Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Ankara
TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır"
30 Aralık 2025 Salı - 14:54:59
Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.
30 Aralık 2025 Salı - 14:40
TUSAŞ çalışanlarının aldıkları kurum içi eğitimler, yüksek lisans ve doktora programlarında sayılabilecek
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) ile Türkiye Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) arasında "Lisansüstü Eğitim ve İş Birliği" kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. TUSAŞ, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında bir protokole imza attı. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) koordinesinde yürütülen süreçte Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile TUSAŞ ve 9 üniversite arasında "Lisansüstü Eğitim İş Birliği Protokolü" imzalandı. Törene, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, YÖK Başkanı Erol Özvar, TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu ve davetliler katıldı. Protokol kapsamında TUSAŞ çalışanlarının aldıkları kurum içi eğitimler, yüksek lisans ve doktora programlarında sayılabilecek. Ayrıca, protokol kapsamında TUSAŞ bünyesinde gerçekleştirilecek kurum içi mühendislik eğitimler, yükseköğretim mevzuatına uygun olarak YÖK ile iş birliği çerçevesinde kredili ders olarak sayılacak. Böylece iş birliği yapılan kurumların TUSAŞ çalışanlarına lisans üstü öğrenimde kolaylık sağlaması ve teşvik etmesi amaçlanacak. "Şirketimizin yaş ortalaması 33’tür" TUSAŞ’ın sadece üretim yapan bir şirket olmadığının altını çizen TUSAŞ Genel Müdürü Demiroğlu, "TUSAŞ sadece hava aracı üreten savunma sanayimize destek veren bir kuruluş değildir. TUSAŞ aynı zamanda savunma sanayi sektörümüze kalifiyeyi insan yetiştiren bir kuruluştur. 16 bin kişiye istihdam olanağı sağlayan şirketimizin yaş ortalaması 33’tür. Kimileri özgün ürünlerimizin böylesi bir genç nesil tarafından tasarlanıp üretilmesine şaşırıyor. Oysa biz aklın yaşta değil, başta olduğunu tecrübenin ve niteliğin çok daha önemli olduğunun farkında olan bir şirketiz. Bu vesileyle çalışanlarımızın her TUSAŞ’ımıza çalışmaya başlamadan önce eğitmeye başlıyoruz. Gençlerimize ve tüm çalışanlarımıza tecrübe kazandırmaya çalışıyoruz. Bu doğrultuda attığımız her adım yarınlarımızın emanetçileri olan gençlerimizi daha iyi yetiştirme yönünde atılan bir adım olduğunu bilerek hareket ediyoruz" diye konuştu. Savunma Sanayii Başkanı Görgün, savunma sanayisinde üniversite-sanayi iş birliğini yalnızca proje bazlı bir etkileşim alanı olarak değil, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir yetkinlik ekosistemi olarak ele aldıklarını belirtti. Görgün, Savunma Sanayii Başkanlığı olarak YÖK ile stratejik düzeyde yoğun bir iş birliği yürüttüklerini belirterek, "Savunma sanayiimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını sistematik, planlı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi. Bu yaklaşım sayesinde akademi ve sanayinin yalnızca birbirine yaklaşan değil, birlikte gelişen ve birlikte üreten iki stratejik odak haline geldiğini vurgulayan Görgün, savunma sanayii şirketlerinde görev yapan insan kaynağına ilişkin verileri de paylaştı. 42 bini aşkın çalışan TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, TEI, HAVELSAN, ASPİLSAN ve İŞBİR başta olmak üzere vakıf şirketlerinde 42 bini aşkın çalışanın görev yaptığını ifade eden Görgün, çalışanların neredeyse tamamının lisans mezunu olduğunu söyledi. Yurtiçi lisans mezuniyet oranının yüzde 98’in üzerinde bulunduğunu belirten Görgün, şirketler bünyesinde yurtdışı lisans mezunu 252, yurtdışı yüksek lisans mezunu 752 ve yurtdışı doktora mezunu 150 çalışan bulunduğunu kaydetti. Görgün, savunma sanayii çalışanlarının Türkiye genelinde yüzlerce farklı üniversiteden mezun olduğunu belirterek, "Bu yapıyla sektörümüz, son derece geniş ve heterojen bir akademik arka plana sahip nitelikli insan kaynağına dayanmaktadır" değerlendirmesinde bulundu. Protokol’ün kazanımlarından bahseden YÖK Başkanı Özvar, "Bugün, Yüksek Örgüt Kurulu, Savunma Sanayi Başkanlığı, TUSAŞ ve üniversitelerimiz arasında imzalanacak İş birliği protokolü, şimdiye kadar attığınız kararlı adımları daha da ileriye taşıma iradesinin açık bir göstergesi olması bakımından, fevkalade milleti haiz bir teşebbüstür. Bu protokole ilk etapta Ankara Üniversitesi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi gibi ülkemizin güzide yüksek üretim kurumları yer almıştır. Protokolün başlıca amacı, savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirmek, bilgi ve teknoloji üretiminde üniversitelerimizin güçlü akademik alt yapısını sektörün ihtiyaçlarıyla bütünleştirmektir. Yükseköğretim mevzuatı çerçevesinde TUSAŞ bünyesinde yürütülen mesleki ve teknik eğitimlerin üniversitelerle iş birliği içerisinde kredili ders olarak kabul edilmesi, TUSAŞ’ta görev yapan uzman personelin lisans ve lisansüstü programlarda ya da kredilendirilecek mesleki teknik eğitimlerde eğitmen olarak görevlendirilmesi, ayrıca TUSAŞ’ın ihtiyaçlarını karşılamak ve akademik gelişimi desteklemek amacıyla tezli, tezsiz, yüksek lisans ile doktora programlarının oluşturulup yürütülmesi için ortak çalışmalar yapılması, protokolümüzün ana hedeflerinden bir tanesini meydana getirmektedir" diye konuştu.
