dağılmıştır" Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Sudan’da tarihte eşi görülmedik hak ihlallerinin yaşandığının altını çizen Miran sözlerini şöyle sürdürdü: "Emperyalist güçler ve Siyonistler en alçakça işledikleri kitlesel soykırımlara, sürgünlere, en vahşi katliamlara, yıkım ve kıyımlara, özetle başkalarını -özellikle de Müslümanları- yok ederek var olmaya yönelmişlerdir. Genelde dünyanın mazlum bırakılmış, mağdur edilmiş coğrafyalarında, hususen de kan ve gözyaşının sel olup aktığı İslam topraklarında çığlıklar, feryatlar, feveranlar arşı inletmektedir. İnsan haklarına temel değer olarak inandığını söyleyen Batı dünyası, kendi yalanının duvarına çarparak dağılmış, medeniyet olarak iflas etmiştir. Alçaktan daha alçak, zalimden daha zalim olmayı kendisi için bir hak olarak gören siyonist katillerini barışın ve insanlığın üzerine salan inkârcı pozitivizmin insana ve insanlığa söyleyecek tek kelimesi kalmamıştır. Zulme, katliamlara, soykırıma rağmen Gazze’de ortaya konulan direniş, teslim olmayan insan onuru ve haysiyeti adına pek zor kazanılan ama o ölçüde muhteşem bir zafer ve ilham olmuştur. Eğitim-Bir-Sen olarak, 33 yıldır hak ve özgürlük mücadelemizi, adalete dayalı bir dünyanın özlemi, ideali ve hayaliyle sürdürüyoruz. Hiçbir zaman haksızlığa ortak olmadık, destek vermedik. Soykırımların, zulümlerin yaşanmadığı, istismar, ayrımcılık, sömürü, şiddet, açlık, sürgün, iltica gibi, insan varlığına ve onuruna yakışmayan hak ihlallerinin olmadığı adil, huzurlu bir dünya temenni ediyoruz."
Antalya’da 2 cana malolan spotçu yangında tüyler ürperten iddia: "Yanmaya hazır mısınız"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 12:40 Antalya’da 2 cana malolan spotçu yangında tüyler ürperten iddia: "Yanmaya hazır mısınız" Antalya’da iki ayrı spotçu dükkanında çıkan yangında iki kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin "olası kastla yangın çıkartmak suretiyle öldürme" suçlamasıyla tutuklu yargılanan sanık, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkemede sanığın "yanmaya hazır mısınız" diyerek ateş başlattığı ve ölümlere sebep olduğu iddia edildi. Ölen kişilerden Mete Durupınar’ın annesi "Giden benim oğlum oldu" diyerek mahkemede ifade verirken, sanığın kasten yangın çıkardığını savundu. Muratpaşa ilçesi Varlık Mahallesi 173 Sokak üzerinde 2 Ocak 2025 tarihinde saat 21.30 sıralarında bir apartmanın girişinde bulunan ikinci el eşya satan iş yerinde yangın çıktı. Alevler kısa sürede apartmanı sardı. Çevredeki vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı ile olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Hızla büyüyen alevlere itfaiye ekipleri kısa sürede müdahale etti. Yangında mahsur kalan vatandaşlar itfaiye erleri tarafından dışarıya çıkartıldı. İddianameye göre yan dükkânın işletmecisi Mete Durupınar, duman nedeniyle iş yerinden çıkamayarak, yangın ortamında maruz kaldığı karbonmonoksit (CO) zehirlenmesi sonucu hayatını kaybederken, Özen Apartmanı altındaki çamaşırhanede çalışan Ahmet Özen ise yangında maruz kaldığı duman ve ısı nedeniyle ağır yaralandı, Konya Şehir Hastanesi’nde tedavi altına alındı ancak gelişen komplikasyonlar sonucu yaşamını kaybetti. Yangın itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu söndürülürken, bitişikteki 2 binada büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Apartmanların giriş katında bulunan çamaşırhane ve 2 spotçu dükkanı kullanılamaz