30 Aralık 2025 Salı - 14:10
HÜRJET’in İspanya’ya satışında imzalar atıldı: 30 uçaklık tedarik anlaşması
İspanya Entegre Gelişmiş Uçuş Eğitim Sistemi kapsamında İspanya Hava ve Uzay Kuvvetleri envanterinin eğitim uçağı ihtiyacını karşılamak üzere HÜRJET Jet Eğitim Uçağı seçilerek taraflar arasında nihai tedarik anlaşması yapıldı. Savunma Sanayii Başkanlığı öncülüğünde, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) tarafından millî imkanlarla üretilen Jet Eğitim Uçağı HÜRJET’in ihracatına yönelik önemli bir anlaşma imzalandı. HÜRJET’in İspanya yolculuğu kapsamında başlatılan görüşmeler, resmi tedarik sözleşmesinin imzalanmasıyla tamamlandı. Yürütülen yoğun teknik, operasyonel ve endüstriyel değerlendirmeler sonucunda tüm alanlarda varılan mutabakatla nihai tedarik sözleşmesi için imzalar atıldı. 2,6 milyar Euro değerindeki sözleşme çerçevesinde toplamda 30 adet HÜRJET Jet Eğitim Uçağı’nın ihraç edilmesi öngörülmektedir. TUSAŞ tesislerinde üretilecek HÜRJET’lerin teslimatlarının 2028 yılının son çeyreğinde başlaması ve 2036 yılına kadar devam etmesi planlanıyor. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Türkiye’nin son 20 yılda savunma sanayisinde kaydettiği ilerlemenin, iş birliği kapasitesi ve yüksek teknoloji ihracatı dikkate alındığında önemli bir gösterge niteliği taşıdığını belirterek, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayimiz, öncelikle kendi ihtiyaçlarını karşılayabilen, aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle geliştirdiği ürünleri paylaşan, ihraç eden ve küresel pazarda güven veren bir konuma ulaştı" dedi. Görgün, savunma sanayii projelerine ilişkin değerlendirmesinde, sektörde yerlilik oranının yüzde 82 seviyelerine yükseldiğini hatırlatarak, bunun Türkiye’nin teknoloji üreten bir ülke haline geldiğinin en somut göstergelerinden biri olduğunu vurguladı. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) öncülüğünde geliştirilen Hürjet projesinin yalnızca bir ana yüklenici başarı hikâyesi olmadığını belirten Görgün, "Bu projede yaklaşık 200 şirketimiz önemli katkılar sundu. Her biri ciddi sorumluluk üstlenerek dünyada ihtiyaç duyulan bir muharip eğitim uçağının geliştirilmesine ortak oldu" diye konuştu. "Yüksek teknoloji işbirliklerimiz daha da güçlenerek devam edecek" Avrupa Birliği ve NATO üyesi İspanya’nın muharip eğitim uçağı ihtiyacını Türkiye’ye bildirdiğini aktaran Görgün, şu bilgileri verdi: "Mutluyuz, böyle yüksek teknolojik bir ürünü AB ve NATO üyesi müttefik bir ülkeye ihraç ediyor olmaktan. Bu anlaşma sadece eğitim uçağı anlaşması değil, yer sistemleri simülasyon sistemleri, bakım tamir sistemleri iş birliği modeli açısından geniş kapsamlı bir sözleşme. Bu sözleşmeyle birlikte İspanya ile birlikte bizim yüksek teknoloji işbirliklerimiz daha da artacağını ve güçlenerek devam edeceğini de göstermesi açısından önemli olduğunu ifade ediyorum. 30 uçak üzerinden ilk anlaşma yapıldı. Bunun bütçesel büyüklüğü 2.6 milyar euro seviyesinde. Süreç içerisinde İspanya’nın kendi ihtiyaçlarına göre güncelleştirilecek versiyonu da bu paketin içinde olacak."
30 Aralık 2025 Salı - 13:21
İçişleri Bakanlığı yılbaşı tedbirleri kapsamında 325 bin 267 personel görevlendirdi
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yılbaşı tedbirlerinin kesintisiz 4 gün süreceğini ve bu süreçte 325 bin 267 personelin görevlendirildiğini duyurdu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanlığı olarak; Başta Emniyet ve Jandarma Teşkilatları, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Göç İdaresi Başkanlığı ve AFAD olmak üzere, tüm birimlerle yılbaşı sürecine ilişkin ülke genelinde tedbirlerin alındığını açıkladı. Tedbirlerin 30 Aralık 2025 - 2 Ocak 2026 tarihleri arasında 4 gün boyunca kesintisiz şekilde uygulanacağını duyuran Yerlikaya, bu 4 günlük uygulamaya yönelik hazırlık ve çalışmaların son 1 aydır aralıksız sürdüğünü söyledi. Bu kapsamda gerçekleştirilen faaliyetlere dair bilgileri sosyal medya hesabında paylaşan Yerlikaya şu ifadeleri kullandı: "İnancımızı istismar ederek şiddeti meşrulaştırmaya çalışan terör yapılanmalarına karşı operasyonlarımız devam etmektedir. Ülkemiz genelinde düzenlediğimiz operasyonlarla, son 1 ayda 306 bin litre kaçak ve sahte alkol ele geçirilmiş, 816 şüpheliye işlem yapılmıştır. Uyuşturucuyla mücadele kapsamında son 1 ayda, 3 bin 406 şahıs tutuklanmış; 3,5 ton uyuşturucu madde ile 14 milyon adet uyuşturucu hap ele geçirilmiştir. Yine son 1 ayda, 2 bin 708’i hırsızlık, 297’si kasten öldürme, 433’ü cinsel suçlar ve 3 bin 218’i narkotik suçlar olmak üzere diğer suçlarla birlikte toplam 19 bin 616 hapis yakalaması olan şahıs yakalanmıştır." "Toplam 325 bin 267 personelimizi görevlendirilmiştir" Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yeni yıl tedbirlerinin uygulanacağı 4 gün boyunca personel ve saha ekipleri hakkında da bilgi veren Yerlikaya, "12 bin 687 uygulama noktası oluşturulmuştur. Toplam 325 bin 267 personelimizi görevlendirilmiştir. Bunların 298 bini asayiş, 27 bini trafik alanında görev yapacaktır. 34 bin 71’i asayiş; 9 bin 997 trafik olmak üzere toplam 44 bin 68 ekibimiz sahada görevlerini ifa edecektir. 720 hava ve 238 deniz unsurumuz ile 430 dedektör köpeğimiz sahada aktif olarak bulunacaktır" dedi. Güvenlik birimlerinin, güçlü bir teknolojik altyapıyla da desteklendiğini açıklayan Yerlikaya şöyle devam etti: "31 bin 424 KGYS noktası ve 107 bin 423 kamera, 4 bin 366 Plaka Tanıma Sistemi Noktası ve 15 bin 539 PTS kamerası, 1.064 Mobil Plaka Tanıma Sistemi, 6 bin 708 yüz tanıma kamerası sistemde aktif olarak kullanılmaktadır. Ayrıca trafik ve asayişte görevli 115 bin 854 kolluk görevlimizde yaka kamerası bulunacaktır. Yılbaşı gecesi ve takip eden günlere ilişkin AFAD Başkanlığımız, her zaman olduğu gibi 7/24 esasına göre görev planlamasını yapmıştır. 81 İl AFAD Müdürlüğümüze ve 20 Birlik Müdürlüğümüze ‘hazır durumda’ olun mesajı geçilmiştir. Yılbaşı gecesi 81 ilimizde ve birliklerimizle toplam 1.410 personel ve 396 araç görev yapacaktır. Yılbaşı tedbirleri kapsamında Göç İdaresi Başkanlığımız, düzensiz göçle mücadelede tedbirlerini en üst seviyeye çıkarmıştır. 81 ilimizdeki 375 Mobil Göç Noktası Aracımız 22 Aralık 2025 itibarıyla 7/24 esasına göre faaliyete geçmiştir. 4 bin 575 personelimiz 10 gün boyunca görevlerini kesintisiz sürdürecektir. Şehir merkezlerindeki yoğun bölgelerde, şehirlerin giriş çıkışlarındaki uygulama noktalarında, otobüs terminalleri, tren garları ve havalimanlarında, parklar, bahçeler ve sahillerde kontrollerimiz devam etmektedir. 2026 yılının ülkemize; milletimize, sağlık, huzur ve esenlik; başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalara barış getirmesini temenni ediyoruz."
12 Aralık 2025 Cuma - 07:41
29 ilde narkotik operasyon: 110 tutuklama
29 ilde Jandarma tarafından düzenlenen ve 2 haftadır süren narkotik operasyonlarda 110 kişi tutuklandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından 29 ilde Jandarma tarafından 2 haftadır devam eden operasyonlara ilişkin paylaşımda bulundu. Bakan Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi: "1 ton 628 kilogram uyuşturucu madde ile 750 bin 238 adet uyuşturucu hap ele geçirerek, insanlara arz edilmesini ve toplum sağlığına zarar vermesini engelledik. 345 şüpheliyi yakaladık. 110’u tutuklandı. 59’u hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğerlerinin işlemleri devam ediyor. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Jandarma Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımız koordinesinde İl Jandarma Komutanlıklarınca; Antalya, Denizli, Aydın, İstanbul, Mardin, Diyarbakır, Van, Şanlıurfa, Tekirdağ, Çorum, Adana, Ağrı, Gaziantep, Kocaeli, Kırıkkale, Hakkari, Manisa, Ordu, Düzce, Isparta, Kayseri, Sakarya, Samsun, Afyonkarahisar, Malatya, Hatay, Ankara, Kastamonu ve Aksaray’da 2 bin 430 narkotik ve asayiş ekibi, 6 bin 75 personel ile analiz ve takip timlerinin katılımıyla operasyonlar gerçekleştirdik. Uyuşturucu, insanlığın en büyük düşmanıdır. Gençlerimizin hayatını çalmaya cüret eden, o zehir tacirleriyle ülkemiz ve insanlık adına mücadele etmeye devam edeceğiz."
12 Aralık 2025 Cuma - 01:04
HSK, bazı illerin vergi mahkemelerinin yargı çevrelerini yeniden belirledi
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından bazı illerin yeni kurulan bölge idare mahkemelerinin yargı çevreleri dikkate alınarak vergi mahkemelerinin görev alanlarını yeniden düzenledi. Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Kurulu, Antalya, Diyarbakır ve Kayseri’de yeni kurulan bölge idare mahkemelerinin yargı çevreleri dikkate alınarak vergi mahkemelerinin görev alanlarını yeniden düzenledi. Karar, Resmi Gazete’de yayımlandı. HSK’nın kararına göre, yeni kurulan Antalya, Diyarbakır ve Kayseri Bölge İdare Mahkemelerinin yargı çevreleri ile diğer bölge idare mahkemelerine bağlı illerin coğrafi durumları, iş hacimleri, ulaşım yönünden yakınlıkları göz önüne alınarak Elazığ, Malatya Vergi Mahkemesi’nin yargı çevresinden çıkarıldı. Mahkemenin görev alanı yalnızca Malatya’nın mülki sınırları olarak belirlendi. Muş, Van Vergi Mahkemesi’nin yargı çevresinden çıkarıldı. Van Vergi Mahkemesi’nin görev alanı Van, Bitlis ve Hakkari illeri olarak düzenlendi. Bingöl, Erzurum Vergi Mahkemesi’nin yargı çevresinden çıkarıldı. Erzurum Vergi Mahkemesi’nin görev alanı Erzurum, Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Gümüşhane, Iğdır, Kars ve Tunceli illerinin mülki sınırları olarak belirlendi. Diyarbakır Vergi Mahkemelerinin yargı çevresi ise Diyarbakır, Bingöl, Elazığ ve Muş illerini kapsayacak şekilde yeniden oluşturuldu. Yeni düzenleme 2 Ocak 2026 tarihinde yürürlüğe girecek.