hale geldi. Olay sonrası oluşturulan iddianamede, sanık Ufuk B.’nin, Ahmet Özen ve Mete Durupınar’ın ölümüyle sonuçlanan eylemleri nedeniyle iki kez "olası kastla yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep edildi. Sanığın, olay sırasında yaralanan Lokman Derya Y. ve Seval G.’ye yönelik eylemleri nedeniyle de iki kez "yangın çıkartmak suretiyle kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan göre cezalandırılması istendi. Ayrıca yangının Celal ve Özen apartmanlarında çok sayıda konut, iş yeri ve bir araca zarar vermesi nedeniyle sanık hakkında "zincirleme mala zarar verme" suçundan da ceza talep edildi. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan yangın raporunda ise, apartmanın giriş katında bulunan 10 C numaralı spotçunun önünde istiflenen eşyalara bırakılan veya atılan bir ateş kaynağı sonucu yangının başladığının tahmin edildiği belirtildi. Alevlerin kısa sürede diğer iş yerlerine ve bitişik nizam apartmanlara sirayet ettiği ifade edilen raporda, olayın adli makamlarca değerlendirilmesinin uygun olacağı kaydedildi. Duruşma başladı Olay sonrası ilk duruşma Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Duruşmaya, sanık Ufuk B. SEGBİS üzerinden katılırken, müştekiler Emrullah D., Seval G., Olga R., Kibare A. Feyzi B., Hasibe Ö., Lokman Derya Y., Mehmet Halit T.,sanık ve müşteki avukatları katıldı. Müşteki Emrullah Demirci, şikayetinden vazgeçtiğini söylerken, "Kızım gelip baba evimiz yanıyor dedi, sigortaları indirdim, itfaiyenin gelmesini bekledim. Sanıktan şikayetçi değilim, hiçbir talebim de yok" şeklinde konuştu. "Yangını ben çıkarmadım" Sanık Ufuk B., yaptığı savunmada savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini söyledi. Savunmada, şu iddialara yer verdi: "Savcılıktaki ifademin aynısını tekrar ediyorum, yangını ben çıkarmış değilim. yaklaşık 2 yıl önce ailemle Malatya’da depremden zarar gördüğümüz için Antalya’ya geldim. Oturduğum yerin alt tarafında Lokman Derya Y.’ye ait spot dükkanı ve ölen ile yaralanana ait iş yerleri var. Ben bu iş yeri sahiplerinden sadece Lokman Derya Y’yi tanıyorum. Zarar gören diğer iş yeri sahipleri Mete Dumlupınar ve Ahmet Özen’i tanımam. Lokman Derya Y’den geçmişte koltuk takımı alıp bin 500 TL ödedim. Fakat sadece tekli bir koltuk geldi. Takımın diğerleri gelmedi. Bu nedenle aramızda bir anlaşmazlık vardı. 2 Ocak 2025 günü saat 20:00 sıralarında Lokman Derya Y.’nin iş yerine uğrayıp koltuk takımında umudumu kestiğim için ödediğim parayı istedi. Küfrederek beni dükkandan kovdu. Buna içerledim. Tekrar aşağıya indim. Lokman yanında daha önce tanımadığım Seval isimli bir bayanla oturuyordu. Paramı ne zaman vereceksin diye sorduğumda küfür edip metal bir cisimle bana saldırdı. Ben de korkup orada bulduğum ile Lokman’a vurdum. Boğuştuk. O sırada dükkanda Seval isimli şahıs beni tutmaya çalıştı. Lokman dükkandan kaçtığında dükkanın dışındaki malzemeler bilmediğim bir şekilde yanmaya başladı. Kendimi zorla kurtarıp dışarıya kaçtım. Yangından ailemin çıktığını görünce 100. Yıl bulvarına çıktım. Bir markette oturup alkol aldım. Daha sonra olay yerine döndüğümde yangın sönmüştü. Çöp toplayıp arabayı görüp ona binerek çöp toplamada yardımcı oldum. Gece eve 04:00 sıralarında geldim. Evimde uyudum. Sonrasında polisler gelip beni göz altına aldılar. Ben iddia edildiği gibi yangın çıkarmış iş yerine girip bir şeyler dökerek koltuğu yakmış ve bu şekilde büyüyen yangın