12 Aralık 2025 Cuma - 00:49
Suça sürüklenen çocukları araştırma komisyonu üyeleri Resmi Gazete’de
Çocukların suça sürüklenmesine yol açan nedenlerin tüm boyutlarıyla incelenerek koruyucu ve önleyici mekanizmalar geliştirilmesi ile çocukların toplumsal yaşama etkin katılımlarının sağlanması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla meclis araştırma komisyonuna seçilen üyeler Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararı il çocukların suça sürüklenmesine yol açan nedenlerin tüm boyutlarıyla incelenerek koruyucu ve önleyici mekanizmalar geliştirilmesi ile çocukların toplumsal yaşama etkin katılımlarının sağlanması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla kurulan meclis araştırması komisyonuna üye seçimine dair karar yayımlandı. Çocukların Suça Sürüklenmesine Yol Açan Nedenlerin Tüm Boyutlarıyla İncelenerek Koruyucu ve Önleyici Mekanizmalar Geliştirilmesi İle Çocukların Toplumsal Yaşama Etkin Katılımlarının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İçtüzük’ün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun üyeliklerine Genel Kurulun 4 Aralık 2025 tarihli 25’inci Birleşiminde yapılan seçimde ve Komisyonun Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Kâtip üyelikleri için 10 Aralık 2025 tarihindeki Komisyon toplantısında yapılan seçimde, milletvekilleri seçildi. Karara göre Komisyon Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, Başkanvekili AK Parti Antalya Milletvekili Mustafa Köse, Sözcü AK Parti İstanbul Milletvekili Ümmügülsen Öztürk, Katip Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk oldu. Komisyon üyeleri ise, Cumhuriyet Halk Partisi Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, AK Parti Bayburt Milletvekili Orhan Ateş, AK Parti Elazığ Milletvekili Erol Keleş, Milliyetçi Hareket Partisi Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük, DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, Yeni Yol İstanbul Milletvekili Elif Esen, AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, AK Parti Kastamonu Milletvekili Fatma Serap Ekmekçi, AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli Milletvekili Mühip Kankı, Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın, Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Gizem Özcan, AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İnci, AK Parti Sivas Milletvekili, Rukiye Toy, İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve AK Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt oldu.
12 Aralık 2025 Cuma - 00:40
Cumhurbaşkanlığı kararıyla 9 üniversiteye yeni rektör ataması Resmi Gazete’de
Cumhurbaşkanlığı tarafından 9 üniversiteye yeni rektör atandı.
11 Aralık 2025 Perşembe - 22:52
TBMM Genel Sekreterliğinden açıklama
TBMM Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, 20 Kasım’da bir stajyerin ailesinin şikayeti üzerine başlatılan ve 10 Aralık’ta kamuoyuna açıklanan idari soruşturmanın tamamlandığı, yapılan soruşturmada 2 stajyerin daha benzer şikayetlerinin tespit edildiği belirtildi. Açıklamada, "Soruşturmayı derhal başlatan, iddiaları ciddiyetle takip eden ve disiplin hukukuna aykırı fiillerin tespiti üzerine gerekli disiplin cezalarını tatbik eden TBMM idari teşkilatı olarak bundan sonrada bu ve benzeri suç iddialarına karşı adli makamlarımızla koordineli şekilde aynı kararlı tavrı sergilemeye devam edeceğinin bilinmesini isteriz" denildi. TBMM Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, "Kurumumuzda 2024-2025 eğitim döneminde görev alan bir stajyerin ailesinin şikayeti üzerine 20 Kasım 2025 tarihinde Genel Sekreterliğimizce başlatılan ve 10 Aralık 2025 tarihinde basın açıklaması ile detayları kamuoyuyla da paylaşılan idari soruşturma tamamlanmıştır. Yapılan soruşturmada, şikayete konu olay derinleştirilmiş ve 2 stajyerin daha benzer şikayetleri olduğu görülmüştür. Sosyal ağlar üzerinden mesajları yoluyla stajyerlerle yakınlık kurma girişimlerinde bulunduğu tespit edilen personel haklarında; Haklarındaki iddiaların sübut bulduğu; 4/A statüsünde aşçı olarak çalışan 1 personel hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesi uyarınca ’Memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak’ fiili kapsamında ’Devlet Memuriyetinden Çıkarma’, 4/D sürekli işçi statüsünde 2 aşçı personel hakkında Toplu İş Sözleşmesine göre ’cinsel tacizde bulunmak’ fiili kapsamında iş akdinin sonlandırılması, cezalarının verilmesi teklifi getirilmiştir. Yine haklarındaki iddialar bu aşamada doğrudan sübuta ermemekle beraber disiplin hükümlerine aykırı fiilleri tespit edilen; 4/D sürekli işçi statüsündeki 1 aşçı personel hakkında ’Kurum içinde kamu görevlisinin itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak’ fiili kapsamında Toplu İş Sözleşmesine göre disiplin cezası verilmesi, 4/A statüsünde aşçıbaşı olarak çalışan bir personel hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125’inci maddesi uyarınca ’Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak’ fiili kapsamında disiplin cezası verilmesi, teklifleri getirilmiştir. Ayrıca konuyla ilgili olarak düzenlenen disiplin raporunun bir örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile de paylaşılmıştır. Titiz ve kapsamlı şekilde yürütülen soruşturma süreci ile ilgili olarak şeffaflık ilkesi gereğince siyasi parti gruplarımız bilgilendirilmiş ve her türlü bilgi/belge paylaşımına açık olunduğu ifade edilmiştir. Konunun kamuoyuna yansımasından önce soruşturmayı derhal başlatan, iddiaları ciddiyetle takip eden ve disiplin hukukuna aykırı fiillerin tespiti üzerine gerekli disiplin cezalarını tatbik eden TBMM idari teşkilatı olarak bundan sonrada bu ve benzeri suç iddialarına karşı adli makamlarımızla koordineli şekilde aynı kararlı tavrı sergilemeye devam edeceğinin bilinmesini isteriz."
11 Aralık 2025 Perşembe - 21:56
Bakan Bolat: "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır"
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, finansal istikrarı pekiştirmekte, enflasyonun ve hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır" dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 Aralık ayı TCMB para politikası faiz kararına ilişkin değerlendirme yayımladı. Bakan Bolat, değerlendirmesinde, "Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, enflasyonun ana eğilimindeki iyileşme ve makroekonomik dengelenme sürecinin güçlenmesi doğrultusunda, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 150 baz puan düşürerek yüzde 38’e indirmiştir. Böylece son dört toplantıda toplam 800 baz puanlık indirime gidilmiştir. Bu karar doğrultusunda, ihracatçılarımızın yararlandığı Reeskont Kredisi İskonto Oranı yüzde 19,93’ten yüzde 19,32’ye gerilemiş; firmalarımızın net maliyetleri ise yüzde 24,89’dan yüzde 23,95’e düşmüştür. Bu gelişme, ihracatçıların finansmana ulaşım imkanlarını güçlendirmekte ve maliyetleri azaltarak rekabet güçlerine doğrudan katkı sunmaktadır. Türkiye ekonomisi, dış ticaret ve cari işlemler dengesinde son aylarda kaydedilen olumlu seyrini sürdürmektedir. Ağustos ayında 5,5 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek cari fazla rakamı elde edilmiş, Eylül ayında ise 1,1 milyar dolar cari fazla verilmiştir. Böylece Temmuz - Eylül arası 3 ay üst üste cari işlemler fazlası vermeyi başardık. Bu gelişmelerle birlikte, ülke risk primimiz (CDS), Mayıs 2018’den bu yana en düşük seviye. olan 225,5 baz puana kadar gerilemiştir" ifadelerini kullandı. Risk primindeki iyileşmenin hayat pahalılığın düşmesine katkı sağladığını vurgulayan Bakan Bolat, "Risk primindeki bu güçlü iyileşme, finansal istikrarı pekiştirmekte, enflasyonun ve hayat pahalılığının düşürülmesi sürecine katkı sağlamaktadır. Üretim, mal ve hizmetler ihracatı ile istihdamda kaydedilen artışlar, dış ticaret dengesindeki toparlanma ve risk göstergelerindeki iyileşme; ekonomi programımız çerçevesinde öngörülen istikrar içinde dengeli büyüme, enflasyonla mücadele ve halkımızın alım gücü ve refah seviyesinin yükseltilmesi hedeflerine ulaşma sürecinin kararlılıkla ilerlediğini göstermektedir. Ticaret Bakanlığı olarak, ihracatçılarımızın rekabet gücünü artırma ve finansman imkanlarını genişletme hedeflerimiz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Reeskont kredilerine ulaşımın kolaylaştırılması ve maliyetlerinin düşürülmesi, bu sürecin önemli bir parçasıdır. Bu kapsamda; başta Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olmak üzere, tüm kurumlarımızla yakın iş birliği içinde, ekonomide dengelenmeyi ve istikrarı güçlendirecek politika adımlarını hayata geçirmeye devam edeceğiz" dedi.
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:59
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ’Gönüllüler Koalisyonu Çevrimiçi Liderler Zirvesi’ne katıldı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen Gönüllüler Koalisyonu Çevrimiçi Liderler Zirvesi’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı temsilen Gönüllüler Koalisyonu Çevrimiçi Liderler Zirvesi’ne katıldık. Ukrayna’daki savaşın kritik eşikte olduğu bu dönemde, adil ve kalıcı barış için tüm paydaşlarla güçlü diplomatik temaslarımızı sürdürüyoruz. Tüm taraflarla iletişim kurabilen, güvenilir ve etkili bir liderlikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yürüttüğü yoğun diplomasi trafiği kapsamında gerçekleştirilmekte olan temasların, bu sürece çok önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Türkiye olarak; bölgemizde istikrarı, güvenliği ve barışı tesis edecek her yapıcı girişimi desteklemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:45
Gülhan Taş cinayetinde eski sevgili tutuklandı
Ankara’da Gülhan Taş’ın bıçaklanarak öldürülmesi olayında eski sevgili, tedavisinin ardından adliyeye sevk edildi ve nöbetçi mahkeme tarafından "kasten öldürme" suçundan tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Keçiören’de yaşayan Gülhan Taş (30), çalıştığı apart otele gitmek üzere evinden çıktığı sırada sokakta eski sevgilisi Mehmet S. ile karşılaştı. İkili arasında yaşanan tartışmanın büyümesi üzerine Mehmet S., Taş’ı bıçakladı. Ağır yaralı olarak Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Taş, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olay sonrası kendisini de yaralayan Mehmet S. ameliyata alındı. Tedavisinin tamamlanmasının ardından nöbetçi mahkemeye çıkarılan şüpheli, "kasten öldürme" suçundan tutuklandı.
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:44
Bakan Kacır: "Togg, 80 binden fazla araç üretti, elektrikli araç pazarında liderliği elde etti"
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Togg, 80 binden fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" dedi. TBMM Genel Kurulu, Milli Savunma Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçelerini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Pervin Buldan başkanlığında toplandı. Sanayi ve Teknoloji Bakan Mehmet Fatih Kacır, Bakanlığa ilişkin sunum yaptı. Küresel üretim ve ticarette yeni bir döneme girdiklerini belirten Kacır, "Uzunca zamandır devam eden serbest ticaret yaklaşımı artık terk ediliyor. Korumacılık tedbirleri, gümrük duvarları, ticaret engelleri, yerinde üretim, dostlardan tedarik yaklaşımları yükseliyor. Evvelden çok daha sınırlı sayıda ürün ve sektöre yönelik olan engellemeler, artık pek çok alanda olağan görünüyor. Kritik ham madde ya da teknoloji ihracatının kısıtlanması yaygınlaşıyor.Küresel ekonominin ağırlık merkezi batıdan doğuya kayıyor. Böylesi