nedeniyle kişilerin ölümüne, yaralanmasına ya da mallarına zarar vermiş değilim. Lokman Derya Y.’nin dükkanında ikinci el eşya satılmıyor, uyuşturucu satılıyor, maktuller de ondan uyuşturucu alıyordu." "Çakmakla ateşe verdi" Duruşmada dinlenen müşteki Lokman Derya Y., daha önce verdiği ifadeleri aktardı. Sanık Ufuk B.’yi üst kat komşusu olması nedeniyle tanıdığını, bir yıl önce deprem sebebiyle Malatya’dan taşındıklarını ve sanığa ikinci el eşya sattığını belirtti. Yılmaz, sanığın "A4" olarak bilinen uyuşturucuyu kullandığını bildiğini ancak bunu hiç görmediğini ileri sürerek, yılbaşı akşamı sanığın yanına gelerek ne içeceğini sorduğunu, kendisinin parasının olmadığını söylemesi üzerine Ufuk B.’nin kartından 200 TL çekeceğini ve bu parayla Zeytinköy’den A4, bulamazsa el yapımı alkol almasını istediğini iddia etti. Müşteki, sanığın verdiği parayla hiçbir şey almadığını, ertesi gün sanığın ne aldığını sorması üzerine hasta olduğu için gidemediğini söylediğini ve cebinden 100 TL çıkarıp verdiğini, kalan 100 TL’nin kendi alacağına karşılık olduğunu aktardı. Sanığın bu parayı alıp dükkândan ayrıldığını, olay günü ise hatırlamadığı bir saatte yeniden gelerek 100 TL’nin ne olduğunu sorduğunu, kendisinin de borcundan düşüldüğünü söylemesi üzerine Ufuk B.’nin hiçbir şey demeden gittiğini beyan etti. Müşteki, aynı gün saat 20.30 sıralarında Seval Gençoğlu ile iş yerinde oturdukları sırada sanığın dükkâna girerek "Sen benim 100 liramı mı yiyeceksin, yanmaya hazır mısınız?" dediğini, sağ cebinden sarı renkli bir teneke kutu çıkararak iş yerinin girişindeki üçlü koltuğa döküp çakmakla ateşe verdiğini anlattı. Yılmaz, alevleri eliyle söndürmeye çalıştığını, ardından sanığa sarıldığını, bu sırada sanığın montunun içinden çıkardığı satırla kendisine vurduğunu ve "Seni öldüreceğim" diyerek küfür ettiğini iddia etti. Yılmaz, dışarıda da alevlerin yükseldiğini, sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kısa süre sonra Seval Gençoğlu ve sanığın da dışarı çıktığını belirtti. Müşteki, sanığın kaçmasını engellemek için yanına gittiğinde Ufuk B.’nin "Senin kafanı keseceğim" dediğini ve olay yerinden sakin bir şekilde ayrıldığını öne sürdü. "Dışarı çıkmama engel oldu, satırla vurdu" Müşteki Seval Gençoğlu da olay günü akşam saatlerinde satmış olduğu hediyelik eşyaları Lokman Derya Yılmaz’ın dükkânına bırakmak için gittiğini belirtti. Saat 20.30 sıralarında fotoğrafta kendisine gösterilen sanık Ufuk B.’nin dükkâna sakin bir şekilde girerek "Yanmaya hazır mısınız" dediğini, elindeki bir cisimde bulunan sıvıyı üçlü koltuğa döküp ateşe verdiğini ifade etti. Gençoğlu, Lokman Derya Yılmaz’ın eliyle alevleri söndürmeye çalıştığını, aynı anda dükkânın dış kısmında da yangın başladığını gördüğünü söyledi. Yangın sürerken sanık ile Lokman arasında arbede çıktığını, sanığın montunun içinden çıkardığı satırla Lokman’a vurmaya başladığını aktardı. "Yardım edin" diye bağırdığı sırada Lokman’ın sanığın elinden kurtularak dışarı çıktığını, kavganın kapı önünde yaşanması nedeniyle kendisinin dışarı çıkamadığını, içeride kalan sanığın eşyalara satırla vurduğunu belirtti. Bu sırada sanığın satırın kesici olmayan kısmıyla kendi sol omzuna da vurduğunu, dışarı çıkmak istediğinde sanığın buna engel olduğunu ifade etti. Dışarı çıkabildiğinde her iki bileğinde ve saçlarında yanıklar olduğunu belirten Gençoğlu, dışarıda da Lokman ile sanık arasındaki kavganın sürdüğünü, bir süre