bir tabloda, sanayi ve teknoloji kabiliyetleri stratejik değer taşıyor. Pek çok ülke bu gerçeği henüz farketti. Biz ise, ülkemizi bugünlere kuvvetli şekilde hazırladık. Geçmiş sanayi devrimlerini ıskalamanın bedelini çok ağır ödemiştik. Fakat şimdi, yeni teknolojilerin sunduğu fırsatları değerlendirmeyi başaran bir ülkeyiz. AK Parti iktidarları döneminde montaj sanayii değil, katma değer üreten bir sanayi altyapısı inşa ettik" diye konuştu. "Togg, 80 binden fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" Türkiye’nin Çin’den sonra Avrupa’ya kadar uzanan kuşağın ürün ve ihracat pazarı çeşitliliği açısından en yüksek rekabet gücüne sahip ülkesi haline geldiğini dile getiren Kacır, "Askeri insansız hava araçlarında dünyada birinciyiz. Ticari araç, otobüs, beyaz eşya, güneş paneli, çelik, tekstil ve ağaç ürünleri üretiminde Avrupa’da lideriz.Yenilikçi kabiliyetlerimiz sanayimizin tüm alanlarında büyük kazanımları beraberinde getirdi. Bakınız; hükümetlerimiz döneminde çelik üretimimizi 16,5 milyon tondan 37 milyon tona yükselttik. Demir-Çelik ihracatımız 3,5 milyar dolardan 28,6 milyar dolara çıktı. 2002’de Avrupa’da dördüncü sırada idik şimdi lider üreticiyiz. Önümüzdeki dönemde yeşil dönüşüm hedefiyle, hidrojen kullanımı, alternatif enerjiler, karbon yakalama ve tesis modernizasyonu yatırımlarını hızlandıracağız. Otomotiv sektörümüz bu yıl 41,3 milyar dolar ile ihracat rekoru kırdı. 23 yılda yıllık otomobil üretimimizi 357 binden 1,4 milyona çıkardık. Elektrikli, sürücüsüz ve bağlantılı araç teknolojileriyle büyük dönüşümlerin yaşandığı sektörde yeniliklerin öncüsü olmak adına yatırımlarımızı yüksek teknoloji odaklı yönlendiriyoruz. Yerli elektrikli otomobil markamız Togg, 80 bin’den fazla araç üretti. Elektrikli araç pazarında liderliği elde etti" ifadelerini kullandı. "Sanayi ürünleri ihracatımız 255,2 milyar dolara erişti" Türk sanayisinin son dönemde küresel düzeyde yaşanan dönüşümden güçlenerek çıkmayı başardığını ifade eden Kacır, " Bakınız; sanayi üretim endeksi pandemi öncesi döneme göre Almanya’da yüzde 11,4, İtalya’da yüzde 5,5, Fransa’da yüzde 3 aşağıda seyrediyor. Bizim ise aynı dönemde sanayi üretimimiz yüzde 26,5 yükseldi. Bu yıl toplam ihracatımız 270,6 milyar dolara çıktı. Sanayi ürünleri ihracatımız 255,2 milyar dolara erişti. 2002’de 10 milyar dolar iken şimdi 109 milyar doları aşan orta-yüksek ve yüksek teknoloji ihracatımızın toplam ihracatımızdaki payı yüzde 43’e çıktı. Bu yılın ilk 11 ayında önceki yıla göre yüksek teknolojide yüzde 8,1, orta-yüksek teknolojide yüzde 9,7 artış yakaladık. Açıklanan son milli gelir verileri, sanayimizin yıllık yüzde 6,5 yükselişle büyümeye olumlu katkı sağladığını teyid etti. Bu başarıların ardında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirdiğimiz yatırımı teşvik eden, üretimi önceleyen, istihdamı güçlendiren, icat ve ihracatı destekleyen, kararlı politikalar var" dedi. "İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı hizmete aldık" Türkiye’nin uzay araştırmalarında geri kalması asla düşünülemez olduğunun altını çizen Kacır, "İlk milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı hizmete aldık. Yeni haberleşme uydumuz TÜRKSAT 7A ve yüksek çözünürlüklü gözlem uydularımız İMECE-2 ve İMECE-3’le uzayda varlığımızı güçlendireceğiz. Milli gözlem uydumuz İMECE için geliştirdiğimiz yüksek çözünürlüklü elektro-optik kamerayı ihraç ederek, bu sektörde tedarikçi ülke olduk. Ay misyonumuzda uzay aracının hibrit itki sistemi, uçuş bilgisayarı, güneş paneli, haberleşme birimi gibi kritik alt sistemlerini yerli imkanlarla üreterek milli yetkinliklerimizi ileri seviyeye taşıdık. Erzurum’da bu yıl hizmete aldığımız, 4 metre ayna çaplı teleskoba sahip Doğu Anadolu Gözlemevi, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin en önemli gözlem merkezlerinden biri oldu. Bugün; 20 Ar-Ge merkezi ve teknoparklarda yer alan 290 girişimde, 23 binin üzerinde nitelikli mühendis ve araştırmacımız Türkiye’yi uzayda söz sahibi kılacak projelerde çalışıyor. Uzaya bağımsız erişimimizi temin edecek ve küresel uzay ekonomisindeki payımızı artıracak bir uzay limanı inşa ediyoruz. Ülkemizde yeni uzay girişimlerinin filizlenmesi ve yeşermesini hızlandıracak uzay teknoparkını kuruyoruz" şeklinde konuştu. "Terörsüz Türkiye ile, üretimimiz güçlenecek, istihdamımız artacak, ihracatımız yükselecek" Terörsüz Türkiye süreci hakkında değerlendirmede buluna Kacır, "Terörsüz Türkiye ile, huzur iklimi güçlenecek, ülkemizin her karış toprağı daha da bereketlenecek. Terörsüz Türkiye ile, kalkınmamız hızlanacak, ekmeğimiz büyüyecek. Terörsüz Türkiye ile, üretimimiz güçlenecek, istihdamımız artacak, ihracatımız yükselecek. Komşularımızda artan istikrar, kurduğumuz dostluk köprüleri ve ticaret yolları ülkemiz için yeni imkanlar sunacak. Kalkınma Yolu Ortadoğu, Körfez ve Asya’ya, Zengezur Koridoru Azerbaycan ve Türk dünyasına erişimimizi güçlendirecek. Sanayimizin gelecek 30 yılının yol haritasını bu perspektifle tasarlıyoruz. Anadolu’nun topyekun kalkınması anlayışıyla hazırladığımız Sanayi Alanları Master Planında mevcut ve planlanan demiryolu, karayolu ve liman yatırımlarını, enerji altyapılarını, sektörel kümelenmeleri, tarımsal üretimin korunmasını, arazi yapılarını, deprem ve susuzluk risklerini dikkate aldık. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 155 bin hektardan 350 bin hektara yükselteceğiz.Sanayi tesislerinin yoğunluğunu Marmara Bölgesinden, Anadolu’nun diğer şehirlerine taşıyacağız. Samsun-Mersin, Mersin-Şırnak, Sivas-Iğdır ve Trabzon-Şırnak olmak üzere 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız" ifadelerini kullandı.
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:13
Bakan Güler: "Ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz"
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Diplomasi ve iyi niyet kapısını açık tutarken, bölgede tek taraflı oldubittiler oluşturma gayretlerine ve ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz" dedi. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katılarak milletvekillerine sunum yaptı. Güler, Terörsüz Türkiye sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi ve devam etmesi için terör örgütü PKK ve iltisaklı tüm grupların fesih kararına uygun olarak başta Suriye olmak üzere bulundukları tüm bölgelerde derhal terör faaliyetlerine son vermeli ve koşulsuz olarak silahlarını teslim etmesi gerektiğini aktararak, "Ne var ki son dönemde yapılan bazı açıklamalar ve uluslararası medyada yer alan analizler YPG-SDG terör örgütünün bölgesel aktörler tarafından bir aparat olarak kullanılmaya çalışılarak yeni jeopolitik mühendisliklere zemin hazırlanmak istendiğini de göstermektedir. Bu durum yalnızca Suriye için değil, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik de doğrudan bir tehdittir. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefimizin kalıcı biçimde tesis edilmesi için Suriye’deki silahlı unsurların merkezi yönetime hızlı bir şekilde entegre olması zorunludur. Örgütün de kendi içinden gelen silah bırakma ve entegrasyon çağrılarını dikkate alarak dış müdahaleleri engelleyecek şekilde bu dönüşümü geciktirmeden tamamlamasını bekliyoruz. Komşumuz Suriye ve Irak ile de bu konudaki yakın iş birliği ve koordinasyonumuzu sürdürüyoruz. Ülkemiz hangi isim altında olursa olsun güvenliğimizi ve bölgedeki huzuru tehlikeye atacak hiçbir terör yapılanmasının devamına izin vermeyecektir" ifadelerini kullandı. "Kahraman ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin yurt içinde ve sınır ötesinde yürüttüğü kararlı operasyonlar sayesinde terör örgütlerinin hareket alanı büyük ölçüde daraltılmış terör örgütü bitme noktasına getirilmiş ve Terörsüz Türkiye’ye giden yol açılmıştır" diyen Bakan Güler şöyle konuştu: "Bu yolda canını feda eden aziz şehitlerimiz ve gazi olan kahramanlarımız milletimizin gönlünde sonsuza kadar yaşayacak birer onur abidesidirler. Dolayısıyla bu süreçte atılan her adımın şehitlerimizin aziz hatırasına gazilerimizin fedakarlığına zarar vermeyecek şekilde olması ve değerli ailelerini incitmemesi en büyük önceliğimizdir. Görevi başında hayatını kaybeden veya yaralanan her bir personelimiz bizim için çok kıymetlidir ve baş tacıdır. Şehitlik ve gazilik statüleri ise hem toplumumuzun ortak vicdanında hem de hukuki düzenlemelerimizde titizlikle korunan çok özel kavramlardır." "Kıbrıs’ta eşit - egemen - ve iki devletli kalıcı bir çözümü savunuyor Kıbrıslı soydaşlarımızın haklarını görmezden gelen hiçbir anlaşma ve girişimi kabul etmiyoruz" Mavi ve Gök Vatan’ın hak ve menfaatlerinin korunması için gerekli adımları attıklarını söyleyen Bakan Güler, "Komşumuz Yunanistan’la aramızdaki meselelerin iyi komşuluk temelinde uluslararası hukuk ve hakkaniyet çerçevesinde çözülmesini ve mevcut olumlu diyalog ortamının geliştirilmesini samimiyetle arzu ediyoruz. Ancak altını çizmek isterim ki diplomasi ve iyi niyet kapısını açık tutarken, bölgede tek taraflı oldubittiler oluşturma gayretlerine ve ülkemizin hak ve menfaatlerini yok sayan girişimlere hiçbir şekilde müsamaha göstermiyoruz göstermeyeceğiz. Kıbrıs’ta eşit - egemen - ve iki devletli kalıcı bir çözümü savunuyor Kıbrıslı soydaşlarımızın haklarını görmezden gelen hiçbir anlaşma ve girişimi kabul etmiyoruz. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin siyasi etkinliğini artırma ve dış desteklerle askeri kapasitesini geliştirme adımlarını da yakından takip ediyor millî güvenliğimiz açısından değerlendirerek gerekli tedbirleri alıyoruz. Şu bir gerçek ki Türkiye hem uluslararası hukuktan doğan garantörlük hakları hem de tarihî sorumlulukları gereği Kıbrıs Türkü’nün güvenliğini egemenliğini ve meşru çıkarlarını koruma azim ve kararlılığındadır" dedi. Türkiye’nin NATO’da etkin bir konumda olduğunu belirten Güler, "Türkiye ittifakın ikinci büyük ordusu olarak geniş bir alanda sorumluluklarını örnek bir şekilde yerine getirmektedir. Savunma harcamalarında NATO’nun asgari yüzde 2 hedefini aşarak önümüzdeki yıllarda ulaşmayı amaçladığımız yüzde 5 hedefine doğru ilerlememiz ise İttifaka katkımızın bir diğer büyük göstergesidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen etkin diplomasi neticesinde 2026 NATO Zirvesi’nin Ankara’da düzenlenecek olması da ülkemizin İttifak içindeki güvenilirliğini açıkça ortaya koymuştur" şeklinde konuştu. "Deniz ve hava unsurlarımızla seyir-keşif-gözetleme faaliyetlerine aralıksız devam ediyoruz" Rusya Ukrayna savaşına değinen Güler, "Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yüksek düzeyde risklerin devam ettiği Karadeniz’de Montrö’nün titizlikle uygulanması deniz seyir güvenliği /ve mayın tehditlerinin bertaraf edilmesi için hem milli olarak hem de çok uluslu girişimlerle çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Müttefiklerimiz Romanya ve Bulgaristan’la oluşturduğumuz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu bu konuda Karadeniz’deki güvenliğe odaklanan faaliyetlerine başarıyla devam etmektedir. Ayrıca son dönemde kendi münhasır ekonomik bölgemizde seyir can ve çevre emniyetini tehdit eden saldırıların sonlandırılması için tüm taraflara gerekli ikaz ve uyarılarda bulunduk, bulunuyoruz. Bu bağlamda deniz yetki alanlarımız ile kritik su altı ve üstü yapılarımızın güvenliği için gerekli tedbirleri alıyor deniz ve hava unsurlarımızla seyir-keşif-gözetleme faaliyetlerine aralıksız devam ediyoruz. Şu bir gerçek ki Türkiye Karadeniz’de denge istikrar ve barışın tesisinde kilit aktörlerden biridir. Bu çerçevede Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın sona ermesi ve ateşkesin tesis edilmesine yönelik Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun gayret sarf ederken uluslararası çabaları da destekliyoruz" diye konuştu. Filistin ile ilgili olarak Bakan Güler, "Yürütülen yoğun diplomatik gayretler neticesinde ulaşılan kalıcı ateşkes sürecinin mimarları arasında yer almamız, ülkemizin bölgede barışın tesisine yönelik samimi çabasının en