sonra sanığın 100. Yıl Caddesi yönüne doğru yürüyerek uzaklaştığını söyledi. Yangında malzemelerinin yanması nedeniyle yaklaşık 50 bin TL zararının oluştuğunu, ölen iki kişiyi tanımadığını ve sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti. "Dışarı çıkamadı" Maktul Ahmet Özen’in eşi Hasibe Özen ise Özen Apartmanı’nın 6 numaralı dairesinde eşi ve oğlu ile birlikte yaşadıklarını belirtti. Olay sırasında eşinin binanın altındaki "Anadolu Çamaşırhanesi" adlı iş yerinde çalıştığını ifade eden Hasibe Özen, yan tarafta bulunan spotçu dükkânında çıkan yangının kısa sürede büyüyerek binaya sıçradığını söyledi. Kendisinin oğlu ile birlikte dışarı çıkmayı başardığını, ancak yangının hızla yayılması nedeniyle eşinin dışarı çıkamadığını aktardı. Hasibe Özen, yangının söndürülmesinin ardından eşinin baygın halde çıkarıldığını ve ileri tetkikler için Konya Şehir Hastanesi’ne sevk edildiğini, çamaşırhane olarak kullanılan iş yerlerinin yanı sıra dairenin batı cephesinin ve ev eşyalarının zarar gördüğünü belirtti. Eşinin yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiğini söyleyen müşteki, sanıktan şikâyetçi olduğunu ifade etti. "Giden, benim oğlum oldu" Duruşmada söz verilen maktul Mete Durupınar’ın annesi Kibare Açalya ise, yaşananları "basit bir yangın" olarak görmediğini belirterek, "Giden benim oğlum oldu. Basit bir yangın olduğunu düşünmüyorum, kasti çıkarılmış bir yangın. Onun dükkânı ile benim oğlumun dükkânı arasında iki metre mesafe var" dedi. Açalya ayrıca, oğlunun 8 Ocak tarihinde defterine "Benim için saldırı ya da infazım olabilir" şeklinde bir not yazdığını da mahkemeye aktardı. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Konyaaltı’nın parklarına güvenlik kameraları yerleştiriliyor
10 Aralık 2025 Çarşamba - 11:28 Konyaaltı’nın parklarına güvenlik kameraları yerleştiriliyor Konyaaltı Belediyesi, Konyaaltı’ndaki parkların güvenliğini artırmak amacıyla güvenlik kameraları yerleştiriyor. Takılan kameralar ile izlenen parklarda, çocuklar başta olmak üzere tüm vatandaşlara güvenli bir ortam oluşturulması amaçlanıyor. Konyaaltı Belediyesi, ilçe genelinde yer alan bütün parklara güvenlik kamerası yerleştirme çalışmalarını sürdürüyor. Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan’ın yerel seçimler öncesinde duyurduğu projelerinden biri olan ‘Güvenli Parklar’ projesi, parkların 24 saat izlenerek, özellikle çocuklar olmak üzere, ilçe sakinlerinin güvenli bir alanda vakit geçirmelerini amaçlıyor. "Halkın huzuru ve güvenliği için" ‘‘23 Nisan Ulusal Egemenlik Parkı’ndan başlayarak Konyaaltı’ndaki tüm parklara güvenlik kameraları yerleştiren Konyaaltı Belediyesi ekipleri, son çalışmasını EXPO Parkı’nda gerçekleştirdi. İlçe genelinde yer alan tüm parkları güvenlik kameralarıyla donatacaklarını vurgulayan Konyaaltı Belediyesi yetkilileri, halkın huzuru için çalışmaların tüm hızıyla devam edeceğini vurguladı. "Bütün parklara uygulanacak" Gerçekleştirdikleri projeleri tüm bireyleri düşünerek hayata geçirdiklerini belirten Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, "Başta çocuklarımız olmak üzere, tüm bireylerin huzur ve güvenliği için parklarımıza kameralar yerleştiriyoruz. Projelerimizi her zaman Konyaaltı’mızdaki vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğini ön planda tutarak uyguluyoruz. Son olarak EXPO Parkı’mıza kameralarımızı taktık. Güvenlik kameralarımızı tüm parklarımıza yerleştirmeye devam edeceğiz. Böylelikle ilçemizdeki parklar 24 saat boyunca izlenebilecek. Halk odaklı çalışma ve projelerimize var gücümüzle devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Rektör Prof. Dr. Özkan: "Öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum"
10 Aralık 2025 Çarşamba - 10:52 Rektör Prof. Dr. Özkan: "Öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum" Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren kültür ve spor topluluklarının başkanlarıyla buluştu. Prof. Dr. Özkan, "Öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum" dedi. Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren kültür ve spor topluluklarının başkanları bir araya geldi. Etkinliğe Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli ve İleri Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Özen, Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Öğr. Gör. Ramazan Uyar, kültür ve spor toplulukları başkanları katıldı. Rektör Özkan öğrencilerle sohbet ederek, sorunlarıyla ilgili çözümler üretilmesi talimatını verdi. "Sizi hayata güçlü bir şekilde hazırlamak sorumluluğumuz" Topluluk başkanlarıyla bir araya geldiği için mutlu olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Özkan, "Ben öğrencilerimizi sadece üniversitenin bir parçası olarak değil, bu kurumun nefesi, enerjisi ve geleceği olarak görüyorum. Hepinizin ayrı bir hikâyesi, ayrı bir mücadelesi, ayrı bir hayali var. Ve bilin ki biz bu üniversitede sizi yalnızca akademik donanımla mezun etmeyi değil, hayata güçlü bir şekilde hazırlamayı sorumluluk biliyoruz" şeklinde konuştu. "143 öğrenci topluluğumuz bulunuyor" Rektör Özkan, "Dünya çok hızlı değişiyor. Artık sadece derslerde başarılı olmak, yüksek notlarla mezun olmak bir gencin geleceğini tek başına belirlemeye yetmiyor. Yeni dünya düzeninde mezunları ayıran şey, sahip oldukları diploma kadar ürettikleri projeler, topluma katkıları, takım içinde iş yapabilme becerileri ve kendilerini geliştirme çabalarıdır. Bu yüzden öğrenci topluluklarını çok önemsiyoruz. Bugün üniversitemizde 112’si kültür, 31’i spor olmak üzere toplam 143 öğrenci topluluğumuz bulunuyor. Bu sayı sadece bir istatistik değildir, Akdeniz Üniversitesi’nin gençlerine ne kadar geniş bir alan açtığının güçlü bir göstergesidir" dedi. Toplulukların öğrencilerin kendini keşfettiği yerler olduğunu ifade eden Rektör Özkan, "Topluluklar, bir fikri hayata geçirme cesaretini kazandığınız yerlerdir. Sorumluluk aldığınız, ekip olmayı öğrendiğiniz, bir arada üretmenin değerini gördüğünüz yerlerdir. Kendi liderliğinizi, yeteneklerinizi ve iletişim gücünüzü fark ettiğiniz alanlardır. Bazen bir topluluk çalışması, size hem hayatta hem meslekte ömür boyu lazım olacak bir beceriyi kazandırır: güven vermeyi, güven duymayı, birlikte hedefe yürümeyi. Bugün burada bir araya gelişimizin amacı da bu potansiyeli daha da güçlendirmek. Sizlerin deneyimleri, önerileri, ihtiyaçları ve hayata geçirmeyi planladığınız yeni fikirler bizim için çok kıymetli. ’Öğrenci odaklı üniversite’ anlayışımız gereği sizlerin sesine kulak vermeyi, sorunları birlikte tanımlayıp birlikte çözmeyi ve her türlü gelişim alanında yanınızda olmayı temel bir görev olarak görüyoruz. Sizler bu üniversitenin, bu ülkenin gururusunuz. Akdeniz Üniversitesi olarak her zaman, her adımda yanınızdayız. İyi ki varsınız. İyi ki Akdeniz Üniversitesi’nin gençlerisiniz" ifadelerini kullandı. Etkinlik toplu fotoğraf çekimiyle son buldu.