somut göstergesidir. Türkiye Gazze Deklarasyonu’nun imzalanmasında yapıcı rol oynayan aktörlerden biri olarak hem insani yardımların bölgeye kesintisiz ulaştırılması hem de ateşkesin sahada denetlenmesi ile barış ve istikrarı temin edecek her adımda sorumluluk almaya hazırdır" diye konuştu. Uzman Erbaşların Astsubaylığa geçişi kapsamında müracaat eden ve yapılan sınavlarda başarılı olan tüm Uzman Çavuşların Astsubaylığa geçirildiğini kaydeden Güler, "Özellikle vurgulamak isterim ki 2023-2024 yıllarında bin 271 uzman çavuşumuzun astsubaylığa geçişi sağlanmış olup 2025 yılı statü geçiş faaliyetleri de halen devam etmektedir. Sözleşmeli erbaş ve erlerimiz için de operasyonel görevlerin ağırlığı ve süresi gözetilerek özel harekat ve operasyon tazminatının kapsamı genişletilmiş yüzer birliklerde ve amfibi tugaylarda görev yapan personele artırımlı maaş ile aile yardımı ödeneği imkanı sağlanmıştır. Aynı şekilde sözleşmeli erlerin uzman erbaşlığa geçişi de kolaylaştırılmış kontenjan artırılmıştır. Bu kapsamda 2023 yılında 2 bin 364, 2024 yılında ise 4 bin 788 nitelikleri uygun olan Sözleşmeli Erbaş ve Erimiz Uzman Çavuş olmaya hak kazanmışlardır" ifadelerini kullandı. Eurofighter tedarikine ilişkin bilgi veren Güler, "Eurofighter tedariki hızlı temin avantajı sayesinde hava üstünlüğü kabiliyetimizi ve müşterek harekât etkinliğimizi kısa sürede daha da artırmamıza imkân tanıyacaktır. Bu uçakların birim maliyetlerinin diğer Eurofighter üretim konsorsiyumuna dâhil ülkelerle aynı seviyelerde olduğunu sözleşme bedelinin önemli bir bölümünü de mühimmat ve görev ekipmanlarının oluşturduğunu özellikle vurgulamak isterim" şeklinde konuştu. F16 ve F35 uçaklarına ilişkin Güler, "F-16 Blok 70 uçaklarının tedarikine ilişkin süreç ABD’li muhataplarımızla koordineli biçimde devam etmektedir. F-35 dahil ülkemizin çıkarları ve savunma ihtiyaçları doğrultusunda ilgili süreç yeniden değerlendirilmektedir" ifadelerini kullandı.
11 Aralık 2025 Perşembe - 20:08
Stajyer öğrenciye istismar soruşturmasında 1 tutuklama
TBMM’de stajyer öğrenciye istismar soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüpheli, sevk edildiği Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "4 Aralık 2025 tarihinde Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğüne müracaat eden mağdure D.K.’nın TBMM’de stajyer olarak çalıştığı dönemlerde meclis lokantasında çalışan şüpheli H.İ.G.’nin kendisine cinsel tacizde bulunduğunu iddia etmesi üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturmada, mağdurenin Çocuk İzlem Merkezinde ifadesi alınmış, şüpheli H.İ.G verilen talimat gereği 10 Aralık 2025 tarihinde yakalanıp gözaltına alınmıştır. Şüpheli bugün sevk edildiği Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliğince ’çocuğa karşı cinsel taciz’ suçundan tutuklanmıştır. Soruşturmaya çok yönlü ve titizlikle devam edilmektedir" denildi.
11 Aralık 2025 Perşembe - 19:43
Bakan Tunç: "Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir"
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nı darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde yapılan, ’İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun ile TİHEK Başkanı Fahrettin Altun yer aldı. Son 23 yılda atılan adımların Türkiye’yi yüksek standartlı demokrasi hedefine taşıyan köklü bir dönüşümün yapı taşları olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Anayasanın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla; kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik. 2003 yılında 4982 sayılı kanunla yürürlüğe giren bilgi edinme hakkını 2010 Anayasa değişikliğiyle Anayasal güvenceye kavuşturarak, demokratik bir yönetimin temel unsurlarından biri olan bilgi edinme hakkını güçlendirdik. Böylece vatandaşlarımızın devlete erişimini, denetim ve katılımını daha şeffaf ve güvenilir bir zemine kavuşturmayı amaçladık. Vatandaşlarımızın insan hakları ihlallerinde AİHM’ne başvurmadan önce hakkını kendi ülkesinde arayabilmesi için Bireysel başvuru imkanını getirdik. İdarenin her türlü eylem ve işlemleri nedeniyle mağdur olduğunu düşünen vatandaşlarımızın haklarının takibi noktasında kurumsal bir mekanizmayı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nu ihdas ettik. İnsan onurunu koruyan, ayrımcılığa karşı herkes için eşitlik ilkesini güçlendiren daha sağlam bir kurumsal yapı oluşturmak amacıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu hayata geçirdik" dedi. "Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik" TİHEK ile birlikte, insan hakları ihlallerini izleyen, ayrımcılığı önleyen ve devletin tüm kurumlarında eşit muamele standardını güvence altına alan bağımsız ve etkin bir mekanizmayı ülkeye kazandırdıklarından bahseden Bakan Tunç, "Anayasamızda yapılan değişikliklerle kadın haklarından çocuk haklarına; temel hak ve özgürlükleri güçlendiren ve genişleten reformları milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Anayasamızda hukuk devleti ilkesini güçlendiren, yüksek standartlı bir demokrasi için önemli yapısal reformları gerçekleştirdik. Bu kapsamda; Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasından Milli Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesine, askeri yargının kaldırılmasından sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa maddesinin kaldırılmasına; darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına varıncaya kadar önemli reformlara imza attık" ifadelerini kullandı. Tunç, söz konusu bu reform belgeleri çerçevesinde bugüne kadar yargı ve insan hakları alanında ciddi mesafeler kat ettiklerinden bahsetti. "Hedefimiz demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" İnsan hakları alanında yürütülen özverili çalışmaların, ülkenin demokratik standartlarını yükselten önemli reformlar olduğuna değinen Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir. İnsan haklarına ilişkin ülkemizdeki tüm kurumların aynı masa etrafında buluştuğu bu toplantının, ortak aklı ve kurumsal iş birliğini daha da güçlendirecek önemli sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum. Bugün ortaya koyacağımız değerlendirmeler, yalnızca bugünün çalışmalarına yön vermeyecek; Türkiye’nin insan hakları standartlarını daha ileriye taşıyacak yeni adımların da kapısını aralayacaktır" ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder